tepe - Türkçe İngilizce Sözlük

tepe

"tepe" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

İngilizce Türkçe
Arkeoloji
tepe i. yapay höyük

"tepe" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 78 sonuç

Türkçe İngilizce
Yaygın Kullanım
tepe top i.
We'll climb all the way to the top.
En tepeye kadar tırmanacağız.

More Sentences
tepe peak i.
The Treo Yaari has a peak power of 1.96 kW and a peak torque of 19 Nm.
Treo Yaari'nin tepe gücü 1,96 kW ve tepe torku 19 Nm'dir.

More Sentences
tepe hill i.
The hills echoed back the noise.
Tepeler sesi yankılatarak geri gönderdi.

More Sentences
Genel
tepe head i.
She was soaked from head to foot.
Tepeden tırnağa sırılsıklam olmuştu.

More Sentences
tepe fell i.
I spotted a few goats on the fells.
Tepelerde birkaç keçi gördüm.

More Sentences
tepe hill i.
The situation is, I think, extremely serious, not just for the hill tribes but for the entire Vietnamese population.
Bence durum sadece tepe kabileleri için değil tüm Vietnam nüfusu için son derece ciddi.

More Sentences
tepe roof i.
Dan jumped onto the roof of a passing train.
Dan geçen bir trenin tepesine atladı.

More Sentences
tepe summit i.
The summit of the mountain is about 2000 meters above sea level.
Dağın tepesi, yaklaşık olarak deniz seviyesinin 2000 metre üzerindedir.

More Sentences
tepe height i.
We live close to Golan Heights.
Golan Tepeleri'ne yakın bir yerde yaşıyoruz.

More Sentences
tepe eminence i.
The archers deployed onto the eminence, sir.
Okçular tepeye konuşlandı, efendim.

More Sentences
tepe crown i.
There were snowflakes on the crown of her head.
Başının tepesinde kar taneleri vardı.

More Sentences
tepe ridge i.
I stood on the ridge and looked down at the valley below.
Tepenin üzerinde durdum ve aşağıdaki vadiye baktım.

More Sentences
tepe head snk.
She was soaked from head to foot.
Tepeden tırnağa sırılsıklamdı.

More Sentences
Teknik
tepe top i.
Europe has for too long been built from the top.
Avrupa çok uzun zamandır tepeden inşa ediliyor.

More Sentences
tepe peak i.
Small variations in the ratio have large effects on resolution and peak shape.
Orandaki küçük değişikliklerin çözünürlük ve tepe şekli üzerinde büyük etkileri vardır.

More Sentences
Telekom
tepe peak i.
There aren't any good peaks in this whole country.
Bu koca ülkede hiç güzel tepe yok.

More Sentences
Genel
tepe mound i.
tepe mount i.
tepe crest i.
tepe rise i.
tepe topknot i.
tepe apex i.
tepe pinnacle i.
tepe topping i.
tepe djebel i.
tepe sinciput i.
tepe jebel i.
tepe cap i.
tepe dome i.
tepe comb i.
tepe hump i.
tepe tuft i.
tepe eminency i.
tepe tip i.
tepe brow i.
tepe corona i.
tepe elevation i.
tepe hogh i.
tepe rath i.
tepe cacumen i.
tepe acme i.
tepe tell i.
tepe edge i.
tepe bray [dialect] [scotland] i.
tepe mote i.
tepe mote hill i.
tepe heights i.
tepe rising i.
tepe ruff [obsolete] i.
tepe pic i.
tepe pin i.
tepe culmen i.
tepe fastigium i.
tepe fell [scotland] i.
tepe scalp i.
tepe pitch i.
tepe sprunt i.
tepe sublime i.
tepe sublimity i.
tepe period [obsolete] i.
tepe apical s.
Teknik
tepe hood i.
tepe sinciput i.
tepe pitch i.
tepe tuft i.
tepe apex i.
tepe overhead i.
tepe vertex i.
İnşaat
tepe topping i.
Havacılık
tepe elevation i.
Psikoloji
tepe vertex i.
Matematik
tepe vertex i.
Coğrafya
tepe brew [dialect] [uk] i.
tepe hoe [obsolete] i.
tepe rock i.
tepe point i.
tepe howe [dialect] [uk] i.
Meteoroloji
tepe cap i.

"tepe" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 493 sonuç

Türkçe İngilizce
Yaygın Kullanım
sıra (dağ/tepe) range i.
The two countries are separated by a range of mountains.
İki ülke bir sıra dağ ile birbirinden ayrılıyor.

More Sentences
Genel
tepe kısım spire i.
The spire of the church was damaged by the heavy snow.
Kilisenin çan kulesinin tepe kısmı yoğun kar yağışından dolayı hasar görmüştü.

More Sentences
tepe (yokuş/dalga için) crest i.
Even the crest of a wave in the ocean is connecting to the cosmic forces.
Okyanustaki bir dalganın tepesi bile kozmik güçlere bağlanıyor.

More Sentences
dik ve kayalık tepe tor i.
They hiked to the top of the tor for a breathtaking view.
Nefes kesici bir manzara için dik kayalık tepeye tırmandılar.

More Sentences
yeşil tepe green hill i.
Hotel Mango Valley is set in the green hills just outside Grecia.
Hotel Mango Valley, Grecia'nın hemen dışındaki yeşil tepelerde yer almaktadır.

More Sentences
yüksek tepe high hill i.
Climb the hills by adjusting the balance of the taxi you use and descend from the high hills in a controlled manner.
Kullandığınız taksinin dengesini ayarlayarak tepelere tırmanın ve yüksek tepelerden kontrollü bir şekilde inin.

More Sentences
alçak (tepe, yokuş) gentle s.
I and my wife are climbing a gentle hill this weekend, would you like to join us?
Ben ve eşim bu hafta sonu alçak bir tepeye tırmanacağız, bize katılmak ister misiniz?

More Sentences
Deyim
tepe üstü head first expr.
The boy next door fell head first from a tree.
Komşunun çocuğu bir ağaçtan tepe üstü düştü.

More Sentences
Teknik
tepe ışığı overhead light i.
Tom switched off the overhead light.
Tom tepe ışığını kapattı.

More Sentences
tepe noktası vertex i.
In a graph diagram, a vertex is essential to form the graph.
Tepe noktası, grafiği oluşturmada son derece önemlidir.

More Sentences
İnşaat
tepe noktası apex i.
The wall height at the low point of the roof (apex of the wall curve) is only 28cm high.
Çatının alçak noktasındaki duvar yüksekliği (duvar eğrisinin tepe noktası) sadece 24 cm yüksekliğindedir.

More Sentences
Genel
yuvarlak tepe knob i.
tepe penceresi sunroof i.
dar tepe drumlin i.
tepe mazgalı machicolation i.
tepe gücü peak envolope power i.
tepe noktası peak i.
tepe/zirve kop i.
güney afrika'da ufak tepe kopje i.
kayalık tepe rocky hill i.
yassı ve yanları dik tepe mesa i.
tepe zirvesi dome i.
tepe lambası beacon lamp i.
tepe taşı topper i.
tepe değer mode i.
tepe biçiminde mezar cairn i.
küçük tepe knoll i.
tepe nokta top i.
tepe doruğu hilltop i.
batı roma'da bir tepe janiculum i.
tepe nokta pinnacle i.
tepe penceresi skylight i.
tepe kayakçısı schussboomer i.
tepe nokta summit i.
çatı sütunu tepe taşı metope i.
tepe yamacı sidehill i.
tepe noktası acme i.
domuzsırtı tepe hogback i.
tepe nokta vertex i.
tepe yönetici top manager i.
tepe boyu yol ridgeway i.
küçük tepe hillock i.
tepe tomurcuğu terminal bud i.
tepe nokta tip i.
dik tepe steep hill i.
tepe açısı apical angle i.
tepe kısmı comb i.
sessiz tepe silent hill i.
abd washington'da yönetim binalarının bulunduğu tepe capitol hill i.
küçük tepe monticule i.
küçük tepe monticule i.
düzlük tepe table i.
düz tepe table i.
tepe noktası medium coeli i.
tepe noktası midheaven i.
tepe noktası acme i.
tepe biçiminde mezar carn i.
başın tepe noktasına yakın bukle tourbillon i.
başın tepe noktasına yakın bukle tourbillion i.
göze çarpan yüksek tepe beacon [uk] i.
tepe nokta vertical [obsolete] i.
tepe noktası max i.
tepe zirvesi braeheid [scotland] i.
tepe başı bray [dialect] [scotland] i.
nehir kıyısındaki tepe bray [dialect] [scotland] i.
tepe nokta brink i.
tepe yürüyüşçüsü hillwalker i.
tepe yürüyüşü yapan kimse hillwalker i.
taşlı tepe roach [dialect] [uk] i.
tepe kısım cob i.
dalga kıvrımının tepe noktası comb i.
(hız trenlerinde) yolun yarısında bir süreliğine düzleşen tepe double-dip i.
küçük tepe dun i.
tepe üstü düşüş crowner i.
tepe noktası flood tide i.
(oşinografi) dalganın tepe noktasından dik çizilen hayali çizgi orthogonal i.
ottawa'da meclis binalarının bulunduğu tepe parliament hill i.
tepe noktası roof i.
araçta tepe kısım roof i.
tepe ile düzlük arasındaki sırt shank i.
tepe noktası stratosphere i.
piramidin tepe noktası summit i.
tepe camı sunroof i.
kafanın tepe kısmı pate i.
tepe noktasından yükselen çizgi perpendicular i.
ovaya doğru bakan belirgin kayalık tepe promontory i.
tepe tepe kullanma fruition i.
tepe oluşturmak hill f.
tepe gibi yüksek bir yerden gelmek disembark f.
dere tepe düz gitmek go up hill and down dale f.
tepe tepe kullanmak wear through f.
tepe oluşturmak hill f.
(ufuk, tepe) üstünden yükselmek lip f.
kar kaplı (dağ/tepe) snow-capped s.
tepe noktasında veya en yüksek noktada bulunan vertical s.
iki kolu veya tepe noktası olacak şekilde çatallanmış biforked s.
tepe noktasıyla ilgili climactical s.
tepe noktası içeren climactical s.
tepe noktasına ait climactical s.
tepe noktası oluşturan climactical s.
tepe noktası olan climactical s.
tepe yamacında kullanılan sidehill s.
tepe yamacında bulunan sidehill s.
(tepe, dağ, yamaç) yüksek stey [scotland] s.
(tepe, dağ, yamaç) dik stey [scotland] s.
(tepe, dağ, yamaç) sarp stey [scotland] s.
tepe aşağı top down zf.
dere tepe over hill and dale zf.
dere tepe up hill and down dale zf.
tepe taklak upside down zf.
Öbek Fiiller
tepe taklak düşürmek topple off f.
tepe taklak düşmek topple off f.
tepe tepe kullanmak come through f.
Konuşma Dili
abd washington'da yönetim binalarının bulunduğu tepe the hill i.
washington, abd'de yönetim binalarının bulunduğu tepe hill i.
ottawa, kanada'da parlamento binalarının bulunduğu tepe hill i.
tepe nokta skies i.
Deyim
stratejik tepe/konum a bully pulpit i.
tepe/doruk noktası crowning touch i.
en tepe the top of the heap i.
tepe noktası high noon i.
(bir şeyin) tepe noktası the height of (something) i.
tepe/tepesi aşağı gitmek go downhill f.
dere tepe düz gitmek go over the hills and far away f.
dere tepe hill and dale expr.
tepe taklak olma bottom drops out expr.
bir anda tepe taklak olmuş bottom fell out expr.
bir anda tepe taklak olma bottom falls out expr.
Konuşma
al tepe tepe kullan it's all yours expr.
Ticaret/Ekonomi
tepe noktası peak i.
tepe noktası peak point i.
tepe yönetim top management i.
tepe yöneticileri top managers i.
çift tepe double top i.
Siyasal
tepe kondisyonu crown condition i.
Teknik
tepe kırpıcı peak clipper i.
ters tepe gerilimi peak inverse voltage i.
tepe yüksekliği height of crest i.
tepe değer voltmetresi crest voltmeter i.
ses frekansı tepe sınırlayıcı audio frequency peak limiter i.
ters tepe gerilimi inverse peak voltage i.
siyah tepe black peak i.
tepe düzeyi crest level i.
ters tepe gerilimi peak reverse voltage i.
tepe yükseltisi crest elevation i.
tepe genişliği width at the crest i.
tepe katot akımı peak cathode current i.
tepe zarf gücü peak envelope power i.
ses frekansı tepe sınırlayıcı audiofrequency peak limiter i.
tepe korkuluğu guard rail i.
tepe yüksekliği crown height i.
tepe uzunluğu crest length i.
ileriye tepe gerilimi peak forward voltage i.
anot tepe gerilimi plate peak voltage i.
tepe akımı peak current i.
pik tepe noktası visiere i.
diyotlu tepe detektörü diode peak detector i.
tepe tırmanan hill climbing i.
tepe noktası crown i.
tepe yükseltisi crest height i.
en tepe nokta tip i.
tepe genişliği crest width i.
tepe çizgisi crest line i.
tepe yan bant gücü peak sideband power i.
tepe makarası ring gear i.
tepe genişliği top width i.
tepe deliği crown vent i.
çift tepe etkisi double-hump effect i.
püskürtme konisi tepe açısı spray cone angle i.
tepe mazgalı machicolation i.
tepe yükü peak load i.
tepe faktörü peak factor i.
tepe gerilimi peak voltage i.
tepe gerilimölçeri peak voltmeter i.
tepe değeri peak value i.
tepe değer gerilimöiçeri peak voltmeter i.
tepe genliği peak amplitude i.
tepe noktası peak point i.
tepe sezicisi peak detector i.
tepe gücü peak power i.
tepe yüksekliği vertex height i.
bulut tepe yüksekliği cloud top height i.
atık maddelerden yapılan tepe slag heap i.
tepe sarkması overhang i.
tepe açısı apex angle i.
tepe basıncı top pressure i.
tepe vinci overhead crane i.
tepe düzeneği top equipment i.
yüksek tepe basıncı high top pressure i.
yüksek fırın tepe basıncı blast furnace top pressure i.
paul wurth tepe paul wurth top i.
mckee tepe mckee top i.
çansız tepe bell-less top i.
çansız tepe sistemi bell-less top system i.
çansız tepe dizgesi bell-less top system i.
tepe program seviye ölçeri peak programme meter i.
tepe tankı head tank i.
yük bileşenlerinin tepe değerleri peak values of the components of loading i.
tepe etki süresi peak action time i.
piston tepe yüksekliği piston dome height i.
tepe kesme peak clipping i.
tepe noktaları apices i.
(konik kesitler) koninin tepe noktası ve ekseninden geçen düzlem vertical plane i.
tepe gibi bir engelden yol geçişini sağlayan kanal open cut i.
tepe gibi bir engelden yol geçişini sağlayan kanal opencut i.
temel kazığının tepe noktasına yerleştirilen şey sett i.
temel kazığının tepe noktasına yerleştirilen şey set i.
tepe değer peak i.
tepe gölgelendirme hill shading i.
tepe noktasında bulunan apicular s.
Bilgisayar
tepe değeri peak value i.
tepe sınırlayıcı peak limiter i.
tepe noktası peak point i.
tepe sezicisi peak detector i.
tepe gerilimölçeri peak voltmeter i.
zarfın tepe gücü peak envelope power i.
tepe noktası ölçer peakmeter i.
tepe faktörü peak factor i.
Bilişim
tepe değeri peak value i.
tepe kamerası overhead camera i.
tepe kırpıcı peak clipper i.
tepe sezici peak detector i.
tepe katsayısı peak factor i.
tepe sınırlayıcı peak limiter i.
gücün tepe değeri peak power i.
Telekom
tepe faktörü crest factor i.
tepe dalgalanma çarpanı peak-ripple factor i.
sanki tepe quasi-peak i.
tepe-dalgacık çarpanı peak-ripple factor i.
ters tepe gerilimi peak inverse voltage i.
tepe aşma oranı peak overshoot ratio i.
tepe şiddeti değerindeki dalga boyu peak intensity wavelength i.
tepe gücü peak power i.
tepe hücre hızı peak cell rate i.
zarfın tepe gücü peak envelope power i.
sözde tepe quasi-peak i.
Elektrik
ses frekansı tepe sınırlayıcı audiofrequency peak limiter i.
anot tepe gerilimi plate peak voltage i.
tepe değer voltmetresi crest voltmeter i.
tepe sınırlayıcı peak limiter i.
zarfın tepe gücü peak envelope power i.
ters tepe gerilimi peak reverse voltage i.
ileriye tepe gerilimi peak forward voltage i.
tepe katot akımı peak cathode current i.
ters tepe gerilimi peak inverse voltage i.
tepe zarf gücü peak envelope power i.
tepe kırpıcı peak clipper i.
tepe akımı peak current i.
tepe yan bant gücü peak sideband power i.
diyotlu tepe detektörü diode peak detector i.
ters tepe gerilimi inverse peak voltage i.
Mekanik
(konik dişlide) kesik koninin tepe açısı pitch-cone angle i.
Televizyon
siyah tepe black peak i.
Mimarlık
tepe köşkü belvedere i.
tepe köşkü look-out i.
tepe köşkü lookout i.
mimari sütunda tepe kısım impost i.
tepe mazgalı machicolation i.
tepe silmesi cymatium i.
üst bölümü içbükey, alt bölümü dışbükey tepe silmesi cyma recta i.
(gotik mimaride) tepe kısmını belli edecek ize sahip olmayıp baştan aşağı kesintisiz sütunla taşınan kemer silmeleri continuous impost i.
tepe silmesi cymene i.
(bir yapıya) tepe mazgalları koymak machicolate f.
tepe mazgallı machicolated s.
tepe mazgalları olan machicolated s.
tepe silmesini andıran cymoid s.
İnşaat
tepe silmesi cyma i.
tepe aydınlıklı çatı monitor roof i.
tepe penceresi abat-jour i.
tepe kirişi cap beam i.
tepe yer değiştirme peak displacement i.
Aydınlatma
tepe feneri toplighting i.
tepe feneri top light i.
döner duya takılan tepe lambası eyeball i.
Mobilya
dekoratif tepe süsü finial i.
Otomotiv
ağır tepe keski high leverage end cutter i.
tepe lambası clearance lamp i.
tepe keski end cutting pliers i.
tepe lambası bubble gum machine i.
ters tepe gerilimi peak inverse voltage i.
tepe lambası gumballs i.
tepe lambası marker lamp i.
tepe lambası police light i.
tepe lambası police light bar i.
Demiryolu
tepe gibi bir engelden yol geçişini sağlayan kanal open-cut i.
Havacılık
yörünge tepe noktası impus sistemi apogee impulse system i.
tepe paraşütü apex chute i.
tepe noktası service ceiling i.
tepe noktası combat ceiling i.
Denizcilik
dalganın tepe genişliği wave's crest width i.
alçak tepe yüksekliğinde tahkimat duvar revetment with low crown height i.
tepe yüksekliği crest elevation i.
bazen geminin amiral gemisi olduğunu gösteren tepe ışığı top light i.
tepe makarasından geçen bir halatla kaldırmak whip f.
Petrol
petrol tepe noktası peak oil i.
Medikal
dip-tepe noktası oranı trough to peak ratio i.
kalp tepe atımı peak heart rate i.
tepe hava yolu basıncı peak inspiratory pressure i.
kalp tepe atımı cardiac apex beat i.
kalp tepe atımı heart apex beat i.
tepe nazal inspiratuvar akım metre peak nasal inspiratory flow meter i.
tepe-tepe amplitüdü peak-to-peak amplitude i.
kafatası üzerinde tepe oluşmasıyla ilgili trigonocephalic s.
Anatomi
kulak yolunun ortasından kafanın tepe noktasına kadar ölçülen kafatası uzunluğu auricular height i.
(kalpte) dördüncü karıncığın tepe noktası fastigium i.
çene simfizinde tepe ucu symphysion i.
kafatasının tepe noktasına ait vertical s.
kafatasının tepe noktası ile ilgili vertical s.
Psikoloji
tepe potansiyeli vertex potential i.
tepe dozu diskinezisi peak-dose dyskinesia i.
Fizyoloji
(nabız dalgası) dikrotik dalga ile eğrinin tepe noktası arasında yer alan predicrotic s.
Optik
arka tepe gücü back vertex power i.
Gıda
tepe değeri mode i.
tepe boşluğu head space i.
tepe boşluğu ullage i.
tepe boşluğundaki havanın uzaklaştırılması exhausting i.
tepe boşluğu headspace i.
Matematik
elipsin tepe noktaları vertices of an ellipse i.
tepe noktası apex i.
tepe çizgisi bracket i.
fonksiyonun tepe noktası peak i.
başka bir tepe noktasına giden ilk tepe noktası predecessor i.
birincil tepe noktası predecessor i.
farklı açılarda olup tepe ve yan uzunlukları eşit olan coterminal s.
Geometri
tepe noktasından bölünmüş bir koninin iki eşit parçasından her biri nappe i.
tepe noktasında sonlanan yarım parabol eğrisi semiparabola i.
eğik koninin yüzeyi ile merkezi koninin tepe noktasında bulunan bir kürenin yüzeyinin kesişmesiyle oluşan düzlemsel olmayan eğri spheroconic i.
İstatistik
tepe değeri mode i.
tepe noktası peak area i.
Biyoloji
tepe hücresi apical cell i.
tepe gözesi apical cell i.
Gökbilim
güneşin tepe noktasına karşıt yöndeki nokta antapex i.
dünyadan ölçülen iki gezegen ile tepe noktası arasındaki açısal mesafe aspect i.
Astroloji
tepe noktası chiron i.
tepe noktası zenit i.
tepe noktası mc i.
tepe noktası medium coeli i.
dünyadan ölçülen iki gezegen ile tepe noktası arasındaki açısal mesafenin kesinlik derecesinin sayısı orb i.
Zooloji
(geyikte) tepe boynuz çatalı surroyal i.
(geyikte) tepe boynuz çatalı sur-royal i.
Botanik
tepe hücresi apical cell i.
tepe tomurcuğu baskınlığı apical dominance i.
bitkinin tepe noktasında büyüyen çıkıntı terminal i.
şeker pancarı tepe kıvırcıklığı spinach beet i.
(bazı palmiye ağaçlarından elde edilip sebze olarak tüketilen) lahanamsı tepe tomurcuğu palm cabbage i.
tepe kısmı aşağı doğru sarkık (bitki) nutant s.
tepe şeklindeki top-shaped s.
tepe kısmı çentikli kalp şeklinde olan (yaprak) obcordate s.
Tarım
tepe otlağı hill meadow i.
uçtan itibaren tepe kuruması dieback i.
tepe tomurcukların, yanal tomurcukların büyümesini baskılaması apical dormancy i.
tepe alma topping i.
Arıcılık
arıların fazla balı depolaması için kovanın tepe kısmına yerleştirilen çerçeve section i.
Tütün
tepe kırma topping i.
helezonik tepe konveyörü oscar i.
Ormancılık
tepe budaması top pruning i.
tepe tacı canopy i.
bitki tepe örtüsü crown cover i.
orman tepe örtüsü canopy coverage i.
orman tepe örtüsü forest canopy cover i.
bitki tepe örtüsü canopy coverage i.
bitki tepe örtüsü forest canopy cover i.
orman tepe örtüsü crown cover i.
(yağmur ormanlarında) ağaç tepe noktası overstorey i.
(ormanda) yaprakları tepe noktasını oluşturan ağaçlar overstory i.
kesilen kütüklerin yuvarlandığı eğimli tepe runway [canada] [us] i.
Tarih
eski atina'da akropol'ün yanında bulunan bir tepe ve o tepede toplanan yüksek hukuk meclisi areopagus i.
15. yüzyılda zulme ve eziyete maruz kalmış, adını bu olaylar sırasında konakladığı tabor adlı tepe ve kaleden alan bohem reformist taborite i.
jupiter tapınağının bulunduğu tepe capitoline i.
abd'de bunker tepesi savaşı'nın yapıldığı tepe breed's hill i.
eskiden ingiltere'de münazara yapmak için buluşma yeri olarak kullanılan tepe moot-hill i.
Arkeoloji
m.ö. ikinci bin yıldan kalma surlar ve hendeklerle güçlendirilmiş tepe hillfort i.
Dini
İsa'nın çarmıha gerildiği tepe calvary [bible] i.
kudüs'te tapınağın inşa edildiği bir tepe sion i.
kudüs'te tapınağın inşa edildiği bir tepe zion i.
tepe tıraşı corona i.
Çevre
asimetrik tepe şekli cuesta land form i.
gama ışını tepe noktası gamma ray peak i.
erozyon sebebiyle aşınarak insan yapımı bir esere benzemiş taşlık tepe oluşum monument i.
Coğrafya
kumdan oluşmuş yükselti veya tepe dune i.
yeni zelanda'da bir tepe taumatawhakatangihangakoauauotamateaturipukakapikimaungahoronukupokaiwhenuakitanatahu i.
dar sırtlı sivri tepe razorback i.
meksika'nın güneyinde kayalık bir tepe chapultepec i.
ufak tepe nubble i.
bölgede tepe veya zirveler ile ovalar arasındaki yükseklik farkı relief i.
abd'nin oregon eyaletindeki üç volkanik tepe three sisters i.
tepe üstündeki taş yığını tor i.
suudi arabistan'da mekke yakınlarında bir tepe jabal ar rahm i.
suudi arabistan'da mekke yakınlarında bir tepe arafat i.
tepe şeklindeki taş yığını barp i.
eriyen buzulların kum ve çakıl gibi malzemeleri biriktirmesiyle meydana gelen düzensiz höyük ya da tepe kame i.
israil'de kudüs'ün doğusunda bir tepe mount zion i.
israil'de kudüs'ün doğusunda bir tepe mount sion i.
israil'de kudüs'ün doğusunda bir tepe sion i.
yol gösterme amaçlı işaret lambalarının yakıldığı tepe beacon i.
ingiltere-iskoçya sınırında yer alan bir grup tepe the cheviot hills i.
ingiltere-iskoçya sınırında yer alan bir grup tepe the cheviots i.
etrafı düzlük olan küçük bir tepe kopje i.
afrika bozkırında küçük bir tepe koppie i.
(güney afrika'da) etrafı düzlük olup göze çarpan tepe kop i.
rusya'da bulunan bir grup tepe valdai hills i.
lavın bir fümerol üzerinde oluşturduğu küçük ve yuvarlak tepe mamelon i.
tahkim edilmiş tepe veya tümsek mamelon i.
iki tepe arasında yer alan eğer biçimindeki sırt saddle i.
iki tepe arasında yer alan eğer biçimindeki sırt sag i.
kuzeydoğu minnesota'daki demir yatakları açısından zengin bir dizi tepe mesabi range i.
tepe eteğinde yer alan sulak arazi mickery [australia] i.
ingiltere'de bir tepe wrekin i.
yeni zelanda'da bir tepe sırası bombay hills i.
bir dizi tepe hill i.
bir grup tepe hill i.
tepe veya dağlar arasındaki küçük vadi hollow i.
kambur tepe horseback i.
(genellikle yer isimlerinde kullanılan) koru veya ağaçlı tepe hyrst i.
ağırlıklı olarak düz bir ova üzerinde yükselen tepe monadnock i.
orta italya'da bir tepe monte cassino i.
yuvarlak tepe morro i.
küçük tepe hurst i.
yan yana iki su kaynağını birbirinden ayıran tepe bölge ridgeline i.
tepe zirvesi ridgetop i.
dik veya sarp kenarları olan izole tepe butte i.
lübnan ile suriye arasında kalelerle çevrili bir tepe golan i.
ingiltere'de bir tepe sırası chiltern hills i.
kanada kayalık dağları'ndaki en yüksek tepe robson i.
kudüs'ün doğusunda bir tepe olivet i.
kudüs'ün doğusundaki batı şeria'da bulunan bir dizi tepe olives i.
kudüs'ün doğusundaki batı şeria'da bulunan bir dizi tepe olives mount of i.
(özellikle yer adlarında) yuvarlak tepe cobble [dialect] i.
tepe yamacındaki havza comb i.
tepe yamacındaki vadi comb i.
fransa'nın doğusunda bulunan bir dizi tepe côtedor i.
dar tepe drum i.
uzun dar tepe drum [scotland] i.
iskoçya'da bir tepe dunsinane i.
dikey geniş tepe picacho i.
sivri zirveli tepe pike [dialect] [uk] i.
donmuş toprakların erimesinden sonra da varlığını sürdüren tepe pingo i.
güneybatı ingiltere'de bir tepe sırası cotswold hills i.
güneybatı ingiltere'de bir tepe sırası cotswolds i.
kumların oluşturduğu doğal tepe sand hill i.
ingiltere'nin kuzeyinde yer alan bir tepe flodden i.
dalgalı arazide tepe veya vadi fold [uk] i.
güney ingiltere'de bir tepe senlac i.
tek tarafı eğimli tepe cuesta i.
küp şekere benzeyen tepe/dağ sugarloaf i.
kuzey ingiltere'de küçük bir tepe how [dialect] i.
küçük tepe how [dialect] [uk] i.
(genellikle tepe üzerinde) etrafı çitle çevrili maori köyü pah i.
roma'da tepe palatine i.
washington eyaletinin güneyinde volkanik bir tepe saint helens i.
tabakalı görünen (tepe) shelfy s.
taraçalara ayrılmış (tepe) shelfy s.
Meteoroloji
tepe yapan kümülüs towering cumulus i.
tepe bulut cap cloud i.
tepe enverziyonu capping inversion i.
tepe hamle peak gust i.
tepe sisi hill fog i.
Jeoloji
tepe aşağı down hill i.
aşınmaz tepe monadnock i.
şahit tepe outlier i.
şahit tepe butte i.
balık sırtı tepe hogback i.
genellikle iri taneli tek bir volkanik kaya tipinden oluşan büyük tepe monolith i.
kısa üçgenimsi balık sırtı tepe flatiron i.
ikiden fazla buzyalağını ayıran sırtların kesiştiği yerde oluşan keskin tepe pyramidal peak i.
Askeri
yörünge tepe noktası apogee i.
tepe yüksekliği maximum ordinate i.
mermi yolu tepe noktası summit of trajectory i.
çıplak tepe bare knob i.
tepe mazgalı benzeri açıklıklardan düşmanların üzerine yanan veya erimiş madde dökme machicolation i.
tepe mazgalı benzeri açıklıklardan düşmanlara ateş etme machicolation i.
tepe kısmı düz ve kare şeklinde olan süvari başlığı schapska i.
(siper benzeri yapılara) tepe mazgalları koymak machicolate f.
Silah/Atıcılık
tepe boşluğu headspace i.
Spor
tepe yürüyüşü hill walking i.
tepe yürüyüşü fellwalking i.
tepe yürüyüşü hillwalking i.
tepe yürüyüşü ile kaya tırmanışı arası bir zorluğa sahip tırmanma yöntemi scrambling i.
tepe yürüyüşü ile kaya tırmanışı arası bir zorluğa sahip tırmanma yöntemi alpine scrambling i.
tepe koşusu hill running i.
Resim
tepe ışığı zenith light i.
tepe ışığı top fight i.
Eski Kullanım
ağaçlık tepe holt i.
küçük tepe monticle i.
(armacılıkta) tepe mount i.
yelpaze biçimli tepe penceresi fan light i.
tepe nokta pinnet i.
tepe sırtı shin i.
Engineering
(çizge teorisinde) ulaşım ağının tepe noktası sink i.
Kuşbilim
(kuş kafasında) tepe kısım pileus i.
(kuş kafasında) tepe kısım pileum i.
Argo
en tepe nokta the end i.
al tepe tepe kullan it's all yours enjoy it expr.