Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
fast
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"fast"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 122 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
fast
s.
süratli
2
Yaygın Kullanım
fast
zf.
çabuk
3
Yaygın Kullanım
fast
zf.
hızlı
General
4
Genel
fast
i.
oruç
5
Genel
fast
i.
perhiz
6
Genel
fast
i.
oruç süresi
7
Genel
fast
i.
perhiz süresi
8
Genel
fast
i.
bir günlük oruç
9
Genel
fast
i.
kilit
10
Genel
fast
i.
sürgü
11
Genel
fast
i.
zincir
12
Genel
fast
i.
halat
13
Genel
fast
i.
çekme halatı
14
Genel
fast
i.
iskele babası
15
Genel
fast
f.
oruç tutmak
16
Genel
fast
f.
dayanmak
17
Genel
fast
f.
yapışmak
18
Genel
fast
f.
perhiz yapmak
19
Genel
fast
s.
tez canlı
20
Genel
fast
s.
çıkmaz
21
Genel
fast
s.
sımsıkı
22
Genel
fast
s.
su gibi
23
Genel
fast
s.
yel gibi
24
Genel
fast
s.
muhkem
25
Genel
fast
s.
dayanıklı
26
Genel
fast
s.
sadık
27
Genel
fast
s.
sıkı
28
Genel
fast
s.
rengi atmaz
29
Genel
fast
s.
sabit (renk)
30
Genel
fast
s.
değişmez
31
Genel
fast
s.
hızlı yaşayan
32
Genel
fast
s.
sağlam
33
Genel
fast
s.
ileri (saat)
34
Genel
fast
s.
hafifmeşrep
35
Genel
fast
s.
eli çabuk
36
Genel
fast
s.
uçarı
37
Genel
fast
s.
fişek gibi
38
Genel
fast
s.
ileri
39
Genel
fast
s.
tamamen
40
Genel
fast
s.
seri
41
Genel
fast
s.
hızlı
42
Genel
fast
s.
solmaz
43
Genel
fast
s.
sabit
44
Genel
fast
s.
bağlı
45
Genel
fast
s.
yerinden oynamaz
46
Genel
fast
s.
sıkı bağlanmış
47
Genel
fast
s.
kilitli
48
Genel
fast
s.
sımsıkı kapanıp kilitlenmiş
49
Genel
fast
s.
ayrılmaz
50
Genel
fast
s.
sıkışmış
51
Genel
fast
s.
ayrılamaz
52
Genel
fast
s.
yapışık
53
Genel
fast
s.
meşgul
54
Genel
fast
s.
kullanımda
55
Genel
fast
s.
bağlantılı
56
Genel
fast
s.
birbirine geçmiş
57
Genel
fast
s.
metin
58
Genel
fast
s.
birbirine bağlı
59
Genel
fast
s.
yakın
60
Genel
fast
s.
sıkı fıkı
61
Genel
fast
s.
aralıksız
62
Genel
fast
s.
sürekli
63
Genel
fast
s.
mütemadi
64
Genel
fast
s.
donuk
65
Genel
fast
s.
tez elden
66
Genel
fast
s.
basitçe
67
Genel
fast
s.
çabasızca
68
Genel
fast
s.
hızlı anlayan
69
Genel
fast
s.
hızlı öğrenen
70
Genel
fast
s.
hızlı kapan
71
Genel
fast
s.
ileride
72
Genel
fast
s.
hovarda
73
Genel
fast
s.
hoyrat
74
Genel
fast
s.
vahşi
75
Genel
fast
s.
ahlaksız
76
Genel
fast
s.
sefih
77
Genel
fast
s.
hoppa
78
Genel
fast
s.
kalıcı
79
Genel
fast
s.
derin
80
Genel
fast
zf.
defalarca
81
Genel
fast
zf.
çabucak
82
Genel
fast
zf.
hızlıca
83
Genel
fast
zf.
hızla
84
Genel
fast
zf.
tez
85
Genel
fast
zf.
sık sık
86
Genel
fast
zf.
sıkıca
87
Genel
fast
zf.
hoppaca
88
Genel
fast
zf.
süratle
89
Genel
fast
zf.
çabuk
90
Genel
fast
zf.
daha hızlı
91
Genel
fast
zf.
hızlı şekilde
92
Genel
fast
zf.
derinden
93
Genel
fast
zf.
derin bir şekilde
94
Genel
fast
zf.
önceden
95
Genel
fast
zf.
dengesizce
96
Genel
fast
zf.
ölçüsüzce
97
Genel
fast
zf.
sadakatle
98
Genel
fast
zf.
sadık olarak
99
Genel
fast
zf.
tereddütsüz bir şekilde
100
Genel
fast
zf.
azimle
101
Genel
fast
zf.
kararlılıkla
102
Genel
fast
zf.
kıvraklıkla
103
Genel
fast
zf.
zekice
104
Genel
fast
ünl.
ok atış hattından hızlı geç uyarısı yapan ünlem
Colloquial
105
Konuşma Dili
fast
s.
aldatmacalı
106
Konuşma Dili
fast
s.
oyuna getiren
107
Konuşma Dili
fast
s.
dalavereli
Technical
108
Teknik
fast
i.
çabuk
109
Teknik
fast
s.
solmaz
110
Teknik
fast
s.
sabit
111
Teknik
fast
s.
süratli
Medical
112
Medikal
fast
i.
diyet
113
Medikal
fast
s.
aç
Religious
114
Dini
fast
s.
oruç tutulan
Sport
115
Spor
fast
s.
(kriket) topu hızlıca gönderen atıcı
116
Spor
fast
s.
kupkuru (at yarışı pisti)
117
Spor
fast
s.
sert (at yarışı pisti yüzeyi)
Photography
118
Fotoğrafçılık
fast
s.
yoğun ışık gönderen (mercek)
119
Fotoğrafçılık
fast
s.
poz süresi kısa (film)
Archaic
120
Eski Kullanım
fast
zf.
yakında
121
Eski Kullanım
fast
zf.
yanıbaşında
Slang
122
Argo
fast
s.
hovarda
"fast"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
the beginning of the day's fast in ramadan
i.
imsak
General
2
Genel
fast food
i.
hazır yemek
3
Genel
driving fast
i.
sürek
4
Genel
fast food
i.
pizza gibi hazır yiyecekler
5
Genel
breaking of fast
i.
oruç açma
6
Genel
fast color
i.
solmaz renk
7
Genel
fast lane
i.
otoyolda sürat şeridi
8
Genel
fast watch
i.
ileri saat
9
Genel
fast breaking
i.
oruç açma
10
Genel
fast day
i.
oruç günü
11
Genel
the breaking of the ramadan fast
i.
iftar
12
Genel
fast boat
i.
hızlı gemi
13
Genel
moving fast
i.
hızlı hareket etme
14
Genel
fast delivery
i.
hızlı teslim
15
Genel
fast motion
i.
hızlı hareket
16
Genel
fast colour
i.
solmaz renk
17
Genel
fast wind
i.
(bant) hızlı sarma
18
Genel
fast friends
i.
yakın arkadaşlar
19
Genel
fast friends
i.
sıkı dostlar
20
Genel
fast dye
i.
has boya
21
Genel
fast ice
i.
karaya bağlı buz
22
Genel
fast oil
i.
hızlı yağ
23
Genel
fast dye
i.
solmaz boya
24
Genel
fast-breaking
i.
oruç açma
25
Genel
fast-breaking meal
i.
iftar yemeği
26
Genel
fast-food restaurant
i.
ayaküstü lokanta
27
Genel
fast-food restaurant
i.
hazır yiyecek satan lokanta
28
Genel
fast-food restaurant
i.
ayaküstü restoran
29
Genel
fast ferry
i.
hızlı vapur
30
Genel
fast dial
i.
hızlı arama
31
Genel
fast food service
i.
çabuk yemek servisi
32
Genel
fast food
i.
ayak üstü yemek
33
Genel
ability to move fast
i.
hızlı hareket edebilme kabiliyeti
34
Genel
fast car
i.
hızlı araba
35
Genel
fast cars
i.
hızlı arabalar
36
Genel
fast learner
i.
hızlı öğrenen
37
Genel
fast learner
i.
çabuk öğrenen
38
Genel
fast-flowing stream
i.
hızlı akan akarsu
39
Genel
fast ferry
i.
deniz otobüsü
40
Genel
fast ferry
i.
hızlı feribot
41
Genel
fast heartbeat
i.
hızlı kalp atışı
42
Genel
go-fast boat
i.
sürat teknesi
43
Genel
fast heart beating
i.
hızlı kalp atması
44
Genel
fast bike
i.
yarış motoru
45
Genel
fast mover
i.
hızlı hareket eden kimse veya şey
46
Genel
fast food
i.
hızlı yiyecek
47
Genel
fast fashion
i.
hızlı moda
48
Genel
hold fast
i.
sabitleyen şey
49
Genel
hold fast
i.
yerinde tutan şey
50
Genel
hold fast
i.
destekleyen şey
51
Genel
hold fast
i.
başka şeyin sıkıca sabitlendiği şey
52
Genel
the beginning of the day's fast in Ramadan
i.
imsak
53
Genel
fast and loose
i.
bir tür üçkağıt oyunu
54
Genel
fast buck
i.
uğraşmadan kazanılmış para
55
Genel
fast buck
i.
kolay para
56
Genel
fast day
i.
ibadet ve oruç tutma günü
57
Genel
fast day
i.
bazı yeni ingiltere koloni ve eyaletlerinde devlet adamlarının ibadet ve oruç tatili ilan ettiği gün
58
Genel
fast day
i.
iskoçya'da yazın ibadet ve oruç için devlet adamlarınca ilan edilen yasal tatil
59
Genel
fast liver
i.
hızlı yaşayan
60
Genel
fast track
i.
hızlı ilerlemeye veya değişime sebep olan süreç
61
Genel
fast track
i.
erken değerlendirme gerektiren süreç
62
Genel
fast track
i.
erken inceleme süreci
63
Genel
fast-forward
i.
elektronik cihazda kaydı normalden hızlı oynatma işlevi
64
Genel
fast-forward
i.
hızlı ilerleme durumu
65
Genel
fast-tracker
i.
terfii hızlandırılan kimse
66
Genel
fast-tracking
i.
ilerleyişi hızlandırma
67
Genel
fast-tracking
i.
hedefe ulaşabilmek için çalışmaya hız verme
68
Genel
fast travel
i.
ışınlanma
69
Genel
fast travel
i.
birden gitme
70
Genel
make fast
f.
sağlamlaştırmak
71
Genel
fall fast asleep
f.
derin uykuya dalmak
72
Genel
break one's fast
f.
iftar etmek
73
Genel
pull a fast one
f.
oyuna getirmek
74
Genel
stand fast
f.
pes etmemek
75
Genel
make fast
f.
kilitlemek
76
Genel
sink fast
f.
günleri sayılı olmak
77
Genel
play fast and loose with
f.
çarpıtmak
78
Genel
pull a fast one on somebody
f.
kazık atmak
79
Genel
break the fast
f.
oruç bozmak
80
Genel
break fast
f.
iftar açmak
81
Genel
break fast
f.
oruç açmak
82
Genel
drive fast
f.
aracı hızlı sürmek
83
Genel
hold fast
f.
sıkı durmak
84
Genel
sink fast
f.
günlerini saymak
85
Genel
break fast
f.
orucunu açmak
86
Genel
break fast
f.
iftarını açmak
87
Genel
stand fast
f.
teslim olmamak
88
Genel
pull a fast one
f.
kazık atmak
89
Genel
hold fast
f.
aganta etmek
90
Genel
hold fast
f.
dayanmak
91
Genel
sink fast
f.
ağır hasta son günlerini yaşamak
92
Genel
go very fast
f.
uçmak
93
Genel
go fast enough to join
f.
arayı kapatmak
94
Genel
play fast and loose with
f.
aldatmak
95
Genel
go fast
f.
ileri gitmek
96
Genel
become fast
f.
hızlanmak
97
Genel
live fast
f.
hızlı yaşamak
98
Genel
stand fast
f.
geri çekilmemek
99
Genel
make fast
f.
hızlandırmak
100
Genel
stand fast
f.
fikrinden vazgeçmemek
101
Genel
play fast and loose with
f.
oynamak
102
Genel
make fast
f.
sıkmak
103
Genel
stand fast
f.
kararından caymamak
104
Genel
lead a fast life
f.
hızlı yaşamak
105
Genel
play fast and loose with
f.
hafife almak
106
Genel
pull a fast deal
f.
hileli iş yapmak
107
Genel
recover fast
f.
çabuk toparlanmak
108
Genel
recover fast
f.
çabuk iyileşmek
109
Genel
make a fast buck
f.
hızlı para kazanmak
110
Genel
host a fast-breaking meal
f.
iftar vermek
111
Genel
fast-talk
f.
ikna etmek
112
Genel
fast-talk
f.
kandırmak
113
Genel
fast asleep
f.
derin uykuda olmak
114
Genel
live life in the fast lane
f.
uçlarda yaşamak
115
Genel
live life in the fast lane
f.
hızlı yaşamak
116
Genel
live life in the fast lane
f.
hayatı uçlarda yaşamak
117
Genel
break a fast
f.
oruç bozmak
118
Genel
run fast
f.
hızlı koşmak
119
Genel
stand up too fast
f.
hızla ayağa kalkmak
120
Genel
drive a bit fast
f.
biraz hızlı sürmek/kullanmak
121
Genel
drive the car too fast
f.
arabayı çok hızlı sürmek
122
Genel
move very fast
f.
çok hızlı hareket etmek
123
Genel
add up fast
f.
sağlama bir yekun tutmak
124
Genel
go ahead fast
f.
hızlı ilerlemek
125
Genel
move fast
f.
hızlı ilerlemek
126
Genel
get well fast
f.
çabuk iyileşmek
127
Genel
not eat fast food
f.
fast food yiyecekler tüketmemek
128
Genel
make fast
f.
sabitlemek
129
Genel
stand fast
f.
sarsılmamak
130
Genel
stand fast
f.
hareket etmemek
131
Genel
stand fast
f.
geçit vermemek
132
Genel
hold fast
f.
sıkıca yapışmak
133
Genel
fast [obsolete]
f.
bağlamak
134
Genel
fast dye
f.
solmaz boyayla renklendirmek
135
Genel
fast talk
f.
hızlı hızlı konuşarak ikna etmek
136
Genel
fast talk
f.
laf cambazlığıyla kandırmak
137
Genel
fast talk
f.
gargaraya getirmek
138
Genel
fast talk
f.
oldu bittiye getirmek
139
Genel
fast-track
f.
(imalatı, inşaatı, süreci) hedefe zamanında ulaşabilmek için hızlandırmak
140
Genel
move fast
f.
hızlı hareket etmek
141
Genel
light fast
s.
ışığa dayanıklı
142
Genel
not fast
s.
dayanıksız
143
Genel
fast lock
s.
hızlı kitlemeli
144
Genel
fast working
s.
eli çabuk
145
Genel
very fast
s.
yıldırım gibi
146
Genel
nonacid fast
s.
aside dirençsiz
147
Genel
fast asleep
s.
derin uykuya dalmış
148
Genel
very fast
s.
mantar gibi
149
Genel
hand and fast
s.
çok kesin
150
Genel
not fast
s.
ağır
151
Genel
fast growing
s.
hızla büyüyen
152
Genel
hard and fast
s.
çok sıkı
153
Genel
fast asleep
s.
derin uykuda
154
Genel
too fast
s.
çok hızlı
155
Genel
very fast
s.
çok hızlı
156
Genel
very fast
s.
dolu dizgin
157
Genel
fast to light
s.
solmaz
158
Genel
fast-growing
s.
hızla gelişen
159
Genel
hard-and-fast
s.
sert
160
Genel
hard-and-fast
s.
katı
161
Genel
hard-and-fast
s.
değişmez
162
Genel
fast-paced
s.
hızlı
163
Genel
fast-paced
s.
hızla yapılan (iletişim vb)
164
Genel
fast-track
s.
hızlı
165
Genel
colour-fast
s.
renk vermez
166
Genel
colour-fast
s.
solmaz
167
Genel
colour-fast
s.
rengi atmaz
168
Genel
hard and fast
s.
kati
169
Genel
hard and fast
s.
mutlaka uyulması gereken
170
Genel
hard-and-fast
s.
kati
171
Genel
hard-and-fast
s.
mutlaka uyulması gereken
172
Genel
crag-fast
s.
inip çıkamayacak şekilde kayalık üzerinde asılı kalmış
173
Genel
crag-fast
s.
kayalıkta asılı kalmış gibi duran
174
Genel
fast [obsolete]
s.
sert
175
Genel
fast [obsolete]
s.
direngen
176
Genel
fast [obsolete]
s.
saldırıya karşı güvenli
177
Genel
fast [obsolete]
s.
yoğun
178
Genel
fast [obsolete]
s.
sıkışık
179
Genel
fast [obsolete]
s.
kalın
180
Genel
fast [obsolete]
s.
birleşik
181
Genel
fast [obsolete]
s.
yekpare
182
Genel
fast [obsolete]
s.
tek parça
183
Genel
fast asleep
s.
ölü gibi uyuyan
184
Genel
fast asleep
s.
derin uyuyan
185
Genel
fast by
s.
yanında
186
Genel
fast by
s.
yanıbaşında
187
Genel
fast by
s.
yakınında
188
Genel
fast by
s.
elinin altında
189
Genel
fast-action
s.
hızlı etki gösteren
190
Genel
fast-action
s.
çabuk etkili olan
191
Genel
fast-breaking
s.
hızlı gelişen
192
Genel
fast-flowing
s.
hızlı akan
193
Genel
fast-flying
s.
hızlı hareket eden
194
Genel
fast-flying
s.
süratli uçan
195
Genel
fast-flying
s.
seri giden
196
Genel
fast-food
s.
hızlı servis edilen yiyeceklere yönelik
197
Genel
fast-food
s.
hazır yiyeceklere yönelik
198
Genel
fast-food
s.
ayaküstü yiyeceklere ait veya ilgili
199
Genel
fast-food
s.
kolay ulaşılabilen ve çalakalem yapılmış
200
Genel
fast-footed
s.
ayakları hızlı hareket eden
201
Genel
fast-growing
s.
hızlı büyüyen (bitki, ağaç)
202
Genel
fast-handed
s.
eli sıkı
203
Genel
fast-handed
s.
cimri
204
Genel
fast-handed
s.
açgözlü
205
Genel
fast-handed
s.
haris
206
Genel
fast-handed
s.
paragöz
207
Genel
fast-paced
s.
hızlı hareket eden
208
Genel
fast-paced
s.
hızlı değişen
209
Genel
fast-paced
s.
süratli giden
210
Genel
fast-selling
s.
hızlı satılan
211
Genel
fast-selling
s.
sürümden kazandıran
212
Genel
fast-track
s.
hızlı ilerleyen
213
Genel
fast-track
s.
hızlı ilerlemeye müsait
214
Genel
fast-track
s.
tasarımı tamamlanmadan inşasına başlanan
215
Genel
fast enough
zf.
yeterince hızlı
216
Genel
fast beside
zf.
yanı başında
217
Genel
as fast as possible
zf.
olabildiğince hızlı
218
Genel
at a fast pace
zf.
hızla
219
Genel
fast beside
zf.
yan yana
220
Genel
fast and noisily
zf.
haldır haldır
221
Genel
(pass) fast
zf.
olanca hızıyla
222
Genel
fast [obsolete]
zf.
derhal
223
Genel
at a fast rate
zf.
hızlı bir şekilde
Phrasals
224
Öbek Fiiller
make fast
f.
sıkıştırmak
225
Öbek Fiiller
make fast
f.
sıkıca bağlamak
Phrases
226
İfadeler
word travels fast
expr.
söz çabuk yayılır
Proverb
227
Atasözü
bad news travels fast
kara haber tez duyulur
228
Atasözü
bad news travels fast
kötü haber tez duyulur
229
Atasözü
bad news travels fast
kötü haber tez yayılır
230
Atasözü
bad news travels fast
kötü haber çabuk yayılır
Colloquial
231
Konuşma Dili
fast crowd
i.
alemci tayfa
232
Konuşma Dili
fast crowd
i.
hızlı tayfa
233
Konuşma Dili
fast footwork
i.
artistik manevra
234
Konuşma Dili
fast footwork
i.
kıvrak düşünme
235
Konuşma Dili
fast footwork
i.
kıvrak zeka
236
Konuşma Dili
fast footwork
i.
artistik dönüş
237
Konuşma Dili
fast footwork
i.
hızlı ve akıllıca düşünme
238
Konuşma Dili
a fast one
i.
kazık
239
Konuşma Dili
a fast one
i.
oyun
240
Konuşma Dili
a fast one
i.
düzenbazlık
241
Konuşma Dili
a fast one
i.
dolap
242
Konuşma Dili
a fast one
i.
hile
243
Konuşma Dili
a fast one
i.
numara
244
Konuşma Dili
a fast one
i.
kandırmaca
245
Konuşma Dili
a fast one
i.
dalavere
246
Konuşma Dili
a fast one
i.
dümen
247
Konuşma Dili
a fast one
i.
muziplik
248
Konuşma Dili
a fast one
i.
el çabukluğu
249
Konuşma Dili
a fast one
i.
hızlı seks
250
Konuşma Dili
a fast one
i.
kısa süren seks
251
Konuşma Dili
a fast one
i.
hızlıca yapılan şey
252
Konuşma Dili
a fast worker
i.
gözü açık
253
Konuşma Dili
a fast worker
i.
dikkatli
254
Konuşma Dili
a fast worker
i.
kurnaz
255
Konuşma Dili
a fast worker
i.
hızlı çıkan
256
Konuşma Dili
fast buck
i.
kolay kazanılmış para
257
Konuşma Dili
fast buck
i.
çabuk kazanılan para
258
Konuşma Dili
fast one
i.
çabuk yapılan şey
259
Konuşma Dili
fast one
i.
çabucak yapılan şey
260
Konuşma Dili
fast one
i.
iki tek atma/ayaküstü yemek yeme
261
Konuşma Dili
fast one
i.
hızlıca içki içme, yemek yeme
262
Konuşma Dili
fast one
i.
hızlı bir tane (yeme, içme)
263
Konuşma Dili
fast one
i.
kandırmaca
264
Konuşma Dili
fast one
i.
düzenbazlık
265
Konuşma Dili
fast one
i.
kazık
266
Konuşma Dili
fast one
i.
el çabukluğu
267
Konuşma Dili
fast one
i.
dalavere
268
Konuşma Dili
fast one
i.
dümen
269
Konuşma Dili
fast one
i.
dolap
270
Konuşma Dili
fast one
i.
numara
271
Konuşma Dili
fast one
i.
hile
272
Konuşma Dili
fast talk
i.
hararetli/akıcı konuşma
273
Konuşma Dili
fast talk
i.
ikna edici konuşma
274
Konuşma Dili
fast talk
i.
manipüle edici konuşma
275
Konuşma Dili
fast talk
i.
dilbazlık
276
Konuşma Dili
fast talker
i.
ağzı laf yapan kimse
277
Konuşma Dili
fast talker
i.
dilbaz
278
Konuşma Dili
fast talker
i.
ikna edici kimse
279
Konuşma Dili
fast talker
i.
manipülatör
280
Konuşma Dili
fast lane
i.
olağanüstü hızda ilerleyen durum
281
Konuşma Dili
fast lane
i.
kolay ve hızlı faaliyet
282
Konuşma Dili
fast food
i.
hazır yiyim
283
Konuşma Dili
pull a fast one
f.
düzenbazlık etmek
284
Konuşma Dili
pull a fast one
f.
dolap çevirmek
285
Konuşma Dili
pull a fast one
f.
hile yapmak
286
Konuşma Dili
pull a fast one
f.
oyun oynamak
287
Konuşma Dili
fast asleep
f.
ölü gibi uyumak
288
Konuşma Dili
pull a fast one
f.
kazık atmak
289
Konuşma Dili
pull a fast one
f.
kazıklamak
290
Konuşma Dili
pull a fast one
f.
numara çekmek
291
Konuşma Dili
fast talk
f.
hararetli/akıcı konuşmak
292
Konuşma Dili
fast talk
f.
ikna edici konuşmak
293
Konuşma Dili
fast talk
f.
manipüle edici konuşmak
294
Konuşma Dili
fast talk
f.
dilbaz olmak
295
Konuşma Dili
fast-track
f.
hızlandırmak
296
Konuşma Dili
fast talk
f.
tatlı dille ikna etmek
297
Konuşma Dili
fast talk
f.
oldubittiye getirmek
298
Konuşma Dili
fast talk
f.
laf cambazlığıyla iş görmek
299
Konuşma Dili
hard and fast
s.
sabit
300
Konuşma Dili
hard and fast
s.
sıkı
301
Konuşma Dili
fast-buck
s.
kolay/hızlı para peşinde koşan
302
Konuşma Dili
fast-buck
s.
ahlaksızca para kazanmaya çalışan
303
Konuşma Dili
fast-track
s.
hızlandırılmış
304
Konuşma Dili
not so fast
zf.
yavaş
305
Konuşma Dili
not that fast!
expr.
ağır ol bakalım!
306
Konuşma Dili
not so fast
expr.
bekle
307
Konuşma Dili
not so fast
expr.
bu ne hız
308
Konuşma Dili
a tad fast
expr.
biraz hızlı
309
Konuşma Dili
not so fast
expr.
dur bir dakika
310
Konuşma Dili
make it fast
expr.
çabuk ol
311
Konuşma Dili
hard and fast
expr.
değişmez
312
Konuşma Dili
not so fast
expr.
dur bakalım
313
Konuşma Dili
live fast die young
expr.
hızlı yaşa genç öl
314
Konuşma Dili
not so fast
expr.
hop
315
Konuşma Dili
hard and fast
expr.
kesin
316
Konuşma Dili
not that fast
expr.
o kadar çabuk değil
317
Konuşma Dili
not so fast
expr.
yavaş gel
318
Konuşma Dili
get your tail here fast!
exclam.
hemen/derhal buraya gel!
319
Konuşma Dili
get your tail here fast!
exclam.
derhal kıçını kaldırıp buraya gel!
320
Konuşma Dili
get your tail here fast!
exclam.
çabuk/hızlıca buraya gel!
Idioms
321
Deyim
a fast worker
i.
atak
322
Deyim
a fast worker
i.
hızlı çıkan kişi (hızlı çıktı)
323
Deyim
a fast worker
i.
yaman
324
Deyim
a fast worker
i.
yaman çıkan kişi (yaman çıktı)
325
Deyim
a fast worker
i.
hızlı
326
Deyim
a fast worker
i.
cingöz
327
Deyim
a fast worker
i.
seri
328
Deyim
a fast worker
i.
uyanık
329
Deyim
a fast worker
i.
açıkgöz
330
Deyim
a fast talker
i.
ağzı laf yapan
331
Deyim
thick and fast
i.
ardı sıra
332
Deyim
fast and furious
i.
gümbür gümbür
333
Deyim
fast man
i.
hızlı yaşayan adam
334
Deyim
fast man
i.
har vurup harman savuran adam
335
Deyim
thick and fast
i.
hızla ve bol bol
336
Deyim
fast living
i.
hızlı yaşama
337
Deyim
fast man
i.
hovardaca para harcayan adam
338
Deyim
fast living
i.
kendini eğlenceye verme
339
Deyim
fast living
i.
lüks bir hayat sürme
340
Deyim
fast living
i.
sefahat
341
Deyim
fast friends
i.
sıkı/yakın dostlar
342
Deyim
a fast buck
i.
kolay para
343
Deyim
fast lane
i.
hızlı yaşam
344
Deyim
fast lane
i.
uçlarda yaşam
345
Deyim
fast lane
i.
vurdumduymaz yaşam
346
Deyim
fast lane
i.
zevk-ü safa
347
Deyim
life in the fast lane
i.
uçlarda yaşam
348
Deyim
life in the fast lane
i.
hızlı yaşam
349
Deyim
the fast track
i.
hızlandırılmış süreç/yol
350
Deyim
the fast track
i.
başarıya/amacına hızla ulaşacağı bir yol
351
Deyim
the fast track
i.
(bir şeye) ulaşmanın en hızlı yolu
352
Deyim
break fast
f.
kahvaltı yapmak
353
Deyim
break one's fast
f.
oruç açmak
354
Deyim
break one's fast
f.
kahvaltı yapmak
355
Deyim
be fast on the draw
f.
silahını hızlı çekmek
356
Deyim
be fast on the draw
f.
fişek/şimşek gibi olmak
357
Deyim
be fast/quick on the draw
f.
fişek/şimşek gibi olmak
358
Deyim
be fast/quick on the draw
f.
silahını hızlı çekmek
359
Deyim
be fast on the draw
f.
silahına hızla davranmak
360
Deyim
be fast on the draw
f.
çok hızlı olmak
361
Deyim
be fast/quick on the draw
f.
çok hızlı olmak
362
Deyim
be fast/quick on the draw
f.
silahına hızla davranmak
363
Deyim
come thick and fast
f.
hepsi birden hızla gelmek
364
Deyim
come thick and fast
f.
hepsi birden saldırmak/hücum etmek
365
Deyim
get nowhere fast
f.
aşama kaydetmemek
366
Deyim
fast-talk someone into something
f.
birini konuşarak bir şey yapmaya ikna etmek
367
Deyim
fast-talk someone out of something
f.
birini konuşarak bir şey yapmaktan vazgeçirmek
368
Deyim
fast-talk someone into something
f.
birini laf kalabalığı ile bir şeyi yapmaktan vazgeçirmek
369
Deyim
make fast work of
f.
bir çırpıda yapmak
370
Deyim
go nowhere fast
f.
bir arpa boyu yol gidememek
371
Deyim
play fast and loose
f.
düşünmeden hareket etmek
372
Deyim
be put on the fast track
f.
hızlandırılmak
373
Deyim
get nowhere fast
f.
gelişme kaydetmemek
374
Deyim
be put on the fast track
f.
hız verilmek
375
Deyim
go nowhere fast
f.
gelişme göstermemek
376
Deyim
go at a fast clip
f.
hızla gitmek
377
Deyim
get nowhere fast
f.
gelişme göstermemek
378
Deyim
pull a fast one
f.
fırıldak çevirmek
379
Deyim
pull a fast one on
f.
madik atmak
380
Deyim
make a fast buck
f.
kısa yoldan (özellikle yasa dışı biçimde) zengin olmak
381
Deyim
be as (fast) as all get out
f.
son derece hızlı olmak
382
Deyim
play fast and loose
f.
sorumsuz davranmak
383
Deyim
play fast and loose with
f.
yeterli özeni/dikkati göstermemek
384
Deyim
put something on the fast track
f.
(bir süreci vb.) hızlandırmak
385
Deyim
get nowhere fast
f.
yerinde saymak
386
Deyim
fade fast
f.
hızlıca ölüme yaklaşmak
387
Deyim
fade fast
f.
hastalıktan/yaralanmadan dolayı ölümü hızlıca yaklaşmak
388
Deyim
fade fast
f.
hızlıca ölüme doğru gitmek
389
Deyim
fade fast
f.
ayık kalmakta giderek zorlanmak
390
Deyim
fade fast
f.
bilincini açık tutmakta giderek zorlanmak
391
Deyim
fade fast
f.
hızlıca gözen kaybolmak
392
Deyim
fade fast
f.
hızlıca eriyip gitmek
393
Deyim
fade fast
f.
hızlıca çözünmek
394
Deyim
fade fast
f.
hızlıca dağılmak
395
Deyim
fade fast
f.
hızlıca yok olmak/etmek
396
Deyim
fade fast
f.
hızlıca ortadan kaybolmak
397
Deyim
fade fast
f.
hızlıca unutulup gitmek
398
Deyim
come thick and fast
f.
sürü halinde hücum etmek
399
Deyim
come thick and fast
f.
topluca saldırmak
400
Deyim
come thick and fast
f.
hepsi birden sökün etmek
401
Deyim
move at a fast clip
f.
hızlı hareket etmek
402
Deyim
move at a fast clip
f.
hızlı gitmek
403
Deyim
run at a fast clip
f.
hızlı koşmak
404
Deyim
stick fast
f.
iyice saplanmak
405
Deyim
stick fast
f.
iyice batmak
406
Deyim
stick fast
f.
iyice yapışmak
407
Deyim
stick fast
f.
tamamen çakılıp kalmak
408
Deyim
stick fast
f.
takılıp kalmak
409
Deyim
stick fast
f.
sağlam bir şekilde yapışmak/yapıştırmak
410
Deyim
travel at a fast clip
f.
hızlı ilerlemek
411
Deyim
travel at a fast clip
f.
hızlı gitmek
412
Deyim
be fast on the draw
f.
batının en hızlı silah çeken adamı olmak
413
Deyim
be fast on the draw
f.
hazırcevap olmak
414
Deyim
be fast on the draw
f.
hızlı tepki verebilmek
415
Deyim
be fast on the draw
f.
hızla cevap vermek
416
Deyim
be fast/quick on the draw
f.
hızlı anlamak/kavramak
417
Deyim
be fast/quick on the draw
f.
hemen anlamak/kavramak
418
Deyim
fast-talk into
f.
laf kalabalığı ile yapmaktan vazgeçirmek
419
Deyim
fast-talk into
f.
konuşarak yapmaya ikna etmek
420
Deyim
fast-talk out of
f.
konuşarak/laf kalabalığı ile yapmaktan vazgeçirmek
421
Deyim
hold fast to something
f.
bir şeye tutunmak/sarılmak
422
Deyim
hold fast to something
f.
bir teoriye, prensibe, dine bağlı kalmak
423
Deyim
hold fast to something
f.
bir şeye sıkı sıkı bağlı olmak
424
Deyim
make fast money
f.
hızlı para kazanmak
425
Deyim
make fast money
f.
hızlı para yapmak
426
Deyim
make fast work of (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) hızlıca/hemen halletmek
427
Deyim
make fast work of (someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) hızlıca/hemen kurtulmak
428
Deyim
make fast work of (something)
f.
(bir şeyin) hemen/hızlıca tüketmek
429
Deyim
make fast work of (something)
f.
(bir şeyi) hemen/hızlıca bitirmek
430
Deyim
play fast and loose (with someone or something)
f.
(birine/bir şeye) karşı sorumsuzca/düşüncesizce davranmak
431
Deyim
play fast and loose (with someone or something)
f.
(birine/bir şeye) umursamazca davranmak
432
Deyim
play fast and loose (with someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) hafife almak
433
Deyim
play fast and loose (with someone or something)
f.
(birine/bir şeye) yeterli özeni/dikkati göstermemek
434
Deyim
run as fast as (one's) legs can carry (one)
f.
koşabildiği kadar hızlı koşmak
435
Deyim
run as fast as (one's) legs can carry (one)
f.
olabildiğince hızlı koşmak
436
Deyim
run as fast as (one's) legs can carry (one)
f.
son sürat koşmak
437
Deyim
run as fast as (one's) legs can carry (one)
f.
var gücüyle koşmak
438
Deyim
run as fast as (one's) legs can carry (one)
f.
olanca hızıyla koşmak
439
Deyim
fast as lightning
s.
ok gibi hızlı
440
Deyim
fast as lightning
s.
şimşek gibi hızlı
441
Deyim
(as) fast as greased lightning
s.
çok hızlı
442
Deyim
(as) fast as greased lightning
s.
fırtına gibi
443
Deyim
(as) fast as greased lightning
s.
yıldırım gibi
444
Deyim
(as) fast as greased lightning
s.
ışık hızında
445
Deyim
(as) fast as greased lightning
s.
ok gibi
446
Deyim
(as) fast as greased lightning
s.
şimşek gibi
447
Deyim
sinking fast
s.
durumu hızla kötüye giden
448
Deyim
sinking fast
s.
durumu hızla bozulan
449
Deyim
sinking fast
s.
hızla dejenere olan
450
Deyim
sinking fast
s.
hızla çöken
451
Deyim
as fast as (one's) legs can carry (one)
zf.
bacaklarının seni taşıyacağı yere kadar
452
Deyim
as fast as your legs can carry you
zf.
olanca/var gücüyle hızlı
453
Deyim
as fast as (one's) legs can carry (one)
zf.
bacakların kesilene/kopana kadar
454
Deyim
as fast as your legs can carry you
zf.
rüzgar gibi
455
Deyim
as fast as (one's) legs can carry (one)
zf.
bacakların tutmaz olana kadar
456
Deyim
as fast as your legs can carry you
zf.
çabucak
457
Deyim
at a fast clip [us]
zf.
çabucak
458
Deyim
at a fast clip [us]
zf.
hemen
459
Deyim
at a fast clip [us]
zf.
hemencecik
460
Deyim
at a fast clip [us]
zf.
anında
461
Deyim
at a fast clip [us]
zf.
birden bire
462
Deyim
at a fast clip [us]
zf.
ikiletmeden
463
Deyim
at a fast clip [us]
zf.
hızla
464
Deyim
as fast as (one's) legs can carry (one)
zf.
var gücüyle
465
Deyim
as fast as (one's) legs can carry (one)
zf.
var hızıyla
466
Deyim
as fast as (one's) legs can carry (one)
zf.
olabildiğince hızlı
467
Deyim
as fast as (one's) legs can carry (one)
zf.
olanca hızıyla
468
Deyim
as fast as (one's) legs can carry (one)
zf.
bacakları kopana/kesilene dek
469
Deyim
as fast as (one's) legs can carry (one)
zf.
bacaklarına kuvvet
470
Deyim
as fast as (one's) legs can carry (one)
zf.
var gücüyle
471
Deyim
as fast as (one's) legs can carry (one)
zf.
var hızıyla
472
Deyim
as fast as (one's) legs can carry (one)
zf.
olabildiğince hızlı
473
Deyim
as fast as (one's) legs can carry (one)
zf.
olanca hızıyla
474
Deyim
as fast as (one's) legs can carry (one)
zf.
bacakları kopana/kesilene dek
475
Deyim
as fast as (one's) legs can carry (one)
zf.
bacaklarına kuvvet
476
Deyim
as fast as your legs can carry you
zf.
var gücünle
477
Deyim
as fast as your legs can carry you
zf.
var hızınla
478
Deyim
as fast as your legs can carry you
zf.
olabildiğince hızlı
479
Deyim
as fast as your legs can carry you
zf.
olanca hızınla
480
Deyim
as fast as your legs can carry you
zf.
bacakların kopana/kesilene dek
481
Deyim
as fast as your legs can carry you
zf.
bacaklarına kuvvet
482
Deyim
(as) fast as greased lightning
zf.
bir çırpıda
483
Deyim
(as) fast as greased lightning
zf.
çabucak
484
Deyim
(as) fast as greased lightning
zf.
fırtına gibi
485
Deyim
(as) fast as greased lightning
zf.
hızla
486
Deyim
(as) fast as greased lightning
zf.
ışık hızıyla
487
Deyim
fast and loose
zf.
düşünmeden
488
Deyim
fast and loose
zf.
sorumsuzca
489
Deyim
fast and loose
zf.
özensizce
490
Deyim
fast and loose
zf.
dikkatsizce
491
Deyim
fast and loose
zf.
umursamazca
492
Deyim
at a fast clip
expr.
bir çırpıda
493
Deyim
at a fast clip
expr.
çabucak
494
Deyim
fast as lightning
expr.
çok hızlı
495
Deyim
as fast as lightning
expr.
çok hızlı
496
Deyim
at a fast clip
expr.
hızla
497
Deyim
thick and fast
expr.
gürül gürül
498
Deyim
fast and furious
expr.
güruh halinde
499
Deyim
fast and furious
expr.
hızlı biçimde
500
Deyim
no hard and fast rules
expr.
kati bir kural yok
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of fast
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy