|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
öne çıkan |
prominent s.
|
|
2 |
Yaygın Kullanım |
gece ortaya çıkan |
nocturnal s.
|
|
General |
|
3 |
Genel |
balayına çıkan |
honeymooner i.
|
|
4 |
Genel |
turneye çıkan oyuncu |
barnstormer i.
|
|
|
5 |
Genel |
güneş fırtınaları sonucu ortaya çıkan görsel olgu |
aurora borealis i.
|
|
6 |
Genel |
ökalüptüsten çıkan yağ |
eucalyptole i.
|
|
7 |
Genel |
şekerciboyasının yeni çıkan yaprakları |
poke i.
|
|
8 |
Genel |
düşünce hayatında ortaya çıkan yeni akım |
current i.
|
|
9 |
Genel |
geceleri çıkan solucan |
nightcrawler i.
|
|
10 |
Genel |
hasattan sonra çıkan otlar |
aftermath i.
|
|
11 |
Genel |
arka çıkan kimse |
backer i.
|
|
12 |
Genel |
uzun yürüyüşe çıkan kimse |
hiker i.
|
|
13 |
Genel |
karşı çıkan |
encounterer i.
|
|
14 |
Genel |
gelenek veya kurumlara karşı çıkan kimse |
iconoclast i.
|
|
15 |
Genel |
ökalüptüsten çıkan yağ |
eucalyptols i.
|
|
16 |
Genel |
arka çıkan kimse |
sponsor i.
|
|
17 |
Genel |
kazançlı çıkan kimse |
gainer i.
|
|
18 |
Genel |
üç ayda bir çıkan dergi |
quarterly i.
|
|
19 |
Genel |
iki sert yüzün birbirine sürtünmesinden çıkan ses |
crepitation i.
|
|
20 |
Genel |
bir bitkiden çıkan yapraklar |
growth i.
|
|
21 |
Genel |
bir kuluçkada çıkan yavrular |
brood i.
|
|
22 |
Genel |
kamuya ait su kaynaklarına flüor eklenmesine karşı çıkan kimse |
antifluoridationist i.
|
|
23 |
Genel |
fazla miktarda glikojen depolanması şeklinde ortaya çıkan metabolik bir hastalık |
glycogenesis i.
|
|
24 |
Genel |
genizden çıkan ses |
twang i.
|
|
|
25 |
Genel |
arka çıkan kimse |
push i.
|
|
26 |
Genel |
lenf dokularının genişlemesiyle çıkan koşullar |
lymphomatoses i.
|
|
27 |
Genel |
yumurtadan çıkan hayvanlar |
hatching i.
|
|
28 |
Genel |
karşı çıkan |
exceptor i.
|
|
29 |
Genel |
daha sonradan ortaya çıkan etki |
aftereffect i.
|
|
30 |
Genel |
çıkan şey |
emanation i.
|
|
31 |
Genel |
belirli aralıklarla çıkan gazete |
newsletter i.
|
|
32 |
Genel |
haftada iki defa çıkan (yayın) |
semiweekly i.
|
|
33 |
Genel |
kuzey atlantik'te çıkan oldukça değerli bir deniz balığı |
saithe i.
|
|
34 |
Genel |
aynı kuluçkadan çıkan yavruların tümü |
covey i.
|
|
35 |
Genel |
çürüğe çıkan kimse |
reject i.
|
|
36 |
Genel |
bağlandığı yerde aşağı yukarı inip çıkan düğüm |
slipknot i.
|
|
37 |
Genel |
sık aralıklarla çıkan duman veya buhar kümelerinden biri |
puff i.
|
|
38 |
Genel |
kuluçkadan bir defada çıkan civcivler |
clutch i.
|
|
39 |
Genel |
karşı çıkan |
antagonist i.
|
|
40 |
Genel |
çıkan şey |
ejection i.
|
|
41 |
Genel |
arka çıkan kimse |
supporter i.
|
|
42 |
Genel |
geceleri ortaya çıkan bir güve türü |
noctuid i.
|
|
43 |
Genel |
karşı çıkan |
gainsayer i.
|
|
44 |
Genel |
belirli aralıklarla çıkan haber gazetesi |
newsletters i.
|
|
45 |
Genel |
ağızda çıkan küçük yara |
canker sore i.
|
|
46 |
Genel |
karşı çıkan |
naysayer i.
|
|
47 |
Genel |
ağızdan dışarı doğru çıkan büyük diş |
buckteeth i.
|
|
48 |
Genel |
bir anda ortaya çıkan tehdit |
immediate threat i.
|
|
49 |
Genel |
kontrolden çıkan at |
bolter i.
|
|
50 |
Genel |
tohumdan çıkan ilk yaprak |
cotyledon i.
|
|
51 |
Genel |
sosyeteye ilk kez çıkan genç kız |
debutante i.
|
|
52 |
Genel |
yumurtadan çıkan hayvanlar |
hatch i.
|
|
53 |
Genel |
ortaya çıkan gelişmeler |
the emerging developments i.
|
|
54 |
Genel |
anayola çıkan veya anayoldan ayrılan yol |
side-road i.
|
|
55 |
Genel |
yumurtadan çıkan yavrular |
hatching i.
|
|
56 |
Genel |
sosyeteye ilk defa çıkan kız |
debutante i.
|
|
57 |
Genel |
çıkan kavga |
fight broke out i.
|
|
58 |
Genel |
aniden çıkan olay |
emergency i.
|
|
59 |
Genel |
spor sanat camiasından öne çıkan isimler |
prominent figures in sports and art i.
|
|
60 |
Genel |
spor sanat camiasından öne çıkan isimler |
prominent names in sports and art i.
|
|
61 |
Genel |
içinden dilek çıkan uzak doğu kurabiyesi |
fortune-cookie i.
|
|
62 |
Genel |
limon kabuğunun rendesinden çıkan parçacıklar |
lemon zest i.
|
|
63 |
Genel |
değişime karşı çıkan |
aginner i.
|
|
64 |
Genel |
içinden fal çıkan kurabiyeler |
fortune cookies i.
|
|
|
65 |
Genel |
beklenmedik işler veya sorunlarla başa çıkan |
disturbance handler i.
|
|
66 |
Genel |
mera/otlak/yayla vb yerlerde yerden çıkan (temiz) su kaynağı |
pasture spring i.
|
|
67 |
Genel |
konser öncesi ana grup öncesi çıkan grup |
opening act (us) i.
|
|
68 |
Genel |
konser öncesi ana grup öncesi çıkan grup |
warm-up act (us) i.
|
|
69 |
Genel |
ortaya çıkan bilgi |
revealed knowledge i.
|
|
70 |
Genel |
film sonunda çıkan yazılar |
the credits at the end of a movie i.
|
|
71 |
Genel |
seçim gezisine çıkan politikacı |
barnstormer i.
|
|
72 |
Genel |
vaftize karşı çıkan kimse |
anabaptist i.
|
|
73 |
Genel |
vaftize karşı çıkan mezhep |
anabaptism i.
|
|
74 |
Genel |
iki ayda bir çıkan dergi |
bimonthly i.
|
|
75 |
Genel |
karşı çıkan kişi |
deprecator i.
|
|
76 |
Genel |
vaftize karşı çıkan kimse |
dipper i.
|
|
77 |
Genel |
açığa çıkan şey |
disclosure i.
|
|
78 |
Genel |
atın ayaklarını sert zemine vurduğunda çıkan ses |
clumping i.
|
|
79 |
Genel |
atın ayaklarını sert zemine vurduğunda çıkan ses |
clunking i.
|
|
80 |
Genel |
atın ayaklarını sert zemine vurduğunda çıkan ses |
clip-clop i.
|
|
81 |
Genel |
atın ayaklarını sert zemine vurduğunda çıkan ses |
clop i.
|
|
82 |
Genel |
atın ayaklarını sert zemine vurduğunda çıkan ses |
clippety-clop i.
|
|
83 |
Genel |
atın ayaklarını sert zemine vurduğunda çıkan ses |
clopping i.
|
|
84 |
Genel |
haftada iki defa çıkan (yayın) |
semi-weekly i.
|
|
85 |
Genel |
deliklerden çıkan nesneleri bir çekiç yardımıyla vurarak puan kazanmaya dayalı oyun |
whac-a-mole i.
|
|
86 |
Genel |
ortaya çıkan ışık |
emerging light i.
|
|
87 |
Genel |
bir kart çekip çıkan kelimeyi aynı gruptaki oyunculara çizerek anlatmaya çalıştığınız bir oyun |
pictionary i.
|
|
88 |
Genel |
son çıkan |
brand new i.
|
|
89 |
Genel |
ortaya çıkan yeni özellikler |
emergent properties i.
|
|
90 |
Genel |
en çok öne çıkan ürün |
tentpole i.
|
|
91 |
Genel |
milattan önce 2. yüzyılda ortaya çıkan bir yahudi mezhebi |
pharisaism i.
|
|
92 |
Genel |
yelkenin sarkan veya dışa çıkan kısmı |
bag i.
|
|
93 |
Genel |
paf takımından profesyonel takıma çıkan oyuncu |
call-up i.
|
|
94 |
Genel |
genç takımından profesyonel takıma çıkan oyuncu |
call-up i.
|
|
95 |
Genel |
sefere çıkan |
campaigner i.
|
|
96 |
Genel |
hesap yapıldıktan sonra ortaya çıkan masraflar |
back charges i.
|
|
97 |
Genel |
karşı çıkan kimse |
aginner i.
|
|
98 |
Genel |
küçük nesneler içeren torbadan çıkan tıkırtı |
rattlebag i.
|
|
99 |
Genel |
sigara ya da sakız kutularından çıkan kartlardan koleksiyon yapan kişi |
cartophilist i.
|
|
100 |
Genel |
sigara ya da sakız kutularından çıkan kartlardan koleksiyon yapma |
cartophily i.
|
|
101 |
Genel |
şişleri kenardan dışarı çıkan tekerlek |
catharine wheel i.
|
|
102 |
Genel |
kartlardan veya kağıttan dışarı çıkan delik |
chad i.
|
|
103 |
Genel |
ağız dolusu ısırıkla çıkan ses |
champ i.
|
|
104 |
Genel |
arka çıkan kimse |
backstop i.
|
|
105 |
Genel |
yeni çıkan şey |
novity i.
|
|
106 |
Genel |
kendiliğinden ortaya çıkan duygular |
nature i.
|
|
107 |
Genel |
1970'lerde ortaya çıkan manevi ve bilinç arttırıcı akımlar bütünü |
new age i.
|
|
108 |
Genel |
önüne çıkan ilk kişi |
the next man i.
|
|
109 |
Genel |
göğüsten çıkan süt |
titty [dialect] i.
|
|
110 |
Genel |
ortaya çıkan kimse |
emergent i.
|
|
111 |
Genel |
aniden çıkan olay |
emergent [obsolete] i.
|
|
112 |
Genel |
ortaya çıkan kişi |
emergent i.
|
|
113 |
Genel |
sonradan ortaya çıkan aksaklık |
joker i.
|
|
114 |
Genel |
dar eteğin arkasındaki etek ucu çizgisine kadar çıkan plikaşe |
kick pleat i.
|
|
115 |
Genel |
av köpeğiyle ava çıkan kimse |
beagler i.
|
|
116 |
Genel |
karşı çıkan kimse |
exceptioner i.
|
|
117 |
Genel |
ana konvoya katılmak üzere yola çıkan küçük konvoy |
joiner convoy i.
|
|
118 |
Genel |
en son çıkan şey |
last word i.
|
|
119 |
Genel |
son çıkan yenilikler |
latest i.
|
|
120 |
Genel |
en son çıkan haberler |
latest i.
|
|
121 |
Genel |
randevuya çıkan bir kadının üzerinde taşıdığı, partneri ile kavga etmeleri durumunda eve dönmesine yetecek kadar yol parası |
mad money i.
|
|
122 |
Genel |
bir kimsenin karşısına çıkan en büyük fırsat |
main chance i.
|
|
123 |
Genel |
1980'lerde ortaya çıkan bir dans stili |
vogueing i.
|
|
124 |
Genel |
afrika'da ortaya çıkan atalara tapınma biçiminde bir din |
voudouism i.
|
|
125 |
Genel |
afrika'da ortaya çıkan atalara tapınma biçiminde bir din |
vodun i.
|
|
126 |
Genel |
safariye çıkan kimse |
safarist i.
|
|
127 |
Genel |
1920'li yıllarda abd'de ortaya çıkan bir dans |
black bottom i.
|
|
128 |
Genel |
korna veya ıslıktan tek seferde çıkan ses |
blast i.
|
|
129 |
Genel |
tetkik gezisine çıkan kimse |
junketeer i.
|
|
130 |
Genel |
kitap sayfalarından çıkan etiket veya hatırlatma kağıdı |
ledgit i.
|
|
131 |
Genel |
suni sinekten çıkan horoz tüyleri |
hackle i.
|
|
132 |
Genel |
baskın çıkan kimse |
queller i.
|
|
133 |
Genel |
aniden ağızdan çıkan bir ifade |
blirt [scotland] i.
|
|
134 |
Genel |
aniden ağızdan çıkan bir ifade |
blurt i.
|
|
135 |
Genel |
belirli dönemlerde yeniden ortaya çıkan şey |
hardy perennial i.
|
|
136 |
Genel |
belirli bir uyaran sonucu ortaya çıkan engramların oluşturduğu şablon |
meaning i.
|
|
137 |
Genel |
zihnin çabukluğu ve dikkati ile ortaya çıkan zeka |
mental dexterity i.
|
|
138 |
Genel |
belirli türden fikir veya faaliyetler konusunda öne çıkan kimse |
merchant i.
|
|
139 |
Genel |
ingiltere kilisesi'ndeki wesleyan dirilişiyle ortaya çıkan mezheplerden birinin üyesi |
methodist i.
|
|
140 |
Genel |
yoklamada çıkan kişi sayısı |
head count i.
|
|
141 |
Genel |
dik bir tepeye çıkan yol |
borstal [dialect] [uk] i.
|
|
142 |
Genel |
dik bir tepeye çıkan yol |
borstall [dialect] [uk] i.
|
|
143 |
Genel |
ana tomurcuktan çıkan küçük tomurcuk |
budlet i.
|
|
144 |
Genel |
toplum kurallarına karşı çıkan genç |
hippie i.
|
|
145 |
Genel |
toplum kurallarına karşı çıkan genç |
hippy i.
|
|
146 |
Genel |
yangın veya rüzgar hasarından sağ çıkan ağaç |
holdover i.
|
|
147 |
Genel |
izne çıkan kimse |
holidaymaker i.
|
|
148 |
Genel |
izne çıkan kimse |
holiday-maker i.
|
|
149 |
Genel |
ateşli silahtan çıkan sesin bir kısmını azaltmak için kullanılan bir cihaz |
moderator i.
|
|
150 |
Genel |
çamur volkanından çıkan çamur püskürmesi |
mudflow i.
|
|
151 |
Genel |
çamur kaynağından çıkan çamur püskürmesi |
mudflow i.
|
|
152 |
Genel |
iki farklı basıma ait kalıptan çıkan madeni para |
mule i.
|
|
153 |
Genel |
iki farklı basıma ait kalıptan çıkan jeton |
mule i.
|
|
154 |
Genel |
kamusal anlaşmazlıklarda rakip cenaha karşı çıkan kimse |
gladiator i.
|
|
155 |
Genel |
ses organlarının pozisyon değiştirmesi sırasında çıkan önemsiz ses |
glide i.
|
|
156 |
Genel |
erkeklerde yüzün yan ve kulakların ön kısmında çıkan sakallar |
mutton chop i.
|
|
157 |
Genel |
bazı yerleşik politikalara karşı çıkan kimse |
objector i.
|
|
158 |
Genel |
(yüz kasılması sonucu ortaya çıkan) alaycı yüz ifadesi |
rictus i.
|
|
159 |
Genel |
(kasılma sonucu ortaya çıkan) açıklık |
rictus i.
|
|
160 |
Genel |
aniden çıkan gürültülü ses |
claik [scotland] i.
|
|
161 |
Genel |
m.s. 1346'da ortaya çıkan bir kıyafet süslemesi |
dagges i.
|
|
162 |
Genel |
sahneye ilk kez çıkan kimse |
debutant i.
|
|
163 |
Genel |
bir şey eridiğinde ortaya çıkan madde |
deliquescence i.
|
|
164 |
Genel |
bir şey çözündüğünde ortaya çıkan madde |
deliquescence i.
|
|
165 |
Genel |
bir şey sıvılaştığında ortaya çıkan madde |
deliquescence i.
|
|
166 |
Genel |
kurt ve köpeğin çiftleşmesi sonucu ortaya çıkan yavru |
demiwolf i.
|
|
167 |
Genel |
varsayımsal veya mevcut verilerle yapılan hızlı akıl yürütme sonucu ortaya çıkan ispat |
demonstration i.
|
|
168 |
Genel |
yola çıkan kimse |
departee i.
|
|
169 |
Genel |
aniden ortaya çıkan bir şey dalga |
gust i.
|
|
170 |
Genel |
birden fazla biçimde ortaya çıkan organizma, halk hikayesi gibi oluşumlara verilen ad |
multiform i.
|
|
171 |
Genel |
öne çıkan kimse |
oner i.
|
|
172 |
Genel |
öne çıkan şey |
oner i.
|
|
173 |
Genel |
karşı çıkan kimse |
opposer i.
|
|
174 |
Genel |
satışa sunulan veya dağıtıma çıkan basılı bir malzemenin sayısı (dergi, gazete) |
opus i.
|
|
175 |
Genel |
turneye çıkan dj |
road show i.
|
|
176 |
Genel |
turneye çıkan müzisyen |
road show i.
|
|
177 |
Genel |
turneye çıkan sanatçı |
road show i.
|
|
178 |
Genel |
turneye çıkan şarkıcı |
road show i.
|
|
179 |
Genel |
turneye çıkan dj |
roadshow i.
|
|
180 |
Genel |
turneye çıkan müzisyen |
roadshow i.
|
|
181 |
Genel |
turneye çıkan sanatçı |
roadshow i.
|
|
182 |
Genel |
turneye çıkan şarkıcı |
roadshow i.
|
|
183 |
Genel |
ortaya çıkan etki |
rub-off i.
|
|
184 |
Genel |
ihmal sonucu ortaya çıkan olumsuz etki |
rust i.
|
|
185 |
Genel |
can çekişirken çıkan hırıltı |
ruttle [dialect] [uk] i.
|
|
186 |
Genel |
öne çıkan özellik |
impress i.
|
|
187 |
Genel |
karşı çıkan kimse |
impugner i.
|
|
188 |
Genel |
(kötü veya zor bir şeye ait) öne çıkan örnek |
devil i.
|
|
189 |
Genel |
kültürel sınırlamaların önemsenmemesi sonucu ortaya çıkan serbest davranış |
disinhibition i.
|
|
190 |
Genel |
baskın siyasi ve sosyal değerlere karşı çıkan kimse |
dissidents i.
|
|
191 |
Genel |
(aynı arkadaş grubu arasında çıkan) tartışma |
in-fighting i.
|
|
192 |
Genel |
yıldız etkisinde ortaya çıkan mizaç |
influence [obsolete] i.
|
|
193 |
Genel |
öne çıkan özellik |
distinctive feature i.
|
|
194 |
Genel |
başarı, zenginlik, nüfuz gibi özellikler ile öne çıkan üçgenimsi bölge |
golden triangle i.
|
|
195 |
Genel |
şişeden çıkan tıpa sesi |
cloop i.
|
|
196 |
Genel |
şişeden çıkan tıpa sesi |
clunk [dialect] i.
|
|
197 |
Genel |
türünün öne çıkan örneği |
doyen i.
|
|
198 |
Genel |
gelişigüzel ortaya çıkan önemsiz şey |
dribble i.
|
|
199 |
Genel |
çok sayıda çizgi ile ortaya çıkan şekil |
polygram i.
|
|
200 |
Genel |
ilk olarak on altıncı yüzyılda ortaya çıkan bir maya destanı |
popol vuh i.
|
|
201 |
Genel |
konser öncesi ana grup öncesi çıkan grup |
supporting act [uk] i.
|
|
202 |
Genel |
yangın veya rüzgar hasarından sağ çıkan ağaç |
holdover i.
|
|
203 |
Genel |
kuluçkadan çıkan civcivler |
cletch i.
|
|
204 |
Genel |
tavırla ortaya çıkan saygınlık |
consequence i.
|
|
205 |
Genel |
(iki bitişik duvardaki pencereler gibi) karşılıklı durmayan kaynaklardan çıkan ışık |
crosslight i.
|
|
206 |
Genel |
arka çıkan kimse |
favorite [obsolete] i.
|
|
207 |
Genel |
arka çıkan kimse |
favourite [obsolete] i.
|
|
208 |
Genel |
öne çıkan dergi makalesi |
feature article i.
|
|
209 |
Genel |
on dokuzuncu yüzyılın ortasında ispanya'da ortaya çıkan bir mimari tarzı |
isabellino style i.
|
|
210 |
Genel |
dışarı çıkan şey |
issue i.
|
|
211 |
Genel |
yeni çıkan kuş tüyleri |
pen i.
|
|
212 |
Genel |
tümseklerden geçilirken çıkan ses |
pounding i.
|
|
213 |
Genel |
öne çıkan şey |
salience i.
|
|
214 |
Genel |
öne çıkan şey |
saliency i.
|
|
215 |
Genel |
gemi pompasından çıkan tüp veya oluk |
dale i.
|
|
216 |
Genel |
türünün öne çıkan örneği |
deuce i.
|
|
217 |
Genel |
arkeolojik kazılarda çıkan hayvan kalıntılarını inceleyen bilim dalı |
archaeozoology i.
|
|
218 |
Genel |
arkeolojik kazılarda çıkan hayvan kalıntılarını inceleyen bilim dalı |
zooarchaeology i.
|
|
219 |
Genel |
arkeolojik kazılarda çıkan hayvan kalıntılarını inceleyen bilim dalı |
zooarcheology i.
|
|
220 |
Genel |
arkeolojik kazılarda çıkan hayvan kalıntılarını inceleyen bilim dalı |
faunal analysis i.
|
|
221 |
Genel |
karşı çıkan kimse |
contradicter i.
|
|
222 |
Genel |
karşı çıkan kimse |
contradictor i.
|
|
223 |
Genel |
randevuya çıkan kimse |
dater i.
|
|
224 |
Genel |
karşı çıkan kimse |
disagreer i.
|
|
225 |
Genel |
karşı çıkan kimse |
disavower i.
|
|
226 |
Genel |
içi çift çıkan yemiş ile oynanan lades oyununda verilen hediye |
fillipeen i.
|
|
227 |
Genel |
saldırı sonucu çıkan yangın |
fire storm i.
|
|
228 |
Genel |
mesleğinde öne çıkan adam |
first gentleman i.
|
|
229 |
Genel |
alanında öne çıkan kadın |
first lady i.
|
|
230 |
Genel |
inip çıkan parça |
flail [obsolete] i.
|
|
231 |
Genel |
en çok öne çıkan konum |
forefront i.
|
|
232 |
Genel |
öne çıkan konum |
foreground i.
|
|
233 |
Genel |
gülünce ortaya çıkan çukurlara verilen ad |
gelasin i.
|
|
234 |
Genel |
ortaya çıkan durum |
ordination i.
|
|
235 |
Genel |
dışarı çıkan şey |
outgo i.
|
|
236 |
Genel |
dışarı çıkan kimse |
outgoer i.
|
|
237 |
Genel |
çıkan kimse |
outgoer i.
|
|
238 |
Genel |
evden çıkan kiracı |
outgoer i.
|
|
239 |
Genel |
dışarı çıkan şey |
outgoing i.
|
|
240 |
Genel |
menzili keşfe çıkan kovboy |
outrider i.
|
|
241 |
Genel |
dışarı çıkan şey |
outthrust i.
|
|
242 |
Genel |
bölünme ile ortaya çıkan şey |
partage i.
|
|
243 |
Genel |
dil kökü ile boğaz bölümünden çıkan ses |
pharyngeal i.
|
|
244 |
Genel |
dıştan açığa çıkan iç karakter |
physiognomy i.
|
|
245 |
Genel |
derisidikenlilerde ilk çıkan plaka |
primary i.
|
|
246 |
Genel |
barutlu silahın patlaması sonucu silahtan çıkan duman |
pluff i.
|
|
247 |
Genel |
sosyeteye ilk kez çıkan genç kız |
presentee i.
|
|
248 |
Genel |
kazıma sonucu ortaya çıkan şey |
scarification i.
|
|
249 |
Genel |
metal kesme sırasında ortaya çıkan metal tozu |
scissil i.
|
|
250 |
Genel |
kabul görmüş uygulamalara karşı çıkan kimse |
scofflaw i.
|
|
251 |
Genel |
(yeteneksiz yazar elinden çıkan) kötü eser |
scribblement i.
|
|
252 |
Genel |
acele hareketten çıkan gürültü |
scurry i.
|
|
253 |
Genel |
düz çizgiden çıkan alan |
set i.
|
|
254 |
Genel |
printerdan çıkan veri |
printout i.
|
|
255 |
Genel |
iki haftada bir çıkan yayın |
fortnightly i.
|
|
256 |
Genel |
öne çıkan kimse |
snifter [australia] i.
|
|
257 |
Genel |
socinus önderliğinde polonya'da ortaya çıkan akılcı öğretiler bütünü |
socinianism i.
|
|
258 |
Genel |
geleneklere karşı çıkan kimse |
solecist i.
|
|
259 |
Genel |
çürüme ile açığa çıkan ürünler |
putrilage i.
|
|
260 |
Genel |
burnu çekerken çıkan ses |
snuffle i.
|
|
261 |
Genel |
ıslanmış botla yürürken çıkan ses |
squash i.
|
|
262 |
Genel |
(sulu veya çamurlu bir yerde yürürken çıkan) şlap sesi |
squash i.
|
|
263 |
Genel |
(sulu veya çamurlu bir yerde yürürken çıkan) vıç vıç sesi |
squash i.
|
|
264 |
Genel |
çamur benzeri maddelere basarken çıkan ses |
squelch i.
|
|
265 |
Genel |
çamur benzeri maddelere basarken çıkan ses |
squidge i.
|
|
266 |
Genel |
(yürürken çıkan) vıç vıç ses |
squish i.
|
|
267 |
Genel |
kalıpların dışına çıkan kimse |
standout i.
|
|
268 |
Genel |
aniden çıkan ses |
start i.
|
|
269 |
Genel |
(gelişimin bozulması ile ortaya çıkan) şekil bozukluğu |
stasimorphy i.
|
|
270 |
Genel |
yoldan çıkan kimse |
strayer i.
|
|
271 |
Genel |
yün yıkanırken ortaya çıkan sabunsu atık su |
sud i.
|
|
272 |
Genel |
öne çıkan kimse |
surpasser i.
|
|
273 |
Genel |
önceden ayrı durumdaki elementlerin birleşimi sonucu ortaya çıkan ürün |
symphyogenesis i.
|
|
274 |
Genel |
yeni çıkan grupları desteklemek |
promote up-and-coming bands f.
|
|
275 |
Genel |
motorlu testerenin ağzından çıkan keresteyi yönlendirmek |
tail out f.
|
|
276 |
Genel |
öne çıkan olmak |
highlight f.
|
|
277 |
Genel |
kazı veya maden kazısı sırasında çıkan (yumuşak toprak, killi toprak, çakıl, taş) malzemeyi temizlemek |
muck f.
|
|
278 |
Genel |
(kontrolden çıkan yangını) söndürmeye çalışmak |
fight f.
|
|
279 |
Genel |
karşı çıkan |
opposed s.
|
|
280 |
Genel |
gelenek veya kurumlara karşı çıkan |
iconoclastic s.
|
|
281 |
Genel |
boşa çıkan |
frustrated s.
|
|
282 |
Genel |
sahip çıkan |
possessive s.
|
|
283 |
Genel |
karşı çıkan |
exceptive s.
|
|
284 |
Genel |
sesi hep çıkan |
vocal s.
|
|
285 |
Genel |
ortaya çıkan |
emergent s.
|
|
286 |
Genel |
öne çıkan |
featured s.
|
|
287 |
Genel |
meydana çıkan |
arisen s.
|
|
288 |
Genel |
ortaya çıkan |
generated s.
|
|
289 |
Genel |
yazın çıkan |
aestival s.
|
|
290 |
Genel |
inanç öğretilerinden çıkan |
dogmatic s.
|
|
291 |
Genel |
dışarı çıkan |
protrusive s.
|
|
292 |
Genel |
meydana çıkan |
emergent s.
|
|
293 |
Genel |
yazın çıkan |
estival s.
|
|
294 |
Genel |
yoldan çıkan |
astray s.
|
|
295 |
Genel |
inip çıkan |
swinging s.
|
|
296 |
Genel |
yerleşmiş geleneklere karşı çıkan |
iconoclastic s.
|
|
297 |
Genel |
üç ayda bir çıkan |
trimonthly s.
|
|
298 |
Genel |
inip çıkan |
undulant s.
|
|
299 |
Genel |
sahip çıkan |
protective s.
|
|
300 |
Genel |
sonucunda ortaya çıkan |
resultant s.
|
|
301 |
Genel |
yukarı çıkan |
ascending s.
|
|
302 |
Genel |
sahip çıkan |
proprietary s.
|
|
303 |
Genel |
karşı çıkan |
antagonistic s.
|
|
304 |
Genel |
-den çıkan |
resultant s.
|
|
305 |
Genel |
cepten çıkan |
out-of-pocket s.
|
|
306 |
Genel |
sonradan ortaya çıkan |
subsequent s.
|
|
307 |
Genel |
yeni ortaya çıkan |
of recent vintage s.
|
|
308 |
Genel |
yeni çıkan |
up and coming s.
|
|
309 |
Genel |
ingiliz kilisesine karşı çıkan |
recusant s.
|
|
310 |
Genel |
yavaş ilerleyen/gerçekleşen/ortaya çıkan |
slow-to-materialize s.
|
|
311 |
Genel |
rahiplerin politikaya karışmasına karşı çıkan |
anticlerical s.
|
|
312 |
Genel |
karşı çıkan |
deprecatory s.
|
|
313 |
Genel |
şiddetle karşı çıkan |
damning s.
|
|
314 |
Genel |
alaca karanlıkta çıkan |
crepuscular s.
|
|
315 |
Genel |
öne çıkan |
outstanding s.
|
|
316 |
Genel |
ön plana çıkan |
prominent s.
|
|
317 |
Genel |
son çıkan |
latest s.
|
|
318 |
Genel |
kazara açığa çıkan/açığa çıkmış |
released accidentally s.
|
|
319 |
Genel |
sesi çıkan |
self-assertive s.
|
|
320 |
Genel |
sonradan ortaya çıkan |
acolouthic s.
|
|
321 |
Genel |
sonradan ortaya çıkan |
acoluthic s.
|
|
322 |
Genel |
bilimsel ve endüstriyel gelişim sonucu ortaya çıkan |
technological s.
|
|
323 |
Genel |
sigara ya da sakız kutularından çıkan kartlardan koleksiyon yapan |
cartophilic s.
|
|
324 |
Genel |
sigara ya da sakız kutularından çıkan kartlardan koleksiyon yapma ile ilgili |
cartophilic s.
|
|
325 |
Genel |
karşı çıkan |
recusative s.
|
|
326 |
Genel |
iki katına çıkan |
reduplicate s.
|
|
327 |
Genel |
cehennemde ortaya çıkan |
hell-born s.
|
|
328 |
Genel |
geceleri ortaya çıkan |
night s.
|
|
329 |
Genel |
son dönemde ortaya çıkan şey anlamındaki, şaka yollu veya aşağılayıcı sıfat |
nouveau s.
|
|
330 |
Genel |
son dönemde ortaya çıkan şey anlamındaki, şaka yollu veya aşağılayıcı sıfat |
nouveaux s.
|
|
331 |
Genel |
1970'lerde ortaya çıkan manevi ve bilinç arttırıcı akımlar bütününe ait veya ilgili |
new age s.
|
|
332 |
Genel |
ortaya çıkan |
generate s.
|
|
333 |
Genel |
öne çıkan |
salient s.
|
|
334 |
Genel |
öne çıkan |
up-front s.
|
|
335 |
Genel |
arka çıkan |
uppropping s.
|
|
336 |
Genel |
karşı çıkan |
exceptant s.
|
|
337 |
Genel |
ortaya çıkan |
exurgent s.
|
|
338 |
Genel |
üç ayda iki kez çıkan |
biquarterly s.
|
|
339 |
Genel |
iki haftada bir çıkan |
bi-weekly s.
|
|
340 |
Genel |
haftada iki kez çıkan |
bi-weekly s.
|
|
341 |
Genel |
(istihbarat operasyonlarında) ana kaynaktan farklı bir yerden çıkan |
black s.
|
|
342 |
Genel |
dışarı çıkan |
jutting s.
|
|
343 |
Genel |
cehennemden çıkan |
hellborn s.
|
|
344 |
Genel |
cehennemde ortaya çıkan |
hellborn s.
|
|
345 |
Genel |
yükseğe çıkan |
highflying s.
|
|
346 |
Genel |
yükseğe çıkan |
high-flying s.
|
|
347 |
Genel |
ayak bileğinin üstüne kadar çıkan |
hightop s.
|
|
348 |
Genel |
ayak bileğinin üstüne çıkan |
high-top s.
|
|
349 |
Genel |
insanlara karşı duyulan nefret veya iğrenme duygusu ile öne çıkan |
misanthropic s.
|
|
350 |
Genel |
insanlara karşı duyulan nefret veya iğrenme duygusu ile öne çıkan |
misanthropical s.
|
|
351 |
Genel |
üstün kalitesi ile öne çıkan |
monumental s.
|
|
352 |
Genel |
dinden çıkan |
renunciatory s.
|
|
353 |
Genel |
öne çıkan |
lustrous s.
|
|
354 |
Genel |
öne çıkan |
burning s.
|
|
355 |
Genel |
şiddetle karşı çıkan |
loath (to) s.
|
|
356 |
Genel |
öne çıkan |
goggled s.
|
|
357 |
Genel |
tarihi bağlantılar ile öne çıkan |
classical s.
|
|
358 |
Genel |
yazınsal eser ile öne çıkan |
classical s.
|
|
359 |
Genel |
şam'dan çıkan |
damask s.
|
|
360 |
Genel |
öne çıkan |
heavy-duty s.
|
|
361 |
Genel |
öne çıkan stili olan |
idiomatic s.
|
|
362 |
Genel |
yola çıkan |
off s.
|
|
363 |
Genel |
her an her yerden çıkan |
omnivagant s.
|
|
364 |
Genel |
aşırı planlama sonucu ortaya çıkan |
overplanned s.
|
|
365 |
Genel |
denizaşırı ülkelerde ortaya çıkan |
overseas s.
|
|
366 |
Genel |
referans çizgisinden çapraz olarak çıkan |
diagonal s.
|
|
367 |
Genel |
ortaya çıkan |
ingenerate [obsolete] s.
|
|
368 |
Genel |
uykusuzluk döneminde ortaya çıkan |
insomniac s.
|
|
369 |
Genel |
öne çıkan |
distinct [obsolete] s.
|
|
370 |
Genel |
öne çıkan |
distingué s.
|
|
371 |
Genel |
öne çıkan |
distinguishable [obsolete] s.
|
|
372 |
Genel |
ölmeden biraz önce ortaya çıkan |
dying s.
|
|
373 |
Genel |
sivil toplumdan çıkan |
civilian s.
|
|
374 |
Genel |
abartılı komediyle öne çıkan |
custard-pie s.
|
|
375 |
Genel |
(uzunluk) öne çıkan |
dominating s.
|
|
376 |
Genel |
istek sonucu ortaya çıkan |
fanatic s.
|
|
377 |
Genel |
(yaprak) bir noktadan çıkan lobları olan |
palmated s.
|
|
378 |
Genel |
lobları bir noktadan çıkan |
palmately-lobed s.
|
|
379 |
Genel |
bir noktadan çıkan lobları olan |
palm-shaped s.
|
|
380 |
Genel |
pasifizm ile öne çıkan |
pacifist s.
|
|
381 |
Genel |
barışseverlik ile öne çıkan |
pacifist s.
|
|
382 |
Genel |
farklı yerlerden çıkan |
polygenetic s.
|
|
383 |
Genel |
farklı zamanlarda çıkan |
polygenetic s.
|
|
384 |
Genel |
mantıklı çıkarımla ortaya çıkan |
consequent s.
|
|
385 |
Genel |
pencere ile öne çıkan |
fenestrate s.
|
|
386 |
Genel |
pencere ile öne çıkan |
fenestrated s.
|
|
387 |
Genel |
bir şeyin kendi içinde ortaya çıkan |
internal s.
|
|
388 |
Genel |
duyu organı içinde ortaya çıkan |
internal s.
|
|
389 |
Genel |
aniden başka bir şeyin ortasına çıkan bir şeyle ilgili |
intersilient s.
|
|
390 |
Genel |
sabit hacimde ortaya çıkan |
isometric s.
|
|
391 |
Genel |
sabit hacimde ortaya çıkan |
isometrical s.
|
|
392 |
Genel |
(bir yerden, kaynaktan) çıkan |
issuant s.
|
|
393 |
Genel |
panik ile öne çıkan |
panicky s.
|
|
394 |
Genel |
adı çıkan |
pegged s.
|
|
395 |
Genel |
pozitivizm ile öne çıkan |
positivist s.
|
|
396 |
Genel |
öne çıkan |
saliant s.
|
|
397 |
Genel |
mevcut görüşe karşı çıkan |
contrarian s.
|
|
398 |
Genel |
gerçeklere karşı çıkan (hipotez) |
contrary to fact s.
|
|
399 |
Genel |
korolla üzerinde çıkan |
corolline s.
|
|
400 |
Genel |
taç yaprak üzerinde çıkan |
corolline s.
|
|
401 |
Genel |
karşı çıkan |
disagreeable [obsolete] s.
|
|
402 |
Genel |
hızlı ışık ve renk değişikliği ile öne çıkan |
phantasmagorian s.
|
|
403 |
Genel |
rüyaya benzer flu görüntü ile öne çıkan |
phantasmagorian s.
|
|
404 |
Genel |
gerçeklik ve hayal arası görüntü geçişi ile öne çıkan |
phantasmagorian s.
|
|
405 |
Genel |
hızlı ışık ve renk değişikliği ile öne çıkan |
phantasmagoric s.
|
|
406 |
Genel |
üst üste binmiş görüntü ile öne çıkan |
phantasmagorical s.
|
|
407 |
Genel |
hızlı ışık ve renk değişikliği ile öne çıkan |
phantasmagorical s.
|
|
408 |
Genel |
öne çıkan |
precise s.
|
|
409 |
Genel |
tadı akşam yemeği öncesinde çıkan |
predinner s.
|
|
410 |
Genel |
minbere çıkan |
pulpited s.
|
|
411 |
Genel |
minbere çıkan |
pulpitical s.
|
|
412 |
Genel |
kendi içinde ortaya çıkan |
self-born s.
|
|
413 |
Genel |
(bir şeyin) önceki halinden çıkan |
self-born s.
|
|
414 |
Genel |
uzun sözcükler ile öne çıkan |
sesquipedalian s.
|
|
415 |
Genel |
açıklık ile öne çıkan |
shirt-sleeve s.
|
|
416 |
Genel |
açıklık ile öne çıkan |
shirt-sleeves s.
|
|
417 |
Genel |
açıklık ile öne çıkan |
shirt-sleeved s.
|
|
418 |
Genel |
alışılmışın dışına çıkan |
fresh s.
|
|
419 |
Genel |
gerçek hayattan alınmış kesitler ile öne çıkan |
slice-of-life s.
|
|
420 |
Genel |
üretim ile öne çıkan |
smokestack s.
|
|
421 |
Genel |
ağır sanayi ile öne çıkan |
smokestack s.
|
|
422 |
Genel |
çok uluslu bir topluluk olarak öne çıkan |
society s.
|
|
423 |
Genel |
fransa'da 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan mimari tarza ait veya ilgili |
beaux arts s.
|
|
424 |
Genel |
karşı çıkan |
protest s.
|
|
425 |
Genel |
başka bir mineralin beklendiği yerde çıkan |
proxy s.
|
|
426 |
Genel |
öne çıkan |
spotted s.
|
|
427 |
Genel |
seremoni ile öne çıkan |
state s.
|
|
428 |
Genel |
hapşırma ile öne çıkan |
sternutative s.
|
|
429 |
Genel |
satırlar ile öne çıkan |
stichometric s.
|
|
430 |
Genel |
satırlar ile öne çıkan |
stichometrical s.
|
|
431 |
Genel |
tüyleri yeni çıkan |
stipulate s.
|
|
432 |
Genel |
tüyleri yeni çıkan |
stipuled s.
|
|
433 |
Genel |
caddeye çıkan |
street s.
|
|
434 |
Genel |
sokağa çıkan |
streetward s.
|
|
435 |
Genel |
ansızın ortaya çıkan |
subitaneous s.
|
|
436 |
Genel |
ansızın ortaya çıkan |
subitany s.
|
|
437 |
Genel |
bir şeyin altından çıkan |
subnascent s.
|
|
438 |
Genel |
rüzgar ile ortaya çıkan |
subventaneous s.
|
|
439 |
Genel |
arka çıkan |
subventitious s.
|
|
440 |
Genel |
(kilise müziğinde) oktavın dışına çıkan |
superfluous s.
|
|
441 |
Genel |
(çanak) yumurtalıktan çıkan |
superior s.
|
|
442 |
Genel |
baskın çıkan |
superordinate s.
|
|
443 |
Genel |
simbiyoz olarak öne çıkan |
symbiotical s.
|
|
444 |
Genel |
ortak yaşam ile öne çıkan |
symbiotical s.
|
|
445 |
Genel |
sembol kullanımı ile öne çıkan |
symbological s.
|
|
446 |
Genel |
semboloji ile öne çıkan |
symbological s.
|
|
447 |
Genel |
semboller ile öne çıkan |
symbological s.
|
|
448 |
Genel |
aynılaşma ile öne çıkan |
syncretistical s.
|
|
449 |
Genel |
bağdaştırmacılık ile öne çıkan |
syncretistical s.
|
|
450 |
Genel |
seçmecilik ile öne çıkan |
syncretistical s.
|
|
451 |
Genel |
eş anlamlılar ile öne çıkan |
synonymic s.
|
|
452 |
Genel |
anlamdaşlar ile öne çıkan |
synonymic s.
|
|
453 |
Genel |
eş anlamlılar ile öne çıkan |
synonymical s.
|
|
454 |
Genel |
anlamdaşlar ile öne çıkan |
synonymical s.
|
|
455 |
Genel |
bütüncül bakış açısı ile öne çıkan |
synoptic s.
|
|
456 |
Genel |
bütüncül bakış açısı ile öne çıkan |
synoptical s.
|
|
457 |
Genel |
yaygın geleneklere karşı çıkan |
iconoclastic s.
|
|
458 |
Genel |
öne çıkan |
standout s.
|
|
459 |
Genel |
(asıl performansa göre) önde çıkan |
warm-up s.
|
|
460 |
Genel |
genizden çıkan ses gibi |
twangily zf.
|
|
461 |
Genel |
engel olarak karşısına çıkan |
in someone's way zf.
|
|
462 |
Genel |
'-den çıkan |
of ed.
|
|
463 |
Genel |
(bir şeyden) çıkan |
off ed.
|
|
464 |
Genel |
kimin elinden çıkan |
whose zm.
|
|
465 |
Genel |
(sirk çalışanları ile izleyiciler arasında çıkan kavgada) diğer sirk çalışanlarını kavgaya çağırmak için sirk görevlilerin söylediği söz |
hey rube ünl.
|
|
466 |
Genel |
(makas açıp kapatırken çıkan ses) şıt şıt |
snip ünl.
|
|
467 |
Genel |
… içinde ortaya çıkan anlamına gelen ön ek |
idio- ök.
|
|
468 |
Genel |
-den çıkan anlamı veren son ek |
-genous snk.
|
|
469 |
Genel |
karlı bir yere bakma sonucu ortaya çıkan göz kamaşması |
snow-blindness i.
|
|
Phrasals |
|
470 |
Öbek Fiiller |
fermentasyon sürecinde şarabın yüzeyine çıkan tabakayı şaraba basmak |
punch down f.
|
|
471 |
Öbek Fiiller |
dışarı çıkan birini takip etmek |
follow out f.
|
|
472 |
Öbek Fiiller |
dışarı çıkan birinin arkasından gitmek |
follow out f.
|
|
473 |
Öbek Fiiller |
dışarı çıkan (birini/bir şeyi) takip etmek |
follow someone or something out f.
|
|
474 |
Öbek Fiiller |
dışarı çıkan (birinin/bir şeyin) arkasından gitmek |
follow someone or something out f.
|
|
Phrases |
|
475 |
İfadeler |
kalabalık bir gruptan/komiteden çıkan karar bir şeye benzemez |
a camel is a horse designed by a committee expr.
|
|
Proverb |
|
476 |
Atasözü |
her kafadan bir ses çıkan kalabalık bir grubun yaptığı işten hayır gelmez |
a camel is a horse designed by a committee
|
|
477 |
Atasözü |
yoluna çıkan her şeyden istifade etmesini bilmelisin |
all is fish that comes to his net
|
|
Colloquial |
|
478 |
Konuşma Dili |
satın alınıp bozuk çıkan şey |
a lemon i.
|
|
479 |
Konuşma Dili |
satın alınıp bozuk çıkan şey |
a real lemon i.
|
|
480 |
Konuşma Dili |
zorlayan, ağzından girip burnundan çıkan kişi |
arm-twister i.
|
|
481 |
Konuşma Dili |
her şeye karşı çıkan çocuk/adam/kişi |
but-boy i.
|
|
482 |
Konuşma Dili |
yorgunluk ve uyku eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkan göz altı lekeleri |
coon eye i.
|
|
483 |
Konuşma Dili |
yorgunluk ve uyku eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkan göz altı lekeleri |
coon eyes i.
|
|
484 |
Konuşma Dili |
kendinden yaşça bir hayli küçük birisiyle çıkan |
cradle-robber i.
|
|
485 |
Konuşma Dili |
kendisinden en az yedi yaş büyük bir kadınla çıkan erkek |
man-cub i.
|
|
486 |
Konuşma Dili |
aniden ortaya çıkan durum/görev |
fire drill i.
|
|
487 |
Konuşma Dili |
hızlı çıkan |
a fast worker i.
|
|
488 |
Konuşma Dili |
bilgisayardan çıkan bipleme sesi |
feep i.
|
|
489 |
Konuşma Dili |
iki veya daha fazla şeyin birleşiminden ortaya çıkan sonuç, ürün |
fruit of the union i.
|
|
490 |
Konuşma Dili |
gazete magazin ekinde çıplak/yarı çıplak pozları çıkan model |
page three girl i.
|
|
491 |
Konuşma Dili |
(beyzbol) atış bölgesinin dışına çıkan dört atıştan sonra vurucunun ilk kaleye gelmesi/yürümesi |
base on balls i.
|
|
492 |
Konuşma Dili |
büyük bunalım sırasında sinema izleyicilerinden birine çıkan nakit para şeklindeki piyango |
bank night [obsolete] [us] i.
|
|
493 |
Konuşma Dili |
erkek genital bölgesinde kızarıklıkla ortaya çıkan enfeksiyon |
gunge i.
|
|
494 |
Konuşma Dili |
dolaylı etki sonucu ortaya çıkan şey |
knock-on [uk] i.
|
|
495 |
Konuşma Dili |
oyun salonlarında deliklerden çıkan nesneleri bir çekiç yardımıyla vurarak puan kazanmaya dayalı oyun |
whack-a-mole i.
|
|
496 |
Konuşma Dili |
kendi türünün öne çıkan örneği |
hell i.
|
|
497 |
Konuşma Dili |
alkol yoksunluğu veya aşırı tüketimi sonucu ortaya çıkan ve öldürücü olabilen aşırı korku |
horror i.
|
|
498 |
Konuşma Dili |
(özellikle suç soruşturması sırasında ortaya çıkan) bir dizi bağlantılı finansal işlem ve takas |
money trail i.
|
|
499 |
Konuşma Dili |
(mantar enfeksiyonu nedeni ile ortaya çıkan) kasık kaşıntısı |
crotch-rot i.
|
|
500 |
Konuşma Dili |
(yürürken çıkan) vıç vıç ses |
squoosh i.
|
|