and all - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

and all

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"and all" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 6 sonuç

İngilizce Türkçe
General
and all s. vesaire
and all s. filan
and all s. ve bütün benzerleri
and all zf. ve de her şeyi
and all zf. bundan başka
and all zf. ek olarak

"and all" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
General
all sorts and condition i. her çeşitten
all skin and bones i. bir deri bir kemik
be all skin and bones f. kaburgaları çıkmak
be all skin and bone f. kemikleri sayılmak
settle once and for all f. kesip atmak
be all skin and bones f. kadidi çıkmak
be all skin and bones f. bir deri bir kemik olmak
have all sizes and colors in stock f. stokunda tüm ebatlarından/boylarından ve renklerinden bulunmak
once and for all s. ilk ve son olarak
black and blue all over s. mosmor
warts and all zf. olumsuz yanlarını gizlemeden
for good and all zf. temelli olarak velhasıl
all day and every day zf. hiçbir değişiklik olmadan
warts and all zf. bütün ayrıntılarıyla
warts and all zf. güzel olmayan taraflarını saklamadan
once and for all zf. son olarak
once and for all zf. kesin olarak
warts and all zf. olduğu gibi
for all intents and purposes zf. esas olarak
once and for all zf. ilk ve son kez
once and for all zf. kati olarak
for all intents and purposes zf. aslında
all day and every day zf. devamlı
for all intents and purposes zf. haddi zatında
boots and all zf. tamamen
warts and all zf. ayrıntılarıyla
all out and out zf. alabildiğine
one and all zm. herkes
one and all zm. her biri
one and all zm. hepsi
Phrases
all gas and gaiters expr. güllük gülistanlık durum
all information provided herein is private and confidential expr. burada verilen tüm bilgiler kisiye özel ve gizlidir
with all one's heart and soul expr. canı gönülden
first and above all expr. her şeyden önce
when all is said and done expr. en son
all the rights and privileges thereunto appertaining expr. ilgili tüm hak ve imtiyazlar
all well and good but expr. iyi ancak
all present and correct expr. her şey hazır ve nazır
all present and correct expr. her şey tamam
all present and correct expr. dört dörtlük tamam
all present and correct expr. herkes tam kadro burada
once and for all expr. sonunda
all for one, and one for all expr. anca beraber kanca beraber
all present and correct [uk] expr. herkes burada
all present and correct [uk] expr. herkes tamam
all present and correct [uk] expr. herkes eksiksiz hazır
all present and correct [uk] expr. herkes tam takım burada/mevcut
all for one, and one for all expr. hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için
for all intents and purposes expr. hangi açıdan bakılırsa bakılsın
for all intents and purposes expr. nereden bakılırsa bakılsın
for all intents and purposes expr. esas olarak
for all intents and purposes expr. aslında
for all intents and purposes expr. haddi zatında
to all intents and purposes expr. hangi açıdan bakılırsa bakılsın
to all intents and purposes expr. nereden bakılırsa bakılsın
to all intents and purposes expr. esas olarak
to all intents and purposes expr. aslında
to all intents and purposes expr. haddi zatında
all for one, and one for all expr. hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için
for all intents and purposes expr. hangi açıdan bakılırsa bakılsın
for all intents and purposes expr. nereden bakılırsa bakılsın
for all intents and purposes expr. esas olarak
for all intents and purposes expr. aslında
for all intents and purposes expr. haddi zatında
to all intents and purposes expr. hangi açıdan bakılırsa bakılsın
to all intents and purposes expr. nereden bakılırsa bakılsın
to all intents and purposes expr. esas olarak
to all intents and purposes expr. aslında
to all intents and purposes expr. haddi zatında
Proverb
all work and no play makes jack a dull boy çok fazla çalışmak insanı sıkar
not all beer and skittles yaşam hep eğlenceden oluşmaz
not all beer and skittles hayat eğlenceden ibaret değildir
all work and no play makes jack a dull boy soluklanmayan at yol almaz
all work and no play makes jack a dull boy çalış çalış nereye kadar
tis better to have loved and lost than never to have loved at all sevip de yitirmiş olmak hiç sevmemiş olmaktan daha iyidir
all bark and no bite havlayan köpek ısırmaz
all is fair in love and war aşkta ve savaşta her şey mubahtır
it is better to have loved and lost than never to have lost at all sevip de kaybetmek hiç sevmemekten daha iyidir
it is better to have loved and lost than never to have loved at all sevip de kaybetmek sevmemiş olmaktan iyidir
it is better to have loved and lost than never to have loved at all sevip de kaybetmiş olmak hiç sevmemiş olmaktan iyidir
out of the mouths of babes and sucklings come all wise sayings büyümüş de küçülmüş
all work and no play makes jack a dull boy aşırı/sürekli çalışmak insanı sıkıcı biri yapar
all work and no play makes jack a dull boy aşırı/sürekli çalışmak insanı sıkıcı biri yapar
Colloquial
all mops and brooms s. kusacak kadar sarhoş
all mops and brooms s. kusana kadar içmiş
still and all zf. karşın
still and all zf. rağmen
still and all zf. olduğu halde
once and for all expr. bir kalemde
all my eye and betty martin expr. haydi canım sen de
for all intents and purposes expr. hangi açıdan bakılırsa bakılsın
all my eye and betty martin expr. gözlerime inanmıyorum
(but) still and all expr. her şeye rağmen
all show and no go expr. görüntü var ses yok
one and all! expr. herkes!
once and for all expr. ilk ve son
for all intents and purposes expr. nereden bakılırsa bakılsın
all show and no go expr. kuru gürültü
once and for all expr. son kez
all bark and no bite expr. sadece kuru gürültü
once and for all expr. tek kalemde
any and all expr. tümü
not all black and white expr. ne siyah ne beyaz
not all black and white expr. siyah ve beyaz değil
not all black and white expr. iyi ya da kötü değil
not all black and white expr. akla kara değil
(but) still and all expr. (ama) yine de
(but) still and all expr. (fakat) gel gör ki
(but) still and all expr. (fakat) buna rağmen
(but) still and all expr. (fakat) ne var ki
(not) the be-all and end-all expr. en önemli şey değil
(not) the be-all and end-all expr. her şey demek değil
(not) the be-all and end-all expr. dünyanın sonu değil
(not) the be-all and end-all expr. en önemli amaç değil
sweet mother of all that is good and pure expr. yüce tanrım
all brawn and no brain expr. güçlü ama aptal
all day and every day expr. kesintisiz olarak
all day and every day expr. sürekli
all hours (of the day and night) expr. gece veya gündüz herhangi bir saat
all hours (of the day and night) expr. gece gündüz her saat
all hours (of the day and night) expr. gece gündüz demeden her saat
all hours (of the day and night) expr. günün her saati
all hours (of the day and night) expr. tüm gün ve tüm gece
all hours (of the day and night) expr. gece gündüz
all hours (of the day and night) expr. yirmi dört saat
all brawn and no brain expr. güçlü ama aptal
all day and every day expr. kesintisiz olarak
all day and every day expr. sürekli
all hours (of the day and night) expr. gece veya gündüz herhangi bir saat
all hours (of the day and night) expr. gece gündüz her saat
all hours (of the day and night) expr. gece gündüz demeden her saat
all hours (of the day and night) expr. günün her saati
all hours (of the day and night) expr. tüm gün ve tüm gece
all hours (of the day and night) expr. gece gündüz
all hours (of the day and night) expr. yirmi dört saat
and (all) that expr. falan
and (all) that expr. falan filan
and (all) that expr. gibi şeyler
and (all) that expr. ve bunun/onun gibi şeyler
and (all) that expr. ve benzeri şeyler
and all that expr. vesaire
and all that expr. bu tarzda vesaire
and all that expr. filan
and all that expr. falan feşmekan
and all that (rubbish, stuff) expr. falan
and all that (rubbish, stuff) expr. falan filan
and all that (rubbish, stuff) expr. gibi şeyler
and all that (rubbish, stuff) expr. ve bunun/onun gibi şeyler
and all that (rubbish, stuff) expr. ve benzeri şeyler
and all that (rubbish, stuff) expr. vesaire
and all that (rubbish, stuff) expr. bu tarzda vesaire
and all that (rubbish, stuff) expr. filan
and all that (rubbish, stuff) expr. falan feşmekan
and all this expr. falan
and all this expr. falan filan
and all this expr. gibi şeyler
and all this expr. ve bunun/onun gibi şeyler
and all this expr. ve benzeri şeyler
and all this expr. vesaire
and all this expr. bu tarzda vesaire
and all this expr. filan
and all this expr. falan feşmekan
and (all) the rest (of it) expr. falan
and (all) the rest (of it) expr. ve bunun/onun gibi bir sürü şey
and (all) the rest (of it) expr. ve benzeri şeyler
and (all) the rest (of it) expr. vesaire
and (all) the rest (of it) expr. ve dahası
and (all) the rest (of it) expr. ve devamı
and (all) the rest (of it) expr. ve çok daha fazlası
and (all) the rest (of it) expr. ve daha neler neler
still and all expr. yine de
still and all expr. ne var ki
still and all expr. gel gör ki
still and all expr. buna rağmen
still and all expr. bununla beraber
Idioms
all sizzle and no steak i. boş fıçı çok langırdar
all sizzle and no steak i. kuru laf karın doyurmaz
all sizzle and no steak i. ses var görüntü yok
all sizzle and no steak i. kokusu var kendi yok
all sizzle and no steak i. tümüyle/tam bir fiyasko
all sizzle and no steak i. fos çıkmış
all sizzle and no steak i. safi rüzgar
all cry and no wool i. kuru gürültü
all cry and no wool i. lafügüzaf
all cry and no wool i. fasa fiso
all cry and no wool i. boş laf
all cry and no wool i. hava gazı
all the world and his wife i. bir sürü insan
the be-all and end-all i. en önemli şey
be all and end all i. en önemli faktör
be all and end all i. en önemli öge
the be-all and end-all i. en önemli amaç
be all and end all i. en önemli amaç
the be-all and end-all i. en önemli faktör
at all hours of the day and night i. günün her saati
all the ins and outs of i. girdisi çıktısı
all oak and iron bound i. sapasağlam
all fingers and thumbs i. sarsak
all fingers and thumbs i. sakar
all the ins and outs of i. tüm ayrıntılar (bir konunun/işin)
all the world and his wife i. tüm sosyete
be-all and end-all i. can alıcı nokta
be-all and end-all i. kilit nokta
be-all and end-all i. zurnanın zırt dediği yer
be-all and end-all i. baş koyulan şey
be-all and end-all i. adam olmaz tip
be-all and end-all i. umutsuz vaka
the mother and father of all (something) i. (bir şeyin) en büyüğü
the mother and father of all (something) i. (bir şeyin) en uç noktası
the mother and father of all (something) i. (bir şeyin) en esaslısı
the mother and father of all (something) i. (bir şeyin) en üst düzeydeki örneği
the mother and father of all (something) i. (bir şeyin) atası
the be-all and end-all i. kilit nokta
the be-all and end-all i. can alıcı nokta
the be-all and end-all i. en önemli şey
the be-all and end-all i. her şey demek
the be-all and end-all i. en önemli amaç
the be-all and end-all i. en önemli faktör
the be-all and end-all i. en önemli öğe
the be-all and end-all i. en önemli etmen
the be-all and end-all i. olmazsa olmaz şey
the be-all and end-all (of something) i. (bir şeyin) kilit noktası
the be-all and end-all (of something) i. (bir şeyin) can alıcı noktası
the be-all and end-all (of something) i. (bir şeyin) en önemli şeyi
the be-all and end-all (of something) i. (bir şeyin) en önemli amacı
the be-all and end-all (of something) i. (bir şeyin) en önemli faktörü
the be-all and end-all (of something) i. (bir şeyin) en önemli öğesi
the be-all and end-all (of something) i. (bir şeyin) en önemli etmeni
the be-all and end-all (of something) i. (bir şeyin) olmazsa olmazı
uncle tom cobley and all [uk] i. ve diğerleri
uncle tom cobley and all [uk] i. daha niceleri
uncle tom cobley and all [uk] i. daha kimler kimler
come in all shapes and sizes f. her çeşidi mevcut olmak
come in all shapes and sizes f. çeşit çeşit/türlü türlü olmak
come in all shapes and sizes f. farklı şekil ve boyutları bulunmak
come in all shapes and sizes f. farklı tipleri olmak
be all mouth and trousers f. atıp tutmak
be all mouth and trousers f. boş keseden sallamak
be all skin and bone f. bir deri bir kemik kalmak
be all fingers and thumbs f. beceriksiz olmak
be all skin and bones f. bir deri bir kemik olmak
all eyes and ears f. dikkat kesilmek
go hot and cold all over f. çok şaşırmak
be all sweetness and light f. cana yakın davranmak
feel hot and cold all over f. çok şaşırmak
be all skin and bone f. çok zayıflamak
be all fur coat and no knickers f. dışı cilalı ama içi dökülüyor olmak
be all skin and bone f. çöpe dönmek
not be all beer and skittles f. güllük gülistanlık olmamak
be all dressed up and with nowhere to go f. hazırlandığı halde gidecek yeri olmamak
be all fur coat and no knickers f. güzel görünse de ilginç olmamak
be all dressed up and nowhere to go f. hazır şekilde ortada kalmak
all dressed up and nowhere to go f. hazır şekilde ortada kalmak
be all dressed up and with nowhere to go f. hazır şekilde ortada kalmak
not be all fun and games f. güllük gülistanlık olmamak
not be all moonlight and roses f. güllük gülistanlık olmamak
be all dressed up and nowhere to go f. hazırlandığı halde gidecek yeri olmamak
be all brawn and no brains f. güçlü ama aptal olmak
all eyes and ears f. gözlerini ve kulaklarını dört açmak
be all sweetness and light f. samimi davranmak
feel hot and cold all over f. şok geçirmek
feel hot and cold all over f. şaşkınlıktan kalakalmak
go hot and cold all over f. şaşkınlıktan kalakalmak
go hot and cold all over f. şok geçirmek
be all sweetness and light f. sıcak davranmak
be all fingers and thumbs f. sakar olmak
be all mouth and no trousers f. sadece konuşup icraata dökmeyen/geçmeyen birisi olmak
not be all fun and games f. zor yanları da olmak
not be all beer and skittles f. zor yanları da olmak
not be all moonlight and roses f. zor yanları da olmak
not be all moonlight and roses f. zorlukları da olmak
all work and no play f. çok fazla çalışmak
all work and no play f. sürekli çalışmak
all work and no play f. soluklanmadan çalışmak
all work and no play f. durmadan çalışmak
all work and no play f. dinlenmeden/ara vermeden çalışmak
all work and no play f. çok fazla çalışmak
all work and no play f. sürekli çalışmak
all work and no play f. soluklanmadan çalışmak
all work and no play f. durmadan çalışmak
all work and no play f. dinlenmeden/ara vermeden çalışmak
be all skin and bone f. bir deri bir kemik olmak
be all skin and bone f. kaburgaları çıkmak
be all skin and bone f. kemikleri sayılmak
be all skin and bone f. kemik torbası olmak
be all skin and bones f. bir deri bir kemik olmak
be all skin and bones f. kaburgaları çıkmak
be all skin and bones f. kemikleri sayılmak
be all skin and bones f. kemik torbası olmak
be not all beer and skittles [uk/australia] f. eğlenceli olmamak
be not all beer and skittles [uk/australia] f. zevkli olmamak
be not all beer and skittles [uk/australia] f. güllük gülistanlık olmamak
be not all fun and games f. eğlenceli olmamak
be not all fun and games f. zevkli olmamak
be not all fun and games f. güllük gülistanlık olmamak
be not all fun and games f. eğlenceden ibaret olmamak
be not all moonlight and roses f. güllük gülistanlık olmamak
be not all moonlight and roses f. eğlenceden ibaret olmamak
be all fur coat and no knickers f. güzel görüntüsünün/görünüşünün altında/arkasında hiçbir şey olmamak
be all fur coat and no knickers f. dıştan çok iyi/parlak görünüp içi fos olmak
be all fur coat and no knickers f. göründüğü kadar iyi/dolu olmamak
be all hat and no cattle [us] f. sırf kuru gürültü olmak
be all hat and no cattle [us] f. sadece kuru gürültü olmak
be all hat and no cattle [us] f. anca laf olmak
be all hat and no cattle [us] f. kuru gürültü olmak
be all hat and no cattle [us] f. içi fos olmak
be all hat and no cattle [us] f. içi/altı boş olmak
be all hat and no cattle [us] f. lafta olup icraatta olmamak
be all hat and no cattle [us] f. lafa gelince konuşup icraatta bulunmamak
be all sweetness and light f. kibar olmak
be all sweetness and light f. arkadaşça davranmak
be all sweetness and light f. tatlıya bağlanmak
be all sweetness and light f. güllük gülistanlık olmak
be all sweetness and light f. yumuşamak
be all skin and bone f. bir deri bir kemik olmak
be all skin and bone f. aşırı zayıf olmak
be all skin and bone f. bir deri bir kemik kalmak
be all skin and bone f. kemikleri sayılmak
be all skin and bone f. çöpe dönmek
be all skin and bone f. kaburgaları çıkmak
be all skin and bone f. kemik torbası olmak
be all skin and bones f. bir deri bir kemik olmak
be all skin and bones f. aşırı zayıf olmak
be all skin and bones f. bir deri bir kemik kalmak
be all skin and bones f. kemikleri sayılmak
be all skin and bones f. çöpe dönmek
be all skin and bones f. kaburgaları çıkmak
be all skin and bones f. kemik torbası olmak
all mops and brooms s. körkütük sarhoş
all mops and brooms s. zil zurna sarhoş
all mops and brooms s. bulut gibi sarhoş
all mops and brooms s. zom/zilzurna/küfelik
all hot and bothered s. aşka meyilli
out of all scotch and notch s. sonsuz
out of all scotch and notch s. ölçülemez
out of all scotch and notch s. sınırsız
out of all scotch and notch s. ucu bucağı yok
(all) beer and skittles s. eğlenceli
(all) beer and skittles s. keyifli
(all) beer and skittles s. zevkli
(all) beer and skittles s. kolay
(all) beer and skittles s. güzel
(all) skin and bones s. çok zayıf
(all) skin and bones s. sıska
(all) skin and bones s. bir deri bir kemik
(all) skin and bones s. çok zayıflamış
(all) skin and bones s. bir deri bir kemik kalmış
(all) skin and bones s. iğne ipliğe dönmüş
(all) skin and bones s. sıskası çıkmış
(all) sweetness and light s. tatlı
(all) sweetness and light s. sevimli
(all) sweetness and light s. sıcakkanlı
(all) sweetness and light s. cana yakın
(all) sweetness and light s. şirin
(all) sweetness and light s. güllük gülistanlık
(all) sweetness and light s. zevkli
(all) sweetness and light s. eğlenceli
(all) well and good s. tamamen kabul edilebilir
(all) well and good s. uygun
(all) well and good s. iyi hoş
(all) well and good s. iyi güzel
(all) well and good s. her şey tamam
(all) well and good s. yeterli
all sixes and nines s. bitap düşmüş
all sixes and nines s. dağılmış
all sixes and nines s. bitkin düşmüş
all sixes and nines s. yorulmuş
all sixes and nines s. altüst olmuş
all and some zm. herkes
not all black and white expr. hiçbir şey siyah ve beyaz değil
not all black and white expr. kim suçlu kim güç belli olmaz
all talk and no cider expr. laf çok icraat yok
all talk and no cider expr. anca laf
all mouth and no action expr. çok laf az iş
all present and correct [brit] expr. hazır ve nazır
all and some [obsolete] expr. hepsi
all and some [obsolete] expr. her biri
all and some [obsolete] expr. herkes
all and some [obsolete] expr. bütünüyle
all hat and no cattle expr. sırf kuru gürültü
all hat and no cattle expr. laf var icraat yok
all hat and no cattle expr. görüntü var ses yok
all horns and rattles expr. küplere binmiş
all horns and rattles expr. gözü dönmüş
all horns and rattles expr. köpürmüş
all horns and rattles expr. tepesi atmış
all horns and rattles expr. agresif/saldırgan
all present and correct [uk] expr. tastamam
all present and correct [uk] expr. tam tamına/tamı tamına
all present and correct [uk] expr. mevcut
all present and correct [uk] expr. yerli yerinde
all sizzle and no steak expr. sırf kuru gürültü
all sizzle and no steak expr. laf var icraat yok
all sizzle and no steak expr. görüntü var ses yok
all talk and no cider expr. sırf kuru gürültü
all talk and no cider expr. görüntü var ses yok
all talk and no trousers expr. sırf kuru gürültü
all talk and no trousers expr. laf var icraat yok
all talk and no trousers expr. görüntü var ses yok
all that and then some expr. daha da fazlası
all that and then some expr. onunla da kalmayıp
all that and then some expr. bununla da kalmayıp
all that and then some expr. üstüne üstlük
all that and then some expr. ayrıca
all that and then some expr. üstelik
all the way to egery and back expr. ta fizana kadar
all the way to egery and back expr. ebesinin örekesine kadar
all wool and a yard wide expr. açık yürekli
all wool and a yard wide expr. açık yürekli/kalpli
all hot and bothered expr. azmış
with all one's heart and soul expr. bütünüyle
all fingers and thumbs expr. beceriksiz
for good and all expr. bütün bütün
all well and good expr. çok iyi
with all one's heart and soul expr. derinden
with all one's heart and soul expr. canı gönülden
all and sundry expr. cümbür cemaat
all skin and bone expr. çöp gibi (zayıf)
all shipshape and bristol-fashion expr. derli toplu
all shapes and sizes expr. çeşit çeşit
all fur coat and no knickers expr. dışı hoş içi boş
all sweetness and light expr. cana yakın
for good and all expr. daima
all the world and his wife expr. cümbür cemaat
all hot and bothered expr. canı sıkkın
all over hell and gone expr. her yer
all over hell and half of georgia expr. her yere
all over hell and half of georgia expr. her yer
all hot and bothered expr. heyecanlanmış
all my eye and betty martin expr. gerçek dışı
all sweetness and light expr. hoş
all hands and the cook expr. herkes
all vine and no taters expr. güzel ama içi boş
after all is said and done expr. her şeyin sonunda
be all and end all expr. en önemli etmen
all the ins and outs of expr. her yer
the be-all and end-all expr. en önemli etmen
all over hell and half of georgia expr. her tarafa
all and sundry expr. herkes
life isn't all beer and skittles expr. hayat hep lay lay lom değildir
all hot and bothered expr. endişelenmiş
all the ins and outs of expr. her taraf
at all hours of the day and night expr. gece veya gündüz herhangi bir saatte
all the world and his wife expr. herkes
all over hell and gone expr. her tarafa
to all intents and purposes expr. hangi açıdan bakılırsa bakılsın
all over hell and gone expr. her yere
all the ins and outs of expr. her tarafı (bir yerin)
life isn't all beer and skittles expr. hayat hep eğlenceden ibaret değildir
all hot and bothered expr. endişeli
all the ins and outs of expr. her yeri (bir yerin)
for good and all expr. gerçekten
life isn't all beer and skittles expr. hayat her zaman mutluluk vermez
for good and all expr. her zaman
for good and all expr. netice olarak
to all intents and purposes expr. nereden bakılırsa bakılsın
all well and good expr. kabul
all skin and bone expr. kemikleri sayılan
after all is said and done expr. nihayetinde
all mouth and no trousers expr. laf çok icraat yok
(s)he thinks (s)he is the be-all and end-all expr. kendini bulunmaz hint kumaşı sanmak
all mouth and no trousers expr. laf var icraat yok
all talk and no action expr. laf çok icraat yok
all talk and no action expr. laf var icraat yok
all mouth and (no) trousers expr. lafa gelince mangalda kül bırakmaz
all hot and bothered expr. merak içinde
be all talk (and no action) expr. laf çok icraat yok
all sweetness and light expr. sıcak
all sweetness and light expr. samimi
after all is said and done expr. sonuçta
for good and all expr. sonsuza kadar
for good and all expr. sürekli olarak
after all is said and done expr. sonunda
for good and all expr. sürekli
all my eye and betty martin expr. saçma
with all one's heart and soul expr. tüm kalbi ve ruhu ile
for good and all expr. temelli
for good and all expr. tamamen
with all one's heart and soul expr. tam anlamıyla
for good and all expr. temelli olarak
for good and all expr. tamamiyle
all shapes and sizes expr. türlü türlü
as all oak and iron bound expr. turp gibi sapsağlam
with all one's heart and soul expr. tüm gönlüyle
(all) sweetness and light expr. tozpembe
all and end all expr. temel etmen
all oak and iron bound expr. turp gibi
with all one's heart and soul expr. tüm kalbiyle
all the world and his wife expr. yediden yetmişe herkes
all wool and no shoddy expr. yüzde yüz kaliteli
and all that jazz expr. ve bunun gibi bir sürü saçma şey
and all that jazz expr. ve bunun gibi saçma şeyler
all wool and no shoddy expr. üst kalitede
for good and all expr. velhasıl
all wool and no shoddy expr. üstün kaliteli
all cry and no wool expr. martaval
all cry and no wool expr. lakırdı
all cry and no wool expr. boş laf
all cry and no wool expr. fasarya
all cry and no wool expr. laf ola beri gele