güzel güzel - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

güzel güzel



Bedeutungen von dem Begriff "güzel güzel" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 5 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
güzel güzel calmly adv.
güzel güzel peacefully adv.
güzel güzel beautifully adv.
güzel güzel calmly and quietly adv.
güzel güzel finely adv.

Bedeutungen, die der Begriff "güzel güzel" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
güzel kız beautiful girl n.
güzel ve hoş koku fragrance n.
güzel pretty adj.
güzel lovely adj.
güzel pleasant adj.
güzel good adj.
güzel nice adj.
güzel beautiful adj.
güzel şeyleri tahrip eden vandal adj.
General
yılın en güzel mevsimi the best part of the year n.
güzel kız pretty girl n.
güzel koku fragrance n.
güzel sanatlara düşkün esthete n.
güzel vücutlu well rounded n.
güzel delikanlı ephebe n.
hayatın en güzel devresi prime of life n.
güzel kız smasher n.
güzel kadın belle n.
güzel manzaralı kameriye gazebo n.
efsaneye göre kuğunun ölmeden önceki son ve güzel ötüşü swan song n.
güzel konuşan kimse orator n.
güzel sanatlar arts n.
güzel kız a smasher of a girl n.
güzel tat relish n.
en güzel parça tidbit n.
güzel kız eyeful n.
güzel kokulu olma odorousness n.
modern güzel sanatlar modern arts n.
güzel konuşma rhetoric n.
güzel hava fine weather n.
güzel kadın trick n.
güzel kız doll n.
çok güzel kız peach n.
hayatın güzel tarafı the amenities of life n.
güzel konuşan kimse conversationalist n.
güzel kız beauty n.
en güzel dönem (bir kimsenin/bir şeyin) prime n.
güzel davranış gesture n.
güzel beauty n.
güzel kız rose n.
güzel koku sweet n.
en güzel dönem pink n.
güzel sanat virtu n.
güzel konuşma atticism n.
güzel dilly n.
özlem duyulan eski güzel günler good old times n.
güzel hatıralar fond memories n.
güzel sanatlar the arts n.
güzel koku aroma n.
güzel kız sylph n.
türk güzel sanatları turkish arts n.
güzel fakat değersiz şey bauble n.
güzel kokulu siyah çay oolong n.
ince ve güzel kız sylph n.
güzel şey beauty n.
güzel beauty queen n.
güzel koku balm n.
güzel kadın beauty n.
güzel kız juicy girl n.
işin güzel tarafı the sun side of the picture n.
hayatın en dinç ve güzel devresi the prime of life n.
en güzel zaman prime n.
güzel konuşma elocutionary n.
güzel söz söyleme sanatı eloquence n.
çok güzel kimse vision n.
çok güzel kız a peach of a girl n.
çeşitli çiçeklerin güzel kokulu yapraklarıyla baharattan oluşan ve kavanozda saklanan bir karışım potpourri n.
güzel koku perfume n.
güzel sanatlar sevgisi virtu n.
güzel sanatlar fine arts n.
güzel olma beauteousness n.
güzel koku scent n.
güzel olmayan karışım mishmash n.
etkili ve güzel söz söyleme yeteneği eloquence n.
uyuyan güzel sleeping beauty n.
güzel kız nymph n.
koku (güzel) scent n.
güzel ve etkili konuşma oratory n.
deniz manzaralı güzel mekan space for water affinity n.
çok güzel kız very beautiful girl n.
güzel sanatlar ve el sanatları akımı arts and crafts movement n.
etkili ve güzel konuşma tarzı elocution n.
güzel genç kız gamine n.
güzel kız dish n.
büyük ve güzel ev dome n.
bir yüksek basınç alanından dışa doğru dairesel esen ve genellikle güzel hava getiren rüzgar sistemi anticyclone n.
aniden gelen güzel fikir a brain wave n.
güzel koku sweetness n.
safran içinde bulunan güzel kokulu yağımsı madde safranal n.
güzel sanat fine art n.
güzel ve ince (kız/kadın) sylphlike n.
güzel sanatlar meraklısı dilettanti n.
güzel belle n.
güzel elbise finery n.
güzel sanat eseri article of virtu n.
güzel fakat değersiz nesne bauble n.
genç ve güzel kız (şiir) nymph n.
güzel yazı sanatı calligraphy n.
güzel konuşma a glib tongue n.
güzel konuşma sanatı art of eloquence n.
güzel gözler beautiful eyes n.
güzel konuşma sanatı oratory n.
güzel şehir beautiful city n.
güzel bir haber a great news n.
güzel bir haber a good news n.
güzel yazı sanatı caligraphy n.
güzel kızlar beautiful girls n.
aroma (güzel) koku aroma n.
güzel kişi beauty n.
güzel fakat aptal kadın doll n.
güzel konuşma elocution n.
güzel görünüş glory n.
güzel insan beautiful-good person n.
güzel good-looker n.
çok güzel ve rahat bir yer shangri-la n.
güzel kız chick n.
güzel söz söyleme sanatı elocution n.
güzel konuşma eloguence n.
güzel kadın goddess n.
süslü güzel elbise finery n.
-e karşı güzel davranış gesture toward n.
yararlı ve güzel şeyleri tahrip eden kimse vandal n.
yararlı ya da güzel şeyleri tahrip eden kimse vandal n.
güzel tesadüf happy accident n.
güzel sözler words of wisdom n.
güzel insanlar beautiful people n.
güzel prenses beautiful princess n.
güzel yazı yazma yeteneği a ready pen n.
güzel soru good question n.
güzel fotoğraf nice photo n.
güzel bayan nice lady n.
güzel bayan beautiful lady n.
güzel bir bayan a beautiful lady n.
sonu güzel biten hikayeler happy ending stories n.
güzel kadınlar beautiful women n.
güzel kadın beautiful woman n.
güzel ve özlü sözler words to live by n.
güzel manzara lovely view n.
çok güzel olan yer/nokta beauty spot n.
güzel bonnie n.
güzel bir gün a beautiful day n.
güzel/hoş ayakkabılar nice shoes n.
güzel konuşma eloquence n.
güzel budanmış çalı well-trimmed bush n.
güzel manzara nice view n.
güzel manzara nice scenery n.
güzel manzara beautiful scenery n.
güzel manzara beautiful view n.
güzel kızlar beauties n.
tadı ve kokusu güzel şey ambrosia n.
güzel sanatlarla uğraşma artistry n.
güzel manzaralı yer beauty spot n.
güzel yan beauty n.
güzel sanatlar meraklısı dilettante n.
güzel ama kafasız kız doll n.
en güzel parça titbit n.
güzel ev nice house n.
güzel konuşamama ineloquence n.
güzel bir aile a lovely family n.
güzel bir aile a nice family n.
güzel tahmin good guess n.
güzel tahmin nice guess n.
(bir şeyin) en güzel şeyi crowning glory n.
güzel ve çekici kız babe n.
güzel sözle razı güzel sözle eden cajoler n.
güzel sözle aldatan cajoler n.
güzel yazı sanatı caligraphy n.
hoş ve güzel kokulu olma balminess n.
güzel yazı yazan calligrapher n.
güzel yazı yazan calligraphist n.
güzel sanatlara düşkün aesthete n.
güzel sanatlarda tecrübeli kimse aesthetician n.
kokunun keskinliği ve çabukluğu dolayısıyla güzel ayırt edilmesi nasutness n.
güzel gülüş beautiful smile n.
danstaki en güzel ve popüler kadın the belle of the ball n.
partideki en güzel ve popüler kadın the belle of the ball n.
çok güzel kadın peri n.
güzel fakat değersiz şey trinkum n.
eski güzel günler auld lang syne [scottish] n.
güzel bir seyahat a good trip n.
güzel genç kız enigma n.
güzel olmama unprettiness n.
bikinili güzel bathing beauty n.
mayolu güzel bathing beauty n.
mayolu güzel bathing belle [obsolete] n.
(güzel sanatlarda) yetenek virtuosity n.
güzel ve iyi kadın bellibone n.
oldukça güzel kadın venus n.
güzel sanata düşkünlük virtuosity n.
güzel sanata ilgili olma virtuosity n.
güzel kız whiting-mop n.
güzel genç kadın whiting-mop n.
gösterişli ve güzel kimse whizzer n.
güzel ve genç olunan dönem blow n.
güzel kız bonibell n.
güzel kız bonnibell [obsolete] n.
güzel kız bonny [scotland] n.
güzel genç kadın bonny [scotland] n.
güzel kız bonnilass n.
güzel kız bonnilasse [obsolete] n.
güzel kadın fair one n.
güzel ilişki harmony n.
güzel fırsatlar veya koşullar sunan yer haven n.
en güzel kıyafetler braw n.
zengin ve güzel yemeklerle beslenme high living n.
güzel koku scent n.
güzel konuşarak ikna eden kimse someone with a glib tongue n.
güzel kimse lovely n.
güzel kadın lovely n.
güzel nesne lovely n.
güzel dans edebilme moves n.
güzel tat delectability n.
güzel olan şey grace [obsolete] n.
beklenmedik güzel şey icing n.
galler'de müzik, drama, şiir ve güzel sanatlarda yarışmalarla dolu bir festival royal national eisteddfod n.
özensiz güzel yazı running hand n.
farklı içerikleri güzel şekilde bir araya getiren eser dish n.
güzel şey dream n.
güzel penchant n.
(güzel sanatlar, moda) uzman kimse conoscente n.
güzel başlangıç flying start n.
güzel manzara scape n.
güzel yer show place n.
güzel dekorlu yer show place n.
güzel dekorlu ev showplace n.
güzel sesli kadın siren n.
güzel kimse pretty n.
kafası güzel kimse slubberdegullion n.
çok büyük veya güzel olan şey smasher n.
güzel davranan good doer n.
güzel sanatlar beaux arts n.
güzel sanatlar beaux-arts n.
güzel ve masum bir kisve altında saklamak (kötü bir şeyi) sugarcoat v.
birine karşılıkta bulunmak (güzel bir şeye karşı) pay someone back v.
güzel görünmek look beautiful v.
güzel durmak become v.
güzel koku saçmak scent v.
daha güzel ve daha çekici bir hale sokmak (bir yeri) freshen up v.
güzel sözle aldatmak cajole v.
çok hoşlanmak (güzel bir şeyden) be smitten by v.
güzel olmak become beautiful v.
çok hoşlanmak (güzel bir şeyden) be smitten with v.
en güzel halinde olmak be in the pink v.
kapılıvermek (güzel bir şeye) be smitten by v.
kapılıvermek (güzel bir şeye) be smitten with v.
güzel bir dille anlatmak clothe v.
gününü güzel geçirmek have a good time v.
görünmek (güzel/hasta vb) look v.
güzel geçmek (fuar vb) go great v.
çok güzel olmak be very beautiful v.
çok güzel olmak be very pretty v.
en güzel kıyafetlerini giymek wear one's best clothes v.
güzel bulmak find someone beautiful v.
güzel bulmak find something beautiful v.
güzel görünmek seem beautiful v.
güzel hissetmek feel beautiful v.
güzel olmak be beautiful v.
resimde güzel çıkmak look good in a picture v.
resimde güzel çıkmak look beautiful in a picture v.
güzel göstermek glorify v.
güzel görünmek look well v.
güzel zaman geçirmek have good time v.
kulağa güzel gelmek sound good v.
daha bir güzel olmak become even more beautiful v.
iyi/güzel giyinmek dress well v.
güzel bir konuşma yapmak give/make a good talk/speech v.
güzel dans etmek dance good v.
çok güzel bir çift olmak make such a beautiful couple v.
kendine iyi/güzel bir hayat kurmak make a good life for oneself v.
hayatının en iyi/güzel/muhteşem vs. gösterisini yapmak put on a performance of a lifetime v.
güzel kokmak smell good v.
güzel kokmak smell nice v.
güzel bir yer kiralamak hire a nice place v.
güzel haber duymak hear good news v.
daha güzel olmak be more beautiful v.
güzel kokutmak embalm v.
güzel kokar hale getirmek balmify v.
güzel ve süslü yazmak calligraph v.
güzel giyinmek dress beautifully v.
güzel kokmak perfume v.
(bir şarkıya) zarif notalar, aksanlar, güzel melodiler eklemek embellish v.
güzel kılmak make v.
güzel zaman geçirmek wile v.
birini güzel bir yemekle eğlendirmek wine and dine v.
güzel yorumlamak handsome [obsolete] v.
güzel bir tezat teşkil etmek make a beautiful contrast v.
güzel bir tezat oluşturmak make a beautiful contrast v.
kafası güzel olmak lubricate v.
kafası güzel olmak lubricitate v.
en güzel kıyafetlerini giymek gussy (up) v.
kafası güzel olmak fly v.
daha güzel giyinmek outmantle v.
güzel göstermek pride [obsolete] v.
güzel kokular vermek rose v.
güzel hale getirmek prettify v.
çok güzel very beautiful adj.
güzel (hava) fine adj.
endamlı ve güzel statuesque adj.
güzel bully adj.
çok güzel inspired adj.
güzel shapely adj.
çok güzel spiffy adj.
çok güzel magical adj.
çok güzel admirable adj.
tadı güzel savoury adj.
son derece güzel superfine adj.
güzel gallant adj.
güzel rosy adj.
güzel sanatlarla ilgili artistic adj.
etkili ve güzel (sözler konuşma tarzı) eloquent adj.
güzel kokulu aromatic adj.
çok güzel divine adj.
güzel plummy adj.
güzel kokulu nosey adj.
biçimi güzel olan shapely adj.
güzel delicious adj.
güzel sightly adj.
koyu ve güzel (renk) rich adj.
güzel sanatlarla ilgili artistical adj.
güzel sweet adj.
güzel konuşma ile ilgili elocutionary adj.
tadı güzel tasty adj.
güzel fair adj.
çok güzel bir biçimde in fine style adj.
güzel konuşan conversational adj.
etkili ve güzel söz söyleyen eloquent adj.
güzel bir zevki yansıtan tasteful adj.
çok güzel fabulous adj.
çok güzel heavenly adj.
çok güzel ethel adj.
çok güzel peachy adj.
güzel wellfavored adj.
güzel favourable adj.
güzel goodly adj.
güzel konuşan eloquent adj.
güzel ducky adj.
güzel swell adj.
güzel sapid adj.
ince güzel sylphlike adj.
güzel beauteous adj.
güzel sharp adj.
güzel delicate adj.
çok güzel terrific adj.
güzel well adj.
çok güzel gorgeous adj.
tadı güzel yummy adj.
güzel enviable adj.
güzel delightful adj.
çok güzel scrumptious adj.
güzel jolly adj.
güzel treacly adj.
güzel personable adj.
güzel manzaraları olan scenic adj.
güzel grateful adj.
güzel enjoyable adj.
hatları ince ve güzel slender adj.
tadı güzel savory adj.
güzel kokulu redolent adj.
güzel kokulu odorous adj.
güzel bonny adj.
en güzel finest adj.
güzel comely adj.
güzel smart adj.
parlak ve güzel renkli gay adj.
çok güzel superb adj.
çok güzel very good adj.
müthiş güzel ravishing adj.
çok güzel slashing adj.
güzel nifty adj.
çok güzel ve sevimli adorable adj.
çok güzel adorable adj.
güzel glad adj.
çok güzel spiffing adj.
güzel appealing adj.
güzel picturesque adj.
güzel kokulu fragrant adj.
güzel handsome adj.
çok güzel fine as a fiddle adj.
güzel goluptious adj.
pahalı ve güzel rich adj.
fevkalade güzel glorious adj.
güzel kokulu odoriferous adj.
güzel likely adj.
güzel sheene adj.
güzel agreeable adj.
çok güzel super adj.
güzel fine adj.
güzel charming adj.
birbirinden güzel one more beautiful than the other adj.
güzel pulchritudinous adj.
güzel duran becoming adj.
güzel winsome adj.
göze güzel görünen easy on the eye adj.
güzel elegant adj.
çok güzel exquisite adj.
güzel good-looking adj.
güzel konuşan silver-tongued adj.
güzel konuşan well-spoken adj.
güzel well-favoured adj.
güzel well-favored adj.
güzel dreamy adj.
güzel konuşan golden-mouthed adj.
çok daha güzel much more beautiful adj.
güzel hazırlanmış well-fashioned adj.
güzel düzenlenmiş well-fashioned adj.
güzel braw adj.
hem güzel hem akıllı both beautiful and smart adj.
güzel kokulu ambrosia adj.
endamlı ve güzel junoesque adj.
iyi/güzel giyinmiş well-dressed adj.
güzel hale getirilmiş beatified adj.
tadı güzel ambrosial adj.
tadı güzel ambrosian adj.
küçük ve güzel bijou adj.
daha/en seçkin/kaliteli/güzel/hoş choicer, choicest adj.
güzel bakılmış beautifully maintained adj.
güzel favorable adj.
güzel yazılmış beautifully written adj.
hoş/güzel sesli sweet-voiced adj.
güzel flowy adj.
alkıştan oyunun (örn. bir piyesin) birkaç saniyeliğine durmasına neden olan (çok güzel bir hareket ya da söz) show-stopping adj.
güzel kokulu balmy adj.
güzel kokan balmy adj.
güzel yazılmış calligraphic adj.
güzel yazılmış calligraphical adj.
güzel aerial adj.
genç ve güzel bir kız gibi nymphetic adj.
genç ve güzel bir kızla ilgili nymphetic adj.
çok güzel neat adj.
çok güzel tophole [brit] adj.
güzel yapılmış tretis [obsolete] adj.
güzel giyinmiş appareled adj.
güzel giyinmiş robed adj.
güzel giyinmiş habilimented adj.
güzel giyinmiş garmented adj.
güzel giyinmiş garbed adj.
güzel giyinmiş attired adj.
güzel olmayan unbeautiful adj.
güzel olmayan undelightful adj.
çok çok güzel supercalifragilisticexpialidocious adj.
güzel unobnoxious adj.
güzel bakgat adj.
güzel olmayan unpicturesque adj.
güzel olmayan unpretty adj.
etkili ve güzel konuşamayan unvocal adj.
sesi güzel olmayan voiceless adj.
yapay bir şekilde güzel chichi adj.
güzel görünümlü better-looking adj.
güzel better-looking adj.
güzel quaint adj.
güzel quare adj.
güzel ahlaklı boniform adj.
güzel yüzlü fairfaced adj.
güzel yüzlü fair-faced adj.
güzel braw [scotland] adj.
(insan) çok güzel built adj.
güzel high adj.
güzel honest [uk] adj.
güzel telaffuz edilebilir mouthable adj.
güzel gainsome adj.
ruhu güzel lovely adj.
kafası güzel lushy adj.
çok güzel much adj.
yapay güzel glossy adj.
güzel ama aldatıcı bir görünüşü olan gilded adj.
güzel ama aldatıcı bir görünüş sergileyen gilded adj.
güzel dainty adj.
güzel delightous adj.
güzel delitable adj.
güzel gradely [dialect] adj.
güzel guid [scotland] adj.
aşırı güzel heavenly adj.
güzel kokulu odorant adj.
eski dünya'nın güzel özelliklerine sahip olan old-world adj.
güzel ahlaklı virtuous adj.
etkili ve güzel söz söyleyen disert [obsolete] adj.
güzel olmayan inaesthetic adj.
güzel kokmayan infragrant adj.
güzel yüzlü goodfaced adj.
(hava) güzel civil [dialect] adj.
güzel ama aptal olan dollish adj.
güzel fancy adj.
güzel incony [obsolete] adj.
güzel inconie adj.
güzel tasarlanmış fashioned adj.
güzel fawe [obsolete] adj.
güzel duran feat adj.
göze güzel gelen feateous [obsolete] adj.
güzel fetis adj.
güzel pearly adj.
güzel huylu sarcenet adj.
güzel huylu sarsenet adj.
kafası güzel sat adj.
güzel saucy adj.
güzel kokan savorly adj.
güzel kokan savourly adj.
güzel kokan savourly [rare] adj.
güzel görünen fine-looking adj.
tadı güzel olan flavoury adj.
(şiirde) güzel gay [obsolete] adj.