|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
sıkıca tutma |
enclasping i.
|
|
2 |
Genel |
avını sıkıca saran boa yılanı |
boa constrictor i.
|
|
3 |
Genel |
sıkıca tutma |
clutch i.
|
|
4 |
Genel |
sıkıca yakalama |
tackle i.
|
|
5 |
Genel |
sıkıca tutma |
grip i.
|
|
6 |
Genel |
sıkıca yakalama |
clenching i.
|
|
7 |
Genel |
sıkıca tutma |
clenching i.
|
|
8 |
Genel |
sıkıca tutma |
hug i.
|
|
9 |
Genel |
bir şeyi sıkıca kavrama |
taking hold i.
|
|
10 |
Genel |
brezilya'ya özgü, partnerlerin birbirine sıkıca sarılıp yakın temasta bulunduğu balo salonu dansı |
lambada i.
|
|
11 |
Genel |
sıkıca bağlama |
astriction i.
|
|
12 |
Genel |
sıkıca sarılma |
embracing i.
|
|
13 |
Genel |
iki şeyi birbirine sıkıca bağlamaya yarayan ip parçası |
lasher i.
|
|
|
14 |
Genel |
sıkıca tutma |
hand-eye coordination i.
|
|
15 |
Genel |
sıkıca kavrama |
hand-eye coordination i.
|
|
16 |
Genel |
başka şeyin sıkıca sabitlendiği şey |
hold fast i.
|
|
17 |
Genel |
sıkıca kavrama |
holdfast i.
|
|
18 |
Genel |
başka şeyin sıkıca sabitlendiği şey |
holdfast i.
|
|
19 |
Genel |
sıkıca sarılma |
lovemaking i.
|
|
20 |
Genel |
sıkıca sarılma |
love-making i.
|
|
21 |
Genel |
sıkıca tutan kimse |
grasper i.
|
|
22 |
Genel |
sıkıca tutma |
gripe i.
|
|
23 |
Genel |
birinin külotunu sıkıca yukarı çekerek yapılan şaka |
grundy i.
|
|
24 |
Genel |
sıkıca birleştirme |
complication [obsolete] i.
|
|
25 |
Genel |
sıkıca birleştirilme |
complication [obsolete] i.
|
|
26 |
Genel |
(iş, spor, eğitim) tekrarlanan talimatlar ve sıkıca denetlenen eğitimler |
drill i.
|
|
27 |
Genel |
sıkıca köklenme |
rooting i.
|
|
28 |
Genel |
sıkıca tutmak |
purchase i.
|
|
29 |
Genel |
sıkıca sarılmak |
cling f.
|
|
30 |
Genel |
sıkıca yapıştırmak |
adhere to f.
|
|
31 |
Genel |
sıkıca bağlamak |
truss f.
|
|
32 |
Genel |
sıkıca tutmak |
clasp f.
|
|
33 |
Genel |
sıkıca tutmak |
grip f.
|
|
34 |
Genel |
sıkıca tutmak |
tackle f.
|
|
35 |
Genel |
sıkıca tutmak |
hold tight f.
|
|
36 |
Genel |
sıkıca yapışmak |
stick firmly f.
|
|
37 |
Genel |
sıkıca yapışmak |
adhere to f.
|
|
38 |
Genel |
sıkıca yakalamak |
tackle f.
|
|
39 |
Genel |
sıkıca tutmak |
clutch f.
|
|
40 |
Genel |
sıkıca birleştirmek |
weld f.
|
|
41 |
Genel |
bir yere sıkıca tutturmak |
secure f.
|
|
42 |
Genel |
sıkıca yapıştırmak |
stick firmly f.
|
|
43 |
Genel |
sıkıca yakalamak |
clench f.
|
|
44 |
Genel |
sıkıca sarılmak |
nestle f.
|
|
45 |
Genel |
sıkıca kapatmak |
close tightly f.
|
|
46 |
Genel |
sıkıca kapatmak |
close firmly f.
|
|
47 |
Genel |
sıkıca yerleştirmek |
pin down f.
|
|
48 |
Genel |
sıkıca tutturmak |
fix f.
|
|
49 |
Genel |
sıkıca paketlemek |
shrink-wrap f.
|
|
50 |
Genel |
sıkıca örtmek |
shrink-wrap f.
|
|
51 |
Genel |
sıkıca ve kuvvetlice kapamak |
lock f.
|
|
52 |
Genel |
sıkıca yerleştirmek |
plant f.
|
|
53 |
Genel |
birbirine sıkıca bağlanmak |
intermesh f.
|
|
|
54 |
Genel |
sıkıca tutunmak |
hang on tight f.
|
|
55 |
Genel |
bir şey ile sıkıca birleştirmek |
dovetail with something f.
|
|
56 |
Genel |
elleri birbirine sıkıca kenetlenmiş bir şekilde balkona doğru yürümek |
walk to the balcony with hands clasped tightly together f.
|
|
57 |
Genel |
sıkıca kilitlemek/sürgülemek/kenetlemek |
dog f.
|
|
58 |
Genel |
ata sıkıca tutunmak |
tight-leg f.
|
|
59 |
Genel |
ata bacakları kısıp sıkıca binmek |
tight-leg f.
|
|
60 |
Genel |
sıkıca sabitlemek |
anchor f.
|
|
61 |
Genel |
sıkıca bağlanmış paketten çıkarmak |
unbale f.
|
|
62 |
Genel |
sıkıca yapışmak |
bind f.
|
|
63 |
Genel |
sıkıca tutmak |
hang f.
|
|
64 |
Genel |
(eli) sıkıca sıkmak |
wring f.
|
|
65 |
Genel |
sıkıca yerleştirmek |
brace f.
|
|
66 |
Genel |
sıkıca tutunmak |
brace f.
|
|
67 |
Genel |
sıkıca bağlı kalmak |
hold f.
|
|
68 |
Genel |
sıkıca yapışmak |
hold fast f.
|
|
69 |
Genel |
sıkıca tutmak |
hook f.
|
|
70 |
Genel |
sıkıca tutturmak |
moor f.
|
|
71 |
Genel |
sıkıca birleştirmek |
mortice f.
|
|
72 |
Genel |
sıkıca bağlamak |
mortice f.
|
|
73 |
Genel |
sıkıca bağlamak |
yerk [dialect] f.
|
|
74 |
Genel |
sıkıca birleştirmek |
yot f.
|
|
75 |
Genel |
sıkıca bağlamak |
yot f.
|
|
76 |
Genel |
sıkıca tutmak |
claucht [scotland] f.
|
|
77 |
Genel |
sıkıca tutmak |
claught [scotland] f.
|
|
78 |
Genel |
sıkıca tutmak |
claw f.
|
|
79 |
Genel |
paketleyerek veya sıkıştırarak sıkıca sabitlemek |
impact f.
|
|
80 |
Genel |
sıkıca iç içe girebilmek |
compact f.
|
|
81 |
Genel |
sıkıca tutunmuş bir şeyi çözmek |
disengage f.
|
|
82 |
Genel |
sıkıca tutmak |
ingrapple [obsolete] f.
|
|
83 |
Genel |
sıkıca yapışık durması için sararak sabitlemek |
barnacle f.
|
|
84 |
Genel |
sıkıca birleşmek |
complicate [obsolete] f.
|
|
85 |
Genel |
sıkıca kontrol etmek |
corset f.
|
|
86 |
Genel |
sıkıca kök salmak |
irradicate f.
|
|
87 |
Genel |
sıkıca sabitlemek |
irradicate f.
|
|
88 |
Genel |
sıkıca bağlamak |
constrain f.
|
|
89 |
Genel |
sıkıca birleştirmek |
context [obsolete] f.
|
|
90 |
Genel |
(bir şeyle) sıkıca tutmak |
fasten f.
|
|
91 |
Genel |
(bir şeyle) sıkıca kavramak |
fasten f.
|
|
92 |
Genel |
(gemi inşaatında) sıkıca bağlamak |
fay f.
|
|
93 |
Genel |
sıkıca tutmak |
forehend f.
|
|
94 |
Genel |
sıkıca kavramak |
forehend f.
|
|
95 |
Genel |
sıkıca kucaklamak |
crush f.
|
|
96 |
Genel |
sıkıca oturtmak |
found f.
|
|
97 |
Genel |
sıkıca kucaklamak |
bear hug f.
|
|
98 |
Genel |
sıkıca oturtmak |
snug f.
|
|
99 |
Genel |
sıkıca kavramak |
span f.
|
|
100 |
Genel |
sıkıca kapatılmak |
stive f.
|
|
101 |
Genel |
sıkıca bağlamak |
secure f.
|
|
102 |
Genel |
sıkıca bağlanmamış |
loose s.
|
|
103 |
Genel |
sıkıca kapatılmış (mandal vb ile) |
clipped tightly s.
|
|
104 |
Genel |
sıkıca paketlenmiş |
closely packed s.
|
|
105 |
Genel |
sıkıca kapatılmış |
air tight s.
|
|
106 |
Genel |
sıkıca yerleştirilmiş |
imbedded s.
|
|
107 |
Genel |
sıkıca kapatılmış |
close-fitting s.
|
|
108 |
Genel |
sıkıca sarılmış |
furled s.
|
|
109 |
Genel |
içine sıkıca yerleştirilmiş |
implanted s.
|
|
110 |
Genel |
sıkıca kapalı |
nonbreathing s.
|
|
111 |
Genel |
sıkıca sabitlenmiş |
tight s.
|
|
112 |
Genel |
sıkıca yapışık |
appressed s.
|
|
113 |
Genel |
sıkıca sarılan |
hugging s.
|
|
114 |
Genel |
sıkıca tutan |
grasping s.
|
|
115 |
Genel |
sıkıca tutturulmuş |
graven s.
|
|
116 |
Genel |
sıkıca sabitlenmiş |
immoveable s.
|
|
117 |
Genel |
sıkıca tutulan |
implanted s.
|
|
118 |
Genel |
sıkıca birleştirilmiş |
close-banded s.
|
|
119 |
Genel |
sıkıca kapatılmış |
close-barred s.
|
|
120 |
Genel |
sıkıca birleşmiş |
co-unite s.
|
|
121 |
Genel |
sıkıca emniyetlenmiş |
fastened s.
|
|
122 |
Genel |
sıkıca bağlanmış |
secure s.
|
|
123 |
Genel |
dış hatlarına sıkıca oturarak |
snugly zf.
|
|
Phrasals |
|
124 |
Öbek Fiiller |
yük parçasını sıkıca tutarak güverte boyunca koşmak |
run away with f.
|
|
125 |
Öbek Fiiller |
sıkıca bağlamak |
do up f.
|
|
126 |
Öbek Fiiller |
iyice/sıkıca sarmak/örtmek |
tuck something around someone or something f.
|
|
127 |
Öbek Fiiller |
sıkıca bağlamak |
bolt down f.
|
|
128 |
Öbek Fiiller |
sıkıca bağlamak |
bolt something down f.
|
|
129 |
Öbek Fiiller |
sıkıca sarmak |
bundle off f.
|
|
130 |
Öbek Fiiller |
sıkıca paketlemek |
bundle off f.
|
|
131 |
Öbek Fiiller |
sıkıca/her yeri örtmek |
button up f.
|
|
132 |
Öbek Fiiller |
sıkıca kapatmak |
button up f.
|
|
133 |
Öbek Fiiller |
(beyzbol sopası, raket vb.) dibinden sıkıca kavramak |
choke up f.
|
|
134 |
Öbek Fiiller |
(beyzbol sopası, raket vb.) iki el birbirine değecek şekilde sıkıca kavramak |
choke up f.
|
|
135 |
Öbek Fiiller |
iğneyle sıkıca tutturmak |
pin down f.
|
|
136 |
Öbek Fiiller |
sıkıca tutmak/kavramak |
seize on f.
|
|
137 |
Öbek Fiiller |
sıkıca tutmak/kavramak |
seize upon f.
|
|
138 |
Öbek Fiiller |
sıkıca tutmak |
hang on to f.
|
|
139 |
Öbek Fiiller |
sıkıca bağlamak |
make fast f.
|
|
140 |
Öbek Fiiller |
sıkıca tutmak |
keep hold of f.
|
|
141 |
Öbek Fiiller |
kırlangıç kuyruğu tekniğiyle sıkıca birbirine geçirmek/monte etmek |
dovetail with something f.
|
|
142 |
Öbek Fiiller |
sıkıca tutulan bir şeyi zorla almak |
tear from (someone or something) f.
|
|
143 |
Öbek Fiiller |
sıkıca tutunmak |
dig in f.
|
|
144 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) sıkıca sarılmak |
glom onto (someone or something) f.
|
|
145 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi sıkıca bağlamak |
strap in f.
|
|
146 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin içine bir şeyi) sıkıca saplamak |
plant (something) in (something else) f.
|
|
147 |
Öbek Fiiller |
-e sıkıca tutmak/tutunmak |
latch on f.
|
|
148 |
Öbek Fiiller |
'-e sıkıca yapışmak |
latch on f.
|
|
149 |
Öbek Fiiller |
'-e sıkıca bağlanmak |
latch on f.
|
|
150 |
Öbek Fiiller |
-e sıkıca bağlamak |
latch on f.
|
|
151 |
Öbek Fiiller |
'-e sıkıca tutturmak |
latch on f.
|
|
152 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şeye) sıkıca bağlamak/tutturmak |
rivet (something) to (something) f.
|
|
153 |
Öbek Fiiller |
iple sıkıca (bir yere) bağlamak |
snub up f.
|
|
154 |
Öbek Fiiller |
iple sıkıca (bir yere) sabitlemek |
snub up f.
|
|
155 |
Öbek Fiiller |
bir deniz aracını ve ekipmanlarını fırtınayı atlatması için sıkıca sabitlemek/bağlamak |
snug down f.
|
|
156 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak |
lock on (to) (someone or something) f.
|
|
157 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) sıkıca sarılmak |
lock on (to) (someone or something) f.
|
|
158 |
Öbek Fiiller |
'-e sıkıca sarmak |
nest in f.
|
|
159 |
Öbek Fiiller |
içine sıkıca sarmak |
nest in f.
|
|
160 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şeye) sıkıca tutturmak/takmak |
rivet (something) onto (something) f.
|
|
161 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şeye) sıkıca bağlamak |
tighten (something) onto (something else) f.
|
|
162 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şeye) sıkıca takmak |
tighten (something) onto (something else) f.
|
|
163 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şeye) sıkıca tutturmak |
tighten (something) onto (something else) f.
|
|
164 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şeye) sıkıca sabitlemek |
tighten (something) onto (something else) f.
|
|
165 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) sıkıca bastırmak |
bear down on (someone or something) f.
|
|
166 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi sıkıca bağlamak |
buckle someone or something up f.
|
|
167 |
Öbek Fiiller |
sıkıca/iyice paketlemek |
bundle up f.
|
|
168 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) sıkıca tutmak |
catch at (something) f.
|
|
169 |
Öbek Fiiller |
sıkıca kapatmak |
chain up f.
|
|
170 |
Öbek Fiiller |
sıkıca kilitlemek |
chain up f.
|
|
171 |
Öbek Fiiller |
(ellerle) sıkıca tutmak |
hold close f.
|
|
172 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) sıkıca kıstırmak |
clamp down on (someone or something) f.
|
|
173 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) sıkıca sarılmak |
cling on (to someone or something) f.
|
|
174 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak |
cling on (to someone or something) f.
|
|
175 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) sıkıca sarılmak |
cling to (someone or something) f.
|
|
176 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak |
cling to (someone or something) f.
|
|
177 |
Öbek Fiiller |
ile sıkıca birleştirmek |
dovetail with f.
|
|
178 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi sıkıca tutmak |
fasten upon someone or something f.
|
|
179 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi sıkıca tutmak |
fasten on someone or something f.
|
|
180 |
Öbek Fiiller |
sıkıca tutmak/tutunmak |
grab on f.
|
|
181 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) sıkıca tutunmak |
grab on to (someone or something) f.
|
|
182 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak |
grab on to (someone or something) f.
|
|
183 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi bir yerinden) sıkıca tutmak |
grasp (someone or something) by (something) f.
|
|
184 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak/kavramak |
grasp at (someone or something) f.
|
|
185 |
Öbek Fiiller |
-'den sıkıca tutmak |
grasp by f.
|
|
186 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) sıkıca tutmak |
hang on to (someone or something) f.
|
|
187 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak |
latch on to (someone or something) f.
|
|
188 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) sıkıca tutunmak |
latch on to (someone or something) f.
|
|
189 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) sıkıca yapışmak |
latch on to (someone or something) f.
|
|
190 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) sıkıca bağlamak |
latch on to (someone or something) f.
|
|
191 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) sıkıca tutturmak |
latch on to (someone or something) f.
|
|
192 |
Öbek Fiiller |
(bir fikre, inanca) sıkıca tutunmak |
latch on to (something) f.
|
|
193 |
Öbek Fiiller |
(bir fikre, inanca) sıkıca bağlanmak |
latch on to (something) f.
|
|
194 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi bir şeyle) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak |
seize (someone or something) with (something) f.
|
|
195 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye bir şeyle) sıkıca tutunmak |
seize (someone or something) with (something) f.
|
|
196 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak |
seize onto (something) f.
|
|
197 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye) sıkıca tutunmak |
seize onto (something) f.
|
|
198 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak |
seize on (something) f.
|
|
199 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye) sıkıca tutunmak |
seize on (something) f.
|
|
200 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak |
seize upon (something) f.
|
|
201 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye) sıkıca tutunmak |
seize upon (something) f.
|
|
202 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şeye) sıkıca bağlamak/takmak |
tighten (something) on (something else) f.
|
|
203 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şeye) sıkıca tutturmak |
tighten (something) on (something else) f.
|
|
204 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şeye) sıkıca sabitlemek |
tighten (something) on (something else) f.
|
|
205 |
Öbek Fiiller |
-e sıkıca bağlamak/takmak |
tighten on f.
|
|
206 |
Öbek Fiiller |
'-e sıkıca tutturmak |
tighten on f.
|
|
207 |
Öbek Fiiller |
'-e sıkıca sabitlemek |
tighten on f.
|
|
208 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) kavrayıp sıkıca tutmak |
fasten onto f.
|
|
Colloquial |
|
209 |
Konuşma Dili |
sıkıca kavrayarak sevgiyle öpmek |
neck f.
|
|
210 |
Konuşma Dili |
sıkıca elinden tutmak |
cling on (to) like grim death f.
|
|
211 |
Konuşma Dili |
sıkıca elinden tutmak |
hang on (to) like grim death f.
|
|
212 |
Konuşma Dili |
sıkıca yapışmak |
freeze onto f.
|
|
213 |
Konuşma Dili |
sıkıca/değiştirilemez biçimde kurulmuş |
set in concrete s.
|
|
Idioms |
|
214 |
Deyim |
(bir şeyi) sıkıca tutma |
grip on (something) i.
|
|
215 |
Deyim |
(bir şeye) sıkıca tutunma |
grip on (something) i.
|
|
216 |
Deyim |
(bir şeyi) sıkıca kavrama |
grip on (something) i.
|
|
217 |
Deyim |
bir şeyi sıkıca tutma |
a grip on something i.
|
|
218 |
Deyim |
bir şeye sıkıca tutunma |
a grip on something i.
|
|
219 |
Deyim |
bir şeyi sıkıca kavrama |
a grip on something i.
|
|
220 |
Deyim |
bir şeyi sıkıca tutmak |
hold on like grim death (brit) f.
|
|
221 |
Deyim |
bir şeyi sıkıca tutmak |
hang on like grim death (brit) f.
|
|
222 |
Deyim |
sıkıca/değiştirilemez biçimde kurulmak |
be set in concrete f.
|
|
223 |
Deyim |
sıkıca tutunmak |
hang on for dear life f.
|
|
224 |
Deyim |
sıkıca elinden tutmak |
hold on (to) like grim death f.
|
|
225 |
Deyim |
sıkıca tutunmak |
hold on for dear life f.
|
|
226 |
Deyim |
bir şeye sıkıca tutunmak/yapışmak |
have something by the ears f.
|
|
227 |
Deyim |
(birinin/bir şeyin) ensesinden sıkıca tutmak |
have a firm grip on (someone or something) f.
|
|
228 |
Deyim |
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak |
have a firm grip on (someone or something) f.
|
|
229 |
Deyim |
(birinin/bir şeyin) üstüne sıkıca abanmak |
have a firm grip on (someone or something) f.
|
|
230 |
Deyim |
(bir şeye) sıkıca sarılmak |
grab (something) by the throat f.
|
|
231 |
Deyim |
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak |
keep a firm grip on (someone or something) f.
|
|
232 |
Deyim |
(birini/bir şeyi) sıkıca kavramak |
keep a firm grip on (someone or something) f.
|
|
233 |
Deyim |
(birini/bir şeyi) sıkıca yakalamak |
keep a firm grip on (someone or something) f.
|
|
234 |
Deyim |
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak |
lay hold of (someone or something) f.
|
|
235 |
Deyim |
(birini/bir şeyi) sıkıca kavramak/yakalamak |
lay hold of (someone or something) f.
|
|
236 |
Deyim |
birini/bir şeyi sıkıca sahiplenmek |
get (one's) hooks into (someone or something) f.
|
|
237 |
Deyim |
(birine/bir şeye) sıkıca sarılmak |
glom on (to someone or something) f.
|
|
238 |
Deyim |
(birinin/bir şeyin) sıkıca elinden tutmak |
hang on to (someone or something) like grim death f.
|
|
239 |
Deyim |
(birine/bir şeye) sıkıca tutunmak |
hang on to (someone or something) like grim death f.
|
|
240 |
Deyim |
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak |
hang on to (someone or something) like grim death f.
|
|
241 |
Deyim |
(birinin/bir şeyin) sıkıca elinden tutmak |
hold on (someone or something) like grim death f.
|
|
242 |
Deyim |
(birine/bir şeye) sıkıca tutunmak |
hold on (someone or something) like grim death f.
|
|
243 |
Deyim |
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak |
hold on (someone or something) like grim death f.
|
|
244 |
Deyim |
(birine/bir şeye) sıkıca tutunmak |
hold on to (someone or something) like grim death f.
|
|
245 |
Deyim |
düşmemek için (birini/bir şeyi) sıkıca tutmak |
hold on to (someone or something) like grim death f.
|
|
246 |
Deyim |
'-i sıkıca tutmak |
keep a firm grip on f.
|
|
247 |
Deyim |
'-i sıkıca yakalamak/kavramak |
keep a firm grip on f.
|
|
248 |
Deyim |
(birini/bir şeyi) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak |
take a firm grip on (someone or something) f.
|
|
249 |
Deyim |
(bir şeye/yere) sıkıca tutturulmuş |
rooted to (something or some place) s.
|
|
250 |
Deyim |
(bir şeye/yere) sıkıca bağlı |
rooted to (something or some place) s.
|
|
251 |
Deyim |
(bir şeye/yere) sıkıca tutunmuş |
rooted to (something or some place) s.
|
|
252 |
Deyim |
bir şeye/yere sıkıca bağlı |
rooted to something s.
|
|
253 |
Deyim |
(bir şeye/yere) sıkıca tutunmuş |
rooted to something s.
|
|
254 |
Deyim |
sıkıca gerilmiş |
tight as a drum s.
|
|
255 |
Deyim |
sıkıca kapatılmış |
tight as a drum s.
|
|
256 |
Deyim |
sıkıca kapalı |
tight as a drum s.
|
|
Trade/Economic |
|
257 |
Ticaret/Ekonomi |
sıkıca tutmak |
grip f.
|
|
258 |
Ticaret/Ekonomi |
sıkıca paketlenmiş |
tight-packed s.
|
|
259 |
Ticaret/Ekonomi |
sıkıca paketlenmiş |
tightly-packed s.
|
|
Industry |
|
260 |
Sanayi |
(shrink naylonu ile) sıkıca paketlemek |
shrinkwrap f.
|
|
261 |
Sanayi |
(ürün) sıkıca ambalajlı |
shrink-wrapped s.
|
|
Technical |
|
262 |
Teknik |
sıkıca contalanmış cihaz |
hermetically sealed device i.
|
|
263 |
Teknik |
sıkıca bağlantılı ikiz |
tightly coupled twin i.
|
|
264 |
Teknik |
sıkıca bağlantılı sistemler |
tightly coupled systems i.
|
|
265 |
Teknik |
alet veya makinenin tezgahı sıkıca tutuşu |
bite i.
|
|
266 |
Teknik |
alet veya makinenin tezgahı sıkıca tutan bölümü |
bite i.
|
|
267 |
Teknik |
aynı anda birden fazla parçayı çalmak veya kaydetmek için sıkıca birbirine bağlanmış manyetik kayıt kafaları |
yoke i.
|
|
268 |
Teknik |
sıkıca kavrayan alet |
clench i.
|
|
269 |
Teknik |
soğutup doğal bir daralmadan faydalanarak (bir parçayı başka bir parçanın) etrafına sıkıca sabitlemek |
shrink on f.
|
|
270 |
Teknik |
sıkıca bağlamak |
brace f.
|
|
271 |
Teknik |
sıkıca doldurmak (basınç) |
cram f.
|
|
272 |
Teknik |
sıkıca bağlamak |
rivet f.
|
|
273 |
Teknik |
sıkıca bağlamak |
clip f.
|
|
274 |
Teknik |
uçaktaki bir bağlantı somununun sarsılmadan kaynaklı olarak gevşememesi için sıkıca sabitlemek |
safety f.
|
|
Computer |
|
275 |
Bilgisayar |
sıkıca bağlantılı ikiz |
tightly coupled twin i.
|
|
276 |
Bilgisayar |
sıkıca bağlantılı sistemler |
tightly coupled systems i.
|
|
Mechanic |
|
277 |
Mekanik |
şafta sıkıca bağlanmış kasnak |
fast pulley i.
|
|
278 |
Mekanik |
tezgahı bir aletle sıkıca tutmak |
bite f.
|
|
Textile |
|
279 |
Tekstil |
boyun bölgesine sıkıca oturan, genellikle önden ikiye ayrılmış yuvarlak dik yaka |
nehru collar i.
|
|
280 |
Tekstil |
boyun bölgesine sıkıca oturan, genellikle önden ikiye ayrılmış yuvarlak dik yaka |
mandarin collar i.
|
|
281 |
Tekstil |
önü kapatılan kıyafetlerin vücuda sıkıca oturmasını sağlayan dikiş açıklığı |
placket i.
|
|
282 |
Tekstil |
(belirtilen kısmı) sıkıca saran |
-hugging s.
|
|
Marine |
|
283 |
Denizcilik |
dalgıcın su altındayken alın hizasından gözlüğünü sıkıca bastırıken burnundan nefes vermesi işlemi |
mask clearing i.
|
|
284 |
Denizcilik |
gergi halatını sıkıca tutması için toprağa gömülmüş ahşap, beton veya metal çubuk |
anchor log i.
|
|
285 |
Denizcilik |
gergi halatını sıkıca tutması için toprağa gömülmüş ahşap, beton veya metal çubuk |
deadman i.
|
|
286 |
Denizcilik |
çıpayı grivaya sıkıca tutturmak için çıpa gövdesinin altından ve etrafından geçirilen zincir |
ring stopper i.
|
|
287 |
Denizcilik |
geri halatını sıkıca tutması için toprağa gömülmüş çubuklar |
deadman [obsolete] i.
|
|
288 |
Denizcilik |
(nesneyi) bir çıkıntı altına sıkıca bağlamak |
breast in f.
|
|
289 |
Denizcilik |
(kirişin etrafına) sıkıca ip dolamak |
serve f.
|
|
290 |
Denizcilik |
(halat veya ıstralya çevresinden) sıkıca tel geçirmek |
serve f.
|
|
Medical |
|
291 |
Medikal |
vücudun krem, losyon, şifalı otlar vb. ile kaplanıp bezle sıkıca sarıldığı bir güzellik terapisi |
wrap i.
|
|
Fishery |
|
292 |
Balıkçılık |
(ölü balinayı) kuyruğundan sıkıca bağlamak |
fluke f.
|
|
Social Sciences |
|
293 |
Sosyal Bilimler |
sıkıca düzenlenmiş sosyal veya ekonomik bir sistemin hakim olmadığı |
unregimented s.
|
|
Hunting |
|
294 |
Silah/Atıcılık |
elde sıkıca tutmak |
scabbard f.
|
|
295 |
Silah/Atıcılık |
(köpek) sıkıca tutmak |
pinch f.
|
|
296 |
Silah/Atıcılık |
(ormanların, çalılıkların) av hayvanlarını uyandırmak için sıkıca aranması |
beaten s.
|
|
Sport |
|
297 |
Spor |
yarığa sıkıca sabitlenen taş |
chockstone i.
|
|
298 |
Spor |
(kuşçulukta) şahini sıkıca tutup salmamak |
truss f.
|
|
Archaic |
|
299 |
Eski Kullanım |
başa sıkıca oturan başlık görünümlü peruk |
nightcap i.
|
|
300 |
Eski Kullanım |
başa sıkıca oturan başlık görünümlü peruk |
nightcap wig i.
|
|
301 |
Eski Kullanım |
(saçı) sıkıca toplamak |
truss f.
|
|
302 |
Eski Kullanım |
ayakkabı yapımında (dikişi) sıkıca çekmek |
yerk f.
|
|
303 |
Eski Kullanım |
sıkıca elinde tutmak |
gripe f.
|
|
304 |
Eski Kullanım |
sıkıca birleştirmek |
contex f.
|
|
305 |
Eski Kullanım |
(bir şeyin içine veya üzerine) sıkıca sabitlemek |
pitch f.
|
|
306 |
Eski Kullanım |
sıkıca sabitlemek için koymak |
pitch f.
|
|
307 |
Eski Kullanım |
sıkıca bağlanmış |
truss s.
|
|
Entomology |
|
308 |
Böcek Bilimi |
özellikle dişisi balmumu ile sıkıca kaplı, diaspididae familyasından olan böcekler |
armored scale i.
|
|
Slang |
|
309 |
Argo |
şaka olarak birinin donunu/külotunu sıkıca yukarı çekme |
atomic wedgie i.
|
|
310 |
Argo |
sıkıca yapışmak |
cling like shit to a shovel f.
|
|
311 |
Argo |
sıkıca tutunmak |
cling like shit to a shovel f.
|
|
312 |
Argo |
sıkıca yapışmak |
stick like shit to a shovel f.
|
|
313 |
Argo |
sıkıca tutunmak |
stick like shit to a shovel f.
|
|
314 |
Argo |
(birine/bir şeye) sıkıca yapışmak |
stick (to someone or something) like shit to a shovel f.
|
|
315 |
Argo |
(birine/bir şeye) sıkıca tutunmak |
stick (to someone or something) like shit to a shovel f.
|
|
316 |
Argo |
sıkıca kilitlemek/sürgülemek/kenetlemek |
dogg f.
|
|