Geçmiş

oturtmak

"oturtmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 35 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	oturtmak	place f.
2	Yaygın Kullanım	oturtmak	seat f.
General
3	Genel	oturtmak	reset f.
4	Genel	oturtmak	allow rest f.
5	Genel	oturtmak	fix f.
6	Genel	oturtmak	let somebody dwell f.
7	Genel	oturtmak	sit somebody down f.
8	Genel	oturtmak	slot f.
9	Genel	oturtmak	clap f.
10	Genel	oturtmak	quarter f.
11	Genel	oturtmak	sit f.
12	Genel	oturtmak	place f.
13	Genel	oturtmak	set f.
14	Genel	oturtmak	indwell f.
15	Genel	oturtmak	site f.
16	Genel	oturtmak	set in f.
17	Genel	oturtmak	sit down f.
18	Genel	oturtmak	enchase f.
19	Genel	oturtmak	deal somebody a blow f.
20	Genel	oturtmak	embed f.
21	Genel	oturtmak	shake f.
22	Genel	oturtmak	seat f.
23	Genel	oturtmak	bed f.
24	Genel	oturtmak	gear f.
25	Genel	oturtmak	mount f.
26	Genel	oturtmak	rest f.
27	Genel	oturtmak	locate f.
28	Genel	oturtmak	pan f.
Phrasals
29	Öbek Fiiller	oturtmak	set down f.
Idioms
30	Deyim	oturtmak	lay in f.
Technical
31	Teknik	oturtmak	penetrate f.
32	Teknik	oturtmak	fit f.
Marine
33	Denizcilik	oturtmak	step f.
Archaic
34	Eski Kullanım	oturtmak	constitute f.
35	Eski Kullanım	oturtmak	state f.

"oturtmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 191 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	yerine oturtmak (kırık)	reduce f.
General
2	Genel	suçluyu kazığa oturtmak için kullanılan çivili veya kancalı alet	ganch i.
3	Genel	oturtmak (bir şeyi bir yere)	settle f.
4	Genel	kuluçkaya oturtmak (dişi kuşu)	set f.
5	Genel	karaya oturtmak	beach f.
6	Genel	karaya oturtmak	ground f.
7	Genel	karaya oturtmak	strand f.
8	Genel	birini oturtmak	sit someone down f.
9	Genel	yörüngeye oturtmak	orbit f.
10	Genel	sandalyeye oturtmak	chair f.
11	Genel	birini makamına oturtmak	invest f.
12	Genel	dikine oturtmak	upend f.
13	Genel	rayına oturtmak	put on the right track f.
14	Genel	birini (rahat bir yere) oturtmak	settle someone down in f.
15	Genel	karaya oturtmak	shipwreck f.
16	Genel	yerine oturtmak	seat f.
17	Genel	yerine oturtmak	slot f.
18	Genel	birini memuriyetine resmen oturtmak	induct f.
19	Genel	rayına oturtmak	put right f.
20	Genel	karaya oturtmak	pile up f.
21	Genel	bir şeyi yörüngeye oturtmak	put something into orbit f.
22	Genel	tehlikeli görülen bir kimseyi belirli yerde oturtmak	intern f.
23	Genel	yatan birini oturtmak	sit someone up f.
24	Genel	kışlada oturtmak	barrack f.
25	Genel	karaya oturtmak	wreck f.
26	Genel	yeniden oturtmak	reseat f.
27	Genel	lafı gediğine oturtmak	strike the right note f.
28	Genel	kazığa oturtmak	impale f.
29	Genel	kazığa oturtmak	transfix f.
30	Genel	yuvasına oturtmak	snap into the slot f.
31	Genel	uyduyu yörüngeye oturtmak	orbit a satellite f.
32	Genel	düzene oturtmak	put (something) in order f.
33	Genel	yerine oturtmak	pin down f.
34	Genel	yuvasına oturtmak	seat f.
35	Genel	içine oturtmak	embed f.
36	Genel	hayatını yeniden rayına oturtmak	get one's life back (to normal) f.
37	Genel	hayatını rayına oturtmak	get one's life back (to normal) f.
38	Genel	hayatını yeniden rayına oturtmak	get one's life back on track f.
39	Genel	(gemiyi) karaya oturtmak	ground f.
40	Genel	yeni bir çerçeveye oturtmak	reframe f.
41	Genel	uyduyu yörüngeye oturtmak	put the satellite into orbit f.
42	Genel	yörüngeye oturtmak/yerleştirmek	put something into orbit f.
43	Genel	yeniden yörüngeye oturtmak	reorbit f.
44	Genel	sağlam bir temele oturtmak	build on a solid ground f.
45	Genel	(çalışmaları, ilişkileri, faaliyetleri) bir çerçeveye oturtmak	frame f.
46	Genel	karaya oturtmak	run aground f.
47	Genel	bir yumruk oturtmak	affrap f.
48	Genel	taşı gediğine oturtmak	affrap f.
49	Genel	sandalyeye oturtmak	enchair f.
50	Genel	sağlam temele oturtmak	bulletproof f.
51	Genel	yanlış şekilde oturtmak	misseat f.
52	Genel	yanlış şekilde oturtmak	misset f.
53	Genel	kazığa oturtmak	ganch f.
54	Genel	mantığa oturtmak	logicize f.
55	Genel	mantığa oturtmak	logicise f.
56	Genel	belirli bir sisteme oturtmak	congeal f.
57	Genel	banka oturtmak	bench f.
58	Genel	her şeyi yerli yerine oturtmak	concinnate f.
59	Genel	(bir şeyin) üstüne oturtmak	fay f.
60	Genel	kaideye oturtmak	pedestal f.
61	Genel	temele oturtmak	peg f.
62	Genel	yerine oturtmak	posture [obsolete] f.
63	Genel	lazımlığa oturtmak	pot f.
64	Genel	makul açıklamalarla sağlam zemine oturtmak	salve [obsolete] f.
65	Genel	yerine oturtmak	firm f.
66	Genel	zihnine oturtmak	prehend f.
67	Genel	önceden oturtmak	prelocate f.
68	Genel	temele oturtmak	premiss f.
69	Genel	(nesneyi) bir yere oturtmak için kesmek	scribe f.
70	Genel	yerine oturtmak	set f.
71	Genel	(kıyafet, örtü) yerine oturtmak	shrug f.
72	Genel	temele oturtmak	found f.
73	Genel	sıkıca oturtmak	found f.
74	Genel	sağlam temele oturtmak	foundation f.
75	Genel	yerine oturtmak	foundation f.
76	Genel	yerine oturtmak	snick f.
77	Genel	sıkıca oturtmak	snug f.
78	Genel	nikah masasına oturtmak	spouse f.
79	Genel	(tuvali) çerçeveye oturtmak	stretcher f.
Phrasals
80	Öbek Fiiller	(gemiyi) karaya oturtmak	cast away f.
81	Öbek Fiiller	merkezine bir şeyi almak/oturtmak	pivot around (something) f.
82	Öbek Fiiller	belli bir kalıba/örneğe/şablona oturtmak	pattern something on something f.
83	Öbek Fiiller	sıkış tıkış bir yere oturtmak/yerleştirmek	squeeze someone up f.
84	Öbek Fiiller	(dar elbiseyi) üstüne cuk diye oturtmak	pour oneself into something f.
85	Öbek Fiiller	sıkış tıkış oturtmak	cram together f.
86	Öbek Fiiller	temelini (bir düşünceye veya bulguya) oturtmak	base in f.
87	Öbek Fiiller	temelini (bir düşünceye veya bulguya) oturtmak	base in f.
88	Öbek Fiiller	içine oturtmak	lay into f.
89	Öbek Fiiller	altına yerleştirmek/oturtmak	place under f.
90	Öbek Fiiller	tepesine oturtmak	plonk (someone or something) up f.
91	Öbek Fiiller	(bir şeye) tam oturtmak	snap into (something) f.
92	Öbek Fiiller	(bir şeye) cuk diye oturtmak	snap into (something) f.
93	Öbek Fiiller	(bir şeye) cuk oturtmak	snap into (something) f.
94	Öbek Fiiller	(bir şeye) şıp diye oturtmak/takmak	snap into (something) f.
95	Öbek Fiiller	bir şeyi bir şeye tam oturtmak	snap something into something f.
96	Öbek Fiiller	bir şeyi bir şeye cuk diye oturtmak	snap something into something f.
97	Öbek Fiiller	bir şeyi bir şeye cuk oturtmak	snap something into something f.
98	Öbek Fiiller	bir şeyi bir şeye şıp diye oturtmak	snap something into something f.
99	Öbek Fiiller	bir şeyi bir şeye tam oturtmak	snap something in f.
100	Öbek Fiiller	bir şeyi bir şeye cuk diye oturtmak	snap something in f.
101	Öbek Fiiller	bir şeyi bir şeye cuk oturtmak	snap something in f.
102	Öbek Fiiller	bir şeyi bir şeye şıp diye oturtmak	snap something in f.
103	Öbek Fiiller	şıp diye oturtmak/takmak	snap on f.
104	Öbek Fiiller	yerine oturtmak	snap on f.
105	Öbek Fiiller	cuk diye oturtmak	snap on f.
106	Öbek Fiiller	tık diye oturtmak/takmak	snap onto (something) f.
107	Öbek Fiiller	yerine oturtmak	snap onto (something) f.
108	Öbek Fiiller	cuk diye oturtmak	snap onto (something) f.
109	Öbek Fiiller	kolayca kaydırıp (bir şeye/yere) oturtmak	slide into (something) f.
110	Öbek Fiiller	verev dizmek/oturtmak	toe in f.
111	Öbek Fiiller	'-e oturtmak	lodge in f.
112	Öbek Fiiller	(bir şeyin) üzerine oturtmak	run onto (something) f.
113	Öbek Fiiller	şıp diye oturtmak	snap in f.
114	Öbek Fiiller	tam oturtmak	snap in f.
115	Öbek Fiiller	güvenli bir şekilde içine yerleştirmek/oturtmak	nest in f.
116	Öbek Fiiller	içine oturtmak	nest in f.
117	Öbek Fiiller	bir şeyin temelini birine/bir şeye oturtmak	base something upon someone or something f.
118	Öbek Fiiller	bir şeyin temelini birine/bir şeye oturtmak	base something on someone or something f.
119	Öbek Fiiller	temeline oturtmak	build on f.
120	Öbek Fiiller	temeline oturtmak	build upon f.
121	Öbek Fiiller	(konik vanayı) aşındırıcı macunla birlikte sürterek oturtmak	grind in f.
122	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi/kendini bir şeye) saplamak/oturtmak	impale (someone, something, or oneself) on (something) f.
123	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) üzerine oturtmak/koymak	sit down on (someone or something) f.
124	Öbek Fiiller	yerine oturtmak	set to f.
Colloquial
125	Konuşma Dili	(çıkan kol vb) tekrar yerine oturtmak	pop it back in f.
126	Konuşma Dili	çıt diye oturtmak	pop on f.
Idioms
127	Deyim	kıçüstü oturtmak	bring (one) low f.
128	Deyim	barış masasına oturtmak/çekmek	bring (someone or something) to the peace table f.
129	Deyim	anlaşma koşullarını görüşmek için masaya oturtmak	bring (someone or something) to the peace table f.
130	Deyim	bir şeyi rayına oturtmak	set something right f.
131	Deyim	bir şeyi rayına oturtmak	make something good f.
132	Deyim	bir şeyi rayına oturtmak	put something right f.
133	Deyim	bir yumruk oturtmak	land a blow f.
134	Deyim	birisini dünyanın merkezine oturtmak	think the sun rises and sets on someone f.
135	Deyim	bir tane oturtmak/çakmak	punch somebody's lights out f.
136	Deyim	bir şeyi rayına oturtmak	make something right f.
137	Deyim	lafı gediğine oturtmak	hit the right note f.
138	Deyim	layık olduğu yere oturtmak	bring somebody down a peg or two f.
139	Deyim	lafı gediğine oturtmak	strike the right note f.
140	Deyim	manasız görünen bir şeyi bir mantığa oturtmak	put into perspective f.
141	Deyim	rayına oturtmak	claw one's way back from something f.
142	Deyim	rayına oturtmak	have something back on track f.
143	Deyim	rayına oturtmak	get something back on track f.
144	Deyim	rayına oturtmak	put something back on track f.
145	Deyim	taşı gediğine oturtmak	land a blow f.
146	Deyim	taşı gediğine oturtmak	make a point f.
147	Deyim	yumruğu oturtmak	pack a punch f.
148	Deyim	yumruğu oturtmak	pack a wallop f.
149	Deyim	yumruk oturtmak	get a blow in f.
150	Deyim	yumruğu oturtmak	pack a wallop f.
151	Deyim	(bir şeyi) yeniden ayakları üstüne oturtmak	raise (someone or something) from the dead f.
152	Deyim	eksik parçaları yerine oturtmak	join (up) the dots f.
153	Deyim	eksik parçaları yerine oturtmak	join up the dots f.
154	Deyim	yumruğu oturtmak	land a punch f.
155	Deyim	taşı gediğine oturtmak	hit the right note f.
156	Deyim	kimin kim olduğunu kafasında oturtmak	keep (two or more people) straight (in one's mind/head) f.
157	Deyim	kimin kim olduğunu kafasında oturtmak	keep people straight f.
158	Deyim	(dar elbiseyi) üstüne cuk diye oturtmak	pour oneself into f.
159	Deyim	kodu mu oturtmak	punch (one's) lights out f.
160	Deyim	bir tane oturtmak/çakmak	punch lights out f.
161	Deyim	kodu mu oturtmak	punch lights out f.
162	Deyim	kodu mu oturtmak	put (one's) lights out f.
163	Deyim	dünyanın merkezine oturtmak	think the sun rises and sets on f.
Law
164	Hukuk	jüri koltuğuna oturtmak	empanel f.
Technical
165	Teknik	kıyafetleri vücut kıvrımlarına oturtmak için dikilen sivri kat	dart i.
166	Teknik	yeniden oturtmak (vida gibi)	reseat f.
167	Teknik	vida gibi parçaları açılmış yüzeye oturtmak	countersink f.
Textile
168	Tekstil	dolgu ipliğini sopayla yerine oturtmak	batten f.
Aeronautic
169	Havacılık	(uzay aracı veya uyduyu) geçici yörüngesine oturtmak	park f.
Marine
170	Denizcilik	suyun üzerine doğru çıkıntı yapan bir düzeneğe sahip, direği geminin ıskaçasına oturtmak veya ıskaçadan çıkarmak için kullanılan büyük bir yapı	masting house i.
171	Denizcilik	direği iskaçaya oturtmak	step a mast f.
172	Denizcilik	gemiyi karaya oturtmak	wreck f.
173	Denizcilik	karaya oturtmak	strand f.
174	Denizcilik	(gemi karinasını) omurgaya oturtmak	horn f.
Medical
175	Medikal	eklemi yerine oturtmak	reduce a joint f.
Psychology
176	Psikoloji	zihninde sisteme oturtmak	systemise f.
177	Psikoloji	zihninde sisteme oturtmak	systemize f.
Chemistry
178	Kimya	gliserole oturtmak	glycerolize f.
179	Kimya	gliserole oturtmak	glycerolise f.
Botanic
180	Botanik	(saksı bitkisini) toprağa oturtmak	plunge f.
Linguistics
181	Dilbilim	iskoç ingilizcesine oturtmak	scotticize [us] f.
182	Dilbilim	iskoç ingilizcesine oturtmak	scotticise [uk] f.
Hunting
183	Silah/Atıcılık	(tüfek namlusu) el kundağına oturtmak	bed f.
Slang
184	Argo	kıçını oturtmak	bring (one's) arse to an anchor f.
185	Argo	kıçını oturtmak	bring (one's) ass to an anchor f.
186	Argo	kodu mu oturtmak	punch someone's lights out f.
187	Argo	kodu mu oturtmak	pack a punch f.
188	Argo	hayatını oturtmak	get (one's) shit together f.
189	Argo	hayatını oturtmak	get shit together f.
190	Argo	(birini) kıç üstü oturtmak	knock (one) on (one's) ass f.
191	Argo	(birini) şapa oturtmak	slam-dunk f.