Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
burst
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"burst"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 85 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
burst
i.
patlak
2
Yaygın Kullanım
burst
f.
patlamak
General
3
Genel
burst
i.
ileri atılma
4
Genel
burst
i.
açılma
5
Genel
burst
i.
yarık
6
Genel
burst
i.
çatlama
7
Genel
burst
i.
infilak
8
Genel
burst
i.
hamle
9
Genel
burst
i.
atış
10
Genel
burst
i.
patlama
11
Genel
burst
i.
patlayış
12
Genel
burst
i.
parlama
13
Genel
burst
i.
çakma
14
Genel
burst
i.
patlatma
15
Genel
burst
i.
tufan
16
Genel
burst
f.
atılmak
17
Genel
burst
f.
fışkırmak
18
Genel
burst
f.
fırlamak
19
Genel
burst
f.
infilak etmek
20
Genel
burst
f.
patlatmak
21
Genel
burst
f.
aniden açmak
22
Genel
burst
f.
çatlamak
23
Genel
burst
f.
ortaya çıkmak
24
Genel
burst
f.
patlak vermek
25
Genel
burst
f.
patlamak
26
Genel
burst
f.
patlama yapmak
27
Genel
burst
f.
şişip çatlamak
28
Genel
burst
f.
patlatmak (lastik/balon vb'ni)
29
Genel
burst
f.
gerilim sonucu kırılmak
30
Genel
burst
f.
(çıban) patlayıp boşalmak
31
Genel
burst
f.
(özellikle kılıç gibi el silahları) çarparak parçalanmak
32
Genel
burst
f.
taşmak
33
Genel
burst
f.
bir anda ortaya çıkmak
34
Genel
burst
f.
bir anda ortadan kaybolmak
35
Genel
burst
f.
ani bir değişikliğe uğramak
36
Genel
burst
f.
güçlenmek
37
Genel
burst
f.
parlaklaşmak
38
Genel
burst
f.
çiçek açmak
39
Genel
burst
f.
açılmak
40
Genel
burst
f.
(kapı) zorlayarak açmak
41
Genel
burst
f.
patlatarak açmak
42
Genel
burst
f.
ağzına kadar dolu olmak
43
Genel
burst
f.
dolup taşmak
44
Genel
burst
f.
ani bir başlangıç yapmak
45
Genel
burst
f.
dalmak
46
Genel
burst
s.
patlamış
47
Genel
burst
s.
patlak
48
Genel
burst
s.
gerilim nedeniyle kırılmış
Irregular Verb
49
Irregular Verb
burst
f.
burst - burst
Colloquial
50
Konuşma Dili
burst
i.
hırsızlık
51
Konuşma Dili
burst
i.
soygun
52
Konuşma Dili
burst
f.
(birinin) hayallerini/umutlarını yıkmak
53
Konuşma Dili
burst
f.
(birini) rüyasından/hayallerinden uyandırmak
54
Konuşma Dili
burst
f.
(birini) gerçeğe döndürmek
Advertising
55
Reklam
burst
i.
flash yazı
Technical
56
Teknik
burst
i.
gaz iyonlaşması
57
Teknik
burst
i.
otomatik tüfeğin seri olarak ateş etmesi
58
Teknik
burst
i.
patlama sonucu
59
Teknik
burst
i.
patlayan boruda kalan hasar
60
Teknik
burst
i.
uçaksavar mermi patladıktan sonra görülen duman: kozmik ışın veya partiküllerin neden olduğu yoğun iyonlaşma
61
Teknik
burst
i.
radyo dalgalarının sinyal gücündeki ani artış
62
Teknik
burst
i.
kozmik ışın veya partiküllerin neden olduğu yoğun iyonlaşma
63
Teknik
burst
i.
radyo dalgalarının sinyal gücündeki ani artış
64
Teknik
burst
f.
ayrılmak
65
Teknik
burst
f.
patlamak
66
Teknik
burst
f.
yarılmak
Computer
67
Bilgisayar
burst
i.
çoğuşma
68
Bilgisayar
burst
i.
kağıt ayırma
69
Bilgisayar
burst
f.
kağıt ayırmak
70
Bilgisayar
burst
s.
tekil
Informatics
71
Bilişim
burst
f.
kağıt ayırmak
Automotive
72
Otomotiv
burst
i.
lastik patlaması
Aeronautic
73
Havacılık
burst
i.
uçaksavar mermi patladıktan sonra görülen duman
Linguistics
74
Dilbilim
burst
i.
patlama
Environment
75
Çevre
burst
i.
aniden patlama
76
Çevre
burst
i.
arıza
77
Çevre
burst
i.
hızlanma
78
Çevre
burst
s.
patlak
Geology
79
Jeoloji
burst
i.
püskürme
Military
80
Askeri
burst
i.
infilak
81
Askeri
burst
i.
seri atış
82
Askeri
burst
i.
yaylım ateşi
Sport
83
Spor
burst
i.
bir tür bilardo oyununda kırk birden fazla puan alma
84
Spor
burst
f.
bir tür bilardo oyununda kırk birden fazla puan almak
Slang
85
Argo
burst
i.
tutuklama
"burst"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 476 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
low order burst
i.
yavaş paralanma
2
Genel
pipe burst
i.
boru patlaması
3
Genel
burst of applaud
i.
alkış tufanı
4
Genel
demand burst
i.
talep patlaması
5
Genel
burst of laughter
i.
birden kahkaha atma
6
Genel
burst-up
i.
alem
7
Genel
burst-up
i.
batma
8
Genel
burst-up
i.
patlama
9
Genel
burst-up
i.
cümbüş
10
Genel
burst-up
i.
infilak
11
Genel
burst of emotion
i.
duygu patlaması
12
Genel
burst of rage
i.
öfke patlaması
13
Genel
burst of anger
i.
öfke patlaması
14
Genel
burst [uk]
i.
eğlence
15
Genel
burst [uk]
i.
alem
16
Genel
burst out
f.
söyleyivermek
17
Genel
burst with
f.
coşmak
18
Genel
burst out crying
f.
birden ağlamaya başlamak
19
Genel
burst in
f.
söyleyivermek
20
Genel
burst with impatience
f.
çatlamak
21
Genel
burst into anger
f.
harlamak
22
Genel
burst inward
f.
birden içeriye girmek
23
Genel
burst a sewer
f.
lağım patlamak
24
Genel
burst up
f.
iflas etmek
25
Genel
burst up
f.
batmak
26
Genel
burst out
f.
haykırmak
27
Genel
burst forth
f.
açılmak
28
Genel
burst into
f.
aceleyle girmek
29
Genel
burst into laughter
f.
makaraları koyuvermek
30
Genel
burst in
f.
haykırmak
31
Genel
be ready to burst with anger
f.
hırsından çatlamak
32
Genel
burst out
f.
birden başlamak
33
Genel
burst into tears
f.
birden ağlamaya başlamak
34
Genel
burst into laughter
f.
kahkahayı koyuvermek
35
Genel
make burst
f.
patlatmak
36
Genel
burst into flames
f.
tutuşmak
37
Genel
burst upon
f.
yarıda kesmek
38
Genel
burst on
f.
birden hücum etmek
39
Genel
burst in upon
f.
pat diye girmek
40
Genel
burst into flames
f.
alev almak
41
Genel
burst inbud
f.
tomurcuklanmak
42
Genel
burst into laughter
f.
kahkaha atmak
43
Genel
burst out
f.
patlak vermek
44
Genel
burst in upon
f.
atılmak
45
Genel
burst in on
f.
pat diye girmek
46
Genel
burst into laughter
f.
kahkahayı basmak
47
Genel
burst into bud
f.
tomurcuklanmak
48
Genel
burst into tears
f.
gözyaşlarına boğulmak
49
Genel
burst into tears
f.
gözlerinden yaş boşanmak
50
Genel
burst into tears
f.
gözyaşlarını tutamamak
51
Genel
burst out laughing
f.
kahkahayı basmak
52
Genel
burst out laughing
f.
kahkahayı patlatmak
53
Genel
burst out laughing
f.
gülmekten kırılmak
54
Genel
burst out laughing
f.
gülmekten çatlamak
55
Genel
burst with curiosity
f.
meraktan çatlamak
56
Genel
burst into loud laughter
f.
kahkahalar atmak
57
Genel
burst into loud laughter
f.
kahkahalarla gülmek
58
Genel
burst into loud laughter
f.
kahkahaya boğulmak
59
Genel
the sales burst
f.
satış patlamak
60
Genel
burst in on
f.
yarıda kesmek
61
Genel
burst into
f.
birden -e başlamak
62
Genel
burst into
f.
-e boğulmak
63
Genel
burst with anger
f.
öfkeden köpürmek
64
Genel
burst with anger
f.
çok öfkelenmek
65
Genel
burst with anger
f.
çok sinirlenmek
66
Genel
burst with anger
f.
sinirden köpürmek
67
Genel
burst with anger
f.
küplere binmek
68
Genel
burst the tyre
f.
lastiği patlatmak
69
Genel
burst the tire
f.
lastiği patlatmak
70
Genel
burst inward
f.
içeriye patlamak
71
Genel
burst into prominence
f.
ön plana çıkmak
72
Genel
burst into prominence
f.
şöhret kazanmak
73
Genel
drink until burst
f.
çatlayana kadar içmek
74
Genel
burst [obsolete]
f.
kırmak
Phrasals
75
Öbek Fiiller
burst upon (one)
f.
birden aklına gelmek/akıl etmek
76
Öbek Fiiller
burst upon (one)
f.
aklında/zihninde bir fikir belirivermek
77
Öbek Fiiller
burst on (one)
f.
birden aklına gelmek/akıl etmek
78
Öbek Fiiller
burst on (one)
f.
aklında/zihninde bir fikir belirivermek
79
Öbek Fiiller
burst in
f.
sözü/lafı/işi kesmek
80
Öbek Fiiller
burst in
f.
sözü/lafı/işi bölmek
81
Öbek Fiiller
burst in
f.
sözün/lafın/işin arasına girmek/atlamak
82
Öbek Fiiller
burst in
f.
söze/lafa/işe karışmak
83
Öbek Fiiller
burst in
f.
söz/laf arasına atılmak
84
Öbek Fiiller
burst in
f.
zorla içeri girmek
85
Öbek Fiiller
burst in
f.
kapıyı kırarak içeri girmek
86
Öbek Fiiller
burst in (to some place)
f.
odaya pat diye girmek/dalmak
87
Öbek Fiiller
burst in (to some place)
f.
içeri dalmak
88
Öbek Fiiller
burst in (to some place)
f.
birden/kapıyı çalmadan/münasebetsizce içeri girmek
89
Öbek Fiiller
burst out
f.
fışkırmak
90
Öbek Fiiller
burst out
f.
aniden ve hızla akmak/gelmek
91
Öbek Fiiller
burst out
f.
fırlamak
92
Öbek Fiiller
burst out
f.
hızla dışarı çıkmak
93
Öbek Fiiller
burst out
f.
aniden bulunduğu yerden ayrılmak
94
Öbek Fiiller
burst out
f.
birdenbire/aniden (bir şey) yapmaya başlamak
95
Öbek Fiiller
burst out
f.
(giysi) küçük gelmek
96
Öbek Fiiller
burst out
f.
(giysi) içine sığmamak
97
Öbek Fiiller
burst out
f.
karnı/göbeği (giysiden) fırlamak
98
Öbek Fiiller
burst out
f.
birden bağırmak
99
Öbek Fiiller
burst out
f.
aniden yüksek sesle konuşmak
100
Öbek Fiiller
burst out (of something)
f.
fırlamak
101
Öbek Fiiller
burst out (of something)
f.
hızla dışarı çıkmak
102
Öbek Fiiller
burst out (of something)
f.
aniden bulunduğu yerden ayrılmak
103
Öbek Fiiller
burst out (of something)
f.
(giysi) küçük gelmek
104
Öbek Fiiller
burst out (of something)
f.
içine sığmamak
105
Öbek Fiiller
burst out (of something)
f.
karnı/göbeği (giysiden) fırlamak
106
Öbek Fiiller
burst out doing something
f.
birdenbire/aniden (bir şey) yapmaya başlamak
107
Öbek Fiiller
burst out
f.
patlamak
108
Öbek Fiiller
burst out
f.
infilak etmek
109
Öbek Fiiller
burst out with (something)
f.
birdenbire/aniden yüksek sesle (bir şeyi) dile getirmek
110
Öbek Fiiller
burst out with (something)
f.
birdenbire/aniden yüksek sesle bir ses çıkarmak
111
Öbek Fiiller
burst out with (something)
f.
feryadı basmak
112
Öbek Fiiller
burst out with (something)
f.
yaygara koparmak
113
Öbek Fiiller
burst out with (something)
f.
yaygarayı basmak
114
Öbek Fiiller
burst out with (something)
f.
çığlık atmak/koparmak/basmak
115
Öbek Fiiller
burst out with (something)
f.
yaygarayı basmak
116
Öbek Fiiller
burst out with something
f.
birdenbire/aniden yüksek sesle (bir şeyi) dile getirmek
117
Öbek Fiiller
burst out with something
f.
birdenbire/aniden yüksek sesle bir ses çıkarmak
118
Öbek Fiiller
burst out with something
f.
feryadı basmak
119
Öbek Fiiller
burst out with something
f.
yaygara koparmak
120
Öbek Fiiller
burst out with something
f.
yaygarayı basmak
121
Öbek Fiiller
burst out with something
f.
çığlık atmak/koparmak/basmak
122
Öbek Fiiller
burst out with something
f.
yaygarayı basmak
123
Öbek Fiiller
burst on someone
f.
birinin birden aklına gelmek
124
Öbek Fiiller
burst on someone
f.
birinin aklında birden bir fikir belirivermek
125
Öbek Fiiller
burst upon someone
f.
birinin birden aklına gelmek
126
Öbek Fiiller
burst upon someone
f.
birinin aklında birden bir fikir belirivermek
127
Öbek Fiiller
burst into (some place)
f.
(bir yere) zorla girmek
128
Öbek Fiiller
burst into (some place)
f.
(bir yere) kapıyı zorlayarak girmek
129
Öbek Fiiller
burst into (something)
f.
açmak
130
Öbek Fiiller
burst into (something)
f.
çiçek açmak
131
Öbek Fiiller
burst into (something)
f.
çiçeklenmek
132
Öbek Fiiller
burst into (something)
f.
(bir şeye) boğulmak
133
Öbek Fiiller
burst into (something)
f.
bir anda (bir şey) yapmaya başlamak
134
Öbek Fiiller
burst into (something)
f.
(bir şey) içinde kalmak
135
Öbek Fiiller
burst into (something)
f.
bir anda (bir şeye) teslim olmak
136
Öbek Fiiller
burst out doing
f.
birdenbire/aniden yapmaya başlamak
137
Öbek Fiiller
burst out into
f.
açmak
138
Öbek Fiiller
burst out into
f.
çiçek açmak
139
Öbek Fiiller
burst out into
f.
çiçeklenmek
140
Öbek Fiiller
burst out into (something)
f.
açmak
141
Öbek Fiiller
burst out into (something)
f.
çiçek açmak
142
Öbek Fiiller
burst out into (something)
f.
çiçeklenmek
143
Öbek Fiiller
burst out into (something)
f.
(bir şeye) boğulmak
144
Öbek Fiiller
burst out into (something)
f.
bir anda (bir şey) yapmaya başlamak
145
Öbek Fiiller
burst out into (something)
f.
(bir şey) içinde kalmak
146
Öbek Fiiller
burst out into (something)
f.
bir anda (bir şeye) teslim olmak
147
Öbek Fiiller
burst out of (somewhere or something)
f.
(bir şeyden/bir yerden) fışkırmak
148
Öbek Fiiller
burst out of (somewhere or something)
f.
(bir şeyden/bir yerden) dışarı akmak
149
Öbek Fiiller
burst out of (somewhere or something)
f.
(bir şeyden/bir yerden) bir anda ortaya çıkmak
150
Öbek Fiiller
burst out of (somewhere or something)
f.
(bir şeyin/bir yerin) içinden/arkasından bir anda ortaya çıkmak
151
Öbek Fiiller
burst out of (somewhere or something)
f.
(bir şeyden/bir yerden) bir anda belirivermek
152
Öbek Fiiller
burst out of (somewhere or something)
f.
(bir şeyi/bir yeri) bir hışımla terk etmek
153
Öbek Fiiller
burst out of (somewhere or something)
f.
(bir şeyden/bir yerden) hızla dışarı çıkmak
154
Öbek Fiiller
burst out of (somewhere or something)
f.
(bir şeyden/bir yerden) aniden ayrılmak
155
Öbek Fiiller
burst out with
f.
feryadı basmak
156
Öbek Fiiller
burst out with
f.
yaygara koparmak
157
Öbek Fiiller
burst out with
f.
yaygarayı basmak
158
Öbek Fiiller
burst out with
f.
çığlık atmak/koparmak/basmak
159
Öbek Fiiller
burst through
f.
dalıp/delip geçmek
160
Öbek Fiiller
burst with
f.
ile dolmak
161
Öbek Fiiller
burst with
f.
(bir duyguyla) dolup taşmak
162
Öbek Fiiller
burst with
f.
(bir duygu) patlaması yaşamak
163
Öbek Fiiller
burst with
f.
ile içi içine sığmamak
164
Öbek Fiiller
burst with (an emotion)
f.
(bir duyguyla) dolmak
165
Öbek Fiiller
burst with (an emotion)
f.
(bir duyguyla) dolup taşmak
166
Öbek Fiiller
burst with (an emotion)
f.
(bir duygu) patlaması yaşamak
167
Öbek Fiiller
burst with (an emotion)
f.
(bir duygudan) içi içine sığmamak
168
Öbek Fiiller
burst with (an emotion)
f.
(bir duyguyla) coşmak
169
Öbek Fiiller
burst forth
f.
zincirlerinden kurtulmak
170
Öbek Fiiller
burst forth
f.
şiddetli veya gürültülü bir şekilde ortaya çıkmak
171
Öbek Fiiller
burst forth
f.
çiçek vermek
Phrases
172
İfadeler
truth burst in me
expr.
birden gerçeği anladım ki
173
İfadeler
the truth burst in upon me
expr.
birden gerçeği anladım ki
174
İfadeler
the truth burst upon me
expr.
birden gerçeği anladım ki
175
İfadeler
truth burst upon me
expr.
birden gerçeği anladım ki
Colloquial
176
Konuşma Dili
burst forth
f.
birden ortaya çıkmak
177
Konuşma Dili
burst forth
f.
birden önüne çıkmak
178
Konuşma Dili
burst into fits of rage
f.
küplere binmek
179
Konuşma Dili
burst forth
f.
pat diye önüne çıkmak
180
Konuşma Dili
ijbol (i just burst out laughing)
kısalt.
gülmekten yarıldım
181
Konuşma Dili
ijbol (i just burst out laughing)
kısalt.
kahkahaya boğuldum
Idioms
182
Deyim
last burst of fire
i.
son bir çaba/gayret
183
Deyim
a burst of applause
i.
alkış tufanı
184
Deyim
burst at the seams
i.
hıncahınç dolu
185
Deyim
last burst of fire
i.
son bir girişim
186
Deyim
last burst of fire
i.
son bir teşebbüs
187
Deyim
last burst of fire
i.
son bir deneme
188
Deyim
last burst of fire
i.
son bir kez deneme
189
Deyim
last burst of fire
i.
yenilmeden önceki son gayret/çaba
190
Deyim
last burst of fire
i.
son bir atılım
191
Deyim
last burst of fire
i.
son bir hamle
192
Deyim
burst open
f.
aniden açılmak/patlamak
193
Deyim
burst open
f.
yıkılarak/patlayarak açılmak
194
Deyim
burst open
f.
aniden açmak/patlatmak
195
Deyim
burst open
f.
yıkarak/patlatarak açmak
196
Deyim
burst (something) open
f.
aniden açmak/patlatmak
197
Deyim
burst (something) open
f.
yıkarak/patlatarak açmak
198
Deyim
burst (something) open
f.
aniden açılmak/patlamak
199
Deyim
burst (something) open
f.
yıkılarak/patlayarak açılmak
200
Deyim
burst into flames
f.
alev almak
201
Deyim
burst into flame
f.
alev almak
202
Deyim
burst a blood vessel
f.
burnundan solumak
203
Deyim
burst into sight
f.
belirmek
204
Deyim
burst onto the scene
f.
birdenbire ortaya çıkıvermek
205
Deyim
burst onto the scene
f.
bir anda ünlenmek
206
Deyim
burst onto the scene
f.
bir anda belirmek/ortaya çıkmak
207
Deyim
burst a blood vessel
f.
dinden imandan çıkmak
208
Deyim
burst a blood vessel
f.
çok çaba sarf etmek
209
Deyim
burst a blood vessel
f.
çok sinirlenmek
210
Deyim
burst through something
f.
dalıp/delip geçmek
211
Deyim
burst out into blossom
f.
çiçek açmak
212
Deyim
burst somebody's bubble
f.
hayallerini yıkmak
213
Deyim
burst with pride
f.
gururdan göğsü kabarmak
214
Deyim
burst the bubble
f.
hayallerini yıkmak
215
Deyim
burst into sight
f.
görünmek
216
Deyim
burst a blood vessel
f.
her yolu denemek
217
Deyim
burst into laugh
f.
gülmekten kendini alamamak
218
Deyim
burst with excitement
f.
heyecanla dolu olmak
219
Deyim
burst with excitement
f.
heyecanla dolmak
220
Deyim
burst into sight
f.
görünmeye başlamak
221
Deyim
burst out crying
f.
göz yaşları sel olmak
222
Deyim
burst out crying
f.
gözyaşlarına boğulmak
223
Deyim
burst the bubble
f.
foyasını meydana çıkarmak
224
Deyim
burst the bubble of somebody
f.
hayallerini yıkmak
225
Deyim
burst into tears
f.
gözlerinden yaş boşanmak
226
Deyim
burst with pride
f.
gurur duymak
227
Deyim
burst someone's bubble
f.
hayallerini yıkmak
228
Deyim
burst with pride
f.
gurur dolu olmak
229
Deyim
burst with pride
f.
gururdan koltukları kabarmak
230
Deyim
burst upon the scene
f.
olay yerine gelmek/varmak
231
Deyim
burst into laugh
f.
kahkaha patlatmak
232
Deyim
burst into sight
f.
kendini göstermek
233
Deyim
burst on the scene
f.
olay yerine intikal etmek
234
Deyim
burst at the seams
f.
mahşer yeri gibi olmak
235
Deyim
burst a blood vessel
f.
öfkelenmek
236
Deyim
burst into laugh
f.
kahkahalara boğulmak
237
Deyim
burst into laughs
f.
kahkaya boğulmak
238
Deyim
burst a blood vessel
f.
küplere binmek
239
Deyim
burst upon the scene
f.
olay yerine intikal etmek
240
Deyim
burst on the scene
f.
olay yerine gelmek/varmak
241
Deyim
burst out into laughter
f.
kahkahalara boğulmak
242
Deyim
burst out laughing
f.
kahkahalara boğulmak
243
Deyim
burst with joy
f.
sevinç dolu olmak
244
Deyim
burst with joy
f.
sevinçten kabına sığamamak
245
Deyim
burst like a bubble
f.
sabun köpüğü gibi sönmek
246
Deyim
burst onto the scene
f.
şöhret olmak
247
Deyim
burst at the seams
f.
tıklım tıklım olmak
248
Deyim
burst a blood vessel
f.
tepesi atmak
249
Deyim
burst someone's bubble
f.
uykudan uyandırmak
250
Deyim
burst the bubble of somebody
f.
uykudan uyandırmak
251
Deyim
burst someone's bubble
f.
umutlarını köreltmek
252
Deyim
burst somebody's bubble
f.
umutlarını köreltmek
253
Deyim
burst onto the scene
f.
yırtık dondan çıkar gibi bitivermek
254
Deyim
burst out of somewhere
f.
(bir yerden) ortaya çıkmak
255
Deyim
burst somebody's bubble
f.
uykudan uyandırmak
256
Deyim
burst the bubble of somebody
f.
umutlarını köreltmek
257
Deyim
burst into sight at the horizon
f.
ufukta görünmek
258
Deyim
burst upon the scene
f.
bir anda ortaya çıkmak
259
Deyim
burst upon the scene
f.
hemen orada bitmek
260
Deyim
burst on the scene
f.
bir anda ün kazanmak
261
Deyim
burst on the scene
f.
bir anda tanınmak
262
Deyim
burst on the scene
f.
bir anda dikkatleri üzerine çekmek
263
Deyim
burst upon the scene
f.
bir anda ortaya çıkmak
264
Deyim
burst upon the scene
f.
hemen orada bitmek
265
Deyim
burst on the scene
f.
bir anda ün kazanmak
266
Deyim
burst on the scene
f.
bir anda tanınmak
267
Deyim
burst on the scene
f.
bir anda dikkatleri üzerine çekmek
268
Deyim
burst on the scene
f.
birden ünlü olmak/ün kazanmak
269
Deyim
burst on the scene
f.
bir anda tanınmak
270
Deyim
burst on the scene
f.
hızlı bir şekilde şöhret olmak
271
Deyim
burst upon the scene
f.
birden ünlü olmak/ün kazanmak
272
Deyim
burst upon the scene
f.
bir anda tanınmak
273
Deyim
burst upon the scene
f.
hızlı bir şekilde şöhret olmak
274
Deyim
burst bubble
f.
hayallerini/umutlarını yıkmak
275
Deyim
burst bubble
f.
foyasını meydana çıkarmak
276
Deyim
burst into flame
f.
alevler içinde kalmak
277
Deyim
burst into flame
f.
alevlere teslim olmak
278
Deyim
burst into flames
f.
alevler içinde kalmak
279
Deyim
burst into flames
f.
alevlere teslim olmak
280
Deyim
burst the bubble of (someone)
f.
(birinin) hayallerini/umutlarını yıkmak
281
Deyim
burst the bubble of (someone)
f.
(birini) rüyasından/hayallerinden uyandırmak
282
Deyim
burst the bubble of (someone)
f.
(birini) gerçeğe döndürmek
283
Deyim
burst with excitement
f.
heyecandan içi içine sığmamak
284
Deyim
burst with excitement
f.
heyecanla dolup taşmak
285
Deyim
burst with joy
f.
mutluluktan/sevinçten içi içine sığmamak
286
Deyim
burst with joy
f.
mutlulukla/sevinçle dolup taşmak
287
Deyim
burst with joy
f.
mutlulukla/sevinçle dolmak
288
Deyim
burst one's seams
f.
dolup taşmak
289
Deyim
burst at the seams
expr.
iğne atacak yer yok
Speaking
290
Konuşma
a pipe burst
i.
bir boru patladı
291
Konuşma
my appendix burst
expr.
apandisitim patladı
292
Konuşma
my appendix burst
expr.
apandistim patladı
293
Konuşma
a pipe burst
expr.
bir boru patlamış
Technical
294
Teknik
nuclear exoatmospheric burst
i.
atmosfer dışı patlama
295
Teknik
pipe burst
i.
boru patlaması
296
Teknik
ball burst test
i.
bilye patlama deneyi
297
Teknik
exhaust burst
i.
egzoz patlaması
298
Teknik
electrical fast transient burst immunity test
i.
elektriksel hızlı geçici rejim patlama bağışıklık deneyi
299
Teknik
noise burst signal
i.
gürültü yayma sinyali
300
Teknik
error burst
i.
hata grubu
301
Teknik
error burst
i.
hata zinciri
302
Teknik
error burst
i.
hata patlaması
303
Teknik
burst mode
i.
iletim kipi
304
Teknik
internal burst
i.
iç yarık
305
Teknik
burst can
i.
kılıfın çatlaması
306
Teknik
rock burst
i.
kaya patlaması
307
Teknik
mullen burst
i.
müllen patlama
308
Teknik
minimum burst pressure
i.
minimum patlama basıncı
309
Teknik
centre burst
i.
merkez çatlaması
310
Teknik
centre of burst
i.
orta paralanma noktası
311
Teknik
optimum height of burst
i.
paralanmanın optimum yüksekliği
312
Teknik
burst test
i.
patlatma testi
313
Teknik
burst mode
i.
patlama modu
314
Teknik
burst hose
i.
patlak hortum
315
Teknik
burst pipe
i.
patlak boru
316
Teknik
burst disturbance test
i.
patlama bozulma deneyi
317
Teknik
point of burst
i.
paralanma noktası
318
Teknik
burst martensite
i.
patlak martensit
319
Teknik
ratios of proof and burst pressure to design working pressure
i.
patlama ve deneme basınçlarının tasarım çalışma basıncına oranları
320
Teknik
burst communication
i.
patlamalı iletişim
321
Teknik
burst immunity test
i.
patlama bağışıklık deneyi
322
Teknik
burst phenomenon
i.
patlama olgusu
323
Teknik
colour burst
i.
renk senkronizasyon sinyali
324
Teknik
colour synchronizing burst
i.
renk senkronizasyon sinyali
325
Teknik
high altitude burst
i.
yüksek paralanma
Computer
326
Bilgisayar
burst errors received
i.
alınan sinyal dizisi hatası
327
Bilgisayar
pipeline burst
i.
ardışık düzen veri bloğu
328
Bilgisayar
burst packets dropped
i.
bırakılan veri paketleri
329
Bilgisayar
burst receive gap time
i.
burst alma aralığı süresi
330
Bilgisayar
burst send gap time
i.
burst gönderme aralığı süresi
331
Bilgisayar
burst packets dropped
i.
bırakılan burst paketleri
332
Bilgisayar
burst communication
i.
çoğuşmalı iletişim
333
Bilgisayar
burst mode communication
i.
çoğuşmalı iletişim
334
Bilgisayar
burst mode
i.
çoğuşma kipi
335
Bilgisayar
error burst
i.
hata çoğuşması
336
Bilgisayar
error burst
i.
hata zinciri
337
Bilgisayar
error burst
i.
hata grubu
338
Bilgisayar
error burst
i.
hata patlaması
339
Bilgisayar
error burst
i.
hata çoğalması
340
Bilgisayar
burst mode
i.
patlama modu
341
Bilgisayar
burst mode
i.
patlama kipi
342
Bilgisayar
gun burst
i.
silah patlaması
343
Bilgisayar
burst mode
i.
tekil kip
344
Bilgisayar
burst mode
i.
tekelci kip
345
Bilgisayar
burst size
i.
veri bloğu boyutu
346
Bilgisayar
burst length
i.
veri bloğu uzunluğu
347
Bilgisayar
word burst
i.
belirli bir kelimenin belirli bir bağlamda normalden daha sık kullanılması
348
Bilgisayar
non-burst
s.
tekil olmayan
Informatics
349
Bilişim
noise burst
i.
gürültü kırpıcı
350
Bilişim
error burst
i.
hata çoğuşması
351
Bilişim
burst mode
i.
tekil kip
Telecom
352
Telekom
burst switching
i.
ani darbe anahtarlaması
353
Telekom
maximum burst size
i.
azami patlama hacmi
354
Telekom
burst speed
i.
anlık veri gönderme hızı
355
Telekom
burst gate
i.
darbe geçidi
356
Telekom
burst firing control
i.
darbe başlatma denetimi
357
Telekom
error burst
i.
hata yığılması
358
Telekom
error burst
i.
hata patlaması
359
Telekom
dim-and-burst
i.
kısma ve patlama
360
Telekom
burst speed
i.
patlama hızı
361
Telekom
burst type
i.
patlama işaret tipi
362
Telekom
burst sequence
i.
patlama dizisi
363
Telekom
color burst
i.
renk patlaması
364
Telekom
black burst
i.
siyah renk patlaması
365
Telekom
transmitter burst envelope
i.
verici patlama zarfı
366
Telekom
data burst randomizer
i.
veri patlamasını rasgele yapan cihaz
Television
367
Televizyon
colour burst
i.
renk senkronizasyon sinyali
368
Televizyon
color burst
i.
renk paketi
369
Televizyon
colour synchronizing burst
i.
renk senkronizasyon sinyali
Automotive
370
Otomotiv
anti-burst lock
i.
emniyet kilidi
371
Otomotiv
the tire has burst
expr.
lastik patladı
372
Otomotiv
the tyre has burst
expr.
lastik patladı
Aeronautic
373
Havacılık
burst strength
i.
patlama dayanımı
374
Havacılık
burst strength
i.
parçalanma dayanım
375
Havacılık
burst disk
i.
parçalanma diyaframı
Medical
376
Medikal
burst eardrum
i.
kulak zarı patlaması
377
Medikal
oxidative burst capacity
i.
oksidatif patlama kapasitesi
378
Medikal
sub surface burst
i.
yüzey altı patlama
379
Medikal
sub-surface burst
i.
yüzey altı patlama
380
Medikal
respiratory burst capacity
i.
solunum patlaması kapasitesi
Psychology
381
Psikoloji
extinction burst
i.
sönümleme patlaması
Food Engineering
382
Gıda
burst strength
i.
patlama dayanımı
Physics
383
Fizik
ultra-fast radio burst
i.
ultra hızlı radyo patlaması
Marine Biology
384
Deniz Biyolojisi
burst speed
i.
ani hız
Astronomy
385
Gökbilim
gamma-ray burst
i.
gama ışını patlaması
386
Gökbilim
gamma ray burst
i.
gama ışını patlaması
387
Gökbilim
millisecond-length fast radio burst
i.
milisaniyelik hızlı radyo patlaması
388
Gökbilim
microsecond-length fast radio burst
i.
mikrosaniyelik hızlı radyo patlaması
389
Gökbilim
fast radio burst (frb)
i.
hızlı radyo patlaması
Environment
390
Çevre
true surface burst
i.
gerçek yüzey patlaması
391
Çevre
air burst
i.
havada meydana gelen patlama
392
Çevre
height of burst
i.
infilak yüksekliği
393
Çevre
contained underground burst
i.
kapalı yeraltı patlaması
394
Çevre
rock burst
i.
kaya patlaması
395
Çevre
nuclear underground burst
i.
nükleer yeraltı deneme patlaması
396
Çevre
nuclear surface burst
i.
nükleer yüzey patlaması
397
Çevre
nuclear underwater burst
i.
nükleer sualtı deneme patlaması
398
Çevre
optimum height of burst
i.
patlatmanın optimal irtifası
399
Çevre
underwater burst
i.
su altı patlaması
400
Çevre
underground burst
i.
yeraltı patlaması
401
Çevre
high altitude burst
i.
yüksek irtifada gerçekleşen infilak
402
Çevre
surface burst
i.
yüzeyde patlatılma
Meteorology
403
Meteoroloji
cloud-burst
i.
ani sağanak yağmur
Military
404
Askeri
center of burst
i.
orta vuruş noktası
405
Askeri
nuclear contact surface burst
i.
nükleer temas yüzeyi patlaması
406
Askeri
nuclear proximity-surface burst
i.
yakın satıhta nükleer infilak
407
Askeri
tree burst
i.
roket isabet etmesi sonucu çevreye yayılan ağaç parçaları
408
Askeri
burst of fire
i.
ateş darbesi
409
Askeri
atomic underwater burst
i.
atomik sualtı infilakı
410
Askeri
atomic underground burst
i.
atomik yer altı infilakı
411
Askeri
low burst
i.
alçak ihtiraklı infilak
412
Askeri
burst transmission
i.
anlık yayın
413
Askeri
minimum normal burst altitude
i.
asgari normal paralanma yüksekliği
414
Askeri
fire for burst
i.
darbe ateşi
415
Askeri
fallout safe height of burst
i.
emniyetli serpinti yüksekliği
416
Askeri
safe burst height
i.
emniyetli paralanma yüksekliği
417
Askeri
burst command
i.
füze atış komutanı
418
Askeri
burst wave
i.
infilak dalgası
419
Askeri
types of burst
i.
infilak tipleri
420
Askeri
aerial burst fuze
i.
ihtiraklı tapa
421
Askeri
probable error height of burst
i.
muhtemel paralanma yüksekliği hatası
422
Askeri
muzzle burst
i.
namlu ağzı paralanması
423
Askeri
nuclear burst report
i.
nükleer paralanma raporu
424
Askeri
nuclear burst
i.
nükleer infilak
425
Askeri
optimum height of burst
i.
optimum patlama yüksekliği
426
Askeri
burst centre
i.
orta paralanma noktası
427
Askeri
mean height of burst
i.
orta paralanma yüksekliği
428
Askeri
mean point of burst
i.
orta paralanma yüksekliği
429
Askeri
burst range
i.
paralanma mesafesi
430
Askeri
burst interval
i.
paralanma fasılası
431
Askeri
height of burst
i.
paralanma yüksekliği
432
Askeri
types of burst
i.
paralanma tipleri
433
Askeri
burst interval
i.
paralanma aralığı
434
Askeri
types of burst
i.
patlama tipleri
435
Askeri
graze burst
i.
satıhta paralanma
436
Askeri
nuclear subsurface burst
i.
satıh altında nükleer paralanma
437
Askeri
burst fire sequence
i.
salvo atış sürati
438
Askeri
nuclear surface burst
i.
satıhta nükleer infilak
439
Askeri
surface burst
i.
satıhta patlama
440
Askeri
surface burst
i.
satıhta paralanma
441
Askeri
zero height of burst
i.
sıfır paralanma yüksekliği
442
Askeri
ricochet burst
i.
sekme paralanması
443
Askeri
nuclear underwater burst
i.
sualtı nükleer infilak
444
Askeri
contact burst preclusion
i.
temas patlaması önleyici
445
Askeri
aerial burst fuze
i.
tutuşmalı tapa
446
Askeri
three shot automatic burst
i.
üç atım otomatik darbeli
447
Askeri
low order burst
i.
yavaş paralanma
448
Askeri
underground burst
i.
yer altı patlaması
449
Askeri
nuclear underground burst
i.
yer altı nükleer infilak
450
Askeri
high-burst ranging
i.
yüksek ihtirak ile ateş tanzimi
451
Askeri
high burst registration
i.
yüksek ihtiraklı ile ateş tanzimi
452
Askeri
high-burst ranging
i.
yüksek paralanma noktası düzeltme tanzimi
453
Askeri
graze burst
i.
yerde paralanma
454
Askeri
graze burst
i.
zeminde paralanma
455
Askeri
high-burst ranging
i.
yüksek ihtiraklı ile atış tanzimi
456
Askeri
atomic air burst
i.
bombanın havada infilak etmesi
457
Askeri
ground burst
i.
bombanın yer düzeyinde patlaması
Hunting
458
Silah/Atıcılık
burst-fire mode
i.
makineli tüfeklerde üçer üçer mermi atmayı sağlayan mod
Printery
459
Matbaa
burst strength
i.
patlama mukavemeti
Slang
460
Argo
burst (one's) cherry
f.
bekaretini/kızlığını bozmak
461
Argo
burst (one's) cherry
f.
milli olmak
462
Argo
burst (one's) cherry
f.
ilk kez cinsel ilişkiye girmek
463
Argo
burst (one's) cherry
f.
ilk kez tehlikeli/zor/yasa dışı bir şey yapmak
464
Argo
burst (one's) cherry
f.
bir bakireyle birlikte olmak
465
Argo
burst (one's) cherry
f.
bakire bir kadınla cinsel ilişkiye girmek
466
Argo
burst (one's) cherry
f.
kızlığını bozmak
467
Argo
burst (one's) cherry
f.
ilk kez seks yapmak
468
Argo
burst (one's) cherry
f.
bekaretini kaybetmek
469
Argo
burst (one's) cherry
f.
milli olmak
470
Argo
burst (one's) cherry
f.
bir işi ilk kez yapıyor olmak
471
Argo
burst (one's) cherry
f.
işin acemisi olmak
472
Argo
burst (one's) cherry
f.
işin çömezi olmak
473
Argo
burst at the seams
f.
kendini zor tutmak
British Slang
474
İngiliz Argosu
fit to burst
s.
doymuş
475
İngiliz Argosu
fit to burst
s.
tıka basa dolu
Star Wars
476
Star Wars
burst fire-class deep-space patrol vessel
i.
darbeli ateş-sınıfı derin uzay devriye gemisi
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of burst
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy