Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
go on!
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"go on!"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 5 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
go on!
ünl.
hadi
Colloquial
2
Konuşma Dili
go on!
expr.
devam!
3
Konuşma Dili
go on!
exclam.
hadi oradan!
4
Konuşma Dili
go on!
exclam.
hadi canım!
5
Konuşma Dili
go on!
exclam.
yok canım!
"go on!"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
go on
f.
devam etmek
2
Yaygın Kullanım
go on a walk
f.
yürüyüşe çıkmak
General
3
Genel
go bad cop on someone
i.
kötü polis oyunu oynayarak bilgi alma taktiği
4
Genel
go on a bat
f.
kafayı çekmek
5
Genel
go on to claim
f.
söylecek denli ileri gitmek
6
Genel
go on sale
f.
ucuzlamak
7
Genel
go on foot
f.
yayan gitmek
8
Genel
go on
f.
yanmak
9
Genel
go on a walk
f.
yürüyüş yapmak
10
Genel
go on tour
f.
turneye çıkmak
11
Genel
go down on one's knees to
f.
ayaklarına kapanmak
12
Genel
go on the dole
f.
işsizlik yardımı almak
13
Genel
go on to the finals
f.
finale kalmak
14
Genel
go on
f.
harcanmak
15
Genel
go on strike
f.
greve gitmek
16
Genel
go on a visit to
f.
misafirliğe gitmek
17
Genel
go on the booze
f.
alem yapmak
18
Genel
go on incessantly
f.
ardı arkası kesilmemek
19
Genel
go on a course
f.
staj görmek
20
Genel
go on
f.
devam etmek
21
Genel
go back on one's word
f.
sözünden dönmek
22
Genel
go down on one's knees to somebody
f.
ayaklarına kapanmak
23
Genel
go on a spree
f.
alem yapmak
24
Genel
go on foot
f.
tabanvayla gitmek
25
Genel
go on strike
f.
grev yapmak
26
Genel
go on
f.
zaman geçmek
27
Genel
increasingly go on
f.
artarak devam etmek
28
Genel
go on a holiday
f.
tatile çıkmak
29
Genel
go on the lam
f.
sıvışmak
30
Genel
go on the stump
f.
seçim propagandası yapmak
31
Genel
go on
f.
süregitmek
32
Genel
go halves on
f.
yarı yarıya paylaşmak
33
Genel
go on foot
f.
yürüyerek gitmek
34
Genel
go on a hunger strike
f.
açlık grevine başlamak
35
Genel
go back on
f.
dönmek
36
Genel
go on at
f.
azarlamak
37
Genel
go on the loose
f.
çapkınlık yapmak
38
Genel
go on shank's mare
f.
tabanvayla gitmek
39
Genel
go on
f.
çalışmaya başlamak (aygıt)
40
Genel
go down on one's knees to
f.
diz çökmek
41
Genel
go on the road
f.
tiyatro topluluğu turneye çıkmak
42
Genel
go on
f.
bel bağlamak
43
Genel
go on a diet
f.
perhize başlamak
44
Genel
go on
f.
güvenmek
45
Genel
go on the stage
f.
tiyatro oyuncusu olmak
46
Genel
go back on
f.
caymak
47
Genel
go on a jaunt
f.
gezmeye gitmek
48
Genel
go on for
f.
yaklaşmak
49
Genel
go back on
f.
inkar etmek
50
Genel
go on
f.
yanmaya başlamak (ışıklar/kalorifer)
51
Genel
go back on one's promise
f.
sözünden dönmek
52
Genel
go on shanks's pony
f.
tabanvayla gitmek
53
Genel
go on a jaunt
f.
dolaşmak
54
Genel
go on a trip
f.
geziye çıkmak
55
Genel
go in with someone on
f.
bir şeyde biriyle ortak olmak
56
Genel
go on
f.
ileri gitmek
57
Genel
go to school on foot
f.
okula yürüyerek gitmek
58
Genel
go on
f.
ilerlemek
59
Genel
go on the black market
f.
karaborsaya düşmek
60
Genel
go back on someone
f.
birine ihanet etmek
61
Genel
go on a honeymoon
f.
balayına çıkmak
62
Genel
go on
f.
olmak
63
Genel
be too tired to go on
f.
şişmek
64
Genel
go on a jaunt
f.
gezinti yapmak
65
Genel
go on attack
f.
atağa kalkmak
66
Genel
go on trial
f.
hakim karşısına çıkmak
67
Genel
go on the rampage
f.
kıyameti koparmak
68
Genel
go on the booze
f.
içki içmek
69
Genel
go on shank's pony
f.
yürüyerek gitmek
70
Genel
go on
f.
konuşmaya devam etmek
71
Genel
go on
f.
çalışmaya başlamak
72
Genel
go on trial
f.
mahkemelik olmak
73
Genel
go on at
f.
başının etini yemek
74
Genel
go on a pilgrimage to mecca
f.
hacca gitmek
75
Genel
go on an outing
f.
gezintiye çıkmak
76
Genel
go on the stage
f.
oyuncu olmak
77
Genel
go on a holiday
f.
tatile gitmek
78
Genel
go on
f.
dayanmak
79
Genel
go on
f.
davranmaya devam etmek (belirli bir şekilde)
80
Genel
go on
f.
gitmek
81
Genel
go on a diet
f.
rejim yapmak
82
Genel
go on about
f.
fazlasıyla konuşmak (hakkında)
83
Genel
go easy on
f.
kıyak geçmek
84
Genel
go on the rampage
f.
kasıp kavurmak
85
Genel
go on
f.
geçmek (zaman)
86
Genel
go on a spree
f.
felekten bir gün çalmak
87
Genel
go on
f.
yerine geçmek
88
Genel
go on the stage
f.
tiyatrocu olmak
89
Genel
go on
f.
sürmek
90
Genel
go on foot
f.
yaya gitmek
91
Genel
go on a training course
f.
staj görmek
92
Genel
go on
f.
gitmek (para)
93
Genel
go on
f.
olagelmek
94
Genel
go on about
f.
bıktıracak kadar konuşmak
95
Genel
go on holiday
f.
tatile çıkmak
96
Genel
go on an excursion
f.
gezintiye çıkmak
97
Genel
go on an outing
f.
gezmeye çıkmak
98
Genel
go on a trip
f.
gezintiye çıkmak
99
Genel
go on an excursion
f.
tura çıkmak
100
Genel
go on a journey
f.
yolculuğa çıkmak
101
Genel
go on a guided tour
f.
rehber eşliğinde geziye çıkmak
102
Genel
go back on the contract
f.
sözleşmeye sadık kalmamak
103
Genel
go back on the agreement
f.
anlaşmaya sadık kalmamak
104
Genel
go back on the contract
f.
sözleşmeyi ihlal etmek
105
Genel
go back on the agreement
f.
anlaşmayı ihlal etmek
106
Genel
go out on a limb
f.
birisi için riske girmek
107
Genel
go back on the agreement
f.
anlaşma bozmak
108
Genel
go on board the ship
f.
gemiye çıkmak
109
Genel
go on a diet
f.
rejime başlamak
110
Genel
go on a diet
f.
diyete başlamak
111
Genel
go on a diet
f.
diete girmek
112
Genel
go on board the ship
f.
gemiye binmek
113
Genel
go on the internet
f.
internete girmek
114
Genel
go on strike
f.
grev kararı almak
115
Genel
go on a tour
f.
geziye gitmek
116
Genel
go on a trip
f.
geziye gitmek
117
Genel
go back on the agreement
f.
anlaşmaya uymamak
118
Genel
go on
f.
yer almak
119
Genel
go on
f.
sürdürmek
120
Genel
go on with
f.
-e devam etmek
121
Genel
go on the razzle-dazzle
f.
alem yapmak
122
Genel
go on
f.
dayanmak (bir işi sürdürebilmek için bir söze/kanıta)
123
Genel
go on a cruise
f.
vapurla geziye çıkmak
124
Genel
go on to the next level
f.
kademe atlamak
125
Genel
go on to the next stage
f.
kademe atlamak
126
Genel
go on pilgrimage
f.
hacca gitmek
127
Genel
go on pilgrimage
f.
hacı olmak
128
Genel
go on pilgrimage
f.
hac ziyareti gerçekleştirmek
129
Genel
go on television
f.
televizyona çıkmak
130
Genel
go on an election tour
f.
seçim gezisine çıkmak
131
Genel
go on an election tour
f.
seçim turuna çıkmak
132
Genel
go on a diet
f.
rejime girmek
133
Genel
go on a diet
f.
perhize girmek
134
Genel
go on a date
f.
birisiyle çıkmak
135
Genel
go on a hike
f.
(arazide vb) yürüyüşe çıkmak
136
Genel
go on a date
f.
biriyle çıkmak
137
Genel
go to someone's house on the pretense of buying their car
f.
arabasına müşteriymişim gibi evine gitmek
138
Genel
go on with his/her life
f.
yaşamını sürdürmek
139
Genel
go on the left side of something
f.
bir şeyin solundan gitmek
140
Genel
go on a media blitz
f.
yoğun bir tanıtım kampanyası başlatmak
141
Genel
go on to claim that
f.
...diyecek/iddia edecek kadar ileriye gitmek
142
Genel
can't go on
f.
devam edememek
143
Genel
not able to go on
f.
devam edememek
144
Genel
go out on patrol
f.
devriyeye çıkmak
145
Genel
go away on its own
f.
(acı/ağrı) kendiliğinden geçmek
146
Genel
go away on its own
f.
(acı/ağrı) kendi kendine geçmek
147
Genel
go on full alert
f.
tam alarma geçmek
148
Genel
be/go out on the town
f.
şehre eğlenmeye gitmek
149
Genel
go on the roller coaster
f.
(lunapark) hız trenine/eğlence trenine binmek
150
Genel
went on (go on)
f.
devam etmek
151
Genel
go a little heavy on the eye makeup
f.
göz makyajını biraz abartmak
152
Genel
go on leave
f.
izne çıkmak
153
Genel
go on leave
f.
izne ayrılmak
154
Genel
go to school on time
f.
okula zamanında gitmek
155
Genel
go on a school trip
f.
okul gezisine çıkmak
156
Genel
go on an adventure
f.
maceraya atılmak
157
Genel
go on a picnic
f.
pikniğe gitmek
158
Genel
go on lunch break
f.
öğle tatiline girmek
159
Genel
go on lunch break
f.
öğle arasına girmek
160
Genel
go on a sightseeing tour
f.
şehir turuna çıkmak
161
Genel
go away on holiday
f.
tatile gitmek
162
Genel
go away on holiday
f.
tatile çıkmak
163
Genel
go to bed on time
f.
zamanında uyumak
164
Genel
go on a nature walk
f.
doğaya yürüyüşe çıkmak
165
Genel
go on a nature walk
f.
doğa yürüyüşüne çıkmak
166
Genel
go on a diet
f.
diyete girmek
167
Genel
go on a diet
f.
diyete girmek
168
Genel
go out on the balcony
f.
balkona çıkmak
169
Genel
go one on one
f.
teke tek mücadele etmek
170
Genel
go back on
f.
terk etmek
171
Genel
be on the go
f.
birtakım işlerle meşgul olmak
172
Genel
on the go
s.
faal
173
Genel
on the go
s.
gittikçe kötüleşmekte
174
Genel
on-the-go
s.
çok meşgul
175
Genel
on-the-go
s.
hareket halinde
176
Genel
on the go
zf.
faaliyette
177
Genel
on the go
zf.
iş başında
178
Genel
on the go
zf.
harekette
179
Genel
on the go
zf.
gittikçe
180
Genel
go on
ünl.
haydaa
181
Genel
go on
ünl.
ya yürü git
182
Genel
go on
ünl.
yok ya
183
Genel
go on
ünl.
hadi ya
Phrasals
184
Öbek Fiiller
go back on
f.
bir sözü tutamamak
185
Öbek Fiiller
go back on
f.
caymak
186
Öbek Fiiller
go on to
f.
(site vb) girmek
187
Öbek Fiiller
go back on
f.
(sözü yerine getirmekten) geri kalmak
188
Öbek Fiiller
go on to
f.
... yaparak devam etmek
189
Öbek Fiiller
go back on
f.
vazgeçmek
190
Öbek Fiiller
go off on
f.
sazı eline almak
191
Öbek Fiiller
go off on
f.
uzun uzun konuşmak/anlatmak
192
Öbek Fiiller
go off on
f.
uzun uzadıya anlatmak
193
Öbek Fiiller
go off on
f.
birine patlamak
194
Öbek Fiiller
go off on
f.
birini haşlamak
195
Öbek Fiiller
go off on
f.
birine fırça atmak
196
Öbek Fiiller
go off on
f.
birini azarlamak
197
Öbek Fiiller
go off on
f.
birini paylamak
198
Öbek Fiiller
go off on
f.
bir anda birine çok sinirlenmek
199
Öbek Fiiller
go on (and on) (about someone or something)
f.
(biri/bir şey hakkındaki konuyu) uzattıkça uzatmak
200
Öbek Fiiller
go on (and on) (about someone or something)
f.
(biri/bir şey hakkında) konuştukça konuşmak
201
Öbek Fiiller
go on (and on) (about someone or something)
f.
(biri/bir şey hakkında) uzun uzadıya konuşmak
202
Öbek Fiiller
go on (and on) (about someone or something)
f.
(biri/bir şey hakkındaki konuyu) sündürdükçe sündürmek
203
Öbek Fiiller
go on (and on) (about someone or something)
f.
(biri/bir şey hakkında) bıktırana kadar konuşmak
204
Öbek Fiiller
go on (at someone)
f.
(birine) çıkışmak
205
Öbek Fiiller
go on (at someone)
f.
(birini) azarlamak
206
Öbek Fiiller
go on (at someone)
f.
(birinin) üstüne varmak/gitmek
207
Öbek Fiiller
go on something
f.
bir şeye başlamak
208
Öbek Fiiller
go on something
f.
bir şey olmak
209
Öbek Fiiller
go on something
f.
bir bilgiyle harekete geçmek
210
Öbek Fiiller
go back (on)
f.
fikrini değiştirmek
211
Öbek Fiiller
go back (on)
f.
söylediklerini veya yaptıklarını inkar etmek
212
Öbek Fiiller
go back on
f.
yetersiz kalmak
213
Öbek Fiiller
go back on
f.
başarısız olmak
214
Öbek Fiiller
go on
f.
hareket etmek
215
Öbek Fiiller
go on
f.
davranmak
216
Öbek Fiiller
go on
f.
giyilebilir olmak
217
Öbek Fiiller
go on
f.
bağırıp çağırmak
218
Öbek Fiiller
go on
f.
kıyameti koparmak
219
Öbek Fiiller
go on
f.
sahneye çıkmak
220
Öbek Fiiller
go on
f.
krikette topu yuvarlamaya başlamak
221
Öbek Fiiller
go back on (something)
f.
(bir şeyden) dönmek
222
Öbek Fiiller
go back on (something)
f.
(verdiği bir sözden) dönmek
223
Öbek Fiiller
go back on (something)
f.
(bir şeyden) caymak
224
Öbek Fiiller
go in on (something)
f.
(bir şeyi) paylaşmak
225
Öbek Fiiller
go in on (something)
f.
(bir şeye/şeyde) ortak olmak
226
Öbek Fiiller
go in on (something)
f.
(bir şeyi) ortaklaşa almak/yapmak
227
Öbek Fiiller
go in on (something)
f.
(bir şeye) ortak girişmek
228
Öbek Fiiller
go in with someone (on something)
f.
(biriyle bir şeyde) ortak olmak
229
Öbek Fiiller
go in with someone (on something)
f.
(biriyle bir şeyi) ortaklaşa almak/yapmak
230
Öbek Fiiller
go in with someone (on something)
f.
(biriyle bir şeye) ortaklaşa girişmek/girmek
231
Öbek Fiiller
go off on (something)
f.
(bir konuda) sazı eline almak
232
Öbek Fiiller
go off on (something)
f.
(bir konuda) uzun uzun konuşmak/anlatmak
233
Öbek Fiiller
go off on (something)
f.
(bir şeyi) uzun uzadıya anlatmak
234
Öbek Fiiller
go off on (something)
f.
(bir konuda) hararetli bir şekilde konuşmak
235
Öbek Fiiller
go on something
f.
bir şeye girmek/başlamak
236
Öbek Fiiller
go on something
f.
bir şey üzerinden aksiyon almak/harekete geçmek
237
Öbek Fiiller
go on (doing something)
f.
(bir şey yapmakta) ısrar etmek
238
Öbek Fiiller
go on (doing something)
f.
(bir şey yapmakta) inat etmek
239
Öbek Fiiller
go on (doing something)
f.
inatla/ısrarla (bir şey yapmayı) sürdürmek
240
Öbek Fiiller
go on (doing something)
f.
(bir şey yapmaya) devam etmek
241
Öbek Fiiller
go on (doing something)
f.
(bir şey yapmayı) sürdürmek
242
Öbek Fiiller
go on about someone/something
f.
birini/bir şeyi göklere çıkartmak
243
Öbek Fiiller
go on about someone/something
f.
birini/bir şeyi övdükçe övmek
244
Öbek Fiiller
go on at (one)
f.
(birinin) kafasını ütülemek
245
Öbek Fiiller
go on at (one)
f.
(birinin) başının etini yemek
246
Öbek Fiiller
go on at (one)
f.
(birine) söylenip durmak
247
Öbek Fiiller
go on at (one)
f.
(birine) çıkışmak
248
Öbek Fiiller
go on at (one)
f.
(birini) azarlamak
249
Öbek Fiiller
go on at (one)
f.
(birinin) üstüne varmak/gitmek
250
Öbek Fiiller
go on before
f.
önünde gitmek
251
Öbek Fiiller
go on before
f.
önünden gitmek
252
Öbek Fiiller
go on before
f.
önde/önden gitmek
253
Öbek Fiiller
go on before (someone)
f.
(birinden) önce ölmek
254
Öbek Fiiller
go on before (someone)
f.
(birinden) önce gitmek(ölmek)
255
Öbek Fiiller
go on to (something)
f.
(daha iyi bir şeye/seviyeye) ilerlemek
256
Öbek Fiiller
go on to (something)
f.
(daha iyi bir şeye/seviyeye) doğru devam etmek/ilerlemek
257
Öbek Fiiller
go on to (something)
f.
(daha iyi bir şeye/seviyeye) ulaşmak
258
Öbek Fiiller
go on to (something)
f.
(daha iyi bir seviyeye) gelmek
259
Öbek Fiiller
go on with (something)
f.
(bir şeye) devam etmek
260
Öbek Fiiller
go on with (something)
f.
(bir şeyi) sürdürmek
Phrases
261
İfadeler
go easy on yourself
expr.
kendine yüklenme
Proverb
262
Atasözü
do not let the sun go down on your anger
öfkeni yarına taşıma
263
Atasözü
do not let the sun go down on your wrath
öfkeni yarına taşıma
264
Atasözü
do not let the sun go down on your anger
gün bitmeden öfkeni unutmuş ol
265
Atasözü
do not let the sun go down on your wrath
gün bitmeden öfkeni unutmuş ol
266
Atasözü
let not the sun go down on your wrath
öfkeni yarına taşıma
267
Atasözü
let not the sun go down on your wrath
gün bitmeden öfkeni unutmuş ol
268
Atasözü
never let the sun go down on your anger
öfkeni yarına taşıma
269
Atasözü
never let the sun go down on your anger
gün bitmeden öfkeni unutmuş ol
270
Atasözü
never let the sun go down on your anger
yatağa öfkeli/küs girme
271
Atasözü
never let the sun go down on your anger
öfkeyle/küs uyuma
Colloquial
272
Konuşma Dili
go a bundle on
f.
bayılmak
273
Konuşma Dili
go a bundle on
f.
çok beğenmek
274
Konuşma Dili
go on a kill-crazy rampage
f.
katliam yapmak
275
Konuşma Dili
go on (and on) about (something)
f.
(bir şeyi) uzattıkça uzatmak
276
Konuşma Dili
go on (and on) about (something)
f.
(bir şey) hakkında konuştukça konuşmak
277
Konuşma Dili
go on (and on) about (something)
f.
(bir şey) hakkında uzun uzadıya konuşmak
278
Konuşma Dili
go on (and on) about (something)
f.
(bir konuyu) sündürdükçe sündürmek
279
Konuşma Dili
go on (and on) about (something)
f.
(bir şey) hakkında bıktırana kadar konuşmak
280
Konuşma Dili
go on (and on) about someone/something
f.
birini/bir şeyi göklere çıkartmak
281
Konuşma Dili
go on (and on) about someone/something
f.
birini/bir şeyi övdükçe övmek
282
Konuşma Dili
go on and on
f.
sürekli devam etmek
283
Konuşma Dili
go on and on
f.
durmadan konuşmak
284
Konuşma Dili
go on and on
f.
konuştukça konuşmak
285
Konuşma Dili
go on and on
f.
devam ettikçe etmek
286
Konuşma Dili
go on and on
f.
uzadıkça uzamak
287
Konuşma Dili
go on and on
f.
uzattıkça uzatmak
288
Konuşma Dili
go on and on
f.
bıktırana kadar sürmek/konuşmak
289
Konuşma Dili
go on and on
f.
bitmek bilmemek
290
Konuşma Dili
go on and on
f.
çok uzun sürmek
291
Konuşma Dili
go on and on
f.
sürdükçe sürmek
292
Konuşma Dili
go on and on
f.
sonsuza kadar sürdürmek
293
Konuşma Dili
go on and on
f.
hiç bitmeyecekmiş gibi olmak
294
Konuşma Dili
go on and on
f.
durmaksızın devam etmek
295
Konuşma Dili
go on about something
f.
lafı uzatmak
296
Konuşma Dili
go on about something
f.
lafı sündürmek
297
Konuşma Dili
go on about something
f.
kafa şişirmek
298
Konuşma Dili
go on about something
f.
kafa ütülemek
299
Konuşma Dili
go on about something
f.
kafa açmak
300
Konuşma Dili
go on about something
f.
bıktırana kadar konuşmak/anlatmak
301
Konuşma Dili
go on at somebody
f.
birinin üstüne varmak
302
Konuşma Dili
go on at somebody
f.
birinin üstüne gitmek
303
Konuşma Dili
go on at somebody
f.
başının etini yemek
304
Konuşma Dili
go on at somebody (to do something)
f.
(bir şey yapması için) birinin üstüne varmak/gitmek
305
Konuşma Dili
go easy on someone
f.
birine hoşgörülü olmak
306
Konuşma Dili
go easy on someone
f.
birine yumuşak davranmak
307
Konuşma Dili
go easy on someone
f.
birine nazik davranmak
308
Konuşma Dili
go easy on something
f.
bir şeyi az miktarda kullanmak
309
Konuşma Dili
go easy on something
f.
bir şeyi abartmamak
310
Konuşma Dili
go slow (on something)
f.
(bir şeyi) ağırdan almak
311
Konuşma Dili
go on at somebody (to do something)
f.
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek
312
Konuşma Dili
unable to go on
s.
devam edemeyecek/edemez durumda
313
Konuşma Dili
unable to go on
s.
sürdüremeyecek/sürdüremez durumda
314
Konuşma Dili
go straight on
expr.
bu yoldan dümdüz git
315
Konuşma Dili
on your mark-get set-go!
expr.
hazır ol . . . başla!
316
Konuşma Dili
on the go
expr.
koşturmaca içinde
317
Konuşma Dili
go there and see what's going on
expr.
oraya gidip ne olup bittiğine bak
318
Konuşma Dili
on your mark-get set-go
expr.
yerlerinize . . . hazır . . . başla!
319
Konuşma Dili
(one) could go (on) all day (about something)
expr.
(biri bir şey hakkında) bütün gün konuşabilir
320
Konuşma Dili
(one) could go (on) all day (about something)
expr.
(biri bir şey hakkında) uzun uzadıya konuşabilir
321
Konuşma Dili
(one) could go (on) all day (about something)
expr.
(biri bir şey hakkında) durmadan konuşabilir
322
Konuşma Dili
(one) could go (on) all day (about something)
expr.
(biri bir şey hakkında) sonsuza kadar konuşabilir
323
Konuşma Dili
go on then
expr.
olur
324
Konuşma Dili
go on then
expr.
tabii
325
Konuşma Dili
go on then
expr.
kabul
326
Konuşma Dili
go on then
expr.
tamam o zaman
327
Konuşma Dili
go on then
expr.
olur o zaman
328
Konuşma Dili
go on then
expr.
devam et
329
Konuşma Dili
go on then
expr.
devam et o zaman
330
Konuşma Dili
on your marks, get ˌset, go!
expr.
yerlerinize . . . hazır . . . başla!
331
Konuşma Dili
on your marks, get ˌset, go!
expr.
hazır ol . . . başla!
Idioms
332
Deyim
go on the stage
f.
oyunculuk kariyerine başlamak
333
Deyim
go on the stage
f.
sahneye çıkmak
334
Deyim
go light on
f.
aşırıya kaçmadan kullanmak
335
Deyim
go back on
f.
geri dönmek
336
Deyim
go back on
f.
bırakmak
337
Deyim
go back on
f.
ihanet etmek
338
Deyim
have a light bulb go on in (one's) brain
f.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
339
Deyim
have a light bulb go on in (one's) brain
f.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
340
Deyim
have a light bulb go on (in (one's) head)
f.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
341
Deyim
have a light bulb go on (in (one's) head)
f.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
342
Deyim
go on line [us]
f.
devreye girmek
343
Deyim
go on line [us]
f.
faaliyet göstermeye başlamak
344
Deyim
go on line [us]
f.
çalışır hale gelmek
345
Deyim
go on line [us]
f.
işlemek
346
Deyim
go on line [us]
f.
kullanılmaya başlamak
347
Deyim
go on line [us]
f.
faaliyet göstermek
348
Deyim
go on line [us]
f.
tam kapasiteyle çalışmaya başlamak
349
Deyim
go on line [us]
f.
kullanıma hazır olmak
350
Deyim
go on line [us]
f.
piyasaya sürülmek
351
Deyim
go on about something
f.
lafı uzatmak
352
Deyim
go on about something
f.
kafa şişirmek
353
Deyim
go on about something
f.
kafa ütülemek
354
Deyim
go on about something
f.
baş şişirmek/kafa açmak
355
Deyim
go on about something
f.
vır vır etmek
356
Deyim
go on the block
f.
açık artırmaya çıkmak
357
Deyim
go out on the razzle
f.
alem yapmak
358
Deyim
go out on the town
f.
alem yapmak
359
Deyim
go out on a spree
f.
alem yapmak
360
Deyim
go on a bender
f.
alem yapmaya gitmek
361
Deyim
go out on the tiles
f.
alemlere/ortamlara akmak
362
Deyim
go back on the deal
f.
anlaşmada geri adım atmak
363
Deyim
go back on the deal
f.
anlaşmadan caymak
364
Deyim
go on a binge
f.
aşırıya kaçmak
365
Deyim
go light on
f.
aşırıya kaçmamak
366
Deyim
go on an errand
f.
ayak işi yapmak
367
Deyim
go down on someone's knees
f.
ayaklarına kapanmak
368
Deyim
go easy on
f.
birisini yatıştırmak
369
Deyim
go on before someone
f.
birisinin önünde gitmek
370
Deyim
go on a binge
f.
bokunu çıkarmak
371
Deyim
go easy on
f.
birisini yumuşatmak
372
Deyim
go out on a limb
f.
başını derde sokmak
373
Deyim
go off on a sidetrack
f.
bambaşka bir alana geçmek
374
Deyim
go off on a sidetr
f.
bambaşka bir alana geçmek
375
Deyim
not go a bundle on something
f.
beğenmemek
376
Deyim
go on before someone
f.
birisinden daha önce ölmek
377
Deyim
go on a bat
f.
bütün gece içmek
378
Deyim
go out on a high note
f.
başarıyla bitirmek
379
Deyim
go to town on something
f.
bir şeyi tüm enerjisiyle yapmak
380
Deyim
go on the rampage
f.
dağıtmak
381
Deyim
go on the rampage
f.
çığırından çıkmak
382
Deyim
go on the rampage
f.
cinleri tepesinde olmak
383
Deyim
go down on one's knees
f.
diz çökmek
384
Deyim
go on for ages
f.
çok uzun sürmek
385
Deyim
go on a rampage
f.
dinden imandan çıkmak
386
Deyim
go on for an age
f.
çok uzun sürmek
387
Deyim
go on a rampage
f.
çileden çıkmak
388
Deyim
go down on one's knees
f.
dizleri üzerine çökmek
389
Deyim
go cold on
f.
hevesini almak
390
Deyim
go cold on
f.
hevesini yitirmek
391
Deyim
go out on the town
f.
felekten bir gece çalmak
392
Deyim
go out on a spree
f.
felekten bir gece çalmak
393
Deyim
go cold on
f.
hevesini kaybetmek
394
Deyim
go on a fool's errand
f.
gereksiz/boş bir işe girmek/girişmek
395
Deyim
go out on strike
f.
greve gitmek
396
Deyim
go on a bat
f.
feneri söndürmek
397
Deyim
go easy on
f.
huyuna gitmek
398
Deyim
go on the offensive
f.
hücuma geçmek
399
Deyim
go out on strike
f.
grev yapmak
400
Deyim
not go a bundle on something
f.
hoşlanmamak
401
Deyim
go out on the town
f.
içip eğlenmek
402
Deyim
go out on a spree
f.
içip eğlenmek
403
Deyim
go cold on
f.
isteğini yitirmek
404
Deyim
go light on
f.
idareli kullanmak
405
Deyim
go out on a high note
f.
iyi biçimde bitirmek
406
Deyim
go light on
f.
ılımlı davranmak
407
Deyim
go out on a high note
f.
layıkıyla bitirmek
408
Deyim
go on a rampage
f.
oraya buraya saldırmak
409
Deyim
go easy on
f.
kullanırken dikkatli olmak
410
Deyim
go off on a tangent
f.
konuyu saptırmak
411
Deyim
go out on a limb
f.
kolu kanadı kırılmak
412
Deyim
go on a pub crawl
f.
o bar senin bu bar benim gezmek
413
Deyim
go easy on
f.
kullanırken ölçülü olmak
414
Deyim
go on the rampage
f.
kıyameti koparmak
415
Deyim
go on to a better land
f.
ölmek
416
Deyim
go off on a sidetr
f.
konudan sapmak
417
Deyim
go on a bat
f.
kafayı çekmek
418
Deyim
go off on a sidetrack
f.
konudan sapmak
419
Deyim
go off on a tangent
f.
konudan sapmak
420
Deyim
go on the block
f.
müzayedeye çıkmak
421
Deyim
go on record
f.
resmi olarak beyan etmek/açıklamak
422
Deyim
go on the rampage
f.
siniri tepesinde olmak
423
Deyim
go back on one's pledge
f.
sözünden dönmek
424
Deyim
go back on one's word
f.
sözünde durmamak
425
Deyim
go out on a limb
f.
riske girmek
426
Deyim
go back on one's word
f.
sözünden dönmek
427
Deyim
go back on one's promise
f.
sözünden dönmek
428
Deyim
go on the defensive
f.
savunmaya çekilmek
429
Deyim
go back on one's word
f.
sözünü tutmamak
430
Deyim
go out on a limb
f.
riski göze almak
431
Deyim
go light on
f.
sert davranmamak
432
Deyim
go on a rampage
f.
tepesi atmak
433
Deyim
go on for an age
f.
(neredeyse) bir asır/asırlarca sürmek
434
Deyim
go on for ages
f.
(neredeyse) bir asır/asırlarca sürmek
435
Deyim
go on the blink
f.
(makine vb) bozulmak
436
Deyim
go on a rampage
f.
zıvanadan çıkmak
437
Deyim
be on the go
f.
(bir) koşturmaca/hay huy içinde olmak/geçmek
438
Deyim
go to the wall on something
f.
(sonu ne olursa olsun) her türlü riski alarak sonuna kadar götürmek
439
Deyim
go on hiatus
f.
(dizi/program yayını) tatile girmek
440
Deyim
go light on
f.
üstüne fazla gitmemek
441
Deyim
go on the rampage
f.
zıvanadan çıkmak
442
Deyim
go to town on something
f.
(bir şeye) tüm enerjisini vermek
443
Deyim
go on the blink
f.
(makine vb) arıza yapmak
444
Deyim
go green on someone
f.
birine sırtını dönmek
445
Deyim
go green on someone
f.
birine düşman olmak
446
Deyim
go green on someone
f.
birinden uzaklaşmak
447
Deyim
go green on someone
f.
birine karşı olmak
448
Deyim
go green on someone
f.
birine sinirlenmek
449
Deyim
go green on someone
f.
birine kızmak
450
Deyim
go off on a tangent
f.
konunun dışına çıkmak
451
Deyim
go off on a tangent
f.
konuyu alakasız bir yere getirmek
452
Deyim
go on relief
f.
(mali) yardım almak
453
Deyim
go on relief
f.
bir kurumdan ihtiyaç yardımı almak
454
Deyim
go on relief
f.
bir kurumdan yoksulluk yardımı almak
455
Deyim
go on the prowl
f.
(özellikle seks için bir partner) arayışında olmak
456
Deyim
go on the prowl
f.
yatağa atacak birini aramak
457
Deyim
go on the prowl
f.
birini düşürmeye çalışmak (bardan kadın/adam düşürmek)
458
Deyim
go on the prowl
f.
bir şeyi/birini aramaya başlamak
459
Deyim
go on the prowl
f.
bir şeyin/birinin arayışına girmek
460
Deyim
be/go on the prowl
f.
sinsice yiyecek avına çıkmak (hayvan)
461
Deyim
be/go on the prowl
f.
ava çıkmak
462
Deyim
be/go on the prowl
f.
sinsice dolaşmak
463
Deyim
be/go on the prowl
f.
sinsi sinsi dolaşmak
464
Deyim
be/go on the prowl
f.
kol gezmek
465
Deyim
go on the rocks
f.
maddi zorluğa düşmek
466
Deyim
go on the rocks
f.
maddi durumu birden bozulmak
467
Deyim
go on the rocks
f.
geçim sıkıntısına düşmek
468
Deyim
go on the rocks
f.
dara düşmek
469
Deyim
go on the sick list
f.
hastalanmak
470
Deyim
go on the sick list
f.
sağlığı bozulmak
471
Deyim
go on the sick list
f.
rahatsızlanmak
472
Deyim
go on tick [uk]
f.
krediyle almak
473
Deyim
go on tick [uk]
f.
borçla almak
474
Deyim
go on tick [uk]
f.
veresiye almak
475
Deyim
go on welfare
f.
(mali) yardım almak
476
Deyim
go on welfare
f.
bir kurumdan ihtiyaç yardımı almak
477
Deyim
go on welfare
f.
bir kurumdan yoksulluk yardımı almak
478
Deyim
go one-on-one with (someone)
f.
(biriyle) teke tek karşılaşmak
479
Deyim
go one-on-one with (someone)
f.
(biriyle) bire bir karşılaşmak
480
Deyim
go soft on (someone)
f.
(birine) yumuşak davranmak
481
Deyim
go soft on (someone)
f.
(birine) nazik davranmak
482
Deyim
go soft on (someone)
f.
(birinin) üstüne fazla gitmemek
483
Deyim
go soft on (someone)
f.
(birini) alttan almak
484
Deyim
have something on the go [uk/australia]
f.
yapım aşamasında olan bir şeyi olmak
485
Deyim
have something on the go [uk/australia]
f.
yapımı devam eden bir şeyi olmak
486
Deyim
have something on the go [uk/australia]
f.
devam etmekte olan bir şeyi olmak
487
Deyim
have something on the go [uk/australia]
f.
sürmekte olan bir şeyi olmak
488
Deyim
have something on the go [uk/australia]
f.
üzerinde çalışılmaya devam edilen bir şeyi olmak
489
Deyim
have something on the go [uk/australia]
f.
üzerinde uğraşmaya devam edilen bir şeyi olmak
490
Deyim
have something on the go [uk/australia]
f.
halen/şu an devam etmekte olan bir şeyi olmak
491
Deyim
not go nap on [obsolete] [australia]
f.
tasvip etmemek
492
Deyim
not go nap on [obsolete] [australia]
f.
desteklememek
493
Deyim
not go nap on [obsolete] [australia]
f.
onaylamamak
494
Deyim
not go nap on [obsolete] [australia]
f.
uygun bulmamak
495
Deyim
not go nap on [obsolete] [australia]
f.
hoşlanmamak
496
Deyim
not go nap on [australia]
f.
pek meraklı olmamak
497
Deyim
not go nap on [australia]
f.
pek düşkün olmamak
498
Deyim
not go nap on [australia]
f.
pek önem vermemek
499
Deyim
not go nap on [australia]
f.
pek aldırmamak
500
Deyim
not go nap on [australia]
f.
pek umursamamak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of go on!
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy