|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
sigorta poliçesi üstünden ödenecek para |
claim i.
|
|
2 |
Genel |
içinden veya üstünden bir sıvının geçtiği yer |
road i.
|
|
3 |
Genel |
çifte merdiven (çit gibi bir bölmenin üstünden geçmek için yapılmış) |
stile i.
|
|
4 |
Genel |
köprü aracılığıyla bir yolun üstünden geçen başka yol |
overpass i.
|
|
5 |
Genel |
omzunun üstünden arkaya doğru bakan (hayvan şeklinde arma figürü) |
reguardant i.
|
|
6 |
Genel |
üstünden geçen kayışının yandan bağlandığı alçak topuklu, geniş ve yuvarlak burunlu bir tür kadın ayakkabısı |
mary jane i.
|
|
7 |
Genel |
üstünden geçen kayışının yandan bağlandığı alçak topuklu, geniş ve yuvarlak burunlu bir tür kadın ayakkabısı |
maryjane i.
|
|
8 |
Genel |
at koşum takımında baş üstünden geçip yanlara bağlanan şerit |
headpiece i.
|
|
9 |
Genel |
üstünden geçme |
brushup i.
|
|
10 |
Genel |
üstünden geçme |
runover i.
|
|
11 |
Genel |
üstünden çıkarma |
disfurnishment i.
|
|
12 |
Genel |
dil üstünden çıkarılan ses |
dorsel i.
|
|
13 |
Genel |
at başlığında kafa üstünden geçen koşum takımı parçası |
crown i.
|
|
14 |
Genel |
at başlığında kafa üstünden geçen koşum takımı parçası |
crownpiece i.
|
|
15 |
Genel |
üstünden geçmek (kemer yolun) |
span f.
|
|
16 |
Genel |
üstünden yükselmek |
rise above f.
|
|
17 |
Genel |
üstünden yükselmek |
surmount f.
|
|
|
18 |
Genel |
üstünden geçmek |
get over f.
|
|
19 |
Genel |
bir sıçrayışta (bir şeyin) üstünden geçmek |
spring across f.
|
|
20 |
Genel |
bir adımda (birşeyin) üstünden geçmek |
stride over f.
|
|
21 |
Genel |
üstünden geçmek (bir yerin) |
top f.
|
|
22 |
Genel |
bir sıçrayışta (bir şeyin) üstünden geçmek |
spring over f.
|
|
23 |
Genel |
üstünden yükselmek |
tower above f.
|
|
24 |
Genel |
üstünden atmak |
put off f.
|
|
25 |
Genel |
üstünden geçmek |
hump f.
|
|
26 |
Genel |
üstünden atmak |
get rid of f.
|
|
27 |
Genel |
üstünden atlamak |
jump over f.
|
|
28 |
Genel |
üstünden geçmek |
cross over f.
|
|
29 |
Genel |
altından girip üstünden çıkmak |
blow f.
|
|
30 |
Genel |
altından girip üstünden çıkmak |
squander f.
|
|
31 |
Genel |
üstünden yükselmek |
tower over f.
|
|
32 |
Genel |
geçmek (bir engelin üstünden) |
take f.
|
|
33 |
Genel |
üstünden geçmek |
pass over f.
|
|
34 |
Genel |
üstünden elbise çıkarmak |
take off f.
|
|
35 |
Genel |
üstünden geçmek |
traverse f.
|
|
36 |
Genel |
üstünden geçirmek |
cross over f.
|
|
37 |
Genel |
üstünden süpürmek |
sweep off f.
|
|
|
38 |
Genel |
üstünden atlamak |
vault f.
|
|
39 |
Genel |
üstünden atmak (at) |
spill f.
|
|
40 |
Genel |
üstünden geçmek (köprü bir yerin) |
span f.
|
|
41 |
Genel |
üstünden atmak |
not to take over the duty f.
|
|
42 |
Genel |
çarpıp üstünden geçmek |
run over f.
|
|
43 |
Genel |
üstünden doğmak |
rise above f.
|
|
44 |
Genel |
üstünden atmak |
throw off f.
|
|
45 |
Genel |
üstünden buldozer geçirmek |
bulldoze f.
|
|
46 |
Genel |
üstünden çıkarmak |
dress off f.
|
|
47 |
Genel |
(sorumluluk vb) üstünden atmak |
shuffle off f.
|
|
48 |
Genel |
altından girip üstünden çıkmak |
get through f.
|
|
49 |
Genel |
üstünden geçmek |
be in the clear f.
|
|
50 |
Genel |
üstünden geçmek |
top f.
|
|
51 |
Genel |
heyecanı üstünden atmak |
shake off the nerves f.
|
|
52 |
Genel |
sorumluluğu üstünden atmak |
shirk responsibility f.
|
|
53 |
Genel |
sorumluluğu üstünden atmak |
shift responsibility f.
|
|
54 |
Genel |
sorumluluğu üstünden atmak |
abdicate responsibility f.
|
|
55 |
Genel |
sorumluluğu üstünden atmak |
shift off responsibility f.
|
|
56 |
Genel |
sorumluluğu üstünden atmak |
evade responsibility f.
|
|
57 |
Genel |
üstünden şöylesine geçmek |
rake f.
|
|
58 |
Genel |
üstünden şöylesine geçmek |
scan f.
|
|
59 |
Genel |
üstünden şöylesine geçmek |
examine hastily f.
|
|
60 |
Genel |
üstünden şöylesine geçmek |
run down f.
|
|
61 |
Genel |
üstünden şöylesine geçmek |
glance over f.
|
|
62 |
Genel |
üstünden aşıp geçmek |
transcend [obsolete] f.
|
|
63 |
Genel |
üstünden geçmek |
transpass [obsolete] f.
|
|
64 |
Genel |
yüzerken suyun üstünden yüzgeçlerini göstermek |
break water f.
|
|
65 |
Genel |
ellerini bağlayıp dizlerin üstünden geçirerek etkisiz hale getirmek |
buck f.
|
|
66 |
Genel |
ellerini bağlayıp dizlerin üstünden geçirerek cezalandırmak |
buck f.
|
|
67 |
Genel |
(ufuk, tepe) üstünden yükselmek |
lip f.
|
|
68 |
Genel |
yerin üstünden geçmek |
heat [obsolete] f.
|
|
69 |
Genel |
üstünden uçmak |
overflutter f.
|
|
70 |
Genel |
üstünden geçmek |
overflutter f.
|
|
71 |
Genel |
üstünden şöylesine geçmek |
overglance f.
|
|
72 |
Genel |
üstünden doğmak |
overlook f.
|
|
73 |
Genel |
üstünden yükselmek |
overlook f.
|
|
74 |
Genel |
üstünden geçmek |
overrun f.
|
|
75 |
Genel |
üstünden yükselmek |
overshadow f.
|
|
76 |
Genel |
üstünden akmak |
overshower f.
|
|
77 |
Genel |
üstünden yükselmek |
overstride f.
|
|
|
78 |
Genel |
üstünden geçmek |
overtread f.
|
|
79 |
Genel |
üstünden geçmek |
overtrip f.
|
|
80 |
Genel |
üstünden geçmek |
comb f.
|
|
81 |
Genel |
içinden veya üstünden hızla gitmek |
course f.
|
|
82 |
Genel |
birinin üstünden para kazanmak |
feather one's nest f.
|
|
83 |
Genel |
üstünden atlamak |
over f.
|
|
84 |
Genel |
altından girip üstünden çıkmak |
press home f.
|
|
85 |
Genel |
üstünden şöyle bir geçmek |
skim f.
|
|
86 |
Genel |
üstünden geçmek |
skate f.
|
|
87 |
Genel |
(köprü) üstünden geçmek |
span f.
|
|
88 |
Genel |
(at) üstünden atmak |
throw f.
|
|
89 |
Genel |
üstünden atlanmış |
vaulted s.
|
|
90 |
Genel |
üstünden atılmış |
thrown off s.
|
|
91 |
Genel |
omzunun üstünden arkaya doğru bakan (hayvan şeklinde arma figürü) |
regardant s.
|
|
92 |
Genel |
üstünden geçilemez |
untraversable s.
|
|
93 |
Genel |
elin omuz seviyesinin üstünden öne ve aşağı getirilmesi ile yapılan |
overhanded s.
|
|
94 |
Genel |
iki parçası birbirinin üstünden geçerek çapraz duran |
crossover s.
|
|
95 |
Genel |
(üzerinden/üstünden) çok geçmeden |
not long after zf.
|
|
96 |
Genel |
ayakkabının üstünden geçerek |
overshoe zf.
|
|
97 |
Genel |
ayakkabının üstünden geçerek |
overshoes zf.
|
|
98 |
Genel |
üstünden aşağıya |
over ed.
|
|
Phrasals |
|
99 |
Öbek Fiiller |
üstünden sıyırmak/soymak |
tear away f.
|
|
100 |
Öbek Fiiller |
üstünden atmak |
cast off f.
|
|
101 |
Öbek Fiiller |
üstünden çıkarıvermek |
slip off f.
|
|
102 |
Öbek Fiiller |
altından girip üstünden çıkmak |
bomb through (something) f.
|
|
103 |
Öbek Fiiller |
altından girip üstünden çıkmak |
bomb through f.
|
|
104 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir şeyin üstünden fırlatmak |
chuck something over something f.
|
|
105 |
Öbek Fiiller |
üstünden atmak |
chuck something over something f.
|
|
106 |
Öbek Fiiller |
(iş, sorumluluk) üstünden atmak |
shuffle off f.
|
|
107 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin üstünden bir şeyi sıyırıp almak/dökmek |
pour something off of something f.
|
|
108 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin üstünden bir şeyi sıyırıp almak/dökmek |
pour something off f.
|
|
109 |
Öbek Fiiller |
üstünden geçmek |
go through f.
|
|
110 |
Öbek Fiiller |
üstünden geçmek |
go through f.
|
|
111 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin üstünden aşağı inmek |
get down f.
|
|
112 |
Öbek Fiiller |
üstünden geçmek |
run down f.
|
|
113 |
Öbek Fiiller |
üstünden geçmek |
run down f.
|
|
114 |
Öbek Fiiller |
üstünden geçmek |
run down f.
|
|
115 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin üstünden kayarak inmek/aşağı kaymak |
slide down something f.
|
|
116 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi üstünden atmak |
toss off f.
|
|
117 |
Öbek Fiiller |
birini veya bir şeyi bir yerin üstünden atmak |
toss someone or something off (of) something f.
|
|
118 |
Öbek Fiiller |
birini veya bir şeyi bir yerin üstünden atmak |
toss someone or something off f.
|
|
119 |
Öbek Fiiller |
üstünden atmak/fırlatmak |
toss something off f.
|
|
120 |
Öbek Fiiller |
üstünden çıkarıp atmak |
toss something off f.
|
|
121 |
Öbek Fiiller |
üstünden/sırtından almak |
relieve of f.
|
|
122 |
Öbek Fiiller |
birinin üstünden/sırtından bir yük kaldırmak |
lift something from someone or something f.
|
|
123 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi birinin üstünden/omuzlarından almak |
lift something from someone or something f.
|
|
124 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi birinin üstünden/omuzlarından kaldırmak |
lift something from someone or something f.
|
|
125 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir şeyin üstünden almak/kaldırmak |
lift something from someone or something f.
|
|
126 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi (birinin/bir şeyin) üstünden yırtıp atmak |
rend from (someone or something) f.
|
|
127 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) üstünden yırtmak |
tear from (someone or something) f.
|
|
128 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin üstünden aşağı düşmek |
topple off (of) something f.
|
|
129 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin üstünden aşağı düşmek |
topple from something f.
|
|
130 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir şeyin üstüne/üstünden dağıtmak |
distribute something over something f.
|
|
131 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir şeyin üstüne/üstünden eşit olarak dağıtmak |
distribute something over something f.
|
|
132 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir şeyin üstüne/üstünden eşit olarak uygulamak |
distribute something over something f.
|
|
133 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin aceleyle üstünden geçmek |
gallop through something f.
|
|
134 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin acele acele üstünden geçmek |
gallop through something f.
|
|
135 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin alelacele üstünden geçmek |
gallop through something f.
|
|
136 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin üstünden inmek |
get off f.
|
|
137 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin üstünden) kalkmak |
get up off (of) (something) f.
|
|
138 |
Öbek Fiiller |
geri geri giderken (birinin veya bir şeyin) üstünden geçmek |
back over (someone or something) f.
|
|
139 |
Öbek Fiiller |
üstünden geçmek |
go over f.
|
|
140 |
Öbek Fiiller |
bir hikayenin/anlatımın üstünden geçmek |
go through something f.
|
|
141 |
Öbek Fiiller |
tekrar üstünden geçmek |
go through f.
|
|
142 |
Öbek Fiiller |
etkisini üstünden atmak |
keep off f.
|
|
143 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden yuvarlamak |
roll something off (of) someone or something f.
|
|
144 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden yuvarlayarak almak/uzaklaştırmak |
roll something off (of) someone or something f.
|
|
145 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) üstünden yuvarlanmak |
roll off of (someone or something) f.
|
|
146 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) üstünden aşağı yuvarlanmak |
roll off of (someone or something) f.
|
|
147 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) üstünden yuvarlanıp düşmek |
roll off of (someone or something) f.
|
|
148 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) üstünden yuvarlanıp gitmek |
roll off of (someone or something) f.
|
|
149 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) üstünden yuvarlamak |
roll off of (someone or something) f.
|
|
150 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) üstünden aşağı yuvarlamak |
roll off of (someone or something) f.
|
|
151 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) üstünden yuvarlayıp düşürmek |
roll off of (someone or something) f.
|
|
152 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) üstünden yuvarlayıp çekmek |
roll off of (someone or something) f.
|
|
153 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) üstünden geçmek |
roll onto (someone or something) f.
|
|
154 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) üstünden geçirmek |
roll onto (someone or something) f.
|
|
155 |
Öbek Fiiller |
biriyle (bir şeyin) üstünden geçmek |
run over with (something) f.
|
|
156 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyle, araçla, arabayla) üstünden geçmek |
run over with (something) f.
|
|
157 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin üstünden kaymak |
slide over something f.
|
|
158 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin üstünden kayıp düşmek |
slide over something f.
|
|
159 |
Öbek Fiiller |
üstünden yükselmek |
stand over f.
|
|
160 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden düşürmek |
strike something off (of) someone or something f.
|
|
161 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden devirmek |
strike something off (of) someone or something f.
|
|
162 |
Öbek Fiiller |
bir şeye vurup birinin/bir şeyin üstünden düşürmek |
strike something off (of) someone or something f.
|
|
163 |
Öbek Fiiller |
bir şeye çarpıp birinin/bir şeyin üstünden düşürmek |
strike something off (of) someone or something f.
|
|
164 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden düşürmek |
strike something off f.
|
|
165 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden devirmek |
strike something off f.
|
|
166 |
Öbek Fiiller |
bir şeye vurup birinin/bir şeyin üstünden düşürmek |
strike something off f.
|
|
167 |
Öbek Fiiller |
bir şeye çarpıp birinin/bir şeyin üstünden düşürmek |
strike something off f.
|
|
168 |
Öbek Fiiller |
fırçalayıp üstünden temizlemek |
swish off f.
|
|
169 |
Öbek Fiiller |
üstünden süpürmek |
swish off f.
|
|
170 |
Öbek Fiiller |
üstünden silkelemek |
swish off f.
|
|
171 |
Öbek Fiiller |
üstünden almak |
swish off f.
|
|
172 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden fırçalamak |
swish something off (of) someone or something f.
|
|
173 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden süpürmek |
swish something off (of) someone or something f.
|
|
174 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden silkelemek |
swish something off (of) someone or something f.
|
|
175 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden almak |
swish something off (of) someone or something f.
|
|
176 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden fırçalamak |
swish something off f.
|
|
177 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden süpürmek |
swish something off f.
|
|
178 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden silkelemek |
swish something off f.
|
|
179 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden almak |
swish something off f.
|
|
180 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstünden yıkayıp temizlemek |
wash (something) off (of) (someone or something) f.
|
|
181 |
Öbek Fiiller |
fırçalayıp üstünden temizlemek |
whisk away f.
|
|
182 |
Öbek Fiiller |
üstünden süpürmek |
whisk away f.
|
|
183 |
Öbek Fiiller |
üstünden silkelemek |
whisk away f.
|
|
184 |
Öbek Fiiller |
üstünden almak |
whisk away f.
|
|
185 |
Öbek Fiiller |
birinin/bir şeyin üstünden bir şeyi çıkarmak |
denude someone or something of something f.
|
|
186 |
Öbek Fiiller |
birinin/bir şeyin üstünden bir şeyi soymak |
denude someone or something of something f.
|
|
187 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin üstünden zıplamak |
jump across something f.
|
|
188 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin üstünden atlamak |
jump across something f.
|
|
189 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstünden hızla çekip almak |
swish (something) off of (someone or something) f.
|
|
190 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstünden fışt/cart diye çekip almak |
swish (something) off of (someone or something) f.
|
|
191 |
Öbek Fiiller |
üstünden çıkaramamak |
keep on f.
|
|
192 |
Öbek Fiiller |
(birinin) altından girip üstünden çıkıp ondan bir bilgi almak/koparmak |
wrangle (something) out of (someone) f.
|
|
193 |
Öbek Fiiller |
hızla üstünden geçmek |
zoom through f.
|
|
194 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) üstünden bakmak |
see over (someone or something) f.
|
|
195 |
Öbek Fiiller |
(birinin) üstünden geçmek |
stumble over (someone) f.
|
|
196 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) üstünden koparmak |
peel off from (someone or something) f.
|
|
197 |
Öbek Fiiller |
(kıyafeti, ayakkabıyı) üstünden çıkarıvermek |
slip out f.
|
|
198 |
Öbek Fiiller |
geri geri bir şeyin üstünden geçmek |
back onto someone or something f.
|
|
199 |
Öbek Fiiller |
birinin/bir şeyin üstünden bir şeyi silkelemek |
brush something off someone or something f.
|
|
200 |
Öbek Fiiller |
birinin/bir şeyin üstünden bir şeyi fırçalamak |
brush something off someone or something f.
|
|
201 |
Öbek Fiiller |
birinin/bir şeyin üstünden bir şeyi fırçalayarak temizlemek |
brush something off someone or something f.
|
|
202 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şeyin) üstünden fırlatmak |
chuck (something) over (something) f.
|
|
203 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şeyin) üstünden aşırmak |
chuck (something) over (something) f.
|
|
204 |
Öbek Fiiller |
üstünden atmak |
chuck over f.
|
|
205 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden soymak/çıkarmak |
claw something off someone or something f.
|
|
206 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin üstünden) inmek |
climb down (from something) f.
|
|
207 |
Öbek Fiiller |
üstünden (bir şeyi) çıkarmak |
denude of f.
|
|
208 |
Öbek Fiiller |
üstünden (bir şeyi) soymak |
denude of f.
|
|
209 |
Öbek Fiiller |
-in üstüne/üstünden eşit olarak uygulamak |
distribute over f.
|
|
210 |
Öbek Fiiller |
-in üstüne/üstünden eşit olarak dağıtmak |
distribute over f.
|
|
211 |
Öbek Fiiller |
-in üstüne/üstünden dağıtmak |
distribute over f.
|
|
212 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden silkmek/çırpmak |
flick something off someone or something f.
|
|
213 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden hafifçe vurarak gidermek/temizlemek |
flick something off someone or something f.
|
|
214 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden silkmek/çırpmak |
flick something off f.
|
|
215 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden hafifçe vurarak gidermek/temizlemek |
flick something off f.
|
|
216 |
Öbek Fiiller |
üstünden silkmek/çırpmak |
flick off f.
|
|
217 |
Öbek Fiiller |
üstünden hafifçe vurarak gidermek/temizlemek |
flick off f.
|
|
218 |
Öbek Fiiller |
vurup üstünden göndermek |
flick over f.
|
|
219 |
Öbek Fiiller |
üstünden aşırtmak |
flick over f.
|
|
220 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) üstünden hızla çekip almak |
fling off (of) (someone or something) f.
|
|
221 |
Öbek Fiiller |
tepesinden/üstünden uçmak |
flutter over f.
|
|
222 |
Öbek Fiiller |
tepesinden/üstünden geçmek |
flutter over f.
|
|
223 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) tepesinden/üstünden uçmak |
flutter over (someone or something) f.
|
|
224 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) tepesinden/üstünden geçmek |
flutter over (someone or something) f.
|
|
225 |
Öbek Fiiller |
aceleyle üstünden geçmek |
gallop through f.
|
|
226 |
Öbek Fiiller |
acele acele üstünden geçmek |
gallop through f.
|
|
227 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden çıkarmak/almak |
get someone or something off someone or something f.
|
|
228 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden çıkarmak/almak |
get someone or something off f.
|
|
229 |
Öbek Fiiller |
birinin/bir şeyin üstünden geçmek |
get over someone or something f.
|
|
230 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) üstünden şöylesine geçmek |
glance over (someone or something) f.
|
|
231 |
Öbek Fiiller |
üstünden geçmek |
go above f.
|
|
232 |
Öbek Fiiller |
üstünden aşırmak |
go above f.
|
|
233 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden/tepesinden sallandırmak |
hang something over someone or something f.
|
|
234 |
Öbek Fiiller |
-i üstünden çıkarmasına yardım etmek |
help off with f.
|
|
235 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) üstüne/üstünden bastırmak |
push down on (someone or something) f.
|
|
236 |
Öbek Fiiller |
-in üstünden yırtıp atmak |
rend from f.
|
|
237 |
Öbek Fiiller |
üstünden geçirmek |
roll onto f.
|
|
238 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) üstünden geçmek |
run through (something) f.
|
|
239 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) üstünden geçmek |
stomp on (someone or something) f.
|
|
240 |
Öbek Fiiller |
altından girip üstünden çıkıp bir bilgi almak/koparmak |
wrangle out f.
|
|
241 |
Öbek Fiiller |
üstünden şöyle bir geçmek |
skim over f.
|
|
Phrases |
|
242 |
İfadeler |
2. dünya savaşı'nda perçinleri saymakla görevli james kilroy'un perçinlerin yanlarına koyduğu işaretler silinmesin diye kilroy buradaydı yazısı ve duvarın üstünden bakan bir adam çizmesi üzerine ortaya çıkmış bir söz |
kilroy was here expr.
|
|
Colloquial |
|
243 |
Konuşma Dili |
bisiklet rotasında/pistinde üstünden atlayarak geçilen engel |
bunny hop i.
|
|
244 |
Konuşma Dili |
bisiklet rotasındaki/pistindeki bir engelin üstünden zıplayarak geçmek |
bunny hop f.
|
|
245 |
Konuşma Dili |
birilerinin sırtından/üstünden ilerlemek |
elbow (one's) way to the top f.
|
|
246 |
Konuşma Dili |
üstünden atmak |
kick off f.
|
|
247 |
Konuşma Dili |
birinin üstünden geçmek |
stomp someone f.
|
|
248 |
Konuşma Dili |
üstünden geçilmiş |
flushed down the tubes s.
|
|
249 |
Konuşma Dili |
biri mezarımın üstünden geçti |
someone (has) walked over (one's) grave expr.
|
|
Idioms |
|
250 |
Deyim |
altından girip üstünden çıkma |
deep dive i.
|
|
251 |
Deyim |
vatandaşlarının üstünden geçinen ülke |
the sow that eats her farrow [ireland] i.
|
|
252 |
Deyim |
vatandaşlarının üstünden geçinen ülke |
the sow that eats its farrow (ireland) i.
|
|
253 |
Deyim |
gözünü üstünden ayırmamak |
keep close tabs on (someone or something) f.
|
|
254 |
Deyim |
altından girip üstünden çıkıp olmadık şirinliklerle istediğini elde etmek |
charm the pants off someone f.
|
|
255 |
Deyim |
altından girip üstünden çıkmak |
make away with f.
|
|
256 |
Deyim |
altından girip üstünden çıkmak |
run through something f.
|
|
257 |
Deyim |
gözünü üstünden ayırmamak |
keep someone in sight f.
|
|
258 |
Deyim |
üstünden atmak |
throw off f.
|
|
259 |
Deyim |
üstünden akmak |
be written all over f.
|
|
260 |
Deyim |
birbirinin üstünden atlamak |
crawl (all) over each other f.
|
|
261 |
Deyim |
üstünden geçmek |
run one's eyes over f.
|
|
262 |
Deyim |
birbirinin üstünden geçmek |
crawl (all) over each other f.
|
|
263 |
Deyim |
gözünü (birinin/bir şeyin) üstünden ayırmamak |
keep a beady eye on (someone or something) f.
|
|
264 |
Deyim |
gözünü (birinin/bir şeyin) üstünden ayırmamak |
keep one's beady eye on (someone or something) f.
|
|
265 |
Deyim |
(birinin/bir şeyin) üstünden elini çekmek |
get (one's) hands off (of) (something or someone) f.
|
|
266 |
Deyim |
biri/bir şey üstünden menfaat elde etmek |
get one over on somebody/something f.
|
|
267 |
Deyim |
biri/bir şey üstünden menfaat elde etmek |
put one over on somebody/something f.
|
|
268 |
Deyim |
bir şeyi yapıp sorumluluğu üstünden atmak |
get out of the way f.
|
|
269 |
Deyim |
bir şeyi yapıp üstünden atmak |
get something out of the way f.
|
|
270 |
Deyim |
hızla çite yaklaşıp üstünden atlayacak yeterince zamanı ve yeri kalmamak (at) |
rush (one's) fences f.
|
|
271 |
Deyim |
(birinin ya da bir şeyin) üstünden geçmek |
go above (someone or something) f.
|
|
272 |
Deyim |
(birinin ya da bir şeyin) üstünden aşırmak |
go above (someone or something) f.
|
|
273 |
Deyim |
birinin ya da bir şeyin üstünden geçmek |
go above someone or something f.
|
|
274 |
Deyim |
birinin ya da bir şeyin üstünden aşırmak |
go above someone or something f.
|
|
275 |
Deyim |
(birinin üstünden birinin/bir şeyin) yükünü almak |
take (someone or something) off (one's) hands f.
|
|
276 |
Deyim |
birinin üstünden birinin/bir şeyin yükünü almak |
take someone or something off someone'shands f.
|
|
277 |
Deyim |
birinin üstünden birinin/bir şeyin yükünü almak |
take something/somebody off somebody’s hands f.
|
|
278 |
Deyim |
şöyle bir üstünden geçilmek |
get the once-over f.
|
|
279 |
Deyim |
suçu/sorumluluğu üstünden atmış olmak |
be off the hook f.
|
|
280 |
Deyim |
altından girip üstünden çıkmak |
beg, borrow, or steal [cliché] f.
|
|
281 |
Deyim |
altından girip üstünden çıkıp olmadık şirinliklerle istediğini elde etmek |
charm the pants off f.
|
|
282 |
Deyim |
(birinin) altından girip üstünden çıkıp olmadık şirinliklerle istediğini elde etmek |
charm the pants off (one) f.
|
|
283 |
Deyim |
omzunun üstünden geriye bakmak |
check (one's) six f.
|
|
284 |
Deyim |
başkasının üstünden geçinmek/fayda sağlamak |
get/take a free ride f.
|
|
285 |
Deyim |
biri/bir şey üstünden menfaat elde etmek |
get/put one over on somebody/something f.
|
|
286 |
Deyim |
(birinin/bir şeyin) üstünden elini çekmek |
keep (one's) hands off (something or someone) f.
|
|
287 |
Deyim |
(birinin/bir şeyin) üstünden elini çekmek |
keep (one's) paws off (something or someone) f.
|
|
288 |
Deyim |
(birinin/bir şeyin) üstünden gözünü ayırmamak |
not take (one's) eyes off (someone or something) f.
|
|
289 |
Deyim |
üstünden atmış |
off back s.
|
|
290 |
Deyim |
dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar |
these things are sent to try us expr.
|
|
291 |
Deyim |
dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar |
it'll be all right on the night expr.
|
|
292 |
Deyim |
biri mezarımın üstünden geçti |
someone has just walked over my grave expr.
|
|
Trade/Economic |
|
293 |
Ticaret/Ekonomi |
sınırların üstünden geçen |
boundary spanning i.
|
|
294 |
Ticaret/Ekonomi |
sınırların üstünden geçme |
boundary spanning i.
|
|
Technical |
|
295 |
Teknik |
çıtaların üstünden ve altından dokunan kamış veya ince çubuk |
weaver i.
|
|
296 |
Teknik |
(çubuk, boru, vb.) iki merdanenin üstünden, üçüncünün altından geçirerek düzeltmek |
reel f.
|
|
Textile |
|
297 |
Tekstil |
(birinin üstünden) pantolonu çıkarmak |
unbreech f.
|
|
298 |
Tekstil |
(birinin üstünden) külot pantolonu çıkarmak |
unbreech f.
|
|
Aeronautic |
|
299 |
Havacılık |
üstünden geçme |
flyover i.
|
|
300 |
Havacılık |
üstünden uçma |
flyover i.
|
|
Marine |
|
301 |
Denizcilik |
gemilerde baş üstünden ileri doğru uzatılan küçük güverte |
beakhead i.
|
|
302 |
Denizcilik |
geminin üstünden çatlamadan geçen dalga |
green sea i.
|
|
303 |
Denizcilik |
geminin üstünden çatlamadan geçen dalga |
green water i.
|
|
Anatomy |
|
304 |
Anatomi |
gırtlağın alt bağlarının üstünden geçen hava |
vocal tube i.
|
|
Gastronomy |
|
305 |
Mutfak |
domuzun ayağının hemen üstünden kesilen küçük et parçası |
ham hock i.
|
|
306 |
Mutfak |
(özellikle domuz etinde) ayağın hemen üstünden kesilen küçük et parçası |
hock i.
|
|
Breeding |
|
307 |
Hayvancılık |
(yük hayvanının üstünden) yükü kaldırmak |
unpack f.
|
|
Social Sciences |
|
308 |
Sosyal Bilimler |
dominant bir kültürün diğer bir kültürü kullanarak kendisini öteki üstünden yüceltip, pekiştirmesi |
acculturation i.
|
|
309 |
Sosyal Bilimler |
tek cinsiyet üstünden incelenen akrabalık ilişkisi |
unilateral s.
|
|
310 |
Sosyal Bilimler |
tek cinsiyet üstünden incelenen akrabalık ilişkisi ile ilgili |
unilateral s.
|
|
Linguistics |
|
311 |
Dilbilim |
dil üstünden çıkarılan ses |
dorsal i.
|
|
312 |
Dilbilim |
(ses) dil üstünden çıkarılan |
dosel s.
|
|
Religious |
|
313 |
Dini |
(incil'de) kudüs'ün doğu surunun üstünden geçtiği derin vadi |
kedron i.
|
|
Geography |
|
314 |
Coğrafya |
tümsek üstünden taşarak akan su |
riffle i.
|
|
Military |
|
315 |
Askeri |
elleri bağlayıp dizlerin üstünden geçirme cezası vermek |
buck f.
|
|
Sport |
|
316 |
Spor |
baş üstünden atış |
overhead shot i.
|
|
317 |
Spor |
bisikletçilerin giydiği vücudun üst bölümüne doğru uzanan dar bir şort ve omuzların üstünden geçen iki askıdan oluşan bir tür forma |
bib i.
|
|
318 |
Spor |
bisikletçilerin giydiği vücudun üst bölümüne doğru uzanan dar bir şort ve omuzların üstünden geçen iki askıdan oluşan bir tür forma |
bib shorts i.
|
|
319 |
Spor |
(jimnastikte) yatay çubuğun üstünden atlama hareketi |
hecht i.
|
|
320 |
Spor |
uzun atlama beygirinin üstünden bacaklar ve vücut düz bir şekilde atlama |
hecht i.
|
|
321 |
Spor |
(badmintonda) rakibin kafasının üstünden yapılan derin atış |
clear i.
|
|
322 |
Spor |
sırıkla üstünden atlanan yatay çubuk |
crossbar i.
|
|
323 |
Spor |
(kriket topunu) atış kolunun tersi yönünde kale kazıklarının üstünden atmak |
bowl over the wicket f.
|
|
324 |
Spor |
(golf topunu) bir engelin üstünden atmak |
loft f.
|
|
Football |
|
325 |
Futbol |
kalecinin üstünden aşırtma vuruş |
chip shot i.
|
|
326 |
Futbol |
kalecinin üstünden aşırtmak |
chip the ball over the goalie f.
|
|
327 |
Futbol |
birinin kafasının üstünden çekilen (şut) |
overhead s.
|
|
328 |
Futbol |
birinin kafasının üstünden atılan |
overhead s.
|
|
Baseball |
|
329 |
Beysbol |
kale üstünden kavis çizmek |
break f.
|
|
Chess |
|
330 |
Satranç |
üstünden atlayarak rakibin taşını alma |
jump i.
|
|
331 |
Satranç |
masa oyununda üstünden atlayarak rakibin piyonunu almak |
jump f.
|
|
332 |
Satranç |
üstünden atlayarak rakibin taşını yemek |
jump f.
|
|
Archaic |
|
333 |
Eski Kullanım |
üstünden zıplamak |
overbound [rare] f.
|
|
334 |
Eski Kullanım |
üstünden yükselmek |
overpeer f.
|
|
335 |
Eski Kullanım |
üstünden geçmek |
overspring f.
|
|
Slang |
|
336 |
Argo |
birinin üstünden çıkan uyuşturucu |
carry i.
|
|
337 |
Argo |
üstünden geçen kayışının yandan bağlandığı alçak topuklu, geniş ve yuvarlak burunlu bir tür kadın ayakkabısı |
mary j i.
|
|
338 |
Argo |
üstünden geçmek |
mill out f.
|
|
British Slang |
|
339 |
İngiliz Argosu |
cinsel organın üstünden göbeğe kadar ince bir çizgi olarak uzanan tüyler |
snail-trail i.
|
|