keep - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

keep

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"keep" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 93 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
keep f. tutmak
keep f. saklamak
General
keep i. bakım
keep i. iç kale
keep i. himaye
keep i. içkale
keep i. erzak
keep i. kale
keep i. geçim
keep i. yiyecek
keep i. defter
keep i. muhafaza etme
keep i. otlak
keep i. bir şeyi yerinde sabit tutan parça
keep i. koruma
keep i. himaye
keep i. kule
keep f. saklamak
keep f. sahibi olmak (dükkan)
keep f. korumak
keep f. bulundurmak
keep f. gözkulak olmak
keep f. uymak
keep f. kutlamak
keep f. devam ettirmek
keep f. meşgul etmek
keep f. beslemek (hayvan)
keep f. durmak
keep f. temelli almak
keep f. sürdürmek
keep f. işletmek
keep f. beslemek
keep f. saklamak (sır)
keep f. konumunda tutmak
keep f. bakmak
keep f. ilerlemek
keep f. kalmak
keep f. tutmak
keep f. almak
keep f. yemek
keep f. devam etmek
keep f. elde tutmak
keep f. alıkoymak
keep f. geçindirmek
keep f. yönelmek
keep f. yerine getirmek
keep f. işletmek (otel vb)
keep f. kayıt tutmak
keep f. elinde bulundurmak
keep f. zabıt tutmak
keep f. saygı göstermek
keep f. riayet etmek
keep f. sadık olmak
keep f. sadakat göstermek
keep f. bağlı kalmak
keep f. direnmek
keep f. yılmamak
keep f. bir yerde tutmak
keep f. bir yere kapatmak
keep f. yetiştirmek
keep f. değiştirmemek
keep f. bir seviyede/durumda tutmak
keep f. dost/metres tutmak
keep f. bir seviyede/durumda kalmak
keep f. bozulmamak
keep f. daha sonraya kalmak
keep f. gecikmek
keep f. beklemek
keep f. birlikte anılmak
keep f. bağlantılı olmak
keep f. (bir seviyede/durumda) tutmak
keep f. satmamak
keep f. alıkoyulmak
keep f. oyalanmak
keep f. (söz vb.) tutmak
keep f. (yiyecek vb.) dayanmak
keep f. (hayvan) beslemek
keep f. (birine) yer tutmak
keep f. (dükkan vb.) işletmek
keep f. yetmek
keep f. sürekli … yapmak
keep f. yapıp durmak
Irregular Verb
keep f. kept - kept
Colloquial
keep i. cezaevi
keep i. hapishane
Trade/Economic
keep f. alıkoymak
Law
keep f. muhafaza etmek
Technical
keep f. muhafaza etmek
keep f. sağlamak
keep f. tutmak
Computer
keep expr. koru
keep expr. sakla
Star Wars
keep i. kale (vallt)

"keep" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
keep quiet f. susmak
keep confidential f. gizli tutmak
General
person who does not keep his or her word i. allak
keep in mind that i. unutmamamız gerekir ki
keep it simple stupid i. basit yap prensibi
keep it simple stupid i. (bir şeyi) basit tut prensibi
keep it simple stupid i. kiss prensibi
keep up f. yukarda tutmak
keep someone at bay f. birini korkutarak yaklaşıp zarar vermesini önlemek
keep a secret f. sır tutmak
keep in view f. göz önüne almak
keep mum f. süküt etmek
keep one's own counsel f. fikirlerini kendine saklamak
keep abreast of f. (son gelişmelerden) haberdar olmak
keep count f. sayısını tutmak
keep under observation f. müşahede altında tutulmak
keep one's eyes open f. tetikte olmak
keep eye on f. göz kulak olmak
keep a journal f. günlük tutmak
keep back f. tutmak
keep one's mind f. kafasına takmak
keep the accounts f. hesap tutmak
keep back f. geciktirmek
keep a tab on f. izlemek
keep somebody out f. uzak tutmak
keep one's distance f. yüz vermemek
keep something in perspective f. bir şeyi bir bütünsellik içinde ele almak
keep out of f. uzak durmak
keep mum f. susmak
keep out of sight f. hiç gözükmemek
keep account of f. aklında tutmak
keep in f. içeride tutmak
keep an eye on f. gözetlemek
keep on f. diretmek
keep in the background f. gölgede kalmak
keep somebody at a distance f. yüz vermemek
keep on f. sürdürmek
keep together f. toplanmak
keep up with something f. uymak
keep something out f. uzak tutmak
keep company with f. çıkmak
keep somebody at a distance f. mesafeli davranmak
keep in a fridge f. soğuk muhafazada bekletmek
keep open f. açık tutmak
keep somebody in suspense f. merakta bırakmak
keep something up f. sürdürmek
keep an appointment f. randevusuna gitmek
keep house f. ev idare etmek
keep something at one's fingertips f. el altında bulundurmak
keep silent f. suspus olmak
keep your word f. sözünü tutmak
keep watch and ward f. nöbet tutmak
keep informed f. bilgilendirilmek
keep one's distance f. uzak durmak
keep tabs on f. gözetlemek
keep count of f. sayısını tutmak
keep something quiet f. saklamak
keep something in perspective f. bir şeye bir bütün olarak bakmak
keep someone company f. birine refakat etmek
keep out of mischief f. yaramazlıktan kaçınmak
keep down f. zulmetmek
keep on the right side of f. suyuna gitmek
keep in touch f. iletişim halinde bulunmak
keep it up f. sürdürmek
keep someone from doing something f. birini bir şey yapmaktan alıkoymak
keep somebody waiting f. bekletmek
keep in view f. göz önünde tutmak
keep cool f. sakin kalmak
keep down f. baskı yapmak
keep snowballing f. çığ gibi büyümek
keep early hours f. erken yatmak
keep up f. yüksek tutmak
keep one's counsel f. sır saklamak
keep at f. devam etmek
keep up with f. ile aşık atmak
keep one's balance f. dengesini kaybetmemek
keep step with f. ayak uydurmak
keep up with the times f. çağa uymak
keep one's distance from f. ile arasına mesafe koymak
not keep f. caymak
keep silent f. çıt çıkarmamak
keep out f. dışarıda tutmak
keep up f. geçindirmek
keep out f. dışında kalmak
keep watch f. bekçilik etmek
keep pace f. ayak uydurmak
keep someone in suspense f. merakta bırakmak
keep clear of f. kaçınmak
keep up f. ayak uydurmak
keep one's eyes skinned f. tetikte olmak
keep score f. puan saymak
keep order f. disiplini korumak
keep on at f. sıkboğaz etmek
keep down f. bastırmak
keep guard f. korumak
keep one's promise f. sözünden dönmemek
keep a tight rein on f. ensesinde boza pişirmek
keep someone waiting f. birini bekletmek
keep back f. barındırmak
keep abreast of f. ile atbaşı gitmek
keep something handy f. el altında bulundurmak
keep time f. her zaman zamanı doğru göstermek (saat)
keep silent f. susmak
keep oneself close f. sallanmak
keep cave f. gözetlemek
keep one's promise f. sözünü yerine getirmek
keep up with f. ile yarışmak
keep down f. kontrol altında tutmak
keep somebody alive f. yaşatmak
keep one's distance f. soğuk davranmak
keep somebody at a distance f. fazla samimi olmamak
keep alive f. canlı tutmak
keep the ball rolling f. sürdürmek
keep a close watch on f. sıkı bir gözetim altında tutmak
keep something on the back burner f. daha sonra bakmak üzere bir kenara koymak
keep an eye on f. dikkat etmek
keep someone under surveillance f. birini sürekli olarak gizlice izlemek
keep a tab on f. takip etmek
keep the ball rolling f. devam ettirmek
keep something in a corner of one's mind f. aklının bir köşesinde tutmak
keep up f. devam etmek
keep abreast of f. (son gelişmeler hakkında) bilgi sahibi olmak
keep going f. sürdürmek
keep up f. sürdürmek
keep in suspense f. endişelendirmek
keep it up f. devam etmek
keep one's word f. sözünden dönmemek
keep something active f. aktif halde tutmak
keep from f. kurtarmak
keep up with the times f. zamana ayak uydurmak
keep early hours f. eve erken dönmek
keep the accounts f. defter tutmak
keep secret f. sır tutmak
keep one's distance f. araya mesafe koymak
keep one's promise f. sözünü tutmak
keep the books f. hesap tutmak
keep out f. hariç tutmak
keep up with f. ayak uydurmak
keep a tab on f. gözetlemek
keep something under wraps f. gizli tutmak
keep time f. tempo tutmak
keep an ear to the ground f. kulağı tetikte olmak
keep something under one's hat f. bir şeyi gizli tutmak
keep down f. zaptetmek
keep in mind f. dikkate almak
keep silent f. sessiz kalmak
keep company f. arkadaşlık etmek
keep away from f. kaçınmak
keep good time f. saat her zaman zamanı doğru göstermek
keep something secret f. gizli tutmak
keep someone advised of f. haberdar etmek
keep to the right f. yolun sağında kalmak
keep on f. devam etmek
keep one's eyes skinned f. gözünü dört açmak
keep cool f. soğukkanlılığını korumak
keep an account of f. not etmek
keep an eye on f. göz kulak olmak
keep in with f. ile dost kalmak
keep out of sight f. hiç görünmemek
keep an eye on f. gözünü ayırmamak
keep a tally f. çetelesini tutmak
keep something dark f. açığa vurmamak
keep apart f. uzak tutmak
keep tabs on f. izlemek
keep dark f. saklamak
keep one's seat f. oturduğu yerden kalkmamak
keep a tight rein on f. kontrol altında tutmak
keep one's word f. sözünü tutmak
keep somebody waiting f. birini bekletmek
keep mum f. gıkı çıkmamak
keep someone at bay f. birini sindirmek
keep one's balance f. dengesini korumak
keep it clean f. temiz tutmak
keep secret f. saklı tutmak
keep someone company f. birini yalnız bırakmamak
keep one's nose clean f. etliye sütlüye karışmamak
keep one's figure f. vücut hatlarını korumak
keep someone engaged f. birini meşgul etmek
keep awake f. uyanık kalmak
keep pace with f. ayak uydurmak
keep an ear to the ground f. kulağı kirişte olmak
keep up with f. takip etmek
keep back f. biriktirmek
keep something by one f. elinin altında bulundurmak
keep in reserve f. ihtiyat olarak saklamak
keep down f. sinmek
keep a foot in both camps f. nabza göre şerbet vermek
keep one’s composure f. soğukkanlılığını kaybetmemek
keep your promise f. sözünü tutmak
keep under control f. kontrol altında tutmak
keep off f. uzak tutmak
keep in the background f. arka planda kalmak
keep in mind f. unutmamak
keep clear of f. çekinmek
keep balanced diet f. dengeli beslenmek
keep in f. içeride kalmak
keep in step with f. ayak uydurmak
keep one's composure f. soğukkanlılığını korumak
keep silent f. sükut etmek
keep to f. bağlı kalmak
keep snug f. saklamak
keep book f. defter tutmak
keep busy f. meşgul etmek
keep on saying f. dilinden düşürmemek
keep one's end up f. kendine düşen payı ödemek
keep in mind f. aklında tutmak
keep apart f. ayırmak
keep something at arm's length f. el altında bulundurmak
keep aloof f. uzak durmak
keep a mistress f. metres tutmak
keep something a secret from someone f. bir şeyi birinden saklamak
keep somebody at arm's length f. yüz vermemek
keep under f. bastırmak
keep silent f. ağzına kilit vurmak
keep one's seat f. parlamentodaki yerini korumak
keep one's eyes peeled f. tetikte olmak
keep track of f. izini kaybetmemek
keep up with something f. başa çıkmak
keep to f. kalmak
keep in one's bosom f. gizlemek
keep one's eyes skinned f. göz kulak olmak
keep a secret f. sır saklamak
keep in f. frenlemek
keep a record of f. fişlemek
keep an account of f. kaydetmek
keep down f. baskı altında tutmak
keep touch with f. ile ilişkiyi sürdürmek
keep away f. uzak kalmak
keep the peace f. asayişi korumak
keep down f. sınıfta bırakmak
keep a record f. kayıt tutmak
not keep f. sözünden dönmek
keep at f. bırakmamak
keep back f. gizlemek
keep in mind f. akılda tutmak
keep one's eyes skinned f. dikkatli olmak
keep in form f. formda kalmak
keep up with f. ayak uydurmak (çağa/zamana)
keep up with the times f. çağa ayak uydurmak
keep one's eyes open f. gözünü dört açmak
keep out f. dışarıda bırakmak
keep alive f. ayakta tutmak
keep dark f. sır vermemek
keep up with the times f. çağın gerisinde kalmamak
keep up f. seviyesine ulaşmak
keep hold of f. sıkı tutmak
keep one's head f. kendine hakim olmak
keep track of f. takip etmek
keep calm f. kendini tutmak
keep in mind f. hesaba katmak
keep snug f. gizlemek
keep in the background f. kendini göstermemek
keep something near at hand f. el altında bulundurmak
keep in with f. anlaşmak
keep going f. devam ettirmek
keep one's eyes open f. gözünü açmak
keep one's word f. sözünde durmak
keep in view f. gözden kaybetmemek
keep something in a corner of one's mind f. aklının bir köşesinde bulundurmak
keep for future use f. ileride kullanmak üzere tutmak
keep a mistress f. kapatmak
keep in the archive f. arşivde tutmak
keep posted f. haberdar etmek
keep to f. uymak
keep up f. yetişmek
keep to f. tutmak
keep out f. uzak durmak
keep one's mind on f. kafasına takmak
keep someone at a distance f. birine soğuk davranmak
keep abreast of f. haberdar etmek
keep down f. tutmak
keep someone guessing f. birini doğru dürüst haberdar etmemek
keep something available f. el altında bulundurmak
keep someone at arm's length f. biriyle samimi olmamak için ona çok mesafeli davranmak
keep up appearances f. istifini bozmamak
keep out f. içeri almamak
keep back f. saklamak
keep something under wraps f. saklamak
keep secret f. sır saklamak
keep company with f. ile arkadaşlık etmek
keep available f. hazır bulundurmak
keep something on the back burner f. sonra çalışmak üzere şimdilik ertelemek
keep someone at arm's length f. birinin samimi olmasına izin vermemek
keep in f. tutmak
keep a sharp lookout f. kuş uçurtmamak
keep cave f. nöbet tutmak
keep in touch f. temas halinde bulunmak
keep up with f. yetişmek
keep in view f. gözden uzak tutmamak
keep quiet f. uslu durmak
keep trying f. denemeye devam etmek
keep the interest alive f. ilgiyi canlı tutmak
keep one's eyes peeled f. gözünü dört açmak
keep up with f. izleyerek bilgi sahibi olmak
keep one's balance f. kendine hakim olmak
keep fit f. formunu korumak
keep a tight rein on f. dizginlemek
keep going f. ilerlemek
keep away from f. uzak durmak
keep down f. engellemek
keep one's temper f. sinirine hakim olmak
keep something quiet f. örtbas etmek
keep in the memory f. aklında tutmak
keep step f. ayak uydurmak
keep secret f. gizli tutmak
keep tabs on f. gözünü sürekli üstünde tutarak herşeyden haberdar olmak
keep somebody out of f. uzak tutmak
keep somebody at arm’s length f. biriyle arasında mesafe bırakmak
keep from f. engellemek
keep something out of f. uzak tutmak
keep one's temper f. öfkeye kapılmamak
keep waiting f. bekletmek
keep a foot in both camps f. ikili oynamak
keep company with f. birlikte takılmak
keep something going f. devam ettirmek
keep on f. sebat etmek
keep somebody guessing f. meraktan çatlatmak
keep something readily available f. el altında bulundurmak
keep back f. alıkoymak
keep together f. birlikte kalmak
keep something within reach f. el altında bulundurmak
keep in reserve f. elde tutmak
keep something accessible f. el altında bulundurmak
keep company with f. flört etmek
keep going f. devam etmek
keep someone away f. birini uzak tutmak
keep mum f. gık dememek
keep up quality f. kaliteden ödün vermemek
keep tabs on f. takip etmek
keep one's distance from f. uzak durmak
keep one's eyes peeled f. gözünü açmak
keep one's eye on f. göz kulak olmak
keep an eye out for f. bir şey için göz kulak olmak
keep someone at arm's length f. birini pek yaklaştırmamak
keep clear of f. sakınmak
keep up with the times f. zamana uymak
keep the ball rolling f. iyi bir işi sürdürmek
keep an eye on f. gözü üzerinde olmak
keep up f. idame etmek
keep from f. kendini tutmak
keep someone advised of f. birini bir konuda bilgilendirmek
keep one's temper f. itidalini muhafaza etmek
keep in dark f. gizlemek
keep one's temper f. öfkesini yenmek
keep handy f. bulundurmak
keep one's word f. sözünü yerine getirmek
keep informed f. bilgi vermek
keep track of f. izlemek
keep back f. önlemek
keep in mind f. hatırda tutmak
keep guard f. nöbet tutmak
keep following f. ardını bırakmamak
keep on at somebody f. üstüne varmak
keep one's end up f. kendine düşen görevi yerine getirmek
keep alive f. hayatta kalmak
keep up with f. ile aynı hızda gitmek
keep one's eyes skinned f. gözünü açmak
keep somebody out f. içeri sokmamak
keep an account of f. kaydını tutmak
keep up f. devam ettirmek
keep together f. bir araya gelmek
keep hold of f. bırakmamak
keep from f. gizlemek
keep something in one's mind f. aklından çıkarmamak
keep warm f. sıcak tutmak
keep tally f. çetele tutmak
can't keep one's eyes off someone f. bakmaya doyamamak
keep ahead f. önde olmak
keep one's eyes peeled f. dikkatli olmak
keep under one's hat f. gizli tutmak
keep under f. disiplin altında tutmak
keep under f. narkoz vermek
keep under one's hat f. sırrı saklamak
keep under f. yükselmesine izin vermemek
keep under one's hat f. sır tutmak
keep under one's hat f. gizlemek
keep one's eyes open f. dikkatli olmak
keep under f. baş kaldırtmamak
keep silence minute f. saygı duruşunda bulunmak
keep minute of silence f. saygı duruşunda bulunmak
keep under surveillance f. gözaltında tutmak
keep on enemy guessing f. düşmanı şaşırtmak
keep in touch with f. ile ilişkiyi koparmamak
keep in f. alıkoymak
keep in touch f. iletişimi koparmamak
keep in f. yanar durumda tutmak
keep in f. bastırmak
keep in f. karnını içe çekmek
keep in touch with f. bağlantıyı koparmamak
keep in touch f. görüşmek
keep in f. yanmaya devam etmek
keep in f. saklamak
keep in touch with f. ile teması sürdürmek
keep in f. içeride alıkoymak
keep to oneself f. insanlardan uzak durmak
keep to oneself f. sokulgan olmamak
keep to oneself f. sır saklamak
keep to oneself f. kendi halinde olmak
keep to oneself f. içine kapanmak
keep the formality f. resmiyeti korumak
keep company f. eşlik etmek
keep behind f. geri kalmak
keep in touch f. ilişkiyi kesmemek
keep a promise f. sözünde durmak
keep watch f. nöbet tutmak
keep watch f. nöbet beklemek
keep something on f. bir şeyi kullanmaya devam etmek
keep an eye on f. gözü (bir şeyin) üstünde olmak
keep somebody company f. eşlik etmek
keep at somebody f. bırakmamak
keep somebody at a distance f. soğuk davranmak
keep somebody in countenance f. teşvik etmek
keep somebody in countenance f. desteklemek
keep up with f. ayak uydurmak (zamana)
keep one's guard up f. gardını almak
keep up one's guard f. gardını almak
keep the spirit of something alive f. ruhunu canlı tutmak
keep in touch f. irtibat halinde olmak
keep something at the normal level f. normal seviyede tutmak
keep the fire under control f. yangını kontrol altına almak
keep someone unaware f. habersiz bırakmak
keep aloof from something f. uzak durmak
keep away from something f. uzak durmak
keep someone waiting f. beklemeye almak
keep on running down (someone) f. diline dolamak
keep on and on (saying the same thing) f. diline dolamak
keep popping in one's mind f. zihnini kurcalamak
keep at f. bir hareketi sürdürmek
keep in step (with) f. ayak uydurmak
keep on saying (the same thing) f. dile dolamak
keep an eye on (someone) f. dikkat etmek
keep the values alive f. değerleri yaşatmak
keep the line f. çizgiyi korumak
keep on saying (the same thing) f. diline dolanmak
keep something alive f. diri tutmak
keep looking at someone every so often f. durup durup bakmak
earn one's keep f. ekmek parasını kazanmak
earn one's keep f. geçimini sağlamak
keep something minimum f. minimumda tutmak
keep one's promise f. söz tutmak
keep (something) orderly f. düzenli tutmak
keep (somewhere) tidy f. düzenli tutmak
keep something low (price/quality/pressure) f. düşük tutmak
keep (something) in order f. düzenli tutmak
fail to keep possession of f. kaybetmek
fail to keep possession of f. elinden kaçırmak
fail to keep possession of f. sahipliğini yitirmek
keep someone wait for a while f. az bekletmek
keep someone wait a long time f. çok bekletmek
keep one's place f. yerini tutmak
can't keep one's eyes off somebody/something f. gözlerini alamamak
keep one's silence f. sessizliğini korumak
keep something hidden f. saklı tutmak
keep something hidden f. gizli tutmak
keep one's silence f. sessizliğini bozmamak
keep to the agreement f. anlaşmaya uymak
keep to the agreement f. anlaşmaya bağlı kalmak
keep a list f. liste tutmak
keep out of trouble f. beladan uzak durmak
can't keep one's eyes off somebody/something f. gözünü alamamak
keep occupied f. meşgul etmek
keep occupied f. meşgul tutmak
keep under suitable conditions f. uygun koşullarda saklamak
keep (someone/something) in quarantine f. karantina altına almak
keep fish f. balık yetiştirmek
keep (someone/something) in quarantine f. karantinaya almak
keep suspended f. askıda tutmak
keep abreast f. son gelişmelerden haberdar olmak
keep archive f. arşivleme yapmak
keep secret f. saklı kalmak
keep (someone/something) separate f. ayrı tutmak
keep informed f. haberdar olmak
keep on at f. başını şişirmek
keep something at the forefront f. gözönünde tutmak
keep something in the forefront f. gözönünde tutmak
keep someone at a distance f. pas vermemek
keep someone on the forefront f. gözönünde tutmak
keep something high above f. yüksekte tutmak
keep something like a secret f. sır gibi saklamak
keep to the agreement f. sözleşmeye uymak
keep one's true thoughts and feelings to oneself f. rengini belli etmemek
keep one's true thoughts and feelings to oneself f. renk vermemek
keep up with the fashion f. modayı takip etmek
keep time f. zaman tutmak
keep in mind f. hafızada tutmak
keep pace with the fashion f. modayı takip etmek
keep a pet f. evcil hayvan beslemek
keep with the fashion f. modayı takip etmek
keep abreast of all the latest developments f. gelişmeleri takip etmek
keep someone without food and water f. aç susuz bırakmak
keep one's identity f. kimliğini gizlemek
keep something in check f. kontrol altında tutmak
keep sheep f. koyun yetiştirmek
keep pace with technology f. teknolojiye ayak uydurmak
earn one's keep f. geçim sağlamak
earn one's keep f. geçimini temin etmek
keep alive hope f. umudu korumak
keep alive hope f. umudunu korumak
keep one's guard f. gardını almak
keep down the cost f. maliyeti azaltmak