üstünden - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

üstünden



"üstünden" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç

Türkçe İngilizce
General
üstünden over ed.
üstünden across ed.
üstünden thwart [obsolete] ed.

"üstünden" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 339 sonuç

Türkçe İngilizce
General
sigorta poliçesi üstünden ödenecek para claim i.
içinden veya üstünden bir sıvının geçtiği yer road i.
çifte merdiven (çit gibi bir bölmenin üstünden geçmek için yapılmış) stile i.
köprü aracılığıyla bir yolun üstünden geçen başka yol overpass i.
omzunun üstünden arkaya doğru bakan (hayvan şeklinde arma figürü) reguardant i.
üstünden geçen kayışının yandan bağlandığı alçak topuklu, geniş ve yuvarlak burunlu bir tür kadın ayakkabısı mary jane i.
üstünden geçen kayışının yandan bağlandığı alçak topuklu, geniş ve yuvarlak burunlu bir tür kadın ayakkabısı maryjane i.
at koşum takımında baş üstünden geçip yanlara bağlanan şerit headpiece i.
üstünden geçme brushup i.
üstünden geçme runover i.
üstünden çıkarma disfurnishment i.
dil üstünden çıkarılan ses dorsel i.
at başlığında kafa üstünden geçen koşum takımı parçası crown i.
at başlığında kafa üstünden geçen koşum takımı parçası crownpiece i.
üstünden geçmek (kemer yolun) span f.
üstünden yükselmek rise above f.
üstünden yükselmek surmount f.
üstünden geçmek get over f.
bir sıçrayışta (bir şeyin) üstünden geçmek spring across f.
bir adımda (birşeyin) üstünden geçmek stride over f.
üstünden geçmek (bir yerin) top f.
bir sıçrayışta (bir şeyin) üstünden geçmek spring over f.
üstünden yükselmek tower above f.
üstünden atmak put off f.
üstünden geçmek hump f.
üstünden atmak get rid of f.
üstünden atlamak jump over f.
üstünden geçmek cross over f.
altından girip üstünden çıkmak blow f.
altından girip üstünden çıkmak squander f.
üstünden yükselmek tower over f.
geçmek (bir engelin üstünden) take f.
üstünden geçmek pass over f.
üstünden elbise çıkarmak take off f.
üstünden geçmek traverse f.
üstünden geçirmek cross over f.
üstünden süpürmek sweep off f.
üstünden atlamak vault f.
üstünden atmak (at) spill f.
üstünden geçmek (köprü bir yerin) span f.
üstünden atmak not to take over the duty f.
çarpıp üstünden geçmek run over f.
üstünden doğmak rise above f.
üstünden atmak throw off f.
üstünden buldozer geçirmek bulldoze f.
üstünden çıkarmak dress off f.
(sorumluluk vb) üstünden atmak shuffle off f.
altından girip üstünden çıkmak get through f.
üstünden geçmek be in the clear f.
üstünden geçmek top f.
heyecanı üstünden atmak shake off the nerves f.
sorumluluğu üstünden atmak shirk responsibility f.
sorumluluğu üstünden atmak shift responsibility f.
sorumluluğu üstünden atmak abdicate responsibility f.
sorumluluğu üstünden atmak shift off responsibility f.
sorumluluğu üstünden atmak evade responsibility f.
üstünden şöylesine geçmek rake f.
üstünden şöylesine geçmek scan f.
üstünden şöylesine geçmek examine hastily f.
üstünden şöylesine geçmek run down f.
üstünden şöylesine geçmek glance over f.
üstünden aşıp geçmek transcend [obsolete] f.
üstünden geçmek transpass [obsolete] f.
yüzerken suyun üstünden yüzgeçlerini göstermek break water f.
ellerini bağlayıp dizlerin üstünden geçirerek etkisiz hale getirmek buck f.
ellerini bağlayıp dizlerin üstünden geçirerek cezalandırmak buck f.
(ufuk, tepe) üstünden yükselmek lip f.
yerin üstünden geçmek heat [obsolete] f.
üstünden uçmak overflutter f.
üstünden geçmek overflutter f.
üstünden şöylesine geçmek overglance f.
üstünden doğmak overlook f.
üstünden yükselmek overlook f.
üstünden geçmek overrun f.
üstünden yükselmek overshadow f.
üstünden akmak overshower f.
üstünden yükselmek overstride f.
üstünden geçmek overtread f.
üstünden geçmek overtrip f.
üstünden geçmek comb f.
içinden veya üstünden hızla gitmek course f.
birinin üstünden para kazanmak feather one's nest f.
üstünden atlamak over f.
altından girip üstünden çıkmak press home f.
üstünden şöyle bir geçmek skim f.
üstünden geçmek skate f.
(köprü) üstünden geçmek span f.
(at) üstünden atmak throw f.
üstünden atlanmış vaulted s.
üstünden atılmış thrown off s.
omzunun üstünden arkaya doğru bakan (hayvan şeklinde arma figürü) regardant s.
üstünden geçilemez untraversable s.
elin omuz seviyesinin üstünden öne ve aşağı getirilmesi ile yapılan overhanded s.
iki parçası birbirinin üstünden geçerek çapraz duran crossover s.
(üzerinden/üstünden) çok geçmeden not long after zf.
ayakkabının üstünden geçerek overshoe zf.
ayakkabının üstünden geçerek overshoes zf.
üstünden aşağıya over ed.
Phrasals
üstünden sıyırmak/soymak tear away f.
üstünden atmak cast off f.
üstünden çıkarıvermek slip off f.
altından girip üstünden çıkmak bomb through (something) f.
altından girip üstünden çıkmak bomb through f.
bir şeyi bir şeyin üstünden fırlatmak chuck something over something f.
üstünden atmak chuck something over something f.
(iş, sorumluluk) üstünden atmak shuffle off f.
bir şeyin üstünden bir şeyi sıyırıp almak/dökmek pour something off of something f.
bir şeyin üstünden bir şeyi sıyırıp almak/dökmek pour something off f.
üstünden geçmek go through f.
üstünden geçmek go through f.
bir şeyin üstünden aşağı inmek get down f.
üstünden geçmek run down f.
üstünden geçmek run down f.
üstünden geçmek run down f.
bir şeyin üstünden kayarak inmek/aşağı kaymak slide down something f.
bir şeyi üstünden atmak toss off f.
birini veya bir şeyi bir yerin üstünden atmak toss someone or something off (of) something f.
birini veya bir şeyi bir yerin üstünden atmak toss someone or something off f.
üstünden atmak/fırlatmak toss something off f.
üstünden çıkarıp atmak toss something off f.
üstünden/sırtından almak relieve of f.
birinin üstünden/sırtından bir yük kaldırmak lift something from someone or something f.
bir şeyi birinin üstünden/omuzlarından almak lift something from someone or something f.
bir şeyi birinin üstünden/omuzlarından kaldırmak lift something from someone or something f.
bir şeyi bir şeyin üstünden almak/kaldırmak lift something from someone or something f.
bir şeyi (birinin/bir şeyin) üstünden yırtıp atmak rend from (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) üstünden yırtmak tear from (someone or something) f.
bir şeyin üstünden aşağı düşmek topple off (of) something f.
bir şeyin üstünden aşağı düşmek topple from something f.
bir şeyi bir şeyin üstüne/üstünden dağıtmak distribute something over something f.
bir şeyi bir şeyin üstüne/üstünden eşit olarak dağıtmak distribute something over something f.
bir şeyi bir şeyin üstüne/üstünden eşit olarak uygulamak distribute something over something f.
bir şeyin aceleyle üstünden geçmek gallop through something f.
bir şeyin acele acele üstünden geçmek gallop through something f.
bir şeyin alelacele üstünden geçmek gallop through something f.
bir şeyin üstünden inmek get off f.
(bir şeyin üstünden) kalkmak get up off (of) (something) f.
geri geri giderken (birinin veya bir şeyin) üstünden geçmek back over (someone or something) f.
üstünden geçmek go over f.
bir hikayenin/anlatımın üstünden geçmek go through something f.
tekrar üstünden geçmek go through f.
etkisini üstünden atmak keep off f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden yuvarlamak roll something off (of) someone or something f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden yuvarlayarak almak/uzaklaştırmak roll something off (of) someone or something f.
(birinin/bir şeyin) üstünden yuvarlanmak roll off of (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) üstünden aşağı yuvarlanmak roll off of (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) üstünden yuvarlanıp düşmek roll off of (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) üstünden yuvarlanıp gitmek roll off of (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) üstünden yuvarlamak roll off of (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) üstünden aşağı yuvarlamak roll off of (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) üstünden yuvarlayıp düşürmek roll off of (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) üstünden yuvarlayıp çekmek roll off of (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) üstünden geçmek roll onto (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) üstünden geçirmek roll onto (someone or something) f.
biriyle (bir şeyin) üstünden geçmek run over with (something) f.
(bir şeyle, araçla, arabayla) üstünden geçmek run over with (something) f.
bir şeyin üstünden kaymak slide over something f.
bir şeyin üstünden kayıp düşmek slide over something f.
üstünden yükselmek stand over f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden düşürmek strike something off (of) someone or something f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden devirmek strike something off (of) someone or something f.
bir şeye vurup birinin/bir şeyin üstünden düşürmek strike something off (of) someone or something f.
bir şeye çarpıp birinin/bir şeyin üstünden düşürmek strike something off (of) someone or something f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden düşürmek strike something off f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden devirmek strike something off f.
bir şeye vurup birinin/bir şeyin üstünden düşürmek strike something off f.
bir şeye çarpıp birinin/bir şeyin üstünden düşürmek strike something off f.
fırçalayıp üstünden temizlemek swish off f.
üstünden süpürmek swish off f.
üstünden silkelemek swish off f.
üstünden almak swish off f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden fırçalamak swish something off (of) someone or something f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden süpürmek swish something off (of) someone or something f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden silkelemek swish something off (of) someone or something f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden almak swish something off (of) someone or something f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden fırçalamak swish something off f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden süpürmek swish something off f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden silkelemek swish something off f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden almak swish something off f.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstünden yıkayıp temizlemek wash (something) off (of) (someone or something) f.
fırçalayıp üstünden temizlemek whisk away f.
üstünden süpürmek whisk away f.
üstünden silkelemek whisk away f.
üstünden almak whisk away f.
birinin/bir şeyin üstünden bir şeyi çıkarmak denude someone or something of something f.
birinin/bir şeyin üstünden bir şeyi soymak denude someone or something of something f.
bir şeyin üstünden zıplamak jump across something f.
bir şeyin üstünden atlamak jump across something f.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstünden hızla çekip almak swish (something) off of (someone or something) f.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstünden fışt/cart diye çekip almak swish (something) off of (someone or something) f.
üstünden çıkaramamak keep on f.
(birinin) altından girip üstünden çıkıp ondan bir bilgi almak/koparmak wrangle (something) out of (someone) f.
hızla üstünden geçmek zoom through f.
(birinin/bir şeyin) üstünden bakmak see over (someone or something) f.
(birinin) üstünden geçmek stumble over (someone) f.
(birinin/bir şeyin) üstünden koparmak peel off from (someone or something) f.
(kıyafeti, ayakkabıyı) üstünden çıkarıvermek slip out f.
geri geri bir şeyin üstünden geçmek back onto someone or something f.
birinin/bir şeyin üstünden bir şeyi silkelemek brush something off someone or something f.
birinin/bir şeyin üstünden bir şeyi fırçalamak brush something off someone or something f.
birinin/bir şeyin üstünden bir şeyi fırçalayarak temizlemek brush something off someone or something f.
(bir şeyi bir şeyin) üstünden fırlatmak chuck (something) over (something) f.
(bir şeyi bir şeyin) üstünden aşırmak chuck (something) over (something) f.
üstünden atmak chuck over f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden soymak/çıkarmak claw something off someone or something f.
(bir şeyin üstünden) inmek climb down (from something) f.
üstünden (bir şeyi) çıkarmak denude of f.
üstünden (bir şeyi) soymak denude of f.
-in üstüne/üstünden eşit olarak uygulamak distribute over f.
-in üstüne/üstünden eşit olarak dağıtmak distribute over f.
-in üstüne/üstünden dağıtmak distribute over f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden silkmek/çırpmak flick something off someone or something f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden hafifçe vurarak gidermek/temizlemek flick something off someone or something f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden silkmek/çırpmak flick something off f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden hafifçe vurarak gidermek/temizlemek flick something off f.
üstünden silkmek/çırpmak flick off f.
üstünden hafifçe vurarak gidermek/temizlemek flick off f.
vurup üstünden göndermek flick over f.
üstünden aşırtmak flick over f.
(birinin/bir şeyin) üstünden hızla çekip almak fling off (of) (someone or something) f.
tepesinden/üstünden uçmak flutter over f.
tepesinden/üstünden geçmek flutter over f.
(birinin/bir şeyin) tepesinden/üstünden uçmak flutter over (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) tepesinden/üstünden geçmek flutter over (someone or something) f.
aceleyle üstünden geçmek gallop through f.
acele acele üstünden geçmek gallop through f.
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden çıkarmak/almak get someone or something off someone or something f.
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden çıkarmak/almak get someone or something off f.
birinin/bir şeyin üstünden geçmek get over someone or something f.
(birinin/bir şeyin) üstünden şöylesine geçmek glance over (someone or something) f.
üstünden geçmek go above f.
üstünden aşırmak go above f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden/tepesinden sallandırmak hang something over someone or something f.
-i üstünden çıkarmasına yardım etmek help off with f.
(birinin/bir şeyin) üstüne/üstünden bastırmak push down on (someone or something) f.
-in üstünden yırtıp atmak rend from f.
üstünden geçirmek roll onto f.
(bir şeyin) üstünden geçmek run through (something) f.
(birinin/bir şeyin) üstünden geçmek stomp on (someone or something) f.
altından girip üstünden çıkıp bir bilgi almak/koparmak wrangle out f.
üstünden şöyle bir geçmek skim over f.
Phrases
2. dünya savaşı'nda perçinleri saymakla görevli james kilroy'un perçinlerin yanlarına koyduğu işaretler silinmesin diye kilroy buradaydı yazısı ve duvarın üstünden bakan bir adam çizmesi üzerine ortaya çıkmış bir söz kilroy was here expr.
Colloquial
bisiklet rotasında/pistinde üstünden atlayarak geçilen engel bunny hop i.
bisiklet rotasındaki/pistindeki bir engelin üstünden zıplayarak geçmek bunny hop f.
birilerinin sırtından/üstünden ilerlemek elbow (one's) way to the top f.
üstünden atmak kick off f.
birinin üstünden geçmek stomp someone f.
üstünden geçilmiş flushed down the tubes s.
biri mezarımın üstünden geçti someone (has) walked over (one's) grave expr.
Idioms
altından girip üstünden çıkma deep dive i.
vatandaşlarının üstünden geçinen ülke the sow that eats her farrow [ireland] i.
vatandaşlarının üstünden geçinen ülke the sow that eats its farrow (ireland) i.
gözünü üstünden ayırmamak keep close tabs on (someone or something) f.
altından girip üstünden çıkıp olmadık şirinliklerle istediğini elde etmek charm the pants off someone f.
altından girip üstünden çıkmak make away with f.
altından girip üstünden çıkmak run through something f.
gözünü üstünden ayırmamak keep someone in sight f.
üstünden atmak throw off f.
üstünden akmak be written all over f.
birbirinin üstünden atlamak crawl (all) over each other f.
üstünden geçmek run one's eyes over f.
birbirinin üstünden geçmek crawl (all) over each other f.
gözünü (birinin/bir şeyin) üstünden ayırmamak keep a beady eye on (someone or something) f.
gözünü (birinin/bir şeyin) üstünden ayırmamak keep one's beady eye on (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) üstünden elini çekmek get (one's) hands off (of) (something or someone) f.
biri/bir şey üstünden menfaat elde etmek get one over on somebody/something f.
biri/bir şey üstünden menfaat elde etmek put one over on somebody/something f.
bir şeyi yapıp sorumluluğu üstünden atmak get out of the way f.
bir şeyi yapıp üstünden atmak get something out of the way f.
hızla çite yaklaşıp üstünden atlayacak yeterince zamanı ve yeri kalmamak (at) rush (one's) fences f.
(birinin ya da bir şeyin) üstünden geçmek go above (someone or something) f.
(birinin ya da bir şeyin) üstünden aşırmak go above (someone or something) f.
birinin ya da bir şeyin üstünden geçmek go above someone or something f.
birinin ya da bir şeyin üstünden aşırmak go above someone or something f.
(birinin üstünden birinin/bir şeyin) yükünü almak take (someone or something) off (one's) hands f.
birinin üstünden birinin/bir şeyin yükünü almak take someone or something off someone'shands f.
birinin üstünden birinin/bir şeyin yükünü almak take something/somebody off somebody’s hands f.
şöyle bir üstünden geçilmek get the once-over f.
suçu/sorumluluğu üstünden atmış olmak be off the hook f.
altından girip üstünden çıkmak beg, borrow, or steal [cliché] f.
altından girip üstünden çıkıp olmadık şirinliklerle istediğini elde etmek charm the pants off f.
(birinin) altından girip üstünden çıkıp olmadık şirinliklerle istediğini elde etmek charm the pants off (one) f.
omzunun üstünden geriye bakmak check (one's) six f.
başkasının üstünden geçinmek/fayda sağlamak get/take a free ride f.
biri/bir şey üstünden menfaat elde etmek get/put one over on somebody/something f.
(birinin/bir şeyin) üstünden elini çekmek keep (one's) hands off (something or someone) f.
(birinin/bir şeyin) üstünden elini çekmek keep (one's) paws off (something or someone) f.
(birinin/bir şeyin) üstünden gözünü ayırmamak not take (one's) eyes off (someone or something) f.
üstünden atmış off back s.
dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar these things are sent to try us expr.
dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar it'll be all right on the night expr.
biri mezarımın üstünden geçti someone has just walked over my grave expr.
Trade/Economic
sınırların üstünden geçen boundary spanning i.
sınırların üstünden geçme boundary spanning i.
Technical
çıtaların üstünden ve altından dokunan kamış veya ince çubuk weaver i.
(çubuk, boru, vb.) iki merdanenin üstünden, üçüncünün altından geçirerek düzeltmek reel f.
Textile
(birinin üstünden) pantolonu çıkarmak unbreech f.
(birinin üstünden) külot pantolonu çıkarmak unbreech f.
Aeronautic
üstünden geçme flyover i.
üstünden uçma flyover i.
Marine
gemilerde baş üstünden ileri doğru uzatılan küçük güverte beakhead i.
geminin üstünden çatlamadan geçen dalga green sea i.
geminin üstünden çatlamadan geçen dalga green water i.
Anatomy
gırtlağın alt bağlarının üstünden geçen hava vocal tube i.
Gastronomy
domuzun ayağının hemen üstünden kesilen küçük et parçası ham hock i.
(özellikle domuz etinde) ayağın hemen üstünden kesilen küçük et parçası hock i.
Breeding
(yük hayvanının üstünden) yükü kaldırmak unpack f.
Social Sciences
dominant bir kültürün diğer bir kültürü kullanarak kendisini öteki üstünden yüceltip, pekiştirmesi acculturation i.
tek cinsiyet üstünden incelenen akrabalık ilişkisi unilateral s.
tek cinsiyet üstünden incelenen akrabalık ilişkisi ile ilgili unilateral s.
Linguistics
dil üstünden çıkarılan ses dorsal i.
(ses) dil üstünden çıkarılan dosel s.
Religious
(incil'de) kudüs'ün doğu surunun üstünden geçtiği derin vadi kedron i.
Geography
tümsek üstünden taşarak akan su riffle i.
Military
elleri bağlayıp dizlerin üstünden geçirme cezası vermek buck f.
Sport
baş üstünden atış overhead shot i.
bisikletçilerin giydiği vücudun üst bölümüne doğru uzanan dar bir şort ve omuzların üstünden geçen iki askıdan oluşan bir tür forma bib i.
bisikletçilerin giydiği vücudun üst bölümüne doğru uzanan dar bir şort ve omuzların üstünden geçen iki askıdan oluşan bir tür forma bib shorts i.
(jimnastikte) yatay çubuğun üstünden atlama hareketi hecht i.
uzun atlama beygirinin üstünden bacaklar ve vücut düz bir şekilde atlama hecht i.
(badmintonda) rakibin kafasının üstünden yapılan derin atış clear i.
sırıkla üstünden atlanan yatay çubuk crossbar i.
(kriket topunu) atış kolunun tersi yönünde kale kazıklarının üstünden atmak bowl over the wicket f.
(golf topunu) bir engelin üstünden atmak loft f.
Football
kalecinin üstünden aşırtma vuruş chip shot i.
kalecinin üstünden aşırtmak chip the ball over the goalie f.
birinin kafasının üstünden çekilen (şut) overhead s.
birinin kafasının üstünden atılan overhead s.
Baseball
kale üstünden kavis çizmek break f.
Chess
üstünden atlayarak rakibin taşını alma jump i.
masa oyununda üstünden atlayarak rakibin piyonunu almak jump f.
üstünden atlayarak rakibin taşını yemek jump f.
Archaic
üstünden zıplamak overbound [rare] f.
üstünden yükselmek overpeer f.
üstünden geçmek overspring f.
Slang
birinin üstünden çıkan uyuşturucu carry i.
üstünden geçen kayışının yandan bağlandığı alçak topuklu, geniş ve yuvarlak burunlu bir tür kadın ayakkabısı mary j i.
üstünden geçmek mill out f.
British Slang
cinsel organın üstünden göbeğe kadar ince bir çizgi olarak uzanan tüyler snail-trail i.