|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
olanak sağlayan |
conducive s.
|
|
General |
|
2 |
Genel |
gözleme sistemine bilgi sağlayan birim |
reporting unit for surveillance i.
|
|
3 |
Genel |
kanuni yetkisi olmayan, kendi fikrine göre zorla düzen sağlayan kimse |
vigilante i.
|
|
4 |
Genel |
kredi sağlayan |
creditor i.
|
|
5 |
Genel |
bir yapıya girmeyi sağlayan veya odaları birleştiren genellikle dar geçit |
corridor i.
|
|
6 |
Genel |
sağlayan kimse |
provider i.
|
|
7 |
Genel |
ön ve arka kısımları daha geniş böylece dönüşlerde kolaylık sağlayan kayak |
carving ski i.
|
|
8 |
Genel |
hayvanın sınırlı bir alan içinde serbestçe hareket etmesini sağlayan ip |
tether i.
|
|
9 |
Genel |
bisikletin veya motosikletin ayakta durmasını sağlayan destek |
kickstand i.
|
|
10 |
Genel |
denge sağlayan |
equilibrator i.
|
|
|
11 |
Genel |
sağlayan kimse |
procurer i.
|
|
12 |
Genel |
mal sağlayan firma |
supplier i.
|
|
13 |
Genel |
delik (gaz veya sıvının giriş çıkışını sağlayan) |
vent i.
|
|
14 |
Genel |
sürekli tekrarlandığında ruhani güçlerin uyandırılmasını sağlayan kutsal söz |
mantra i.
|
|
15 |
Genel |
sal ya da benzeri bir deniz aracının insan gücü ile suda hareket etmesini sağlayan alet |
oar i.
|
|
16 |
Genel |
üstünlük sağlayan şey |
advantage i.
|
|
17 |
Genel |
kişinin kara batmadan yürümesini sağlayan bir ayakkabı veya ayakkabıya iliştirilen bir düzenek |
snowshoe i.
|
|
18 |
Genel |
gerekli alet veya silahları sağlayan |
equipper i.
|
|
19 |
Genel |
sağlayan kimse |
purveyor i.
|
|
20 |
Genel |
hava şartlarından koruma da sağlayan küçük motosiklet |
motor scooter i.
|
|
21 |
Genel |
para sağlayan kimse |
sponsor i.
|
|
22 |
Genel |
genellikle çocuklar için, yatacak yer hazırlamada kolaylık sağlayan küçük yatak |
cot i.
|
|
23 |
Genel |
gelişme sağlayan kimse |
refiner i.
|
|
24 |
Genel |
maddi destek sağlayan kimse |
sponsor i.
|
|
25 |
Genel |
embriyonun gelişimini sağlayan yumurta kısmı |
yolk i.
|
|
26 |
Genel |
geçimini sağlayan kimse |
breadwinner i.
|
|
27 |
Genel |
sağlayan (bilgi, cevap) |
elicitor i.
|
|
28 |
Genel |
bir hayır kurumu vb için gelir sağlayan |
endower i.
|
|
29 |
Genel |
tahliye sağlayan aygıt |
evacuator i.
|
|
30 |
Genel |
yiyecek sağlayan kimse |
caterer i.
|
|
|
31 |
Genel |
haksız çıkar sağlayan |
gonif i.
|
|
32 |
Genel |
bir sıvının sprey halinde dağıtılmasını sağlayan aygıt |
nebulizer i.
|
|
33 |
Genel |
bir sıvının sprey halinde dağıtılmasını sağlayan aygıt |
nebuliser i.
|
|
34 |
Genel |
rahatlık sağlayan şey |
amenity i.
|
|
35 |
Genel |
fermuarın tutup çekilmesini sağlayan minik sapı |
pull i.
|
|
36 |
Genel |
ailenin geçimini sağlayan kişi |
breadwinner i.
|
|
37 |
Genel |
barışı sağlayan |
peace maker i.
|
|
38 |
Genel |
göğüsleri alttan destekleyerek dik ve yukarda görünmelerini sağlayan sütyen |
push-up bra i.
|
|
39 |
Genel |
finans sağlayan kimse |
financial provider i.
|
|
40 |
Genel |
bedenin rahatını sağlayan şeyler |
creature comforts i.
|
|
41 |
Genel |
geçimini balıkçılıkla sağlayan köy |
fishing village i.
|
|
42 |
Genel |
enerji tasarrufu sağlayan |
energy saver i.
|
|
43 |
Genel |
yiyecek içecek sağlayan kimse |
caterer i.
|
|
44 |
Genel |
geçimini kiliseye yapılan bağışlarla sağlayan din görevlisi |
friar i.
|
|
45 |
Genel |
geçimini kiliseye yapılan bağışlarla sağlayan din görevlisi |
mendicant i.
|
|
46 |
Genel |
uyum sağlayan kişi veya şey |
acclimatiser i.
|
|
47 |
Genel |
uyum sağlayan kişi veya şey |
acclimatizer i.
|
|
48 |
Genel |
içme suyu sağlayan kaynak |
spring supplying drinking water i.
|
|
49 |
Genel |
mal veya hizmet sağlayan iş |
purveyor i.
|
|
50 |
Genel |
ödev sitesi veya bedava veya ücretle makale-kitap sağlayan internet sitesi |
paper mills i.
|
|
51 |
Genel |
cep telefonunun kılıfında telefonun dik durmasını sağlayan ince bölme |
standee i.
|
|
52 |
Genel |
(kitapların rafta sabit durmasını sağlayan) kitap desteği |
bookend i.
|
|
53 |
Genel |
mal veya hizmet sağlayan iş |
achatour i.
|
|
54 |
Genel |
sağlayan kimse |
achatour i.
|
|
55 |
Genel |
uyum sağlayan |
accorder i.
|
|
56 |
Genel |
bir ürün veya cihazın kolayca alınabilmesini sağlayan mekanizma |
takedown i.
|
|
57 |
Genel |
üstünlük sağlayan yer |
advantage ground i.
|
|
58 |
Genel |
bilişim şirketinde bilgi aktarımını sağlayan fiziksel altyapının hasar görmesi sonucunda hiçbir işin yapılamadığı gün |
backhoe day i.
|
|
59 |
Genel |
su ihtiyaçlarını gidermeleri için bitkilerin altına serilen, kılcal hareketle su aktarımı sağlayan altlık |
capillary matting i.
|
|
60 |
Genel |
güvenlik ve gizlilik sağlayan yer |
castle i.
|
|
61 |
Genel |
pikapta kayıtların otomatik olarak art arda çalmasını sağlayan uzantı |
record-changer i.
|
|
62 |
Genel |
karşılığında benzer bir hizmet veya ödül almak için başka birine hizmet, şirket veya kamu parası sağlayan kişi |
backscratcher i.
|
|
63 |
Genel |
zor dönemlerde destek sağlayan kimse |
backstop i.
|
|
64 |
Genel |
at arabasında seyahat eden yolcunun sürücüyle iletişim kurmasını sağlayan ip |
checkstring i.
|
|
65 |
Genel |
bir yarışmada diğerlerine göre avantaj sağlayan pozisyon |
the inside track i.
|
|
66 |
Genel |
yürüyerek ulaşım sağlayan kimse |
tramp i.
|
|
67 |
Genel |
belirli bir konuda pratik bilgi sağlayan öğretici yayın |
tutorial i.
|
|
68 |
Genel |
aynı anda iki kriteri sağlayan şey |
twofer i.
|
|
69 |
Genel |
kazanç sağlayan |
yielder i.
|
|
70 |
Genel |
yoksul insanlara konaklama sağlayan ev |
ashram i.
|
|
|
71 |
Genel |
çok çabuk uyum sağlayan kimse |
zelig i.
|
|
72 |
Genel |
denge sağlayan |
evener i.
|
|
73 |
Genel |
karakter veya ahlaki tutarlılık sağlayan özellik |
ballast i.
|
|
74 |
Genel |
zihinsel veya duygusal tutarlılık sağlayan şey |
ballast i.
|
|
75 |
Genel |
haksız kazanç sağlayan kimse |
bandit i.
|
|
76 |
Genel |
nesneleri diz üstüne koyabilme imkanı sağlayan yastıklı veya kısa ayaklı düz tahta |
lap desk i.
|
|
77 |
Genel |
eve caddeden veya sokaktan girişi sağlayan kapı |
maindoor i.
|
|
78 |
Genel |
üstünlük sağlayan yer |
vantage ground i.
|
|
79 |
Genel |
yiyecek sağlayan kimse |
viander i.
|
|
80 |
Genel |
güvenliği sağlayan mekanik cihaz |
safeguard i.
|
|
81 |
Genel |
hukuk yardımı sağlayan kimse/bölüm |
legal i.
|
|
82 |
Genel |
galibiyeti sağlayan kimse |
winner i.
|
|
83 |
Genel |
geçimini kiliseye yapılan bağışlarla sağlayan din görevlisi |
mendiant i.
|
|
84 |
Genel |
geçimini kiliseye yapılan bağışlarla sağlayan din görevlisi |
mendinant [obsolete] i.
|
|
85 |
Genel |
kısıtlı okuyucu kitlesine, genellikle abonelik sistemi ile özel bilgi akışı sağlayan online yayıncılık |
micropublishing i.
|
|
86 |
Genel |
belirli bir topluluğa süt sağlayan bölge |
milkshed i.
|
|
87 |
Genel |
el işleri için desteklenmiş bir yüzey sağlayan bir yatay panel |
workboard i.
|
|
88 |
Genel |
el işleri için desteklenmiş bir yüzey sağlayan bir yatay panel |
work-board i.
|
|
89 |
Genel |
kayakçıları helikopter ile tepelere bırakılıp oradan aşağı kaymalarını sağlayan bir spor türü |
heliskiing i.
|
|
90 |
Genel |
başka hava aracını taşıyan, havalanmasını sağlayan veya kumanda eden uçak |
mother plane i.
|
|
91 |
Genel |
(tahkimat) yayaların sur duvarı gibi bariyer teşkil eden yapılardan geçmesini sağlayan ahşap dönerkapı |
moulinet i.
|
|
92 |
Genel |
hava sağlayan şey |
lung i.
|
|
93 |
Genel |
(eskiden) gel-git ırmaklarının çamurundaki ıvır zıvırları toplayarak geçim sağlayan kimse |
mudlark i.
|
|
94 |
Genel |
hoş bir değişiklik sağlayan şey |
oasis i.
|
|
95 |
Genel |
ölçü sağlayan |
rhythmist i.
|
|
96 |
Genel |
fayda sağlayan etkinlik |
grace [obsolete] i.
|
|
97 |
Genel |
fayda sağlayan güç |
grace [obsolete] i.
|
|
98 |
Genel |
imtiyaz sağlayan faaliyet veya başarı |
grace i.
|
|
99 |
Genel |
turnuvalarda sol omuz ve göğüs için ek koruma sağlayan zırhlı levha parçası |
grand-guard i.
|
|
100 |
Genel |
avantaj sağlayan şey |
offset i.
|
|
101 |
Genel |
güvenlik veya destek sağlayan kimse |
rock i.
|
|
102 |
Genel |
iletişimi sağlayan kimse tarafından irtibat kurulan kişi |
communicatee i.
|
|
103 |
Genel |
bilgi sağlayan kimse |
informer [obsolete] i.
|
|
104 |
Genel |
bilgi sağlayan film |
infotainment i.
|
|
105 |
Genel |
çıkar sağlayan şey |
ingratiation i.
|
|
106 |
Genel |
sıkı disiplin sağlayan yönetici |
drillmaster i.
|
|
107 |
Genel |
hakimiyet sağlayan konum |
drivers seat i.
|
|
108 |
Genel |
üstünlük sağlayan şey |
favor i.
|
|
109 |
Genel |
yemek sağlayan şey |
feeder i.
|
|
110 |
Genel |
besin sağlayan şey |
feeder i.
|
|
111 |
Genel |
mahrem bilgilere erişim sağlayan konum |
inside i.
|
|
112 |
Genel |
tam görüş alanı sağlayan bölge |
panopticon i.
|
|
113 |
Genel |
genel görüş sağlayan bina |
panorama i.
|
|
114 |
Genel |
iskoçya reformist kilisesinde bağışlardan yeterli pay almayı sağlayan bir plan |
plat [obsolete] i.
|
|
115 |
Genel |
iskoçya reformist kilisesinde bağışlardan yeterli pay almayı sağlayan plandan sorumlu komisyon |
plat [obsolete] i.
|
|
116 |
Genel |
(kurgu) boyutlar arası geçiş sağlayan kapı |
portal i.
|
|
117 |
Genel |
ticari işlemleri kaydederek ilgili kayıtlara giriş sağlayan kimse |
poster i.
|
|
118 |
Genel |
hendeğin dibine kazılıp içinde yakılan ateşle kale savunması sağlayan siper |
coffer i.
|
|
119 |
Genel |
çalışanlar için mesai saatinde gündüz kursu sağlayan program |
day release [uk] i.
|
|
120 |
Genel |
engelli bireylere mali destek sağlayan program |
disability i.
|
|
121 |
Genel |
engelli bireylere mali destek sağlayan programın sunduğu ekonomik yardım |
disability i.
|
|
122 |
Genel |
beş atın yan yana araç çekmesini sağlayan düzenek |
five-abreast i.
|
|
123 |
Genel |
beş atın yan yana araç çekmesini sağlayan düzenek |
five-horse string out i.
|
|
124 |
Genel |
film kamerasının önünde yer alan ve filmin ışık almasını sağlayan dikdörtgen açıklık |
gate i.
|
|
125 |
Genel |
(anglo-sakson ve töton kanunlarında) tutuklanmadan muafiyet sağlayan güvenli bölge |
precinct i.
|
|
126 |
Genel |
bazı yahudi topluluklarındaki çöpçatanlıkla geçimini sağlayan kimse |
schatchen i.
|
|
127 |
Genel |
fiziksel bir nesnenin farkına varmayı sağlayan şey |
sensation i.
|
|
128 |
Genel |
dış dünyanın idrak edilmesini sağlayan yeti |
sensory faculty i.
|
|
129 |
Genel |
dolandırıcının kurban adayının sevgisini kazanmasını sağlayan kimse |
shill i.
|
|
130 |
Genel |
kabuk ayıklayarak geçimini sağlayan kimse |
shucker i.
|
|
131 |
Genel |
sessizlik sağlayan kimse |
shusher i.
|
|
132 |
Genel |
emek tasarrufu sağlayan cihaz |
labour-saving device i.
|
|
133 |
Genel |
emek tasarrufu sağlayan cihaz |
labor-saving device i.
|
|
134 |
Genel |
dört atın yan yana gitmesini sağlayan aparat |
four-abreast i.
|
|
135 |
Genel |
mesleki eğitim sağlayan devlet destekli kuruluş |
skillcentre [uk] i.
|
|
136 |
Genel |
üst fıçıdaki genç şarabın alt fıçıdaki olgun şarap ile karıştırılması sonucu lezzet istikrarı sağlayan bir sistem |
solera i.
|
|
137 |
Genel |
üst fıçıdaki genç şarabın alt fıçıdaki olgun şarap ile karıştırılması sonucu lezzet istikrarı sağlayan bir sistem |
solera system i.
|
|
138 |
Genel |
denge sağlayan kimse/nesne |
poiser i.
|
|
139 |
Genel |
koruma sağlayan madde |
protectant i.
|
|
140 |
Genel |
belirli hususlarda koruma sağlayan resmi yazı |
protection i.
|
|
141 |
Genel |
daha iyi duyabilmeyi sağlayan borumsu bir cihaz |
sonifer i.
|
|
142 |
Genel |
kağıt üzerinde eşit gerilim sağlayan küçük merdane |
spreader i.
|
|
143 |
Genel |
kiranın belirli bir bölümünde indirim sağlayan devlet desteği |
standard housing benefit i.
|
|
144 |
Genel |
(erkek için) maddi getiri sağlayan mal |
stock [obsolete] i.
|
|
145 |
Genel |
bir şemsiyenin açılıp kapanmasını sağlayan esnek tel |
stretcher i.
|
|
146 |
Genel |
ödenek sağlayan kimse |
subsidiser [uk] i.
|
|
147 |
Genel |
ödenek sağlayan kimse |
subsidizer [us] i.
|
|
148 |
Genel |
sinir hücreleri arasındaki iletişimi sağlayan fonksiyon |
synapse i.
|
|
149 |
Genel |
bir şeyin aynı anda meydana gelmesini sağlayan uyarlama |
synchronising i.
|
|
150 |
Genel |
bir şeyin aynı anda meydana gelmesini sağlayan uyarlama |
synchronizing i.
|
|
151 |
Genel |
bir şeyi sağlayan kişi olarak bilinmek |
be credited with f.
|
|
152 |
Genel |
topun ağzını nişan çizgisinin namlu içine paralel olmasını sağlayan metal parça ile teçhiz etmek |
dispart f.
|
|
153 |
Genel |
üstünlük sağlayan |
favouring f.
|
|
154 |
Genel |
üstünlük sağlayan |
favoring f.
|
|
155 |
Genel |
uyum sağlayan |
adaptable s.
|
|
156 |
Genel |
doğum kontrolü sağlayan |
contraceptive s.
|
|
157 |
Genel |
uyum sağlayan |
cohesive s.
|
|
158 |
Genel |
kendi geçimini sağlayan |
independent s.
|
|
159 |
Genel |
zamana uyum sağlayan |
timeserving s.
|
|
160 |
Genel |
dolaşımı sağlayan |
cyclic s.
|
|
161 |
Genel |
dolaşımı sağlayan |
cyclical s.
|
|
162 |
Genel |
çok çalışmaya karşılık az kazanç sağlayan |
hardscrabble s.
|
|
163 |
Genel |
üstünlük sağlayan |
outmaneuvering s.
|
|
164 |
Genel |
üremeyi sağlayan |
reproductive s.
|
|
165 |
Genel |
su tasarrufu sağlayan |
water-saving s.
|
|
166 |
Genel |
dezavantaj sağlayan |
disadvantaging s.
|
|
167 |
Genel |
yüksek güvenlik sağlayan |
providing high security s.
|
|
168 |
Genel |
dolaşımı sağlayan |
circulatory s.
|
|
169 |
Genel |
üstünlük sağlayan |
outmanoeuvring s.
|
|
170 |
Genel |
yardım sağlayan |
habilitative s.
|
|
171 |
Genel |
indirim sağlayan (kupon) |
cents-off s.
|
|
172 |
Genel |
ferahlık sağlayan |
balmy s.
|
|
173 |
Genel |
üstünlük/avantaj sağlayan |
advantageous s.
|
|
174 |
Genel |
yardım sağlayan |
adminicular s.
|
|
175 |
Genel |
yardım sağlayan |
adminiculary s.
|
|
176 |
Genel |
mahremiyet sağlayan (yer) |
reclusive s.
|
|
177 |
Genel |
huzuru sağlayan |
reconciling s.
|
|
178 |
Genel |
oldukça geniş yer sağlayan |
rangy s.
|
|
179 |
Genel |
emek tasarrufu sağlayan |
labor-saving s.
|
|
180 |
Genel |
beslenme sağlayan |
nutritionary s.
|
|
181 |
Genel |
geçiş hakkı sağlayan |
through s.
|
|
182 |
Genel |
hoşluk sağlayan |
amenity s.
|
|
183 |
Genel |
kazanç sağlayan |
yielding s.
|
|
184 |
Genel |
imkan sağlayan |
enabling s.
|
|
185 |
Genel |
olanak sağlayan |
enabling s.
|
|
186 |
Genel |
ihtiyaç duyulan faydayı sağlayan |
utility s.
|
|
187 |
Genel |
yeterli boş yere olanak sağlayan |
uncrowded s.
|
|
188 |
Genel |
denge sağlayan |
equilibratory s.
|
|
189 |
Genel |
kaçış sağlayan |
escape s.
|
|
190 |
Genel |
finansal destek sağlayan kişi tarafından kontrol edilen |
kept s.
|
|
191 |
Genel |
değerli eşyaların emniyetini sağlayan |
safe-deposit s.
|
|
192 |
Genel |
büyük miktarda para sağlayan |
big-money s.
|
|
193 |
Genel |
gerekli olanın en azını sağlayan |
minimalist s.
|
|
194 |
Genel |
ortalamadan daha yüksek gelir sağlayan (finansal araç) |
high-income s.
|
|
195 |
Genel |
inziva sağlayan |
retreatful s.
|
|
196 |
Genel |
geri dönüş sağlayan |
return s.
|
|
197 |
Genel |
değişim sağlayan |
revolutional s.
|
|
198 |
Genel |
kar sağlayan |
lucriferous s.
|
|
199 |
Genel |
kar sağlayan |
lucrific s.
|
|
200 |
Genel |
lükslük sağlayan |
luxury s.
|
|
201 |
Genel |
zamanın ruhuna uyum sağlayan |
right-on s.
|
|
202 |
Genel |
uygulama sağlayan |
implemental s.
|
|
203 |
Genel |
uygulama sağlayan |
implementary s.
|
|
204 |
Genel |
birçok farklı şeyi sağlayan |
omnibus s.
|
|
205 |
Genel |
birçok farklı durumu sağlayan |
omnibus s.
|
|
206 |
Genel |
bir odadan diğerine doğrudan geçiş sağlayan |
communicating s.
|
|
207 |
Genel |
rakibe üstünlük sağlayan |
competitive s.
|
|
208 |
Genel |
uyum sağlayan |
congenial s.
|
|
209 |
Genel |
katılaşma sağlayan |
concretive [obsolete] s.
|
|
210 |
Genel |
bütünleşme sağlayan |
concretive [obsolete] s.
|
|
211 |
Genel |
fayda sağlayan |
do-good s.
|
|
212 |
Genel |
huzurevi bakımı sağlayan |
domiciliary s.
|
|
213 |
Genel |
bakım hizmeti sağlayan |
domiciliary s.
|
|
214 |
Genel |
yiyecek sağlayan |
pabulous s.
|
|
215 |
Genel |
beslenme sağlayan |
pabulous s.
|
|
216 |
Genel |
düzeni sağlayan |
policied s.
|
|
217 |
Genel |
asayişi sağlayan |
policied s.
|
|
218 |
Genel |
güvenliği sağlayan |
policied s.
|
|
219 |
Genel |
olanak sağlayan |
favorable s.
|
|
220 |
Genel |
ayrıcalık sağlayan |
favored s.
|
|
221 |
Genel |
olanak sağlayan |
favourable s.
|
|
222 |
Genel |
ayrıcalık sağlayan |
favoured s.
|
|
223 |
Genel |
(topluluğa, kulübe) giriş sağlayan |
initiatory s.
|
|
224 |
Genel |
olanak sağlayan |
inservient [obsolete] s.
|
|
225 |
Genel |
ileri-geri hareket sağlayan cihaz ile ilgili |
positive s.
|
|
226 |
Genel |
(hükümet) asayişi sürdürenlerin ötesinde faaliyet kontrolü sağlayan |
positive s.
|
|
227 |
Genel |
(hükümet) asayişi sürdürenlerin ötesinde faaliyet düzenlemesi sağlayan |
positive s.
|
|
228 |
Genel |
güvenliği sağlayan |
salvatory s.
|
|
229 |
Genel |
şartları sağlayan |
fitted s.
|
|
230 |
Genel |
uyum sağlayan |
fitting s.
|
|
231 |
Genel |
düzeni sağlayan |
orderly s.
|
|
232 |
Genel |
dış tarafa erişim sağlayan |
outside s.
|
|
233 |
Genel |
gözlemlenmiş verinin basitçe açıklanmasını sağlayan |
parsimonious s.
|
|
234 |
Genel |
tüm grup üyelerinin katılımını sağlayan |
participatory s.
|
|
235 |
Genel |
amatör olmasına karşın maddi kazanç sağlayan |
semiamateur s.
|
|
236 |
Genel |
hizmet sağlayan |
service s.
|
|
237 |
Genel |
hizmet sağlayan |
servient s.
|
|
238 |
Genel |
koruma sağlayan |
sheltery s.
|
|
239 |
Genel |
barınak sağlayan |
sheltery s.
|
|
240 |
Genel |
kestirme sağlayan |
shortcut s.
|
|
241 |
Genel |
(özellikle yoksul) çocuklar için kır veya açık hava aktiviteleri sağlayan |
fresh air s.
|
|
242 |
Genel |
koruma sağlayan |
protective s.
|
|
243 |
Genel |
inziva ortamı sağlayan |
snug s.
|
|
244 |
Genel |
caddeye geçiş sağlayan |
street s.
|
|
245 |
Genel |
kolayca uyum sağlayan |
supple s.
|
|
246 |
Genel |
(çorap) basınç sağlayan |
support s.
|
|
247 |
Genel |
dayanak sağlayan |
support s.
|
|
248 |
Genel |
sağ kalmayı sağlayan |
survivable s.
|
|
249 |
Genel |
uyum sağlayan |
synergistical s.
|
|
250 |
Genel |
köpeği oturtan ve o halde kalmasını sağlayan bir emir kelimesi |
hup ünl.
|
|
251 |
Genel |
sağlayan anlamı veren son ek |
-genous snk.
|
|
Phrasals |
|
252 |
Öbek Fiiller |
(bilardo oyunlarında) topa geriye dönmesini sağlayan bir vuruş yapmak |
screw back f.
|
|
Colloquial |
|
253 |
Konuşma Dili |
vergi indirimi veya yasalardaki açıkları kullanarak kazanç sağlayan şirket/yönetici |
corporate welfare bum i.
|
|
254 |
Konuşma Dili |
işletmeye ilk aşamalarında yatırım yaparak büyümesini sağlayan girişimci |
angel investor i.
|
|
255 |
Konuşma Dili |
işletmeye ilk aşamalarında yatırım yaparak büyümesini sağlayan girişimci |
business angel i.
|
|
256 |
Konuşma Dili |
acı veya ekşi gıdaların tatlı olarak algılanmasını sağlayan bir proteine sahip synsepalum meyvesi |
miracle fruit i.
|
|
257 |
Konuşma Dili |
birleşik krallık'ta eskiden 16-18 yaş arasındaki gençlere staj ve çalışma sağlayan programla işe girmiş genç |
yopper [uk] i.
|
|
258 |
Konuşma Dili |
hırsızlara kalacak yer sağlayan pansiyon |
flash-case [obsolete] i.
|
|
259 |
Konuşma Dili |
hırsızlara kalacak yer sağlayan pansiyon |
flash-ken [obsolete] i.
|
|
260 |
Konuşma Dili |
akranlarının değerlerine, kültürüne ve davranışlarına uyum sağlayan beyaz güneyli |
good ol' boy i.
|
|
261 |
Konuşma Dili |
beyaz topun istenen topa çarpmasından sonra geri dönüp gelmesini sağlayan vuruşu yapmak |
put some reverse english on it f.
|
|
262 |
Konuşma Dili |
gülümseyin (fotoğraf çekilirken söylendiğinde ağzın gülümseme şeklini almasını sağlayan ifade) |
cheese ünl.
|
|
Idioms |
|
263 |
Deyim |
birinin daha iyi bir insan olmasını sağlayan neden |
the making of i.
|
|
264 |
Deyim |
kişinin takip edilmesini sağlayan fiziksel/dijital iz |
paper trail i.
|
|
265 |
Deyim |
avantaj yaratan/sağlayan konum/görev |
a bully pulpit i.
|
|
266 |
Deyim |
rahatlığı sağlayan şeyler |
one's creature comforts i.
|
|
267 |
Deyim |
sistemin işlemesini sağlayan küçük bir parça |
a cog in the machine i.
|
|
268 |
Deyim |
başkasının ölümü ya da talihsizliğinden kazanç sağlayan kimse |
grave-dancer i.
|
|
269 |
Deyim |
kusurların görmezden gelinmesini sağlayan özellik |
redeeming feature i.
|
|
270 |
Deyim |
kötü yönlerin/kusurların tolere edilmesini sağlayan özellik |
redeeming feature i.
|
|
271 |
Deyim |
belli bir alanda/işte her şeye erişimi sağlayan şey/anahtar/kilit nokta |
the keys to the kingdom i.
|
|
272 |
Deyim |
bir şeye açık erişim sağlayan anahtar/şey/kilit nokta |
the keys to the kingdom i.
|
|
273 |
Deyim |
birini bir yere gönderip olmayan bir şey istetip uzunca bir süre orada boşuna beklemesini sağlayan şaka |
a long stand i.
|
|
274 |
Deyim |
birini bir yere gönderip olmayan bir şey istetip uzunca bir süre orada boşuna beklemesini sağlayan şaka |
a long weight i.
|
|
275 |
Deyim |
yük treninin en arkasında bulunan ve mürettebat için yaşama ve uyuma alanı sağlayan vagon |
monkey wagon [dated] i.
|
|
276 |
Deyim |
avantaj sağlayan başarı |
a calling card [us] i.
|
|
277 |
Deyim |
kolay kar sağlayan iş |
a licence to print money [uk/australia] i.
|
|
278 |
Deyim |
birinin kendinden geçmesini sağlayan ilaç |
a mickey finn i.
|
|
279 |
Deyim |
işlerin hallolmasını sağlayan kimse |
a mover and a shaker i.
|
|
280 |
Deyim |
gücünü/nüfuzunu/parasını kullanarak işlerin olmasını sağlayan kimse |
a mover and a shaker i.
|
|
281 |
Deyim |
telefon ya da uzaktan bilgisayar kullanımı aracılığıyla mesaj bırakmayı sağlayan bilgisayar hizmeti |
bulletin board i.
|
|
282 |
Deyim |
avantaj sağlayan konum/görev |
bully pulpit i.
|
|
283 |
Deyim |
indirimde olup kalmayan bir ürünü sonraki bir tarihte alabilme hakkı sağlayan kağıt |
rain check (on something) i.
|
|
284 |
Deyim |
kadınların gelmesini sağlayan şey |
chick magnet i.
|
|
285 |
Deyim |
sistemin işlemesini sağlayan küçük bir parça |
cog in the machine i.
|
|
286 |
Deyim |
sistemin işlemesini sağlayan küçük bir parça |
cog in the wheel i.
|
|
287 |
Deyim |
bedenin rahatını sağlayan şey |
creature comfort i.
|
|
288 |
Deyim |
yiyecek, giyinme, barınma gibi fiziksel rahatlığı sağlayan ihtiyaçlar |
creature comfort i.
|
|
289 |
Deyim |
rahatlığı sağlayan şey |
creature comfort i.
|
|
290 |
Deyim |
kolay kazanç sağlayan iş |
gravy train i.
|
|
291 |
Deyim |
ulaşımını kaykayla sağlayan kimse |
sidewalk surfer i.
|
|
292 |
Deyim |
takım çalışmasına/gruba uyum sağlayan kimse |
team player i.
|
|
293 |
Deyim |
(birinin/bir şeyin) iyi yerlere gelmesini sağlayan şey olmak |
be the making of (someone or something) f.
|
|
294 |
Deyim |
birinin/bir şeyin iyi yerlere gelmesini sağlayan şey olmak |
be the making of somebody/something f.
|
|
295 |
Deyim |
birinin iyi yerlere gelmesini sağlayan şey olmak |
be the making of someone f.
|
|
296 |
Deyim |
birinin/bir şeyin iyi yerlere gelmesini sağlayan şey olmak |
be the making of someone/something f.
|
|
297 |
Deyim |
konfor sağlayan modern eşyalı |
(with) all mod cons s.
|
|
298 |
Deyim |
konfor sağlayan elektronik eşyalı |
(with) all mod cons s.
|
|
299 |
Deyim |
cinsiyetin değişmesini sağlayan |
gender-bending s.
|
|
300 |
Deyim |
haksız vergi kazancı sağlayan |
tax-and-spend s.
|
|
301 |
Deyim |
doğaçlama davranmayı sağlayan kısım |
the top of one's mind expr.
|
|
302 |
Deyim |
doğaçlama davranmayı sağlayan kısım |
the top of one's head expr.
|
|
303 |
Deyim |
sistemin işlemesini sağlayan önemsiz kişi |
a small cog in a large machine expr.
|
|
304 |
Deyim |
sistemin işlemesini sağlayan önemsiz kişi |
a small cog in a large wheel expr.
|
|
Trade/Economic |
|
305 |
Ticaret/Ekonomi |
erzak sağlayan |
achatour i.
|
|
306 |
Ticaret/Ekonomi |
rüçhan hakkı sağlayan hisse senedi çıkarma |
capitalization issue i.
|
|
307 |
Ticaret/Ekonomi |
borsada işlem gören menkul kıymetler için borsa aracılarına fiyat teklifleri sağlayan bilgisayarlı veri sistemi |
national association of securities dealers automated quotations i.
|
|
308 |
Ticaret/Ekonomi |
müşterilerin bilgisayar ağı aracılığıyla bankacılık hizmetlerinden yararlanmalarını sağlayan uygulama |
telebanking i.
|
|
309 |
Ticaret/Ekonomi |
(özellikle doğu asya'da) hızlı ekonomik büyüme sağlayan ülke |
tiger i.
|
|
310 |
Ticaret/Ekonomi |
şirkette satış, nakliye, halkla ilişkiler veya üretim programına uyulmasını sağlayan departman |
traffic department i.
|
|
311 |
Ticaret/Ekonomi |
küçük şirketlerin sermaye artırmasına olanak sağlayan londra menkul kıymetler borsası |
alternative investment market (aim) i.
|
|
312 |
Ticaret/Ekonomi |
açıklama sağlayan belge numarası |
legend i.
|
|
313 |
Ticaret/Ekonomi |
ailelere kolaylık sağlayan otel |
family hotel i.
|
|
314 |
Ticaret/Ekonomi |
antrepo makbuzunun başkasına devrini sağlayan belge |
warehouse transfer permit i.
|
|
315 |
Ticaret/Ekonomi |
aynı fabrikada ufak partiler halinde farklı malların üretilmesine olanak sağlayan türde bir otomasyon |
flexible manufacturing system i.
|
|
316 |
Ticaret/Ekonomi |
aynı hisse senetlerini alıp satarak arada oluşan farktan kar sağlayan yatırım kurumu |
open end investment trust i.
|
|
317 |
Ticaret/Ekonomi |
az gelişmiş ülkelere kalkınma amaçlı uzun vadeli kredi sağlayan uluslararası finansal kuruluş |
international bank for reconstruction and development i.
|
|
318 |
Ticaret/Ekonomi |
belirli bir minimum gerektiren ve faiz geliri sağlayan çek hesabı |
super-now account i.
|
|
319 |
Ticaret/Ekonomi |
değer artışı sağlayan hisse senedi |
growth stock i.
|
|
320 |
Ticaret/Ekonomi |
dağıtılan malların mülkiyetini hiçbir zaman üzerine almadan malın devrini sağlayan firma |
agent middleman i.
|
|
321 |
Ticaret/Ekonomi |
erzak sağlayan |
purveyor i.
|
|
322 |
Ticaret/Ekonomi |
emek tasarrufu sağlayan teknolojik gelişme |
labor saving technological progress i.
|
|
323 |
Ticaret/Ekonomi |
gelecekteki tüm belirsizlik durumlarında diğer bir mali varlığa göre daha düşük getiri sağlayan yatırım aracı |
dominated asset i.
|
|
324 |
Ticaret/Ekonomi |
gelir sağlayan |
earner i.
|
|
325 |
Ticaret/Ekonomi |
görerek ve işiterek öğretmeyi sağlayan araçlar |
audio-visual aids i.
|
|
326 |
Ticaret/Ekonomi |
gümrük resminin iadesini sağlayan belge |
debenture i.
|
|
327 |
Ticaret/Ekonomi |
hizmet sağlayan işletmelerinin stok maliyeti |
cost of inventories of a service provider i.
|
|
328 |
Ticaret/Ekonomi |
her bir değişkenin etkilerini belirlemek amacıyla bu değişkenlerin ayarlanmasına olanak sağlayan özel bilgisayar yazılımları |
spreadsheets i.
|
|
329 |
Ticaret/Ekonomi |
hızlı değer artışı sağlayan fonlar |
rapid growth funds i.
|
|
330 |
Ticaret/Ekonomi |
işgücü tasarrufu sağlayan |
labour saver i.
|
|
331 |
Ticaret/Ekonomi |
internet ortamında projelere katılımcı finansman desteği sağlayan bir kitle-fonlama biçimi |
crowd financing i.
|
|
332 |
Ticaret/Ekonomi |
ihraç malı sağlayan |
export supplier i.
|
|
333 |
Ticaret/Ekonomi |
işten ayrılma sonrasında fayda sağlayan planlar |
post-employment benefit plans i.
|
|
334 |
Ticaret/Ekonomi |
imalatçı ile toptancı arasında ilişki sağlayan şahıs |
missionary salesman i.
|
|
335 |
Ticaret/Ekonomi |
ıskontolu tahviller için kullanılan ve bunları kuponlu tahvillerle karşılaştırmaya olanak sağlayan bir getiri türü |
basic needs i.
|
|
336 |
Ticaret/Ekonomi |
internet ortamında projelere katılımcı finansman desteği sağlayan bir kitle-fonlama biçimi |
equity crowdfunding i.
|
|
337 |
Ticaret/Ekonomi |
internet ortamında projelere katılımcı finansman desteği sağlayan bir kitle-fonlama biçimi |
crowdfunding i.
|
|
338 |
Ticaret/Ekonomi |
internet ortamında projelere katılımcı finansman desteği sağlayan bir kitle-fonlama biçimi |
hyper funding i.
|
|
339 |
Ticaret/Ekonomi |
insan gücünden ve emeğinden tasarruf sağlayan makineler |
labour saving machinery i.
|
|
340 |
Ticaret/Ekonomi |
işgücü tasarrufu sağlayan |
labor saver i.
|
|
341 |
Ticaret/Ekonomi |
işletmenin mülkiyetine ortaklık hakkı sağlayan ve karşılığında temettü elde edilen kıymetli evrak |
equity i.
|
|
342 |
Ticaret/Ekonomi |
ihracat için mal sağlayan |
export supplier i.
|
|
343 |
Ticaret/Ekonomi |
internet ortamında projelere katılımcı finansman desteği sağlayan bir kitle-fonlama biçimi |
crowd funding i.
|
|
344 |
Ticaret/Ekonomi |
kira geliri sağlayan kişi |
rentier i.
|
|
345 |
Ticaret/Ekonomi |
krediye kaynak sağlayan |
originator i.
|
|
346 |
Ticaret/Ekonomi |
mal sağlayan önde gelen ülke |
principal supplier i.
|
|
347 |
Ticaret/Ekonomi |
mal sağlayan |
supplier i.
|
|
348 |
Ticaret/Ekonomi |
mali destek sağlayan |
sponsor i.
|
|
349 |
Ticaret/Ekonomi |
levazımat sağlayan küçük tekne |
tender i.
|
|
350 |
Ticaret/Ekonomi |
muhasebe işlemlerinin doğruluğunu sağlayan kurallar |
accounting control i.
|
|
351 |
Ticaret/Ekonomi |
onu sağlayan kimseden ayrılamayan biriktirilemeyen ve insan ihtiyaçlarını karşılama özelliğine sahip olan bir ekonomik faaliyet |
service i.
|
|
352 |
Ticaret/Ekonomi |
ortaklık ve alacaklılık hakkını sağlayan finansal araçlar |
compound financial instruments i.
|
|
353 |
Ticaret/Ekonomi |
ödemeler bilançosundaki bir açık veya fazlanın giderilmesini sağlayan mekanizmalar |
adjustment in the balance of payments i.
|
|
354 |
Ticaret/Ekonomi |
parasal destek sağlayan |
financial backer i.
|
|
355 |
Ticaret/Ekonomi |
sahibine faizden başka gelirler sağlayan tahvil |
passive bond i.
|
|
356 |
Ticaret/Ekonomi |
rüçhan hakkı sağlayan hisse senedi çıkartma |
rights issue i.
|
|
357 |
Ticaret/Ekonomi |
sermaye tasarrufu sağlayan teknik ilerleme |
capital-saving technical advance i.
|
|
358 |
Ticaret/Ekonomi |
sürekli faiz geliri sağlayan |
perpetuity i.
|
|
359 |
Ticaret/Ekonomi |
tahvil gibi değerli kağıtların üzerinde bulunan ve belirli zamanlarda sahibine faiz veya kazanç payı sağlayan kesilmiş parça |
coupon i.
|
|
360 |
Ticaret/Ekonomi |
tasarruf sandığında açtırılan üzerine çek çekilen ve sahibine faiz geliri sağlayan mevduat hesabı |
share draft account i.
|
|
361 |
Ticaret/Ekonomi |
ürünün/hizmetin yapan ve şirketten çıkışını sağlayan bölümler/müdürlükler |
line department i.
|
|
362 |
Ticaret/Ekonomi |
vergi yükümlüsüne vereceği sıkıntıya değmeyecek kadar az gelir sağlayan vergi |
nuisance tax i.
|
|
363 |
Ticaret/Ekonomi |
yatırımcıların iki farklı borç türü arasında birinden diğerine geçmesine olanak sağlayan bonolar |
flip-flop note i.
|
|
364 |
Ticaret/Ekonomi |
belirli bir dönem yeni şirketlere sermaye sağlayan ve düzenli aktarımlarla onların gelişimini destekleyen bir fon |
evergreen fund i.
|
|
365 |
Ticaret/Ekonomi |
azınlık hissedarının, çoğunluk hissedarı tarafından bir şirketin satışına katılmaya zorlanmasını sağlayan sözleşme hükmü |
drag-along right i.
|
|
366 |
Ticaret/Ekonomi |
mobil iletişim hizmetleri sağlayan ticari firma |
wireless operator i.
|
|
367 |
Ticaret/Ekonomi |
bayındırlık işlerinde ödemesi devlet tarafından yapılan işler sağlayan bir program |
works program i.
|
|
368 |
Ticaret/Ekonomi |
mevcut borcun yeniden ipotek edilmesi ve eski faiz oranıyla piyasa rayici arasında kalan bir faiz oranıyla yeni borç verilmesini sağlayan bir finansman aracı |
wraparound i.
|
|
369 |
Ticaret/Ekonomi |
yüksek faiz oranlarını ve enflasyonu yüksek tutmayı sağlayan diğer mali politikaları savunan memur |
hawk i.
|
|
370 |
Ticaret/Ekonomi |
müşterilerle iyi ilişkiler kurarak alım satım yapmalarını sağlayan bir broker çalışanı |
broker i.
|
|
371 |
Ticaret/Ekonomi |
ticari bir oluşumun düzenli ödemeyi doğrudan kişinin banka hesabına yansıtmasını sağlayan tekli sipariş |
direct debit i.
|
|
372 |
Ticaret/Ekonomi |
kredi sağlayan kimse |
grantor i.
|
|
373 |
Ticaret/Ekonomi |
iş yerinde tüm hükümet düzenlemelerine uyulmasını sağlayan bölüm |
compliance i.
|
|
374 |
Ticaret/Ekonomi |
bir bilgisayardan diğerine doğrudan veri aktarımı sağlayan bir ingiliz telekom hizmeti markası |
datel® i.
|
|
375 |
Ticaret/Ekonomi |
finansal destek sağlayan kurum |
finance company i.
|
|
376 |
Ticaret/Ekonomi |
vergi mükelleflerinin kendi vergi yükümlülüklerini değerlendirmelerini sağlayan bir sistem |
self-assessment i.
|
|
377 |
Ticaret/Ekonomi |
ham madde sağlayan ülke/bölge |
supplier i.
|
|
378 |
Ticaret/Ekonomi |
(işletme için) finansman sağlayan birkaç kuruluştan biri olmak |
cofinance f.
|
|
379 |
Ticaret/Ekonomi |
işten tasarruf sağlayan |
labour saving s.
|
|
380 |
Ticaret/Ekonomi |
iş tasarrufu sağlayan |
laboursaving s.
|
|
381 |
Ticaret/Ekonomi |
işten tasarruf sağlayan |
labor saving s.
|
|
382 |
Ticaret/Ekonomi |
iş tasarrufu sağlayan |
labour-saving s.
|
|
383 |
Ticaret/Ekonomi |
para sağlayan |
financier s.
|
|
384 |
Ticaret/Ekonomi |
uzun vadeli anlaşma sağlayan |
long-term s.
|
|
385 |
Ticaret/Ekonomi |
minimum riskle orta düzeyde istikrarlı büyüme sağlayan (hisse, menkul kıymet) |
protective s.
|
|
386 |
Ticaret/Ekonomi |
kontratlarının gereğini yerine getiremeyen üyelerin hesabına borsa yetkilisi tarafından alış veya satış yapılabilmesini sağlayan (kural) |
under the rule zf.
|
|
Law |
|
387 |
Hukuk |
haksız yere alıkonmuş mülkün sahibine geri iadesini sağlayan yasa |
recto i.
|
|
388 |
Hukuk |
haksız yere alıkonmuş mülkün sahibine geri iadesini sağlayan yasa |
writ of right i.
|
|
389 |
Hukuk |
abd'de üretim hatasına sahip arabaların geri iade edilmesini sağlayan yasa |
lemon law i.
|
|
390 |
Hukuk |
bir kimseye oy hakkı sağlayan mülk sahipliği |
property qualification i.
|
|
391 |
Hukuk |
bir gayrimenkulden yararlanma olanağı sağlayan irtifak hakkı |
easement of convenience i.
|
|
392 |
Hukuk |
ilgililerin mahkemede bulunmalarını sağlayan görevli |
bailiff i.
|
|
393 |
Hukuk |
hukukçuları ve tanıkları korumak, mahkumları taşımak gibi görevleri olan yargı sisteminin etkili bir şekilde işlemesini sağlayan kuruluş |
united states marshals service i.
|
|
394 |
Hukuk |
hukukçuları ve tanıkları korumak, mahkumları taşımak gibi görevleri olan yargı sisteminin etkili bir şekilde işlemesini sağlayan kuruluş |
marshals i.
|
|
395 |
Hukuk |
hukukçuları ve tanıkları korumak, mahkumları taşımak gibi görevleri olan yargı sisteminin etkili bir şekilde işlemesini sağlayan kuruluş |
us marshals service i.
|
|
396 |
Hukuk |
tutuklama ve mahkeme kararlarının infaz edilmesini sağlayan şerif memuru |
bailiff i.
|
|
397 |
Hukuk |
verenle alana karşılıklı fayda sağlayan kefalet |
bailment for hire i.
|
|
398 |
Hukuk |
iflas etmiş bir şirketin alacaklılarıyla anlaşmaya varmasını ve mali sorunlarını çözmesini sağlayan bir prosedür |
voluntary arrangement i.
|
|
399 |
Hukuk |
belirli ülkelerdeki belirli kişilerin istihdamı için gerekli bilgileri sağlayan bir yasal belge |
work papers i.
|
|
400 |
Hukuk |
bir davanın geldiği mahkemeye geri gönderilmesini sağlayan bir mahkeme emri |
writ of consultation i.
|
|
401 |
Hukuk |
kamu arazilerini yerleşimcilerin çiftlik olarak kullanmasını sağlayan yasalar |
homestead law i.
|
|
402 |
Hukuk |
arazi sahiplerine özel ayrıcalıklar sağlayan çeşitli eyalet yasaları |
homestead law i.
|
|
403 |
Hukuk |
belediye kiracılarının belediyeden metruk mülk satın alıp devlet hibesi yardımıyla orayı yenilemelerine olanak sağlayan program |
homesteading [uk] i.
|
|
404 |
Hukuk |
haksız yere alıkonmuş mülkün sahibine iadesini sağlayan yasaya dayanarak yapılan kovuşturmaya konu olan mal |
mise i.
|
|
405 |
Hukuk |
haksız yere alıkonmuş mülkün sahibine iadesini sağlayan yasa |
mise i.
|
|
406 |
Hukuk |
yargıya intikal edecek olan her bir iddianın kanıtlanmasını veya çürütülmesini sağlayan hukuk kaidesi |
rule of evidence i.
|
|
407 |
Hukuk |
mahkumun eşi ile ilişkiye girebilmesini sağlayan eş görüşmesi |
conjugal visitation i.
|
|
408 |
Hukuk |
mahkumun eşi ile ilişkiye girebilmesini sağlayan eş görüşmesi |
conjugal visitation right i.
|
|
409 |
Hukuk |
iflas edenin borçlarından muaf olmasını sağlayan bir eyalet yasası |
insolvent law [us] i.
|
|
410 |
Hukuk |
iflas edenin borçlarından muaf olmasını sağlayan bir eyalet yasası |
insolvency law [us] i.
|
|
411 |
Hukuk |
iflas edenin borçlarından muaf olmasını sağlayan bir eyalet yasası |
insolvency statute [us] i.
|
|
412 |
Hukuk |
iflas edenin borçlarından muaf olmasını sağlayan bir eyalet yasası |
insolvent statute [us] i.
|
|
413 |
Hukuk |
yükleniciye sabit ücret ödenmesini sağlayan maliyet iade tipi sözleşme |
cost-plus a fixed-fee contract i.
|
|
414 |
Hukuk |
eskiden ingiliz kraliyet sarayı çalışanları arasındaki adaleti sağlayan bir mahkeme |
court of marshalsea i.
|
|
415 |
Hukuk |
bir davanın yürürlükte kalmasını sağlayan emir |
stet i.
|
|
416 |
Hukuk |
bir yasal işlemin yürürlükte kalmasını sağlayan emir |
stet i.
|
|
417 |
Hukuk |
ek ödenek sağlayan bir mevzuat maddesi |
supplemental i.
|
|
418 |
Hukuk |
yasal geçerlilik sağlayan unsurlardan yoksun |
nude s.
|
|
419 |
Hukuk |
mahkumların cezalarını çekerken cezaevi dışında çalışmalarını sağlayan bir programa ait veya ilgili |
work-release s.
|
|
Politics |
|
420 |
Siyasal |
basık maden bölgelerinin geliştirilmesi ve yeniden düzenlemesi için fon sağlayan ab programı |
rechar i.
|
|
421 |
Siyasal |
kısıtlama olmaksızın bir eylemin yapılabilmesini sağlayan izin belgesi |
laisser passer i.
|
|
422 |
Siyasal |
kısıtlama olmaksızın bir eylemin yapılabilmesini sağlayan izin belgesi |
laissez-passer i.
|
|
423 |
Siyasal |
çok yönlü bağış sağlayan taraf |
multilateral donor i.
|
|
424 |
Siyasal |
ilhak ederek fayda sağlayan |
annexationist i.
|
|
425 |
Siyasal |
iki taraflı bağış sağlayan |
bilateral donor i.
|
|
426 |
Siyasal |
teknik yardım sağlayan |
technical assistance provider i.
|
|
427 |
Siyasal |
ilhak ederek fayda sağlayan kimse |
annexionist i.
|
|
428 |
Siyasal |
rejimden yana siyasi tutumlar için gerekli teorileri üreten, ve bunların yayılmasını sağlayan entelektüellerden oluşan uzman topluluk |
epistemic community i.
|
|
429 |
Siyasal |
iskoçya'da parlamentoya üye sağlayan bir belediye |
borough i.
|
|
430 |
Siyasal |
ayrıcalık sağlayan resmi yazı |
brevet i.
|
|
431 |
Siyasal |
kendisini kontrol eden ulusa malzeme sağlayan bölge |
hinterland i.
|
|
432 |
Siyasal |
iki ulus veya grup arasında ihtilaflı konuları kalıcı bir çözüme kavuşturmadan uzlaşmayı sağlayan bir uygulama |
modus vivendi i.
|
|
433 |
Siyasal |
belirli sayıda seçmenin dilekçeyle kanun teklifi yapmalarını sağlayan bir mekanizma |
initiative i.
|
|
434 |
Siyasal |
nitelikli öğrencilere devlet destekli düşük maliyetli krediler sağlayan abd hükümeti özel iştiraki |
sallie mae i.
|
|
435 |
Siyasal |
(abd'de) erkeklere oy hakkı veren ve kendi kendini yönetmeyi sağlayan ilk yazılı anayasa |
orders of connecticut i.
|
|
436 |
Siyasal |
partinin politikalarına uyum sağlayan |
on-message s.
|
|
437 |
Siyasal |
bill clinton'un 1992'de seçim kampanyasını kazanmasını sağlayan, ekonomiye dikkat çekmek amaçlı sloganı |
it's the economy, stupid expr.
|
|
Institutes |
|
438 |
Kurum/Kuruluş |
ortak yayınlarda ön inceleme veya düzenleme makamlarına teknik veya idari uzmanlık sağlayan kuruluş |
technical review authority i.
|
|
439 |
Kurum/Kuruluş |
alkolle mücadelede destek sağlayan uluslararası bir örgüt |
alcoholics anonymous (aa) i.
|
|
440 |
Kurum/Kuruluş |
elektrik sağlayan şirket |
electricity board i.
|
|
441 |
Kurum/Kuruluş |
abd'de posta hizmeti sağlayan bağımsız kurum |
united states post office i.
|
|
442 |
Kurum/Kuruluş |
abd'de posta hizmeti sağlayan bağımsız kurum |
us post office i.
|
|
443 |
Kurum/Kuruluş |
abd'de posta hizmeti sağlayan bağımsız kurum |
united states postal inspection service i.
|
|
444 |
Kurum/Kuruluş |
(kanada'da) afetten etkilenen bölgelere 40 güne kadar yardım sağlayan 200 kişilik bir ekip |
disaster assistance response team i.
|
|
445 |
Kurum/Kuruluş |
öğrencilere eğitim kredisi sağlayan resmi bir kuruluş |
slma (student loan marketing association) i.
|
|
446 |
Kurum/Kuruluş |
(yeni zelanda'da) dünya genelinde işsiz yoğunluklu bölgelere yardım sağlayan çeşitli kurumları koordine eden bir kuruluş |
corso (council of organizations for relief services overseas) kısalt.
|
|
Industry |
|
447 |
Sanayi |
(geçmişte ingiltere'de) yetişkin çalışanlar için eğitim sağlayan kuruluş |
training agency i.
|
|
448 |
Sanayi |
silo dolduran veya konveyörlerle birbirine bağlı kutular yoluyla malzeme akışını sağlayan işçi |
binman i.
|
|
449 |
Sanayi |
bir işçinin temizleme veya onarma amacıyla yer altına veya lağım, elektrik borusu, buhar kazanı gibi kapalı bir yapıya erişimini sağlayan delik |
manhead i.
|
|
450 |
Sanayi |
yetişkin çalışanlara eğitim sağlayan bir tür kuruluş |
manpower services commission i.
|
|
451 |
Sanayi |
kürklerin parlamasını sağlayan kimse |
glazer i.
|
|
452 |
Sanayi |
her gün belirlenen süre kadar çalışmak kaydıyla mesaiye başlama ve mesaiyi bitirme saatlerinde esneklik sağlayan çalışma sistemi |
glide time [new zealand] i.
|
|
453 |
Sanayi |
tavukların tüylerinin kolay yolunabilmesini sağlayan ön işlem makinesi |
scalder i.
|
|
454 |
Sanayi |
demirin dönmesini sağlayan çubuklu değirmen işçisi |
shortstop i.
|
|
455 |
Sanayi |
etkili koruma sağlayan esnek plastikten bir ambalaj türü |
shrink-wrapping i.
|
|
Insurance |
|
456 |
Sigortacılık |
iki kişinin hayatı üzerinden gelir sağlayan ve kişilerden birinin ölmesi durumunda bu geliri durduran bir tür müşterek hayat teminatı |
joint life annuity i.
|
|
457 |
Sigortacılık |
işçilerin iş yerinde yaralanmasına karşı tazminat ödenmesini sağlayan bir devlet sigortası türü |
industrial injuries insurance i.
|
|
458 |
Sigortacılık |
özel bir filo için anlaşılmış ve normal olarak verilenden daha geniş teminat sağlayan klozlar |
owners clauses i.
|
|
459 |
Sigortacılık |
maddi destek sağlayan kimse |
underwriter i.
|
|
460 |
Sigortacılık |
tedavi şansı olmayan hastalar için evde bakım sağlayan bakım ve destek programı |
hospice i.
|
|
461 |
Sigortacılık |
sigortalının teminat kaybı olmadan prim ödemesini durdurmasına ve kalıcı olarak engelli olması halinde emekli maaşı veya tazminat almasını sağlayan bir madde |
disability clause i.
|
|
462 |
Sigortacılık |
tam zarar ihtimali bulunmayan durumları kapsayıcı kısmi teminat sağlayan bir sigorta türü |
first-loss policy i.
|
|
463 |
Sigortacılık |
üçüncü kişilerin kazara yaralanması veya ölümü ya da mallarının zarar görmesinden kaynaklanan sorumluluklara karşı koruma sağlayan (sigorta) |
third party s.
|
|
Media |
|
464 |
Medya |
basın locasında bulunma koşullarını sağlayan haber muhabirleri |
press gallery i.
|
|
465 |
Medya |
tek iletim yolu sağlayan tekniklerle ses iletimi, kaydı veya üretilmesine ait |
mono s.
|
|
466 |
Medya |
tek iletim yolu sağlayan tekniklerle ses iletimi, kaydı veya üretilmesiyle ilgili |
mono s.
|
|
Technical |
|
467 |
Teknik |
bir ucu tutturulup diğer ucu dönerken çemberin hareket etmesini sağlayan çubuk |
radius bar i.
|
|
468 |
Teknik |
sistemin fonksiyonlarını yerine getirmesini sağlayan parça ve elemanların etkileşimi ve birbirine bağlılığını düzenleyen asgari kurallar kümesi |
tecnical architecture i.
|
|
469 |
Teknik |
gizli ve hassas bilgilere yetkisiz erişim sağlayan sızma yöntemlerini tespit ve etkisizleştirme amaçlı önlemler |
technical surveillance countermeasures i.
|
|
470 |
Teknik |
tam olarak dengeye getiren, denge sağlayan ağırlık |
casting weight i.
|
|
471 |
Teknik |
pikapta kayıtların otomatik olarak art arda çalmasını sağlayan uzantı |
record changer i.
|
|
472 |
Teknik |
görüntüdeki veya haritadaki noktaları bulmak için koordinatlar sağlayan, yatay ve dikey çizgilerden oluşan çizim |
reference grid i.
|
|
473 |
Teknik |
yüksek enerjili iyonların yük alışverişinden sonra plazmadan kurtulmasını sağlayan hızlandırıcı |
charge-exchange accelerator i.
|
|
474 |
Teknik |
araba, uçak ve gemilerde yön ve konum bulmayı sağlayan aparat |
navigator i.
|
|
475 |
Teknik |
stadyumlardaki dev ekranlarda görüntülerin yansıtılmasına olanak sağlayan sistem |
teletron i.
|
|
476 |
Teknik |
iki düzlem arasında dönme sağlayan bağlantı çubuğu |
trace i.
|
|
477 |
Teknik |
org düğmesini dönmesini sağlayan parça |
trace i.
|
|
478 |
Teknik |
işçilerin üzerinde durabilmesine olanak sağlayan, yüksekliği ayarlanabilir platformu olan kamyon |
tower wagon i.
|
|
479 |
Teknik |
kapı, çekmece gibi hareketli parçaların sürüklenmesini sağlayan bilyeli kılavuz |
trackway i.
|
|
480 |
Teknik |
(bir mekanizmanın çalışmasını sağlayan) düzen |
train i.
|
|
481 |
Teknik |
yangın aparatı üzerindeki pompadan tazyikli su akışı sağlayan bir manifold |
turret i.
|
|
482 |
Teknik |
yangın aparatı üzerindeki pompadan tazyikli su akışı sağlayan bir manifold |
turret nozzle i.
|
|
483 |
Teknik |
yangın aparatı üzerindeki pompadan tazyikli su akışı sağlayan bir manifold |
turret pipe i.
|
|
484 |
Teknik |
arka türbine buhar sağlayan nozullar |
astern nozzles i.
|
|
485 |
Teknik |
aynı endüviden hem doğru ve hem de alternatif akım sağlayan üreteç |
double current generator i.
|
|
486 |
Teknik |
benzin motoruna yakıt sağlayan depo |
gasoline supply tank i.
|
|
487 |
Teknik |
besleme deliği (fren merkez silindirinde hidrolik yağ haznesine bağlantı sağlayan ince dar delik) |
filling slot i.
|
|
488 |
Teknik |
belirli debideki yakıtın tanka geri dönüşünü sağlayan valf |
constant bleed valve i.
|
|
489 |
Teknik |
basınçlı hava ile püskürtme sağlayan mekanik enjektör |
air injection valve i.
|
|
490 |
Teknik |
bir şehir halkının su ihtiyacını sağlayan şirket |
water company i.
|
|
491 |
Teknik |
bir parçanın diğerinin üstüne geçmesini sağlayan metal dirsek |
joggle i.
|
|
492 |
Teknik |
cumar (dağcılıkta ipten yukarıya tırmanmayı sağlayan bir malzeme) |
jumar i.
|
|
493 |
Teknik |
cisimlerin asılmasını sağlayan şey |
hanger i.
|
|
494 |
Teknik |
denizaltının uzun süre su altında kalmasını sağlayan boru tertibatı |
snorkel i.
|
|
495 |
Teknik |
gelen elektrik voltajını belli bir aralıkta düşürerek elektrikli beslenmeyi sağlayan transformatör |
step-down autotransformer i.
|
|
496 |
Teknik |
giriş valfinin açılmasını sağlayan kem |
intake cam i.
|
|
497 |
Teknik |
güneş enerjisi sağlayan tertibat |
solar array i.
|
|
498 |
Teknik |
hava-yakıt karışımının silindirlere girmesini sağlayan supap |
intake valve i.
|
|
499 |
Teknik |
hava akımını sağlayan cihaz |
blower i.
|
|
500 |
Teknik |
iletişimi sağlayan kişi veya şey |
communicator i.
|
|