kenarı - Türkisch Englisch Wörterbuch

kenarı

Bedeutungen von dem Begriff "kenarı" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Idioms
kenarı to the side adv.

Bedeutungen, die der Begriff "kenarı" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
deniz kenarı coast n.
Paul's family spends the summer at the coast every year.
Paul'un ailesi yaz mevsimini her yıl deniz kenarında geçiriyor.

More Sentences
General
nehir kenarı riverbank n.
Tom has been sitting on the riverbank for hours.
Tom saatlerdir nehir kenarında oturuyor.

More Sentences
yol kenarı roadside n.
Tom bought some vegetables at a roadside stand.
Tom yol kenarındaki bir tezgahtan biraz sebze aldı.

More Sentences
deniz kenarı seaside n.
I went to the seaside and got a nice tan.
Deniz kenarına gittim ve güzelce bronzlaştım.

More Sentences
nehir kenarı riverside n.
There were 47 in the Algarve alone, including one riverside beach.
Sadece Algarve'de biri nehir kenarı plajı olmak üzere 47 plaj vardı.

More Sentences
kaldırım kenarı curb n.
I sat on the curb.
Kaldırım kenarında oturdum.

More Sentences
Automotive
yol kenarı roadside n.
Tom died by the roadside.
Tom yol kenarında öldü.

More Sentences
Environment
deniz kenarı seashore n.
We go to the seashore in the summer.
Biz yazın deniz kenarına gideriz.

More Sentences
General
deniz kenarı shore n.
üçgenin taban olmayan kenarı leg n.
bilardo masasının lastikli iç kenarı cushion n.
saha kenarı base n.
beş açısı ve beş kenarı olan bir düzlem şekil pentagon n.
ırmak kenarı riverside n.
göz kenarı kırışıklığı laugh line n.
deniz kenarı waterside n.
şapka kenarı brim n.
kenarı kulplu ale cinsi bira içilen bardak beer mug n.
havuz kenarı döşemesi decking n.
deniz kenarı dinlenme alanı marine recreation site n.
deniz kenarı sea coast n.
bir çemberin kenarı the rim of a circle n.
yol kenarı wayside n.
geleneksel yol kenarı hanları için kullanılan japonca sözcük ryokan n.
ırmak kenarı riverbank n.
su kenarı waterfront n.
ring kenarı ringside n.
deniz kenarı coast n.
göl kenarı lakeside n.
deniz kenarı seaboard n.
kağıdın tırtıklı kenarı deckle edge n.
yol kenarı trackside n.
bahçe kenarı landside n.
kenarı kumaş ile kaplanma selvagee n.
dere kenarı side of the stream n.
dere kenarı streamside n.
kaldırım kenarı curbside n.
kaldırım kenarı kerbside n.
yol kenarı ağaçlaması roadside plantation n.
yol kenarı otoparkı roadside park n.
yol kenarı hendeği roadside ditch n.
yol kenarı ağaçlandırması roadside planting n.
yol kenarı taşı guard stone n.
ırmak kenarı waterfront n.
taçyaprağın üst geniş kenarı limb n.
dere kenarı waterfront n.
göl kenarı lakeshore n.
göz kenarı kırışıklıkları bird's foot n.
göz kenarı kırışıklıkları crow's foot n.
göz kenarı kırışıklıkları crowfoot n.
göz kenarı kırışıklıkları crow foot n.
göz kenarı kırışıklıkları chicken claw n.
göz kenarı kırışıklıkları laugh line n.
saçak kenarı verge n.
nehir kenarı set levee n.
mezar kenarı graveside n.
göl üstü/kenarı yerleşim yeri lake dwelling n.
göl üstü/kenarı yerleşim yeri pile dwelling n.
deniz/göl kenarı shorefront n.
nehir kenarı/kıyısı riverfront n.
nehir kenarı riverfront n.
havuzun sığ kenarı the shallow end of the pool n.
kağıt makinesi kenarı deckle n.
pencere kenarı window ledge n.
yol kenarı tabelası roadside sign n.
yol kenarı tabelaları/reklamları yard signs n.
yol kenarı tabelaları/reklamları lawn signs n.
kaldırım kenarı kerb n.
yol kenarı dinlenme tesisi roadhouse n.
kenarı ıslatılıp tuza batırılmış kadeh salt-rimmed glass n.
sahil kenarı seashore n.
sahil kenarı coastline n.
yol kenarı bombası roadside bomb n.
ucu çatal ortası kaşık ve kenarı bıçak gibi keskin olan yemek yeme aracı runcible spoon n.
sokak kenarı edge of street n.
yol kenarı istasyonu wayside station n.
nehir kenarı bankside n.
göl kenarı bankside n.
deniz kenarı bankside n.
tepsinin kenarı ledge n.
kesici bir aletin kenarı face n.
tutuş kenarı bite n.
kavrama kenarı bite n.
göz kenarı kırışıklığı laughline n.
göz kenarı kırışıklıkları laughter lines n.
bir tabağın tabanına paralel bir şekilde uzanan, süslü ve kabartılı kenarı marie n.
bir tabağın tabanına paralel bir şekilde uzanan, süslü ve kabartılı kenarı marli n.
ağız kenarı wick [dialect] n.
göz kenarı wick [dialect] n.
kıyafetin kendi üzerine katlanan kenarı wing n.
kıyafetin uzun kenarı wing n.
dik ön kenarı ve kavisli arka kenarı olan testere dişi mill tooth n.
iyonya sütun başlığı kıvrımının yüksek kenarı hem n.
yara kenarı lip n.
hava akımının boru içinde ses oluşturduğu borulu org kenarı lip n.
burgu, matkap gibi aletlerin keskin kenarı lip n.
kumaş kenarı list n.
elmas kenarı girdle n.
fıçının veya fıçı benzeri bir kabın kenarı chimb n.
fıçının veya fıçı benzeri bir kabın kenarı chime n.
fıçının veya fıçı benzeri bir kabın kenarı chine n.
kağıt makinesi kenarı dekle n.
yönlendirici kenarı, yüzeyi veya kanalı olan alet guide n.
etiketleme için kullanılan metal gibi malzemeden yapılmış levha veya kenarı çıkıntılı kart guide n.
peynir kenarı heel n.
bilek hizasında kenarı lastikli bot congress boot n.
bilek hizasında kenarı lastikli bot congress gaiter n.
bilek hizasında kenarı lastikli bot congress shoe n.
dış kenarı keskinleştirilmiş çelikten yapılmış, atılarak kullanılan halka şeklinde bir silah discus [rare] [dated] n.
madeni paranın tırtıklı kenarı milling n.
kıvrılmış sayfa kenarı dog's-ear n.
deniz kenarı sakini paralian n.
çok sayıda kulübenin bulunduğu göl kenarı bölgesi cottage country [canada] n.
bir kenarı daha ince olan tahta featheredge n.
tırtıklı kağıt kenarı featheredge n.
vida somununun kenarı pane n.
cıvata başının kenarı pane n.
ince kurdele kenarı pearl edge n.
ince dantel kenarı pearl edge n.
merdiven direğinin oyulmuş alt kenarı pendant n.
yol kenarı barınağı diversory [obsolete] n.
bayrağın dış kenarı fly n.
bayrağın serbest kenarı fly n.
silahın kenarı ord [dialect] [uk] n.
sahil kenarı praya n.
taşıt yolu kenarı pullout n.
bayır kenarı scug [scotland] n.
yokuş kenarı scug [scotland] n.
deniz kenarı sea bank n.
deniz kenarı sea-coast n.
kıyı kenarı shoreside n.
sahil kenarı shoreside n.
sur duvarındaki mazgalın iç taraftaki alt kenarı sill n.
bulutun beyaz kenarı silver lining n.
çanın dış kenarı skirt n.
konserve kutusunun kenarı skirt n.
derinin kenarı düzeltilmiş bölümü skive n.
bone şapkanın çıkıntılı kenarı poke n.
dikdörtgen kenarı square [obsolete] n.
kılıcın kenarı ile yapılan aşağı yönlü vuruş stramazoun n.
kenarı veya tepesi çentikli emarginated adj.
kenarı tırtıllı crenated adj.
kenarı tırtıl veya kabartmalarla süslenmiş engrailed adj.
kenarı veya tepesi çentikli emarginate adj.
kenarı tırtıllı crenate adj.
keskin kenarı olan keen adj.
ırmak kenarı (ile ilgili) riparian adj.
kenarı tırtıllı (yaprak) toothed adj.
iki kenarı birleştiren coaptive adj.
kenarı gövde renginden farklı renkte olan (kuş tüyü) laced adj.
on kenarı olan ten-sided adj.
on bir kenarı olan eleven-sided adj.
keskin bir kenarı olan knifelike adj.
belirgin bir kenarı olan knifelike adj.
beyaz kenarı olan white-edged adj.
belirgin bir kenarı olan marginate adj.
kenarı altın renginde gold-rimmed adj.
(kağıt) kenarı tırtıklı featheredged adj.
(çit tahtası) bir kenarı diğerinden ince olan feather-edged adj.
(hanedan arması) kenarı tırtıklı invected adj.
(konteyner/şişe kapağı) iç kenarı tırtıklı screw-on adj.
(konteyner) iç kenarı tırtıklı kapağı olan screw-top adj.
(konteyner) iç kenarı oluklu kapağı olan screw-top adj.
iç kenarı tırtıklı kapağı olan screw-topped adj.
iç kenarı oluklu kapağı olan screw-topped adj.
kenarı girintili sinuate adj.
kenarı girintili sinuated adj.
Phrasals
kenarı boyunca yırtmak tear along v.
Idioms
(araba kazası ya da ona benzer bir yol kenarı hadisesini izlemek için yavaşlayan şoförlerin yarattığı) hıncahınç trafik gapers' block n.
(birinin) aklının bir kenarı back of (one's) mind expr.
Law
nehir kenarı kullanım hakları riparian rights n.
su kenarı kullanım hakları riparian rights n.
nehir kenarı kullanım hakkı riparian right n.
nehir kenarı kullanım haklarına ait veya ilişkin riparian adj.
nehir kenarı kullanım haklarına ait veya ilişkin riparial adj.
Tourism
gayrı resmi yol kenarı lokantası diner n.
göl kenarı tatil yeri lakeside resort n.
Media
genellikle u biçimli düzeltme masasının düzeltmenlerce kullanılan dış kenarı rim n.
Technical
alt kenarı dalgalı eğri biçiminde olan (döküm kalıbı) nebule n.
damga pulunun kenarı boyunca 20 mm başına delik sayısı ile ölçülen filatelik sınıflandırma perforation n.
damga pulunun kenarı boyunca 20 mm başına delik sayısı ile ölçülen filatelik sınıflandırma perforation number n.
absorpsiyon kenarı absorption edge n.
apron kafesinin dönüş kenarı leading edge of the apron cradle n.
arka kenarı trailing edge n.
bant kenarı band edge n.
belge referans kenarı document reference edge n.
bank kenarı (su kütlesinde) bank edge n.
bitiş kenarı trailing edge n.
birleşme kenarı joint edge n.
camın ağız kenarı brim n.
camın ağız kenarı rim n.
dere kenarı kumu bank sand n.
darbenin art kenarı trailing edge of a pulse n.
devrilme kenarı edge of overturning n.
damlama kenarı list edge n.
darbenin ön kenarı leading edge of a pulse n.
dört kenarı mesnetli dikdörtgen plak fourside supported rectangular slap n.
elbise kenarı hem n.
firar kenarı trailing edge n.
giriş kenarı inlet edge n.
hücum kenarı leading edge n.
hücüm kenarı leading edge n.
iyonlaşma kenarı ionization edge n.
kanat hücüm kenarı üzerinde hava akışı yüzeyin üstüne ve altına ayrıldığı nokta stagnation point n.
kanat kenarı blade edge n.
kart ön kenarı card leading edge n.
kanat çıkış kenarı blade outlet edge n.
kanat giriş kenarı blade leading edge n.
kanat giriş kenarı blade inlet edge n.
kart giriş kenarı card leading edge n.
kart girişi kenarı card leading edge n.
kanat çıkış kenarı blade trailing edge n.
kenarı belirlenmiş film beslemeli büyüme edge-defined film-fed growth n.
kenetlenen bandın kesilmiş bir kenarı slit selvedge of a touch and close fastener tape n.
kesme kenarı shear edge n.
kenarı kıvrık dişli dişleri involute gear teeth n.
kenarı diş diş olan yaprak crenate leaf n.
kristal kenarı crystal edge n.
kumaş kenarı list n.
k-soğurma kenarı k-absorption edge n.
kumaş kenarı selvedge n.
kuyruk kenarı trailing edge n.
kumaş kenarı selvage n.
masura üst kenarı top of the tube n.
maşara kenarı levee n.
ön yüz kenarı facing edge n.
piston kenarı piston skirt n.
pervane kenarı trailing edge n.
sekiz açısı ve sekiz kenarı olan düzlem octagon n.
soğurum kenarı absorption edge n.
şasi çerçevesi üst kenarı upper edge of the frame n.
şasi çerçevesi arka kenarı rear edge of the frame n.
strok kenarı stroke edge n.
şevin üst kenarı upper rim of the slope n.
şerit kenarı strip edge n.
tepsi kenarı ledge n.
tabla kenarı base edge n.
üç kenarı mesnetli dikdörtgen plak three-side supported rectangular plate n.
uçurum kenarı etkisi cliff edge effect n.
yedi açısı ve yedi kenarı olan bir düzlem şekil heptagon n.
yol kenarı su oluğu gutter n.
yol kenarı hendekleri ditch n.
yol kenarı deresi street gutter n.
bir dizi üçgenin diğer kenar uzunluklarını hesaplamaya yarayan üçgen kenarı base line n.
bir dizi üçgenin diğer kenar uzunluklarının hesaplanabildiği bir üçgen kenarı baseline n.
fıçı başlığının dış kenarı bead n.
kesici aletin eğimli kenarı bezil n.
odunu yarmak için kullanılan balyoz benzeri, tek kenarı kama biçiminde olan bir alet mall n.
gönyeburun eklemenin yapıldığı eğik kesimli ucu veya kenarı meydana getiren yüzey miter n.
gönye bağlantısı yapılan parçanın eğimli ucu veya kenarı mitre n.
bakır levhalara pürüz yapmakta kullanılan kenarı dişli çelik levha rocker n.
jant kenarı felly n.
çekiç başının kama biçimli kenarı pean n.
çekiç başının kama biçimli kenarı pein n.
mastara veya cetvelin düz çizgi çizmeye yarayan kenarı fiducial edge n.
küreğin kesici kenarı shovel n.
vida dişinin yan kenarı side n.
her bir kenarı 0.10 dönüme denk bir alan ölçü birimi square chain n.
(kapıda) tabla kenarı sticking n.
kenarı kırılmış smoothed edge adj.
kenarı diş diş olan crenate adj.
keskin kenarı olan keen adj.
kenarı kıvrık involute adj.
ortak bir köşesi ve kenarı olan (iki açı) contiguous adj.
Computer
arka kenarı trailing edge n.
belge referans kenarı document reference edge n.
bitiş kenarı trailing edge n.
çubuğun kenarı bar border n.
kart ön kenarı card leading edge n.
kart girişi kenarı card leading edge n.
kuyruk kenarı trailing edge n.
on iki kenarı twelve edge n.
pencere üst kenarı top window border n.
sayfa kenarı edge of page n.
sayfa kenarı margin n.
strok kenarı stroke edge n.
Informatics
vurum art kenarı trailing edge of a pulse n.
Telecom
band kenarı edge of band n.
bant kenarı enerjisi band edge energy n.
çomak kenarı stroke edge n.
hat kenarı işaretleşme lineside signalling n.
Mechanic
motor veya dinamonun bobindeki tellerin geçtiği parçasının kenarı trailing pole tip n.
motor veya dinamonun bobindeki tellerin geçtiği parçasının kenarı trailing horn n.
Textile
kumaş kenarı rand n.
ayakkabı yamasındaki açıklığın ön kenarı throat n.
dikiş kenarı seam edge n.
elbise veya paltonun etek kenarı hemline n.
etiket kenarı label edge n.
kesim kenarı edge cut n.
kumaş kenarı sensörü material edge sensor n.
kumaş kenarı selvedge n.
koyun ayağı şeklinde üçgen yaka ya da kol kenarı leg-of-mutton n.
kumaş kenarı list n.
ortaçağ kıyafetlerinde kullanılan giysi kenarı jag n.
paltonun etek kısmının serbest olan alt kenarı fall n.
fırfır kenarı heading n.
kenar süsünün düz kenarı heading n.
iki kıvrımlı kenarı ortaya doğru birleştirerek oluşturulan pli box pleat n.
canfes kumaştan yapılmış kumaş kenarı love [obsolote] n.
iki kenarı birleştiren ve her bir ilmeğin kenarların oluşturduğu dikiş yerlerinin üzerinden geçirildiği, bitişik ve dikey ilmekler atılarak yapılan dikiş overhand n.
kenarı kürk işlemeli pelerin pelisse n.
kumaş kenarı tamamlama yöntemi finish n.
yastık, servis altlığı gibi kumaş eşyaların geniş kenarı flange n.
tek parça kumaştan yapılıp yanlış kenarı boyunca katlanarak oluşturulan yalancı ek yeri seam n.
kaldırılıp indirilebilen şapka kenarı snap brim n.
esnek şapka kenarı snap brim n.
iki kenarı birleştiren bitişik ve dikey ilmeklerle dikilmiş overhand adj.
kenarı fırfırlı flouncy adj.
iki kenarı birleştiren basit dikişlerle overhand adv.
Architecture
merdiven basamağının çıkıntılı kenarı nose n.
pervaz kenarı nose n.
üçgen çatıdan çıkıntı yapan kiremit kenarı verge n.
duvarın dış kenarı quoin n.
iç kenarıyla dış kenarı arasında çok az fark bulunan dönel merdiven basamağı balanced step n.
pervaz kenarı piend n.
pervaz kenarı pien n.
merdiven direğinin oyulmuş alt kenarı pendent n.
kalkan duvarının önündeki beşikçatının çıkıntılı kenarı boyunca uzanan süslü ahşap pargeboard n.
Construction
eğimli bir çatının kenarı rake n.
basamak ön kenarı nosing n.
dam kenarı kıvırmacı membron n.
kemer pervazı kenarı hood mould n.
merdiven basamağı ön kenarı nosing n.
pervaz kenarı arris n.
yol kenarı yağmur ızgarası road gully n.
kaldırımı yoldan ayıran yükseltilmiş kenarı kerbing n.
yol kenarı drenaj oluğu breaker n.
(baca) ateş tuğlası kaplamasının alt kenarı oncome n.
tahkimat duvarının iç alt kenarı cill n.
paralel olmayan kenarları daha uzun olmak üzere, biri çok kısa olan iki paralel kenarı bulunan dörtgen (bina şekli) flatiron n.
duvar kenarı surround [uk] n.
Woodworking
kenarı rendelenmiş edgeshot n.
Automotive
basınç kenarı exducer side n.
conta kenarı oil rail n.
cam kanalı kenarı window channel edge n.
dikiş kenarı leg length n.
emme kenarı inducer side n.
firar kenarı trailing edge n.
hücum kenarı leading edge n.
kanatçık art kenarı vane trailing edge n.
kanatçık basınç kenarı vane leading edge n.
karter kenarı oil pan rail n.
otomatikleştirilmiş yol kenarı güvenlik incelemesi automated roadside safety inspection n.
piston başı çevre kenarı piston crown edge n.
yol kenarı şarj noktası curbside charger n.
jant kenarı lug n.
dış jant kenarı felloe n.
Transportation
yol kenarı ünitesi road side unit (rsu) n.
Traffic
yol kenarı wayside n.
yol kenarı dinlenme alanı road-side park n.
demiryolu taban zemininin balast kenarı ile hendek boşluğu arasında yer alan bölümü shoulder n.
yol kenarı shoulder n.
(karayolunda) taşıt yolu kenarı shoulder n.
Aeronautic
firar kenarı trailing edge n.
hücum kenarı leading edge n.
hücum kenarı flabı droop flap n.
hücum kenarı flabı external aerofoil flap n.
hücum kenarı buz kırıcısı de-icer boot n.
kanat hücum kenarı üzerinde hava akışının ayrıldığı nokta stagnation point n.
kanatçık hücum kenarı aileron leading edge n.
kanatçık kaçış kenarı aileron trailing edge n.
kanat firar kenarı blade trailing edge n.
pala firar kenarı blade trailing edge n.
taksirut kenarı edge of taxiway n.
uçaklarda bir koltuğun ön kenarıyla arkasındaki koltuğun ön kenarı arasındaki mesafe pitch n.
(yamaç paraşütünde) hücum kenarı leading edge n.
uçağın teğet geçen ön kenarı ile hareket doğrultusu arasındaki açı angle of entry n.
Marine
deniz kenarı tatil alanı marine resort land n.
deniz kenarı tatil sitesi marine resort n.
deniz kenarı sea side n.
deniz kenarı yerleşim projesi marine town project n.
deniz kenarı parkı seaside park n.
geminin su hattından yukarıdaki dış kenarı topside n.
küçük kenarı yüksek balıkçı kayığı dory n.
yan yelkenin arkadaki kenarı leach n.
denize kenarı olan bölge veya eyalet maritimal [obsolete] n.
denize kenarı olan bölge veya eyalet maritimate [obsolete] n.
denize kenarı olan bölge veya eyalet maritime [obsolete] n.
(geminin baş veya kıç tarafına yakın bulunan borda kaplamasının kenarı) yukarı doğru kıvrılmak sny v.
Mining
yüzeye en yakın geçit veya katmanın kenarı back n.
Medical
sağ ağız kenarı right side of mouth n.
tırnak kenarı enfeksiyonu run-around n.
Anatomy
kafatasının tabanında bulunan sfenoid kemiğin kenarı alisphenoid n.
ön kolun radyal kenarı boyunca ilerleyip dirsek yakınındaki sefalik damar ile birleşen bir damar vena cephalica accessoria n.
kornea kenarı yakınındaki gözakında bulunan ince toplardamarlar venae episclerales n.
kornea kenarı yakınındaki gözakında bulunan ince toplardamarlar episcleral veins n.
mesonun ventral kenarı ventrimeson n.
yarım ay biçimli semilunar kapak kenarı lunule n.
bir parçanın kenarı costa n.
Dentistry
dişeti kenarı gingival margin n.
kron kenarı crown margin n.
Optics
bıçak kenarı testi knife edge test n.
Printing
(kağıt boyutu) kısa kenarı iki katı uzatılan double adj.
(kitap) sayfa kenarı ayrık olan cut adj.
(kitap) sayfa kenarı kırpılmış olan cut adj.
Gastronomy
süzgeç barda boston shaker’in üzerine tam oturan kenarı spiral telli süzgeç strainer n.
üst kenarı süslemeli küçük balık bıçağı fish knife n.
Math
üç kenarı birbirine eşit üçgen equilateral n.
Geometry
dört kenarı ve dört açısı olan çokgen tetragon n.
birbirine eşit dört kenarı ve geniş iki açısı bulunan düzlem bir şekil lozenge n.
iki kenarı eşit üçgen isosceles n.
bitişik iki uzun ve iki kısa eş kenarı bulunan dörtkenar kite n.
bir kenarı 90 derecelik yaya veya kadrana eşit olan küresel üçgen quadrantal triangle n.
hem saat yönünde hem de tersi yönünde aynı sayıda köşe veya kenara sahip olan (iki düzgün çokgen köşesi veya kenarı) belirtilen açının karşısında bulunan (dik üçgen kenarı) opposite adj.
yalnızca tepede temas edip ortak kenarı bulunmayan ve genelde toplamı 180 derece olmayan (iki doğrunun kesişimiyle oluşan iki açı) opposite adj.
(yamuk) paralel olmayan iki kenarı eşit uzunlukta olan isosceles adj.
Physics
kuşak kenarı erki band edge energy n.
x-ışınları soğurma kenarı x-ray absorption edge n.
Biology
farklı bir kenarı olan marginated adj.
belirgin bir kenarı olan marginated adj.
Marine Biology
karındanbacaklılarda kabuk açıklığının dış kenarı labrum n.
mercanın iç septal kenarı boyunca uzanan dikey katman palule n.
mercanın iç septal kenarı boyunca uzanan dikey katman palulus n.
(karındanbacaklı kabuğunun dış kenarı) derin girintili sinus n.
Astronomy
ay kenarı limb of the moon n.
dünya'nın manyetosfer katmanının güneş'e dönük olmayan tarafındaki uzun ve örtücü dairesel dış kenarı magnetotail n.
Zoology
karındanbacaklılarda kabuk açıklığının dıştaki kenarı labra n.
alt gaganın alt kenarı gonys n.
bir kanadın en dış kenarı wing tip n.
bir kanadın en dış kenarı wingtip n.
trilobit kabuğunun bükülmüş kenarı doublure n.
parmak kenarı paradactylum n.
toynağın üst kenarı coronamen n.
(kabuk açıklığı) kanal biçimli ön kenarı olan siphonostomatous adj.
Botanic
çim eğreltisi cinsi bitkilerde foveolanın dudak benzeri alt kenarı labium n.
yaprağın kenarı margin n.
kenarı hafif mavi, krem renginde büyük bombeli şapkası olan bir mantar türü hygrophorus caeruleus n.
kenarı dişli ve parlak yaprakları bulunan sapsız ve çok yıllık bir ot coltsfoot n.
kuzey ılıman kuşağın deniz kenarı ve dağlık bölgelerinde görülen püsküllü bir bitki sea pink n.
dört kenarı ve dört açısı olan (çokgen) tetragonous adj.
dört kenarı olan tetragonous adj.
kenarı dişli olmayan entire adj.
(yaprak kenarı) geriye bükülü revolute adj.
ön kenarı arka kenarının üstünde duran (yaprak) incubous adj.
(yaprak kenarı) testere dişli sawtoothed-edged adj.
(yaprak kenarı) tırtıklı sawtoothed-edged adj.
kenarı girintili sinuous adj.
Agriculture
kuraklık zamanlarında büyükbaş otlatılan yol kenarı paddock [australia] n.
Archaeology
kuzey italya'daki po vadisinde kalıntıları bulunan, geç neolitik ya da erken tunç çağı'nda yapılmış göl kenarı yerleşim yerleri terramara n.
dışbükey kenarı olan levallo stili taş alet turtleback [obsolete] n.
dışa açılan ağız kenarı flaring rim n.
(taştan yapılmış kesici alet) kesici kenarı boyunca iki taraftan vurularak pul pul ayrılmış bifacial adj.
Environment
nehir kenarı alan riverside land n.
yol kenarı drenajı roadway drainage n.
tarh veya sınırın kenarı verge n.
Geography
dere kenarı bölgesi riparian area n.
dere kenarı bölgesi riparian zone n.
ırmak kenarı riverside n.
ırmak kenarı riverbank n.
kıta kenarı continental margin n.
plato kenarı fall line n.
nehir kenarı ripe n.
antarktik buz örtüsünün dış kenarı ice barrier n.
vadi kenarı coteau n.
pasifik kenarı pacific rim n.
buz sahanlığının deniz tarafında bulunan ve gemi geçişlerini zorlaştıran kenarı shelf ice n.
kıyı kenarı side n.
ırmak kenarı (ile ilgili) riparious adj.
Geology
üretken levha kenarı active margin n.
üretken kıta kenarı active margin n.
volkanik kütlenin genellikle ince tanecikli yapıda olan kenarı salband n.
(hızlı soğuma nedeniyle) camsı görünümdeki magmatik kayaç kenarı selvage n.
Military
baskı kenarı gripper edge n.
düşman mevzilerinin dış kenarı enemy perimeter n.
füze bağlantı kenarı adapter skirt n.
ölü mıntıka üst kenarı grazing point n.
ön siper üst kenarı fire crest n.
kare şeklindeki bir taburun bir kenarı face of a square n.
Hunting
dış kenarı keskinleştirilmiş çelikten yapılmış, atılarak kullanılan halka şeklinde silah chakram n.
Sport
havuz kenarı pool side n.
minder kenarı edge of the mat n.
minder kenarı mat edge n.
(basketbol/tenis) saha kenarı courtside n.
bilardo masasının lastikli iç kenarı bank n.
(beyzbolda) ana kalenin kenarı inside n.
(kriket topuna) kazara sopanın kenarı ile vurma snick n.
kazara sopanın kenarı ile vurulan kriket topu snick n.
(golf topuna) kazara sopanın alt kenarı ile vurmak skull v.
(kriket topuna) kazara sopanın kenarı ile vurmak snick v.
Football
(topa) ayağın dış kenarı ile vurmak side-foot v.
Volleyball
sahanın iki kısa kenarı boyunca uzanan çizgiler back-line n.
Baseball
ana kalenin dar ve siyah kenarı black n.
Art
çerçeveli resim kenarı picture moulding n.
Theatre
sahne kenarı locası side box n.
sahne kenarı locası side-box n.
(seyircilerce görülmeyen) sahne kenarı boşluklarında in the wings expr.
Bookbindery
ebru kitap kenarı yapımında yatak olarak kullanılan kitre sakızlı su çözeltisi bed n.
kitabın rafa konduğunda iç kısma gelen kenarı foredge n.
damga pulunun kenarı boyunca 20 mm başına delik sayısı ile ölçülen filatelik sınıflandırma gauge n.
(eki) ciltleme kenarı boyunca yapıştırarak kitaba eklemek tip in v.
Printery
matbaacılıkta her kenarı yaklaşık bir em (4 mm) ölçüsündeki kareye verilen ad em quad n.
kağıdın katlanmış kenarı bolt n.
kağıdın tırtıklı kenarı deckle n.
kitap sayfalarını dışa bakan kenarı fore-edge n.
sayfa kenarı kesilmemiş (kitap) uncut adj.
karton kenarı olmayan (çerçeveli resim) unmatted adj.
Archaic
su kütlesinin kenarı brim n.
Ornithology
kuş gagasının keskin kenarı tomium n.
(kuş) gaga kenarı rictus n.
kuş gagasının keskin kenarı ile ilgili tomial adj.