|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
eğimli yer |
slope i.
|
|
2 |
Genel |
yatay veya biraz eğimli yürüyen yaya yolu |
travolator i.
|
|
3 |
Genel |
eğimli teras |
graded terrace i.
|
|
4 |
Genel |
eğimli yüzey |
incline i.
|
|
5 |
Genel |
eğimli yer |
lamping i.
|
|
6 |
Genel |
eğimli olma |
proneness i.
|
|
7 |
Genel |
dağ kenarından düzlük araziye inen hafif eğimli kesim |
piedmont i.
|
|
8 |
Genel |
bir yöne eğimli |
lateroduction i.
|
|
9 |
Genel |
eğimli çatı |
inclined roof i.
|
|
10 |
Genel |
eğimli yüzey |
escarpment i.
|
|
11 |
Genel |
eğimli kişi |
sloper i.
|
|
12 |
Genel |
şiddete eğimli |
violence prone i.
|
|
13 |
Genel |
kayak yapılmaya hazırlanmış eğimli arazi veya yokuş |
ski-run i.
|
|
14 |
Genel |
eğimli yol |
inclined road i.
|
|
15 |
Genel |
eğimli yol |
sloping road i.
|
|
16 |
Genel |
eğimli raf |
angled shelf i.
|
|
17 |
Genel |
eğimli raf |
sloped shelf i.
|
|
18 |
Genel |
kıyının eğimli yanı |
bankside i.
|
|
19 |
Genel |
havada asılı eğimli halatta seyahat etme |
zipline i.
|
|
20 |
Genel |
kaykay veya kar kayağında kullanılan eğimli duvar |
quarterpipe i.
|
|
21 |
Genel |
antiklinal birikintinin iki eğimli kenarından her biri |
leg i.
|
|
22 |
Genel |
eğimli veya kıvrımlı nesne |
bool [dialect] [uk] i.
|
|
23 |
Genel |
eğimli bir şekilde yaslanmış tepesi olan tahıl demeti |
hattock [dialect] [uk] i.
|
|
24 |
Genel |
merkeze doğru eğimli zemin yüzeyi |
bowl i.
|
|
25 |
Genel |
eğimli yol |
hill i.
|
|
26 |
Genel |
eğimli arena |
list i.
|
|
27 |
Genel |
eğimli arenayı çevreleyen çit |
list i.
|
|
28 |
Genel |
eğimli yüzey |
inclination i.
|
|
29 |
Genel |
eğimli şey |
incliner i.
|
|
30 |
Genel |
eğimli kadran |
incliner i.
|
|
31 |
Genel |
(eğimli tren yolu) iniş |
down grade i.
|
|
32 |
Genel |
hafif eğimli kayaç yüzeyi |
pediment i.
|
|
33 |
Genel |
eğimli çatı |
pendice [obsolete] i.
|
|
34 |
Genel |
tenis kortunu üç yandan çevreleyen eğimli çatılı bir koridor |
penthouse i.
|
|
|
35 |
Genel |
eğimli yüzey |
shelving i.
|
|
36 |
Genel |
eğimli yer |
shelving i.
|
|
37 |
Genel |
nemli toprak üzerinde yer alan eğimli düzlem |
slide i.
|
|
38 |
Genel |
eğimli yüzeyden kayan kimse |
slider i.
|
|
39 |
Genel |
(kömür madeninde) eğimli koridor |
slope i.
|
|
40 |
Genel |
(kömür madeninde) eğimli geçit |
slope i.
|
|
41 |
Genel |
eğimli olmak |
pitch f.
|
|
42 |
Genel |
eğimli yapmak |
bevel f.
|
|
43 |
Genel |
eğimli olmak |
slant f.
|
|
44 |
Genel |
eğimli olmak |
slope f.
|
|
45 |
Genel |
eğimli olmak |
trend f.
|
|
46 |
Genel |
eğimli olmak |
fall f.
|
|
47 |
Genel |
eğimli olmak |
fall away f.
|
|
48 |
Genel |
belli bir açıda eğimli olmak |
tilt at f.
|
|
49 |
Genel |
asılı, ekli veya eğimli şeyleri desteklemek |
hang f.
|
|
50 |
Genel |
havada asılı eğimli halatta seyahat etmek |
zipline f.
|
|
51 |
Genel |
eğimli olmak |
slent [dialect] [uk] f.
|
|
52 |
Genel |
az eğimli (çatı) |
lowpitched s.
|
|
53 |
Genel |
elemeye eğimli |
eliminatory s.
|
|
54 |
Genel |
yukarı doğru eğimli |
sloping upward s.
|
|
55 |
Genel |
geriye eğimli |
back sloping s.
|
|
56 |
Genel |
akneye eğimli (cilt) |
acne-prone s.
|
|
57 |
Genel |
az eğimli |
low-pitched s.
|
|
58 |
Genel |
aşağı doğru eğimli |
downward-sloping s.
|
|
59 |
Genel |
yukarı doğru eğimli |
acclive [obsolete] s.
|
|
60 |
Genel |
yukarı doğru eğimli |
acclivitous s.
|
|
61 |
Genel |
yukarı doğru eğimli |
acclivous s.
|
|
62 |
Genel |
yukarıya doğru eğimli |
acclive [obsolete] s.
|
|
63 |
Genel |
yukarıya doğru eğimli |
acclivitous s.
|
|
64 |
Genel |
eğimli olan |
raked s.
|
|
65 |
Genel |
eğimli inşa edilen |
raked s.
|
|
66 |
Genel |
aşağıya doğru eğimli |
declivous s.
|
|
67 |
Genel |
dik eğimli |
steeply-sloping s.
|
|
68 |
Genel |
eğimli olmayan |
unsloped s.
|
|
69 |
Genel |
sola eğimli |
left-slanting s.
|
|
70 |
Genel |
kum veya çakıldan oluşan geniş ve hafifçe eğimli bir alana sahip (kıyı) |
beachlike s.
|
|
71 |
Genel |
fazla eğimli |
high-pitch s.
|
|
72 |
Genel |
birleşen eğimli |
oxbow s.
|
|
73 |
Genel |
birleşik eğimli |
oxbow s.
|
|
74 |
Genel |
sağa eğimli |
dextral s.
|
|
75 |
Genel |
aşağı eğimli olan |
downward-arching s.
|
|
76 |
Genel |
(hanedan arması) eğimli |
curval s.
|
|
77 |
Genel |
dik eğimli |
pendant s.
|
|
78 |
Genel |
dik eğimli |
pendent s.
|
|
79 |
Genel |
yukarıya eğimli |
acclivous s.
|
|
80 |
Genel |
birleştirmeye eğimli |
cohesive s.
|
|
81 |
Genel |
uydurmaya eğimli |
cohesive s.
|
|
82 |
Genel |
eğimli açıda |
slanty s.
|
|
83 |
Genel |
devrilmeye ya daburun üstü gelmeye eğimli bir şekilde |
tippily zf.
|
|
84 |
Genel |
eğimli olarak |
curvedly zf.
|
|
85 |
Genel |
eğimli olarak |
slantingly zf.
|
|
86 |
Genel |
eğimli bir şekilde |
astoop zf.
|
|
87 |
Genel |
eğimli bir şekilde |
bendingly zf.
|
|
88 |
Genel |
eğimli bir şekilde |
slopewise [obsolete] zf.
|
|
89 |
Genel |
eğimli bir şekilde |
slopingly zf.
|
|
90 |
Genel |
eğimli anlamına gelen son ek |
-clastic snk.
|
|
91 |
Genel |
eğimli anlamı veren son ek |
-clinal snk.
|
|
Trade/Economic |
|
92 |
Ticaret/Ekonomi |
negatif eğimli verim eğrisi |
inverted curve i.
|
|
93 |
Ticaret/Ekonomi |
aşağı eğimli |
downward-sloping s.
|
|
94 |
Ticaret/Ekonomi |
yukarıya doğru eğimli |
sloping upward s.
|
|
Tourism |
|
95 |
Turizm |
kayak veya snowboard'un öğretildiği hafif eğimli kayak pisti |
nursery slope i.
|
|
Technical |
|
96 |
Teknik |
eğimli viraj |
camber i.
|
|
97 |
Teknik |
eğimli helezon yay |
canted coil spring i.
|
|
98 |
Teknik |
araçlardan yük boşaltmaya yarayan eğimli teçhizat |
tipple i.
|
|
99 |
Teknik |
büyük eğimli kanal |
chute i.
|
|
100 |
Teknik |
çok eğimli kalıp |
multi-tapered mould i.
|
|
101 |
Teknik |
değişken eğimli pervane |
variable-pitch propeller i.
|
|
102 |
Teknik |
değişken eğimli pervane |
variable pitch propeller i.
|
|
103 |
Teknik |
eğimli yüzey |
inclined surface i.
|
|
104 |
Teknik |
eğimli bileme |
bevelling i.
|
|
105 |
Teknik |
eğimli mekanik ızgara |
sloping-grate mechanical stoker i.
|
|
106 |
Teknik |
eğimli elek |
inclined screen i.
|
|
107 |
Teknik |
eğimli asansör |
inclined lift i.
|
|
108 |
Teknik |
elektrik alanı eğimli mikroskopi |
electric field gradiend microscopy i.
|
|
109 |
Teknik |
eğimli sıvadibi |
raking flashing i.
|
|
110 |
Teknik |
eğimli çıkıntı |
bevel flanging i.
|
|
111 |
Teknik |
eğimli kuyu |
inclined shaft i.
|
|
112 |
Teknik |
eğimli bileme |
beveling i.
|
|
113 |
Teknik |
eğimli ızgara |
inclined grate i.
|
|
114 |
Teknik |
eğimli boru |
beveled pipe i.
|
|
115 |
Teknik |
eğimli izler |
slanted tracks i.
|
|
116 |
Teknik |
eğimli konveyör köprüsü |
inclined conveyor bridge i.
|
|
117 |
Teknik |
eğimli kesme metodu |
slant shear method i.
|
|
118 |
Teknik |
eğimli konveyör |
inclined conveyor i.
|
|
119 |
Teknik |
öne eğimli fotoğraf |
dicing photography i.
|
|
120 |
Teknik |
sabit eğimli devre |
gradient circuit i.
|
|
121 |
Teknik |
sıcaklık eğimli fırın |
rosenhain furnace i.
|
|
122 |
Teknik |
sıcaklık eğimli fırın |
gradient furnace i.
|
|
123 |
Teknik |
tek eğimli çatı |
pent roof i.
|
|
124 |
Teknik |
tabaklama işleminde derilerin işlendiği eğimli levha veya çerçeve |
beam i.
|
|
125 |
Teknik |
marangoz planyasındaki eğimli parça |
bed i.
|
|
126 |
Teknik |
kesici aletin eğimli kenarı |
bezil i.
|
|
127 |
Teknik |
suda, eğimli düzlemlerde veya demiryollarında kullanılan bir tür tekerlekli tekne |
wheel boat i.
|
|
128 |
Teknik |
basılacak kağıdı tutmak için kullanılan eğimli çerçeve |
horse i.
|
|
129 |
Teknik |
gönye bağlantısı yapılan parçanın eğimli ucu veya kenarı |
mitre i.
|
|
130 |
Teknik |
çit desteği olarak kullanılan eğimli ray |
rider i.
|
|
131 |
Teknik |
eğimli kiriş elemanı |
diagonal i.
|
|
132 |
Teknik |
eğimli elemanı |
diagonal i.
|
|
133 |
Teknik |
suyu yönlendiren eğimli kılavuz |
curb i.
|
|
134 |
Teknik |
saban küreğini saban okuna tutturan eğimli demir çubuk |
shank i.
|
|
135 |
Teknik |
cevher kırma değirmenindeki eğimli oluk |
shoe i.
|
|
136 |
Teknik |
toprağa açılan uzun ve eğimli kanal |
sluice i.
|
|
137 |
Teknik |
(altın ayırma işleminde) ayırma ızgaraları döşenmiş uzun ve eğimli kanal |
sluice i.
|
|
138 |
Teknik |
(kristalin kenarını/köşesini) keserek eşit eğimli düzlem haline getirmek |
truncate f.
|
|
139 |
Teknik |
(deriyi) eğimli levha üzerine germek |
beam f.
|
|
140 |
Teknik |
(deriyi) eğimli levha üzerinde işlemek |
beam f.
|
|
141 |
Teknik |
(keresteyi) uca doğru eğimli hale getirmek |
snape f.
|
|
142 |
Teknik |
çift eğimli |
double-pitcher s.
|
|
143 |
Teknik |
eş eğimli |
isoclinal s.
|
|
144 |
Teknik |
eşit eğimli |
isoclinal s.
|
|
145 |
Teknik |
eğimli yüksek tavanlı |
frontline s.
|
|
146 |
Teknik |
tek eğimli |
monoclinal s.
|
|
147 |
Teknik |
yüksek eğimli |
high-oblique s.
|
|
Computer |
|
148 |
Bilgisayar |
eğimli kenar çubuğu |
tilt sidebar i.
|
|
149 |
Bilgisayar |
eğimli kutu |
tilted box i.
|
|
150 |
Bilgisayar |
eğimli iade |
tilt refund i.
|
|
151 |
Bilgisayar |
eğimli bülten |
tilt newsletter i.
|
|
152 |
Bilgisayar |
eğimli başlık |
tipped title i.
|
|
153 |
Bilgisayar |
eğimli web sitesi |
tilt web site i.
|
|
154 |
Bilgisayar |
eğimli katalog |
tilt catalog i.
|
|
155 |
Bilgisayar |
eğimli faks kapak sayfası |
tilt fax cover i.
|
|
156 |
Bilgisayar |
eğimli fiyat teklifi |
tilt quote i.
|
|
157 |
Bilgisayar |
eğimli ekstre |
tilt statement i.
|
|
158 |
Bilgisayar |
eğimli tanıtım kutusu |
tilt pull quote i.
|
|
159 |
Bilgisayar |
eğimli antetli kağıt |
tilt letterhead i.
|
|
160 |
Bilgisayar |
eğimli künye |
tilt masthead i.
|
|
161 |
Bilgisayar |
eğimli fatura |
tilt invoice i.
|
|
162 |
Bilgisayar |
eğimli takvim |
tilt calendar i.
|
|
163 |
Bilgisayar |
eğimli zarf |
tilt envelope i.
|
|
Telecom |
|
164 |
Telekom |
değişken eğimli delta modülasyonu |
variable slope delta modulation i.
|
|
165 |
Telekom |
sürekli değişken eğimli delta modülasyonu |
continuously variable slope delta modulation i.
|
|
Mechanic |
|
166 |
Mekanik |
mikser motorunda kağıdın bıçaklardan ayrılırken geçtiği eğimli yüzey |
backfall i.
|
|
167 |
Mekanik |
sağa veya sağ yönde tersine eğimli kapıya takılan (kilit) |
right-hand s.
|
|
Textile |
|
168 |
Tekstil |
eğimli cep |
slanted pocket i.
|
|
169 |
Tekstil |
kadın ayakkabılarında görülen yüksek ve öne eğimli bir topuk modeli |
french heel i.
|
|
Architecture |
|
170 |
Mimarlık |
eğimli kolon |
canted column i.
|
|
171 |
Mimarlık |
binalarda farklı yüksekliğe sahip kısımları birleştiren eğimli geçit |
ramp i.
|
|
172 |
Mimarlık |
eğimli yüzey |
slopping surface i.
|
|
173 |
Mimarlık |
her iki tarafı s şeklinde eğimli ucu sivri kemer |
keel arch i.
|
|
174 |
Mimarlık |
kornişin suyu dışarı atmak için dışarı doğru eğimli üst yüzeyi |
beak i.
|
|
175 |
Mimarlık |
bodrum merdivenine açılan eğimli kapılı çıkıntılı çerçeve |
bulkhead i.
|
|
176 |
Mimarlık |
duvar kalınlığının tavana doğru azaldığı yerde oluşan dar eğimli yüzey |
offset i.
|
|
177 |
Mimarlık |
(çatıyı) eğimli yapmak |
hip f.
|
|
178 |
Mimarlık |
(duvarı) eğimli hale getirmek |
offset f.
|
|
179 |
Mimarlık |
(duvarda) dar ve eğimli yüzey oluşturmak |
offset f.
|
|
180 |
Mimarlık |
suyu akıtmak için eğimli olan |
weathered s.
|
|
181 |
Mimarlık |
dik eğimli (çatı) |
high-pitched s.
|
|
182 |
Mimarlık |
tüm kenarları eğimli (çatı) |
hipped s.
|
|
183 |
Mimarlık |
tavanı eğimli veya kemerli olan (çatı katı odası) |
coomceiled s.
|
|
184 |
Mimarlık |
alçak eğimli |
surbased s.
|
|
Construction |
|
185 |
İnşaat |
eğimli bir çatının kenarı |
rake i.
|
|
186 |
İnşaat |
çift eğimli çatı |
double-pitched roof i.
|
|
187 |
İnşaat |
çift eğimli çatı |
pitched roof i.
|
|
188 |
İnşaat |
çift eğimli beşik çatı |
double-pitched roof i.
|
|
189 |
İnşaat |
eğimli çatı kaplama malzemeleri |
pitched roof coverings i.
|
|
190 |
İnşaat |
eğimli çatı |
pitched roof i.
|
|
191 |
İnşaat |
eğimli tavan |
slope ceiling i.
|
|
192 |
İnşaat |
eğimli vinç |
inclined hoist i.
|
|
193 |
İnşaat |
eğimli teras |
graded terrace i.
|
|
194 |
İnşaat |
eğimli çatı |
inclined roof i.
|
|
195 |
İnşaat |
iki yana eğimli çatı |
double-pitched roof i.
|
|
196 |
İnşaat |
tek yöne eğimli harpuşta |
feather-edged coping i.
|
|
197 |
İnşaat |
çıkıntılı bir iskelenin eğimli üst kısmı |
amortizement i.
|
|
198 |
İnşaat |
eğimli bir yolun kenarındaki eğim |
bank i.
|
|
199 |
İnşaat |
eğimli çatı |
curved roof i.
|
|
200 |
İnşaat |
çatısı eğimli müştemilat |
lean-to i.
|
|
201 |
İnşaat |
eğimli uç kiriş ile kirişin üst kısmı arasındaki bağlantı |
hip i.
|
|
202 |
İnşaat |
binada, daha alçak, özellikle eğimli bir çatıya sahip bölüm |
skillion i.
|
|
203 |
İnşaat |
üstten alta doğru kademeli olarak eğimli bir düzlemden inen bir sundurma çatısı türü |
skillion i.
|
|
204 |
İnşaat |
yukarı eğimli inşa etmek |
batter f.
|
|
205 |
İnşaat |
çift eğimli |
duopitch s.
|
|
206 |
İnşaat |
işlevce eğimli |
functionally gradient s.
|
|
207 |
İnşaat |
tek eğimli |
monopitch s.
|
|
208 |
İnşaat |
kademe kademe eğimli bir hale getirilmemiş |
ungraded s.
|
|
Woodworking |
|
209 |
Ağaç İşleri |
eğimli yüzey |
shoulder i.
|
|
Furniture |
|
210 |
Mobilya |
eğimli sırtı, koltuk minderi, ince ve açık kolları ve kavisli ayakları olan tek kişilik bir koltuk |
cogswell chair i.
|
|
211 |
Mobilya |
eğimli sırtı, koltuk minderi, ince ve açık kolları ve kavisli ayakları olan tek kişilik bir koltuk |
cogswell i.
|
|
212 |
Mobilya |
eğimli sırtı, koltuk minderi, ince ve açık kolları ve kavisli ayakları olan tek kişilik bir koltuk |
coxwell chair i.
|
|
Automotive |
|
213 |
Otomotiv |
çift damağı 5 derece eğimli kanallı jant |
drop center rim taper i.
|
|
214 |
Otomotiv |
eğimli motor |
sloper i.
|
|
215 |
Otomotiv |
eğimli bordür |
rollover curb i.
|
|
216 |
Otomotiv |
eğimli damaklı jant |
tapered bead seat rim i.
|
|
217 |
Otomotiv |
eğimli kama |
taper key i.
|
|
218 |
Otomotiv |
eğimli ön cam |
oblique windshield i.
|
|
219 |
Otomotiv |
eğimli motor |
slant engine i.
|
|
220 |
Otomotiv |
tek damağı 5° eğimli jant |
intermediate rim taper i.
|
|
Transportation |
|
221 |
Ulaştırma |
trenlerin veya teknelerin bir düzeyden diğerine inip çıktığı eğimli yol |
inclined plane i.
|
|
Traffic |
|
222 |
Trafik |
karayolunun her iki tarafına açılmış eğimli kanal |
through cut i.
|
|
Railway |
|
223 |
Demiryolu |
eğimli ve zikzak hal |
switchback i.
|
|
224 |
Demiryolu |
iniş eğimli hat |
downhill line i.
|
|
225 |
Demiryolu |
lokomotifin önünde yer alan ve raydaki engelleri ortadan kaldırmaya yarayan üçgen şeklindeki eğimli yapı |
guard [uk] i.
|
|
226 |
Demiryolu |
oluklu rayların kılavuz rayın, makas göbeğinin veya geçit kanat rayının sonuna doğru eğimli şekilde genişlemesi |
flare i.
|
|
227 |
Demiryolu |
yollar arası geçişin sağlanması için kullanılan konik eğimli ray |
point i.
|
|
Aeronautic |
|
228 |
Havacılık |
uçağın kalkış gücüne destek olmak üzere tasarlanmış eğimli yüzeylerden her biri |
airfoil i.
|
|
229 |
Havacılık |
uçağın kalkış gücüne destek olmak üzere tasarlanmış eğimli yüzeylerden her biri |
aerofoil i.
|
|
230 |
Havacılık |
yüksek bir yerle zemin arasındaki eğimli hattan aşağı kaymaya yarayan uçak kombinasyonu |
gliding machine i.
|
|
Marine |
|
231 |
Denizcilik |
çapanın eğimli olan kısmı |
throat i.
|
|
232 |
Denizcilik |
çıkış ağızlı eğimli dalgakıran |
sloping breakwater with outlet hole i.
|
|
233 |
Denizcilik |
düz veya yumuşak eğimli alan |
bench i.
|
|
234 |
Denizcilik |
eğimli tip kıyı hendeği |
slope-type coastal dike i.
|
|
235 |
Denizcilik |
eğimli dış kaplama |
slope-type revetment i.
|
|
236 |
Denizcilik |
eğimli dalgakıran |
sloping breakwater i.
|
|
237 |
Denizcilik |
eğimli kafes |
slope frame-type i.
|
|
238 |
Denizcilik |
eğimli düzlem |
sloped-plate i.
|
|
239 |
Denizcilik |
eğimli dış kaplama |
sloping revetment i.
|
|
240 |
Denizcilik |
eğimli dış eğim kaplaması |
slope-type outer slope pavement i.
|
|
241 |
Denizcilik |
eğimli hendek |
sloping dike i.
|
|
242 |
Denizcilik |
eğimli deniz yüzeyi ile oluşan akıntı |
gradient current i.
|
|
243 |
Denizcilik |
fırtına sonrası kıyıda oluşan az eğimli bölge |
storm berm i.
|
|
244 |
Denizcilik |
geriye doğru eğimli korkuluk |
recurved parapet i.
|
|
245 |
Denizcilik |
sahilde az eğimli bölge |
beach berm i.
|
|
246 |
Denizcilik |
tatlı eğimli tipte kıyı hendeği |
gentle slope-type coastal dike i.
|
|
247 |
Denizcilik |
tatlı eğimli tipte hendek |
gentle slope-type dike i.
|
|
248 |
Denizcilik |
tatlı eğimli dış duvar |
gentle slope revetment i.
|
|
249 |
Denizcilik |
tatlı eğimli dış duvar işleri |
gentle slope revetment works i.
|
|
250 |
Denizcilik |
tatlı eğimli tipte deniz duvarı |
gentle slope-type seawall i.
|
|
251 |
Denizcilik |
üst kısmı eğimli keson dalgakıran |
sloping top caisson breakwater i.
|
|
252 |
Denizcilik |
yatay veya yumuşak eğimli kıyı ovası |
coastal plain i.
|
|
253 |
Denizcilik |
yumuşak eğimli denizaltı vadisi |
sea valley i.
|
|
254 |
Denizcilik |
yumuşak eğimli kıyı ovası |
coastal plain i.
|
|
255 |
Denizcilik |
açılı bir yelkenin iki kumaşını birleştiren eğimli dikiş yeri |
miter i.
|
|
256 |
Denizcilik |
zemini eğimli rıhtım |
slip dock i.
|
|
257 |
Denizcilik |
arkaya doğu eğimli |
raked s.
|
|
Petrol |
|
258 |
Petrol |
sızan sıvıyı yakalayıp yönlendirmesi için maden kuyusu duvarının etrafındaki kayaya oyulmuş eğimli kanal |
ring i.
|
|
Mining |
|
259 |
Maden |
kömür gibi materyallerin alt seviyeye kaydırıldığı eğimli oluk veya benzer ekipman |
telegraph i.
|
|
260 |
Maden |
kömür madeninde eğimli yol |
jinny road i.
|
|
261 |
Maden |
eğimli maden damarının çıkıntılı kısmı |
hanging side i.
|
|
262 |
Maden |
madende eğimli yol |
run i.
|
|
263 |
Maden |
eğimli şaft |
incline i.
|
|
264 |
Maden |
eğimli taşıma yolu |
incline i.
|
|
265 |
Maden |
madenin az eğimli yerlerinde kullanılan bir nakliye sistemi |
dilly i.
|
|
266 |
Maden |
üzerinde vagonların taşındığı eğimli yol |
plane i.
|
|
267 |
Maden |
madenleri ayrıştırmak için kullanılan eğimli masa |
sand table i.
|
|
268 |
Maden |
hareketi belirli bir mesafedeki pompa kollarına aktaran yatay veya eğimli bağlantı çubukları |
flat rods i.
|
|
269 |
Maden |
eğimli zemine yatay yönde ilerleyen tünel veya sürüklenme |
crut i.
|
|
270 |
Maden |
altını kumdan ayrıştırmak için kullanılan ve zemini oluklu olan uzun ve eğimli kanal |
sluice i.
|
|
271 |
Maden |
altını kumdan ayrıştırmak için kullanılan ve zemini oluklu olan uzun ve eğimli kanal |
sluice box i.
|
|
272 |
Maden |
zemini oluklu olan uzun ve eğimli kanalda yıkamak |
sluice f.
|
|
273 |
Maden |
rombik bir tabana yandan eğimli |
clinorhombic s.
|
|
Medical |
|
274 |
Medikal |
yukarı eğimli palpebral fissür |
upslanting palpebral fissures i.
|
|
275 |
Medikal |
yana eğimli |
lateraled s.
|
|
276 |
Medikal |
eğimli olan |
oblique s.
|
|
Anatomy |
|
277 |
Anatomi |
birçok hayvanda bulunan, komşu omurların dik omurgaya doğru eğimli olduğu sırt omuru |
anticlinal vertebra i.
|
|
Psychology |
|
278 |
Psikoloji |
histeriye eğimli olan |
hystericky s.
|
|
Dentistry |
|
279 |
Diş Hekimliği |
tersine eğimli gingivektomi |
external bevel gingivectomy i.
|
|
280 |
Diş Hekimliği |
tersine eğimli gingivektomi |
reverse bevel gingivectomy i.
|
|
Pathology |
|
281 |
Patoloji |
atlarda toynağın çok büyük ve eğimli olup alttaki üçgen şeklindeki bölümün aşırı çıkıntı yapması |
flatfoot i.
|
|
Veterinary |
|
282 |
Veterinerlik |
atlarda toynağın çok büyük ve eğimli olup alttaki üçgen şeklindeki bölümün aşırı çıkıntı yapması |
flat foot i.
|
|
Math |
|
283 |
Matematik |
düzlemi merkezinden geçen dikey çizgiye eğimli olan güneş saati |
reclining dial i.
|
|
284 |
Matematik |
eş eğimli |
synclinal s.
|
|
285 |
Matematik |
eğimli yüzeylerin geometrisi ile ilgili |
geodetical s.
|
|
286 |
Matematik |
eğimli yüzeylerin geometrisini içeren |
geodetical s.
|
|
Geometry |
|
287 |
Geometri |
pozitif eğimli eğri |
positively sloped curve i.
|
|
288 |
Geometri |
zirveden aşağıya doğru eğimli düzlemler |
oblique planes i.
|
|
289 |
Geometri |
ufka doğru eğimli düzlemler |
oblique planes i.
|
|
290 |
Geometri |
eğimli kiriş |
chord of curvature i.
|
|
291 |
Geometri |
eğimli yüzey |
inclination i.
|
|
292 |
Geometri |
pozitif eğimli |
positively sloped s.
|
|
Statistics |
|
293 |
İstatistik |
eğimli olasılık yorumu |
propensity interpretation of probability i.
|
|
Physics |
|
294 |
Fizik |
eğimli yüzey tarafından yansıtılan veya kırılan ışınların düzlemle kesişmesinden oluşan eğri |
caustic i.
|
|
295 |
Fizik |
eğimli yüzey tarafından yansıtılan veya kırılan ışınların düzlemle kesişmesinden oluşan eğri |
caustic curve i.
|
|
296 |
Fizik |
yüklü parçacık ışınlarının hızlandırıcı içinde eğimli bir yol izlemesini sağlamak için tasarlanmış bir mıknatıs |
wiggler i.
|
|
Zoology |
|
297 |
Zooloji |
(at, eşek) eğimli sağrısı, dar butları ve alçak kuyruğu olan |
goose-rumped s.
|
|
Botanic |
|
298 |
Botanik |
eğimli yamaçtan dik bir şekilde yükselen |
ascendant s.
|
|
299 |
Botanik |
eğimli yamaçtan dik bir şekilde yükselen |
ascending s.
|
|
300 |
Botanik |
eğimli yamaçtan dik bir şekilde yükselen |
ascendent s.
|
|
301 |
Botanik |
uçları hafifçe dışa eğimli |
lituate s.
|
|
302 |
Botanik |
aşağı eğimli |
declinate s.
|
|
Agriculture |
|
303 |
Tarım |
eğimli tarım arazisi |
inclined agricultural land i.
|
|
304 |
Tarım |
eğimli kazık çit |
dogleg fence [australia] i.
|
|
Breeding |
|
305 |
Hayvancılık |
eğimli noktadan yük çekmeye yardımcı olmak için takıma eklenmiş at |
tracer i.
|
|
306 |
Hayvancılık |
eğimli noktadan yük çekmeye yardımcı olmak için takıma eklenmiş at |
trace horse i.
|
|
Tobacco |
|
307 |
Tütün |
kesilmiş tütünün geçirildiği ısıtılmış eğimli bir silindir |
toaster i.
|
|
Forestry |
|
308 |
Ormancılık |
kesilen kütüklerin yuvarlandığı eğimli tepe |
runway [canada] [us] i.
|
|
Linguistics |
|
309 |
Dilbilim |
eğimli dağılım |
skewed distribution i.
|
|
310 |
Dilbilim |
ortaçağ el yazmalarında kullanılan kısa ve eğimli bir işaret |
virgule i.
|
|
311 |
Dilbilim |
ortaçağ el yazmalarında kullanılan kısa ve eğimli bir işaret |
separatrix i.
|
|
312 |
Dilbilim |
ortaçağ el yazmalarında kullanılan kısa ve eğimli bir işaret |
solidus i.
|
|
History |
|
313 |
Tarih |
(eski mısır'da) altındaki mumya odası ile bağlantılı olan, düz bir çatısı olan yanları eğimli dikdörtgen şeklindeki mezar yapısı |
mastaba i.
|
|
314 |
Tarih |
(eski mısır'da) altındaki mumya odası ile bağlantılı olan, düz bir çatısı olan yanları eğimli dikdörtgen şeklindeki mezar yapısı |
mastabah i.
|
|
Archaeology |
|
315 |
Arkeoloji |
eğimli kenarları olan sakson veya iskandinav mezarı |
hogback i.
|
|
Environment |
|
316 |
Çevre |
eğimli yamaç |
dip slope i.
|
|
317 |
Çevre |
eğimli değişken yük |
eccentric and inclined load i.
|
|
Geography |
|
318 |
Coğrafya |
lake district'te dik ve sivri kayalık boyunca uzanan eğimli kaya tabakası |
rake i.
|
|
319 |
Coğrafya |
abd'nin güneydoğu bölgesindeki yumuşak eğimli kıyı ovası |
tidewater i.
|
|
320 |
Coğrafya |
abd'nin güneydoğu bölgesindeki yumuşak eğimli kıyı ovası |
tidewater region i.
|
|
321 |
Coğrafya |
eğimli arazi |
sloping land i.
|
|
322 |
Coğrafya |
orta eğimli arazi |
moderately sloping land i.
|
|
323 |
Coğrafya |
orta eğimli arazi |
moderately steep terrain i.
|
|
324 |
Coğrafya |
düz veya hafif eğimli bir arazide bulunan çöküntü |
sag i.
|
|
325 |
Coğrafya |
fazla eğimli yeryüzü tabakası |
horseback i.
|
|
326 |
Coğrafya |
(carolina ve georgia eyaletlerine ait yumuşak eğimli kıyı ovası gibi) deniz seviyesine yakın bölge |
low country i.
|
|
327 |
Coğrafya |
birbirini izleyen dik ve yumuşak eğimli yamaçları bulunan (topoğrafya) |
dip-and-scarp i.
|
|
328 |
Coğrafya |
eğimli saha |
cuesta i.
|
|
329 |
Coğrafya |
tek tarafı eğimli tepe |
cuesta i.
|
|
330 |
Coğrafya |
akarsu erozyonu sebebiyle çok sayıda parçaya ayrıldığı için eğimli arazileri düzlüklerine baskın olan (topografi) |
mature s.
|
|
Meteorology |
|
331 |
Meteoroloji |
eğimli çizgisel yağış |
fallstreaks i.
|
|
Geology |
|
332 |
Jeoloji |
alüvyon yelpazesinin aşağı eğimli ucunun çıkıntısı |
toe i.
|
|
333 |
Jeoloji |
eğimli tabaka |
dipping bed i.
|
|
334 |
Jeoloji |
eğimli zeminle çevrili düz alan |
amphitheater i.
|
|
335 |
Jeoloji |
eğimli zeminle çevrili düz alan |
amphitheatre i.
|
|
336 |
Jeoloji |
yer katmanlarının iki zıt tarafta aşağı doğru eğimli olduğu çizgi veya sırt |
anticlinal axis i.
|
|
337 |
Jeoloji |
dünya yüzeyinin ortak merkeze doğru eğimli kaya katmanlarından oluşan bölümü |
basin i.
|
|
338 |
Jeoloji |
erozyona dirençli olup genellikle dik eğimli tabakalardan meydana gelen uzun ve keskin tepeli sırt |
hogback i.
|
|
339 |
Jeoloji |
genişçe eğimli kenarları olan arazi sırtı |
hog's-back i.
|
|
340 |
Jeoloji |
keskin eğimli maden kitlesi |
pipe i.
|
|
341 |
Jeoloji |
çevreleyen kaya katmanı ile aynı yönde eğimli olan |
cataclinal s.
|
|
Military |
|
342 |
Askeri |
düşük eğimli hava fotoğrafı |
low oblique i.
|
|
343 |
Askeri |
serbest eğimli pusula |
remote indicating compass i.
|
|
Sport |
|
344 |
Spor |
hem ön hem de arka uçları hafifçe yukarı doğru eğimli olan kar kayağı |
twin-tip skis i.
|
|
345 |
Spor |
hem ön hem de arka uçları hafifçe yukarı doğru eğimli olan kar kayağı |
twin tips i.
|
|
346 |
Spor |
büyük bir balon topun içinde özel hazırlanmış hafif eğimli bir arazide yuvarlanmak suretiyle yapılan spor |
globe-riding i.
|
|
347 |
Spor |
büyük bir balon topun içinde özel hazırlanmış hafif eğimli bir arazide yuvarlanmak suretiyle yapılan spor |
orbing i.
|
|
348 |
Spor |
büyük bir balon topun içinde özel hazırlanmış hafif eğimli bir arazide yuvarlanmak suretiyle yapılan spor |
zorbing i.
|
|
349 |
Spor |
büyük bir plastik topun içine bağlanıp eğimli bir yamaçtan aşağı yuvarlanarak yapılan spor |
zorbing i.
|
|
350 |
Spor |
büyük bir balon topun içinde özel hazırlanmış hafif eğimli bir arazide yuvarlanmak suretiyle yapılan spor |
sphereing i.
|
|
351 |
Spor |
kayak veya snovbordun öğretildiği hafif eğimli kayak pisti |
nursery slope i.
|
|
352 |
Spor |
kayak veya snovbordun öğretildiği hafif eğimli kayak pisti |
bunny slope i.
|
|
353 |
Spor |
dokuz veya on kukalı bovlingde kullanılan az eğimli veya eğimsiz toplar |
bowl i.
|
|
354 |
Spor |
(sağ elini kullanan golfçüler için) atışları genellikle sola eğimli olan golfçü |
hooker i.
|
|
355 |
Spor |
eğimli yol |
run i.
|
|
356 |
Spor |
eğimli göğüs presi |
incline bench press i.
|
|
357 |
Spor |
(topu) eğimli bir şekilde atmak |
curve f.
|
|
358 |
Spor |
(beyzbol vurucusuna) eğimli top atmak |
curve f.
|
|
359 |
Spor |
(top) eğimli yönde ilerlemek |
slice f.
|
|
Photography |
|
360 |
Fotoğrafçılık |
eğimli bir pantograf çeşidi |
skew pantograph i.
|
|
361 |
Fotoğrafçılık |
eğimli bir pantograf çeşidi |
plagiograph i.
|
|
Printery |
|
362 |
Matbaa |
matbaa harfinin eğimli bölümü |
bevel i.
|
|
Archaic |
|
363 |
Eski Kullanım |
eğimli olarak |
slope zf.
|
|
Engineering |
|
364 |
Engineering |
toprağın eğimli bir yüzeyde kaymadan durabileceği azami açı |
natural slope i.
|
|
365 |
Engineering |
aşağı doğru eğimli olan |
downswept s.
|
|
Aeronautics |
|
366 |
Aeronautics |
iç kısmı yukarı doğru eğimli, dış kısmı daha uzun ve yatay olan (hava aracı kanadı) |
gull-wing s.
|
|