|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
General |
|
1 |
General |
brezilya palmiyesinden elde edilen sağlam bir iplik türü |
tecum n.
|
|
2 |
General |
bazı akasya ağaçlarından elde edilen zamk |
gum arabic n.
|
|
3 |
General |
aynı adı taşıyan bitkinin tohumlarından elde edilen çok değerli bir yağ |
primrose evening oil n.
|
|
4 |
General |
bitkilerden elde edilen uçucu yağ |
essential oil n.
|
|
5 |
General |
greyfurt, turunç ve mandalinayı melezleyerek elde edilen jamaika'ya özgü bir narenciye |
ugli n.
|
|
6 |
General |
damıtılarak elde edilen alkollü sıvı |
spirit n.
|
|
7 |
General |
hayvandan elde edilen malzeme |
animal derived material n.
|
|
8 |
General |
killi şistten elde edilen petrol |
shale oil n.
|
|
9 |
General |
birçok alkollü içeceğin ve meyve sularının karıştırılmasıyla elde edilen içecek |
cocktail n.
|
|
10 |
General |
kırmızı şarap meyve suyu ve soda karışımı ile elde edilen alkollü punç |
sangaree n.
|
|
11 |
General |
caesalpinia familyasın ait olan ağaçlardan elde edilen odun |
sapanwood n.
|
|
12 |
General |
kendirden elde edilen bir uyuşturucu |
cannabis n.
|
|
13 |
General |
şekerkamışından elde edilen şeker |
cane sugar n.
|
|
14 |
General |
aynı adı taşıyan bitkinin tohumlarından elde edilen çok değerli bir yağ |
evening primrose oil n.
|
|
|
15 |
General |
sütten elde edilen bir şeker |
milk sugar n.
|
|
16 |
General |
ağaçlardan elde edilen zamk ve reçine karışımı |
gum resin n.
|
|
17 |
General |
kırmızı şarap meyve suyu ve soda karışımı ile elde edilen alkollü punç |
sangria n.
|
|
18 |
General |
baklagillerin tohumundan elde edilen protein |
legumin n.
|
|
19 |
General |
zebranın at veya eşekle birleştirilmesinden elde edilen hibrit |
zebroid n.
|
|
20 |
General |
elde edilen sonuçlar |
the results obtained n.
|
|
21 |
General |
beceri ile elde edilen başarı |
tour de force n.
|
|
22 |
General |
sermaye mallarına yapılan yatırımdan elde edilen verim |
quasi-rent n.
|
|
23 |
General |
başlangıçta elde edilen avantaj |
an advantage gained at the beginning n.
|
|
24 |
General |
salyangozdan elde edilen erguvan rengindeki boyarmadde |
imperial purple n.
|
|
25 |
General |
salyangozdan elde edilen erguvan rengindeki boyarmadde |
royal purple n.
|
|
26 |
General |
salyangozdan elde edilen erguvan rengindeki boyarmadde |
tyrian purple n.
|
|
27 |
General |
çaba gösterilmeden elde edilen |
easy victory n.
|
|
28 |
General |
kolay elde edilen başarı |
cheap victory n.
|
|
29 |
General |
zaman içinde elde edilen tecrübeler |
experiences gained/acquired over time n.
|
|
30 |
General |
bazı ağaçlardan elde edilen çabuk yanabilen bir odun |
torchwood n.
|
|
31 |
General |
1862'de III. Napolyon komutasındaki Fransız ordularına karşı elde edilen zaferin kutlandığı meksika bayramı |
cinco de mayo n.
|
|
32 |
General |
çeşitli malzemelerin mikserde karıştırılmasıyla elde edilen macun kıvamında madde |
coarse paste n.
|
|
33 |
General |
bazı akasya ağaçlarından elde edilen zamk |
acacin n.
|
|
34 |
General |
hayvan kıllarından dokunarak elde edilen kumaştan yapılan çadır |
haircloth tent n.
|
|
|
35 |
General |
babasu çekirdeklerinden elde edilen hindistan cevizi yağına benzer bir yağ türü |
babacu oil n.
|
|
36 |
General |
tanenden elde edilen solüsyon |
tan n.
|
|
37 |
General |
yerli mülk sahiplerinden elde edilen vergi gelirlerinin toplanmasından ve ödenmesinden sorumlu olan idari bölge |
taluk n.
|
|
38 |
General |
kafur ağacından elde edilen yağ |
camphor oil n.
|
|
39 |
General |
kanarya adalarına özel ağaçlardan elde edilen kereste |
canary wood n.
|
|
40 |
General |
çeşitli bitkilerin demlenmesinden elde edilen içeceklerin tümü |
tea n.
|
|
41 |
General |
güney amerika'da yetişen bursera ağaçlarından elde edilen sakızımsı madde |
caranna n.
|
|
42 |
General |
yeniden elde edilen şey |
reacquisition n.
|
|
43 |
General |
elde edilen para bağış olarak kullanılmak üzere satılan pul |
charity n.
|
|
44 |
General |
hint kenevirinden elde edilen sakız reçinesi |
charras n.
|
|
45 |
General |
hint kenevirinden elde edilen sakız reçinesi |
churrus n.
|
|
46 |
General |
volkanik kayalardan elde edilen seramikçilik ve sırlama işinde kullanılan sodyum-alüminyum ve potasyum-alüminyum silikatli mineral |
nepheline n.
|
|
47 |
General |
elde edilen net kar |
net n.
|
|
48 |
General |
güvenilir kaynaktan elde edilen haber |
authentic information n.
|
|
49 |
General |
kenevirden elde edilen keyif verici maddeler |
bang n.
|
|
50 |
General |
mum ağacından elde edilen ve mum yapımında kullanılan kokulu yeşil bir mum |
bayberry tallow n.
|
|
51 |
General |
bergamot meyvesinden elde edilen yağ veya parfüm |
bergamot orange n.
|
|
52 |
General |
oğlak derisinden elde edilen yumuşak deri |
cheveril [obsolete] n.
|
|
53 |
General |
sapodila ağacından elde edilen sakız benzeri bir madde |
chicle gum n.
|
|
54 |
General |
ticari kargonun denizden toplandığı seferden elde edilen hasılat |
voyage [obsolete] n.
|
|
55 |
General |
ucu sürtünme ile tutuşan yanıcı bir karışımla kaplanmış tahtadan veya kolay tutuşan başka bir malzemeden elde edilen kısa ve ince parça |
match n.
|
|
56 |
General |
bir ticari faaliyetten elde edilen ve üretim maliyetini ancak karşılayan gelir |
margent n.
|
|
57 |
General |
tavuskuşu tüylerinden elde edilen ve olta sineği yapımında kullanılan narin bir iplik |
marl n.
|
|
58 |
General |
bir kravatı bağlarken ekstra döndürmeler yapılarak elde edilen geniş ve üçgen bir düğüm |
windsor knot n.
|
|
59 |
General |
çeşitli kuru yemişlerin ve diğer yağlı tohumların yağını çıkardıktan sonra geriye kalanların öğütülmesi ile elde edilen ürün |
meal n.
|
|
60 |
General |
et veya balık gibi kurutulmuş çeşitli besinlerin öğütülmesi ile elde edilen ürün |
meal n.
|
|
61 |
General |
aniden kristallendirme ile elde edilen ürün |
meal n.
|
|
62 |
General |
spor dalında elde edilen şampiyonluğu temsilen kullanılan flama |
meatball n.
|
|
63 |
General |
meskit ağacının tohum zarflarından elde edilen, akasya zamkına benzer bir sakız |
mesquite gum n.
|
|
64 |
General |
daha değerli olanı feda ederek elde edilen maddi kazanç |
mess of pottage n.
|
|
65 |
General |
croton cinsi bir ağaçtan elde edilen reçine |
mexican lac n.
|
|
66 |
General |
öğütme işlemiyle elde edilen yağ tortusu |
millcake n.
|
|
67 |
General |
arka arkaya elde edilen üç başarı |
hat trick n.
|
|
68 |
General |
üst üste elde edilen üç başarı |
hat-trick n.
|
|
69 |
General |
kınanın başka boyarmaddeler ile karıştırılmasıyla elde edilen sıvı, toz veya macun |
henna n.
|
|
70 |
General |
amerikan bufalosundan elde edilen şey |
buffalo n.
|
|
71 |
General |
büyükbaş hayvanları çalmak için yapılan baskında elde edilen ganimet |
hership [obsolete] n.
|
|
72 |
General |
yünü kırpılmamış kuzudan elde edilen yün |
hogg [uk] n.
|
|
73 |
General |
bir yaşından küçük ve henüz yünü kırpılmamış kuzudan elde edilen yün |
hogget [uk] n.
|
|
74 |
General |
sert bir kahvenin demlenmesiyle elde edilen bir aroma |
mocha n.
|
|
|
75 |
General |
kahve ile kakao veya çikolatanın karıştırılmasıyla elde edilen bir aroma |
mocha n.
|
|
76 |
General |
topraktan elde edilen bir pigment |
motey [obsolete] n.
|
|
77 |
General |
çevredeki kırsal bölgeye hakim bir nokta elde etmek için bahçeye inşa edilen yüksek alan |
mount [obsolete] n.
|
|
78 |
General |
ylang ylang ağacının çiçeklerinden elde edilen yağ |
ylang-ylang n.
|
|
79 |
General |
ylang ylang ağacının çiçeklerinden elde edilen esans |
ylang-ylang n.
|
|
80 |
General |
ylang ylang ağacının çiçeklerinden elde edilen yağ |
ilang-ilang n.
|
|
81 |
General |
ylang ylang ağacının çiçeklerinden elde edilen esans |
ilang-ilang n.
|
|
82 |
General |
gambir bitkisinden elde edilen sarımsı sakız |
pale catechu n.
|
|
83 |
General |
gambir bitkisinden elde edilen sarımsı sakız |
white cutch n.
|
|
84 |
General |
sakız reçinesinden elde edilen pigment |
gamboge n.
|
|
85 |
General |
kuralları manipüle ederek elde edilen avantaj |
loaded dice n.
|
|
86 |
General |
bilgisayar veya internet oyunlarında yenilen düşmanlardan elde edilen işe yarar parçalar |
loot n.
|
|
87 |
General |
esasen lekeci kili, beyazlatıcı ve büzücülerden oluşup yüze sürülen kozmetik macundan elde edilen pudra |
mudpack n.
|
|
88 |
General |
misk öküzü, misk faresi, misk kedisi gibi hayvanlardan elde edilen sert kokulu çeşitli maddelere verilen ad |
musk n.
|
|
89 |
General |
olgun koyundan elde edilen iç yağı |
mutton tallow n.
|
|
90 |
General |
olgun koyundan elde edilen don yağı |
mutton tallow n.
|
|
91 |
General |
kolay elde edilen şey |
gimme n.
|
|
92 |
General |
şantaj yolu ile elde edilen çeyrek miktar |
chout n.
|
|
93 |
General |
(bütün çanların aynı anda çalınması ile elde edilen) şıngırtı |
clam n.
|
|
94 |
General |
elde edilen şey |
derivement [obsolete] n.
|
|
95 |
General |
kurutma sonucu elde edilen ürün |
desiccate n.
|
|
96 |
General |
hindistan'da yetişen, andropogon gibi cinslere mensup çimlerden elde edilen hoş kokulu uçucu bir yağ |
grass oil n.
|
|
97 |
General |
hindistan'da yetişen, andropogon gibi cinslere mensup çimlerden elde edilen hoş kokulu uçucu bir yağ |
ginger grass oil n.
|
|
98 |
General |
siyam baklasından elde edilen, gıdalarda kıvam arttırıcı olarak kullanılan bir zamk |
guar n.
|
|
99 |
General |
yeni zelanda'ya özgü kauri ağaçlarından elde edilen, vernik ve muşamba yapımında kullanılan reçine |
gum n.
|
|
100 |
General |
çeşitli tropik bitkilerden elde edilen, kanama durdurucu ve bronzlaştırıcı olarak kullanılan bir reçine |
gum kino n.
|
|
101 |
General |
bazı laden türlerinden elde edilen ve parfüm yapımında kullanılan, hoş kokulu bir yağ reçinesi |
gum labdanum n.
|
|
102 |
General |
bazı laden türlerinden elde edilen ve parfüm yapımında kullanılan, hoş kokulu bir yağ reçinesi |
gum ladanum n.
|
|
103 |
General |
hasta veya zayıf düşmüş hayvandan elde edilen post |
murrain n.
|
|
104 |
General |
doğal bir şekilde ölen hayvandan elde edilen post |
murrain n.
|
|
105 |
General |
commiphora cinsi iki afrika ağacından elde edilen bir zamk reçine karışımı |
opopanax n.
|
|
106 |
General |
çeşitli ağaçların zamk reçine karışımlarından elde edilen parfüm |
opopanax n.
|
|
107 |
General |
belirli şartla altında elde edilen en yüksek derece |
optimum n.
|
|
108 |
General |
bir dizi oyunun çoğunluğunun kazanılmasıyla elde edilen zafer |
rubber n.
|
|
109 |
General |
elde edilen şey |
oyster n.
|
|
110 |
General |
iyiliği elde edilen kimse |
conquest n.
|
|
111 |
General |
yardımı elde edilen kimse |
conquest n.
|
|
112 |
General |
lonchocarpus cinsi bitkilerden elde edilen balık zehri |
babasco n.
|
|
113 |
General |
gondang ağacından elde edilen krem rengi sert ağda |
gondang wax n.
|
|
114 |
General |
gondang ağacından elde edilen krem rengi sert ağda |
fig wax n.
|
|
115 |
General |
ipek böceklerine zarar vermeden kozalarından elde edilen ipek |
ahimsa silk n.
|
|
116 |
General |
makamın geçici olarak tutulmasından elde edilen gelirlerin kullanılması |
commendam n.
|
|
117 |
General |
aynı kaynaktan elde edilen iki gelir |
double dipping n.
|
|
118 |
General |
uyanıklık, beceri ile elde edilen avantaj |
the draw n.
|
|
119 |
General |
(kumarhanede) çiplerin satışından elde edilen kazanç |
drop n.
|
|
120 |
General |
brezilya odunundan elde edilen bir pigment |
drop lake n.
|
|
121 |
General |
meksika'ya özgü bir yuka türünün yapraklarından elde edilen soluk ve sert lif |
palma n.
|
|
122 |
General |
kozmetik macundan elde edilen bir tür pudra |
pack n.
|
|
123 |
General |
kağıt parçalarının yapıştırılması ile elde edilen resimler |
papiers collés n.
|
|
124 |
General |
doğaüstü yolla elde edilen bilgi |
paragnosis n.
|
|
125 |
General |
kolay elde edilen şey |
pianola n.
|
|
126 |
General |
farklı renkteki ipliklerle örülerek elde edilen bir kumaş deseni |
pincheck n.
|
|
127 |
General |
baskıcı veya kısıtlayıcı bir politikayla elde edilen sonuç |
containment n.
|
|
128 |
General |
şans eseri elde edilen başarı |
felicity n.
|
|
129 |
General |
aynı aile evinin bölünmesiyle elde edilen ayrı alan |
in-law apartment n.
|
|
130 |
General |
mülkten elde edilen gelir |
issue n.
|
|
131 |
General |
pandanus yaprağından elde edilen lif |
pandanus n.
|
|
132 |
General |
filizdeki ilk üç yapraktan elde edilen çay |
pekoe n.
|
|
133 |
General |
odun külünün özütlenmesiyle elde edilen renkli potasyum karbonat |
potash n.
|
|
134 |
General |
güç ile elde edilen diplomatik başarı |
power play n.
|
|
135 |
General |
genellikle beyaz kurşunun tav edilmesi ile elde edilen kırmızı bir pigment |
sandix n.
|
|
136 |
General |
genellikle beyaz kurşunun tav edilmesi ile elde edilen kırmızı bir pigment |
sandyx n.
|
|
137 |
General |
alengirli yollardan elde edilen kazanç |
filthy lucre [obsolete] n.
|
|
138 |
General |
rakibe karşı elde edilen ilk avantaj |
first blood n.
|
|
139 |
General |
başta elde edilen avantaj |
flying start n.
|
|
140 |
General |
yaprağın ikiye bölünmesi ile elde edilen sayfanın boyutu |
folio n.
|
|
141 |
General |
yaprağı ikiye bölerek elde edilen sayfa |
folio n.
|
|
142 |
General |
balistik ve tıp gibi çeşitli bilimlerden elde edilen bilgi ve tekniklerin suç soruşturmasında kullanılması |
forensic n.
|
|
143 |
General |
spor ve eğlence etkinliklerinden elde edilen gelir |
gate money n.
|
|
144 |
General |
roccella ve lecanora cinsi likenlerden elde edilen boya maddesi |
orchel n.
|
|
145 |
General |
esas olarak roccella cinsi likenlerden elde edilen mor renkli bir boya maddesi |
orseille n.
|
|
146 |
General |
esas olarak roccella cinsi likenlerden elde edilen mor renkli bir boya maddesi |
orselle n.
|
|
147 |
General |
parçalara ayırıp çözümleyerek elde edilen sonuç |
parse n.
|
|
148 |
General |
yağma ile elde edilen mülk |
plunderage n.
|
|
149 |
General |
savaşta elde edilen kaçak mallara el koyma veya satın alma hakkı |
preemption n.
|
|
150 |
General |
(hasattan elde edilen) ilk meyveler |
premices [obsolete] n.
|
|
151 |
General |
kısa iplerin birbirine dolanması ile elde edilen bir ip örgüsü |
short splice n.
|
|
152 |
General |
amerika sabırından elde edilen hazır bir lif çeşidi |
sisal grass n.
|
|
153 |
General |
planlanan ve elde edilen sonuç arasındaki fark |
slippage n.
|
|
154 |
General |
(olumlu izlenim sonucu elde edilen) kredi |
point n.
|
|
155 |
General |
kağıdın yakılması ile elde edilen siyah pigment |
spanish black n.
|
|
156 |
General |
(plastik nesnenin bir diğer nesneye bastırılması ile elde edilen) kalıp |
squeeze n.
|
|
157 |
General |
(plastik nesnenin bir diğerine bastırılması ile elde edilen) kalıp |
squeezing n.
|
|
158 |
General |
bir bitkiden elde edilen sulu yiyecek |
succulence n.
|
|
159 |
General |
bir bitkiden elde edilen sulu yiyecek |
succulency n.
|
|
160 |
General |
iki farklı grubun/nesnenin kullanımıyla elde edilen etki |
synergy n.
|
|
161 |
General |
avdan elde edilen miktar |
catch n.
|
|
162 |
General |
birkaç kaynaktan elde edilen bilgi parçaları bir araya getirerek yüzeysel bilgi edinmek |
glean v.
|
|
163 |
General |
sinyal işletim sistemi ve hizmet çağrısından elde edilen bilgileri ileterek (trenin) varış ve kalkış saatini kaydetmek |
os v.
|
|
164 |
General |
ekşimiş sütten elde edilen |
lactic adj.
|
|
165 |
General |
deniz suyunun buharlaşmasından elde edilen |
evaporitic adj.
|
|
166 |
General |
dondurarak kurutma sonucu elde edilen |
lyophiled adj.
|
|
167 |
General |
sütten elde edilen |
lactic adj.
|
|
168 |
General |
bitkilerden elde edilen |
phytogenous adj.
|
|
169 |
General |
seçimle elde edilen (bir makam) |
elective adj.
|
|
170 |
General |
köpek sidiğinden elde edilen bir tür asit |
kynurenic adj.
|
|
171 |
General |
çaba sarfetmeden elde edilen |
free-riding adj.
|
|
172 |
General |
kömürden elde edilen |
coal-derived adj.
|
|
173 |
General |
kafurdan elde edilen |
camphretic adj.
|
|
174 |
General |
mazı tozu veya taninden elde edilen |
tannic adj.
|
|
175 |
General |
kolay elde edilen |
cheap adj.
|
|
176 |
General |
zahmetsizce elde edilen |
cheap adj.
|
|
177 |
General |
testten elde edilen |
test adj.
|
|
178 |
General |
deneyden elde edilen |
testing adj.
|
|
179 |
General |
test ile elde edilen |
trial adj.
|
|
180 |
General |
damıtılarak elde edilen alkollü sıvıdaki orandan daha az alkol içeren |
underproof adj.
|
|
181 |
General |
öküzden elde edilen |
beef adj.
|
|
182 |
General |
zorla elde edilen |
extorsive adj.
|
|
183 |
General |
zorlanmadan elde edilen |
hands down adj.
|
|
184 |
General |
aşırı çaba sarf etmeden elde edilen |
hands-down adj.
|
|
185 |
General |
bir maddenin ayrışmasından elde edilen |
breakdown adj.
|
|
186 |
General |
mürden elde edilen |
myrrhic adj.
|
|
187 |
General |
ateş ile elde edilen |
ignigenous adj.
|
|
188 |
General |
yağdan elde edilen |
oil adj.
|
|
189 |
General |
petrolden elde edilen |
oil adj.
|
|
190 |
General |
yalvararak elde edilen |
impetrate [obsolete] adj.
|
|
191 |
General |
rica yolu ile elde edilen |
impetrate [obsolete] adj.
|
|
192 |
General |
dürtü ile elde edilen |
impulse adj.
|
|
193 |
General |
asıl kaynağından elde edilen |
firsthand adj.
|
|
194 |
General |
iki ana rengin karışımından elde edilen |
secondary adj.
|
|
195 |
General |
kişinin kendi emeği ile elde edilen |
self-made adj.
|
|
196 |
General |
kısa sürede elde edilen |
short-term adj.
|
|
197 |
General |
şantaj ile elde edilen |
shotgun adj.
|
|
198 |
General |
güneş ısısı ile elde edilen |
solar adj.
|
|
199 |
General |
polariskopla elde edilen |
polariscopic adj.
|
|
200 |
General |
ile elde edilen |
-tile suf.
|
|
201 |
General |
metreyle elde edilen anlamı veren son ek |
-metric suf.
|
|
202 |
General |
metreyle elde edilen anlamı veren son ek |
-metrical suf.
|
|
203 |
General |
mantardan elde edilen madde anlamı veren son ek |
-mycin suf.
|
|
Phrases |
|
204 |
Phrases |
kullanılarak elde edilen |
obtained using expr.
|
|
205 |
Phrases |
yoluyla elde edilen |
obtained via expr.
|
|
Colloquial |
|
206 |
Colloquial |
tereyağından kıl çeker gibi elde edilen şey |
snap n.
|
|
207 |
Colloquial |
belirli çam ağaçlarının buhar ile damıtılması ile elde edilen uçucu yağ |
turps [brit] n.
|
|
208 |
Colloquial |
alınan/elde edilen çok sayıda şey |
haul n.
|
|
209 |
Colloquial |
kolay elde edilen başarının kaynağı |
milch cow n.
|
|
210 |
Colloquial |
dişi kenevir bitkisinden elde edilen kullanıma hazır çiçekler |
bud n.
|
|
211 |
Colloquial |
kaynatılarak elde edilen şeker |
lolly [australia/new zealand] n.
|
|
212 |
Colloquial |
poker gibi kumar oyunlarında bir elde oyuncular tarafından riske edilen toplam para |
the pot n.
|
|
213 |
Colloquial |
kolay elde edilen ucuz ve küçük kalibreli silah |
saturday-night special n.
|
|
214 |
Colloquial |
kredi kartlarıyla elde edilen |
plastic adj.
|
|
Idioms |
|
215 |
Idioms |
ek işten elde edilen gelir |
a bit on the side n.
|
|
216 |
Idioms |
büyük kayıplarla elde edilen zafer |
pyrrhic victory n.
|
|
217 |
Idioms |
elde edilen başarı karşılığı alınan ödül |
the brass ring n.
|
|
218 |
Idioms |
kolayca elde edilen ve gizlenebilen ucuz silah |
saturday night special n.
|
|
219 |
Idioms |
elde edilen ganimetler |
loaves and fishes n.
|
|
220 |
Idioms |
haksız elde edilen zenginlik |
the mammon of unrighteousness n.
|
|
221 |
Idioms |
yasa dışı/kanunsuz yollardan elde edilen zenginlik |
the mammon of unrighteousness n.
|
|
222 |
Idioms |
deneyimden elde edilen bilgi |
twenty-twenty hindsight n.
|
|
223 |
Idioms |
elektrik satarak elde edilen gelir/kar |
spark spread n.
|
|
224 |
Idioms |
elektrik dağıtımından elde edilen gelir/kar |
spark spread n.
|
|
225 |
Idioms |
(büyük bir uğraş sonrası) eldeki/elde edilen şey |
something to show for something expr.
|
|
226 |
Idioms |
zorlanmadan elde edilen |
in a walk expr.
|
|
227 |
Idioms |
hikayeye dayanan kanıtlar bilimsel araştırmalar sonucu elde edilen verilerin yerine kullanılamaz |
the plural of anecdote is not data expr.
|
|
228 |
Idioms |
deneyimden elde edilen bilgi ile |
with twenty-twenty hindsight expr.
|
|
Informal |
|
229 |
Informal |
kısa zamanda elde edilen büyük kazanç |
killing n.
|
|
Trade/Economic |
|
230 |
Trade/Economic |
elde edilen şirket |
acquiree n.
|
|
231 |
Trade/Economic |
elde edilen firma |
acquiree n.
|
|
232 |
Trade/Economic |
bir kişi, kurum ya da durum hakkında açık kaynaklardan (gazete, televizyon, internet vb.) elde edilen bilgiler |
open source intelligence (osint) n.
|
|
233 |
Trade/Economic |
vadeli piyasada, spot malların vadeli işlem sözleşmesinden elde edilen karla alınıp satıldığı işlem türü |
cash-and-carry n.
|
|
234 |
Trade/Economic |
aktifin satışından elde edilen kar ve zarar |
gain or loss on sale of other assets n.
|
|
235 |
Trade/Economic |
aktiflerin satışından elde edilen gelirler |
income from sale of assets n.
|
|
236 |
Trade/Economic |
asıl faaliyet dışı elde edilen karlar |
non-operating profits n.
|
|
237 |
Trade/Economic |
banka hesapları üzerinden elde edilen faiz gelirleri |
interest income on bank accounts n.
|
|
238 |
Trade/Economic |
belli bir şeyden elde edilen kazanç |
proceed n.
|
|
239 |
Trade/Economic |
birleşmeden elde edilen sermaye fazlası |
surplus from consolidation n.
|
|
240 |
Trade/Economic |
birkaç kişilik farklı gruplar üzerinde bölümler halinde yapılan tahminlerin birleştirilmesinden elde edilen toplam veya birleşik tahmin |
composite estimate n.
|
|
241 |
Trade/Economic |
bir iş ya da hizmetten elde edilen para |
remuneration n.
|
|
242 |
Trade/Economic |
bir spor müsabakasında bilet satışlarından elde edilen hasılat |
gate receipts n.
|
|
243 |
Trade/Economic |
çeşitli fiyat seviyelerinden sunulan bir alanın kontrolünden elde edilen gelir |
yield n.
|
|
244 |
Trade/Economic |
dönem sonunda elde edilen yıllık gelir |
ordinary annuity n.
|
|
245 |
Trade/Economic |
elde edilen kar |
profit received n.
|
|
246 |
Trade/Economic |
elde edilen kar |
realized profit n.
|
|
247 |
Trade/Economic |
elde edilen şey |
acquisition n.
|
|
248 |
Trade/Economic |
elde edilen para |
value received n.
|
|
249 |
Trade/Economic |
elde edilen kar |
resulting profit n.
|
|
250 |
Trade/Economic |
elde edilen değer |
value received n.
|
|
251 |
Trade/Economic |
elde edilen kar |
acquired surplus n.
|
|
252 |
Trade/Economic |
elde edilen kar |
profit obtained n.
|
|
253 |
Trade/Economic |
elde edilen referans |
reference obtained n.
|
|
254 |
Trade/Economic |
girdilerin işlenmesinden elde edilen şey |
output n.
|
|
255 |
Trade/Economic |
hisse senetlerinin satışı karşılığında elde edilen gelirin devri |
transfer of proceeds n.
|
|
256 |
Trade/Economic |
hisse senedi ve tahvillerin satışından elde edilen kar |
capital gains n.
|
|
257 |
Trade/Economic |
iştirakler ve bağlı ortaklıklarda içsel kaynaklardan yapılan sermaye artırımı nedeniyle elde edilen bedelsiz hisse senedi tutarları |
amount of non-paid up shares received from participations and subsidiaries due to capital increase realised from internal resources n.
|
|
258 |
Trade/Economic |
işlenmiş tarım ürünlerinden elde edilen mamüller |
goods resulting from the processing of agricultural products n.
|
|
259 |
Trade/Economic |
İlgili ülkeden çıkış nedeniyle elde edilen kazançlar üzerinden ödenecek vergi |
exit tax n.
|
|
260 |
Trade/Economic |
işletmenin mülkiyetine ortaklık hakkı sağlayan ve karşılığında temettü elde edilen kıymetli evrak |
equity n.
|
|
261 |
Trade/Economic |
işten ayrılan veya tekaüt edilen bir kimsenin işin bitiminde elde ettiği bir miktar para |
benefit severance n.
|
|
262 |
Trade/Economic |
mal ve hizmetlerin insan ihtiyaçlarını karşılamak üzere kullanımından elde edilen haz |
utility n.
|
|
263 |
Trade/Economic |
offis satışlarından elde edilen gelir |
office yield n.
|
|
264 |
Trade/Economic |
peşin elde edilen gelir |
deferred revenue n.
|
|
265 |
Trade/Economic |
peşin elde edilen gelir |
deferred income n.
|
|
266 |
Trade/Economic |
peşin elde edilen gelir |
unearned revenue n.
|
|
267 |
Trade/Economic |
satışlardan elde edilen nakit |
cash from sales n.
|
|
268 |
Trade/Economic |
satışlardan elde edilen gelir |
income from sales n.
|
|
269 |
Trade/Economic |
rakamların toplanıp eleman sayısına bölünmesi ile elde edilen basit ortalama |
arithmetic average n.
|
|
270 |
Trade/Economic |
satışlardan elde edilen safi kar |
net profit on sales net n.
|
|
271 |
Trade/Economic |
satıştan elde edilen gayrisafi kar |
gross profit on sales n.
|
|
272 |
Trade/Economic |
rüçhanlı hisse senedi başına elde edilen kar |
number of times preferred dividend earned n.
|
|
273 |
Trade/Economic |
satış fiyatını elde etmek için net fiyata ilave edilen tutar |
markup n.
|
|
274 |
Trade/Economic |
satış fiyatını elde etmek için net fiyata ilave edilen tutar |
mark-up n.
|
|
275 |
Trade/Economic |
satışlardan elde edilen net kar |
net profit on sales n.
|
|
276 |
Trade/Economic |
sürdürülen faaliyetlerden elde edilen vergi öncesi gelir |
pre-tax income from continuing operations n.
|
|
277 |
Trade/Economic |
şirketin içindeki kişilerden elde edilen ve o şirketin hisse değerini etkileyebilecek bilgi |
insider information n.
|
|
278 |
Trade/Economic |
spekülasyon sonrası elde edilen kar |
profit taking n.
|
|
279 |
Trade/Economic |
ticarette elde edilen para |
gain n.
|
|
280 |
Trade/Economic |
topraktan elde edilen kazanç |
esplees n.
|
|
281 |
Trade/Economic |
taksitli satışlardan elde edilen gelir |
income from installment sales n.
|
|
282 |
Trade/Economic |
ticaret dışı faaliyetlerden elde edilen gelir |
nonbusiness income n.
|
|
283 |
Trade/Economic |
tahvilden elde edilen gelir |
bond yield n.
|
|
284 |
Trade/Economic |
verginin kamu hizmetlerinden elde edilen fayda oranında alınmasını savunan kuram |
compensatory principle of taxation n.
|
|
285 |
Trade/Economic |
vergilerden elde edilen devlet geliri |
inland revenue n.
|
|
286 |
Trade/Economic |
yenilenemeyen kaynakların madenciliğinden elde edilen kara uygulanan vergi |
resource rent tax n.
|
|
287 |
Trade/Economic |
yolsuzluktan elde edilen kazanç |
corrupt gain n.
|
|
288 |
Trade/Economic |
gayrimenkul, yatırım, faizden elde edilen gelir |
unearned income n.
|
|
289 |
Trade/Economic |
elde edilen karın finansal durumun iyi olduğu yıllarda azaltılması veya saklanmasına yönelik uygulanan muhasebe yöntemi |
income smoothing n.
|
|
290 |
Trade/Economic |
ticari işlemden elde edilen aşırı kar |
highway robbery n.
|
|
291 |
Trade/Economic |
ticari işlemden elde edilen avantaj |
highway robbery n.
|
|
292 |
Trade/Economic |
tekrar elde edilen ürün |
repo n.
|
|
293 |
Trade/Economic |
tekrar elde edilen mülk |
repo n.
|
|
294 |
Trade/Economic |
yatırılan paraya yapılan ilave ile elde edilen gelirin yapılan ilaveye oranı |
multiplier n.
|
|
295 |
Trade/Economic |
yatırımdan elde edilen getirilerin değişkenliği |
risk n.
|
|
296 |
Trade/Economic |
patent gibi gayri maddi haklardan elde edilen gelirlere vergi indirimleri uygulanması |
patent box regime n.
|
|
297 |
Trade/Economic |
bir işten elde edilen karı aynı işe yeniden yatırmak |
plowback n.
|
|
298 |
Trade/Economic |
(bir yetkili veya komisyoncu tarafından elde edilen) gizli kar |
squeeze n.
|
|
299 |
Trade/Economic |
(şirkette) elde edilen uygun koşulları daha büyük imtiyazlar için emsal veya koz olarak kullanmak |
whipsaw v.
|
|
300 |
Trade/Economic |
marjinal maliyet fonksiyonundan elde edilen |
marginal adj.
|
|
Law |
|
301 |
Law |
cinsel saldırı kurbanından elde edilen delillerin incelenmesi |
rape kit n.
|
|
302 |
Law |
yolsuzlukla elde edilen |
graft n.
|
|
303 |
Law |
mahkemede uygulanan para cezalarının üçüncü bölümünden elde edilen gelir |
third-penny n.
|
|
304 |
Law |
uluslararası hukuka göre siyasi yollarla bir devlet tarafından elde edilen topraklar |
title by occupancy n.
|
|
305 |
Law |
ekili arazi ürünlerinden elde edilen gelir |
emblements n.
|
|
306 |
Law |
ivazli elde edilen mülk |
a trust by onerous title n.
|
|
307 |
Law |
somut delillerden elde edilen sonuç |
conclusion of fact n.
|
|
308 |
Law |
ekinden elde edilen kar veya ürün |
emblement n.
|
|
309 |
Law |
abd anayasası'nın 4. maddesi uyarınca yasadışı yollarla elde edilen tanıklığın geçersiz sayılması kuralı |
exclusionary rule n.
|
|
310 |
Law |
gümüş ödenerek elde edilen kullanım hakkı |
blanch holding [scotland] n.
|
|
311 |
Law |
gümüş ödenerek elde edilen kullanım hakkı |
blench holding [scotland] n.
|
|
312 |
Law |
(ingiliz hukukunda) bağlılık yemini gibi maddi hizmetlerle elde edilen topraktan alınan kira |
rent service n.
|
|
313 |
Law |
toprak işlemeden elde edilen kar |
gainage n.
|
|
314 |
Law |
suların çekilmesi sonucu elde edilen arazi |
dereliction n.
|
|
315 |
Law |
tek taraflı ön araştırmada elde edilen kanıt |
precognition [scotland] n.
|
|
316 |
Law |
askeri olmayan birtakım hizmetlerle elde edilen feodal mülkiyet |
free socage [uk] n.
|
|
317 |
Law |
hileli bir şekilde elde edilen |
obreptitious adj.
|
|
318 |
Law |
araziden elde edilen |
praedial adj.
|
|
319 |
Law |
taşınmaz mülkten elde edilen |
praedial adj.
|
|
Politics |
|
320 |
Politics |
dış devletlerin uzaktan dinlenmesi, ortaya çıkan bilgilerin işlenmesi ve analizi ile elde edilen istihbarat |
telint n.
|
|
321 |
Politics |
savaş zamanında şartların değişmesinden elde edilen servetlerin üzerine konulan istisnai vergi |
war poffts tax n.
|
|
322 |
Politics |
seçimle elde edilen görev |
elective office n.
|
|
Industry |
|
323 |
Industry |
siyah kaşu bitkisinden elde edilen boya hammaddesi |
japan earth n.
|
|
324 |
Industry |
oğlak veya keçi derisinden elde edilen deri |
cheverel n.
|
|
325 |
Industry |
oğlak derisinden elde edilen deri |
chevrette n.
|
|
326 |
Industry |
tüm yüzeyi sırlanmış metal bir levha, vazo gibi nesnenin emaye renklerine boyanması ile elde edilen bir eşya türü |
limoges enamel n.
|
|
327 |
Industry |
metal işlemede tel çekmenin ilk birkaç aşamasında elde edilen büyük blok |
ripper n.
|
|
328 |
Industry |
oksidize balık yağı uygulanması sonrası derinin sıkılması ile elde edilen yağlı bir madde |
degras n.
|
|
329 |
Industry |
derinin sıkılması ile elde edilen yağlı madde ve diğer yağlardan oluşan bir karışım |
degras n.
|
|
330 |
Industry |
guayule bitkisinden elde edilen kauçuk |
guayule n.
|
|
331 |
Industry |
guayule bitkisinden elde edilen kauçuk |
huayule n.
|
|
332 |
Industry |
yarpuzdan elde edilen ve sabun yapımında kullanılan nane kokulu bir yağ |
hedeoma oil n.
|
|
333 |
Industry |
amerikan yalancı yarpuzundan elde edilen aromatik yağ |
hedeoma oil n.
|
|
334 |
Industry |
yağa batırılmış bir tuğlanın distile edilmesiyle elde edilen bir yağ |
oil of brick n.
|
|
335 |
Industry |
ürüne farklı maddeler eklenmesi ile elde edilen artış |
overrun n.
|
|
336 |
Industry |
cüce palmiye köklerinden elde edilen tabaklama malzemesi |
palmetto n.
|
|
337 |
Industry |
güney amerika ağaçlarından elde edilen bir kauçuk |
para rubber n.
|
|
338 |
Industry |
midilli postundan elde edilen deri |
ponyskin n.
|
|
339 |
Industry |
çeşitli alglerden elde edilen bir kolloidal özütleyici madde |
isinglass n.
|
|
340 |
Industry |
musurdan elde edilen sarı renkli yağ |
porpoise oil n.
|
|
341 |
Industry |
pancar kalıntısı gibi kaynaklardan elde edilen ham potas |
saline n.
|
|
342 |
Industry |
pancar kalıntısı gibi kaynaklardan elde edilen ham potas |
salin n.
|
|
343 |
Industry |
balığın kemik ve pullarının kaynatılması ile elde edilen yapışkan madde |
fish glue n.
|
|
344 |
Industry |
hayvanın kanadı veya karnından elde edilen deri |
flank n.
|
|
345 |
Industry |
ekşi portakal kabuğundan elde edilen acı tatlı açık sarı veya sarımsı kahverengi renkli bir yağ |
bitter orange oil n.
|
|
346 |
Industry |
ipek böceklerinin ipçik üreten bezlerinden elde edilen ve olta ipi yapımında kullanılan madde |
silkworm gut n.
|
|
347 |
Industry |
sisal bitkisinden elde edilen lif |
sisal n.
|
|
348 |
Industry |
presleme sonucu elde edilen üzüm suyu |
pressurage n.
|
|
349 |
Industry |
mantarların işlenmesiyle elde edilen bir tür sünger |
pyrotechnical sponge n.
|
|
Insurance |
|
350 |
Insurance |
bir yatırım üzerinde elde edilen gelir |
yield n.
|
|
351 |
Insurance |
hayat sigortası poliçesinden elde edilen karın yatırım portföyüne birimler halinde yatırıldığı ve böylelikle potansiyel ek gelir imkanı veren poliçe |
unit-linked insurance fund n.
|
|
352 |
Insurance |
hayat sigortası poliçesinden elde edilen karın yatırım portföyüne birimler halinde yatırıldığı ve böylelikle potansiyel ek gelir imkanı veren poliçe |
unitised insurance fund n.
|
|
353 |
Insurance |
hayat sigortası poliçesinden elde edilen karın yatırım portföyüne birimler halinde yatırıldığı ve böylelikle potansiyel ek gelir imkanı veren poliçe |
unit-linked n.
|
|
354 |
Insurance |
tüm kaynaklardan elde edilen toplam primler |
written premiums n.
|
|
355 |
Insurance |
yatırım faizleri dışında sigorta ve reasürans işinden elde edilen kar |
underwriting profit n.
|
|
356 |
Insurance |
hayat sigortası poliçesinden elde edilen karın yatırım portföyüne birimler halinde yatırılmasıyla ek gelir imkanı veren poliçe |
unit-linked policy n.
|
|
Tourism |
|
357 |
Tourism |
oda başı elde edilen gelir |
revenue per available room (revpar) n.
|
|
Technical |
|
358 |
Technical |
sıkıştırılmış kömür tozundan elde edilen yakıt |
carbonette n.
|
|
359 |
Technical |
seyreltik sodyum hidroksit çözeltisi ile pamuk linteri işlenerek elde edilen saf selüloz |
chemical cotton n.
|
|
360 |
Technical |
kerestenin kimyasal olarak işlenmesiyle elde edilen kağıt hamuru |
chemigroundwood pulp n.
|
|
361 |
Technical |
selüloz nitrattan elde edilen (plastik) ürünler |
nitrate n.
|
|
362 |
Technical |
kuzey denizi altındaki yataklardan elde edilen doğal gaz |
north-sea gas n.
|
|
363 |
Technical |
malezya'daki artocarpus kunstleri türü ağaçtan elde edilen kaba lif |
terap n.
|
|
364 |
Technical |
erimiş alüminyum oksitten elde edilen bir madde |
alundum® n.
|
|
365 |
Technical |
reçinenin kuru damıtılmasıyla elde edilen hafif ve uçucu yağ |
amber oil n.
|
|
366 |
Technical |
basınç kalıplamayla elde edilen deney parçaları |
compression-moulded test specimens n.
|
|
367 |
Technical |
bitki atıklarından elde edilen kömür |
biochar n.
|
|
368 |
Technical |
bir cam çubuğun ipeğe sürtünmesi ile elde edilen pozitif elektrik |
vitreous electricity n.
|
|
369 |
Technical |
damıtma ile elde edilen saf su |
water distilled n.
|
|
370 |
Technical |
damıtma ile elde edilen sıvı |
distillate n.
|
|
371 |
Technical |
distile su elde edilen tesis |
evaporating plant n.
|
|
372 |
Technical |
düzensiz bir kesitte paneller halinde hesaplanan debilerin toplanması ile elde edilen bir kesitten geçen toplam anlık debi |
total instantaneous discharge n.
|
|
373 |
Technical |
hareket eden bir cismin kütle ve hızının çarpımıyla elde edilen hareket miktarı |
momentum n.
|
|
374 |
Technical |
makinenin kayıplarının çıkarılması sonrasında elde edilen nihayi iş |
effective work n.
|
|
375 |
Technical |
ombradan yakılarak elde edilen koyu kahverengi pigment |
burnt umber n.
|
|
376 |
Technical |
petrolün damıtılmasından elde edilen bir gaz |
pintsch gas n.
|
|
377 |
Technical |
sabadila çekirdeklerinden elde edilen alkaloit karışımı |
veratrine n.
|
|
378 |
Technical |
sığırların bacak ve incik kemiklerinden elde edilen yağ |
neat's foot oil n.
|
|
379 |
Technical |
süzme işlemiyle elde edilen kül suyu gibi bir çözelti |
lixivium n.
|
|
380 |
Technical |
verniklere pigment eklenerek elde edilen vernik emayesi |
lacker n.
|
|
381 |
Technical |
verniklere pigment eklenerek elde edilen vernik emayesi |
lacquer n.
|
|
382 |
Technical |
yosundan elde edilen lifli kıvam arttırıcı katkı maddesi |
carrageenan n.
|
|
383 |
Technical |
yüksek fırından elde edilen gaz |
by product gases n.
|
|
384 |
Technical |
meksika çay bitkilerinden elde edilen kokusu ve tadı kötü ve toksik uçucu yağ |
american wormseed oil n.
|
|
385 |
Technical |
meksika çay bitkilerinden elde edilen kokusu ve tadı kötü ve toksik uçucu yağ |
chenopodium oil n.
|
|
386 |
Technical |
yüksek sıcaklıklarda çeşitli organik maddelerin ayrıştırılmasıyla elde edilen yağlar |
empyreumatic oils n.
|
|
387 |
Technical |
sumak meyvelerinden elde edilen sarı reçine |
japan tallow n.
|
|
388 |
Technical |
doğu hindistan'a özgü bir sütleğen bitkisinden elde edilen kauçuk benzeri madde |
kattimundoo n.
|
|
389 |
Technical |
palmira palmiyesinden elde edilen sert bir lif |
bassine n.
|
|
390 |
Technical |
metal çözümlemedeki küpelasyon işleminden elde edilen bir değerli metal küresi |
bead n.
|
|
391 |
Technical |
ekstrüzyonla elde edilen ürün |
extrusion n.
|
|
392 |
Technical |
esnekliği sıkı şekilde gerilmiş telle elde edilen şilte |
wire mattress n.
|
|
393 |
Technical |
ağaçkurdundan elde edilen talaş |
woodmeal n.
|
|
394 |
Technical |
kalayı sıvılaştırarak saflaştırma sırasında elde edilen beyaz renkli kırılgan bir atık madde |
hardhead n.
|
|
395 |
Technical |
akçaağaçları kimyasal işleme tabi tutarak ve boyayarak elde edilen yeşilimsi gri renkli bir orta sertlikte bir kereste |
harewood n.
|
|
396 |
Technical |
18. yüzyılda dolap yapımında kullanılmak üzere (No Suggestions) cinsinden elde edilen sert bir kereste türü |
harewood n.
|
|
397 |
Technical |
dövme demire az miktarda alüminyum eklenerek elde edilen dövülebilir demir |
mitis n.
|
|
398 |
Technical |
birden fazla dergiden elde edilen matrislerin otomatik olarak tek bir satıra yazılabileceği dizgi veya fotodizgi makinesi |
mixer n.
|
|
399 |
Technical |
işlenmekte olan hayvan derisinden elde edilen parçalar |
moslings n.
|
|
400 |
Technical |
pik demirinin tanelenmesi ile başlayan özel bir işlemle elde edilen çelik türü |
granulated steel n.
|
|
401 |
Technical |
ultramarin üretiminde ilk ürün olarak elde edilen yeşil bir pigment |
green ultramarine n.
|
|
402 |
Technical |
karışıma altın, bakır veya selenyum eklenmesiyle elde edilen kırmızı renkli cam |
ruby glass n.
|
|
403 |
Technical |
palmira palmiyesinden elde edilen sert bir lif |
palmyra n.
|
|
404 |
Technical |
palmira palmiyesinden elde edilen sert bir lif |
palmyra fiber n.
|
|
405 |
Technical |
güney amerika kauçuk ağaçlarından elde edilen kauçuk |
para n.
|
|
406 |
Technical |
çam iğnelerinden elde edilen iplik |
pine wool n.
|
|
407 |
Technical |
çam iğnelerinden elde edilen iplik |
pine-needle wool n.
|
|
408 |
Technical |
çam iğnelerinden elde edilen iplik |
pine-wood wool n.
|
|
409 |
Technical |
vateria cinsi bir ağacın tohumlarından elde edilen yağlı madde |
piney tallow n.
|
|
410 |
Technical |
vateria cinsi bir ağacın tohumlarından elde edilen yağlı madde |
dupada oil n.
|
|
411 |
Technical |
neoprenin çözücülerinden elde edilen yapıştırıcı madde |
contact adhesive n.
|
|
412 |
Technical |
bakır ve çinkodan elde edilen sarımsı bir alaşım |
semilor n.
|
|
413 |
Technical |
pik demire belirli bir oranda hurda çelik karıştırılarak elde edilen düşük karbonlu dökme demir |
semisteel n.
|
|
414 |
Technical |
ayırma işleminde elde edilen belirli boyut veya derecedeki toprak partikülü grubu |
separate n.
|
|
415 |
Technical |
alkolde çözünememe özelliği ile şellaktan ayrılarak elde edilen sert bir parafin |
shellac wax n.
|
|
416 |
Technical |
mobilyalarda yağ ve gomalak ile elde edilen parlak yüzey |
french polish n.
|
|
417 |
Technical |
metal levhanın delgilenmesi ile elde edilen ince ve düz parça |
slug n.
|
|
418 |
Technical |
(çömleklerde) halihazırda uygulanmış perdahı çıkararak elde edilen kısmi perdah |
smear n.
|
|
419 |
Technical |
seramik sırına sofra tuzu ilave ederek elde edilen tuz sırı |
smeir n.
|
|
420 |
Technical |
eritme sonucu elde edilen ürün |
smelt n.
|
|
421 |
Technical |
yüksek yoğunluğu nedeniyle seyreltilmiş uranyumdan elde edilen metal alaşım |
staballoy n.
|
|
422 |
Technical |
sıvının buharlaştırılmasıyla elde edilen yoğun kıvamlı çözelti |
stick n.
|
|
423 |
Technical |
sardunyadan elde edilen |
pelargonic adj.
|
|
424 |
Technical |
yağdan elde edilen |
oleic adj.
|
|
425 |
Technical |
ipekböceğinden elde edilen |
bombic adj.
|
|
426 |
Technical |
(model) sıcak metalin kalıplanması ile elde edilen |
hot adj.
|
|
427 |
Technical |
su kuvveti ile elde edilen |
hydro adj.
|
|
428 |
Technical |
yuvarlama sonucu elde edilen |
round-off adj.
|
|
429 |
Technical |
doppler ultrasonla elde edilen |
doppler adj.
|
|
430 |
Technical |
spiral haddeleme işlemi ile ısıtılmış katı bir çubuktan elde edilen (kaynaksız boru) |
solid-drawn adj.
|
|
Computer |
|
431 |
Computer |
google sorgulamasında elde edilen eşleşme |
google n.
|
|
Informatics |
|
432 |
Informatics |
elektronik yüz belirleme tekniğiyle elde edilen robot resim |
e-fit n.
|
|
Telecom |
|
433 |
Telecom |
dinleme cihazıyla elde edilen bilgilere sahip olduğunu iddia eden bir dolandırıcı |
wire tapper n.
|
|
434 |
Telecom |
dinleme cihazıyla elde edilen bilgilere sahip olduğunu iddia eden dolandırıcı |
wiretapper n.
|
|
435 |
Telecom |
(kablolu tv, cep telefonu hizmete sağlayıcıları) mevcut abonelerden elde edilen kazancı artırmak ve yeni abone kazandırmaya çalışmak |
churn v.
|
|
436 |
Telecom |
telefon dinleyerek elde edilen (bilgi) |
wiretap adj.
|
|
437 |
Telecom |
telefon dinlemeyle elde edilen (bilgi) |
wiretap adj.
|
|
438 |
Telecom |
satır besleme yerine yayılan bir yayın sinyalinin alınmasıyla elde edilen |
off-air adj.
|
|
439 |
Telecom |
satır besleme yerine yayılan bir yayın sinyalinin alınmasıyla elde edilen |
off-air adv.
|
|
Electric |
|
440 |
Electric |
indükleme yoluyla elde edilen elektrik akımı |
induction current n.
|
|
441 |
Electric |
telin düzgün bir boru etrafına sarılmasıyla elde edilen bobin |
helix n.
|
|
442 |
Electric |
camın ipeğe sürtünmesinden elde edilen elektrikle yüklü |
vitre-o-electic adj.
|
|
Textile |
|
443 |
Textile |
karagül koyununun yeni doğmuş kuzularından elde edilen siyah kıvrımlı kürk |
caracul n.
|
|
444 |
Textile |
pamuk, yün veya ipeğin eğrilmesiyle elde edilen bir tür kumaş |
cassinette n.
|
|
445 |
Textile |
eskiden dağ keçisi, şimdi ise koyun postundan elde edilen yumuşak süet deri |
chammy leather n.
|
|
446 |
Textile |
eskiden dağ keçisi, şimdi ise koyun postundan elde edilen yumuşak süet deri |
chammy n.
|
|
447 |
Textile |
eskiden dağ keçisi, şimdi ise koyun postundan elde edilen yumuşak süet deri |
chamois n.
|
|
448 |
Textile |
eskiden dağ keçisi, şimdi ise koyun postundan elde edilen yumuşak süet deri |
shammy n.
|
|
449 |
Textile |
eskiden dağ keçisi, şimdi ise koyun postundan elde edilen yumuşak süet deri |
shammy leather n.
|
|
450 |
Textile |
eskiden dağ keçisi, şimdi ise koyun postundan elde edilen yumuşak süet deri |
chamois leather n.
|
|
451 |
Textile |
ipek, pamuk ya da yünden elde edilen kadifemsi iplik ya da kordon |
chenille n.
|
|
452 |
Textile |
teksas öküzünden elde edilen deri |
texas steer n.
|
|
453 |
Textile |
jipijapa yapraklarından elde edilen, hasır şapka yapımında kullanılan çok esnek ve dayanıklı lif |
toquilla n.
|
|
454 |
Textile |
brezilya'ya özgü palmiye yapraklarından elde edilen sağlam bir lif |
tucum n.
|
|
455 |
Textile |
brezilya'ya özgü palmiye yapraklarından elde edilen sağlam bir lif |
tecum fiber n.
|
|
456 |
Textile |
brezilya'ya özgü palmiye yapraklarından elde edilen sağlam bir lif |
tucuma n.
|
|
457 |
Textile |
hinthıyarı ağacından elde edilen tabaklama özütü |
amaltas n.
|
|
458 |
Textile |
kenaf bitkisinden elde edilen lif |
ambary n.
|
|
459 |
Textile |
kenaf bitkisinden elde edilen lif |
ambari n.
|
|
460 |
Textile |
kenaf bitkisinden elde edilen lif |
kenaf n.
|
|
461 |
Textile |
kenaf bitkisinden elde edilen lif |
kanaf n.
|
|
462 |
Textile |
kenaf bitkisinden elde edilen lif |
kanaff n.
|
|
463 |
Textile |
kenaf bitkisinden elde edilen lif |
bastard jute n.
|
|
464 |
Textile |
kenaf bitkisinden elde edilen lif |
bombay hemp n.
|
|
465 |
Textile |
kenaf bitkisinden elde edilen lif |
deccan hemp n.
|
|
466 |
Textile |
kenaf bitkisinden elde edilen lif |
java jute n.
|
|
467 |
Textile |
tekstil cam ipliklerinden kesilerek elde edilen iplik tel |
textile glass chopped strand n.
|
|
468 |
Textile |
proteinden elde edilen bir tekstil lifi |
azlon n.
|
|
469 |
Textile |
karagül koyunundan elde edilen halı ipliği ve keçe yapımında kullanılan yün |
karakul n.
|
|
470 |
Textile |
oğlak postundan elde edilen yumuşak deri |
kidskin n.
|
|
471 |
Textile |
tropik bölgelerde yetişen ebegümecilerden elde edilen bitkisel halat |
urena n.
|
|
472 |
Textile |
kırmızı ipek pamuk ağacından elde edilen bitkisel bir lif |
red silk cotton n.
|
|
473 |
Textile |
boyanmamış ve ağartılmamış yünden elde edilen yumuşak bir kumaş |
beige n.
|
|
474 |
Textile |
cheviot koyununun yününden elde edilen yünlü bir kumaş |
cheviot n.
|
|
475 |
Textile |
ipekböceği kozasındaki ipliklerin çözülmesiyle elde edilen floret ipeği |
knubs n.
|
|
476 |
Textile |
sabırlık bitkisinden elde edilen çeşitli sert lif |
maguey n.
|
|
477 |
Textile |
belirli bitkilerin tohum zarflarından elde edilen ipeksi lif |
vegetable silk n.
|
|
478 |
Textile |
kumaş üzerindeki genellikle üretan ile kaplanarak elde edilen parlak yüzey |
wet-look n.
|
|
479 |
Textile |
banyan ağacının yapraklarından elde edilen, halat ve çul yapılımda kullanılan sert lif |
mauritius n.
|
|
480 |
Textile |
banyan ağacının yapraklarından elde edilen, halat ve çul yapılımda kullanılan sert lif |
mauritius hemp n.
|
|
481 |
Textile |
farklı ırk koyunlardan elde edilip güney amerika'dan ithal edilen bir yün |
mestizo wool n.
|
|
482 |
Textile |
yün yağından (buharla damıtılarak) elde edilen yağ |
wool oil n.
|
|
483 |
Textile |
(tabaklama) at postundan elde edilen deri |
horsehide n.
|
|
484 |
Textile |
(uzun yünlü koyunlardan elde edilen) kalın yapılı gösterişli bir tür yün |
luster n.
|
|
485 |
Textile |
(uzun yünlü koyunlardan elde edilen) kalın yapılı, gösterişli bir yün |
lustre n.
|
|
486 |
Textile |
kumaşta çeşitli kimyasalların kullanımı ile elde edilen pürüzsüz ve parlak doku |
glaze n.
|
|
487 |
Textile |
pamuk çırçırından elde edilen pamuk |
ginning n.
|
|
488 |
Textile |
keçeleşmiş yünlü mallardan ve atıklardan dönüştürülerek elde edilen kalitesiz ve kısa stapelli yün |
mongo n.
|
|
489 |
Textile |
ıhlamur ağacının iç kabuğundan elde edilen ve rusya'da üretilen bir hasır |
russia matting n.
|
|
490 |
Textile |
pima türü pamuktan elde edilen kumaş |
pima n.
|
|
491 |
Textile |
pima pamuğundan elde edilen kumaş |
pima cotton n.
|
|
492 |
Textile |
merinos koyunundan elde edilen kaliteli yün |
finos n.
|
|
493 |
Textile |
furcraea andina yapraklarından elde edilen sert ve doğal bir lif |
fique n.
|
|
494 |
Textile |
fok kürkünden elde edilen tabaklanmış deri |
seal n.
|
|
495 |
Textile |
tibet antilobundan elde edilen ipeksi bir yün türü |
shahtoosh n.
|
|
496 |
Textile |
şatuş yününden elde edilen kumaş |
shahtoosh n.
|
|
497 |
Textile |
yeni kırkılmış koyun derisinden yolunarak elde edilen kısa yün |
shearling n.
|
|
498 |
Textile |
önceden dokunmuş veya keçeleştirilmiş olup hiç kullanılmamış yünden elde edilen (yün ipliği) |
reprocessed adj.
|
|
499 |
Textile |
eski yün kıyafet ve halılar gibi kullanılmış materyallerden elde edilen (yün lifi) |
reused adj.
|
|
Construction |
|
500 |
Construction |
kum, balçık, kil, kireç gibi maddelerin karıştırılarak sıkıştırılmasından elde edilen yapı malzemesi |
rammed earth n.
|
|