yürütmek

Meanings of "yürütmek" in English Turkish Dictionary : 98 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	yürütmek	conduct v.
This means we shall have two-and-a-half months in which to conduct an in-depth debate. Bu da derinlemesine bir tartışma yürütmek için iki buçuk ayımız olacağı anlamına geliyor. More Sentences
2	Common Usage	yürütmek	carry out v.
Otherwise, we cannot carry out our work. Aksi takdirde çalışmalarımızı yürütemeyiz. More Sentences
3	Common Usage	yürütmek	perform v.
All together there are around 5100 Auditors/Controllers performing audit tasks in Turkey. Türkiye'de toplamda yaklaşık 5100 Denetçi/Kontrolör denetim görevi yürütmektedir. More Sentences
General
4	General	yürütmek	wage v.
The company is waging a legal battle against its competitor. Şirket, rakibine karşı yasal bir mücadele yürütüyor. More Sentences
5	General	yürütmek	swipe v.
Someone broke into my car and swiped my sunglasses. Birisi arabama girip güneş gözlüklerimi yürütmüş. More Sentences
6	General	yürütmek	push v.
This debate is one that we are pushing quite vigorously with our development partners. Bu tartışma, kalkınma ortaklarımızla birlikte oldukça güçlü bir şekilde yürüttüğümüz bir tartışmadır. More Sentences
7	General	yürütmek	sneak v.
I can't believe how he snuck money from me. Onun benden para yürüttüğüne inanamıyorum. More Sentences
8	General	yürütmek	pursue v.
Are we going to support a country that pursues barbaric practices? Barbarca uygulamalar yürüten bir ülkeyi destekleyecek miyiz? More Sentences
9	General	yürütmek	steal v.
Someone stole my umbrella. Birisi şemsiyemi yürütmüş. More Sentences
10	General	yürütmek	walk v.
Her iPhone appears to have walked. Biri onun iPhone'unu yürütmüş gibi görünüyor. More Sentences
11	General	yürütmek	nick v.
A little girl nicked my phone. Küçük bir kız telefonumu yürütmüş. More Sentences
12	General	yürütmek	carry out v.
We also need private service companies to carry out the actual operations. Gerçek operasyonları yürütecek özel hizmet şirketlerine de ihtiyacımız var. More Sentences
13	General	yürütmek	execute v.
Parliament has to play an even greater role in the interinstitutional communication strategy executed by the Commission. Parlamento, Komisyon tarafından yürütülen kurumlar arası iletişim stratejisinde daha da büyük bir rol oynamalıdır. More Sentences
14	General	yürütmek	march v.
Napoleon marched his armies into Russia. Napolyon ordularını Rusya'ya yürüttü. More Sentences
15	General	yürütmek	direct v.
The investigation is directed by the Metropolitan Police. Soruşturma Metropolitan Polisi tarafından yürütülmektedir. More Sentences
16	General	yürütmek	boost v.
The kid boosted a stick of gum from the market. Çocuk marketten bir sakız yürütmüş. More Sentences
17	General	yürütmek	navigate v.
You can hire a specialist to navigate the legal process instead of you. Yasal süreci sizin yerinize yürütmesi için bir uzman tutabilirsiniz. More Sentences
18	General	yürütmek	handle v.
He resigned from the cabinet in July in protest at her handling of the exit negotiations. Çıkış müzakerelerini yürütmesini protesto etmek için Temmuz ayında kabineden istifa etti. More Sentences
Trade/Economic
19	Trade/Economic	yürütmek	execute v.
The interpreter executes the control flow commands and forwards other commands to BS2000. Yorumlayıcı, kontrol akışı komutlarını yürütür ve diğer komutları BS2000'e iletir. More Sentences
Technical
20	Technical	yürütmek	run v.
In all countries where genital mutilation is practised, local groups are running campaigns to abolish it. Sünnetin uygulandığı tüm ülkelerde yerel gruplar sünnetin kaldırılması için kampanyalar yürütmektedir. More Sentences
21	Technical	yürütmek	conduct v.
Let us conduct an open dialogue in this area, characterised by trust. Bu alanda güvene dayalı açık bir diyalog yürütelim. More Sentences
Computer
22	Computer	yürütmek	execute v.
There are a few key principles you will need to implement to execute an effective Amazon SEO strategy. Etkili bir Amazon SEO stratejisi yürütmek için uygulamanız gereken birkaç temel ilke vardır. More Sentences
General
23	General	yürütmek	prosecute v.
24	General	yürütmek	snaffle v.
25	General	yürütmek	walk away with v.
26	General	yürütmek	help v.
27	General	yürütmek	purloin v.
28	General	yürütmek	scrounge v.
29	General	yürütmek	heist v.
30	General	yürütmek	advance v.
31	General	yürütmek	pinch v.
32	General	yürütmek	go through with v.
33	General	yürütmek	pilfer v.
34	General	yürütmek	stage v.
35	General	yürütmek	implement v.
36	General	yürütmek	prig v.
37	General	yürütmek	make somebody walk v.
38	General	yürütmek	dismiss v.
39	General	yürütmek	make away with v.
40	General	yürütmek	cabbage v.
41	General	yürütmek	move v.
42	General	yürütmek	collar v.
43	General	yürütmek	carry something out v.
44	General	yürütmek	lift v.
45	General	yürütmek	fort v.
46	General	yürütmek	hold down v.
47	General	yürütmek	propel v.
48	General	yürütmek	filch v.
49	General	yürütmek	enforce v.
50	General	yürütmek	snitch v.
51	General	yürütmek	take up v.
52	General	yürütmek	carry on v.
53	General	yürütmek	drive v.
54	General	yürütmek	mastermind v.
55	General	yürütmek	walk off with v.
56	General	yürütmek	give a start v.
57	General	yürütmek	set going v.
58	General	yürütmek	secrete v.
59	General	yürütmek	co-opt v.
60	General	yürütmek	bear v.
61	General	yürütmek	bribe [obsolete] v.
62	General	yürütmek	mitch [dialect] v.
63	General	yürütmek	lurch [obsolete] v.
64	General	yürütmek	demean [obsolete] v.
65	General	yürütmek	deport v.
66	General	yürütmek	paddle v.
67	General	yürütmek	ordain v.
68	General	yürütmek	scrunt v.
69	General	yürütmek	shank [scotland] v.
70	General	yürütmek	smouch v.
71	General	yürütmek	smug v.
72	General	yürütmek	snake v.
73	General	yürütmek	snap v.
74	General	yürütmek	induct v.
Phrasals
75	Phrasals	yürütmek	spirit off v.
76	Phrasals	yürütmek	spirit away v.
77	Phrasals	yürütmek	cabbage onto (someone or something) v.
78	Phrasals	yürütmek	carry off v.
79	Phrasals	yürütmek	conduct out v.
80	Phrasals	yürütmek	rip off v.
81	Phrasals	yürütmek	nick off v.
Colloquial
82	Colloquial	yürütmek	bite v.
83	Colloquial	yürütmek	doink v.
84	Colloquial	yürütmek	yoink v.
Idioms
85	Idioms	yürütmek	make out v.
86	Idioms	yürütmek	keep the ball rolling v.
Trade/Economic
87	Trade/Economic	yürütmek	implement v.
Law
88	Law	yürütmek	put into force v.
89	Law	yürütmek	enforce v.
90	Law	yürütmek	constitute v.
Technical
91	Technical	yürütmek	drive v.
Computer
92	Computer	yürütmek	go-ahead v.
Medical
93	Medical	yürütmek	develop v.
Archaic
94	Archaic	yürütmek	solicit v.
Slang
95	Slang	yürütmek	klepto v.
96	Slang	yürütmek	wog v.
97	Slang	yürütmek	cly v.
British Slang
98	British Slang	yürütmek	jack v.

Meanings of "yürütmek" with other terms in English Turkish Dictionary : 296 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	soruşturma yürütmek	carry out investigation v.
We must therefore carry out investigations for UNAMA. Bu nedenle UNAMA için soruşturmalar yürütmeliyiz. More Sentences
2	General	kampanya yürütmek	conduct a campaign v.
He conducted a campaign against the Treaty of Amsterdam, and now he is conducting one against the Treaty of Nice. Amsterdam Antlaşmasına karşı bir kampanya yürüttü ve şimdi de Nice Antlaşmasına karşı bir kampanya yürütüyor. More Sentences
3	General	kampanya yürütmek	run a campaign v.
UKIP (UK Independence Party) is running a campaign to exit the EU. UKIP (İngiltere Bağımsızlık Partisi) AB'den çıkmak için bir kampanya yürütüyor. More Sentences
4	General	lobi faaliyeti yürütmek	lobby v.
We have received strenuous lobbying, particularly on whole-body vibration. Özellikle tüm vücut titreşimi konusunda yoğun lobi faaliyetleri yürüttük. More Sentences
5	General	mantık yürütmek	reason v.
How do we reason with her? Onunla nasıl mantık yürütürüz? More Sentences
6	General	kampanya yürütmek	campaign v.
The whole community is campaigning against experiments on animals. Tüm toplum hayvanlar üzerinde yapılan deneylere karşı kampanya yürütüyor. More Sentences
Phrasals
7	Phrasals	aşamalı olarak uygulamak/yürütmek	phase in v.
The same principles apply, although again this will need to be looked at and phased in. Aynı ilkeler geçerlidir ancak yine de bunun incelenmesi ve aşamalı olarak uygulanması gerekecektir. More Sentences
General
8	General	görevi baraj kapağının kontrolünü yapıp bakımını yürütmek olan kimse	lock operator n.
9	General	görevi baraj kapağının kontrolünü yapıp bakımını yürütmek olan kimse	lock tender n.
10	General	görevi baraj kapağının kontrolünü yapıp bakımını yürütmek olan kimse	lock keeper n.
11	General	inancını yaymak veya insani yardım faaliyetleri yürütmek üzere dini otoritelerce yetkilendirilen vekillik	mission n.
12	General	(öküzleri yürütmek için kullanılan) üvendire	oxgoad n.
13	General	yürütmek (satranç/dama taşını)	move v.
14	General	gemisini yürütmek	manage one's affairs well v.
15	General	işlemleri yürütmek	carry out operations v.
16	General	ders yürütmek	instruct v.
17	General	akıl yürütmek	reason v.
18	General	fikir yürütmek	put forward an idea v.
19	General	birinin cebindekileri yürütmek	pick someone's pocket v.
20	General	fikir yürütmek	opine v.
21	General	geri yürütmek	back v.
22	General	kalem yürütmek	write v.
23	General	saman altından su yürütmek	do something secretly v.
24	General	başarıyla yürütmek	bring off v.
25	General	soruşturma yürütmek	conduct investigation v.
26	General	yeniden yürütmek	playback v.
27	General	temas yürütmek	maintain contact with v.
28	General	çalışma yürütmek	perform a work or a study v.
29	General	çalışma yürütmek	carry out a work or a study v.
30	General	çalışma yürütmek	carry on a work or a study v.
31	General	çalışma yürütmek	do a work or a study v.
32	General	proje yürütmek	carry out a project v.
33	General	proje yürütmek	run a project v.
34	General	faaliyet yürütmek	do activity v.
35	General	fikir yürütmek	state one's opinion v.
36	General	faaliyet yürütmek	carry out an activity v.
37	General	faaliyet yürütmek	conduct an activity v.
38	General	faaliyet yürütmek	undertake an activity v.
39	General	operasyon yürütmek	carry out an assault v.
40	General	operasyon yürütmek	perform an operation v.
41	General	operasyon yürütmek	carry out an operation v.
42	General	operasyon yürütmek	lead an operation v.
43	General	hizmet yürütmek	run service v.
44	General	hizmet yürütmek	give service v.
45	General	hizmet yürütmek	operate service v.
46	General	lobi faaliyeti yürütmek	carry out lobbying activities v.
47	General	lobi faaliyeti yürütmek	conduct lobbying activities v.
48	General	görev yürütmek	carry on a task v.
49	General	görev yürütmek	perform a task v.
50	General	başkanlığını yürütmek	hold the presidency of v.
51	General	mantık yürütmek	make reasoning v.
52	General	mantık yürütmek	reason something out v.
53	General	(işi) iyi yürütmek	hold down v.
54	General	tahmin yürütmek	compute v.
55	General	bir yere bağlanmış palaman çekerek yürütmek	warp v.
56	General	kürekle yürütmek	row v.
57	General	inceleme yürütmek	conduct an investigation v.
58	General	projeyi yürütmek	run a project v.
59	General	muhalefet yürütmek	oppose v.
60	General	projeyi yürütmek	execute a project v.
61	General	projeyi yürütmek	carry out a project v.
62	General	mütalaa yürütmek	give an opinion v.
63	General	fikir yürütmek	express an opinion v.
64	General	mütalaa yürütmek	express an opinion v.
65	General	fikir yürütmek	give an opinion v.
66	General	işlem yürütmek	perform an operation v.
67	General	bir firmanın işlerini yürütmek	administer v.
68	General	işbirliği yürütmek	carry out cooperation v.
69	General	süreci etkin yürütmek	manage the process efficiently v.
70	General	anket yürütmek	conduct a questionnaire v.
71	General	ilişkileri yürütmek	maintain relationships v.
72	General	kürek ile yürütmek (sandalı vb)	row a boat v.
73	General	politika yürütmek	follow a policy v.
74	General	bir arada yürütmek	carry out in cooperation v.
75	General	bir arada yürütmek	carry out collectively v.
76	General	politika yürütmek	pursue a policy v.
77	General	bir hesabı yürütmek	maintain an account v.
78	General	ilişki yürütmek	continue a relationship v.
79	General	ilişki yürütmek	handle a relationship v.
80	General	ilişki yürütmek	run a relationship v.
81	General	ilişki yürütmek	keep a relationship going v.
82	General	ilişki yürütmek	manage a relationship v.
83	General	ilişki yürütmek	maintain a relationship v.
84	General	ortak yürütmek	co-execute v.
85	General	ortak yürütmek	carry out jointly v.
86	General	ortak yürütmek	run together v.
87	General	ortak yürütmek	carry out together v.
88	General	birlikte yürütmek	run together v.
89	General	bir programı yürütmek	run a program v.
90	General	ikisini bir arada yürütmek	manage both v.
91	General	rutin/olağan bir soruşturma yürütmek	do a routine investigation v.
92	General	araştırma yürütmek	carry out research v.
93	General	görevini yürütmek	carry out (his/her) duty v.
94	General	araştırma veya inceleme yürütmek	conduct v.
95	General	araştırma yürütmek	conduct a research v.
96	General	tahmin yürütmek	estimate v.
97	General	proje yürütmek	conduct a project v.
98	General	işlem yürütmek	execute transaction v.
99	General	su tahliyesi faaliyetleri yürütmek	conduct water evacuation efforts v.
100	General	fikir yürütmek	formulate an idea/opinion v.
101	General	yürütmek (kanun/anlaşma)	police v.
102	General	daha sonra fikir yürütmek	second-guess v.
103	General	akıl yürütmek	ratiocinate v.
104	General	yeniden yürütmek	reconduct v.
105	General	tekrar yürütmek	re-execute v.
106	General	(faiz vb) yürütmek	apply v.
107	General	deney yürütmek	run experiment v.
108	General	tekerlekler üstünde yürütmek	wheel v.
109	General	kırbaçlayarak yürütmek	whip v.
110	General	şehir ve kasabaların ana caddelerinde halkla buluşarak seçim kampanyası yürütmek	main-street [canada] v.
111	General	özenle yürütmek	wear [uk] v.
112	General	ite kaka yürütmek	harry v.
113	General	(atı) tempolu yürütmek	breeze v.
114	General	hatalı tahmin yürütmek	miscompute v.
115	General	dini bir görev yürütmek	mission v.
116	General	misyonerlik faaliyeti yürütmek	missionarise v.
117	General	misyonerlik faaliyeti yürütmek	missionarize v.
118	General	misyonerlik faaliyeti yürütmek	missionize v.
119	General	misyonerlik faaliyeti yürütmek	missionise v.
120	General	(taarruz veya savaş) başlatıp yürütmek	mount v.
121	General	tanıdık ortamda iş yürütmek	move v.
122	General	ayaklıkları andıran sırıklarla nehir teknesini sığlıklarda yürütmek	grasshopper v.
123	General	birden fazla faaliyeti dönüşümlü yürütmek	multiplex v.
124	General	fikir yürütmek	opinion [dialect] v.
125	General	akıl yürütmek	rove [obsolete] v.
126	General	tahmin yürütmek	rove [obsolete] v.
127	General	fazla yürütmek	overmarch v.
128	General	tahmin yürütmek	infer v.
129	General	yamuk yürütmek	crab v.
130	General	hızla iş yürütmek	dash v.
131	General	(birini) yardımla yürütmek	dawd v.
132	General	yabancı ülkede ayaklanmacı veya devrimci faaliyetler yürütmek	filibuster v.
133	General	daha çok akıl yürütmek	outreason v.
134	General	(üretim veya dağıtım ile birlikte) farklı iş faaliyetlerini yürütmek	service v.
135	General	ateşli kampanya yürütmek	crusade v.
136	General	bir şeyi el altından yürütmek	skilder v.
137	General	soruşturma yürütmek	investigate v.
138	General	kampanya yürütmek	wage a campaign v.
139	General	diyalog yürütmek	act out a dialogue v.
Phrasals
140	Phrasals	ortak çalışma yürütmek	associate oneself with someone or something v.
141	Phrasals	-yle işleri yapmak/yürütmek	operate on something v.
142	Phrasals	iteleye-kakalaya yürütmek	push someone along v.
143	Phrasals	zorluklara rağmen yürütmek	pull off v.
144	Phrasals	(birisi ya da bir şeyden) (bir şey) yürütmek	cop (something) from (someone or something) v.
145	Phrasals	birinden ya da bir şeyden bir şey yürütmek	cop something from someone or something v.
146	Phrasals	(bir şeyden veya bir yerden) bir şeyi yürütmek	abstract (something) from (something or some place) v.
147	Phrasals	faaliyetini (bir yerde) yürütmek	base in v.
148	Phrasals	faaliyetini (bir yerde) yürütmek	base in v.
149	Phrasals	bir şeyi bir şeyin içine itmek/yürütmek	grind something into something v.
150	Phrasals	bir şeyi bir şeyin içine itmek/yürütmek	grind something in v.
151	Phrasals	bir şeyi alıp yürütmek/devam ettirmek	run with something v.
152	Phrasals	bir şeyi devralıp onu azimle/bağımsız bir şekilde yürütmek	run with something v.
153	Phrasals	tekerlekli bir aracı bir yerde iterek yürütmek	wheel around v.
154	Phrasals	itinayla yürütmek	nurse along v.
155	Phrasals	titizlikle yürütmek	nurse along v.
156	Phrasals	'-den yürütmek	abstract from v.
157	Phrasals	bir şeyi başarıyla yürütmek	carry something off v.
158	Phrasals	bir şeyi yürütmek	carry something off v.
159	Phrasals	kendi işlerini yürütmek	hold forth v.
160	Phrasals	'-den (bir şey) yürütmek	cop from v.
161	Phrasals	(biriyle/bir şeyle) iş yürütmek	deal with (someone or something) v.
162	Phrasals	(bir şeyi) her şeye rağmen sürdürmek/tamamlamak/yürütmek	go through with (something) v.
163	Phrasals	işlerini (bir yerde/bir yerden) yürütmek	operate from (some place) v.
164	Phrasals	(biri/bir şey) üzerinde (bir işlem) yürütmek/gerçekleştirmek	perform (something) on (someone or something) v.
165	Phrasals	üzerinde (bir işlem) yürütmek/gerçekleştirmek	perform on v.
166	Phrasals	(birinden/bir şeyden) yürütmek	pilfer from (someone or something) v.
167	Phrasals	(biri) için bir şey yürütmek/aşırmak	pinch for v.
168	Phrasals	'-den bir şey yürütmek/araklamak	pinch from v.
169	Phrasals	(birinden bir şey) yürütmek/araklamak	pinch from (one) v.
170	Phrasals	(bir şeyi) yürütmek/yönetmek	preside at (something) v.
171	Phrasals	(atı) dinlendirerek yürütmek	cool out v.
172	Phrasals	akıl yürütmek	reason about v.
Proverb
173	Proverb	aynı anda iki işi yürütmek iki işi de düzgün yapamamaya neden olur	a man cannot serve two masters
Colloquial
174	Colloquial	bir şeyi yürütmek (çalmak)	gack something v.
175	Colloquial	bir şey yürütmek	filch something v.
176	Colloquial	bir şeyi yürütmek	yoink something v.
Idioms
177	Idioms	kalem yürütmek	write v.
178	Idioms	saman altından su yürütmek	do things under the rose v.
179	Idioms	saman altından su yürütmek	play one's cards close to one's chest v.
180	Idioms	(yokluğunda) işi yürütmek	hold the fort v.
181	Idioms	birinin yerine işi yürütmek	hold the fort v.
182	Idioms	saman altından su yürütmek	keep one's cards close to one's vest v.
183	Idioms	saman altından su yürütmek	keep one's cards close to one's chest v.
184	Idioms	saman altından su yürütmek	play one's cards close to one's vest v.
185	Idioms	işleri nizam içinde yürütmek	have one's ducks in a row v.
186	Idioms	işleri nizam içinde yürütmek	have ducks in a row v.
187	Idioms	işleri nizam içinde yürütmek	get one's ducks in a row v.
188	Idioms	(yokluğunda) işi yürütmek	hold down the fort v.
189	Idioms	birinin yerine işi yürütmek	hold down the fort v.
190	Idioms	birkaç değişik faaliyeti aynı anda yürütmek	have several irons in the fire v.
191	Idioms	bir şeyi kararlılıkla yürütmek	take something by the throat v.
192	Idioms	mutlu evlilik yürütmek	trot in double harness v.
193	Idioms	(yokluğunda) işi yürütmek	man the fort v.
194	Idioms	birinin yerine işi yürütmek	man the fort v.
195	Idioms	birini yola yakın taraftan değil duvar tarafından yürütmek	give the wall v.
196	Idioms	yakasından tutup ayak parmakları üstünde yürütmek	walk spanish v.
197	Idioms	gemisini istediği gibi yürütmek	have everything one's own way v.
198	Idioms	gemisini istediği gibi yürütmek	have it all one's own way v.
199	Idioms	aynı anda birçok işi yürütmek	wear too many hats v.
200	Idioms	iki (birden fazla)iş birden yürütmek	wear two hats (more than one hat) v.
201	Idioms	birden fazla işi üstlenmek/yürütmek	wear several hats v.
202	Idioms	aynı anda iki iş birden yürütmek	wear two hats v.
203	Idioms	bir işi (kendisi) yürütmek/yapmak	take (something) into (one's) own hands v.
204	Idioms	suçluyu fotoğrafları/vidosu çekilsin diye halkın arasında yürütmek	perp walk v.
205	Idioms	suçluyu ifşa etmek için halkın arasında yürütmek	perp walk v.
206	Idioms	bir işin bir çok farklı yönünü bir arada yapmak/yürütmek	be the chief cook and bottle washer v.
207	Idioms	lafla peynir gemisi yürütmek	hem and haw [us] v.
208	Idioms	(bir şey) olarak iki işi/görevi eş zamanlı olarak yürütmek	do double duty as (something) v.
209	Idioms	işleri nizam içinde yürütmek	get ducks in a row v.
210	Idioms	el altından yapmak/yürütmek	get in through the back door v.
211	Idioms	dolaylı yoldan yürütmek	get in through the back door v.
212	Idioms	işleri nizam içinde yürütmek	have your ducks in a row [us] v.
213	Idioms	işleri nizam içinde yürütmek	get your ducks in a row v.
214	Idioms	bir şeyleri başlatmak/sürdürmek/yürütmek	get/keep/set/start the ball rolling v.
215	Idioms	işleri nizam içinde yürütmek	get/have (all) your ducks in a row [us] v.
216	Idioms	işleri nizam içinde yürütmek	get/have your ducks in a row v.
217	Idioms	işleri nizam içinde yürütmek	have all (of) (one's) ducks in a row v.
218	Idioms	gemisini istediği gibi yürütmek	have it (one's) way v.
219	Idioms	seçim kampanyası yapmak/yürütmek	be on the hustings v.
220	Idioms	(biri) yokken onun işini yürütmek	keep (one's) (something) warm v.
221	Idioms	(birçok/birkaç) işi bir arada yürütmek	keep (an amount of) balls in the air v.
222	Idioms	aynı anda bir çok işi yürütmek	juggle balls in the air v.
223	Idioms	birçok/birkaç işi bir arada yürütmek	juggle balls in the air v.
224	Idioms	aynı anda bir çok işi yürütmek	keep balls in the air v.
225	Idioms	birçok/birkaç işi bir arada yürütmek	keep balls in the air v.
226	Idioms	(birini) yürütmek	keep (someone) on (their) feet v.
227	Idioms	bir şeyi birinin yerine yürütmek	keep something warm for someone v.
228	Idioms	saman altından su yürütmek	keep your cards close to your vest v.
229	Idioms	saman altından su yürütmek	keep your cards close to your chest v.
230	Idioms	saman altından su yürütmek	play your cards close to your chest v.
231	Idioms	saman altından su yürütmek	keep/hold/play your cards close to your chest v.
232	Idioms	saman altından su yürütmek	play your cards close to your vest v.
233	Idioms	(bir şeyi) yürütmek	make a go of (something) v.
234	Idioms	(birinin) cebindekileri çalmak/yürütmek	pick (one's) pocket v.
235	Idioms	saman altından su yürütmek	play cards close to chest v.
236	Idioms	saman altından su yürütmek	play (something) close to the vest v.
237	Idioms	saman altından su yürütmek	play (something) close to one's vest v.
238	Idioms	saman altından su yürütmek	play it close to one's chest v.
239	Idioms	saman altından su yürütmek	play (something) close to (one's) chest v.
240	Idioms	birinin cenaze/defin işlemlerini yürütmek/yerine getirmek	send someone to glory v.
241	Idioms	kendisi yürütmek/yapmak	take into one's own hands v.
242	Idioms	(birini) çok fazla yürütmek	walk (one's) feet off v.
Trade/Economic
243	Trade/Economic	bir işi planlayıp başarı ile yürütmek, yönetmek, düzenlemek	mastermind v.
244	Trade/Economic	faiz yürütmek	apply interest v.
245	Trade/Economic	reklam kampanyası yürütmek	run an ad campaign v.
246	Trade/Economic	reklam kampanyası yürütmek	run an ad blitz v.
247	Trade/Economic	reklam kampanyası yürütmek	run an advertising campaign v.
248	Trade/Economic	iş yürütmek	carry on a business v.
249	Trade/Economic	iş yürütmek	conduct a business v.
250	Trade/Economic	işleri yürütmek	run the business v.
251	Trade/Economic	iş yürütmek	carry on the business(es) v.
252	Trade/Economic	işleri yürütmek	conduct the business v.
253	Trade/Economic	iş yürütmek	run the business v.
254	Trade/Economic	işleri yürütmek	carry on the business(es) v.
255	Trade/Economic	iş yürütmek	conduct the business v.
Law
256	Law	usulsüz dava yürütmek	pettifog v.
Politics
257	Politics	lobi faaliyeti yürütmek amacıyla birleşmiş bir grup	cabal n.
258	Politics	müzakereleri yürütmek	conduct negotiations v.
259	Politics	muhalefet yürütmek	engage in opposition activities v.
260	Politics	küçük kasabalara kısa ziyaretler yaparak seçim kampanyası yürütmek	whistle-stop v.
Technical
261	Technical	benzetim yürütmek	simulate v.
Computer
262	Computer	silisyumlu yarıiletkenin küçük kristalinden oluşan ve entegre bir devrede bir dizi elektronik işlevi yürütmek için üretilmiş bir elektronik cihaz	microprocessor chip n.
263	Computer	yürütmek (programı)	run v.
264	Computer	sorgu yürütmek	run query v.
265	Computer	(eşten eşe bağlantı ağı üzerinden) haberleşme trafiğini yürütmek	peer v.
266	Computer	konuşmaya benzer bir etkileşim yürütmek	converse v.
Mechanic
267	Mechanic	(bir dizi makine operasyonunu) tekrar yürütmek	recycle v.
Textile
268	Textile	(örgü ipini) arkadan yürütmek	strand v.
269	Textile	(çok renkli örgüde) ip yürütmek	strand v.
Marine
270	Marine	abd donanmasında deniz, sahil ve ırmaklardaki özel harekatları yürütmek için eğitilip teçhiz edilmiş tim	sea-air-land team n.
271	Marine	(yelken vb) yürütmek	light v.
272	Marine	gemiyi karaya doğru yürütmek	stand in the land v.
273	Marine	kargo yükleme ve indirme faaliyeti yürütmek	stevedore v.
274	Marine	abd donanmasında deniz, sahil ve ırmaklardaki özel harekatları yürütmek için eğitilip teçhiz edilmiş tim	seal abrev.
Medical
275	Medical	hastayı parsiyel yük verererek mobilize etmek/yürütmek	ambulate with partial weight-bearing v.
Psychology
276	Psychology	psikoloji alanında araştırma yürütmek	psychologise [uk] v.
277	Psychology	psikoloji alanında araştırma yürütmek	psychologize v.
Biology
278	Biology	toplanmış dna dizilerinden üretilen ve proteinlerin hastalıklardaki metabolik işlevlerini incelemek, yeni ilaçlar sentezlemek ve diğer proteomik araştırmaları yürütmek için kullanılan protein koleksiyonu	library n.
Social Sciences
279	Social Sciences	doğa tarihi araştırmaları yürütmek	naturalize v.
280	Social Sciences	doğa tarihi araştırmaları yürütmek	naturalise v.
Literature
281	Literature	diyaloğu yürütmek	dialogise v.
282	Literature	diyaloğu yürütmek	dialogize v.
Religious
283	Religious	1732'de fakirler arasında misyonerlik yürütmek amacıyla kurulan katolik örgütün üyesi olan kimse	redemptorist n.
284	Religious	resmen tanınmış kilise disiplinini yürütmek için görev yapan mahkemeler	ecclesiastical courts n.
285	Religious	(anglikanizm) papaz yönetimindeki idari bölgenin işlerini yürütmek üzere papaz sınıfına mensup olmayan kimselerden seçilmiş kurul	parochial church council n.
Military
286	Military	(askeri) faaliyet yürütmek	operate v.
Baseball
287	Baseball	vurucuyu yürütmek için topa vurmak yerine topu bilerek atmak	pitch around v.
Archaic
288	Archaic	tüccarların iş yürütmek için buluştukları yer	change n.
289	Archaic	fikir yürütmek	opiniate v.
290	Archaic	resmi danışmanlığını yürütmek	solicit v.
291	Archaic	el altından yürütmek	subtract v.
Slang
292	Slang	(birinden) bir şey yürütmek	filch something (from someone) v.
293	Slang	(bir şeyden/birinden) bir şey yürütmek	filch something (from someone/something) v.
294	Slang	(bir şeyden/birinden bir şey) yürütmek	filch (something) from (someone or something) v.
295	Slang	el altından yürütmek	klepto v.
296	Slang	el altından yürütmek	snake [australia] v.