her iki - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

her iki



"her iki" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç

Türkçe İngilizce
General
her iki either s.
her iki both s.
her iki baith [scotland] s.
Technical
her iki both s.

"her iki" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
General
ikişer kişilik gruplarla oynanan oyunlarda ortak oynayan iki kişiden her biri spouse i.
birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri spouse i.
her iki kategoriye de girebilecek bir durum borderline case i.
her iki ayağı ve kolu felçli olan kimse quadriplegic i.
evlilik dışı ilişkilerin her iki eş tarafından da karşılıklı olarak kabul edildiği evlilik open marriage i.
her iki elini de kullanamayan ambisinister i.
her iki elini de kullanma cross-dominance i.
her iki elini de kullanma mixed-handedness i.
her iki şirket both companies/firms i.
her iki firma both companies/firms i.
her iki firma both of the companies/firms i.
her iki şirket both of the companies/firms i.
her iki taraf both sides i.
her iki taraftan biri either party i.
her iki taraftan biri either side i.
her iki taraf either party i.
her iki taraf either side i.
her iki yönde hareket recourse [obsolete] i.
her iki yönde akış recourse [obsolete] i.
her iki taraftan çekilerek açılan enlemesine uzanan perde traveler i.
her iki taraftan çekilerek açılan enlemesine uzanan perde traveler curtain i.
her iki eli eşit derecede iyi kullanma yeteneği ambidextrianism i.
doğru parçasının iki ucundan her biri endpoint i.
zıt iki şeyden her biri extreme i.
kafanın her iki yanının tıraş edildiği, ortada kalan saç şeridinin yukarı dikilerek kullanıldığı pankçı saç stiline sahip kimse mohican i.
bilardoda iki isteka topunun her iki hedef topa vurduğu bir vuruş billiard i.
bilardoda iki isteka topunun her iki hedef topa vurduğu bir vuruş carom i.
iki parçalı bir pulun parçalarından her biri bisect i.
antiklinal birikintinin iki eğimli kenarından her biri leg i.
iki rakip matadordan her birinin sırayla birkaç boğa ile dövüştüğü boğa güreşi mano a mano i.
üst çenenin yüksek omurgalılarda ve insanlarda dişleri barındıran iki kemiğinden her biri maxillae i.
bir çıkrığa dolanmış ve her iki ucu birbirine bağlanmış ip veya zincir messenger i.
gemi geçiş yolunda yer alan ve her iki tarafında kanal bulunan sığlık middle i.
koşum kayışına bağlı iki eğri çubuktan her biri haulm i.
koşum kayışına bağlı iki eğri çubuktan her biri hem [dialect] [uk] i.
at nalının iki yanından her biri branch i.
yunancada soluklu okumanın olup olmadığını gösteren iki işaretten her biri breathing i.
her iki ucu da sivriltilmiş tahta çubuk broach i.
kapıyı bağlayıp destekleyen iki direkten her biri hinging post i.
araba çeken atı tutmak için dizginlere bağlanan iki halkadan her biri holder i.
at arabasında bulunan iki sırım köselesinden veya kayıştan her biri girth i.
hindistan'da kullanılıp her iki ucunda birer çıkıntısı olan bir tahtırevan dandi i.
hindistan'da kullanılıp her iki ucunda birer çıkıntısı olan bir tahtırevan dandy i.
(futbolda) merkezin her iki yanında bulunan iki oyuncudan biri guard i.
bütünün eşit iki parçasından her biri one-half i.
otuz iki eş parçadan her biri one-thirty-second i.
evli olmayıp çift gibi yaşayan iki kişiden her biri companion i.
on iki parçadan her biri duodecimal i.
birbirine açılan iki oda arasındaki sürme kapı çiftinden her biri folding door i.
iktidarın izni üzerine parlamento kamaralarına katılan ve kuralları uygulayan iki memurdan her biri sergeant i.
kağıt yığınının her iki tarafından kırpılmış şeritler shavings i.
her iki tarafında bulunmak bestride f.
her iki yakasında olmak bestride f.
desteklemek (her iki tarafı) straddle f.
her iki tarafında uzanmak bestride f.
her iki yöne hareket ettirmek traverse f.
her iki tarafında bulunmak straddle f.
her iki yanında olacak şekilde iki koldan eşlik etmek flank f.
her iki tarafı desteklemek/kucaklamak straddle f.
her iki tarafa yakın olmak straddle f.
iki çapalı bir geminin halatlarını her bir çapaya eşit uzunluk bırakacak şekilde salmak middle of the cable f.
her iki tarafına da yerleştirmek flank f.
her iki taraf için de öldürücü olan internecine s.
her iki cinsin özelliğini taşıyan epicene s.
her iki ucunda da kamçı olan amphitrichous s.
her iki cinse karşı erotik istek duyan bisexual s.
her iki cinse uygun unisex s.
her iki cinse ait epicene s.
her iki yönden destekli accosted s.
(her) iki both s.
her iki elini de kullanabilen two-handed s.
her iki yılda bir biyearly s.
her iki senede bir biyearly s.
her iki tarafı da bağlayan two-way s.
her iki cinse de uyan ambisexual s.
her iki cinse de uyan ambosexual s.
her iki yöne hareket ettirilemez untraversable s.
farklı iki kültürün alışkanlıklarının ve değerlerinin kaynaşması ve her ikisinin de tamamen asimile olmaması ile karakterize edilen marginal s.
her iki cinsiyetteki bireylerden oluşan mixed s.
her iki cinsiyetteki bireyleri içeren mixed s.
her iki uca doğru incelen (ok gövdesi) barreled s.
her iki uca doğru incelen (ok gövdesi) barrelled s.
(aile ilişkisinde) her iki tarafla da ilgili double s.
her biri iki yaprak veya dört sayfa şeklinde katlanmış kağıtlardan oluşan folio s.
her iki tarafı da kızartılmış over s.
her iki el ile right and left zf.
her iki durumda da in either events zf.
her iki yandan on both sides zf.
her iki durumda da in either case zf.
her iki haftada bir every couple of weeks zf.
her iki haftada bir every fortnight zf.
her iki günde bir every two day zf.
her iki günde bir once in two days zf.
her iki günde bir every two days zf.
her iki günde bir once every two days zf.
her iki şehirde in both cities zf.
her iki ...dan biri every second zf.
her iki taraf için de all zf.
her iki tarafa da astraddle zf.
diğerine yardım eden iki insandan her biriyle doublehanded zf.
diğerine yardım eden iki insandan her biriyle double-handed zf.
her iki tarafta astride zf.
her iki yakasında astride zf.
her iki tarafta astride ed.
her iki kişiden biri every other person zm.
her iki tarafta anlamı veren ön ek amphi- ök.
her iki yanda anlamı veren ön ek bi- ök.
Phrases
her iki ebeveyn both parents i.
her iki aşırı durumda da at either extreme expr.
her iki uçta da at either extreme expr.
her iki durumda da whether or no expr.
Proverb
eğer iki kişi kötü bir durumla karşılaşmışsa bu sorundan her ikisi birden sorumludur it takes two to tango
Colloquial
her iki durumda in both cases expr.
her iki (kişide/şeyde) bir every other (person/thing) expr.
Idioms
iki taraf arasında üçüncü tarafın lehine olacak şekilde yapılan her türlü çıkar anlaşması sweetheart contract i.
her ikisinin de sonu aynı derecede hoş olmayan iki seçeneğin olduğu bir durum morton's fork i.
evlilik dışı ilişkilerin her iki eş tarafından da karşılıklı olarak kabul edildiği evlilik an open marriage i.
sokağın her iki yakasında tezgah açmak work both sides of the street f.
her iki tarafı da desteklemek work both sides of the street f.
sokağın her iki yakasında tezgah açmak work both sides of the street f.
her iki tarafı da desteklemek work both sides of the street f.
her iki tarafa da kulak vermek see both sides (of something) f.
her iki tarafı da etkilemek cut both ways f.
her iki taraf için oynamak bat for both sides f.
her iki tarafa destek çıkmak bat for both sides f.
her olayın iki yüzü vardır there's two sides to every story expr.
her iki tarafta on either hand expr.
her iki yanda on either hand expr.
her iki yönden on either/every hand expr.
her iki taraftan on either/every hand expr.
her iki açıdan on both counts expr.
her iki yönden on both counts expr.
her iki noktadan on both counts expr.
Speaking
(iki şeyi karşılaştırırken) her haliyle çok daha iyi that beats all to pieces expr.
(iki şeyi karşılaştırırken) her haliyle çok daha iyi that beats something all to pieces expr.
Trade/Economic
her iki sonuçta kazanılan bütün çalışma zamanı all working time saved both ends i.
her iki sonuçta kazanılan bütün eylem zamanı all time saved both ends i.
para arzını kontrol etmek üzere amerikan hükümeti'nden yetkili on iki bankadan her biri federal reserve bank i.
her iki tarafın da bağımsız olduğu ve birbirlerine hakim durumda olmadıkları bir alışverişte bulunmak deal at arm's length f.
her iki tarih dahil both dates inclusive expr.
Law
bir eylemin her iki ülkede de suç sayılması dual criminality i.
bir eylemin her iki tarafta da suç olması dual criminality i.
bir eylemde her iki tarafta da suç olması dual criminality i.
her iki tarafı da bağlayan sözleşme mutual contract i.
her iki tarafa ziyan veren yenişemezlik mutually hurting stalemate i.
her iki tarafın temsilcilerinden ve genellikle bir veya daha fazla tarafsız üyeden oluşan mixed s.
Politics
her iki tarafın rızası ile anlaşma amicable arrangement i.
siyasi yelpazenin her iki ucunun da mantıksız veya aşırı olduğuna inandığı için kendisini merkezci olarak tanımlayan kişi enlightened centrist i.
Insurance
sigortalı araçların çarpışmasıyla sonuçlanan bir zarar halinde sigortalıların karşılıklı hukuki sorumluluğuna bakılmaksızın her iki sigortacının kendi hasarından sorumlu olması knock-for-knock agreement i.
her iki gün dahil both days inclusive expr.
Tourism
iki kişilik bir odadaki tek kişilik iki yataktan her biri twin bed i.
Technical
makara bloğunun her iki yanındaki koruyucu kabuklar cheeks of a block i.
ölçüm hattındaki iki noktadan konum düzeltici ayrıntı noktasına uzanan iki ölçümden her biri tie i.
her iki kol ile kullanılan yürüme yardımcıları walking aids manipulated by both arms i.
her iki tarafı da basınca duyarlı yapışkanlı çeşitli altlık malzemelerden yapılmış şerit tape made from various backing materials with pressure-sensitive adhesive on both sides i.
her iki ucuna dış çekilmiş başsız cıvata stud i.
her iki ucu ankastre kiriş beam with both ends built in i.
her iki yüzeyi eşit şekilde içbükey veya dışbükey olan bir mercek meniscus lens i.
yılın on iki bölümünden her biri month i.
sadece atomlarındaki elektronların dağılımı farklılık gösteren iki veya daha fazla maddeden her biri electromer i.
her iki taraftaki ambarlara yönlendirme yapılabilmesi için geminin kömür ikmal kapağını bölen kısım saddle i.
bir dökümdeki birleşme çizgisinin her iki tarafında karşılıklı yer alan metal levha match plate i.
bir dökümün eşit iki yarısının bağlı olduğu metal levhalardan her biri match plate i.
flok yelkeni ve kontra flok halatlarını açmak için cıvadranın her iki yanından çıkan bir uskundra whisker i.
bir çalışma bandının sıfır çizgisinden zıt yönlerde ilerleyen iki kısmi seriden her biri branch i.
kullanıma hazır her iki yüzü cilalı bakır ve çinko alaşımı roll latten i.
lif dağıtım veri arayüzü yerel ağının her iki halkasına da bağlı olan istasyon das i.
yük vagonunun kenarında tampon işlevi gören iki bloktan her biri dead block i.
her iki yüzü içbükey veya konkav olan biconcave s.
her iki tarafı içbükey olan (mercek) concavo-concave s.
bir ekseninin her iki ucunda farklı formlara sahip olan (kristal) hemimorphic s.
her iki tarafında da gözecik veya tırtık sırası bulunan (graptolit) diprionidian s.
her iki tarafı da astarlı olan (oluklu mukavva) double-faced s.
her iki saatle bir bihourly zf.
Computer
her iki sayfa both pages i.
her iki yazı tipi both font types i.
(ilişkili veri tabanında) iki dosyayı eşleştirerek her ikisinde ortak olan kayıtlarla üçüncü bir dosya oluşturmak intersect f.
her iki yanda asılı both hanging s.
her iki tarafında da kayıt olan (plak) double-faced s.
her iki üstkarakter both shifts expr.
her iki tuşu 2 saniye basılı tut hold both buttons down for 2 secs expr.
Telecom
(eski tuşlu telefonlarda) telefonunun tuş takımında aynı sayı kombinasyonuna basarak üretilebilecek iki veya daha fazla sözcüğün her biri textonym i.
Electric
başlangıç noktasına dönerek her iki yönde de besleme yapan besleme devresi loop i.
her iki girdi uçbirimi de yalnız belirli bir aralıkta uyarıldığında çıktı üreten (devre) coincidence s.
Mechanic
eşit boyuttaki iki dişli çarktan her biri match wheel i.
Textile
elbise kenarlarının her iki yandan kıvrılıp kumaşın köşesinde bitiştiği çapraz birleşim yeri miter i.
iki kenarı birleştiren ve her bir ilmeğin kenarların oluşturduğu dikiş yerlerinin üzerinden geçirildiği, bitişik ve dikey ilmekler atılarak yapılan dikiş overhand i.
her iki tarafında da kısa şardon bulunan yumuşak ve hafif bir pamuklu kumaş outing flannel i.
Architecture
kilisede rahip ve koronun olduğu çevrili alandan her iki yana doğru açılan koridor chancel aisle i.
her iki ucunda ya da her iki tarafındaki revaklarında sütunları olan tapınak amphiprostyle i.
her iki tarafı s şeklinde eğimli ucu sivri kemer keel arch i.
her iki ucunda ya da her iki tarafındaki revaklarında sütunları olan (yapı) amphiprostylar s.
her iki ucunda ya da her iki tarafındaki revaklarında sütunları olan (yapı) amphistylar s.
her iki ucunda ya da her iki tarafındaki revaklarında sütunları olan (yapı) porticoed s.
her iki ucunda ya da her iki tarafındaki revaklarında sütunları olan (yapı) amphiprostyle s.
Construction
dik veya çift katlı bir duvarın her iki tarafına yerleştirilmiş, özel ölçüleri olan bir tuğla duvar neck i.
her iki ucu ankastre kiriş beam with both ends built in i.
merdiven basamaklarını desteklemek için her iki yandan kesilen tahta cut string i.
kapıyı bağlayıp destekleyen iki direkten her biri swinging post i.
Furniture
oturma kısmı en yüksek noktası önde olan merkezdeki çıkıntılı bölümden her iki tarafa doğru alçalan sandalye saddle seat i.
mafsallı kanat masayı öne doğru gelip destekleyen iki kirişlemeden her biri loper i.
yükseltmek için koltuğun altına yerleştirilen iki parçadan her biri riser i.
Automotive
her iki yöndeki araçların sollama amacıyla kullandıkları orta şerit suicide lane i.
her iki yönde gidecek şekilde tasarlanmış kendi ilerleyen araç double-ender i.
(gemi, uçak) birbirine ters yönde dönen iki pervaneden her biri contrapropeller i.
Traffic
karayolunun her iki tarafına açılmış eğimli kanal through cut i.
her iki yöne de kullanılabilen trafik şeridi contraflow lane i.
her iki yöne de kullanılabilen trafik şeridi counterflow lane i.
her iki yöne de kullanılabilen trafik şeridi reversible lane i.
her iki yandan gidiniz keep right or left expr.
Aeronautic
her iki yönde taksilenen taxi-in/taxi-out s.
Marine
gemi başı süsünün yanındaki mahmuzun her iki yanındaki oyma tahtalar trail boards i.
her iki uç both ends i.
her iki son both ends i.
iki gövdeli bir geminin her iki tarafındaki çerçevelerin arasındaki kapalı alan bilges i.
flok yelkeni ve kontra flok halatlarını açmak için cıvadranın her iki yanından çıkan iki direk veya serenden biri whisker i.
gemi geçiş yolunda yer alan ve her iki tarafında kanal bulunan sığlık middle ground i.
her iki çapanın da atılmış olması moored i.
her iki çapanın da iskele yada şamandıraya bağlı olması moored i.
çapanın her iki kolunun geniş ucu fluke i.
(teknede) her iki taraftaki kürekçilere kürek çektirmek double-bank f.
ufkun ilerideki çizginin her iki tarafında kırk beş derecelik açılı dört nokta içindeki kısmında on the bow zf.
Mining
her iki ucunda dikey bir şaft bulunan bir drenaj galerisi blind level i.
Medical
gövdenin her iki tarafında çapraz olarak bulunan karın kası abdominal external oblique muscle i.
her iki tarafında hasta yatakları ve ortasında hemşire masası olan büyük hastane odası nightingale ward i.
bir veya her iki dölyatağı borusunun cerrahi operasyonla çıkarılması tubectomy i.
bir veya her iki dölyatağı borusunun cerrahi operasyonla çıkarılması salpingectomy i.
gövdenin her iki yanında çaprazlama bulunan karın kası abdominal external oblique muscle i.
her iki gluteal bölge arasında tabanına anüsün açıldığı yarık gluteal cleft i.
her iki gluteal bölge arasında tabanına anüsün açıldığı yarık anal cleft i.
her iki göz oculus uterque i.
her iki pulmoner arter içerisinde trombüs thrombus in both of pulmonary arteries i.
her iki dizin ön çapraz bağları anterior cruciate ligaments of two knees i.
her iki gluteal bölge arasında tabanına anüsün açıldığı yarık natal cleft i.
kalp kapakçığını oluşturan, yaprak şeklindeki iki veya üç parçadan her biri cusp i.
karnın her iki yanında bulunan halka benzeri açıklık abdominal ring i.
larenksin arka yüzünde krikoid kıkırdak üzerinde yer alan iki kıkırdaktan her biri arytenoid cartilage i.
her bir ağzında bir veya iki adet diş bulunan ve karşı ağızdaki dişlerle iç içe geçen pens mouse-tooth forceps i.
her iki yarım kürenin yan yüzeyinde yukarı doğru uzanan beyin fisürü rolando's fissure i.
her iki yarım kürenin yan yüzeyinde yukarı doğru uzanan beyin fisürü central sulcus i.
her iki yarım kürenin yan yüzeyinde yukarı doğru uzanan beyin fisürü fissure of rolando i.
her iki yarım kürenin yan yüzeyinde yukarı doğru uzanan beyin fisürü sulcus centralis i.
vücudun alt bölümünün her iki tarafında gerçekleştirilen anestezi para-anaesthesia i.
her iki gözdeki oküler görüntü boyutunun eşit olması iseikonia i.
her iki gözde oküler görüntü boyutu eşit olan iseikonic s.
her iki yumurtalığı da ameliyatla alınmış (kadın) ovariectomised s.
her iki yumurtalığı da ameliyatla alınmış (dişi hayvan) ovariectomised s.
her iki göz o2 (both eyes) kısalt.
Anatomy
beynin loblarını birbirinden ayıran orta girintilerin iki tarafında yer alan kıvrımların her biri central gyrus i.
omuriliğin her iki tarafında ortaya çıkan 31 çift sinirden biri nervus spinalis i.
sinirsel yayı oluşturan iki yanal çıkıntı veya unsurdan her biri neurapophysis i.
beynin her iki tarafındaki üç atardamardan her biri temporal artery i.
beynin her iki yarısındaki şakakların iç kısmında yer alan serebral korteksin bir kısmı temporal cortex i.
omuz bölgesinde yer alan, omuz ve kolları hareket ettiren iki kastan her biri teres i.
omuz bölgesinde yer alan, omuz ve kolları hareket ettiren iki kastan her biri teres muscle i.
talamus ve çevresindeki yapılardan kan alan ve beyin damarına boşaltan iki damarın her biri terminal i.
gözün her iki yanındaki kasları kontrol eden kafatası sinirleri trochlear i.
gözün her iki yanındaki kasları kontrol eden kafatası sinirleri trochlearis i.
gözün her iki yanındaki kasları kontrol eden kafatası sinirleri trochlear nerve i.
gözün her iki yanındaki kasları kontrol eden kafatası sinirleri fourth cranial nerve i.
gırtlağı oluşturan iki alt ses telinden her biri true vocal cord i.
gırtlağı oluşturan iki alt ses telinden her biri true vocal fold i.
gırtlağı oluşturan iki alt ses telinden her biri inferior vocal fold i.
gırtlağı oluşturan iki alt ses telinden her biri inferior vocal cord i.
gırtlağa kan götüren iki arterden her biri arteria laryngea i.
dış karotis arterden dallanarak yüzü besleyen iki arterden her biri arteria maxillaris i.
aortun mezenterin iki tabakası arasından bağırsaklara geçen iki kolundan her biri arteria mesenterica i.
boyun ve kollara kan getiren iki atardamardan her biri arteria subclavia i.
larenksin arka yüzünde krikoid kıkırdak üzerinde yer alan iki kıkırdaktan her biri arytaenoid i.
larenksin arka yüzünde krikoid kıkırdak üzerinde yer alan iki kıkırdaktan her biri arytenoid cartilage i.
kanın kulakçıktan karıncıklara aktığı iki kalp kapakçığından her biri atrioventricular valve i.
kalbin her iki yarısındaki üst odacıklar atrium cordis i.
kalbin her iki yarısındaki üst odacıklar atrium of the heart i.
sırtın orta kısmının her iki yanında bulunan geniş ve düz bir kas latissimus dorsi i.
her iki kolda da brakiyal artere eşlik eden ve aksiller toplardamara boşalan iki toplardamar vena brachialis i.
her iki kolda da brakiyal artere eşlik eden ve aksiller toplardamara boşalan iki toplardamar brachial vein i.
iki serebral toplardamardan her biri vena cerebri media i.
iki serebral toplardamardan her biri middle cerebral vein i.
gözün damar tabakasına kan taşıyan iki damardan her biri vena choroidea i.
gözün damar tabakasına kan taşıyan iki damardan her biri choroid vein i.
kalça ve uyluğa kan taşıyan aynı isimdeki arterlere eşlik eden iki damardan her biri vena circumflexus femoris i.
kalça ve uyluğa kan taşıyan aynı isimdeki arterlere eşlik eden iki damardan her biri circumflex femoral vein i.
vücudun her iki tarafındaki gluteal kaslardaki venöz kanı boşaltan damarlar vena gluteus i.
vücudun her iki tarafındaki gluteal kaslardaki venöz kanı boşaltan damarlar gluteal vein i.
akciğerlerinin alt loblarındaki kanı döndüren iki pulmoner damardan her biri vena pulmanalis inferior i.
akciğerlerinin alt loblarındaki kanı döndüren iki pulmoner damardan her biri inferior pulmonary vein i.
akciğerlerinin alt loblarındaki kanı döndüren iki pulmoner damardan her biri vena pulmonalis superior i.
akciğerlerinin alt loblarındaki kanı döndüren iki pulmoner damardan her biri superior pulmonary vein i.
bacaktaki iki ana yüzeysel damardan her biri vena saphena i.
bacaktaki iki ana yüzeysel damardan her biri saphenous vein i.
forniksin ön kemerlerinin uçlarını meydana getiren, beynin altı kısmındaki iki yuvarlak yapıdan her biri mamillary body i.
forniksin ön kemerlerinin uçlarını meydana getiren, beynin altı kısmındaki iki yuvarlak yapıdan her biri mammillary body i.
forniksin ön kemerlerinin uçlarını meydana getiren, beynin altı kısmındaki iki yuvarlak yapıdan her biri corpus albicans i.
ağzın her iki köşesinin hemen altında yer alan güldürücü kas mandarin crease i.
alt çenenin her iki tarafında yer alan, gece salgılanan tükürüğün çoğunu üreten ve dilin altından ağza tahliye eden tükürük bezi mandibular gland i.
üst çenenin yüksek omurgalılarda ve insanlarda dişleri barındıran iki kemiğinden her biri maxillary i.
boyundaki iki büyük toplardamardan her biri brachiocephalic vein i.
kalça iç atardamarının vücudun her iki tarafında bulunan iç dalı hypogastric artery i.
omurları kürek kemiklerine bağlayan iki kastan her biri rhomboid i.
omurları kürek kemiklerine bağlayan iki kastan her biri rhomboideus i.
rahime her iki tarafından bağlı olup yumurta kanalının önünden ve altından geçerek kasık kanalından dış dudaklara inen bağ doku ligamentum teres uteri i.
rahime her iki tarafından bağlı olup yumurta kanalının önünden ve altından geçerek kasık kanalından dış dudaklara inen bağ doku round ligament of the uterus i.
talamusun arkasındaki iki küçük çıkıntıdan her biri geniculate body i.
fetüste gelişen, her iki cinsiyette ürogenital pasajları oluşturan bir kordon genital cord i.
omurganın her iki ucunda bulunup kolları ve bacakları destekleyen kemiğimsi halkalardan her biri girdle i.
sol akciğerin iki lobundan her biri lobe of the lung i.
beynin her iki yarım küresinin kafa arkasındaki kısmı occipital cortex i.
beynin tabanında bitişik olarak bulunan yumurta biçimli iki gri madde kitlesinden her biri optic thalamus i.
ağzın her iki tarafında bulunup gülmeyi sağlayan kas risorius of santorini i.
beyin tabanında burun boşluklarının hemen üzerinde bulunan koku alma sinirinin ucundaki iki genişlikten her biri olfactory bulb i.
her iki serebral yarımkürenin alt ön kısmında bulunup koku almada işlev gören bir çıkıntı olfactory lobe i.
bulbusun her iki tarafında bulunan oval çıkıntı olivary body i.
bulbusun her iki ventrolateral tarafında bulunan oval çıkıntı olive i.
notokordun iki tarafında gelişen çubuk şekilli hücre çiftinden her biri parachordal i.
bademciklerin etrafındaki iki kıvrımdan her biri pillars of the fauces i.
beynin her iki yanında bulunan armut biçimli sinir yapısı piriform area i.
beynin her iki yanında bulunan armut biçimli sinir yapısı piriform lobe i.
beynin her iki yanında bulunan armut biçimli sinir yapısı pyriform area i.
beynin her iki yanında bulunan armut biçimli sinir yapısı pyriform lobe i.
bacaktaki iki ana yüzeysel damardan her biri saphena i.
bacağın yüzeye yakın kısmındaki kirli kanı derin toplardamarlara taşıyan iki venden her biri saphenous i.
beynin alt yüzeyinde yer alan iki yuvarlak yapıdan her biri corpus mamillare i.
her bir akciğerde yer alan iki adet otonom sinir ağından her biri plexus pulmonalis i.
(omurgalılarda) üst çenede maksiller kemiklerin önü ve arasında yer alan iki kemikten her biri premaxilla i.
kafatasının her iki yanında yer alıp alın kemiği ile kafatası yan kemiğinin ön ucunun, şakak kemiğinin ve temel kemiğinin büyük kanadının birleştiği düzensiz şekilli alan sphenoid fontanel i.
kafatasının her iki yanında birkaç kemiği birleştiren düzensiz şekilli alan sphenoid fontanelle i.
kafatasının her iki yanında birkaç kemiği birleştiren düzensiz şekilli alan sphenoidal fontanel i.
kafatasının her iki yanında birkaç kemiği birleştiren düzensiz şekilli alan sphenoidal fontanelle i.
(balıkta) hyoid arkın her iki tarafında yer alan küçük yapılara ait veya ilişkili hypohyal s.
(balıkta) hyoid arkın her iki tarafında yer alan küçük yapıları oluşturan hypohyal s.
(balıkta) hyoid arkın her iki tarafında yer alan küçük yapılara ait veya ilişkili basihyoid s.
(balıkta) hyoid arkın her iki tarafında yer alan küçük yapıları oluşturan basihyoid s.
Psychology
her iki kulağın aynı anda farklı seslerle uyarılmasıyla ilgili dichotic s.
her iki kulağın aynı anda farklı seslerle uyarılmasını içeren dichotic s.
Physiology
beyin, omurilik ve vücudun diğer bölümlerinde salgılanan ve ağrı kesici özelliği olan iki akraba pentapeptitten her biri encephalin i.
omurgalılarda hipofiz bezinin cildin koyulaşması için salgıladığı iki hormondan her biri melanophore-stimulating hormone i.
biri fizyolojik olarak aktif olup diğer olmayan iki kinin formundan her biri hypertensin i.
Pathology
her iki gözün de normal işlevde olup anormal derecede küçük olması durumu nanophthalmos i.
her iki gözde nitelendirilmemiş görme kaybı unqualified visual loss in both eyes i.
Optics
şeffaf bir küpün 12 kenarını da gösteren ve her iki yönde algılanabilen optik yanılsamalı çizim necker cube i.
göze aynı görünüp farklı spektral bileşimlere sahip iki renkten her biri metamer i.
her iki yüzeyi de yakınsak olan optik cam omphalopter i.
Printing
kağıdın her iki tarafına da braille basma tekniği interpoint i.
orta kısmının her iki tarafı kağıt kaplı olan (mukavva) triplex s.
(braille) kağıdın her iki yanına basılmış ve noktalar birbirinin üstüne gelmeyecek şekilde ayarlanmış interpoint s.
Gastronomy
sığır, kuzu vücudunun iki arka kısmından her biri hindquarter i.
Math
denklemin her iki tarafındaki değerlerin aynı olduğunu belirtmek için kullanılan bir ifade be i.
iki küme arasındaki, ikinci kümenin bir elamanının birinci kümedeki her bir elemanla eşleştiğini ifade eden bağıntı mapping i.
bir orantının ortanca iki teriminden her biri mean i.
bir orantının iki orta teriminden her biri mean proportional i.
özne ve yüklemleri aynı olup nicelik veya nitelik olarak veya her ikisi bakımından farklılık gösteren iki önerme arasındaki ilişki opposition i.
Geometry
tepe noktasından bölünmüş bir koninin iki eşit parçasından her biri nappe i.
her iki yönde sürekli biçimde birbirine dönüştürülebilen iki geometrik şeklin ilişkisi topological equivalence i.
toplamı 90° olan iki açıdan her biri complement i.
birbirine bağlı iki sert cisim noktasından her biri conjugate point i.
her iki ucu aynı düğümle sonlanan eğri parçası foliate curve i.
her iki tarafı da dışbükey olan amphicyrtic s.
Logic
yalnızca her iki terimin de doğru olması durumunda doğru değeri veren mantık işleci and i.
veya kapısı ile değil kapısı içeren, sadece her iki işlenen de yanlışsa pozitif değer döndüren mantıksal işleç nor i.
aynı anda her ikisi de doğru olamayan iki önermeden her biri contrary i.
kendi alanındaki her iki farklı üyeyi birbirine bağlayan (diyadik ilişki) connex s.
Physics
yüksek enerjili parçacık çarpışması sonucu ortaya çıkan biri nötr biri pozitif yüklü iki mezondan her biri d meson i.
aynı kütle sayısına sahip farklı elemanların iki nüklitinden her biri isobar i.
Chemistry
kloroformunkine benzer koku ve toksik buhar oluşturan simetrik iki izomerden her biri tetrachloroethane i.
azotun varsayımsal iki izomerik hidritinin her biri tetrazene i.
tiyofenden elde edilen iki izomerik kristalli asitten her biri thenoic acid i.
tenoik asitlerin iki radikalinden her biri thenoyl i.
her iki imino grubunun, kükürt atomları ile değiştirilmesi haricinde kimyasal yapıda olan, indigo benzeri kırmızı bir boya thioindigo i.
her iki imino grubunun, kükürt atomları ile değiştirilmesi haricinde kimyasal yapıda olan, indigo benzeri kırmızı bir boya thioindigo red b i.
yapısal olarak aniline benzeyen iki aminden her biri thiophenine i.
damıtma sırasında her iki ucundaki kapıları kapalı olan imbik through retort i.
asimetrik bir karbon atomunun etrafındaki atomların pozisyonuyla birbirinden ayrılan iki izomerden her biri epimer i.
iki garip kuark içeren ve nötr veya negatif yüklü iki baryondan her biri xi baryon i.
fümerik asidin iki geometrik izomerinden her biri butenedioic acid i.
her iki ana diyazolden her birinin türevi diazole i.
strikninle oluşup alfa-kolubrin ve beta-kolubrin olarak ayırılan iki renksiz ve kristalli alkaloitten her biri colubrine i.
her bir molekülünde iki hidroksil grubu içeren alkol dihydric alcohol i.
her iki elektronu da atomlardan birinin verdiği kovalent bağ dative bond i.
kurutulmuş sinameki yapraklarında bulunan iki glikozitten her biri sennoside i.
(kimyasal bileşen) her halkada en az iki atom ortak olacak şekilde iki halka halinde dizilmiş atomları olan bicyclical s.
her iki yönde benzer olan (kristal) homopolar s.
her bir molekülünde iki bütil grubu içeren (madde) dibutyl s.
Biology
dokuz tane üçlü tüpten oluşan ve mitoz esnasında asterleri oluşturan iki silindirik hücresel organelden her biri centriole i.
yumurtanın sarısını kabuğa bağlayan iki bağcıktan her biri chalaze i.
sinirsel yayın iki yarısından her biri neuroid [obsolete] i.
ovülün çekirdeğini saran iki kılıftan her biri tegument i.
her biri iki kromatide bölünmüş olan eşli homolog kromozomlardan oluşan, mayozun pakiten aşaması sırasında meydana gelen dört sarmallı yapı tetrad i.
her iki ucu sivri olan tek aksonlu sünger spikülü tornote i.
her iki cinsiyetin de üreme organına sahip olma ambisexuality i.
her iki ucunda kamçısı olan bakteriler amphitricha i.
her iki ebeveynden de tamamen farklı olan bir yavru oluşumu xenogeny i.
polen tanesindeki jeneratif hücrenin bölünmesiyle oluşan ve erkek hücre oluşturmak üzere bölünen iki hücreden her biri body cell i.
mayoz bölünme sonrasında kromozomunu eşleyerek haploit gamete dönüşen iki hücreden her biri maturation division i.
yavrunun her ebeveynden birer kalıtımsal faktör edinmesi için gamet oluşumunda her bir kalıtsal faktörün iki kopyaya ayrıldığını ortaya koyan ilke law of segregation i.
dimorfizm gösteren bir maddenin iki biçiminden her biri dimorph i.
(genetik biliminde) belirli bir özelliğin ikizlerin her iki bireyinde bulunmasını ifade eden nicelik concordance rate i.
her biri iki alel içeren iki özellik kullanılarak yapılan melezleme dihybrid cross i.
dna sentezinde kullanılan iki pürin nükleotidinden her biri datp i.
gül ağaçlarının parankimiyle beslenerek yapraklarını iskeletleştiren iki yeşil larvamsı yaprakarısından her biri rose slug i.
(bazı sınıflandırmalarda) başının her iki yanında derin yarıklar bulunan şerit kurtlarını içeren bir grup schizonemertea i.
her iki ebeveynle ilgili amphigonous s.
her iki cinsiyete de özgü özelliklerin gelişimine olanak veren amphisexual s.
her iki uzvu etkileyen symmetric s.
her iki parçada gelişen symmetric s.
her iki uzvu etkileyen symmetrical s.
her iki parçada gelişen symmetrical s.
Biochemistry
dna moleküllerinin sarılmasını kontrol eden iki izomer enzimden her biri topoisomerase i.
dna sentezinde kullanılan iki pirimidin nükleotidinden her biri dttp i.
Marine Biology
süngerlerin her iki uçta da kıvrımlı olan dikenleri chela i.
balığın her iki yanında ve deri içinde uzanan sudaki titreşimleri sinir sistemine ileten duyu organı lateral line i.
her iki ucunda üç farklı ışını olan sünger dikeni amphitriaene i.
kuzey atlantik'in her iki kıyısında yaşayan ticari değeri yüksek sofralık bir deniz balığı pollack i.
kuzey atlantik'in her iki kıyısında yaşayan ticari değeri yüksek sofralık bir deniz balığı pollock i.
kuzey atlantik'in her iki kıyısında yaşayan ticari değeri yüksek sofralık bir deniz balığı saithe i.
kuzey atlantik'in her iki kıyısında yaşayan ticari değeri yüksek sofralık bir deniz balığı pollachius virens i.
bothidae familyasına ait, her iki gözü de başının sol tarafında yer alan yassı balıklara verilen ad lefteye flounder i.
bothidae familyasına ait, her iki gözü de başının sol tarafında yer alan yassı balıklara verilen ad lefteyed flounder i.
(kaya midyesinde) solungaç kapağının iki alt kapakçıklarından her biri scutum i.
afrika'nın tropik bölgelerinde yaşayan ve kuyruklarının her iki yanında elektrikli organ bulunan çeşitli tatlı su balıklarını içeren bir takım scyphophori i.
amerika'nın her iki kıyısındaki sıcak sularda yaşayan mavimsi yeşil veya sarı küçük bir balık sergeant major i.
amerika'nın her iki kıyısındaki sıcak sularda yaşayan mavimsi yeşil veya sarı küçük bir balık abudefduf marginatus i.
gövdesinin her iki yanında gümüş rengi bir şerit bulunan, gümüş balığıgiller familyasına mensup çeşitli küçük balıklara verilen ad silverfish i.
gövdesinin her iki yanında gümüş rengi bir şerit bulunan, gümüş balığıgiller familyasına mensup çeşitli küçük balıklara verilen ad silversides i.
her iki ucu da yumrulu tylotate s.
kafasının her iki yanında zırh benzeri sert bir kabuk bulunan (balık) mail-cheeked s.
(balıkta) hyoid arkın her iki tarafında yer alan küçük yapıları oluşturan basihyal s.
(balıkta) hyoid arkın her iki tarafında yer alan küçük yapılara ait veya ilişkili basihyal s.
Astronomy
yörünge düzleminde iki veya daha fazla gökcisminin kütle çekimleri birbirini dengelediği için kütle çekimi yokmuş gibi hissedilen noktaların her biri lagrangian point i.
uydu yörüngesinin gezegenin yörünge düzlemiyle kesiştiği iki noktadan her biri node i.
bir zamanlar samanyolu'nun uydusu olduğu düşünülen iki gökadadan her biri nubecula i.
bir zamanlar samanyolu'nun uydusu olduğu düşünülen iki gökadadan her biri magellanic cloud i.
güney yarım küreden görülebilen, samanyolu'na en yakın bağımsız yıldız sistemleri olan iki küçük galaksiden her biri magellanic clouds i.
optik ve yakın kızılötesi gözlem için yapılmış iki teleskoptan her biri gemini telescope i.
(gök cismi) her iki kenarından dışbükey gibbose s.
Zoology
örümcekler, eklem bacaklılar ve atnalı yengeçlerinde ağız yanındaki diş benzeri iki uzantıdan her biri chelicera i.
her iki ön ayağında iki uzun pençesi olan nispeten küçük ve hızlı hareket eden bir tembel hayvan two-toed sloth (choloepus didactylus) i.
her iki ön ayağında iki uzun pençesi olan nispeten küçük ve hızlı hareket eden bir tembel hayvan linnaeus's two-toed sloth i.
her iki ön ayağında iki uzun pençesi olan nispeten küçük ve hızlı hareket eden bir tembel hayvan linne's two-toed sloth i.
her iki cinsiyetin de üreme organlarına sahip hayvan ambisexual i.
hayvanın yekpare sırtının filetolarını da kapsayan her iki tarafı saddle i.
kırmızı iskiyatik nasırlara sahip olan ve erkeklerinde kırmızı kemerli burunlarının her iki tarafında mavi çizgiler bulunan, batı afrika'ya özgü büyük, vahşi ve sürücül bir babun mandrill (mandrillus mormon) i.
kırmızı iskiyatik nasırlara sahip olan ve erkeklerinde kırmızı kemerli burunlarının her iki tarafında mavi çizgiler bulunan, batı afrika'ya özgü büyük, vahşi ve sürücül bir babun mandrill (mandrillus sphinx) i.
başı ve vücudu asimetrik, her iki gözü aynı tarafta olan balıkların bulunduğu takımın adı heterosomati i.
at toynağının arkasındaki iki sivri kısımdan her biri buttress i.
çiftleşen iki yengeçten her biri doubler i.
her iki yüzü içbükey (konkav) olan amphicoelian s.
vücudunun her iki ucu da vantuzlu amphistomous s.
her iki ucu da düz (omurga) amphiplatyan s.
her iki yanı da tırtıklı biserrate s.
Botanic
her iki cinsiyetin de üreme organlarına sahip bitki ambisexual i.
güney amerika'da yetişen, tanince zengin odunu tabakçılık ve boyacılıkta kullanılan iki ağaç türünden her biri quebracho i.
her iki yarım kürenin kuzey sahillerinde yetişen, solunca açık mavi-beyaz renge bürünen gülpembesi çiçekleri olan çok yıllık bir ot sea lavender i.
her iki yarım kürenin kuzey sahillerinde yetişen, solunca açık mavi-beyaz renge bürünen gülpembesi çiçekleri olan çok yıllık bir ot sea lungwort i.
her iki yarım kürenin kuzey sahillerinde yetişen, solunca açık mavi-beyaz renge bürünen gülpembesi çiçekleri olan çok yıllık bir ot mertensia maritima i.
her iki ucu bir noktaya doğru sivrilen ince silindirik veya prizmatik bir hücre wood cell i.
bahamalar'a özgü iki çalınden her biri hercules' club i.
bahamalar'a özgü iki çalınden her biri hercules'-club i.
bahamalar'a özgü iki çalınden her biri hercules'-clubs i.
her iki yarım kürenin kuzey enlemlerinde yetişen, böbrek şeklinde yaprakları ve yeşilimsi çiçekleri olan çok yıllık bodur bir ot mountain sorrel (oxyria digyna) i.
şeker kamışı yaprağında yaprak ekleminin birleşim yerini oluşturan parçanın hemen üzerindeki iki üçgen veya kare alandan her biri dewlap i.
şemsiyeli bitkinin şizokarpını oluşturan iki karpelden her biri coccus i.
coprosma cinsinden olup kahve ile akraba olan iki çalıdan her biri coffeeberry i.
iki dişi haploid çekirdekten her biri polar nucleus i.
her iki yüzeyi de gözenekli (yaprak) amphistomatal s.
her iki yüzeyi de gözenekli (yaprak) amphistomatic s.
merkezi bir eksenin her iki yanında iki sıra halinde parçası olan bifarious s.
her bir ayrım noktasında iki organ bulunan (çiçek) dimerous s.
sapın her iki yanın çiftler halinde gelişen opposite s.
her bir çiçek yaprağında iki erciği olan (yosun) diandrous s.
sapının her iki tarafında yaprakçıklar yer alıp ucunda yaprakçık bulunmayan paripinnate s.
Agriculture
boyunduruğun her iki ucuna bağlı demir halka neck yoke ferrule and ring i.
her iki tarafı keskinleştirilmiş, öne itilebilen veya geriye doğru çekilebilen bahçe çapası thrust hoe i.
her iki tarafı keskinleştirilmiş, öne itilebilen veya geriye doğru çekilebilen bahçe çapası scuffle hoe i.
koşum kayışına bağlı iki eğri çubuktan her biri hame i.
değirmende kullanılan iki küçük yuvarlak taştan her biri quernstone i.
toprağı sabanın her iki tarafına deviren çift kulaklı pulluk middle buster i.
her iki yanına yığılmış toprakla karık kesen bir saban türü middlebreaker i.
her iki yanına yığılmış toprakla karık kesen bir saban türü middlebuster i.
Fishery
her iki ucunda kanca olan üzerine balina kemiği tutturulmuş bir tür olta dandy line i.
Social Sciences
her iki cinsiyetin de ruhunu taşıdığına inanılan, üçüncü cinsiyete mensup amerikan yerlisi two-spirit i.
Literature
yunan tragedyasında iki koro şarkısının arasındaki her bir bölüm episode i.
(orta çağ ingiliz şiirinde) iki dize şeklinde basılıp her bir dizede yedi tam ve bir yarım ayak vezni bulunan şiir septenary i.
(orta çağ ingiliz şiirinde) iki dize şeklinde basılıp her bir dizede yedi tam ve bir yarım ayak vezni bulunan şiir septenar i.
Linguistics
her iki cins için ortak olan kelime common gender i.
endosentrik yapının aynı gramer işlevine sahip olmayan iki temel bileşeninden her biri attribute i.
fransızca, rusça gibi dillerde alıntıların başına ve sonuna konan iki noktalama işaretinden her biri guillemet i.
History
antik roma'da tuniğin her iki tarafında giyilen, rütbeyi sembolize eden dar mor şerit angusticlave i.
ingiltere'nin ikinci dünya savaşı'nda kullandığı iki piyade tankından her biri matilda i.
yaprağının her iki tarafında da yazı bulunan el yazması, parşömen veya kitap opisthograph i.
papirüs veya taş gibi bir nesnenin her iki tarafına da yazma opisthography i.
papirüs veya taş gibi bir nesnenin her iki yüzeyi kullanılarak işlenmiş yazı opisthography i.
şarlman'ın şeref kıtasındaki on iki kişiden her biri douzeper i.
yabancı tüccarlarca ithal edilen her ton başına iki şilin vergi prisage i.
her iki tarafına da yazılmış parşömen veya papirüs opisthographic s.
Archaeology
biri ingiltere'ye, diğeri abd'ye götürülen iki antik mısır dikilitaştan her biri cleopatra's needle i.
Religious
yeni ahit'te yer alan, aziz paul'un timothy'e yazdığı iki mektuptan her biri timothy i.
(alevilikte) on iki imamdan her biri twelver i.
(alevilikte) on iki imamdan her biri imami i.
(hinduizm'de) her on iki yılda bir, dört kutsal yerden birinde düzenlenen, banyo yaparak günahtan arınmanın önemsendiği bir bayram kumbh mela i.
komünyon sırasında yapılan iki anma ibadetinden her biri memento i.