|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
artık su |
surplus water i.
|
|
2 |
Genel |
hayvansal artık |
animal waste i.
|
|
3 |
Genel |
nükleer artık |
nuclear waste i.
|
|
4 |
Genel |
artık sene |
leap year i.
|
|
5 |
Genel |
artık şey |
fag end i.
|
|
6 |
Genel |
artık bu kadarı fazla |
the last straw i.
|
|
7 |
Genel |
artık yağlar |
waste oils i.
|
|
8 |
Genel |
artık kullanılmayan deyim |
archaism i.
|
|
9 |
Genel |
artık enerji |
waste energy i.
|
|
10 |
Genel |
artık yılın fazladan bir günü (29 şubat) |
bissextile i.
|
|
11 |
Genel |
artık yıla ait gün |
bissextile day i.
|
|
12 |
Genel |
artık yıl |
bissextile year i.
|
|
13 |
Genel |
artık sahibinin işine yaramayan bir şey |
white elephant i.
|
|
14 |
Genel |
artık yıl |
leap year i.
|
|
15 |
Genel |
artık yemek |
leftover i.
|
|
16 |
Genel |
ekinin artık bölümü |
roughage i.
|
|
17 |
Genel |
artık kullanılmayan deyim |
shibboleth i.
|
|
18 |
Genel |
artık popülerliğini yitirmiş kimse |
has-been i.
|
|
19 |
Genel |
vasiyet edilen şeyin vasiyet edenin ölümü sırasında artık mevcut olmadığı için vasiyetin iptali |
ademption i.
|
|
20 |
Genel |
artık yıl |
bissextile i.
|
|
21 |
Genel |
artık su |
effluent waste water i.
|
|
22 |
Genel |
artık eskisi gibi etki uyandırmayan bir sanat eseri (sık sık/fazlasıyla icra edildiği için) |
war-horse i.
|
|
23 |
Genel |
artık eskisi kadar etki uyandırmayan sanat eseri |
war-horse i.
|
|
24 |
Genel |
artık yıl |
intercalary year i.
|
|
25 |
Genel |
artık gün |
leap day i.
|
|
26 |
Genel |
artık madde |
waste i.
|
|
27 |
Genel |
artık gerçekleri anlama |
disillusionment i.
|
|
28 |
Genel |
artık tortu (şarap) |
ullage i.
|
|
29 |
Genel |
artık (yemek) |
uneaten i.
|
|
30 |
Genel |
artık yemek torbası |
doggie bag i.
|
|
31 |
Genel |
bir zamanlar aşık olunan ama artık olunmayan birini görünce oluşan tuhaf duygu |
razbliuto [russian] i.
|
|
32 |
Genel |
yahudi takviminde 384 günlük artık yıl |
regular year i.
|
|
33 |
Genel |
(artık ayinsel kullanımda olmayan) kilise hukukunda geçen yedi saatten beşincisi |
nones i.
|
|
34 |
Genel |
artık yemek |
remnant i.
|
|
35 |
Genel |
artık yemek torbası |
scran bag i.
|
|
36 |
Genel |
yıpranmış, kötü halde veya işe yaramaz artık |
fag end i.
|
|
37 |
Genel |
artık yıllarda takvime eklenen yirmi dokuz şubat |
bissextus i.
|
|
38 |
Genel |
yeni ayın tarihini ayarlamak için her 134 yılda bir artık yıla ait günü ortadan kaldırma uygulaması |
metemptosis i.
|
|
39 |
Genel |
artık kullanılmama |
obsoletion i.
|
|
40 |
Genel |
artık kullanılmayan dil bilgisi ilkelerine aşırı dikkat etme |
grammarianism i.
|
|
41 |
Genel |
(mecazen) artık kullanılmayan eşyaların konulduğu depo |
graveyard i.
|
|
42 |
Genel |
artık parça satılan dükkan |
odditorium i.
|
|
43 |
Genel |
artık olmayan yıl |
common year i.
|
|
44 |
Genel |
artık kullanmama |
disusage [obsolete] i.
|
|
45 |
Genel |
(artık görüşmeyen) eski dostlar |
cuts i.
|
|
46 |
Genel |
bağış yapmaktan artık yorulma |
donor fatigue i.
|
|
47 |
Genel |
tiksinç artık |
filth i.
|
|
48 |
Genel |
artık kullanılmayan deyim |
scibboleth i.
|
|
49 |
Genel |
içki bardağının dibinde kalan artık |
snuff [obsolete] i.
|
|
50 |
Genel |
yeter artık demek |
cry quits f.
|
|
51 |
Genel |
artık işlerin üstesinden gelememek |
lose one's grip f.
|
|
52 |
Genel |
bir şey artık geçmişe ait bir şey olmak |
be a thing of the past f.
|
|
53 |
Genel |
artık sır olmaktan çıkmış olmak |
be abroad f.
|
|
54 |
Genel |
artık kullanılmamak |
fall into abeyance f.
|
|
55 |
Genel |
artık yetmek |
have had it f.
|
|
56 |
Genel |
yeter artık demek |
say enough f.
|
|
57 |
Genel |
yeter artık demek |
say enough is enough f.
|
|
58 |
Genel |
artık rağbette olmamak |
become unfashionable f.
|
|
59 |
Genel |
artık daha iyi hissetmek |
feel better now f.
|
|
60 |
Genel |
artık geçerli olmamak |
be no longer valid f.
|
|
61 |
Genel |
artık hoşuna gitmemek |
cease to appeal f.
|
|
62 |
Genel |
artık işe yaramamak |
outlive one's usefulness f.
|
|
63 |
Genel |
bağlamak (artık kullanılmayan anlam) |
annex f.
|
|
64 |
Genel |
bağlamak (artık kullanılmayan anlam) |
adject f.
|
|
65 |
Genel |
artık (bir şey) olmamak |
be no more f.
|
|
66 |
Genel |
artık var olmamak |
be no more f.
|
|
67 |
Genel |
artık düşünmemek |
let alone f.
|
|
68 |
Genel |
artık görülmemek |
fail f.
|
|
69 |
Genel |
artık kullanılmamak |
outlive its usefulness f.
|
|
70 |
Genel |
artık tehlikede değil |
out of the woods s.
|
|
71 |
Genel |
artık kumaşlardan yapılmış |
shoddy s.
|
|
72 |
Genel |
artık kullanılmayan |
archaic s.
|
|
73 |
Genel |
artık tehlikede değil |
out of the wood s.
|
|
74 |
Genel |
artık iplerle örülmüş |
shoddy s.
|
|
75 |
Genel |
artık değiştirilemez |
no longer changeable s.
|
|
76 |
Genel |
artık kullanılmayan |
disused s.
|
|
77 |
Genel |
artık kullanılmayan |
defunct s.
|
|
78 |
Genel |
çok defalar yaptığı için artık zevk/tat almayan |
blase s.
|
|
79 |
Genel |
artık modası geçmiş |
now-obsolete s.
|
|
80 |
Genel |
artık kullanılmayan |
now-defunct s.
|
|
81 |
Genel |
artık var olmayan |
now-defunct s.
|
|
82 |
Genel |
artık olmayan |
now defunct s.
|
|
83 |
Genel |
artık olmayan |
now-defunct s.
|
|
84 |
Genel |
artık kullanılmayan |
now defunct s.
|
|
85 |
Genel |
artık kullanılmayan |
now-defunct s.
|
|
86 |
Genel |
artık madde özelliğinde |
recremental s.
|
|
87 |
Genel |
artık madde özelliğinde |
recrementitial s.
|
|
88 |
Genel |
artık madde özelliğinde |
recrementitious s.
|
|
89 |
Genel |
artık kullanılmayan |
archaical s.
|
|
90 |
Genel |
artık fazla büyümeyen veya gelişmeyen (sektör, pazar veya ürün) |
mature s.
|
|
91 |
Genel |
artık görünmeyen |
lost s.
|
|
92 |
Genel |
artık basılmayan |
obsolete s.
|
|
93 |
Genel |
artık satılmayan |
obsolete s.
|
|
94 |
Genel |
artık var olmayan (şirket) |
obsolete s.
|
|
95 |
Genel |
artık ayrı tutulmayan |
desegrated s.
|
|
96 |
Genel |
artık kullanılmayan |
desuete s.
|
|
97 |
Genel |
artık kullanılmayan |
old s.
|
|
98 |
Genel |
köklü olan, bilinen veya kabul görülen ve artık avangart, deneysel veya yıkıcı olarak addedilmeyen |
overground s.
|
|
99 |
Genel |
artık kullanılmayan |
old-hat s.
|
|
100 |
Genel |
artık kullanılmayan |
old-hat s.
|
|
101 |
Genel |
artık çalışmayan |
dead s.
|
|
102 |
Genel |
artık üretim yapmayan |
dead s.
|
|
103 |
Genel |
artık kullanımda olmayan |
outworn s.
|
|
104 |
Genel |
artık kullanılamayan |
outworn s.
|
|
105 |
Genel |
artık olan |
over s.
|
|
106 |
Genel |
artık önemli olmayan |
over all s.
|
|
107 |
Genel |
artık şeklinde olan |
scrap s.
|
|
108 |
Genel |
artık değil |
no zf.
|
|
109 |
Genel |
bile artık |
at that zf.
|
|
110 |
Genel |
artık kullanılmayan bir halde |
archaically zf.
|
|
111 |
Genel |
artık eve gidebiliriz (yapılan bir iş bitince söylenir) |
home free zf.
|
|
112 |
Genel |
artık yok |
no more zf.
|
|
113 |
Genel |
artık hiç |
nevermore zf.
|
|
114 |
Genel |
artık kullanılmayacak biçimde |
obsoletely zf.
|
|
115 |
Genel |
artık mevzubahis olmayan |
behind ed.
|
|
116 |
Genel |
yok artık |
so bağ.
|
|
117 |
Genel |
artık yok |
not anymore ünl.
|
|
118 |
Genel |
yetti artık! |
enuf [dialect] ünl.
|
|
119 |
Genel |
yok artık |
zounds ünl.
|
|
120 |
Genel |
yok artık |
wisha ünl.
|
|
121 |
Genel |
yok artık |
bliksem [south african] ünl.
|
|
122 |
Genel |
yok artık! |
hell ünl.
|
|
123 |
Genel |
yok artık |
here [south africa] ünl.
|
|
124 |
Genel |
yok artık |
boy ünl.
|
|
125 |
Genel |
yok artık |
gad ünl.
|
|
126 |
Genel |
yok artık |
goodness ünl.
|
|
127 |
Genel |
hadi artık |
come ünl.
|
|
128 |
Genel |
yok artık |
pox ünl.
|
|
129 |
Genel |
eeh yetti artık |
fiddle-de-dee ünl.
|
|
130 |
Genel |
yok artık |
beans ünl.
|
|
131 |
Genel |
yok artık |
get on expr.
|
|
132 |
Genel |
yok artık |
indeed exclam.
|
|
133 |
Genel |
artık yıl |
bis (bissextile) kısalt.
|
|
Phrasals |
|
134 |
Öbek Fiiller |
geçmişte olan şeyleri artık düşünmemek |
put behind f.
|
|
135 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) artık itici gelmek |
sour on (someone or something) f.
|
|
136 |
Öbek Fiiller |
artık tüketmemek |
go off [uk] f.
|
|
137 |
Öbek Fiiller |
artık hoşlanmamak |
go off [uk] f.
|
|
138 |
Öbek Fiiller |
artık çalışmamak |
go out f.
|
|
139 |
Öbek Fiiller |
artık kullanılabilir olmak |
come on f.
|
|
Phrases |
|
140 |
İfadeler |
birini artık sevmemek |
go off someone f.
|
|
141 |
İfadeler |
birinden artık hoşlanmamak |
go off someone f.
|
|
142 |
İfadeler |
iyi hoş ama yeter artık |
toujours perdrix [french] expr.
|
|
143 |
İfadeler |
bırak artık |
leave it be expr.
|
|
144 |
İfadeler |
yetti ama artık |
leave it be expr.
|
|
145 |
İfadeler |
üsteleme artık |
leave it be expr.
|
|
146 |
İfadeler |
bardak kırıldı artık |
you can't unring a bell expr.
|
|
147 |
İfadeler |
herkesin kulağına gitti artık |
you can't unring a bell expr.
|
|
148 |
İfadeler |
sağır sultan bile duydu artık |
you can't unring a bell expr.
|
|
149 |
İfadeler |
artık sadece (bir şey) yapmak/yapabilmek |
can but expr.
|
|
150 |
İfadeler |
artık çok geç |
after meat, mustard expr.
|
|
151 |
İfadeler |
artık değil |
not any more expr.
|
|
152 |
İfadeler |
artık hazırsın |
you are all set expr.
|
|
153 |
İfadeler |
benden geçti artık |
I'm no spring chicken expr.
|
|
154 |
İfadeler |
buraya gel. alalım seni artık. görelim seni artık |
let's be having you expr.
|
|
155 |
İfadeler |
fakat artık öyle değil |
but not any longer expr.
|
|
156 |
İfadeler |
öncekilerden/öncekinden artık daha iyi |
better now than before expr.
|
|
157 |
İfadeler |
yeter artık! |
enough's enough expr.
|
|
158 |
İfadeler |
olan oldu artık |
It is what it is expr.
|
|
159 |
İfadeler |
ve şunu/bunu bitir artık |
and be done with it expr.
|
|
160 |
İfadeler |
ve bu/şu tartışmayı bitir artık |
and be done with it expr.
|
|
161 |
İfadeler |
ve şunu/bunu artık erteleme |
and be done with it expr.
|
|
162 |
İfadeler |
ve şunu/bunu düşünme artık |
and be done with it expr.
|
|
163 |
İfadeler |
gına geldi artık |
mego (my eyes glaze over) kısalt.
|
|
Proverb |
|
164 |
Atasözü |
bu saatten sonra artık çok zor |
too little too late
|
|
165 |
Atasözü |
(parayı verdin ama) artık ne çıkarsa bahtına |
you pays your money and you takes your chances
|
|
166 |
Atasözü |
(parayı verdin ama) artık ne çıkarsa bahtına |
you pays your money and you takes your chance
|
|
Colloquial |
|
167 |
Konuşma Dili |
koca oğlan (koca oğlansın artık) |
big boy i.
|
|
168 |
Konuşma Dili |
koca adam (artık büyüdün) |
big boy i.
|
|
169 |
Konuşma Dili |
koca adam (koca adamsın artık) |
big boy i.
|
|
170 |
Konuşma Dili |
artık büyük bir çocuk olma |
big boy i.
|
|
171 |
Konuşma Dili |
artık kocaman adam olma |
big boy i.
|
|
172 |
Konuşma Dili |
bırak artık şu inadı |
give it a rest i.
|
|
173 |
Konuşma Dili |
bırak (artık) peşini |
give it a rest i.
|
|
174 |
Konuşma Dili |
bırak artık şu işin ucunu |
give it a rest i.
|
|
175 |
Konuşma Dili |
artık yağ |
yellow grease i.
|
|
176 |
Konuşma Dili |
artık uçmayacak olan hava aracı |
hangar queen i.
|
|
177 |
Konuşma Dili |
artık bir önemi/etkisi kalmamış şey/mesele |
dead issue i.
|
|
178 |
Konuşma Dili |
artık önemi olmayan şeyler |
dead letter i.
|
|
179 |
Konuşma Dili |
artık hiçbir işe yaramamak |
have had its day f.
|
|
180 |
Konuşma Dili |
artık ilgilenmemek |
be off f.
|
|
181 |
Konuşma Dili |
artık ilginç olmayıp bıkkınlık vermek |
be done to death f.
|
|
182 |
Konuşma Dili |
artık kullanılmamak |
fall into abeyance f.
|
|
183 |
Konuşma Dili |
artık rağbet görmemek |
have had its day f.
|
|
184 |
Konuşma Dili |
(artık) üzerine varmamak/varmaktan vazgeçmek |
ease off on someone f.
|
|
185 |
Konuşma Dili |
artık seçenekler arasında olmamak |
be out f.
|
|
186 |
Konuşma Dili |
artık katlanılacak gibi olmamak |
be the end f.
|
|
187 |
Konuşma Dili |
artık bir şeyin içerisinde bulunmadığı için şanslı olmak |
be well out of something [uk] f.
|
|
188 |
Konuşma Dili |
(birine/bir şeye) artık ilgi/heves duymamak |
be over (someone or something) f.
|
|
189 |
Konuşma Dili |
(bir şeyden) artık midesi bulanmak |
be sick of (something) f.
|
|
190 |
Konuşma Dili |
artık hiçbir işe yaramamak |
have had your day f.
|
|
191 |
Konuşma Dili |
artık rağbet görmemek |
have had your day f.
|
|
192 |
Konuşma Dili |
artık hiçbir işe yaramamak |
have had its day f.
|
|
193 |
Konuşma Dili |
artık rağbet görmemek |
have had its day f.
|
|
194 |
Konuşma Dili |
(biriyle/bir şeyle) ilgili artık güçlü duygular hissetmeyen |
over (someone or something) s.
|
|
195 |
Konuşma Dili |
artık (bir şeyin) içerisinde olmadığı iyi olmuş |
well out of (something) s.
|
|
196 |
Konuşma Dili |
durun artık |
break it down [australia] ünl.
|
|
197 |
Konuşma Dili |
yeter artık |
already [us] ünl.
|
|
198 |
Konuşma Dili |
yeter artık! |
enough ünl.
|
|
199 |
Konuşma Dili |
yok artık |
blimy [uk] ünl.
|
|
200 |
Konuşma Dili |
yok artık |
lord ünl.
|
|
201 |
Konuşma Dili |
yok artık! |
lumme [uk] ünl.
|
|
202 |
Konuşma Dili |
yok artık |
get away ünl.
|
|
203 |
Konuşma Dili |
yok artık |
dude ünl.
|
|
204 |
Konuşma Dili |
artık yeni moda bu |
(something) is the new (something) expr.
|
|
205 |
Konuşma Dili |
artık yeni moda |
... is the new ... expr.
|
|
206 |
Konuşma Dili |
artık yeni trend bu |
(something) is the new (something) expr.
|
|
207 |
Konuşma Dili |
artık yeni trend |
... is the new ... expr.
|
|
208 |
Konuşma Dili |
yok artık |
well, I'll be hanged! expr.
|
|
209 |
Konuşma Dili |
yok artık |
I'll be hanged expr.
|
|
210 |
Konuşma Dili |
yok artık |
well, I'll be! expr.
|
|
211 |
Konuşma Dili |
artık revaçta olan bu |
(something) is the new (something) expr.
|
|
212 |
Konuşma Dili |
artık revaçta olan |
... is the new ... expr.
|
|
213 |
Konuşma Dili |
artık rağbet gören bu |
(something) is the new (something) expr.
|
|
214 |
Konuşma Dili |
artık rağbet gören |
... is the new ... expr.
|
|
215 |
Konuşma Dili |
yetti artık |
down with (someone or something) expr.
|
|
216 |
Konuşma Dili |
bitsin artık |
down with (someone or something) expr.
|
|
217 |
Konuşma Dili |
bu kadarı da fazla ama artık! |
how (something) can you be? expr.
|
|
218 |
Konuşma Dili |
ama artık bir önemi kalmadı |
but it doesn't matter at all expr.
|
|
219 |
Konuşma Dili |
artık zamanı (geldi) |
it is high time expr.
|
|
220 |
Konuşma Dili |
ama artık bitti |
but it's over expr.
|
|
221 |
Konuşma Dili |
artık endişelenme |
stop worrying expr.
|
|
222 |
Konuşma Dili |
artık gitsek iyi olur |
we'd better be going on expr.
|
|
223 |
Konuşma Dili |
artık ne kadar yararı olursa |
for what it's worth expr.
|
|
224 |
Konuşma Dili |
artık sinir bozucu hale geldi |
now it's just annoying expr.
|
|
225 |
Konuşma Dili |
artık yoksun |
now you are gone expr.
|
|
226 |
Konuşma Dili |
dur artık |
stop it expr.
|
|
227 |
Konuşma Dili |
dur artık |
pack it in expr.
|
|
228 |
Konuşma Dili |
hadi git artık! |
off you go! expr.
|
|
229 |
Konuşma Dili |
kapat şu konuyu artık! |
drop it! expr.
|
|
230 |
Konuşma Dili |
kapat şu konuyu artık! |
drop the subject! expr.
|
|
231 |
Konuşma Dili |
kes artık! |
cut it out! expr.
|
|
232 |
Konuşma Dili |
kes artık |
stop it expr.
|
|
233 |
Konuşma Dili |
kes artık! |
cut that out! expr.
|
|
234 |
Konuşma Dili |
kes artık |
knock it off expr.
|
|
235 |
Konuşma Dili |
sus artık! |
give it a rest! expr.
|
|
236 |
Konuşma Dili |
yeter artık |
enough is enough expr.
|
|
237 |
Konuşma Dili |
uzatma artık! |
cut it out! expr.
|
|
238 |
Konuşma Dili |
uzatma artık |
cut it out expr.
|
|
239 |
Konuşma Dili |
(artık) yardım edilemeyecek/tamir edilemez bir halde |
beyond repair expr.
|
|
240 |
Konuşma Dili |
yok artık |
no way expr.
|
|
241 |
Konuşma Dili |
uzatma artık! |
cut that out! expr.
|
|
242 |
Konuşma Dili |
(artık) yardım edilemeyecek/tamir edilemez bir halde |
beyond help expr.
|
|
243 |
Konuşma Dili |
babalarınızın zamanı değil artık |
not your dad's expr.
|
|
244 |
Konuşma Dili |
babalarınızın zaman değil artık |
not your daddy's expr.
|
|
245 |
Konuşma Dili |
bir karar ver artık |
maybees don't fly in june expr.
|
|
246 |
Konuşma Dili |
kararını ver artık |
maybees don't fly in june expr.
|
|
247 |
Konuşma Dili |
yetti artık |
that does it expr.
|
|
248 |
Konuşma Dili |
yeter artık |
that does it expr.
|
|
249 |
Konuşma Dili |
çok oldu artık |
that does it expr.
|
|
250 |
Konuşma Dili |
fazla oldu artık |
that does it expr.
|
|
251 |
Konuşma Dili |
sınırı aştı artık |
that does it expr.
|
|
252 |
Konuşma Dili |
tadı kaçtı artık |
that does it expr.
|
|
253 |
Konuşma Dili |
suyu çıktı artık |
that does it expr.
|
|
254 |
Konuşma Dili |
yeter artık! |
that does it! expr.
|
|
255 |
Konuşma Dili |
yetti artık! |
that does it! expr.
|
|
256 |
Konuşma Dili |
canıma yetti artık! |
that does it! expr.
|
|
257 |
Konuşma Dili |
artık ne yararı varsa |
fwiw (for what it's worth) expr.
|
|
258 |
Konuşma Dili |
söyle artık! |
get out with it! expr.
|
|
259 |
Konuşma Dili |
artık çıkalım mı? |
are we away? expr.
|
|
260 |
Konuşma Dili |
hadi gidelim artık |
are we away? expr.
|
|
261 |
Konuşma Dili |
yetti artık |
bag it expr.
|
|
262 |
Konuşma Dili |
yok artık |
(well,) I'll be darned! [old-fashioned] expr.
|
|
263 |
Konuşma Dili |
yok artık |
I’ll be darned! [us] expr.
|
|
264 |
Konuşma Dili |
yok artık |
(well,) I'll be hanged! expr.
|
|
265 |
Konuşma Dili |
yok artık |
I'll be hanged expr.
|
|
266 |
Konuşma Dili |
yok artık |
(well) I'll be! expr.
|
|
267 |
Konuşma Dili |
yok artık |
(well,) I'll be! expr.
|
|
268 |
Konuşma Dili |
artık anlamıyorum |
you've lost me expr.
|
|
269 |
Konuşma Dili |
artık anlamıyorum |
you lost me expr.
|
|
270 |
Konuşma Dili |
artık yapacak bir şey kalmadı |
it is what it is expr.
|
|
271 |
Konuşma Dili |
yok artık |
oh, man expr.
|
|
272 |
Konuşma Dili |
artık çok geç |
it's all over with expr.
|
|
273 |
Konuşma Dili |
artık her şey bitti |
it’s all right for some expr.
|
|
274 |
Konuşma Dili |
artık gerek/lüzum yok |
(there's) no need (to) expr.
|
|
275 |
Konuşma Dili |
(artık) aldırış etmeyen |
(way) past caring expr.
|
|
276 |
Konuşma Dili |
(artık) boş vermiş |
(way) past caring expr.
|
|
277 |
Konuşma Dili |
(artık) takmayan |
(way) past caring expr.
|
|
278 |
Konuşma Dili |
(artık) umurunda değil |
(way) past caring expr.
|
|
279 |
Konuşma Dili |
yok artık |
(well,) butter my butt and call me a biscuit [us] expr.
|
|
280 |
Konuşma Dili |
seni artık göremiyoruz buralarda |
don't see you around here much anymore expr.
|
|
281 |
Konuşma Dili |
buralarda artık pek görünmüyorsun |
don't see you around here much anymore expr.
|
|
282 |
Konuşma Dili |
seni artık göremiyoruz buralarda |
don't see you much around here anymore expr.
|
|
283 |
Konuşma Dili |
buralarda artık pek görünmüyorsun |
don't see you much around here anymore expr.
|
|
284 |
Konuşma Dili |
biri/bir şey yetti artık |
down with somebody/something! expr.
|
|
285 |
Konuşma Dili |
yetti artık |
enough is too much expr.
|
|
286 |
Konuşma Dili |
yok artık |
(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr.
|
|
287 |
Konuşma Dili |
yok artık |
get off the grass [new zealand] expr.
|
|
288 |
Konuşma Dili |
dur artık! |
(why don't you) give it a rest! [uk] expr.
|
|
289 |
Konuşma Dili |
sus artık! |
(why don't you) give it a rest! [uk] expr.
|
|
290 |
Konuşma Dili |
sağlam/düzgün ya, bozana kadar uğraş/uğraşırlar artık |
if it ain't broke, fix it till it is expr.
|
|
291 |
Konuşma Dili |
yok artık! |
I'll be! expr.
|
|
292 |
Konuşma Dili |
ben büyüdüm artık |
I'm a big boy/girl now expr.
|
|
293 |
Konuşma Dili |
ben artık bebek/küçük bir çocuk değilim |
I'm a big boy/girl now expr.
|
|
294 |
Konuşma Dili |
(biri) için artık çok geç |
it's all over for (one) expr.
|
|
295 |
Konuşma Dili |
(biri) için artık çok geç |
it's all over with (someone) expr.
|
|
296 |
Konuşma Dili |
(biri/bir şey) yetti artık |
I've had it (up to here) (with someone or something) expr.
|
|
297 |
Konuşma Dili |
yetti artık |
I've had it up to here expr.
|
|
298 |
Konuşma Dili |
haydi … olsun/gelsin artık! |
roll on...! [uk] expr.
|
|
299 |
Konuşma Dili |
iş işten geçti artık |
should have, could have, would have expr.
|
|
300 |
Konuşma Dili |
geçti artık |
should have, could have, would have expr.
|
|
301 |
Konuşma Dili |
iş işten geçti artık |
should have, would have, could have expr.
|
|
302 |
Konuşma Dili |
geçti artık |
should have, would have, could have expr.
|
|
303 |
Konuşma Dili |
iş işten geçti artık |
should of, could of, would of expr.
|
|
304 |
Konuşma Dili |
geçti artık |
should of, could of, would of expr.
|
|
305 |
Konuşma Dili |
iş işten geçti artık |
should of, would of, could of expr.
|
|
306 |
Konuşma Dili |
geçti artık |
should of, would of, could of expr.
|
|
307 |
Konuşma Dili |
iş işten geçti artık |
shoulda, coulda, woulda expr.
|
|
308 |
Konuşma Dili |
geçti artık |
shoulda, coulda, woulda expr.
|
|
309 |
Konuşma Dili |
iş işten geçti artık |
shoulda, woulda, coulda expr.
|
|
310 |
Konuşma Dili |
geçti artık |
shoulda, woulda, coulda expr.
|
|
311 |
Konuşma Dili |
iş işten geçti artık |
would have, could have, should have expr.
|
|
312 |
Konuşma Dili |
geçti artık |
would have, could have, should have expr.
|
|
313 |
Konuşma Dili |
iş işten geçti artık |
would have, should have, could have expr.
|
|
314 |
Konuşma Dili |
geçti artık |
would have, should have, could have expr.
|
|
315 |
Konuşma Dili |
iş işten geçti artık |
would of, could of, should of expr.
|
|
316 |
Konuşma Dili |
geçti artık |
would of, could of, should of expr.
|
|
317 |
Konuşma Dili |
iş işten geçti artık |
would of, should of, could of expr.
|
|
318 |
Konuşma Dili |
geçti artık |
would of, should of, could of expr.
|
|
319 |
Konuşma Dili |
iş işten geçti artık |
woulda, coulda, shoulda expr.
|
|
320 |
Konuşma Dili |
geçti artık |
woulda, coulda, shoulda expr.
|
|
321 |
Konuşma Dili |
iş işten geçti artık |
woulda, shoulda, coulda expr.
|
|
322 |
Konuşma Dili |
geçti artık |
woulda, shoulda, coulda expr.
|
|
323 |
Konuşma Dili |
yok artık |
ymbj (you must be joking) expr.
|
|
324 |
Konuşma Dili |
sal şunu artık |
let it die expr.
|
|
325 |
Konuşma Dili |
kapat şu konuyu artık! |
can it! exclam.
|
|
326 |
Konuşma Dili |
artık başlayın! |
off you go! exclam.
|
|
327 |
Konuşma Dili |
yok artık! |
ye gods! exclam.
|
|
328 |
Konuşma Dili |
yok artık |
no sir exclam.
|
|
329 |
Konuşma Dili |
yok artık |
no sirree exclam.
|
|
330 |
Konuşma Dili |
yok artık! |
jesus, mary, and joseph! exclam.
|
|
331 |
Konuşma Dili |
yok artık! |
(well) I'll be a monkey's uncle! exclam.
|
|
332 |
Konuşma Dili |
yok artık |
(well,) I'll be blowed! [old-fashioned] exclam.
|
|
333 |
Konuşma Dili |
yok artık |
(well,) I'll be durned![old-fashioned] exclam.
|
|
334 |
Konuşma Dili |
yok artık |
(well,) I'll go to the foot of our stairs! [uk] exclam.
|
|
335 |
Konuşma Dili |
yok artık |
(well,) imagine that! exclam.
|
|
336 |
Konuşma Dili |
yettin artık! |
all right for you! exclam.
|
|
337 |
Konuşma Dili |
senin suyun ısındı artık! |
all right for you! exclam.
|
|
338 |
Konuşma Dili |
sabrımı taşırdın artık! |
all right for you! exclam.
|
|
339 |
Konuşma Dili |
yettin artık |
all right already exclam.
|
|
340 |
Konuşma Dili |
senin suyun ısındı artık |
all right already exclam.
|
|
341 |
Konuşma Dili |
sabrımı taşırdın artık |
all right already exclam.
|
|
342 |
Konuşma Dili |
yeter artık |
all right already exclam.
|
|
343 |
Konuşma Dili |
yetti artık |
all right already exclam.
|
|
344 |
Konuşma Dili |
tamam artık |
all right already exclam.
|
|
345 |
Konuşma Dili |
yettin artık |
all righty already exclam.
|
|
346 |
Konuşma Dili |
senin suyun ısındı artık |
all righty already exclam.
|
|
347 |
Konuşma Dili |
sabrımı taşırdın artık |
all righty already exclam.
|
|
348 |
Konuşma Dili |
yeter artık |
all righty already exclam.
|
|
349 |
Konuşma Dili |
yetti artık |
all righty already exclam.
|
|
350 |
Konuşma Dili |
tamam artık |
all righty already exclam.
|
|
351 |
Konuşma Dili |
yettin artık! |
all right already! exclam.
|
|
352 |
Konuşma Dili |
senin suyun ısındı artık! |
all right already! exclam.
|
|
353 |
Konuşma Dili |
sabrımı taşırdın artık! |
all right already! exclam.
|
|
354 |
Konuşma Dili |
yeter artık! |
all right already! exclam.
|
|
355 |
Konuşma Dili |
yetti artık! |
all right already! exclam.
|
|
356 |
Konuşma Dili |
tamam artık! |
all right already! exclam.
|
|
357 |
Konuşma Dili |
yettin artık! |
all righty already! exclam.
|
|
358 |
Konuşma Dili |
senin suyun ısındı artık! |
all righty already! exclam.
|
|
359 |
Konuşma Dili |
sabrımı taşırdın artık! |
all righty already! exclam.
|
|
360 |
Konuşma Dili |
yeter artık! |
all righty already! exclam.
|
|
361 |
Konuşma Dili |
yetti artık! |
all righty already! exclam.
|
|
362 |
Konuşma Dili |
tamam artık! |
all righty already! exclam.
|
|
363 |
Konuşma Dili |
yettin artık! |
all right for you! exclam.
|
|
364 |
Konuşma Dili |
senin suyun ısındı artık! |
all right for you! exclam.
|
|
365 |
Konuşma Dili |
sabrımı taşırdın artık! |
all right for you! exclam.
|
|
366 |
Konuşma Dili |
yettin artık |
all right already exclam.
|
|
367 |
Konuşma Dili |
senin suyun ısındı artık |
all right already exclam.
|
|
368 |
Konuşma Dili |
sabrımı taşırdın artık |
all right already exclam.
|
|
369 |
Konuşma Dili |
yeter artık |
all right already exclam.
|
|
370 |
Konuşma Dili |
yetti artık |
all right already exclam.
|
|
371 |
Konuşma Dili |
tamam artık |
all right already exclam.
|
|
372 |
Konuşma Dili |
yettin artık |
all righty already exclam.
|
|
373 |
Konuşma Dili |
senin suyun ısındı artık |
all righty already exclam.
|
|
374 |
Konuşma Dili |
sabrımı taşırdın artık |
all righty already exclam.
|
|
375 |
Konuşma Dili |
yeter artık |
all righty already exclam.
|
|
376 |
Konuşma Dili |
yetti artık |
all righty already exclam.
|
|
377 |
Konuşma Dili |
tamam artık |
all righty already exclam.
|
|
378 |
Konuşma Dili |
yettin artık! |
all right already! exclam.
|
|
379 |
Konuşma Dili |
senin suyun ısındı artık! |
all right already! exclam.
|
|
380 |
Konuşma Dili |
sabrımı taşırdın artık! |
all right already! exclam.
|
|
381 |
Konuşma Dili |
yeter artık! |
all right already! exclam.
|
|
382 |
Konuşma Dili |
yetti artık! |
all right already! exclam.
|
|
383 |
Konuşma Dili |
tamam artık! |
all right already! exclam.
|
|
384 |
Konuşma Dili |
yettin artık! |
all righty already! exclam.
|
|
385 |
Konuşma Dili |
senin suyun ısındı artık! |
all righty already! exclam.
|
|
386 |
Konuşma Dili |
sabrımı taşırdın artık! |
all righty already! exclam.
|
|
387 |
Konuşma Dili |
yeter artık! |
all righty already! exclam.
|
|
388 |
Konuşma Dili |
yetti artık! |
all righty already! exclam.
|
|
389 |
Konuşma Dili |
tamam artık! |
all righty already! exclam.
|
|
390 |
Konuşma Dili |
kes artık! |
break it down! [australia] exclam.
|
|
391 |
Konuşma Dili |
yuh artık |
holy catfish exclam.
|
|
392 |
Konuşma Dili |
yok artık |
holy catfish exclam.
|
|
393 |
Konuşma Dili |
yeter artık! |
enough already! exclam.
|
|
394 |
Konuşma Dili |
yetti artık! |
enough already! exclam.
|
|
395 |
Konuşma Dili |
tamam artık! |
enough already! exclam.
|
|
396 |
Konuşma Dili |
bıktım artık |
enough foolishness exclam.
|
|
397 |
Konuşma Dili |
yeter artık! |
enough, already! exclam.
|
|
398 |
Konuşma Dili |
yetti artık! |
enough, already! exclam.
|
|
399 |
Konuşma Dili |
tamam artık! |
enough, already! exclam.
|
|
400 |
Konuşma Dili |
yok artık |
I don't believe this exclam.
|
|
401 |
Konuşma Dili |
kes artık |
leave over exclam.
|
|
402 |
Konuşma Dili |
yok artık! |
no siree! exclam.
|
|
403 |
Konuşma Dili |
yok artık |
stop the lights [ireland] exclam.
|
|
Idioms |
|
404 |
Deyim |
artık normal karşılanan durumlar karşısında şaşırma |
pearl-clutching i.
|
|
405 |
Deyim |
artık harekete geçme zamanı |
piss or get off the can i.
|
|
406 |
Deyim |
artık harekete geçme zamanı |
piss or get off the pot i.
|
|
407 |
Deyim |
birisinin çıkıp artık yeter/dur demesi lazım |
one has to draw the line somewhere i.
|
|
408 |
Deyim |
eskiden ünlü olup artık popülerliğini yitirmiş kimse |
a has-been i.
|
|
409 |
Deyim |
eskiden başarılı olup artık başarılı olmayan kurum vb. |
fallen angel i.
|
|
410 |
Deyim |
artık tartışmanın bir anlamı olmadığı konu |
moot question i.
|
|
411 |
Deyim |
artık sorgulanamayacak bir konu |
moot question i.
|
|
412 |
Deyim |
artık üzerinde tartışılamayacak/tartışmasız bir konu |
moot question i.
|
|
413 |
Deyim |
artık bir önemi olmayan konu |
moot question i.
|
|
414 |
Deyim |
artık çalışmayan fakat meslekte bilgisine/deneyimine başvurulan kimse |
elder statesman i.
|
|
415 |
Deyim |
artık bir işe yaramayan fikir, teklif |
a dead letter i.
|
|
416 |
Deyim |
artık bir anlamı kalmamış fikir, teklif |
a dead letter i.
|
|
417 |
Deyim |
artık geçmişe ait olan şey |
a thing of the past i.
|
|
418 |
Deyim |
büyük paralar harcanarak yapılmış ama artık ihtiyaç duyulmayan/işe yaramayan şey |
a white elephant i.
|
|
419 |
Deyim |
artık bıkkınlık veren şey |
an old chestnut i.
|
|
420 |
Deyim |
artık bıkkınlık veren şey |
a hoary old chestnut [uk] i.
|
|
421 |
Deyim |
artık bıkkınlık veren şey |
an old chestnut i.
|
|
422 |
Deyim |
artık bıkkınlık veren şey |
a hoary old chestnut [uk] i.
|
|
423 |
Deyim |
defalarca anlatılmış ve artık bir şey ifade etmeyen/komik olmayan konu/şaka |
an old chestnut i.
|
|
424 |
Deyim |
defalarca anlatılmış ve artık bir şey ifade etmeyen/komik olmayan konu/şaka |
that old chestnut i.
|
|
425 |
Deyim |
artık bir önemi olmamak |
be beyond caring f.
|
|
426 |
Deyim |
artık bir önemi olmamak |
be past caring f.
|
|
427 |
Deyim |
artık bir işe yaramamak |
have had the biscuit f.
|
|
428 |
Deyim |
artık katlanamamak/dayanamamak |
have a bellyful (of something) f.
|
|
429 |
Deyim |
(artık) eskimiş olmak |
have known better days f.
|
|
430 |
Deyim |
(artık) külüstüre çıkıyor olmak |
have known better days f.
|
|
431 |
Deyim |
(artık) eskimiş olmak |
have seen better days f.
|
|
432 |
Deyim |
(artık) külüstüre çıkıyor olmak |
have seen better days f.
|
|
433 |
Deyim |
(artık sevmediği bir kişiyle) derhal ilişkiyi kesmek |
drop something like a hot brick f.
|
|
434 |
Deyim |
artık yaşlanmak/ihtiyarlamak |
pass (one's) sell-by date f.
|
|
435 |
Deyim |
artık (birinden) geçmek |
pass (one's) sell-by date f.
|
|
436 |
Deyim |
artık yaşlanmak/ihtiyarlamak |
pass your sell-by date f.
|
|
437 |
Deyim |
artık (birinden) geçmek |
pass your sell-by date f.
|
|
438 |
Deyim |
artık dikkate almamak |
close the door on f.
|
|
439 |
Deyim |
artık dikkate almamak |
close the door to f.
|
|
440 |
Deyim |
artık dikkate almamak |
shut the door on f.
|
|
441 |
Deyim |
artık dikkate almamak |
shut the door to f.
|
|
442 |
Deyim |
artık normal karşılanan durumlar karşısında şaşırmak |
pearl-clutch f.
|
|
443 |
Deyim |
artık aldırmamak |
be beyond caring f.
|
|
444 |
Deyim |
artık vız gelmek |
be beyond caring f.
|
|
445 |
Deyim |
artık kafa yormaktan vazgeçmek |
be beyond caring f.
|
|
446 |
Deyim |
artık çok geç olmak |
cast stones against the wind f.
|
|
447 |
Deyim |
artık işe yaramamak |
cast stones against the wind f.
|
|
448 |
Deyim |
artık endişelenmemek |
not give it another thought f.
|
|
449 |
Deyim |
artık giymemek |
leave off f.
|
|
450 |
Deyim |
artık kendini riskte hissetmemek |
drop/lower/let down your guard f.
|
|
451 |
Deyim |
artık kontrol/idare edememek |
lose one's touch with someone f.
|
|
452 |
Deyim |
artık kullanmamak |
leave off f.
|
|
453 |
Deyim |
artık sorumluluk almamak |
wash your hands (of something) f.
|
|
454 |
Deyim |
artık şansı olmamak |
have one's luck run out f.
|
|
455 |
Deyim |
artık şans yüzüne gülmemek |
have one's luck run out f.
|
|
456 |
Deyim |
birini artık sevmemek |
fall out of love with f.
|
|
457 |
Deyim |
miadını tüketmek (artık istenmemek) |
have had its chips f.
|
|
458 |
Deyim |
sıkıntıların artık biteceğini görmek |
see the light at the end of the tunnel f.
|
|
459 |
Deyim |
(bir konuda) artık eskisi kadar yetenekli/becerikli/iyi olmamak |
lose touch f.
|
|
460 |
Deyim |
(artık) üzerine gitmemek/üzerine varmaktan vazgeçmek |
ease off on someone f.
|
|
461 |
Deyim |
(artık) aklını meşgul etmemek |
weight off someone's mind f.
|
|
462 |
Deyim |
(artık) kontrol edilemeyecek düzeye/duruma gelmek |
take on a life of its own (no longer be controlled by anyone) f.
|
|
463 |
Deyim |
(artık sevmediği bir kişiyle) derhal ilişkiyi kesmek |
drop something like a hot brick f.
|
|
464 |
Deyim |
(artık sevmediği bir kişiyle) derhal ilişkiyi kesmek |
drop something like a hot potato f.
|
|
465 |
Deyim |
birinden/bir şeyden artık duygusal olarak etkilenmemek |
harden your heart against somebody/something f.
|
|
466 |
Deyim |
artık işe yaramaz biri olmak |
have passed your sell-by date [uk] f.
|
|
467 |
Deyim |
artık başarılı biri olmamak |
have passed your sell-by date [uk] f.
|
|
468 |
Deyim |
artık güncel biri olmamak |
have passed your sell-by date [uk] f.
|
|
469 |
Deyim |
(birini/bir şeyi) artık düşünmemek |
put (someone or something) out of (one's) head f.
|
|
470 |
Deyim |
artık (birinin) sorumluluğunda olmamak |
be out of (one's) hair f.
|
|
471 |
Deyim |
artık (birine) ayak bağı olmamak |
be out of (one's) hair f.
|
|
472 |
Deyim |
artık (birine) rahatsızlık vermemek |
be out of (one's) hair f.
|
|
473 |
Deyim |
artık (birinin) yakasından düşmek |
be out of (one's) hair f.
|
|
474 |
Deyim |
artık (birine) musallat olmamak |
be out of (one's) hair f.
|
|
475 |
Deyim |
artık (birine) bela olmamak |
be out of (one's) hair f.
|
|
476 |
Deyim |
bir hayvanı artık çalıştırmamak/serbest bırakmak |
put (something) out to pasture f.
|
|
477 |
Deyim |
artık istenmeyen bir şeyden kurtulmak |
shed something f.
|
|
478 |
Deyim |
(birini/bir şeyi) artık tutamamak/kontrol edememek |
lose (someone's or something's) grip f.
|
|
479 |
Deyim |
(bir şeyi) artık umursamamak |
be beyond/past caring (about something) f.
|
|
480 |
Deyim |
(bir şeye) artık aldırmamak |
be beyond/past caring (about something) f.
|
|
481 |
Deyim |
(bir şeyi) artık takmamak |
be beyond/past caring (about something) f.
|
|
482 |
Deyim |
(bir şeye) artık boş vermek |
be beyond/past caring (about something) f.
|
|
483 |
Deyim |
(bir şeyden) artık etkilenmemek |
be beyond/past caring (about something) f.
|
|
484 |
Deyim |
(bir şey) artık umurunda olmamak |
be beyond/past caring (about something) f.
|
|
485 |
Deyim |
(bir şeyin) artık bir önemi olmamak |
be beyond/past caring (about something) f.
|
|
486 |
Deyim |
(bir şey) artık vız gelmek |
be beyond/past caring (about something) f.
|
|
487 |
Deyim |
artık bildiği/tanıdığı yerde olmamak |
be not in kansas anymore f.
|
|
488 |
Deyim |
artık kendini rahat/güvende hissettiği yerde olmamak |
be not in kansas anymore f.
|
|
489 |
Deyim |
artık tanımadığı/aşina olmadığı bir yerde olmak |
be not in kansas anymore f.
|
|
490 |
Deyim |
(biri/bir şey) artık iyi durumda olmamak |
be past (someone's or something's) best f.
|
|
491 |
Deyim |
(biri/bir şey) artık olması gerektiği gibi/ideal durumda olmamak |
be past (someone's or something's) best f.
|
|
492 |
Deyim |
artık sorgulanmayacak bir konu olmak |
be a moot question f.
|
|
493 |
Deyim |
artık umursamamak |
be beyond/past caring f.
|
|
494 |
Deyim |
artık aldırmamak |
be beyond/past caring f.
|
|
495 |
Deyim |
artık takmamak |
be beyond/past caring f.
|
|
496 |
Deyim |
artık boş vermek |
be beyond/past caring f.
|
|
497 |
Deyim |
artık etkilenmemek |
be beyond/past caring f.
|
|
498 |
Deyim |
artık umurunda olmamak |
be beyond/past caring f.
|
|
499 |
Deyim |
artık bir önemi olmamak |
be beyond/past caring f.
|
|
500 |
Deyim |
artık vız gelmek |
be beyond/past caring f.
|
|