|
Category |
English |
Turkish |
|
| Common Usage |
|
| 1 |
Common Usage |
stop over v.
|
konaklamak |
|
We stopped over in Los Angeles for two nights on the way to New Zealand.
Yeni Zelanda'ya giderken Los Angeles'ta iki gece konakladık.
More Sentences
|
| 2 |
Common Usage |
stop over v.
|
mola vermek |
|
We stopped over in Athens on our way to Paris.
Paris'e giderken, Atina'da mola verdik.
More Sentences
|
| 3 |
Common Usage |
mist over v.
|
buğulanmak |
|
The sky misted over.
Gökyüzü buğulandı.
More Sentences
|
| 4 |
Common Usage |
take over v.
|
devralmak |
|
I agree that President Musharraf took over in a coup.
Başkan Müşerref'in görevi bir darbe ile devraldığına katılıyorum.
More Sentences
|
| 5 |
Common Usage |
climb over v.
|
aşmak |
|
I dreamed I saw a great wave climbing over green lands and above the hills.
Düşümde yemyeşil kırları ve tepeleri aşan büyük bir dalga gördüm.
More Sentences
|
| 6 |
Common Usage |
get over v.
|
atlatmak |
|
I want to help you get over this.
Bunu atlatmana yardım etmek istiyorum.
More Sentences
|
| 7 |
Common Usage |
over prep.
|
üzerinden |
|
We jumped over the stream instead of wading through it.
Dereden geçmek yerine üzerinden atladık.
More Sentences
|
| 8 |
Common Usage |
over prep.
|
üstüne |
|
Tom put his hands over Mary's mouth.
Tom ellerini Mary'nin ağzının üstüne koydu.
More Sentences
|
| 9 |
Common Usage |
over prep.
|
üzerine |
|
We have not added so much as a comma over and above the minimum protection for workers.
İşçiler için asgari korumanın üzerine virgül kadar bile bir şey eklemedik.
More Sentences
|
| 10 |
Common Usage |
over prep.
|
fazla |
|
Over 8,000 ingredients have already been cleared for use in cosmetics.
8.000'den fazla bileşenin kozmetikte kullanımına izin verilmiştir.
More Sentences
|
| 11 |
Common Usage |
over adj.
|
bitmiş |
|
But we must not forget that, though it represents a huge step forward, in some sectors the work is not over.
Ancak unutmamalıyız ki, bu ileriye doğru atılmış büyük bir adım olsa da, bazı sektörlerde iş henüz bitmemiştir.
More Sentences
|
| 12 |
Common Usage |
over prep.
|
aşkın |
|
The Korean people lived in a unified country for over 1 300 years from the seventh century.
Kore halkı yedinci yüzyıldan itibaren 1300 yılı aşkın bir süre boyunca birleşik bir ülkede yaşamıştır.
More Sentences
|
| General |
|
| 13 |
General |
run over n.
|
çiğneme |
|
Tom's dog was run over by a truck.
Tom'un köpeği bir kamyon tarafından çiğnendi.
More Sentences
|
| 14 |
General |
over-population n.
|
aşırı nüfus |
|
The most severe problem at present is that of over-population.
Günümüzün en ciddi problemi aşırı nüfustur.
More Sentences
|
| 15 |
General |
take-over n.
|
devralma |
|
We should like this to be done in a non-Anglo-Saxon manner, as I indicated in connection with the Take-over Directive.
Devralma Direktifi ile bağlantılı olarak belirttiğim gibi bunun Anglo-Sakson olmayan bir şekilde yapılmasını isteriz.
More Sentences
|
| 16 |
General |
over-use n.
|
aşırı kullanım |
|
We have however been aware of a potentially harmful consequence of the over-use of antibiotics since the 1950s.
Ancak 1950'lerden bu yana antibiyotiklerin aşırı kullanımının potansiyel olarak zararlı sonuçlarının farkındayız.
More Sentences
|
| 17 |
General |
over the border n.
|
sınırın ötesi |
|
Over the border in Afghanistan, I have seen no water projects at all on the ground.
Afganistan sınırının ötesinde, sahada hiçbir su projesi görmedim.
More Sentences
|
| 18 |
General |
turn over v.
|
teslim etmek |
|
Sami's body was examined by the coroner, then it was turned over to a funeral home.
Sami'nin cesedi adli tabip tarafından incelendikten sonra cenaze evine teslim edildi.
More Sentences
|
| 19 |
General |
fall over v.
|
devrilmek |
|
The tree fell over in the typhoon.
Ağaç tayfunda devrildi.
More Sentences
|
| 20 |
General |
come over v.
|
uğramak |
|
Tom asked Mary what time she wanted him to come over.
Tom Mary'ye onun saat kaçta uğramasını istediğini sordu.
More Sentences
|
|
|
| 21 |
General |
come over v.
|
olmak |
|
Tell Tom we're too tired to come over tonight.
Tom'a bu gece gelemeyecek kadar yorgun olduğumuzu söyle.
More Sentences
|
| 22 |
General |
flip over v.
|
döndürmek |
|
Tom flipped over the card and saw that it was the ace of spades.
Tom kartı döndürdü ve onun maça ası olduğunu gördü.
More Sentences
|
| 23 |
General |
taken over v.
|
devralmak |
|
This decision will set the exact date on which the operation is taken over.
Bu karar operasyonun devralınacağı kesin tarihi belirleyecektir.
More Sentences
|
| 24 |
General |
knock over v.
|
çarpmak |
|
He was knocked over by the car.
Araba ona çarptı.
More Sentences
|
| 25 |
General |
blow over v.
|
geçmek |
|
Farming has taken a blow over the past year in the United Kingdom, and sheep farming, of course, is no exception.
Birleşik Krallık'ta çiftçilik geçtiğimiz yıl darbe aldı ve elbette koyun yetiştiriciliği de bir istisna değil.
More Sentences
|
| 26 |
General |
skip over v.
|
atlamak (konu vb) |
|
Don't skip over any details.
Hiçbir detayı atlamayın.
More Sentences
|
| 27 |
General |
talk over v.
|
hakkında konuşmak |
|
They're talking over each other.
Birbirleri hakkında konuşuyorlar.
More Sentences
|
| 28 |
General |
get over v.
|
unutmak (bir üzüntüyü) |
|
I can't get over how rude she was.
Onun ne kadar kaba olduğunu unutamıyorum.
More Sentences
|
| 29 |
General |
read over v.
|
tekrar okumak |
|
This book is worth reading over and over again.
Bu kitap, tekrar tekrar okumaya değer.
More Sentences
|
| 30 |
General |
get over v.
|
atlatmak |
|
We are certain that he will get over his illness.
Hastalığını atlatacağından eminiz.
More Sentences
|
| 31 |
General |
get over v.
|
iyileşmek |
|
It took Rei 20 days to get over her injury.
Yarasının iyileşmesi Rei'nin 20 gününü aldı.
More Sentences
|
| 32 |
General |
take over v.
|
yönetimi üstlenmek |
|
I don't want him to take over.
Onun yönetimi üstlenmesini istemiyorum.
More Sentences
|
| 33 |
General |
leap over v.
|
üzerinden atlamak |
|
He leaped over the shallow ditch.
Sığ hendeğin üzerinden atladı.
More Sentences
|
| 34 |
General |
turn over v.
|
dönmek |
|
Tom turned over.
Tom döndü.
More Sentences
|
| 35 |
General |
win over v.
|
yenmek |
|
Most experts predict that Brazil will win over Chile.
Çoğu uzman Brezilya'nın Şili'yi yeneceğini tahmin ediyor.
More Sentences
|
| 36 |
General |
go over v.
|
incelemek |
|
I've been going over the inventory.
Sayım dökümlerini inceliyorum.
More Sentences
|
| 37 |
General |
turn over v.
|
devretmek |
|
He turned over the business to his son.
O, işi oğluna devretti.
More Sentences
|
| 38 |
General |
hand over v.
|
teslim etmek |
|
It also seems that the victims of kidnapping were handed over to Syria and then transferred to Syrian prisons.
Ayrıca kaçırılan kurbanların Suriye'ye teslim edildiği ve daha sonra Suriye hapishanelerine nakledildiği görülüyor.
More Sentences
|
| 39 |
General |
stop over in v.
|
durmak |
|
Can I stop over in Boston?
Boston'da durabilir miyim?
More Sentences
|
| 40 |
General |
hand over v.
|
bağışlamak |
|
He handed over all his property to his son.
Tüm mülkiyetini oğluna bağışladı.
More Sentences
|
|
|
| 41 |
General |
go over v.
|
geçmek |
|
We have heard a great deal of praise for the Socrates programme and I have no wish to go over it all again.
Socrates programı için çok fazla övgü duyduk ve bunların üzerinden tekrar geçmek istemiyorum.
More Sentences
|
| 42 |
General |
be over v.
|
bitmiş olmak |
|
Life will already be over before you know it.
Sen farkına varmadan hayat çoktan bitmiş olacak.
More Sentences
|
| 43 |
General |
run over v.
|
araç ile çiğnemek |
|
Tom got run over while crossing the street.
Tom caddeyi geçerken bir araç ile çiğnendi.
More Sentences
|
| 44 |
General |
run over v.
|
ezmek |
|
The bus nearly ran over him.
Otobüs neredeyse onu eziyordu.
More Sentences
|
| 45 |
General |
be over v.
|
dolmak |
|
Your time is over.
Zamanın doldu.
More Sentences
|
| 46 |
General |
spread over v.
|
yayılmak |
|
The towns concerned estimate that it will be spread over 40 years.
İlgili kentler bunun 40 yıla yayılacağını tahmin etmektedir.
More Sentences
|
| 47 |
General |
rule over v.
|
hükmetmek |
|
The king rules over his subjects.
Kral tebaasına hükmeder.
More Sentences
|
| 48 |
General |
ponder over v.
|
düşünüp taşınmak |
|
We all pondered over what had taken place.
Hepimiz ne olduğunu düşünüp taşındık.
More Sentences
|
| 49 |
General |
fall over v.
|
düşmek |
|
The speed at which malnutrition has been falling over the past decade is disappointing.
Yetersiz beslenmenin son on yılda düşme hızı hayal kırıklığı yaratmaktadır.
More Sentences
|
| 50 |
General |
make over v.
|
yenilemek |
|
He made over the interior of his house.
O, evinin içini yeniletti.
More Sentences
|
| 51 |
General |
look over v.
|
göz gezdirmek |
|
I looked over my shoulder.
Omuzumun üzerinden göz gezdirdim.
More Sentences
|
| 52 |
General |
cloud over v.
|
bulutlanmak |
|
The sky has gradually clouded over.
Gökyüzü yavaşça bulutlandı.
More Sentences
|
| 53 |
General |
pull over v.
|
kenara çekmek |
|
I was pulled over by a motorcycle cop.
Motosikletli bir devriye tarafından kenara çekildim.
More Sentences
|
| 54 |
General |
roll over v.
|
yuvarlanmak |
|
Tom rolled over in his sleep.
Tom uykusunda yuvarlandı.
More Sentences
|
| 55 |
General |
topple over v.
|
devrilmek |
|
The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over.
Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi o kadar yüksektir ki devrilir.
More Sentences
|
| 56 |
General |
stop over v.
|
bir müddet kalmak |
|
Can I stop over in Chicago?
Chicago'da bir müddet kalabilir miyim?
More Sentences
|
| 57 |
General |
pore over v.
|
incelemek |
|
Sami pored over the documents.
Sami belgeleri inceledi.
More Sentences
|
| 58 |
General |
boil over v.
|
taşmak |
|
The milk boiled over.
Süt taştı.
More Sentences
|
| 59 |
General |
get over v.
|
başa çıkmak |
|
You can get over the handicap soon.
Yakında sorunla başa çıkabilirsin.
More Sentences
|
| 60 |
General |
go over v.
|
gözden geçirmek |
|
We should, however, go over a number of points of assessment with each other.
Bununla birlikte birbirimizle bazı değerlendirme noktalarını gözden geçirmeliyiz.
More Sentences
|
| 61 |
General |
be over v.
|
bitmek |
|
Will the EU continue to limit itself to expressing its deep concern over what is going on?
AB, olup bitenlerden duyduğu derin endişeyi ifade etmekle yetinmeye devam edecek mi?
More Sentences
|
| 62 |
General |
turn over v.
|
devrilmek |
|
The table is askew, it's likely going to turn over soon.
Masa eğri, yakında devrilecek gibi duruyor.
More Sentences
|
| 63 |
General |
talk over v.
|
üstünde konuşmak |
|
I admit he's smart, but does he have to talk over everyone's heads all the time?
Zeki olduğunu kabul ediyorum, ama her zaman herkesin kafasının üstünde konuşmak zorunda mı?
More Sentences
|
| 64 |
General |
tip over v.
|
devrilmek |
|
The lorry tipped over.
Kamyon devrildi.
More Sentences
|
| 65 |
General |
look over v.
|
incelemek |
|
He looked over my report.
Raporumu inceledi.
More Sentences
|
| 66 |
General |
look over v.
|
şöyle bir bakmak |
|
Everyone looked over at them.
Herkes onlara şöyle bir baktı.
More Sentences
|
| 67 |
General |
get over v.
|
üstesinden gelmek |
|
Running, jumping, and getting over the deadly traps is in your hands.
Koşmak, zıplamak ve ölümcül tuzakların üstesinden gelmek sizin elinizde.
More Sentences
|
| 68 |
General |
get over v.
|
inanmak (şaşırtıcı bir olaya) |
|
I still can't get over the fact that you got fired!
Hâlâ kovulduğuna inanamıyorum!
More Sentences
|
| Common Usage |
|
| 69 |
Common Usage |
passing over n.
|
aşma |
|
| 70 |
Common Usage |
pass over v.
|
aşırmak |
|
| 71 |
Common Usage |
pass over v.
|
aşmak |
|
| 72 |
Common Usage |
cast a spell over v.
|
büyü yapmak |
|
| General |
|
| 73 |
General |
turning over n.
|
devir |
|
| 74 |
General |
scattered all over n.
|
deli kızın çeyisi gibi |
|
| 75 |
General |
over the counter drug n.
|
reçetesiz ilaç |
|
| 76 |
General |
hand over hand n.
|
tutuna tutuna tırmanma |
|
| 77 |
General |
handing over n.
|
teslim etme |
|
| 78 |
General |
stew over n.
|
buğulama |
|
| 79 |
General |
quarrel over giving or not giving pass n.
|
yol verdin yol vermedin kavgası |
|
| 80 |
General |
over excavation n.
|
fazla kazı |
|
|
|
| 81 |
General |
over work n.
|
fazla çalışma |
|
| 82 |
General |
stew over n.
|
yahni |
|
| 83 |
General |
well over n.
|
taşma |
|
| 84 |
General |
spreading over n.
|
istila |
|
| 85 |
General |
the world over n.
|
her yerde |
|
| 86 |
General |
a roof over one's head n.
|
başını sokacak bir yer |
|
| 87 |
General |
over exploitation n.
|
aşırı sömürü |
|
| 88 |
General |
dominion over the earth n.
|
dünya egemenliği |
|
| 89 |
General |
stew over n.
|
güveç |
|
| 90 |
General |
paper over the cracks n.
|
uyuşmazlığı gidermek |
|
| 91 |
General |
quarrel over not giving pass n.
|
yol vermedin kavgası |
|
| 92 |
General |
bubbling over n.
|
taşma |
|
| 93 |
General |
passing over n.
|
aşırma |
|
| 94 |
General |
over employment n.
|
aşırı istihdam |
|
| 95 |
General |
change over n.
|
değişiklik |
|
| 96 |
General |
handing over n.
|
teslim |
|
| 97 |
General |
the world over n.
|
bütün dünyada |
|
| 98 |
General |
over exuberance n.
|
aşırı taşkınlık |
|
| 99 |
General |
taking over n.
|
devralma |
|
| 100 |
General |
opportunity to start over n.
|
yeni bir başlangıç |
|
| 101 |
General |
opportunity to start over n.
|
temiz bir sayfa |
|
| 102 |
General |
territory over which authority is exercised n.
|
yetki sınırları |
|
| 103 |
General |
territory over which authority is exercised n.
|
yetki alanı |
|
| 104 |
General |
mind over matter n.
|
sorunların üstesinden gelmek için iradesini kullanma |
|
| 105 |
General |
mind over matter n.
|
irade gücünü kullanarak güçlükleri kontrol edebilme |
|
| 106 |
General |
a roof over one's head n.
|
başını sokacak bir dam |
|
| 107 |
General |
change-over n.
|
değişiklik |
|
| 108 |
General |
change-over switch n.
|
komütatör |
|
| 109 |
General |
going-over n.
|
paylama |
|
| 110 |
General |
change-over n.
|
değişme |
|
| 111 |
General |
going-over n.
|
azar |
|
| 112 |
General |
change-over n.
|
değiştirme |
|
| 113 |
General |
going-over n.
|
azarlama |
|
| 114 |
General |
over-cooling n.
|
aşırı soğuma |
|
| 115 |
General |
over-the-counter markets n.
|
tezgah üstü hisse senedi piyasaları |
|
| 116 |
General |
over-fatigue n.
|
bitkinlik |
|
| 117 |
General |
over-capacity n.
|
fazla kapasite |
|
| 118 |
General |
over-reliance n.
|
aşırı bağımlılık |
|
| 119 |
General |
over-weight n.
|
aşırı kilo |
|
| 120 |
General |
take-over n.
|
devir |
|
| 121 |
General |
extra over price n.
|
fiyat farkı |
|
| 122 |
General |
range over a wide field n.
|
geniş alana yayılma |
|
| 123 |
General |
build-up over years n.
|
yılların birikimi |
|
| 124 |
General |
over-lavishness n.
|
aşırı müsriflik |
|
| 125 |
General |
over-lavishness n.
|
abartılı müsriflik |
|
| 126 |
General |
over-lavishness n.
|
aşırı savurganlık |
|
| 127 |
General |
tussling over n.
|
boğuşma |
|
| 128 |
General |
tussling over n.
|
cebelleşme |
|
| 129 |
General |
a brawl over a woman n.
|
kadın için edilen kavga |
|
| 130 |
General |
advantages over one thing to another n.
|
bir şeyin diğerine karşı avantajları |
|
| 131 |
General |
over-monitoring n.
|
aşırı izleme |
|
| 132 |
General |
over-monitoring n.
|
aşırı kontrol |
|
| 133 |
General |
over-monitoring n.
|
aşırı denetim |
|
| 134 |
General |
damage over time n.
|
zamanla oluşan hasar |
|
| 135 |
General |
over-arousal n.
|
aşırı uyarılma |
|
| 136 |
General |
up-and-over-door n.
|
(garaj/depo için) yukarı açılır-kapanır kapı |
|
| 137 |
General |
leaning over n.
|
abanma |
|
| 138 |
General |
spill-over n.
|
taşmış şey |
|
| 139 |
General |
spill-over n.
|
dağılma |
|
| 140 |
General |
experiences gained/acquired over time n.
|
zaman içinde elde edilen tecrübeler |
|
| 141 |
General |
over-punctuation n.
|
aşırı noktalama |
|
| 142 |
General |
over-density n.
|
aşırı yoğunluk |
|
| 143 |
General |
comb-over n.
|
tepedeki kelin yandan uzatılan saçlarla örtülmesi |
|
| 144 |
General |
efficiency over style n.
|
stil yerine verimlilik |
|
| 145 |
General |
take-over zone n.
|
bayrak yarışında batonun el değiştirildiği alan |
|
| 146 |
General |
carry-over n.
|
bir durumdan öğrenilen becerinin ona benzer başka bir durumda kullanılması |
|
| 147 |
General |
over-prudence n.
|
aşırı ihtiyatlılık |
|
| 148 |
General |
look-over n.
|
hızlıca yapılan inceleme |
|
| 149 |
General |
look-over n.
|
üstünkörü teftiş |
|
| 150 |
General |
going-over n.
|
dikkatli inceleme |
|
| 151 |
General |
going-over n.
|
dikkatli denetim |
|
| 152 |
General |
going-over n.
|
dayak |
|
| 153 |
General |
going-over n.
|
bakım |
|
| 154 |
General |
once-over n.
|
kısa süreli fakat kapsamlı çalışma |
|
| 155 |
General |
once-over n.
|
şiddetli dayak |
|
| 156 |
General |
over-crowding n.
|
aşırı yoğunluk |
|
| 157 |
General |
over-crowding n.
|
aşırı kalabalıklaşma |
|
| 158 |
General |
over-crowding n.
|
aşırı kalabalık |
|
| 159 |
General |
over-garment n.
|
üst giysi |
|
| 160 |
General |
over-garment n.
|
üst giyecek |
|
| 161 |
General |
over-under n.
|
bahis dağılımı |
|
| 162 |
General |
over-under n.
|
bahis tahmini |
|
| 163 |
General |
over-use n.
|
tüketme |
|
| 164 |
General |
over-use n.
|
sömürü |
|
| 165 |
General |
come-over n.
|
(man adası'na) yerleşmek üzere britanya'dan gelmiş kimse |
|
| 166 |
General |
come-over n.
|
(man adası'na) britanya'dan gelmiş yerleşimci |
|
| 167 |
General |
do-over n.
|
genel bakım |
|
| 168 |
General |
do-over n.
|
tepeden tırnağa bakım |
|
| 169 |
General |
poring over n.
|
ezber okuması |
|
| 170 |
General |
poring over n.
|
dikkatli okuma |
|
| 171 |
General |
over [uk] n.
|
kağıt topunda baskı hatalarına karşı fazladan sayfalar |
|
| 172 |
General |
over n.
|
kerestecilerin giydiği kalın botlar |
|
| 173 |
General |
over n.
|
öğütme işleminde elekten geçmeyen malzeme |
|
| 174 |
General |
over n.
|
hedefin ötesini vuran atış |
|
| 175 |
General |
over n.
|
fazlalık |
|
| 176 |
General |
over n.
|
ek |
|
| 177 |
General |
over n.
|
ilave |
|
| 178 |
General |
over the border n.
|
sınır çizgisinin ötesi |
|
| 179 |
General |
quantity over quality n.
|
nitelikten ziyade nicelik |
|
| 180 |
General |
get over v.
|
iyi olmak |
|
| 181 |
General |
pass over v.
|
aldırmamak |
|
| 182 |
General |
lean over v.
|
abanmak |
|
| 183 |
General |
sleep over v.
|
gecelemek |
|
| 184 |
General |
bowl over v.
|
ağzı bir karış açık kalmak |
|
| 185 |
General |
have control over v.
|
egemen olmak |
|
| 186 |
General |
be left over v.
|
artmak |
|
| 187 |
General |
be over v.
|
bitmek (kalmamak) |
|
| 188 |
General |
pass over v.
|
göz yummak |
|
| 189 |
General |
voice over v.
|
sözünü geçirmek |
|
| 190 |
General |
bubble over v.
|
coşmak |
|
| 191 |
General |
tumble down over v.
|
takla atmak |
|
| 192 |
General |
tide over v.
|
atlatmak |
|
| 193 |
General |
cloud over v.
|
bulutla kaplamak |
|
| 194 |
General |
spill over with v.
|
dolu olmak |
|
| 195 |
General |
blow over v.
|
sona ermek |
|
| 196 |
General |
tower over v.
|
sivrilmek |
|
| 197 |
General |
pore over v.
|
dalmak |
|
| 198 |
General |
bowl someone over v.
|
birini yere yıkmak |
|
| 199 |
General |
watch over v.
|
korumak |
|
| 200 |
General |
brim over v.
|
taşmak (su vb) |
|
| 201 |
General |
have no roof over one's head v.
|
başını sokacak bir yeri olmamak |
|
| 202 |
General |
pass the sponge over v.
|
unutmak |
|
| 203 |
General |
rake someone over the coals v.
|
birini haşlamak |
|
| 204 |
General |
fawn over v.
|
yaltaklanmak |
|
| 205 |
General |
lord it over someone v.
|
birine amir gibi davranmak |
|
| 206 |
General |
put the helm hard over v.
|
alabanda etmek |
|
| 207 |
General |
throw over v.
|
vazgeçmek |
|
| 208 |
General |
gloat over v.
|
şeytanca bir zevk duymak |
|
| 209 |
General |
turn over v.
|
alıp satmak (mal) |
|
| 210 |
General |
screw over v.
|
ihanet etmek |
|
| 211 |
General |
puzzle over v.
|
çok düşünmek |
|
| 212 |
General |
get over an illness v.
|
iyileşmek |
|
| 213 |
General |
tyrannize over the society v.
|
topluma baskı yapmak |
|
| 214 |
General |
bend over backwards v.
|
aşırı önlem almak |
|
| 215 |
General |
run over v.
|
tekrarlamak |
|
| 216 |
General |
ice over v.
|
buzlanmak |
|
| 217 |
General |
talk over v.
|
bahsetmek |
|
| 218 |
General |
glance over v.
|
göz gezdirmek |
|
| 219 |
General |
get over the difficulties v.
|
güçlüklerin üstesinden gelmek |
|
| 220 |
General |
pore over v.
|
konsantre olmak |
|
| 221 |
General |
turn over a new leaf v.
|
yeniden başlamak |
|
| 222 |
General |
swap over v.
|
yerini değiştirmek |
|
| 223 |
General |
be over v.
|
tamam olmak |
|
| 224 |
General |
drop over v.
|
ziyaret etmek |
|
| 225 |
General |
pass the sponge over something v.
|
sünger çekmek |
|
| 226 |
General |
bring over v.
|
razı etmek |
|
| 227 |
General |
work over v.
|
değişiklik yapmak |
|
| 228 |
General |
drop over v.
|
istendiği zaman ziyaret etmek |
|
| 229 |
General |
run over v.
|
çiğnemek |
|
| 230 |
General |
skin over v.
|
kabuk bağlamak |
|
| 231 |
General |
tilt something over v.
|
bir şeyi yan yatırarak devirmek |
|
| 232 |
General |
give over v.
|
kesmek |
|
| 233 |
General |
turn over and over v.
|
evirip çevirmek |
|
| 234 |
General |
turn over v.
|
havale etmek |
|
| 235 |
General |
pull something over v.
|
bir şeyi yaklaştırmak |
|
| 236 |
General |
think over v.
|
düşünüp taşınmak |
|
| 237 |
General |
rap somebody over the knuckles v.
|
haddini bildirmek |
|
| 238 |
General |
bend over backwards v.
|
aşırı çaba sarfetmek |
|
| 239 |
General |
watch over v.
|
özen göstermek |
|
| 240 |
General |
brood over v.
|
gütmek |
|
| 241 |
General |
preponderate over v.
|
üstün olmak |
|
| 242 |
General |
throw over v.
|
bırakmak |
|
| 243 |
General |
say over v.
|
tekrar etmek |
|
| 244 |
General |
announce someone over a loudspeaker v.
|
hoparlörle birini anons etmek |
|
| 245 |
General |
go over v.
|
tekrar gözden geçirmek |
|
| 246 |
General |
pass over v.
|
yararlanmak |
|
| 247 |
General |
turn over v.
|
devirmek |
|
| 248 |
General |
slobber over v.
|
abartmak |
|
| 249 |
General |
hold over v.
|
ertelemek |
|
| 250 |
General |
hold a thing over someone v.
|
birini bir şey ile durmadan tehdit etmek |
|
| 251 |
General |
enthuse over v.
|
hayranlık duymak |
|
| 252 |
General |
hang over v.
|
devam etmek |
|
| 253 |
General |
rhapsodize over something v.
|
öve öve bitirememek |
|
| 254 |
General |
turn over v.
|
altüst olmak |
|
| 255 |
General |
rap somebody over the knuckles v.
|
ağır eleştirmek |
|
| 256 |
General |
tower over v.
|
üstünden yükselmek |
|
| 257 |
General |
spread over v.
|
istila etmek |
|
| 258 |
General |
over estimate v.
|
gözünde büyütmek |
|
| 259 |
General |
win over v.
|
dostluğunu kazanmak |
|
| 260 |
General |
lord over v.
|
birine tepeden bakmak |
|
| 261 |
General |
blow over v.
|
dinmek (fırtına) |
|
| 262 |
General |
skim over v.
|
göz gezdirmek |
|
| 263 |
General |
be over one's head v.
|
boyunu aşmak (su) |
|
| 264 |
General |
whip over v.
|
bir koşu gitmek |
|
| 265 |
General |
bowl over v.
|
vurup devirmek |
|
| 266 |
General |
slide over v.
|
ustalıkla atlatmak (bir meseleyi) |
|
| 267 |
General |
bowl somebody over v.
|
hayrete düşürmek |
|
| 268 |
General |
bend over v.
|
diğer tarafa yaslanmak |
|
| 269 |
General |
turn over a new leaf v.
|
hayatını daha iyi bir yola koymak |
|
| 270 |
General |
lord over v.
|
birini küçük görmek |
|
| 271 |
General |
give over v.
|
vazgeçmek |
|
| 272 |
General |
rap somebody over the knuckles v.
|
azarlamak |
|
| 273 |
General |
check over v.
|
incelemek |
|
| 274 |
General |
ask over v.
|
eve davet etmek |
|
| 275 |
General |
take over for someone v.
|
birinin yerine bakmak |
|
| 276 |
General |
get over v.
|
savmak |
|
| 277 |
General |
heal over v.
|
iyileşmek |
|
| 278 |
General |
topple over v.
|
yıkılmak |
|
| 279 |
General |
trample over v.
|
ayakla ezmek |
|
| 280 |
General |
make something over to v.
|
bir şeyi birinin üstüne yapmak |
|
| 281 |
General |
win someone over v.
|
birini ikna ederek kendi tarafına çekmek |
|
| 282 |
General |
smooth over v.
|
düzeltmek |
|
| 283 |
General |
tick over v.
|
rölantide çalışmak |
|
| 284 |
General |
gloat over v.
|
zevkle seyretmek (birinin başarısızlığını) |
|
| 285 |
General |
be spread over v.
|
serilmek |
|
| 286 |
General |
ride rough over v.
|
hakkını çiğnemek |
|
| 287 |
General |
become hysterical over v.
|
sinirleri boşanmak |
|
| 288 |
General |
throw cold water over v.
|
pişmiş aşa su katmak |
|
| 289 |
General |
fuss over somebody v.
|
gözünün içine bakmak |
|
| 290 |
General |
go over v.
|
ince eleyip sık dokumak |
|
| 291 |
General |
run an eye over v.
|
göz atmak |
|
| 292 |
General |
hold over v.
|
uzatmak |
|
| 293 |
General |
take over the management v.
|
yönetimi devralmak |
|
| 294 |
General |
puzzle over v.
|
çözmeye çalışmak |
|
| 295 |
General |
slaver over v.
|
büyük bir zevkle okumak |
|
| 296 |
General |
stand over somebody v.
|
başına dikilmek |
|
| 297 |
General |
hang over v.
|
sürmek |
|
| 298 |
General |
knock over v.
|
yıkmak |
|
| 299 |
General |
cry over spilt milk v.
|
boşuna üzülmek |
|
| 300 |
General |
say over and over again v.
|
tekrar tekrar söylemek |
|
| 301 |
General |
get hysterical over v.
|
sinirleri boşanmak |
|
| 302 |
General |
go over big v.
|
üstesinden gelmek |
|
| 303 |
General |
puzzle over v.
|
kafa patlatmak |
|
| 304 |
General |
change over v.
|
bir uygulamadan başka bir uygulamaya geçmek |
|
| 305 |
General |
bring over v.
|
ikna etmek |
|
| 306 |
General |
go over something with a fine comb v.
|
kılı kırk yarmak |
|
| 307 |
General |
pick over v.
|
karışmak |
|
| 308 |
General |
scab over v.
|
kabuk bağlamak |
|
| 309 |
General |
topple over v.
|
yuvarlanmak |
|
| 310 |
General |
go gaga over v.
|
bir şey için deli olmak |
|
| 311 |
General |
cross over v.
|
üstünden geçirmek |
|
| 312 |
General |
think something over v.
|
tartmak |
|
| 313 |
General |
boss over v.
|
emir yağdırmak |
|
| 314 |
General |
get over v.
|
hazmetmek |
|
| 315 |
General |
slur over v.
|
geçiştirmek |
|
| 316 |
General |
have an advantage over someone v.
|
başkasına göre avantajlı bir durumda olmak |
|
| 317 |
General |
talk over the telephone v.
|
telefonlaşmak |
|
| 318 |
General |
turn over v.
|
alabora olmak |
|
| 319 |
General |
cross over v.
|
üzerinden geçirmek |
|
| 320 |
General |
take over v.
|
yerine geçmek (başkasının/başka bir şeyin) |
|
| 321 |
General |
take over v.
|
benimsemek |
|
| 322 |
General |
rule over v.
|
hakim olmak |
|
| 323 |
General |
pick over v.
|
ince eleyip sık dokumak |
|
| 324 |
General |
spill over v.
|
taşmak |
|
| 325 |
General |
cut over v.
|
kesmek |
|
| 326 |
General |
stand over v.
|
sonraya bırakmak |
|
| 327 |
General |
trip over v.
|
takılıp düşmek |
|
| 328 |
General |
cry over spilled milk v.
|
geçmişteki talihsizliklerin üzerinde durmak |
|
| 329 |
General |
cast a spell over v.
|
büyü yapmak |
|
| 330 |
General |
go over v.
|
yapmak |
|
| 331 |
General |
tyrannize over v.
|
eziyet etmek |
|
| 332 |
General |
run over v.
|
taşmak |
|
| 333 |
General |
prevail over v.
|
yenmek |
|
| 334 |
General |
arch over v.
|
üzerinde kemer oluşturmak |
|
| 335 |
General |
stoop over v.
|
abanmak |
|
| 336 |
General |
cogitate over v.
|
düşünüp taşınmak |
|
| 337 |
General |
cast a spell over v.
|
büyülemek |
|
| 338 |
General |
see over v.
|
kontrol etmek |
|
| 339 |
General |
tilt over v.
|
yan yatarak devrilmek |
|
| 340 |
General |
boss over v.
|
emirler yağdırmak |
|
| 341 |
General |
come over v.
|
başına gelmek |
|
| 342 |
General |
dominate over v.
|
hakimiyet kurmak |
|
| 343 |
General |
get over v.
|
geçmek (bir hastalık) |
|
| 344 |
General |
not to take over the duty v.
|
üstünden atmak |
|
| 345 |
General |
smooth things over between v.
|
barıştırmak |
|
| 346 |
General |
step over v.
|
yürüyerek üzerinden geçmek |
|
| 347 |
General |
turn over the management to v.
|
yönetimi devretmek |
|
| 348 |
General |
bowl someone over v.
|
birini şaşkına çevirmek |
|
| 349 |
General |
run over v.
|
çarpıp üstünden geçmek |
|
| 350 |
General |
slur over v.
|
üstünde durmadan geçivermek |
|
| 351 |
General |
over estimate v.
|
fazla değer vermek |
|
| 352 |
General |
predominate over v.
|
baskın çıkmak |
|
| 353 |
General |
sell a drug over the counter v.
|
ilacı reçetesiz satmak |
|
| 354 |
General |
stop over in v.
|
bir yerde mola vermek |
|
| 355 |
General |
pass over v.
|
ihmal etmek |
|
| 356 |
General |
boil over v.
|
galeyana gelmek |
|
| 357 |
General |
bowl someone over v.
|
birini şaşırtmak |
|
| 358 |
General |
roll over v.
|
çevirmek |
|
| 359 |
General |
leap something over something v.
|
atlatmak |
|
| 360 |
General |
struggle over v.
|
çırpınıp durmak |
|
| 361 |
General |
gloss over v.
|
gizlemek |
|
| 362 |
General |
rejoice over v.
|
düğün bayram etmek |
|
| 363 |
General |
keel over v.
|
pat diye düşmek |
|
| 364 |
General |
throw over v.
|
terketmek |
|
| 365 |
General |
walk over v.
|
kolayca yenmek |
|
| 366 |
General |
say over v.
|
tekrarlamak |
|
| 367 |
General |
take over v.
|
egemen olmak |
|
| 368 |
General |
brim over v.
|
taşmak |
|
| 369 |
General |
pass over (a matter) lightly v.
|
şakaya vurmak |
|
| 370 |
General |
cast a spell over v.
|
aklını almak |
|
| 371 |
General |
get something over with v.
|
bir şeyi yapıp bitirmek |
|
| 372 |
General |
make a fuss over v.
|
baş tacı etmek |
|
| 373 |
General |
cross over v.
|
üstünden geçmek |
|
| 374 |
General |
skip over someone v.
|
birisini tercih etmemek |
|
| 375 |
General |
bend over backwards v.
|
uğraşmak |
|
| 376 |
General |
walk over v.
|
kolay kazanmak |
|
| 377 |
General |
pass over v.
|
atlayıp geçmek |
|
| 378 |
General |
talk over v.
|
tartışmak |
|
| 379 |
General |
tide over v.
|
üstesinden gelmek |
|
| 380 |
General |
travel over v.
|
katetmek |
|
| 381 |
General |
pick over v.
|
burnunu sokmak |
|
| 382 |
General |
grass over v.
|
çim kaplamak |
|
| 383 |
General |
go hot all over v.
|
ateş basmak |
|
| 384 |
General |
quibble over v.
|
önemsiz şeyler üzerinde münakaşa etmek |
|
| 385 |
General |
run over v.
|
araç ile ezmek |
|
| 386 |
General |
get over v.
|
iletmek |
|
| 387 |
General |
pull something over v.
|
bir şeyi çekerek yaklaştırmak |
|
| 388 |
General |
turn over v.
|
çevirmek |
|
| 389 |
General |
pore over v.
|
tetkik etmek |
|
| 390 |
General |
run over v.
|
koşarak geçmek |
|
| 391 |
General |
lay over v.
|
ara vermek |
|
| 392 |
General |
watch over v.
|
beklemek |
|
| 393 |
General |
pass over v.
|
üstünden geçmek |
|
| 394 |
General |
niggle over v.
|
ile uğraşmak (cüzi şeyler/ufak kusurlar) |
|
| 395 |
General |
work over v.
|
pataklamak |
|
| 396 |
General |
tyrannize over v.
|
ezmek |
|
| 397 |
General |
loom over v.
|
belli belirsiz belirmek |
|
| 398 |
General |
go over the cliff v.
|
batmak |
|
| 399 |
General |
do over again v.
|
yeni baştan yapmak |
|
| 400 |
General |
topple over v.
|
devirmek |
|
| 401 |
General |
boil over with rage v.
|
feveran etmek |
|
| 402 |
General |
remain over v.
|
artakalmak |
|
| 403 |
General |
pull something over v.
|
bir şeyi kendine doğru çekerek devirmek |
|
| 404 |
General |
buy over v.
|
rüşvetle elde etmek |
|
| 405 |
General |
leap over v.
|
yüksekten atlamak |
|
| 406 |
General |
slide over v.
|
ustalıkla geçiştirmek (bir meseleyi) |
|
| 407 |
General |
whip over v.
|
çabucak gitmek |
|
| 408 |
General |
pass over (a matter) with humour v.
|
espriye vurmak |
|
| 409 |
General |
slop over v.
|
taşmak |
|
| 410 |
General |
trace over v.
|
kopya etmek |
|
| 411 |
General |
pull someone over v.
|
birini kendine doğru çekerek yere düşürmek |
|
| 412 |
General |
keel over v.
|
birden devrilip düşmek |
|
| 413 |
General |
gain over v.
|
dostluğunu kazanmak |
|
| 414 |
General |
pass over (a matter) lightly v.
|
espriye vurmak |
|
| 415 |
General |
slaver over v.
|
büyük bir zevkle dinlemek |
|
| 416 |
General |
put it over on v.
|
kazıklamak |
|
| 417 |
General |
go over v.
|
elden geçirmek |
|
| 418 |
General |
leave over v.
|
ertelemek |
|
| 419 |
General |
be over one's head v.
|
boyunu geçmek (su) |
|
| 420 |
General |
drape over v.
|
asmak |
|
| 421 |
General |
gloat over another's misfortunes v.
|
oh çekmek |
|
| 422 |
General |
stoop over v.
|
üstüne eğilmek |
|
| 423 |
General |
spring over v.
|
sıçrayarak aşmak (bir engeli) |
|
| 424 |
General |
hang over v.
|
abanmak |
|
| 425 |
General |
smooth over v.
|
tatlıya bağlamak |
|
| 426 |
General |
over v.
|
devirmek |
|
| 427 |
General |
go over v.
|
karşılanmak (belirli bir şekilde) |
|
| 428 |
General |
stand over v.
|
birinin başında durmak |
|
| 429 |
General |
work over v.
|
hırpalamak |
|
| 430 |
General |
give over v.
|
bırakmak |
|
| 431 |
General |
tilt over v.
|
devrilmek |
|
| 432 |
General |
carry over v.
|
gelmek |
|
| 433 |
General |
go over v.
|
sunmak |
|
| 434 |
General |
scar over v.
|
kabuk bağlamak |
|
| 435 |
General |
smooth over v.
|
yumuşatmak |
|
| 436 |
General |
buy over v.
|
birini rüşvetle satın almak |
|
| 437 |
General |
slide over v.
|
geçiştirmek |
|
| 438 |
General |
heal over v.
|
kabuk bağlamak |
|
| 439 |
General |
hang over v.
|
üstüne gelmek |
|
| 440 |
General |
run over to v.
|
gidivermek |
|
| 441 |
General |
have influence over v.
|
nazı geçmek |
|
| 442 |
General |
niggle over v.
|
üzerinde durmak (cüzi şeyler/ufak kusurlar) |
|
| 443 |
General |
take over v.
|
yönetimi ele almak |
|
| 444 |
General |
go over v.
|
muayene etmek |
|
| 445 |
General |
slop over v.
|
dökülmek |
|
| 446 |
General |
pick over v.
|
satılık malları karıştırarak incelemek |
|
| 447 |
General |
make somebody drool at the mouth over something v.
|
ağzını sulandırmak |
|
| 448 |
General |
go over v.
|
girmek (bir grubu bırakarak başka bir gruba) |
|
| 449 |
General |
cry over spilled milk v.
|
geçmişte yapılan hataları unutamamak |
|
| 450 |
General |
blow over v.
|
unutulmak |
|
| 451 |
General |
lay over v.
|
kaplamak |
|
| 452 |
General |
make over v.
|
devretmek |
|
| 453 |
General |
gloat over v.
|
şeytanca zevk almak |
|
| 454 |
General |
rack one's brains over v.
|
kafa patlatmak |
|
| 455 |
General |
be over v.
|
sonlanmak |
|
| 456 |
General |
ride rough over v.
|
kötü davranmak |
|
| 457 |
General |
gloss over v.
|
makul göstermek (bir yanlışı/doğru olmayan bir şeyi) |
|
| 458 |
General |
hold over v.
|
uzamak |
|
| 459 |
General |
lord it over v.
|
küçük görmek |
|
| 460 |
General |
be left over v.
|
elde kalmak |
|
| 461 |
General |
turn somebody over to somebody v.
|
teslim etmek |
|
| 462 |
General |
cant over v.
|
eğilmek |
|
| 463 |
General |
rake over v.
|
tırmıklamak |
|
| 464 |
General |
take something over v.
|
devralmak |
|
| 465 |
General |
run over v.
|
göçermek |
|
| 466 |
General |
bowl someone over v.
|
birini yere devirmek |
|
| 467 |
General |
toil over v.
|
ıkına sıkına çalışmak |
|
| 468 |
General |
throw cold water over v.
|
hevesini kırmaya çalışmak |
|
| 469 |
General |
freeze over v.
|
üstü buz tutmak |
|
| 470 |
General |
give over v.
|
durdurmak |
|
| 471 |
General |
whip over v.
|
şiddetle esmek (rüzgar) |
|
| 472 |
General |
cast a damp over v.
|
aksatmak |
|
| 473 |
General |
pass over v.
|
öbür tarafa geçmek |
|
| 474 |
General |
fuss over v.
|
üstüne titremek |
|
| 475 |
General |
walk over somebody v.
|
ezip geçmek |
|
| 476 |
General |
rejoice over v.
|
çok sevinmek |
|
| 477 |
General |
mull something over v.
|
bir şeyi iyice düşünmek |
|
| 478 |
General |
be over v.
|
miyadını doldurmak |
|
| 479 |
General |
sign over v.
|
kendi imzasıyla bir şeyi başkasına devretmek |
|
| 480 |
General |
throw cold water over (an idea/a plan) v.
|
pişmiş aşa su katmak |
|
| 481 |
General |
spring over v.
|
bir sıçrayışta (bir şeyin) üstünden geçmek |
|
| 482 |
General |
brood over something v.
|
arpacı kumrusu gibi düşünmek |
|
| 483 |
General |
turn over v.
|
düşünüp taşınmak |
|
| 484 |
General |
smooth over v.
|
sürmek (bir şeyi bir yere) |
|
| 485 |
General |
crow over v.
|
çok sevinmek |
|
| 486 |
General |
fall over v.
|
yıkılmak |
|
| 487 |
General |
laugh over v.
|
katıla katıla gülmek |
|
| 488 |
General |
mull something over v.
|
bir şeyi düşünüp taşınmak |
|
| 489 |
General |
tyrannize over v.
|
zulmetmek |
|
| 490 |
General |
put it over on v.
|
aldatmak |
|
| 491 |
General |
win someone over v.
|
birini ikna ederek desteğini sağlamak |
|
| 492 |
General |
take over v.
|
devralmak (nöbeti) |
|
| 493 |
General |
take over v.
|
yüklenmek |
|
| 494 |
General |
lord it over somebody v.
|
ağalanmak |
|
| 495 |
General |
see over v.
|
gözden geçirmek |
|
| 496 |
General |
bowl over v.
|
şaşırtmak |
|
| 497 |
General |
trifle over v.
|
ile oynamak |
|
| 498 |
General |
put over v.
|
kandırmak |
|
| 499 |
General |
get something over with v.
|
bir şeyi bitirmek |
|
| 500 |
General |
win out over v.
|
sonuçta galip çıkmak |
|
