|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
sıkıca tutma |
enclasping n.
|
|
2 |
General |
avını sıkıca saran boa yılanı |
boa constrictor n.
|
|
3 |
General |
sıkıca tutma |
clutch n.
|
|
4 |
General |
sıkıca yakalama |
tackle n.
|
|
5 |
General |
sıkıca tutma |
grip n.
|
|
6 |
General |
sıkıca yakalama |
clenching n.
|
|
7 |
General |
sıkıca tutma |
clenching n.
|
|
8 |
General |
sıkıca tutma |
hug n.
|
|
9 |
General |
bir şeyi sıkıca kavrama |
taking hold n.
|
|
10 |
General |
brezilya'ya özgü, partnerlerin birbirine sıkıca sarılıp yakın temasta bulunduğu balo salonu dansı |
lambada n.
|
|
11 |
General |
sıkıca bağlama |
astriction n.
|
|
12 |
General |
sıkıca sarılma |
embracing n.
|
|
13 |
General |
iki şeyi birbirine sıkıca bağlamaya yarayan ip parçası |
lasher n.
|
|
|
14 |
General |
sıkıca tutma |
hand-eye coordination n.
|
|
15 |
General |
sıkıca kavrama |
hand-eye coordination n.
|
|
16 |
General |
başka şeyin sıkıca sabitlendiği şey |
hold fast n.
|
|
17 |
General |
sıkıca kavrama |
holdfast n.
|
|
18 |
General |
başka şeyin sıkıca sabitlendiği şey |
holdfast n.
|
|
19 |
General |
sıkıca sarılma |
lovemaking n.
|
|
20 |
General |
sıkıca sarılma |
love-making n.
|
|
21 |
General |
sıkıca tutan kimse |
grasper n.
|
|
22 |
General |
sıkıca tutma |
gripe n.
|
|
23 |
General |
birinin külotunu sıkıca yukarı çekerek yapılan şaka |
grundy n.
|
|
24 |
General |
sıkıca birleştirme |
complication [obsolete] n.
|
|
25 |
General |
sıkıca birleştirilme |
complication [obsolete] n.
|
|
26 |
General |
(iş, spor, eğitim) tekrarlanan talimatlar ve sıkıca denetlenen eğitimler |
drill n.
|
|
27 |
General |
sıkıca köklenme |
rooting n.
|
|
28 |
General |
sıkıca tutmak |
purchase n.
|
|
29 |
General |
sıkıca sarılmak |
cling v.
|
|
30 |
General |
sıkıca yapıştırmak |
adhere to v.
|
|
31 |
General |
sıkıca bağlamak |
truss v.
|
|
32 |
General |
sıkıca tutmak |
clasp v.
|
|
33 |
General |
sıkıca tutmak |
grip v.
|
|
34 |
General |
sıkıca tutmak |
tackle v.
|
|
35 |
General |
sıkıca tutmak |
hold tight v.
|
|
36 |
General |
sıkıca yapışmak |
stick firmly v.
|
|
37 |
General |
sıkıca yapışmak |
adhere to v.
|
|
38 |
General |
sıkıca yakalamak |
tackle v.
|
|
39 |
General |
sıkıca tutmak |
clutch v.
|
|
40 |
General |
sıkıca birleştirmek |
weld v.
|
|
41 |
General |
bir yere sıkıca tutturmak |
secure v.
|
|
42 |
General |
sıkıca yapıştırmak |
stick firmly v.
|
|
43 |
General |
sıkıca yakalamak |
clench v.
|
|
44 |
General |
sıkıca sarılmak |
nestle v.
|
|
45 |
General |
sıkıca kapatmak |
close tightly v.
|
|
46 |
General |
sıkıca kapatmak |
close firmly v.
|
|
47 |
General |
sıkıca yerleştirmek |
pin down v.
|
|
48 |
General |
sıkıca tutturmak |
fix v.
|
|
49 |
General |
sıkıca paketlemek |
shrink-wrap v.
|
|
50 |
General |
sıkıca örtmek |
shrink-wrap v.
|
|
51 |
General |
sıkıca ve kuvvetlice kapamak |
lock v.
|
|
52 |
General |
sıkıca yerleştirmek |
plant v.
|
|
53 |
General |
birbirine sıkıca bağlanmak |
intermesh v.
|
|
|
54 |
General |
sıkıca tutunmak |
hang on tight v.
|
|
55 |
General |
bir şey ile sıkıca birleştirmek |
dovetail with something v.
|
|
56 |
General |
elleri birbirine sıkıca kenetlenmiş bir şekilde balkona doğru yürümek |
walk to the balcony with hands clasped tightly together v.
|
|
57 |
General |
sıkıca kilitlemek/sürgülemek/kenetlemek |
dog v.
|
|
58 |
General |
ata sıkıca tutunmak |
tight-leg v.
|
|
59 |
General |
ata bacakları kısıp sıkıca binmek |
tight-leg v.
|
|
60 |
General |
sıkıca sabitlemek |
anchor v.
|
|
61 |
General |
sıkıca bağlanmış paketten çıkarmak |
unbale v.
|
|
62 |
General |
sıkıca yapışmak |
bind v.
|
|
63 |
General |
sıkıca tutmak |
hang v.
|
|
64 |
General |
(eli) sıkıca sıkmak |
wring v.
|
|
65 |
General |
sıkıca yerleştirmek |
brace v.
|
|
66 |
General |
sıkıca tutunmak |
brace v.
|
|
67 |
General |
sıkıca bağlı kalmak |
hold v.
|
|
68 |
General |
sıkıca yapışmak |
hold fast v.
|
|
69 |
General |
sıkıca tutmak |
hook v.
|
|
70 |
General |
sıkıca tutturmak |
moor v.
|
|
71 |
General |
sıkıca birleştirmek |
mortice v.
|
|
72 |
General |
sıkıca bağlamak |
mortice v.
|
|
73 |
General |
sıkıca bağlamak |
yerk [dialect] v.
|
|
74 |
General |
sıkıca birleştirmek |
yot v.
|
|
75 |
General |
sıkıca bağlamak |
yot v.
|
|
76 |
General |
sıkıca tutmak |
claucht [scotland] v.
|
|
77 |
General |
sıkıca tutmak |
claught [scotland] v.
|
|
78 |
General |
sıkıca tutmak |
claw v.
|
|
79 |
General |
paketleyerek veya sıkıştırarak sıkıca sabitlemek |
impact v.
|
|
80 |
General |
sıkıca iç içe girebilmek |
compact v.
|
|
81 |
General |
sıkıca tutunmuş bir şeyi çözmek |
disengage v.
|
|
82 |
General |
sıkıca tutmak |
ingrapple [obsolete] v.
|
|
83 |
General |
sıkıca yapışık durması için sararak sabitlemek |
barnacle v.
|
|
84 |
General |
sıkıca birleşmek |
complicate [obsolete] v.
|
|
85 |
General |
sıkıca kontrol etmek |
corset v.
|
|
86 |
General |
sıkıca kök salmak |
irradicate v.
|
|
87 |
General |
sıkıca sabitlemek |
irradicate v.
|
|
88 |
General |
sıkıca bağlamak |
constrain v.
|
|
89 |
General |
sıkıca birleştirmek |
context [obsolete] v.
|
|
90 |
General |
(bir şeyle) sıkıca tutmak |
fasten v.
|
|
91 |
General |
(bir şeyle) sıkıca kavramak |
fasten v.
|
|
92 |
General |
(gemi inşaatında) sıkıca bağlamak |
fay v.
|
|
93 |
General |
sıkıca tutmak |
forehend v.
|
|
94 |
General |
sıkıca kavramak |
forehend v.
|
|
95 |
General |
sıkıca kucaklamak |
crush v.
|
|
96 |
General |
sıkıca oturtmak |
found v.
|
|
97 |
General |
sıkıca kucaklamak |
bear hug v.
|
|
98 |
General |
sıkıca oturtmak |
snug v.
|
|
99 |
General |
sıkıca kavramak |
span v.
|
|
100 |
General |
sıkıca kapatılmak |
stive v.
|
|
101 |
General |
sıkıca bağlamak |
secure v.
|
|
102 |
General |
sıkıca bağlanmamış |
loose adj.
|
|
103 |
General |
sıkıca kapatılmış (mandal vb ile) |
clipped tightly adj.
|
|
104 |
General |
sıkıca paketlenmiş |
closely packed adj.
|
|
105 |
General |
sıkıca kapatılmış |
air tight adj.
|
|
106 |
General |
sıkıca yerleştirilmiş |
imbedded adj.
|
|
107 |
General |
sıkıca kapatılmış |
close-fitting adj.
|
|
108 |
General |
sıkıca sarılmış |
furled adj.
|
|
109 |
General |
içine sıkıca yerleştirilmiş |
implanted adj.
|
|
110 |
General |
sıkıca kapalı |
nonbreathing adj.
|
|
111 |
General |
sıkıca sabitlenmiş |
tight adj.
|
|
112 |
General |
sıkıca yapışık |
appressed adj.
|
|
113 |
General |
sıkıca sarılan |
hugging adj.
|
|
114 |
General |
sıkıca tutan |
grasping adj.
|
|
115 |
General |
sıkıca tutturulmuş |
graven adj.
|
|
116 |
General |
sıkıca sabitlenmiş |
immoveable adj.
|
|
117 |
General |
sıkıca tutulan |
implanted adj.
|
|
118 |
General |
sıkıca birleştirilmiş |
close-banded adj.
|
|
119 |
General |
sıkıca kapatılmış |
close-barred adj.
|
|
120 |
General |
sıkıca birleşmiş |
co-unite adj.
|
|
121 |
General |
sıkıca emniyetlenmiş |
fastened adj.
|
|
122 |
General |
sıkıca bağlanmış |
secure adj.
|
|
123 |
General |
dış hatlarına sıkıca oturarak |
snugly adv.
|
|
Phrasals |
|
124 |
Phrasals |
yük parçasını sıkıca tutarak güverte boyunca koşmak |
run away with v.
|
|
125 |
Phrasals |
sıkıca bağlamak |
do up v.
|
|
126 |
Phrasals |
iyice/sıkıca sarmak/örtmek |
tuck something around someone or something v.
|
|
127 |
Phrasals |
sıkıca bağlamak |
bolt down v.
|
|
128 |
Phrasals |
sıkıca bağlamak |
bolt something down v.
|
|
129 |
Phrasals |
sıkıca sarmak |
bundle off v.
|
|
130 |
Phrasals |
sıkıca paketlemek |
bundle off v.
|
|
131 |
Phrasals |
sıkıca/her yeri örtmek |
button up v.
|
|
132 |
Phrasals |
sıkıca kapatmak |
button up v.
|
|
133 |
Phrasals |
(beyzbol sopası, raket vb.) dibinden sıkıca kavramak |
choke up v.
|
|
134 |
Phrasals |
(beyzbol sopası, raket vb.) iki el birbirine değecek şekilde sıkıca kavramak |
choke up v.
|
|
135 |
Phrasals |
iğneyle sıkıca tutturmak |
pin down v.
|
|
136 |
Phrasals |
sıkıca tutmak/kavramak |
seize on v.
|
|
137 |
Phrasals |
sıkıca tutmak/kavramak |
seize upon v.
|
|
138 |
Phrasals |
sıkıca tutmak |
hang on to v.
|
|
139 |
Phrasals |
sıkıca bağlamak |
make fast v.
|
|
140 |
Phrasals |
sıkıca tutmak |
keep hold of v.
|
|
141 |
Phrasals |
kırlangıç kuyruğu tekniğiyle sıkıca birbirine geçirmek/monte etmek |
dovetail with something v.
|
|
142 |
Phrasals |
sıkıca tutulan bir şeyi zorla almak |
tear from (someone or something) v.
|
|
143 |
Phrasals |
sıkıca tutunmak |
dig in v.
|
|
144 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) sıkıca sarılmak |
glom onto (someone or something) v.
|
|
145 |
Phrasals |
birini/bir şeyi sıkıca bağlamak |
strap in v.
|
|
146 |
Phrasals |
(bir şeyin içine bir şeyi) sıkıca saplamak |
plant (something) in (something else) v.
|
|
147 |
Phrasals |
-e sıkıca tutmak/tutunmak |
latch on v.
|
|
148 |
Phrasals |
'-e sıkıca yapışmak |
latch on v.
|
|
149 |
Phrasals |
'-e sıkıca bağlanmak |
latch on v.
|
|
150 |
Phrasals |
-e sıkıca bağlamak |
latch on v.
|
|
151 |
Phrasals |
'-e sıkıca tutturmak |
latch on v.
|
|
152 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeye) sıkıca bağlamak/tutturmak |
rivet (something) to (something) v.
|
|
153 |
Phrasals |
iple sıkıca (bir yere) bağlamak |
snub up v.
|
|
154 |
Phrasals |
iple sıkıca (bir yere) sabitlemek |
snub up v.
|
|
155 |
Phrasals |
bir deniz aracını ve ekipmanlarını fırtınayı atlatması için sıkıca sabitlemek/bağlamak |
snug down v.
|
|
156 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak |
lock on (to) (someone or something) v.
|
|
157 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) sıkıca sarılmak |
lock on (to) (someone or something) v.
|
|
158 |
Phrasals |
'-e sıkıca sarmak |
nest in v.
|
|
159 |
Phrasals |
içine sıkıca sarmak |
nest in v.
|
|
160 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeye) sıkıca tutturmak/takmak |
rivet (something) onto (something) v.
|
|
161 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeye) sıkıca bağlamak |
tighten (something) onto (something else) v.
|
|
162 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeye) sıkıca takmak |
tighten (something) onto (something else) v.
|
|
163 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeye) sıkıca tutturmak |
tighten (something) onto (something else) v.
|
|
164 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeye) sıkıca sabitlemek |
tighten (something) onto (something else) v.
|
|
165 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) sıkıca bastırmak |
bear down on (someone or something) v.
|
|
166 |
Phrasals |
birini/bir şeyi sıkıca bağlamak |
buckle someone or something up v.
|
|
167 |
Phrasals |
sıkıca/iyice paketlemek |
bundle up v.
|
|
168 |
Phrasals |
(bir şeyi) sıkıca tutmak |
catch at (something) v.
|
|
169 |
Phrasals |
sıkıca kapatmak |
chain up v.
|
|
170 |
Phrasals |
sıkıca kilitlemek |
chain up v.
|
|
171 |
Phrasals |
(ellerle) sıkıca tutmak |
hold close v.
|
|
172 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi) sıkıca kıstırmak |
clamp down on (someone or something) v.
|
|
173 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) sıkıca sarılmak |
cling on (to someone or something) v.
|
|
174 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak |
cling on (to someone or something) v.
|
|
175 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) sıkıca sarılmak |
cling to (someone or something) v.
|
|
176 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak |
cling to (someone or something) v.
|
|
177 |
Phrasals |
ile sıkıca birleştirmek |
dovetail with v.
|
|
178 |
Phrasals |
birini/bir şeyi sıkıca tutmak |
fasten upon someone or something v.
|
|
179 |
Phrasals |
birini/bir şeyi sıkıca tutmak |
fasten on someone or something v.
|
|
180 |
Phrasals |
sıkıca tutmak/tutunmak |
grab on v.
|
|
181 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) sıkıca tutunmak |
grab on to (someone or something) v.
|
|
182 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak |
grab on to (someone or something) v.
|
|
183 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi bir yerinden) sıkıca tutmak |
grasp (someone or something) by (something) v.
|
|
184 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak/kavramak |
grasp at (someone or something) v.
|
|
185 |
Phrasals |
-'den sıkıca tutmak |
grasp by v.
|
|
186 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) sıkıca tutmak |
hang on to (someone or something) v.
|
|
187 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak |
latch on to (someone or something) v.
|
|
188 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) sıkıca tutunmak |
latch on to (someone or something) v.
|
|
189 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) sıkıca yapışmak |
latch on to (someone or something) v.
|
|
190 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) sıkıca bağlamak |
latch on to (someone or something) v.
|
|
191 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) sıkıca tutturmak |
latch on to (someone or something) v.
|
|
192 |
Phrasals |
(bir fikre, inanca) sıkıca tutunmak |
latch on to (something) v.
|
|
193 |
Phrasals |
(bir fikre, inanca) sıkıca bağlanmak |
latch on to (something) v.
|
|
194 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi bir şeyle) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak |
seize (someone or something) with (something) v.
|
|
195 |
Phrasals |
(birine/bir şeye bir şeyle) sıkıca tutunmak |
seize (someone or something) with (something) v.
|
|
196 |
Phrasals |
(bir şeyi) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak |
seize onto (something) v.
|
|
197 |
Phrasals |
(bir şeye) sıkıca tutunmak |
seize onto (something) v.
|
|
198 |
Phrasals |
(bir şeyi) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak |
seize on (something) v.
|
|
199 |
Phrasals |
(bir şeye) sıkıca tutunmak |
seize on (something) v.
|
|
200 |
Phrasals |
(bir şeyi) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak |
seize upon (something) v.
|
|
201 |
Phrasals |
(bir şeye) sıkıca tutunmak |
seize upon (something) v.
|
|
202 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeye) sıkıca bağlamak/takmak |
tighten (something) on (something else) v.
|
|
203 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeye) sıkıca tutturmak |
tighten (something) on (something else) v.
|
|
204 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeye) sıkıca sabitlemek |
tighten (something) on (something else) v.
|
|
205 |
Phrasals |
-e sıkıca bağlamak/takmak |
tighten on v.
|
|
206 |
Phrasals |
'-e sıkıca tutturmak |
tighten on v.
|
|
207 |
Phrasals |
'-e sıkıca sabitlemek |
tighten on v.
|
|
208 |
Phrasals |
(bir şeyi) kavrayıp sıkıca tutmak |
fasten onto v.
|
|
Colloquial |
|
209 |
Colloquial |
sıkıca kavrayarak sevgiyle öpmek |
neck v.
|
|
210 |
Colloquial |
sıkıca elinden tutmak |
cling on (to) like grim death v.
|
|
211 |
Colloquial |
sıkıca elinden tutmak |
hang on (to) like grim death v.
|
|
212 |
Colloquial |
sıkıca yapışmak |
freeze onto v.
|
|
213 |
Colloquial |
sıkıca/değiştirilemez biçimde kurulmuş |
set in concrete adj.
|
|
Idioms |
|
214 |
Idioms |
(bir şeyi) sıkıca tutma |
grip on (something) n.
|
|
215 |
Idioms |
(bir şeye) sıkıca tutunma |
grip on (something) n.
|
|
216 |
Idioms |
(bir şeyi) sıkıca kavrama |
grip on (something) n.
|
|
217 |
Idioms |
bir şeyi sıkıca tutma |
a grip on something n.
|
|
218 |
Idioms |
bir şeye sıkıca tutunma |
a grip on something n.
|
|
219 |
Idioms |
bir şeyi sıkıca kavrama |
a grip on something n.
|
|
220 |
Idioms |
bir şeyi sıkıca tutmak |
hold on like grim death (brit) v.
|
|
221 |
Idioms |
bir şeyi sıkıca tutmak |
hang on like grim death (brit) v.
|
|
222 |
Idioms |
sıkıca/değiştirilemez biçimde kurulmak |
be set in concrete v.
|
|
223 |
Idioms |
sıkıca tutunmak |
hang on for dear life v.
|
|
224 |
Idioms |
sıkıca elinden tutmak |
hold on (to) like grim death v.
|
|
225 |
Idioms |
sıkıca tutunmak |
hold on for dear life v.
|
|
226 |
Idioms |
bir şeye sıkıca tutunmak/yapışmak |
have something by the ears v.
|
|
227 |
Idioms |
(birinin/bir şeyin) ensesinden sıkıca tutmak |
have a firm grip on (someone or something) v.
|
|
228 |
Idioms |
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak |
have a firm grip on (someone or something) v.
|
|
229 |
Idioms |
(birinin/bir şeyin) üstüne sıkıca abanmak |
have a firm grip on (someone or something) v.
|
|
230 |
Idioms |
(bir şeye) sıkıca sarılmak |
grab (something) by the throat v.
|
|
231 |
Idioms |
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak |
keep a firm grip on (someone or something) v.
|
|
232 |
Idioms |
(birini/bir şeyi) sıkıca kavramak |
keep a firm grip on (someone or something) v.
|
|
233 |
Idioms |
(birini/bir şeyi) sıkıca yakalamak |
keep a firm grip on (someone or something) v.
|
|
234 |
Idioms |
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak |
lay hold of (someone or something) v.
|
|
235 |
Idioms |
(birini/bir şeyi) sıkıca kavramak/yakalamak |
lay hold of (someone or something) v.
|
|
236 |
Idioms |
birini/bir şeyi sıkıca sahiplenmek |
get (one's) hooks into (someone or something) v.
|
|
237 |
Idioms |
(birine/bir şeye) sıkıca sarılmak |
glom on (to someone or something) v.
|
|
238 |
Idioms |
(birinin/bir şeyin) sıkıca elinden tutmak |
hang on to (someone or something) like grim death v.
|
|
239 |
Idioms |
(birine/bir şeye) sıkıca tutunmak |
hang on to (someone or something) like grim death v.
|
|
240 |
Idioms |
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak |
hang on to (someone or something) like grim death v.
|
|
241 |
Idioms |
(birinin/bir şeyin) sıkıca elinden tutmak |
hold on (someone or something) like grim death v.
|
|
242 |
Idioms |
(birine/bir şeye) sıkıca tutunmak |
hold on (someone or something) like grim death v.
|
|
243 |
Idioms |
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak |
hold on (someone or something) like grim death v.
|
|
244 |
Idioms |
(birine/bir şeye) sıkıca tutunmak |
hold on to (someone or something) like grim death v.
|
|
245 |
Idioms |
düşmemek için (birini/bir şeyi) sıkıca tutmak |
hold on to (someone or something) like grim death v.
|
|
246 |
Idioms |
'-i sıkıca tutmak |
keep a firm grip on v.
|
|
247 |
Idioms |
'-i sıkıca yakalamak/kavramak |
keep a firm grip on v.
|
|
248 |
Idioms |
(birini/bir şeyi) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak |
take a firm grip on (someone or something) v.
|
|
249 |
Idioms |
(bir şeye/yere) sıkıca tutturulmuş |
rooted to (something or some place) adj.
|
|
250 |
Idioms |
(bir şeye/yere) sıkıca bağlı |
rooted to (something or some place) adj.
|
|
251 |
Idioms |
(bir şeye/yere) sıkıca tutunmuş |
rooted to (something or some place) adj.
|
|
252 |
Idioms |
bir şeye/yere sıkıca bağlı |
rooted to something adj.
|
|
253 |
Idioms |
(bir şeye/yere) sıkıca tutunmuş |
rooted to something adj.
|
|
254 |
Idioms |
sıkıca gerilmiş |
tight as a drum adj.
|
|
255 |
Idioms |
sıkıca kapatılmış |
tight as a drum adj.
|
|
256 |
Idioms |
sıkıca kapalı |
tight as a drum adj.
|
|
Trade/Economic |
|
257 |
Trade/Economic |
sıkıca tutmak |
grip v.
|
|
258 |
Trade/Economic |
sıkıca paketlenmiş |
tight-packed adj.
|
|
259 |
Trade/Economic |
sıkıca paketlenmiş |
tightly-packed adj.
|
|
Industry |
|
260 |
Industry |
(shrink naylonu ile) sıkıca paketlemek |
shrinkwrap v.
|
|
261 |
Industry |
(ürün) sıkıca ambalajlı |
shrink-wrapped adj.
|
|
Technical |
|
262 |
Technical |
sıkıca contalanmış cihaz |
hermetically sealed device n.
|
|
263 |
Technical |
sıkıca bağlantılı ikiz |
tightly coupled twin n.
|
|
264 |
Technical |
sıkıca bağlantılı sistemler |
tightly coupled systems n.
|
|
265 |
Technical |
alet veya makinenin tezgahı sıkıca tutuşu |
bite n.
|
|
266 |
Technical |
alet veya makinenin tezgahı sıkıca tutan bölümü |
bite n.
|
|
267 |
Technical |
aynı anda birden fazla parçayı çalmak veya kaydetmek için sıkıca birbirine bağlanmış manyetik kayıt kafaları |
yoke n.
|
|
268 |
Technical |
sıkıca kavrayan alet |
clench n.
|
|
269 |
Technical |
soğutup doğal bir daralmadan faydalanarak (bir parçayı başka bir parçanın) etrafına sıkıca sabitlemek |
shrink on v.
|
|
270 |
Technical |
sıkıca bağlamak |
brace v.
|
|
271 |
Technical |
sıkıca doldurmak (basınç) |
cram v.
|
|
272 |
Technical |
sıkıca bağlamak |
rivet v.
|
|
273 |
Technical |
sıkıca bağlamak |
clip v.
|
|
274 |
Technical |
uçaktaki bir bağlantı somununun sarsılmadan kaynaklı olarak gevşememesi için sıkıca sabitlemek |
safety v.
|
|
Computer |
|
275 |
Computer |
sıkıca bağlantılı ikiz |
tightly coupled twin n.
|
|
276 |
Computer |
sıkıca bağlantılı sistemler |
tightly coupled systems n.
|
|
Mechanic |
|
277 |
Mechanic |
şafta sıkıca bağlanmış kasnak |
fast pulley n.
|
|
278 |
Mechanic |
tezgahı bir aletle sıkıca tutmak |
bite v.
|
|
Textile |
|
279 |
Textile |
boyun bölgesine sıkıca oturan, genellikle önden ikiye ayrılmış yuvarlak dik yaka |
nehru collar n.
|
|
280 |
Textile |
boyun bölgesine sıkıca oturan, genellikle önden ikiye ayrılmış yuvarlak dik yaka |
mandarin collar n.
|
|
281 |
Textile |
önü kapatılan kıyafetlerin vücuda sıkıca oturmasını sağlayan dikiş açıklığı |
placket n.
|
|
282 |
Textile |
(belirtilen kısmı) sıkıca saran |
-hugging adj.
|
|
Marine |
|
283 |
Marine |
dalgıcın su altındayken alın hizasından gözlüğünü sıkıca bastırıken burnundan nefes vermesi işlemi |
mask clearing n.
|
|
284 |
Marine |
gergi halatını sıkıca tutması için toprağa gömülmüş ahşap, beton veya metal çubuk |
anchor log n.
|
|
285 |
Marine |
gergi halatını sıkıca tutması için toprağa gömülmüş ahşap, beton veya metal çubuk |
deadman n.
|
|
286 |
Marine |
çıpayı grivaya sıkıca tutturmak için çıpa gövdesinin altından ve etrafından geçirilen zincir |
ring stopper n.
|
|
287 |
Marine |
geri halatını sıkıca tutması için toprağa gömülmüş çubuklar |
deadman [obsolete] n.
|
|
288 |
Marine |
(nesneyi) bir çıkıntı altına sıkıca bağlamak |
breast in v.
|
|
289 |
Marine |
(kirişin etrafına) sıkıca ip dolamak |
serve v.
|
|
290 |
Marine |
(halat veya ıstralya çevresinden) sıkıca tel geçirmek |
serve v.
|
|
Medical |
|
291 |
Medical |
vücudun krem, losyon, şifalı otlar vb. ile kaplanıp bezle sıkıca sarıldığı bir güzellik terapisi |
wrap n.
|
|
Fishery |
|
292 |
Fishery |
(ölü balinayı) kuyruğundan sıkıca bağlamak |
fluke v.
|
|
Social Sciences |
|
293 |
Social Sciences |
sıkıca düzenlenmiş sosyal veya ekonomik bir sistemin hakim olmadığı |
unregimented adj.
|
|
Hunting |
|
294 |
Hunting |
elde sıkıca tutmak |
scabbard v.
|
|
295 |
Hunting |
(köpek) sıkıca tutmak |
pinch v.
|
|
296 |
Hunting |
(ormanların, çalılıkların) av hayvanlarını uyandırmak için sıkıca aranması |
beaten adj.
|
|
Sport |
|
297 |
Sport |
yarığa sıkıca sabitlenen taş |
chockstone n.
|
|
298 |
Sport |
(kuşçulukta) şahini sıkıca tutup salmamak |
truss v.
|
|
Archaic |
|
299 |
Archaic |
başa sıkıca oturan başlık görünümlü peruk |
nightcap n.
|
|
300 |
Archaic |
başa sıkıca oturan başlık görünümlü peruk |
nightcap wig n.
|
|
301 |
Archaic |
(saçı) sıkıca toplamak |
truss v.
|
|
302 |
Archaic |
ayakkabı yapımında (dikişi) sıkıca çekmek |
yerk v.
|
|
303 |
Archaic |
sıkıca elinde tutmak |
gripe v.
|
|
304 |
Archaic |
sıkıca birleştirmek |
contex v.
|
|
305 |
Archaic |
(bir şeyin içine veya üzerine) sıkıca sabitlemek |
pitch v.
|
|
306 |
Archaic |
sıkıca sabitlemek için koymak |
pitch v.
|
|
307 |
Archaic |
sıkıca bağlanmış |
truss adj.
|
|
Entomology |
|
308 |
Entomology |
özellikle dişisi balmumu ile sıkıca kaplı, diaspididae familyasından olan böcekler |
armored scale n.
|
|
Slang |
|
309 |
Slang |
şaka olarak birinin donunu/külotunu sıkıca yukarı çekme |
atomic wedgie n.
|
|
310 |
Slang |
sıkıca yapışmak |
cling like shit to a shovel v.
|
|
311 |
Slang |
sıkıca tutunmak |
cling like shit to a shovel v.
|
|
312 |
Slang |
sıkıca yapışmak |
stick like shit to a shovel v.
|
|
313 |
Slang |
sıkıca tutunmak |
stick like shit to a shovel v.
|
|
314 |
Slang |
(birine/bir şeye) sıkıca yapışmak |
stick (to someone or something) like shit to a shovel v.
|
|
315 |
Slang |
(birine/bir şeye) sıkıca tutunmak |
stick (to someone or something) like shit to a shovel v.
|
|
316 |
Slang |
sıkıca kilitlemek/sürgülemek/kenetlemek |
dogg v.
|
|