fit - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

fit

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"fit" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 104 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
fit f. uymak
fit s. uygun
fit s. zinde
General
fit i. kapris
fit i. hastalık nöbeti
fit i. uyma
fit i. oturma
fit i. uygun olma
fit i. sara
fit i. nöbet
fit i. uygunluk
fit i. tutma
fit i. galeyan
fit i. kriz
fit i. tutarık
fit i. uygun gelme
fit i. geçme
fit i. uydurma
fit i. alıştırma
fit i. sıra
fit i. dönem
fit i. uymuş
fit f. denk gelmek
fit f. iyi gelmek
fit f. gitmek
fit f. yakıştırmak
fit f. girmek
fit f. donatmak
fit f. ölçüleri birbirini tutmak
fit f. yakışmak
fit f. çelişmemek
fit f. gelmek
fit f. oturmak
fit f. uymasını sağlamak
fit f. geçirmek
fit f. olmak
fit f. ayarlamak
fit f. tutmak
fit f. uymak
fit f. ayak uydurmak
fit f. uydurmak
fit f. -e yakışmak
fit f. -e takmak
fit f. -e göre olmak
fit f. -e yerleştirmek
fit f. -e uygun olmak
fit f. -e uymak
fit f. yerine uymak
fit f. uygun olmak
fit f. uyarlamak
fit f. sığmak
fit f. uymak
fit f. monte etmek
fit f. tam oturmak
fit f. nöbet geçirmek
fit f. benzemek
fit f. eşleşmek
fit s. yetenekli
fit s. yeterli
fit s. sağlıklı
fit s. formda olan
fit s. sağlam
fit s. salih
fit s. spor yapmaya hazır
fit s. yaraşır
fit s. elverişli
fit s. yerinde
fit s. hazır
fit s. bedenen formda olan
fit s. layık
fit s. münasip
fit s. formda
fit s. müsait
fit s. usturuplu
fit s. edepli
fit s. ahlaklı
fit s. beklentiyi karşılayan
fit s. gerektiği gibi davranan
fit s. sıhhatli
fit s. canlı
fit s. aklı başında
Irregular Verb
fit f. fitted/fit - fitted/fit
fit f. fit/fitted - fit/fitted
Colloquial
fit i. epilepsi nöbeti
Technical
fit i. tutma
fit f. oturtmak
fit f. uydurmak
fit f. uygun olmak
Computer
fit f. bağdaştırmak
fit expr. sığdır
Mechanic
fit i. alıştırma
fit i. geçme
Automotive
fit i. iki parça arasındaki temas alanı
fit i. uygunluk
fit f. geçmek
fit f. takmak
Medical
fit i. fit
fit i. kriz
fit i. nöbet
fit i. sara
fit i. tutarık
Linguistics
fit i. uygunluk
fit i. uyarlık
Ottoman Turkish
fit s. muvafık

"fit" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 8 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
fit feet i.
General
fit quits s.
fit hench s.
Colloquial
fit cut s.
Technical
fit feet i.
Medical
fit fit i.
Slang
fit cut s.
fit piff [uk] s.

"fit" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
General
a fainting fit i. güçlü bir duygunun ortaya çıktığı an
fainting fit i. baygınlık
a fainting fit i. baygınlık nöbeti
a fit of coughing i. öksürük nöbeti
a fit of nerves i. sinir krizi
make fit for domestic life i. ev hayatı için uygun hale getir
fit of hysterics i. sinir krizi
best fit i. en uygun
running fit i. hareketli geçme
running fit i. oynar alıştırma
crying fit i. ağlama krizi
weeping fit i. ağlama krizi
sobbing fit i. ağlama krizi
tight fit i. sıkı alıştırma
fit of fury i. öfke krizi
conniption fit i. isteri nöbeti
perfect fit i. mükemmel uyum
natural fit i. doğal uyum
laughing fit i. gülme krizi
a great fit i. mükemmel uyum
fit note i. çalışmaya elverişli olup olmadığını gösteren doktor raporu
fit-out i. donatma
fit-out i. yenileme
fit-out i. döşeme
fit-out i. teçhiz etme
fit-out i. araç gereç
fit-out i. teçhizat
fit-out i. donanım
not fit f. dar gelmek
fit in f. uygun düşmek (bir yere/çevreye/gruba vb'ne)
fit with f. provasını yapmak (bir giysinin)
fit on f. takmak
have a fit f. zıvanadan çıkmak
see fit to f. uygun görmek
fit in f. geçmek
fit in f. yerine uydurmak
fit well f. oturmak
fit well f. tam gelmek
fit well with f. tam anlamıyla uymak
fit perfectly f. kalıp gibi oturmak
have an epileptic fit f. sarası tutmak
have a fit f. babaları tutmak
have a fit f. fenalık geçirmek
be dressed up fit to kill f. iki dirhem bir çekirdek olmak
have a fit of hysterics f. kriz geçirmek
fit with f. ile donatmak
fit in f. uymak
fit together f. birbirine geçmek
have a fit f. çılgına dönmek
fit the bit f. gemlemek
fit like a glove f. tıpatıp uymak
fit the bit f. gem vurmak
have a fit of f. damarı tutmak
fit the bill f. amaca uymak
fit on f. prova etmek
have a fit f. mest olmak
fit in f. programına sıkıştırmak
have a fit of obstinacy f. inadı tutmak
see fit f. uygun görmek
fit for f. hazırlamak (bir kimseyi)
have a fit f. çok sevinmek
keep fit f. formunu korumak
fit like a glove f. kalıp gibi oturmak
think fit f. uygun görmek
fit the bill f. ihtiyaca uygun olmak
fit for purpose f. amaçla örtüşmek
fit into f. programına almak
fit inside f. içine uydurmak
fit into f. sığmak
fit into one another f. çakışmak
fit tightly f. zorla uydurmak
fit in f. sığdırmak
throw a fit f. nöbeti tutmak
fit in f. uygun olmak (bir yere/çevreye/gruba vb'ne)
fit well f. cuk oturmak
have a fit f. deli olmak (öfkeden)
fall down in a fit f. fenalık geçirerek yere düşmek
not to fit f. uymamak
fit in f. programına almak
have a fit f. deli olmak
see fit f. münasip görmek
be dressed up fit to kill f. çok süslenmiş olmak
fit into f. programına sıkıştırmak
fit well f. iyi göstermek (elbise vb)
have a fit f. küplere binmek
see fit f. uygun bulmak
make fit f. uygun hale getirmek
make fit for cultivation f. tarıma uygun hale getirmek
have a fit f. neredeyse zil takıp oynamak
have a fit of nerves f. siniri tutmak
cause a fit between f. araya nifak sokmak
cause a fit between f. nifak sokmak
fit out f. donatmak
fit out f. teçhiz etmek
be seized by a fit of laughter f. zembereği boşalmak
fit into society f. topluma katılmak
fit for military service f. askerliğe elverişli olmak
make it fit to live in f. yaşanır kılmak
fit up f. donatmak
fit in f. gömmek
fit up f. düzenlemek
fit in f. uydurmak
fit into f. -e sığdırmak
fit into f. -e girmek
fit into f. -e sığmak
fit into f. -e girmesini sağlamak
fit into f. -e yerleştirmek
fit for f. bir kimsenin bir şey için hazır veya uygun olmasını sağlamak
fit for f. ölçü almak
throw a fit f. çılgına dönmek
fit in f. -e girmek
fit in f. -e yerleştirmek
fit in f. -e sığmak
fit in f. -e sığdırmak
fit in f. -e girmesini sağlamak
fit in with f. aykırı düşmemek
fit in with f. uymak
fit in with f. -e uymak
keep one's fit f. formuna dikkat etmek
keep fit f. formuna dikkat etmek
keep one's fit f. formunu korumak
fit the time f. zamana uymak
fit in with the crowd f. ortama ayak uydurmak
keep fit f. zinde kalmak
get fit f. form tutmak
get fit f. forma girmek
fit out f. ihtiyaçlarını sağlamak
close-fit f. vücuda tam oturmak
close-fit f. vücuduna tam oturmak
keep fit f. zinde olmak
keep fit f. zinde tutmak
get fit with f. ile zayıflamak
get fit with f. ile incelmek
fit (a horse) with a shoe f. nal çakmak
fit (a horse) with a horseshoe f. nal çakmak
have a coughing fit f. öksürük krizi geçirmek
fit to the description f. tarife uymak
fit into f. içine sığdırmak
fit inside f. içine sığdırmak
think someone fit for something f. birini bir şeye uygun bulmak
think someone fit for something f. birinin bir şeye uygun olduğunu düşünmek
think someone fit for someone f. birini başka birine uygun görmek/bulmak
fit around something f. bir şeyi sarmak/örtmek
fit the purpose of f. amacına uygun olmak
fit tight f. dar gelmek
cut to fit f. üzerine göre biçmek/kesmek
have a fit of jealousy f. kıskançlık krizine girmek
fit into society f. topluma uyum sağlamak
fit into the sequence f. dizinde yer almak
fit into the sequence f. dizine/sıraya yerleşmek
fit someone exactly f. (elbise) birine tam uymak
not fit through the door f. kapıdan geçemeyecek kadar iri olmak
not fit through the door f. kapıya sığmamak
throw a fit f. çıldırmak
keep fit f. zinde tutmak
keep fit f. dinç tutmak
fit better f. daha iyi uymak (duruma)
fit in f. fiziken uygun olmak
fit in f. kendine güvenmek
as fit as a fiddle s. turp gibi sağlam
fit as a fiddle s. neşeli
fit as a fiddle s. demir gibi
as fit as a fiddle s. turp gibi
fit as a fiddle s. keyifli
tight fit s. daracık
as fit as a fiddle s. sağlığı yerinde
as fit as a fiddle s. bomba gibi
fit for nothing s. hiçbir işe yaramaz
fit for stuffing s. dolmalık
as fit as a fiddle s. zinde ve neşeli
as fit as a fiddle s. herşeye hazır
fit to be seen s. görülmeye değer
fit for purpose s. amaca uygun
fit as a fiddle s. sapasağlam
fit to be tied s. çok sinirli
fit and proper s. yerinde ve uygun
dressed up fit to kill s. iki dirhem bir çekirdek
fit for military service s. askerliğe elverişli
fit for s. -e uygun
physically-fit s. formda
fit-to-travel s. seyahat edebilir
fit-to-travel s. seyahat etmeye müsait
race-fit s. yarışabilir
race-fit s. yarışmaya uygun
fit-for-use s. kullanıma uygun
fit [obsolete] s. tam oturan
fit [obsolete] s. tam ölçülü
fit-up s. oyun sırasında kolayca kaldırılabilen sahne aksesuarlarına ait veya ilgili
in a fit of aberration zf. dalgınlıkla
in a fit of pique zf. hoşnutsuzluk içinde
in a fit of anger zf. hiddet anında
fit to bust zf. büyük bir şevkle
fit [obsolete] zf. uygun şekilde
fit [obsolete] zf. usulüne göre
fit [obsolete] zf. tam oturarak
fit [obsolete] zf. doğru zamanda
fit to ed. -e uygun
Phrasals
fit out f. hazırlamak
fit up f. hazırlamak
fit up f. hazırlık yapmak
fit snugly into f. çakışmak
fit snugly into f. örtüşmek
fit together f. taşlar yerine oturmak
fit snugly into f. üst üste gelmek
fit (someone or something) up with (something) f. (birine/bir şeye) gerekli ekipmanı vermek/sağlamak
fit (someone or something) up with (something) f. (birine/bir şeye) uygun ekipman sağlamak
fit (someone or something) up with (something) f. (birini/bir şeyi) gerekli parça, ekipman, kıyafet, alet ile donatmak/teçhiz etmek
fit (one) for (something) f. (birinin) ölçülerini alarak (bir giysiye) uygun olduğundan emin olmak
fit (one) for (something) f. (bir giysinin birine) uyup uymayacağına bakmak
fit (one) for (something) f. (bir giysinin birine) uyacağından emin olmak
fit (one) for (something) f. (bir giysi) için (birinin) ölçülerini almak
fit (one) for (something) f. (birini bir şeye) en iyi şekilde hazırlamak
fit (one) for (something) f. (birini bir şeye) tam hazır/uygun hale getirmek
fit someone for something f. birinin ölçülerini alarak bir giysiye uygun olduğundan emin olmak
fit someone for something f. bir giysinin birine uyup uymayacağına bakmak
fit someone for something f. bir giysinin birine uyacağından emin olmak
fit someone for something f. bir giysi için birinin ölçülerini almak
fit someone for something f. birini bir şeye hazırlamak
fit someone for something f. birini bir şeye tam hazır/uygun hale getirmek
fit (something) to (someone or something) f. (bir şeyi birine/bir şeye) göre hazırlamak
fit (something) to (someone or something) f. (bir şeyi birine/bir şeye) uygun hale getirmek
fit (something) to (someone or something) f. (bir şeyi birine/bir şeye) uygun olarak hazırlamak
fit something to something f. bir şeyi bir şeye uydurmak
fit something to something f. bir şeyi bir şeye uygun hazırlamak/hale getirmek
fit something to something f. bir şeyi bir şeye uyarlamak
fit around f. sarmak
fit around f. örtmek
fit around f. saracak/örtecek büyüklükte olmak
fit around (something) f. (bir şeyi) saracak/örtecek büyüklükte olmak
fit someone or something in something f. birini/bir şeyi bir şeye sığdırmak
fit someone or something in something f. birini bir şeyi araya sıkıştırmak
fit someone or something into something f. birini/bir şeyi bir şeye sığdırmak
fit someone or something into something f. birini bir şeyi araya sıkıştırmak
fit someone or something in f. birini/bir şeyi bir şeye sığdırmak
fit someone or something in f. birini bir şeyi araya sıkıştırmak
fit in with (someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) uyuşmak
fit in with (someone or something) f. (birine/bir şeye) ayak uydurmak
fit in with (someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) benzeşmek
fit in f. ile uyuşmak
fit in f. '-e ayak uydurmak
fit in f. ile benzeşmek
fit in f. -e uymak
fit in f. ile bağdaşmak
fit in f. araya sokmak
fit in f. içine sokmak
fit into f. ile uyuşmak
fit into f. '-e ayak uydurmak
fit into f. ile benzeşmek
fit into f. -e uymak
fit into f. ile bağdaşmak
fit into f. araya sokmak
fit into f. içine sokmak
fit into something f. bir şeye sığmak
fit in something f. bir şeye sığmak
fit something on something f. bir şeyi bir şeyin üstüne uydurmak/takmak
fit something onto something f. bir şeyi bir şeyin üstüne uydurmak/takmak
fit something on f. bir şeyi bir şeyin üstüne uydurmak/takmak
fit on (something) f. (bir şeye) takmak
fit on (something) f. (bir şeyin) üstüne geçirmek/takmak
fit someone or something out (with something) f. birini/bir şeyi (bir şeyle) donatmak
fit someone or something out (with something) f. birini/bir şeyi (bir şeyle) teçhiz etmek
fit someone or something out (with something) f. birine/bir şeye (bir şey) sağlamak/temin etmek
fit someone or something out f. birini/bir şeyi donatmak
fit someone or something out f. birini/bir şeyi (bir şeyle) teçhiz etmek
fit someone or something out f. birine/bir şeye (bir şey) sağlamak/temin etmek
fit something together f. bir şeyi birleştirmek
fit something together f. bir şeyleri bir araya getirmek
fit something together f. bir şeyleri birbirine geçirmek
fit with (something) f. (bir şeyle) uymak
fit with (something) f. (bir şeyle) uyum sağlamak
fit with (something) f. (bir şeyle) uyuşmak
fit with (something) f. (bir şeye) uygun gelmek
fit with (something) f. (bir şeyle) donatmak
fit with (something) f. (gerekli ekipmanı) vermek/sağlamak
fit with (something) f. (gerekli parça, ekipman, kıyafet, alet ile) donatmak/teçhiz etmek
fit with (something) f. (uygun ekipman) sağlamak
Phrases
in a fit of remorse expr. bir pişmanlık anında
best fit expr. en uygun
ex nihilo nihil fit expr. hiçbir şey yoktan var olmaz
Proverb
a whistling woman and a crowing hen are neither fit for god nor men kadına yakışık olmaz anlamında atasözü
a whistling woman and a crowing hen are neither fit for god nor men kadın yerini bilmeli anlamında atasözü
a whistling woman and a crowing hen are neither fit for god nor men kadının yeri evidir anlamında atasözü
a whistling woman and a crowing hen are neither fit for god nor men kadınlar maskülen davranışlar sergilememelidir
a whistling woman and a crowing hen are neither fit for god nor men kadınların erkek gibi davranması uygun değildir
a whistling woman and a crowing hen are neither fit for god nor men kadınlar erkek fatmalık yapmamalıdır
Colloquial
a coughing fit i. gıcık tutma
a coughing fit i. öksürük krizi
hissy fit i. huysuzluk
hissy fit i. tafra
fit the bill f. bir göreve uygun olmak
fit the bill f. gereken özellikleri karşılamak
fit the bill f. eksikliği doldurmak
not fit in f. ortama uyum sağlayamamak
fit the bill f. uygun gelmek
fit the bill f. uygun düşmek
think (someone or something) is fit for (someone or something) f. (birini/bir şeyi) tam (birine/bir şeye) göre bulmak
think (someone or something) is fit for (someone or something) f. (birini/bir şeyi) tam (birine/bir şeye) uygun bulmak
think (someone or something) is fit for (someone or something) f. (birini/bir şeyi) tam (birine/bir şeye) layık görmek
think (someone or something) is fit for (someone or something) f. (birini/bir şeyi) tam (birine/bir şeye) biçilmiş kaftan olarak düşünmek
think (someone or something) is fit for (someone or something) f. (birini/bir şeyi) fiziksel olarak (birine/bir şeye) uygun bulmak
think (someone or something) is fit for (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) fiziksel olarak (birini/bir şeyi) kaldırabileceğini düşünmek
think (someone or something) is fit for (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) fiziksel olarak (biriyle/bir şeyle) başa çıkabileceğini düşünmek
think (someone or something) is fit for (someone or something) f. (birinin/bir şeyin, biri/bir şey için) yeterince fit/zinde olduğunu düşünmek
think someone or something fit for someone or something f. birini/bir şeyi tam birine/bir şeye göre bulmak
think someone or something fit for someone or something f. birini/bir şeyi tam birine/bir şeye uygun bulmak
think someone or something fit for someone or something f. birini/bir şeyi, birine/bir şeye layık görmek
think someone or something fit for someone or something f. birini/bir şeyi tam birine/bir şeye biçilmiş kaftan olarak görmek
think someone fit for something f. birinin bir şey için yeterince fit/zinde olduğunu düşünmek
think someone fit for something f. birinin bir şey için yeterince sağlıklı olduğunu düşünmek
think someone fit for something f. birinin bir şey için yeterince formunda olduğunu düşünmek
think someone fit for something f. birinin bir şey için yeterince kondisyonlu olduğunu düşünmek
fit to drop s. bitap düşmüş
fit to drop s. düşecek kadar yorgun
fit for a sultan s. padişahlara layık
somebody's face doesn't fit expr. bu iş ona uygun değil
as fit as a mallee bull expr. çok kaslı ve güçlü
fit for nothing expr. hiçbir işe yaramaz
somebody's face doesn't fit expr. o oraya yakışmaz
Idioms
hissy fit i. bağırıp çağırıp tepinme
hissy fit i. bağırıp çağırma
hissy fit i. isteri nöbeti
(shouting) fit to wake the dead i. ölüyü mezardan kaldıracak kadar gürültülü
hissy fit i. öfke nöbeti
(shouting) fit to wake the dead i. ölüyü uyandıracak kadar yüksek sesli
hissy fit i. tepinme sinir krizi
a hissy fit i. öfke patlaması/nöbeti
a hissy fit i. küplere binme
a hissy fit i. sinir krizi
a hissy fit i. çileden çıkma
a hissy fit i. tepesi atma
a hissy fit i. hırçınlaşma
a hissy fit i. burnundan soluma
a hissy fit i. fıttırma
a hissy fit i. ateş püskürme
a hissy fit i. öfkeden kudurma
a hissy fit i. sinirden deliye dönme
pitch a fit [us] f. çıldırmak
pitch a fit [us] f. çok sinirlenmek
pitch a fit [us] f. kıyameti koparmak
have a pink fit [uk] f. çok sinirlenmek
have a pink fit [uk] f. küplere binmek
have a pink fit [uk] f. tepesi atmak
have a pink fit [uk] f. tepesinin tası atmak
have a pink fit [uk] f. sinirden deliye dönmek
have a pink fit [uk] f. köpürmek
have a pink fit [uk] f. kudurmak
have a pink fit [uk] f. fıttırmak
have a pink fit [uk] f. sigortası atmak
have a pink fit [uk] f. şalterleri atmak
have a fit f. aşırı sinirlenmek
throw a fit f. aşırı sinirlenmek
have a conniption fit f. aşırı sinirlenmek
fit something on the back of a postage stamp f. bir konu hakkında çok az bilgisi olmak
see fit to do something f. bir şeyi yapmayı uygun bulmak/görmek
fit into one's way of life f. birisinin hayat tarzına uymak
make more of an effort to fit in somehere f. bir yere uyum sağlamak için daha çok çabalamak
fit like a glove f. biçilmiş kaftan olmak
send someone into a fit of anger f. birine sinir krizi geçirtmek
fit like a glove f. cuk diye oturmak
be fit to be tied f. dinden imandan çıkmak
have a conniption fit f. dinden imandan çıkmak
have a fit f. dinden imandan çıkmak
throw a fit f. dinden imandan çıkmak
fit like a glove f. cuk oturmak
be as fit as a fiddle f. çok sağlıklı olmak
have a fit f. çok kızmak
have a fit f. canı sıkılmak
have a fit f. çileden çıkmak
look fit to kill f. çok şık görünmek
throw a fit f. çileden çıkmak
fit someone to a t f. çok iyi uymak
have a conniption fit f. çileden çıkmak
have a fit f. çok öfkelenmek
fit someone to a t f. cuk oturmak
have a conniption fit f. çok öfkelenmek
have a blue fit f. çok sinirlenmek
be as fit as a flea f. çok sağlıklı olmak
be fit to be tied f. çok üzülmek
throw a fit f. çok öfkelenmek
pitch a fit f. çileden çıkmak
pitch a fit f. çok sinirlenmek
pitch a fit f. çok kızmak
fit someone to a t f. eldiven/çorap gibi uymak
not to be fit to hold a candle to f. eline su dökememek
keep fit f. formda olmak
not fit to hold a candle to somebody f. eline su dökememek
look fit to kill f. harika görünmek
fit like a glove f. hokka gibi oturmak
laugh fit to bust f. gülmekten ölmek
laugh fit to bust f. gülmekten yarılmak
laugh fit to bust f. gül gül ölmek
fit the bill f. işe yaramak
have a fit f. öfkeden kudurmak
try to fit a square peg into a round hole f. olmayacak bir işi yapmaya çalışmak
fit to be tied f. kan beynine sıçramak
feel fit f. kendini formda hissetmek
have a blue fit f. küplere binmek
fit like a glove f. kalıp gibi oturmak
keep oneself fit and trim f. kendini formda tutmak
feel fit f. kendini sağlıklı hissetmek
be fit to be tied f. küplere binmek
have a conniption fit f. küplere binmek
have a fit f. öfkelenmek
feel fit f. kendini zinde hissetmek
pitch a fit f. küplere binmek
have a fit f. sinirden kudurmak
have a fit f. sinirlenmek
be fighting fit f. turp gibi olmak
throw a fit f. tepesi atmak
be as fit as a fiddle f. turp gibi olmak
have a conniption fit f. tepesi atmak
have a blue fit f. tepesi atmak
have a fit f. tepesi atmak
be fit to be tied f. tepesi atmak
be as fit as a flea f. turp gibi olmak
pitch a fit f. tepesi atmak
be fighting fit f. zinde ve sağlıklı olmak
send someone into a fit of anger f. (birini) çileden çıkarmak
fit (one) to a tee f. tam oturmak
fit (one) to a tee f. tam olmak
fit (one) to a tee f. cuk oturmak
fit (one) to a tee f. eldiven/çorap gibi uymak
fit (one) to a tee f. üstüne dikilmiş gibi uymak
fit (one) to a tee f. bedeni tam olmak
fit (one) to a tee f. tam (birine) göre olmak
fit (one) to a tee f. (birine) tam uymak
fit (one) to a tee f. tam benlik, senlik
fit a quart into a pint pot f. küçük bir kaba/yere tıkıştırmak
fit a quart into a pint pot f. küçük bir kaba/yere tıka basa koymak
fit a quart into a pint pot f. küçük bir kaba/yere sıkıştırmak
fit a quart into a pint pot f. küçük bir kaba/yere tıkmak
fit a quart into a pint pot f. kabın/bir yerin alacağından fazlasını tıkıştırmak
fit a quart into a pint pot f. hacmi büyük bir şeyi küçük bir şeyin içine sığdırmaya çalışmak
give someone a fit f. birini çok şaşırtmak
give someone a fit f. birini çok korkutmak
give someone a fit f. birini sinirlendirmek
give someone a fit f. birinin sinirini bozmak
give someone a fit f. birini deli etmek
give someone a fit f. birine öfke nöbeti geçirtmek
give someone a fit f. birinin keyfini kaçırmak
give someone a fit f. birinin canını sıkmak
have a pink fit [uk] f. aşırı sinirlenmek
have a pink fit [uk] f. sigortası atmak
have a pink fit [uk] f. şalteri atmak
have a pink fit [uk] f. tepesinin tası atmak
have a pink fit [uk] f. sinirden deliye dönmek
have a pink fit [uk] f. fıttırmak
have a pink fit [uk] f. kudurmak
have a pink fit [uk] f. köpürmek
have a pink/blue fit [uk] f. aşırı sinirlenmek
have a pink/blue fit [uk] f. sigortası atmak
have a pink/blue fit [uk] f. şalteri atmak
have a pink/blue fit [uk] f. tepesinin tası atmak
have a pink/blue fit [uk] f. sinirden deliye dönmek
have a pink/blue fit [uk] f. fıttırmak
have a pink/blue fit [uk] f. kudurmak
have a pink/blue fit [uk] f. köpürmek
take a fit f. burnundan solumak
take a fit f. tepesi atmak
take a fit f. tepesinin tası atmak
take a fit f. fıttırmak
take a fit f. öfkeden çılgına dönmek
take a fit f. sinirden deliye dönmek
take a fit f. ateş püskürmek
take a fit f. küplere binmek
take a fit f. çileden çıkmak
take a fit f. öfkeden kudurmak
take a fit f. çok sinirlenmek
take a fit f. çok kızmak
throw a hissy fit f. burnundan solumak
throw a hissy fit f. tepesi atmak
throw a hissy fit f. tepesinin tası atmak
throw a hissy fit f. fıttırmak
throw a hissy fit f. öfkeden çılgına dönmek
throw a hissy fit f. sinirden deliye dönmek
throw a hissy fit f. ateş püskürmek
throw a hissy fit f. küplere binmek
throw a hissy fit f. çileden çıkmak
throw a hissy fit f. öfkeden kudurmak
throw a hissy fit f. çok sinirlenmek
throw a hissy fit f. çok kızmak
fit a quart into a pint pot f. küçük bir yere sığdırmaya çalışmak
fit a quart into a pint pot f. küçük bir yere tıkmaya çalışmak
fit a quart into a pint pot f. hacmi büyük bir şeyi küçük bir şeyin içine sığdırmaya çalışmak
fit a quart into a pint pot f. imkansızı başarmaya çalışmak
look fit to kill f. ortalığı yakmak (görüntüsüyle)
look fit to kill f. birine karşı çok sinirli görünmek
look fit to kill f. birini öldürecek gibi durmak
look fit to kill f. birini neredeyse öldürecek olmak
look fit to kill f. birini gırtlaklayacak gibi durmak/görünmek
fit a quart into a pint pot f. imkansızı başarmaya çalışmak
fit a quart into a pint pot f. hacmi büyük bir şeyi küçük bir şeye sığdırmaya çalışmak
fit a quart into a pint pot f. küçük bir yere tıkmaya/sığdırmaya çalışmak
fit a quart into a pint pot f. bir şeyi sığmayacağı bir yere koymaya/tıkmaya çalışmak
have a fit f. epilepsi nöbeti geçirmek
fit (one) to a t f. (birine) cuk oturmak
fit (one) to a t f. (birine) tam/çok iyi uymak
fit (one) to a t f. (birine) eldiven/çorap gibi uymak
fit (one) to a t f. (birine) tam olmak/oturmak
fit (one) to a t f. (birine) üstüne dikilmiş gibi uymak