|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
iata'nın acente listesinde yer alan, yolcu biletlerinin satıldığı mahal |
approved location n.
|
|
2 |
General |
ekvatorun kuzeyinde ve filipinlerin doğusunda yer alan batı pasifik adaları |
micronesia n.
|
|
3 |
General |
sosyal faaliyetlerde yer alan kimse |
socialiser n.
|
|
4 |
General |
incilde yer alan bir karakter |
laban n.
|
|
5 |
General |
sayfa sırasına göre bir kitap veya broşürde yer alan konuları gösteren liste |
table of contents n.
|
|
6 |
General |
mektup (yeni ahit'te yer alan) |
epistle n.
|
|
7 |
General |
incilde yer alan ilahilerde kullanılan müzik ifadesi |
selah n.
|
|
8 |
General |
kilise apsisinde yükselen sıralar halinde yer alan din görevlilerinin oturma yeri |
synthronon n.
|
|
9 |
General |
sosyal faaliyetlerde yer alan kimse |
socializer n.
|
|
10 |
General |
hıristiyan bazilikalarında kutsal yönü belirleyen (doğu) apsisin önünde yer alan, yalnızca ruhban sınıfının kullanabildiği kutsal mekan |
bema n.
|
|
11 |
General |
ortadoks kiliselerinde mihrabın önünde yer alan kürsü |
bema n.
|
|
12 |
General |
duruşmada mahkemede bulunan/yer alan |
trialist n.
|
|
13 |
General |
dramatik bir hikaye içinde yer alan mizahi içerik veya karakterler |
comic relief n.
|
|
14 |
General |
denizanalarını kapsayan acalephae sınıfında yer alan sölenterler |
acaleph [obsolete] n.
|
|
15 |
General |
oklahoma eyaletinin merkezinde yer alan ve küçük kabilelerden oluşan kızıldereli konfederasyonunun bir üyesi |
caddo n.
|
|
16 |
General |
fransa pireneler' de yer alan bir azınlık grup |
cagot n.
|
|
17 |
General |
1800'lerin sonu ve 1900'lerin başında new york'ta demokrat parti'nin içinde yer alan politik topluluk |
tammany n.
|
|
18 |
General |
1800'lerin sonu ve 1900'lerin başında new york eyaletinde demokrat parti'nin içinde yer alan politik topluluk |
tammany hall n.
|
|
19 |
General |
1800'lerin sonu ve 1900'lerin başında new york eyaletinde demokrat parti'nin içinde yer alan politik topluluk |
tammany society n.
|
|
|
20 |
General |
mazgallı yapıda yer alan oluk veya oyuk |
castellation n.
|
|
21 |
General |
kapının alt kısmında yer alan kedi kapısı |
catflap n.
|
|
22 |
General |
dergi, gazete vs. ortasında yer alan ve aynı habere ayrılmış karşılıklı sayfa çifti |
centre spread n.
|
|
23 |
General |
gazete veya derginin orta sayfasında yer alan çıplak kadın fotoğrafı |
centrefold n.
|
|
24 |
General |
insan vücudunda yer alan kaslardan biri |
lacert [obsolete] n.
|
|
25 |
General |
doğu türkmenistan'da ceyhun ırmağı üzerinde yer alan şehir |
chardzhou n.
|
|
26 |
General |
bir arma levhası üzerinde yer alan figür |
charge n.
|
|
27 |
General |
hindistan'ın en uç doğu kısmında, myanmar sınırında yer alan eyalet |
nagaland n.
|
|
28 |
General |
londra'da yer alan ve ingiltere'nin en büyük resim koleksiyonunu içeren büyük sanat galerisi |
national gallery n.
|
|
29 |
General |
kuzey amerika kıtasında yer alan ülkelerden her biri |
north american country n.
|
|
30 |
General |
kuzey amerika kıtasında yer alan ülkelerden her biri |
north american nation n.
|
|
31 |
General |
güneybatı nikaragua'da yer alan orta amerika'nın en büyük gölü |
nicaraguan n.
|
|
32 |
General |
yüzük taşı üzerinde yer alan kesilmiş mücevher parçası |
top n.
|
|
33 |
General |
zeminde yer alan tuzak kapısı |
trapfall n.
|
|
34 |
General |
amerika kıtasında yer alan ülkelerin aralarındaki siyasi ve ekonomik birliği kutladıkları bir gün |
pan american day n.
|
|
35 |
General |
güneydoğu asya'da, bengal körfezi kıyısında yer alan bir ülke |
union of burma n.
|
|
36 |
General |
evin önünde veya arkasında yer alan boş alan |
yard [us/canada] n.
|
|
37 |
General |
kanada'nın doğusunda quebec'in güneyinde yer alan bir şehir |
jonquière n.
|
|
38 |
General |
eyerin üzerinde yer alan, içlerinden kayışların geçtiği halkalar |
larigos n.
|
|
39 |
General |
kuzey amerika'nın kuzeybatısında yer alan bir eyalet |
last frontier n.
|
|
|
40 |
General |
suriye'nin batı bölümünde yer alan bir sahil kenti |
latakia n.
|
|
41 |
General |
yukarı ve aşağı michigan'ı ayıran kanalın üzerinde yer alan asma köprü |
mackinac bridge n.
|
|
42 |
General |
(hindistan'da) eskiden özellikle büyük bir eyaleti yöneten, mertebe olarak racanın üstünde yer alan kral veya prens |
maharaja n.
|
|
43 |
General |
mertebe olarak racanın üstünde yer alan ve eyalet yöneten kral veya prense verilen bir unvan |
maharaja n.
|
|
44 |
General |
sulawesi adası'nın güneybatısında yer alan makassar liman kentinde ve bu kentin çevresinde yaşayan endonezyalı bir halka mensup kimse |
makassarese n.
|
|
45 |
General |
staten island ve brooklyn bölgeleri arasında yer alan kanal |
verrazano narrows n.
|
|
46 |
General |
kapı girişinde yer alan yükseltilmiş döşeme tahtası |
saddle n.
|
|
47 |
General |
çatı teknesi veya küvet gibi bir tesisatın altında yer alan su toplama haznesi |
safe n.
|
|
48 |
General |
hanedan armasının arkasında ve çevresinde yer alan hanedanlık sembolü |
mantling n.
|
|
49 |
General |
bir sayfadaki basılı ve yazılı materyalin çevresinde yer alan boşluk |
margent n.
|
|
50 |
General |
batı-orta rusya'da, volga havzasının orta kısmında yer alan, rusya federasyonu'na bağlı bir cumhuriyet |
mari el republic n.
|
|
51 |
General |
postanın üzerinde yer alan ve genellikle postanenin ismini ve postalanma saatini belirten resmi işaret |
mark n.
|
|
52 |
General |
bir hayvanın genellikle gözlerinin üzerinde yer alan, yüzün rengine zıt olan kısım |
mask n.
|
|
53 |
General |
(demiryolu hattı boyunca yer alan) küçük ve önemsiz kasaba |
whistle-stop n.
|
|
54 |
General |
sirk çadırının en uzak uçlarında yer alan, maviye boyanmış, rezervesiz koltuklar |
blues n.
|
|
55 |
General |
haritada çizgiler içinde yer alan bölüm |
body of a map n.
|
|
56 |
General |
grafikte çizgiler içinde yer alan bölüm |
body of a chart n.
|
|
57 |
General |
bitkide yer alan yapı birimi |
member n.
|
|
58 |
General |
buckinghamshire'ın mentmore köyünde yer alan 19. yüzyıldan kalma bir ingiliz malikanesi |
mentmore n.
|
|
59 |
General |
bazı yumuşakçaların ağız kısmında yer alan bir tür çıkıntı |
mentum n.
|
|
60 |
General |
kayalıklara oyulmuş tarihöncesinden kalma çok sayıda evin bulunduğu, güneybatı kolorado'da yer alan bir ulusal park |
mesa verde national park n.
|
|
61 |
General |
güneybatı asya'da, dicle ve fırat nehirleri arasında yer alan bir bölge |
mesopotamia n.
|
|
62 |
General |
iki nehir arasında yer alan bölge |
mesopotamia n.
|
|
63 |
General |
uzun devirli bir taş plakta yer alan dar oluk |
microgroove n.
|
|
64 |
General |
abd'nin doğusunda yer alan, new york, pennsylvania ve new jersey ile genellikle delaware ve maryland'i içeren bölge |
mid-atlantic states n.
|
|
65 |
General |
abd'nin doğusunda yer alan, new york, pennsylvania ve new jersey ile genellikle delaware ve maryland'i içeren bölge |
middle atlantic states n.
|
|
66 |
General |
füze uçuşunun ateşleme ile atmosfere dönüş arasında yer alan, düzeltici manevraların yapıldığı kısmı |
midcourse n.
|
|
67 |
General |
tekerleklerin toprak yolda bıraktıkları izlerinin arasında yer alan kesintisiz tümsek |
middelmannetjie [south africa] n.
|
|
68 |
General |
gemi geçiş yolunda yer alan ve her iki tarafında kanal bulunan sığlık |
middle n.
|
|
69 |
General |
üst ve alt bölgeler arasında yer alan dünya |
middle-earth n.
|
|
70 |
General |
öğütme taşının üst kısmında yer alan deliğe sabitlenmiş demir destek |
millrind n.
|
|
71 |
General |
öğütme taşının üst kısmında yer alan deliğe sabitlenmiş demir destek |
millrynd n.
|
|
72 |
General |
dövüş horozunun ayağında yer alan çıkıntıyı koruyan kılıf |
hot [obsolete] n.
|
|
73 |
General |
gece baskınında yer alan kimse |
moonlighter n.
|
|
74 |
General |
çıkrık, vinç gibi düzeneklere sarılı halatın üzerinde yer alan gövde |
mouline n.
|
|
75 |
General |
avuç içinde, parmakların altında yer alan ve el falcıları tarafından mizaca ve kişisel özelliklere dair bilgi verdiğine inanılan küçük et çıkıntısı |
mountain n.
|
|
76 |
General |
1950'lerde yayınlanan mickey mouse club adlı tv programında yer alan çocuklara verilen ad |
mouseketeer n.
|
|
77 |
General |
marangoz rendesinin bıçağının ön tarafında yer alan, talaşların geçtiği boşluk |
mouth n.
|
|
78 |
General |
fransa'nın charente bölgesinde yer alan bir komün |
mouton n.
|
|
79 |
General |
new york kentinde yer alan bir sahne sanatları merkezi |
lincoln center n.
|
|
|
80 |
General |
listede yer alan kimse |
listee n.
|
|
81 |
General |
bir topluluğun değer yapıları ile geçmiş tecrübeleri arasında yer alan ve genellikle sanat aracılığıyla ifade bulan ilişki |
mythus n.
|
|
82 |
General |
fransız polis memuru bir sırtta yer alan kaya zirvesi |
gendarme n.
|
|
83 |
General |
düşman kuvvette yer alan yanıltma operasyonu yapma yetkisine sahip karar mercii |
deception target n.
|
|
84 |
General |
(armada) hac işaretinin altında yer alan basamak |
degree n.
|
|
85 |
General |
tomrukçu kampında yemek pişirme ve uyuma alanları arasında yer alan ve genellikle depo olarak kullanılan üstü kapalı koridor |
dingle n.
|
|
86 |
General |
kırsalda yer alan, manastıra veya derebeyine ait çiftlik evi |
grange n.
|
|
87 |
General |
kısmen toprağın altında yer alan ambar |
grave [dialect] [uk] n.
|
|
88 |
General |
ocak veya şömine önünde yer alan korunaklı bir alan |
logie [scotland] n.
|
|
89 |
General |
dış paketin altında yer alan ikinci ambalaj |
overwrap n.
|
|
90 |
General |
kırsal alanda yer alan yol |
road n.
|
|
91 |
General |
new england ve midwest'te yer alan kentsel bölge |
rustbelt n.
|
|
92 |
General |
amblemin yanında yer alan cümle |
impresa [obsolete] n.
|
|
93 |
General |
(zırh veya mühür üzerinde yer alan) arma |
impresa n.
|
|
94 |
General |
şövalye nişanının ast rütbelerinde yer alan üye |
companion n.
|
|
95 |
General |
tek kutuda yer alan ve farklı oyun ekipmanları gibi nesnelerden oluşan seçki |
compendium [uk] n.
|
|
96 |
General |
aynı endüstride yer alan firma |
congeneric n.
|
|
97 |
General |
orta düzeyde yer alan kimse |
middler n.
|
|
98 |
General |
(kilise sunağı arkasında veya mihrap yanında yer alan) asma figür |
dorse [obsolete] n.
|
|
99 |
General |
(kilise sunağı arkasında veya mihrap yanında yer alan) asma figür |
dorsel n.
|
|
100 |
General |
plak üzerinde yer alan şerit |
cut n.
|
|
101 |
General |
genellikle tepede yer alan korunaklı maori köyü |
pa n.
|
|
102 |
General |
genellikle tepede yer alan korunaklı maori köyü |
pah n.
|
|
103 |
General |
memeli veya sürüngenlerin ön ve arka uzuvları arasında yer alan zar |
parachute n.
|
|
104 |
General |
manastırda yer alan açık alan |
paradise n.
|
|
105 |
General |
kumaşın etek bölümünde yer alan şerit |
piccadil n.
|
|
106 |
General |
lizbon'da yer alan bir köprü |
ponte 25 de abril n.
|
|
107 |
General |
iki uç arasında yer alan unsur |
mean n.
|
|
108 |
General |
mil üzerinde yer alan geniş karıştırma bıçağı |
paddle n.
|
|
109 |
General |
eski silahların kilidinde yer alan oyuk bölüm |
pan n.
|
|
110 |
General |
toprakta yer alan çimentolu tabaka |
pan n.
|
|
111 |
General |
silah çakmak kilidinde yer alan küçük boşluk |
pan n.
|
|
112 |
General |
avusturya ordusunda yer alan hırvat askeri |
pandoor n.
|
|
113 |
General |
(komite/jüri veya panel şovu üyesi olarak) panelde yer alan kimse |
panellist n.
|
|
114 |
General |
taçta yer alan küçük toplar |
pearl n.
|
|
115 |
General |
renkli zeminde yer alan küçük beyaz daire |
pearl n.
|
|
116 |
General |
iskoç-ingiliz sınırında yer alan ufak bir ortaçağ kulesi |
peel n.
|
|
117 |
General |
(gotik tarzı ağ tonoz) kenet tabanında yer alan oyma süs |
pendant n.
|
|
118 |
General |
saat bobini üzerinde yer alan mil |
pendant n.
|
|
119 |
General |
saat bobini üzerinde yer alan mil |
pendent n.
|
|
120 |
General |
liman çevresinde yer alan kara bölgesi |
portland n.
|
|
121 |
General |
cheapside ve cornhill arasında yer alan bir cadde |
poultry n.
|
|
122 |
General |
korkuluk tabanında yer alan ince taş çıkıntısı |
cordon n.
|
|
123 |
General |
arma üzerinde yer alan kırmızı gagalı dağ kargası figürü |
cornish chough n.
|
|
124 |
General |
kalkanın üst bölümünün en alttaki dörtte birlik kısmında yer alan dar ve yatay şerit |
fillet n.
|
|
125 |
General |
belgede yer alan kısıtlamalar bölümü |
fine print n.
|
|
126 |
General |
yapının ortasında yer alan kabartma süs |
finial n.
|
|
127 |
General |
bina dışında yer alan yangın çıkış düzeneği |
fire escape n.
|
|
128 |
General |
şömine arkasında yer alan duvar |
fireback n.
|
|
129 |
General |
(gazetede) tarih ve gazetenin ismi ile birlikte yer alan sayfa numarası |
folio n.
|
|
130 |
General |
eski tip toplu tabancalarda silindirin arkasında yer alan metal bir aksam |
gate n.
|
|
131 |
General |
film kamerasının önünde yer alan ve filmin ışık almasını sağlayan dikdörtgen açıklık |
gate n.
|
|
132 |
General |
parantezler arasında yer alan içerik |
parenthesis n.
|
|
133 |
General |
tiyatroda paradilerin altında yer alan bölüm |
parterre n.
|
|
134 |
General |
orta çağ müzik teorisinde yer alan sekiz makamdan birinde bulunan bir aralık |
participant n.
|
|
135 |
General |
sunak platformu üzerinde yer alan resim veya heykel |
predella n.
|
|
136 |
General |
(kamyoncuların uğradığı) yol kenarında yer alan kafe |
pull in [uk] n.
|
|
137 |
General |
hizipte yer alan kimse |
schismatic n.
|
|
138 |
General |
deniz kıyısında yer alan plaj |
seabeach n.
|
|
139 |
General |
bir şeyin dibinde yer alan şey |
shadow n.
|
|
140 |
General |
okta yer alan uzun yarık |
shake n.
|
|
141 |
General |
tam ortasında bir "y" tasviri yer alan arma |
shakefork n.
|
|
142 |
General |
esas tabutun içinde yer alan ince malzemeden yapılmış tabut |
shell n.
|
|
143 |
General |
payanda gibi elemanın uç kısmının altındaki zeminde yer alan kalas |
shole n.
|
|
144 |
General |
mağaza binasının ön tarafında yer alan odalar |
shop front n.
|
|
145 |
General |
hindu kastının en alt tabakasında yer alan kimse |
shudra n.
|
|
146 |
General |
hindu kastının en alt tabakasında yer alan kimse |
sudra n.
|
|
147 |
General |
yanda yer alan basamak yapı |
side step n.
|
|
148 |
General |
bisiklet tekerinin göbeğinde yer alan top veya silindir parça |
friction balls n.
|
|
149 |
General |
nemli toprak üzerinde yer alan eğimli düzlem |
slide n.
|
|
150 |
General |
atların bacağında yer alan beyaz nişane |
sock n.
|
|
151 |
General |
wight adası ile ingiltere'nin güneyi arasında yer alan dar bir kanal |
solent n.
|
|
152 |
General |
güneş alan yer |
sollar [obsolete] n.
|
|
153 |
General |
bir şehir veya yoğun nüfuslu mahallede yer alan oldukça küçük park |
pocket park n.
|
|
154 |
General |
soykırım faaliyetlerinde yer alan kimse |
pogromist n.
|
|
155 |
General |
özellikle tepenin dibinde yer alan sulak arazi |
soak [australia] n.
|
|
156 |
General |
(belirli bir oryantasyon noktasında) güneybatıda yer alan bölgeler/ülkeler |
southwest n.
|
|
157 |
General |
tüy ucunda yer alan parlak leke |
spangle n.
|
|
158 |
General |
ana kalıp veya cetvelin kenarının, bir geminin kavisli bir parçası boyunca yer alan noktalara olan mesafelerini gösteren sayılar |
spiling n.
|
|
159 |
General |
(abd devlet mühründe yer alan) kanatları açık kartal sembolü |
spread eagle n.
|
|
160 |
General |
(abd devlet mühründe yer alan) kanatları açık kartal sembolü |
spread-eagle n.
|
|
161 |
General |
bekleme listesinde yer alan yolcu |
standby n.
|
|
162 |
General |
iki ucunda yarım top yer alan çubuklu bir mermi |
stang ball n.
|
|
163 |
General |
(haçta yer alan) dik kiriş |
stipes n.
|
|
164 |
General |
shropshire'da yer alan bir kale |
stokesay castle n.
|
|
165 |
General |
(sandalyede, mobilyada) iki ayak arasında yer alan yatay çubuk |
stretcher n.
|
|
166 |
General |
(madeni para, madalya üzerinde yer alan) kabartma |
strike n.
|
|
167 |
General |
ay ile dünya'nın yörüngesinde yer alan astronomik oluşum |
sublunary [obsolete] n.
|
|
168 |
General |
mikroskop tablası altında yer alan bir donatı |
substage n.
|
|
169 |
General |
zirve konferansında yer alan yetkili |
summiteer n.
|
|
170 |
General |
devler arasında yer alan firma |
supergiant n.
|
|
171 |
General |
protestan hristiyan bakan sorumluluğunda yer alan bölge |
superintendency n.
|
|
172 |
General |
aklın ötesinde yer alan organizma |
superorganism n.
|
|
173 |
General |
(opera eserinde) şarkı sözlerinin sahne üzerinde yer alan çevirisi |
supertitles n.
|
|
174 |
General |
armalı kalkanın her bir kenarında yer alan desen |
supporter n.
|
|
175 |
General |
konsil yönetiminde yer alan dini bölge |
synod n.
|
|
176 |
General |
londra'da yer alan bir malikane |
syon house n.
|
|
177 |
General |
(zarfta yer alan) posta pulunu önceden iptal etmek |
precancel v.
|
|
178 |
General |
(teneke bira veya içkiyi) tabanında yer alan delikten içmek |
shotgun v.
|
|
179 |
General |
dışta yer alan |
out adj.
|
|
180 |
General |
girişte yer alan |
prelusory adj.
|
|
181 |
General |
yolun ortasında yer alan |
halfway adj.
|
|
182 |
General |
ortada yer alan |
halfway adj.
|
|
183 |
General |
anüsün arkasında yer alan |
postanal adj.
|
|
184 |
General |
geçmişte güneydoğu asya'da yer alan kuzey vietnam ülkesinde yaşayan, onun halkına veya kültürüne ait olan |
north vietnamese adj.
|
|
185 |
General |
hindistan'ın kuzeyinde yer alan (geçmişte nepaul olarak yazılan) nepal krallığı ile ilgili |
nepaulese adj.
|
|
186 |
General |
terasta yer alan |
terrace adj.
|
|
187 |
General |
manhattan'ın doğu yakası'nda yer alan |
eastside adj.
|
|
188 |
General |
zarf, kartpostal gibi bir şeyin üzerinde yer alan (pul) |
on entire adj.
|
|
189 |
General |
en uçta yer alan |
extreme adj.
|
|
190 |
General |
kuzeybatı afrika'da yer alan mağrip bölgesine veya bu bölgede yaşayan insanlara ait |
maghrebi adj.
|
|
191 |
General |
kuzeybatı afrika'da yer alan mağrip bölgesi veya bu bölgede yaşayan insanlar ile ilişkili |
maghrebi adj.
|
|
192 |
General |
kuzeybatı afrika'da yer alan mağrip bölgesine veya bu bölgede yaşayan insanlara ait |
maghribi adj.
|
|
193 |
General |
kuzeybatı afrika'da yer alan mağrip bölgesi veya bu bölgede yaşayan insanlar ile ilişkili |
maghribi adj.
|
|
194 |
General |
kuzeydoğu polonya'da yer alan bir bölge olan masuria'ya veya bu bölgenin sakinlerine ait |
masurian adj.
|
|
195 |
General |
kuzeydoğu polonya'da yer alan bir bölge olan masuria veya bu bölgenin sakinleri ile ilişkili |
masurian adj.
|
|
196 |
General |
kireçli toprak özelliklerinde yer alan |
marlaceous adj.
|
|
197 |
General |
iki nehir arasında yer alan bölgeye ait |
mesopotamian adj.
|
|
198 |
General |
iki nehir arasında yer alan bölge ile ilişkili |
mesopotamian adj.
|
|
199 |
General |
iki nehir arasında yer alan bölgeye özgü |
mesopotamian adj.
|
|
200 |
General |
uzun ve dar burunlu ile yassı burunlu arasında yer alan |
mesorhine adj.
|
|
201 |
General |
uzun ve dar burunlu ile yassı burunlu arasında yer alan |
mesorrhine adj.
|
|
202 |
General |
uzun ve dar burunlu ile yassı burunlu arasında yer alan |
mesorrhinic adj.
|
|
203 |
General |
elektromanyetik spektrumda radyo dalgaları ve kızılötesi dalgaları arasında yer alan, frekansları 300 megahertz ile 300 gigahertz arasında olup 1 metre ile 1 milimetre arasında dalga uzunluklarına sahip elektromanyetik ışımaya ilişkin |
microwave adj.
|
|
204 |
General |
atlas okyanusu'nun ortasında yer alan |
mid-atlantic adj.
|
|
205 |
General |
bir rotanın ilk ve son fazlarının arasında yer alan kısmına ilişkin |
midcourse adj.
|
|
206 |
General |
abd ile güney amerika arasında yer alan topraklara ve burada yaşayan insanlara ait veya ilişkin |
middle american adj.
|
|
207 |
General |
ortada yer alan |
midward adj.
|
|
208 |
General |
taşrada yer alan |
hick adj.
|
|
209 |
General |
kırsalda yer alan |
hick adj.
|
|
210 |
General |
dağda yer alan |
mountain adj.
|
|
211 |
General |
dağların arasında yer alan |
mountain adj.
|
|
212 |
General |
(hanedan armalarında yer alan çift sayıdaki hayvanlarda) ön ayakları havada olup farklı yönleri gösteren |
repassant adj.
|
|
213 |
General |
tekrar yer alan |
return adj.
|
|
214 |
General |
alt seviyede yer alan |
low-ranking adj.
|
|
215 |
General |
alt seviyede yer alan |
low-rent adj.
|
|
216 |
General |
en üstte yer alan |
loftiest adj.
|
|
217 |
General |
(haç işareti) basamak üzerinde yer alan |
degraded adj.
|
|
218 |
General |
konum, durum ve yapı açısından ortada yer alan |
gray adj.
|
|
219 |
General |
(karakterli ve fonetik yazım arasında yer alan) bir yazı biçimi ile ilgili |
iconomatic adj.
|
|
220 |
General |
(karakterli ve fonetik yazım arasında yer alan) bir yazı biçimine ait |
iconomatic adj.
|
|
221 |
General |
(karakterli ve fonetik yazım arasında yer alan) bir yazı biçimi ile ilgili |
ikonomatic adj.
|
|
222 |
General |
(karakterli ve fonetik yazım arasında yer alan) bir yazı biçimine ait |
ikonomatic adj.
|
|
223 |
General |
uzakta yer alan |
long-distance adj.
|
|
224 |
General |
ana güzergahlar üzerinde yer alan |
on-line adj.
|
|
225 |
General |
demiryolları üzerinde yer alan |
on-line adj.
|
|
226 |
General |
üstte yer alan |
overplaced adj.
|
|
227 |
General |
denizaşırı ülkelerde yer alan |
overseas adj.
|
|
228 |
General |
karşıda yer alan |
overside adj.
|
|
229 |
General |
diyalogda yer alan |
dialogic adj.
|
|
230 |
General |
dudağın altında yer alan |
infralabial adj.
|
|
231 |
General |
alt kenarda yer alan |
inframarginal adj.
|
|
232 |
General |
dünyanın altında yer alan |
inframundane adj.
|
|
233 |
General |
altta yer alan |
infraposed adj.
|
|
234 |
General |
katmanlar arasında yer alan |
interlayer adj.
|
|
235 |
General |
ortabatı bölgesinde yer alan |
midwestern adj.
|
|
236 |
General |
sırtta yer alan |
dorsal adj.
|
|
237 |
General |
(özellikle erkek organ) arkada yer alan |
dorsifixed adj.
|
|
238 |
General |
ortada yer alan üçüncü gözü olan |
cyclopean adj.
|
|
239 |
General |
ortada yer alan üçüncü göz ile ilgili |
cyclopean adj.
|
|
240 |
General |
ortada yer alan üçüncü gözü olan |
cyclopian adj.
|
|
241 |
General |
ortada yer alan üçüncü göz ile ilgili |
cyclopian adj.
|
|
242 |
General |
ortada yer alan üçüncü gözü olan |
cyclopic adj.
|
|
243 |
General |
ortada yer alan üçüncü göz ile ilgili |
cyclopic adj.
|
|
244 |
General |
alt katta yer alan |
downstair adj.
|
|
245 |
General |
çubuğun ucunda yer alan |
pole adj.
|
|
246 |
General |
sivil alanda yer alan |
political adj.
|
|
247 |
General |
havuz başında yer alan |
poolside adj.
|
|
248 |
General |
aynı sınıfta yer alan |
fellow adj.
|
|
249 |
General |
iç bölümde yer alan |
inlying adj.
|
|
250 |
General |
en içte yer alan |
inlying adj.
|
|
251 |
General |
bölge içerisinde yer alan |
inlying adj.
|
|
252 |
General |
apekste yer alan |
innate adj.
|
|
253 |
General |
bitişik parça veya yüzeyler arasında yer alan |
interproximal adj.
|
|
254 |
General |
bitişik parça veya yüzeyler arasında yer alan |
interproximate adj.
|
|
255 |
General |
kongre sonrası yer alan |
postconvention adj.
|
|
256 |
General |
arkada yer alan |
postern adj.
|
|
257 |
General |
geride yer alan |
postern adj.
|
|
258 |
General |
arkada yer alan |
postic adj.
|
|
259 |
General |
üst bölgelerde yer alan |
firmamental adj.
|
|
260 |
General |
bölge dışında yer alan (özel mülk, nahiye) |
foreign adj.
|
|
261 |
General |
zerdüştlerin kutsal kitabında yer alan birtakım şiir formundaki vaazlara ilişkin |
gathic adj.
|
|
262 |
General |
bir şeyin dışında yer alan |
outlying adj.
|
|
263 |
General |
önde yer alan |
prefatory adj.
|
|
264 |
General |
(operatör) önde yer alan |
prefix adj.
|
|
265 |
General |
göz çukurunun önünde yer alan |
preorbital adj.
|
|
266 |
General |
hazırlıkta yer alan |
prep adj.
|
|
267 |
General |
diz kapağının önünde yer alan |
prepatellar adj.
|
|
268 |
General |
patella önünde yer alan |
prepatellar adj.
|
|
269 |
General |
sfenoid kemik bölgesinde yer alan |
pterygoid adj.
|
|
270 |
General |
deniz kenarında yer alan |
sea-bordering adj.
|
|
271 |
General |
kıyıda yer alan |
shore adj.
|
|
272 |
General |
derme çatma varoşlarda yer alan |
slurban adj.
|
|
273 |
General |
şiirde yer alan |
poetical adj.
|
|
274 |
General |
güneybatıda yer alan |
southwest adj.
|
|
275 |
General |
bekleme listesinde yer alan (yolcu) |
standby adj.
|
|
276 |
General |
başrol olarak yer alan |
starring adj.
|
|
277 |
General |
arkada yer alan |
sternward adj.
|
|
278 |
General |
arkada yer alan |
sternwards adj.
|
|
279 |
General |
alt tabakada yer alan |
subgrade adj.
|
|
280 |
General |
düğüm altında yer alan |
subnodal adj.
|
|
281 |
General |
bulutların altında yer alan |
subnuvolar adj.
|
|
282 |
General |
periosteumun altında yer alan |
subperiosteal adj.
|
|
283 |
General |
dış kemik tabakasının altında yer alan |
subperiosteal adj.
|
|
284 |
General |
tuz tabakasının altında yer alan |
subsalt adj.
|
|
285 |
General |
toprak altında yer alan |
subterraneal adj.
|
|
286 |
General |
gökyüzünün tepesinde yer alan |
supercelestial adj.
|
|
287 |
General |
kaş hizasındaki ön kemikte yer alan |
superciliary adj.
|
|
288 |
General |
tepesinde yer alan |
superimposed adj.
|
|
289 |
General |
üst satırda yer alan |
superior adj.
|
|
290 |
General |
üstte yer alan |
superior adj.
|
|
291 |
General |
(üst gövde parçası) superior bölgede yer alan |
superior adj.
|
|
292 |
General |
(dört ayaklı gövdede) daha önde yer alan |
superior adj.
|
|
293 |
General |
(bitkinin bir bölümü) diğer organın üzerinde yer alan |
superior adj.
|
|
294 |
General |
(mantar halkası) sap üzerinde yer alan |
superior adj.
|
|
295 |
General |
hemen üzerinde yer alan |
superjacent adj.
|
|
296 |
General |
madde ötesinde yer alan |
supermaterial adj.
|
|
297 |
General |
zirvenin yakınında yer alan |
supernal adj.
|
|
298 |
General |
en üst noktada yer alan |
supernal adj.
|
|
299 |
General |
üst-yan tarafta yer alan |
superolateral adj.
|
|
300 |
General |
güneş üzerinde yer alan |
supersolar adj.
|
|
301 |
General |
kulak kepçesinin üzerinde yer alan |
supra-auricular adj.
|
|
302 |
General |
(tüy) aurikula üzerinde yer alan |
supra-auricular adj.
|
|
303 |
General |
ayın ötesinde yer alan |
supralunar adj.
|
|
304 |
General |
yemek borusunun yukarısında yer alan |
supra-oesophagal [obsolete] adj.
|
|
305 |
General |
kesitlerin üzerinde yer alan |
suprasegmental adj.
|
|
306 |
General |
temporal kemiğin üzerinde yer alan |
supratemporal adj.
|
|
307 |
General |
yüzeyde yer alan |
surface adj.
|
|
308 |
General |
faaliyet alanında yer alan |
upon the spot adj.
|
|
309 |
General |
yakın geçmiş hafızasında yer alan |
in recent memory adv.
|
|
310 |
General |
kıta abd'sinde yer alan |
stateside adv.
|
|
311 |
General |
dışında yer alan |
off prep.
|
|
312 |
General |
halkalı bileşiklerde orta konum veya ortada yer alan grup için kullanılan bir ön ek |
mes- pref.
|
|
313 |
General |
halkalı bileşiklerde orta konum veya ortada yer alan grup için kullanılan bir ön ek |
meso- pref.
|
|
314 |
General |
dorsal bölümde yer alan anlamına gelen bir ön ek |
supra- pref.
|
|
315 |
General |
sırt tarafında yer alan anlamına gelen bir ön ek |
supra- pref.
|
|
316 |
General |
üst bölümde yer alan anlamına gelen bir ön ek |
supra- pref.
|
|
317 |
General |
mayozda yer alan kromozomların şeklini veya sayısını gösteren isimler oluşturmak için kullanılan son ek |
-tene suf.
|
|
318 |
General |
patolojik rahatsızlıklarda yer alan bir son ek |
-ia suf.
|
|
319 |
General |
bitki cinslerinde yer alan bir son ek |
-ia suf.
|
|
320 |
General |
(reptilia gibi) zoolojik sınıflarda yer alan bir son ek |
-ia suf.
|
|
321 |
General |
sözcük sonunda yer alan e veya ie sesi düşünce kullanılan bir son ek |
-ing suf.
|
|
322 |
General |
eskiden sanatçı imzasında yer alan ibare |
pinx. (pinxit) abrev.
|
|
323 |
General |
aşağıda yer alan husus |
sqq (the following) abrev.
|
|
324 |
General |
aşağıda yer alan hususlar |
sqq. (the following ones) abrev.
|
|
Phrasals |
|
325 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi) başka kıyafetler, bir yer, bir alan içerisinde düşünmek/hayal etmek |
picture (someone or something) inside of (something) v.
|
|
326 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi) başka kıyafetler, bir yer, bir alan içerisinde düşünmek/hayal etmek |
picture (someone or something) in (something) v.
|
|
327 |
Phrasals |
birini/bir şeyi başka bir şey, bir yer, bir alan içerisinde düşünmek/hayal etmek |
picture someone in something v.
|
|
Colloquial |
|
328 |
Colloquial |
pasifik okyanusu boyunca yer alan bölge |
the coast [usa] n.
|
|
329 |
Colloquial |
hindistan'da toplumun en alt tabakasında yer alan kimse |
untouchable n.
|
|
330 |
Colloquial |
binanın dışında yer alan tuvalet |
kleinhuisie [south africa] n.
|
|
331 |
Colloquial |
uyluğun arka bölümünde yer alan kaslar |
hams n.
|
|
332 |
Colloquial |
amerika'nın massachusetts eyaletinde yer alan bir şehir |
andover massachusetts n.
|
|
333 |
Colloquial |
güney-orta afrika'da yer alan ve atlas okyanusu'na kıyısı olan bir cumhuriyet |
free state n.
|
|
334 |
Colloquial |
hindistan'da toplumun en alt tabakasında yer alan |
untouchable adj.
|
|
335 |
Colloquial |
(gizli bir şeyin) içinde yer alan |
in on (something) expr.
|
|
Idioms |
|
336 |
Idioms |
iğne deliği kadar yer/alan |
eye of the needle n.
|
|
337 |
Idioms |
daracık yer/alan |
eye of the needle n.
|
|
338 |
Idioms |
alan/yer yaratmak |
make way for something v.
|
|
339 |
Idioms |
sorumlu/yetkili/önemli pozisyonda yer alan |
in the hot seat expr.
|
|
340 |
Idioms |
sorumlu/yetkili/önemli pozisyonda yer alan |
on the hot seat expr.
|
|
Trade/Economic |
|
341 |
Trade/Economic |
bir firmanın gelir tablosunun ilk satırında yer alan brüt satışların ya da brüt gelirin artışına bağlı büyüme |
top line growth n.
|
|
342 |
Trade/Economic |
gümrük giriş tarife cetvelinde yer alan maddeler |
enumerated articles n.
|
|
343 |
Trade/Economic |
iletişim araçlarında yer alan ve belli bir kişi veya kurumun bir kamusal sorun hakkındaki görüşlerini yansıtan reklam |
public issue advertising n.
|
|
344 |
Trade/Economic |
kredi sözleşmelerinde yer alan ayrıntılı güvence koşulları |
covenant n.
|
|
345 |
Trade/Economic |
marjda yer alan birim |
marginal n.
|
|
346 |
Trade/Economic |
sözleşmede yer alan fiyat |
contracted price n.
|
|
347 |
Trade/Economic |
marketlerde yer alan ayaklı etajer |
gondola n.
|
|
348 |
Trade/Economic |
listede yer alan |
listed adj.
|
|
349 |
Trade/Economic |
telif fiyatı ile satış fiyatının ortasında yer alan (londra menkul kıymetler borsası fiyatı) |
middle adj.
|
|
Law |
|
350 |
Law |
akitte yer alan hüküm |
proviso n.
|
|
351 |
Law |
tutanaklardaki eski yüksek temyiz mahkemesi kayıtlarının başında yer alan madde |
memorandum n.
|
|
352 |
Law |
adli kararın, mahkeme celbinin veya farklı bir belgenin genellikle üzerinde yer alan bir not ile şerif veya farklı bir yetkili tarafından ilgili belgenin düzenlendiği mahkemeye tebliğ edilmesi veya gönderilmesi |
return n.
|
|
353 |
Law |
(fransız devrimi öncesi rejimde) parlamentosuz kentlerde yer alan adliye mahkemesi |
presidial n.
|
|
354 |
Law |
vasiyette yer alan |
testate adj.
|
|
Politics |
|
355 |
Politics |
romalı komplocu catilina'nın düzenlediği suikastta yer alan |
catilinarian n.
|
|
356 |
Politics |
ingiltere'de ortaçağdan bu yana devam eden garter şövalyelik onur nişanı sisteminin başında yer alan kişi |
chancellor of the order of the Garter n.
|
|
357 |
Politics |
seçimde yer alan fakat iktidarda olmayan aday veya parti |
nonincumbent n.
|
|
358 |
Politics |
madde x'te yer alan amaçlar |
objectives laid down in article x n.
|
|
359 |
Politics |
soy ve kültür birlikteliği olduğu halde herhangi bir devletin sınırları dışında yer alan halk ile söz konusu devletin birleşmesi fikri |
irredentism n.
|
|
360 |
Politics |
balkan yarımadası'nda yer alan ülkelere verilen ad |
balkan nation n.
|
|
361 |
Politics |
orta atlantik'te yer alan eyalet |
keystone state n.
|
|
362 |
Politics |
(hindistan'da) eskiden özellikle büyük bir eyaleti yöneten, mertebe olarak racinin üstünde yer alan prenses |
maharanee n.
|
|
363 |
Politics |
mertebe olarak racinin üstünde yer alan ve eyalet yöneten prensese verilen bir unvan |
maharanee n.
|
|
364 |
Politics |
(hindistan'da) eskiden özellikle büyük bir eyaleti yöneten, mertebe olarak racinin üstünde yer alan prenses |
maharani n.
|
|
365 |
Politics |
mertebe olarak racinin üstünde yer alan ve eyalet yöneten prensese verilen bir unvan |
maharani n.
|
|
366 |
Politics |
bir siyasi parti içindeki en güçlü hizipte yer alan üye |
majoritaire n.
|
|
367 |
Politics |
italyan aristokrasisinde kontesin üzerinde ve prensesin altında yer alan kadın |
marchesa n.
|
|
368 |
Politics |
kontesin üzerinde ve prensesin altında yer alan kadınlara verilen bir asalet unvanı |
marchesa n.
|
|
369 |
Politics |
italyan aristokrasisinde kontun üzerinde ve prensin altında yer alan erkek |
marchese n.
|
|
370 |
Politics |
kontun üzerinde ve prensin altında yer alan erkeklere verilen bir asalet unvanı |
marchese n.
|
|
371 |
Politics |
1987 yılında kanada'nın quebec kentinde yer alan meech gölü'nde imzalanan ve quebec'in 1982 anayasası için öne sürdüğü maddeleri kabul eden anlaşma |
meech lake accord n.
|
|
372 |
Politics |
pasifik okyanusu'nın batısında yer alan ve kosrae, pohnpei, chuuk ve yap'ı kapsayan bir adalar federasyonu |
federated states of micronesia n.
|
|
373 |
Politics |
bakanlar kurulunda yer alan bakan |
minister of the crown [uk] n.
|
|
374 |
Politics |
fransa'nın ihtilal meclisinde yer alan aşırı sol grup |
montagne n.
|
|
375 |
Politics |
yasa tasarısının parlamentodan geçmesi sürecinde tasarının üçüncü kez beyan edilmesinden önce yer alan ve üzerinde çalışan komisyona geri bildirimde bulunulan evre |
report stage n.
|
|
376 |
Politics |
1970'lerde israil'de ortanın sağında yer alan partilerden kurulan bir koalisyon |
likud n.
|
|
377 |
Politics |
jakoben ulusal meclisi'ne karşı gelmiş, merkez sol kanatta yer alan bir siyasi grup |
girondins n.
|
|
378 |
Politics |
abd dışişleri bakanlığı'nın yurt dışında yer alan kurumlarına verilen ad |
diplomatic and/or consular facility n.
|
|
379 |
Politics |
ingiliz hanedan armasında yer alan bir arma muhafızı |
rouge croix n.
|
|
380 |
Politics |
ingiliz hanedan armasında yer alan bir arma muhafızı |
rouge dragon n.
|
|
381 |
Politics |
ingiliz hanedan armasında yer alan bir arma muhafızı |
rougecroix n.
|
|
382 |
Politics |
seçmenin üzerinde yer alan aday sırasına göre oy verdiği oy pusulası |
donkey vote [australia] n.
|
|
383 |
Politics |
büyükelçinin hemen altında yer alan diplomat |
counselor n.
|
|
384 |
Politics |
rusya'nın güneyinde yer alan özerk bir cumhuriyet |
ingushetiya n.
|
|
385 |
Politics |
basra körfezi'nde yer alan bir ada ülkesi |
state of bahrain n.
|
|
386 |
Politics |
aşağıda yer alan hükümler uyarınca değiştirmek |
alter in accordance with the provisions set out below v.
|
|
387 |
Politics |
(parti pusulasında yer alan) belirli isimlere oy vermeyi reddetmek |
scratch v.
|
|
388 |
Politics |
aynı safta yer alan |
aligned adj.
|
|
389 |
Politics |
avam sınıfında yer alan |
lower-class adj.
|
|
390 |
Politics |
abd anayasası veya haklar bildirgesi'nde zımnen yer alan bir dizi hakka ait veya ilgili |
penumbral [us] adj.
|
|
Institutes |
|
391 |
Institutes |
atlanta'da yer alan, modemler ve uzaktan erişim cihazlarında uzmanlaşmış bir şirket |
hayes® n.
|
|
392 |
Institutes |
kuzeydoğu portoriko'da yer alan bir belediye |
río bravo n.
|
|
393 |
Institutes |
kuzeydoğu portoriko'da yer alan bir belediye |
rio grande n.
|
|
Industry |
|
394 |
Industry |
bağlantı parçalarını tutturmak için borunun ucunda yer alan vida dişi |
makeup n.
|
|
395 |
Industry |
özellikle hizmet sektöründe yer alan sıkıcı, düşük maaşlı ve yan hakları az olan iş |
mc job n.
|
|
396 |
Industry |
pres işlemi uygulanırken balya altında yer alan uçların döndürülmesi ile pamuk balyalarını saran metal bantları birbirine bağlayan parça |
returner n.
|
|
397 |
Industry |
silindiri manivelanın üzerinde yer alan dikey buhar makinesi |
overhead engine n.
|
|
398 |
Industry |
fabrikalarda tepede yer alan avara mili ve dişli düzeneği |
overhead work n.
|
|
399 |
Industry |
iki boru arasında yer alan ve birleştirici flanşlar yardımı ile tutturulmuş mafsal |
flange joint n.
|
|
400 |
Industry |
bir endüstride belli ölçüde yer alan |
semi-industrial adj.
|
|
Media |
|
401 |
Media |
gazetenin veya süreli yayının ilk sayfasında, başlık sayfasında veya ön kapağında yer alan başlık |
masthead n.
|
|
402 |
Media |
gazete manşetinin en altında yer alan açıklama bölümü |
lower deck n.
|
|
403 |
Media |
gazetelerde baş yazı sayfasının karşısında yer alan, kişisel görüşleri yansıtan makalelerin bulunduğu sayfa |
op-ed n.
|
|
404 |
Media |
gazetelerde baş yazı sayfasının karşısında yer alan, kişisel görüşleri yansıtan makale |
op-ed n.
|
|
405 |
Media |
televizyon yayını sırasında ekranın altında yer alan ve ekrandaki görüntüyü tanımlayan, bilgi amaçlı grafik, resim veya metin içeren kısım |
lower third n.
|
|
406 |
Media |
gazetelerde baş yazı sayfasının karşısında yer alan, kişisel görüşleri yansıtan makalelerin bulunduğu (sayfa) |
op-ed adj.
|
|
407 |
Media |
(hikaye, reklam) gazetenin herhangi bir bölümünde yer alan |
run-of-paper adj.
|
|
Advertising |
|
408 |
Advertising |
tüketici kararlarının ardında yer alan güdülerin sistematik analizi |
motivational research n.
|
|
Technical |
|
409 |
Technical |
bir minber ya da kürsü üzerinde yer alan ses yansıtıcı platform |
abatvoix n.
|
|
410 |
Technical |
eyer üzerinde yer alan kayışlar |
chapelet n.
|
|
411 |
Technical |
denge takımının diğerlerinden üstte yer alan parçası |
top-mounter n.
|
|
412 |
Technical |
çelik boruların uçlarında yer alan uç/pah yüzeyi |
end/bevel face at the ends of steel tubes n.
|
|
413 |
Technical |
basınçlı kesonun çalışma odası ile dış kısmı arasında yer alan hazne |
man lock n.
|
|
414 |
Technical |
lokomotifteki silindir çiftinin arasında yer alan köprüleme aksamı |
saddle n.
|
|
415 |
Technical |
daktilo baskı kalıbında yer alan bakır parçası |
mat n.
|
|
416 |
Technical |
bir dökümdeki birleşme çizgisinin her iki tarafında karşılıklı yer alan metal levha |
match plate n.
|
|
417 |
Technical |
bir resmin etrafında yer alan, genellikle beyaz veya yaldızlı mukavvadan yapılmış kenarlık |
matte n.
|
|
418 |
Technical |
fransa menşeli bir orgun 8 fitlik veya 16 fitlik borularında yer alan temel durağı |
montre n.
|
|
419 |
Technical |
mikroskobik incelemede preparat ile lamel arasında yer alan ve içinde numunenin süspansiyon halinde durduğu madde |
mountant n.
|
|
420 |
Technical |
(en üstte yer alan) istinat payandası |
rider n.
|
|
421 |
Technical |
(çatı sırtı bitişiğinde yer alan) şıngıl |
ridge n.
|
|
422 |
Technical |
(çatı sırtı bitişiğinde yer alan) tuğla |
ridge n.
|
|
423 |
Technical |
(çatı sırtı bitişiğinde yer alan) sleyt |
ridge n.
|
|
424 |
Technical |
(çatı sırtı bitişiğinde yer alan) kayrak taşı |
ridge n.
|
|
425 |
Technical |
un değirmeninin üst taşında yer alan demirden destek mekanizması |
rind n.
|
|
426 |
Technical |
(uçağın burun veya kuyruk bölümünde yer alan) istiridye kabuğu biçimli kapı |
clam n.
|
|
427 |
Technical |
gerçek ufkun altında yer alan görünen ufkun çöküntüsü açısını ölçen cihaz |
dip sector n.
|
|
428 |
Technical |
katot ışınlı osiloskop gibi ölçüm cihazlarının önünde yer alan şeffaf ölçek |
graticule n.
|
|
429 |
Technical |
saat mekanizmasında yer alan bir tür düz disk |
roller table n.
|
|
430 |
Technical |
(atıkları öğüterek su borularına gönderen) lavabo giderinde yer alan elektronik bir alet |
disposer n.
|
|
431 |
Technical |
uçaksavar balonunda yer alan şişik torbalardan her biri |
lobe n.
|
|
432 |
Technical |
(kirleri milden uzak tutmak için) vagon tekeri yuvasının ucunda yer alan plaka |
cuttoo plate n.
|
|
433 |
Technical |
(ahşap, duvarcılık) kapı altında yer alan uzun bölüm |
doorsill n.
|
|
434 |
Technical |
kiriş örgüsü içinde yer alan boşluk |
panel n.
|
|
435 |
Technical |
varil pompasının ucunda yer alan vana |
potlid valve n.
|
|
436 |
Technical |
iki kalas arasında yer alan çelik levhadan oluşan bir bileşik kiriş |
sandwich beam n.
|
|
437 |
Technical |
ses kanalında yer alan ve içinden geçen seslerin frekans aralıklarını sınırlayan boru, açıklık, veya rezonans boşluğu |
filter n.
|
|
438 |
Technical |
(buhar kazanlarında) katışkıları püskürtme yoluyla temizleyen ve su seviyesinde yer alan ventil |
foam cock n.
|
|
439 |
Technical |
(fay veya mineral damarı arasında yer alan) yumuşak killi madde |
selvage n.
|
|
440 |
Technical |
(fay veya mineral damarı arasında yer alan) yumuşak killi madde |
selvedge n.
|
|
441 |
Technical |
pencere çerçevesi kanalında veya kapının altında yer alan sürgülü ek yapı |
shoe n.
|
|
442 |
Technical |
yüzükte süsleme kenarında yer alan bölüm |
shoulder n.
|
|
443 |
Technical |
lama omurga üzerinde yer alan sac |
sideband n.
|
|
444 |
Technical |
güneşte yer alan filament yapısı |
solar filament n.
|
|
445 |
Technical |
(çözeltide yer alan iyon hareketlerine bağlı işleyen) elektronik bir tespit cihazı |
solion n.
|
|
446 |
Technical |
döküm kalıbının içinde yer alan büyük boşluk |
pocket n.
|
|
447 |
Technical |
halat bağlama kazığı üzerinde yer alan yatay çubuk |
stakehead n.
|
|
448 |
Technical |
bir su değirmeninin ön ve taban bölümünde yer alan kavisli bölüm |
start n.
|
|
449 |
Technical |
bir molekül veya moleküller içinde yer alan |
intramolecular adj.
|
|
450 |
Technical |
aşırı kuvvetlendirilmiş yeraltı sığınaklarında yer alan (nükleer füzeler) |
hard adj.
|
|
451 |
Technical |
orta bölümün yukarısında yer alan |
supermedial adj.
|
|
452 |
Technical |
hsl renk modelinde yer alan bir renk alanı |
hsi (hue saturation intensity) abrev.
|
|
Computer |
|
453 |
Computer |
kırsal alanda yer alan ve iletişim ağına bağlı bilgisayarları ve çeşitli sistemlere ev sahipliği yapan ortak işyeri |
telecottage n.
|
|
454 |
Computer |
yer imi konmuş alan |
bookmarked area n.
|
|
455 |
Computer |
yer imli alan |
bookmarked area n.
|
|
456 |
Computer |
bilgisayar veri tabanında yer alan ayrık alan |
microworld n.
|
|
457 |
Computer |
çok boyutlu dizide yer alan bağımsız indeks dizisi |
dimension n.
|
|
458 |
Computer |
bilgisayarda yer alan cinsel içerikli materyal |
cybersex n.
|
|
459 |
Computer |
çeşitli fantezi evrenlerinde yer alan bir karanlık elf ırkı |
drow n.
|
|
460 |
Computer |
görüntü penceresinde yer alan kare alan |
pane n.
|
|
461 |
Computer |
veri tabanında yer alan veri birimi |
segment n.
|
|
462 |
Computer |
genellikle memlerde yer alan idealize edilmiş aşırı kaslı ve çekici erkek |
gigachad n.
|
|
Informatics |
|
463 |
Informatics |
yer imli alan |
bookmarked area n.
|
|
464 |
Informatics |
veri tabanında veya başka bilgisayar dosyalarında yer alan kayıtları tanımlayan karakter grubu |
key n.
|
|
465 |
Informatics |
ekranda yer alan ve bir bakışta anlaşılabilen bilgi |
glance n.
|
|
466 |
Informatics |
görev döngüsünde yer alan bir görev |
cycler n.
|
|
Telecom |
|
467 |
Telecom |
alan yer değiştirme izolatörü |
field displacement isolator n.
|
|
468 |
Telecom |
sadece alan uydu yer istasyonu |
receive-only satellite earth station n.
|
|
Electric |
|
469 |
Electric |
elektromanyetik tayfta uzak kızılötesi ile mikrodalgalar arasındaki frekansta yer alan radyasyon |
terahertz radiation n.
|
|
470 |
Electric |
baskı devre tahtasının zıt kenarlarında yer alan iki devreyi birbirine bağlayan iletken |
feedthrough n.
|
|
Mechanic |
|
471 |
Mechanic |
gemi güvertesinde bocurgatı destekleyen sütunlarda yer alan, mil yatağı için konulmuş diş |
gudgeon n.
|
|
472 |
Mechanic |
(cıvata başında yer alan) kare/üçgen biçimli kilit |
span shackle n.
|
|
473 |
Mechanic |
karşılıklı yer alan (iki motor silindiri) |
opposed adj.
|
|
474 |
Mechanic |
silindirleri karşılıklı yer alan (motor) |
opposed adj.
|
|
Television |
|
475 |
Television |
esas kadroya dahil olmayıp bu kadroyla birlikte gösteride yer alan kimse |
guest n.
|
|
Textile |
|
476 |
Textile |
(vardolada yer alan) gizli dikiş |
inseam n.
|
|
477 |
Textile |
(dokuma tezgahında) gücü takımı ucunda yer alan çubuk |
shaft n.
|
|
478 |
Textile |
dokuma işleminde yer alan bir proses |
beating-up n.
|
|
479 |
Textile |
(eldivenin arkasında yer alan) pli dikiş |
point n.
|
|
Architecture |
|
480 |
Architecture |
sütunun tepesinde yer alan süslemeli kısım |
capital n.
|
|
481 |
Architecture |
antik yunan ya da roma tapınaklarında ayinlerin yapıldığı, orta kısımda yer alan bölüm |
cella n.
|
|
482 |
Architecture |
geçmişte londra cuddington'da yer alan kraliyet sarayı |
nonsuch palace n.
|
|
483 |
Architecture |
batı virginia'daki new river'da yer alan çelik kemer köprü |
new river gorge bridge n.
|
|
484 |
Architecture |
sütun kornişinin üzerinde yer alan boyun |
trachelium n.
|
|
485 |
Architecture |
sütun kornişinin üzerinde yer alan boyun |
trachelion n.
|
|
486 |
Architecture |
roma bazilikalarının bir ucunda yer alan yükseltilmiş platform |
tribune [rare] n.
|
|
487 |
Architecture |
merkezi ve en geniş bölmede yer alan üçlü kemer |
triumphal arch motive n.
|
|
488 |
Architecture |
demiryolunun bitiminde yer alan kent |
end of steel n.
|
|
489 |
Architecture |
erken hıristiyanlık kilisesinde kapı sundurmasının üzerinde yer alan, kilise hamalı ve hademesinin yaşadığı belge odası |
zeta n.
|
|
490 |
Architecture |
londra'nın hampstead heath kısmında yer alan 17. yüzyıldan kalma bir malikane |
kenwood house n.
|
|
491 |
Architecture |
antik yunan ya da roma tapınaklarında ayinlerin yapıldığı, orta kısımda yer alan bölüm |
megara n.
|
|
492 |
Architecture |
antik yunan ya da roma tapınaklarında ayinlerin yapıldığı, orta kısımda yer alan bölüm |
megaron n.
|
|
493 |
Architecture |
triglifin olukları arasında yer alan düz yüzey |
meros n.
|
|
494 |
Architecture |
triglifin olukları arasında yer alan düz yüzey |
merus n.
|
|
495 |
Architecture |
binanın iki ana katı arasında yer alan alçak tavanlı kat |
mezzanine story n.
|
|
496 |
Architecture |
tiyatro sahnesinin altında yer alan, döşeme kapağı gibi sahne düzeneklerinin çalıştırıldığı kat |
mezzanine story [uk] n.
|
|
497 |
Architecture |
tiyatro sahnesinin altında yer alan, döşeme kapağı gibi sahne düzeneklerinin çalıştırıldığı kat |
mezzanine floor [uk] n.
|
|
498 |
Architecture |
ingiltere'deki humber nehri üzerinde yer alan bir asma köprü |
humber bridge n.
|
|
499 |
Architecture |
saçaklıktaki iki sütun arasında yer alan ve bir adet triglif ile iki adet metope içeren mesafe |
monotriglyph n.
|
|
500 |
Architecture |
tonoz çatıda yer alan küçük hilal biçimli açıklık |
lunette n.
|
|