dolu - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

dolu



"dolu" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 66 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
dolu hail i.
dolu full s.
General
dolu sleet i.
dolu full of s.
dolu instinct with s.
dolu vibrant with s.
dolu filled s.
dolu laden s.
dolu shot through s.
dolu replete s.
dolu fraught with s.
dolu abundant s.
dolu thick s.
dolu steeped in s.
dolu rife s.
dolu charged s.
dolu brimful of s.
dolu crowded s.
dolu abounding s.
dolu fraught s.
dolu crammed s.
dolu shot s.
dolu alive with s.
dolu instinct s.
dolu loaded s.
dolu engaged s.
dolu full s.
dolu occupied s.
dolu spread all through with s.
dolu throng [scottish] s.
dolu tight s.
dolu untouched s.
dolu big s.
dolu lucky [scotland] s.
dolu gestant s.
dolu gravid s.
dolu hearty s.
dolu routh [scotland] s.
dolu routhie [scotland] s.
dolu impregnant [obsolete] s.
dolu good s.
dolu pang [scotland] s.
dolu plein s.
dolu findy [obsolete] s.
dolu plenal s.
dolu plenitudinary s.
dolu plentevous s.
dolu pley s.
dolu showerful s.
dolu fou s.
dolu freight [obsolete] s.
dolu stiff s.
Phrases
dolu beyond measure expr.
Colloquial
dolu dirty big [uk] s.
dolu dirty great/big [uk] s.
dolu dirty great [uk] s.
dolu biz s.
dolu drunk s.
Trade/Economic
dolu loaded s.
Technical
dolu plenteous s.
Computer
dolu solid s.
Gastronomy
dolu full bodied s.
Tobacco
dolu hail i.
Geography
dolu hail i.
Meteorology
dolu hail i.
Hunting
dolu load i.

"dolu" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
dolu yağmak hail f.
ile dolu olmak filled with f.
su dolu watery s.
hayat dolu vivacious s.
General
gereksiz laflarla dolu olma diffuseness i.
sevgi dolu olma warmheartedness i.
hazırcevap sözlerle dolu konuşma repartee i.
bant (dolu) tape i.
film vb hakkında övgü dolu yazı rave review i.
fazla dolu olma repletion i.
çamaşırların arasına konulan içi hoş kokulu kuru bitki vb ile dolu bez kese sachet i.
hayatın güçlüklerle dolu tarafı the seamy side of life i.
kötülük dolu balefulness i.
hayat dolu olma corkiness i.
ağzına kadar dolu kadeh bumper i.
düşünce dolu olma dreamfulness i.
mutluluk dolu olma blissfulness i.
dolu savak spillway i.
bir dolu yalan a pack of lies i.
haberlerle dolu olma newsiness i.
bütün yaşam ve tabiatın görünmez ve sonsuz olanın ruhani simgeleri ve anlamlarıyla dolu olduğuna inanan bir görüş sacramentalism i.
olaylarla dolu olma eventfulness i.
kin ve nefretle dolu olma despitefulness i.
ağzına kadar dolu bardak bumper i.
bizim için övünç dolu bir gün a proud day for us i.
ile dolu (çok) abounding in i.
nefret dolu olma hatefulness i.
olaylarla dolu bir hafta a full week i.
içi su dolu kabarcık water blister i.
olaylarla dolu sene eventful year i.
dolu şey full i.
dolu ağırlık gross vehicle weight i.
dolu sağanağı hail shower i.
aşk ve macera dolu hikaye romance i.
dolu tanesi hailstone i.
bir dolu yalan pack of lies i.
güney amerika'da hazinelerle dolu olduğu söylentisi bulunan efsanevi şehir el dorado i.
samanla dolu pişirme kabı haybox i.
yarı dolu tohum half empty seed i.
arzu dolu bakış ogle i.
umut dolu bir gelecek a rosy future i.
dolu çizgi full line i.
dolu fırtınası hailstorm i.
dolu fırtınası hail storm i.
dolu tanesi hail stone i.
tutku dolu bir gece a night of passion i.
stres dolu hayat stress-filled life i.
ağzına kadar dolu bardak brimmer i.
stres dolu hayat/yaşam stress-filled life i.
mutluluk dolu bir hayat a life full of happiness i.
hafıza dolu mesajı memory full message i.
şehvet dolu hisler lustful thoughts i.
belirsizliklerle dolu bir dünya an uncertain world i.
şüphelerle dolu bir dünya an uncertain world i.
hüzün dolu/hüzünlü öyküler tales of woe i.
ilmek ve düğümlerle dolu olma knottiness i.
seyirciyle dolu tiyatro bumper house i.
(tüm koltuklar dolu olduğunda) ayakta kalan kimse standee i.
heyecanlı/gerilim dolu hikaye chiller i.
sevgi dolu olma warm-heartedness i.
dolu burun bunged up nose i.
(küçük içki şişeleriyle dolu) minibar honor bar i.
dolu silah loaded gun i.
dolu tabanca loaded gun i.
göğsü brövelerle dolu subay highly decorated officer i.
(genelde gökyüzü için söylenir) yıldızlarla dolu gece star-studded night i.
içi bira ile dolu bir bardak ve pinpon topuyla oynana bir oyun beer pong i.
içi bira ile dolu bir bardak ve pinpon topuyla oynana bir oyun beirut i.
kamış dolu bölge canebrake i.
macera dolu şeyler yapma adventuring i.
havayla dolu olma aerification i.
bambularla dolu arazi canebreak i.
bambularla dolu arazi canebrake i.
tüm seyirci koltuklarının dolu olması capacity audience i.
bir evi kötü ruhlardan koruyan içi tohumlarla dolu cam çubuk charm wand i.
canlı ve enerji dolu olma hali pizzazz i.
aşk dolu bakış amoret i.
aşk dolu bakış amorette i.
aşkla dolu olma amorism i.
yolsuzlukla dolu yer augean stable i.
minnet dolu jestler gestures of gratitude i.
neşe dolu olmama uncheerfulness i.
canlı ve enerji dolu olma hali zing i.
canlı ve enerji dolu olma hali pizzaz i.
arzu dolu bakış eliad [obsolete] i.
sevgi dolu olmama unlovingness i.
hayat dolu olma jantiness i.
ağzına kadar dolu olan kül saklama vazosu urnful i.
sevgi dolu bakış belgard [obsolete] i.
sevgi dolu bakış chierte i.
hayat dolu olma exuberance i.
hayat dolu olma exuberancy i.
dolu maşrapa facer [obsolete] i.
bazı komedi gösterilerinde sopa gibi kullanılan içi hava dolu kese bladder i.
ıvır zıvırla dolu olma junkiness i.
sağlam bir sicimle sarılı ve barutla dolu mukavva bir kartondan oluşan havai fişek marron i.
sağlam bir sicimle sarılı ve barutla dolu mukavva bir kartondan oluşan havai fişek marroon i.
dolu yağışı haggle [dialect] i.
dolu sağanağı hail i.
dolu etkisi veren şey hail i.
dolu fırtınasına benzeyen şey hailstorm i.
hayranlık ve merak dolu kimse marveller i.
ağaçlarla dolu olma woodiness i.
fırsatlarla dolu yer happy hunting ground i.
fırsatlarla dolu yer happy hunting grounds i.
hayat dolu ve yaramaz genç hempy [scotland] i.
ağzına kadar dolu olma brimfulness [obsolete] i.
ağzına kadar dolu olma brimfullness [obsolete] i.
içi dolu oyuklar holes i.
fırındaki içi seramik eşya dolu kaplar bung i.
hazırcevap sözlerle dolu konuşma give and take i.
neşe dolu olma gladfulness i.
engellerle dolu durum obstacle course i.
engellerle dolu yol obstacle course i.
deli dolu davranış daredevilism i.
(bilgi ile) dolu olma depth i.
ağzına kadar dolu full to the gunwales i.
taşacak kadar dolu full to the gunwales i.
nefret dolu olma odium i.
taşacak kadar dolu olma overfill i.
aşırı dolu bir mekanın boşluk olmayan bölümü overflow i.
heyecan dolu riveting i.
galler'de müzik, drama, şiir ve güzel sanatlarda yarışmalarla dolu bir festival royal national eisteddfod i.
hasır ile dolu olma rushiness i.
(çakıl taşı) gözenekli maddeyle dolu kapta suyun buharla ısıtıldığı bir cihaz commingler i.
tiyatroda cam kırılma sesini taklit etmek için kullanılan içi kırık parça dolu sepet crash i.
eşyalarla dolu çekmece drawerful i.
içki ve seks dolu ortam drunken revelry i.
misafirlerin partiye getirdiği dolu tabak plate [new zealand/australia] i.
içi dolu şey pouff i.
özsu ile dolu olma sappiness i.
nefret dolu konuşma fire-breathing i.
uşaklarla dolu yer flunkydom i.
her bir bölümü madde ile dolu olan boşluk plenum i.
at bacağında sıvı dolu şişlik puff i.
sığlıklarla dolu olma shoaliness i.
resiflerle dolu olma shoaliness i.
dolu tabanca kartuşu shot cartridge i.
dolu yağmuru shower i.
balçık kıvamlı maden birikintisiyle dolu çukur slime pit i.
iyi atışlarla dolu beyzbol maçı slugging match i.
yumuşak dolu snow pellet i.
içi dolu olma solidity i.
mısır gibi başçıklarla dolu olma spicosity i.
hayat dolu kimse sprite i.
saman dolu yastık sunk [scotland] i.
çukurlar ile dolu olmak be pocked with f.
dolu olmak teem with something f.
ile dolu olmak be infested with f.
ağzına kadar dolu olmak brim f.
boş atıp dolu tutmak make a lucky shot f.
ile dolu olmak be teemed f.
arzu dolu bakmak ogle f.
dolu olmak spill over with f.
hayat dolu olmak be full of life f.
dolu halinde yağmak hail f.
dolu olmak abound f.
hayat dolu olmak be full of beans f.
ile dolu olmak be suffused with f.
tüm yerleri dolu olmak be booked up f.
dolu olmak (bir şeyle) swim f.
dolu olmak simmer with f.
ile dolu olmak be awash with f.
ağzına kadar dolu olmak brim with f.
boş atıp dolu tutmak draw a bow at a venture f.
hoş olmayan bir şeyle dolu olmak bristle with f.
dolu olmak crawl f.
dolu olmak crawl with something f.
ile dolu olmak be soaked in f.
dolu olmak be full f.
(avukat stajyeri vb gibi) zor/angarya dolu bir iş yapmak devil f.
ile dolu olmak be ridden with f.
dolu olmak be filled with f.
dolu olmak be alive with f.
ile dolu olmak be imbued with f.
dolu olmak bristle f.
silme dolu olmak brim f.
övgü dolu sözler söylemek speak well of f.
tıka basa dolu olmak be overcrowded f.
bir şeyin verdiği heyecanla dolu olmak be flushed with f.
programı dolu olmak be booked up f.
dolu olmak teem f.
zorluklarla dolu olmak be fraught with difficulties f.
özlemle dolu olmak be filled with longing f.
özlemle dolu olmak be full of longing f.
(ile) dolu olmak be laden with f.
umut dolu olmak be full of hope f.
şefkat dolu olmak be filled with compassion f.
(böcekle) dolu olmak crawl f.
dolu yağmak hail f.
nefret dolu olmak be full of hate f.
ile dolu olmak abound in f.
ile dolu olmak teem with f.
sevinç dolu olmak be full of joy f.
sevinç dolu olmak be filled with joy f.
dolu dolu yaşamak live life fully f.
dolu dolu yaşamak live life to the fullest f.
tüm odalar dolu olmak no vacancy f.
çalışma hayatı başarılarla dolu olmak have a successful career f.
ünlülerle dolu olmak be packed with celebrities f.
azim dolu olmak be full of determination f.
nefret dolu olmak be filled with hate f.
ile dolu olmak abound with f.
hayatı dolu dolu yaşamak live life to the fullest f.
tüm odalar dolu olmak have no room available f.
tüm odalar dolu olmak no room available f.
tüm odalar dolu olmak be booked up f.
tüm odalar dolu olmak be fully booked f.
tüm odalar dolu olmak be fully booked up f.
meşgul/dolu olmak be occupied f.
dolu olmak be abundant in f.
müşteri dolu olmak be full of customers f.
ile kaynamak/dolu olmak/dolup taşmak be flooded with f.
insan dolu olmak be heaving f.
farklı durum veya unsurlarla dolu olmak checker f.
zıt unsur ve durumlarla dolu olmak chequer f.
(bir şey ile) dolu olmak abound with f.
bir şey ile dolu olmak be littered with f.
daha dolu hale getirmek enrich f.
dolu gibi yağmak hail f.
ağzına kadar dolu olmak be stuffed f.
hazırcevap sözlerle dolu bir sohbet etmek repartee f.
ağzına kadar dolu olmak burst f.
coşkuyla dolu olmak glow f.
neşeyle dolu olmak glow f.
taşacak kadar dolu olmak overfill f.
vızıltıyla dolu olmak buzz f.
uğultulu konuşmayla dolu olmak buzz f.
çakıl ve kumu su dolu kap içinde döndürerek (değerli mineralleri) ayrıştırmak pan out f.
insanla dolu olarak temsil etmek veya resmetmek people f.
acı dolu tecrübeler yaşatmak scarify f.
arzu dolu bakmak smicker [scotland] f.
dolu olmak sny [dialect] [uk] f.
taşacak kadar dolu olmak spill f.
(tabanca vb.) dolu olmak charge f.
dolu olmak occupy f.
ışık dolu luminous s.
keyif dolu delighting s.
sevgi dolu fond s.
özlem dolu wistful s.
ile dolu replete with s.
kuşku dolu suspicious s.
daha enerji dolu zippier s.
ağzına kadar dolu packed s.
nefret dolu baleful s.
hüzün dolu plaintive s.
buharla dolu fumy s.
duman veya kurum dolu fuliginous s.
hayat dolu fresh s.
aşk dolu loving s.
sevgi dolu warm s.
arsızca ve zeka dolu (bir şey) smart s.
gereksiz sözlerle dolu verbose s.
şehvet dolu fiery s.
sevda dolu torrid s.
sitem dolu reproachful s.
hayat dolu animate s.
ile dolu pregnant with s.
kar yağmış gibi (bir şeyle) dolu snowy with s.
bilinmezlerle dolu secretive s.
hayat dolu alive s.
olaylarla dolu eventful s.
ile dolu brimming with s.
yaşam dolu alive s.
özlem dolu yearning s.
hayat dolu live s.
zevk dolu pleasureful s.
kin dolu venomous s.
çeliskilerle dolu ridden with contradictions s.
hayat dolu as fresh as daisy s.
su dolu waterlogged s.
papatya dolu daisied s.
hayat dolu corky s.
buharla dolu steamy s.
hayat dolu vivacious s.
özlem dolu longing s.
yabani otlarla dolu weedy s.
yılan dolu snaky s.
anlamlı sözlerle dolu sententious s.
ile dolu rife with s.
dolu (bol) abundant s.
dolu (içerik) filled s.
hayat dolu sprightly s.
kıskançlık dolu jaundiced s.
ince dallarla dolu spriggy s.
ile dolu full of s.
sevgi dolu exorable s.
dolu (bol miktarda) abundant in s.
çiçeklerle dolu abloom s.
ile dolu fraught with s.
hayat dolu exuberant s.
aşk dolu amative s.
haberlerle dolu newsy s.
ağzına kadar dolu brimfull s.
aşk dolu amatory s.
hayat dolu lively s.
rüya dolu dreamy s.
şükran dolu thankful s.
tıka basa dolu overcrowded s.
ağzına kadar dolu flush s.
uluma sesleriyle dolu howling s.
haz dolu voluptuous s.
gazap dolu wrathful s.
aşk ve macera dolu romantic s.
nefret dolu venomous s.
söğütlerle dolu willowy s.
çukurlarla dolu pocked s.
ağız ağıza dolu completely full s.
deli dolu lively s.
fazla dolu overfull s.
ağzına kadar dolu brimful s.
ufak yumrularla dolu nubbly s.
garaz dolu rancorous s.
hakaret dolu scornful s.
teknik detaylarla dolu (yazı/konuşma) technical s.
dolu dolu good s.
hayat dolu dewy s.
sevgi dolu soft s.
neşe dolu mirthful s.
böcek dolu buggy s.
sevinç dolu ecstatic s.
hayat dolu quick s.
ağzına kadar dolu full to overflowing s.
su dolu filled with water s.
saygı dolu reverential s.
övgü dolu rave s.
acı dolu anguished s.
hasret dolu wistful s.
nefret dolu hateful s.
şehvet dolu amorous s.
aşk dolu adoring s.
macera dolu ve heyecan verici (hikaye/roman vb) swashbuckling s.
ile dolu brimfull of s.
nasihat dolu hortative s.
ihtiras dolu torrid s.
hakaret dolu opprobrious s.
çirkinliklerle dolu scurrilous s.
bir dolu plenty of s.
neşeyle dolu joyful s.
ağzına kadar dolu full to the brim s.
en enerji dolu zippiest s.
özlem dolu nostalgic s.
yaşam dolu lively s.
hayat dolu vivid s.
kamış dolu reedy s.
bir dolu lots of s.
hayat dolu vibrant s.
su dolu watery s.
yıldızlarla dolu starry s.
raflarla dolu shelfy s.
acı dolu wailful s.
rüya dolu dreamful s.
ağzına kadar dolu chock full s.
keder dolu woful s.
incinme dolu teenful s.
daha fazla otla dolu weedier s.
sevgi dolu adoring s.
özlem dolu yearnful s.
balık dolu fishy s.
sevinç dolu ecstatical s.
deyimlerle dolu idiomatic s.
neşe dolu gleeful s.
hüsran dolu frustrated s.
hayat dolu full of life s.
tekrarlarla dolu repetitious s.
sır dolu arcane s.
şakalarla dolu jestful s.
is dolu fuliginous s.
övgü dolu complimentary s.
yanlış dolu (metin) corrupt s.
fazla dolu congested s.
mağaralarla dolu cavernous s.
yaşam dolu bouncy s.
şehvet dolu sultry s.
kin dolu virulent s.
kırıntılarla dolu crummy s.
dolu olan abounding s.
sevgi dolu affectionate s.
övgü dolu exalted s.
kötü sözlerle dolu abusive s.
saygı dolu worshipful s.
şehvet dolu lustful s.
minnet dolu thankful s.
dolu olmayan clear s.
değişik olaylarla dolu checkered s.
hayat dolu vital s.
uzun ve boş laf dolu windy s.
hayat dolu genial s.
öfke dolu fakat sessiz sullen s.
övgü dolu laudatory s.
sevgi dolu warmhearted s.
hayat dolu animated s.
sevgi dolu full of love s.
ağzına kadar dolu topful s.
mağazalarla ya da alışveriş merkezleriyle dolu shoppy s.
en sığlık yerlerle dolu olan shoaliest s.
daha sığlık yerlerle dolu olan shoalier s.
ağzına kadar dolu topfull s.
içi su dolu water logged s.
heyecan dolu charged s.
hüzün dolu tristful s.
acı dolu tristful s.
dolu dizgin very fast s.
bit yumurtası (sirke) dolu nitty s.
yumrularla dolu nubbly s.
ev gibi dolu houseful s.
kin dolu venemous s.
alüvyonla dolu silty s.
gereğinden çok işçi dolu overmanned s.
ağaçlarla dolu arboraceous s.
şarkı dolu songful s.
komikliklerle dolu humourous s.
gereksiz sözlerle dolu pleonastic s.
tamamen dolu fully loaded s.
huzur dolu peaceful s.
huzur dolu tranquil s.
ile dolu vibrant with s.
sivilcelerle dolu pustulous s.
tıklım tıklım dolu full to overflowing s.
-le dolu brimming with s.
binalarla dolu built-up s.
ağzına kadar dolu chock-a-block s.
hıncahınç dolu jam-packed s.
dolu (ile dolu olmak) filled with s.
tıka basa dolu jam-packed s.
tıklım tıklım dolu jam-packed s.
sevgi dolu warm-hearted s.
stres dolu stress-filled s.
kötülük dolu baleful s.
nefret dolu catty s.
derin duygularla dolu impassioned s.
suyla dolu waterlogged s.
sevgi dolu loving s.
coşku dolu full of the joys of spring s.
nefret dolu wicked s.
tıka basa dolu (koltuk vb) overstuffed s.
eğlence dolu fun-filled s.
ile dolu spread all through with s.
tıka basa dolu overstuffed s.
okla dolu arrowy s.
öfke dolu rageful s.
gurur dolu swollen with pride s.
zorluklarla dolu arduous s.
güçlüklerle dolu arduous s.
hayat dolu full of spirit s.
macera dolu adventureful s.
eğlence dolu full of fun s.
buz dolu ice laden s.
sürprizlerle dolu full of surprises s.
stres dolu full of stress s.
yarı dolu half full s.
çatışma/anlaşmazlık dolu conflict-ridden s.
skandallarla dolu full of scandals s.
hıncahınç dolu packed s.
şehvet dolu steamy s.
engellerle dolu barful s.
içi su dolu water-filled s.
su dolu water-filled s.
su ile dolu water-filled s.
suyla dolu water-filled s.
güven dolu trusting s.
şehvet dolu/şehvetli/arzu edilir concupiscible s.
kurbağa dolu froggy s.
yoğun ve insan dolu teeming s.
heyecan dolu psyched out s.
heyecan dolu psyched s.
kahkaha dolu laugh-filled s.
romantizm dolu full of romance s.
macera dolu full of adventure s.
heyecan dolu exciteful s.
neşe dolu blest s.
beğeni dolu admiring s.
hayat dolu elfin s.
hayat dolu elvish s.
hayat dolu elfish s.
kabarcıklarla dolu pocky s.
çalılarla dolu/örtülü heathy s.
değişik olaylarla dolu chequered s.
hayat dolu heartwarming s.
hayat dolu life-affirming s.
övgü dolu glowing s.
tekerlek izleriyle dolu rutty s.
tekerlek izleriyle dolu rutted s.
sağlık dolu full of health s.
ağaçlarla dolu full of trees s.
tehlike dolu full of danger s.
çalılık dolu bosky s.
çalılık dolu brushy s.
çalılıklarla dolu brushy s.
çalılıklarla dolu bosky s.
hiddet dolu violent s.
yaşlarla dolu (göz) misty-eyed s.
cazibe dolu charmful s.
adrenalin dolu adrenaline-filled s.
heyecan (korku) dolu thrillful s.
sihir/büyü dolu full of magic s.
duygu dolu filled with emotion s.
duygu dolu emotional s.
duygu dolu full of emotion s.
yas dolu grief-stricken s.