|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
çok az iş/çalışma/emek |
lack of work i.
|
|
2 |
Yaygın Kullanım |
az çok |
more or less zf.
|
|
General |
|
3 |
Genel |
çok az ücret |
pittance i.
|
|
4 |
Genel |
az yoran ve çok kazandıran iş |
rocking chair job i.
|
|
5 |
Genel |
az çok sınırları belli olan toprak parçası |
region i.
|
|
6 |
Genel |
başarı ihtimali az olup gerçekleşince kazancı çok olan bir iş |
a long shot i.
|
|
7 |
Genel |
çok az miktar |
driblet i.
|
|
8 |
Genel |
çok az para |
chickenfeed i.
|
|
9 |
Genel |
az zamana çok iş sığdırma zorunluluğu |
time pressure i.
|
|
10 |
Genel |
çok az miktar |
atom i.
|
|
|
11 |
Genel |
çok az miktar |
pittance i.
|
|
12 |
Genel |
çok az fark |
a minor difference i.
|
|
13 |
Genel |
çok az fark |
a slight difference i.
|
|
14 |
Genel |
işi az parası çok görev |
sinecure i.
|
|
15 |
Genel |
çok az azalma |
slight reduction i.
|
|
16 |
Genel |
çok az düşüş |
slight reduction i.
|
|
17 |
Genel |
çok az yağlı diet |
very low-fat diet i.
|
|
18 |
Genel |
çok az insan |
very few people i.
|
|
19 |
Genel |
çok az kılı olan ya da kılsız at kuyruğu |
rattail i.
|
|
20 |
Genel |
çok az kılı olan ya da kılsız at kuyruğu |
rat-tail i.
|
|
21 |
Genel |
çok az insanın yaşadığı kırsal bölge |
backcountry i.
|
|
22 |
Genel |
çok az insanın yaşadığı kırsal bölge |
backland i.
|
|
23 |
Genel |
az ve öz konuşarak çok şey anlatma |
laconicism i.
|
|
24 |
Genel |
az ve öz konuşarak çok şey anlatma |
laconism i.
|
|
25 |
Genel |
çok az önem taşıyan konu |
nonsubject i.
|
|
26 |
Genel |
çok az fark |
nose i.
|
|
27 |
Genel |
çok az olma |
negligibility i.
|
|
28 |
Genel |
çok az güce/etkiye sahip olma |
toehold i.
|
|
29 |
Genel |
çok az miktar |
lick i.
|
|
30 |
Genel |
çok az fark |
wafer-thin i.
|
|
31 |
Genel |
çok az bir değer veya önem artışı |
mantissa [obsolete] i.
|
|
32 |
Genel |
çok az miktar |
hair i.
|
|
33 |
Genel |
çok az adet basımı veya talep üzerine istenilen tek cilt basımını içeren yayıncılık |
micropublishing i.
|
|
34 |
Genel |
su bitkilerinin birikimiyle oluşup az veya çok kıvamlı tuba bataklıkları oluşturan arazi |
moss land i.
|
|
35 |
Genel |
(mesane) az çok kasılabilen çeşitli organların duvarlarında bulunan yumuşak kas tabakası |
muscularis i.
|
|
36 |
Genel |
çok az artış |
increment i.
|
|
37 |
Genel |
çok az miktar |
farthing [obsolete] i.
|
|
38 |
Genel |
çok az bilinen şey |
corner i.
|
|
39 |
Genel |
sülfürsüz veya çok az sülfür içeren bir kibrit |
parlor match i.
|
|
40 |
Genel |
özel muayenehane hekiminin az çok belirli olan hasta çevresi |
private practice i.
|
|
41 |
Genel |
çok az sayı |
puckle i.
|
|
42 |
Genel |
çok az miktar |
scrimption i.
|
|
43 |
Genel |
hiç veya çok az miktarda çözünmüş madde içeren su |
freestone i.
|
|
44 |
Genel |
çok az bir fark ile kazanılan yarışma |
squeaker i.
|
|
45 |
Genel |
çok az kısım |
fraction i.
|
|
46 |
Genel |
bir işin yapılması için çok az zaman vermek |
give short notice f.
|
|
47 |
Genel |
çok az yemek |
eat like a bird f.
|
|
48 |
Genel |
çok az yemek |
peck f.
|
|
49 |
Genel |
çok az çaba harcamak |
make the slightest effort f.
|
|
50 |
Genel |
yapacak çok az şeyi olmak |
have little to do f.
|
|
|
51 |
Genel |
az çok bilmek |
know more or less f.
|
|
52 |
Genel |
çok az ortak yönleri olmak |
have little in common f.
|
|
53 |
Genel |
bir şey hakkında çok az bilgisi olmak |
know very little about something f.
|
|
54 |
Genel |
bir şeyi çok az bilmek |
know very little about something f.
|
|
55 |
Genel |
biri hakkında çok az şey bilmek |
know very little about someone f.
|
|
56 |
Genel |
biri hakkında çok az şey bilmek |
know little about someone f.
|
|
57 |
Genel |
çok az bir parayla geçinmek |
live on a very small amount of money f.
|
|
58 |
Genel |
bir konu hakkında çok az bilgisi olmak |
know very little about something f.
|
|
59 |
Genel |
çok az birikim yapmak |
undersave f.
|
|
60 |
Genel |
çok az farkla yenmek |
nip f.
|
|
61 |
Genel |
çok az yemek vermek |
underfeed f.
|
|
62 |
Genel |
çok az yedirmek |
underfeed f.
|
|
63 |
Genel |
az çok bilgi sahibi olmak |
smatter f.
|
|
64 |
Genel |
(bir şey) konusunda çok az şüpheye yer bırakmak |
leave little doubt of (something) f.
|
|
65 |
Genel |
çok az konuşan |
taciturn s.
|
|
66 |
Genel |
çok az süren |
momentary s.
|
|
67 |
Genel |
ne az ne çok olan |
moderate s.
|
|
68 |
Genel |
çok az (bir miktar) |
miserable s.
|
|
69 |
Genel |
meyli çok az (yokuş) |
gentle s.
|
|
70 |
Genel |
gerçek payı çok az olan |
farfetched s.
|
|
71 |
Genel |
çok çalışmaya karşılık az kazanç sağlayan |
hardscrabble s.
|
|
72 |
Genel |
çok fazla ya da çok az |
disproportionate s.
|
|
73 |
Genel |
çok küçük/az |
precious little/few s.
|
|
74 |
Genel |
çok daha az |
a lot fewer s.
|
|
75 |
Genel |
çok daha az |
far less s.
|
|
76 |
Genel |
çok az kullanılmış |
underutilized s.
|
|
77 |
Genel |
çok az kullanılmış |
underutilised s.
|
|
78 |
Genel |
çok çok daha az |
far fewer s.
|
|
79 |
Genel |
çok az dokunan |
tangental s.
|
|
80 |
Genel |
çok az dokunan |
tangential s.
|
|
81 |
Genel |
çok az öneme sahip olan |
noncrucial s.
|
|
82 |
Genel |
sadece özel seçilmiş çok az kişiye açık olan |
ultraexclusive s.
|
|
83 |
Genel |
çok az farklılık gösteren |
nuanced s.
|
|
84 |
Genel |
çok az yemek verilmiş |
underfed s.
|
|
85 |
Genel |
çok az yedirilmiş |
underfed s.
|
|
86 |
Genel |
ne az ne çok olan |
unsuperfluous s.
|
|
87 |
Genel |
beslenmede çok az miktarlarda gerekli olan |
micronutrient s.
|
|
88 |
Genel |
çok az miktarlarda enerji üretmeye, depolamaya veya kullanmaya ait |
micropower s.
|
|
89 |
Genel |
çok az miktarlarda enerji üretme, depolama veya kullanma ile ilişkili |
micropower s.
|
|
90 |
Genel |
çok az dikkat gerektiren |
mindless s.
|
|
91 |
Genel |
çok az önemli |
minuscular s.
|
|
92 |
Genel |
üzerinde çok az düzeltme yapılmış |
clean s.
|
|
93 |
Genel |
çok az gören |
dim-sighted s.
|
|
94 |
Genel |
görüşü çok az olan |
dim-sighted s.
|
|
95 |
Genel |
çok az gören |
sand-blind s.
|
|
96 |
Genel |
görüşü çok az olan |
sand-blind s.
|
|
97 |
Genel |
(ev veya ofis) iç duvarı veya bölmesi olmayan ya da çok az olan |
open-concept [canada] s.
|
|
98 |
Genel |
(yarış, rekabet) çok az farkla kazanılmış |
close-run s.
|
|
99 |
Genel |
çok az katkıda bulunan |
parasitic s.
|
|
100 |
Genel |
çok az katkıda bulunan |
parasitical s.
|
|
101 |
Genel |
çok az değişim gösteren |
conservative s.
|
|
102 |
Genel |
çok az bilinen |
foggiest s.
|
|
103 |
Genel |
uzun ekseni az çok dikey olan |
orthotropic s.
|
|
104 |
Genel |
çok az kuvvet ile kesilebilen |
semihard s.
|
|
105 |
Genel |
çok az değeri olan |
shirttail s.
|
|
106 |
Genel |
az çok önemli veya çarpıcı |
some s.
|
|
107 |
Genel |
çok az kir içeren |
superclean s.
|
|
108 |
Genel |
az çok |
about zf.
|
|
109 |
Genel |
çok çok az |
barely zf.
|
|
110 |
Genel |
çok az miktarda olarak |
diddly zf.
|
|
111 |
Genel |
az çok |
kind of zf.
|
|
112 |
Genel |
az çok |
rather zf.
|
|
113 |
Genel |
çok az derecede |
minutely zf.
|
|
114 |
Genel |
az çok |
in some degree zf.
|
|
115 |
Genel |
az çok |
conservatively zf.
|
|
116 |
Genel |
az çok |
somewhat zf.
|
|
117 |
Genel |
çok az para ile |
on a shoe string zf.
|
|
118 |
Genel |
az ya da çok |
more or less zf.
|
|
119 |
Genel |
çok az olarak |
marginally zf.
|
|
120 |
Genel |
az çok |
quite zf.
|
|
121 |
Genel |
cüzi/çok az bir ücret karşılığında |
for a nominal fee zf.
|
|
122 |
Genel |
çok az daha |
a little bit more zf.
|
|
123 |
Genel |
az çok |
middling zf.
|
|
124 |
Genel |
az çok |
slight [obsolete] zf.
|
|
125 |
Genel |
çok az derecede |
smally [obsolete] zf.
|
|
126 |
Genel |
az çok |
something zf.
|
|
127 |
Genel |
az çok |
sunket [scotland] [uk] zf.
|
|
128 |
Genel |
az çok tekrarı (yazılı/söylenen bir şeyin) |
rehash of ed.
|
|
129 |
Genel |
çok az sayıda |
close onto ed.
|
|
130 |
Genel |
çok az anlamı veren son ek |
-ulous snk.
|
|
Phrasals |
|
131 |
Öbek Fiiller |
ulaşmaya çok az kalmak |
come near to f.
|
|
132 |
Öbek Fiiller |
çok az yemek |
pick at f.
|
|
133 |
Öbek Fiiller |
çok az yemek |
peck at f.
|
|
134 |
Öbek Fiiller |
bir şeyle tek seferde çok az ilgilenmek |
chip away (at) f.
|
|
135 |
Öbek Fiiller |
bir şeyle ilgili tek seferde çok az başarı sağlamak |
chip away (at) f.
|
|
Phrases |
|
136 |
İfadeler |
çok az hamile olamazsın |
you can't be a little bit pregnant expr.
|
|
137 |
İfadeler |
arasında çok az fark olma |
there's little to choose between (two people or things) expr.
|
|
138 |
İfadeler |
arasında çok az fark olma |
there's not much to choose between (two people or things) expr.
|
|
139 |
İfadeler |
(az el aş kotarır,) çok el iş kotarır |
cheaper by the dozen expr.
|
|
140 |
İfadeler |
(az eli aşta gör,) çok eli işte gör |
cheaper by the dozen expr.
|
|
141 |
İfadeler |
çok az bir süre önce |
a little while before expr.
|
|
142 |
İfadeler |
çok daha az olası |
far less likely expr.
|
|
143 |
İfadeler |
çok az bir yana |
let alone expr.
|
|
144 |
İfadeler |
en çok inandığımız şeyler, en az bildiklerimizdir |
nothing is so firmly believed as what we least know expr.
|
|
Proverb |
|
145 |
Atasözü |
az eli aşta gör çok eli işte gör |
many hands make light work
|
|
146 |
Atasözü |
çok işe başlayan az iş bitirir |
he who begins many things, finishes but few
|
|
147 |
Atasözü |
kaybetmenin az farkla veya çok farkla olması fark etmez |
a miss is as good as a mile
|
|
148 |
Atasözü |
çoktan çok azdan az gider |
the bigger they come, the harder they fall
|
|
149 |
Atasözü |
çoktan çok, azdan az gider |
bigger they are, the harder they fall
|
|
150 |
Atasözü |
çoktan çok, azdan az gider |
the bigger they come, the harder they fall
|
|
Colloquial |
|
151 |
Konuşma Dili |
çok az bir ihtimal |
outside chance i.
|
|
152 |
Konuşma Dili |
çok az ya da önemsiz miktarda para |
birdseed i.
|
|
153 |
Konuşma Dili |
çok az iş/çalışma/emek |
a bit of work i.
|
|
154 |
Konuşma Dili |
çok az miktarda para |
thin dime i.
|
|
155 |
Konuşma Dili |
çok az değeri olan para |
shinplaster i.
|
|
156 |
Konuşma Dili |
çok az işi olmak |
not have a lot on f.
|
|
157 |
Konuşma Dili |
çok az bir enerji/kaynak ile hareket eden |
running on fumes s.
|
|
158 |
Konuşma Dili |
çok daha az |
not nearly zf.
|
|
159 |
Konuşma Dili |
az laf çok iş |
less talk more work expr.
|
|
160 |
Konuşma Dili |
az çok |
sorta (sort of) expr.
|
|
161 |
Konuşma Dili |
az çok |
kinda (kind of) expr.
|
|
162 |
Konuşma Dili |
az çok |
sorta expr.
|
|
163 |
Konuşma Dili |
çok gezen az bağlanır |
rolling stones gather no moss expr.
|
|
164 |
Konuşma Dili |
çok az bir parayla |
with a very small amount of money expr.
|
|
165 |
Konuşma Dili |
çok az bir parayla |
with a little money expr.
|
|
166 |
Konuşma Dili |
çok az/bir kademe/bir gömlek daha iyi |
a notch better expr.
|
|
167 |
Konuşma Dili |
çok az/bir kademe/bir gömlek daha iyi |
notch above expr.
|
|
168 |
Konuşma Dili |
çok az (bir şey) |
a (damn) sight less/fewer (something) expr.
|
|
169 |
Konuşma Dili |
az çok |
give or take expr.
|
|
170 |
Konuşma Dili |
az çok |
plus-minus expr.
|
|
171 |
Konuşma Dili |
az çok |
plus or minus expr.
|
|
172 |
Konuşma Dili |
çok az şey |
nothing much expr.
|
|
173 |
Konuşma Dili |
çok az (bir şey) |
a shade (something) expr.
|
|
174 |
Konuşma Dili |
az çok |
middlin expr.
|
|
175 |
Konuşma Dili |
miktarı çok olan bir şeyin etkisi az olabilir |
more is less expr.
|
|
176 |
Konuşma Dili |
çok az şey |
not much of anything expr.
|
|
177 |
Konuşma Dili |
aralarında çok az bir fark var |
same same, but different [thailand] expr.
|
|
178 |
Konuşma Dili |
çok şükür ki bugün perşembe (cuma'ya/hafta sonuna az kaldı) |
tgit (thank god it's thursday) [us] expr.
|
|
179 |
Konuşma Dili |
çok şükür cuma'ya az kaldı |
tgiaf (thank god it's almost friday) expr.
|
|
Idioms |
|
180 |
Deyim |
sonucu çok az farkla belli olan yarış/seçim |
close call i.
|
|
181 |
Deyim |
çok az gişe hasılatı kazanan film |
box-office bomb i.
|
|
182 |
Deyim |
ihtimali çok az olma |
buckley's and none [australia] i.
|
|
183 |
Deyim |
ihtimali çok az olma |
buckley's hope [australia] i.
|
|
184 |
Deyim |
ihtimali çok az olma |
buckley's [australia] i.
|
|
185 |
Deyim |
çok az/devede kulak gibi bir miktar para |
budget dust i.
|
|
186 |
Deyim |
geriye kalan çok az/önemsiz bir miktar para |
budget dust i.
|
|
187 |
Deyim |
bütçede çok az/önemsiz/devede kulak gibi bir miktar para kalması |
budget dust i.
|
|
188 |
Deyim |
çok az bir fark |
another coat of paint i.
|
|
189 |
Deyim |
birisinin çok az para harcadığını belirtmek için söylenen bir söz |
the last of the big spenders i.
|
|
190 |
Deyim |
az çok benzer |
second cousin i.
|
|
191 |
Deyim |
anneler için esnek saatler gibi faydaları olan fakat onlara yükselmek için çok az olanak tanıyan bir çalışma planı |
mommy track i.
|
|
192 |
Deyim |
çalışan anneler için çizilmiş esnek saatler gibi faydaları olan fakat onlara yükselmek için çok az olanak tanıyan bir kariyer planı |
mommy track i.
|
|
193 |
Deyim |
az emek harcayıp çok para kazanılan iş/makam/durum |
a gravy train i.
|
|
194 |
Deyim |
az konuşup çok iş yapan/çalışan kimse |
a man/woman/person of action i.
|
|
195 |
Deyim |
az konuşup çok iş yapan/çalışan adam |
man of action i.
|
|
196 |
Deyim |
çok az tanıma |
a nodding acquaintance i.
|
|
197 |
Deyim |
çok az bilgisi olma |
a nodding acquaintance i.
|
|
198 |
Deyim |
(birini/bir şeyi) çok az tanıma |
a nodding acquaintance with (someone or something) i.
|
|
199 |
Deyim |
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok az bilgisi olma |
a nodding acquaintance with (someone or something) i.
|
|
200 |
Deyim |
(birini/bir şeyi) çok az tanıma |
a passing acquaintance with (someone or something) i.
|
|
201 |
Deyim |
birini çok az tanıma |
a passing acquaintance with someone i.
|
|
202 |
Deyim |
biriyle ilgili çok az bilgisi olma |
a passing acquaintance with someone i.
|
|
203 |
Deyim |
bir şeyi çok az tanıma |
a passing acquaintance with something i.
|
|
204 |
Deyim |
bir şeyle ilgili çok az bilgisi olma |
a passing acquaintance with something i.
|
|
205 |
Deyim |
ihtimali çok az olma |
buckley's i.
|
|
206 |
Deyim |
ihtimali çok az olma |
buckley's and nunn i.
|
|
207 |
Deyim |
ihtimali çok az olma |
buckley's and nunn's i.
|
|
208 |
Deyim |
arabaların çok az hasar gördüğü trafik kazası |
fender-bender i.
|
|
209 |
Deyim |
çok az bir para |
peanuts i.
|
|
210 |
Deyim |
çok az bir kaynak |
the smell of an oily rag i.
|
|
211 |
Deyim |
çok az bilgi sahibi olmak |
have a passing acquaintance with something f.
|
|
212 |
Deyim |
(at) atlarken ön bacakları zeminden çok az kalkmak |
beat the dust f.
|
|
213 |
Deyim |
az emek harcanan ama çok para kazanılan iş/makam/duruma gelmek |
board the gravy train f.
|
|
214 |
Deyim |
az emek harcanan ama çok para kazanılan iş/makam/duruma gelmek |
climb on the gravy train f.
|
|
215 |
Deyim |
az emek harcanan ama çok para kazanılan iş/makam/duruma gelmek |
get on the gravy train f.
|
|
216 |
Deyim |
çok az şey bilmek ama bilmek de istememek |
know little and care less (about someone or something) f.
|
|
217 |
Deyim |
çok az parayla geçinmek |
get along (on a shoestring) f.
|
|
218 |
Deyim |
çok az parayla geçinmek |
get by (on a shoestring) f.
|
|
219 |
Deyim |
bir konu hakkında çok az bilgisi olmak |
fit something on the back of a postage stamp f.
|
|
220 |
Deyim |
birini çok az tanımak |
have a nodding acquaintance with f.
|
|
221 |
Deyim |
bir konu hakkında çok az bilgisi olmak |
write something on the back of a postage stamp f.
|
|
222 |
Deyim |
diğerlerinden çok çok fazla/az almak |
be way out of line with what others get f.
|
|
223 |
Deyim |
çok az bir enerji/kaynak ile hareket etmek |
be running on fumes f.
|
|
224 |
Deyim |
çok az yemek |
peck at f.
|
|
225 |
Deyim |
çok az önem vermek |
give short shrift to somebody f.
|
|
226 |
Deyim |
çok az çaba harcamak |
not lift a finger f.
|
|
227 |
Deyim |
çok az bilgili olmak |
have a nodding acquaintance with f.
|
|
228 |
Deyim |
(bir şeyden) çok az miktarda almak |
get a whiff of (something) f.
|
|
229 |
Deyim |
çok az kişi tarafından bilinmek |
be on the hush f.
|
|
230 |
Deyim |
çok az kişi tarafından bilinmek |
be on the hush-hush f.
|
|
231 |
Deyim |
(birine) çok az bir para ödemek |
pay (someone) peanuts f.
|
|
232 |
Deyim |
çok az sayıda olmak |
be able to count (someone or something) on one hand f.
|
|
233 |
Deyim |
çok az hata payıyla yapmak/yaşamak |
be cutting it fine f.
|
|
234 |
Deyim |
çok az tanımak |
be on nodding terms f.
|
|
235 |
Deyim |
çok az yeri olmak/kalmak |
be pressed for space f.
|
|
236 |
Deyim |
çok az yeri olmak/kalmak |
be pushed for space f.
|
|
237 |
Deyim |
çok az yeri, parası, zamanı kalmak |
be pressed/pushed for money, space, time f.
|
|
238 |
Deyim |
çok az yakıt harcamak |
run off smell of an oily rag [australia/new zealand] f.
|
|
239 |
Deyim |
çok az yakıt harcamak |
run on the smell of an oily rag [australia/new zealand] f.
|
|
240 |
Deyim |
çok az sayıda olmak |
be able to count (someone or something) on the fingers of one hand f.
|
|
241 |
Deyim |
çok az sayıda olmak |
be able to count (someone or something) on one hand f.
|
|
242 |
Deyim |
gerçekleşmesine çok az kalmak |
be in sight f.
|
|
243 |
Deyim |
gerçekleşmesine çok az kalmak |
be within sight f.
|
|
244 |
Deyim |
bir konu hakkında çok az bilgisi olmak |
fit on the back of a postage stamp f.
|
|
245 |
Deyim |
bir konuda bildikleri çok az olmak |
fit on the back of a postage stamp f.
|
|
246 |
Deyim |
kapsamı/içeriği çok az/dar olmak |
fit on the back of a postage stamp f.
|
|
247 |
Deyim |
çok az önem vermek |
give short shrift f.
|
|
248 |
Deyim |
birini/bir şeyi çok az tanımak |
have a nodding acquaintance with someone or something f.
|
|
249 |
Deyim |
çok az şey bilmek ama bilmek de istememek |
know little (or nothing) and care less f.
|
|
250 |
Deyim |
bir şeyi çok az anlamak |
make little of something f.
|
|
251 |
Deyim |
çok az bir para ödemek |
pay peanuts f.
|
|
252 |
Deyim |
çok az benzin/yakıt harcamak |
run off the smell of an oily rag [australia/new zealand] f.
|
|
253 |
Deyim |
çok çok az |
a blind bit of (something) s.
|
|
254 |
Deyim |
çok az bir farkla kaybetmiş |
beaten at the post s.
|
|
255 |
Deyim |
çok az bir farkla yenilmiş |
beaten at the post s.
|
|
256 |
Deyim |
çok az bir farkla mağlup olmuş |
beaten at the post s.
|
|
257 |
Deyim |
çok az sayıda |
too few and far between s.
|
|
258 |
Deyim |
çok az farkla |
neck and neck zf.
|
|
259 |
Deyim |
çok daha fazla/çok daha az |
a (damn) sight less/fewer (something) zf.
|
|
260 |
Deyim |
çok laf az iş |
all mouth and no action expr.
|
|
261 |
Deyim |
(az el aş kotarır,) çok el iş kotarır |
cheaper by the dozen expr.
|
|
262 |
Deyim |
(az eli aşta gör,) çok eli işte gör |
cheaper by the dozen expr.
|
|
263 |
Deyim |
az çok |
after a fashion expr.
|
|
264 |
Deyim |
az tamah çok zarar getirir |
little greed, big loss expr.
|
|
265 |
Deyim |
çok az farkla |
skin of teeth expr.
|
|
266 |
Deyim |
çok az bir şansla/umutla |
on a wing and a prayer expr.
|
|
267 |
Deyim |
ya çok fazla ya da çok az |
either feast or famine expr.
|
|
268 |
Deyim |
(bir yere) çok az var |
within ames ace expr.
|
|
269 |
Deyim |
çok az farklı |
a hop, skip, and a jump expr.
|
|
270 |
Deyim |
çok az farklı |
a hop and a skip expr.
|
|
271 |
Deyim |
çok az farklı |
not a hundred/thousand/million miles away expr.
|
|
272 |
Deyim |
çok daha az |
not anywhere near expr.
|
|
273 |
Deyim |
bir konuda bildikleri çok az |
could be written on the back of a postage stamp expr.
|
|
274 |
Deyim |
bir konuda bildikleri çok az |
could fit on the back of a postage stamp expr.
|
|
275 |
Deyim |
çok az sayıda |
count something on the fingers of one hand expr.
|
|
276 |
Deyim |
ya çok fazla ya da çok az |
feast or famine expr.
|
|
277 |
Deyim |
çok az kişi tarafından bilinen |
on the hush expr.
|
|
278 |
Deyim |
çok az kişi tarafından bilinen |
on the hush-hush expr.
|
|
Speaking |
|
279 |
Konuşma |
ben çok az ingilizce biliyorum |
I know little english expr.
|
|
280 |
Konuşma |
ben çok az ingilizce konuşuyorum |
I speak little english expr.
|
|
281 |
Konuşma |
çok az kaldı |
we have very few / little of...left expr.
|
|
282 |
Konuşma |
çok az ingilizce biliyorum |
I know little english expr.
|
|
283 |
Konuşma |
çok az kaldı |
we're almost there expr.
|
|
284 |
Konuşma |
çok az kaldı |
we don't have a long way to go expr.
|
|
285 |
Konuşma |
sesin çok az geliyor |
I can hardly hear you expr.
|
|
286 |
Konuşma |
sesiniz çok az geliyor |
I can hardly hear you expr.
|
|
Trade/Economic |
|
287 |
Ticaret/Ekonomi |
az para verip çok çalıştıran işyeri |
sweatshop i.
|
|
288 |
Ticaret/Ekonomi |
alıcısı çok satıcısı az piyasa |
oligopoly market i.
|
|
289 |
Ticaret/Ekonomi |
az para verip çok çalıştırma sistemi |
sweating system i.
|
|
290 |
Ticaret/Ekonomi |
az para verip çok çalıştırma |
sweating i.
|
|
291 |
Ticaret/Ekonomi |
az paraya çok çalıştıran işveren |
sweater i.
|
|
292 |
Ticaret/Ekonomi |
bazı hileci aracı kurumların piyasada az prim yapan hisse senetlerini çok çekici bir yatırım aracıymış gibi gösterip kendilerine haksız komisyon geliri sağlamaları |
churning i.
|
|
293 |
Ticaret/Ekonomi |
çok az satılan veya asıl stoktan geriye kalan malların elden çıkartılması için ucuz fiyatla satılmaları |
close-out i.
|
|
294 |
Ticaret/Ekonomi |
hisse senetleri çok az sayıda yatırımcının elinde bulunan şirket |
close corporation i.
|
|
295 |
Ticaret/Ekonomi |
hisse senetleri çok az sayıda yatırımcının elinde bulunan şirket |
closed corporation i.
|
|
296 |
Ticaret/Ekonomi |
büyük kar beklentisi taşıyarak çok az bilgi ve iş tecrübesi ile yapılan yatırım |
flyer i.
|
|
297 |
Ticaret/Ekonomi |
fiyat değişimlerinin çok az olduğu |
narrow s.
|
|
298 |
Ticaret/Ekonomi |
çok az dolaşıma girmiş (para) |
almost uncirculated s.
|
|
299 |
Ticaret/Ekonomi |
çok az dolaşıma girmiş (para) |
about uncirculated s.
|
|
300 |
Ticaret/Ekonomi |
borcu öz sermayesinden çok daha az olan (işletme) |
underleveraged s.
|
|
301 |
Ticaret/Ekonomi |
çok az getirisi olan |
marginal s.
|
|
302 |
Ticaret/Ekonomi |
dağıtılmamış karları az ve tedavüldeki hisse senetlerinin piyasa değerleri çok küçük olan (şirket) |
microcap s.
|
|
303 |
Ticaret/Ekonomi |
çok az maaş ile tazmin edilen |
dollar-a-year s.
|
|
304 |
Ticaret/Ekonomi |
çok az sermaye veya destekle işleyen |
shoestring s.
|
|
305 |
Ticaret/Ekonomi |
çok az sermayeden oluşan |
shoestring s.
|
|
Politics |
|
306 |
Siyasal |
çok az sayıda bir seçmen grubunun yaşadığı seçim bölgesi |
pocket borough i.
|
|
Industry |
|
307 |
Sanayi |
kalifiye işlerin veya operasyonların çok az vasıf gerektiren ayrı süreçlere bölünmesi |
dilution i.
|
|
Tourism |
|
308 |
Turizm |
az sayıda ve kısa süreli molası olan çok hızlı tur veya gezi |
whistle stop i.
|
|
Media |
|
309 |
Medya |
reklam boyutundan ötürü haberlere çok az alan ayrılmış (gazete) |
tight s.
|
|
Technical |
|
310 |
Teknik |
çok az alaşımlı dengeli çelikler |
microalloyed stabilized steels i.
|
|
311 |
Teknik |
çok az alaşımlama |
microalloying i.
|
|
312 |
Teknik |
çok az bir basınçla bir silahı ateşleyen kısım |
hair trigger i.
|
|
313 |
Teknik |
çok az alaşımlı çelikler |
microalloyed steels i.
|
|
314 |
Teknik |
çok az sesli çalışan kompresör |
subsonic compressor i.
|
|
315 |
Teknik |
alınan dalgaların frekansındaki değişimin alıcı cihazın akımını çok az etkilediği radyo ayarı |
flat tuning i.
|
|
316 |
Teknik |
lif ihtiva etmeyen ya da çok az ihtiva eden (meyve vb) |
defibered s.
|
|
317 |
Teknik |
tekrar üretilebilen sıvı hidrokarbondan çok az miktarda içeren (doğal gaz) |
dry s.
|
|
318 |
Teknik |
fiziksel sürücü sayısı birden daha az veya daha çok olan belleğin ataması |
lv (logical volume) kısalt.
|
|
Computer |
|
319 |
Bilgisayar |
bellekteki boş yer çok az |
extremely low on memory expr.
|
|
320 |
Bilgisayar |
çok az etiket |
too few tags expr.
|
|
Architecture |
|
321 |
Mimarlık |
iç kenarıyla dış kenarı arasında çok az fark bulunan dönel merdiven basamağı |
balanced step i.
|
|
Marine |
|
322 |
Denizcilik |
rüzgar yönünde çok az sürüklenerek rüzgara yakın yol alabilme |
weatherliness i.
|
|
Mining |
|
323 |
Maden |
kırık kayalardan oluşan ve çok az cevher içeren atık |
attal i.
|
|
324 |
Maden |
kırık kayalardan oluşan ve çok az cevher içeren atık |
attle i.
|
|
Medical |
|
325 |
Medikal |
bireyin alerjik olduğu alerjen maddeden çok az miktarda içeren iğne |
allergy shot i.
|
|
326 |
Medikal |
çok az çözünür |
very slightly soluble s.
|
|
Anatomy |
|
327 |
Anatomi |
kan damarının çok az olması |
avascularity i.
|
|
Pathology |
|
328 |
Patoloji |
çok az duyabilen |
deafish s.
|
|
Veterinary |
|
329 |
Veterinerlik |
bilhassa süt ineklerinde görülen, kanda çok az magnezyum olması ile karakterize hastalık |
lactation tetany i.
|
|
330 |
Veterinerlik |
bilhassa süt ineklerinde görülen, kanda çok az magnezyum olması ile karakterize hastalık |
hypomagnesaemia i.
|
|
Gastronomy |
|
331 |
Mutfak |
çok az yağla tavada kızartmak |
panfry f.
|
|
332 |
Mutfak |
(biftek) çok az pişmiş |
blue s.
|
|
333 |
Mutfak |
az pişmişle çok pişmiş arasında olan (et) |
medium s.
|
|
334 |
Mutfak |
(kahve) çok az sütlü |
dark s.
|
|
335 |
Mutfak |
yüksek kaliteli etlere göre daha çok yağsız kası ve daha az yağı bulunan (et) |
good s.
|
|
336 |
Mutfak |
çok az yağla kızartılmış |
sauté s.
|
|
Geometry |
|
337 |
Geometri |
çok az dokunan |
tangential s.
|
|
Statistics |
|
338 |
İstatistik |
ne çok basık ne de az basık olan |
mesokurtic s.
|
|
Physics |
|
339 |
Fizik |
çok az salınımla denge konumuna dönen |
deadbeat s.
|
|
Chemistry |
|
340 |
Kimya |
opyumda çok az miktarda bulunan ve öksürük ilacı olarak kullanılan bir alkaloit |
opianine i.
|
|
341 |
Kimya |
çok az çözünür |
very slightly soluble s.
|
|
Biology |
|
342 |
Biyoloji |
türlerin evrimsel sürecinde evrimsel değişikliğin hiç olmadığı veya çok az olduğu süreç |
stasis i.
|
|
343 |
Biyoloji |
çok az miktarda serbest oksijene ihtiyaç duyan organizma |
microaerophile i.
|
|
344 |
Biyoloji |
çok az veya sıfır ara formun olduğu kesikli varyasyon |
discontinuous variation i.
|
|
345 |
Biyoloji |
çok az veya sıfır ara formun olduğu kesikli varyasyonlar |
discontinuous variations i.
|
|
346 |
Biyoloji |
çok az miktarda serbest oksijene ihtiyaç duyan |
microaerophile s.
|
|
347 |
Biyoloji |
çok az miktarda serbest oksijene ihtiyaç duyan |
microaerophilous s.
|
|
Marine Biology |
|
348 |
Deniz Biyolojisi |
su içersindeki çözünmüş tuz miktarının çok az olması |
soft water i.
|
|
Astronomy |
|
349 |
Gökbilim |
içinde hiç yıldız bulunmayan veya çok az bulunan varsayımsal galaksiler |
dark galaxy i.
|
|
Zoology |
|
350 |
Zooloji |
siyahı çok, sarısı az, alacalı kedi |
tortoiseshell cat i.
|
|
351 |
Zooloji |
hayvanın uyarana tepki olarak yaptığı az çok ritmik ve stereotipik hareket dizisi |
dance i.
|
|
352 |
Zooloji |
çift kabuklular haricindeki çoğu yumuşakçanın ağzında bulunup dişli dili destekleyen az çok çıkıntılı bir yapı |
odontophore i.
|
|
353 |
Zooloji |
çok az değişen ya da belirli olan sıcaklık değişmelerinde yaşayabilen |
stenothermic s.
|
|
354 |
Zooloji |
çift kabuklular haricindeki çoğu yumuşakçanın ağzında bulunup dişli dili destekleyen az çok çıkıntılı bir yapıya sahip olan |
odontophorous s.
|
|
Botanic |
|
355 |
Botanik |
az ya da çok gelişmiş çift çenekli otlar ve bazı ağaç ve çalılardan oluşan bir familya |
asterid dicot family i.
|
|
356 |
Botanik |
az ya da çok gelişmiş çift çenekli otlar ve bazı ağaç ve çalılardan oluşan bir familya |
asterid dicot genus i.
|
|
357 |
Botanik |
bir yıl çok, bir yıl az meyve verme |
biennial bearing i.
|
|
358 |
Botanik |
batı hint adaları’na özgü, birbirine benzemeyen az çok derimsi yaprakları olan çeşitli ağaç türlerine verilen ad |
loblolly tree i.
|
|
359 |
Botanik |
az çok gelişmiş çift çenekli ağaç, çalı ve otları içeren bir bitki familyası |
dilleniid dicot family i.
|
|
360 |
Botanik |
az çok gelişmiş çift çenekli ağaç, çalı ve otları içeren bir bitki cinsi |
dilleniid dicot genus i.
|
|
361 |
Botanik |
çok az salkımlı büyüten |
racemulose s.
|
|
362 |
Botanik |
çok az derecede siğilli |
verruculose s.
|
|
363 |
Botanik |
çok az odunsu dokusu olup yalnızca bir sezon boyunca hayatta kalan (bitki sapı) |
herbaceous s.
|
|
Education |
|
364 |
Eğitim |
çok az dil kullanımı gerektiren zeka testi |
performance test i.
|
|
Linguistics |
|
365 |
Dilbilim |
urduca'ya yakın olup hintçe'den çok az farklı olan bir konuşma biçimi |
hindostani i.
|
|
366 |
Dilbilim |
bir kelimenin başka dildeki bir kelimenin telaffuz veya imlaca çok az değişime uğramış veya tamamen orijinal kalmış haline dayanarak oluşması |
paronymy i.
|
|
History |
|
367 |
Tarih |
az veya çok uzak geçmişten günümüze uzanan bir döneme ilişkin |
modern s.
|
|
368 |
Tarih |
az veya çok uzak geçmişten günümüze uzanan bir döneme ait |
modern s.
|
|
369 |
Tarih |
az veya çok uzak geçmişten günümüze uzanan bir dönemin özelliğini taşıyan |
modern s.
|
|
Environment |
|
370 |
Çevre |
çok az radyoaktif atık üreten |
clean s.
|
|
371 |
Çevre |
çok az kontaminasyon yaratan |
clean s.
|
|
Meteorology |
|
372 |
Meteoroloji |
çok az yağmur |
trace of rain i.
|
|
Geology |
|
373 |
Jeoloji |
tortulanma başlamadan önce çok az erozyonla sedimantasyonda oluşan küçük kesinti |
diastem i.
|
|
374 |
Jeoloji |
bazalt gibi lavlarda yaygın olup kayacın az çok düzenli, dikey prizma veya sütunlara bölünmesiyle karakterize bir jeolojik yapı |
columnar structure i.
|
|
375 |
Jeoloji |
kayaçların suyla çok az aşındığı alüvyon birikintisi |
fanglomerate i.
|
|
Military |
|
376 |
Askeri |
ortaya çok sayıda nötron çıkartan, ancak az miktarda infilak eden ve böylece bir çok canlıyı öldüren, ancak binalara zarar vermeyen nükleer bomba |
neutron bomb i.
|
|
377 |
Askeri |
uçuş saati çok az olan uçak |
less attrited aircraft i.
|
|
378 |
Askeri |
atıldığı yerde çok az radyoaktif kirliliğe neden olan atom bombası |
clean bomb i.
|
|
Hunting |
|
379 |
Silah/Atıcılık |
çarpmadan çok az önce ateşleme yapan sistem |
advance priming i.
|
|
Sport |
|
380 |
Spor |
çok az farkla kazanmak |
edge out f.
|
|
Art |
|
381 |
Sanat |
heykeltıraşlıkta şekillerin arka plandan çok az öne çıktığı rölyef |
bas relief i.
|
|
382 |
Sanat |
şekillerin arka plandan çok az öne çıktığı rölyef heykel |
bass-relief i.
|
|
Music |
|
383 |
Müzik |
çok az rastlanan bir erkek sesi |
haute-contre i.
|
|
384 |
Müzik |
ses tellerinin çok az bir şekilde birleşmesiyle ortaya çıkan ses |
falsetto i.
|
|
385 |
Müzik |
çok az bir eşlikle veya eşliksiz çalınan tek bir melodiden oluşan |
monophonous s.
|
|
Cinema |
|
386 |
Sinema |
(filmde) parlak, eşit ve sahnenin aydınlık ve karanlık bölgeleri arasında çok az kontrast oluşturan aydınlatma şekli |
high-key i.
|
|
Photography |
|
387 |
Fotoğrafçılık |
ay ışığının bulunmadığı veya çok az olduğu ortamlarda yıldız ışığından faydalanalarak görüntüleme yapan kamera. yıldız ışığı kamerası |
starlight camera i.
|
|
388 |
Fotoğrafçılık |
çok az kontrastla açık tonlara sahip olan |
high-key s.
|
|
389 |
Fotoğrafçılık |
çok az kontrastla açık tonlar üreten |
high-key s.
|
|
Printery |
|
390 |
Matbaa |
18. yüzyılda ortaya çıkıp kalın ve ince arasında çok az kontrast ile karakterize edilen bir yazı tipi stili |
old face i.
|
|
391 |
Matbaa |
düzensiz, eğik yükselen çıkıntılar ve açık ve koyu çizgiler arasında çok az kontrast ile karakterize olan bir harf biçimi |
old style font i.
|
|
Archaic |
|
392 |
Eski Kullanım |
çok az değeri olan sikke |
scute i.
|
|
393 |
Eski Kullanım |
dişleri çok az kullanarak nazikçe çiğnemek |
mumble f.
|
|
394 |
Eski Kullanım |
çok az kısıtlamaya sahip |
large s.
|
|
Slang |
|
395 |
Argo |
arabaların çok az hasar gördüğü trafik kazası |
fender bender i.
|
|
396 |
Argo |
arabaların çok az hasar gördüğü trafik kazası |
a fender bender i.
|
|
397 |
Argo |
çok az ve değersiz miktar |
diddley i.
|
|