Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
hedefe
hedefe
Geçmiş
Cümleler
"hedefe"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
hedefe
home
i.
"hedefe"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 230 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
(hedefe giden) basamaklar
ladder
i.
The internship was her first step on the career
ladder.
Stajyerlik onun kariyer
basamaklarındaki
ilk adımıydı.
More Sentences
2
Genel
hedefe ulaşmak
achieve the objective
f.
I hope we can
achieve the objectives,
with which I am in agreement and which are to be found in Parliament's report.
Umarım benim de katıldığım ve Parlamento raporunda yer alan
hedeflere ulaşabiliriz.
More Sentences
3
Genel
hedefe ulaşmak
reach the objective
f.
Here is our programme for us to
reach the objective
by 2010.
İşte 2010 yılına kadar bu
hedefe ulaşmamızı
sağlayacak programımız.
More Sentences
4
Genel
hedefe ulaşmak
attain the goal
f.
We concluded that mutual aid was essential for
attaining the goal.
Biz,
hedefe ulaşmak
için karşılıklı yardımın gerekli olduğu sonucuna vardık.
More Sentences
5
Genel
topluma kazandırmada hedefe giden yollar
resettlement pathways
i.
6
Genel
roketten hedefe
missile to target
i.
7
Genel
hedefe kilitlenme
lock on
i.
8
Genel
hedefe kilitlenme
lockon
i.
9
Genel
hedefe ulaşma
hit
i.
10
Genel
hedefe yaklaşma
run-up
i.
11
Genel
hedefe yönelik davranış
means to an end
i.
12
Genel
hedefe yapılan saldırıların toplam sonucu
targeting effects
i.
13
Genel
hedefe ulaşma
reaching
i.
14
Genel
hedefe ulaşma veya yükselme aracı olarak kullanılan yol ya da yöntem
ladder
i.
15
Genel
belirli bir nesneye, hedefe veya amaca yönelik arzu
appetition
i.
16
Genel
hedefe bakma
vizy [scotland]
i.
17
Genel
hedefe ulaştıran kimse
medium
i.
18
Genel
hedefe hazırlanma süreci
buildup
i.
19
Genel
hedefe giden doğrudan yol
highway
i.
20
Genel
hedefe isabet ettiremeyen şey
misfire
i.
21
Genel
hedefe ulaşmak için yapılan bir dizi eylem
movement
i.
22
Genel
hedefe ulaşma yolunda hareket eden grup
movement
i.
23
Genel
(hedefe yönelik) zekice ve dolaylı eylem
by-stroke
i.
24
Genel
(hedefe) ilerleme
onward motion
i.
25
Genel
hedefe ulaştıran basit ve güvenilir yol
open sesame
i.
26
Genel
hedefe ulaşılmasını engelleyen gerçek
roadblock
i.
27
Genel
hedefe giden yol
route
i.
28
Genel
hedefe ulaşmış olma ihtimali olan kimse
might-have-been
i.
29
Genel
hedefe yönelik uygulama kararları
policy
i.
30
Genel
hedefe ulaşabilmek için çalışmaya hız verme
fast-tracking
i.
31
Genel
merminin hedefe nüfuz oranı
penetration
i.
32
Genel
tek bir hedefe kilitlenme
single-mindedness
i.
33
Genel
tek bir hedefe kilitlenme
singleness
i.
34
Genel
hedefe bağlılık
goal commitment
i.
35
Genel
hedefe giden yolda benimsenen motto
slughorn [obsolete]
i.
36
Genel
hedefe yürüme
stride
i.
37
Genel
hedefe ilerleme
stride
i.
38
Genel
daha makul bir hedefe yönelme
substitution
i.
39
Genel
hedefe isabet ettirememek
undershoot
f.
40
Genel
hedefe erişememek
scatter
f.
41
Genel
hedefe yöneltmek
bring to a destination
f.
42
Genel
hedefe isabet ettirememek
misfire
f.
43
Genel
hedefe kilitlenmek
lock on
f.
44
Genel
hedefe ateş etmek
shoot at a target
f.
45
Genel
hedefe nişan almak
aim at the target
f.
46
Genel
hedefe ulaşmak
attain the objective
f.
47
Genel
hedefe ulaşmak
accomplish the objective
f.
48
Genel
hedefe ulaşmak
achieve the aim
f.
49
Genel
hedefe koymak
portray something/someone as a target
f.
50
Genel
belirtilen hedefe ulaşmak
reach the stated/specified aim/target/goal
f.
51
Genel
hedefe ulaşmak
get home
f.
52
Genel
hedefe doğru yöneltmek
level
f.
53
Genel
hedefe doğru çevirmek
aim
f.
54
Genel
hedefe ulaşmak
achieve the goal
f.
55
Genel
hedefe ulaşmak
reach the goal
f.
56
Genel
hedefe kilitlenmek
stay focused on the target
f.
57
Genel
hedefe kilitlenmek
stay on target
f.
58
Genel
bir hedefe ulaşmak
reach a goal
f.
59
Genel
(amaca/hedefe) yaklaştırmak
advantage
f.
60
Genel
bir dizi siper kazarak hedefe ilerlemek
trench [obsolete]
f.
61
Genel
gölet hokeyinde hedefe ulaşmak
hail [scotland]
f.
62
Genel
birden fazla hedefe yöneltilmiş
meander
f.
63
Genel
(bir grup insanı) bir hedefe götürmek
herd
f.
64
Genel
(bir grup insanı) bir hedefe yönlendirmek
herd
f.
65
Genel
kiriş veya sınır işaretini takip ederken hedefe doğru ilerlemek
home
f.
66
Genel
yanlış hedefe güvenmek
misplace
f.
67
Genel
(mermi) yumuşak bir hedefe çarptığında mantar şeklini almak
mushroom
f.
68
Genel
ortak hedefe ulaşılmasına yardım etmek
concur
f.
69
Genel
hedefe ilerlemek
crack
f.
70
Genel
hedefe birlikte yürümek
conspire
f.
71
Genel
(imalatı, inşaatı, süreci) hedefe zamanında ulaşabilmek için hızlandırmak
fast-track
f.
72
Genel
(madeni parayı) belirli bir hedefe doğru atmak
pitch
f.
73
Genel
hedefe giden yolu belirlemek
satisfise [us]
f.
74
Genel
hedefe giden yolu izlemek
satisfice [uk]
f.
75
Genel
yangın bombası ile hedefe saldırmak
firebomb
f.
76
Genel
istenilen hedefe giden yolda araç olarak kullanmak
parlay
f.
77
Genel
hedefe yönelmek
pull
f.
78
Genel
hedefe uygunluk algısını değiştirmek
screw
f.
79
Genel
hedefe yönelik hareket etmemek
shadowbox
f.
80
Genel
hedefe yönelik hareket ettirmek
slate
f.
81
Genel
hedefe yöneltilmiş
brought to a destination
s.
82
Genel
hedefe ait
home
s.
83
Genel
hedefe yönelik
target-driven
s.
84
Genel
hedefe dayalı
target-driven
s.
85
Genel
hedefe yönelik
target-specific
s.
86
Genel
hedefe odaklı
goal-driven
s.
87
Genel
otomatik olarak hedefe yönelen
target-hunting
s.
88
Genel
hedefe ait
objective
s.
89
Genel
aynı hedefe doğru hareket eden
onside
s.
90
Genel
hedefe uygun olmayan
faulty
s.
91
Genel
(bilardo topu) hedefe vurulabilir
pottable
s.
92
Genel
belirli bir hedefe yönelmiş
particularised
s.
93
Genel
belirli bir hedefe yönelmiş
particularized
s.
94
Genel
bir hedefe doğru
till [scottish]
ed.
Phrasals
95
Öbek Fiiller
hedefe ilerlemek
get along
f.
96
Öbek Fiiller
bir hedefe/amaca göre davranmak
maneuver for something
f.
97
Öbek Fiiller
hedefe kilitlenmek
lock in
f.
98
Öbek Fiiller
hedefe kilitlenmek
lock in on
f.
99
Öbek Fiiller
(hedefe, çözüme) varmak
arrive at
f.
100
Öbek Fiiller
hedefe ulaşırken dikkatini toplamak
home in
f.
101
Öbek Fiiller
hedefe ulaşırken ilerleme kaydetmek
home in
f.
102
Öbek Fiiller
bir hedefe ulaşmak
clock something up
f.
103
Öbek Fiiller
hedefe odaklamak
lock in on (someone or something)
f.
104
Öbek Fiiller
hedefe odaklamak
lock onto (someone or something)
f.
105
Öbek Fiiller
(bir hedefe/amaca) göre davranmak
maneuver for
f.
106
Öbek Fiiller
(hedefe giden) tüm yolları kapamak
close out
f.
107
Öbek Fiiller
hedefe ilerlemek
move towards
f.
108
Öbek Fiiller
hedefe varmak
pull up
f.
109
Öbek Fiiller
hedefe ulaşmak
pull up
f.
Phrases
110
İfadeler
(bir hedefe/noktaya) doğru planlandığı/beklendiği gibi ilerleyen
on course for (something)
expr.
Proverb
111
Atasözü
hedefe giden her yol mubahtır
the ends justify the means
Colloquial
112
Konuşma Dili
hedefe yönelten itici güç
traction
i.
113
Konuşma Dili
hedefe mesaj veren sözcük veya deyim
dog whistle
i.
114
Konuşma Dili
hedefe doğru gitme
sledding
i.
115
Konuşma Dili
(hedefe) füze göndermek
peg
f.
Idioms
116
Deyim
hedefe giden yolda bir basamak/geçit
a stepping stone
i.
117
Deyim
hedefe taşıyan basamak
a stepping stone
i.
118
Deyim
hedefe ilk ulaşan kimse
first past the post [uk]
i.
119
Deyim
hedefe isabet ettirmek
hit the bull's-eye
f.
120
Deyim
hedefe dolambaçlı yoldan ulaşmak
go all around robin hood's barn
f.
121
Deyim
ortak bir amaç doğrultusunda/müşterek bir hedefe yönelik olarak birisiyle işbirliği yapmak
make common cause with someone
f.
122
Deyim
tam hedefe ulaşmak
strike home with
f.
123
Deyim
hedefe neredeyse ulaşmış olmak
be close to the mark
f.
124
Deyim
hedefe yaklaşmak
be close to the mark
f.
125
Deyim
hedefe neredeyse ulaşmış olmak
be close to/near the mark
f.
126
Deyim
hedefe yaklaşmak
be close to/near the mark
f.
127
Deyim
büyük bir hedefe aşama aşama ulaşmak
eat an elephant one bite at a time
f.
128
Deyim
büyük bir hedefe adım adım ilerlemek
eat an elephant one bite at a time
f.
129
Deyim
hedefe doğru itmek
drive home
f.
130
Deyim
hedefe yaklaşınca şevke gelmek
smell one's oats
f.
131
Deyim
bir hedefe ulaşmanın birden çok yolu vardır
there are many ways to skin a cat
expr.
132
Deyim
büyük bir hedefe nasıl ulaşırsın? adım adım/yavaş yavaş/aşama aşama
how do you eat an elephant? one bite at a time
expr.
Trade/Economic
133
Ticaret/Ekonomi
hedefe yavaş adımlarla ilerleme
incrementalism
i.
Politics
134
Siyasal
hedefe ulaşma
attaining the objective
i.
135
Siyasal
diplomatik müzakereler yerine etkisini hemen gösteren araçlarla yapılan ve doğrudan hedefe ulaşması istenen eylem
direct action
i.
136
Siyasal
amaçlanan bir hedefe ilişkin halka bilgi vermekle görevli kimse
pracharak [india]
i.
Technical
137
Teknik
hedefe yönlendirme cihazı
homing device
i.
138
Teknik
lazerin hedef işaretleyicisinden hedefe gittiği düşünülen hayali düz çizgi
laser-target line
i.
139
Teknik
hedefe yerleştirilen ortası delik metal disk
spotter
i.
140
Teknik
hedefe yerleştirilen ortası delik metal disk
spotting disk
i.
141
Teknik
mühimmatı bir hedefe yönlendirmek için lazer kullanmak
lase
f.
142
Teknik
(mermiyi) hedefe düşecek şekilde yüksekten ateşlemek
lob
f.
Computer
143
Bilgisayar
(oyun dışı düşman karakteri) savaşa veya belirlenen hedefe çekmek
pull
f.
Aeronautic
144
Havacılık
aktif hedefe yöneltme
active homing guidance
i.
145
Havacılık
hedefe yaklaşma şeması
target approach scheme
i.
146
Havacılık
uçaktan hedefe
aircraft-to-target
s.
Medical
147
Medikal
erken hedefe yönelik tedavi
early goal-directed therapy
i.
148
Medikal
hedefe yönelik/odaklı tedavi
targeted treatment
i.
149
Medikal
hedefe yönelik/odaklı tedavi
target treatment
i.
150
Medikal
hedefe yönelik folik asit takviyesi programı
targeted folic acid supplementation program
i.
151
Medikal
hedefe yönelik tedavi
goal-directed therapy
i.
Psychology
152
Psikoloji
organizmayı bir hedefe yönelmeye iten psikolojik etken
need
i.
Physics
153
Fizik
(parçacık ışık demeti) hedefe çarptırmak
inject
f.
Zoology
154
Zooloji
(özellikle bir hedefe ulaşmak için) az sayıda erkek aslanın veya çitanın yaptığı uzun süreli ittifak
coalition
i.
Military
155
Askeri
iki askeri araç aynı hedefe yönlendirildiğinde ortaya çıkan uyuşmazlık
time over target conflict
i.
156
Askeri
hedefe kalan süre
time to target
i.
157
Askeri
radar ekranında gözlemlenen herhangi bir hedefe karşı uçağı uyarmak için verilen bilgiler
traffic information (radar)
i.
158
Askeri
ateşin hedefe oturtulması
application of fire
i.
159
Askeri
bağımsız olarak hedefe yöneltilebilen çoklu atmosfere dönüş bölmesi
multiple independently targetable reentry vehicle
i.
160
Askeri
bir savaş uçağından havadaki bir diğer hedefe atılan füze
air-to-air missile
i.
161
Askeri
hedefe kilitlenme pozisyonundayım anlamına gelen bir kod
pounce
i.
162
Askeri
hedefe gönderilen nükleer bir silahın beklenen darbe ile fakat amaçlanandan daha yüksek bir irtifada infilak etmesi
flare dud
i.
163
Askeri
hedefe doğrudan saldırı
on-target attack
i.
164
Askeri
merminin hedefe başarılı olarak çarptıktan sonra zırh malzemesi sünek ise ortaya çıkan çiçek gibi açılmış görüntü
petalling
i.
165
Askeri
şafak ve alaca karanlıkta hedefe yapılan muharebe hava devriyesi
zippers
i.
166
Askeri
yedek stoktan hedefe geçiş sırası
stockpile to target sequence
i.
167
Askeri
yerden uçaklara hedef göstermek için hedefe doğru tutulan lazerli hedef belirleme cihazı
combat laser designator
i.
168
Askeri
belirli bir hedefe ateş etmeyi durdurma emri
end of mission
i.
169
Askeri
özellikle hedefe isabet ettiğinde saçılıp ciddi yaralanmalara sebep olacak şekilde modifiye edilen mermi
man-stopping bullet
i.
170
Askeri
belirli bir hedefe yönelik ani saldırı veya hedefi engelleyici deniz harekatı yapabilen donanma birimi
marker
i.
171
Askeri
hedefe ulaşması ve istenen tahribata hasar vermesi için silahların veya bölge mühimmatının yönlendirilmesi gereken nokta
desired mean point of impact
i.
172
Askeri
hedefe ulaşması ve istenen tahribata hasar vermesi için silahların veya bölge mühimmatının yönlendirilmesi gereken nokta
desired point of impact
i.
173
Askeri
ortak hedefe yönelik eşgüdümlü hareket edecek iki veya daha fazla yabancı ülke kuvvetinin görevlendirilmesinde izlenen temel ilkeler
multinational doctrine
i.
174
Askeri
tek bir hedefe birden fazla bomba bırakabilen atmosfere dönüş aracı
multiple reentry vehicle
i.
175
Askeri
(belirli hedefe yönelik) tam atış sayısı
rounds complete
i.
176
Askeri
askeri uçağın saldırıya başlamak için doğrudan hedefe yönlendiği an
run
i.
177
Askeri
hedefe hasar verecek silah miktarının tespiti
weaponeering
i.
178
Askeri
hedefe birden fazla silahtan ateş açma
concentration
i.
179
Askeri
belirli koşullar altında hedefe yapılan bir dizi atış
course
i.
180
Askeri
hedefe veya belirlenen alana kesintisiz şekilde aydınlatma sağlamak için belirli zaman aralıklarında aydınlatma atışlarının yapıldığı ateş türü
continuous illumination fire
i.
181
Askeri
(manevra levhasında) hareket halindeki hedefe ait ilk nokta
initial point
i.
182
Askeri
(hedefe atılan bomba için başlangıç noktası olarak kullanılan) iyi tanımlanmış hedef nokta
initial point
i.
183
Askeri
hedefe yapılan atışı kontrol eden deniz kuvvetlerine ait radar
fire control radar
i.
184
Askeri
istenen etkiyi yaratmak için hedefe yöneltilen atışlar
fire for effect
i.
185
Askeri
belirli bir hedefe ilişkin veya bir manevraya destek olacak görev talebi
preplanned mission request (reconnaissance)
i.
186
Askeri
ağır silahların patlama ve etki merkezi konumlarını hedefe göre gözlemleyerek tespit etme
sensing
i.
187
Askeri
hedefe yapılan atış
point-blank
i.
188
Askeri
hedefe yapılan atış
point-blank shot
i.
189
Askeri
(füze veya uçağı) hedefe yönlendirmek
home
f.
190
Askeri
hedefe doğru ilerlemek
home in
f.
191
Askeri
atışın patlama pozisyonunu hedefe göre hesaplamak
sense
f.
192
Askeri
karadaki bir üsten yine karada bulunan bir hedefe yapılan çıkarma için tasarlanmış
land-to-land
s.
193
Askeri
askeri hedefe uygun
lucrative
s.
194
Askeri
hedefe elverişli
lucrative
s.
195
Askeri
hedefe arka arkaya hızlı şekilde vuruş içeren (saldırı)
multistrike
s.
196
Askeri
hedefe atışı yoğunlaştıran (topçu ünitesi)
superimposed
s.
197
Askeri
karadaki bir üsten yine karada bulunan bir hedefe doğru
land-to-land
zf.
198
Askeri
hedefe ulaşması ve istenen tahribata hasar vermesi için silahların veya bölge mühimmatının yönlendirilmesi gereken nokta
dmpi (desired mean point of impact)
kısalt.
199
Askeri
hedefe ulaşması ve istenen tahribata hasar vermesi için silahların veya bölge mühimmatının yönlendirilmesi gereken nokta
dpi (desired point of impact)
kısalt.
Hunting
200
Silah/Atıcılık
belirli bir süre içerisinde bir hedefe yapılabilen atış sayısı
timed fire
i.
201
Silah/Atıcılık
havaya atılan kil hedefe yapılan atış
trap-skeet
i.
202
Silah/Atıcılık
hedefe atılan okları yakalamak için kullanılan tümsek veya takoz
butt
i.
203
Silah/Atıcılık
hedefe isabet eden atış kümesi
group
i.
204
Silah/Atıcılık
merminin hedefe nüfuz ettiği derinlik
penetration
i.
205
Silah/Atıcılık
hareket eden hedefe yapılan atış
flying shot
i.
206
Silah/Atıcılık
hareket eden hedefe nişan almak
lead
f.
207
Silah/Atıcılık
silahı ansızın hedefe doğru uzatmak
thrust
f.
208
Silah/Atıcılık
silahı hedefe doğrultmak
extend the gun
f.
209
Silah/Atıcılık
silahı kaldırarak hedefe doğrultmak
muzzle up
f.
210
Silah/Atıcılık
silahı hedefe odaklamak
aim
f.
211
Silah/Atıcılık
silahı indirerek hedefe doğrultmak
muzzle down
f.
212
Silah/Atıcılık
(av köpeği) hedefe odaklanmak
stand
f.
213
Silah/Atıcılık
nişan noktasının hedefe olan mesafesi
lead
Sport
214
Spor
savunmasız hedefe haksız sözlü saldırı
cheap shot
i.
215
Spor
savunmasız hedefe haksız sözlü saldırı
cheapshot
i.
216
Spor
körlingde taşa yapılan hedefe en yakın vuruş
nose hit
i.
217
Spor
(körling) başka taşa çarpmadan hedefe giden vuruş
draw
i.
218
Spor
(körlingde) oyuncunun taşını başka bir taşın dış kenarına çarptırarak hedefe yönlendirmek için yaptığı vuruş
outwick
i.
219
Spor
(lakrosta) hücum oyununda hedefe ilerlemek
attack
f.
220
Spor
oyunda veya yarışmada kazanmak için hedefe ulaşmak
hit
f.
221
Spor
hedefe isabet ettirmek
fire
f.
222
Spor
(körling) taşı çoktan oynanmış olan taşın dış kenarına çarptırarak hedefe atmak
outwick [scotland]
f.
223
Spor
(oyunda veya sporda) hedefe yakın olan
home
s.
224
Spor
vuruş yüzeyinin üst kenarının hedefe alt kenarından daha yakın tutulduğu
closed
s.
225
Spor
(oyunda veya sporda) nihai bir hedefe doğru
home
zf.
Basketball
226
Basketbol
atılacak hedefe bakmadan atılan pas
no-look pass
i.
Football
227
Futbol
hedefe vurmak
drag
f.
Chess
228
Satranç
iki oyuncunun belirli bir hedefe ulaşmak için iş birliği yaptığı yaratıcı problem
helpmate
i.
Abbreviation
229
Kısaltma
hedefe kalan süre
ttt
i.
Archaic
230
Eski Kullanım
hedefe ulaşmak
negociate
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of hedefe
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy