|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
half s.
|
yarım |
|
Globally, more than half a billion small arms are in circulation.
Dünya genelinde yarım milyardan fazla hafif silah dolaşımdadır.
More Sentences
|
General |
|
2 |
Genel |
half brother i.
|
üvey kardeş |
|
I'm Tom's half brother.
Ben Tom'un üvey kardeşiyim.
More Sentences
|
3 |
Genel |
half brother i.
|
üvey erkek kardeş |
|
Tom is my half brother.
Tom benim üvey erkek kardeşim.
More Sentences
|
4 |
Genel |
better half i.
|
eş |
|
Where's your better half?
Eşin nerede?
More Sentences
|
5 |
Genel |
half hour i.
|
yarım saat |
|
It's a half hour till lunch.
Öğle yemeğine yarım saat var.
More Sentences
|
6 |
Genel |
half life i.
|
yarı ömür |
|
The half life of actinium-225 is approximately 10 days.
Aktinyum-225'in yarı ömrü yaklaşık 10 gündür.
More Sentences
|
7 |
Genel |
first half i.
|
birinci yarı |
|
Tourist revenues rose by about 5% in the first half of 2000, after a poor result in 1999.
Turizm gelirleri, 1999 yılındaki kötü bir sonuçtan sonra, 2000 yılının birinci yarısında %5 kadar yükselmiştir.
More Sentences
|
8 |
Genel |
second half i.
|
ikinci yarı |
|
There are three major interlocking processes among the items on our agenda for the second half of this year.
Bu yılın ikinci yarısında gündemimizde yer alan konular arasında birbiriyle bağlantılı üç önemli süreç bulunmaktadır.
More Sentences
|
9 |
Genel |
half an hour i.
|
yarım saat |
|
Why, yet again, has the time allotted to questions to the Council been reduced by half an hour?
Konsey'e yöneltilen sorulara ayrılan süre neden yine yarım saat azaltıldı?
More Sentences
|
10 |
Genel |
one half i.
|
yarısı |
|
One half of Europe has become the adversary of the other.
Avrupa'nın bir yarısı diğerinin düşmanı haline gelmiştir.
More Sentences
|
11 |
Genel |
half the battle i.
|
işin yarısı |
|
Making a good start is half the battle.
İyi bir başlangıç yapmak işin yarısıdır.
More Sentences
|
12 |
Genel |
first half i.
|
ilk yarı |
|
These issues were examined at the IGC meetings which took place in the first half of October.
Bu konular Ekim ayının ilk yarısında gerçekleşen IGC toplantılarında incelenmiştir.
More Sentences
|
13 |
Genel |
other half i.
|
diğer yarısı |
|
What we are discussing here is not going to find its way over to the other half of the budgetary authority.
Burada tartıştığımız konu, bütçe yetkisinin diğer yarısına yansımayacak.
More Sentences
|
14 |
Genel |
better half i.
|
hayat arkadaşı |
|
Where's your better half?
Senin hayat arkadaşın nerede?
More Sentences
|
15 |
Genel |
half-truth i.
|
yarı gerçek |
|
Instead, we have seen half-truths, prevarication and evasion.
Bunun yerine yarı gerçekler, yalanlar ve kaçamak cevaplar gördük.
More Sentences
|
16 |
Genel |
half-sister i.
|
üvey kız kardeş |
|
Tom has a half-sister.
Tom'un bir tane üvey kız kardeşi vardır.
More Sentences
|
17 |
Genel |
half sister i.
|
üvey kız kardeş |
|
No, Mary isn't my stepsister, she's my half sister.
Hayır, Mary benim üvey kız kardeşim değil, yarı kardeşim.
More Sentences
|
|
18 |
Genel |
half an inch i.
|
yarım inç |
|
I'm half an inch taller than Tom.
Tom'dan yarım inç daha uzunum.
More Sentences
|
19 |
Genel |
half measure i.
|
yarım yamalak |
|
Fire cannot be prevented by half measures.
Yangına yarım yamalak önlemlerle engel olunamaz.
More Sentences
|
20 |
Genel |
half century i.
|
yarım yüzyıl |
|
I'm over a half century old.
Yarım yüzyılı geçtim.
More Sentences
|
21 |
Genel |
half century i.
|
yarım asır |
|
I'm over a half century old.
Yarım asırdan fazla yaştayım.
More Sentences
|
22 |
Genel |
half [obsolete] i.
|
yarım yıl |
|
He has coached us for half a year.
O, yarım yıl boyunca bize eğitmenlik yaptı.
More Sentences
|
23 |
Genel |
half-bottle i.
|
yarım şişe |
|
Please bring me a half-bottle of wine.
Lütfen bana yarım şişe şarap getirin.
More Sentences
|
24 |
Genel |
half-mile i.
|
yarım mil |
|
The school is a half-mile walk from my house.
Okul, evimden yarım mil yürüme mesafesinde.
More Sentences
|
25 |
Genel |
half-life i.
|
(radyoaktivite) yarı ömür |
|
The half-life of the radioactive isotope is ten days.
Radyoaktif izotopun yarı ömrü on gündür.
More Sentences
|
26 |
Genel |
reduce by half f.
|
yarıya indirmek |
|
The price of this book has been reduced by half.
Bu kitabın fiyatı yarıya indirildi.
More Sentences
|
27 |
Genel |
not half bad s.
|
fena değil |
|
The stew was not half bad.
Güveç fena değildi.
More Sentences
|
28 |
Genel |
first half of s.
|
ilk yarısı |
|
The first half of the last century was the worst in the history of the world with two world wars.
Geçen yüzyılın ilk yarısı, iki dünya savaşı ile dünya tarihinin en kötü dönemiydi.
More Sentences
|
29 |
Genel |
more than half s.
|
yarıdan fazla |
|
More than half of the languages spoken in our world today are endangered.
Bugün dünyamızda konuşulan dillerin yarıdan fazlası tehlike altındadır..
More Sentences
|
30 |
Genel |
half s.
|
yarım |
|
Tanzania for as long as people can remember, has been host to more than half a million refugees in camps.
Tanzanya, insanların hatırlayabildiği kadarıyla, kamplarda yarım milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yapmaktadır.
More Sentences
|
31 |
Genel |
half-hearted s.
|
gönülsüz |
|
This is not just a half-hearted compromise, but a really good package.
Bu sadece gönülsüz bir uzlaşma değil, gerçekten iyi bir pakettir.
More Sentences
|
32 |
Genel |
half-done s.
|
yarım |
|
Control without referring back to errors detected previously is a job half-done.
Daha önce tespit edilen hatalara geri dönmeden yapılan kontrol, yarım kalmış bir iştir.
More Sentences
|
33 |
Genel |
half-open s.
|
yarı açık |
|
Tom looked at the half-open door and wondered what was on the other side.
Tom yarı açık kapıya baktı ve diğer tarafta ne olduğunu merak etti.
More Sentences
|
34 |
Genel |
half-dozen s.
|
yarım düzine |
|
We have a half-dozen eggs.
Yarım düzine yumurtamız var.
More Sentences
|
35 |
Genel |
half s.
|
buçuk |
|
The UN estimates that seven and a half million people are at risk of famine in this devastated country.
BM, bu harap olmuş ülkede yedi buçuk milyon insanın kıtlık riski altında olduğunu tahmin ediyor.
More Sentences
|
36 |
Genel |
one-half s.
|
yarısı |
|
At present, then, only about one-half in export refund is paid for livestock in comparison with meat.
Halihazırda ete kıyasla canlı hayvan için ihracat iadesinin sadece yaklaşık yarısı ödenmektedir.
More Sentences
|
37 |
Genel |
half empty s.
|
yarı boş |
|
Whether the glass is half full or half empty.
Bardağın yarısı dolu mu yoksa yarısı boş mu?
More Sentences
|
|
38 |
Genel |
half-naked s.
|
yarı çıplak |
|
So one would be justified in asking whether he was half-naked or half-dressed.
Dolayısıyla yarı çıplak mı yoksa yarı giyinik mi olduğunu sormakta haklı olabilirsiniz.
More Sentences
|
39 |
Genel |
half-awake s.
|
yarı uyanık |
|
I'm often only half-awake.
Ben genellikle sadece yarı uyanığım.
More Sentences
|
40 |
Genel |
half-dressed s.
|
yarı giyinik |
|
So one would be justified in asking whether he was half-naked or half-dressed.
Dolayısıyla yarı çıplak mı yoksa yarı giyinik mi olduğunu sormakta haklı olabilirsiniz.
More Sentences
|
41 |
Genel |
half-eaten s.
|
yarısı yenmiş |
|
There was a half-eaten pizza on the table.
Masanın üstünde yarısı yenmiş bir pizza vardı.
More Sentences
|
Common Usage |
|
42 |
Yaygın Kullanım |
half-way line i.
|
santra çizgisi |
|
43 |
Yaygın Kullanım |
half-way line i.
|
orta saha çizgisi |
|
44 |
Yaygın Kullanım |
half s.
|
yarı |
|
General |
|
45 |
Genel |
half pay i.
|
açık maaşı |
|
46 |
Genel |
half portion i.
|
yarım porsiyon |
|
47 |
Genel |
half measures i.
|
yeterli olmayan tedbirler |
|
48 |
Genel |
half sole i.
|
yarım pençe |
|
49 |
Genel |
half plane i.
|
yarıdüzlem |
|
50 |
Genel |
half time i.
|
yarım gün |
|
51 |
Genel |
half sister i.
|
üvey kızkardeş |
|
52 |
Genel |
left half i.
|
solhaf |
|
53 |
Genel |
half space i.
|
yarıuzay |
|
54 |
Genel |
more than half of turks i.
|
türklerin yarısından fazlası |
|
55 |
Genel |
half light i.
|
yarı ışık |
|
56 |
Genel |
half a decade i.
|
beş yıl |
|
57 |
Genel |
half wit i.
|
idiot |
|
58 |
Genel |
half i.
|
ara |
|
59 |
Genel |
half face i.
|
profil |
|
60 |
Genel |
half binding i.
|
cilt |
|
61 |
Genel |
one's better half i.
|
kaşık düşmanı |
|
62 |
Genel |
half time i.
|
devre |
|
63 |
Genel |
half truth i.
|
yarı gerçek |
|
64 |
Genel |
half fare i.
|
yarım bilet |
|
65 |
Genel |
half moon i.
|
yarımay |
|
66 |
Genel |
half volley i.
|
yarım vole |
|
67 |
Genel |
half i.
|
devre |
|
68 |
Genel |
half sole i.
|
gizli pençe |
|
69 |
Genel |
half wit i.
|
moron |
|
70 |
Genel |
half line i.
|
yarıdoğru |
|
71 |
Genel |
half intensity i.
|
yarı yoğunluk |
|
72 |
Genel |
half the battle i.
|
işin en zor tarafı |
|
73 |
Genel |
half the battle i.
|
işin çoğu |
|
74 |
Genel |
second half of my life i.
|
hayatımın ikinci yarısı |
|
75 |
Genel |
half caste i.
|
melez |
|
76 |
Genel |
half reaction i.
|
yarıtepkime |
|
77 |
Genel |
half length i.
|
yarı uzunluk |
|
|
78 |
Genel |
half note i.
|
yarım nota |
|
79 |
Genel |
half a dozen i.
|
yarım düzine |
|
80 |
Genel |
half hitch i.
|
dülger bağı |
|
81 |
Genel |
half glasses i.
|
yarım gözlük |
|
82 |
Genel |
half measure i.
|
uzlaşma |
|
83 |
Genel |
half year i.
|
yarıyıl |
|
84 |
Genel |
half year i.
|
sömestr |
|
85 |
Genel |
half orphan i.
|
öksüz |
|
86 |
Genel |
half gold coin i.
|
yarım altın |
|
87 |
Genel |
a glass of half empty i.
|
yarım bardak |
|
88 |
Genel |
half of people i.
|
insanların yarısı |
|
89 |
Genel |
half principal i.
|
yarım mertek |
|
90 |
Genel |
pane of glass in the movable half of the window i.
|
müteharrik pencere camı |
|
91 |
Genel |
half ray i.
|
yarı ışın |
|
92 |
Genel |
half hitch i.
|
sade ilmik |
|
93 |
Genel |
half span i.
|
yarı açıklık |
|
94 |
Genel |
half load i.
|
yarı yük |
|
95 |
Genel |
half timber i.
|
yarım azman |
|
96 |
Genel |
half time i.
|
haftaym |
|
97 |
Genel |
half round i.
|
yarım yuvarlak |
|
98 |
Genel |
half time i.
|
ara |
|
99 |
Genel |
half cone i.
|
yarım koni |
|
100 |
Genel |
half section i.
|
yarım kesit |
|
101 |
Genel |
half adder i.
|
yarı toplayıcı |
|
102 |
Genel |
half empty seed i.
|
yarı dolu tohum |
|
103 |
Genel |
half shield i.
|
yarı koruyucu |
|
104 |
Genel |
half round i.
|
yarımyuvarlak |
|
105 |
Genel |
a two-and-a-half lira coin i.
|
iki buçukluk |
|
106 |
Genel |
brick-and-half wall i.
|
bir buçuk tuğla duvar |
|
107 |
Genel |
half-cock i.
|
horoz emniyeti |
|
108 |
Genel |
half-burnt piece of wood i.
|
öksü |
|
109 |
Genel |
half-man i.
|
yarım adam |
|
110 |
Genel |
half-term i.
|
yarı yıl tatili |
|
111 |
Genel |
half-pint i.
|
yerden bitme |
|
112 |
Genel |
half-track i.
|
askeri araç |
|
113 |
Genel |
half-mast i.
|
bayrağın yarıya indirilmesi |
|
114 |
Genel |
half-shadow i.
|
yarıgölge |
|
115 |
Genel |
half-title i.
|
iç kapak |
|
116 |
Genel |
half-breed i.
|
melezleme |
|
117 |
Genel |
half-mast i.
|
mezestre edilmiş bayrak veya sancak |
|
118 |
Genel |
half-moon i.
|
yarımay |
|
119 |
Genel |
half-span i.
|
yarı açıklık |
|
120 |
Genel |
half-slip i.
|
kısa külot |
|
121 |
Genel |
half-way house i.
|
uzlaşma |
|
122 |
Genel |
half-mast i.
|
yarıya indirilmiş bayrak |
|
123 |
Genel |
half-mast i.
|
mezestre |
|
124 |
Genel |
half-board i.
|
yarım pansiyon |
|
125 |
Genel |
half-wit i.
|
budala |
|
126 |
Genel |
half-finished products i.
|
yarımamül ürünler |
|
127 |
Genel |
half-wit i.
|
denyo |
|
128 |
Genel |
half-timbered house i.
|
hımış ev |
|
129 |
Genel |
half-wit i.
|
aptal |
|
130 |
Genel |
half-orphan i.
|
yetim |
|
131 |
Genel |
half-bread i.
|
melez |
|
132 |
Genel |
half-term week i.
|
yarım gün çalışmalı hafta |
|
133 |
Genel |
half-value layer i.
|
yarı değer kalınlığı |
|
134 |
Genel |
half-wit i.
|
ahmak |
|
135 |
Genel |
half-value thickness i.
|
yarı değer kalınlığı |
|
136 |
Genel |
half-a-dollar i.
|
yarım dolar |
|
137 |
Genel |
half-length i.
|
vücudun yukarı kısmını gösteren resim |
|
138 |
Genel |
half-hunter i.
|
cep saati |
|
139 |
Genel |
half-a-crown i.
|
eski ingiliz parası |
|
140 |
Genel |
half-mast i.
|
bir bayrağın matem işareti olarak yarıya indirilmesi |
|
141 |
Genel |
half-hitch i.
|
yarım düğüm |
|
142 |
Genel |
half-year holiday i.
|
yarıyıl tatili |
|
143 |
Genel |
half-boot i.
|
kısa çizme |
|
144 |
Genel |
half-way house i.
|
aşama |
|
145 |
Genel |
centre-half i.
|
santrhaf |
|
146 |
Genel |
half-wit i.
|
kaşalot |
|
147 |
Genel |
half-glass door i.
|
yarım camlı kapı |
|
148 |
Genel |
half-blood i.
|
ebeveynlerinden biri üvey olan çocuk |
|
149 |
Genel |
half-a-dollar i.
|
yarım dolarlık madeni para |
|
150 |
Genel |
half-width i.
|
yarı genişlik |
|
151 |
Genel |
half holiday i.
|
yarım günlük tatil |
|
152 |
Genel |
half fare ticket i.
|
yarım bilet |
|
153 |
Genel |
half pension i.
|
yarım pansiyon |
|
154 |
Genel |
return half i.
|
biletin dönüş yarısı |
|
155 |
Genel |
half-slip i.
|
iç eteklik |
|
156 |
Genel |
half-slip i.
|
jüpon |
|
157 |
Genel |
first half of the year i.
|
yılın ilk yarısı |
|
158 |
Genel |
second half of the year i.
|
yılın ikinci yarısı |
|
159 |
Genel |
nearly half of society i.
|
toplumun neredeyse yarısı |
|
160 |
Genel |
one and a half i.
|
bir buçuk |
|
161 |
Genel |
two and a half i.
|
iki buçuk |
|
162 |
Genel |
one and half hour i.
|
bir buçuk saat |
|
163 |
Genel |
half glass of wine i.
|
yarım kadeh şarap |
|
164 |
Genel |
nearly half of the students i.
|
öğrencilerin yarıya yakını |
|
165 |
Genel |
nearly half of the students i.
|
öğrencilerin neredeyse yarısı |
|
166 |
Genel |
first-half cash i.
|
yarısı peşin |
|
167 |
Genel |
one-half cash i.
|
yarısı peşin |
|
168 |
Genel |
the first half of the year i.
|
senenin ilk yarısı |
|
169 |
Genel |
the first half of the year i.
|
yılın ilk yarısı |
|
170 |
Genel |
half-mast i.
|
yarıya indirme (bayrak) |
|
171 |
Genel |
half-blood i.
|
yarımkan |
|
172 |
Genel |
half-blood i.
|
melez |
|
173 |
Genel |
half-hose i.
|
kısa çorap |
|
174 |
Genel |
the final half of the year i.
|
yılın son yarısı |
|
175 |
Genel |
three-and-a-half-hour meeting i.
|
üç buçuk saatlik toplantı |
|
176 |
Genel |
half of national income i.
|
ulusal gelirin yarısı |
|
177 |
Genel |
half awake half asleep state i.
|
uyku ile uyanıklık arasındaki durum |
|
178 |
Genel |
half awake half asleep state i.
|
yarı uyur yarı uyanıklık durumu |
|
179 |
Genel |
a mile and a half i.
|
bir buçuk mil |
|
180 |
Genel |
half-siblings i.
|
üvey kardeşler |
|
181 |
Genel |
half bath i.
|
(bir klozet ve bir lavabodan oluşan) küçük tuvalet |
|
182 |
Genel |
half-staff i.
|
bayrağı yarıya indirme |
|
183 |
Genel |
half-drop-match i.
|
yarım (soter) raport |
|
184 |
Genel |
four and a half i.
|
dört buçuk |
|
185 |
Genel |
half up half down i.
|
saçın bir kısmını arkadan birleştirerek, bir kısmını ise açık bırakacak şekilde toplama biçimi |
|
186 |
Genel |
center-half i.
|
santrhaf |
|
187 |
Genel |
half-frame glasses i.
|
yarım çerçeve gözlük |
|
188 |
Genel |
paternal half-brother i.
|
baba bir ana ayrı erkek kardeş |
|
189 |
Genel |
the 1st half i.
|
1. yarı |
|
190 |
Genel |
half a cup of water i.
|
yarım bardak su |
|
191 |
Genel |
half teaspoon i.
|
yarım çay kaşığı |
|
192 |
Genel |
half shirt i.
|
yarım tişört |
|
193 |
Genel |
brick-and-half wall i.
|
kalın bir tuğla duvar |
|
194 |
Genel |
half socks i.
|
yarım çorap |
|
195 |
Genel |
half smile i.
|
yarım ağız gülme |
|
196 |
Genel |
half eternity ring i.
|
yarımtur yüzük |
|
197 |
Genel |
half eternity ring i.
|
yarım tur yüzük |
|
198 |
Genel |
one and a half year i.
|
bir buçuk yıl |
|
199 |
Genel |
half sovereign i.
|
10 şilin değerinde eski bir ingiliz altın parası |
|
200 |
Genel |
half aunt i.
|
annenin veya babanın üvey kız kardeşi |
|
201 |
Genel |
half wit i.
|
geri zekâlı |
|
202 |
Genel |
half [obsolete] i.
|
altı aylık dönem |
|
203 |
Genel |
half [obsolete] i.
|
kenar |
|
204 |
Genel |
half [obsolete] i.
|
yan |
|
205 |
Genel |
half [scotland] i.
|
ufak kadeh içki |
|
206 |
Genel |
half i.
|
ortak |
|
207 |
Genel |
half i.
|
önemli bölüm |
|
208 |
Genel |
half i.
|
yarım pint |
|
209 |
Genel |
half i.
|
önemli kısım |
|
210 |
Genel |
half i.
|
yarım kron |
|
211 |
Genel |
half i.
|
yarım dolar |
|
212 |
Genel |
half bathroom i.
|
(klozet ve lavabodan oluşan) küçük tuvalet |
|
213 |
Genel |
half boarder i.
|
yarı yatılı öğrenci |
|
214 |
Genel |
half boarder i.
|
yarım pansiyoner |
|
215 |
Genel |
half cap i.
|
şapkayla hafifçe verilen selam |
|
216 |
Genel |
half cock i.
|
hazırlıksızlık |
|
217 |
Genel |
half cock i.
|
fevrilik |
|
218 |
Genel |
half cock i.
|
zihin bulanıklığı |
|
219 |
Genel |
half door i.
|
hollanda kapısı |
|
220 |
Genel |
half door i.
|
yarım kapı |
|
221 |
Genel |
half heck i.
|
kapının alt yarısı |
|
222 |
Genel |
half life i.
|
düşüş veya eskimeden önceki popülerlik veya kullanışlılık dönemi |
|
223 |
Genel |
half mile i.
|
yarım millik yarış |
|
224 |
Genel |
half pay i.
|
fiili hizmette olmayan veya emeklilik dönemindeki ingiliz ordu subayına ödenen indirilmiş maaş |
|
225 |
Genel |
half pint i.
|
yarım pint |
|
226 |
Genel |
half pound i.
|
yarım libre |
|
227 |
Genel |
half time i.
|
devre arası |
|
228 |
Genel |
half-a-crown i.
|
iki buçuk şilin |
|
229 |
Genel |
half-a-dollar i.
|
elli sent |
|
230 |
Genel |
half-and-half [uk] i.
|
iki çeşit bira karışımı |
|
231 |
Genel |
half-and-half i.
|
melez |
|
232 |
Genel |
half-and-half i.
|
çifte vatandaş |
|
233 |
Genel |
half-and-half i.
|
iki şeyin eşit oranda karışımı |
|
234 |
Genel |
half-birthday i.
|
yarı doğum günü |
|
235 |
Genel |
half-birthday i.
|
birisinin gerçek doğum gününden yaklaşık 6 ay önceki gün |
|
236 |
Genel |
half-blood i.
|
orta incelikte yün |
|
237 |
Genel |
half-bred i.
|
kırma hayvan |
|
238 |
Genel |
half-century i.
|
ellili grup |
|
239 |
Genel |
half-circle i.
|
yarım daire şeklindeki şey |
|
240 |
Genel |
half-cock i.
|
hazırlıksızlık |
|
241 |
Genel |
half-cock i.
|
fevrilik |
|
242 |
Genel |
half-cock i.
|
zihin bulanıklığı |
|
243 |
Genel |
half-gallon i.
|
yarım galon |
|
244 |
Genel |
half-inch i.
|
yarım inç |
|
245 |
Genel |
half-lie i.
|
yalan yanlış şey |
|
246 |
Genel |
half-lie i.
|
tam olarak doğru olmayan şey |
|
247 |
Genel |
half-mile i.
|
800 metre |
|
248 |
Genel |
half-mile i.
|
yarım millik yarış |
|
249 |
Genel |
half-minute i.
|
kısa süre |
|
250 |
Genel |
half-minute i.
|
yarım dakika |
|
251 |
Genel |
half-minute i.
|
lahza |
|
252 |
Genel |
half-minute i.
|
an |
|
253 |
Genel |
half-mourning i.
|
yarım matem dönemi kıyafetleri |
|
254 |
Genel |
half-mourning i.
|
yarı matem dönemi |
|
255 |
Genel |
half-second i.
|
yarım saniye |
|
256 |
Genel |
half-second i.
|
dakikanın 120'de 1'i |
|
257 |
Genel |
half-second i.
|
an |
|
258 |
Genel |
half-sword i.
|
yarım kılıç |
|
259 |
Genel |
half-sword i.
|
yakın dövüş |
|
260 |
Genel |
half-sword [obsolete] i.
|
küçük kılıç |
|
261 |
Genel |
half-turn i.
|
yarım dönüş |
|
262 |
Genel |
half-way house i.
|
yarıyol hanı |
|
263 |
Genel |
half-way house i.
|
orta nokta |
|
264 |
Genel |
half-way house i.
|
uyum evi |
|
265 |
Genel |
one-half i.
|
bütünün eşit iki parçasından her biri |
|
266 |
Genel |
half-sibling i.
|
yarı kardeş |
|
267 |
Genel |
half-brother i.
|
sadece bir ebeveynin ortak olduğu erkek kardeş |
|
268 |
Genel |
half-sister i.
|
sadece bir ebeveynin ortak olduğu kız kardeş |
|
269 |
Genel |
paternal half-sister i.
|
baba tarafından yarı-öz kardeş |
|
270 |
Genel |
cut in half f.
|
yarıya bölmek |
|
271 |
Genel |
meet half way f.
|
uzlaşmak |
|
272 |
Genel |
be too clever by half f.
|
zekasına çok güvenmek |
|
273 |
Genel |
go off at half cocked f.
|
hazırlıksız iş görmek |
|
274 |
Genel |
be left half finished f.
|
yarıda kalmak |
|
275 |
Genel |
half finish f.
|
yarılamak |
|
276 |
Genel |
be left half open f.
|
aralık kalmak |
|
277 |
Genel |
be left half finished f.
|
yarım kalmak |
|
278 |
Genel |
half close f.
|
aralık bırakmak |
|
279 |
Genel |
finish the half f.
|
devreyi kapatmak |
|
280 |
Genel |
fold in half f.
|
ikiye kıvırmak |
|
281 |
Genel |
fold in half f.
|
ikiye katlamak |
|
282 |
Genel |
break in half f.
|
ikiye bölmek (ekmeği vb) |
|
283 |
Genel |
put half the money in the bank f.
|
paranın yarısını bankaya yatırmak |
|
284 |
Genel |
split the work half and half f.
|
yapılacak işi yarı yarıya bölmek |
|
285 |
Genel |
go off at half cocked f.
|
yolunu şaşırmak |
|
286 |
Genel |
draw a half moon f.
|
yarımay çizmek |
|
287 |
Genel |
fly the flag at half-mast f.
|
bayrağı yarıya indirmek |
|
288 |
Genel |
half-fall f.
|
neredeyse düşmek |
|
289 |
Genel |
lower the flag to half-mast f.
|
bayrağı yarıya indirmek |
|
290 |
Genel |
half-open f.
|
biraz açmak |
|
291 |
Genel |
fly the flag at half-mast f.
|
bayrakları yarıya indirmek |
|
292 |
Genel |
half-sole f.
|
ayakkabıya yarım pençe vurmak |
|
293 |
Genel |
half-sole f.
|
yarım pençe vurmak |
|
294 |
Genel |
go off at half-cocked f.
|
sinirlenmek |
|
295 |
Genel |
have half a mind to f.
|
-esi gelmek |
|
296 |
Genel |
have half a mind to f.
|
-eceği gelmek |
|
297 |
Genel |
lower the flag to half-staff f.
|
bayrağı yarıya indirmek |
|
298 |
Genel |
half-open f.
|
aralamak |
|
299 |
Genel |
half-sole f.
|
yarım pençe vurmak (ayakkabıya) |
|
300 |
Genel |
lower a flag to half-staff f.
|
bayrağı yarıya indirmek |
|
301 |
Genel |
go off at half-cocked f.
|
yolunu şaşırmak |
|
302 |
Genel |
be scared half to death f.
|
çok korkmak |
|
303 |
Genel |
cut the expenses in half f.
|
masrafları yarıya indirmek |
|
304 |
Genel |
complete half of f.
|
yolu yarılamak |
|
305 |
Genel |
turn back half-way f.
|
yarı yoldan dönmek |
|
306 |
Genel |
last a day and a half f.
|
bir buçuk gün sürmek |
|
307 |
Genel |
take half f.
|
(ilacı) yarım almak |
|
308 |
Genel |
spend half of his/her life in the music business f.
|
hayatının yarısını müzik piyasasında harcamak |
|
309 |
Genel |
spend half of one's life in something f.
|
hayatının yarısını bir şeye/bir yerde harcamak |
|
310 |
Genel |
spend half of one's life in something f.
|
hayatının yarısını bir şeyle geçirmek |
|
311 |
Genel |
fold into half f.
|
(kağıdı vb) ikiye katlamak |
|
312 |
Genel |
take a half day off from work f.
|
işten yarım gün izin almak |
|
313 |
Genel |
take a half day off f.
|
yarım gün izin almak |
|
314 |
Genel |
take a half day off f.
|
yarım gün izin kullanmak |
|
315 |
Genel |
be half dead with a bullet hole in one's shoulder f.
|
omzunda bir kurşun deliğiyle yarı ölü bir halde olmak |
|
316 |
Genel |
fly the flag at half-staff f.
|
bayrakları yarıya indirmek |
|
317 |
Genel |
take half measures f.
|
yarım yamalak yapmak |
|
318 |
Genel |
split in half f.
|
ikiye ayrılmak |
|
319 |
Genel |
cut in half f.
|
yarıya indirgemek |
|
320 |
Genel |
cut in half f.
|
yarıya düşürmek |
|
321 |
Genel |
fall by half f.
|
yarı yarıya düşmek |
|
322 |
Genel |
half believe f.
|
şüphelenmek |
|
323 |
Genel |
pay half for something f.
|
bir şeyin yarısını ödemek |
|
324 |
Genel |
half cock f.
|
(silahın horozunu) yarı tetik haline getirmek |
|
325 |
Genel |
half-cock f.
|
hazırlıksızlık nedeniyle başarısız olmak |
|
326 |
Genel |
half-fill f.
|
yarısını doldurmak |
|
327 |
Genel |
half-mast f.
|
(bayrağı) yarıya indirmek |
|
328 |
Genel |
half-staff f.
|
bayrağı yarıya indirmek |
|
329 |
Genel |
half hearted s.
|
isteksiz |
|
330 |
Genel |
half baked s.
|
yarı pişmiş |
|
331 |
Genel |
half breed s.
|
melez |
|
332 |
Genel |
half blooded s.
|
melez |
|
333 |
Genel |
not half bad s.
|
hiç de fena olmayan |
|
334 |
Genel |
half way s.
|
yetersiz |
|
335 |
Genel |
half-witted s.
|
ebleh |
|
336 |
Genel |
half-witted s.
|
salak |
|
337 |
Genel |
half cocked s.
|
düşüncesiz |
|
338 |
Genel |
half breed s.
|
kırma |
|
339 |
Genel |
half s.
|
yarı |
|
340 |
Genel |
half s.
|
nısıf |
|
341 |
Genel |
more than half of s.
|
yarısından çoğu |
|
342 |
Genel |
half size s.
|
yarı ölçekli |
|
343 |
Genel |
half oval s.
|
yarımyuvarlak |
|
344 |
Genel |
half trained s.
|
yarı eğitilmiş |
|
345 |
Genel |
half size s.
|
yarım boy |
|
346 |
Genel |
half duplex s.
|
yarı çift yönlü |
|
347 |
Genel |
half trained s.
|
yarı yetişmiş |
|
348 |
Genel |
one more than half s.
|
yarısından bir fazlası |
|
349 |
Genel |
too clever by half s.
|
anasının gözü |
|
350 |
Genel |
too clever by half s.
|
kaçın kurası |
|
351 |
Genel |
half-hearted s.
|
isteksiz |
|
352 |
Genel |
half-assed s.
|
beceriksiz |
|
353 |
Genel |
half-witted s.
|
aptal |
|
354 |
Genel |
half-breed s.
|
melez |
|
355 |
Genel |
half-baked s.
|
deneyimsiz |
|
356 |
Genel |
half-length s.
|
yarım boy |
|
357 |
Genel |
half-cock s.
|
tetiklemeye hazır |
|
358 |
Genel |
half-timbered s.
|
yarı ahşap |
|
359 |
Genel |
half-breed s.
|
azma |
|
360 |
Genel |
half-bred s.
|
melez |
|
361 |
Genel |
half-light s.
|
loş |
|
362 |
Genel |
half-witted s.
|
gebeş |
|
363 |
Genel |
half-way s.
|
yarım yamalak |
|
364 |
Genel |
half-witted s.
|
açık ağızlı |
|
365 |
Genel |
half-hour s.
|
yarım saatlik |
|
366 |
Genel |
half-time s.
|
yarım günlük |
|
367 |
Genel |
half-baked s.
|
yarı pişmiş |
|
368 |
Genel |
half-witted s.
|
dangalak |
|
369 |
Genel |
half-baked s.
|
acemi |
|
370 |
Genel |
half-way s.
|
yetersiz |
|
371 |
Genel |
half-read s.
|
yüzeysel |
|
372 |
Genel |
half-time s.
|
yarım günlük (iş/çalışma) |
|
373 |
Genel |
half-baked s.
|
iyi düşünülmemiş |
|
374 |
Genel |
half-size s.
|
yarı boyut |
|
375 |
Genel |
half-blooded s.
|
melez |
|
376 |
Genel |
half-baked s.
|
aptalca |
|
377 |
Genel |
half-open s.
|
aralık |
|
378 |
Genel |
half-witted s.
|
ahmak |
|
379 |
Genel |
half-baked s.
|
düşüncesiz |
|
380 |
Genel |
half-caste s.
|
melez |
|
381 |
Genel |
half-read s.
|
yarım okunmuş |
|
382 |
Genel |
half-assed s.
|
işe yaramaz |
|
383 |
Genel |
half-breed s.
|
kırma |
|
384 |
Genel |
half-witted s.
|
budala |
|
385 |
Genel |
half duplex s.
|
yarı dubleks |
|
386 |
Genel |
less than half s.
|
yarıdan daha az |
|
387 |
Genel |
half-breed s.
|
yarımkan |
|
388 |
Genel |
half-bred s.
|
yarımkan |
|
389 |
Genel |
half-witted s.
|
kalın kafalı |
|
390 |
Genel |
half full s.
|
yarı dolu |
|
391 |
Genel |
one and a half s.
|
bir buçuk katı |
|
392 |
Genel |
half blind s.
|
yarı kör |
|
393 |
Genel |
half sunk s.
|
yarıya kadar gömülmüş |
|
394 |
Genel |
half-buried s.
|
yarıya kadar gömülü |
|
395 |
Genel |
half-buried s.
|
yarı gömülü |
|
396 |
Genel |
half-buried s.
|
(toprağa) yarısına kadar gömülü |
|
397 |
Genel |
at half-mast s.
|
yarıya indirilmiş (bayrak) |
|
398 |
Genel |
at half-staff s.
|
yarıya indirilmiş (bayrak) |
|
399 |
Genel |
a half-carat s.
|
bir buçuk karatlık |
|
400 |
Genel |
half-clothed s.
|
yarı giyinik |
|
401 |
Genel |
half-stunned s.
|
yarı baygın |
|
402 |
Genel |
half-dark s.
|
yarı karanlık |
|
403 |
Genel |
half empty s.
|
yarıya kadar boş |
|
404 |
Genel |
half empty s.
|
yarı yarıya boş |
|
405 |
Genel |
half-blind s.
|
yarı kör |
|
406 |
Genel |
half hidden s.
|
belli belirsiz |
|
407 |
Genel |
split half s.
|
ikiye bölünmüş |
|
408 |
Genel |
split half s.
|
yarıya bölünmüş |
|
409 |
Genel |
half s.
|
mesafenin yarısına ulaşan |
|
410 |
Genel |
half s.
|
sadece yarısını kapsayan |
|
411 |
Genel |
half s.
|
omurgayı ve panoların dörtte birini kaplayan |
|
412 |
Genel |
half [dialect] [uk] s.
|
küçük |
|
413 |
Genel |
half s.
|
kısmi zamanlı |
|
414 |
Genel |
half s.
|
yarı zamanlı |
|
415 |
Genel |
half s.
|
kısmen |
|
416 |
Genel |
half s.
|
yarım yamalak |
|
417 |
Genel |
half s.
|
tam olmayan |
|
418 |
Genel |
half s.
|
kısmi |
|
419 |
Genel |
half s.
|
tek ebeveyni ortak olan |
|
420 |
Genel |
half mile s.
|
yarım millik |
|
421 |
Genel |
half-time s.
|
yarım zamanlı |
|
422 |
Genel |
half-time s.
|
kısmi zamanlı |
|
423 |
Genel |
half-time s.
|
yarı hızlı |
|
424 |
Genel |
half-and-half s.
|
iki şeyi eşit olarak birleştiren |
|
425 |
Genel |
half-and-half s.
|
eşit katılım gerektiren |
|
426 |
Genel |
half-arsed s.
|
düşüncesiz |
|
427 |
Genel |
half-arsed s.
|
sağduyu göstermeyen |
|
428 |
Genel |
half-arsed s.
|
iyi planlanmamış |
|
429 |
Genel |
half-asleep s.
|
uyuruyanık |
|
430 |
Genel |
half-blooded s.
|
üvey |
|
431 |
Genel |
half-blooded s.
|
ebeveynlerinden biri ortak olan |
|
432 |
Genel |
half-bred s.
|
üvey |
|
433 |
Genel |
half-bred s.
|
ebeveynlerinden biri ortak olan |
|
434 |
Genel |
half-bred s.
|
iyi eğitilmemiş |
|
435 |
Genel |
half-bred s.
|
iyi terbiye edilmemiş |
|
436 |
Genel |
half-clad s.
|
kısmen giyinmiş |
|
437 |
Genel |
half-clad s.
|
yarı giyinik |
|
438 |
Genel |
half-clammed s.
|
yarı dolu |
|
439 |
Genel |
half-closed s.
|
kısmen kapalı |
|
440 |
Genel |
half-closed s.
|
yarı kapalı |
|
441 |
Genel |
half-completed s.
|
kısmen tamamlanmış |
|
442 |
Genel |
half-concealed s.
|
kısmen gizlenmiş |
|
443 |
Genel |
half-conscious s.
|
yarı bilinçli |
|
444 |
Genel |
half-conscious s.
|
kısmen uyanık |
|
445 |
Genel |
half-convinced s.
|
tam ikna olmamış |
|
446 |
Genel |
half-convinced s.
|
yarı emin |
|
447 |
Genel |
half-cooked s.
|
tam pişmemiş |
|
448 |
Genel |
half-cooked s.
|
yarı pişmiş |
|
449 |
Genel |
half-covered s.
|
kısmen örtülü |
|
450 |
Genel |
half-covered s.
|
yarı kapalı |
|
451 |
Genel |
half-cracked s.
|
yarı bunak |
|
452 |
Genel |
half-cracked s.
|
ahmak |
|
453 |
Genel |
half-cracked s.
|
salak |
|
454 |
Genel |
half-crazed s.
|
çileden çıkarılmış |
|
455 |
Genel |
half-crazed s.
|
yarı kaçık |
|
456 |
Genel |
half-crazy s.
|
delimsirek |
|
457 |
Genel |
half-crazy s.
|
delice |
|
458 |
Genel |
half-crazy s.
|
kafası gidik |
|
459 |
Genel |
half-cut s.
|
yarıya bölünmüş |
|
460 |
Genel |
half-cut s.
|
kısmen ayrılmış |
|
461 |
Genel |
half-dazed s.
|
biraz şaşkın |
|
462 |
Genel |
half-dazed s.
|
biraz kafası karışık |
|
463 |
Genel |
half-deaf s.
|
iyi duyamayan |
|
464 |
Genel |
half-deserted s.
|
yarı ıssız |
|
465 |
Genel |
half-deserted s.
|
yarı tenha |
|
466 |
Genel |
half-digested s.
|
tam olarak asimile edilmemiş |
|
467 |
Genel |
half-drowned s.
|
neredeyse ölmüş |
|
468 |
Genel |
half-drowned s.
|
neredeyse boğulmuş |
|
469 |
Genel |
half-eaten s.
|
kısmen tüketilmiş |
|
470 |
Genel |
half-english s.
|
yarı ingiliz |
|
471 |
Genel |
half-faced s.
|
yarım yüz |
|
472 |
Genel |
half-faced s.
|
profil gösteren |
|
473 |
Genel |
half-filled s.
|
yarı dolu |
|
474 |
Genel |
half-forgotten s.
|
neredeyse unutulmuş |
|
475 |
Genel |
half-formed s.
|
tam şekilli olmayan |
|
476 |
Genel |
half-frozen s.
|
çok soğuk |
|
477 |
Genel |
half-frozen s.
|
kısmen donmuş |
|
478 |
Genel |
half-gallon s.
|
yarım galonluk |
|
479 |
Genel |
half-grown s.
|
tam olgunlaşmamış |
|
480 |
Genel |
half-heard s.
|
kısmen duyulmuş |
|
481 |
Genel |
half-heard s.
|
yarı işitilmiş |
|
482 |
Genel |
half-heard s.
|
yarısı duyulmuş |
|
483 |
Genel |
half-hoping s.
|
biraz umutlu |
|
484 |
Genel |
half-human s.
|
yarı insan |
|
485 |
Genel |
half-joking s.
|
şakayla karışık |
|
486 |
Genel |
half-joking s.
|
yarı şaka yarı ciddi |
|
487 |
Genel |
half-learned s.
|
yanlış öğrenilmiş |
|
488 |
Genel |
half-learned s.
|
yarım yamalak öğrenilmiş |
|
489 |
Genel |
half-mad s.
|
tam olarak akla yatmayan |
|
490 |
Genel |
half-mad s.
|
akıllıca olmayan |
|
491 |
Genel |
half-mile s.
|
yarım millik |
|
492 |
Genel |
half-price s.
|
yarı fiyatlı |
|
493 |
Genel |
half-remembered s.
|
kısmen hatırlanan |
|
494 |
Genel |
half-remembered s.
|
yarım yamalak anımsanan |
|
495 |
Genel |
half-right s.
|
yarı doğru |
|
496 |
Genel |
half-right s.
|
tam doğru olmayan |
|
497 |
Genel |
half-ruined s.
|
çürümüş |
|
498 |
Genel |
half-ruined s.
|
harap olmuş |
|
499 |
Genel |
half-ruined s.
|
ağır hasarlı |
|
500 |
Genel |
half-serious s.
|
yarı ciddi |
|