Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
stick
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"stick"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 290 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
stick
i.
sopa
2
Yaygın Kullanım
stick
i.
çubuk
3
Yaygın Kullanım
stick
f.
saplamak
4
Yaygın Kullanım
stick
f.
batırmak
5
Yaygın Kullanım
stick
f.
yapışmak
6
Yaygın Kullanım
stick
f.
yapıştırmak
General
7
Genel
stick
i.
ince dal
8
Genel
stick
i.
hödük
9
Genel
stick
i.
tahta
10
Genel
stick
i.
kumpas
11
Genel
stick
i.
çam yarması
12
Genel
stick
i.
çomak
13
Genel
stick
i.
vites kolu
14
Genel
stick
i.
çıta
15
Genel
stick
i.
dal parçası
16
Genel
stick
i.
ağaç
17
Genel
stick
i.
kol
18
Genel
stick
i.
cirit
19
Genel
stick
i.
direk
20
Genel
stick
i.
sap
21
Genel
stick
i.
engel (yarış)
22
Genel
stick
i.
tokmak
23
Genel
stick
i.
asa
24
Genel
stick
i.
değnek
25
Genel
stick
i.
baston
26
Genel
stick
i.
esrarlı sigara
27
Genel
stick
i.
parça (mobilya için)
28
Genel
stick
i.
art arda atılan bombalar
29
Genel
stick
i.
uçaktan art arda atlayan askerler
30
Genel
stick
i.
kazık
31
Genel
stick
i.
kalas
32
Genel
stick
i.
tomruk
33
Genel
stick
i.
kütük
34
Genel
stick
i.
(silah olarak kullanılan) ahşap sopa
35
Genel
stick
i.
zorunluluk
36
Genel
stick
i.
yükümlülük
37
Genel
stick
i.
insanın üzerine yapışan şey
38
Genel
stick
i.
falaka
39
Genel
stick
i.
değnek ile vurma
40
Genel
stick
i.
çubuk ile vurma
41
Genel
stick
i.
sopa ile vurma
42
Genel
stick
i.
(bir mesleği temsil eden) cop
43
Genel
stick
i.
baton
44
Genel
stick
i.
orkestra şefi
45
Genel
stick
i.
cop/baton taşıma yetkisi bulunan kimse
46
Genel
stick
i.
kargı
47
Genel
stick
i.
tütün kurutma kamışı
48
Genel
stick
i.
bölüm
49
Genel
stick
i.
kısım
50
Genel
stick
i.
taraf
51
Genel
stick
i.
(bina) yüz
52
Genel
stick
i.
çetele çubuğu
53
Genel
stick
i.
şamdan
54
Genel
stick
i.
mumluk
55
Genel
stick
i.
çubuk kadar miktar
56
Genel
stick
i.
bir sopanın tutabileceği miktar
57
Genel
stick
i.
(sütunda) iki inçlik yer kaplayan baskı harfi
58
Genel
stick
i.
iki inçlik baskı harfi ile yazılmış nüsha
59
Genel
stick
i.
dolma kalem
60
Genel
stick
i.
birey
61
Genel
stick
i.
kimse
62
Genel
stick
i.
kişi
63
Genel
stick
i.
çığırtkan
64
Genel
stick
i.
değnekçi
65
Genel
stick
i.
karnavalda ortamı canlı tutan kimse
66
Genel
stick
i.
çalılık arazi
67
Genel
stick
i.
alt lig
68
Genel
stick
i.
bahçe
69
Genel
stick
i.
avlu
70
Genel
stick
i.
eşya
71
Genel
stick
i.
mobilya ürünü
72
Genel
stick
i.
tek parça
73
Genel
stick
i.
ahşap korumalık
74
Genel
stick
i.
bacak
75
Genel
stick
i.
ahşap çit
76
Genel
stick
i.
ahşap kapı
77
Genel
stick
i.
ahşap atlama engeli
78
Genel
stick
i.
itfaiye merdiveni
79
Genel
stick
i.
bıçak
80
Genel
stick
i.
şiş
81
Genel
stick
i.
gecikme
82
Genel
stick
i.
erteleme
83
Genel
stick
i.
(gecikme anlamında) bir yere takılma
84
Genel
stick
i.
mola
85
Genel
stick
i.
engel
86
Genel
stick
i.
mani
87
Genel
stick
i.
köstek
88
Genel
stick
i.
yapışkanlık
89
Genel
stick
i.
bütünleşme özelliği
90
Genel
stick
i.
teşvik eden şey
91
Genel
stick
i.
kışkırtan şey
92
Genel
stick
i.
tahrik eden şey
93
Genel
stick
i.
baskı yapan şey
94
Genel
stick
i.
mecbur bırakan şey
95
Genel
stick
i.
(tereyağı veya margarin) dört eşit parçadan biri
96
Genel
stick
i.
tehdit cezası
97
Genel
stick
f.
uzatmak
98
Genel
stick
f.
koymak
99
Genel
stick
f.
çakmak
100
Genel
stick
f.
çıkmak
101
Genel
stick
f.
çıkıntı yapmak
102
Genel
stick
f.
sadık kalmak
103
Genel
stick
f.
bıçaklamak
104
Genel
stick
f.
takmak
105
Genel
stick
f.
sokmak
106
Genel
stick
f.
dayanışmak
107
Genel
stick
f.
şaşırtmak
108
Genel
stick
f.
çakılıp kalmak
109
Genel
stick
f.
bulaşmak
110
Genel
stick
f.
katlanmak
111
Genel
stick
f.
iğnelemek
112
Genel
stick
f.
çekinmek
113
Genel
stick
f.
tutmak
114
Genel
stick
f.
hançerlemek
115
Genel
stick
f.
delmek
116
Genel
stick
f.
dayanmak
117
Genel
stick
f.
takılmak
118
Genel
stick
f.
kandırmak
119
Genel
stick
f.
sıkışmak
120
Genel
stick
f.
kar tutmak
121
Genel
stick
f.
ayrılmamak
122
Genel
stick
f.
geçirmek
123
Genel
stick
f.
saplanıp kalmak
124
Genel
stick
f.
bırakmamak
125
Genel
stick
f.
alıkoymak
126
Genel
stick
f.
takılıp kalmak
127
Genel
stick
f.
tutturmak
128
Genel
stick
f.
çıkamamak
129
Genel
stick
f.
yapıştırmak
130
Genel
stick
f.
saplanmak
131
Genel
stick
f.
hayret ettirmek
132
Genel
stick
f.
şaşkınlık uyandırmak
133
Genel
stick
f.
hayret uyandırmak
134
Genel
stick
f.
-e dayanmak
135
Genel
stick
f.
-e sokmak
136
Genel
stick
f.
-e tahammül etmek
137
Genel
stick
f.
-e koymak
138
Genel
stick
f.
(keresteleri) istiflemek
139
Genel
stick
f.
(keresteleri) yığmak
140
Genel
stick
f.
(bitkiyi, asmayı) çubuk ile desteklemek
141
Genel
stick
f.
oluşturmak
142
Genel
stick
f.
yazmak
143
Genel
stick
f.
(sayfayı) hazırlamak
144
Genel
stick
f.
boynuzlamak
145
Genel
stick
f.
boynuz ile delmek
146
Genel
stick
f.
sivri bir alet ile öldürmek
147
Genel
stick
f.
sivri bir alet ile parçalamak
148
Genel
stick
f.
(domuzu) boğazına bıçak vurarak öldürmek
149
Genel
stick
f.
(balığı veya yaban domuzunu) mızrak ile avlamak
150
Genel
stick
f.
(balığı veya yaban domuzunu) mızrak ile yakalamak
151
Genel
stick
f.
iterek yerleştirmek
152
Genel
stick
f.
iterek sabitlemek
153
Genel
stick
f.
(vücudun bir bölümünü) ittirmek
154
Genel
stick
f.
(vücudun bir bölümünü) dürtmek
155
Genel
stick
f.
ücretlendirmek
156
Genel
stick
f.
görevlendirmek
157
Genel
stick
f.
kazıklamak
158
Genel
stick
f.
fahiş fiyatla satmak
159
Genel
stick
f.
fazla para istemek
160
Genel
stick
f.
bozmak
161
Genel
stick
f.
bozguna uğratmak
162
Genel
stick
f.
kaybettirmek
163
Genel
stick
f.
şaşırtmak
164
Genel
stick
f.
kafasını karıştırmak
165
Genel
stick
f.
aklını bulandırmak
166
Genel
stick
f.
aldatmak
167
Genel
stick
f.
kandırmak
168
Genel
stick
f.
kerizlemek
169
Genel
stick
f.
dolandırmak
170
Genel
stick
f.
engellemek
171
Genel
stick
f.
yüklemek
172
Genel
stick
f.
yük bindirmek
173
Genel
stick
f.
mecbur bırakmak
174
Genel
stick
f.
başına kalmak
175
Genel
stick
f.
direnmek
176
Genel
stick
f.
sebat etmek
177
Genel
stick
f.
dayanmak
178
Genel
stick
f.
pes etmemek
179
Genel
stick
f.
vazgeçmemek
180
Genel
stick
f.
üstelemek
181
Genel
stick
f.
makamı bırakmamak
182
Genel
stick
f.
yapışıp kalmak
183
Genel
stick
f.
görevden vazgeçmemek
184
Genel
stick
f.
sadık kalmak
185
Genel
stick
f.
sadakatli davranmak
186
Genel
stick
f.
sabit kalmak
187
Genel
stick
f.
duruşunu bozmamak
188
Genel
stick
f.
aynı tutumu sürdürmek
189
Genel
stick
f.
kıran kırana mücadele etmek
190
Genel
stick
f.
sabitlenmek
191
Genel
stick
f.
sıkışmak
192
Genel
stick
f.
kilitlenmek
193
Genel
stick
f.
yerleşmek
194
Genel
stick
f.
isteksiz olmak
195
Genel
stick
f.
ayak diremek
196
Genel
stick
f.
inat etmek
197
Genel
stick
f.
tereddüt etmek
198
Genel
stick
f.
kuşkulu olmak
199
Genel
stick
f.
ağırdan almak
200
Genel
stick
f.
zorluk yaşamak
201
Genel
stick
f.
ürkmek
202
Genel
stick
f.
korkmak
203
Genel
stick
f.
ürpermek
204
Genel
stick
f.
zorlanmak
205
Genel
stick
f.
ilerleme kaydedememek
206
Genel
stick
f.
ilerleyememek
207
Genel
stick
f.
devamını getirememek
208
Genel
stick
f.
tıkanmak
209
Genel
stick
f.
çıkıntı yapmak
210
Genel
stick
f.
öne doğru çıkmak
211
Genel
stick
f.
dışarı fırlamak
212
Genel
stick
f.
fışkırmak
213
Genel
stick
f.
yapışkan bir maddeye bulamak
214
Genel
stick
f.
yapışkan bir madde ile çevrelemek
Irregular Verb
215
Irregular Verb
stick
f.
stuck - stuck
Colloquial
216
Konuşma Dili
stick
f.
suçlamak
217
Konuşma Dili
stick
f.
sırtına yüklemek
218
Konuşma Dili
stick
f.
mesuliyet yüklemek
219
Konuşma Dili
stick
f.
zan altında bırakmak
220
Konuşma Dili
stick
f.
sorumluluk yüklemek
Technical
221
Teknik
stick
i.
bum ucu
222
Teknik
stick
i.
çubuk
223
Teknik
stick
i.
sopa
224
Teknik
stick
i.
(linotip makinesine ait) taslak
225
Teknik
stick
i.
(linotip makinesine ait) ilk dizgi
226
Teknik
stick
i.
kontrol kolu
227
Teknik
stick
i.
kumanda kolu
228
Teknik
stick
i.
yapışkan madde
229
Teknik
stick
i.
sıvının buharlaştırılmasıyla elde edilen yoğun kıvamlı çözelti
230
Teknik
stick
f.
kaynamak
231
Teknik
stick
f.
tutukluk yapmak
232
Teknik
stick
f.
yapıştırarak bağlamak
233
Teknik
stick
f.
yapışmak
234
Teknik
stick
f.
(kalıpları) makine ile düzeltmek
Television
235
Televizyon
stick
i.
stik
Automotive
236
Otomotiv
stick
i.
çubuk
237
Otomotiv
stick
i.
levye
Aeronautic
238
Havacılık
stick
i.
levye
239
Havacılık
stick
i.
uçak kumanda çubuğu
240
Havacılık
stick
i.
uçak lövyesi
Gastronomy
241
Mutfak
stick
i.
meşrubata eklenen alkollü likör
Chemistry
242
Kimya
stick
i.
cam çubuk
243
Kimya
stick
i.
sırık
Marine Biology
244
Deniz Biyolojisi
stick
i.
yirmi beşli yılan balığı grubu
245
Deniz Biyolojisi
stick
i.
yirmi beş poundluk balık
246
Deniz Biyolojisi
stick
i.
11.34 kilogramlık balık
Botanic
247
Botanik
stick
i.
yenebilir bitki sapı/kökü
248
Botanik
stick
i.
kurumuş bitki sapı
Agriculture
249
Tarım
stick
i.
sırık
250
Tarım
stick
i.
aşılık filiz
251
Tarım
stick
i.
göz aşısı kabuğu
Forestry
252
Ormancılık
stick
i.
ağaç gövdesi
253
Ormancılık
stick
i.
kerestelik ağaç
254
Ormancılık
stick
i.
kereste
Military
255
Askeri
stick
i.
paraşütçü grubu
Sport
256
Spor
stick
i.
müsabakada vuruş yaparken kullanılan sopa
257
Spor
stick
i.
hokey sopası
258
Spor
stick
i.
lacrosse sopası
259
Spor
stick
i.
lakros sopası
260
Spor
stick
i.
kriket kalesi
261
Spor
stick
i.
atlama engeli
262
Spor
stick
f.
(basketbol) başarılı atış yapmak
263
Spor
stick
f.
(basketbol) sayı almak
264
Spor
stick
f.
(jimnastik) kusursuz iniş yapmak
265
Spor
stick
f.
(jimnastik) yere başarı ile inmek
Boxing
266
Boks
stick
f.
yumruk atmak
267
Boks
stick
f.
yumruk geçirmek
Card
268
İskambil
stick
f.
(iskambil oyununda) deklarasyon yapmamak
269
İskambil
stick
f.
(iskambil oyununda) eli açmamak
270
İskambil
stick
f.
(iskambil oyununda) kartları masaya açmamak
Wagering
271
Bahisçilik
stick
i.
(atılmış zarı almak için kullanılan) krupiye sopası
272
Bahisçilik
stick
f.
(oyunu alarak veya dalavere yaparak) zorla ödetmek
Music
273
Müzik
stick
i.
baget
274
Müzik
stick
i.
davul sopası
275
Müzik
stick
i.
orkestra şef batonu
276
Müzik
stick
i.
keman yayı
277
Müzik
stick
i.
arşe
278
Müzik
stick
i.
gayda üfleme borusu
279
Müzik
stick
i.
yan flüt
280
Müzik
stick
i.
flüt
Entomology
281
Böcek Bilimi
stick
f.
(böcek örneğini) raptiye ile sabitlemek
Slang
282
Argo
stick
i.
dost
283
Argo
stick
i.
esrarlı sigara
284
Argo
stick
i.
yakın arkadaş
285
Argo
stick
i.
tabanca
286
Argo
stick
i.
sözlü şiddet
287
Argo
stick
i.
eleştiri
288
Argo
stick
i.
tenkit
289
Argo
stick
i.
fiziksel güç
290
Argo
stick
i.
kuvvet
"stick"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
walking stick
i.
baston
2
Yaygın Kullanım
stick out
f.
çıkıntı yapmak
3
Yaygın Kullanım
stick together
f.
ayrılmamak
4
Yaygın Kullanım
stick together
f.
bir arada kalmak
General
5
Genel
pieces of grilled meat on a stick
i.
çöp kebabı
6
Genel
wrong end of the stick
i.
işin kötü tarafı
7
Genel
tally stick
i.
çetele
8
Genel
dull stick
i.
hödük
9
Genel
dry stick
i.
çam yarması
10
Genel
composing stick
i.
kumpas
11
Genel
short end of the stick
i.
işin kötü tarafı
12
Genel
dull stick
i.
çam yarması
13
Genel
stick toothbrush
i.
misvak
14
Genel
stick in the mud
i.
uyuşuk
15
Genel
laundry stick
i.
tokaç
16
Genel
polo stick
i.
çevgen
17
Genel
licorice stick
i.
meyan kökü çubuğu
18
Genel
dry stick
i.
hödük
19
Genel
dirty end of the stick
i.
işin kötü tarafı
20
Genel
glow stick
i.
lazer çubuğu
21
Genel
cracker stick
i.
kırıkkırak
22
Genel
stick around
i.
yakınında bekle
23
Genel
ski stick
i.
kayak sopası
24
Genel
control stick
i.
levye
25
Genel
cleft stick
i.
zor durum
26
Genel
cleft stick
i.
çıkmaz
27
Genel
stick-up
i.
silahlı soygun
28
Genel
self-stick interlocking fastener
i.
iç içe geçmeli yapışkan bant
29
Genel
pogo-stick
i.
yaylı baston
30
Genel
self stick interlocking fastener
i.
iç içe geçmeli yapışkan bant
31
Genel
cornel stick
i.
kızılcık sopası
32
Genel
stick thin
i.
sıfır beden
33
Genel
self-stick note
i.
yapışkanlı not kağıdı
34
Genel
self-stick note pad
i.
yapışkanlı not kağıdı
35
Genel
stick man
i.
çubuk adam
36
Genel
stick man
i.
çöp adam
37
Genel
a sharp stick
i.
keskin bir sopa
38
Genel
sharpened stick
i.
ucu sivri sopa/çubuk
39
Genel
stick-thin models
i.
sıska mankenler
40
Genel
electric stick broom
i.
elektrikli süpürge
41
Genel
swizzle stick
i.
buz/kokteyl karıştırıcı
42
Genel
cocktail stick
i.
kokteyl çubuğu
43
Genel
swizzle stick
i.
kokteyl çubuğu
44
Genel
killer stick
i.
ölüm çubuğu
45
Genel
mop stick
i.
paspas sapı
46
Genel
wooden walking stick
i.
tahta baston
47
Genel
wooden stick
i.
tahta baston
48
Genel
composing stick
i.
dizgi harf yatağı
49
Genel
dogwood stick
i.
kızılcık sopası
50
Genel
fairy stick
i.
peri değneği
51
Genel
pixy stick
i.
peri değneği
52
Genel
chew stick
i.
misvak
53
Genel
stick deodorant
i.
mum deodorant
54
Genel
candy stick
i.
çubuk şeker
55
Genel
stick candy
i.
çubuk şeker
56
Genel
ice cream stick
i.
dondurma cubuğu
57
Genel
stick crackers
i.
çubuk kraker
58
Genel
ball-and stick model
i.
top-çubuk modeli
59
Genel
stick-to-itiveness
i.
devamlılık
60
Genel
stick-to-itiveness
i.
istikrar
61
Genel
stick-to-itiveness
i.
süreklilik
62
Genel
selfie stick
i.
selfie çubuğu
63
Genel
glow stick
i.
fosforlu çubuk
64
Genel
stick pin
i.
kıravat iğnesi
65
Genel
stick pin
i.
yaka iğnesi
66
Genel
pan stick
i.
fondoten
67
Genel
chap stick®
i.
dudak nemlendirici
68
Genel
night stick
i.
cop
69
Genel
night stick
i.
polis copu
70
Genel
stick figure
i.
çöp adam
71
Genel
throw stick
i.
bumerang
72
Genel
throwing stick
i.
bumerang
73
Genel
throwing-stick
i.
bumerang
74
Genel
throwing-stick
i.
mızrak veya dart atmak için kullanılan alet
75
Genel
toddy stick
i.
hurma içkisi yapımında kullanılan çubuk
76
Genel
carrot and stick method
i.
havuç sopa yöntemi
77
Genel
lemon stick [baltimore]
i.
içine nane şekeri batırılmış limon
78
Genel
reverse stick
i.
(hokeyde) sopayı tersine çevirme
79
Genel
reverse stick
i.
ters tutuş
80
Genel
gambrel stick
i.
kasap çengeli
81
Genel
gold stick
i.
ingiliz hükümdarı tarafından ingiliz muhafızlarına verilen altın başlı sopa
82
Genel
gold stick
i.
devlet törenlerinde altın başlı sopayı taşımaya yetkili kimse
83
Genel
gum-stick
i.
ince uzun çubuk sakız
84
Genel
cue stick
i.
isteka
85
Genel
pick-up stick
i.
mikado oyun çubuğu
86
Genel
pick-up stick
i.
argacın arıştan geçirilmesi için kullanılan sivri uçlu alet
87
Genel
cleft stick
i.
eskiden koşucuların mesaj taşımada kullandıkları ucu yarık sopa
88
Genel
salt stick
i.
tuzlu çubuk kraker
89
Genel
orange stick
i.
manikürde kullanılan sivri ve yuvarlak uçlu genellikle portakal ağacından yapılan kaleme benzeyen ince bir çubuk
90
Genel
pugil stick
i.
(askeri eğitimlerde kullanılan) boks sopası
91
Genel
shooting stick
i.
atış dayanağı
92
Genel
shooting stick
i.
(matbaada) ahşap vizoların sıkıştırılması veya gevşetilmesi için kullanılan kısa bir çubuk türü
93
Genel
silver stick [uk]
i.
sarayda görevli olan bazı ingiliz süvarilerine verilen bir unvan
94
Genel
smudge stick
i.
yakıldığında hoş koku veren bitki tütsüsü
95
Genel
smudge stick
i.
buhur
96
Genel
poking-stick
i.
(yaka fırfırlarının sabitlenmesi için kullanılan) küçük çubuk
97
Genel
stick figure
i.
tip
98
Genel
stick figure
i.
tek boyutlu karakter
99
Genel
stick horse
i.
sopadan yapılan oyuncak at
100
Genel
stick-on
i.
yapışkanlı etiket
101
Genel
stick-on
i.
yapışkanlı kağıt
102
Genel
stick into
f.
saplamak
103
Genel
stick into
f.
saplanmak
104
Genel
stick to the pan and burn
f.
dibi tutmak
105
Genel
give the stick
f.
azarlamak
106
Genel
stick in (one's) mind and bother
f.
akla takılmak
107
Genel
stick well
f.
tutmak
108
Genel
stick into
f.
oyulgalamak
109
Genel
stick out
f.
dayanmak
110
Genel
stick at
f.
bir işi bırakmamak
111
Genel
stick out
f.
katlanmak
112
Genel
stick like a leech
f.
sülük gibi yapışmak
113
Genel
stick heart and soul
f.
dört elle sarılmak
114
Genel
stick it on
f.
yüklenmek
115
Genel
stick up
f.
dikilmek
116
Genel
stick by
f.
desteklemek
117
Genel
stick something out
f.
uzatmak
118
Genel
stick in one's gizzard
f.
kursağında kalmak
119
Genel
stick up for
f.
desteklemek
120
Genel
stick to it
f.
ısrar etmek
121
Genel
stick with sticky tape
f.
bantlamak
122
Genel
stick up to
f.
göğüs germek
123
Genel
stick into
f.
batırmak
124
Genel
stick up
f.
saplamak
125
Genel
stick to
f.
bırakmamak
126
Genel
stick to
f.
yapışmak
127
Genel
stick in one's gizzard
f.
gücüne gitmek
128
Genel
stick on
f.
yapışmak
129
Genel
stick to
f.
ayrılmamak
130
Genel
stick out
f.
çıkarmak
131
Genel
stick in
f.
saplanmak
132
Genel
stick out
f.
dışarı uzatmak
133
Genel
stick around for
f.
bir şey için kalmak
134
Genel
stick on
f.
yapıştırmak
135
Genel
make something stick
f.
kanıtlamak
136
Genel
stick by
f.
sadık kalmak
137
Genel
stick in one's gizzard
f.
ağırına gitmek
138
Genel
give the stick
f.
dayak atmak
139
Genel
stick with in
f.
saplanıp kalmak (çamur kum vb'ne)
140
Genel
stick together
f.
tutturmak
141
Genel
stick in one's throat
f.
boğazında kalmak
142
Genel
stick to
f.
sadık kalmak
143
Genel
stick around
f.
bir yerden ayrılmamak
144
Genel
give the stick
f.
fırça atmak
145
Genel
stick with
f.
beraber kalmak (biriyle)
146
Genel
stick in (one's) mind
f.
akla takılmak
147
Genel
stick by
f.
terketmemek
148
Genel
stick it
f.
katlanmak
149
Genel
beat with a stick
f.
sopalamak
150
Genel
get hold the wrong end of the stick
f.
ters anlamak
151
Genel
stick firmly
f.
sıkıca yapışmak
152
Genel
stick in
f.
batırmak
153
Genel
stick up for
f.
savunmak
154
Genel
stick with
f.
üzerinde sebatla çalışmaya devam etmek (bir iş)
155
Genel
stick out
f.
fırlamak
156
Genel
stick it
f.
dayanmak
157
Genel
stick out
f.
çıkmak
158
Genel
stick up to
f.
karşı koymak
159
Genel
stick to
f.
terketmemek
160
Genel
stick with in
f.
sıkışıp kalmak (bir yerde)
161
Genel
stick up for
f.
tarafını tutmak
162
Genel
stick out
f.
dayatmak
163
Genel
stick in
f.
saplamak
164
Genel
stick to
f.
tutmak
165
Genel
stick around
f.
takılmak
166
Genel
stick together
f.
birbirine yapışmak
167
Genel
stick in
f.
sokuvermek
168
Genel
stick together
f.
birleştirmek
169
Genel
stick around
f.
ayrılmamak
170
Genel
stick in
f.
sokmak
171
Genel
stick to it
f.
diretmek
172
Genel
stick together
f.
dayanışarak tek bir cephe oluşturmak
173
Genel
stick at
f.
bir iş üzerinde sebatla çalışmaya devam etmek
174
Genel
stick out
f.
uzatmak
175
Genel
stick out
f.
dışarı çıkarmak
176
Genel
stick around
f.
bir yerde çakılı kalmak
177
Genel
stick firmly
f.
sıkıca yapıştırmak
178
Genel
be caught in a cleft stick
f.
açmaza getirmek
179
Genel
be caught in a cleft stick
f.
açmaza sürüklemek
180
Genel
be caught in a cleft stick
f.
açmaza düşmek
181
Genel
be caught in a cleft stick
f.
açmaza girmek
182
Genel
stick a stamp
f.
pul yapıştırmak
183
Genel
make something stick
f.
ispatlamak
184
Genel
stick in the mind
f.
akılda kalmak
185
Genel
speak softly but carry a big stick
f.
aba altından değnek sopa göstermek
186
Genel
stick to
f.
bir konuya yoğunlaşmak
187
Genel
stick out one's tongue
f.
dil çıkarmak
188
Genel
stick one's tongue out
f.
dilini dışarı çıkarmak
189
Genel
stick in one's mind
f.
aklında yer etmek
190
Genel
stick to the agreement
f.
anlaşmaya uymak
191
Genel
stick to the agreement
f.
anlaşmaya bağlı kalmak
192
Genel
stick to the schedule
f.
programa sadık kalmak
193
Genel
stick to the schedule
f.
programa uymak
194
Genel
hit with a stick
f.
sopayla vurmak
195
Genel
stick one's tongue out at someone
f.
dilini çıkarmak
196
Genel
stick one's tongue out at someone
f.
birine dilini çıkarmak
197
Genel
stick one's tongue out at someone
f.
dil çıkarmak
198
Genel
stick to the agreement
f.
sözleşmeye uymak
199
Genel
stick in one's mind
f.
zihninde yer etmek
200
Genel
(one's stomach) to stick out
f.
karnı şişmek
201
Genel
stick in one's mind
f.
belleğine kazımak
202
Genel
stick in one's mind
f.
belleğine almak
203
Genel
stick to the rules
f.
kurallara bağlı kalmak
204
Genel
stick by the rules
f.
kurallara bağlı kalmak
205
Genel
stick with on
f.
-e yapışıp kalmak
206
Genel
stick up through
f.
-den yukarı çıkmak
207
Genel
stick in through
f.
-den içeri girmek
208
Genel
stick out
f.
-den dışarı çıkmak
209
Genel
stick in
f.
-e dikine saplamak
210
Genel
stick up through
f.
-den yukarı uzanmak
211
Genel
stick out
f.
-den dışarı uzanmak
212
Genel
stick in through
f.
-den içeri sokmak
213
Genel
stick in through
f.
-den içeri uzatmak
214
Genel
stick in through
f.
-den içeri uzanmak
215
Genel
stick up through
f.
-den yukarı çıkarmak
216
Genel
stick to
f.
-e yapışmak
217
Genel
stick up through
f.
-den yukarı uzatmak
218
Genel
stick in
f.
-e dikmek
219
Genel
stick on
f.
-e yapışmak
220
Genel
stick on
f.
-e yapıştırmak
221
Genel
stick up
f.
dik durmak
222
Genel
stick out
f.
çıkıntılı olmak
223
Genel
stick at
f.
-den çekinmek
224
Genel
stick out
f.
ucu çıkmak
225
Genel
stick at
f.
yapmayı reddetmek
226
Genel
stick to
f.
bağlı kalmak
227
Genel
stick up
f.
dikmek
228
Genel
stick to one's decision
f.
kararına bağlı kalmak
229
Genel
stick to a budget
f.
bütçeye bağlı kalmak
230
Genel
stick to the plan
f.
plana uymak
231
Genel
stick with
f.
bırakmamak (bir işi)
232
Genel
stick a knife in
f.
bıçak saplamak
233
Genel
stick a knife in
f.
bıçaklamak
234
Genel
stick a knife in
f.
bıçak batırmak
235
Genel
stick the knife right into his stomach
f.
bıçağı adamın böğrüne saplamak
236
Genel
stick a candle
f.
(bir) mum dikmek/yakmak
237
Genel
stick to the point
f.
konuya odaklanmak
238
Genel
stick to the plan till the end
f.
sonuna kadar plana bağlı kalmak
239
Genel
stick to the plan
f.
plana bağlı kalmak
240
Genel
stick in the ground
f.
yere saplanmak
241
Genel
stick in the ground
f.
zemine saplanmak
242
Genel
stick to the timetable
f.
zaman çizelgesine uymak
243
Genel
cue stick
f.
bilardo sopası
244
Genel
stick about
f.
kullanıma hazır olmak
245
Genel
stick out
f.
direnmek
246
Genel
stick out
f.
ısrar etmek
247
Genel
stick out
f.
ayak diremek
248
Genel
stick out
f.
şaşmamak
249
Genel
stick out
f.
inat etmek
250
Genel
stick out
f.
düşüncesini/isteğini diretmek
251
Genel
stick out
f.
(işçiler) eylem yapmak
252
Genel
stick out
f.
(işçiler) grev yapmak
253
Genel
stick out
f.
(birine) ters düşmek
254
Genel
stick out
f.
(biriyle) inatlaşmak
255
Genel
stick out for (something)
f.
reddetmek
256
Genel
stick out for (something)
f.
kabul etmemek
257
Genel
stick out for (something)
f.
geri çevirmek
258
Genel
stick out for (something)
f.
reddeylemek
259
Genel
stick up
f.
para için taciz etmek
260
Genel
stick up
f.
para istemek
261
Genel
stick up
f.
para dilenmek
262
Genel
stick up
f.
para için darlamak
263
Genel
stick up
f.
çevirmede pişirmek
264
Genel
stick up
f.
çevirerek pişirmek
265
Genel
stick up
f.
(pişmemiş çömleği) pürüzlerini gidermek
266
Genel
stick up
f.
(pişmemiş çömleği) cilalamak
267
Genel
stick up
f.
(kısmen şekillendirilmiş camı) sıcak demir çubuğa/pipoya takmak
268
Genel
non-stick
s.
(tava) yapışmaz
269
Genel
non-stick
s.
yapışmaz
270
Genel
self-stick
s.
kendinden yapışan
271
Genel
self-stick
s.
kendinden yapışkanlı
272
Genel
stick-on
s.
(kağıt etiketi veya posta pulu) önceden yapıştırılmış
Phrasals
273
Öbek Fiiller
stick by
f.
sadık kalmak
274
Öbek Fiiller
stick out
f.
saygın olmak
275
Öbek Fiiller
stick up for
f.
hakkını savunmak
276
Öbek Fiiller
stick upon
f.
üzerinde durmak
277
Öbek Fiiller
stick out
f.
belirgin olmak
278
Öbek Fiiller
stick by
f.
desteklemek
279
Öbek Fiiller
stick upon
f.
vazgeçmemek
280
Öbek Fiiller
stick by
f.
arkasında durmak
281
Öbek Fiiller
stick out
f.
bir amaç için sebat etmek
282
Öbek Fiiller
stick out
f.
vaat etmek
283
Öbek Fiiller
stick out
f.
ümit vermek
284
Öbek Fiiller
stick by
f.
arkasında durmak
285
Öbek Fiiller
stick with
f.
bir şeyi sürdürmek
286
Öbek Fiiller
stick something down
f.
bir şeyi yapıştırmak/tutturmak
287
Öbek Fiiller
stick up
f.
bir yeri soymak
288
Öbek Fiiller
stick down
f.
sabitlemek
289
Öbek Fiiller
stick down
f.
yapıştırmak
290
Öbek Fiiller
stick down
f.
tutturmak
291
Öbek Fiiller
stick down
f.
birinin bir isteğini/ricasını/siparişini not almak
292
Öbek Fiiller
stick down
f.
olarak not almak/yazmak
293
Öbek Fiiller
stick down
f.
birinin rolünü/pozisyonunu not etmek
294
Öbek Fiiller
stick up
f.
dikilmek
295
Öbek Fiiller
stick up
f.
dik durmak
296
Öbek Fiiller
stick up
f.
havaya kalkmak
297
Öbek Fiiller
stick up
f.
fırlamak
298
Öbek Fiiller
stick up
f.
çıkmak
299
Öbek Fiiller
stick up
f.
çıkıntı yapmak
300
Öbek Fiiller
stick up
f.
dışarı fırlamak
301
Öbek Fiiller
stick up
f.
aradan fırlamak
302
Öbek Fiiller
stick up
f.
aradan çıkmak
303
Öbek Fiiller
stick up
f.
yükseğe takmak/yapıştırmak
304
Öbek Fiiller
stick up
f.
yükseğe koymak
305
Öbek Fiiller
stick up
f.
yükseğe iliştirmek/tutturmak
306
Öbek Fiiller
stick up
f.
yüksek bir yere takmak/yapıştırmak
307
Öbek Fiiller
stick up
f.
yüksek bir yere koymak
308
Öbek Fiiller
stick up
f.
yüksek bir yere iliştirmek/tutturmak
309
Öbek Fiiller
stick up
f.
görünür yere yapıştırmak
310
Öbek Fiiller
stick up
f.
görünür yere koymak
311
Öbek Fiiller
stick up
f.
görünür yere iliştirmek/tutturmak
312
Öbek Fiiller
stick up
f.
havada tutmak
313
Öbek Fiiller
stick up
f.
sürekli havada tutmak
314
Öbek Fiiller
stick up
f.
yüksekte bir yere sokmak
315
Öbek Fiiller
stick up
f.
silah doğrultarak soymak
316
Öbek Fiiller
stick up
f.
silahla tehdit ederek soymak
317
Öbek Fiiller
stick up
f.
silahlı soygun yapmak
318
Öbek Fiiller
stick up
f.
köşeye sıkıştırıp soymak
319
Öbek Fiiller
stick up
f.
köşeye kıstırıp soymak
320
Öbek Fiiller
stick something up
f.
bir şeyi görünür bir yere yapıştırmak
321
Öbek Fiiller
stick something up
f.
bir şeyi görünür bir yere tutturmak/iliştirmek
322
Öbek Fiiller
stick something up
f.
bir şeyi görünür bir yere iğnelemek/zımbalamak
323
Öbek Fiiller
stick something up
f.
bir şeyi havaya kaldırmak
324
Öbek Fiiller
stick something up
f.
bir şeyi havada tutmak
325
Öbek Fiiller
stick up
f.
görünür bir yere yapıştırmak
326
Öbek Fiiller
stick up
f.
görünür bir yere tutturmak/iliştirmek
327
Öbek Fiiller
stick up
f.
görünür bir yere iğnelemek/zımbalamak
328
Öbek Fiiller
stick up
f.
havaya kaldırmak
329
Öbek Fiiller
stick up
f.
havaya dikmek
330
Öbek Fiiller
stick up
f.
yapıştırmak
331
Öbek Fiiller
stick up
f.
afişe etmek
332
Öbek Fiiller
stick up
f.
ilan etmek
333
Öbek Fiiller
stick up
f.
ilan yapıştırmak
334
Öbek Fiiller
stick up
f.
fotoğraf koymak
335
Öbek Fiiller
stick up
f.
savunmak
336
Öbek Fiiller
stick up
f.
desteklemek
337
Öbek Fiiller
stick up
f.
arkasında durmak
338
Öbek Fiiller
stick up
f.
dik durmak
339
Öbek Fiiller
stick at nothing
f.
elinden gelen her şeyi yapmak
340
Öbek Fiiller
stick at nothing
f.
engel tanımamak
341
Öbek Fiiller
stick in
f.
sıkışmak
342
Öbek Fiiller
stick in
f.
sıkışıp kalmak
343
Öbek Fiiller
stick in
f.
boğazında düğümlenmek/kalmak
344
Öbek Fiiller
stick in
f.
aklına takılmak
345
Öbek Fiiller
stick in
f.
içine atmak
346
Öbek Fiiller
stick in
f.
içine itmek
347
Öbek Fiiller
stick in
f.
içine sokmak
348
Öbek Fiiller
stick in
f.
takmak
349
Öbek Fiiller
stick in
f.
yuvasına sokmak
350
Öbek Fiiller
stick in
f.
yerleştirmek
351
Öbek Fiiller
stick in
f.
arasına/içine sıkıştırmak
352
Öbek Fiiller
stick in
f.
gelişigüzel koymak
353
Öbek Fiiller
stick in
f.
içine tıkmak
354
Öbek Fiiller
stick in
f.
batmak
355
Öbek Fiiller
stick in
f.
delmek
356
Öbek Fiiller
stick in
f.
iğnelemek
357
Öbek Fiiller
stick in
f.
not etmek
358
Öbek Fiiller
stick in
f.
kaydetmek
359
Öbek Fiiller
stick in
f.
sıkıştırmak
360
Öbek Fiiller
stick in
f.
eklemek
361
Öbek Fiiller
stick in
f.
hesaba para yatırmak
362
Öbek Fiiller
stick in
f.
hesaba para göndermek
363
Öbek Fiiller
stick in
f.
bir yerde tutmak
364
Öbek Fiiller
stick in
f.
bir yere hapsetmek
365
Öbek Fiiller
stick in
f.
bir yere kapatmak
366
Öbek Fiiller
stick in
f.
bir yere almak/sokmak
367
Öbek Fiiller
stick in something
f.
bir şeyin içine oturmak
368
Öbek Fiiller
stick in something
f.
bir şeyin içinde sabit kalmak
369
Öbek Fiiller
stick in something
f.
bir şeyin içinde durmak
370
Öbek Fiiller
stick in something
f.
bir şeye yerleşip kalmak
371
Öbek Fiiller
stick in something
f.
bir şeye takılmak
372
Öbek Fiiller
stick in something
f.
bir şeyde takılı kalmak
373
Öbek Fiiller
stick into (something)
f.
(bir şeyin) içine atmak
374
Öbek Fiiller
stick into (something)
f.
(bir şeyin) içine itmek
375
Öbek Fiiller
stick into (something)
f.
(bir şeyin) içine sokmak
376
Öbek Fiiller
stick into (something)
f.
(bir şeye) takmak
377
Öbek Fiiller
stick into (something)
f.
yuvasına sokmak
378
Öbek Fiiller
stick into (something)
f.
(bir şeye/yere) yerleştirmek
379
Öbek Fiiller
stick into (something)
f.
(bir şeyin) arasına/içine sıkıştırmak
380
Öbek Fiiller
stick into (something)
f.
(bir şeye/yere) gelişigüzel koymak
381
Öbek Fiiller
stick into (something)
f.
(bir şeyin) içine tıkmak
382
Öbek Fiiller
stick into (something)
f.
(bir şeye) batmak
383
Öbek Fiiller
stick into (something)
f.
(bir şeye) saplanmak
384
Öbek Fiiller
stick into (something)
f.
(bir şeyi) delmek
385
Öbek Fiiller
stick into (something)
f.
(bir şeye) iğnelemek
386
Öbek Fiiller
stick into (something)
f.
(bir şeyi) bıçaklamak
387
Öbek Fiiller
stick into (something)
f.
(bir şeye) not etmek
388
Öbek Fiiller
stick into (something)
f.
(bir şeye) kaydetmek
389
Öbek Fiiller
stick into (something)
f.
(bir şeye) sıkıştırmak
390
Öbek Fiiller
stick into (something)
f.
(bir şeyin)eklemek
391
Öbek Fiiller
stick into (something)
f.
hesaba para yatırmak
392
Öbek Fiiller
stick into (something)
f.
hesaba para göndermek
393
Öbek Fiiller
stick into (something)
f.
(bir şeyde/yerde) tutmak
394
Öbek Fiiller
stick into (something)
f.
(bir şeye/yere) hapsetmek
395
Öbek Fiiller
stick into (something)
f.
(bir şeye/yere) kapatmak
396
Öbek Fiiller
stick into (something)
f.
(bir şeye/yere) almak
397
Öbek Fiiller
stick into (something)
f.
(bir şeye/yere) sokmak
398
Öbek Fiiller
stick up
f.
havada tutmak
399
Öbek Fiiller
stick up
f.
yukarı kaldırmak
400
Öbek Fiiller
stick up
f.
yukarıda tutmak
401
Öbek Fiiller
stick up
f.
gasp etmek
402
Öbek Fiiller
stick someone or something up
f.
birini/bir şeyi soymak
403
Öbek Fiiller
stick someone or something up
f.
birini/bir şeyi gasp etmek
404
Öbek Fiiller
stick up
f.
duyuru, poster, ilan asmak
405
Öbek Fiiller
stick (one) with (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi birine) yüklemek
406
Öbek Fiiller
stick (one) with (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi birinin) üstüne yıkmak
407
Öbek Fiiller
stick (one) with (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi birinin) sırtına yüklemek
408
Öbek Fiiller
stick (one) with (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi birinin) üstüne atmak
409
Öbek Fiiller
stick (one) with (someone or something)
f.
(birini istemediği biriyle/bir şeyle) baş başa bırakmak
410
Öbek Fiiller
stick (one) with (someone or something)
f.
birini/bir şeyi birinin başına sarmak
411
Öbek Fiiller
stick with (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) sadık kalmak
412
Öbek Fiiller
stick with (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) yanında kalmak
413
Öbek Fiiller
stick with (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) yanından ayrılmamak
414
Öbek Fiiller
stick with (someone or something)
f.
kendini (birine/bir şeye) adamak
415
Öbek Fiiller
stick with (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) arkasında durmak
416
Öbek Fiiller
stick with (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) destekçisi olmak
417
Öbek Fiiller
stick with (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) desteklemek
418
Öbek Fiiller
stick with (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) devam etmek
419
Öbek Fiiller
stick with (something)
f.
(bir şeyi) kullanmaya devam etmek
420
Öbek Fiiller
stick with (something)
f.
(bir şeye) inancını sürdürmek
421
Öbek Fiiller
stick with (something)
f.
(bir şeyi) yapmaya devam etmek
422
Öbek Fiiller
stick with (something)
f.
(bir şeyi) yapmakta/kullanmakta ısrarcı olmak
423
Öbek Fiiller
stick with (something)
f.
(bir şeyde) ısrarcı olmak
424
Öbek Fiiller
stick with (something)
f.
(bir şeyden) vazgeçmemek
425
Öbek Fiiller
stick with (something)
f.
(bir şeyi) denemeye devam etmek
426
Öbek Fiiller
stick with (something)
f.
(bir şeyin) üstüne gitmek
427
Öbek Fiiller
stick with (something)
f.
(bir şeyi) inatla sürdürmek
428
Öbek Fiiller
stick with (something)
f.
(bir şeye) bağlı kalmak
429
Öbek Fiiller
stick with (someone)
f.
(birinin) aklında kalmak
430
Öbek Fiiller
stick with (someone)
f.
(birinin) hafızasında yer etmek
431
Öbek Fiiller
stick someone with someone or something
f.
birini/bir şeyi birine yüklemek
432
Öbek Fiiller
stick someone with someone or something
f.
birini/bir şeyi birinin üstüne yıkmak
433
Öbek Fiiller
stick someone with someone or something
f.
birini/bir şeyi birinin sırtına yüklemek
434
Öbek Fiiller
stick someone with someone or something
f.
birini/bir şeyi birinin üstüne atmak
435
Öbek Fiiller
stick someone with someone or something
f.
birini istemediği biriyle/bir şeyle başbaşa bırakmak
436
Öbek Fiiller
stick someone with someone or something
f.
birini birine/bir şeye esir etmek
437
Öbek Fiiller
stick someone with someone or something
f.
birini/bir şeyi birinin başına sarmak
438
Öbek Fiiller
stick with
f.
sadık kalmak
439
Öbek Fiiller
stick with
f.
kendini adamak
440
Öbek Fiiller
stick with
f.
yanında kalmak
441
Öbek Fiiller
stick with
f.
yanından ayrılmamak
442
Öbek Fiiller
stick with
f.
vazgeçmemek
443
Öbek Fiiller
stick with
f.
devam ettirmek
444
Öbek Fiiller
stick with
f.
devam etmek
445
Öbek Fiiller
stick with
f.
aklında kalmak
446
Öbek Fiiller
stick with
f.
hafızasında yer etmek
447
Öbek Fiiller
stick with
f.
üstüne yıkmak
448
Öbek Fiiller
stick with
f.
sırtına yüklemek
449
Öbek Fiiller
stick with
f.
üstüne atmak
450
Öbek Fiiller
stick with
f.
istemediği biriyle/bir şeyle baş başa bırakmak
451
Öbek Fiiller
stick with
f.
esir etmek
452
Öbek Fiiller
stick with
f.
başına sarmak
453
Öbek Fiiller
stick someone with something
f.
bir şeyi birine yüklemek
454
Öbek Fiiller
stick someone with something
f.
bir şeyi birinin üstüne yıkmak
455
Öbek Fiiller
stick someone with something
f.
bir şeyi birinin sırtına yüklemek
456
Öbek Fiiller
stick someone with something
f.
bir şeyi birinin üstüne atmak
457
Öbek Fiiller
stick someone with something
f.
birini istemediği bir şeyle baş başa bırakmak
458
Öbek Fiiller
stick someone with something
f.
bir şeyi birinin başına sarmak
459
Öbek Fiiller
stick on
f.
üstüne eklemek
460
Öbek Fiiller
stick on
f.
üstüne koymak
461
Öbek Fiiller
stick on
f.
üstüne yüklemek
462
Öbek Fiiller
stick on
f.
gereksiz/fuzuli şeyler eklemek
463
Öbek Fiiller
stick on
f.
üstüne bindirmek
464
Öbek Fiiller
stick through (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) bir şey sokmak
465
Öbek Fiiller
stick through (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) bir şey saplamak
466
Öbek Fiiller
stick through (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) bir şey batırmak
467
Öbek Fiiller
stick through (something)
f.
(bir şeyi) sonuna kadar sürdürmek/devam ettirmek
468
Öbek Fiiller
stick through (something)
f.
(bir şeyin) sonuna kadar dayanmak
469
Öbek Fiiller
stick through (something)
f.
(bir şeyin) sonunu getirmek
470
Öbek Fiiller
stick through (something)
f.
(bir şeyin) sonuna kadar durmak
471
Öbek Fiiller
stick through (something)
f.
(bir şeyin) sonuna kadar devam etmek
472
Öbek Fiiller
stick on
f.
eklemek
473
Öbek Fiiller
stick by (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) terk etmemek
474
Öbek Fiiller
stick by (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) sadık kalmak
475
Öbek Fiiller
stick by (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) desteklemek
476
Öbek Fiiller
stick by (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) arkasında durmak
477
Öbek Fiiller
stick out against
f.
önünde belirgin/görünür olmak
478
Öbek Fiiller
stick out to (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) doğru uzatmak
479
Öbek Fiiller
stick out to (something)
f.
(bir yöne) doğru çıkıntı yapmak
480
Öbek Fiiller
stick out to (something)
f.
(bir yöne) doğru uzamak
481
Öbek Fiiller
stick out to (something)
f.
(bir şeye) dayanmak
482
Öbek Fiiller
stick out to (something)
f.
(bir şeyi) sürdürmek
483
Öbek Fiiller
stick out to (something)
f.
(bir şeye) tahammül etmek
484
Öbek Fiiller
stick out to (someone)
f.
(biri) için dikkat çekici olmak
485
Öbek Fiiller
stick out to (someone)
f.
(birinin) gözüne çarpmak
486
Öbek Fiiller
stick out to (someone)
f.
(biri) için uygunsuz olmak
487
Öbek Fiiller
stick to (something)
f.
(bir şeye) bağlı kalmak
488
Öbek Fiiller
stick to (something)
f.
(bir şeyden) vazgeçmemek
489
Öbek Fiiller
stick to (something)
f.
(bir şeyin) arkasında durmak
490
Öbek Fiiller
stick to (something)
f.
(bir şeyle/bir şeye) devam etmek
491
Öbek Fiiller
stick to (something)
f.
(bir şeyi) bırakmamak
492
Öbek Fiiller
stick to (something)
f.
(bir şeyi) sürdürmek
493
Öbek Fiiller
stick up for (oneself)
f.
(kendini) savunmak
494
Öbek Fiiller
stick up for (oneself)
f.
kararlarının, yaptıklarının, fikirlerinin arkasında durmak
495
Öbek Fiiller
stick up for (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) savunmak
496
Öbek Fiiller
stick up for (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) arkasında durmak
Phrases
497
İfadeler
walk softly and carry a big stick
expr.
müzakereye açık ol ama gardını düşürme
498
İfadeler
walk softly and carry a big stick
expr.
aba altından sopa göstermek
499
İfadeler
walk softly and carry a big stick
expr.
sopa siyaseti yapmak
500
İfadeler
stick around
expr.
bizi izlemeye devam edin
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of stick
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy