(gemi - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

(gemi



Bedeutungen, die der Begriff "(gemi" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 1 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Star Wars
captain (gemi) n. kaptan

Bedeutungen, die der Begriff "(gemi" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
buharlı gemi steamboat n.
buharlı gemi steamship n.
gemi vessel n.
gemi enkazı shipwreck n.
gemi ship n.
gemi enkazı wreck n.
(gemi) demir anchor n.
gemi havuzu dock n.
(gemi) denize indirmek launch v.
General
yelkenli gemi windjammer n.
gemi kira kontratı charter n.
gemi inşaatı endüstrisi shipbuilding industry n.
gemi enkazı flotage n.
gemi enkazı wreck n.
yük memuru (gemi) supercargo n.
bir gemi veya uçağın idaresinden sorumlu kişi captain n.
gemi müdürü y's husband n.
gemi bordası ship's side n.
içi patlayıcı yüklü gemi fire ship n.
gemi tonajı steamer tonnage n.
yelkenli ufak gemi lugger n.
gemi aslanı figurehead n.
ana gemi mother ship n.
gemi pervanesi screw n.
batan gemi sunken ship n.
gemi bakkalı ship chandler n.
üçgen yelkenleri olan gemi dow n.
gemi havuzu dock n.
gemi enkazı flotsam and jetsam n.
gemi müdürü ship's husband n.
gemi kaçırma hijacking of ships n.
gemi yakıtı bunker fuel n.
gemi kazası wreck n.
gemi ambarı lazaret n.
çok büyük ve kaba gemi hulk n.
gemi batıran yağmacı wrecker n.
yelkenli gemi sail n.
gemi yolculuğu sailing n.
gemi ile yolculuk sail n.
gemi veya uçaklarda bagaj ve kargonun saklandığı yer hold n.
gemi mühendisliği marine engineering n.
gemi inşaatı shipbuilding n.
etrafını dolaşma gemi circumnavigation n.
iki direkli gemi brig n.
yardımcı gemi tender n.
yelkenli gemi sailing vessel n.
karina yakmak gemi bream n.
hurda gemi hulk n.
gemi yolculuğu navigation n.
gemi ambarı hold n.
kabotaj yapan gemi coaster n.
karavela gemi caravel n.
gemi mercantile vessel n.
gemi yolculuğu seafaring n.
çok büyük tanker gemi supertanker n.
gemi garsonu steward n.
gemi başı süsü figurehead n.
gemi mutfağı galley n.
gemi mürettebatı ship's company n.
harap gemi hulk n.
tramp gemi tramp steamer n.
karavela gemi carvel n.
gemi sicili ship registers n.
gemi sürat ölçüsü knot n.
enkaz (gemi) wreck n.
motorlu gemi motor ship n.
gemi rehni bottomry n.
ufak gemi filosu squadron n.
gemi simsarı shipbroker n.
zırhlı gemi dreadnought n.
tramp gemi tramp ship n.
gemi armatörü shipowner n.
kılavuz gemi pilot boat n.
aynı rota üzerinde yol alan gemi tren gibi taşıtların seferleri arasındaki zaman headway n.
gemi inşa mühendisi shipbuilder n.
dış kaplama (gemi, uçak) shell n.
gemi için ilk sefer maiden voyage n.
gemi kızağı cradle n.
gemi ızgarası stocks n.
gemi telsizcisi spark n.
gemi hız ölçeri log n.
manevra alanı gemi berth n.
gemi enkazı hulk n.
gemi içindeki inboard n.
gemi kaptanı master mariner n.
gemi watercraft n.
en az üç direkli yelkenli gemi barque n.
yatak (gemi) bunk n.
gemi kurdu teredo n.
kızak (gemi) stock n.
motorla çalışan gemi powerboat n.
kızak gemi cradle n.
gemi gezisi cruise n.
gemi yapımı shipbuilding n.
pervane gemi fan n.
zırhlı gemi battleship n.
gemi kaptanı shipmaster n.
gemi kazaları shipwrecks n.
gemi uskuru marine screw propeller n.
gemi hastanesi sick bay n.
gemi teknesini bakır levha ile kaplama ensheathing n.
denizaltı gemi submarine n.
muhasebeci (gemi, uçak) purser n.
arma (gemi) rigging n.
dengeleme (gemi yükü) trimming n.
yelkenli gemi jigger n.
hızlı giden gemi flyboat n.
aktarma (gemi) transshipment n.
gemi güvertesi shipboard n.
gemi yapı mühendisliği naval architecture n.
yandan çarklı gemi paddle steamer n.
gemi yapımcısı shipwright n.
hat (telefon/telgraf/tren/gemi vb için) line n.
gemi ile yolculuk sailing n.
gemi tezgahı slipway n.
çekme (gemi) towage n.
gemi bağlama yeri moorings n.
gemi trafiği shipping n.
yelkenli gemi sailer n.
gemi yatağı ship's boat n.
yolculuk (uçak, gemi) passage n.
gemi marangozu ship carpenter n.
ateşçi (gemi) stoker n.
gemi penceresi porthole n.
gemi tersanesi shipyard n.
gemi enkazı wreckage n.
gemi izi wake n.
gemi tezgahı shipyard n.
tekne (gemi/vapur/sandal/yat gibi) boat n.
talebin çok yoğun olduğu dönemlerde kimi gemi ve feribot seferlerinde kullanılan bir kontrol doküman sailing ticket n.
gemi, uçak gibi bir araçta çalışanlar crew n.
zırhlı (gemi) battleship n.
gemi iskeleti hulk n.
hamak ipi gemi clew n.
gemi inşaat mühendisliği naval engineering n.
gemi bark n.
kasa çeliği (gemi) toggle n.
mesken olarak kullanılan gemi houseboat n.
yalpa çemberleri gemi gimbals n.
gemi bordası shipboard n.
gemi filikası ship's lifeboat n.
gemi ortası midships n.
küçük bir gemi gibi kullanılabilen tek direkli büyük sandal sloop n.
gemi boat n.
gemi craft n.
kıyı boyunca işleyen ticari gemi coaster n.
gemi yükü vb dengeleme trimming n.
gemi mürettebatı crew n.
gemi enkazı flotsam n.
köle taşıyan gemi slave ship n.
koçboynuzu gemi cleat n.
hükümet izniyle çalışan korsan gemi privateer n.
gemi ipotekleri ship mortgages n.
yelkenli gemi sailing ship n.
gemi sigortası ship insurance n.
gemi, uçak veya trende yolcu ağırlayan erkek görevli steward n.
büyük çatal (gemi) tormentor n.
iki kıyı arasında araba ve insan taşıyan gemi ferry n.
gemi bottom n.
isyan (gemi kaptanına karşı/askeri yetkeye karşı) mutiny n.
gemi yapımı endüstrisi shipbuilding industry n.
bekleme (uçak otobüs gemi veya trenle yolculuk ederken bir yerde) layover n.
herhangi bir gemi veya uçak craft n.
gemi salonu cuddy n.
gemi enkazı derelict n.
gemi yolculuğu casing n.
enkaz (gemi vb) carcass n.
küçük gemi small ship n.
açılmaya elverişsiz gemi coffin n.
gemi mutfağı caboose n.
gemi işçisi roustabout n.
gemi musluğunu açıp batırma scuttling n.
gemi ya da iskele kurtçuğu shipworm n.
gemi çalışanı shipmen n.
gemi steamer n.
gemi ship n.
hızlı gemi fast boat n.
motorlu gemi motor vessel n.
gemi inşaası ship construction n.
gemi rehini maritime liens n.
gemi mimarlığı naval architecture n.
gemi hurdası ship junk n.
gemi hurdası ship scrap n.
gemi mühendisi marine engineer n.
(gemi/uçak vb) seyir defteri log n.
gemi fighter n.
deniz seferine elverişsiz gemi coffin n.
gemi makine mühendisliği marine mechanical engineering n.
su çizgisi üzerinde iki güvertesi olan gemi double-decker n.
birden çok tekne kısmı olan gemi multi-hull n.
kötü hava şartlarından dolayı limanda mahsur kalmış (gemi) weather-bound n.
gemi yükü cargo n.
yüksüz gemi ship in ballast n.
denizdeki gemi ship at sea n.
gemi direği mast n.
esir taşıyan gemi slave ship n.
eski gemi teknesi hulk n.
ümit burnu'nda görüldüğü rivayet edilen hayalet gemi flying dutchman n.
ablukayı yaran gemi blockade-runner n.
refakatçi gemi consort n.
turistik gemi yolculuğu cruise n.
gemi bakkalı dolly shop n.
enkaz (gemi vb) carcase n.
hayvan taşımacılığında kullanılan gemi livestock ship n.
yelkenli ufak gemi jugger n.
romantik gemi turu romantic cruise n.
gemi burnu prow n.
gemi burnu ship's nose n.
17. yüzyılda kullanılan bir yelkenli gemi polacca n.
17. yüzyılda kullanılan bir yelkenli gemi polacre n.
gemi salıncak boat swing n.
maket gemi model ship n.
şişe içinde gemi maketi nina n.
gemi yükü cargason [obsolete] n.
gemi yükü cargazon [obsolete] n.
oyuncak gemi toy ship n.
içinde farklı türden ahşap hayvanlar bulunan gemi şeklinde çocuk oyuncağı noah's ark n.
gemi enkazı naufrage [obsolete] n.
gemi batığı naufrage [obsolete] n.
gemi havuzu basin n.
gemi eni beam n.
gemi genişliği beam n.
gemi mürettebatı için hazırlanan yemeklerde kullanılan ekmek kutusu barge n.
gemi kızağı way n.
gemi revirinde çalışan hemşire bayman n.
alıcıya veya postaneye, belirli bir saatte ve belirli bir tren, uçak veya gemi ile sevk edilen posta mail n.
kölelerin yakalanması ve taşınmasıyla uğraşan kimse veya gemi blackbirder n.
gemi donanımını aşınmadan korumak için kullanılan kalın bir halat ağı mat n.
gemi levazımı marine store n.
gemi levazımının satıldığı dükkan marine store n.
silahlı gemi kullanma yetkisi mart [obsolete] n.
gemi geçiş yolunda yer alan ve her iki tarafında kanal bulunan sığlık middle n.
(gemi tayfasına) gereksiz, zor veya sıkıcı işler vererek eziyet etme hazing n.
(gemi, uçak, uzay aracı) kumanda merkezi brain n.
gemi ambarını istiflerken boş bırakılan alan breakage n.
(gemi, araç) hurdacı breaker [uk] n.
at ve büyükbaşların taşındığı gemi horse boat n.
özellikle 19. yüzyıl britanyası'nda hapishane olarak kullanılan gemi iskeleti hulk n.
depo gibi amaçlarla kullanılan gemi gövdesi hulk n.
hapishane olarak kullanılan gemi hulk n.
eskiden batı hint adaları'nda kullanılan geniş ve düz tabanlı bir gemi teknesi moses n.
eskiden batı hint adaları'nda kullanılan geniş ve düz tabanlı bir tür gemi teknesi moses boat n.
hafif gemi gabert n.
atın ağzındaki gemi yukarı çekmek için kullanılan dizgin gag rein n.
eski bir tür yelkenli gemi gallows n.
(genellikle gemi güvertesinde oynanan) halka oyununa benzer bir oyun bull n.
(genellikle gemi güvertesinde oynanan) halka oyununa benzer bir oyun bull board n.
gemi rehni bummery [obsolete] n.
gemi yatağı bunk n.
gemi enkazı logan n.
gemi güvertesinin gövdenin ötesindeki uzantısı guards n.
silahlı gemi gunship n.
(gemi veya hava aracı) buzlanma icing n.
gemi mürettebat üyesi idler n.
gemi işçisi idler n.
gemi kompartımanının tavanı overhead n.
gemi güzergahı route n.
gemi rotası route n.
gemi rotasını belirleyen tersane çalışanı routeman n.
gemi güzergahını ayarlayan yetkili routeman n.
(gemi) faal hizmet commission n.
demir zırhlı gemi ironsides n.
gemi gövdesi ve gemi kızağı arasında bulunan uzunlamasına kereste packing n.
gemi iskeletinin bir bölümüne sabitlenen düz plaka pad n.
üç direkli yelkenli gemi picket n.
buharlı gemi kamarotu clerk n.
gemi direğinin üstündeki gözetleme yapısı crows-nest n.
gemi inşaatında yapı elemanlarını birbirine bağlayan işçi fastener n.
gemi güvertesinde üst yapı island n.
gemi bayrağı penoncelle n.
gemi flaması penoncelle n.
(subaylar dışındaki) gemi mürettebatı people n.
(kanada'nın newfoundland bölgesinde) balıkçılık veya gemi tesisi işletmecisi planter n.
gemi pompasından çıkan tüp veya oluk dale n.
16. yüzyıl öncesi taşımacılıkta kullanılan enli bir gemi cog n.
gemi yükleme işçisi dock labourer n.
gemi konumu fix n.
yabancı ülkeden gelen şey (gemi, ürün) foreigner n.
gemi donanımının parçası part n.
gemi çalıştırma izni pratic n.
büyük uskurlu gemi screw dock n.
(gemi mühendisinin kullandığı) çizim tahtası scrieveboard n.
gemi filosu sheltron n.
posta paketi yerine gemi ile iletilen mektup ship letter n.
bir gemi dolusu miktar shipful n.
gemi veya kanal havuzunun girişinde bulunan kapakların üzerine kapandığı ahşap parçası sill n.
üç direkli yelkenli gemi skirr [dialect] [uk] n.
duyguların gemi sluice gate n.
duyguların gemi sluicegate n.
duman çıkaran gemi smoker n.
gemi mürettebatı starboline n.
(gemi üzerinde) denize elverişlilik tespit muayenesi survey n.
çarpmak (gemi) foul v.
barındırmak (gemi vb) harbor v.
karaya oturmuş olmak (gemi) be stranded v.
dalgaya çarpmak (gemi) pound v.
gemi azıya almak run riot v.
kiralamak (uçak/gemi vb'ni) charter v.
uğramak (gemi bir yere) touch at v.
seyretmek (gemi/tekne) navigate v.
kayalara oturmak (gemi) run on the rocks v.
kaçırmak (uçak/gemi) hijack v.
gemi ile geçmek navigate v.
gemi ile yollamak ship v.
isyan etmek (gemi kaptanına karşı/askeri yetkeye karşı) mutiny v.
gemi ile dolaşmak cruise v.
yön değiştirmek (gemi) put about v.
gemi techizatını sökmek dismantle v.
gitmek (gemi) run v.
itmek (gemi bir veya birkaç mavnayı) tow v.
gemi batmak founder v.
gemi azıya almak get out of control v.
batmak (güneş/gemi) go down v.
gemi ile gezmek cruise v.
gemi azıya almak take the bit between one's teeth v.
kullanmak (gemi) sail v.
gemi teknesini bakır levha ile kaplamak ensheathe v.
gemi ile gitmek sail v.
kaçırmak (uçak, gemi) hijack v.
gemi ile yol almak sail v.
gemi kullanmak navigate v.
yan yatmak gemi careen v.
gemi ile yola çıkmak sail v.
gemi yolculuğu yapmak navigate v.
bindirmek (gemi) foul v.
dönmek (gemi) put about v.
(gemi) batırmak scuttle v.
gemi kalkmak (the ship) to depart v.
gemi yüklemek load (something onto) the ship v.
gemi yapmak build a ship v.
gemi inşaa etmek build a ship v.
gemi gitmek (the ship) to go v.
gemi inşa etmek build a ship v.
yönünü değiştirmek (gemi) snub v.
gemi batırmak sink a ship v.
(gemi) limana girmek put in v.
(gemi) batmak founder v.
(gemi) -e girmek put into v.
(gemi) karaya oturmak ground v.
(gemi) denizde çalkalanmak labour v.
(gemi) rotadan çıkmak yaw v.
uzun gemi yolculuğu yapmak voyage v.
(gemi) dengelemek trim v.
(gemi/uçak) enkazı temizlemek clear the wreckage v.
(gemi) bir yere doğru ilerlemek float into something v.
(gemi) suda yavaşça ilerlemek float through something v.
(gemi) son yolculuğunda çok mesafe/deniz mili katetmek log many nautical miles up on its last voyage v.
(buhar gücü ile çalışan gemi) bir yere girmek steam in v.
(buhar gücü ile çalışan gemi) bir yere girmek steam into v.
(gemi) denizde çalkalanmak labor v.
barındırmak (gemi vb) harbour v.
gemi ile gönderilmek be shipped v.
tahliye etmek (gemi/uçak vb) disembark v.
yan yatırmak (gemi) careen v.
(gemi/bot) sağa sola yalpalamak labor v.
(gemi/bot) sağa sola yalpalamak labour v.
(gemi) ilerlemek walk v.
(gemi, tekne) etrafını buzla kaplamak beset v.
gemi veya tekneden kıyıya indirmek land v.
(gemi armasını) ziftle veya siyah yağ ile kaplamak black (down) v.
(yüklü bir gemi gibi) hızla ve gümbürdeyerek hareket etmek boom v.
(gemi tayfasına) gereksiz, zor veya sıkıcı işler vererek eziyet etmek hazle v.
(gemi/tekne ile) suyun üzerinden geçmek hydroplane v.
yavaşça yukarı aşağı hareket etmek (deniz, gemi) loom [obsolete] v.
gemi pruvasını suya sokmak bury v.
(rüzgarlı havada gemi) ani manevra yapmak chop v.
(gemi, sahne) ekipmanları çıkarmak derig v.
(yelkenli gemi) rüzgarsız havada ilerlemek ghost v.
(gemi, pilot) dümen tutmak guide v.
(gemi, pilot) seyretmek guide v.
(gemi, pilot) rota vermek guide v.
gemi güzergahı belirlemek route v.
gemi rotasını ayarlamak route v.
tekrar binmek (gemi, uçak) reboard v.
(gemi inşaatında) sıkıca bağlamak fay v.
geçilmemesi için gemi veya askerlerle kapamak invest v.
(gemi) kalkmak discost [obsolete] v.
gemi ile donatmak ship [obsolete] v.
(gemi) hazır olunca kullanılmak üzere pozisyon almak ship v.
(spor etkinliklerinde) gemi armasını göndere çekip indirmek skylark v.
(gemi direğini) sabit bir noktaya döndürmek slue v.
(gemi) kıyıya yanaşmak put to v.
(kargo, yük) gemi ambarına indirmek strike v.
(kargo, yük) gemi ambarına boşaltmak strike v.
etrafı buzlarla çevrili (gemi) icebound adj.
fazla su almış (gemi) waterlogged adj.
okyanusu aşan (gemi vs) transocean adj.
gemi azıya almış rampant adj.
pasifik okyanusu'nu aşan (gemi vs) transpacific adj.
atlantik okyanusu'nu aşan (gemi veya uçak) transatlantic adj.
limana giren (gemi) inbound adj.
gemi kazası geçirmiş shipwrecked adj.
gemi ile geçilebilir navigable adj.
(gemi) karaya oturmuş aground adj.
gemi ile ilgili nautical adj.
gemi nautical adj.
(gemi direği gibi) upuzun taunt adj.
gemi levazımat deposu chandry [obsolete] adj.
yelkeni ayarlanmamış (gemi direği) bare adj.
gemi aynalığı olmayan unscutcheoned adj.
iple bağlı (demir atmış gemi) girt adj.
yana yatırılmış (gemi) heeled adj.
şahane (şehir, gemi) good adj.
(yeni bir gemi veya uçağın) gerçek koşullarda test edilmesi için tasarlanan shakedown adj.
gemi tarafında bulunan shipside adj.
(gemi) denize indirilmiş off the stocks adj.
(gemi) suya indirilmiş off the stocks adj.
gemi bordasına alongside adv.
içinde (gemi/uçak/tren vb) aboard adv.
kıç tarafta (gemi) aft adv.
içine (gemi/uçak/tren vb) aboard adv.
gemi veya uçağın omurgasına dikey olarak abeam adv.
kişinin gemi veya tekne vb'ye binmiş olması durumu on board adv.
gemi içinde on ship adv.
kıça doğru (gemi) aft adv.
gemi içinde amidships adv.
gemi ortasında amidships adv.
gemi ortası amidships adv.
(gemi, kara) görünen yönünde where away adv.
gemi güvertesinin en öndeki noktasından en arkadaki noktasına overall adv.
gemi kenarının üzerinden overboard adv.
gemi güvertesinde inship adv.
kıçlı gemi ile by the stern adv.
gemi bordasında alongside prep.
içinde (gemi, uçak, tren) onboard prep.
içine (gemi, uçak, tren) onboard prep.
gemi karşıya geçerken çok sallandı the crossing was rough expr.
gemi çok sallandı the crossing was rough expr.
Phrasals
(gemi) limandan ayrılmak put forth v.
(gemi) enkaz haline gelmek cast away v.
(gemi) yelkenleri suya indirmek come about v.
(gemi) rüzgaraltı yönüne sapmak pay off v.
(gemi) baş yönüne doğru sapmak fall off v.
(gemi) başını rüzgara vermek come to v.
(gemi) açıklarında batmak founder off somewhere v.
(gemi için) batmak go down v.
(gemi kaptanına karşı) isyan etmek mutiny against someone v.
(uçak/gemi vb. kullanarak) bir yerden çıkarmak pilot something out v.
(buhar gücü ile çalışan gemi) bir yerden çıkmak steam out (of some place) v.
(uçak/gemi vb. kullanarak) bir yerden çıkarmak pilot something out of something v.
(gemi) dönmek/yön değiştirmek come about v.
(tekne/gemi gibi deniz taşıtı) bir nehir/deniz veya okyanusu geçmek steam across something v.
gemi, tekne ile bir yere gelmek/varmak sail into v.
(tekne, gemi vb.) (bir şeye) doğru yol almak bear in with (something) v.
(gemi)-e doğru ilerlemek float into v.
(gemi) yanaşmak lay alongside v.
(gemi) demir atmak lay alongside v.
(gemi) demirlemek lay alongside v.
(gemi) rüzgar yönünden yaklaşmak bear down v.
Phrases
gemi boyunca fore and aft adv.
Colloquial
gemi kadar araba boat n.
gemi hekimi bones n.
gemi doktoru bones n.
gemi içi büfe gedunk n.
vapur büfesinde veya gemi içi büfelerde bulunabilecek dondurma, patates cipsi, şeker gibi yiyecekler gedunk n.
gemi wooden horse n.
demir atmış gemi roader n.
gemi kazası geçirmek shipwreck v.
Idioms
deniz/gemi haydudu ark ruffian [obsolete] n.
batan gemi a sinking ship n.
gemi tayfasına etli yemek verilmeyen gün banyan day n.
gemi mutfağında etli yemeğin çıkmadığı gün banyan day n.
gemi yolculuğuna alışma one's sea legs n.
(gemi, tekne) yan yatmak be on her beam ends v.
(gemi) tahmin edilen yerden daha uzakta olmak be out of her reckoning v.
(gemi/tekne) limanı terk etmek hoist the blue peter v.
(gemi/tekne) limanı terk etmek üzere olmak hoist the blue peter v.
(gemi) sürüklenmek cast adrift v.
gemi yolculuğuna alışmak find one's sea legs v.
gemi azıya almak take the bit between one's teeth v.
gemi azıya almak kick over the traces v.
gemi yolculuğuna alışmak get one's sea legs v.
(gemi) demirlemek lay alongside something v.
(gemi) yanaşmak lay alongside something v.
(gemi) demir atmak lay alongside something v.
(gemi) tam genişliği fazla olmak be broad in the beam v.
(gemi) eni geniş olmak be broad in the beam v.
(bir gemi için) fırtınayla iyi baş etmek make good weather of it v.
(bir gemi için) fırtınayla baş edememek make bad weather of it v.
gemi vardığında sicilde kayıtlı olduğu sayıyı sinyalle bildirmek make your number v.
gemi bordası kuvvetiyle ilerlemek go by the board v.
gemi bordası kuvvetiyle sürüklenmek go by the board v.
gemi, tren, uçak gibi bir yolcu aracına binmek come on board v.
gemi azıya almak get/take the bit between your teeth v.
gemi azıya almak take the bit between the teeth v.
gemi azıya almak take the bit in teeth v.
(gemi) sığ suda hızını kaybedip ağırlaşmak smell the bottom v.
(gemi) sığ suda hızını kaybedip ağırlaşmak smell the ground v.
tam genişliği fazla (gemi) broad in the beam adj.
eni geniş (gemi) broad in the beam adj.
alt güvertesi geniş (gemi) broad in the beam adj.
gemi yürüyor the wheels turn expr.
o gemi çoktan kaçtı that ship (has) already sailed expr.
o gemi çoktan kaçtı that train (has) already left the station expr.
o gemi çoktan kaçtı that train has left the station expr.
Speaking
gemi kayalara çarptı the ship slammed into rocks expr.
gemi kayalara çarptı the ship hit the rocks expr.
Trade/Economic
gemi levazımat deposu chandlery n.
gemi kira sözleşmesi charterparty n.
gemi kira kontratı charterparty n.