arazi - Türkisch Englisch Wörterbuch

arazi

Bedeutungen von dem Begriff "arazi" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 47 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
arazi land n.
We are planning to acquire a piece of land.
Bir parça arazi edinmeyi planlıyoruz.

More Sentences
arazi terrain n.
We couldn't go on as our car wasn't ideal for driving over rough terrain.
Arabamız engebeli arazide sürüş için ideal olmadığından devam edemedik.

More Sentences
General
arazi ground n.
He showed her the grounds surrounding the farm.
Ona çiftliği çevreleyen araziyi gösterdi.

More Sentences
arazi estate n.
He went back to his hometown to manage a large farming estate built up by his mother's uncle, a former banker.
Annesinin eski bir bankacı olan amcası tarafından inşa edilen büyük bir tarım arazisini yönetmek için memleketine geri döndü.

More Sentences
arazi plot n.
Tobacco is grown on small family plots in regions classed amongst the poorest in Europe.
Tütün, Avrupa'nın en yoksulları arasında sınıflandırılan bölgelerde küçük aile arazilerinde yetiştirilmektedir.

More Sentences
arazi land n.
"Get off my land," he shouted.
"Defolun arazimden," diye bağırdı.

More Sentences
arazi holding n.
That would entitle 5-6 ha holdings to the full compensation payment.
Bu da 5-6 hektarlık arazinin tam tazminat ödemesine hak kazanmasını sağlayacaktır.

More Sentences
arazi property n.
I saw kids trespassing on my property.
Çocukların arazime izinsiz girdiklerini gördüm.

More Sentences
arazi field n.
Sami's plane crashed in the field.
Sami'nin uçağı araziye düştü.

More Sentences
arazi acres n.
I own 30 acres of land about 3 miles out of town.
Şehrin 3 mil dışında 30 dönümlük bir arazim var.

More Sentences
arazi range n.
Every spring they let the cattle roam freely on the open range.
Her bahar sığırların açık arazide serbestçe dolaşmasına izin verirler.

More Sentences
Trade/Economic
arazi property n.
Sami's body is on Layla's property.
Sami'nin cesedi Layla'nın arazisindeydi.

More Sentences
arazi land n.
Why not allow the candidate countries to keep their laws concerning the purchase and sale of land.
Neden aday ülkelerin arazi alım satımına ilişkin kanunlarını muhafaza etmelerine izin verilmesin ki.

More Sentences
Law
arazi land n.
These are things that can easily be solved by looking at the way we use land.
Bunlar, araziyi kullanma biçimimize bakarak kolayca çözülebilecek şeylerdir.

More Sentences
Technical
arazi terrain n.
The Union train thunders off, taking no account of the terrain.
Birlik treni, araziyi hiç hesaba katmadan gürleyerek ilerlemektedir.

More Sentences
Construction
arazi property n.
Tom and his friends chopped down every tree on his property.
Tom ve arkadaşları arazisindeki tüm ağaçları kestiler.

More Sentences
arazi land n.
Cultivable land will increase by 55%.
Ekilebilir arazi %55 oranında artacaktır.

More Sentences
Geology
arazi field n.
The field is covered in nice green grass.
Arazi güzel yeşil çimlerle kaplıdır.

More Sentences
General
arazi soil n.
arazi acre n.
arazi domain n.
arazi territory n.
arazi real property n.
arazi country n.
arazi landed property n.
arazi terrane n.
arazi dominion n.
arazi tract n.
arazi area n.
arazi possession n.
arazi spread n.
arazi agr- pref.
arazi agri- pref.
arazi agro- pref.
Trade/Economic
arazi landed property n.
arazi territory n.
arazi premises n.
arazi real estate n.
Law
arazi dominion n.
arazi domain n.
arazi fee estate n.
arazi solum n.
arazi solum n.
arazi proprietorship n.
Automotive
arazi off-road adj.
Agriculture
arazi yard n.
Geography
arazi whenua [new zealand] n.

Bedeutungen, die der Begriff "arazi" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
arazi sahibi landowner n.
The Commission is aware that some landowners in Finland have been dissatisfied with the Natura 2000 proposals.
Komisyon, Finlandiya'daki bazı arazi sahiplerinin Natura 2000 önerilerinden memnun olmadıklarının farkındadır.

More Sentences
General
(arazi/bina için) mülkiyet ownership n.
The land is now under new ownership.
Arazi artık yeni mülkiyet altında.

More Sentences
ağaçlık arazi woodland n.
The house is surrounded by woodland.
Evin etrafı ağaçlık araziyle çevrili.

More Sentences
arazi mülkiyeti land ownership n.
With 4,5 million agricultural holdings, the structure of land ownership in Turkey is fragmented.
4,5 milyon tarımsal işletme ile Türkiye'de arazi mülkiyeti yapısı parçalanmış durumda.

More Sentences
korumaya alınmış arazi reserve n.
You can't go hunting in the reserve; it's illegal.
Korumaya alınmış arazide avlanamazsınız; bu durum yasalara aykırıdır.

More Sentences
boş arazi wasteland n.
Our house is near an urban wasteland.
Evimiz kentteki bir boş arazinin yakınında.

More Sentences
arazi alanı acreage n.
She started to plough the part of her acreage.
Arazi alanının bir kısmını sürmeye başladı.

More Sentences
arazi kullanımı land use n.
The issue of land use was outside the scope of that report.
Arazi kullanımı konusu bu raporun kapsamı dışındaydı.

More Sentences
arazi planlaması land planning n.
Some countries, such as France, do not make land planning a political priority.
Fransa gibi bazı ülkeler arazi planlamasını siyasi bir öncelik haline getirmemektedir.

More Sentences
arazi aracı off-road vehicle n.
I understand that off-road vehicles account for about 8.5% of the diesel vehicles in the European Union.
Arazi araçlarının Avrupa Birliği'ndeki dizel araçların yaklaşık %8,5'ini oluşturduğunu biliyorum.

More Sentences
kızılderililer için ayrılmış arazi reserve n.
Across the country, reserves were created as a political response to the dispossession of natives from their land.
Ülke genelinde kızılderililer için ayrılmış araziler, yerlilerin topraklarından edilmesine karşı siyasi bir tepki olarak oluşturuldu.

More Sentences
açık arazi open n.
It is dangerous to sit out in the open at night.
Geceleri açıkta oturmak tehlikelidir.

More Sentences
(arazi aracı) hummer hummer n.
The rugged Hummer tackled the off-road terrain with ease.
Sağlam özellikte olan Hummer, arazi koşullarının üstesinden kolaylıkla geliyordu.

More Sentences
arazi sahibi landed adj.
A landed man rules all the town.
Arazi sahibi bir adam tüm kasabayı yönetiyor.

More Sentences
arazi (aracı) off-road adj.
The off-road vehicle featured enhanced suspension and robust tires.
Arazi aracının gelişmiş süspansiyon ve sağlam lastikleri vardı.

More Sentences
arazi sınırı abuttals n.
arazi değerlendirme ekibi field assessment team n.
arazi sahibi landed proprietor n.
kapalı arazi avı canned hunt n.
arazi kazanımı land reclamation n.
derebeylik arazi tasarruf hakkı socage n.
kızılderililer için ayrılmış arazi reservation n.
arazi parçası plot n.
katılan arazi annexation n.
komşu arazi sahibi abutter n.
arazi düzenlemesi land arrangement n.
hayvan otlatılan arazi range land n.
arazi ıslahı land improvement n.
arazi (bir kuruma veya kişiye ait) premises n.
arazi tapu sicili land register n.
arazi hukuku land law n.
ovalık arazi bottom land n.
verimli arazi fruitful land n.
arazi rantı ground rent n.
kırsal arazi kullanımı rural land use n.
çalılık arazi bush n.
arazi ıslahı land development n.
arazi idaresi management of land n.
arazi parçası a piece of land n.
açık arazi unprotected terrain n.
yolun kenarındaki arazi şeridi roadside n.
arazi parselleme land subdivision n.
arazi tahsisi land allocation n.
ev ve çevresindeki arazi homestead n.
arazi tesviye makinesi land leveler n.
bataklık arazi marshy land n.
arazi sahibi the landed interest n.
umumi arazi common land n.
düz arazi plain n.
arazi ekibi koordinatörü field team coordinator n.
ekilebilir arazi arable n.
arazi düzlemesi land leveling n.
dağlık arazi mountainous terrain n.
bir arazi/toprak parçası vb'nin genel görünümü scenery n.
arazi eğitimi field training n.
uçsuz bucaksız arazi vastness n.
düz arazi level land n.
arazi parçası patch n.
arazi ölçü aleti theodolite n.
çölde genellikle bir su birikintisinin etrafında bulunan verimli arazi oasis n.
arazi parçası holding n.
arazi etüdü land survey n.
arazi keşfi field reconnaissance n.
imtiyazlı arazi patent n.
arazi ıslahı land reclamation n.
geniş arazi tract n.
eski roma'da çok büyük arazi latifundia n.
arazi koruma land conservation n.
arazi sahipliği landowning n.
bataklık arazi slew n.
çimen ve çiçek kaplı arazi meadow n.
kira ile tutulmuş arazi holding n.
düz arazi lowland n.
arazi tescili land registration n.
arazi doğrulaması ground truth n.
arazi araştırması ground truth n.
arazi uçuşu terrain flight n.
kıraç arazi barren land n.
ormanlık arazi timberland n.
açık otlak ve arazi anlamında güney afrika terimi veldt/veld n.
boş arazi vacancy n.
engebeli arazi rough terrain n.
arazi sahibi proprietor n.
arazi ölçme surveying n.
miri arazi demesne n.
arazi yapısı lay n.
kıraç arazi moorland n.
engebeli ve ağaçsız arazi moor n.
kerestelik ağaçların yetiştiği arazi timberland n.
arazi kullanım hakkı land tenure n.
arazi mühendisi surveyor n.
arazi sahibi franklin n.
fuar arazi binası fair building n.
arazi gözlemleri field observations n.
yerleşim yerleri dışında açık ve işlenmemiş arazi moor n.
ispanyolca konuşan ülkelerde konaklama imkanı olan arazi veya plantasyon hacienda n.
rıhtım yakınındaki arazi quayside n.
alüvyondan oluşan arazi alluvion n.
arazi drenajı land drainage n.
alüvyonlu arazi alluvium n.
verimli arazi fertile land n.
arazi kiralama land leasing n.
boş arazi waste n.
koruma altına alınmış arazi park n.
küçük arazi veya çiftlik işleten çiftçi crofter n.
küçük çalı ve gür ağaçlıklı arazi scrub n.
arazi kullanım etüdü land use survey n.
arazi planı land plan n.
hükümdara ait arazi dominion n.
arazi çalışması field survey n.
arazi sahipliği landlordship n.
emlak ve arazi sahipleri landowners n.
bir arazinin komşu arazi ile sınır olan kısımları abuttals n.
arazi etüdü investigation of land form n.
arazi bilgisi terrain intelligence n.
arazi doldurma landfill n.
meskun olmayan arazi unsettled land n.
arazi araçları land vehicles n.
arazi geliri capital rent n.
arazi hukuku real property law n.
emlak ve arazi sahibi landowner n.
arazi vasıtası all terrain vehicle n.
arazi bankası land bank n.
arazi kazanma land reclamation n.
ormanlık arazi woodlander n.
arazi sahibi landlord n.
batak arazi marshy ground n.
açık arazi exposed terrain n.
dağlık arazi highland n.
arazi ıslahı reclamation n.
çalılık arazi moor n.
fundalık arazi moor n.
yol geçen arazi parçası right of way n.
çorak arazi barrens n.
çorak arazi badlands n.
arazi kazanma reclamation n.
arazi bisikletleri all terrain bicycles n.
sulak arazi wetland n.
arazi vergilendirmesi land value taxation n.
bağışı yapanlara ve onların ailelerine öldükten sonra ruhları icin duacı olunması karşılığında hibe edilen arazi tenure by free alms n.
bağışı yapanlara ve onların ailelerine öldükten sonra ruhları icin duacı olunması karşılığında hibe edilen arazi frankalmoigne n.
arazi ölçüm measurement of ground area n.
arazi ölçüm land measure n.
arazi çalışmaları land works n.
arazi şartları land conditions n.
açık arazi open field n.
arazi sınırı boundary line n.
arazi aracı land vehicle n.
arazi aracı terrain vehicle n.
düz arazi flat n.
makilik arazi maquis shrubland n.
ekim için kiralanan arazi allotment n.
bataklık arazi bogland n.
dalgalı arazi undulating country n.
belirli bir amaç için ayrılmış arazi reserve n.
arazi temizleme land clearing n.
arazi temizleme land clearance n.
arazi boşaltma land clearing n.
suyu çekilen arazi drainage n.
arazi etüt mühendisi exploration engineer n.
açık arazi field n.
düz arazi flatland n.
düz arazi flat country n.
engebesiz arazi flatland n.
düz arazi flat ground n.
arazi lastiği cross-country tyre n.
üzerine bina yapılan arazi building-site n.
arazi arabası land-rover n.
arazi vitesi gear for four-wheel drive n.
arazi yarışı off-road racing n.
karşılıklı iki düşman kuvvetin cephe hatları arasında kalan arazi şeridi no-man's-land n.
kayak yapılmaya hazırlanmış eğimli arazi veya yokuş ski-run n.
arazi kesiti ground profile n.
tepelik arazi hilly terrain n.
arızalı arazi hilly ground n.
beylik arazi domain n.
bataklık arazi fen n.
arazi ayırma land allocation n.
arazi kazanımı land accretion n.
arazi tahsis etme land allocation n.
düz arazi level area n.
düz arazi level ground n.
fundalık boş arazi moor n.
bataklık arazi marshland n.
bataklık arazi marshy ground n.
arazi parçası parcel n.
boş ve işlenmemiş arazi waste n.
metruk arazi waste n.
engebeli arazi rough country n.
engebeli arazi parçası steep and uneven piece of land n.
engebeli arazi rugged terrain n.
pürüzlü arazi rugged terrain n.
arazi haritası landmap n.
arazi modeli terrain model n.
ekilmemiş boş arazi wilderness n.
eldeğmemiş arazi virgin land n.
kullanılmayan arazi waste n.
yüksek arazi upland n.
ormanlık arazi forestland n.
30 akreye eşit bir arazi ölçü birimi virgate n.
arazi sınırları butts and bounds n.
arazi rehabilitasyonu land rehabilitation n.
şehirleşmemiş arazi unurbanized terrain n.
düz arazi flat terrain n.
ingiliz arazi ölçü birimi acre n.
çetin arazi (şartları) aracı rough terrain vehicle n.
engebeli arazi aracı rough terrain vehicle n.
yasal arazi legal land n.
yerleşik hayat yaşayanların üzerine yerleştikleri arazi settled land n.
yerleşik arazi settled land n.
arazi yapısı structure of land n.
arazi yapısı land structure n.
genelde tarım için kullanılan arazi holding n.
dolgu arazi filled land n.
arazi motosikleti dirt bike n.
arazi motosikleti trail bike n.
sivrisinek kaynayan arazi mosquito-infested land n.
çorak arazi arid land n.
bir arazi taşıtı markası jeep n.
kayalık arazi rocky terrain n.
dar arazi strip n.
kentsel arazi kullanımı urban land use n.
imtiyazlı arazi concession n.
arazi manzarası land view n.
arazi görünümü land view n.
arazi gezgini land rover n.
verimsiz arazi infertile land n.
verimsiz arazi fruitless land n.
(güney asya) bölgeden vergi toplamaktan sorumlu yerli arazi sahibi talukdar n.
(güney asya) bölgeden vergi toplamaktan sorumlu yerli arazi sahibi talookdar n.
sürülen veya ekilen arazi acre n.
bambularla dolu arazi canebreak n.
bambularla dolu arazi canebrake n.
mutasarrıfa tarım ve marangozluk için kullanmak üzere tahsis edilmiş ormanlık arazi cartbote [obsolete] n.
engebeli arazi için tasarlanmış paletli iş makinesi markası caterpillar™ n.
hasadın bir kısmını toprak sahibinin alması şartıyla bir kişiye arazi verilmesi champart [obsolete] n.
teksas'ta eskiden kullanılan yaklaşık 177 dönümlük bir arazi alanı labour n.
teksas'ta eskiden kullanılan yaklaşık 177 dönümlük bir arazi alanı labor n.
alçak arazi lallan [scottish] n.
kaleye ait arazi castellany n.
etrafı çitle çevrili arazi tye [obsolete] n.
arazi düşkünlüğü earth hunger n.
arazi bilimi embadometry [obsolete] n.
bir arazi ölçüm birimi yard [obsolete] n.
belirli mirasçılara kalan arazi entail n.
bir endonezya arazi birimi bahu n.
bir endonezya arazi birimi bouw n.
arazi sahibi landholder n.
arazi sahipliği landholding n.
geniş özel arazi barony n.
(hindistan'da) bir arazi ölçüm birimi bigha n.
(hindistan'da) bir arazi ölçüm birimi bega n.
ispanya veya latin amerika'da geniş arazi üzerine kurulmuş malikanenin sahibi latifundista n.
ispanya veya latin amerika'da geniş arazi üzerine kurulmuş bir malikane latifundio n.
köy merkezindeki halka açık arazi parçası village green [uk] n.
tek bir arazi üzerine sıkışık inşa edilmiş bir dizi tek katlı evden her biri villa home [australia] n.
1792 hektara eşit arazi ölçü birimi league n.
eskiden yüksek rütbeli subaylar tarafından kullanılan geniş bir arazi çadırı markee n.
üzerindeki ağaçların rüzgar nedeniyle devrildiği arazi windfall n.
otlak olarak kullanılan arazi meadow ground n.
yumuşak ve nemli arazi mesh n.
düz bataklık arazi mesh n.
periyodik olarak su ile kaplanan, üzerinde genellikle ot, sukamışı gibi tekçenekli bitkilerin yetiştiği ağaçsız arazi mesh n.
işleme gibi nedenlerle verimliliğini kaybetmiş arazi worn land n.
işleme nedeniyle aşınmış arazi worn land n.
arazi devir senedi book [obsolete] n.
özellikle meksika ve orta amerika'da ormandan temizlenip birkaç dönem ekilip sonra terk edilen küçük arazi milpa n.
eski bir ingiliz arazi birimi bovate n.
üzerinde keresteler olan büyük arazi boundary [dialect] n.
yüksek arazi braes [scotland] n.
çok sayıda sahibi olan arazi broad acres n.
çok dönümlü arazi broad acres n.
sık bir orman ve çalılık arazi brush [australia] n.
tımarla arazi sahibi olan kimse homager n.
iktayla arazi sahibi olan kimse homager n.
arazi yasası programından yararlanan kimse homesteader n.
arazi yasası programına katılan kimse homesteader n.
iki yıl üst üste ekilen bir arazi hook n.
dikenli çalılarla veya küçük ağaçlarla kaplı ekilmeyen arazi monte [southwest] n.
kıraç arazi moreland n.
kıraç arazi morland [obsolete] n.
su bitkilerinin birikimiyle oluşup az veya çok kıvamlı tuba bataklıkları oluşturan arazi moss land n.
(ingiliz hukukunda) arazi ipoteği gale [uk] n.
(ingiliz hukukunda) ipotek edilen arazi gale [uk] n.
dört nala koşan atlar için kullanılan arazi bölümü gallop n.
arazi sırtı link [uk] n.
tarlaya ekilecek tohum sayısına dayalı eski bir fransız arazi ölçü birimi muid n.
çalı ve otla kaplı bakımsız arazi bush n.
sahip olduğu arazideki hayvanların avlanmasına izin vermeyen arazi sahibi game preserver n.
küçük ve genellikle üçgen şeklinde arazi parçası gare n.
ilçeler arasındaki bölünmemiş arazi parçaları gare n.
bölge kilisesine gelir getiren arazi glebe land n.
bölge kilisesine ait arazi glebe land n.
papaz evi ve etrafındaki arazi glebe n.
bir iskoç arazi ölçü birimi rig n.
üzerinden kamu yolu geçen arazi right of way n.
yollarla kaplı arazi right of way n.
kamu yoluyla kaplı arazi right of way n.
arazi parçası dale [uk] n.
miri arazi demean [obsolete] n.
miri arazi demeanes n.
bir arazi üzerindeki mülkiyet demesne n.
miri arazi demeane [obsolete] n.
otlak olarak tutulup ekilmeyen arazi grass land n.
otlarla kaplı arazi green n.
arazi ölçüm bilimi gromatics n.
belirli bir amaçla kullanılan arazi parçası grounds n.
üçgenimsi arazi parçası gusset n.
ekili arazi open n.
açık arazi open n.
boş arazi open space n.
çitsiz arazi open n.
eskiden ingiltere'nin batısında yer alıp farklı mülkiyet türleriyle sahip olunan arazi overland n.
yol geçen arazi roadway n.
sulu arazi rosland n.
(arazi bölünmesi için) mal sahibinin karşı tarafa verdiği teminat miktarı owelty n.
(arazi bölünmesi için) mal sahibinin karşı tarafa gerçekleştirdiği ödeme miktarı owelty n.
herhangi bir toprak mülkiyetine bağlı bulunmayıp bağımsız olan ve devredilmesi için tapu gereken arazi parçası common in gross n.
herhangi bir toprak mülkiyetine bağlı bulunmayıp bağımsız olan ve devredilmesi için tapu gereken arazi parçası common at large n.
iyileştirilmiş arazi development n.
kullanılmayan çorak arazi devil [dialect] n.
yakındaki arazi inby [scotland] n.
yakındaki arazi inbye [scotland] n.
arazi sahibi goodman [dialect] n.
büyük idari bölümler arasında sahibi tam bilinmeyen arazi şeridi gore n.
dini ve askeri bir şövalye tarikatında komutan kontrolü altındaki arazi ve mülkleri bulunduran yer commandry n.
dini ve askeri bir şövalye tarikatında komutan kontrolü altındaki arazi ve mülkleri bulunduran yer commendatory [obsolete] n.
dini ve askeri bir şövalye tarikatında komutan kontrolü altındaki arazi ve mülkleri bulunduran yer commandery n.
umumi arazi paylaşımı dole [dialect] [uk] n.
ortak arazi tahsisi dole [dialect] [uk] n.
açık, yüksek ve çimenlik geniş arazi down n.
kuru arazi dry land n.
başkası için kendi adına arazi alma dummyism [australia] n.
akrabalar arasında eşit miras bölüşümü sunan feodal bir arazi kullanım uygulaması parage n.
çitle çevrili küçük arazi picle n.
engelsiz arazi clear n.
art arda biçilmiş arazi crofting n.
köşeli arazi parçası crook n.
ekili arazi culture [obsolete] n.
işlenen arazi cultivation n.
(arazi üzerinde) otlatma hakkı feed [obsolete] n.
yerleşilemez arazi yapısı inhospitableness n.
arazi ıslahı inning n.
(boş arazi) çevreleme inning n.
ıslah edilmiş arazi innings n.
(boş arazi) çevirme inning n.
kazanılmış arazi innings n.
bataklık veya alüvyal arazi ile çevrili yüksek arazi parçası island n.
bataklık veya alüvyal arazi ile çevrili yüksek arazi parçası islet n.
bağlı arazi pendicle n.
tropikal bölgelerde genellikle vasıfsız işçilere ekim dikim yaptırılan arazi plantation n.
arazi tapusu sasine n.
çorak arazi scald [dialect] n.
mısır ile ödenen arazi kirası cornrent n.
(mülk olarak) arazi dirt n.
branda bezinden yapılmış arazi çadırı field tent n.
(ingiltere'de) hayvan otlatılan umumi arazi gate [dialect] n.
ücra arazi outground n.
uzaktaki arazi outground n.
park olarak kullanılmaya elverişli, ağaç ve çalı öbekleri bulunan ekili arazi parkland n.
kamu yerine belirli kişi veya kişilere yönelik bir tür arazi geçiş hakkı private way n.
sürülmüş arazi plow n.
eskiden iskoçya ve kuzey ingiltere'de kullanılan bir arazi birimi plowgate n.
tek bir arazi birimini oluşturan parsaların toplamı plot n.
sürülmüş arazi plough n.
eskiden iskoçya ve kuzey ingiltere'de kullanılan bir arazi birimi ploughgate n.
eskiden iskoçya'da kullanılan çeşitli arazi birimlerine verilen ad plowgang n.
(eskiden) ekilebilir arazi başına her yıl kiliseye ödenen para plow alms n.
eskiden iskoçya'da kullanılan çeşitli arazi birimlerine verilen ad ploughgang n.
papaz ödeneğini fonlayan arazi prebendary [obsolete] n.
papaz ödeneğini fonlayan arazi prebend n.
gizli karargahın bulunduğu arazi preceptory n.
yapı imarlı arazi parçası premisses n.
yapı imarlı arazi parçası premises n.
arazi parçası room [scotland] n.
çalılık arazi scrog [dialect] [uk] n.
fundalık arazi scrog [dialect] [uk] n.
deniz kenarında bulunan arazi sea marge n.
avustralya'ya özgü mal taksim prosedürü üzerinden alınan arazi selection n.
arazi seçimi selection n.
(belirsiz büyüklükte) tarıma elverişli arazi selion n.
arazi kullanımı karşılığında ödenen para service n.
arazi kullanımı karşılığında sunulan iş gücü service n.
hak sahibine ayrılmış arazi parçası share [obsolete] n.
öncelikli olarak koyun yetiştiriciliğine ayrılmış arazi sheep walk n.
ince uzun arazi parçası slang [dialect] [uk] n.
arazi olma slipout n.
(derebeylik sisteminde) arazi kiracısı socager n.
(derebeylik sisteminde) arazi kiracısı socman n.
bir solidus değerinde arazi solidate n.
çorak arazi badland n.
özellikle tepenin dibinde yer alan sulak arazi soak [australia] n.
bataklık arazi soakage [australia] n.
fuzuli işgalci tarafından hak iddia edilen arazi squat n.
mülkiyeti küçük arazi sahibi squireen [ireland] n.
belirli büyüklükteki arazi parçası stand [africa] n.
çalılık arazi stick n.
ortak arazi stray [uk] n.
para karşılığı arazi kullanım hakkı superficies n.
arazi parçası space n.
eğimli arazi slope n.
engebeli arazi rolling terrain n.
(motosikletle) arazi sürüşü scrambling n.
(new york ve new jersey'deki eski hollanda hükümetlerinde) arazi sahibi patroon n.
(new york ve new jersey'deki eski hollanda hükümetlerinde) arazi sahipliği patroonship n.
kamu arazi devir aracı patent n.
taşlık arazi stonebrash n.
(new york ve new jersey'deki eski hollanda hükümetlerinde) sahibi olunan arazi patroonship n.
(amerikan kolonisinde) arazi sahibi palatine n.
arazi parçası farthing [obsolete] n.
tahsis edilen arazi farren n.
yeni sürülmüş arazi şeridi furlong [dialect/uk] n.
yüksekliğiyle göze çarpan arazi prominence n.
sürülmemiş arazi promont [obsolete] n.
arazi parçası propriety [rare] n.
doğal bitki örtüsünü destekleyen çamurlu arazi swamp n.
alçak ve sulak çimenlik arazi swang [dialect] [uk] n.
açık arazi parçası furlong [dialect/uk] n.
arazi ıslah çalışması project n.
dar arazi swale n.
ıslah edilen arazi project n.
arazi tahsis etmek assign some land to v.
arazi tahsis etmek assign a land to v.
arazi olmak sneak off v.
arazi olmak do a bunk v.
ölçmek (arazi) perambulate v.
arazi ölçmek measure a land v.
arazi kazanmak (bataklığı kurutarak/denizi doldurarak) reclaim v.
arazi açmak clear land v.
çiftlik kurmak için devletten otlak arazi kiralayan kimse nester v.
arazi kapatmak buy up land v.
dul kalan bir kadının payına düşen arazi hudutlarını belirlemek assign dower v.
arazi doldurmak için kullanmak landfill v.
(arazi yasası uyarınca) arazi üzerinde hak iddia edip oraya yerleşmek homestead v.
(arazi, toprak yol) üzerinde sürüklemek drag v.
başkası için kendi adına arazi almak dummy [australia] v.
arazi olmak slide v.
inişli yokuşlu (arazi) rolling adj.
arazi basıncını dengeleyen earth pressure balancing adj.
miras olarak geniş arazi sahibi landed adj.
engebeli (arazi) rough adj.
kurumamış (sulak arazi vb) undrained adj.
açıkta kalan (arazi vb.) relicted adj.
kumlu (arazi/toprak) light adj.
(arazi) düzensiz broken adj.
new york'taki arazileri yerleşimcilere satmak amacıyla hollanda'da 1791'de kurulan bir arazi sahipliği şirketine ait veya ilgili holland adj.
hayatta olunduğu sürece sahip olunan (arazi) lifehold adj.
(arazi) verimli hale getirilmiş improved adj.
(arazi) tarımsal faaliyete hazır improved adj.
(arazi) işlenmiş improved adj.
arazi ile ilişkili field adj.
(arazi çalışmalarında) referans olarak alınan fiducial adj.
yol yerine arazi ile ilişkili field adj.
bir anda arazi olan slipout adj.
(arazi) bataklık poachy adj.
(arazi) vıcık vıcık poachy adj.
(arazi) çamurlu poachy adj.
(arazi) sulu poachy adj.
geniş arazi gibi anlamı veren son ek -dromous suf.
geniş arazi anlamını veren bir son ek -drome suf.
engebeli arazi rough n.
Phrasals
(bir şeyle, dağ bisikletiyle, atv'yle) engebeli arazi sürüşüne gitmek romp on (something) v.
(birine) bir arazi vermek/bırakmak cede (something) to (someone) v.
-e bir arazi vermek/bırakmak cede to v.
ile engebeli arazi sürüşüne gitmek romp on v.
Proverb
arazi dolandırıcısı landshark n.
Colloquial
sportif arazi aracına benzeyen, ama bir hatchback veya station wagon gibi hareket kabiliyetine sahip olan melez bir otomobil türü crossover n.
değersiz kabul edilen arazi moose pasture [canada] n.
geniş arazi parçası spread n.
(bir şeyden) arazi olmak bunk (something) v.
Idioms
çorak arazi land so poor it wouldn't even raise a fuss n.
çorak arazi land too poor to raise a racket on n.
çorak toprak/arazi land too poor to raise a racket on n.
çorak toprak/arazi land so poor it wouldn't even raise a fuss n.
(akarsu kanosu veya arazi yarışı gibi sporlarda) araçta yaşanan sarsıcı darbeler bump and grind n.
üzerinde bir şey yetiştirmeye elverişsiz arazi/toprak land so poor you couldn't raise a fuss on it [old-fashioned] [us] n.
çorak arazi/toprak land so poor you couldn't raise a fuss on it [old-fashioned] [us] n.
el değmemiş arazi virgin territory n.
arazi olmak lie low v.
mülkiyetine geçirmek amacıyla bir arazi üzerinde kalmak hold down a claim v.
(akarsu kanosu veya arazi yarışı gibi sporlarda) araçta sarsıcı darbeler almak bump and grind v.
arazi olmak take to the tall timbers [us] v.
arazi olmak take to the tall timber [us] v.
Formal
ingiltere ve abd'nin bazı bölgelerinde bulunan idari bölümlerin arazi sahipleri ile buralarda yaşayanlar hundred n.
Trade/Economic
arazi ve arsalar lands and parcels n.
arazi altyapı ve geliştirme masrafları land improvement n.
arazi vb gibi varlıkların yabancılar tarafından alınması foreign acquisition of property n.
arazi parçası lot n.
arazi kredisi land credit n.
arazi parsel tanımlama sistemi land parcel identification system n.
arazi alt yapı ve geliştirme masrafları land improvement n.
arazi kredisi land loan n.
arsa/arazi sahipliği landholding n.
arazi ve binalar tenement n.
arazi iyileştirmesi property development n.
arazi mülkiyeti land ownership n.
arazi ve mülk vergilemesi land and property taxation n.
arazi hukuku land law n.
arazi rantı ground rent n.
arazi ıslahı land improvement n.