fill - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

fill

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"fill" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 43 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
fill f. doldurmak
General
fill i. doyma
fill i. dolduracak miktar
fill i. dolusu
fill i. doyumluk
fill i. dolgu maddesi
fill i. dolguyla meydana getirilmiş yer
fill i. doldurma
fill i. dolgu
fill f. doymak
fill f. kabarmak
fill f. kapamak
fill f. yapmak
fill f. dolmak
fill f. tutmak
fill f. şişirmek
fill f. kaplamak
fill f. dolgu yapmak
fill f. doyurmak
fill f. bürümek
fill f. şişmek
fill f. doldurmak
fill f. karşılamak
fill f. icra etmek
fill f. tatmin etmek
fill f. yerine getirmek
fill f. yayılmak
fill f. fullemek
Media
fill i. (televizyon, radyo) boşluk doldurucu parça
fill i. şarkıda sözler arasındaki boşlukları dolduran müzik
Technical
fill i. dolumluk
fill i. imla
fill f. doldurmak
fill f. macunlamak
Construction
fill i. dolgu ile doldurulmuş arazi parçası
fill i. dolgu
fill i. dolgu için kullanılan toprak, mucur benzeri malzeme
Automotive
fill f. doldurmak
Aeronautic
fill i. atkı
Zoology
fill i. hayvanın sindirim kanalının muhtevası
Breeding
fill i. bir hayvanın sindirim sisteminin içindekiler
Photography
fill i. fotoğrafçılıkta gölgeyi azaltmak için kullanılan yapay ışık
Printery
fill i. bir kağıt üretim makinesinde üretilebilen azami kağıt genişliği

"fill" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
General
cut and fill sloping i. dolgulu kazı
fill mass i. lapa
fill dirt i. dolgu toprak
fill-in i. dublör
fill-in i. yedek
fill-in list i. yedek kontenjan listesi
fill-in list i. yedek listesi
water fill station i. imlahane
fill-in i. halihazırda basılmış form veya mektuba eklenen isim, adres, tarih veya hitap
fill-in i. özellikle boş bırakılmış alanlara yapıştırılan yazı
fill-in i. başkasının yerini dolduran kimse
fill-in i. ikame
fill-in i. yenilemeler
fill-up i. dolduran şey
fill-up i. doyuran şey
fill-up i. dolgu
fill-up i. (benzin deposu) fulleme
fill-up i. (benzin deposu) tamamen doldurma
fill-in i. bilgilendirici kısa özet
fill-up i. (benzin deposu) fulleme
fill-up i. (benzin deposu) tamamen doldurma
fill-up i. dolduran şey
fill-up i. fulleyen şey
fill somebody with pride f. gurur vermek
fill a tooth f. diş dolgusu yapmak
fill the bill f. amaca uymak
fill up f. dolmak
fill the bill f. ihtiyacını karşılamak
fill out f. kilo almak
fill something in f. doldurmak
fill with tears f. yaşarmak
eat one's fill f. doyasıya yemek
fill with tears f. gözleri yaşarmak
fill in f. geçici olarak bir işte çalışmak
back and fill f. kararsız olmak
eat one's fill f. doymak
fill up f. doyurmak
fill something out f. doldurmak
fill in f. doldurmak
fill out f. doldurmak (form vb)
fill the bill f. işini görmek
fill a prescription f. reçetedeki ilaçları vermek
drink one's fill f. doyasıya içmek
fill somebody with melancholy f. kasvet vermek
fill one's pockets f. cebini doldurmak
fill out f. doldurmak (formu)
fill somebody with pride f. gururlandırmak
fill with hope f. ümitlendirmek
fill a tooth f. dolgu yapmak
fill out f. toplamak
fill in for f. birinin yerine çalışmak
eat one's fill f. karnını doyurmak
fill the gap f. gedik kapamak
fill in f. form doldurmak
fill up f. doldurmak
fill up a form f. form doldurmak
fill (a place) with the clamor of voices f. curcunaya çevirmek
fill (a place) with the clamor of voices f. curcunaya döndürmek
fill (a place) with the clamor of voices f. curcunaya vermek
fill out f. yazılı formu tamamlamak
fill up f. dolum yapmak
fill the sack f. çuvalı doldurmak
fill the sack with f. çuvalı doldurmak
fill the sack with f. çuval doldurmak
fill up fuel oil f. yakıt doldurmak
(one's eyes) fill with tears f. gözleri yaşlarla dolmak
(one's eyes) to fill with tears f. gözleri dolmak
(one's eyes) to fill with tears f. gözü dolmak
eat one's fill f. karnı doymak
fill something with consternation f. şaşkınlığa sebebiyet vermek
fill something with consternation f. şaşkınlığa sebep olmak
fill something with consternation f. şaşkınlık yaratmak
fill out a survey f. bir anketi doldurmak
fill a gap f. boşluğunu doldurmak
fill a gap f. boşluğu doldurmak
fill a gap f. boşluk doldurmak
fill out f. büyümek
fill in f. (form) doldurmak
fill out f. şişmek
fill in f. tamamlamak
fill out f. şişirmek
fill out f. büyütmek
fill in questionnaire f. anket doldurmak
fill out questionnaire f. anket doldurmak
fill in the blanks f. boşlukları doldurmak
fill the void f. boşluğu doldurmak
fill the areas f. alanları doldurmak
fill the deficiency f. eksikliği gidermek/doldurmak
fill the deficiency of f. boşluğunu doldurmak
fill the deficiency of f. bir şeyin eksikliğini gidermek
fill in an application form f. başvuru formu doldurmak
fill out a request form f. bir talep formu doldurmak
fill someone in on something f. birine bir konu hakkında bilgi vermek
fill something in f. (kağıdı/boşlukları vb) toplamak
fill in f. birinin (görev) yerine bakmak
fill to overflowing f. tıka basa doldurmak
fill to overflowing f. ağzına kadar doldurmak
back and fill f. rüzgara karşı volta vurmak
fill up f. fullemek
fill the magazine f. şarjörü doldurmak
fill out a form f. bir form doldurmak
fill tax return f. beyanname doldurmak
fill to the brim f. ağzına kadar doldurmak
fill her tins [nz] f. evi kek, bisküvi gibi atıştırmalıklarla doldurmak
fill the ranks f. bütün ihtiyacı karşılamak
half-fill f. yarısını doldurmak
fill the bill f. ihtiyaca uygun olmak
Phrasals
fill in f. (bilgileri) girmek
fill out f. tamamlamak
fill in f. detaylandırmak
fill out f. uzatmak
fill in f. bilgilendirmek
fill out f. genişletmek
fill out f. yaymak
fill out f. şişmanlamak
fill out f. dolgunlaşmak
fill out f. detaylandırarak zenginleştirmek
fill in for f. birinin yerine bakmak
fill something to something f. bir şeyi bir yere kadar doldurmak
fill something to something f. bir şeyi belli bir seviyeye kadar doldurmak
fill something to something f. bir şeyi belli bir noktaya kadar doldurmak
fill in f. boşlukları doldurmak
fill in f. boş bırakılan yerleri doldurarak soruları cevaplamak
fill in f. boş bırakılan yerleri gerekli bilgilerle doldurmak
fill in f. form, test doldurmak
fill in f. birinin yerini doldurmak
fill in f. birinin rolünü üstlenmek
fill in f. birinin yerine geçmek
fill in f. birinin yerine bakmak
fill in f. birinin konumunu işini devralmak
fill in f. bir deliği, boşluğu doldurmak
fill in f. bir deliği, boşluğu kapatmak
fill in f. bir deliği, boşluğu kamufle etmek
fill in f. birini bilgilendirmek
fill in f. birine bilgi vermek
fill someone in (on someone or something) f. birine (biri/bir şey hakkında) bilgi vermek
fill someone in (on someone or something) f. birini (biri/bir şey hakkında) bilgilendirmek
fill in f. birine gerekli bilgileri vermek
fill in f. birine yeni edinilen bilgileri vermek
fill in f. birinin bilgi açığını kapatmak
fill in f. birine kaçırdığı şeyleri anlatmak
fill in f. birini bilgilendirmek
fill in f. bir şeyin içini doldurmak
fill in f. sınırlı bir alanın içini doldurmak
fill in f. sınırlı bir alanın yüzeyini tamamen kaplamak
fill away f. bir yelkeni rüzgarı tam tutacak şekilde kesmek
fill away f. rüzgarı arkasına alarak rotasında ilerlemek
fill (something) to (some point) f. (bir şeyi bir noktaya/seviyeye) kadar doldurmak
fill (something) to (some point) f. (bir şeyi bir yere) kadar doldurmak
fill in (for someone or something) f. (birinin/bir şeyin) yerini doldurmak
fill in (for someone or something) f. (birinin/bir şeyin) yerine geçmek/bakmak
fill to f. -e kadar doldurmak
fill someone or something up (with something) f. birini/bir şeyi (bir şeyle) doldurmak
fill again f. öncesinde boşaltılmış bir şeyi doldurmak
fill out f. (raporu) detaylandırarak veya içeriğini zenginleştirerek daha eksiksiz veya güçlü hale getirmek
fill up f. (formu, başvuruyu) doldurmak
Phrases
fill in the blanks with suitable words expr. boşlukları uygun kelimelerle doldurunuz
fill in the blanks expr. boşlukları doldurun
Proverb
a word to the wise is enough, and many words won't fill a bushel anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az
Colloquial
(one's) fill (of something) i. (bir şeyin) yeterli olması
(one's) fill (of something) i. (bir şeyin) memnun edici düzeyde olması
(one's) fill (of something) i. (bir şeye) doymuş olma
(one's) fill (of something) i. (birinin) tahammül düzeyine gelme
(one's) fill (of something) i. (birinin) tahammül sınırlarını doldurma
(one's) fill (of something) i. (birinin) hoşgörü sınırlarını doldurma
(one's) fill (of something) i. (birinin) sınırlarını doldurma
(one's) fill (of something) i. (birinin) baş etme sınırına gelme
one's fill of someone or something i. birinden/bir şeyden bıkma
one's fill of someone or something i. birinden/bir şeyden usanma
one's fill of someone or something i. birinden/bir şeyden bay gelme
one's fill of someone or something i. birinden/bir şeyden gına gelme
fill-mill i. meyhane
fill-mill i. içkili mekan
fill the bill f. bir göreve uygun olmak
fill the bill f. gereken özellikleri karşılamak
fill the bill f. eksikliği doldurmak
fill the bill f. uygun gelmek
fill the bill f. uygun düşmek
fill the gas tank f. depoyu doldurmak (araba)
get (one's) fill f. -e doymak
get (one's) fill f. istediği kadar almak
get one's fill f. -e doymak
had one's fill f. -e doymuş
had one's fill f. '-e doymuş olmak
fill it up expr. depoyu doldur
fill it up expr. depoyu fulle
fill in the blanks expr. gerisini sen tahmin et
fill me in expr. son gelişmeler ne
fill or kill expr. derhal karşıla ya da iptal et
fill or kill expr. ya al ya da sat
Idioms
fill the shoes f. yerini doldurmak
fill the shoes f. (birinin) yerine geçmek
fill the shoes f. (birinin) boşluğunu doldurmak
fill (one's) boots [uk] f. keyfini çıkarmak
fill (one's) boots [uk] f. tadını çıkarmak
fill (one's) boots [uk] f. canının istediği kadar almak
fill (one's) boots [uk] f. (birisinin) yerini doldurmak
fill (one's) boots [uk] f. (birisinin) görevini devralmak
fill (one's) boots [uk] f. (birisinin) yerine geçmek
fill your boots [uk] f. keyfini çıkarmak
fill your boots [uk] f. tadını çıkarmak
fill your boots [uk] f. canının istediği kadar almak
take one's fill f. alabileceği kadarını almak
fill an office f. bir memuriyeti doldurmak
fill somebody's shoes f. birinin yerine göreve gelmek
have had fill of something f. bıkmak
have had fill f. bıkmak
fill a void f. boşluğu doldurmak
fill someone's head with something f. birinin aklını bir şeylerle doldurmak
fill someone's head with something f. birinin aklına bir şeyler sokmak
have had fill of something f. bıkmak usanmak
fill somebody's shoes f. birinin işini yapmak
fill in for someone f. birinin yerini doldurmak
have had fill of something f. bay gelmek
have had fill f. bay gelmek
fill somebody's shoes f. birinin işini/görevini yapmak
have had fill f. bıkmak usanmak
fill a bathtub with water f. banyo küvetini doldurmak
take one's fill f. doyuracak kadarını almak
fill in time f. geçici bir işte çalışmak
have had fill of something f. gına gelmek
have had fill f. gına gelmek
take one's fill f. içip sarhoş olmak
fill the bill f. işe yaramak
fill a bathtub with water f. küveti doldurmak
have big shoes to fill f. söz konusu işi yüksek standartlarda yapan kendinden önceki çalışanın seviyesine ulaşabilmek için çok sıkı çalışmak
fill one's face f. tıkınmak
fill one's face f. tıka basa yemek
eat one's fill f. tıka basa yemek
fill in time f. zaman doldurmak için bir işte çalışmak
take one's fill f. yetecek kadarını almak
fill the gap f. (geçici bir süre) boşluğu doldurmak
have had fill of f. usanmak
fill in time f. zaman doldurmak
fill something up with something f. -ile tıka basa doldurmak
fill in time f. zaman geçirmek
fill someone's shoes f. yerini doldurmak
have had fill f. usanmak
have one's fill of something f. -e doymak
get one's fill of something f. -e doymak
fill (one's) boots f. alabildiği kadar almak
fill (one's) boots f. (birinin) yerini doldurmak
fill (one's) boots f. (birinin) rolünü üstlenmek
fill (one's) boots f. (birinin) yerine geçmek
fill (one's) boots f. (birinin) yerine bakmak
fill (one's) boots f. (birinin) konumunu, işini devralmak
fill your boots f. fazla fazla almak
fill your boots f. alabildiği kadar almak
fill your boots f. bir fırsatı değerlendirmek
fill your boots f. bir fırsattan yararlanmak
fill somebody’s boots/shoes f. birinin yerini en iyi şekilde doldurmak
fill somebody’s boots/shoes f. birinin işini onun yerine en iyi şekilde yapmak
fill somebody’s boots/shoes f. birinin rolünü en iyi şekilde üstlenmek
fill (one's) hand f. eline silah almak
fill (one's) hand f. silah çekmek
fill (one's) hand f. rahip olarak kutsanmak
fill (one's) hand f. elinde kutsal objeleri tutarak rahip olarak kutsanmak
fill in the details f. detayları vermek
fill in the details f. bilgileri vermek
fill in the details f. bilgilerle/detaylarla doldurmak
fill in the details f. bilgi vermek
fill in the details f. detay vermek
fill in the details f. formu gerekli bilgilerle/detaylarla doldurmak
fill in the details f. bir formdaki boşluklara gerekli bilgileri/detayları yazmak
fill (one's) boots [uk] f. fazla fazla almak
fill (one's) boots [uk] f. alabildiği ne varsa almak
back and fill [us] f. gidip gidip gelmek
back and fill [us] f. bir o tarafa bir bu tarafa gitmek
back and fill [us] f. rölantide kalmak
back and fill [us] f. kararsız olmak
eat fill f. karnını doyurmak
eat fill f. doymak
eat fill f. doyasıya yemek
eat fill f. karnı doymak
eat fill f. tıka basa yemek
fill (one's) head with (something) f. (birinin) aklına (bir şey) sokmak
fill (one's) head with (something) f. (birinin) aklını (bir şeylerle) doldurmak
fill (one's) prescription f. (birinin) reçetesini karşılamak
fill (one's) prescription f. (birinin) reçetesinde yazan ilaçları almak
fill (one's) shoes f. (birinin) yerini doldurmak
fill face f. tıka basa yemek
fill face f. tıkınmak
fill full of lead f. vurmak
fill head with f. aklına bir şeyler sokmak
fill head with f. aklını bir şeylerle doldurmak
fill in the blank f. boşluğu doldurmak
fill in the blank f. parçaları birleştirmek
fill in the blank f. çözmek
fill in the blank f. anlamak
fill in the blank f. cevabı bulmak
fill shoes f. (birinin) yerini doldurmak
fill shoes f. (birinin) işini yapmak
fill shoes f. (birinin) yerine göreve gelmek
fill shoes f. (birinin) işini/görevini yapmak
fill shoes f. (birinin) boşluğunu doldurmak
fill shoes f. (birinin) yerine geçmek
have had your fill of f. istediği kadar almak
have had your fill of f. yeterince almak
have had your fill of f. '-e doymak
have had your fill of f. '-den gına gelmek
have had your fill of f. '-den bay gelmek
have had your fill of f. '-den bıkmak
have had your fill of somebody/something f. birine/bir şeye doymak
have had your fill of somebody/something f. birinden/bir şeyden gına gelmek
have had your fill of somebody/something f. birinden/bir şeyden bıkmak
have had your fill of somebody/something f. birinden/bir şeyden bay gelmek
one's fill of s. -e doymuş
one's fill of s. '-den bıkmış
empty words will not fill an empty stomach expr. lafla peynir gemisi yürümez
fok (fill or kill) expr. derhal iptal edilmesi gereken sipariş
fok (fill or kill) expr. (borsada) ya al ya da sat emri
Speaking
fill me in on the situation expr. durumu bana açıkla
Trade/Economic
fill or kill order i. derhal karşılanması ya da iptal edilmesi gereken sipariş
please fill the fields marked in red i. kırmızı ile işaretli alanları doldurunuz
fill rate i. sipariş karşılama oranı
fill-in order i. stok tamamlama siparişi
fill or kill order i. (borsada) ya al ya da sat emri
fill-in i. stoğu tazelemek için satın alınan mallar
fill-in i. stoktaki mallara ilave olması veya elde kalmamış malların yerine geçmesi için satın alınan ticari mallar
fill-in i. eldeki stoğu tazelemek için verilen mal siparişi
fill a vacancy f. istihdam yapmak
fill a vacancy f. işe almak
fill a gap f. eksikliği gidermek
fill in f. stok eksiğini gidermek
fill in f. tamamlamak
fill or kill orders expr. kalanını iptal et
fill or kill orders expr. kalanını iptal et
Politics
fill the seat f. koltuğu doldurmak
Technical
land fill i. araziyi yükseltme
memory fill i. bellek doldurma
spill and fill valve i. boşaltma ve doldurma valfi
gravel fill i. çakıl imla
cemented waste fill i. çimentolu pasa
land fill i. çöp depolama alanı
railway fill i. demiryolu dolgusu
fill-in light i. destek ışığı
fill light i. destek ışığı
fill-in light i. dolgu ışığı
back-fill consolidation i. dolgu sıkıştırılması
plane fill i. düz imla
fill rate i. doluluk oranı
fill placement i. dolgu yerleştirme
layer of fill i. dolgu tabakası
fill pass i. dolgu paso
dumped fill i. dökme dolgu
depth of fill i. dolgu yüksekliği
fill light i. doldurma ışığı
land fill i. doldurma
tipped fill i. dökme dolgu
fill pass i. dolgu pasosu
fill hole cover i. doldurma deliği kapağı
fill thermal insulation i. dolgu tipi ısı izolasyonu
fill light i. dolgu ışığı
fill power i. dolum gücü
fill and seal machine i. doldurma ve kapatma makinesi
fill character i. dolgu karakteri
nature of the fill i. dolgu cinsi
loose fill type insulant i. gevşek dolgu tipi yalıtım gereci
memory fill i. hafıza doldurma
loose-fill insulation i. gevşek dolgu yalıtım
hydraulic fill i. hidrolik ramble
fill connection i. ikmal bağlantısı
nature of the fill i. imla cinsi
height of fill i. imla yüksekliği
back fill material i. imla malzemesi
back fill pressure i. imla basıncı
fill liquid i. iletim sıvısı
fill valve i. ikmal valfi
character fill i. karakter doldurma
rock fill cofferdam i. kaya dolgu batarda
rock fill weir i. kaya dolgu regülatör
cut-and-fill i. kazı ve dolgulu yapım bölümü
stone fill i. kaya dolgu
rock fill i. kaya dolgu
back fill i. kenar ayak dolgusu
back fill i. kazılmış kısımların yeniden imlası
dry rubble fill i. kuru taş dolgu
paste fill i. macun dolgu
downstream fill i. mansap dolgu
fill mass i. lapa
cut-and-fill i. miks kesit
upstream fill i. memba dolgusu
waste fill i. pasa dolgu
random fill i. randım dolgu
random fill i. rasgele dolgu
compacted rock fill i. sıkıştırılmış kaya dolgu
rolled fill i. silindirlenmiş dolgu
hydraulic fill i. sulu dolgu
stone fill i. taş dolgu
rock fill i. taş dolgu
earth fill i. toprak dolgu
granular-fill insulation i. taneli hafif gereç yalıtım
approach fill i. yaklaşım dolgusu
fuel fill opening i. yakıt doldurma girişi
approach fill i. yaklaşım imlası
structural fill i. yapısal dolgu
land fill i. yükseltme
land fill i. yeri yükseltme
zero fill f. sıfır doldurmak
zero fill f. sıfırla doldurmak
Computer
background fill i. arka plan dolgusu
background fill i. artalan dolgusu
memory fill i. bellek doldurma
gray with white fill i. beyaz dolgulu gri
black with white fill i. beyaz dolgulu siyah
pattern fill i. desen dolgu
fill character i. doldurma karakteri
fill effects i. dolgu efektleri
fill order i. dolgu sırası
fill style i. doldurma stili
text to fill i. dolgu metni
fill character i. dolgu karakteri
fill color i. dolgu rengi
fill-in field i. doldurulacak alan
fill color i. doldurma rengi
rectangle fill i. dikdörtgen dolgu
fill pattern i. dolgu örüntüsü
fill pattern i. doldurma deseni
fill pattern i. dolgu örneği
fill effects i. doldurma efektleri
fill/back color i. dolgu/zemin rengi
textured fill i. dokulu dolgu
border to fill i. dolgu kenarlığı
dlg fill color i. dlg dolgu rengi
fill style i. doldurma biçemi
fill effect i. dolgu efekti
fill type i. dolgu türü
fill-in box i. doldurulacak kutu
shaded fill i. gölgeli dolgu
black with grayscale fill i. gri ton dolgulu siyah
fill liquid i. iletim sıvısı
character fill i. karakter doldurma
border/fill i. kenarlık/dolgu
text frame fill i. metin çerçevesi dolgusu
oval fill i. oval dolgu
fill right i. sağa doldurmayı
color fill i. renk dolgusu
fill series i. serileri doldurmayı
default fill-in text i. varsayılan doldurma metni
fill/back color i. zemin/arka plan rengi
3d fill i. 3b dolgu
fill-in a form f. bir formu doldurmak
character fill f. damga doldurmak
fill-in a form f. formu doldurmak
zero fill f. sıfırla doldurmak
zero fill f. sıfır doldurmak
fill down expr. alta kopyala
fill specification grid from table expr. ayrıntı kılavuzlarını tablodan doldur
fill down expr. aşağı doldur
fill down expr. aşağıyı doldur
fill down expr. alta doldur
fill months expr. ayları doldur
fill down expr. aşağıya doldur
fill formats expr. biçimleri doldur
fill justify expr. dolgu iki yana yasla
fill pattern expr. desen doldur
fill-in expr. doldur
stretch to fill expr. doldurmak için uzat
fill-in enabled expr. doldurma etkin
fill values expr. değerleri doldur
use gradient fill expr. dereceli dolguyu kullan
fill workgroup expr. çalışmagrubuna doldur
no fill expr. dolgu yok
fill across worksheets expr. çalışma sayfaları boyunca doldur
fill across worksheets expr. çalışma sayfalarını doldur
toggle fill expr. dolgu değiştir
fill days expr. günleri doldur
fill group expr. gruba doldur
fill shadow expr. gölge doldur
fill weekdays expr. iş günlerini doldur
auto fill expr. otomatik doldur
fill to border expr. kenarlığı doldur
fill auto expr. otomatik doldur
fill right expr. sağa kopyala
fill color expr. renk doldur
fill left expr. solu doldur
fill series expr. seriyi doldur
fill left expr. sola doldur
fill series expr. serileri doldur
fill right expr. sağa doldur
fill right expr. sağı doldur
fill up expr. üste doldur
fill up expr. yukarı doldur
fill years expr. yılları doldur
insert word field: fill-in expr. word alanı ekle: doldur
Informatics
region fill i. bölge dolgulama
fill pattern i. doldurma deseni
fill area i. dolgu alanı
fill pattern i. dolgu karakteri
fill character i. doldurma karakteri
Telecom
fill factor i. doluluk oranı
Electric
storage fill i. depo doldurma
Textile
fill-in i. kadın elbiselerinin derin dekolteli yakalarına yapılan yama
Construction
dumped rock fill i. dökme kaya dolgu
fill thermal insulation i. dolgu tipi ısı izolasyonu
fill pattern i. doldurma deseni
fill pattern i. dolgu örüntüsü
fill-type insulation i. dolgu yalıtım
fill settlement i. dolgu oturması
porous fill i. geçirgen dolgu