Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
beslemek
"beslemek"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 43 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
beslemek
feed
f.
General
2
Genel
beslemek
embosom
f.
3
Genel
beslemek
foster
f.
4
Genel
beslemek
depasture
f.
5
Genel
beslemek
stoke up
f.
6
Genel
beslemek
bring up
f.
7
Genel
beslemek
support
f.
8
Genel
beslemek
harbour
f.
9
Genel
beslemek
fodder
f.
10
Genel
beslemek
suckle
f.
11
Genel
beslemek
breed
f.
12
Genel
beslemek
keep
f.
13
Genel
beslemek
bred
f.
14
Genel
beslemek
harbor
f.
15
Genel
beslemek
cultivate
f.
16
Genel
beslemek
bear
f.
17
Genel
beslemek
maintain
f.
18
Genel
beslemek
nurture
f.
19
Genel
beslemek
raise
f.
20
Genel
beslemek
feed
f.
21
Genel
beslemek
nourish
f.
22
Genel
beslemek
rear
f.
23
Genel
beslemek
nustle [obsolete]
f.
24
Genel
beslemek
aliment
f.
25
Genel
beslemek
educate [obsolete]
f.
26
Genel
beslemek
battle [dialect] [uk/scotland]
f.
27
Genel
beslemek
lare
f.
28
Genel
beslemek
manage
f.
29
Genel
beslemek
repast [obsolete]
f.
30
Genel
beslemek
imbosom
f.
31
Genel
beslemek
inviscerate
f.
32
Genel
beslemek
focillate
f.
33
Genel
beslemek
foster [obsolete]
f.
34
Genel
beslemek
subsist
f.
35
Genel
beslemek
refuel
f.
Colloquial
36
Konuşma Dili
beslemek
kindle
f.
Technical
37
Teknik
beslemek
supply
f.
38
Teknik
beslemek
feed
f.
Construction
39
İnşaat
beslemek
support
f.
Tobacco
40
Tütün
beslemek
threading
f.
Archaic
41
Eski Kullanım
beslemek
nutrify
f.
42
Eski Kullanım
beslemek
nutrify
f.
43
Eski Kullanım
beslemek
impasture
f.
"beslemek"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 294 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
(birine bir duygu) beslemek
bear
f.
General
2
Genel
kaşıkla beslemek
feed with a spoon
f.
3
Genel
damızlık olarak beslemek
breed
f.
4
Genel
beslemek (hayvan)
keep
f.
5
Genel
yetersiz beslemek
underfeed
f.
6
Genel
biberonla beslemek
feed with a bottle
f.
7
Genel
kuşsütü ile beslemek
pamper
f.
8
Genel
elle beslemek
hand feed
f.
9
Genel
taze otla beslemek
soil
f.
10
Genel
kin beslemek
bear a grudge against
f.
11
Genel
gerçekleşemeyecek umutlar beslemek
nourish false hopes
f.
12
Genel
hayranlık beslemek
admire very highly
f.
13
Genel
yastıkla beslemek
bolster up
f.
14
Genel
birine kin beslemek
have it in for
f.
15
Genel
yanlış beslemek
misfeed
f.
16
Genel
kötülük beslemek
wish harm on another
f.
17
Genel
içine beslemek
feed into
f.
18
Genel
geri beslemek
feedback
f.
19
Genel
kuş beslemek
breed birds
f.
20
Genel
beslemek (belirli bir his)
bear
f.
21
Genel
biberonla beslemek
bottlefeed
f.
22
Genel
yakınlık beslemek
feel intimacy
f.
23
Genel
yakınlık beslemek
warm to someone
f.
24
Genel
güven beslemek
feel confidence in
f.
25
Genel
biberonla beslemek
bottle-feed
f.
26
Genel
yastıkla beslemek
cushion
f.
27
Genel
kuşsütü ile beslemek
cherish
f.
28
Genel
kin beslemek
nurse a grievance
f.
29
Genel
hayranlık beslemek
have admiration for
f.
30
Genel
yakınlık beslemek
become close to
f.
31
Genel
kin beslemek
carry a grudge against
f.
32
Genel
hayranlık beslemek
admire
f.
33
Genel
yakınlık beslemek
warm towards someone
f.
34
Genel
yakınlık beslemek
feel closeness
f.
35
Genel
kin beslemek
bear a grudge
f.
36
Genel
kin beslemek
nourish hatred
f.
37
Genel
kin beslemek
have a grudge against
f.
38
Genel
saygı beslemek
look up to
f.
39
Genel
hayranlık beslemek
think the world of
f.
40
Genel
ile beslemek
feed on
f.
41
Genel
hayvanları kış süresince beslemek
winterfeed
f.
42
Genel
koynunda yılan beslemek
nurse a viper in one's bosom
f.
43
Genel
kaşıkla beslemek
spoonfeed
f.
44
Genel
kin beslemek
hate
f.
45
Genel
fazla beslemek
overfeed
f.
46
Genel
kin beslemek
nurse a grudge
f.
47
Genel
çok saygı beslemek
venerate
f.
48
Genel
çiğ etle beslemek
flesh
f.
49
Genel
umut beslemek
cherish the hope
f.
50
Genel
eliyle beslemek
handfeed
f.
51
Genel
elle beslemek
handfeed
f.
52
Genel
eliyle beslemek
give food to a person or an animal by hand
f.
53
Genel
elle beslemek
give food to a person or an animal by hand
f.
54
Genel
intikam beslemek
have desire for revenge
f.
55
Genel
ağızdan beslemek
feed orally
f.
56
Genel
sevgi beslemek
love
f.
57
Genel
sevgi beslemek
have a strong liking for
f.
58
Genel
evcil hayvan beslemek
have a pet
f.
59
Genel
evcil hayvan beslemek
keep a pet
f.
60
Genel
kin beslemek
hold a grudge
f.
61
Genel
kin beslemek
nurse a grudge (against)
f.
62
Genel
kin beslemek
nurture resentment against
f.
63
Genel
kin beslemek
nurture grudges
f.
64
Genel
kin beslemek
bear a resentment
f.
65
Genel
kin beslemek
harbor ill will (towards)
f.
66
Genel
kin beslemek
spite
f.
67
Genel
kin beslemek
bear somebody a grudge
f.
68
Genel
kin beslemek
have a spite against
f.
69
Genel
kin beslemek
have a grudge against somebody
f.
70
Genel
kin beslemek
develop a grudge (against)
f.
71
Genel
husumet beslemek
nurture enmity (towards)
f.
72
Genel
düşmanlık beslemek
have animosity
f.
73
Genel
düşmanlık beslemek
bear a grudge
f.
74
Genel
düşmanlık beslemek
bear enmity
f.
75
Genel
düşmanlık beslemek
bear hostility
f.
76
Genel
hayranlık beslemek
look up to
f.
77
Genel
kötü beslemek
undernourish
f.
78
Genel
kin beslemek
feud
f.
79
Genel
iyi beslemek
feast
f.
80
Genel
bebeği emzirerek beslemek
breast-feed
f.
81
Genel
memeyle beslemek
breast-feed
f.
82
Genel
-e saygı beslemek
look up to
f.
83
Genel
büyük sevgi beslemek
hold in high esteem
f.
84
Genel
hayranlık beslemek
be filled with admiration
f.
85
Genel
hayranlık beslemek
be full of admiration
f.
86
Genel
hayranlık beslemek
feel admiration
f.
87
Genel
hayranlık beslemek
have admiration
f.
88
Genel
birisine derin duygular beslemek
harbor deep feelings for someone
f.
89
Genel
birisine derin duygular beslemek
harbor deep feelings towards someone
f.
90
Genel
birisine derin duygular beslemek
have deep feelings for someone
f.
91
Genel
birine derin duygular beslemek
harbor deep feelings for someone
f.
92
Genel
birine derin duygular beslemek
harbor deep feelings towards someone
f.
93
Genel
birine derin duygular beslemek
have deep feelings for someone
f.
94
Genel
suçu beslemek
breed the crime
f.
95
Genel
suçu beslemek
breed crime
f.
96
Genel
serum ile beslemek
drip-feed
f.
97
Genel
kötü beslemek
malnourish
f.
98
Genel
yetersiz beslemek
malnourish
f.
99
Genel
kedi beslemek
keep a cat
f.
100
Genel
köpek beslemek
keep a dog
f.
101
Genel
köpek beslemek
have a dog
f.
102
Genel
kedi beslemek
have a cat
f.
103
Genel
anne sütü ile beslemek
breastfeed
f.
104
Genel
anne sütüyle beslemek
breastfeed
f.
105
Genel
tavukları beslemek
feed the chickens
f.
106
Genel
garez beslemek
harbour grudge
f.
107
Genel
garez beslemek
bear grudge
f.
108
Genel
garez beslemek
hold grudge
f.
109
Genel
garez beslemek
nurse grudge
f.
110
Genel
garez beslemek
have grudge
f.
111
Genel
kötü niyet beslemek
harbor ill-will against
f.
112
Genel
kediyi beslemek
feed the cat
f.
113
Genel
bir yenidoğanı biberonla beslemek
rear a neonate with milk in a bottle
f.
114
Genel
bir yenidoğanı biberonla beslemek
hand-rear
f.
115
Genel
hayvanları beslemek
feed the animals
f.
116
Genel
köpek balıklarını beslemek
feed the sharks
f.
117
Genel
düşmanlık beslemek
nurture enmity (towards)
f.
118
Genel
muhabbet beslemek
love
f.
119
Genel
koyunları beslemek
feed the sheep
f.
120
Genel
beslemek (kin/nefret)
carry
f.
121
Genel
yeniden beslemek
refeed
f.
122
Genel
(sevinç/nefret/düşmanlık) beslemek
cherish
f.
123
Genel
(kin/düşmanlık) beslemek
nurse
f.
124
Genel
(umut, kıskançlık, kin) gütmek/beslemek
nourish
f.
125
Genel
birine nefret beslemek
owe one a spite
f.
126
Genel
(umut) beslemek
entertain
f.
127
Genel
(birini) kaşıkla beslemek
spoon-feed (someone)
f.
128
Genel
(birini) eliyle beslemek
spoon-feed (someone)
f.
129
Genel
çok sevgi beslemek
cherish
f.
130
Genel
kış aylarında beslemek
winter (on)
f.
131
Genel
hınç beslemek
hate
f.
132
Genel
düşmanlık beslemek
hate
f.
133
Genel
(duygu) beslemek
have
f.
134
Genel
(bebeği) beslemek
bottle [uk]
f.
135
Genel
taparcasına hayranlık beslemek
hero worship
f.
136
Genel
çok saygı beslemek
hero-worship
f.
137
Genel
taparcasına hayranlık beslemek
hero-worship
f.
138
Genel
saygı beslemek
honour
f.
139
Genel
yoğun cinsel arzu beslemek
lust
f.
140
Genel
bir şeye ilgi beslemek
grow fond of
f.
141
Genel
tahılla beslemek
grain
f.
142
Genel
(hayvanı) tahılla beslemek
grain
f.
143
Genel
aşırı beslemek
overpamper
f.
144
Genel
şefkat beslemek
rue [obsolete]
f.
145
Genel
ruhunu beslemek
insoul
f.
146
Genel
aşırı beslemek
cram
f.
147
Genel
yoğun duygular beslemek
cling (to)
f.
148
Genel
kuş sütüyle beslemek
feather bed
f.
149
Genel
sempati beslemek
feel
f.
150
Genel
meyve püresiyle beslemek
pap
f.
151
Genel
tuzla beslemek
salt
f.
152
Genel
(hayvanı) sulandırılmış yemek artığı ile beslemek
slop
f.
153
Genel
(mama, yem ile) hayvanları beslemek
fother [dialect]
f.
154
Genel
(bir hayvanı) beslemek
sort
f.
155
Genel
kaşıkla beslemek
spoon-feed
f.
156
Genel
kaşıkla birini beslemek
spoon-feed
f.
157
Genel
(çiftlik hayvanlarını) yaz boyu beslemek
summer
f.
158
Genel
(hayvanı) gece beslemek
sup
f.
159
Genel
(atı) gece beslemek
supper
f.
160
Genel
(internet adresini) beslemek
syndicate
f.
161
Genel
(duygu) beslemek
develop
f.
162
Genel
(bitki) beslemek
feed
f.
163
Genel
(hayvan) beslemek
keep
f.
164
Genel
(veri) beslemek
feed
f.
Phrasals
165
Öbek Fiiller
kendini … ile beslemek
engorge itself on (something)
f.
166
Öbek Fiiller
kendini … ile beslemek
engorge itself with (something)
f.
167
Öbek Fiiller
(birini/bir hayvanı bir şeyle) beslemek
feed (something) to (someone or an animal)
f.
168
Öbek Fiiller
başka bir su kütlesini beslemek
feed into (something)
f.
169
Öbek Fiiller
birine/bir şeye karşı hoş olmayan hisler beslemek
have something against someone or something
f.
170
Öbek Fiiller
kötü hisler beslemek
hold against
f.
171
Öbek Fiiller
(birine) romantik hisler beslemek
interest in (someone)
f.
172
Öbek Fiiller
bir şeyle beslemek
raise on
f.
173
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi bir şeyle) beslemek
replenish (someone or something) with (something)
f.
174
Öbek Fiiller
(birini bir dönemde) ekonomik olarak beslemek
sustain (one) in (something)
f.
175
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) karşı önyargı beslemek
slant against (someone or something)
f.
176
Öbek Fiiller
kışın (bir hayvanı) bir şeyle beslemek
winter on (something)
f.
177
Öbek Fiiller
bir şeyi beslemek (güçlendirmek amaçlı)
bolster something up
f.
178
Öbek Fiiller
ile büyütmek/beslemek
bring up on
f.
179
Öbek Fiiller
(birini/bir hayvanı bir yiyecekle) beslemek
feed (someone or an animal) with (something)
f.
180
Öbek Fiiller
(birini/bir hayvanı bir şey aracılığıyla) beslemek
feed (someone or an animal) with (something)
f.
181
Öbek Fiiller
bir şeyi bir şeyin içine beslemek/sokmak
feed something into something
f.
182
Öbek Fiiller
ile beslemek
feed with
f.
183
Öbek Fiiller
(atı) ot ile beslemek
rough out
f.
184
Öbek Fiiller
(atı) kaba yem ile beslemek
rough out
f.
185
Öbek Fiiller
birine/bir şeye karşı bir his beslemek/duymak
harbor something against someone or something
f.
186
Öbek Fiiller
birine/bir şeye karşı bir his beslemek/duymak
harbor (something) toward (someone or something)
f.
187
Öbek Fiiller
karşı bir his beslemek/duymak
harbor against
f.
188
Öbek Fiiller
-e karşı (bir şey) beslemek
have against
f.
189
Öbek Fiiller
ile beslemek
replenish with
f.
190
Öbek Fiiller
-e karşı önyargı beslemek
slant against
f.
191
Öbek Fiiller
-de ekonomik olarak desteklemek/beslemek
sustain in
f.
192
Öbek Fiiller
sürekli beslemek
feed in
f.
193
Öbek Fiiller
sağlık kiloya gelene dek beslemek
feed up
f.
194
Öbek Fiiller
toparlanana kadar beslemek
feed up
f.
Phrases
195
İfadeler
(birine/bir şeye) karşı büyük bir merhamet beslemek
yearn over (someone or something)
f.
196
İfadeler
'-e karşı büyük bir merhamet beslemek
yearn over
f.
Colloquial
197
Konuşma Dili
(birine) karşı kin beslemek
have got it in for (someone)
f.
198
Konuşma Dili
ateşi beslemek
stoke up
f.
199
Konuşma Dili
ateşi beslemek
stoke something up
f.
Idioms
200
Deyim
karşılıksız aşk beslemek
carry the torch
f.
201
Deyim
(bebeği) emzirmeden elle beslemek
bring up by hand
f.
202
Deyim
koynunda yılan beslemek
nourish a serpent in (one's) bosom
f.
203
Deyim
koynunda yılan beslemek
nourish a snake in (one's) bosom
f.
204
Deyim
koynunda yılan beslemek
nurse a snake in (one's) bosom
f.
205
Deyim
koynunda yılan beslemek
nurture a serpent in (one's) bosom
f.
206
Deyim
koynunda yılan beslemek
nurture a snake in (one's) bosom
f.
207
Deyim
koynunda yılan beslemek
nurture a viper in (one's) bosom
f.
208
Deyim
canavarı beslemek
feed the beast [us]
f.
209
Deyim
(bir şey) canavarını beslemek
feed the beast
f.
210
Deyim
çocuğunu (bir şeyle) büyütmek/beslemek
bring (one) up on (something)
f.
211
Deyim
çocuğunu (bir şeyle) büyütmek/beslemek
bring someone up on something
f.
212
Deyim
öküz altında buzağı beslemek
milk the bull
f.
213
Deyim
öküz altında buzağı beslemek
milk the ram
f.
214
Deyim
birisine (karşı) kin beslemek
bear a grudge (against someone)
f.
215
Deyim
birisine körü körüne hayranlık beslemek
think the sun shines out of somebody's backside
f.
216
Deyim
birisine körü körüne hayranlık beslemek
think the sun shines out somebody's backside
f.
217
Deyim
birisine körü körüne hayranlık beslemek
think the sun shines out of somebody's arse
f.
218
Deyim
birisine körü körüne hayranlık beslemek
think the sun shines out somebody's arse
f.
219
Deyim
birisine (karşı) kin beslemek
have a grudge (against someone)
f.
220
Deyim
büyük sevgi beslemek
hold in high esteem
f.
221
Deyim
birisine (karşı) kin beslemek
hold a grudge (against someone)
f.
222
Deyim
birine karşı (kötü) bir şey beslemek
harbor something against someone
f.
223
Deyim
cebinde akrep beslemek
have a death adder in one's pocket
f.
224
Deyim
koynunda yılan beslemek
nurse a viper in one's bosom
f.
225
Deyim
kin beslemek
bear grudge
f.
226
Deyim
koynunda yılan beslemek
cherish a viper in one's bosom
f.
227
Deyim
kin beslemek
nurse grudge
f.
228
Deyim
kin beslemek
bear a grudge against
f.
229
Deyim
kin beslemek
nurse a grudge
f.
230
Deyim
koynunda yılan beslemek
nourish a viper in one's bosom
f.
231
Deyim
ruhu beslemek
nourish the soul
f.
232
Deyim
(birine karşı) (aşk vb gibi) duygular beslemek
have feelings about someone
f.
233
Deyim
bahiste havuzu beslemek/şişirmek
fatten the kitty
f.
234
Deyim
koynunda yılan beslemek
nurse a serpent in (one's) bosom
f.
235
Deyim
(birine/bir şeye) karşı kin beslemek/duymak
harbor ill will toward (someone or something)
f.
236
Deyim
(birine/bir şeye) karşı düşmanlık beslemek
harbor ill will toward (someone or something)
f.
237
Deyim
(birine/bir şeye) karşı kin beslemek/duymak
harbor ill will against (someone or something)
f.
238
Deyim
(birine/bir şeye) karşı düşmanlık beslemek
harbor ill will against (someone or something)
f.
239
Deyim
bir şey konusunda büyük umutlar beslemek
have (high) hopes of something
f.
240
Deyim
(birine karşı) kin beslemek
have a grudge (against one)
f.
241
Deyim
(birine) karşı kin beslemek
have got it in for (one)
f.
242
Deyim
(birine) büyük sevgi beslemek
hold (someone) in high esteem
f.
243
Deyim
(birine) büyük sevgi beslemek
hold (someone) in high regard
f.
244
Deyim
(birine) karşı kin beslemek
hold a grudge against (one)
f.
245
Deyim
(birine karşı) kin beslemek
nurse a grudge (against one)
f.
246
Deyim
(birine/bir şeye) karşı hayranlık beslemek
think the world of (someone or something)
f.
Trade/Economic
247
Ticaret/Ekonomi
tekrar beslemek
revictual
f.
Politics
248
Siyasal
artan vergilerle devleti beslemek
feed the beast
f.
Technical
249
Teknik
aşırı beslemek
supercharge
f.
250
Teknik
içine beslemek
feed into
f.
251
Teknik
motoru yakıtla beslemek
goose
f.
252
Teknik
elektronik devreyi beslemek
feed
f.
Computer
253
Bilgisayar
(program çıktısını) başka programa girdi olarak ileterek doğrudan beslemek
pipe
f.
Mechanic
254
Mekanik
(alet veya araç) içine beslemek
infeed
f.
Automotive
255
Otomotiv
değişken egzoz basıncını geri beslemek
differantial pressure feed back exhaust
f.
Aeronautic
256
Havacılık
aşırı beslemek
supercharge
f.
257
Havacılık
aşırı beslemek
boost
f.
Medical
258
Medikal
(çocuğu, hastayı) tüp vasıtasıyla beslemek
tube-feed
f.
Anatomy
259
Anatomi
alt damağı beslemek için alt çene kanalından geçen alveoler atardamar
arteria alveolaris inferior
i.
260
Anatomi
alt damağı beslemek için alt çene kanalından geçen alveoler atardamar
inferior alveolar artery
i.
261
Anatomi
femoral arterin bacak ve ayakları beslemek için dallanan devamı
arteria poplitea
i.
Parasitology
262
Parazitbilim
laboratuvar çalışmalarında kullanılmak üzere, tavuk ve kertenkele gibi hayvanları beslemek için veya olta yemi olarak yetiştirilen açık kahverengi ya da sarımsı olabilen yaygın bir ekin kurdu
meal worm
i.
263
Parazitbilim
laboratuvar çalışmalarında kullanılmak üzere, tavuk ve kertenkele gibi hayvanları beslemek için veya olta yemi olarak yetiştirilen yaygın bir ekin kurdu veya larvası
yellow mealworm
i.
264
Parazitbilim
laboratuvar çalışmalarında kullanılmak üzere, tavuk ve kertenkele gibi hayvanları beslemek için veya olta yemi olarak yetiştirilen yaygın bir ekin kurdu veya larvası
tenebrio molitor
i.
Biology
265
Biyoloji
aşırı beslemek
overnourish
f.
Zoology
266
Zooloji
diğerini beslemek için geviş getirme
trophallaxis
i.
Botanic
267
Botanik
kafes kuşlarını beslemek için kullanılan kanarya otu tohumu
alpist
i.
268
Botanik
kafes kuşlarını beslemek için kullanılan kanarya otu tohumu
alpiste
i.
Agriculture
269
Tarım
kış aylarında otlaklara ek olarak hayvanları yemle beslemek
winter-feed
f.
270
Tarım
kış aylarında otlakların yenilenmesi için hayvanları yemle beslemek
winter-feed
f.
271
Tarım
kış aylarında hayvanları beslemek
winter-feed
f.
272
Tarım
samanla beslemek
hay
f.
273
Tarım
(sığırı) kış boyunca arazilerde biçilmeden bırakılan uzun ve kaba otlarla beslemek
fog [uk]
f.
274
Tarım
(sığırı) yeni bitmiş otlarla beslemek
fog [uk]
f.
Breeding
275
Hayvancılık
sığırları beslemek için karaçalıları veya dikenlik katırtırnaklarını kesip ufalayan makine
whin bruiser
i.
276
Hayvancılık
(kazları) uzun rulo şeklinde bir besi karışımı ile zorla beslemek
noodle
f.
277
Hayvancılık
kış aylarında hayvanları beslemek
winter-feed
f.
278
Hayvancılık
kış aylarında bakıp beslemek (çiftlik hayvanları)
winter
f.
279
Hayvancılık
(yavru hayvanı) el ile beslemek
poddy [australia]
f.
280
Hayvancılık
(hayvanı) kafeste tutarak beslemek
stall-feed
f.
281
Hayvancılık
(hayvanı) ahırda tutarak beslemek
stall-feed
f.
Apiculture
282
Arıcılık
işçi arıların larvaları beslemek için hazırladığı polen ve nektar karışımı
ambrosia
i.
Art
283
Sanat
pelikanın yavrularını kendi kanıyla beslemek için göğsünü gagaladığını gösteren dini temsil
pelican in her piety
i.
Archaic
284
Eski Kullanım
(atı) yulafla beslemek
oat
f.
285
Eski Kullanım
(hayvanı) beslemek
serve
f.
Entomology
286
Böcek Bilimi
diğerini beslemek için geviş getirme davranışından kaynaklı
trophallactic
s.
287
Böcek Bilimi
diğerini beslemek için geviş getirme davranışıyla ilgili
trophallactic
s.
288
Böcek Bilimi
diğerini beslemek için geviş getirme davranışını oluşturan
trophallactic
s.
289
Böcek Bilimi
diğerini beslemek için geviş getirme davranışını içeren
trophallactic
s.
Slang
290
Argo
kin beslemek
beef
f.
291
Argo
birisine körü körüne hayranlık beslemek
think the sun shines out of somebody's arse [uk]
f.
292
Argo
birisine körü körüne hayranlık beslemek
think the sun shines out of somebody's backside [us]
f.
293
Argo
birine karşı aşırı derecede hayranlık beslemek ve her fırsatta onu övmek
meatride
f.
294
Argo
birine karşı aşırı derecede hayranlık beslemek ve her fırsatta onu övmek
dickride
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of beslemek
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy