|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
savaşı sürdürmek |
wage war f.
|
|
2 |
Genel |
ile ilişkiyi sürdürmek |
keep touch with f.
|
|
3 |
Genel |
işi sürdürmek |
carry on f.
|
|
4 |
Genel |
geçimini sürdürmek |
live on f.
|
|
5 |
Genel |
kan davasını sürdürmek |
feud f.
|
|
6 |
Genel |
bir işi hevessizce sürdürmek |
plod away at f.
|
|
7 |
Genel |
kan davasını sürdürmek |
wage a feud f.
|
|
8 |
Genel |
varlığını sürdürmek |
obtain f.
|
|
9 |
Genel |
soyunu sürdürmek |
continue one`s bloodline f.
|
|
10 |
Genel |
iyi bir işi sürdürmek |
keep the ball rolling f.
|
|
11 |
Genel |
varlığını sürdürmek |
subsist f.
|
|
12 |
Genel |
ile teması sürdürmek |
be in touch with f.
|
|
13 |
Genel |
ile teması sürdürmek |
be in contact with f.
|
|
14 |
Genel |
ile teması sürdürmek |
keep in touch with f.
|
|
15 |
Genel |
başarı ile sürdürmek |
carry on with success f.
|
|
|
16 |
Genel |
bir hareketi sürdürmek |
keep at f.
|
|
17 |
Genel |
çalışma sürdürmek |
continue a work f.
|
|
18 |
Genel |
çalışma sürdürmek |
carry on a work f.
|
|
19 |
Genel |
desteğini sürdürmek |
continue to give support f.
|
|
20 |
Genel |
çalışma sürdürmek |
carry on a study f.
|
|
21 |
Genel |
başarı ile sürdürmek |
carry on successfully f.
|
|
22 |
Genel |
geleneği sürdürmek |
continue the tradition f.
|
|
23 |
Genel |
geleneği sürdürmek |
carry on the tradition f.
|
|
24 |
Genel |
varlığını sürdürmek |
continue one's existence f.
|
|
25 |
Genel |
faaliyetlerini sürdürmek |
continue one's operations f.
|
|
26 |
Genel |
faaliyetlerini sürdürmek |
continue one's activities f.
|
|
27 |
Genel |
hayat sürdürmek |
spend life f.
|
|
28 |
Genel |
yatırımı sürdürmek |
sustain the investment f.
|
|
29 |
Genel |
işini sürdürmek |
get on with f.
|
|
30 |
Genel |
yardımsız da varlığını sürdürmek |
get on without f.
|
|
31 |
Genel |
doğal akışını sürdürmek |
run its course f.
|
|
32 |
Genel |
ilişki sürdürmek |
continue a relationship f.
|
|
33 |
Genel |
ilişki sürdürmek |
maintain a relationship f.
|
|
34 |
Genel |
yaşamayı sürdürmek |
survive f.
|
|
35 |
Genel |
varlığını sürdürmek |
carry on f.
|
|
36 |
Genel |
bir memuru doğuya sürdürmek |
relegate an officer to a post in east f.
|
|
37 |
Genel |
ilişkileri sürdürmek |
maintain relationships f.
|
|
38 |
Genel |
şöhretini sürdürmek |
maintain one's reputation f.
|
|
39 |
Genel |
faaliyetini sürdürmek |
continue one's operation f.
|
|
40 |
Genel |
çalışmalarını sürdürmek |
carry on one's works f.
|
|
41 |
Genel |
çalışmalarını sürdürmek |
continue one's works f.
|
|
42 |
Genel |
çalışmalarını sürdürmek |
carry on one's studies f.
|
|
43 |
Genel |
çalışmalarını sürdürmek |
continue one's studies f.
|
|
44 |
Genel |
hayatını sürdürmek |
maintain one's life f.
|
|
45 |
Genel |
bir hesabı sürdürmek |
maintain an account f.
|
|
46 |
Genel |
yaşamını sürdürmek |
maintain one's life f.
|
|
47 |
Genel |
ilişki sürdürmek |
handle a relationship f.
|
|
48 |
Genel |
ilişki sürdürmek |
keep a relationship going f.
|
|
49 |
Genel |
ilişki sürdürmek |
run a relationship f.
|
|
50 |
Genel |
ilişki sürdürmek |
manage a relationship f.
|
|
51 |
Genel |
faaliyet sürdürmek |
carry on the activity f.
|
|
52 |
Genel |
faaliyetleri sürdürmek |
carry on the activities f.
|
|
53 |
Genel |
faaliyetlerini sürdürmek |
carry on the activities f.
|
|
54 |
Genel |
yaşam sürdürmek |
live a life f.
|
|
55 |
Genel |
yaşam sürdürmek |
lead a life f.
|
|
56 |
Genel |
yaşam sürdürmek |
maintain life f.
|
|
57 |
Genel |
kamuoyunun hukuk sistemine olan güvenini sürdürmek |
maintain public confidence in the judicial system f.
|
|
58 |
Genel |
öğrenimini sürdürmek |
continue one's education f.
|
|
59 |
Genel |
eğitimini sürdürmek |
continue one's education f.
|
|
60 |
Genel |
operasyonlarını sürdürmek |
carry on/continue one's operations f.
|
|
61 |
Genel |
çabalarını sürdürmek |
continue one's efforts f.
|
|
62 |
Genel |
göz temasını sürdürmek |
maintain eye contact f.
|
|
63 |
Genel |
yaşamını sürdürmek |
keep living f.
|
|
64 |
Genel |
yaşamını sürdürmek |
survive f.
|
|
65 |
Genel |
yaşamını sürdürmek |
go on with his/her life f.
|
|
66 |
Genel |
görüşmeyi sürdürmek |
keep/continue talking f.
|
|
67 |
Genel |
evliliği sürdürmek |
continue the marriage f.
|
|
68 |
Genel |
çalışmayı sürdürmek |
keep studying f.
|
|
69 |
Genel |
geleneği sürdürmek |
follow in the tradition f.
|
|
70 |
Genel |
geleneğini sürdürmek |
maintain the tradition of f.
|
|
71 |
Genel |
bir geleneği sürdürmek |
carry on a tradition f.
|
|
72 |
Genel |
geleneği sürdürmek |
maintain the tradition f.
|
|
73 |
Genel |
geleneğini sürdürmek |
follow in the tradition of f.
|
|
74 |
Genel |
geleneğini sürdürmek |
retain the tradition of f.
|
|
75 |
Genel |
görsel bütünlüğü sürdürmek |
maintain the visual integrity f.
|
|
76 |
Genel |
sohbet sürdürmek |
hold conversation f.
|
|
77 |
Genel |
sorumluluğu/yükümlülüğü sürdürmek/devam etmek |
remain liable f.
|
|
78 |
Genel |
dargınlığı sürdürmek |
hold onto resentment f.
|
|
79 |
Genel |
düşüşünü sürdürmek |
be still on the decline f.
|
|
80 |
Genel |
geleneği sürdürmek |
keep the tradition f.
|
|
81 |
Genel |
sıkı ilişkileri sürdürmek |
retain close ties f.
|
|
82 |
Genel |
disiplini sürdürmek |
maintain discipline f.
|
|
83 |
Genel |
varlığını sürdürmek |
endure f.
|
|
84 |
Genel |
(köpeklere) iz sürdürmek |
lay f.
|
|
85 |
Genel |
dul olarak yaşamını sürdürmek |
widow [obsolete] f.
|
|
86 |
Genel |
etkisini sürdürmek |
breathe f.
|
|
87 |
Genel |
zorla işgali sürdürmek |
hold f.
|
|
88 |
Genel |
uzun bir süre boyunca ilgi veya etkiyi sürdürmek |
hold up f.
|
|
89 |
Genel |
şişirme üzerinde çalışmayı sürdürmek |
huff f.
|
|
90 |
Genel |
hayatını belirli bir ortamda sürdürmek |
move f.
|
|
91 |
Genel |
belirli çevrede yaşamını sürdürmek |
move f.
|
|
92 |
Genel |
zorla yönetim sürdürmek |
ride f.
|
|
93 |
Genel |
(belirli noktaya kadar) sürdürmek |
go f.
|
|
94 |
Genel |
ülkeden sürdürmek |
depatriate f.
|
|
95 |
Genel |
mesleki makamı sürdürmek |
office f.
|
|
96 |
Genel |
ticari makamı sürdürmek |
office f.
|
|
97 |
Genel |
ısrarla sürdürmek |
opiniate f.
|
|
98 |
Genel |
inatla sürdürmek |
opiniatre [obsolete] f.
|
|
99 |
Genel |
davranışı ısrarla sürdürmek |
opiniatre [obsolete] f.
|
|
100 |
Genel |
farklı aralıklarda sürdürmek |
run f.
|
|
101 |
Genel |
hareketi sürdürmek |
reprise f.
|
|
102 |
Genel |
belirli bir durumda olmayı sürdürmek |
dwell f.
|
|
103 |
Genel |
enerjik bir şekilde sürdürmek |
drive f.
|
|
104 |
Genel |
kesintisiz sürdürmek |
continue f.
|
|
105 |
Genel |
(davranış biçimini) sürdürmek |
press f.
|
|
106 |
Genel |
tırnakları ile kazıyarak hayatını sürdürmek |
scratch f.
|
|
107 |
Genel |
aynı tutumu sürdürmek |
stick f.
|
|
108 |
Genel |
yaşamayı sürdürmek |
supervive [obsolete] f.
|
|
Phrasals |
|
109 |
Öbek Fiiller |
zar zor sürdürmek |
stumble through i.
|
|
110 |
Öbek Fiiller |
görevini sürdürmek |
hold over f.
|
|
111 |
Öbek Fiiller |
sahipliğini sürdürmek |
hold over f.
|
|
112 |
Öbek Fiiller |
mevcudiyetini sürdürmek |
hold over f.
|
|
113 |
Öbek Fiiller |
yaşam sürdürmek |
make out f.
|
|
114 |
Öbek Fiiller |
popülerliğini sürdürmek |
hold up f.
|
|
115 |
Öbek Fiiller |
bir şeyde çalışmayı sürdürmek |
progress with something f.
|
|
116 |
Öbek Fiiller |
bir görevi veya işi kararlı bir şekilde sürdürmek |
press ahead f.
|
|
117 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi sürdürmek |
stick with f.
|
|
118 |
Öbek Fiiller |
ile hayatta kalmak/yaşamını sürdürmek |
survive on f.
|
|
119 |
Öbek Fiiller |
kararlılıkla sürdürmek |
press ahead/on with f.
|
|
120 |
Öbek Fiiller |
her şeye rağmen sürdürmek |
go through f.
|
|
121 |
Öbek Fiiller |
inatla bir inancı sürdürmek |
hunker down f.
|
|
122 |
Öbek Fiiller |
bir şeyle hayatını sürdürmek |
feed off f.
|
|
123 |
Öbek Fiiller |
bir şey yiyerek hayatını sürdürmek |
feed off f.
|
|
124 |
Öbek Fiiller |
işini yapmak/sürdürmek |
get on f.
|
|
125 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi sürdürmek/devam ettirmek |
get on with it f.
|
|
126 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi devralıp onu tek başına sürdürmek |
run with something f.
|
|
127 |
Öbek Fiiller |
(bir konuda) konuşmayı ısrarla sürdürmek |
keep on f.
|
|
128 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye) inancını sürdürmek |
stick with (something) f.
|
|
129 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) inatla sürdürmek |
stick with (something) f.
|
|
130 |
Öbek Fiiller |
sonuna kadar sürdürmek |
last out f.
|
|
131 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) sonuna kadar sürdürmek/devam ettirmek |
stick through (something) f.
|
|
132 |
Öbek Fiiller |
(bir işi, görevi, eylemi) sürdürmek |
keep with (something) f.
|
|
133 |
Öbek Fiiller |
(bir işi, görevi, eylemi) sürdürmek |
keep with (something) f.
|
|
134 |
Öbek Fiiller |
hayatını (bir şeyle) sürdürmek |
live off (of) (something) f.
|
|
135 |
Öbek Fiiller |
… yiyerek yaşamını sürdürmek |
live off f.
|
|
136 |
Öbek Fiiller |
hayatını … ile sürdürmek |
live off f.
|
|
137 |
Öbek Fiiller |
bir eşyayla, bir şey yiyerek hayatını idame ettirmek/sürdürmek |
live out f.
|
|
138 |
Öbek Fiiller |
bir görevi sürdürmek |
remain on f.
|
|
139 |
Öbek Fiiller |
bir ilacı düzenli olarak almayı sürdürmek |
remain on f.
|
|
140 |
Öbek Fiiller |
bir durumu sürdürmek |
remain on f.
|
|
141 |
Öbek Fiiller |
bir durumda kalmayı sürdürmek |
remain on f.
|
|
142 |
Öbek Fiiller |
bir bünyede hizmet vermeyi sürdürmek |
remain on f.
|
|
143 |
Öbek Fiiller |
bir şeyde olmayı sürdürmek |
remain on f.
|
|
144 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) üzerinde çalışmayı sürdürmek |
bang away at (something) f.
|
|
145 |
Öbek Fiiller |
gelişigüzel sürdürmek/devam etmek/hareket etmek |
bumble along f.
|
|
146 |
Öbek Fiiller |
düşüncesizce devam etmek/sürdürmek/hareket etmek |
bumble along f.
|
|
147 |
Öbek Fiiller |
gelişigüzel sürdürmek/devam etmek/hareket etmek |
bumble through f.
|
|
148 |
Öbek Fiiller |
düşüncesizce devam etmek/sürdürmek/hareket etmek |
bumble through f.
|
|
149 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) sürdürmek |
carry on with (something) f.
|
|
150 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) söz verildiği/planlandığı/istendiği gibi sürdürmek |
carry through on (something) f.
|
|
151 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi kontrol etmek için (biriyle) iletişimi sürdürmek |
check back (with someone) f.
|
|
152 |
Öbek Fiiller |
güç veya etkisini kaybetmeden işlevini sürdürmek |
hold up f.
|
|
153 |
Öbek Fiiller |
'-i sürdürmek |
continue with f.
|
|
154 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) sürdürmek |
continue with (something) f.
|
|
155 |
Öbek Fiiller |
dostane bir ilişki sürdürmek |
rub along f.
|
|
156 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) sürdürmek |
get on with (something) f.
|
|
157 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) sürdürmek |
go after (something) f.
|
|
158 |
Öbek Fiiller |
'-i sürdürmek |
go forward with f.
|
|
159 |
Öbek Fiiller |
inatla/ısrarla (bir şey yapmayı) sürdürmek |
go on (doing something) f.
|
|
160 |
Öbek Fiiller |
(bir şey yapmayı) sürdürmek |
go on (doing something) f.
|
|
161 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) sürdürmek |
go on with (something) f.
|
|
162 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) her şeye rağmen sürdürmek/tamamlamak/yürütmek |
go through with (something) f.
|
|
163 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) sürdürmek |
hold onto (something) f.
|
|
164 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) sürdürmek/savunmak |
hold to (something) f.
|
|
165 |
Öbek Fiiller |
'-i sürdürmek |
keep on with f.
|
|
166 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) sürdürmek |
keep on with (something) f.
|
|
167 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) yiyerek yaşamını sürdürmek |
live off (of) (something) f.
|
|
168 |
Öbek Fiiller |
hayatını (bir şeyde) sürdürmek |
maintain (oneself or someone) in (something) f.
|
|
169 |
Öbek Fiiller |
'-i sürdürmek |
maintain in f.
|
|
170 |
Öbek Fiiller |
(biriyle/bir şeyle) işlevini sürdürmek |
manage with (someone or something) f.
|
|
171 |
Öbek Fiiller |
olmadan işlevini sürdürmek |
manage without f.
|
|
172 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) olmadan işlevini sürdürmek |
manage without (someone or something) f.
|
|
173 |
Öbek Fiiller |
(bir şey yapmayı) sürdürmek |
persist in (doing something) f.
|
|
174 |
Öbek Fiiller |
yapmayı sürdürmek |
persist in doing f.
|
|
175 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) sürdürmek |
persist with (something) f.
|
|
176 |
Öbek Fiiller |
(bir işi) hevessizce sürdürmek |
plod away (at something) f.
|
|
177 |
Öbek Fiiller |
-de çalışmayı sürdürmek |
progress with f.
|
|
178 |
Öbek Fiiller |
-i sürdürmek/ilerletmek |
progress with f.
|
|
179 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) azimle/kararlılıkla sürdürmek |
push ahead (with something) f.
|
|
180 |
Öbek Fiiller |
(biriyle) ilişkisini sürdürmek |
remain with (someone) f.
|
|
181 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) üzerindeki (kontrolünü, etkisini, gücünü) sürdürmek |
retain (something) over (someone or something) f.
|
|
182 |
Öbek Fiiller |
üzerindeki (kontrolünü, etkisini, gücünü) sürdürmek |
retain over f.
|
|
183 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) sürdürmek |
stick out to (something) f.
|
|
184 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) sürdürmek |
stick to (something) f.
|
|
185 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) zar zor sürdürmek |
stumble through (something) f.
|
|
186 |
Öbek Fiiller |
zorluklara/engellere rağmen bir şeyi devam ettirmek/sürdürmek |
tough something out f.
|
|
187 |
Öbek Fiiller |
uçmayı sürdürmek |
fly on f.
|
|
Colloquial |
|
188 |
Konuşma Dili |
bıkmadan usanmadan sürdürmek |
be at it f.
|
|
189 |
Konuşma Dili |
ısrarla/aktif bir şekilde sürdürmek |
be at it f.
|
|
190 |
Konuşma Dili |
bıkmadan usanmadan sürdürmek |
be at f.
|
|
191 |
Konuşma Dili |
ısrarla/aktif bir şekilde sürdürmek |
be at f.
|
|
192 |
Konuşma Dili |
sonsuza kadar sürdürmek |
go on and on f.
|
|
193 |
Konuşma Dili |
bir şeyi sürdürmek |
plug f.
|
|
Idioms |
|
194 |
Deyim |
bir şeyi sürdürmek |
keep the pot boiling f.
|
|
195 |
Deyim |
yalan vaatlerle beklentiyi sürdürmek |
bear in hand f.
|
|
196 |
Deyim |
(biriyle) arkadaşlığını sürdürmek |
be down with (something) f.
|
|
197 |
Deyim |
(biriyle) arkadaşlığını sürdürmek |
be down with f.
|
|
198 |
Deyim |
(kadın için) istenmeyen veya hoşa gitmeyen bir cinsel birlikteliği daha hoş düşüncelerle dikkatini dağıtarak sürdürmek |
close (one's) eyes and think of england f.
|
|
199 |
Deyim |
rahat bir yaşam sürdürmek |
have a charmed existence f.
|
|
200 |
Deyim |
rahat bir yaşam sürdürmek |
lead a charmed existence f.
|
|
201 |
Deyim |
rahat bir yaşam sürdürmek |
live a charmed existence f.
|
|
202 |
Deyim |
bir şeyi sürdürmek |
keep the kettle boiling f.
|
|
203 |
Deyim |
bir oyunu/yalanı/kandırmacayı sürdürmek |
keep one's act up f.
|
|
204 |
Deyim |
bir şeyi sürdürmek |
keep the pot boiling f.
|
|
205 |
Deyim |
bir oyunu/yalanı/kandırmacayı sürdürmek |
keep an act up f.
|
|
206 |
Deyim |
biraz güçlükle yaşamını sürdürmek |
keep body and soul together f.
|
|
207 |
Deyim |
doğal akışını sürdürmek |
take its course f.
|
|
208 |
Deyim |
duruşunu inatla sürdürmek/devam ettirmek |
take a firm stand on something f.
|
|
209 |
Deyim |
doğal akışını sürdürmek |
run its course f.
|
|
210 |
Deyim |
geçerliliğini sürdürmek |
hold good f.
|
|
211 |
Deyim |
savunduklarını sürdürmek |
stick to one's guns f.
|
|
212 |
Deyim |
tartışmayı/münakaşayı inatla sürdürmek |
argue the toss f.
|
|
213 |
Deyim |
tüm olumsuzluklara karşın görüşlerini ya da inançlarını savunmayı sürdürmek |
stick to one's guns f.
|
|
214 |
Deyim |
zekası sayesinde yaşamını sürdürmek |
live by one's wits f.
|
|
215 |
Deyim |
zekası sayesinde yaşamını sürdürmek |
live on one's wits f.
|
|
216 |
Deyim |
sonuna kadar sürdürmek/peşini bırakmamak |
stay the distance f.
|
|
217 |
Deyim |
yaşamını sürdürmek |
make it f.
|
|
218 |
Deyim |
(bir şeyi birinin) bıraktığı yerden devam ettirmek/sürdürmek |
pick (something) up where (one) left off f.
|
|
219 |
Deyim |
ilgisini/merakını sürdürmek |
stay hungry f.
|
|
220 |
Deyim |
biri için ön planda olmayı sürdürmek |
keep note f.
|
|
221 |
Deyim |
(birinin) önünde olmayı sürdürmek |
stay one jump ahead f.
|
|
222 |
Deyim |
bir şeyi sürdürmek |
keep the show on the road f.
|
|
223 |
Deyim |
bir şeyi sürdürmek |
keep this show on the road f.
|
|
224 |
Deyim |
bir şeyi tartışmayı/konuşmayı kaldığı yerden sürdürmek üzere bırakmak |
put a pin in it f.
|
|
225 |
Deyim |
bir şeyi tartışmayı/konuşmayı kaldığı yerden sürdürmek üzere bırakmak |
stick a pin in it f.
|
|
226 |
Deyim |
planı sürdürmek |
go with the plan f.
|
|
227 |
Deyim |
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) duruşunu inatla sürdürmek |
take a firm line (on or against something) f.
|
|
228 |
Deyim |
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) duruşunu inatla sürdürmek |
take a firm line/stand (on/against something) f.
|
|
229 |
Deyim |
(kadın için) istenmeyen veya hoşa gitmeyen bir cinsel birlikteliği daha hoş düşüncelerle dikkatini dağıtarak sürdürmek |
lie back and think of england f.
|
|
230 |
Deyim |
(kadın için) istenmeyen veya hoşa gitmeyen bir cinsel birlikteliği daha hoş düşüncelerle dikkatini dağıtarak sürdürmek |
shut (one's) eyes and think of england [uk] f.
|
|
231 |
Deyim |
varlığını sürdürmek |
be alive and well f.
|
|
232 |
Deyim |
görüşmek, görüşmeyi sürdürmek |
be in touch f.
|
|
233 |
Deyim |
iletişimi koparmamak, kesmemek, sürdürmek |
be in touch f.
|
|
234 |
Deyim |
görüşmek, görüşmeyi sürdürmek |
keep in touch f.
|
|
235 |
Deyim |
iletişimi koparmamak, kesmemek, sürdürmek |
keep in touch f.
|
|
236 |
Deyim |
biri/bir şey için verilen mücadeleyi sürdürmek |
carry the torch f.
|
|
237 |
Deyim |
bir şeyleri başlatmak/sürdürmek/yürütmek |
get/keep/set/start the ball rolling f.
|
|
238 |
Deyim |
umudunu sürdürmek |
hold (one's) thumbs [south africa] f.
|
|
239 |
Deyim |
için geçerliliğini sürdürmek |
hold good for f.
|
|
240 |
Deyim |
(biri/bir şey) için geçerliliğini sürdürmek |
hold good for (someone or something) f.
|
|
241 |
Deyim |
geçerliliğini sürdürmek |
hold good f.
|
|
242 |
Deyim |
geçerliliğini sürdürmek |
hold true f.
|
|
243 |
Deyim |
(bir şeye) iyi bir örnek olmayı sürdürmek |
hold up as (something) f.
|
|
244 |
Deyim |
hala iyi (bir şey) örneği olmayı sürdürmek |
hold up as (something) f.
|
|
245 |
Deyim |
başarısını/gücünü sürdürmek |
hold your own f.
|
|
246 |
Deyim |
oyunu/yalanı/kandırmacayı sürdürmek |
keep the act up f.
|
|
247 |
Deyim |
bir oyunu/yalanı/kandırmacayı sürdürmek |
keep up the act f.
|
|
248 |
Deyim |
zekası sayesinde yaşamını sürdürmek |
live by wits f.
|
|
249 |
Deyim |
zekası sayesinde yaşamını sürdürmek |
live by your wits f.
|
|
250 |
Deyim |
zekası sayesinde yaşamını sürdürmek |
live on your wits f.
|
|
251 |
Deyim |
yalnızca bir çanta/bavul eşyayla hayatını sürdürmek |
live out of one's suitcase f.
|
|
252 |
Deyim |
yalnızca bir çanta/bavul eşyayla hayatını sürdürmek |
live out of a suitcase f.
|
|
253 |
Deyim |
ilerlemesini/gelişimini sürdürmek |
not rest on (one's) laurels f.
|
|
254 |
Deyim |
ilerlemesini/gelişimini sürdürmek |
not rest on your laurels f.
|
|
255 |
Deyim |
işini/çalışmayı sürdürmek |
ply (one's) trade f.
|
|
256 |
Deyim |
iletişimi sürdürmek/koparmamak |
remain in touch f.
|
|
257 |
Deyim |
(biriyle) iletişimi sürdürmek/koparmamak |
remain in touch with (one) f.
|
|
258 |
Deyim |
liderliği sürdürmek için rakibe fırsat vermeden zamanı geçirmeye çalışmak |
run the clock out f.
|
|
259 |
Deyim |
planlandığı/beklendiği/istendiği gibi çalışmayı sürdürmek |
stay on (the right) track f.
|
|
260 |
Deyim |
savunduklarını sürdürmek |
stick to guns f.
|
|
261 |
Deyim |
tüm olumsuzluklara karşın görüşlerini ya da inançlarını savunmayı sürdürmek |
stick to guns f.
|
|
262 |
Deyim |
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) duruşunu inatla sürdürmek |
take a firm stand (on or against something) f.
|
|
263 |
Deyim |
(bir konuda) duruşunu inatla sürdürmek/devam ettirmek |
take a stand on (something) f.
|
|
Formal |
|
264 |
Resmi |
(faaliyeti) gereksiz uzunlukta sürdürmek |
overcarry f.
|
|
Trade/Economic |
|
265 |
Ticaret/Ekonomi |
ana faaliyet alanını sürdürmek için büyük bir konglomera devralan ve iştiraklerin bazılarını devralma işlemini finanse etmek için satan kişi veya kuruluş |
unbundler i.
|
|
266 |
Ticaret/Ekonomi |
ana faaliyet alanını sürdürmek için büyük bir konglomeranın devralınması ve iştiraklerin bazılarının devralma işlemini finanse etmek için satılması |
unbundling i.
|
|
267 |
Ticaret/Ekonomi |
(özellikle bir para biriminin istikrarını sürdürmek için) piyasaya müdahale etmek |
intervene f.
|
|
Politics |
|
268 |
Siyasal |
bir etkinliğe başlamak ve sürdürmek |
take up an activity f.
|
|
269 |
Siyasal |
dikkatle izlemeyi sürdürmek |
keep the matter under review f.
|
|
Technical |
|
270 |
Teknik |
yaşamayı sürdürmek |
survive f.
|
|
Computer |
|
271 |
Bilgisayar |
konuşmaya benzer bir etkileşim sürdürmek |
converse f.
|
|
Informatics |
|
272 |
Bilişim |
asıl görevi veri tabanı oluşturup sürdürmek olan kurum |
data bank i.
|
|
Construction |
|
273 |
İnşaat |
-e kadar sürdürmek |
maintain far into f.
|
|
Chemistry |
|
274 |
Kimya |
(kimyasal sistemi) kontrollü koşullar altında reaksiyon geliştirmek için sürdürmek |
incubate f.
|
|
Literature |
|
275 |
Edebiyat |
diyaloğu sürdürmek |
dialogize f.
|
|
276 |
Edebiyat |
diyaloğu sürdürmek |
dialogise f.
|
|
Philosophy |
|
277 |
Felsefe |
bağımsız varlığını sürdürmek |
subsist f.
|
|
Meteorology |
|
278 |
Meteoroloji |
(gemi) rüzgar nedeniyle avantajlı durumunu sürdürmek |
weather gauge f.
|
|
Military |
|
279 |
Askeri |
hassas bilgilere dair gizliliği sağlamak ve sürdürmek için kullanılan yöntem ve araçlar |
operations security measures i.
|
|
Sport |
|
280 |
Spor |
takımın top hakimiyetini sürdürmek için ya sayı yapması ya da topu en az on metre sürmesi gereken dört ardışık oyundan her biri |
down i.
|
|
281 |
Spor |
(buz hokeyi) savunma alanında top hakimiyetini sürdürmek |
cycle f.
|
|
282 |
Spor |
(basketbolda rakibin sayı kazanmasını önlemek için) top sahipliğini sürdürmek |
stall f.
|
|
Music |
|
283 |
Müzik |
(notayı) belirtilen süre boyunca sürdürmek |
hold f.
|
|
php |
|
284 |
php |
birini/bir şeyi bir süre daha sürdürmek/devam ettirmek |
hold someone or something over f.
|
|