|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
General |
|
1 |
Genel |
official trip i.
|
resmi gezi |
|
It's the minister's first official trip.
Bu bakanın ilk resmi gezisi.
More Sentences
|
2 |
Genel |
round trip ticket i.
|
gidiş dönüş bileti |
|
Did you buy a round trip ticket?
Gidiş dönüş bilet aldın mı?
More Sentences
|
3 |
Genel |
business trip i.
|
iş seyahati |
|
He doesn't travel much apart from occasional business trips.
Ara sıra iş seyahatleri dışında pek seyahat etmez.
More Sentences
|
4 |
Genel |
bus trip i.
|
otobüs yolculuğu |
|
What do you think of the idea of making a bus trip?
Bir otobüs yolculuğu yapma fikri hakkında ne düşünüyorsun?
More Sentences
|
5 |
Genel |
round-trip i.
|
gidiş dönüş (bileti) |
|
What's the round-trip fare?
Gidiş dönüş bilet ücretleri nedir?
More Sentences
|
6 |
Genel |
round-trip i.
|
gidiş-dönüş |
|
I'd like a round-trip ticket from Boston to New York.
Boston'dan New York'a gidiş-dönüş bilet istiyorum.
More Sentences
|
7 |
Genel |
school trip i.
|
okul gezisi |
|
It is the season for organised school trips.
Organize okul gezilerinin tam zamanı.
More Sentences
|
8 |
Genel |
foreign trip i.
|
yurtdışı seyahat |
|
Is this your first foreign trip?
Bu ilk yurtdışı seyahatiniz mi?
More Sentences
|
9 |
Genel |
trip abroad i.
|
yurtdışı seyahat |
|
Mr Mugabe is leaving for a trip abroad with his entourage, and you are well aware of it.
Sayın Mugabe maiyetiyle birlikte bir yurtdışı seyahatine çıkıyor ve siz de bunun farkındasınız.
More Sentences
|
10 |
Genel |
shopping trip i.
|
alışveriş gezisi |
|
My sister came along on the shopping trip.
Kız kardeşim alışveriş gezisine geldi.
More Sentences
|
11 |
Genel |
camping trip i.
|
kamp gezisi |
|
Tom went on a camping trip with a friend.
Tom bir arkadaşla kamp gezisine gitti.
More Sentences
|
12 |
Genel |
a good trip i.
|
iyi bir yolculuk |
|
I hope you have a good trip.
Umarım iyi bir yolculuk geçirirsiniz.
More Sentences
|
13 |
Genel |
day trip i.
|
günlük gezi |
|
I made a day trip.
Bir günlük gezi yaptım.
More Sentences
|
14 |
Genel |
take a trip f.
|
seyahate çıkmak |
|
We should take a trip.
Bir seyahate çıkmalıyız.
More Sentences
|
15 |
Genel |
take a trip f.
|
seyahat etmek |
|
Let's take a trip to New York.
New York'a seyahat edelim.
More Sentences
|
16 |
Genel |
take a trip f.
|
seyahate gitmek |
|
I feel like taking a trip.
Canım seyahate gitmek istiyor.
More Sentences
|
17 |
Genel |
take a trip f.
|
yolculuk etmek |
|
The day will soon come when we can take a trip to Mars.
Mars'a bir yolculuk edeceğimiz gün yakında gelecek.
More Sentences
|
18 |
Genel |
trip and fall f.
|
takılarak düşmek |
|
I saw Tom trip and fall.
Tom'un takılıp düştüğünü gördüm.
More Sentences
|
19 |
Genel |
trip and fall f.
|
ayağı takılıp düşmek |
|
Tom is trying not to be trip and fall.
Tom ayağı takılıp düşmemeye çalışıyor.
More Sentences
|
Phrasals |
|
20 |
Öbek Fiiller |
trip on something f.
|
bir şeye takılmak |
|
Tom tripped on something.
Tom'un ayağı bir şeye takıldı.
More Sentences
|
21 |
Öbek Fiiller |
trip over something f.
|
bir şeye takılmak |
|
Tom tripped over something.
Tom'un ayağı bir şeye takıldı.
More Sentences
|
22 |
Öbek Fiiller |
trip up f.
|
takılmak |
|
Mr President, I am in danger of being tripped up here.
Sayın Başkan, burada takılıp kalma tehlikesiyle karşı karşıyayım.
More Sentences
|
23 |
Öbek Fiiller |
trip on (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) takılıp düşmek |
|
Watch your step, or else you will trip on the baggage.
Adımınıza dikkat edin, yoksa bavullara takılıp düşersiniz.
More Sentences
|
Phrases |
|
24 |
İfadeler |
enjoy your trip! expr.
|
iyi yolculuklar! |
|
Enjoy your trip.
İyi yolculuklar.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
25 |
Ticaret/Ekonomi |
business trip i.
|
iş gezisi |
|
Tom went on a business trip last week.
Tom geçen hafta bir iş gezisi için gitti.
More Sentences
|
Tourism |
|
26 |
Turizm |
round trip ticket i.
|
gidiş-dönüş bileti |
|
Did you buy a round trip ticket?
Gidiş-dönüş bilet mi aldın?
More Sentences
|
27 |
Turizm |
boat trip i.
|
tekne gezisi |
|
My grand parents planned a boat trip with us.
Büyükannem ve büyükbabam bizimle bir tekne gezisi planlamıştı.
More Sentences
|
Education |
|
28 |
Eğitim |
school trip i.
|
okul gezisi |
|
We are going on a school trip to Osaka Castle tomorrow.
Yarın Osaka Kalesi'ne okul gezisine gidiyoruz.
More Sentences
|
General |
|
29 |
Genel |
round trip i.
|
gidiş dönüş |
|
30 |
Genel |
circle trip i.
|
ring seferi |
|
31 |
Genel |
scouting trip i.
|
keşif gezisi |
|
32 |
Genel |
field trip i.
|
öğretimde gezi |
|
33 |
Genel |
round trip ticket i.
|
gidiş geliş bileti |
|
34 |
Genel |
round-trip ticket i.
|
gidiş dönüş bileti |
|
35 |
Genel |
round-trip delay i.
|
gidiş geliş gecikmesi |
|
36 |
Genel |
additional trip i.
|
ek sefer |
|
37 |
Genel |
return/round-trip ticket i.
|
gidiş-dönüş bileti |
|
38 |
Genel |
guilt trip i.
|
suçluluk psikolojisi |
|
39 |
Genel |
day-trip i.
|
günübirlik gezi |
|
40 |
Genel |
night trip i.
|
gece yolculuğu |
|
41 |
Genel |
forest trip i.
|
orman gezisi |
|
42 |
Genel |
road trip i.
|
yol gezisi |
|
43 |
Genel |
boat trip i.
|
yat gezisi |
|
44 |
Genel |
yachting trip i.
|
yat gezisi |
|
45 |
Genel |
side trip i.
|
yan gezi |
|
46 |
Genel |
pleasure trip i.
|
gezi |
|
47 |
Genel |
pleasure trip i.
|
gezinti |
|
48 |
Genel |
trip advisor i.
|
gezi tavsiyecisi |
|
49 |
Genel |
biz trip i.
|
iş gezisi |
|
50 |
Genel |
backpacking trip i.
|
sırt çantalı gezi |
|
51 |
Genel |
coach trip i.
|
otobüs gezisi |
|
52 |
Genel |
bus trip i.
|
otobüs gezisi |
|
53 |
Genel |
long road trip i.
|
uzun yol seyahati |
|
54 |
Genel |
foreign trip i.
|
dış gezi |
|
55 |
Genel |
overseas trip i.
|
dış gezi |
|
56 |
Genel |
overseas trip i.
|
yurtdışı gezisi |
|
57 |
Genel |
hiking trip i.
|
(genelde doğada yapılan) yürüyüş gezisi |
|
58 |
Genel |
trip-hop i.
|
temposu düşük bir elektronik müzik türü |
|
59 |
Genel |
nature trip i.
|
doğa gezisi |
|
60 |
Genel |
nature trip i.
|
doğa turu |
|
61 |
Genel |
east trip i.
|
doğu gezisi |
|
62 |
Genel |
sled trip i.
|
kızak gezisi |
|
63 |
Genel |
sled trip i.
|
kızak yolculuğu |
|
64 |
Genel |
inner trip i.
|
iç yolculuk |
|
65 |
Genel |
health trip i.
|
sağlık gezisi |
|
66 |
Genel |
trip [dialect] i.
|
küçük hayvan sürüsü |
|
67 |
Genel |
trip wire i.
|
izinsiz girişleri engellemek için çimenlere yerleştirilen alçak tel |
|
68 |
Genel |
round-trip fare i.
|
gidiş dönüş ücreti |
|
69 |
Genel |
a good trip i.
|
güzel bir seyahat |
|
70 |
Genel |
road trip i.
|
kara yolu seyahati |
|
71 |
Genel |
road trip i.
|
kara yolu yolculuğu |
|
72 |
Genel |
head trip i.
|
birinin duygularını ve fikirlerini keşfetme |
|
73 |
Genel |
head trip i.
|
ilginç deneyim |
|
74 |
Genel |
head trip i.
|
heyecan verici deneyim |
|
75 |
Genel |
day trip i.
|
günübirlik gezi |
|
76 |
Genel |
next trip i.
|
Sonraki yolculuk |
|
77 |
Genel |
trip up f.
|
çelme atmak |
|
78 |
Genel |
have a trip f.
|
seyahat etmek |
|
79 |
Genel |
trip up f.
|
yalanını yakalamak |
|
80 |
Genel |
trip up f.
|
çelme takmak |
|
81 |
Genel |
trip over f.
|
takılıp düşmek |
|
82 |
Genel |
trip up f.
|
ayağını çelmek |
|
83 |
Genel |
trip up f.
|
yanıltmak |
|
84 |
Genel |
trip up f.
|
ayağına çelme takmak |
|
85 |
Genel |
trip on f.
|
bir şeye takılıp düşmek |
|
86 |
Genel |
trip up f.
|
şaşırtmak |
|
87 |
Genel |
go on a trip f.
|
geziye çıkmak |
|
88 |
Genel |
go on a trip f.
|
gezintiye çıkmak |
|
89 |
Genel |
go on a trip f.
|
geziye gitmek |
|
90 |
Genel |
trip and fall f.
|
takılıp düşmek |
|
91 |
Genel |
day-trip f.
|
günübirlik gezmek |
|
92 |
Genel |
trip on f.
|
kaba davranmak |
|
93 |
Genel |
trip up f.
|
yanlış yapmak |
|
94 |
Genel |
trip up f.
|
hata yapmak |
|
95 |
Genel |
trip on f.
|
saygısızlık etmek |
|
96 |
Genel |
trip on f.
|
hor görmek |
|
97 |
Genel |
trip someone up f.
|
çelme takmak |
|
98 |
Genel |
trip someone up f.
|
birinin hata yapmasına neden olmak |
|
99 |
Genel |
trip someone up f.
|
düşmesine neden olmak |
|
100 |
Genel |
trip someone up f.
|
birini düşürmek |
|
101 |
Genel |
trip on f.
|
saygısız davranmak |
|
102 |
Genel |
add an additional trip f.
|
ek sefer koymak |
|
103 |
Genel |
take a plane trip f.
|
uçak seyahati yapmak |
|
104 |
Genel |
trip down memory lane f.
|
anıları deşmek |
|
105 |
Genel |
cut the trip short f.
|
geziyi kısa kesmek |
|
106 |
Genel |
take the students on a trip f.
|
öğrencileri geziye götürmek |
|
107 |
Genel |
be on a guilt trip f.
|
vicdan azabı duymak |
|
108 |
Genel |
be on a guilt trip f.
|
vicdan azabı çekmek |
|
109 |
Genel |
trip the fuse f.
|
sigortayı attırmak |
|
110 |
Genel |
make a trip f.
|
(önceden kararlaştırılmış bir) seyahate çıkmak |
|
111 |
Genel |
go on a school trip f.
|
okul gezisine çıkmak |
|
112 |
Genel |
take a boat trip f.
|
tekne gezisine çıkmak |
|
113 |
Genel |
time-trip f.
|
nostalji yaşamak |
|
114 |
Genel |
ego-trip f.
|
bencilce davranmak |
|
115 |
Genel |
have a good trip! ünl.
|
uğurlar olsun! |
|
116 |
Genel |
have a good trip! ünl.
|
yolunuz açık olsun! |
|
Phrasals |
|
117 |
Öbek Fiiller |
trip along f.
|
mutlu mutlu yürümek |
|
118 |
Öbek Fiiller |
trip up f.
|
tökezlemek |
|
119 |
Öbek Fiiller |
trip up f.
|
tökezletmek |
|
120 |
Öbek Fiiller |
trip along f.
|
(bir şey) boyunca dengede yürümek |
|
121 |
Öbek Fiiller |
trip on (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) ayağı takılmak |
|
122 |
Öbek Fiiller |
trip over (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) ayağı takılmak |
|
123 |
Öbek Fiiller |
trip over (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) takılıp düşmek |
|
124 |
Öbek Fiiller |
trip over (someone) f.
|
(birini) itmek |
|
125 |
Öbek Fiiller |
trip over (someone) f.
|
(birini) kenara itmek |
|
126 |
Öbek Fiiller |
trip over (someone) f.
|
(birini) itip kakmak |
|
127 |
Öbek Fiiller |
trip over (something) f.
|
(bir şeyi) düzgün söylemekte zorlanmak |
|
128 |
Öbek Fiiller |
trip over (something) f.
|
(bir şeyi) gevelemek |
|
129 |
Öbek Fiiller |
trip over (something) f.
|
(bir şeyi) söylerken kekelemek/teklemek |
|
Phrases |
|
130 |
İfadeler |
this is my first trip to ... expr.
|
bu benim ... ya ilk gelişim |
|
131 |
İfadeler |
this is my first trip to ... expr.
|
bu benim ... a ilk seyahatim |
|
Colloquial |
|
132 |
Konuşma Dili |
down trip i.
|
kötü bir deneyim |
|
133 |
Konuşma Dili |
down trip i.
|
kötü bir tecrübe |
|
134 |
Konuşma Dili |
bad trip i.
|
kötü bir tribe girme |
|
135 |
Konuşma Dili |
bad trip i.
|
uyuşturucu maddenin yarattığı kötü etki |
|
136 |
Konuşma Dili |
bad trip i.
|
uyuşturucu nedeniyle görülen kötü halüsinasyonlar |
|
137 |
Konuşma Dili |
bad trip i.
|
sanrı nöbeti |
|
138 |
Konuşma Dili |
bad trip i.
|
halüsinasyon nöbeti |
|
139 |
Konuşma Dili |
good trip i.
|
iyi/güzel geçen bir zaman |
|
140 |
Konuşma Dili |
head trip i.
|
üstünlük taslama |
|
141 |
Konuşma Dili |
head trip i.
|
kendini beğenmişlik |
|
142 |
Konuşma Dili |
head trip i.
|
ego tatmini |
|
143 |
Konuşma Dili |
head trip i.
|
patronluk taslama |
|
144 |
Konuşma Dili |
head trip i.
|
psikoaktif madde/uyuşturucu deneyimi |
|
145 |
Konuşma Dili |
guilt-trip f.
|
(birisini) yaptığı bir şeyden dolayı suçlu hissettirmek |
|
146 |
Konuşma Dili |
guilt-trip f.
|
(birini) suçlu hissettirerek manipüle etmeye çalışmak |
|
147 |
Konuşma Dili |
enjoy the trip expr.
|
iyi gezmeler |
|
Idioms |
|
148 |
Deyim |
a trip to the woodshed i.
|
fırçayı yeme |
|
149 |
Deyim |
a trip to the woodshed i.
|
zılgıtı yeme |
|
150 |
Deyim |
a trip to the woodshed i.
|
ayvayı yeme |
|
151 |
Deyim |
trip to the woodshed i.
|
fırçayı yeme |
|
152 |
Deyim |
trip to the woodshed i.
|
zılgıtı yeme |
|
153 |
Deyim |
trip to the woodshed i.
|
ayvayı yeme |
|
154 |
Deyim |
a guilt trip i.
|
ağır suçluluk duygusu |
|
155 |
Deyim |
a trip down memory lane i.
|
anılara yolculuk |
|
156 |
Deyim |
a guilt trip i.
|
büyük suçluluk duygusu |
|
157 |
Deyim |
a guilt trip i.
|
derin suçluluk duygusu |
|
158 |
Deyim |
power trip i.
|
emir yağdırıp durma |
|
159 |
Deyim |
an ego trip i.
|
ego tatmini |
|
160 |
Deyim |
an ego trip i.
|
insanın kendi egosunu okşamak için yaptığı hareket/davranış |
|
161 |
Deyim |
power trip i.
|
(amir/şef/müdür vb'nin alt kademedeki çalışanlara karşı uyguladığı) güç gösterisinde bulunma |
|
162 |
Deyim |
a guilt trip i.
|
vicdan yaptıracak söz |
|
163 |
Deyim |
a guilt trip i.
|
suçluluk hissettirecek söz |
|
164 |
Deyim |
a guilt trip i.
|
duygu sömürüsü |
|
165 |
Deyim |
ego trip i.
|
insanın kendi egosunu okşamak için yaptığı hareket/davranış |
|
166 |
Deyim |
ego trip i.
|
ego tatmini |
|
167 |
Deyim |
ego trip i.
|
bencilce davranış |
|
168 |
Deyim |
ego trip i.
|
üstünlük taslama |
|
169 |
Deyim |
trip for biscuits i.
|
boşuna iş |
|
170 |
Deyim |
trip for biscuits i.
|
boşuna uğraş |
|
171 |
Deyim |
trip for biscuits i.
|
anlamsız iş |
|
172 |
Deyim |
trip for biscuits i.
|
anlamsız uğraş |
|
173 |
Deyim |
trip the light fantastic toe f.
|
dans etmek |
|
174 |
Deyim |
take a trip down memory lane f.
|
anılara dalmak |
|
175 |
Deyim |
take a trip down memory lane f.
|
anılara uzanmak |
|
176 |
Deyim |
trip down memory lane f.
|
anıları gözünün önünden geçmek |
|
177 |
Deyim |
trip down memory lane f.
|
anıları hatırlamak |
|
178 |
Deyim |
trip up somebody f.
|
birinin yoluna taş koymak |
|
179 |
Deyim |
send somebody on a guilt trip f.
|
birisini yaptığı bir şeyden dolayı suçlu hissettirmek |
|
180 |
Deyim |
lay a (heavy) trip on someone f.
|
birisini ağır biçimde eleştirmek |
|
181 |
Deyim |
lay a heavy trip on someone f.
|
birisini ağır biçimde eleştirmek |
|
182 |
Deyim |
be on a guilt trip about something f.
|
bir konu hakkında kendini çok suçlu hissetmek |
|
183 |
Deyim |
lay a trip on someone f.
|
birisini ağır biçimde eleştirmek |
|
184 |
Deyim |
put a guilt trip on somebody f.
|
birisini yaptığı bir şeyden dolayı suçlu hissettirmek |
|
185 |
Deyim |
trip somebody up f.
|
birinin yoluna taş koymak |
|
186 |
Deyim |
trip the light fantastic f.
|
dans etmek |
|
187 |
Deyim |
trip someone up f.
|
çelme takmak |
|
188 |
Deyim |
trip up somebody f.
|
engellemeye çalışmak |
|
189 |
Deyim |
trip somebody up f.
|
hata yapmaya zorlamak |
|
190 |
Deyim |
trip somebody up f.
|
engellemeye çalışmak |
|
191 |
Deyim |
trip down memory lane f.
|
geçmişi gözünün önünden geçmek |
|
192 |
Deyim |
trip up somebody f.
|
hata yapmaya zorlamak |
|
193 |
Deyim |
trip someone up f.
|
hatasını yakalamak |
|
194 |
Deyim |
be on a power trip f.
|
güç gösterisinde bulunmak |
|
195 |
Deyim |
take a trip down memory lane f.
|
eskiyi yad etmek |
|
196 |
Deyim |
trip down memory lane f.
|
geçmişi hatırlamak |
|
197 |
Deyim |
take a trip down memory lane f.
|
eski günleri yad etmek |
|
198 |
Deyim |
take a trip down memory lane f.
|
maziyi yad etmek |
|
199 |
Deyim |
take a trip down memory lane f.
|
maziye dalmak |
|
200 |
Deyim |
trip off the tongue f.
|
söylenmesi çok kolay olmak |
|
201 |
Deyim |
lay/put a guilt trip on somebody (us) f.
|
yaptığı bir şey yüzünden birini suçlu hissettirmek |
|
202 |
Deyim |
send somebody on a guilt trip (brit) f.
|
yaptığı bir şey yüzünden birini suçlu hissettirmek |
|
203 |
Deyim |
trip off the tongue f.
|
(söylenmesi kolay olduğundan) ağızdan dökülmek |
|
204 |
Deyim |
lay a guilt trip on someone f.
|
yaptığı bir şey yüzünden kendisini suçlu hissettirmek |
|
205 |
Deyim |
lay a (heavy) trip on (one) f.
|
(birini ağır) şekilde eleştirmek |
|
206 |
Deyim |
lay a (heavy) trip on (one) f.
|
(birine fena) çıkışmak |
|
207 |
Deyim |
lay a (heavy) trip on (one) f.
|
(birini fena) azarlamak |
|
208 |
Deyim |
lay a (heavy) trip on (one) f.
|
(birine ağır) trip atmak |
|
209 |
Deyim |
lay a (heavy) trip on (one) f.
|
(birini çok) üzmek |
|
210 |
Deyim |
lay a (heavy) trip on (one) f.
|
(birinin) kafasını (çok) karıştırmak |
|
211 |
Deyim |
lay a (heavy) trip on (one) f.
|
(birini çok) şaşırtmak |
|
212 |
Deyim |
lay a (heavy) trip on (one) f.
|
(birine büyük) şaşkınlık yaşatmak |
|
213 |
Deyim |
lay a (heavy) trip on (one) f.
|
(birini) şaşkına çevirmek |
|
214 |
Deyim |
lay a (heavy) trip on (one) f.
|
(birine) kendini suçlu hissettirmek |
|
215 |
Deyim |
lay a (heavy) trip on (one) f.
|
(birine) suçluluk hissettirmek |
|
216 |
Deyim |
lay a (heavy) trip on (one) f.
|
(birine) duygu sömürüsü yapmak |
|
217 |
Deyim |
lay a (heavy) trip on someone f.
|
birini (ağır) şekilde eleştirmek |
|
218 |
Deyim |
lay a (heavy) trip on someone f.
|
birine (fena) çıkışmak |
|
219 |
Deyim |
lay a (heavy) trip on someone f.
|
birini (fena) azarlamak |
|
220 |
Deyim |
lay a (heavy) trip on someone f.
|
birine (ağır) trip atmak |
|
221 |
Deyim |
lay a (heavy) trip on someone f.
|
birini (çok) üzmek |
|
222 |
Deyim |
lay a (heavy) trip on someone f.
|
birinin kafasını (çok) karıştırmak |
|
223 |
Deyim |
lay a (heavy) trip on someone f.
|
birini (çok) şaşırtmak |
|
224 |
Deyim |
lay a (heavy) trip on someone f.
|
birine (büyük) şaşkınlık yaşatmak |
|
225 |
Deyim |
lay a (heavy) trip on someone f.
|
birini şaşkına çevirmek |
|
226 |
Deyim |
lay a (heavy) trip on someone f.
|
birine kendini suçlu hissettirmek |
|
227 |
Deyim |
lay a (heavy) trip on someone f.
|
birine suçluluk hissettirmek |
|
228 |
Deyim |
lay a (heavy) trip on someone f.
|
birine duygu sömürüsü yapmak |
|
229 |
Deyim |
lay a guilt trip on someone f.
|
birine kendini suçlu hissettirmek |
|
230 |
Deyim |
lay a guilt trip on someone f.
|
birine suçluluk hissettirmek |
|
231 |
Deyim |
lay a guilt trip on someone f.
|
birine duygu sömürüsü yapmak |
|
232 |
Deyim |
lay a (heavy) trip on someone f.
|
birine ciddi bir bilgi açıklamak |
|
233 |
Deyim |
lay a (heavy) trip on someone f.
|
birine çarpıcı/yıkıcı bir bilgi açıklamak |
|
234 |
Deyim |
lay a (heavy) trip on someone f.
|
birine altında ezileceği/ağır bir bilgi vermek |
|
235 |
Deyim |
trip off the tongue f.
|
söylemesi çok kolay olmak |
|
236 |
Deyim |
trip off the tongue f.
|
(söylemesi kolay olduğundan) ağzından dökülüvermek |
|
237 |
Deyim |
trip off the tongue f.
|
kolayca/kolay söylenmek |
|
238 |
Deyim |
take a trip down memory lane f.
|
birini anılara götürmek |
|
239 |
Deyim |
take a trip down memory lane f.
|
geçmişe götürmek |
|
240 |
Deyim |
take a trip down memory lane f.
|
anıları birinin gözünde canlandırmak |
|
241 |
Deyim |
take a trip down memory lane f.
|
anıları hatırlatmak |
|
242 |
Deyim |
take a trip down memory lane f.
|
eskiyi anımsatmak |
|
243 |
Deyim |
guilt trip f.
|
suçluluk psikolojisine sokmak |
|
244 |
Deyim |
guilt trip f.
|
suçlu hissettirmek |
|
245 |
Deyim |
lay a guilt trip on (one) f.
|
(birine) kendini suçlu hissettirmek |
|
246 |
Deyim |
lay a guilt trip on (one) f.
|
(birine) suçluluk hissettirmek |
|
247 |
Deyim |
lay a guilt trip on (one) f.
|
(birine) duygu sömürüsü yapmak |
|
248 |
Deyim |
lay a trip on f.
|
-i eleştirmek |
|
249 |
Deyim |
lay a trip on f.
|
'-e çıkışmak |
|
250 |
Deyim |
lay a trip on f.
|
'-i azarlamak |
|
251 |
Deyim |
lay a trip on f.
|
'-e trip atmak |
|
252 |
Deyim |
lay a trip on f.
|
'-i üzmek |
|
253 |
Deyim |
lay a trip on f.
|
'-i şaşırtmak |
|
254 |
Deyim |
lay a trip on f.
|
'-i şaşkına çevirmek |
|
255 |
Deyim |
lay a trip on f.
|
'-e kendini suçlu hissettirmek |
|
256 |
Deyim |
lay a trip on f.
|
'-e suçluluk hissettirmek |
|
257 |
Deyim |
lay a trip on f.
|
'-e duygu sömürüsü yapmak |
|
258 |
Deyim |
trip over (one's) tongue f.
|
telaffuz etmekte zorlanmak |
|
259 |
Deyim |
trip over (one's) tongue f.
|
dili dönmemek |
|
260 |
Deyim |
on a power trip expr.
|
güç gösterisinde |
|
Speaking |
|
261 |
Konuşma |
have a safe trip i.
|
hayırlı yolculuklar |
|
262 |
Konuşma |
have a good trip! expr.
|
hayırlı yolculuklar! |
|
263 |
Konuşma |
how long was the trip? expr.
|
gezi ne kadar sürdü? |
|
264 |
Konuşma |
enjoy the trip expr.
|
gezinin tadını çıkar |
|
265 |
Konuşma |
have a good trip expr.
|
iyi yolculuklar |
|
266 |
Konuşma |
have a nice trip expr.
|
iyi yolculuklar |
|
267 |
Konuşma |
have a safe trip expr.
|
iyi yolculuklar |
|
268 |
Konuşma |
have a safe trip expr.
|
yolunuz açık olsun |
|
269 |
Konuşma |
enjoy the trip expr.
|
yolculuğun tadını çıkar |
|
270 |
Konuşma |
how was the trip? expr.
|
yolculuk nasıl geçti? |
|
271 |
Konuşma |
how was the trip expr.
|
yolculuk nasıldı |
|
272 |
Konuşma |
how was your trip expr.
|
yolculuğunuz nasıl geçti |
|
273 |
Konuşma |
two round-trip tickets to ... expr.
|
... 'ya gidiş dönüş iki bilet lütfen |
|
Trade/Economic |
|
274 |
Ticaret/Ekonomi |
round trip transactions costs i.
|
alım-satım masrafları (giderleri) |
|
275 |
Ticaret/Ekonomi |
useful trip i.
|
faydalı gezi |
|
276 |
Ticaret/Ekonomi |
beneficial trip i.
|
faydalı gezi |
|
277 |
Ticaret/Ekonomi |
round trip i.
|
gidiş-geliş |
|
278 |
Ticaret/Ekonomi |
study trip i.
|
inceleme gezisi |
|
279 |
Ticaret/Ekonomi |
sales trip i.
|
satış gezisi |
|
280 |
Ticaret/Ekonomi |
trial trip i.
|
tecrübe seferi |
|
281 |
Ticaret/Ekonomi |
go on a world trip f.
|
dünya turuna çıkmak |
|
Tourism |
|
282 |
Turizm |
sightseeing trip i.
|
bir veya daha fazla turistik atraksiyonun ziyaret edilmesi |
|
283 |
Turizm |
information trip i.
|
bilgilendirme gezisi |
|
284 |
Turizm |
inspection trip i.
|
denetleme gezisi |
|
285 |
Turizm |
familiarisation trip i.
|
eğitim gezisi |
|
286 |
Turizm |
round trip transit visa i.
|
gidiş-dönüş transit vizesi |
|
287 |
Turizm |
trip advisor i.
|
gezi danışmanı |
|
288 |
Turizm |
round trip journey i.
|
gidiş-dönüş |
|
289 |
Turizm |
round-trip ticket i.
|
gidiş geliş bileti |
|
290 |
Turizm |
culture trip i.
|
kültür gezisi |
|
291 |
Turizm |
cultural trip i.
|
kültür gezisi |
|
292 |
Turizm |
familiarisation trip i.
|
tanıtım gezisi |
|
293 |
Turizm |
familiarization trip i.
|
tanıtma gezisi |
|
294 |
Turizm |
one way trip i.
|
tek yönlü seyahat |
|
295 |
Turizm |
fam trip i.
|
tanıtım gezisi |
|
296 |
Turizm |
familiarization trip i.
|
tanıtım gezisi |
|
297 |
Turizm |
touristic trip i.
|
turistik gezi |
|
298 |
Turizm |
one-way trip i.
|
tek yönlü gezi |
|
299 |
Turizm |
boat trip i.
|
tekne turu |
|
Technical |
|
300 |
Teknik |
trip hook i.
|
kolayca veya otomatik çözülebilecek şekilde ayarlanmış kanca |
|
301 |
Teknik |
trip scale i.
|
düz platformlu kefeleri olup eşit kol dengesine sahip terazi |
|
302 |
Teknik |
overspeed trip test oil i.
|
aşırı hız trip sistemi test yağı |
|
303 |
Teknik |
main trip valve i.
|
ana kapama ventili |
|
304 |
Teknik |
trip testing lever i.
|
ani kapama test kolu |
|
305 |
Teknik |
overspeed trip pin i.
|
aşırı hız trip pimi |
|
306 |
Teknik |
trip gear i.
|
bağlantı valf donanımı |
|
307 |
Teknik |
inter-zone trip i.
|
bölgeler arası seyahat |
|
308 |
Teknik |
inter-zone trip i.
|
bölgeler arası yolculuk |
|
309 |
Teknik |
trip valve i.
|
durdurma valfi |
|
310 |
Teknik |
low-vacuum trip i.
|
düşük vakum koruması |
|
311 |
Teknik |
thrust position trip i.
|
eksenel kayma emniyeti |
|
312 |
Teknik |
trip meter kit i.
|
günlük kilometre sayacı kiti |
|
313 |
Teknik |
trip meter i.
|
günlük kilometre sayacı |
|
314 |
Teknik |
single-trip bottle i.
|
geri dönüşsüz şişe |
|
315 |
Teknik |
trip hammer i.
|
güçle çalıştırılan çekiç |
|
316 |
Teknik |
trip coil i.
|
ikaz bobini |
|
317 |
Teknik |
lock and trip relay i.
|
kapama veya açma rölesi |
|
318 |
Teknik |
back pressure trip i.
|
karşı basınç tripi |
|
319 |
Teknik |
trip meter i.
|
kilometre sayacı |
|
320 |
Teknik |
nominal trip current i.
|
nominal trip akımı |
|
321 |
Teknik |
nominal trip current i.
|
nominal kesme akımı |
|
322 |
Teknik |
rated trip current i.
|
nominal kesme akımı |
|
323 |
Teknik |
rated trip current i.
|
nominal trip akımı |
|
324 |
Teknik |
automatic trip gear i.
|
otomatik trip sistemi |
|
325 |
Teknik |
automatic ring trip i.
|
otomatik zil kesme |
|
326 |
Teknik |
automatic trip i.
|
otomatik trip |
|
327 |
Teknik |
trip meter i.
|
seyahat sayacı |
|
328 |
Teknik |
thrust bearing trip i.
|
şaft pozisyon koruması |
|
329 |
Teknik |
trip mechanism i.
|
trip mekanizması |
|
330 |
Teknik |
trip lever i.
|
trip kolu |
|
331 |
Teknik |
trip button i.
|
trip butonu |
|
332 |
Teknik |
trip oil circuit i.
|
trip yağ devresi |
|
333 |
Teknik |
trip piston i.
|
trip pistonu |
|
334 |
Teknik |
trip releasing catch i.
|
trip mandalı |
|
335 |
Teknik |
through trip i.
|
transit seyahat |
|
336 |
Teknik |
trip oil i.
|
trip hidroliği |
|
337 |
Teknik |
trip device i.
|
trip düzeneği |
|
338 |
Teknik |
turbine trip i.
|
türbinin ani kapanması |
|
339 |
Teknik |
trip coil i.
|
trip bobini |
|
340 |
Teknik |
trip initiation i.
|
trip ettirme |
|
341 |
Teknik |
trip coil i.
|
uyarma bobini |
|
342 |
Teknik |
trip-free relay i.
|
uyarı bağımsız röle |
|
343 |
Teknik |
auxiliary trip oil i.
|
yardımcı trip yağı |
|
344 |
Teknik |
trip headlamp i.
|
yol farı |
|
345 |
Teknik |
round-trip light time i.
|
sinyalin yeryüzünden uzay aracına giderek başlangıç noktasına geri dönme süresi |
|
346 |
Teknik |
round-trip light time i.
|
sinyal yolculuk süresi |
|
347 |
Teknik |
rtlt (round-trip light time) kısalt.
|
sinyal yolculuk süresi |
|
Computer |
|
348 |
Bilgisayar |
field trip i.
|
eğitim gezisi |
|
349 |
Bilgisayar |
round trip delay i.
|
gidiş-geliş gecikmesi |
|
Informatics |
|
350 |
Bilişim |
trip-free s.
|
serbest açmalı |
|
Telecom |
|
351 |
Telekom |
round trip time i.
|
sinyal gidiş-dönüş süresi |
|
Electric |
|
352 |
Elektrik |
trip switch i.
|
bir devreyi hızla kesmekte kullanılan elektrik anahtarı |
|
353 |
Elektrik |
trip out f.
|
bağlantıyı kesmek |
|
Mechanic |
|
354 |
Mekanik |
trip engine i.
|
bağlantı valf donanımı ile çalışan valfli motor |
|
355 |
Mekanik |
trip-hammer i.
|
şahmerdan |
|
356 |
Mekanik |
trip-hammer s.
|
şahmerdan gibi |
|
Lighting |
|
357 |
Aydınlatma |
trip lamp i.
|
katar ardı ışıklık |
|
Automotive |
|
358 |
Otomotiv |
obd2 trip drive cycle i.
|
obd2 trip drive cycle |
|
359 |
Otomotiv |
trip meter i.
|
odometre |
|
360 |
Otomotiv |
trip recorder i.
|
sıfırlanabilir mesafe kaydedici |
|
361 |
Otomotiv |
trip odometer i.
|
seyahat mesafesini ölçen yardımcı odyometre |
|
362 |
Otomotiv |
trip odometer i.
|
seyahat odyometresi |
|
363 |
Otomotiv |
trip meter knob i.
|
sıfırlama düğmesi |
|
364 |
Otomotiv |
pre-trip travel information i.
|
yolculuk öncesi bilgilendirme |
|
365 |
Otomotiv |
trip computer
|
yol bilgisayarı |
|
366 |
Otomotiv |
trip computer
|
yol bilgisayarı |
|
Transportation |
|
367 |
Ulaştırma |
the trip takes two hours expr.
|
yolculuk iki saat sürüyor |
|
Aeronautic |
|
368 |
Havacılık |
half round trip i.
|
bir destinasyona iki dönüş yolculuğu toplamının yarısını esas alan tarife |
|
369 |
Havacılık |
round trip i.
|
bir veya birden fazla yere uğrayıp kalkış noktasına dönen sefer |
|
370 |
Havacılık |
circle trip i.
|
iki veya daha fazla ara nokta üzerinden başlangıç noktasına geri dönüşlü sefer |
|
371 |
Havacılık |
trip fuel i.
|
seyahat süresince kullanılacak yakıtın tamamı |
|
372 |
Havacılık |
trip trade i.
|
iki kabin memuru arasında anlaşmalı yolculuk değişikliği |
|
373 |
Havacılık |
trip trade i.
|
görev destinasyonu değişikliği |
|
Marine |
|
374 |
Denizcilik |
trial trip i.
|
deneme yolculuğu |
|
375 |
Denizcilik |
manual trip i.
|
elle çalıştırılan trip |
|
376 |
Denizcilik |
ocean trip i.
|
okyanus yolculuğu |
|
377 |
Denizcilik |
trip charter i.
|
sefer üzerine navlun |
|
378 |
Denizcilik |
round trip i.
|
yöre gezisi |
|
379 |
Denizcilik |
trip charter i.
|
yolculuk üzerine çarter |
|
Psychology |
|
380 |
Psikoloji |
astral trip i.
|
astral seyahat |
|
381 |
Psikoloji |
astral trip i.
|
ölüm öncesi veya bazı rüyalar sırasında olduğuna inanılan, ruhun bedenden ayrılması olayı |
|
Marine Biology |
|
382 |
Deniz Biyolojisi |
trip frequency limit i.
|
sefer sıklığı sınırı |
|
Botanic |
|
383 |
Botanik |
trip-toe (vibernum alnifolium) i.
|
kuzey amerika'nın doğusuna özgü beyaz çiçekli çalımsı bir kartopu bitkisi |
|
Tobacco |
|
384 |
Tütün |
trip coil i.
|
açtırma bobini |
|
385 |
Tütün |
trip lever i.
|
kağıt trip kolu |
|
Forestry |
|
386 |
Ormancılık |
trip line i.
|
kerestecilikte kullanılan hafif halat |
|
387 |
Ormancılık |
trip line i.
|
tomruk nakli sırasında ana kabloyu geri çekmek için kullanılan küçük halat |
|
Education |
|
388 |
Eğitim |
field trip i.
|
okul turu |
|
389 |
Eğitim |
field trip i.
|
okul gezisi |
|
390 |
Eğitim |
school trip i.
|
okul turu |
|
391 |
Eğitim |
field trip i.
|
birinci elden gözlem yapılabilmesi için müze gibi yerlere düzenlenen grup gezisi |
|
History |
|
392 |
Tarih |
tray-trip i.
|
zarla oynanan eski bir oyun |
|
393 |
Tarih |
trey-trip [obsolete] i.
|
geçmişte oynanan bir zar oyunu |
|
Environment |
|
394 |
Çevre |
reactor trip i.
|
nükleerün aniden durdurulması |
|
Military |
|
395 |
Askeri |
trip wire i.
|
savaşta savunma hattı olarak işlev gören küçük askeri güç |
|
396 |
Askeri |
trip flare i.
|
aydınlatma tuzağı |
|
397 |
Askeri |
round trip timing i.
|
gidiş-dönüş zamanlaması |
|
398 |
Askeri |
driver's trip ticket i.
|
şoför bakım ve görev çizelgesi |
|
399 |
Askeri |
trip wire i.
|
tuzak teli |
|
Card |
|
400 |
İskambil |
round trip i.
|
(pinaki oyununda) birer papaz ve kızdan oluşan el |
|
Slang |
|
401 |
Argo |
bum trip i.
|
dağıtma |
|
402 |
Argo |
bum trip i.
|
kendinden geçme |
|
403 |
Argo |
bum trip i.
|
ne yaptığını bilmeme |
|
404 |
Argo |
bum trip i.
|
jüt olma |
|
405 |
Argo |
bum trip i.
|
narkoza girme |
|
406 |
Argo |
bum trip i.
|
uçuş |
|
407 |
Argo |
bum trip i.
|
filmi koparma |
|
408 |
Argo |
bum trip i.
|
fişi çekme |
|
409 |
Argo |
bum trip i.
|
kötü bir uyuşturucu deneyimi yaşama |
|
410 |
Argo |
bum trip i.
|
bad trip |
|
411 |
Argo |
free trip i.
|
lsd almadığı halde tekrar lsd kafası yaşama |
|
412 |
Argo |
free trip i.
|
lsd almadığı halde tekrar lsd tribine girme |
|
413 |
Argo |
free trip i.
|
bedavadan kafa yaşama |
|
414 |
Argo |
free trip i.
|
bir lsd deneyiminin kendini tekrar etmesi |
|
415 |
Argo |
free trip i.
|
lsd tribinin tekrarlaması |
|
416 |
Argo |
free trip i.
|
lsd kafasının tekrar gelmesi |
|
417 |
Argo |
free trip i.
|
bir lsd kafasını/tribini tekrar anımsama |
|
418 |
Argo |
a good trip i.
|
iyi trip (lsd, sihirli mantar tribi) |
|
419 |
Argo |
a good trip i.
|
güzel kafa (lsd, sihirli mantar kafası) |
|
420 |
Argo |
a good trip i.
|
eğlenceli trip (lsd, sihirli mantar tribi) |
|
421 |
Argo |
head trip i.
|
uyuşturucu kafası |
|
422 |
Argo |
head trip i.
|
psikoaktif madde/uyuşturucu kafası |
|
423 |
Argo |
head trip i.
|
uyuşturucunun etkisinde görülen halüsinasyonlar/hayaller |
|
424 |
Argo |
head trip i.
|
uyuşturucu tribi |
|
425 |
Argo |
bum trip i.
|
kötü uyuşturucu kafası |
|
426 |
Argo |
bum trip i.
|
kötü uyuşturucu deneyimi |
|
427 |
Argo |
bum trip i.
|
bad trip |
|
428 |
Argo |
good trip i.
|
iyi trip (lsd, sihirli mantar tribi) |
|
429 |
Argo |
good trip i.
|
güzel kafa (lsd, sihirli mantar kafası) |
|
430 |
Argo |
good trip i.
|
eğlenceli trip (lsd, sihirli mantar tribi) |
|
431 |
Argo |
have a bad trip f.
|
bad tribe girmek |
|
432 |
Argo |
trip out f.
|
kafayı kırmak |
|
433 |
Argo |
trip out f.
|
kafası güzel olmak |
|
434 |
Argo |
trip out f.
|
uyuşturucu alıp uçmak |
|
435 |
Argo |
take a trip f.
|
uyuşturucu madde kullanmak |
|
436 |
Argo |
trip balls f.
|
kafası iyi olmak |
|
437 |
Argo |
trip balls f.
|
kafası dumanlanmak |
|
438 |
Argo |
trip balls f.
|
kafası bir dünya olmak |
|
439 |
Argo |
trip balls f.
|
psikoaktif ilaç veya uyuşturucuyla sarhoş olmak |
|
440 |
Argo |
trip on (something) f.
|
(bir uyuşturucunun) etkisinde/kafasında olmak |
|
441 |
Argo |
trip on (something) f.
|
(bir uyuşturucu) tribi yaşamak |
|
442 |
Argo |
trip on (something) f.
|
(bir uyuşturucu) etkisinde sesler duymak/halüsinasyonlar görmek |
|
443 |
Argo |
on a trip expr.
|
tripte |
|
444 |
Argo |
on a trip expr.
|
uyuşturucunun etkisi altında |
|
445 |
Argo |
on a trip expr.
|
uyuşturucunun etkisinde |
|
446 |
Argo |
on a trip expr.
|
uyuşturucu kafasında |
|
447 |
Argo |
on a trip expr.
|
uyuşturucu tribinde |
|
448 |
Argo |
on a trip expr.
|
uçmuş |
|
449 |
Argo |
on a trip expr.
|
uyuşturucu kafası yaşayan |
|
British Slang |
|
450 |
İngiliz Argosu |
trip of lsd i.
|
lsd kafası |
|
451 |
İngiliz Argosu |
take a stroll/trip down bournville boulevard f.
|
anal seks yapmak |
|
452 |
İngiliz Argosu |
take a stroll/trip down bournville boulevard f.
|
götten kaymak |
|
Modern Slang |
|
453 |
Modern Argo |
a trip i.
|
çılgın |
|
454 |
Modern Argo |
a trip i.
|
tuhaf |
|
455 |
Modern Argo |
a trip i.
|
beklenmedik |
|
456 |
Modern Argo |
acid trip i.
|
asit tribi |
|
457 |
Modern Argo |
acid trip i.
|
asit kafası |
|
458 |
Modern Argo |
acid trip i.
|
lsd tribi |
|
459 |
Modern Argo |
acid trip i.
|
lsd kafası |
|
460 |
Modern Argo |
acid trip i.
|
asit/lsd kullanıldığında yaşanan halüsinojenik ruh hali |
|
461 |
Modern Argo |
ambien trip i.
|
ambien isimli uyku ilacını aldıktan sonra yaşanan trip/deneyim/ağırlaşma hissi |
|