time-

"time-" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	time i.	kez
It is the first time I have seen her. Bu onu ilk kez görüşüm. More Sentences
2	Yaygın Kullanım	time i.	kere
He jumped up the steps three at a time. O, bir kerede üç basamak atladı. More Sentences
3	Yaygın Kullanım	time i.	vakit
I don't have time for small talk. Havadan sudan konuşacak vaktim yok. More Sentences
4	Yaygın Kullanım	time i.	defa
You have undoubtedly noticed that the Council has adopted decisions of this kind for the first time. Konseyin ilk defa bu tür kararlar aldığını şüphesiz fark etmişsinizdir. More Sentences
5	Yaygın Kullanım	time i.	zaman
I haven't seen him for a long time. Onu uzun zamandır görmedim. More Sentences
6	Yaygın Kullanım	time i.	süre
His trainer recorded the time of him. Eğitmeni onun süresini kaydetti. More Sentences
7	Yaygın Kullanım	gain time f.	zaman kazanmak
They are only there to gain time, to sweep the whole matter under the carpet. Onlar sadece zaman kazanmak ve tüm meseleyi halının altına süpürmek için oradalar. More Sentences
8	Yaygın Kullanım	in time zf.	zamanla
The ill-concealed agenda is the desire for a common EU military which in time will be able to supersede NATO. Gizlenmeyen gündem, zamanla NATO'nun yerini alabilecek ortak bir AB ordusu kurma arzusudur. More Sentences
9	Yaygın Kullanım	all the time zf.	her zaman
Would this not have a better effect than tightening the standards all the time? Bu, standartları her zaman sıkılaştırmaktan daha iyi bir etki yaratmaz mı? More Sentences
10	Yaygın Kullanım	this time zf.	bu defa
This time the message came with another bit of news. Bu defa mesajda farklı bir haber vardı. More Sentences
11	Yaygın Kullanım	on time zf.	vaktinde
I am very glad that you are being very tolerant on time this morning. Bu sabah vaktinde çok hoşgörülü olmanıza çok sevindim. More Sentences
12	Yaygın Kullanım	this time zf.	bu sefer
This time it has all gone well, we all got through it satisfactorily, but we have put things off till the future. Bu sefer her şey yolunda gitti, hepimiz tatmin edici bir şekilde atlattık, ancak işleri geleceğe erteledik. More Sentences
13	Yaygın Kullanım	all the time zf.	hep
People ask me that question all the time. İnsanlar bana hep bu soruyu soruyor. More Sentences
14	Yaygın Kullanım	this time zf.	bu kez
This time the European Union has demonstrated that we have taken the fight against marine pollution seriously. Bu kez Avrupa Birliği olarak deniz kirliliğiyle mücadeleyi ciddiye aldığımızı gösterdik. More Sentences
General
15	Genel	free time i.	boş zaman
Learning, having fun and loving one another in your free time is a pleasure. Boş zamanlarınızda öğrenmek, eğlenmek ve birbirinizi sevmek bir zevktir. More Sentences
16	Genel	space and time i.	mekan ve zaman
These frameworks are first and foremost uses of space and time. Bu çerçeveler her şeyden önce mekan ve zamanın kullanımlarıdır. More Sentences
17	Genel	departure time i.	hareket saati
What is the departure time? Hareket saati nedir? More Sentences
18	Genel	time period i.	zaman aralığı
The sunlight is painful in this time period. Güneş ışığı bu zaman aralığında acı vericidir. More Sentences
19	Genel	waste of time i.	zaman kaybı
Under these circumstances, even if the European Parliament votes in favour this will be a complete waste of time. Bu koşullar altında Avrupa Parlamentosu lehte oy kullansa bile bu tamamen zaman kaybı olacaktır. More Sentences
20	Genel	spare time i.	boş vakit
I think I can do it in my spare time. Sanırım bunu boş vaktimde yapabilirim. More Sentences
21	Genel	time of arrival i.	varış zamanı
Do you know the time of arrival of his plane? Uçağın varış zamanını biliyor musun? More Sentences
22	Genel	time immemorial i.	çok eski zaman
Students have complained about homework assignments since time immemorial. Öğrenciler çok eski zamanlardan beri ev ödevlerinden şikayet ederler. More Sentences
23	Genel	time i.	dakika
I therefore suggest that you wait and I shall let you know when you may take your two minutes' speaking time. Bu nedenle beklemenizi öneriyorum ve iki dakikalık konuşma sürenizi ne zaman kullanabileceğinizi size bildireceğim. More Sentences
24	Genel	time limit i.	zaman sınırı
We have also abandoned the idea of a time limit and have therefore almost totally accepted the Council's position. Ayrıca zaman sınırı fikrinden de vazgeçtik ve bu nedenle Konsey'in tutumunu neredeyse tamamen kabul ettik. More Sentences
25	Genel	space and time i.	uzay ve zaman
There, our conventional perspectives of space and time strangely change. Orada, uzay ve zamana dair geleneksel bakış açılarımız tuhaf bir şekilde değişiyor. More Sentences
26	Genel	a long time i.	uzun süre
The Commission proposal, however, will undermine these prospects for a long time. Ancak Komisyon teklifi, bu beklentileri uzun süre baltalayacaktır. More Sentences
27	Genel	matter of time i.	zaman meselesi
Fadil knows it's only a matter of time. Fadıl bunun sadece bir zaman meselesi olduğunu biliyor. More Sentences
28	Genel	dinner time i.	yemek zamanı
Tom won't be back till dinner time. Tom akşam yemeği zamanına kadar dönmeyecek. More Sentences
29	Genel	long time i.	uzun zaman
It is true that we sometimes take a long time to reply. Bazen cevap vermemizin uzun zaman aldığı doğrudur. More Sentences
30	Genel	time pressure i.	zaman baskısı
We are under enormous time pressure and have to find solutions under these conditions. Muazzam bir zaman baskısı altındayız ve bu koşullar altında çözüm bulmak zorundayız. More Sentences
31	Genel	take your time i.	acele etme
Take your time, or you may make some mistake. Acele etme, yoksa hata yapabilirsin. More Sentences
32	Genel	little time left i.	az zaman kaldı
We have very little time left before Johannesburg. Johannesburg'dan önce çok az zamanımız kaldı. More Sentences
33	Genel	leisure time i.	boş vakit
What do they do with all their leisure time? Onlar tüm boş vakitlerinde ne yapıyorlar? More Sentences
34	Genel	long time i.	uzun süre
It is therefore necessary to shorten these excessively long time periods. Bu nedenle bu aşırı uzun sürelerin kısaltılması gerekmektedir. More Sentences
35	Genel	time i.	gün
A large percentage of the overall assistance is allocated to institution building and it is increasing all the time. Toplam yardımın büyük bir yüzdesi kurumsal yapılanmaya ayrılmakta ve bu oran her geçen gün artmaktadır. More Sentences
36	Genel	time i.	sefer
These accidents have led to measures which have, however, proved insufficient each time. Bu kazalar, her seferinde yetersiz olduğu kanıtlanan önlemlere yol açmıştır. More Sentences
37	Genel	time limit i.	süre sınırı
I will ask, though, that the time limit should not be shortened whatever happens. Yine de, ne olursa olsun süre sınırının kısaltılmamasını rica edeceğim. More Sentences
38	Genel	flying time i.	uçuş zamanı
Tom is an expert pilot with thousands of hours of flying time. Tom binlerce saatlik uçuş zamanı olan uzman bir pilottur. More Sentences
39	Genel	time i.	nihayet
It's about time. Nihayet. More Sentences
40	Genel	short time i.	kısa zaman
He wrote this book in a very short time, spending just two weeks working on it. O bu kitabı onun üzerinde sadece iki hafta harcayarak çok kısa zamanda yazdı. More Sentences
41	Genel	time i.	misil
The population of China is about eight times as large as that of Japan. Çin'in nüfusu Japonya'nınkinin 8 misli kadar büyüktür. More Sentences
42	Genel	time i.	devir
I am now a big kid and times have changed. Ben artık kocaman bir çocuk oldum ve devir de değişti. More Sentences
43	Genel	flight time i.	uçuş süresi
It is not for Parliament to legislate on flight time limitations. Uçuş süresi sınırlamaları konusunda yasa çıkarmak Parlamento'nun yetkisinde değildir. More Sentences
44	Genel	period of time i.	zaman dilimi
Monitoring over such a short period of time is incompatible with real-time analysis. Bu kadar kısa bir zaman diliminde izleme yapmak gerçek zamanlı analizle bağdaşmaz. More Sentences
45	Genel	time difference i.	zaman farkı
At the moment, the time difference between Japan and Italy is eight hours. Şu anda Japonya ve İtalya arasındaki zaman farkı sekiz saat. More Sentences
46	Genel	spare time i.	boş zaman
They do it in their spare time and do not get paid a penny more. Bunu boş zamanlarında yapıyorlar ve bir kuruş fazla para almıyorlar. More Sentences
47	Genel	time i.	çağ
North Korea is the biggest humanitarian scandal of our time. Kuzey Kore çağımızın en büyük insani skandalıdır. More Sentences
48	Genel	time i.	zaman
You can reach me at any time during the day. Gün içinde istediğiniz zaman bana ulaşabilirsiniz. More Sentences
49	Genel	time i.	süre
Our journey to Denver was almost 6 hours' time. Denver'a yolculuğumuz neredeyse 6 saat süre aldı. More Sentences
50	Genel	time i.	an
For the time being the prospects for a European defence responsibility are not yet especially good of course. Şu an için Avrupa savunma sorumluluğuna ilişkin beklentiler elbette henüz çok iyi değil. More Sentences
51	Genel	local time i.	yerel saat
What is the local time in New York? New York'ta yerel saat nedir? More Sentences
52	Genel	summer time i.	yaz saati
These provisions are contained in the Commission proposal on summer time arrangements. Bu hükümler, yaz saati düzenlemelerine ilişkin Komisyon teklifinde yer almaktadır. More Sentences
53	Genel	time out i.	zaman aşımı
This is due to the servers being busy or the web browser timing out. Bunun nedeni sunucuların meşgul olması ya da web tarayıcısının zaman aşımına uğramasıdır. More Sentences
54	Genel	period of time i.	süre
If aid is granted for a longer period of time, then competitiveness becomes distorted. Yardım daha uzun bir süre için verilirse, rekabet gücü bozulur. More Sentences
55	Genel	wrong time i.	yanlış zaman
They were in the wrong place at the wrong time and have now been branded as terrorists. Yanlış zamanda yanlış yerdeydiler ve şimdi terörist olarak damgalandılar. More Sentences
56	Genel	plenty of time i.	çok zaman
Plenty of time for you to meet another geriatric boy toy. Kendine gönül eğlendirecek yaşlı bir adam bulman için daha çok zaman var. More Sentences
57	Genel	high time i.	tam zamanı
It is high time something was done. Bir şeyler yapmanın tam zamanı. More Sentences
58	Genel	much time i.	fazla zaman
We do not have much time left to us, and action is urgently needed. Önümüzde fazla zaman kalmadı ve acilen harekete geçilmesi gerekiyor. More Sentences
59	Genel	short time i.	kısa süre
It is something we must work on in the short time that remains before Johannesburg. Johannesburg'a kalan kısa sürede bu konu üzerinde çalışmalıyız. More Sentences
60	Genel	ancient time i.	antik çağ
This energy is known since ancient times and in different cultures. Bu enerji antik çağlardan beri ve farklı kültürlerde bilinmektedir. More Sentences
61	Genel	a rough time i.	zor zamanlar
You'll have a rough time. Zor zamanlar geçireceksin. More Sentences
62	Genel	a rough time i.	zor dönem
I've been having a rough time. Zor dönemler yaşıyorum. More Sentences
63	Genel	additional time i.	ek süre
Since another member of my Group has given up his speaking time, I believe that I have accumulated additional time. Grubumun başka bir üyesi konuşma süresinden feragat ettiğinden ek süre kazandığıma inanıyorum. More Sentences
64	Genel	full time i.	tam gün
We both work full time. İkimiz de tam gün çalışıyoruz. More Sentences
65	Genel	daylight saving time i.	yaz saati
Daylight Savings Time starts on April third. Yaz saati üç nisanda başlar. More Sentences
66	Genel	time interval i.	zaman aralığı
If you concentrate, you'll be able to finish within a shorter time interval. Eğer konsantre olursanız, daha kısa zaman aralığında bitirebileceksiniz. More Sentences
67	Genel	time zone i.	zaman dilimi
It's morning here in my time zone. Benim zaman dilimimde burada sabah. More Sentences
68	Genel	daylight saving time i.	yaz saati uygulaması
Daylight Savings Time starts on April third. Yaz saati uygulaması 3 Nisan'da başlıyor. More Sentences
69	Genel	time bomb i.	saatli bomba
Article 23 of the Basic Law, however, is a potential time bomb under all of this. Ancak Anayasa'nın 23. Maddesi tüm bunların altında potansiyel bir saatli bombadır. More Sentences
70	Genel	time travel i.	zaman yolculuğu
Time travel is really cool. Zaman yolculuğu gerçekten harika. More Sentences
71	Genel	lunch time i.	öğle yemeği zamanı
It's lunch time. Öğle yemeği zamanı. More Sentences
72	Genel	time lost i.	kaybedilen zaman
I need to make up the time lost. Kaybettiğim zamanı telafi etmem gerek. More Sentences
73	Genel	remaining time i.	kalan süre
What's the remaining time? Kalan süre ne kadar? More Sentences
74	Genel	right time i.	doğru zaman
The Commission's proposal has come at exactly the right time. Komisyonun önerisi tam da doğru zamanda geldi. More Sentences
75	Genel	whole time i.	tüm zaman
That really has to be the sharp focus the whole time. Bu gerçekten de tüm zaman boyunca odak noktası olmalıdır. More Sentences
76	Genel	whole time i.	bütün zaman
He stayed there the whole time. Bütün zaman orada kaldı. More Sentences
77	Genel	whole time i.	bunca zaman
We could've been together this whole time Instead of alone. Bunca zaman yalnız olmak yerine birlikte olabilirdik. More Sentences
78	Genel	limited time i.	kısıtlı zaman
Unfortunately, the limited time we have available means that I can only touch on a few points. Ne yazık ki kısıtlı zamanımız nedeniyle sadece birkaç noktaya değinmekle yetineceğim. More Sentences
79	Genel	leisure time i.	boş zaman
She doesn't seem to know what to do with her leisure time. O, boş zamanında ne yapacağını biliyor gibi görünmüyor. More Sentences
Common Usage
80	Yaygın Kullanım	time i.	müddet
81	Yaygın Kullanım	time-out i.	zaman aşımı
82	Yaygın Kullanım	gain time f.	vakit kazanmak
83	Yaygın Kullanım	at the same time zf.	aynı zamanda
84	Yaygın Kullanım	once upon a time zf.	bir zamanlar
General
85	Genel	local time i.	yerel ya da lokal saat
86	Genel	minimum connecting time i.	bir yolcunun seferler arasında aktarma yapabilmesi için gereken asgari süre
87	Genel	time i.	tempo
88	Genel	time signal i.	saat ayarı
89	Genel	seek time i.	arama süresi
90	Genel	birth time i.	doğum zamanı
91	Genel	night time i.	gece vakti
92	Genel	crunch time i.	karar anı
93	Genel	universal time i.	evrensel zaman
94	Genel	decimal reduction time i.	ondalıksal indirgeme süresi
95	Genel	development time i.	gelişim zamanı
96	Genel	time sharing i.	devreli
97	Genel	fixed period of time i.	mehil
98	Genel	response time i.	cevap süresi
99	Genel	origin time i.	oluş zamanı
100	Genel	sidereal time i.	yıldızların görünen hareketleri esas alınarak ölçülen zaman
101	Genel	productive time i.	üretim süresi
102	Genel	screen time i.	gösterim süresi
103	Genel	mating time i.	çiftleştirme zamanı
104	Genel	historical time i.	tarihsel zaman
105	Genel	half time i.	devre
106	Genel	departure time i.	ayrılış anı
107	Genel	the end of time i.	kıyamet günü
108	Genel	settling time i.	ayarlama süresi
109	Genel	time unit i.	zaman birimi
110	Genel	time of origin i.	başlangıç zamanı
111	Genel	in the nick of time i.	saniyesi saniyesine
112	Genel	mean time to repair i.	ortalama onarım zamanı
113	Genel	time of decadence i.	gerileme zamanı
114	Genel	greenwich mean time i.	milletlerarası saat
115	Genel	machine spoilt work time i.	makine hatalı çalışma zamanı
116	Genel	mean solar time i.	ortalama güneş zamanı
117	Genel	time out of mind i.	öteden beri
118	Genel	half time i.	yarım gün
119	Genel	right time i.	sıra
120	Genel	rollicking time i.	alem
121	Genel	soonest time i.	tez vakit
122	Genel	coldest time in winter i.	zemheri
123	Genel	time span i.	zaman süreci
124	Genel	a good long time i.	hayli uzun zaman
125	Genel	minimum connecting time i.	asgari aktarma süresi
126	Genel	exposure time i.	kullanım süresi
127	Genel	full time i.	fultaym
128	Genel	time out of mind i.	eskiden beri
129	Genel	free time occupation i.	boş zaman faaliyetleri
130	Genel	right time i.	tav
131	Genel	local time i.	yerel zaman
132	Genel	full time i.	tam mesai
133	Genel	an immortal person believed to come in time of need i.	hızır
134	Genel	present time i.	şimdiki zaman
135	Genel	time i.	kat
136	Genel	heaps of time i.	uzun süre
137	Genel	time exposure i.	poz
138	Genel	time of day i.	günün bir saati
139	Genel	time zone i.	zaman kuşağı
140	Genel	time wasting i.	zaman israfı
141	Genel	crunch time i.	kritik zaman
142	Genel	mean free time i.	ortalama serbest zaman
143	Genel	time measurements i.	zaman ölçümleri
144	Genel	time pressure i.	az zamana çok iş sığdırma zorunluluğu
145	Genel	time sharing i.	devre mülk
146	Genel	study time i.	etüt
147	Genel	time deposit i.	vadeli hesap
148	Genel	this time of the night i.	akşam akşam
149	Genel	prayer time i.	namaz vakti
150	Genel	father time i.	zaman
151	Genel	time of death i.	ecel
152	Genel	time immemorial i.	anımsanamayacak kadar eski zaman
153	Genel	geological time i.	jeolojik zaman
154	Genel	greenwich time i.	milletlerarası saat
155	Genel	mean time clock i.	ortalama zaman saati
156	Genel	crunch time i.	dönüm noktası
157	Genel	spare time activities i.	boş zaman etkinlikleri
158	Genel	execution time i.	işletim süresi
159	Genel	time lag i.	fasıla
160	Genel	civil time i.	günlük zaman
161	Genel	time scale factor i.	zaman cetveli faktörü
162	Genel	a thin time i.	sıkıntılı bir devre
163	Genel	father time i.	vakit
164	Genel	productive time i.	üretim zamanı
165	Genel	source time function i.	kaynak zaman fonksiyonu
166	Genel	prime time i.	televizyonun en çok izlendiği saatler
167	Genel	a question of time i.	zaman meselesi
168	Genel	effective time constants i.	etkili süre değişmezleri
169	Genel	time saving i.	zaman kazandırıcı
170	Genel	time share holiday i.	devreli tatil
171	Genel	sidereal time i.	yıldız zamanı
172	Genel	time i.	dem
173	Genel	a long time i.	uzun müddet
174	Genel	five time salath i.	beş vakit namaz
175	Genel	flexible time i.	esnek zaman
176	Genel	mean time between failure i.	arıza arası ortalama zaman
177	Genel	yukon time i.	kanada saati
178	Genel	daylight time i.	gün ışığından tasarruf etmeye uyarlanmış saat
179	Genel	time i.	uygun zaman
180	Genel	time clock i.	puantör
181	Genel	running time i.	gösterim süresi
182	Genel	greenwich mean time i.	greenwich ortalama zamanı
183	Genel	pacific time i.	pasifik zamanı
184	Genel	saudi arabia standard time i.	suudi arabistan standart saati
185	Genel	time i.	usul
186	Genel	local time i.	lokal saat
187	Genel	time share i.	devre mülk
188	Genel	double time i.	iki kat hızlı
189	Genel	time of departure i.	hareket zamanı
190	Genel	dive time at current depth i.	dipte kalma süresi
191	Genel	time pressure i.	zamana karşı yarış
192	Genel	dissipation of time i.	zaman israfı
193	Genel	time i.	mühlet
194	Genel	spare time activity i.	boş zaman uğraşısı
195	Genel	time bargain i.	vadeli alışveriş
196	Genel	time out i.	zaman dışı
197	Genel	time of life i.	yaşam süresi
198	Genel	big time i.	en yüksek düzey
199	Genel	time scale i.	zaman cetveli
200	Genel	time i.	asır
201	Genel	discrete time system i.	ayrık zamanlı dizge
202	Genel	debatable time i.	tartışılabilir zaman
203	Genel	deceleration time i.	yavaşlama zamanı
204	Genel	appropriate time i.	punt
205	Genel	linear time invariant systems i.	doğrusal zamanlı değişmez sistemler
206	Genel	common time i.	adi ölçü
207	Genel	time i.	devre
208	Genel	time table i.	zaman tablosu
209	Genel	astronomical time i.	astronomik zaman
210	Genel	atlantic time i.	atlantik zamanı
211	Genel	saudi arabia daylight time i.	suudi arabistan yaz saati
212	Genel	preschool time i.	okulöncesi
213	Genel	ld50 time i.	ld50 süresi
214	Genel	time immemorial i.	fi tarihi
215	Genel	time wage i.	saat ücreti
216	Genel	time and mileage i.	süre ve milaj
217	Genel	pacific standard time i.	pasifik standart zamanı
218	Genel	time i.	aralık
219	Genel	the right time i.	vakit
220	Genel	time of year i.	yılın belli zamanı
221	Genel	spend time i.	harcanılan zaman
222	Genel	mean sidereal time i.	ortalama yıldız zamanı
223	Genel	time i.	devran
224	Genel	time of life i.	ömür
225	Genel	prime time i.	başlangıç zamanı
226	Genel	breathing time i.	teneffüs
227	Genel	time deposit i.	teminat
228	Genel	evacuation time estimate i.	tahliye zamanı tahmini
229	Genel	time difference i.	saat farkı
230	Genel	12 hour time format i.	12 saatlik zaman biçimi
231	Genel	24 hour time format i.	24 saatlik zaman biçimi
232	Genel	green time i.	doğada geçirilen zaman
233	Genel	labor time i.	iş zamanı
234	Genel	time i.	posta
235	Genel	green time i.	dışarıda geçirilen süre
236	Genel	time of life i.	yaş
237	Genel	flight time i.	uçuş zamanı
238	Genel	seed time i.	ekim zamanı
239	Genel	time i.	ahit
240	Genel	relaxation time i.	suskunluk dönemi
241	Genel	extra time i.	uzatma
242	Genel	time deposit account i.	teminat hesabı
243	Genel	mean time i.	ortalama zaman
244	Genel	time study i.	zaman etüdü
245	Genel	five time prayer i.	beş vakit namaz
246	Genel	peak time i.	en işlek saatler
247	Genel	peak time i.	en yoğun zaman
248	Genel	incubation time i.	kuluçka dönemi
249	Genel	time interval recorder i.	kronometre
250	Genel	time meridian i.	saat meridyeni
251	Genel	time length i.	derinlik süresi
252	Genel	time length i.	geçiş müddeti
253	Genel	time interval i.	zaman fasılası
254	Genel	time line analysis i.	zamanlama analizi
255	Genel	time length i.	zamanca derinlik
256	Genel	time i.	vade
257	Genel	time lag i.	ara
258	Genel	idle time i.	boşa giden zaman
259	Genel	time lag i.	gecikme
260	Genel	elapsed time i.	geçen zaman
261	Genel	lapse of time i.	zamanaşımı
262	Genel	dinner time i.	yemek saati
263	Genel	time keeper i.	saat
264	Genel	full time i.	tamgün
265	Genel	time slot i.	zaman aralığı
266	Genel	a matter of time i.	zaman meselesi
267	Genel	setup time i.	kuruluş zamanı
268	Genel	call time i.	çağrı süresi
269	Genel	total time i.	toplam süre
270	Genel	bangkok daylight time i.	bangkok yaz saati
271	Genel	arabian daylight time i.	arabistan yaz saati
272	Genel	south africa standard time i.	güney afrika standart saati
273	Genel	stop time i.	bitiş saati
274	Genel	aus central daylight time i.	avustralya merkezi yaz saati
275	Genel	samoa daylight time i.	samoa yaz saati
276	Genel	central asia daylight time i.	orta asya yaz saati
277	Genel	hawaiian daylight time i.	hawaii yaz saati
278	Genel	greenwich standard time i.	greenwich standart saati
279	Genel	israel standard time i.	ısrail standart saati
280	Genel	mexico standard time i.	meksika standart saati
281	Genel	iran standard time i.	iran standart saati
282	Genel	india standard time i.	hindistan standart saati
283	Genel	south africa daylight time i.	güney afrika yaz saati
284	Genel	russian standard time i.	rusya standart saati
285	Genel	fiji daylight time i.	fiji yaz saati
286	Genel	fiji standard time i.	fiji standart saati
287	Genel	samoa standard time i.	samoa standart saati
288	Genel	israel daylight time i.	israil yaz saati
289	Genel	last saved time i.	son kayıt tarihi
290	Genel	iran daylight time i.	iran yaz saati
291	Genel	lead time i.	teslim süresi
292	Genel	hawaiian standard time i.	hawaii standart saati
293	Genel	india daylight time i.	hindistan yaz saati
294	Genel	greenwich daylight time i.	greenwich yaz saati
295	Genel	aus central standard time i.	avustralya merkezi standart saati
296	Genel	central daylight time i.	merkezi yaz saati
297	Genel	czech standard time i.	çek standart saati
298	Genel	arabian standard time i.	arabistan standart saati
299	Genel	bangkok standard time i.	bangkok standart saati
300	Genel	afghanistan daylight time i.	afganistan yaz saati
301	Genel	eastern daylight time i.	doğu yaz saati
302	Genel	central pacific daylight time i.	orta pasifik yaz saati
303	Genel	egypt standard time i.	mısır standart saati
304	Genel	canada central daylight time i.	kanada merkezi yaz saati
305	Genel	china daylight time i.	çin yaz saati
306	Genel	arrival date time i.	geliş tarih saati
307	Genel	canada central standard time i.	kanada merkezi standart saati
308	Genel	china standard time i.	çin standart saati
309	Genel	egypt daylight time i.	mısır yaz saati
310	Genel	czech daylight time i.	çek yaz saati
311	Genel	central pacific standard time i.	orta pasifik standart saati
312	Genel	afghanistan standard time i.	afganistan standart saati
313	Genel	central asia standard time i.	orta asya standart saati
314	Genel	eastern standard time i.	doğu standart saati
315	Genel	mexico daylight time i.	meksika yaz saati
316	Genel	allocated time i.	ayrılan süre
317	Genel	forty at a time i.	kırkar
318	Genel	recycling time i.	geri dönüş süresi
319	Genel	time off i.	mesai dışı saatler
320	Genel	time effect i.	zaman etkisi
321	Genel	time off i.	çalışılmayan saatler
322	Genel	plenty of time i.	bir hayli zaman
323	Genel	time tunnel i.	zaman tüneli
324	Genel	one time profit i.	tek seferlik kazanç
325	Genel	time of incident i.	olay anı
326	Genel	limited by time i.	zamanla sınırlı
327	Genel	big time i.	büyük bir başarı
328	Genel	time is ticking away i.	zaman acımasızca geçiyor
329	Genel	other time i.	sair zaman
330	Genel	high time i.	en uygun zaman
331	Genel	plenty of time i.	yeterli zaman
332	Genel	reverberation time i.	yankı zamanı
333	Genel	point in time i.	çok kısa bir süre
334	Genel	actual port time i.	limanda kalma süresi
335	Genel	half time i.	haftaym
336	Genel	half time i.	ara
337	Genel	eastern time i.	doğu abd ve kanada standart zamanı
338	Genel	plenty of time i.	fazla zaman
339	Genel	time i.	yol
340	Genel	time of incident i.	olay anında
341	Genel	most of one's time i.	zamanının çoğu
342	Genel	additional time i.	ilave süre
343	Genel	period of time i.	zaman periyodu
344	Genel	time period i.	zaman periyodu
345	Genel	atlantic standard time i.	atlantik standart saati
346	Genel	baking time i.	pişirme süresi
347	Genel	bid time i.	teklif verme zamanı
348	Genel	winter time i.	kış saati
349	Genel	long period of time i.	uzun süre
350	Genel	the time spent i.	harcanan süre
351	Genel	expiration of time limit i.	zamanaşımının dolması
352	Genel	daylight saving time i.	saati ileri alarak zaman kazanma
353	Genel	delay time i.	gecikme süresi
354	Genel	disabled time i.	çalışamazlık süresi
355	Genel	early finish time i.	erken bitirme günü
356	Genel	early start time i.	erken başlama günü
357	Genel	current time i.	şu anki saat
358	Genel	soonest time i.	en yakın zaman
359	Genel	tea time i.	çay zamanı
360	Genel	extension of time i.	süre uzatımı
361	Genel	generation time i.	oluşma süresi
362	Genel	all-time high i.	tüm zamanların en yükseği
363	Genel	appropriate time for favourable opportunities i.	eşref-i saat
364	Genel	automatic real-time mapping system i.	gerçek zamanlı otomatik haritalama sistemi
365	Genel	long-time pal i.	kadim dost
366	Genel	free-spare time i.	boş zaman
367	Genel	first-time user i.	ilk kez kullanan
368	Genel	good-time i.	hoş zaman
369	Genel	full-time i.	tamgün
370	Genel	just-in-time-systems i.	tam zamanlı sistemler
371	Genel	daylight-saving time i.	yaz saati
372	Genel	long-time customer i.	uzun süreli müşteri
373	Genel	good-time i.	eğlenme
374	Genel	long-time sufferer i.	çilekeş
375	Genel	kill-time i.	oyalayıcı
376	Genel	just-in-time systems i.	tam zamanlı sistemler
377	Genel	dinner-time i.	yemek zamanı
378	Genel	full-time i.	tam gün
379	Genel	discrete-time systems i.	kesikli zaman sistemleri
380	Genel	good-time i.	iyi zaman
381	Genel	full-time i.	fultaym
382	Genel	good-time charlie i.	zevk düşkünü kimse
383	Genel	full-time job i.	tamgün bir çalışma gerektiren iş
384	Genel	part-time employment i.	part-time çalışma
385	Genel	real-time control systems i.	gerçek zamanlı kontrol sistemleri
386	Genel	real-time air monitoring i.	gerçek zamanda hava radyoaktivitesi gözlemi
387	Genel	percentage of on-time deliveries i.	zamanıda yapılan teslimatların yüzdesi
388	Genel	time-space distanciation i.	zaman-uzam uzaklaşması
389	Genel	point-in time i.	geçmişteki her hangi bir ana geri dönüş
390	Genel	real-time control i.	gerçek zamanlı kontrol
391	Genel	time-out i.	ara
392	Genel	time-series analysis i.	zaman serileri analizi
393	Genel	real-time data processing i.	gerçek zamanlı bilgi işlem
394	Genel	short-time working i.	kısa çalışma
395	Genel	time-space distanciation i.	zaman-mekan uzaklaşması
396	Genel	time-out i.	mola
397	Genel	time-delay relay i.	geciktirici röle
398	Genel	time-bound i.	zaman kısıtlaması
399	Genel	mean-time clock i.	ortalama zaman saati
400	Genel	time-domain analysis i.	zaman alanlı analizler
401	Genel	travel-time i.	varış süresi
402	Genel	travel-time curve i.	varış zamanı eğrisi
403	Genel	time-server i.	fırsatçı
404	Genel	time-server i.	eyyam efendisi
405	Genel	non-productive time i.	kayıp zaman
406	Genel	real-time programming i.	gerçek zamanlı programlama
407	Genel	real-time numerical control i.	gerçek zamanlı sayısal kontrol
408	Genel	one-time payment i.	kesenek iadesi
409	Genel	person-time i.	adam-zaman
410	Genel	part-time employment i.	yarı zamanlı çalışma
411	Genel	real-time data processing i.	yerel zamanlı bilgi işlem
412	Genel	post-school time i.	okulsonrası
413	Genel	holding time i.	tutma süresi
414	Genel	recovery time i.	iyileşme süreci
415	Genel	matter of time i.	zaman mefhumu
416	Genel	time lost i.	kaybedilen süre
417	Genel	setting up time i.	hazırlık süresi
418	Genel	time of starting i.	hareket zamanı
419	Genel	flex time i.	istediği saatlerde çalışma
420	Genel	time gained i.	kazanılan süre
421	Genel	time saving i.	zaman kazandıran
422	Genel	time consuming i.	zaman tüketici
423	Genel	time preference i.	zaman tercihi
424	Genel	time limit i.	belirli süre
425	Genel	time keeper i.	kronometre
426	Genel	pessimistic time estimate i.	kötümser süre tahmini
427	Genel	drop-time i.	damla süresi
428	Genel	part-time working week i.	aralı çalışmalı hafta
429	Genel	run time module i.	çalıştırma birimi
430	Genel	predetermined time i.	önceden belirlenmiş tarih
431	Genel	time limitation i.	süre kısıtlaması
432	Genel	time i.	çarpı
433	Genel	life time i.	hayat süresi
434	Genel	life time i.	ömür
435	Genel	cyclical time i.	döngüsel zaman
436	Genel	time limitation i.	zaman sınırlaması
437	Genel	time limitation i.	zaman kısıtlaması
438	Genel	time limitation i.	mühlet
439	Genel	time of day i.	günün belirli saati
440	Genel	time limitation i.	müddet
441	Genel	time limitation i.	mehil
442	Genel	night time i.	gece
443	Genel	big time i.	bir toplantı ya da partide geçirilen eğlenceli vakit
444	Genel	big time i.	bir toplantı ya da partide geçirilen iyi vakit
445	Genel	time bomb i.	zaman ayarlı bomba
446	Genel	time bomb i.	saat ayarlı bomba
447	Genel	meeting time i.	vuslat zamanı
448	Genel	soonest time i.	en kısa zaman
449	Genel	reunion time i.	vuslat zamanı
450	Genel	fixed period of time i.	mehil müddeti
451	Genel	turkish local time i.	türkiye saati
452	Genel	shortest time i.	en kısa zaman
453	Genel	break time bell i.	teneffüs zili
454	Genel	time machine i.	zaman makinesi
455	Genel	time gap i.	zaman fasılası
456	Genel	time gap i.	zaman aralığı
457	Genel	idle time i.	zaman öldürme
458	Genel	local sidereal time i.	yerel yıldız zamanı
459	Genel	civil time i.	memleket saati
460	Genel	read time i.	okuma süresi
461	Genel	universal time i.	evrensel saat
462	Genel	early time i.	erken zaman
463	Genel	late time i.	geç zaman
464	Genel	greenwich civil time i.	greenwich saati
465	Genel	greenwich mean time i.	greenwich saati
466	Genel	julian time i.	jülyen zamanı
467	Genel	local mean time i.	mahalli vasati zaman
468	Genel	local time i.	mahalli saat
469	Genel	idle time i.	boş zaman
470	Genel	travel in time i.	zaman yolculuğu
471	Genel	travel in time i.	zamanda yolculuk
472	Genel	time travel i.	zamanda yolculuk
473	Genel	journey through time i.	zamanda yolculuk
474	Genel	journey through time i.	zaman yolculuğu
475	Genel	all-time best i.	gelmiş geçmiş en iyi
476	Genel	at any time of day i.	günün herhangi bir zamanı
477	Genel	time to say goodbye i.	güle güle deme zamanı
478	Genel	one time i.	tek sefer
479	Genel	saving on time i.	zaman tasarrufu
480	Genel	saving on time i.	zamandan tasarruf
481	Genel	saving of time i.	zaman tasarrufu
482	Genel	saving of time i.	zamandan tasarruf
483	Genel	part time station i.	günün belirli saatlerinde yayın yapan istasyon
484	Genel	part time station i.	yarı zamanlı yayın yapan yayın istasyonu
485	Genel	time of recovery i.	iyileşme dönemi
486	Genel	remaining time i.	kalan zaman
487	Genel	time of speaking i.	konuşma anı
488	Genel	time of speaking i.	konuşma zamanı
489	Genel	time signal i.	saat sinyali
490	Genel	off-peak time i.	yoğun olmayan zaman
491	Genel	spare time activities i.	boş zaman aktiviteleri
492	Genel	central european time i.	orta avrupa saati
493	Genel	damage over time i.	zamanla oluşan hasar
494	Genel	pairing time i.	çiftleşme dönemi
495	Genel	winter time i.	kış saati uygulaması
496	Genel	summer time i.	yaz saati uygulaması
497	Genel	leisure time i.	işten arta kalan zaman
498	Genel	spare time i.	işten arta kalan zaman
499	Genel	real time discussion i.	gerçek zamanlı tartışma
500	Genel	undetermined period of time i.	belirsiz bir süre

"time-" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	part-time çalışma	part-time employment i.
Television
2	Televizyon	japonya'da prime-time aralığı	golden hour i.