farkında - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

farkında



"farkında" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 14 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
farkında aware s.
farkında awake s.
General
farkında alive s.
farkında aware s.
farkında aware (of) s.
farkında conscious s.
farkında conscient s.
farkında acknowne s.
farkında cagy s.
farkında ywar s.
farkında leary [leery] s.
farkında hipped s.
Idioms
farkında tuned in s.
farkında in touch expr.

"farkında" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 252 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
farkında olmak be aware of f.
General
farkında olma cognizance i.
farkında olma witting i.
farkında olma awareness i.
farkında olmama unawareness i.
farkında olmama oblivion i.
farkında olmama obliviousness i.
farkında olma consciousness of i.
farkında olma realization i.
farkında olma recognition i.
kendinin farkında olma self-consciousness i.
kendinin farkında olma self-awareness i.
farkında olma cognisance i.
farkında olma realisation i.
bireyin kendi eksik yönlerinin farkında olması ve kendini küçük görmesi self-deprecation i.
farkında olmayış incognizance i.
farkında olma recognization i.
farkında olan kimse recognizer i.
aklın kendi haleti ruhiyesinin farkında olma becerisi the inner sense i.
farkında olmama unacquaintance i.
ayrı ve kişisel bir bireyselliğe sahip olan veya bu bireyselliğin farkında olan kimse me i.
sorumluluklarının farkında olma heedfulness i.
farkında olma cognoscence i.
haklılığının farkında olma conviction i.
kapasitesinin farkında olma self-knowledge i.
doğaüstülüğün farkında olma preternaturalism i.
farkında olmak wit f.
farkında olmak be aware of f.
etrafında olup bitenlerin farkında olmamak be oblivious to f.
farkında olmak be alive to (something) f.
farkında olmak be awake to f.
farkında olmamak be unaware of f.
farkında olmak be cognizant of f.
farkında olmak recognize f.
farkında olmak sense f.
farkında olmak be conscious of f.
farkında olmak realize f.
etrafında olup bitenlerin farkında olmamak be oblivious of f.
tehlikenin farkında olmak be aware of danger f.
orgazmı güçlendirmek için kendi kendini farkında olmadan boğma durumu breath control play f.
orgazmı güçlendirmek için kendi kendini farkında olmadan boğma durumu asphyxiophilia f.
potansiyelinin farkında olmak be aware of one's potential f.
sorumluluğunun farkında olmak be aware of one's responsibility f.
işin risklerinin farkında olmak know the risks involved f.
(birşeyle) (farkında olmadan) oynamak worry f.
farkında olmak realise f.
farkında olmak recognise f.
farkında olmak be au fait with f.
tamamen farkında olmak appreciate f.
farkında olmak agnise f.
farkında olmak agnize f.
tekrar farkında olmak reawaken f.
farkında olmak recognosce [obsolete] f.
farkında olmak notice f.
farkında olmak blink f.
(bir şeyin) farkında olmak be aware of (something) f.
farkında olmak mind f.
(bir durumun) farkında olmak feel f.
(ebeveynlerin fikir veya tavırlarını) farkında olmadan benimsemek introject f.
farkında olmasını sağlamak sensibilize f.
farkında olmasını sağlamak sensibilise f.
farkında olmasını sağlamak sensify f.
farkında olan conscious s.
farkında olmayan unwitting s.
farkında olan hip s.
farkında olmayan unknowing s.
farkında olmayan incognizant of s.
farkında değil unaware s.
farkında olan awake s.
farkında olan aware s.
farkında olmayan insensible s.
farkında olan cognizant s.
farkında olmayan unconscious s.
ne yaptığının farkında olmayan unwitting s.
farkında olmayan unaware s.
-in farkında aware of s.
kendinin farkında olan self-aware s.
farkında olan cognisant s.
farkında olan acknowne s.
farkında olmayan unalive s.
tehlikenin farkında olmayan unapprehensive s.
farkında olmayan unconversant s.
farkında olmayan unrecognizing s.
farkında olmayan unsensible s.
(tehlike, tehdit) farkında olmayan unsuspecting s.
farkında olmayan unweeting s.
ne yaptığının farkında olmayan unweeting s.
bir şeyin farkında olan witting s.
gerçeklerin farkında olan woke s.
aşırı farkında hyperaware s.
farkında olmadan büyüleyen glossy s.
hatasının farkında olan conscious s.
farkında değilmiş gibi yapan disingenuous s.
farkında olmayan innocent s.
farkında olmayan insensate s.
sosyal açıdan olup bitenin farkında olan plugged-in s.
gücünün farkında olan self-knowing s.
korkunç bir şeyin farkında olmayan blissfully unaware s.
farkında olan supraliminal s.
hiçbir şeyin farkında olmayan unsuspecting s.
farkında olmadan unawares zf.
farkında olmadan unwittingly zf.
farkında olmadan involuntarily zf.
farkında olmayarak unawarely zf.
farkında olmadan unbeware zf.
farkında olmadan unsensibly zf.
farkında olmadan unweetingly [obsolete] zf.
ne yaptığının farkında olmadan unweetingly [obsolete] zf.
bir şeyin farkında on zf.
farkında olarak inly zf.
Phrasals
farkında olmamak blind to f.
(birinin) risklerin, tehlikelerin, gerçeğin farkında olmamasına neden olmak lull (one) into (something) f.
(birinin/bir şeyin) farkında olmak tune into (someone or something) f.
birinin yanlışının farkında olduğunu söylemek call on f.
(birinin/bir şeyin) farkında olmak know about (someone or something) f.
Phrases
farkında bile olmadan without even realizing it expr.
gerçek değerinin farkında olarak in perspective expr.
gerçek öneminin farkında olarak in perspective expr.
işin ciddiyetinin farkında olarak in perspective expr.
(bir şeyin) farkında in touch with (something) expr.
Proverb
kendinin farkında olmayan biri özgür değildir no person is free who is not master of himself
tehlikenin farkında olmak ondan kaçınmanın yarısıdır a danger foreseen is half-avoided
Colloquial
farkında olmadan arama pocket dial i.
ne yaptığının farkında olmak know what you are doing f.
telefon kilidi açık kaldığı için farkında olmadan birini aramak pocket dial f.
farkında olmadan aramak pocket dial f.
farkında olmak key in f.
'-in tamamen farkında olmak be well aware that... f.
(birinin/bir şeyin) farkında olmak get wise (to someone or something) f.
farkında olmaya başlamak get a clue f.
ne yaptığının farkında olmak know what (one) is doing f.
birinin/bir şeyin farkında onto someone/something s.
farkında olmayarak unintentionally zf.
farkında olmayarak unknowingly zf.
farkında olmayarak unwittingly zf.
farkında olmayarak involuntarily zf.
farkında olmayarak inadvertently zf.
tamamen farkında onto ed.
(birinin) farkında olmadığı bir şey (it's) news to (one) expr.
farkında değildim that's a new one (on me) expr.
Idioms
etrafında olup biten her şeyin farkında olma eyes in the back of (one's) head i.
etrafında olup biten her şeyin farkında olma eyes in the back of your head i.
farkında olmak be in touch f.
ne kolay bir hayatı olduğunun farkında olmamak not know (one is) born f.
ne kolay bir hayatı olduğunun farkında olmamak not know you are born f.
gerçeklerin farkında olmak be under no illusion f.
gerçeklerin farkında olmak be under no illusions f.
tamamen farkında olmak be well aware of (something) f.
farkında değilmiş/bilmiyormuş gibi davranmak brush (something) under the mat f.
farkında değilmiş/bilmiyormuş gibi davranmak sweep (something) under the carpet [uk] f.
farkında değilmiş/bilmiyormuş gibi davranmak sweep something under the carpet [uk] f.
farkında değilmiş/bilmiyormuş gibi davranmak brush something under the carpet [us] f.
farkında değilmiş/bilmiyormuş gibi davranmak sweep something under the rug f.
neler döndüğünün farkında olmak know what's o'clock f.
ne dolaplar çevrildiğinin farkında olmak know what's o'clock f.
farkında olmak come to (one's) knowledge f.
farkında olmak come to somebody’s knowledge f.
çevirdiği dolabın farkında olmak have somebody's number f.
çevirdiği dolabın farkında olmak have got somebody's number f.
durumun farkında olmak keep an ear close to the ground f.
gücünün farkında olmamak not know one's own strength f.
ne olup bittiğinin farkında olamayacak durumda olmak be out for the count f.
ne kadar şanslı olduğunun farkında olamamak not know you are born [uk] f.
ne kadar şanslı olduğunun farkında olamamak not know you’re born [uk] f.
çok iyi farkında olmak know full well f.
tamamen farkında olmak know full well f.
bir şeyin farkında olmak keep something in sight f.
(bir şeyin) yaklaştığının farkında olmak know (something) is coming f.
(bir şeyin) olacağının farkında olmak know (something) is coming f.
hangi yolda ilerlediğinin farkında olmak know where (one) is going f.
gerçek öneminin farkında olmak be in perspective f.
işin ciddiyetinin farkında olmak be in perspective f.
farkında olmak be a wake-up [australia] f.
farkında olmak be a wake-up (or awake up) [[australia/new zealand] f.
gerçeklerin tamamen farkında olmak be under no illusion f.
gerçeklerin tamamen farkında olmak be under no illusions f.
ne yaptığının farkında olmak know what you're doing/about f.
ne yaptığının farkında olmamak not know if (one) is afoot or on horseback f.
etrafında olup bitenlerin farkında olmamak be (as) blind as a bat f.
(bir şeyin) farkında olmak be in touch with (something) f.
farkında olmadığı/henüz değerlendirmediği bir hazineye sahip olmak be sitting on a gold mine f.
bir şeyin tamamen farkında olmak be well aware of something f.
(birinin/bir şeyin) farkında olmak/farkına varmak be wise to (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) farkında olmak/farkına varmak be/get wise to somebody/something f.
(birinin/bir şeyin) farkında olmak become hip to (someone or something) f.
farkında değilmiş/bilmiyormuş gibi davranmak brush (something) under the rug f.
(birinin/bir şeyin) farkında olmak get hip to (someone or somebody) f.
(bir şeyin) farkında olmak get in touch with (something) f.
(birinin) çevirdiği dolabın farkında olmak have (got) (one's) number f.
durumun farkında olmak keep an ear (close) to the ground f.
durumun farkında olmak keep your ear (close) to the ground f.
durumun farkında olmak have an ear (close) to the ground f.
durumun farkında olmak have your ear (close) to the ground f.
hangi yolda ilerlediğinin farkında olmak know where you're going f.
ne olup bittiğinin farkında olmak know which end is up f.
neyin ne olduğunun farkında olmak know which end is up f.
gücünün farkında olmamak not know own strength f.
neler kaçırdığının farkında olmamak not know what you're missing f.
ne kolay bir hayatı olduğunun farkında olmamak not know you're born [uk] f.
farkında olmadığı/henüz değerlendirmediği bir hazineye sahip olmak sit on a gold mine f.
farkında olmadığı/henüz değerlendirmediği (bir şey) hazinesine sahip olmak sit on a gold mine of (something) f.
farkında olan tuned in s.
-in farkında alive to s.
(bir şeyin) farkında alive to (something) s.
-in farkında alive to s.
(bir şeyin) farkında alive to (something) s.
farkında olmayan blind as a bat s.
farkında olmadığı/henüz değerlendirmediği bir hazineye sahip sitting on a gold mine s.
(birinin/bir şeyin) farkında wise to (someone or something) s.
farkında olmadan/ hızlıca in a blur zf.
Speaking
buradaki varlığımızın farkında mı? is she aware of our presence here? expr.
bunun farkında mıydın? were you aware of this? expr.
burada neler döndüğünün farkında değilsin you have no idea what's going on here expr.
durumun farkında mısınız? are you aware of the situation? expr.
günlerinin sayılı olduğunun farkında değil he has no idea his days are numbered expr.
farkında mısınız bilmiyorum ama I don't know if you noticed expr.
neler kaçırdığının farkında mısın? you know what you're missing? expr.
kiminle konuştuğunun farkında değilsin you have no idea who you are speaking with expr.
Trade/Economic
satın alma sürecinde tüketicinin markaya dair bildiği ve farkında olduğu tüm olumlu düşünceler/duygular seti evoked set i.
satın alma sürecinde tüketicinin markaya dair bildiği ve farkında olduğu tüm olumlu düşünceler/duygular seti consideration set i.
Law
(ingiliz hukukunda) sanığın işlediği suç sırasında yaptığının farkında olmaması veya yaptığı şeyin yanlış olduğunu idrak edememesi durumunda cinnet getirmiş sayılacağına dair kurallar mcnaughten rules i.
(ingiliz hukukunda) sanığın işlediği suç sırasında yaptığının farkında olmaması veya yaptığı şeyin yanlış olduğunu idrak edememesi durumunda cinnet getirmiş sayılacağına dair kurallar mcnaghten rules i.
Politics
farkında olarak aware (in resolutions) expr.
Automotive
farkında olma awareness i.
Aeronautic
durumun farkında olmak situational awareness f.
Medical
intraoperatif farkında olma intraoperative awareness i.
megavoltaj potansiyel farkında üretilen x-ışınları megavoltage beams i.
aşırı farkında hyperacute s.
Psychology
cahil olan kişinin cehaletinin farkında olmaması ve kendi bilgisini kendinden çok daha fazla bilgiye sahip kişiden üstün görmesi dunning kruger effect i.
kişinin kendi özünün/özelliğinin farkında olması self-recognition i.
riskli olduğunun farkında olarak yapılan davranış/eylem risk-aware consensual kink i.
riskli olduğunun farkında olarak yapılan davranış/eylem risk-accepted consensual kink i.
doğrudan farkında olunmayan zihinsel süreç unconscious process i.
bireylere kendi ve başkalarının hislerinin farkında olmayı ve bireylerarası ilişkilerini geliştirmeyi öğreten grup eğitimi sensitivity training i.
(acı veya rahatsızlık veren anıları) otomatik olarak veya farkında olmadan bilinçli zihnin dışına itmek repress f.
benzer şeylerin farkında olan coconscious s.
Education
(posterler ve eğitici materyaller eşliğinde uygulanan) farkında olmadan öğrenme tekniği peripheral learning i.
Linguistics
iki dili konuşabilen insanların konuşurken farkında olmadan dillerarası geçiş yapması code switching i.
Philosophy
insanın geleceğinin belirli olmaması ve kendi geleceğini özgürce seçmesi gerektiğinin farkında olmasından kaynaklanan korku angst i.
Military
(görüşmecinin gerçek amacını bilmese de) kendinden bilgi alındığının farkında olan birinden bilgi toplamak interview (intelligence) f.
Archaic
farkında olmak wist f.
Slang
mesuliyetlerinin farkında olma big-boy pants i.
mesuliyetlerinin farkında olma big-girl pants i.
sade, kendinin farkında ve kendinden emin olma aw–shucks i.
farkında olmak get the memo f.
her şeyin farkında olmak know shit from shinola f.
her şeyin farkında olmak tell shit from shinola f.
her şeyin farkında olmak know one's ass from a hole in the ground f.
olan bitenin farkında next s.
olan bitenin farkında together s.
sen kiminle dans ettiğinin farkında mısın? who the hell do you think you are fucking with? expr.
sen kiminle dans ettiğinin farkında mısın? who the fuck do you think you are fucking with? expr.