Geçmiş

sermek

"sermek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 30 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	sermek	lay f.
General
2	Genel	sermek	lay f.
3	Genel	sermek	lay out f.
4	Genel	sermek	beat down f.
5	Genel	sermek	lay flat f.
6	Genel	sermek	stretch f.
7	Genel	sermek	spread over f.
8	Genel	sermek	spread out f.
9	Genel	sermek	unfold f.
10	Genel	sermek	spread f.
11	Genel	sermek	hang up f.
12	Genel	sermek	neglect f.
13	Genel	sermek	open f.
14	Genel	sermek	let things slide f.
15	Genel	sermek	open out f.
16	Genel	sermek	drape f.
17	Genel	sermek	undouble f.
18	Genel	sermek	lay f.
19	Genel	sermek	develop f.
20	Genel	sermek	dispand f.
21	Genel	sermek	display [obsolete] f.
22	Genel	sermek	do over f.
23	Genel	sermek	drape f.
24	Genel	sermek	spraddle f.
Phrasals
25	Öbek Fiiller	sermek	put down f.
Colloquial
26	Konuşma Dili	sermek	lay on f.
Idioms
27	Deyim	sermek	let it slide f.
28	Deyim	sermek	let things slide f.
Gastronomy
29	Mutfak	sermek	spread out on i.
Archaic
30	Eski Kullanım	sermek	outlay f.

"sermek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 224 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	yere sermek	kayo f.
2	Genel	açıp sermek (dürülmüş şeyi)	roll out f.
3	Genel	pöstekisini sermek	beat somebody all to pieces f.
4	Genel	cop ile yere sermek	sap f.
5	Genel	abayı sermek	make oneself at home f.
6	Genel	yeniden sermek	relay f.
7	Genel	güneşe sermek	air f.
8	Genel	sergi sermek	set up a display f.
9	Genel	yere sermek	ground f.
10	Genel	yere sermek	knock down f.
11	Genel	göz önüne sermek	display f.
12	Genel	yere sermek	lay flat f.
13	Genel	göz önüne sermek	unfurl f.
14	Genel	ipe un sermek	give someone a song and dance f.
15	Genel	yere sermek	prostrate f.
16	Genel	pöstekisini sermek	thrash f.
17	Genel	yere sermek	lay low f.
18	Genel	ahırda hayvanın altına yataklık ot sermek	litter f.
19	Genel	göz önüne sermek	unroll f.
20	Genel	talaş sermek	litter f.
21	Genel	göz önüne sermek	flaunt f.
22	Genel	yere sermek	down f.
23	Genel	güneşe sermek	sun f.
24	Genel	kartları masaya sermek	put the cards on the table f.
25	Genel	postu sermek	outstay one's welcome f.
26	Genel	gözler önüne sermek	reveal f.
27	Genel	talaş sermek	litter down f.
28	Genel	yere sermek	beat down f.
29	Genel	yere sermek	lay out f.
30	Genel	yere sermek	lay somebody out f.
31	Genel	gözler önüne sermek	display f.
32	Genel	yere sermek	grass f.
33	Genel	yere sermek	fell f.
34	Genel	yere sermek	lay somebody low f.
35	Genel	abayı sermek	move in on somebody f.
36	Genel	çeyiz sermek	exhibit the trousseau f.
37	Genel	kuruması amacıyla asma yapraklarını yere sermek	provine f.
38	Genel	yere sermek	wipe the floor with f.
39	Genel	yere sermek	knock galley-west f.
40	Genel	vurup yere sermek	knock down f.
41	Genel	göz önüne sermek	unfold f.
42	Genel	yatak sermek	lay a bed f.
43	Genel	örtü sermek	spread the cover f.
44	Genel	skandalı gözler önüne sermek	muckraker f.
45	Genel	skandalı gözler önüne sermek	muckrake f.
46	Genel	yere sermek	deck f.
47	Genel	aniden saldırıp yere sermek	coldcock f.
48	Genel	göz önüne sermek	present f.
49	Genel	gözler önüne sermek	expose f.
50	Genel	homoseksüelliğini gözler önüne sermek	camp f.
51	Genel	(skandalı vb.) gözler önüne sermek	rake (up) f.
52	Genel	yeniden sermek	re-lay f.
53	Genel	(gözler önüne) sermek	unroll f.
54	Genel	gözler önüne sermek	unbare f.
55	Genel	gözler önüne sermek	unplight f.
56	Genel	yere sermek	bed f.
57	Genel	hayvanların altına saman veya kuru ot sermek	litter f.
58	Genel	şilte sermek	mattress f.
59	Genel	ağır bir tokmakla vurmuşçasına yere sermek	maul [obsolete] f.
60	Genel	kuruması için at üzerine deri sermek	horse f.
61	Genel	yere sermek	mow f.
62	Genel	yere sermek	mow f.
63	Genel	çimlerin üzerine sermek (keten)	grass f.
64	Genel	yere sermek	ruin [obsolete] f.
65	Genel	güneşte ağartmak üzere çimlere sermek	croft [uk] f.
66	Genel	zorla yere sermek	plank down f.
67	Genel	yere sermek	flatten f.
68	Genel	açıp sermek	outroll f.
69	Genel	üst üste binecek şekilde sermek	shingle f.
70	Genel	yere sermek	smite f.
71	Genel	halı sermek	becarpet f.
72	Genel	yere sermek	squat [obsolete] f.
73	Genel	(yumruk ile) yere sermek	squat [obsolete] f.
74	Genel	yere sermek	stretch f.
75	Genel	yere sermek	strike f.
76	Genel	yere sermek	clobber f.
77	Genel	yere sermek	throw f.
Phrasals
78	Öbek Fiiller	(skandalı vb.) gözler önüne sermek	rake up f.
79	Öbek Fiiller	ayrıntılı olarak gözler önüne sermek	block out f.
80	Öbek Fiiller	ayrıntılı olarak gözler önüne sermek	block something out f.
81	Öbek Fiiller	altına sermek	spread under f.
82	Öbek Fiiller	birinin üstüne bir şey (battaniye/örtü) sermek	lay something on someone f.
83	Öbek Fiiller	birini yere sermek	smack someone down f.
84	Öbek Fiiller	gözler önüne sermek	point up something f.
85	Öbek Fiiller	tokat atarak yere sermek	slap someone down f.
86	Öbek Fiiller	yere devirmek/sermek	knock someone down f.
87	Öbek Fiiller	(birinin üzerine) (örtü/battaniye) sermek/örtmek	lay something over someone f.
88	Öbek Fiiller	(birini) yere sermek	punch someone out f.
89	Öbek Fiiller	vurup yere sermek/yıkmak	knock someone or something down f.
90	Öbek Fiiller	yere sermek/devirmek (rüzgar vb)	knock down f.
91	Öbek Fiiller	yere yatırmak/sermek	thrust down f.
92	Öbek Fiiller	yere sermek/fırlatmak	thump down f.
93	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) üstüne (bir şey) sermek	drape (someone or something) with (something) f.
94	Öbek Fiiller	gözler önüne sermek	draw forth f.
95	Öbek Fiiller	yere sermek/yıkmak	duke someone out f.
96	Öbek Fiiller	(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne sermek	lay (something) on (someone or something) f.
97	Öbek Fiiller	altına sermek/yatırmak	place under f.
98	Öbek Fiiller	birinin/bir şeyin altına bir şey sermek	place something under someone or something f.
99	Öbek Fiiller	yumrukla yere sermek	punch out f.
100	Öbek Fiiller	yere sermek	strike down f.
101	Öbek Fiiller	boylu boyunca sermek	drop something across something f.
102	Öbek Fiiller	yere sermek	bring down f.
103	Öbek Fiiller	üstüne sermek	drape with f.
104	Öbek Fiiller	vurup yere sermek	flatten out f.
105	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) altına (bir şey) sermek	lay (something) under (someone or something) f.
106	Öbek Fiiller	(biri/bir şey) hakkındaki (bir şeyi) gözler önüne sermek	say (something) about (someone or something) f.
107	Öbek Fiiller	yere sermek	smack down f.
108	Öbek Fiiller	(bir şeyi birinin/bir şeyin) altına sermek	spread (something) under (someone or something) f.
109	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) üzerine yaymak/sermek	spread over (someone or something) f.
Colloquial
110	Konuşma Dili	gözler önüne sermek	bring ... to light f.
111	Konuşma Dili	yere sermek	wipe the floor with f.
112	Konuşma Dili	yere sermek	down f.
113	Konuşma Dili	yere sermek	kayo f.
114	Konuşma Dili	işi sermek	dog it f.
115	Konuşma Dili	(birinin) gururunu yere sermek	knock the starch out of (one) f.
116	Konuşma Dili	birini yere sermek	lay someone low f.
117	Konuşma Dili	ortaya sermek	lay on f.
118	Konuşma Dili	birini yere sermek	coldcock someone f.
119	Konuşma Dili	yere sermek	plaster f.
Idioms
120	Deyim	tek tek gözler önüne sermek	pick somebody/something to bits f.
121	Deyim	tek tek gözler önüne sermek	pick somebody/something to pieces f.
122	Deyim	tek tek gözler önüne sermek	pull somebody/something to bits f.
123	Deyim	tek tek gözler önüne sermek	pull somebody/something to pieces f.
124	Deyim	kanıtları/delilleri ortaya sermek	come with receipts f.
125	Deyim	kırmızı halılar sermek	put out the red carpet (for someone) f.
126	Deyim	ayağının altına kırmızı halı sermek	put out the red carpet (for someone) f.
127	Deyim	yoluna kırmızı halılar sermek	put out the red carpet (for someone) f.
128	Deyim	bir şeyi gözler önüne sermek	go to show something f.
129	Deyim	birisini yere sermek	knock somebody off their feet f.
130	Deyim	birini bir vuruşla yere sermek	knock someone cold f.
131	Deyim	birini yere sermek	knock one off one's feet f.
132	Deyim	biri için kırmızı halılar sermek	give someone the red carpet treatment f.
133	Deyim	birini yere sermek	sweep one off one's feet f.
134	Deyim	birini yere sermek	lay a beat down on somebody f.
135	Deyim	gözler önüne sermek	blow the lid off something f.
136	Deyim	gözler önüne sermek	lay something bare f.
137	Deyim	gözler önüne sermek	lay bare something f.
138	Deyim	gözler önüne sermek	lift the lid on something f.
139	Deyim	gözler önüne sermek	take the lid off something f.
140	Deyim	işi sermek	lie down on the job f.
141	Deyim	işi sermek	lay down on the job f.
142	Deyim	işi sermek	let something slide f.
143	Deyim	ipe un sermek	swing the lead f.
144	Deyim	ipe un sermek	dodge the column f.
145	Deyim	leşini sermek	bump someone off f.
146	Deyim	önüne kırmızı halı sermek	give someone red-carpet treatment f.
147	Deyim	önüne kırmızı halı sermek	roll out the red carpet f.
148	Deyim	önüne kırmızı halılar sermek	give someone the red carpet treatment f.
149	Deyim	önüne kırmızı halı sermek	give someone the red carpet treatment f.
150	Deyim	pöstekisini sermek	beat the living daylights out of someone f.
151	Deyim	(skandalı) gözler önüne sermek	bust something wide open f.
152	Deyim	yere sermek	knock galley west f.
153	Deyim	yere sermek	lay somebody/something flat f.
154	Deyim	yere sermek	send somebody sprawling f.
155	Deyim	(skandalı) gözler önüne sermek	blow wide open f.
156	Deyim	(bir skandalı) gözler önüne sermek/ortaya çıkarmak	crack something open f.
157	Deyim	(skandalı) gözler önüne sermek	blow something wide open f.
158	Deyim	(skandalı) gözler önüne sermek	take the lid off something f.
159	Deyim	yere sermek (birini)	wipe the floor with f.
160	Deyim	(bir skandalı) gözler önüne sermek/ortaya çıkarmak	crack something wide open f.
161	Deyim	(skandalı) gözler önüne sermek	blow the lid off f.
162	Deyim	(skandalı) gözler önüne sermek	lift the lid on something f.
163	Deyim	(skandalı) gözler önüne sermek	blow the lid off something f.
164	Deyim	yere sermek	lay somebody out f.
165	Deyim	(bir şeyin) inceliklerini gözler önüne sermek	plumb new depths (of something) f.
166	Deyim	kusurlarını/yanlışlarını gözler önüne sermek	could drive a truck through (something) [us] f.
167	Deyim	kirli çamaşırlarını ortaya sermek/dökmek	air (one's) dirty laundry in public f.
168	Deyim	kirli çamaşırları ortaya sermek/dökmek	air dirty linen in public f.
169	Deyim	kirli çamaşırlarını ortaya sermek/dökmek	air (one's) dirty laundry in public f.
170	Deyim	kirli çamaşırları ortaya sermek/dökmek	air dirty linen in public f.
171	Deyim	(biri/bir şey hakkındaki) rezaleti gözler önüne sermek	blow the whistle (on) (someone or something) f.
172	Deyim	(bir şeyi) gözler önüne sermek	bring (something) into focus f.
173	Deyim	(bir şeyi) gözler önüne sermek	bust (something) wide open f.
174	Deyim	gözler önüne sermek	bust wide open f.
175	Deyim	kartları masaya sermek	lay one's cards on the table f.
176	Deyim	kartları masaya sermek	put one's cards on the table f.
177	Deyim	gözler önüne sermek	go to show f.
178	Deyim	(birini) yere sermek	knock (one) cold f.
179	Deyim	kartlarını masaya sermek	lay your cards on the table f.
180	Deyim	kartlarını masaya sermek	put your cards on the table f.
181	Deyim	işi sermek	let something lie f.
182	Deyim	(bir şeyi) gözler önüne sermek	lift the lid off (something) f.
183	Deyim	bir şeyi gözler önüne sermek	lift the lid off something f.
184	Deyim	bir şeyi gözler önüne sermek	lift the lid on something f.
185	Deyim	(bir şeyi) gözler önüne sermek	lift the veil (on something) f.
186	Deyim	yatak sermek	make the bed (up) f.
187	Deyim	'-i yere sermek	mop the floor up with f.
188	Deyim	(birini) yere sermek	mop the floor up with (one) [us] f.
189	Deyim	'-i yere sermek	mop up the floor with f.
190	Deyim	(birini) yere sermek	mop up the floor with (one) [us] f.
191	Deyim	yere sermek	sweep one off feet f.
192	Deyim	(bir şeyi) gözler önüne sermek	take the lid off (of) (something) f.
193	Deyim	(bir skandalı) gözler önüne sermek	take the lid off (of) (something) f.
Technical
194	Teknik	üzerine sermek	apply f.
Textile
195	Tekstil	yeni halı sermek	recarpet f.
196	Tekstil	yeni kilim sermek	recarpet f.
197	Tekstil	yeni halı sermek	re-carpet f.
198	Tekstil	yeni kilim sermek	re-carpet f.
199	Tekstil	(kumaş ) kol demirine sermek	bolt f.
Agriculture
200	Tarım	kesilen tahıl demetlerini sermek için kullanılan dişli ahşap çerçeve	cradle i.
201	Tarım	toprağa humus sermek	topsoil f.
202	Tarım	(ekinleri) yere sermek	lodge f.
Sport
203	Spor	(atletizmde) rakibin boynunu koluna dolayarak yere sermek	clothesline f.
Football
204	Futbol	(rakibi) yere sermek	ground f.
Card
205	İskambil	(değerli kartlardan oluşan eli) sermek	spread f.
Theatre
206	Tiyatro	gösterişli biçimde gözler önüne sermek	theatricalize f.
207	Tiyatro	gösterişli biçimde gözler önüne sermek	theatricalise f.
Archaic
208	Eski Kullanım	yere sermek	strew f.
Slang
209	Argo	insanları bayıltmak/yere sermek için içkilere katılan kloral hidrat	mickey (finn) i.
210	Argo	yere sermek	down with his apple-cart f.
211	Argo	birini yere sermek	sleep f.
212	Argo	bir vuruşta yere sermek	lay someone out f.
213	Argo	yere sermek	lay low f.
214	Argo	parayı masaya sermek (kumar)	get down f.
215	Argo	yere sermek (sarhoşluktan)	knock down f.
216	Argo	yumrukla yere sermek	drop f.
217	Argo	yere sermek	drop someone f.
218	Argo	yere sermek	drop someone f.
219	Argo	yumrukla yere sermek/yıkmak	duke out f.
220	Argo	yere sermek	ko [knockout] f.
221	Argo	birini yere sermek	knock someone for six [uk] f.
222	Argo	(birini) yere sermek	deck (one) f.
Modern Slang
223	Modern Argo	kirli çamaşırları ortaya sermek	air dirty laundry f.
224	Modern Argo	kirli çamaşırları ortaya sermek	air dirty laundry in public f.