|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
uçlarını birleştirmek |
splice v.
|
|
2 |
General |
düğümle birleştirmek |
knit v.
|
|
3 |
General |
yeniden birleştirmek |
recombine v.
|
|
4 |
General |
birlikleri birleştirmek |
rally v.
|
|
5 |
General |
kaynak yaparak birleştirmek |
weld v.
|
|
6 |
General |
parçaları birleştirmek |
assemble v.
|
|
7 |
General |
sıkıca birleştirmek |
weld v.
|
|
8 |
General |
yeniden birleştirmek |
rejoin v.
|
|
9 |
General |
aynı yönetim altında birleştirmek |
syndicate v.
|
|
10 |
General |
çarparak birleştirmek |
combine by multiplication v.
|
|
11 |
General |
tekrar birleştirmek |
rejoin v.
|
|
12 |
General |
tek parça olarak birleştirmek |
combine into one v.
|
|
13 |
General |
tire ile birleştirmek |
hyphenate v.
|
|
14 |
General |
tekrar birleştirmek |
unify again v.
|
|
15 |
General |
kurtağzı ile birleştirmek |
dovetail v.
|
|
16 |
General |
ile birleştirmek |
integrate with v.
|
|
17 |
General |
su ile birleştirmek |
hydrate v.
|
|
18 |
General |
yeniden birleştirmek |
reincorporate v.
|
|
19 |
General |
t dirsekle birleştirmek |
tee v.
|
|
20 |
General |
davaları birleştirmek |
join the cases v.
|
|
21 |
General |
dosyaları birleştirmek |
join the files v.
|
|
22 |
General |
karıştırıp birleştirmek |
amalgamate v.
|
|
23 |
General |
eriterek birleştirmek |
fuse v.
|
|
24 |
General |
uç uca birleştirmek |
butt v.
|
|
25 |
General |
hayatlarını birleştirmek |
get married v.
|
|
26 |
General |
federasyon halinde birleştirmek |
federate v.
|
|
27 |
General |
parçalarını birleştirmek |
piece together v.
|
|
28 |
General |
güçlerini birleştirmek |
ally with v.
|
|
29 |
General |
güçlerini birleştirmek |
combine the forces v.
|
|
30 |
General |
güçlerini birleştirmek |
unite forces v.
|
|
31 |
General |
ile birleştirmek |
add with v.
|
|
32 |
General |
tatilleri birleştirmek |
combine holidays v.
|
|
33 |
General |
hayatını birleştirmek |
marry someone v.
|
|
34 |
General |
ile birleştirmek |
combine with v.
|
|
35 |
General |
ile birleştirmek |
tie up with v.
|
|
36 |
General |
bir şey ile sıkıca birleştirmek |
dovetail with something v.
|
|
37 |
General |
ellerini birleştirmek |
fold one's hands v.
|
|
38 |
General |
tutkalla/yapıştırıcıyla parçalarını birleştirmek |
glue something together v.
|
|
39 |
General |
tekrar birleştirmek |
reunify v.
|
|
40 |
General |
örerek birleştirmek |
knit something together v.
|
|
41 |
General |
seçmeni birleştirmek |
unify the electorate v.
|
|
42 |
General |
eklemlerle birleştirmek |
articulate v.
|
|
43 |
General |
kabaca birleştirmek |
cobble v.
|
|
44 |
General |
eriterek birleştirmek |
fuze v.
|
|
45 |
General |
hava ile birleştirmek |
aerify v.
|
|
46 |
General |
yeniden birleştirmek |
reassociate v.
|
|
47 |
General |
yeniden birleştirmek |
reconjoin v.
|
|
48 |
General |
yeniden birleştirmek |
reconsolidate v.
|
|
49 |
General |
tekrar birleştirmek |
reintegrate v.
|
|
50 |
General |
ek yerleri yeniden birleştirmek |
rejoint v.
|
|
51 |
General |
uç kısımları geçme yapacak şekilde birleştirmek |
lap timbers v.
|
|
52 |
General |
ortak paydada birleştirmek |
attone [obsolete] v.
|
|
53 |
General |
kalkandaki armaları birleştirmek |
empale v.
|
|
54 |
General |
altındakiyle birleştirmek |
underjoin v.
|
|
55 |
General |
köprüyle birleştirmek |
bridge v.
|
|
56 |
General |
kötü niyet ile birleştirmek |
host v.
|
|
57 |
General |
hatalı şekilde birleştirmek |
misassemble v.
|
|
58 |
General |
uygunsuz şekilde birleştirmek |
misjoin v.
|
|
59 |
General |
yanlış şekilde birleştirmek |
misjoin v.
|
|
60 |
General |
kötü şekilde birleştirmek |
misjoin v.
|
|
61 |
General |
üst üste bindirmeden belirli bir açı ile birleştirmek |
miter v.
|
|
62 |
General |
sınırlarda ve köşelerde taşma yapmadan düzgün şekilde birleştirmek |
miter v.
|
|
63 |
General |
gönyede birleştirmek |
mitre v.
|
|
64 |
General |
belirli bir açıda birleştirmek için uçlara eğim vermek |
mitre v.
|
|
65 |
General |
çakışmayacak şekilde belirli bir açıda birleştirmek |
mitre v.
|
|
66 |
General |
(kapak dekorasyonunun çizgilerini) köşeleri veya çapraz hatları çakışmayacak şekilde birleştirmek |
mitre v.
|
|
67 |
General |
gönye şeklinde birleştirmek |
mitre v.
|
|
68 |
General |
sıkıca birleştirmek |
mortice v.
|
|
69 |
General |
sıkıca birleştirmek |
yot v.
|
|
70 |
General |
iki yüzü birbiriyle alakasız madeni para basmak için alakasız kalıpları birleştirmek |
mule v.
|
|
71 |
General |
kenarlarından birleştirmek |
butt v.
|
|
72 |
General |
noktaları birleştirmek |
detail v.
|
|
73 |
General |
görünmez şekilde birleştirmek |
graft v.
|
|
74 |
General |
olukla birleştirmek |
groove v.
|
|
75 |
General |
(kirişle) birleştirmek |
insinew v.
|
|
76 |
General |
başka bir şeyle birleştirmek |
coannex v.
|
|
77 |
General |
birbiriyle birleştirmek |
commerge v.
|
|
78 |
General |
(birkaç elementi) birleştirmek |
complicate [obsolete] v.
|
|
79 |
General |
bir noktada birleştirmek |
concenter v.
|
|
80 |
General |
siyano-etil grubu ile birleştirmek |
cyanoethylate v.
|
|
81 |
General |
çentikleri eşleştirerek birleştirmek |
indent v.
|
|
82 |
General |
(kağıt yaprağı kumaş şeride yapıştırarak) ped oluşturacak şekilde bir uçtan birleştirmek |
pad v.
|
|
83 |
General |
sıkıca birleştirmek |
context [obsolete] v.
|
|
84 |
General |
iki ucunu birleştirmek |
crotch v.
|
|
85 |
General |
(oy, dava, ceza) birleştirmek |
cumulate v.
|
|
86 |
General |
(dizin, katalog) önceki sayıları daha sonraki sayılarda birleştirmek |
cumulate v.
|
|
87 |
General |
dil ve oyuklu bağlantı ile birleştirmek |
feather v.
|
|
88 |
General |
(metal) birleştirmek |
ferruminate v.
|
|
89 |
General |
eriterek birleştirmek |
inlay v.
|
|
90 |
General |
güçlerini birleştirmek |
inleague [obsolete] v.
|
|
91 |
General |
örer gibi birleştirmek |
inweave v.
|
|
92 |
General |
örgüleri birleştirmek |
inweave v.
|
|
93 |
General |
örerek birleştirmek |
plait v.
|
|
94 |
General |
(kırıştırarak) birleştirmek |
contract v.
|
|
95 |
General |
gizlice birleştirmek |
finedraw v.
|
|
96 |
General |
sıkı sıkı birleştirmek |
fold v.
|
|
97 |
General |
önceden birleştirmek |
prebind v.
|
|
98 |
General |
siyam ikizleri gibi birleştirmek |
siamese v.
|
|
99 |
General |
su ile birleştirmek |
slack v.
|
|
100 |
General |
yumuşak lehim ile birleştirmek |
soft-solder v.
|
|
101 |
General |
(bir parçayı) pişmemiş çömlek ile birleştirmek |
sprig v.
|
|
102 |
General |
alttan birleştirmek |
subnect v.
|
|
103 |
General |
alttan birleştirmek |
subnex v.
|
|
104 |
General |
sülfürle birleştirmek |
sulfuret v.
|
|
105 |
General |
sülfürle birleştirmek |
sulfurette v.
|
|
106 |
General |
sülfürle birleştirmek |
sulphurette v.
|
|
107 |
General |
(farklı şeyleri) birleştirmek |
synoecize v.
|
|
108 |
General |
(köyleri) bir mahallede birleştirmek |
synoecize v.
|
|
109 |
General |
kelimeleri birleştirmek için kullanılan bir ek |
-o- suf.
|
|
110 |
General |
emprenye etmek, işlemek veya birleştirmek anlamı veren son ek |
-ise suf.
|
|
Phrasals |
|
111 |
Phrasals |
(özellikle kaynakla) birleştirmek |
shut together v.
|
|
112 |
Phrasals |
bir şeyleri ip ile birbirlerine birleştirmek/bağlamak |
string something together v.
|
|
113 |
Phrasals |
kabaca birleştirmek |
cobble something together v.
|
|
114 |
Phrasals |
kabaca birleştirmek |
cobble something up v.
|
|
115 |
Phrasals |
zamkla birleştirmek/yapıştırmak |
paste something up v.
|
|
116 |
Phrasals |
(birini başka biriyle, eski sevgilisiyle) tekrar birleştirmek/bir araya getirmek |
drive (one) back to (someone) v.
|
|
117 |
Phrasals |
birini başka biriyle (eski sevgilisi, annesi, babası) tekrar birleştirmek/bir araya getirmek |
drive someone back to someone v.
|
|
118 |
Phrasals |
(bir şeyi başka bir şeyle) birleştirmek |
compound (something) with (something else) v.
|
|
119 |
Phrasals |
bir şeyi başka bir şeyle birleştirmek |
compound something with something v.
|
|
120 |
Phrasals |
iki ya da daha fazla kişiyi bir durum/aktivite için bir araya getirmek/birleştirmek |
yoke together v.
|
|
121 |
Phrasals |
(bir şeyi başka bir şeyle birleştirmek |
join with (something) v.
|
|
122 |
Phrasals |
(birini başka biriyle/birileriyle) birleştirmek |
join with (someone) v.
|
|
123 |
Phrasals |
iki canlı şeyi (bitki, insan dokusu) birbiriyle birleştirmek |
graft (something) on v.
|
|
124 |
Phrasals |
kafasında birleştirmek |
put together v.
|
|
125 |
Phrasals |
sonuca varmak için bir çok unsuru/parçaları birleştirmek |
put together v.
|
|
126 |
Phrasals |
birbirine birleştirmek |
string together v.
|
|
127 |
Phrasals |
bir şeyleri birbirine birleştirmek |
string something together v.
|
|
128 |
Phrasals |
(birilerini/bir şeyleri) bir şeyde birleştirmek |
unite in (someone or something) v.
|
|
129 |
Phrasals |
(birilerini/bir şeyleri) bir ortaklıkta bir araya getirmek/birleştirmek |
unite in (someone or something) v.
|
|
130 |
Phrasals |
birilerini bir şeyde birleştirmek |
unite someone in something v.
|
|
131 |
Phrasals |
birilerini bir ortaklıkta bir araya getirmek/birleştirmek |
unite someone in something v.
|
|
132 |
Phrasals |
ile birleştirmek |
tie into v.
|
|
133 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyle birleştirmek |
intersperse something with something v.
|
|
134 |
Phrasals |
birilerini/bir şeyleri bir şey altında birleştirmek |
unite someone or something into something v.
|
|
135 |
Phrasals |
kaynakları bir havuzda birleştirmek |
pool up v.
|
|
136 |
Phrasals |
(bir şeyin) ucunu (başka bir şeyin) ucuyla birleştirmek |
splice (something) to (something else) v.
|
|
137 |
Phrasals |
uçlarını birleştirmek |
splice (something) to (something else) v.
|
|
138 |
Phrasals |
bir şeyin ucunu başka bir şeyin ucuyla birleştirmek |
splice something into something v.
|
|
139 |
Phrasals |
uçlarını birleştirmek |
splice something into something v.
|
|
140 |
Phrasals |
bir şeyin ucunu başka bir şeyin ucuyla birleştirmek |
splice something to something v.
|
|
141 |
Phrasals |
uçlarını birleştirmek |
splice something to something v.
|
|
142 |
Phrasals |
uç uca ekleyip birleştirmek |
splice together v.
|
|
143 |
Phrasals |
uçlarını birleştirmek |
splice together v.
|
|
144 |
Phrasals |
yeni bir şey elde etmek/bir şeyi değiştirmek için iki veya daha fazla farklı şeyi birleştirmek |
splice together v.
|
|
145 |
Phrasals |
eski bir şeyi yeni bir şey ile birleştirmek |
vamp up v.
|
|
146 |
Phrasals |
(biri ya da bir şeyi) birleştirmek |
combine (something) against (someone or something) v.
|
|
147 |
Phrasals |
biri ya da bir şeyi birleştirmek |
combine something against someone or something v.
|
|
148 |
Phrasals |
zorla birleştirmek |
jam together v.
|
|
149 |
Phrasals |
(bir şeyle bir şeyi) birleştirmek |
join (something) to (something else) v.
|
|
150 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyle) birleştirmek |
join (something and something else) together v.
|
|
151 |
Phrasals |
bir şeyi acemice birleştirmek/montajlamak |
jumble something together v.
|
|
152 |
Phrasals |
örerek birleştirmek |
knit together v.
|
|
153 |
Phrasals |
dokuyarak birleştirmek |
knit together v.
|
|
154 |
Phrasals |
bağlayarak birleştirmek |
knit together v.
|
|
155 |
Phrasals |
düğümle birleştirmek |
knit together v.
|
|
156 |
Phrasals |
iki şeyi karşılıklı yarar sağlayacak şekilde bir araya getirmek/birleştirmek/bütünleştirmek |
marry up v.
|
|
157 |
Phrasals |
şans eseri birleştirmek/karşılaştırmak |
push together v.
|
|
158 |
Phrasals |
bir metalle başka bir metali birleştirmek |
alloy something with something v.
|
|
159 |
Phrasals |
(bir metalle başka bir metali) birleştirmek |
alloy (something) with v.
|
|
160 |
Phrasals |
iki şeyi birleştirmek |
alloy (something) with v.
|
|
161 |
Phrasals |
(bir şeyi) bir şeyle birleştirmek/harmanlamak |
alloy (something) with v.
|
|
162 |
Phrasals |
ile birleştirmek |
alloy with v.
|
|
163 |
Phrasals |
kendini biriyle/bir şeyle birleştirmek |
ally oneself to someone or something v.
|
|
164 |
Phrasals |
(kendini birine/bir şeye karşı biriyle/bir şeyle) birleştirmek |
ally (oneself) (with someone) (against someone or something) v.
|
|
165 |
Phrasals |
biriyle/bir şeyle birleştirmek |
ally oneself to someone or something v.
|
|
166 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyle birleştirmek |
amalgamate something with something v.
|
|
167 |
Phrasals |
iki şeyi birleştirmek |
amalgamate something with something v.
|
|
168 |
Phrasals |
bir şeyle birleştirmek |
amalgamate with something v.
|
|
169 |
Phrasals |
bir metalle başka bir metali birleştirmek |
alloy something with something v.
|
|
170 |
Phrasals |
(bir metalle başka bir metali) birleştirmek |
alloy (something) with v.
|
|
171 |
Phrasals |
iki şeyi birleştirmek |
alloy (something) with v.
|
|
172 |
Phrasals |
(bir şeyi) bir şeyle birleştirmek/harmanlamak |
alloy (something) with v.
|
|
173 |
Phrasals |
ile birleştirmek |
alloy with v.
|
|
174 |
Phrasals |
kendini biriyle/bir şeyle birleştirmek |
ally oneself to someone or something v.
|
|
175 |
Phrasals |
(kendini birine/bir şeye karşı biriyle/bir şeyle) birleştirmek |
ally (oneself) (with someone) (against someone or something) v.
|
|
176 |
Phrasals |
biriyle/bir şeyle birleştirmek |
ally oneself to someone or something v.
|
|
177 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyle birleştirmek |
amalgamate something with something v.
|
|
178 |
Phrasals |
iki şeyi birleştirmek |
amalgamate something with something v.
|
|
179 |
Phrasals |
bir şeyle birleştirmek |
amalgamate with something v.
|
|
180 |
Phrasals |
bir toprağı/araziyi bir toprakla/araziyle birleştirmek |
annex something to something v.
|
|
181 |
Phrasals |
bir toprakla/araziyle birleştirmek/birleşmek |
annex to something v.
|
|
182 |
Phrasals |
bitişiğindeki/komşu araziyle birleşmek/birleştirmek |
annex to something v.
|
|
183 |
Phrasals |
(bir toprakla/araziyle) birleştirmek |
annex (something) to v.
|
|
184 |
Phrasals |
(arazileri/toprakları) birleştirmek |
annex (something) to v.
|
|
185 |
Phrasals |
toprakları/arazileri birleştirmek |
annex to v.
|
|
186 |
Phrasals |
(kendini/birini/bir şeyi) ile birleştirmek |
assimilate (oneself/someone/something) into v.
|
|
187 |
Phrasals |
(iki şeyi) birleştirmek |
attach to v.
|
|
188 |
Phrasals |
(kendini bir şeyle) birleştirmek |
attach to v.
|
|
189 |
Phrasals |
(birilerini) bir noktada/konuda birleştirmek |
bring (someone) together v.
|
|
190 |
Phrasals |
bir şeyleri toplamak/birleştirmek |
bring something together v.
|
|
191 |
Phrasals |
kabaca birleştirmek |
cobble together v.
|
|
192 |
Phrasals |
yarım yamalak bir araya getirmek/birleştirmek |
cobble together v.
|
|
193 |
Phrasals |
özensizce toparlamak/birleştirmek |
cobble together v.
|
|
194 |
Phrasals |
yalapşap yapmak/birleştirmek |
cobble together v.
|
|
195 |
Phrasals |
kabaca birleştirmek |
cobble up v.
|
|
196 |
Phrasals |
yarım yamalak bir araya getirmek/birleştirmek |
cobble up v.
|
|
197 |
Phrasals |
özensizce toparlamak/birleştirmek |
cobble up v.
|
|
198 |
Phrasals |
yalapşap yapmak/birleştirmek |
cobble up v.
|
|
199 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyle) birleştirmek |
combine (something) with (something) v.
|
|
200 |
Phrasals |
ile birleştirmek |
compound with v.
|
|
201 |
Phrasals |
birilerini/bir şeyleri bir noktada birleştirmek |
concentrate someone or something at something v.
|
|
202 |
Phrasals |
(bir noktada) birleştirmek |
concentrate at (some place) v.
|
|
203 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) karşı güçlerini birleştirmek |
conspire against (something or someone) v.
|
|
204 |
Phrasals |
(biriyle) güçlerini birleştirmek |
conspire with (one) v.
|
|
205 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) karşı (biriyle) güçlerini birleştirmek |
conspire with (someone) against (something or someone) v.
|
|
206 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyle birleştirmek |
couple something with something v.
|
|
207 |
Phrasals |
(iki şeyi) birleştirmek |
couple (something) together v.
|
|
208 |
Phrasals |
ile sıkıca birleştirmek |
dovetail with v.
|
|
209 |
Phrasals |
ile tekrar birleştirmek/bir araya getirmek |
drive back to v.
|
|
210 |
Phrasals |
(ekipman) birleştirmek |
rig up v.
|
|
211 |
Phrasals |
bir şeyi birleştirmek |
fit something together v.
|
|
212 |
Phrasals |
iki metal parçayı birleştirmek |
rust together v.
|
|
213 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyle (eriterek) birleştirmek |
fuse something with something v.
|
|
214 |
Phrasals |
(bir şeyle) birleştirmek |
fuse with (something) v.
|
|
215 |
Phrasals |
birini/bir şeyi (kendi) etrafında bir araya getirmek/birleştirmek |
gather someone or something around (oneself) v.
|
|
216 |
Phrasals |
iki canlı şeyi (bitki, insan dokusu) birbiriyle birleştirmek |
graft on v.
|
|
217 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi bir şeyle) birleştirmek |
incorporate (someone or something) in (something) v.
|
|
218 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi bir şeyle) birleştirmek |
incorporate (someone or something) into (something) v.
|
|
219 |
Phrasals |
(birini bir şeyle) birleştirmek |
integrate (someone) with (something) v.
|
|
220 |
Phrasals |
(bir şeyle) birleştirmek |
integrate into (something) v.
|
|
221 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyle birleştirmek |
intermingle something with something v.
|
|
222 |
Phrasals |
ile birleştirmek |
intersperse with v.
|
|
223 |
Phrasals |
güçlerini birleştirmek |
join up v.
|
|
224 |
Phrasals |
ile birleştirmek |
join with v.
|
|
225 |
Phrasals |
(biriyle başka birini) birleştirmek/bir araya getirmek |
join (someone) with (someone else) v.
|
|
226 |
Phrasals |
(bir şey) olarak birleştirmek |
merge into (something) v.
|
|
227 |
Phrasals |
ile birleştirmek |
merge in v.
|
|
228 |
Phrasals |
(bir şeyle) birleştirmek |
mingle with (something) v.
|
|
229 |
Phrasals |
(bir şeyle) birleştirmek |
mix with (something) v.
|
|
230 |
Phrasals |
yapıştırıcıyla birleştirmek |
paste up v.
|
|
231 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) karşı güçlerini birleştirmek |
plot against (something or someone) v.
|
|
232 |
Phrasals |
uçlarını birleştirmek |
splice to v.
|
|
233 |
Phrasals |
(biriyle/bir şeyle) birleşmek/güçleri birleştirmek |
team up (with one) v.
|
|
234 |
Phrasals |
yalapşap/derme çatma/gelişigüzel yapmak/birleştirmek |
toss together v.
|
|
235 |
Phrasals |
eğreti şekilde birleştirmek/kurmak |
toss together v.
|
|
236 |
Phrasals |
rastgele birleştirmek/bir araya getirmek |
toss together v.
|
|
237 |
Phrasals |
çarpık çurpuk birleştirmek |
toss together v.
|
|
238 |
Phrasals |
(bir şeyle) birleştirmek |
touch to (something) v.
|
|
239 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) karşı birleştirmek |
unite against (someone or something) v.
|
|
240 |
Phrasals |
(biriyle/bir şeyle) birleştirmek |
unite with (someone or something) v.
|
|
241 |
Phrasals |
telle bağlayarak birleştirmek |
wire together v.
|
|
242 |
Phrasals |
(bir dizi ayrı ses kanalını) daha az sayıda ses kanalı oluşturmak için birleştirmek |
fold down v.
|
|
Colloquial |
|
243 |
Colloquial |
bir şirketin hisselerini ayrı ayrı satın alıp sonradan tek holdingde birleştirmek üzere gizlice anlaşanlar |
concert party n.
|
|
244 |
Colloquial |
güçlerini birleştirmek |
join forces with v.
|
|
245 |
Colloquial |
parçaları birleştirmek |
piece together v.
|
|
246 |
Colloquial |
biriyle güçlerini birleştirmek/bir araya getirmek |
hook up with someone v.
|
|
Idioms |
|
247 |
Idioms |
oylarını birleştirmek için birlikte seçim kampanyası yapan siyasetçiler |
dream ticket n.
|
|
248 |
Idioms |
(biriyle) güçleri birleştirmek |
combine forces (with one) v.
|
|
249 |
Idioms |
birine karşı saflarını birleştirmek |
take sides against someone v.
|
|
250 |
Idioms |
güçlerini birleştirmek |
join forces v.
|
|
251 |
Idioms |
noktaları birleştirmek (çizgilerle) |
join (up) the dots v.
|
|
252 |
Idioms |
ipuçlarını birleştirmek |
join (up) the dots v.
|
|
253 |
Idioms |
yapbozun parçalarını birleştirmek |
join up the dots v.
|
|
254 |
Idioms |
ipuçlarını birleştirmek |
join up the dots v.
|
|
255 |
Idioms |
güçlerini birleştirmek |
hitch (one's) horses together v.
|
|
256 |
Idioms |
hayatını birleştirmek |
be one flesh v.
|
|
257 |
Idioms |
(biriyle) güçleri birleştirmek |
join/combine forces (with somebody) v.
|
|
258 |
Idioms |
parçaları birleştirmek |
fill in the blank v.
|
|
259 |
Idioms |
ellerini birleştirmek |
fold hands v.
|
|
260 |
Idioms |
tutkalla/yapıştırıcıyla parçalarını birleştirmek |
glue together v.
|
|
261 |
Idioms |
(biriyle) güçlerini birleştirmek |
join forces (with one) v.
|
|
262 |
Idioms |
güçleri birleştirmek |
join/combine forces v.
|
|
263 |
Idioms |
-e karşı saflarını birleştirmek |
take sides against v.
|
|
264 |
Idioms |
(birine/bir şeye) karşı saflarını birleştirmek |
take sides against (someone or something) v.
|
|
Formal |
|
265 |
Formal |
tekrar birleştirmek |
recouple v.
|
|
Trade/Economic |
|
266 |
Trade/Economic |
bir hesabı başka bir hesapla birleştirmek |
absorb v.
|
|
267 |
Trade/Economic |
fonları birleştirmek |
pool funds v.
|
|
268 |
Trade/Economic |
ipotekleri birleştirmek |
tack mortgages v.
|
|
269 |
Trade/Economic |
teminatları birleştirmek |
tack securities v.
|
|
Law |
|
270 |
Law |
birkaç yasayı tek bir yasa halinde birleştirmek amacıyla hazırlanan kanun tasarısı |
omnibus bill n.
|
|
Politics |
|
271 |
Politics |
çeşitli ülkelerdeki komünist gruplarını birleştirmek üzere kurulmuş aşırı radikal bir örgüt |
third international n.
|
|
272 |
Politics |
çeşitli ülkelerdeki komünist gruplarını birleştirmek üzere kurulmuş aşırı radikal bir örgüt |
comintern n.
|
|
273 |
Politics |
ulusal düzeyde yönetilebilir sayıda önerge üretmek için yerel dallardan gelen önergeleri birleştirmek |
composite v.
|
|
274 |
Politics |
federal birlik altında birleştirmek |
federalize v.
|
|
275 |
Politics |
federal birlik altında birleştirmek |
federalise v.
|
|
Technical |
|
276 |
Technical |
makine tahrik kayışının uçlarını birleştirmek için kullanılan ince deriden kayış veya bir dizi metal kelepçe |
lacing n.
|
|
277 |
Technical |
(ses kayıt veya yayın sisteminde) birçok kaynaktan gelen sinyalleri istenen bir oranda birleştirmek için kullanılan elektrik devresi |
mixer n.
|
|
278 |
Technical |
solunum yoluyla kanı oksijen ile birleştirmek |
air out v.
|
|
279 |
Technical |
üst üste gelen malzeme katmanlarını yapıştırarak birleştirmek |
laminate v.
|
|
280 |
Technical |
amonyakla karıştırmak veya birleştirmek |
ammoniate v.
|
|
281 |
Technical |
bağlamak veya birleştirmek |
tie v.
|
|
282 |
Technical |
birleştirmek bir araya getirmek |
assemble v.
|
|
283 |
Technical |
brom ile birleştirmek |
brominate v.
|
|
284 |
Technical |
dik açılarda birleştirmek |
quarter v.
|
|
285 |
Technical |
geçme parçası ile birleştirmek |
tenon v.
|
|
286 |
Technical |
harman ederek veya eriterek birleştirmek |
interfuse v.
|
|
287 |
Technical |
fosfor ile birleştirmek veya doyurmak |
phosphorate v.
|
|
288 |
Technical |
nitrojenle birleştirmek |
azotise v.
|
|
289 |
Technical |
karbonla birleştirmek |
carburise v.
|
|
290 |
Technical |
karbonla birleştirmek |
carburize v.
|
|
291 |
Technical |
nitrojenle birleştirmek |
azotize v.
|
|
292 |
Technical |
metal parçaları ısıtarak temas noktasında birleştirmek |
sweat v.
|
|
293 |
Technical |
kükürt ile birleştirmek |
sulfurize v.
|
|
294 |
Technical |
klor ile birleştirmek |
chlorinate v.
|
|
295 |
Technical |
karbon ile birleştirmek ve yüzey sertleştirmek |
packharden v.
|
|
296 |
Technical |
mafsal ile birleştirmek |
articulate v.
|
|
297 |
Technical |
kükürt ile birleştirmek |
sulphurise v.
|
|
298 |
Technical |
solunum yoluyla kanı oksijen ile birleştirmek |
aerate v.
|
|
299 |
Technical |
tartarla doyurmak veya işba haline getirmek ya da tartarla birleştirmek |
tartarize v.
|
|
300 |
Technical |
tartarla doyurmak veya işba haline getirmek ya da tartarla birleştirmek |
tartarise v.
|
|
301 |
Technical |
yiv ile birleştirmek |
rabbet v.
|
|
302 |
Technical |
vida ile birleştirmek |
screw together v.
|
|
303 |
Technical |
kalkandaki armaları birleştirmek |
impale v.
|
|
304 |
Technical |
üst üste koyarak uçlarını birleştirmek |
lap v.
|
|
305 |
Technical |
yumuşatıp ovarak, yoğurarak veya yuvarlayarak, bir yandan da seyreltici bir madde ile karıştırarak birleştirmek (alçıyı, kili veya hapı) |
malax v.
|
|
306 |
Technical |
alın kaynağı ile birleştirmek |
jumpweld v.
|
|
307 |
Technical |
alın kaynağı ile birleştirmek |
buttweld v.
|
|
308 |
Technical |
alın kaynağı ile birleştirmek |
butt-weld v.
|
|
309 |
Technical |
(levha uçlarını) ahşap bloğa sabitleyerek birleştirmek |
block v.
|
|
310 |
Technical |
(iki yumuşak düz yüzeyi) elle bastırıp hafifçe döndürerek birleştirmek |
wring together v.
|
|
311 |
Technical |
mekanizmanın parçalarını telleri birbirine bağlayarak birleştirmek |
hook up v.
|
|
312 |
Technical |
(sinyalleri) birleştirmek |
mix v.
|
|
313 |
Technical |
(iki film metrajını) efektin fark edilmemesi için birleştirmek |
mix v.
|
|
314 |
Technical |
eski lastik dişlerinin perdahlanmasının ardından yeni kauçuk kaplamayı yıpranmış açık pnömatik lastik yüzeyi ile birleştirmek |
retread v.
|
|
315 |
Technical |
kaynak yaparak yeniden birleştirmek |
reweld v.
|
|
316 |
Technical |
ilmekle birleştirmek |
loop v.
|
|
317 |
Technical |
metal parçalarını erimiş metal kullanarak birleştirmek |
burn v.
|
|
318 |
Technical |
metal parçalarını erimiş metal kullanarak birleştirmek |
burn in v.
|
|
319 |
Technical |
metal parçalarını erimiş metal kullanarak birleştirmek |
burn on v.
|
|
320 |
Technical |
metal parçalarını erimiş metal kullanarak birleştirmek |
burn together v.
|
|
321 |
Technical |
(keresteleri) zıvana veya dübellerle birleştirmek |
coak v.
|
|
322 |
Technical |
(iki levhayı) zıvana veya kırlangıç kemiği açarak birleştirmek |
indent v.
|
|
323 |
Technical |
oku dayanağıyla birleştirmek |
piece v.
|
|
324 |
Technical |
(taze odunu) kusurlu kısmı kesilip atılmış okla birleştirmek |
piece v.
|
|
325 |
Technical |
duba köprü ile birleştirmek |
pontoon v.
|
|
326 |
Technical |
(elektrik devreleri veya cihazlarını) tek devrede birleştirmek |
couple v.
|
|
327 |
Technical |
zıvanayla birleştirmek |
cog v.
|
|
328 |
Technical |
silika veya silikatlarla birleştirmek |
silicate v.
|
|
329 |
Technical |
birleştirmek (toka ile) |
buckle expr.
|
|
Computer |
|
330 |
Computer |
birden çok sinyali tek sinyalde birleştirmek |
multiplex n.
|
|
331 |
Computer |
sql'de iki veya daha fazla tablodaki ilişkili değerleri seçmek/birleştirmek için kullanılan bir özellik |
inner join n.
|
|
332 |
Computer |
köşeleri dik veya yay şeklinde genellikle dik bir şekilde birleştirmek |
fillet v.
|
|
333 |
Computer |
köşeleri birleştirmek |
fillet v.
|
|
334 |
Computer |
yeniden birleştirmek |
relink v.
|
|
335 |
Computer |
parçaları birleştirmek |
implode v.
|
|
336 |
Computer |
verilerin depolanıp kaydedilmesini yönetmek için bilgisayar diski yüzeyine yazılmış eşmerkezli manyetik dairesel çoğaltmalar üzerinde sektörleri birleştirmek |
interleave v.
|
|
Informatics |
|
337 |
Informatics |
şifreleri kırmak için bir şifre dosyasını gölge dosyasıyla birleştirmek |
unshadow v.
|
|
Telecom |
|
338 |
Telecom |
iletişim ağlarını birleştirmek |
net v.
|
|
Electric |
|
339 |
Electric |
dosya birleştirmek |
merge v.
|
|
340 |
Electric |
(elektrik devrelerini) transformatör aracılığıyla birleştirmek |
match v.
|
|
341 |
Electric |
elektrikli cihazları kalıcı olarak birleştirmek |
hardwire v.
|
|
342 |
Electric |
(iletkenleri) devreyi tamamlayacak şekilde birleştirmek |
loop v.
|
|
Mechanic |
|
343 |
Mechanic |
iki veya daha fazla sayıdaki uç elemanı birleştirmek için gerekli parça |
common item n.
|
|
344 |
Mechanic |
(mekanik parçayı) bir başkasına yaklaştırıp birleştirmek |
offer v.
|
|
Textile |
|
345 |
Textile |
verev dikiş ile birleştirmek |
whip v.
|
|
Architecture |
|
346 |
Architecture |
kalınlığının yarısından keserek iki tahtayı birleştirmek |
halve v.
|
|
Construction |
|
347 |
Construction |
dikey ve yatay kirişleri birleştirmek için eğik olarak çakılan çivi |
toenail n.
|
|
348 |
Construction |
düşey derz ile birleştirmek |
thorough-bind v.
|
|
349 |
Construction |
lamba ve zıvana ile birleştirmek |
tongue v.
|
|
350 |
Construction |
(iki ahşap, taş parçasını) zıvana-delik yöntemiyle birleştirmek |
mortise v.
|
|
351 |
Construction |
macun ile birleştirmek |
lute v.
|
|
352 |
Construction |
lökün ile birleştirmek |
lute v.
|
|
353 |
Construction |
pencereleri tirizlerle birleştirmek |
mull v.
|
|
Woodworking |
|
354 |
Woodworking |
(kapıyı, pencereyi) menteşelerle birleştirmek |
ledge v.
|
|
Automotive |
|
355 |
Automotive |
kaynak ile birleştirmek |
weld through v.
|
|
Railway |
|
356 |
Railway |
bağlantı elemanı ile birleştirmek |
fish-joint v.
|
|
Aeronautic |
|
357 |
Aeronautic |
(uçağın metal parçalarını) elektriksel olarak birbirine bağlı olacak şekilde birleştirmek |
bond v.
|
|
Marine |
|
358 |
Marine |
(tahta parçalarını) halat yardımıyla birleştirmek |
marry v.
|
|
Medical |
|
359 |
Medical |
(kemik veya dokuları) birleştirmek |
conglutinate v.
|
|
Gastronomy |
|
360 |
Gastronomy |
birden fazla farklı şarabı karıştırıp yıllandırarak birleştirmek |
marry v.
|
|
Math |
|
361 |
Math |
iki grubu birleştirmek |
conjoin v.
|
|
362 |
Math |
iki ifadeyi birleştirmek |
conjoin v.
|
|
Geometry |
|
363 |
Geometry |
düz bir çizgi ile birleştirmek |
join v.
|
|
364 |
Geometry |
eğri ile birleştirmek |
join v.
|
|
Physics |
|
365 |
Physics |
(frekans incelemede) referans dalgayı ikinci bir dalga ile birleştirmek |
beat v.
|
|
Chemistry |
|
366 |
Chemistry |
halka oluşturmak için kimyasal bir bileşik ile bir metal iyonunu birleştirmek |
chelate v.
|
|
367 |
Chemistry |
karbonla birleştirmek |
carburet v.
|
|
368 |
Chemistry |
karbon ile birleştirmek |
carburet v.
|
|
369 |
Chemistry |
su ile birleştirmek |
hydrate v.
|
|
370 |
Chemistry |
epoksi ile birleştirmek |
epoxy v.
|
|
371 |
Chemistry |
bikromatla birleştirmek |
bichromatize v.
|
|
372 |
Chemistry |
kimyasal olarak birleştirmek |
bind v.
|
|
373 |
Chemistry |
cıva veya cıva tuzu ile birleştirmek |
mercurate v.
|
|
374 |
Chemistry |
cıva ile birleştirmek |
mercurify v.
|
|
375 |
Chemistry |
metal ile birleştirmek |
metalize v.
|
|
376 |
Chemistry |
metal ile birleştirmek |
metalise v.
|
|
377 |
Chemistry |
hidrojen ile birleştirmek |
hydrogenate v.
|
|
378 |
Chemistry |
hidrojen ile birleştirmek |
hydrogenize v.
|
|
379 |
Chemistry |
hidrojen ile birleştirmek |
hydrogenise v.
|
|
380 |
Chemistry |
oksijen ile birleştirmek |
oxidate v.
|
|
381 |
Chemistry |
(kimyasal bileşen) birleştirmek |
conjugate v.
|
|
382 |
Chemistry |
(bileşiği) başka bileşikle birleştirmek |
couple v.
|
|
383 |
Chemistry |
(kimyasal bileşik, radikal) genellikle basit molekülün çıkarılması yoluyla birleştirmek |
couple v.
|
|
384 |
Chemistry |
iyotla birleştirmek |
iodinate v.
|
|
385 |
Chemistry |
iyot bileşiğiyle birleştirmek |
iodinate v.
|
|
386 |
Chemistry |
moleküler bir reseptörle birleştirmek |
dock v.
|
|
387 |
Chemistry |
ftalik asitle birleştirmek |
phthalate v.
|
|
388 |
Chemistry |
ftalik anhidritle birleştirmek |
phthalate v.
|
|
389 |
Chemistry |
kükürtle birleştirmek |
sulphuret v.
|
|
390 |
Chemistry |
(peroksit elde etmek için) oksijen ile birleştirmek |
suroxidate v.
|
|
Biology |
|
391 |
Biology |
(nükleik asit dizilerini) ısı ile ayırdıktan sonra düşük sıcaklıkta yeniden birleştirmek |
anneal v.
|
|
392 |
Biology |
(bir dizi geni) tek genotipte birleştirmek |
pyramid v.
|
|
Biochemistry |
|
393 |
Biochemistry |
birden fazla biyolojik makromolekülün tamamlayıcı alt birimlerini birleştirmek |
hybridize v.
|
|
394 |
Biochemistry |
birden fazla biyolojik makromolekülün tamamlayıcı alt birimlerini birleştirmek |
hybridise v.
|
|
395 |
Biochemistry |
peptonla birleştirmek |
peptonize v.
|
|
396 |
Biochemistry |
peptonla birleştirmek |
peptonise v.
|
|
Agriculture |
|
397 |
Agriculture |
(bitkileri) aşılama yaparak birleştirmek |
graft v.
|
|
Apiculture |
|
398 |
Apiculture |
kolonileri birleştirmek |
unite colonies v.
|
|
Linguistics |
|
399 |
Linguistics |
tireyle birleştirmek |
hyphen v.
|
|
400 |
Linguistics |
kısa çizgiyle birleştirmek |
hyphen v.
|
|
401 |
Linguistics |
(sözdizimsel birimleri) eşit seviyede birleştirmek |
coordinate v.
|
|
402 |
Linguistics |
farklı çekim eklerini birleştirmek |
syncretise v.
|
|
403 |
Linguistics |
farklı çekim eklerini birleştirmek |
syncretize v.
|
|
History |
|
404 |
History |
(antik yunan'da) bir başkent altında birleştirmek |
synoecise v.
|
|
405 |
History |
(antik yunan'da) bir başkent altında birleştirmek |
synoecize v.
|
|
Music |
|
406 |
Music |
notaları birleştirmek |
tie v.
|
|
407 |
Music |
iki notayı birleştirmek |
slur v.
|
|
408 |
Music |
notaları birleştirmek |
slur v.
|
|
409 |
Music |
(orgda birden fazla tuşu) bağlayıcıyla birleştirmek |
couple v.
|
|
Cinema |
|
410 |
Cinema |
(sinema sahnelerini veya ses bandını) keserek birleştirmek |
cut v.
|
|
Archaic |
|
411 |
Archaic |
aşılamak için bitkileri birleştirmek |
graff v.
|
|
412 |
Archaic |
görünmez şekilde birleştirmek |
graff v.
|
|
413 |
Archaic |
zorla birleştirmek |
compel v.
|
|
414 |
Archaic |
sıkıca birleştirmek |
contex v.
|
|
Engineering |
|
415 |
Engineering |
aynı frekanstaki iki dalgayı birleştirmek |
homodyne v.
|
|
416 |
Engineering |
panel noktalarını üçgen sistemi oluşturacak şekilde birleştirmek için gereken minimum elemanı içeren (kiriş) |
complete adj.
|
|
Slang |
|
417 |
Slang |
biriyle işleri birleştirmek |
get into bed with someone v.
|
|
418 |
Slang |
biriyle şirketleri birleştirmek |
get into bed with someone v.
|
|