görülen - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

görülen



"görülen" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç

Türkçe İngilizce
General
görülen sighted s.
görülen seen s.
Technical
görülen visible s.

"görülen" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bilimsel olarak özel öneme sahip görülen ve bu nedenli girişin kısıtlandığı alan site of special scientific interest i.
daha çok filipinler'de görülen küçük otobüs jeepney i.
bulut üzerinde görülen renkli halka anthelion i.
savaş görmüş kimselerde görülen ruhsal çöküntü battle fatigue i.
kuşlarda görülen bir cilit hastalığı avian pox i.
ılıman enlemlerde görülen alçak basınçlı hava döngüsü depression i.
saygın görülen edebiyat canonized literature i.
tipik olarak kuzey amerika'nın batısında görülen toz gibi çok ince yağan kar champagne powder i.
ufukta görülen parlak bir nokta fogdog i.
mısır'da mart, nisan ve mayıs aylarında görülen sıkıntılı ve sıcak güney veya güneydoğu rüzgarı khamsin i.
avuç içinde görülen yaşam çizgisi life line i.
tezgah (üzerinde iş görülen) workbench i.
sudan'da görülen şiddetli kum fırtınası haboob i.
öğrenim görülen okul alma mater i.
özellikle büyük şehirlerdeki kaymak tabakada görülen uçarı yaşam biçimi vanity fair i.
bataklıklarda gece görülen ve yakamoza benzeyen bir parıltı will-o-the-wisp i.
güney afrika'da görülen kuvvetli güneydoğu rüzgarı cape doctor i.
ender görülen bir tür a rare species i.
nadir görülen bir kan hastalığı a rare blood disease i.
orta yaşlarda görülen vücudun orta kısmında oluşan yağlanma middle-aged spread i.
eski tablolarda görülen ince çatlak craquelure i.
mektupla öğretim görülen okul correspondence school i.
ön veya arka bahçelerde görülen toprağa geçici olarak çakılan basit tabelalar yard signs i.
ön veya arka bahçelerde görülen toprağa geçici olarak çakılan basit tabelalar lawn signs i.
düşük görülen sınıf rabble i.
hor görülen sınıf rabble i.
havadan görülen manzara airscape i.
havadan görülen deniz veya kara manzarası airscape i.
alacakaranlıkta görülen aydınlık twilight glow i.
açıkça görülen başarı éclat i.
eylül ayında görülen pastırma yazı saint austin's summer [brit] i.
eylül ayında görülen pastırma yazı saint augustine's summer i.
önemsiz görülen kimse zilch i.
ilkeler sembolü olarak görülen şey banner i.
eski iskoçya'da serseri olarak görülen gezgin müzisyen veya ozan sınıfı bard [obsolete] i.
(britanya'da) toplumsal sağlık, güvenlik ve eğitim için elzem görülen kamu çalışanı key worker i.
esas olarak görülen öğretiler evangel i.
bir kadında görülen öfkeli ve vahşi davranış maenadism i.
bir grup olarak görülen ortalama işletme ve haneler main street i.
vücuttaki uzuvlar arasında görülen orantısızlık maleconformation [obsolete] i.
olayların akışı içerisinde meydana gelmesi mantıklı görülen veya doğal karşılanan şey matter-of-course i.
ciddi olarak görülen kimse legitimate i.
13. yüzyıl zırhlarında görülen baklava şekilli çelik levha mascle i.
orta malı olarak görülen kadın quiff i.
fahişe olarak görülen kadın quiff i.
bazı bitkilerin üstünde görülen ağdamsı veya tozumsu tabaka bloom i.
yeni basılmış madeni para üzerinde görülen ağdamsı veya tozumsu bir tabaka bloom i.
cam yüzeyinde görülen sütsü görünüm bloom i.
insan ve diğer memelilerde görülen, kemiklerin birbiriyle kaynaşık olduğu üst çene maxillae i.
böceklerde, çokayaklılarda, kabuklularda ve bazı eklembacaklılarda görülen, alt çenenin arkasındaki ağız uzuvlarının ilk veya ikinci çifti maxillae i.
mayıs ayının ilk gününün sabahında görülen ve birtakım doğaüstü özellikler atfedilen çiylenme may dew i.
hareket ve tepki gibi doğa olaylarında görülen veya bu olayların oluşmasından sorumlu temel fiziksel veya kimyasal süreçler mechanism i.
bir faaliyet veya ilgi alanının merkezi olarak görülen yer mekka i.
zihinsel fonksiyonlarda görülen anormallik mental abnormality i.
bazı orkidelerde görülen, çiçeğin çanakyaprağı ile ginostemyumundan oluşan çene benzeri çıkıntı mentum i.
meridyene benzeyen çizgi veya halka (deniz kestanelerinin yuvarlak kabuklarında görülen) meridian i.
meridyene benzeyen çizgi veya halka (deniz kestanelerinin yuvarlak kabuklarında görülen) meridian curve i.
özellikle klasik yunan oyunlarında görülen, sahne dışında gerçekleşmiş bir olayı iletmek üzere sahneye gelen karakter messenger i.
belirli bir etkinliğin merkezi olarak görülen kentsel alan metropolis i.
orta boylu olup çayırlarda görülen ve yem olarak kullanılan çeşitli otlar midgrass i.
amerika'da görülen büyük bir kano veya kayık bongo i.
gök cisminin güneşin merkezinden görülen boylamı heliocentric longitude i.
sahte olarak görülen inanca veya öğretiye inanan kimse miscreant i.
toplamda imha edilmesi gereken hedeflere ilişkin görevde gerekli görülen maddeler mission-oriented items i.
bitki veya hayvanda görülen anomali monstrosity i.
atların gözlerinde görülen bir hastalık moon-eye i.
nadir görülen bir kadın ismi rhea i.
bazı kumtaşlarında ve kumlu şeyllerde görülen küçük kil topağı gall i.
bazı kumtaşlarında ve kumlu şeyllerde görülen küçük kil topağı clay gall i.
hollanda'da görülen bir safra humması hastalığı gall sickness i.
kıyı veya nehir boyunca görülen batık çamurdan sahil mudbank i.
tropikal amerikan sularından görülen çeşitli balıklara verilen ad burrito i.
avustralya'da görülen şiddetli fırtına burster i.
kutsal görülen şeyin adının saygısızca kullanılması oath i.
kutsal görülen bir şeyin adıyla aynı olan, ondan türetilmiş veya o şeyin adını içeren ifade oath i.
aşırı alkol tüketiminden sonra görülen nahoş fiziksel etkiler (baş ağrısı, uyuşukluk, mide bulantısı) holdover i.
(hasırotu mantarının büyümesi sonucu bazı otların çiçeklenmesinde görülen) gelişim durması choke i.
düzgün bir yaşam için gerekli görülen şeyler decencies i.
torun gibi görülen kimse grandchild i.
sanat dalında büyük usta olarak görülen kimse great master i.
iğrenç olarak görülen kimse gross out i.
sakıncalı olarak görülen kimse gross out i.
durumlar arasında görülen değişim gyration i.
idol olarak görülen kimse idol i.
cinsel sapkınlık olarak görülen davranışları olan kimse onanist i.
eseri sanattan ziyade süs olarak görülen kimse omamentalist i.
eseri sanattan ziyade süs olarak görülen kimse omamentist i.
ortaklaşa görülen iş communion i.
ikinci incelemeden sonra görülen şey deuteroscopy i.
aşağı olarak görülen birini dengiymiş gibi kabul etme condescendence i.
küçük görülen şey contempt [obsolete] i.
parlak bir yüzeyde görülen morumsu siyah renk crow i.
gece görülen ve ölüm habercisi olduğuna inanılan ışık fetch candle i.
hor görülen kimse fink i.
(armacılık) altın rengi olması gerekirken sarının farklı tonlarında görülen bir metal or i.
evlenmesi uygun görülen kimse parti i.
(gezegenden görülen) dünya-güneş arası açı phase angle i.
içinden bakılarak görülen her şeyi yanlış aktaran ortam prism i.
önceden görülen benzerlik prefigurement i.
(bazı kiliselerdeki kabule göre) hz. isa'nın bedeni ve kanı olarak görülen komünyon unsurları presence i.
(damar-duvar arasında veya fay boyu görülen) yumuşak killi madde pug i.
hor görülen şey scoff i.
(ortaçağ eserlerinde görülen) kavisli silme scroll i.
sıçrayan okyanus suyunda görülen gökkuşağı sea bow i.
seri şekilde görülen rüya serial dream i.
koru veya ağaçlıklarda sık görülen tanrısal varlık veya ruh silvan i.
koru veya ağaçlıklarda sık görülen tanrısal varlık veya ruh sylvan i.
memeli postunda görülen beyaz veya açık renkli tüy tutamı silvering i.
kız kardeş gibi görülen kadın sister i.
hor görülen kimse foulmart i.
hor görülen kimse foumart i.
hem arkadaş hem rakip görülen kimse frenemy i.
su üzerinde görülen esinti slant i.
1950'lerde abd'de görülen gençlik alt kültürü beats i.
navaho ve pueblo takılarında görülen dekoratif bir motif squash blossom i.
(baskıda) harf arası boşluklarında görülen bir tipografi hatası staircase i.
mevsimi dışında görülen bitki stray i.
kalıtsal özellik aktarım kapasitesinde görülen azalma subpotency i.
aynı anda görülen şeyler bütünü syndrome i.
bir eserin açık saçık görülen yerlerini çıkarmak bowdlerize f.
tehlikeli görülen bir kimseyi belirli yerde oturtmak intern f.
bir eserin açık saçık görülen yerlerini çıkarmak bowdlerise f.
sık görülen endemic s.
birlikte görülen coexisting s.
açıkça görülen overt s.
sık görülen frequent s.
hor görülen held in contempt s.
yapılması uygun görülen allowable s.
gerekli görülen considered necessary s.
belirli bir bölgede görülen vernacular s.
nadir görülen rarely seen s.
ender görülen rarely seen s.
boyunsuz, yüzü açıkça görülen canavar başı imgesi caboched s.
her yerden görülen all-points [us] s.
yazın ve sonbaharda görülen estivo-autumnal s.
yazın ve sonbaharda görülen (sıtma) estivo-autumnal s.
açıkça görülen uncoy s.
hor görülen undear s.
tek varlık olarak görülen entitative s.
zar zor görülen evanescent s.
çantada keklik görülen taken for granted s.
çift halinde görülen bigeminal s.
sabahları görülen matutinary s.
madeni para koleksiyoncuları tarafından madalya kadar değerli görülen (sikke) medallic s.
zar veya yalancı zar oluşumu beraberinde görülen membranaceous s.
zar veya yalancı zar oluşumu beraberinde görülen membraneous s.
haftanın ortasında görülen midweekly s.
sarhoşken görülen şeyleri andıran woozy s.
ay ışığı altında görülen/beliren/seçilen moon-splashed s.
(posta pulu) nadir görülen classic s.
her zaman görülen classical s.
fazlasıyla sık görülen overfrequent s.
köklü olan, bilinen veya kabul görülen ve artık avangart, deneysel veya yıkıcı olarak addedilmeyen overground s.
kışın görülen overwinter s.
nadiren görülen infrequent s.
dünyanın birçok yerinde görülen cosmopolitan s.
rüyada görülen dreamt s.
(alfabe çözümünde) karışık dizilerde görülen incoherent s.
tropikal bölgelerde görülen pantropic s.
sütten kesme sonrası görülen postweaning s.
farenkste görülen pharyngal s.
yutakta görülen pharyngal s.
şiddetli yağış görülen pluviose s.
krizden önce görülen precrisis s.
şafaktan önce görülen predawn s.
insanların atası olarak görülen bir hayvan ile ilgili prehuman s.
klasik varsayımlardan aşağı görülen semiclassical s.
kardeş olarak görülen sister s.
ormanda görülen silvan s.
ormanlık alanda görülen silvan s.
yer yer görülen sporadial s.
seyrek görülen sporadial s.
tek tük görülen sporadial s.
sokakta görülen street s.
yüzey altında görülen subjacent s.
makul görülen subrational s.
gereksiz görülen superseded s.
yer üstünde görülen superterrene s.
yeryüzünde görülen superterrene s.
yeryüzünde görülen superterrestrial s.
yer üstünde görülen superterrestrial s.
kaş üzerindeki bölgede görülen supraciliary s.
nadir görülen rare s.
sık görülen common s.
irlandalı, iskoç veya gal kökenli soy isimlerinde görülen bir ön ek mac- ök.
irlandalı, iskoç veya gal kökenli soy isimlerinde görülen bir ön ek mc- ök.
fransızca ve diğer roman dillerinden aktarma sözcüklerde görülen bir son ek -oon snk.
Phrases
doğru veya gerçek olarak görülen ya da kabul edilen bir şey given expr.
kolayca görülen in plain sight expr.
değeri doğru olarak görülen in perspective expr.
Proverb
sabaha yakın görülen rüya tez zamanda çıkar morning dreams come true
sabah görülen rüya gerçekleşir morning dreams come true
sabaha karşı görülen rüya tez zamanda çıkar (early) morning dreams come true
sabah erken görülen rüya gerçek olur (early) morning dreams come true
Colloquial
bar veya restorana alternatif olarak görülen kahve dükkanı third space i.
seyrek görülen şey a sometime thing i.
hoş görülen yalan white lie i.
uyuşturucu nedeniyle görülen kötü halüsinasyonlar bad trip i.
beceriksiz ve aptal olarak görülen kimse blunderbuss i.
çin halk cumhuriyeti hükümetince zararlı görülen internet sitelerine erişimi önleyen bir sistem great firewall i.
işçi sınıfının sembolü olarak da görülen önü siperli başlık cloth cap i.
yaşlı kadınlarda görülen bir tür kamburluk dowagers hump i.
ön görülen eleştiriye verilen hazır cevap prebuttal i.
ne ihtiyaç ne de lüks olarak görülen ürünlerin vergisi sin tax i.
sık görülen/normal bir şey olmak be to be expected f.
yüksek mahkemede görülen in chancery expr.
olarak görülen meant to be expr.
Idioms
seks objesi olarak görülen kadın a bit of crackling [brit] i.
cinsel obje olarak görülen kadın a bit of crackling [brit] i.
cinsel nesne olarak görülen çekici kadın a bit of crackling [old-fashioned] i.
ihtimal/olasılık olarak görülen şey a twinkle in someone's eye i.
potansiyel görülen şey a twinkle in someone's eye i.
muhtemel/olası görülen şey a twinkle in someone's eye i.
ihtimal/olasılık olarak görülen şey a gleam in someone's eye i.
potansiyel görülen şey a gleam in someone's eye i.
muhtemel/olası görülen şey a gleam in someone's eye i.
ele geçirilmediği için hor görülen şey sour grapes i.
vücuttan ayrı olarak görülen/düşünülen zihin the ghost in the machine i.
hayranları tarafından çok sevilen/idol olarak görülen yıldız aktör matinée idol [old-fashioned] i.
yüz yüze görüşülen/görülen (insan) flesh and blood i.
sevgilisi/partneri yanında yetersiz görülen kimse a bit of rough [uk] i.
sarhoşluktan/alkol krizi esnasında görülen halüsinasyon pink elephants i.
sarhoşluktan/alkol krizi esnasında görülen halüsinasyon pink spiders i.
sarhoşluktan/alkol krizi esnasında görülen halüsinasyon pink spiders i.
sık görülen/normal bir şey olmak be (only) to be expected f.
yalnız kalmaları uygunsuz olarak görülen genç çifte eşlik eden üçüncü kişi olmak pick gooseberry [obsolete] f.
benzersiz/nadir görülen türde (bir şey) (something) in a million expr.
benzersiz/nadir görülen türde (biri) (someone) in a million expr.
benzersiz/nadir görülen türde bir ... a … in a million expr.
Formal
feodal avrupa gibi bazı toplumlarda görülen şeref kanunu honor i.
Trade/Economic
belirli bir iş için ödenen ücretler arasında birden fazla fabrika ve müeessede görülen farklar wage differentials i.
fiyatlarda görülen dalgalanma volatility i.
görülen iş turnover i.
gözle görülen hasar apparent damage i.
kalite kontrolü için alınan mal partileri arasında görülen değişme batch variation i.
kağıt üzerinde kurulmuş görülen şirket paper company i.
kayıtlarda görülen değerlerin gerçekte sahip olunandan yüksek olması book surplus i.
mevcut şartlarda fiyatlanamayan ve bankaların bilançolarında zehirli atık olarak görülen kredi toxic debt i.
Law
temyiz mahkemesi tarafından aşırı görülen tazminatın bir kısmının davalıya geri ödenmesi kararı remittitur i.
acele görülen adalet summary justice i.
birlikte görülen davalar joined cases i.
denizcilik mahkemesince görülen dava admiralty action i.
görülen dava pending action i.
ilk bakışta haklı görülen dava prima facie case i.
tanığı geçersiz kılmak için görülen tek seferlik adli işlem reprobator [scotland] i.
hukukla yönetilmeyen bir mahkemenin başı olan charles lynch tarafından 1780'de acele görülen adalet lynch's law i.
görülen davayla tamamen uyumlu içtihat on all fours i.
askeri mahkemede görülen (dava) court martialed s.
mahkeme sonrası görülen posttrial s.
Politics
insan hakları ve ana hürriyetlerin korunmasına dair sözleşmeye sözleşmeyle ön görülen takip mekanizmasının yeniden yapılanmasına ilişkin ek 11. protokol protocol no. 11 to the convention for the protection of human rights and fundamental freedoms restructuring the control machinery established thereby i.
uygun görülen deemed appropriate i.
solcu, özgürlükçü ve politik doğrucu olarak görülen the guardian okuru guardian reader [uk] i.
solcu, özgürlükçü ve politik doğrucu olarak görülen the guardian okuru guardianista [uk] i.
yalnızca kısa vadede gerçekleşmesi mümkün görülen hedefler için çalışan siyasi parti üyesi possibilist i.
Industry
iplik veya kumaşta görülen siyah leke mote i.
istihdam yerine geçici yerleştirme için uygun görülen aday placeable i.
Technical
elektrolitli pillerin çalışması sırasında anotta görülen ince bir kızarma galvanoluminescence i.
gözle görülen kusurların tayini determination of visible defects i.
kömür madenlerinde zehirli gaz olarak görülen karbon monoksit white damp i.
yumurta sarısında görülen bir protein vitellin i.
(kristalografide) dikdörtgen kristallerde görülen oktahedral bir piramit formu zirconoid i.
manyetik fırtınaların şiddetli aşamalarında görülen ciddi radyo sinyali kaybı blackout i.
kısa ve güçlü bir darbe sonrası valflerde görülen geçici hassasiyet kaybı blackout i.
deri üzerinde görülen elajik asit tortusu bloom i.
top ile homeomorfik olup iki alt boyutlu topun ürünü olarak görülen topolojik uzay handle i.
porselen veya cam eşyalarda görülen spiral veya dairesel kusur wreath i.
iki eksenli kristale mikroskopla bakıldığında görülen koyu renkli fırça şeklinde alan brush i.
uçaksavar mermi patladıktan sonra görülen duman: kozmik ışın veya partiküllerin neden olduğu yoğun iyonlaşma burst i.
metalde görülen bir tür toplu delokalize elektron salınımı plasmon i.
volkanik kayaçlarda kahverengi veya yeşil katmanlı kitleler halinde görülen bir enstatit schiller spar i.
(camda görülen) tohum izi skim i.
pusula kartı üzerinden görülen ufuk bölümü point i.
birlikte görülen coactive s.
Computer
bir portalın çogu web sitesi üzerinde görülen bileşenlerinin her biri portlet i.
video sinyalinde siyah/gri/beyaz olarak görülen bilgi luma i.
yazı tipi boyutu çok küçük olduğunda ekranda gri çizgiler şekilde görülen kelimeler greeked text i.
Television
aydınlanmış tv ekranında işaret olmadığı zaman görülen beyaz çizgiler raster i.
(ekranın köşesinde görülen) televizyon kanalı işareti bug i.
Textile
özellikle denizci pantolonlarında görülen önden sarkan geniş parça fall i.
kadın ayakkabılarında görülen yüksek ve öne eğimli bir topuk modeli french heel i.
Architecture
güney italya'da görülen konik çatılı taş bina stili trullo i.
eskiden iskoçya'nın dağlık bölgelerinde ve adalarında görülen, çimen ve topraktan yapılan bir ev tipi black house [scotland] i.
yüzey araştırmasında önemli görülen noktaya yerleştirilen dayanıklı işaret hub i.
19 yüzyıl mimarisinde görülen gotik dokunuşların yeniden görünürlük kazanması revival i.
19. yüzyılın ortasında görülen mimari bir tarz louis xvi revival i.
orta çağ kiliselerinde yaygın görülen özgün bir pencere tasarımı low side window i.
hindistan'ın orta çağ tapınak mimarisinde görülen kule shikara i.
hindistan'ın orta çağ tapınak mimarisinde görülen kule sikhara i.
hindistan'ın orta çağ tapınak mimarisinde görülen kule sikar i.
17. ve 18. yüzyıl fransası'nın eyaletlerindeki mimaride veya mobilyalarda görülen tarz french provincial i.
Construction
(göl üstü yerleşim yerlerinde görülen) yığınlı yapı pilework i.
Furniture
on yedinci yüzyıl mobilyalarında görülen büyük ters bir mobilya ayağı ball foot i.
on sekizinci yüzyılın sonunda ingiltere ve abd'nin kırsal kesimlerinde görülen bir mobilya tarzı country chippendale i.
on yedinci yüzyıl fransız mobilyalarında görülen kakma türü süslemelerle ilgili boulle s.
Aeronautic
uçaksavar mermi patladıktan sonra görülen duman burst i.
uçakta görülen sürükleme kuvveti parasite resistance i.
Marine
fırtınadan sonra görülen uzun tepeli büyük dalga roller i.
güvertenin seviyesinde görülen batma veya yükselme fall i.
suda görülen kabarma floodtide i.
bahama adaları'nda yaygın görülen bir yelkenli sharpshooter i.
Mining
bazı değerli taşlarda görülen optik yansıma etkisi aventurescence i.
camsı volkanik kayalarda görülen küçük kristal şekiller belonite i.
ingiltere'de görülen bir kil demir taşı türü blond metal i.
feldispat mineralinin nadir görülen doğal polimorfu paracelsian i.
kuvvetli ışık altında bakıldığında kızıl yansımalar görülen, yarı saydam ve mavimsi beyaz (taş) girasol s.
kuvvetli ışık altında bakıldığında kızıl yansımalar görülen, yarı saydam ve mavimsi beyaz (taş) girasole s.
kuvvetli ışık altında bakıldığında kızıl yansımalar görülen, yarı saydam ve mavimsi beyaz (taş) girosol s.
Medical
ameliyat sonrasında görülen komplikasyonlar postoperative complications i.
astım atakları sırasında görülen subkütan amfizem subcutaneous emphysema during asthmatic attacks i.
ateşli hastada görülen yüz kızarıklığı hectic flush i.
ayaklarda görülen kırmızı şişlikler erythema nodosum i.
bebeklerde görülen saçlı derideki yağ bezlerinin aşırı ifrazına bağlı kabuklarla belirgin durum honeycomb disease i.
bebeklerde görülen saçlı derideki yağ bezlerinin aşırı ifrazına bağlı kabuklarla belirgin durum crusta lactea i.
bebeklerde görülen bir tür böbrek kaynaklı tümör congenital mesoblastic nephroma i.
bebeklerde görülen saçlı derideki yağ bezlerinin aşırı ifrazına bağlı kabuklarla belirgin durum cradle cap i.
bebeklerde görülen saçlı derideki yağ bezlerinin aşırı ifrazına bağlı kabuklarla belirgin durum neonatal seborrhoeic dermatitis i.
bebeklerde görülen saçlı derideki yağ bezlerinin aşırı ifrazına bağlı kabuklarla belirgin durum milk crust i.
bebeklerde görülen saçlı derideki yağ bezlerinin aşırı ifrazına bağlı kabuklarla belirgin durum infantile seborrhoeic dermatitis i.
başlangıç tanısında en sık görülen semptom most frequent symptom at initial diagnosis i.
çeşitli göz hareket bozuklukları içeren ve pineal tümörlerde görülen semptom kompleksi parinaud’s syndrome i.
çocukluk çağlarında görülen bir karaciğer tümörü hepatoblastoma i.
çoçukluk çağında görülen otonom sinir sistemi tümörü neuroblastoma i.
çocuklarda sık görülen bir sorun a frequent problem in children i.
cüzamda görülen granülomatöz deri kabarmaları lepromata i.
dudak sesleriyle görülen konuşma bozukluğu labialism i.
diyaliz esnasında sıklıkla görülen komplikasyon hipotansiyon intradialytic i.
ender görülen bir keratinizasyon bozukluğu an uncommon disorder of keratinization i.
en sık görülen kanser türü the most frequent type of cancer i.
ender görülen tümörler rarely seen tumors i.
genelde doğu avrupa'daki yahudi kökenli kişilerde görülen bir hastalık tay-sachs disease i.
genelde golf oyuncularında görülen humerusun içyan epikondil periostu ve ön kol fleksör kaslarının iltihabı ile belirgin ağrılı durum medial epicondylitis i.
genelde golf oyuncularında görülen humerusun içyan epikondil periostu ve ön kol fleksör kaslarının iltihabı ile belirgin ağrılı durum golfer’s elbow i.
hastalığın seyri boyunca görülen sorunlar problems during the course of a disease i.
hayvanlarda görülen bulaşıcı hastalıkları ve salgınları konu alan bilim dalı epizoology i.
hayvanlarda görülen hastalık zoonotic disease i.
hamilelerde görülen unutkanlık momnesia i.
ince bağırsağın en sık görülen doğumsal bozukluğu most common congenital abnormality of the gastrointestinal tract i.
ikinci sıklıkta görülen malign germ hücreli tümörler the second most common form of malignant germ cell tumors i.
ineklerde görülen meme iltihabı garget i.
ileri evre meme kanserinde görülen meme cildinin içeri çekilmesi hali peau d’orange i.
kan serumunda görülen yağ zerreciği chylomicron i.
kalbin elektrik sisteminde görülen bir bozukluk long qt syndrome i.
kadınlarda aybaşı (mens) öncesi görülen şişkinlik aşırı yemek yeme arzusu ve meme hassasiyeti gibi belirtiler moliminal symptoms i.
kemoterapi ve radyoterapiden sonra beynin beyaz cevherinde görülen hasar leukoencephalopathy i.
koyunlarda görülen kronik akciğer hastalığı jaagsiekte i.
kolonda görülen crohn hastalığı granulomatous enteritis i.
nadir görülen tümörler rarely seen tumours i.
nadir görülen püstüler bir dermatoz a rare pustular dermatosis i.
nadir görülen klinik bir tablo an uncommon clinical picture i.
nadir görülen lezyonlar rarely encountered lesions i.
nadir görülen hastalık rarely encountered disease i.
nadir görülen bir infeksiyon hastalığı a rare infectious disease i.
milyonda bir görülen bir hastalık one-in-a-million disease i.
nadir görülen bir bulgu a rare finding i.
nadir görülen yumuşak doku tümörü rare soft tissue tumor i.
nadir görülen bir sendrom a rare syndrome i.
nadir görülen bir deri tümörü an uncommon skin tumor i.
nadir görülen nöromüsküler hastalık rare neuromuscular disease i.
nadir görülen klinik bir tablo a rare clinical picture i.
nadir görülen nöroendokrin tümör a rare neuroendocrine tumor i.
nadir görülen bir deri tümörü a rare skin tumor i.
nadir görülen bir genodermatoz a rare genodermatosis i.
nadiren görülen, sporadik, apokrin ter bezi retansiyonu sonucu oluşan, kaşıntılı, foliküler papüllerle karakterize bir dermatoz fox-fordyce disease i.
nadir görülen hastalık orphan disease i.
nadir görülen herediter refrakter anemi rare hereditary refractory anemia i.
nadir görülen bir komplikasyon rarely encountered complication i.
nadir görülen konjenital anomali rarely seen congenital anomaly i.
nadir görülen hastalık rare disease i.
migren ve epilepsi vakalarında görülen ve duyuları etkileyen belirti aura i.
nadir görülen otozomal resesif geçişli bir doğumsal metabolizma rahatsızlığı a rare autosomal recessive disorder of inborn errors of metabolism i.
mukopolisakarit metabolizmasındaki bozukluklara bağlı olan ve az görülen kalıtsal bir yüz bozukluğu hastalığı gargoylism i.
meksika ve diğer latin amerika ülkelerinde görülen tifo ya da tifüse benzer bir hastalık tabardillo i.
organda görülen aşırı büyüme dysgeneses i.
orifisler çevresinde görülen ekzematize lezyonlar periorificial eczematous lesions i.
Normal gözün iris tabakası periferinde görülen bağ doku birikimi ile karakterize küçük beyaz/grimsi/kahverengi lekeler brushfield spot i.
penil üretranın nadir görülen bir doğumsal bozukluğu a rare congenital malformation of penile urethra i.
portakal kabuğu (ileri evre meme kanserinde görülen meme cildinin içeri çekilmesi hali) peau d’orange i.
parkinson hastalığında görülen kas gerginliği cogwheel rigidity i.
saçlı deride görülen seboreik dermatit honeycomb disease i.
saçlı deride görülen seboreik dermatit neonatal seborrhoeic dermatitis i.
sabahları görülen matutinal i.
retinoblastoma tümörlerinde görülen gözde beyaz leke retinoblastoma leukocoria i.
saçlı deride görülen seboreik dermatit crusta lactea i.
saçlı deride görülen seboreik dermatit infantile seborrhoeic dermatitis i.
resesif geçiş gösteren ender görülen bir hastalık a rare recessively inherited syndrome i.
saçlı deride görülen seboreik dermatit cradle cap i.
saçlı deride görülen seboreik dermatit milk crust i.
sık görülen hastalıklar frequent diseases i.
seyrek görülen hastalıklar rare diseases i.
seyrek görülen hastalık rare disease i.
seyrek görülen hastalık orphan disease i.
seyrek görülen bir hastalık a rare disease i.
serebellar hipoplazi ile birlikte görülen okronosis ochronosis with cerebellar hypoplasia i.
şüpheli servikal lezyon görülen hasta patient with suspicious cervical lesion i.
tiroit bezi hastalıklarında görülen göz ve orbita değişiklikleri ophthalmopathy i.
torakotomi sonrası görülen klinik tablo postthoracotomy syndrome i.
yeni görülen virus emerging virus i.
yalnız erkeklerde görülen kanama istidadı hemophilia i.
yeni görülen enfeksiyon emerging infection i.
yeni görülen virüs emerging virus i.
yalnız erkeklerde görülen kanama istidadı haemophilia i.
yetersiz beslenme nedeniyle genellikle çocuklarda görülen bir hastalık kwashiorkor i.
fabrikalarda çalışan çocuklarda görülen bir çarpık bacak türü factory leg i.
ateş ve gut nöbetlerinin bitiminde idrarda görülen kiremit tozuna benzer tortu lateritious sediment i.
özellikle dirsek ve dizlerde görülen yaygın ksantomlar cholesterosis cutis i.
genellikle bebeklerde görülen rastgele veya nonspesifik yanıtlar mass action i.
akalazya hastalarının yemek borularının alt kısmında görülen aşırı genişleme megaesophagus i.
el yumruk yapıldığında görülen parmak eklemi metacarpophalangeal joint i.
orta lob bronşundaki basıya bağlı olarak sağ akciğerin orta lobunda kronik pnömoniyle görülen atelektazi middle lobe syndrome i.
konjestif kalp yetmezliğinde görülen venöz reflü hepatojugular reflux i.
omuriliğin arka ve yan kısımlarında görülen, kas zayıflığı ve anormal ile karakterize skleroz hereditary spinal ataxia i.
hamileliğin genellikle ilk üç ayında görülen şiddetli ve inatçı kusma hyperemesis gravidarum i.
epilepsiyle birlikte görülen histeri hysteroepilepsy [obsolete] i.
ameliyat veya tedavi sonrasında görülen komplikasyon morbidity i.
genellikle frengiden kaynaklanıp ağız ve anüsün mukoza zarlarında görülen kabarık lezyonlar mucous patches i.
vücudun fizyolojik veya yapısal elemanlarında görülen dengesizlik dyscrasia i.
ateşliyken görülen tuhaf rüya fever dream i.
(hastalıkta, semptomlarda veya tedavide görülen) tıbbi değişiklik metabola i.
(hastalıkta, semptomlarda veya tedavide görülen) tıbbi değişiklik metabole i.
yaşlı kadınlarda görülen bir tür kamburluk dowager's hump i.
eksüda birikmesi görülen doku consolidation i.
parkinson hastalarında görülen istemsiz adım hızlanması festination i.
karın bölgesi yağının subkutan tabakasında görülen iltihaplanma panniculitis i.
göğüs kafesinde kaburga parçalarının kopması şeklinde görülen ağır zedelenme flail chest i.
organın duvarı boyunca görülen ülser perforated ulcer i.
birleşik devletler'in kuzeyinde ve batısında görülen kaşıntı rahatsızlığı prairie itch i.
birleşik devletler'in kuzeyinde ve batısında görülen kaşıntı rahatsızlığı swamp itch i.
esas kanamanın durmasından daha sonra görülen kanama secondary hemorrhage i.
genellikle yaşlılarda görülen bir kangren türü senile gangrene i.
kalbin sol ve sağ bölümlerinin arasındaki septumda görülen genetik abnormalite septal defect i.
alt bacaklarda görülen fil hastalığı podoconiosis i.
röntgen üzerinde görülen kemik kaynama hattı symphysis i.
yaygın görülen endemic s.
melanozda görülen melanoid s.
vücudu aynı tarafında görülen ipsilateral s.
vücudu aynı tarafında görülen ipselateral s.
vücudu aynı tarafında görülen ipsolateral s.
amputasyon sonrası görülen postamputation s.
adet sonrası görülen postmenstrual s.
ataksi öncesi görülen preataxic s.
Anatomy
burnun dışardan görülen kısmı nasus i.
birtakım amfibiler gibi bazı türlerin yumurtalarında görülen kalınlaşmış hücre zarı membrana striata i.
birtakım amfibiler gibi bazı türlerin yumurtalarında görülen kalınlaşmış hücre zarı striated membrane i.
birtakım amfibiler gibi bazı türlerin yumurtalarında görülen kalınlaşmış hücre zarı zona radiata i.
splenik arter kollarında görülen adenoid doku kitleleri malpighian corpuscles of the spleen i.
uyluk kemiğinin iç tarafının alt ucunda görülen kondil medial condyle i.
bazı sinir liflerinde görülen kılıf medulla i.
bazı hayvanlarda korakoidin ortasında görülen çıkıntı mesocoracoid i.
bazı hayvanlarda skapulanın ortasında görülen çıkıntı mesoscapula i.
kas liflerinde çift kırılma görülen diskleri oluşturan koyu renkli partikül disdiaclast i.
çizgili kas fibrilinin temel kasılma birimi olarak görülen çapraz katmanı sarcomere i.
bazı hayvanlarda skapulanın ortasında görülen çıkıntının önünde veya üzerinde bulunan kısım prescapula i.
protozoon ve rotiferde görülen koruyucu dış kabuk veya kın sheath i.
göz yuvasının üst bölümünde görülen kabartı superciliary ridge i.
kaş bölümünde görülen kabartı superciliary ridge i.
kaş bölümünde görülen kabartı supraorbital torus i.
bazı hayvanlarda görülen, kulaktaki kolumelanın üzengi kemiğini kolumelanın diğer kısımlarıyla birleştiren kısmı ile ilişkili mediostapedial s.
ana safra kanalında görülen choledochal s.
ana safra kanalında görülen choledoch s.
ön lobun arkasına doğru görülen postfrontal s.
Psychology
birlikte görülen rahatsızlıklar co-existing disorders i.
uyanık görülen canlı rüya wake initiated lucid dream i.
malezya ve endonezya'da görülen, şaşırma tepkisinin taklit ve tüm emirlere itaat etme gibi anormal davranışlara yol açtığı kültüre özgü bir bozukluk latah i.
uykuya dalmadan hemen önce görülen halüsinasyon benzeri görüntü hypnagogic image i.
erkeklerde görülen, karşı cinsteki ebeveyni sahiplenip kendi cinsinden olan ebeveyni saf dışı etme isteği oedipal complex i.
erkeklerde görülen, karşı cinsteki ebeveyni sahiplenip kendi cinsinden olan ebeveyni saf dışı etme isteği oedipus complex i.
uyanıkken rüya ve halüsinasyon görülen anormal bilinçlilik durumu oneirism i.
algısal alanda arka plan ile bu arka planda öne çıkan nesneler şeklinde görülen ayrım figure-ground phenomenon i.
(çocuk cinselliğinde görülen) sapkın erotizm ile ilgili polymorphous perverse s.
(çocuk cinselliğinde görülen) sapkın erotizm sergileyen polymorphous perverse s.
Mental Health
başkalarına zarar verip tedavi ederek duygusal tatminini sağlayan bireylerde görülen ruhsal bozukluk munchausen's syndrome by proxy i.
Physiology
sinir hücresi veya kas plazma membranının içi ile dışı arasındaki elektrik yükü farklılığında görülen kayıp depolarization [us] i.
sinir hücresi veya kas plazma membranının içi ile dışı arasındaki elektrik yükü farklılığında görülen kayıp depolarisation [uk] i.
vücudun herhangi bir yerinde görülen sempatik sinir sistemi etkisi deuteropathia i.
genellikle morumsu doğum lekesi olarak görülen bir tür hemanjiom port wine stain i.
genellikle morumsu doğum lekesi olarak görülen bir tür hemanjiom port-wine stain i.
genellikle morumsu doğum lekesi olarak görülen bir tür hemanjiom port-wine mark i.
Pathology
mezotel dokuda görülen kötü huylu tümör celiothelioma i.
mezotel dokuda görülen kötü huylu tümör mesothelioma i.
yenidoğanın kafa derisi altında görülen, doğum esnasında baskıdan kaynaklı kan toplanması cephalhematoma i.
yenidoğanın kafa derisi altında görülen, doğum esnasında baskıdan kaynaklı kan toplanması cephalohematoma i.
rahim boynunda genellikle zararsız doku büyümesi şeklinde görülen tümörler cervical polyps i.
panama'nın chagres nehri bölgesinde görülen sıtma ateşi chagres fever i.
çocuklarda görülen bir tür alerjik deri hastalığı red gum i.
ince bağırsak ve çevresinde görülen iltihabi bir hastalık regional ileitis i.
genellikle yeterince pişirilmemiş et veya balık yendiğinde görülen parazitik tenya kaynaklı bağırsak enfeksiyonu tapeworm infection i.
özellikle yaşlı erkeklerde görülen gece çok sık idrara kalkma hastalığı nocturia i.
kısa boy, düşük kulaklar ve normalin altında üretkenlik gibi belirtileri olan, sadece erkeklerde görülen bir hastalık noonan's syndrome i.
bilhassa yaşlı erkeklerde görülen geceleri çok sık idrara çıkma bozukluğu nycturia i.
anne karnında veya doğumda bağımlılık yapan ilaçlara maruz kalmış bebekte görülen şiddetli ağlama, titreme, ateş, terleme ve kusma gibi yoksunluk semptomları neonatal abstinence syndrome i.
meksika, orta ve güney amerika'da görülen, cilt ve mukozada yaralar meydana getiren bir layşmanyaz new world leishmaniasis i.
sıklıkla testislerde görülen kötü huylu tümör teratocarcinoma i.
kadınlarda görülen, zihinsel gerilik, davranışsal bozukluklar ve dismenore ile karakterize bir kromozom defekti tetra-x syndrome i.
kas sertliği ile ayırt edilen, nadir görülen doğumsal bir myotoni formu thomsen's disease i.
trombositlerin normal pıhtı üretemediği, nadir görülen bir otozomal resesif hastalık thrombasthenia i.
bazı sinirsel bozukluklarda görülen sendelemeli yürüyüş titubation i.
tropikal bölgelerde görülen kronik bir absorpsiyon bozukluğu tropical sprue i.
tropikal bölgelerde görülen kronik bir absorpsiyon bozukluğu psilosis i.
tropikal bölgelerde görülen kronik bir absorpsiyon bozukluğu sprue i.
kronik alkol bağımlılığının son safhalarında görülen bunama alcohol amnestic disorder i.