yolu - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

yolu



Bedeutungen von dem Begriff "yolu" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Technical
yolu port n.

Bedeutungen, die der Begriff "yolu" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
su yolu waterway n.
tren yolu railroad n.
yolu ile through prep.
yolu ile by way of prep.
yolu ile via prep.
aklın yolu birdir great minds think alike expr.
General
veri yolu sistemi bus system n.
keçi yolu lane n.
özel araba yolu driveway n.
ayak yolu lavatory n.
bacanın duman yolu chimney lining n.
her türden kara taşıtının hızlı yolculuğu için tasarlanmış kara yolu motorway n.
çevre yolu bypass n.
manyetik ses yolu magnetic sound track n.
yatay veya biraz eğimli yürüyen yaya yolu travolator n.
çevre yolu belt highway n.
servis yolu detour road n.
çevre yolu orbital n.
su yolu flume n.
transit yolu through street n.
taksi yolu taxi way n.
idrar yolu tıkanması stricture n.
süzülme yolu ile nem kaybolması exsiccation n.
bisiklet yolu cycle track n.
beraberinde zorluklar getiren bir çözüm yolu a bitter pill n.
dış kulak yolu enfeksiyonları otitis externa n.
su yolu channel n.
servis yolu detour n.
yedekçi yolu towpath n.
süzülme yolu ile kuruma exsiccation n.
ticaret yolu trade route n.
yolu işgal eden sürücü road hog n.
kaçış yolu escapeway n.
geçim yolu living n.
kulak yolu auditory canal n.
gelgitin etkisini gösterdiği su yolu tideway n.
firar yolu escapeway n.
buhar yolu port n.
giriş yolu entranceway n.
gelgit yolu tideway n.
tren yolu railway n.
su yolu watercourse n.
atlı yolu bridle path n.
geçiş yolu passageway n.
geçim yolu means of subsistence n.
keçi yolu footpath n.
ilerleme yolu means of propulsion n.
sıvı akma yolu spillway n.
kemerli su yolu aqueduct n.
çevre yolu orbital road n.
gezinti yolu ride n.
park gezinti yolu concourse n.
bisiklet yolu cycle route n.
geçim yolu livelihood n.
çözüm yolu key n.
su yolu drain n.
araba yolu carriage way n.
çözüm yolu a way out n.
yürüme yolu step up n.
yürüme yolu walkway n.
su yolu dike n.
güvenlik yolu safeway n.
kaçış yolu escape n.
at binme yolu bridleway n.
tiyatro koltukları arasındaki geçiş yolu vomitorium n.
yedekçi yolu towing path n.
acil durum iniş yolu landing strip n.
adam yolu manway n.
ulaşım yolu trafiğinin yavaşlatılması amacıyla yapılan tümsek gibi engeller traffic calming n.
boru hattı/yolu pipeline n.
kumlu sahil yolu dene n.
çevre yolu ring road n.
iki su kütlesini birleştiren genişçe su yolu sound n.
koşu yolu racetrack n.
alçalma yolu descent path n.
su yolu water main n.
hava yolu airline n.
yeraltı yolu subway n.
ana hava dönüş yolu main return airway n.
boydan boya avrupa yolu tem n.
çevre yolu freeway n.
kumaş yolu stripe n.
su yolu culvert ark n.
tahliye yolu evacuation road n.
binici yolu riding n.
su yolu conduit n.
araba yolu drive n.
yangın erişim yolu fire access track n.
posta yolu post road n.
yürüyüş yolu walk n.
duman yolu flue n.
yaya yolu pedway n.
taksi yolu taxiways n.
çevre yolu ringroad n.
emiş yolu suction channel n.
bisiklet yolu cycle path n.
kızak yolu slide n.
çıkış yolu solution n.
sızıntı yolu leakage path n.
davar yolu driftway n.
mermi yolu trajectory n.
çevre yolu belt line n.
koşu yolu racecourse n.
tramvay yolu streetcar track n.
yolu işgal eden sürücü roadhog n.
iki deniz veya su kütlesini birleştiren dar su yolu strait n.
hak yolu the right way n.
taşıt yolu carriageway n.
çıkış yolu outlet n.
çiçeklerden esans elde etme yolu enfleurage n.
pusula keşif yolu compass patrols n.
otoyollarda paralı geçiş kullanmamak için tercih edilen yan yolu kullanma shunpiking n.
otoyollarda paralı geçiş kullanmamak için tercih edilen yan yolu kullanan kimse shunpiker n.
çıkış yolu way out n.
kamu yolu public road n.
nehir yolu water way n.
su yolu water n.
posta yolu mail route n.
taksi yolu taxiway n.
mecburi bisiklet yolu compulsory bicycle path n.
aklın yolu path of mind n.
madendeki demir yolu tramroad n.
garaja doğru giden araba yolu garage drive n.
garaja doğru giden araba yolu driveway n.
evin yolu way home n.
sahil yolu coastal road n.
sahil yolu coast road n.
akıl hocasının çizdiği yolu takip eden mentee n.
video yolu video track n.
sinyalleme yolu signalling route n.
gezi yolu alley n.
pankreas yolu pancreatic duct n.
optik ses yolu optical sound track n.
çevre yolu orbit road n.
bağlantı yolu accommodation road n.
su yolu water line n.
geçim yolu bread and butter n.
geçim yolu means of livelihood n.
demir yolu taşımacılığı railway transport n.
motorlu taşıt yolu motorroad n.
gidiş yolu walkthrough n.
gidiş yolu walk through n.
çevre yolu beltway n.
tercihli araç yolu bus lane n.
otobüs yolu bus lane n.
araba yolu cart way n.
sedde üstü yolu causeway n.
dağ yolu ridgeway n.
köy yolu country road n.
kır yolu country road n.
örtülü yaya yolu covered walk n.
ağaçlı otomobil yolu driveway n.
su yolu culvert n.
kuvvet yolu effort distance n.
döküm yolu gate n.
çevre yolu by-pass n.
gidiş yolu walk-through n.
su yolu gully drain n.
yurtiçi su yolu inland waterway n.
kanal yolu channel n.
transit yolu transit route n.
çarşılı yaya yolu mall n.
belediye yolu municipal street n.
keçi yolu path n.
çevre yaya yolu perimeter walk n.
park yaya yolu parkway n.
park yolu parkway n.
nehir yolu water course n.
su yolu port n.
su yolu water way n.
gaz yolu port n.
gezi yolu route n.
devlet yolu state highway n.
geçiş yolu thoroughfare n.
tramvay yolu tramway road n.
çıkış yolu escape way n.
tramvay yolu tramline n.
fırtına yolu storm track n.
köy yolu village road n.
bir işi yapmanın kolay yolu easy way of doing something n.
iz yolu treadway n.
kara yolu road n.
tren yolu meraklısı railfan n.
tren yolu meraklısı foamer n.
tren yolu meraklısı rail buff n.
tren yolu meraklısı trainspotter n.
tren yolu meraklısı railway enthusiast n.
okul yolu school road n.
ırmak yolu river road n.
nehir yolu river road n.
süzülüş yolu glideslope n.
bisiklet yolu bicycle road n.
kaçış yolu avenue of escape n.
kadastro yolu cadastral road n.
kurtulmanın tek yolu the only way to escape n.
toprak orman yolu dirt forest road n.
ipek yolu silk road n.
ipek yolu silkroad n.
ipek yolu silk route n.
başka çözüm yolu another solution n.
tekerlek yolu wheel path n.
düşünceleri/fikirleri baloncuklar yardımı ile kağıda dökme yolu bubble diagram n.
paten yolu skating path n.
dil öğrenmenin en iyi yolu the best way to learn language n.
kayak yolu ski slope n.
kayak yolu ski track n.
bisiklet yolu cycle lane n.
yaşam yolu curriculum vitae n.
kervan yolu caravan route n.
kervan yolu caravan road n.
servis yolu service road n.
yürüyüş yolu hiking trail n.
yürüyüş yolu walking trail n.
kaçış yolu escape route n.
uzay yolu hayranı kimse trekkie n.
uzay yolu hayranı kimse trekker n.
(göçmen kuşların) göç yolu flyway n.
(göçmen kuşların) göç yolu migration route n.
manzaralı kır yolu scenic country road n.
(park içinde vb) yaya yolu pedestrian pathway n.
bisiklet yolu bike lane n.
bisiklet yolu bikeway n.
bisiklet yolu bike way n.
göç yolu migratory route n.
göç yolu migration route n.
göç yolu migratory path n.
bisiklet yolu bicycle lane n.
hollywood şöhret yolu hollywood walk of fame n.
garaj yolu driveway n.
garaj yolu drive n.
koşu yolu running path n.
kulak yolu acoustic meatus n.
yarış yolu race course n.
seyahat yolu raik n.
hava yolu airline business n.
hava yolu postası airmailer n.
hava yolu zarfı airmailer n.
gidiş yolu career n.
kadınların özel odalarına sıklıkla yolu düşen çapkın kimse carpetmonger [obsolete] n.
fransa ve ingiltere'yi denizden birbirine bağlayan, iki ülkenin ortak yapımı olan demir yolu tüneli la manche n.
bilgi aktarım yolu channel n.
genellikle kaldırım ile araba yolu arasına ekilen, gölge yapan ağaçlarla desteklenen çim şeridi neutral ground n.
geçiş yolu traject n.
yürüyüş yolu trod [dialect] n.
kara yolu seyahati road trip n.
kara yolu yolculuğu road trip n.
kaçış yolu escapement n.
kan bağı veya evlilik yolu ile akraba olan insan grubu kinship group n.
bir şeyi kısa ve basit bir şekilde ifade etmenin veya ona atıfta bulunmanın yolu shorthand n.
başarı elde etme yolu making n.
potansiyelini gerçekleştirme yolu making n.
(şintoizm'de) insanlara sadece kutsal ruhlar vasıtasıyla bildirildiğine inanılan hakikat yolu makoto n.
cenazeler için kullanılan kilise yolu bierbalk n.
(izlenecek yolu gösteren) ipucu blaze n.
bent ve su yolu gibi yapıları erozyondan koruma amacıyla kullanılan, çalılık, sırık gibi malzemelerden örülmüş hasır dutch mattress n.
kaçış yolu let-out [uk] n.
kaçış yolu let-out [uk] n.
hava yolu windway n.
erişim yolu window n.
gözetleme yolu window n.
her bir aşamanın sonunda kesin çıktıları olan bir operasyonu belirli bir şekilde gerçekleştirme yolu methodology n.
kaçış yolu olarak kullanılan boşluk veya deliğe benzer şey meuse n.
orta yolu kullanan kimse middleman n.
orta yolu takip eden kimse middleman n.
hizmet etme yolu help n.
bir şeyi önleme yolu help n.
köy yolu boreen [ireland] n.
at yolu bridle trail n.
at yolu bridle road n.
at yolu bridle way n.
gezinti yolu broadway n.
at yolu horse road n.
at binme yolu horse-trail n.
gezi yolu horse-trail n.
at binme yolu horseway n.
gezi yolu horseway n.
kıvrılan nehir veya su yolu tabanı link n.
burma yolu burma road n.
su yolu üzerindeki havuz gare n.
üzerinden kamu yolu geçen arazi right of way n.
şantaj yolu ile elde edilen çeyrek miktar chout n.
su yolu delf n.
söz yolu ile açıklama delineation n.
(kar veya artan masraf nedeniyle) aynı mülkün karşılıklı anlaşma yolu ile birinden diğerine devredilmesi demise and redemise n.
su yolu gote [dialect] [uk] n.
su yolu gout [dialect] [uk] n.
su yolu offtake n.
iki yer arasında iletişim aracı olarak hizmet veren seyahat veya ulaşım yolu road n.
yerel trafik için araç yolu road n.
yolu kullanan sürücü road user n.
yolu kapayarak geçmeyi önleyen şey roadblock n.
güzergah yolu routeway [uk] n.
geçiş yolu runaround n.
ince su yolu runnel n.
kilise yolu churchway n.
temas yolu ile iletişim infection n.
doğru yolu kaybetmiş olma benightment n.
labirentte gidilen yolu hatırlamak için kullanılan ipucu nesne clue [rare] n.
yeraltı yolu condie [scotland] n.
su yolu course n.
bisiklet yolu cyclepath n.
bisiklet yolu cycleway [uk] n.
su yolu dick [dialect] [uk] n.
(eğimli tren yolu) iniş down grade n.
nehir yolu drock n.
su yolu drock n.
gezi yolu pack and prime road n.
at binme yolu pack and prime road n.
göl yolu lake road n.
atlatma yolu bypass n.
antik roma yolu iter n.
kaldırım yolu plainstones [scotland] n.
posta yolu ile gerçekleştirilen para havalesi postal note n.
posta yolu ile gerçekleştirilen para havalesi postal order [uk] n.
iletim yolu conveyance [obsolete] n.
otoyoldaki servis yolu diversion [uk] n.
yoldaki servis yolu diversion [uk] n.
sabit ulaşım yolu fixed link [canada] n.
çözüm yolu fixit n.
tatmin yolu outlet n.
biri için yolu açan kimse outrider n.
çıkış yolu outway n.
yaya yolu public footpath n.
taşıt yolu kenarı pullout n.
ayak yolu room n.
kaçış yolu scape [obsolete] n.
(hipodromda) bir dizi ahırın önünde uzanan üst kapalı yürüme yolu shedrow n.
su yolu sheuch [scotland] n.
ayak yolu shouse n.
kütük, kereste veya dallarla kaplanmış orman yolu slash n.
kütük, kereste veya dallarla kaplanmış orman yolu slashing n.
tek yönlü sinyal yolu polarized [us] n.
tek yönlü molekül yolu polarized [us] n.
su yolu spreader n.
su yolu spreader dam n.
hangar yolu street n.
kazanmak için her yolu mübah sayan yarışmacı street fighter n.
demir yolu yol kontrol görevlisi supervisor n.
(demir yolu raylarında) düzgünlük surface n.
kara yolu kargo hizmeti surface mail n.
deniz yolu kargo hizmeti surface mail n.
demir yolu raylarını hizalama surfacing n.
demir yolu raylarını dizme surfacing n.
yaklaşma yolu approach n.
(londra) embankment yolu embankment n.
geçiş yolu path n.
yürüyüş yolu walkway n.
yolu işgal etmek hog v.
yolu tarif etmek direct v.
zor bir probleme çözüm yolu bulmak grasp the nettle v.
doğru yolu göstermek lead to the right path v.
kaplamak (yolu bir maddeyle) surface v.
çözüm yolu bulmak come up with v.
katetmek (yolu) cover v.
yolu hızla katetmek make good time v.
doğru yolu göstermek show the right way v.
her yolu denemek leave no stone unturned v.
kaplamak (yolu asfalt/taş vb ile) pave with v.
doğru yolu göstermek show the right course v.
doğru yolu bulmak find the right way v.
doğru yolu bulmak find the correct path v.
çözüm yolu aramak search for a solution v.
yolu izlemek follow the road v.
kolay yolu tercih etmek take the easy way out v.
yolu (asfalt/taş ile) kaplamak pave with v.
yolu kapamak hug the road v.
yolu kapamak block the road v.
yolu kapamak hog the road v.
yolu almak reach the end of one's journey v.
yolu düşmek chance on v.
yolu düşmek happen on v.
yolu düşmek be at hand v.
yolu düşmek happen to pass (a place) v.
yolu tutmak (police) take control of a road v.
yolu şaşırmak run off the rails v.
yolu yokuşa sürmek raise difficulties v.
yolu yokuşa sürmek make things difficult v.
yolu yokuşa sürmek make difficulties v.
yolu yokuşa sürmek make trouble v.
yolu kesişmek cross someone's path v.
yolu kesişmek (someone's path) cross with someone else v.
çözüm yolu aramak see about the way v.
doğru yolu bulmak find the true path v.
yolu düşmek come by v.
yolu düşmek drop by v.
yolu düşmek pass by v.
yolu tutmak hold the pass v.
yolu yarılamak complete half of v.
yolu yarılamak be halfway through v.
yolu yarılamak go halfway down v.
yolu tıkamak block the road v.
yolu üzerinde bulunmak be on one's way v.
yolu aydınlatmak illuminate the road v.
yolu aydınlatmak light the road v.
yolu tıkamak clog the roadway v.
yolu tıkamak clog the road v.
çözüm yolu aramak seek a solution v.
yolu aydınlatmak light the way v.
hava yolu ile seyahat etmek travel by air v.
yolu sormak ask someone the way v.
doğru yolu göstermek show the true way v.
damar yolu açmak establish vascular access v.
sulh yolu ile çözmek resolve/settle a problem amicably v.
sulh yolu ile çözmek settle a conflict by peaceful means v.
kolay yolu seçmek take the easy way out v.
çıkış yolu bulmak find a way out v.
izlediği yolu değiştirmek tack v.
önden giderek yolu göstermek lead the way v.
yolu işaretlemek blaze v.
(ağaçları, otları keserek) yolu temizlemek hack v.
yolu kapatmak blackade v.
iş birliği yolu açmak lubricitate v.
kalıtım yolu ile aktarmak demise v.
miras yolu ile geçmek demise v.
yolu açmak deobstruct v.
doğru yolu göstermek guide v.
(ısı yolu ile) parlatmak ignite v.
yolu kapamak roadblock v.
yolu tıkamak impede v.
(yolu) tahliye etmek improve v.
(damar yolu ile) ilaç uygulamak infuse v.
(damar yolu ile) tedavi uygulamak infuse v.
yolu kapatmak dit [scotland] v.
yolu tıkamak dit [scotland] v.
yolu kapatmak ditt v.
yolu tıkamak ditt v.
geçiş yolu yaratmak command v.
(yazı yolu ile dolaylı olarak) partizanlık yapmak pamphleteer v.
(yolu) yürüyerek aşındırmak pad [dialect] v.
(yolu, bölgeyi) başkaları için açmak pioneer v.
(yolu, bölgeyi) başkaları için hazırlamak pioneer v.
yolu açmak clear v.
hedefe giden yolu belirlemek satisfise [us] v.
hedefe giden yolu izlemek satisfice [uk] v.
su yolu inşa etmek flume v.
çıkış yolu bulmak outwin [obsolete] v.
(yolu) ağır adımlarla arşınlamak plod v.
(yolu) tebeşir ile çizmek screeve v.
yolu açmak fortify [obsolete] v.
(yolu) sebatla kat etmek slog v.
spor yolu ile çoğaltmak spore v.
damıtma yolu ile özütünü çıkarmak still v.
telkin yolu ile kontrol altına almak suggestionise [uk] v.
telkin yolu ile hipnotize etmek suggestionise [uk] v.
telkin yolu ile kontrol altına almak suggestionize [us] v.
telkin yolu ile hipnotize etmek suggestionize [us] v.
dua yolu ile istemek supplicate v.
(organ, doku veya hücrelerde) geçiş yolu açmak supply v.
(mahsulün) satın alım yolu ile fiyatını sabit tutmak support v.
sentez yolu ile oluşturmak synthetise [uk] v.
sentez yolu ile oluşturmak synthetize v.
yolu olmayan pathless adj.
çıkar yolu olmayan anchorless adj.
sezgi yolu ile anlaşılan intuitive adj.
dolaylı ve genellikle yolu epey uzatan sefer circuitous adj.
yolu olmayan trackless adj.
birden fazla yolu olan multiway adj.
yolu olmayan untracked adj.
geçiş yolu olmayan untracked adj.
yolu kesilen intercepted adj.
yolu olmayan wayless adj.
kara yolu ile yapılan overland adj.
normal doğum yolu ile doğan born vaginally adj.
yolu/önü kesilebilen interceptable adj.
uçak (hava yolu) air adj.
ara yolu olan aisled adj.
ara yolu olmayan aisless adj.
yolu olmayan unpathed adj.
yolu olmayan unpathwayed adj.
çıkış yolu olmayan escapeless adj.
yolu olmayan unwayed [obsolete] adj.
çok sayıda yolu bulunan multivious adj.
yolu olmayan roadless adj.
rica yolu ile elde edilen impetrate [obsolete] adj.
yazı yolu ile iletişim sürdüren paper adj.
mektup yolu ile iletişim sürdüren paper adj.
aynı yolu izleyen parallel adj.
yolu olmayan invious [obsolete] adj.
posta yolu ile gerçekleştirilen postal adj.
miras yolu ile alınan successive [obsolete] adj.
kara veya deniz yolu ile taşınan (posta) surface adj.
deniz veya kara yolu ile taşınan posta olarak işlem gören surface adj.
(gerçeği) gözlem yolu ile öğrenen synthetic adj.
(gerçeği) gözlem yolu ile öğrenen synthetical adj.
yolu üzerinde giderken enroute adv.
kara yolu ile by land adv.
hava yolu ile by air mail adv.
hava yolu ile by air adv.
deniz yolu ile by sea adv.
çözüm yolu bulamayarak cluelessly adv.
duyu yolu ile sensorially adv.
algılama yolu ile sensuously adv.
teklif alma yolu ile by tender adv.
deneme yanılma yolu ile by trial and error adv.
takas yolu ile catallactically adv.
yolu üstünde in one's way adv.
düşünce yolu ile ideally adv.
yolu üzerinde on the way adv.
ima yolu ile impliedly adv.
iletişim yolu olmadan incommunicado adv.