davranmak - Türkisch Englisch Wörterbuch

davranmak

Bedeutungen von dem Begriff "davranmak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 41 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
davranmak act v.
Who pays the bill in society when we act inefficiently?
Verimsiz davrandığımızda toplumda faturayı kim öder?

More Sentences
davranmak deal v.
We should deal fairly with each other.
Birbirimize karşı adil olarak davranmamız gerek.

More Sentences
davranmak treat v.
They treat me like one of the family.
Bana aileden biriymişim gibi davranıyorlar.

More Sentences
davranmak behave v.
The officer behaved in a disgusting way.
Polis memuru iğrenç davranıyordu.

More Sentences
General
davranmak do by v.
Do to others as you would be done by.
Başkalarına, sana davranılmasını istediğin şekilde davran.

More Sentences
davranmak behave v.
Do you notice how people behave when they are hungry?
İnsanların aç olduklarında nasıl davrandıklarını fark ediyor musunuz?

More Sentences
davranmak conduct v.
I think, in any case, that Parliament conducts itself far too reactively.
Her halükarda Parlamento'nun çok fazla tepkisel davrandığını düşünüyorum.

More Sentences
davranmak use v.
I suggest we organise things in the most practical order and, where the Treaty is silent, that we use common sense.
İşleri en pratik düzene göre organize etmemizi ve Antlaşmanın sessiz kaldığı yerlerde sağduyulu davranmamızı öneriyorum.

More Sentences
davranmak do to v.
What harm is being done to these people, and how unjustly they are being treated!
Bu insanlara ne kadar zarar veriliyor ve onlara ne kadar adaletsiz davranılıyor!

More Sentences
davranmak act v.
In this respect, we must make an effort to act as responsibly as possible.
Bu bakımdan mümkün olduğunca sorumlu davranmaya gayret etmeliyiz.

More Sentences
Trade/Economic
davranmak treat v.
Don't treat me like I'm a stranger.
Bana bir yabancıymışım gibi davranma.

More Sentences
General
davranmak comport oneself v.
davranmak conduct oneself v.
davranmak cut up v.
davranmak bestir oneself v.
davranmak lunge v.
davranmak proceed v.
davranmak reach for v.
davranmak walk v.
davranmak comport v.
davranmak do v.
davranmak deport oneself v.
davranmak bear oneself v.
davranmak spurt v.
davranmak acquit (oneself) v.
davranmak acquit v.
davranmak acquight [obsolete] v.
davranmak abear v.
davranmak use one's self v.
davranmak make [obsolete] v.
davranmak hold v.
davranmak bestow [obsolete] v.
davranmak make [obsolete] v.
davranmak move v.
davranmak disport v.
davranmak contain [obsolete] v.
davranmak fetch v.
Phrasals
davranmak deal by v.
davranmak go on v.
Archaic
davranmak entreat v.
davranmak intreat v.

Bedeutungen, die der Begriff "davranmak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
tuhaf davranmak act weird v.
You have been acting weird for a little while.
Bir süredir tuhaf davranıyorsun.

More Sentences
eşit davranmak treat equally v.
No matter what, everyone should be treated equally.
Ne olursa olsun herkese eşit davranılmalıdır.

More Sentences
kötü davranmak behave badly v.
They started behaving badly toward each other.
Birbirlerine kötü davranmaya başladılar.

More Sentences
gibi davranmak pretend v.
The war is not over; we cannot pretend it is and talk just of the future and reconstruction.
Savaş bitmedi; bitmiş gibi davranıp sadece gelecekten ve yeniden yapılanmadan bahsedemeyiz.

More Sentences
kötü davranmak misbehave v.
You must not misbehave so.
Böyle kötü davranmamalısın.

More Sentences
davranmak (belirli bir şekilde) bear v.
The prisoner of war bore himself with great dignity.
Savaş esiri onurlu davrandı.

More Sentences
esnek davranmak give v.
I was hoping to reach common ground, but he refused to give.
Ortak bir zeminde buluşmayı umuyordum ama o esnek davranmayı reddetti.

More Sentences
adil davranmak treat fairly v.
Tom needs to be treated fairly.
Tom'a adil davranılması gerekiyor.

More Sentences
gibi davranmak make believe v.
Let's make believe that we are cowboys.
Kovboy gibi davranalım.

More Sentences
kaba davranmak be rude v.
Tom is being rude, isn't he?
Tom kaba davranıyor, değil mi?

More Sentences
uyumlu davranmak play along v.
I pretended to play along.
Uyumlu davranıyor numarası yaptım.

More Sentences
kötü davranmak mistreat v.
The teacher was accused of mistreating the students.
Öğretmen öğrencilere kötü davranmakla suçlandı.

More Sentences
iyi davranmak behave well v.
Alternatively, such a linoleum will behave well in the kitchen area.
Alternatif olarak, böyle bir muşamba mutfak alanında iyi davranacaktır.

More Sentences
aceleci davranmak jump the gun v.
But this is not jumping the gun; it is being logical.
Ancak bu aceleci davranmak değil, mantıklı olmaktır.

More Sentences
gibi davranmak act as v.
On the one hand we have a Head of Government in London who acts as though his country were the fifty-first US State.
Bir yanda Londra'da ülkesi sanki ABD'nin elli birinci eyaletiymiş gibi davranan bir Hükümet Başkanımız var.

More Sentences
iyi davranmak be nice to v.
I want you to be nice to her.
Ona iyi davranmanı istiyorum.

More Sentences
saygılı davranmak act respectfully v.
You will earn respect by acting respectfully.
Saygılı davranarak saygı kazanırsınız.

More Sentences
aceleci davranmak hurry (up) v.
Some comrades are too much of a hurry to effect the transition to the second phase of communism.
Bazı yoldaşlar komünizmin ikinci aşamasına geçişi gerçekleştirmek için çok aceleci davranıyorlar.

More Sentences
dürüst davranmak behave honestly v.
Please behave honestly.
Lütfen dürüst davranın.

More Sentences
garip davranmak behave oddly v.
You're behaving oddly.
Garip davranıyorsunuz.

More Sentences
aptalca davranmak goof v.
I goofed.
Aptalca davrandım.

More Sentences
uygunsuz davranmak behave improperly v.
Are you suggesting I behaved improperly?
Uygunsuz davrandığımı mı söylüyorsunuz?

More Sentences
herkese eşit davranmak treat everyone equally v.
I learned how to treat everyone equally.
Herkese eşit davranmayı öğrendim.

More Sentences
tuhaf davranmak act strange v.
You have been acting strange for a while.
Bir süredir tuhaf davranıyorsun.

More Sentences
garip davranmak act strange v.
Sami has been acting strange.
Sami garip davranıyor.

More Sentences
gibi davranmak act as if v.
Once again, however, we should not act as if the Pandora's box of deregulation had been opened.
Ancak bir kez daha Pandora'nın deregülasyon kutusu açılmış gibi davranmamalıyız.

More Sentences
acımasız davranmak trample v.
Ash can easily trample all over you unless you keep your distance.
Mesafenizi korumazsanız Kül size kolaylıkla acımasız davranabilir.

More Sentences
kötü davranmak treat badly v.
No one wants to be treated badly.
Kimse kendisine kötü davranılmasını istemez.

More Sentences
dramatik davranmak emote v.
They want him to emote and perform the proper theatrical gestures in the play.
Ondan dramatik davranmasını ve oyundaki uygun teatral hareketleri yapmasını istiyorlar.

More Sentences
(bir şey yapmaya) davranmak make v.
We made ourselves at home.
Kendi evimizdeymiş gibi davrandık.

More Sentences
bireyin prensip ve çıkarları dışında davranmak zorunda kalması false position n.
abartılı davranmak dramatize v.
samimi davranmak let down one's hair v.
ağır davranmak dawdle v.
anne gibi davranmak mother v.
aykırı davranmak act incongruously v.
ihtiyatlı davranmak be on the safe side v.
aptalca davranmak tomfool v.
resmi kurallara göre davranmak stand on ceremony v.
birine soğuk davranmak keep someone at a distance v.
birine coşkulu bir şekilde davranmak lyricize v.
kötü davranmak serve v.
aceleci davranmak speed up v.
çok serbest veya teklifsiz davranmak freewheel v.
biriyle samimi olmamak için ona çok mesafeli davranmak keep someone at arm's length v.
mantıklı davranmak reason v.
nahoş bir olayı unutmak ve sanki olmamış gibi davranmak put something to rest v.
adil bir şekilde davranmak do justice v.
akıllı davranmak act wisely v.
önce davranmak take precedence of v.
bir şey yapmakta tez canlı davranmak be faster than a speeding bullet with something v.
önce davranmak anticipate v.
sert davranmak whale v.
çok ciddi davranmak prim v.
aşık gibi davranmak flirt with v.
sert davranmak take a hard line with v.
kötü davranmak snub v.
aykırı davranmak contravene v.
kötü davranmak maltreat v.
kötü davranmak ill treat v.
aykırı davranmak behave improperly v.
belirli bir şekilde davranmak conduct oneself v.
resmi davranmak stand on ceremony v.
temkinli davranmak walk on eggshells v.
biri gibi davranmak take after v.
aptalca davranmak fool v.
aşırı bir şekilde davranmak carry on v.
merhametsizce davranmak brutalize v.
kötü davranmak misdemean v.
önce davranmak forestall v.
esrarengiz davranmak enigmatize v.
ağır davranmak move slowly v.
soğuk davranmak discountenance v.
soğuk davranmak give somebody the cold shoulder v.
sert davranmak rough up v.
düşüncesizce davranmak behave thoughtlessly v.
terbiyeli davranmak behave oneself v.
dostça davranmak be friend v.
kötü davranmak tramp down v.
silahına davranmak reach for one's gun v.
hor davranmak snub v.
birine amir gibi davranmak lord it over someone v.
birine hakça davranmak do someone justice v.
diğer insanların takdirini kazanacak şekilde davranmak put one's best foot forward v.
taşkınca davranmak (çocuk) run wild v.
birine soğuk davranmak give someone the cold shoulder v.
soğuk davranmak keep one's distance v.
önyargılı davranmak be biased v.
önce davranmak precede v.
kötü davranmak abuse v.
aptalca davranmak play the fool v.
gibi davranmak affect v.
kötü davranmak outrage v.
kendisinden beklenildiği gibi davranmak run true to form v.
gizemli davranmak enigmatize v.
siyasi çıkarlarına göre davranmak play politics v.
soğuk davranmak frost v.
kaba davranmak be rude to somebody v.
çekimser davranmak behave timidly v.
mesafeli davranmak keep somebody at a distance v.
aptalca davranmak muck about v.
aceleci davranmak hasten v.
anlaşılmaz biçimde davranmak enigmatize v.
fazla duygulu davranmak emotionalise v.
kötü davranmak walk over v.
fazla duygulu davranmak emotionalize v.
fazla samimi davranmak (bir kadına) make free with v.
çılgınca davranmak go hog wild v.
dostça davranmak befriend v.
korkak davranmak chicken v.
aykırı davranmak offend against v.
para konusunda liberal davranmak loosen up v.
çekingen davranmak behave shy v.
eşit mesafede davranmak treat equally v.
kötü davranmak mishandle v.
önyargılı davranmak be opinionated v.
önceden tahmin edip ona göre davranmak anticipate v.
kendisi gibi davranmak be oneself v.
gevşek davranmak be lax v.
aceleci davranmak be quick v.
neşeli ve gürültülü bir biçimde davranmak rollick v.
aykırı davranmak act improperly v.
birine karşı amirane davranmak boss someone around v.
yapmacık davranmak attitudinize v.
bildiği gibi davranmak be a law unto oneself v.
kardeşçe davranmak fraternize v.
amirane davranmak throw one's weight around v.
ahmakça davranmak play the fool v.
nahoş bir olayı unutmak ve sanki olmamış gibi davranmak lay something to rest v.
kötü davranmak rough v.
bir durumu olduğu gibi kabul edip ona göre davranmak face the issue v.
çekingen davranmak behave timid v.
kötü davranmak ride rough over v.
daha tutumlu davranmak tighten one's belt v.
acemice davranmak louse up v.
çok ihtiyatlı davranmak feel one's way v.
patron gibi davranmak boss about v.
tutumlu davranmak skimp v.
açgözlü davranmak hog v.
yapılan teklife göre davranmak act on a suggestion v.
başkasıymış gibi davranmak impersonating v.
gibi davranmak make out v.
aşırı hassas davranmak sentimentalise v.
tiran gibi davranmak tyrannise v.
insaflı davranmak have a heart v.
hassas davranmak treat sensitively treat in a sensitive manner v.
adaletsiz davranmak victimize v.
saygılı davranmak behave in a respectful manner v.
kötü davranmak discriminate against somebody v.
soğuk davranmak keep somebody at a distance v.
yumuşak davranmak handle with kid gloves v.
kaba davranmak handle without gloves v.
sert davranmak handle without gloves v.
yakın davranmak behave sympathetically v.
yakın davranmak act in a warm way v.
sabırsızca davranmak flounce v.
haksızca davranmak victimize v.
kavgacı davranmak act aggressively v.
kavgacı davranmak act in a hostile manner v.
kral gibi davranmak play rex v.
dikkatsizce davranmak act carelessly v.
dikkatsizce davranmak behave carelessly v.
kahramanca davranmak heroise v.
kahramanca davranmak heroize v.
hızlı davranmak act quickly v.
dürüst davranmak treat honestly v.
dürüst davranmak act honestly v.
titiz davranmak make tiny distinctions v.
keyfi davranmak act arbitrarily v.
keyfi davranmak behave arbitrarily v.
tuhaf davranmak behave oddly v.
sıcak davranmak behave warmly v.
sıcak davranmak act warmly v.
tarafsız davranmak be impartial v.
tarafsız davranmak act neutral v.
tarafsız davranmak treat unbiased v.
tarafsız davranmak act impartial v.
tarafsız davranmak act unbiased v.
tarafsız davranmak treat neutral v.
tarafsız davranmak behave impartial v.
tarafsız davranmak behave unbiased v.
tarafsız davranmak treat impartial v.
tarafsız davranmak be unbiased v.
tarafsız davranmak behave neutral v.
erken davranmak be quick on the draw v.
erken davranmak react early v.
erken davranmak act early v.
deli gibi davranmak ride for a fall v.
iki yüzlü davranmak dissemble v.
etik davranmak behave ethically v.
yavaş davranmak act slowly v.
aşırı duygusal davranmak hoke v.
birisine soğuk davranmak hold oneself at a distance v.
mesafeli davranmak keep oneself apart v.
birine soğuk davranmak keep oneself apart v.
birine soğuk davranmak hold oneself at a distance v.
mesafeli davranmak hold oneself at a distance v.
birine soğuk davranmak keep one's distance v.
birisine soğuk davranmak keep one's distance v.
birisine soğuk davranmak keep oneself apart v.
pislikmiş gibi davranmak treat someone like dirt v.
korkmuyormuş gibi davranmak whistle in the dark v.
-e göre davranmak act upon v.
-den önce davranmak anticipate v.
-e göre davranmak abide by v.
göre davranmak go-by v.
kötü davranmak ill-treat v.
-mişçesine davranmak make a show of v.
-miş gibi davranmak pretend v.
yanlış davranmak get out of line v.
hatalı davranmak get out of line v.
arkadaşça davranmak befriend v.
göre davranmak go by v.
hatalı davranmak do wrong v.
hatalı davranmak behave wrongly v.
iyi davranmak wear well v.
yasalara uygun davranmak keep on the right side of the law v.
aceleci davranmak go it v.
sabırsız davranmak go it v.
hızlı davranmak go it v.
terbiyesizce davranmak cheek up v.
yapmacıklı davranmak camp it up v.
beğenilecek şekilde davranmak make a good impression v.
diğerleri gibi davranmak be in step v.
rahatsız edici şekilde davranmak make a nuisance of oneself v.
uygun davranmak behave accordingly v.
yaşına göre davranmak act one's age v.
olgun davranmak act mature v.
olgun davranmak behave maturely v.
uygunsuz davranmak act improperly v.
olgun davranmak behave in a mature way v.
olgun davranmak act maturely v.
uygunsuz davranmak misdemean v.
uygunsuz davranmak misbehave v.
fevri davranmak act impulsively v.
ihmalkar davranmak be negligent v.
iyi niyetli davranmak act in good faith v.
saygısız davranmak trample upon v.
kaba davranmak trip on v.
kaba davranmak trample on v.
saygısız davranmak trample over v.
saygısız davranmak trample on v.
kaba davranmak trample upon v.
saygısız davranmak trip on v.
saygısız davranmak treat with contempt v.
kaba davranmak treat with contempt v.
kaba davranmak trample over v.
insafsızca davranmak trample on v.
duyarlı davranmak act sensitively v.
bilgece davranmak bring the wisdom forward v.
yanlı davranmak act biased v.
adaletli davranmak be fair v.
adaletli davranmak be just v.
adaletli davranmak act fairly v.
özenli davranmak be attentive to v.
bir konuda hassas davranmak act responsibly towards v.
hassas davranmak act responsibly v.
duyarlı davranmak act responsibly v.
birisine iyi davranmak be nice to someone v.
cesur davranmak act bravely v.
cesaretli davranmak act bravely v.
cesaretli davranmak act courageously v.
cesur davranmak act courageously v.
kıskanç davranmak act jealous v.
silahına davranmak draw v.
davranmak (silaha) draw v.
birisine çocukmuş gibi davranmak treat someone like a child v.
birinden hoşlanıyormuş gibi davranmak pretend to like someone v.
birisine kibar davranmak treat someone kind v.
başka bir işle meşgulmüş gibi davranmak pretend to be busy doing something else v.
(öğrencilere/sınıfa) sert davranmak get tough with the class v.
mantıklı davranmak behave reasonably v.
mantıklı davranmak act reasonably v.
saçma sapan davranmak act stupidly v.
aptalca davranmak act stupidly v.
son zamanlarda biraz garip davranmak act a little strange lately v.
anne gibi davranmak act like a mother v.
son günlerde garip davranmak act weird lately v.
son günlerde bir garip davranmak act weird lately v.
kendine güvenen bir şekilde hareket etmek/davranmak feel confident v.
paranoyakça davranmak act paranoid v.
açgözlü davranmak get greedy v.
tamahkar davranmak be stingy v.
gaddarca davranmak brutalize v.
titiz davranmak stickle v.
ihtiyatlı konuşmak/davranmak tread carefully v.
ihtiyatlı konuşmak/davranmak tread warily v.
içgüdülerine göre davranmak go with your instincts v.
tiran gibi davranmak tyrannize v.
aşırı hassas davranmak sentimentalize v.
merhametsizce davranmak brutalise v.
anlaşılmaz biçimde davranmak enigmatise v.
yapmacık davranmak attitudinise v.
esrarengiz davranmak enigmatise v.
kardeşçe davranmak fraternise v.
abartılı davranmak dramatise v.
adaletsiz davranmak victimise v.
haksızca davranmak victimise v.
gaddarca davranmak brutalise v.
gizemli davranmak enigmatise v.
bir kimsenin tavsiyesine göre davranmak act on someone's advice v.
duygusal davranmak emote v.
sağlamcı davranmak play it safe v.
sırnaşıkça davranmak behave saucily/freshly v.
rahat davranmak being relaxed v.
rahat davranmak behave in an easy fashion v.
rahat davranmak behave in a relaxed manner v.
rahat davranmak behave loosely v.
rahat davranmak feel comfortable around v.
seçici davranmak be picky v.
seçici davranmak be selective v.
ihtiyatlı davranmak exercise caution v.
hayvanlara iyi davranmak be kind to animals v.
yerine göre davranmak behave accordingly v.
duruma uygun davranmak behave accordingly v.
düşmanca davranmak show hostility v.
canavar gibi davranmak behave like a beast v.
karamsar davranmak veya konuşmak pessimize v.
kötümser konuşmak/davranmak pessimize v.
uygun davranmak abear v.
birine nazik davranmak accourt [obsolete] v.
çabuk ve kararlı davranmak take time by the forelock v.
bir şey yaparken yavaş davranmak tarry v.
abartılı efemine davranmak camp v.
aşırı duygusal ya da abartılı davranmak camp v.
hışımla davranmak rage v.
gönülsüz davranmak tarrow v.
(davranmak) hareket etmek act v.
(öyleymiş gibi) davranmak act v.
istemsiz davranmak act involuntarily v.
istemsiz davranmak act reflexively v.
hoyrat davranmak rantipole v.
dikkatsiz davranmak rantipole v.
pervasız davranmak rantipole v.
(kadınlara) kibar ve nazik davranmak cavalier v.
centilmence davranmak cavalier v.
hanımefendi gibi davranmak ladify v.
hanımefendice davranmak lady v.
amigo gibi davranmak cheerlead v.
dikkatsiz davranmak nap v.
cimrice davranmak niggardise v.
cimrice davranmak niggardize v.
(bir an) dikkatsiz davranmak nod v.
ince ayrıntılara değer vererek davranmak nuance v.
korkakça davranmak nesh [dialect] v.
teatral davranmak theatricise v.
teatral davranmak theatricize v.
yapay davranmak theatricise v.
yapay davranmak theatricize v.
namussuzca davranmak do a thing on the cross v.
alçakgönüllü davranmak make dainty v.
uygunsuz davranmak misconduct one's self v.
ihtiyatlı davranmak spare one's self v.
taraflı davranmak take sides v.
ketum davranmak keep counsel v.
önce davranmak lead the way v.
titiz davranmak make dainty v.
kendini kaybederek itibarını düşürecek şekilde davranmak forget one's self v.
gelişigüzel davranmak toy v.
aşağılayıcı davranmak trample v.
kendi çıkarına olacak şekilde davranmak trim v.
gaddar davranmak tyrant v.
antipatik davranmak antipathize v.
bir bütün yerine ufak birimler biçiminde görmek veya davranmak atomize v.
bir bütün yerine ufak birimler biçiminde görmek veya davranmak atomise v.
bencilce davranmak ego-trip v.
dikkat çekici bir şekilde davranmak egotrip v.
abartılı davranmak emote v.
imparator gibi davranmak emperise [obsolete] v.
imparator gibi davranmak emperize [obsolete] v.
patron gibi davranmak empatron v.
misafirperver davranmak enterprise v.
kararsız davranmak zig v.
bir öyle bir böyle davranmak zig v.
keyfine düşkün davranmak epicurize v.
zevk düşkünü gibi davranmak epicurize v.
keyfine düşkün davranmak epicurise v.
zevk düşkünü gibi davranmak epicurise v.
aynı şekilde davranmak equiparate v.
taraflı davranmak err v.
kararsız davranmak zag v.
bir öyle bir böyle davranmak zag v.
hödük gibi davranmak belowt v.
başkalarından üstünmüş gibi davranmak belord v.
iyi davranmak besmile v.
bir kusuru düzeltmeye yönelik davranmak make up v.
kötü davranmak maletreat [obsolete] v.
kötü davranmak betongue v.
cesur ve mert davranmak man-up v.
kötü davranmak wrong v.
duman gibi davranmak wisp (away) v.
şehvetle davranmak lech v.
rastgele davranmak mander v.
mekanik ve basmakalıp şekilde davranmak mark v.
birisinin veya herkesin çıkarına en uygun şekilde davranmak had best v.
fevri davranmak halfcock v.
garip veya öngörülemez bir şekilde davranmak whiffle v.
kontrolsüz davranmak wild v.
kurt gibi davranmak wolve v.
sert davranmak wool v.
yönetmek için belirli bir şekilde davranmak handle v.
kötü davranmak maul v.
sert davranmak mess (up) v.
değerliymiş gibi davranmak worthy v.
hislerine göre davranmak wreak v.
uyumlu davranmak harmonise v.
uyumlu davranmak harmonize v.
ahlaksızca davranmak hell v.
kardeşi gibi davranmak brother v.
aptal gibi davranmak buffoon v.
kahramanmışçasına davranmak heroize v.
hipodromdaymış gibi davranmak hippodrome v.
gösteri salonundaymış gibi davranmak hippodrome v.
açgözlü davranmak hog v.
domuz gibi davranmak hog v.
aceleci davranmak huddle [obsolete] v.
uygunsuz davranmak misbear [obsolete] v.
askeri standartlara uymayan şekilde davranmak misbehave v.
yanlış davranmak misgo v.
uygunsuz davranmak misconduct v.
kötü davranmak misentreat [obsolete] v.
kötü davranmak misguide [scotland] v.
kötü davranmak misdight v.
misyoner gibi davranmak mission v.
haylaz davranmak monkey v.
işgüzar davranmak monkey v.
gözlemci olarak davranmak monitor v.
maymun gibi davranmak monkey v.
garip davranmak monkey v.
dikkatsizce davranmak mope v.
şaşkınca davranmak mope v.
aptalca davranmak mope v.
konuşmacı gibi davranmak rhetoricate v.
kahraman gibi davranmak galavant v.
centilmence davranmak gallant v.
kahraman gibi davranmak gallavant v.
kahraman gibi davranmak gallivant v.
(özellikle ticarette) agresif davranmak hustle v.
saygısızca davranmak lichtly v.
otoriter davranmak lord v.
tehditkar davranmak lower v.
aptalca davranmak lubber v.
acemi denizci gibi davranmak lubber v.
acemice davranmak lubber v.
kötü davranmak muck up [australia] v.
aptalca davranmak mucker v.
saygılı davranmak genuflect v.
itaatkar davranmak genuflect v.
hızlı davranmak gird v.
yabancı birine çıkar amaçlı aşırı samimi davranmak glad-hand v.
hoyratça davranmak loblolly v.
kabaca davranmak loblolly v.
-e göre davranmak obey v.
(birine) insandan ziyade nesne gibi davranmak objectify v.
ahlaksızca davranmak rig [dialect] v.
iffetsizce davranmak rig [dialect] v.
hızlı davranmak rip v.
hızlı davranmak clap v.
kararsızca davranmak dacker [scotland/north england] v.
ikircikli davranmak dacker [scotland/north england] v.
ikircikli davranmak daiker [scotland] v.
kararsızca davranmak daiker v.
züppe gibi davranmak dandyize v.
demagog gibi davranmak demagogue v.
(kendine) belirli bir şekilde davranmak demean v.
demagog gibi davranmak demagog v.
yokmuş gibi davranmak deny v.
belirli şekilde davranmak deport v.
tuhaf davranmak deray v.
deli gibi davranmak deray v.
aşırı coşkulu davranmak gush v.
sert davranmak hector v.
kendi çıkarına olacak şekilde davranmak hedge v.
idealistik şekilde davranmak idealise v.
idealistik şekilde davranmak idealize v.
idealistik şekilde davranmak idealise v.
kaba davranmak mumble [dialect] v.
(asosyal) davranmak operate v.
(belirli şekilde) davranmak operate v.
iyimser davranmak optimize v.
iyimser davranmak optimise v.
iyimser davranmak optimize v.
gerekenden fazla cüretkar davranmak overdare v.
aşırı duygusal davranmak overemote v.
fazla abartılı davranmak overemote v.
alakasız davranmak overskip v.
haydut gibi davranmak rogue v.
(şaka amaçlı) kaba davranmak rough-house v.
(şaka amaçlı) kaba davranmak roughhouse v.
agresif davranmak roust v.
kaba davranmak rowdy v.
nadan davranmak rusticate v.
görgüsüz davranmak rusticate v.
köylü gibi davranmak rusticate v.
kaba davranmak rusticate v.
(birine) kötü davranmak ill-use v.
(birine) kaba davranmak ill-use v.
uygunsuz davranmak improper [obsolete] v.
saygısızca davranmak disreverence [obsolete] v.
kaba davranmak disreverence [obsolete] v.