geride - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

geride



"geride" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 21 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
geride behind zf.
General
geride behind zf.
geride back zf.
geride astern zf.
geride at the back zf.
geride down zf.
geride abaft zf.
geride about zf.
geride ahent zf.
geride ahent zf.
geride ahind zf.
geride ahind zf.
geride rearwards zf.
geride sternward zf.
geride sternwards zf.
geride in arrear expr.
Colloquial
geride in the rear zf.
Architecture
geride retrospective s.
Marine
geride astern zf.
geride abaft zf.
Archaic
geride baft zf.

"geride" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 335 sonuç

Türkçe İngilizce
General
geride inşa etme setback i.
geride kalan straggler i.
geride kalan survivor i.
geride kalan atlar ruck i.
yarışta geride kalan yarışmacı back-marker i.
yarışta geride kalan yarışmacı backmarker i.
geride kalma recadency i.
geride kalan kimse lag i.
geride kalan şey lag i.
geride kalan kimse lagger i.
geride bırakılan şeyler trail i.
geride kalan kimse bider i.
geride tutulan şey holdback i.
geride bırakılan şey holdover i.
geride bırakılan şey holdover i.
merhumun geride bıraktığı anısı, itibarı veya inançları flame i.
suda hızla hareket eden deniz taşıtının geride bıraktığı kavisli beyaz su ve püskürtme rooster tail i.
diğerlerini geride bırakan kimse superordinate i.
geride kalmış straggler i.
geride kalmak fall behind f.
geride kalmak get behind f.
geride kalmak drop behind f.
geride bırakmak surpass f.
geride bırakmak pass f.
geride kalmak drag f.
geride bırakmak overtake f.
geride bırakmak distance f.
geride bırakmak set back f.
geride bırakmak leave astern f.
geride bırakmak outdistance f.
geride bırakmak shoot ahead of f.
geride bırakmak outstrip f.
geride bırakmak outpace f.
geride bırakmak walk away f.
geride bırakmak leave behind f.
zorlukları geride bırakmak overcome the difficulties f.
zorlukları geride bırakmak surmount the difficulties f.
geride kalmak drop back f.
-i çok geride bırakmak outdo f.
geride olmak be arrear f.
geride durmak stay behind f.
geride durmak stand behind f.
sorunları geride bırakmak put the problems behind someone f.
geride bırakılmak/kalmak be left behind f.
yenilik/icatlar yapmada (birilerini) geride (klasman dışı) bırakmak out-innovate f.
bir şeyin arkasında/sonrasında geride/elimizde kalmak/bırakmak/ortaya çıkmak leave in wake of something f.
harcamada başkasını geride bırakmak outspend f.
geride bırakmak leave f.
bayağı bir geride olmak be pretty far behind f.
(birini) yalancılıkta/yalan söylemede geçmek/geride bırakmak outlie f.
geride kalmak lagger [obsolete] f.
geride bırakmak end f.
geride bırakılmak beleave f.
geride bırakmak better f.
geride bırakmak break f.
geride bırakmak lose f.
geride bırakmak overget [dialect] [uk] f.
geride bırakmak overtop f.
geride bırakmak cob f.
geride bırakmak cow [scotland] f.
geride kalmak drop f.
geride bırakmak paragon [obsolete] f.
geride bırakmak plant f.
geride bırakmak forelet [dialect] [uk] f.
(yarışta) geride bırakmak outfoot f.
geride bırakmak outrace f.
geride bırakmak outsail f.
geride bırakmak outspeed f.
geride bırakmak precel [obsolete] f.
yarışmada rakipleri büyük farkla geride bırakacak şekilde koşmak romp f.
bir adım geride durmak shrink f.
geride tutmak single [obsolete] f.
geride kalmak strand f.
geride bırakmak street [australia] f.
geride bırakmak superate f.
(Geride) durmak stand f.
geride kalmak remain f.
geride olan hind s.
geride kalan straggly s.
geride kalan surviving s.
geride/arkada retral s.
geride kalmış backward s.
geride bırakılan marooned s.
geride olan hint [scotland] s.
kapsam ve etki bakımından diğerlerini geride bırakan olympian s.
geride yer alan postern s.
geride kalan sick s.
diğerlerini geride bırakan superordinary s.
diğerlerini geride bırakan superordinate s.
diğerlerini geride bırakan superpersonal s.
geride (zaman açısından) behind zf.
zaman açısından geride behind zf.
geride (bir sınıflandırmada) behind zf.
geride (bir sınıflandırmada) ahent zf.
geride (zaman açısından) ahent zf.
geride (bir sınıflandırmada) ahind zf.
geride (zaman açısından) ahind zf.
geride kalarak laggingly [rare] zf.
geride kalarak lagly zf.
çok geride nowhere zf.
geride kalarak post zf.
(konum olarak) geride posteriorly zf.
Phrasals
geride bırakmak throw out f.
geride bırakmak shoot ahead f.
geride bırakmak look beyond f.
geride bırakmak beat out f.
(birini) kolayca sollamak/geride bırakmak cruise by f.
geride bırakmak pull ahead of someone f.
geride kalmak lag behind in something f.
geride kalmak fall behind in something f.
geride kalmak lag behind f.
geride/arkada kalmak remain behind f.
geride bırakmak run away with f.
(herkes gittikten sonra) geride kalmak remain behind f.
geride bırakmak cruise by f.
geride kalmak fade back f.
geride gözden kaybolmak fade back f.
geride yavaşça görünmez olmak fade back f.
geride kalmak lie behind someone or something f.
(bir şeyi) geride bırakmak put (something) behind (someone or something) f.
geride bırakmak put behind f.
insanlar giderken geride kalıp beklemek stay after (someone or something) f.
birini/bir şeyi bir şeyde geride/gölgede bırakmak surpass someone or something in something f.
her şeyi geride bırakmak switch off f.
geride bırakmak take over f.
geride bırakmak usher out f.
eliyle geride durmasını işaret etmek wave off f.
geride bırakmak whip up f.
geride bırakmak whip up on f.
birini geride bırakmak beat someone out f.
birinin bir şeyi geride bırakmasına yardım etmek/geride bırakmasını sağlamak bring someone through something f.
geride bırakmak burn up f.
(yarışta) rakipleri geride bırakmak gain upon f.
(birini/bir şeyi) geride bırakmak draw away from (someone or something) f.
geride bırakmak dust up f.
(birini/bir şeyi) geride bırakmak get ahead of (someone or something) f.
geride kalmak/durmak lay back f.
(bir şeyi) geride bırakmak lay behind (something) f.
az bir farkla geride bırakmak/geçmek nudge out f.
kıl payı farkla geride bırakmak/geçmek nudge out f.
(birini/bir şeyi) geride bırakmak pull ahead (of someone or something) f.
(birini/bir şeyi) geride tutmak set (someone or something) back f.
-i geride bırakmak shuck off f.
'-de geride/gölgede bırakmak surpass in f.
geride kalmak linger behind f.
geride oyalanmak linger behind f.
Phrases
sorunları geride bırakmış out of the wood expr.
eski günleri geride bıraktı, başarısını sürdürdü have never looked back expr.
eski günleri geride bıraktı, başarısını sürdürdü have not looked back expr.
arkada/geride iz bırakmadan with no trace expr.
arkada/geride kanıt bırakmadan with no trace expr.
Proverb
geride kalıp sabırla bekleyenlere de büyük iş/görev düşer they also serve who (only) stand and wait
geride kalıp bekleyenlere de ön saflarda olanlar kadar ihtiyaç vardır they also serve who (only) stand and wait
Colloquial
geride kalan vivor (survivor) i.
geride kalmak lag behind f.
geride bırakmak leave standing f.
rakiplerini geride bırakmak be well away f.
(birini) tamamen geride bırakmak knock the starch out of (one) f.
koşarak geçip geride/arkada bırakmak run past f.
geride bırakmak be past it f.
(birini/bir şeyi) geride bırakmak be over (someone or something) f.
geride bırakmak cap f.
geride bırakmak cap it all f.
parlak/debdebeli/şaşaalı günleri eskide/geride kalmak have had your day f.
parlak/debdebeli/şaşaalı günleri eskide/geride kalmak have had its day f.
(skor olarak) geride down s.
skor olarak geride in the hole s.
geride bırakılmış aced s.
(bir şeyi) geride bırakmış beyond (something) s.
birini/bir şeyi geride bırakmış beyond someone or something s.
geride durmuş one-down s.
o günler geride kaldı too much water under the bridge expr.
(çoktan) geride bırakmış (way) past caring expr.
her şeyi geride bırakmış away from it all expr.
güzel günler geride kaldı does anybody remember laughter? expr.
o durum geride/eskide kaldı that was then, and this is now expr.
geride dur stay back exclam.
Idioms
güzel günlerin geride kalması the bubble bursts i.
tamamen geride bırakma clean break i.
geride bırakmak lay by the heels f.
geride bırakmak be beyond (someone or something) f.
geride bırakmak be beyond someone or something f.
geride bırakmak blow the doors off (something) f.
geride bırakmak blow the doors off f.
bir engeli aşmak/geride bırakmak get past someone or something f.
birini veya bir şeyi geride bırakmak get past someone or something f.
geride hiçbir şey bırakmamak pick something clean f.
birisini geride bırakmak run rings round someone f.
birisini geride bırakmak run rings around someone f.
birisini geride bırakmak run circles around someone f.
birini çok geride bırakmak leave somebody in the dust f.
çok geride kalmak fall even further behind f.
geride durmak sit back and let something happen f.
gençliği/dinamizmi/hayatının başarılı/güçlü dönemi geride kalmış olmak past someone's prime f.
geride bırakmak leave behind f.
geride bırakmak make a clean break f.
parlak/debdebeli/şaşaalı günleri eskide/geride kalmak have had its day f.
tüm sorunlarını geride bırakmak put all one's problems behind one f.
eski günleri geride kalmak pass (one's) expiry date f.
eski günleri geride kalmak pass (one's) sell-by date f.
çok geride/oldukça arkada bırakmak leave (someone or something) in the dust f.
geride durmak disappear into the woodwork f.
geride bırakmak be past caring f.
kariyerinin/yeteneklerinin zirvesi geride kalmış olmak have passed (someone's or something's) sell-by date f.
kariyerinin/yeteneklerinin zirvesi geride kalmak have passed (someone's or something's) sell-by date f.
(birini) geride bırakmak have the legs of (someone) f.
geride bırakmak have the legs of f.
geride bırakmak turn one's back upon f.
kayıplarını geride bırakıp devam etmek write off (one's) losses f.
(birini) geride bırakmak be one jump ahead f.
(birini ya da bir şeyi) geride bırakmak be one jump a head (of somebody/something) f.
(birini ya da bir şeyi) geride bırakmak stay one jump a head (of somebody/something) f.
(birini) geride bırakmak knock the spots out of (one) f.
bir olayı aşıp/geride bırakıp gelecekteki bir zamanı beklemek look past f.
bir olayı aşıp/geride bırakıp geleceği planlamak look past f.
bir olayı aşıp/geride bırakıp sabırsızlıkla gelecekteki bir zamanı beklemek look past f.
geride bırakmak look past f.
birini geride bırakıp ilerlemek march past f.
(birini) açık ara yenmek/geride bırakmak whale the tar out of (one) f.
bitirip geride bırakmak put to bed f.
(birini/bir şeyi) geride bırakmak breeze past (someone or something) f.
birini ya da bir şeyi (bir şeyde) geride bırakmak have it (all) over someone or something (in something) f.
geride bırakmak have (got) it all over f.
geride bırakmak have it all over (someone) f.
rakibini geride bırakmaya/geçmeye hazırlanmak be knocking on the door f.
rakibini geride bırakmak/geçmek üzere olmak be knocking on the door f.
rakibini geride bırakmaya/geçmeye hazır olmak be knocking on the door f.
daha en baştan geride kalmak be left at the post f.
eskiyi geride bırakıp yeninin başlangıcı olmak ring out the old and ring in the new f.
geride bırakmak be far and away f.
(bir şeyi) geride bırakmak be far and away the (something) f.
eski günleri geride kalmak be past the sell-by date f.
eski günleri geride kalmak be past one's sell-by date f.
(birini/bir şeyi) tamamen geride bırakmak beat (someone or something) all hollow [uk/australia] f.
birini/bir şeyi kolayca geride bırakmak beat somebody/something hollow f.
birini çok iyi olduğu bir alanda/konuda geride bırakmak beat someone at their own game f.
bir konuda en iyi olduğu düşünülen kişiyi geride bırakmak beat someone at their own game f.
birini tamamen geride bırakmak beat someone hollow [uk] f.
tüm rakiplerini geride bırakmak carry all before (one) f.
tüm rakiplerini geride bırakmak carry all before you [uk] f.
(bir şeyde) diğerlerini geride bırakmak come out on top (of something) f.
geride kalmak come up short f.
(ölmek üzere olan birini) geride bırakmak give (someone) up for dead f.
parlak/debdebeli/şaşaalı günleri eskide/geride kalmak have had your chips [uk] f.
(birini/bir şeyi/kendini) belli bir uzaklıkta/geride tutmak keep (someone or something, or oneself) at a distance f.
(birini) geride bırakmak knock (someone) into a cocked hat [uk] f.
(birini/bir şeyi) geride/arkasında bırakmak leave (something or someone) standing f.
birini/bir şeyi çok geride bırakmak leave somebody/something in the dust [us] f.
(bir şeyi) geride bırakmak ˌlet go (of something) f.
(birini/bir şeyi) geride bırakmak make a clean break (from/with someone or something) f.
(birini) geride bırakmak one-up (someone) f.
(birini/bir şeyi) geride bırakmak put (someone or something) to shame f.
geride bırakmak put behind one f.
bir şeyi geride bırakmak put something behind you f.
(birini/bir şeyi) geçmek/geride bırakmak run (someone or something) close f.
geride bırakmak shake the dust off your feet f.
bir şeyi geride bırakmak turn your back on something f.
geride bırakmak show one's heels to f.
hepsini geride bırakan to end all s.
(birini/bir şeyi) geçmek/geride bırakmak üzere hot on the heels of (someone or something) s.
'-i geçmek/geride bırakmak üzere hot on the heels of s.
gençliği/dinamizmi/hayatının başarılı/güçlü dönemi geride kalmış past (someone's or something's) prime s.
geride bırakmış past caring s.
gençliği/dinamizmi/hayatının başarılı/güçlü dönemi geride kalmış past prime s.
geride hiçbir iz kalmaması trail goes cold expr.
gençliğini geride bırakmış over the hill expr.
o günler geride kaldı that's all water over the dam expr.
çok geride in the dust expr.
tamamen geride kalmış in the dust expr.
geride kaldığı bir dönem in the wilderness [uk] expr.
o günler geride kaldı the old gray mare ain't what she used to be [old-fashioned] expr.
zor kısmı geride kaldı downhill all the way expr.
zor kısmı geride kaldı all downhill from here expr.
geriden/geride on the back foot expr.
Speaking
hiç kimsenin geride kaldığını görmek istemiyoruz we don't want to see anybody left behind expr.
geride dur stay back expr.
geride bırakıldık we've been left behind expr.
kötü rüyalar geride kaldı bad dreams are over expr.
o günler geride kaldı those days are over expr.
Trade/Economic
pazarda geride kalmak fall behind in the market f.
pazarda geride kalmak lag behind in the market f.
Law
hiçbir çocuk geride kalmasın yasası no child left behind act i.
geride bırakma dereliction i.
geride kalan in arrears s.
Politics
çeşitli sebeplerle başka bir ülkeye yerleşmiş olan göçmenlerin geride bıraktıkları mülkleri ve bu mülklere ilişkin uluslararası hukuk hükmü abandoned matter i.
Technical
güç faktörünün geride olması lagging power factor i.
at arabasında vagonu geride tutan ve atların arasından geçen şaft pole [dialect] i.
Telecom
geride kalma fallback i.
Architecture
(yüksek binalarda) üst bölümün daha geride durduğu mimari yapı set-back i.
Automotive
geride kalmak drop back f.
Aeronautic
geride kalan girdap cast off vortex i.
Marine
yarışta diğer gemiyi geride bırakmak drop a vessel f.
diğer gemiyi geride bırakmak drop astern f.
diğer gemiyi geride bırakmak leave astern f.
geride bırakmak drop f.
ön yelkenlerin geride durduğu konumda abox zf.
Medical
geride nodül kalması remaining nodule i.
mandibulanın geride olması micrognathism i.
mandibulanın geride olması mandibular hypoplasia i.
mandibulanın geride olması micrognathia i.
Anatomy
ön lobun geride kalan kıvrımı precentral gyrus i.
Dentistry
dişin geride konumlandığı bir ağız bozukluğu retrusion i.
çene kapatıldığında alt diş veya dişlerin geride hizalandığı dental bir şekil bozukluğu distoclusion i.
Pathology
plasenta ve membranların geride kalmış kısımları retained portion placenta and membrane i.
Biology
geride olan lowly s.
daha geride olan inferior s.
ayakları çok geride olan pygopodous s.
Social Sciences
nüfus artışının geçim kaynağı artışını geride bırakacağını savunan doktrin malthusian theory i.
nüfus artışının geçim kaynağı artışını geride bırakacağını savunan doktrin malthusianism i.
Environment
geride kalan madde tailings i.
Military
kapak takımını geride tutmak hang f.
geride toplan! komutu stand clear expr.
Hunting
(köpekleri) geride bırakmak cast off f.
(tazı, avcı) avlanmış bir hayvanın geride bıraktığı kokuyu yok etmek foil f.
Sport
geride duran oyuncular backs i.
bazı oyunlarda geride olan oyuncuya tanınan bir avantaj bisque i.
bazı oyunlarda geride olan oyuncuya tanınan bir avantaj bisk i.
orta saha oyuncularının hücum hattına beklere göre daha geride dizildiği bir tür saha dizilişi wishbone i.
(savunma hattı vb.) geride durmak refuse f.
geride kalmak trail f.
geride bırakmak (yarışta) outdistance f.
(rakip takımı) geride bırakmak outrush f.
Baseball
takımı geride olduğunda risk almaktan kaçınan vurucu clutch hitter i.
Music
karşılık gelen majör aralıktan yarım ses geride olan minor s.
bir koma geride olan minor s.
Entomology
ağız kısmındaki yapıları kafaya göre geride ve karına doğru olan (yarım kanatlılar) opisthognathous s.
Slang
herkesi geride bırakan kişi piss-cutter i.
herkesi geride bırakan kişi piss-whiz i.
diğerlerini gölgede/geride bırakan şey butt-kicker i.
kişinin görünüşte imkansız olan hedeflere ulaşmak için korkularını, güvensizliklerini ve şüphelerini geride bıraktığı ruhsal durumu ifade eden argo terim grindset i.
geride kalmak hang an arse [obsolete] f.
geride olmak be in the hole f.
skorda geride olmak be in the hole f.
geride kalmak look sick f.
Star Wars
kaosu geride tutuyor holding back the chaos i.