emir - Turco Inglés Diccionario
Historia

emir



Significados de "emir" en diccionario turco inglés : 5 resultado(s)

Inglés Turco
General
emir n. emir
emir n. reis
Politics
emir n. (orta doğu'da) prens
emir n. lider
emir n. vali

Significados de "emir" en diccionario inglés turco : 70 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
emir command n.
emir order n.
General
emir emeer n.
emir precept n.
emir direction n.
emir word n.
emir ukase n.
emir decision n.
emir commandment n.
emir imperative n.
emir dictamen n.
emir khan n.
emir rescript n.
emir ameer n.
emir amir n.
emir bidding n.
emir edict n.
emir charge n.
emir commanding n.
emir bid n.
emir word of command n.
emir fiat n.
emir statute n.
emir disposal n.
emir injunction n.
emir emir n.
emir command n.
emir prescript n.
emir prince n.
emir dictation n.
emir dictate n.
emir sway n.
emir decree n.
emir behest n.
emir appointment n.
emir disposition n.
emir pleasure n.
emir directive n.
emir ordinance n.
emir instruction n.
emir mandate n.
emir prescription n.
emir enjoinment [obsolete] n.
emir mandment [obsolete] n.
emir imposition [obsolete] n.
emir ordination n.
emir steven n.
emir sunnud [india] n.
emir dict (dictation) abrev.
Trade/Economic
emir prescription n.
emir mandate n.
emir ordinance n.
emir instruction n.
Law
emir precept n.
emir commandment n.
emir prescription n.
emir injunction n.
emir mandate n.
emir impeditive n.
emir writ n.
emir rubric n.
emir interlocution n.
Politics
emir ameer n.
emir monarch n.
emir directive n.
Technical
emir directive n.
emir direction n.
Computer
emir directive n.
History
emir ameer n.
Archaic
emir hest n.

Significados de "emir" con otros términos en diccionario inglés turco: 338 resultado(s)

Turco Inglés
General
emir verme enjoinder n.
emir kulu aide n.
adli merciden gelen yazılı emir writ n.
resmi emir injunction n.
emir eri equerry n.
bir emir gibi yapılan istek demand n.
emir veren kadın dictatress n.
kesin emir injunction n.
emir verme reordering n.
denize çıktıktan sonra açılmak üzere kaptana verilen kapalı zarf içindeki emir sealed orders n.
on emir decalogue n.
yazılı emir writ n.
yüksek mahkemeden verilen emir mandamus n.
emir subayı adjutant n.
emir eri aide n.
on emir the ten commandments n.
hz musa'ya allah tarafından verilen on emir the ten commandments n.
on emir kitaplarının beşincisi deuteronomy n.
sıkı emir enjoinder n.
geçici emir provisional order n.
emir altındaki kimse minion n.
resmi emir decree n.
emir eri orderly n.
emir subayı aid-de-camp n.
emir subayı aide-de-camp n.
emir kulu yes-man n.
emir kipi imperative n.
emir komuta zinciri chain of command n.
resmi emir advice n.
yedinci emir seventh commandment n.
emir subayı adjutant (adjt) n.
emir subaylığı adjutancy n.
önceki emri geçersiz kılan emir countermand n.
karşı emir counterorder n.
emir verme imperation n.
emir iptali cancel n.
belirgin veya mantıklı sebep olmaksızın emir ve önerilere karşı çıkma eğilimi negativity n.
kaba emir bark n.
emir veya komuta veren kimse bidder n.
emir kipi imperative mode n.
kibar emir wish n.
bir şeyin tutulduğu veya ertelendiğine ilişkin bir emir veya işaret hold n.
bir şeyi erteleyen bir emir hold n.
resmi emir brevet [obsolete] n.
bir eylemin erteleneceğine dair emir veya işaret hold n.
belirlenen emir clamper [scotland] n.
kolluk görevlilerinin emir almadan tutuklama ve arama yapmasını gerektiren acil durum circumstance n.
başkalarına emir veren kimse dictator n.
emir eri orderly officer [uk] n.
neyin ateşleneceğini belirten emir shell (specify) n.
emir belirten hareket beck n.
emir yetkisi command n.
birinden emir almak take an order v.
emir vermek give directions v.
birine emir yağdırmak boss someone around v.
emir yağdırmak boss over v.
yapılması için emir vermek (toplantının) summon v.
emir almak receive orders v.
emir çıkarmak enact v.
emir vb çiğnemek transgress v.
emir vermek command v.
emir vermek order v.
emir vermek give order v.
iptal etmek (yeni bir emir ile önceki emri) countermand v.
emir belirtir shall v.
emir yağdırmak order around v.
emir verir gibi konuşmak talk in a bossy way v.
emir verir gibi konuşmak talk patronizingly v.
emir almak take direction v.
emir vermek imperate v.
emir vermek adjure v.
geri çekmek (emir, yasak vb.) raise v.
emir almak take order for v.
(kibirli bir şekilde) emir yağdırmak boss v.
bağırarak emir vermek brawl v.
emir yayınlamak direct v.
emir çiğnemek digress [obsolete] v.
koşum hayvanına sağa dönmesi veya ilerlemesi için emir kipinde bağırmak gee v.
başkasından emir almadan bağımsız hareket etmek freelance v.
emir belirten imperatival adj.
emir kipine ait jussive adj.
emir niteliğindeki decretive adj.
(emir, komuta) iptal edilebilirlik countermandable adj.
emir veren orderly adj.
emir altında subordinate adj.
emir gereğince by order adv.
başka emir gelinceye kadar till further orders adv.
genellikle emir belirten cümlelerde kullanılan boşluk doldurucu sözcük once [dialect] adv.
emir üzerine on command adv.
atın adımlarını yavaşlatan emir kelimesi hup interj.
atı sağa döndüren bir emir kelimesi hup interj.
köpeği oturtan ve o halde kalmasını sağlayan bir emir kelimesi hup interj.
emir kipi impv (imperative) abrev.
emir verme cmdg (commanding) abrev.
Irregular Verb
fare - ferde (emir kipi) ferde v.
Phrasals
bir hayvanın emir vb.ne uymasını sağlamak condition (someone or something) to (something) v.
bir hayvanın emir vb.ne uymasını sağlamak condition someone or something to something v.
(emir) yukarıdan gelmek come down v.
(emir) üst makamdan gelmek come down v.
birini/bir şeyi çiğnemek (kural, emir) transgress against someone or something v.
(birine) emir yağdırmak boss (one) about v.
(birine) emir yağdırmak boss (one) around v.
emir yağdırmak boss around v.
(atlara söylenen bir emir ifadesi olarak) hızlı gitmek get up v.
(birine) emir vermek order (one) about v.
(birine) emir vermek order (one) around v.
emir vermek order about v.
emir yağdırmak order about v.
(yasal emir) çıkarttırmak sue out (something) v.
emir) transgress against v.
Phrases
bir emir kabul etme ifadesi f.a.b. [uk] interj.
bir önceki/son emir iptal belay my last expr.
Proverb
itaat etmeyen emir vermez he that cannot obey cannot command
emir alamayan emir veremez he that cannot obey cannot command
emir veren çok, çalışan yok (there are) too many chiefs and not enough indians
Colloquial
emir vermek say the word v.
emir demiri keser obey the order, no matter what! expr.
meşakkatli bir rica/emir/istek that's a tall order expr.
yapması zor bir rica/emir/istek that's a tall order expr.
yerine getirmesi zor bir rica/emir/istek that's a tall order expr.
Idioms
açık emir word of command n.
emir yağdırıp durma power trip n.
resmi emir word of command n.
on birinci emir 11th commandment n.
(birine) emir vermek give (someone) the word v.
emir vermek give the word v.
emir altında olmak take orders v.
emir altında olmak be in orders v.
emir altında olmak be under orders v.
(bir şey yapmak için) emir almak be under orders (to do something) v.
emir veren çok çalışan yok too many chiefs and not enough indians expr.
sen kimsin bana emir veriyorsun who died and left you in charge exclam.
Speaking
artık senden emir almayacağım I'm not taking orders from you anymore expr.
Trade/Economic
açık emir open order n.
bekleyen emir standing order n.
belediye emir ve yasakları municipal ordinance n.
borsada kullanılan sınırlı emir limit order n.
bir menkul değeri piyasada teklif edilen en iyi fiyattan satmak veya satın almak için borsa bankerine verilen emir at the market n.
emir bölme order split n.
emir ve kumanda birliği unity of command principle n.
emir-komuta zinciri scalar relationships n.
emir, müzekkere, mahkeme kararı, men kararı, belirleme veya hakem kararı order, writ, judgment, injunction, decree, determination or award n.
emir iyileştirmesi order improvement n.
emir komuta zincirindeki yönetici line executive n.
emir limanı port of call n.
emir defteri order book n.
emir tahtası order book n.
emir kumanda örgütü line organization n.
emir iyileştirilmesi order improvement n.
emir iyileştirme order improvement n.
fiyat sınırlı emir limited order n.
gerçekleşmiş emir realized order n.
gümrükten depo memuruna teslim veya tesellüm için yazılan emir warehouse keeper's order n.
günlük emir day order n.
görev emir formu duty order form n.
iptal edilinceye kadar geçerli emir good-till-canceled order n.
ivedi emir urgent order n.
kesin emir strict order n.
kesin emir imperative order n.
kolektif emir collective order n.
limitli emir limit order n.
küsurat emir odd lot orders n.
limitli emir limit orders n.
menkul değer borsasında açılış fiyatıyla alış veya satış için aracı kuruluşa verilen emir order at opening price n.
normal emir normal order n.
özel emir special order n.
resmi emir writ n.
satış emir sale order n.
sınırlı emir limit order n.
sınırsız emir unlimited order n.
şartlı emir contingent order n.
verilen çek ve ödeme emir checks drawn and money orders n.
yenilenen emir repeating order n.
emir kumanda örgütü line organisation n.
borçlunun üçüncü şahsa veya hamiline ödeme yapmasını zorunlu kılan yazılı emir draft n.
borsanın kapanışında yerine getirilecek emir at the close order expr.
borsanın açılışında yerine getirilecek emir at the opening order expr.
Law
eskiden ingitere'de, kiracının iki yıl olan kullanım hakkını aşması durumunda, toprağı geri almak için yasaya bağlı olarak verilen resmi yazılı emir cessavit [obsolete] n.
açık emir clear order n.
ara karar niteliğindeki emir interlocutory order n.
banka ödeme emir bank's drafts n.
bağlayıcı emir binding instruction n.
bir kuruma haksız bir uygulamayı durdurması için verilen emir cease and desist order n.
bir şeyin gerçekleştirilmesi konusunda mahkemece verilen emir mandatory injunction n.
bir kuruma haksız bir uygulamayı durdurması için verilen emir injunction n.
bir kuruma haksız bir uygulamayı durdurması için verilen emir enjoining n.
bir kuruma haksız bir uygulamayı durdurması için verilen emir enjoinment n.
dava hakkında medyaya konuşmayı yasaklayan emir gag order n.
emir verme giving order n.
emir takibi order view n.
emir verme issuing order n.
geçici mahkeme emir provisional injunction n.
hukuka uygun emir lawful order n.
istinaf konusu emir mandatory injunction n.
kesin mahkeme emir perpetual injunction n.
mahkemece yapılan çağrıya uymayanların kolluk gücüyle mahkemeye gelmesini sağlamak için verilen yazılı emir arrest warrant n.
mahkemece yapılan çağrıya uymayanların kolluk gücüyle mahkemeye gelmesini sağlamak için verilen yazılı emir bench warrant n.
münferit emir fragmentary order n.
tedbir mahiyetinde emir injunction n.
yazılı emir written order n.
yargısal emir judicial order n.
(eski) kralın bir kişiyi tutuklamadan muaf tuttuğu emir writ of protection n.
bazı geçici meselelerle ilgili iskoç mahkemesine gönderilen yazılı beyannameye karşılık mahkemenin emir ve gerekçelerini bildiren cevap minute n.
bir konunun tartışılmasını yasaklayan emir veya kural gag n.
bir davanın medyada tartışılmasını yasaklayan emir gagging-order n.
yazılı emir oyer and terminer n.
tarihsel olarak mülkiyete bağlı olmayıp bağış veya emir yoluyla uzun süreli istifade için ilhak edilmiş arazi parçası common appurtenant n.
kişinin mahkemeye çıkmasını ve belirli bir telafinin niçin verilmemesi gerektiğini açıklayan emir order n.
sızdırılan bilgilerin krala, kraliyete ve krallığa karşı kullanılmasını suç kabul eden resmi emir premunire n.
emir ve kuralları uygulamak üzere yasama organlarına, siyasi veya kanuni toplantılara katılan yetkili sergeant at arms n.
bir davanın yürürlükte kalmasını sağlayan emir stet n.
bir yasal işlemin yürürlükte kalmasını sağlayan emir stet n.
kralın yargıçlar kurulu tarafından düzenlenen resmi emir supplicavit n.
emir çıkarmak enact v.
(yeni bir emir ile önceki emri) iptal etmek unorder v.
Politics
daima yürürlükte olan emir standing order n.
emir gerçekleştirme sistemi order execution arrangement n.
resmi emir decree n.
sadece daire başkanından emir alan üst düzey devlet memuru undersecretary [us] n.
sadece daire başkanından emir alan üst düzey devlet memurluğu under-secretaryship n.
bizans ve avrupa hükümdarlarınca verilen emir golden bull n.
doğu asya hükümdarından gelen emir firman n.
Technical
emir vermek instruct v.
kumanda etmek emir vermek command v.
Telecom
yarı otomatik taktik emir ve denetim sistemi semiautomated tactical command and control system n.
Marine
emir limanı port of call n.
çapayı orsa etmek için verilen emir up anchor n.
çapayı rüzgarın geldiği yöne döndürmek için verilen emir up anchor n.
dümenciye dümeni rüzgaraltı yönüne doğru çevirmesi için verilen emir down helm n.
Psychology
ahlakdışı emir immoral imperative n.
Chemistry
emir oksit pigmenti iron oxide pigment n.
Linguistics
emir kipi the imperative n.
emir cümlesi imperative sentence n.
emir bildiren kelime, kip veya biçim jussive n.
emir kipi jussive mood n.
emir kipi imperative form n.
teşvik amaçlı kullanılan emir kipi hortative n.
emir kipinde çekimlenen fiil biçimi imperative n.
emir belirten imperative adj.
teşvik amaçlı kullanılan emir kipi ile ilgili hortative adj.
emir kipi imper (imperative) abrev.
History
yazılı emir pone n.
16 ve 17. yüzyıllarda irlanda'daki chancery mahkemesi'ne verilen bir emir fiaunt n.
emir timur timur the lame n.
Religious
sina dağı'nda musa'ya tanrı tarafından verildiğine inanılan on emir the commandments n.
kutsal emir divine command n.
dini emir law n.
kral hirodes'in isa'yı öldürmek için verdiği emir üzerine bethlehem'deki tüm erkek çocuklarının katledilmesi olayı massacre of the innocents n.
(yahudi inancında) incil'de bulunan emir mitsvah n.
(yahudi inancında) hahamlara ait emir mitsvah n.
belirli bir suçtan feragat etmek için piskopos veya kilise mahkemesince verilen emir monition n.
dini tarikatta yetkilinin cemaatten birine verdiği özel yazılı emir obedience n.
on emir decalog n.
en düşük üç gnostik emir ile ilgili hylic adj.
on emir kitaplarının beşincisi deut (deuteronomy) abrev.
on emir kitaplarının beşincisi deut. (deuteronomy) abrev.
Philosophy
kutsal emir kuramı divine command theory n.
Geography
emir vadisi esdraelon n.
emir vadisi esdraelon plain of n.
emir vadisi jezreel n.
emir vadisi plain of jezreel n.
kuzey israil'de, emir vadisi'nde yer alan eski bir şehir megiddo n.
Military
alay emir subayı aid-major n.
amiral emir subayı flag lieutenant n.
alay emir subayı regimental adjutant n.
bir sayfalık teknik emir eki technical order page supplement n.
bir askeri üste faaliyette bulunan fakat o üssün emir komuta zincirine dahil olmayan bir anlamda kiracı konumdaki komutanlık tenant command n.
devamlı emir standing order n.
emir askeri batman n.
emir ve komuta silsilesi military channel n.
emir astsubayı aide n.
emir-komuta zinciri chain of command n.
emir subayı aide de camp n.
emir astsubayı adjutant n.
emir ve isteklerin dağıtımı dissemination of orders and requests n.
emir subayı adjutant n.
emir subayı yardımcısı assistant adjutant n.
emir subayı aide-de-camp n.
emir komuta zinciri chain of command n.
emir subayları personal staff n.
emir veya ilan asılan tabela billboard n.
emir ve komuta kanalı military channel n.
emir ve komuta birliği unity of command n.
emir ve komuta zinciri chain of command and order n.
emir komuta iklimi command climate n.
emir ve komuta mihveri command axis n.
emir ve komuta zinciri order and command chain n.
emir ve komuta devresi order wire n.
emir ve komuta görevi command task n.
emir-komuta zinciri command chain n.
emir ve komuta kanalı channels n.
emir subayı aide n.
emir ve komuta kanalı command channel n.
emir eri batman n.
emir eri orderly n.
görev tipi emir mission type order n.
günlük emir routine order n.
harekat emir ve komuta zinciri operational chain of command n.
idari emir administrative order n.
mahallinde emir on the spot order n.
not ettirilmiş emir dictated order n.
özel emir special order n.
ön emir warning order n.
sözlü emir veren komutan verbal orders commanding officer n.
şifahi emir verbal order n.
sözlü emir oral order n.
şifahi emir oral order n.
sözlü emir verbal order n.
teknik emir uygulaması technical order compliance n.
tugay emir subayı brigade adjutant n.
tabur emir subayı battalion adjutant n.
teyit edici yazılı emir confirmatory order n.
teknik emir technical order n.
yazılı emir written order n.
yazılı emir letter order n.
zamana bağlı teknik emir time compliance technical order n.
birleşik emir planı unified command plan n.
otoritelerce çıkarılan, belirli kişi veya mülklerin güvenliğini sağlayan yazılı emir safeguard n.
emir yetkisi operational authority n.
emir eri dogrobber n.
paralel emir-komuta zinciri parallel chains of command n.
karşı emir counter-order n.
askeriyede üst makamlardan alınan emir ve talimatların kaydedildiği bir defter orderly book [uk] n.
emir vermek issue an order v.
emir yayınlamak issue an order v.
emir vererek birliklerin yönünü değiştirmek face v.
askere nerede konumlanacağına dair emir vermek billet v.
emir vererek harekat gerçekleştirmek operate v.
emir verilmemiş unordered adj.
emir emirdir an order is an order expr.
emir verildiğinde on order expr.
emir emirdir order is order expr.
şifahi emir vo (verbal order) abrev.
Archaic
yetkilendirici emir breve n.
Slang
birinin kölesi/emir kulu hollaback n.
sürekli emir veren a bossy boots n.
emir eri zany n.
Star Wars
66. emir order 66 n.