|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
keşif amacıyla yapılan araştırma |
recon i.
|
|
2 |
Genel |
bir ders vermek amacıyla kaleme alınmış kısa hikaye |
exemplum i.
|
|
3 |
Genel |
tekrar tekrar okuma (öğrenmek amacıyla) |
revision i.
|
|
4 |
Genel |
barış ve uzlaşma amacıyla verilen hediye |
peace offering i.
|
|
5 |
Genel |
deniz yolculuğu (tatil amacıyla yapılan) |
cruise i.
|
|
6 |
Genel |
dini görüşlerin güçlenmesi amacıyla toplantı yapan veya bu tür toplantılara katılan kimse |
revivalist i.
|
|
7 |
Genel |
tasarruf amacıyla sırayla araba kullanma |
carpooling i.
|
|
8 |
Genel |
diz altını korumak amacıyla kullanılan zırh |
jambeau i.
|
|
9 |
Genel |
bir günahın bağışlanması amacıyla papazın önerdiği kefareti yerine getiren kişi |
penitent i.
|
|
10 |
Genel |
ses dönüşümü amacıyla kullanılan yöntem |
markovian model i.
|
|
11 |
Genel |
ulaşım yolu trafiğinin yavaşlatılması amacıyla yapılan tümsek gibi engeller |
traffic calming i.
|
|
12 |
Genel |
dolaşan kimse (keşifte bulunmak amacıyla) |
explorer i.
|
|
13 |
Genel |
dolaşma (keşifte bulunmak amacıyla) |
exploration i.
|
|
14 |
Genel |
özellikle siyasi suçluları cezalandırmak amacıyla kullanılan sovyet çalışma kampı |
gulag i.
|
|
15 |
Genel |
yardım amacıyla düzenlenen konser |
benefit concert i.
|
|
16 |
Genel |
küfür etmek amacıyla yapılan el kol hareketleri |
obscene gesture i.
|
|
17 |
Genel |
tedavi amacıyla ağır yaralı hastaların başka bir yere tahliye edilmesi |
medevac i.
|
|
18 |
Genel |
tedavi amacıyla ağır yaralı hastaların başka bir yere tahliye edilmesi |
medical evacuation i.
|
|
19 |
Genel |
para toplama amacıyla düzenelenen sosyal etkinlik |
fundraiser i.
|
|
|
20 |
Genel |
tasarruf amacıyla sırayla araba kullanma |
lift-sharing i.
|
|
21 |
Genel |
bir yerde yapılan oturma eylemi (protesto amacıyla) |
sit-in i.
|
|
22 |
Genel |
tasarruf amacıyla sırayla araba kullanma |
ride-sharing i.
|
|
23 |
Genel |
fransız katolik kilisesi tarafından işçilerin günlük hayatını anlamaları amacıyla fabrikada çalıştırılan rahip |
worker-priest i.
|
|
24 |
Genel |
araba ya da uçağı zevk amacıyla kullanan |
joyrider i.
|
|
25 |
Genel |
birisinin itibarını zedelemek amacıyla yapılan saldırı |
blackwash i.
|
|
26 |
Genel |
turistleri (bir şeyler satmak amacıyla) taciz etme |
tourist hustling i.
|
|
27 |
Genel |
tedavi amacıyla kullanılan şarap veya bira ile kestirilmiş baharatlı sıcak süt |
posset i.
|
|
28 |
Genel |
işitme engelli insanların telefon görüşmelerini kolaylaştırmak amacıyla tasarlanmış cihaz |
text telephone i.
|
|
29 |
Genel |
bir canlıyı dondurup ileride yeniden dünyaya getirmek amacıyla yapılan işlemler bütünü |
cryonics i.
|
|
30 |
Genel |
meditasyon amacıyla kişinin göbek deliğine konsantre olması |
omphaloskepsis i.
|
|
31 |
Genel |
(şaka veya cezalandırma amacıyla) kişinin pantolonunu indirme |
debagging i.
|
|
32 |
Genel |
(şaka veya cezalandırma amacıyla) kişinin pantolonunu indirme |
drooping i.
|
|
33 |
Genel |
(şaka veya cezalandırma amacıyla) kişinin pantolonunu indirme |
dekecking i.
|
|
34 |
Genel |
(şaka veya cezalandırma amacıyla) kişinin pantolonunu indirme |
pantsing i.
|
|
35 |
Genel |
(şaka veya cezalandırma amacıyla) kişinin pantolonunu indirme |
grogging i.
|
|
36 |
Genel |
(şaka veya cezalandırma amacıyla) kişinin pantolonunu indirme |
kecking i.
|
|
37 |
Genel |
(şaka veya cezalandırma amacıyla) kişinin pantolonunu indirme |
sharking i.
|
|
38 |
Genel |
(şaka veya cezalandırma amacıyla) kişinin pantolonunu indirme |
shanking i.
|
|
39 |
Genel |
eğlence amacıyla arada sırada uyuşturucu kullanan kimse |
a recreational drug user i.
|
|
40 |
Genel |
bağış/yardım toplamak amacıyla yapılan yürüyüş |
charity walk i.
|
|
41 |
Genel |
sadece o anı yakalama amacıyla çekilen fotoğraf |
snapshot i.
|
|
42 |
Genel |
para toplamak amacıyla düzenlenen balo |
benefit ball i.
|
|
43 |
Genel |
toplum içine yerleştirmek amacıyla bir akıl hastasını kurumsal bir bakım yerinden taburcu etme |
deinstitutionalization i.
|
|
44 |
Genel |
toplum içine yerleştirmek amacıyla bir akıl hastasını kurumsal bir bakım yerinden taburcu etme |
deinstitutionalisation i.
|
|
45 |
Genel |
çalıntı araba parçalarının (satılmak amacıyla) söküldüğü yer |
chop shop i.
|
|
46 |
Genel |
geleneksel toplumlarda hastalığı iyileştirmek amacıyla hastadan kan alan kimse |
bleeder i.
|
|
47 |
Genel |
tanıtım amacıyla gönderilmiş küçük ilan |
stuffer i.
|
|
48 |
Genel |
(işe yarayacak birşeyler bulmak amacıyla yapılan) çöp karıştırma |
dumpster diving (us) i.
|
|
49 |
Genel |
(işe yarayacak birşeyler bulmak amacıyla yapılan) çöp karıştırma |
skipping (uk) i.
|
|
50 |
Genel |
bağış toplama amacıyla düzenlenen eğlence yarışması |
charity game i.
|
|
51 |
Genel |
karşıtlık yaratma amacıyla bir araya getirme |
juxtaposition i.
|
|
52 |
Genel |
tanıtım amacıyla gönderilmiş küçük ilan |
handout i.
|
|
53 |
Genel |
kavramın inandırıcılığını artırmak amacıyla bilimsel dilin yanlış biçimde kullanılması |
fruitloopery i.
|
|
54 |
Genel |
yürümekte zorluk çeken kimselere yardım etmek amacıyla üretilen dört ayaklı bir yürüme desteği sistemi (ticari marka) |
zimmer i.
|
|
55 |
Genel |
bağımsızlık bildirgesini kutlamak amacıyla 1976 yılında abd'de düzenlenmiş bisiklet turu |
bikecentennial i.
|
|
56 |
Genel |
evde pişirilen kek/kurabiyenin para toplamak amacıyla dışarıda satılması |
bake sale i.
|
|
57 |
Genel |
düğüne davet etmek amacıyla gönderilen ön davetiye |
save the date i.
|
|
58 |
Genel |
belirli bir eylemin yapılmasına olanak tanıması amacıyla bir nesnenin/aracın oluşturulması |
affordance i.
|
|
59 |
Genel |
düzeltme veya açıklama amacıyla bir kağıdın üzerine not düşme |
mark up i.
|
|
|
60 |
Genel |
(genelde konserin/gösterinin masraflarını karşılamak amacıyla) etkinliğin sonunda katılımcılardan toplanan para |
retiring collection i.
|
|
61 |
Genel |
yarışlarda pistlerde otomobillerin yavaşlayabilmesini sağlamak amacıyla uzun düzlüklere yerleştirilen yapay viraj |
chicane i.
|
|
62 |
Genel |
hayır amacıyla düzenlenen konser |
benefit concert i.
|
|
63 |
Genel |
hayır amacıyla düzenlenen konser |
charity concert i.
|
|
64 |
Genel |
politik veya başka bir nedenle kamusal alanlarda cephe ya da duvar üzerine tanıtım amacıyla yapılan poster asma eylemi |
flyposting i.
|
|
65 |
Genel |
yaşamsal ihtiyaçların karşılanması amacıyla yapılan seks işçiliği |
survival sex i.
|
|
66 |
Genel |
hayır amacıyla yapılan tiyatro veya müzik gösterisi |
benefit performance i.
|
|
67 |
Genel |
formula 1 gibi yarışlarda kaza durumlarında piste girip güvenlik sağlamak amacıyla yarışçıların hızlarını ayarlayan araç |
safety car i.
|
|
68 |
Genel |
formula 1 gibi yarışlarda kaza durumlarında piste girip güvenlik sağlamak amacıyla yarışçıların hızlarını ayarlayan araç |
pace car i.
|
|
69 |
Genel |
tuvaletin olmadığı durumlarda dışkı yapmak amacıyla kullanılan kova |
slop-pail i.
|
|
70 |
Genel |
(dolandırmak amacıyla kurulan) tuzak |
setup i.
|
|
71 |
Genel |
lunaparklardaki gibi eğlence amacıyla kullanılan mekanik araç |
amusement i.
|
|
72 |
Genel |
birisini tebrik etmek amacıyla gerçekleştirilen ziyaret |
congratulatory visit i.
|
|
73 |
Genel |
kazanç elde etmek, altın ve maden keşfetmek amacıyla güney amerika'ya giden, köleleştirmek için yerli halkı avlayan portekiz kaşif |
bandeirante i.
|
|
74 |
Genel |
altın veya köle bulmak amacıyla çıkılan yolculuk |
bandeira i.
|
|
75 |
Genel |
tuzak kurmak amacıyla yola döşenen çivili engel |
caltrop i.
|
|
76 |
Genel |
paçavra ve eski kıyafetleri yeniden kullanım amacıyla ayıran kimse |
ragsorter i.
|
|
77 |
Genel |
brezilya yerlileri tarafından ibadet amacıyla dans edip, şarkılar söylenerek yapılan tören |
candomble i.
|
|
78 |
Genel |
yerine başka bir yapı inşa edilmesi amacıyla yıkılan bina |
teardown i.
|
|
79 |
Genel |
sıçanların spor amacıyla köpeklere öldürtüldüğü kapalı alan |
rat pit i.
|
|
80 |
Genel |
bir konuda para toplamak amacıyla yapılan ücret karşılığı araba yıkama etkinliği |
carwash [usa] i.
|
|
81 |
Genel |
eskiden özellikle tiyatrolarda oyuncuları yuhalamak amacıyla kullanılan ötürüldüğünde kedi çığlığına benzer bir ses çıkaran düdük |
catcall i.
|
|
82 |
Genel |
insanları kandırmak amacıyla sosyal paylaşım sitelerinde sahte profil oluşturan kimse |
catfish i.
|
|
83 |
Genel |
hızlı kar amacıyla yurt dışında geçici iş arayan kimse |
chancer [african] i.
|
|
84 |
Genel |
birisinin itibarını zedelemek amacıyla yapılan saldırı |
character assassination i.
|
|
85 |
Genel |
yardım kuruluşunun kayıtlarını tutmak amacıyla oluşturulan kurulun üyeleri |
charity commissioners i.
|
|
86 |
Genel |
(onaylama/selam verme amacıyla) başı öne eğme |
nod i.
|
|
87 |
Genel |
(onaylama/selam verme amacıyla) baş sallama |
nod i.
|
|
88 |
Genel |
(yapım aşamalarını göstermek amacıyla) tabağın kenarına konulan özel işaret |
remarque i.
|
|
89 |
Genel |
doğum amacıyla başka bir ülkeye seyahat |
birth tourism i.
|
|
90 |
Genel |
barış ve uzlaşma amacıyla verilen ikram |
archilowe [scottish] i.
|
|
91 |
Genel |
bir kişi veya grubu kınamak veya övmek amacıyla yapılan bir belagat türü |
epideictic oratory i.
|
|
92 |
Genel |
ortaçağda savunma amacıyla giyilen deri-metal giysi |
jack i.
|
|
93 |
Genel |
saygı gösterme amacıyla diz bükme |
leg i.
|
|
94 |
Genel |
(protesto amacıyla yapılan) yatma eylemi |
lie-in i.
|
|
95 |
Genel |
mizah amacıyla bir sözü ve ifadeyi yanlış yerde kullanma |
malaprop i.
|
|
96 |
Genel |
mizah amacıyla sıkılıkla bir sözü ve ifadeyi yanlış yerde kullanan kimse |
malapropist i.
|
|
97 |
Genel |
bent ve su yolu gibi yapıları erozyondan koruma amacıyla kullanılan, çalılık, sırık gibi malzemelerden örülmüş hasır |
dutch mattress i.
|
|
98 |
Genel |
misilleme amacıyla bir ülkenin egemenlik alanını geçme yetkisi |
marque i.
|
|
99 |
Genel |
kostüm veya kılık değiştirme amacıyla giyilen baş aksesuarı |
wig i.
|
|
100 |
Genel |
tadım amacıyla şarabı koymak için kullanılan küçük tas |
wine taster i.
|
|
101 |
Genel |
asılmış bir adamın kurutularak büyü amacıyla kullanılan eli |
hand of glory i.
|
|
102 |
Genel |
tedavi amacıyla ağır yaralı hastaların hastaneye tahliye edilmesi için kullanılan helikopter |
medevac i.
|
|
103 |
Genel |
çevre edinip ilişki ağını genişletme amacıyla yapılan sosyal etkinlik |
meet-and-greet i.
|
|
104 |
Genel |
ticari kuruluşun bilgi verme amacıyla kullandığı telefon hattı |
helpline i.
|
|
105 |
Genel |
çıkar amacıyla daha güçlü veya kıdemli bir kimseyi kopya eden kimse |
mini-me i.
|
|
106 |
Genel |
sopa (ceza vermek amacıyla kullanılan ucu yassı ve yayvan) |
paddle i.
|
|
107 |
Genel |
(genellikle keşif amacıyla açılan) sondaj deliği |
bore-hole i.
|
|
108 |
Genel |
özellikle istenmeyen veya tehlikeli bir ortamdan kaçma amacıyla yapılan yolculuk |
hijra i.
|
|
109 |
Genel |
arzu edilen bir varış noktasına gitme amacıyla yapılan yolculuk |
hijra i.
|
|
110 |
Genel |
özellikle istenmeyen veya tehlikeli bir ortamdan kaçma amacıyla yapılan yolculuk |
hijrah i.
|
|
111 |
Genel |
arzu edilen bir varış noktasına gitme amacıyla yapılan yolculuk |
hijrah i.
|
|
112 |
Genel |
kaybedilen toprakların geri kazanılması amacıyla verilen karşılık |
revanche i.
|
|
113 |
Genel |
abraham lincoln'ü anma amacıyla abd'nin bazı eyaletlerinde resmi tatil olan 12 şubat günü |
lincoln's birthday i.
|
|
114 |
Genel |
özellikle soygun amacıyla telli bir aletle boğmak |
garotte i.
|
|
115 |
Genel |
özellikle soygun amacıyla kullanılan telli alet |
garotte i.
|
|
116 |
Genel |
(kirlilik ve trafiği azaltma amacıyla gerçekleştirilen) araç paylaşımı |
ridesharing [us] i.
|
|
117 |
Genel |
sesi azaltmak amacıyla kullanılan örtü |
muffle i.
|
|
118 |
Genel |
düşmanı mevcut hareket tarzını sürdürmekten veya planladığı operasyonları gerçekleştirmekten caydırmak amacıyla en iyi ekonomik, diplomatik, siyasi ve askeri değerlendirmeler ışığında geliştirilmiş eylem planı |
deterrent options i.
|
|
119 |
Genel |
ayırt edilebilmeleri amacıyla birbirinin aynısı olan iki hanedan armasından birinde yapılan değişiklik |
diminution i.
|
|
120 |
Genel |
selamlama veya işaret verme amacıyla ateş edilmesi |
gun i.
|
|
121 |
Genel |
(değer artırma amacıyla) tadilat yapma |
improvement i.
|
|
122 |
Genel |
gizlenme amacıyla kullanılan süslemeler |
disguisings i.
|
|
123 |
Genel |
(zararın önlenmesi ve önceden haber verilmesi amacıyla) çevrenin gözetilmesi |
doomwatching i.
|
|
124 |
Genel |
petrol bulmak amacıyla toprağı delme |
drilling i.
|
|
125 |
Genel |
petrol bulmak amacıyla toprağı delme |
oil production i.
|
|
126 |
Genel |
petrol bulmak amacıyla toprağı delme |
boring i.
|
|
127 |
Genel |
ganimet bulma amacıyla saldıran kimse |
piranha i.
|
|
128 |
Genel |
teftiş amacıyla malzeme veya ürün sayan işçi |
counter i.
|
|
129 |
Genel |
boşaltım amacıyla açılan kesi |
issue i.
|
|
130 |
Genel |
(dövüştürme, muhafaza amacıyla) hayvan deliği |
pit i.
|
|
131 |
Genel |
toplumsal huzura destek amacıyla bir araya gelen sivil kuvvet |
posse i.
|
|
132 |
Genel |
toplumsal huzura destek amacıyla bir araya gelen sivil kuvvet |
posse comitatus i.
|
|
133 |
Genel |
toplumsal huzura destek amacıyla bir araya gelen sivil kuvvet üyesi |
posseman i.
|
|
134 |
Genel |
tanıtım amacıyla bedava veya indirimli deneme paketi satımı |
sampling i.
|
|
135 |
Genel |
(soygun amacıyla vb.) boğma teliyle öldürme |
garrote i.
|
|
136 |
Genel |
(soygun amacıyla vb.) boğma teliyle öldürme |
garrotte i.
|
|
137 |
Genel |
ele geçirme amacıyla saldırma |
dive i.
|
|
138 |
Genel |
güvenliği sağlamak amacıyla çift halatla sekiz rakamı şeklinde atılan dağcılık düğümü |
figure of eight i.
|
|
139 |
Genel |
çıkarı veya görevinin bulunmadığı girişimlere destek amacıyla ismini kullandırtan kimse |
figurehead i.
|
|
140 |
Genel |
birine destek vermek amacıyla savaşmayı taahhüt eden kişisel teminat |
gauge i.
|
|
141 |
Genel |
yeni şubeler kurmak amacıyla çeşitli yerlere seyahat eden kimse |
organizer i.
|
|
142 |
Genel |
yeni şubeler kurmak amacıyla çeşitli yerlere seyahat eden kimse |
organiser i.
|
|
143 |
Genel |
patlama veya yangın amacıyla ham petrol kullanan saldırgan erkek |
petroleur i.
|
|
144 |
Genel |
patlama veya yangın amacıyla ham petrol kullanan saldırgan kadın |
petroleuse i.
|
|
145 |
Genel |
uzun süre kullanım amacıyla hak iddia etme |
prescription i.
|
|
146 |
Genel |
(eskrimde) saldırılacak bir boşluk yaratmak amacıyla rakibin kılıcına baskı uygulama |
press i.
|
|
147 |
Genel |
avustralya ve yeni zelanda'da fok kürkünü taklit amacıyla kırkılıp boyanan tavşan kürkü |
sealine i.
|
|
148 |
Genel |
seebeck tarafından kişisel kazanç amacıyla basılan yeni baskı pullar |
seebeck i.
|
|
149 |
Genel |
okulun maddi destek amacıyla öğrenciye sunduğu yarı zamanlı çalışma programı |
self-help i.
|
|
150 |
Genel |
kişinin tedavi amacıyla kafasına göre madde kullanması |
self-medication i.
|
|
151 |
Genel |
hatıra veya yardım toplama amacıyla düzenlenen posta pulu serisi |
series i.
|
|
152 |
Genel |
iletişim amacıyla kullanılan el hareketleri |
sign i.
|
|
153 |
Genel |
köleleştirme amacıyla insan avı |
slave hunt i.
|
|
154 |
Genel |
(zarı) hile yapmak amacıyla dönmeyecek şekilde masaya paralel atma |
slur [obsolete] i.
|
|
155 |
Genel |
orjinal içeriğin hayranlarını çekmek amacıyla klasik yapımlardan eski karakterleri, konseptleri ve fikirleri yeni yapıma dahil etme eylemi |
nostalgia bait i.
|
|
156 |
Genel |
okuyucuları/izleyicileri bir nesne veya olay hakkında merak içerisinde bırakarak bir sonraki bölümü okumalarını/izlemelerini sağlamak amacıyla kullanılan hikaye anlatım tekniği |
mystery box i.
|
|
157 |
Genel |
böbürlenmek amacıyla yapılan kreatif çalışma |
vanity project i.
|
|
158 |
Genel |
kişinin fiziksel görünümünü iyileştirmek amacıyla çeşitli vücut bakım rutinleri uygulaması |
looksmaxxing i.
|
|
159 |
Genel |
kişinin fiziksel görünümünü iyileştirmek amacıyla çeşitli vücut bakım rutinleri uygulaması |
looksmax i.
|
|
160 |
Genel |
kişinin fiziksel görünümünü iyileştirmek amacıyla çeşitli vücut bakım rutinleri uygulaması |
looksmaxxing i.
|
|
161 |
Genel |
eğlenme ve sosyalleşme amacıyla düzenlenen toplanma etkinliği |
sociable i.
|
|
162 |
Genel |
dostluk veya beraberliği teşvik amacıyla toplanma |
social affair i.
|
|
163 |
Genel |
dostluk veya beraberliği teşvik amacıyla toplanma |
social gathering i.
|
|
164 |
Genel |
pul hırsızlığını önlemek amacıyla üzerine deliklerle harf basılmış posta pulu |
spif i.
|
|
165 |
Genel |
(avustralya'da) koyun yetiştiriciliği amacıyla kraliyet arazisini kiralayan kimse |
squatter i.
|
|
166 |
Genel |
(avlanacak su samurunun diğer tarafa geçmemesi amacıyla) gölün sığ bölümüne dizilmiş insan sırası |
stickle i.
|
|
167 |
Genel |
(geminin dengelenmesi amacıyla) eski kargolar indirilmeden yeni kargoların kabulü için gümrük tarafından verilen bir izin |
stiffening order i.
|
|
168 |
Genel |
(hakaret amacıyla) çekik |
chink i.
|
|
169 |
Genel |
insanların bildiklerinin yanlış olduğunu göstermek amacıyla durum ile ilgili doğruları açıklamak |
set the record straight f.
|
|
170 |
Genel |
kutlamak amacıyla yumruk tokuşturmak |
dap f.
|
|
171 |
Genel |
(hırsızlık amacıyla) girmek |
break into f.
|
|
172 |
Genel |
görüşme amacıyla birisi ile odaya kapanmak |
be closeted with f.
|
|
173 |
Genel |
incelemek (iyiyi kötüden ayırt etmek amacıyla) |
screen f.
|
|
174 |
Genel |
bakmak (kontrol etmek amacıyla) |
check on f.
|
|
175 |
Genel |
insanların bildiklerinin yanlış olduğunu göstermek amacıyla durum ile ilgili gerçekleri dile getirmek |
put the record straight f.
|
|
176 |
Genel |
eşlik etmek (korumak/gözetmek amacıyla) |
escort f.
|
|
177 |
Genel |
bir yere devamlı yaşamak amacıyla gelmek |
come to stay f.
|
|
178 |
Genel |
mikrop öldürmek amacıyla yıkama |
douche f.
|
|
179 |
Genel |
dinlemek amacıyla birinin telefon hattına tel bağlamak |
tap f.
|
|
180 |
Genel |
aydınlatma amacıyla açıklamak |
demystify f.
|
|
181 |
Genel |
çapulculuk amacıyla akın etmek |
maraud f.
|
|
182 |
Genel |
dolaşmak (keşifte bulunmak amacıyla) |
explore f.
|
|
183 |
Genel |
taramak (iyiyi kötüden ayırt etmek amacıyla) |
screen f.
|
|
184 |
Genel |
etki yaratmak amacıyla sorulan soru |
rhetorical question f.
|
|
185 |
Genel |
hırsızlık amacıyla bir yere girmek |
break into f.
|
|
186 |
Genel |
kurcalamak (tamir/düzeltme amacıyla) |
tinker with f.
|
|
187 |
Genel |
anket amacıyla konuşmak |
canvass f.
|
|
188 |
Genel |
sandığa gitmek (oy kullanmak amacıyla) |
go to polls f.
|
|
189 |
Genel |
hırsızlık amacıyla bir yere girmek |
break in f.
|
|
190 |
Genel |
çıkar amacıyla birinin olumsuz bir eğilimini tatmin etmeye çalışmak |
pander to f.
|
|
191 |
Genel |
insanları öldürmek amacıyla sağa sola saldırmak |
run amok f.
|
|
192 |
Genel |
tekrar tekrar okumak (öğrenmek amacıyla) |
revise f.
|
|
193 |
Genel |
kuruması amacıyla asma yapraklarını yere sermek |
provine f.
|
|
194 |
Genel |
gösteriş amacıyla para harcamak |
splash out f.
|
|
195 |
Genel |
kar amacıyla para yatırmak |
invest in f.
|
|
196 |
Genel |
kullanım amacıyla almak |
invest in f.
|
|
197 |
Genel |
denemek amacıyla gözden geçirmek |
check through f.
|
|
198 |
Genel |
denemek amacıyla gözden geçirmek |
check over f.
|
|
199 |
Genel |
satış amacıyla teşhir etmek |
expose for sale f.
|
|
200 |
Genel |
biriyle kaçmak (evlenme amacıyla) |
elope with someone f.
|
|
201 |
Genel |
sorgulanmak amacıyla gözaltında bulundurulmak/tutulmak |
be detained for questioning f.
|
|
202 |
Genel |
beden ve ruh sağlığını korumak ve iyileştirmek amacıyla yapılan fizik tedavi/egzersiz gibi yöntemler |
bodywork f.
|
|
203 |
Genel |
beden ve ruh sağlığını korumak ve iyileştirmek amacıyla fizik tedavi/egzersiz gibi yöntemleri kullanan veya bunları yapan/yaptıran kimse |
bodyworker f.
|
|
204 |
Genel |
(işlevinin ortaya çıkması amacıyla) ortam hazırlanmak |
be mediated through f.
|
|
205 |
Genel |
(dinlenmek amacıyla) uzanmak |
lie awake f.
|
|
206 |
Genel |
tanıdık ve arkadaşları selamlamak amacıyla bir lokanta ya da gece kulubündeki masalar arasında dolaşmak |
table-hop f.
|
|
207 |
Genel |
(onaylama/selam verme amacıyla) başı öne eğmek |
nod f.
|
|
208 |
Genel |
(onaylama/selam verme amacıyla) baş sallamak |
nod f.
|
|
209 |
Genel |
acı vermek amacıyla birinin kolunu tutup bükmek |
twist someone's arm f.
|
|
210 |
Genel |
öldürmek amacıyla saldırmak |
meat–ax f.
|
|
211 |
Genel |
düzeltme yapmak amacıyla metni okumak |
hold f.
|
|
212 |
Genel |
kandırmak amacıyla söylemek veya yapmak |
pull f.
|
|
213 |
Genel |
avlanmaya elverişsiz hale getirmek amacıyla (köpeklerin) ayak köklerini kesmek |
hamble f.
|
|
214 |
Genel |
seçim için oy istemek amacıyla ülkeyi dolaşmak |
whistlestop f.
|
|
215 |
Genel |
sergilemek amacıyla dışarı asmak |
hang out f.
|
|
216 |
Genel |
(aborjin kültüründe) bir kimseyi hasta edip öldürmek amacıyla ritüel yapmak |
bone [obsolete] [australia] f.
|
|
217 |
Genel |
kınama veya itiraz amacıyla bağrışmak |
hullabaloo f.
|
|
218 |
Genel |
(selamlama amacıyla) şapkasını kaldırmak |
move f.
|
|
219 |
Genel |
insanları veya nesneleri güvenlik amacıyla bir şeyin kenarına yerleştirmek |
line f.
|
|
220 |
Genel |
(bilgisayar oyunlarında) öldürülen düşmanın cesedini ganimet bulma amacıyla aramak |
loot f.
|
|
221 |
Genel |
selamlama amacıyla (şapka, kep) eğmek |
move f.
|
|
222 |
Genel |
çalma veya çıkarma amacıyla özellikle elleri kullanarak detaylıca aramak |
rifle f.
|
|
223 |
Genel |
toplam satış tutarını artırmak amacıyla farklı tekliflerle müşteriyi daha çok veya daha pahalı olanı alması için yönlendirmek |
upsell f.
|
|
224 |
Genel |
(özellikle tedavi veya teşhis amacıyla) travma geçirmiş biriyle görüşmek |
debrief f.
|
|
225 |
Genel |
(dinlendirme amacıyla) atın eyerini çıkarmak |
offsaddle f.
|
|
226 |
Genel |
karşıdakini aşağılama amacıyla sırtını dönmek |
rump f.
|
|
227 |
Genel |
entrika amacıyla plan yapmak |
cleck f.
|
|
228 |
Genel |
(kovalama, aşağılama amacıyla) piştlemek |
pish f.
|
|
229 |
Genel |
tanımlama veya sınıflandırma amacıyla (bir şeye) kod atamak |
code f.
|
|
230 |
Genel |
denetim amacıyla sınırda yürümek |
perambulate f.
|
|
231 |
Genel |
(hırsızlık amacıyla) gözünü dikmek |
set [obsolete] f.
|
|
232 |
Genel |
(hırsızlık amacıyla) gözü ile takip etmek |
set [obsolete] f.
|
|
233 |
Genel |
(özellikle bir toplantı yapmak amacıyla birisiyle) tarih ve saat belirlemek/randevulaşmak |
book time with (someone) f.
|
|
234 |
Genel |
işletmeleri kontrol için gereken yatırımı azaltmak amacıyla holding şirketlerini üst üste dizmek |
pyramid f.
|
|
235 |
Genel |
(hayvan) inceleme amacıyla koklamak |
snuff f.
|
|
236 |
Genel |
(yardım amacıyla) bir kimseye eşlik etmek |
support f.
|
|
237 |
Genel |
(yardım amacıyla) birine katılmak |
support f.
|
|
238 |
Genel |
(çiftleşme amacıyla) üzerine çıkmak |
mount f.
|
|
239 |
Genel |
kusur bulmak amacıyla söylenen |
critical s.
|
|
240 |
Genel |
tanıtma amacıyla yapılan |
introductory s.
|
|
241 |
Genel |
değerlendirme amacıyla yapılan |
critical s.
|
|
242 |
Genel |
test amacıyla yapılmış |
probatory s.
|
|
243 |
Genel |
iş amacıyla |
for business purpose s.
|
|
244 |
Genel |
aldatma veya dolandırma amacıyla hareket eden |
mala fide s.
|
|
245 |
Genel |
mizah amacıyla yanlış yerde kullanılmış söz veya ifadeleri ile dikkat çeken |
malaprop s.
|
|
246 |
Genel |
mizah amacıyla yanlış yerde kullanılmış söz veya ifadeleri ile dikkat çeken |
malapropian s.
|
|
247 |
Genel |
din propagandası amacıyla bir faaliyeti benimsemiş veya yeniden benimsemiş |
born-again s.
|
|
248 |
Genel |
din propagandası amacıyla bir faaliyeti benimsemiş veya yeniden benimsemiş |
born-again s.
|
|
249 |
Genel |
eğlence amacıyla üretilmiş |
boulevard s.
|
|
250 |
Genel |
new york'taki arazileri yerleşimcilere satmak amacıyla hollanda'da 1791'de kurulan bir arazi sahipliği şirketine ait veya ilgili |
holland s.
|
|
251 |
Genel |
suç işlemek amacıyla silah taşıyıp kullanan |
gun-toting s.
|
|
252 |
Genel |
özel bir günü kutlamak amacıyla sınırlı süre ve sayıda üretilen (madeni para, pul) |
commemorative s.
|
|
253 |
Genel |
kar amacıyla yolcu veya mal taşıyan (araç) |
commercial s.
|
|
254 |
Genel |
fetih amacıyla saldıran |
invading s.
|
|
255 |
Genel |
(yenilemek, iyileştirmek amacıyla) yeni uygulanmış |
fresh s.
|
|
256 |
Genel |
(küçümseme amacıyla) beyaz suratlı |
putty-faced s.
|
|
257 |
Genel |
(faaliyet) para toplama amacıyla düzenlenen |
sponsored s.
|
|
258 |
Genel |
desteklemek amacıyla |
for supporting zf.
|
|
259 |
Genel |
tanıtım amacıyla |
on an introductory basis zf.
|
|
260 |
Genel |
teyit amacıyla |
for the purpose of confirmation zf.
|
|
261 |
Genel |
teyit amacıyla |
for confirmation purpose zf.
|
|
262 |
Genel |
teyit amacıyla |
for confirmation zf.
|
|
263 |
Genel |
reform yapma amacıyla |
reformly zf.
|
|
264 |
Genel |
kazanç amacıyla |
mercenarily zf.
|
|
265 |
Genel |
geriye doğru gitme amacıyla |
retrogradingly zf.
|
|
266 |
Genel |
kurtuluş amacıyla |
salvifically zf.
|
|
267 |
Genel |
-mek amacıyla |
for the purpose of ed.
|
|
268 |
Genel |
-mek amacıyla |
so as to ed.
|
|
269 |
Genel |
pekiştirme amacıyla kullanılan bir ön ek |
dis ök.
|
|
270 |
Genel |
tabu kelimenin baş harfiyle birleştirilerek örtmece amacıyla kullanılan bir son ek |
word snk.
|
|
271 |
Genel |
kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla |
for the purpose of informing the public expr.
|
|
272 |
Genel |
(susturmak amacıyla) şşşt |
shush exclam.
|
|
Phrasals |
|
273 |
Öbek Fiiller |
eylem planı yapmak amacıyla problemi tekrar tekrar ele almak |
thrash over f.
|
|
274 |
Öbek Fiiller |
(faturayı) ödemek amacıyla almak |
pick up f.
|
|
275 |
Öbek Fiiller |
(iskambil oyununda) kartı hile amacıyla elinde tutmak |
hold out f.
|
|
276 |
Öbek Fiiller |
sergilemek amacıyla asmak |
hang out f.
|
|
277 |
Öbek Fiiller |
test, kontrol veya ısıtma amacıyla (uçak motorunu) yüksek hızda çalıştırmak |
run up f.
|
|
278 |
Öbek Fiiller |
(saygı göstermek amacıyla) yere kapanmak |
grovel about in (something) f.
|
|
279 |
Öbek Fiiller |
bir şey istemek amacıyla birine yanaşmak |
touch someone (up) for something f.
|
|
280 |
Öbek Fiiller |
birini bulmak amacıyla etrafı kolaçan etmek |
scavenge around for someone f.
|
|
281 |
Öbek Fiiller |
destekleme amacıyla arkasında saf tutmak |
line up behind f.
|
|
282 |
Öbek Fiiller |
(desteklemek amacıyla) birisinin arkasında olmak |
stand behind someone f.
|
|
283 |
Öbek Fiiller |
(yayınlamak amacıyla) basmak |
put something in (to) print f.
|
|
284 |
Öbek Fiiller |
(birini suçlamak amacıyla) evine/odasına/valizine vb. (uyuşturucu/yasa dışı materyal) yerleştirmek |
plant something on someone f.
|
|
285 |
Öbek Fiiller |
(toplantı vb amacıyla) birilerini/insanları toplamak |
call someone together f.
|
|
286 |
Öbek Fiiller |
(desteklemek amacıyla) birisinin arkasında olmak |
stand in back of someone f.
|
|
287 |
Öbek Fiiller |
'a amacıyla üretmek |
produce for f.
|
|
288 |
Öbek Fiiller |
(desteklemek amacıyla) birisinin arkasında olmak |
stand back of someone f.
|
|
289 |
Öbek Fiiller |
-e karşı yürümek (protesto amacıyla) |
march against f.
|
|
290 |
Öbek Fiiller |
(dolandırmak amacıyla) kendini olduğundan farklı biriymiş gibi tanıtmak |
give on f.
|
|
291 |
Öbek Fiiller |
(amerikan futbolunda ileri pas atmak için zaman kazanmak amacıyla) hücum çizgisinden uzaklaşmak |
fade back f.
|
|
292 |
Öbek Fiiller |
(amerikan futbolunda ileri pas atmak için zaman kazanmak amacıyla) hücum yönünün tersine doğru gitmek |
fade back f.
|
|
293 |
Öbek Fiiller |
soygun amacıyla kıstırmak |
bail up [australia] f.
|
|
294 |
Öbek Fiiller |
soygun amacıyla kıskıvrak yakalamak/tutmak |
bail up [australia] f.
|
|
295 |
Öbek Fiiller |
kandırmak amacıyla yapmak/söylemek |
pull about f.
|
|
296 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/yere) hırsızlık/suç işlemek amacıyla girmek |
break in (to something or some place) f.
|
|
297 |
Öbek Fiiller |
fayda sağlamak amacıyla yakınlık göstermek |
cozy up f.
|
|
298 |
Öbek Fiiller |
fayda sağlamak amacıyla (birine/bir şeye) yakınlık göstermek |
cozy up (to someone or something) f.
|
|
299 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir şey bulmak amacıyla incelemek/muayene etmek |
examine someone or something for something f.
|
|
300 |
Öbek Fiiller |
(birini bir şey) bulmak amacıyla incelemek/muayene etmek |
examine (one) for (something) f.
|
|
301 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bulmak amacıyla incelemek/muayene etmek |
examine for f.
|
|
302 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) karşı yürümek (protesto amacıyla) |
march against (someone or something) f.
|
|
303 |
Öbek Fiiller |
gösteriş amacıyla (bir şeye) para harcamak/dökmek |
splash out (on something) f.
|
|
304 |
Öbek Fiiller |
amaçlı/amacıyla seyahat etmek |
travel for f.
|
|
305 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) amaçlı/amacıyla seyahat etmek |
travel for (something) f.
|
|
306 |
Öbek Fiiller |
etrafını sarma amacıyla yaklaşmak |
close in (upon) f.
|
|
307 |
Öbek Fiiller |
siyasi kullanım amacıyla bir sendikaya vergi ödemeye yazılı onay vermek |
contract in [uk] f.
|
|
308 |
Öbek Fiiller |
kayıt tutmak amacıyla kutuya koymak |
file away f.
|
|
Phrases |
|
309 |
İfadeler |
açıklama amacıyla |
for the purposes of exposition expr.
|
|
310 |
İfadeler |
desteklemek amacıyla |
in order to support expr.
|
|
311 |
İfadeler |
hatırlatmak amacıyla |
as a reminder expr.
|
|
312 |
İfadeler |
güvenlik amacıyla |
for security reasons expr.
|
|
313 |
İfadeler |
size söylüyorum (uyarmak amacıyla) |
(and) no messing expr.
|
|
314 |
İfadeler |
sadece kaynak göstermek amacıyla |
for reference purpose only expr.
|
|
315 |
İfadeler |
suç işlemek amacıyla |
with felon intent expr.
|
|
316 |
İfadeler |
-i yapmak amacıyla |
with a view to doing something expr.
|
|
317 |
İfadeler |
(bir şeye) misilleme olarak/amacıyla |
in retaliation for expr.
|
|
318 |
İfadeler |
-i yapmak amacıyla |
with an eye to doing something expr.
|
|
319 |
İfadeler |
(bir şey) amacıyla |
with (one's) eye on expr.
|
|
320 |
İfadeler |
... amacıyla. |
for the purpose that expr.
|
|
321 |
İfadeler |
yapmak amacıyla |
with a view to doing expr.
|
|
322 |
İfadeler |
bir şey amacıyla |
with a view to something/to doing something expr.
|
|
323 |
İfadeler |
emniyet amacıyla |
for safety sake expr.
|
|
324 |
İfadeler |
güvenlik amacıyla |
for safety sake expr.
|
|
Proverb |
|
325 |
Atasözü |
(bernard shaw tarafından öğretmenleri aşağılamak amacıyla söylemiş bir söz) elinden hiçbir iş gelmeyen öğretmen olur |
those who can, do; those who can't, teach
|
|
Colloquial |
|
326 |
Konuşma Dili |
zayıf ve fit kalmak amacıyla insanların, ince ve güzel buldukları insanların giydikleri kıyafetleri veya bu insanların fotoğraflarını paylaşması |
thinspiration i.
|
|
327 |
Konuşma Dili |
ingiltere'deki çocukların guy fawkes gecesi için havai fişek satın almak amacıyla para toplarken söyledikleri söz |
penny for the guy i.
|
|
328 |
Konuşma Dili |
trump'ın gazetecilere hakaret etmek amacıyla söylediği olumsuz bir ifade |
covfefe i.
|
|
329 |
Konuşma Dili |
iyilik/yardım amacıyla bir yayında veya röportajda bir şeyin reklamını yapma |
plug i.
|
|
330 |
Konuşma Dili |
hırsızlık amacıyla girme |
break-in i.
|
|
331 |
Konuşma Dili |
çalıntı araba parçalarının (satılmak amacıyla) söküldüğü yer |
chop-shop i.
|
|
332 |
Konuşma Dili |
beceriksiz bilgisayar kullanıcılarını taklit amacıyla ünlem işaretinden sonra konan bir sayısı |
one i.
|
|
333 |
Konuşma Dili |
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza |
op-shop [australia/new zealand] i.
|
|
334 |
Konuşma Dili |
amaçlı/amacıyla seyahat |
travel for i.
|
|
335 |
Konuşma Dili |
sadece kâr elde etmek amacıyla tasarlanmış ürün |
cash grab i.
|
|
336 |
Konuşma Dili |
çocuk sahibi olmak amacıyla doğum kontrol yöntemlerini bırakmak |
pull the goalie f.
|
|
337 |
Konuşma Dili |
öldürmek amacıyla sağa sola saldırmak |
go amok [datyed] f.
|
|
338 |
Konuşma Dili |
öldürmek amacıyla sağa sola saldırmak |
go amuck [dated] f.
|
|
339 |
Konuşma Dili |
(etkileme amacıyla) memnun etmek |
work f.
|
|
340 |
Konuşma Dili |
(etkileme amacıyla) ikna etmek |
work f.
|
|
341 |
Konuşma Dili |
(etkileme amacıyla) kurnazca mest etmek |
work f.
|
|
342 |
Konuşma Dili |
kısaltmak amacıyla sesli harfleri çıkarmak |
disemvowel f.
|
|
343 |
Konuşma Dili |
vurgu amacıyla kullanılan bir ünlem |
yo ünl.
|
|
344 |
Konuşma Dili |
sağlamak amacıyla |
in order to get expr.
|
|
345 |
Konuşma Dili |
satmak/kar etmek amacıyla |
on spec expr.
|
|
346 |
Konuşma Dili |
(kavga/tartışma amacıyla) dışarı çıkalım istersen? |
(you) wanna step outside? expr.
|
|
347 |
Konuşma Dili |
(kavga/tartışma amacıyla) dışarı çıkalım istersen? |
(you) want to step outside? expr.
|
|
Idioms |
|
348 |
Deyim |
gizli toplantılar yapmak amacıyla kullanılan buluşma yeri |
back room i.
|
|
349 |
Deyim |
duygusal destek amacıyla edinilen evcil hayvan |
emotional support dog/cat i.
|
|
350 |
Deyim |
arkadaşlık etme, rahatlatma amacıyla edinilen evcil hayvan |
emotional support dog/cat i.
|
|
351 |
Deyim |
birisinin gözünü boyamak amacıyla yapılan hareket |
dog and pony show i.
|
|
352 |
Deyim |
yağcılık yapmak amacıyla yapılan konuşma |
sweet-talk i.
|
|
353 |
Deyim |
(fuck kelimesini ifade etmek amacıyla söylenen) dört harfli söz/küfür |
a four-letter word i.
|
|
354 |
Deyim |
(ikna etmek amacıyla) ağzı iyi laf yapan kimse |
silver-tongued i.
|
|
355 |
Deyim |
yatırım amacıyla bir çiftliğe sahip olan ve işleten iş adamı |
queen street farmer i.
|
|
356 |
Deyim |
göz boyamak amacıyla yapılan şov |
a dog and pony show [us] i.
|
|
357 |
Deyim |
barış ve uzlaşma amacıyla verilen hediye |
a peace offering i.
|
|
358 |
Deyim |
bir yazılım firmasının geliştirdiği yazılımı test etmek amacıyla kendi projelerinde kullanması |
dogfood i.
|
|
359 |
Deyim |
(kutlama amacıyla) yumruk çakma |
fist bump i.
|
|
360 |
Deyim |
(fuck kelimesini ifade etmek amacıyla söylenen) dört harfli söz/küfür |
four-letter word i.
|
|
361 |
Deyim |
başarı veya güvenlik sağlamak amacıyla ihtiyati tedbirler almak |
lay an anchor to the windward f.
|
|
362 |
Deyim |
teşvik/motive etmek amacıyla (bir şeyi) kullanmak |
use (something) as a carrot f.
|
|
363 |
Deyim |
amacıyla örtüşmek |
answer someone's purpose f.
|
|
364 |
Deyim |
amacıyla örtüşmek |
serve someone's purpose f.
|
|
365 |
Deyim |
birinin taklidini yapmak (dalga geçmek amacıyla) |
do a take-off on someone f.
|
|
366 |
Deyim |
bir hayvanın acılarına son vermek amacıyla onu uyutmak |
put an animal down f.
|
|
367 |
Deyim |
birinin taklidini yapmak (dalga geçmek amacıyla) |
do a takeoff on someone f.
|
|
368 |
Deyim |
birisinden (göz kulak olmak amacıyla) gözlerini ayırmamak |
keep one's eye on someone f.
|
|
369 |
Deyim |
bir malı/hizmeti satmak amacıyla ticari bir metin hazırlamak |
put together a pitch f.
|
|
370 |
Deyim |
birisine fayda sağlamak amacıyla yakınlık göstermek |
cosy up to f.
|
|
371 |
Deyim |
birisine fayda sağlamak amacıyla yakınlık göstermek |
cozy up to f.
|
|
372 |
Deyim |
birisinden (göz kulak olmak amacıyla) gözlerini ayırmamak |
have one's eye on someone f.
|
|
373 |
Deyim |
müşteriye bir ürünü satmak amacıyla bir konuşma/sunum hazırlamak |
put together a pitch f.
|
|
374 |
Deyim |
kamuya açık bir yerde insanlara ulaşmak amacıyla görüşlerini açıklamak |
speak from a soapbox f.
|
|
375 |
Deyim |
(kutlama amacıyla) bir şişe açmak |
crack open a bottle f.
|
|
376 |
Deyim |
(ileride kullanmak amacıyla) bir kenarda kayıtlı tutmak |
have something on file f.
|
|
377 |
Deyim |
(entrika amacıyla) plan yapmak |
hatch a plan f.
|
|
378 |
Deyim |
(cezalandırmak amacıyla) cetvelle eline vurmak |
rap someone's knuckles f.
|
|
379 |
Deyim |
(deneme amacıyla) bir cihazı çalıştırmak |
burn something in f.
|
|
380 |
Deyim |
(harcamalarına dikkat etmek amacıyla) parasını gıdım gıdım harcamak |
stretch one's money f.
|
|
381 |
Deyim |
(cezalandırmak amacıyla) cetvelle eline vurmak |
rap someone on the knuckles f.
|
|
382 |
Deyim |
(konuşan iki kişiden birisinin karşısındakine şaka/espri yapması amacıyla) fırsat vermek |
play the straight man f.
|
|
383 |
Deyim |
(iş bulma amacıyla) kaldırımları arşınlamak |
pound the pavement f.
|
|
384 |
Deyim |
(kutlama amacıyla) bir şişe açmak |
crack a bottle open f.
|
|
385 |
Deyim |
(cezalandırmak amacıyla) cetvelle eline vurmak |
rap someone across the knuckles f.
|
|
386 |
Deyim |
(cesaret vermek amacıyla) birinin elini tutmak |
hold someone's hand f.
|
|
387 |
Deyim |
(hırsızlık yapmak amacıyla) bir yeri gözetlemek |
case the joint f.
|
|
388 |
Deyim |
(harcamalarına dikkat etmek amacıyla) parasını gıdım gıdım harcamak |
make one's money stretch f.
|
|
389 |
Deyim |
(konuşan iki kişiden birisinin karşısındakine şaka/espri yapması amacıyla) fırsat vermek |
play straight man f.
|
|
390 |
Deyim |
mülkiyetine geçirmek amacıyla bir arazi üzerinde kalmak |
hold down a claim f.
|
|
391 |
Deyim |
halkın nabzını tutmak amacıyla anket düzenlemek |
take a straw poll f.
|
|
392 |
Deyim |
protesto amacıyla çekip gitmek |
run out on someone f.
|
|
393 |
Deyim |
-in taklidini yapmak (dalga geçmek amacıyla) |
do a takeoff on f.
|
|
394 |
Deyim |
kendi şirketinin geliştirdiği yazılımı test etmek amacıyla kullanmak |
eat (one's) own dog food f.
|
|
395 |
Deyim |
(ileride kullanmak amacıyla) bir kenarda kayıtlı tutmak |
have on file f.
|
|
396 |
Deyim |
-den (göz kulak olmak amacıyla) gözlerini ayırmamak |
have one's eye on f.
|
|
397 |
Deyim |
(yayınlamak amacıyla) basmak |
put in print f.
|
|
398 |
Deyim |
gösteriş amacıyla (birine/bir şeye) para harcamak/dökmek |
splurge (on someone or something) f.
|
|
399 |
Deyim |
son kuruşuna kadar almak (amacıyla dava açmak) |
sue the pants off someone f.
|
|
400 |
Deyim |
huzur ve güvenliği sağlamak amacıyla dolaşan |
on the beat s.
|
|
401 |
Deyim |
eğlence amacıyla |
for fun expr.
|
|
402 |
Deyim |
eğlence amacıyla |
for a lark expr.
|
|
403 |
Deyim |
eğlence amacıyla |
on a lark expr.
|
|
404 |
Deyim |
mağaza çalışanları arasında potansiyel hırsız olabilecek biriyle ilgili uyarı amacıyla kullanılan bir ifade |
two pun ten [obsolete] expr.
|
|
405 |
Deyim |
mağaza çalışanları arasında potansiyel hırsız olabilecek biriyle ilgili uyarı amacıyla kullanılan bir ifade |
two upon ten [obsolete] [uk] expr.
|
|
406 |
Deyim |
(bir şey yapmak) amacıyla |
with an eye towards (doing) (something) expr.
|
|
Speaking |
|
407 |
Konuşma |
birisine (yapmış olduğu iyilik/yardımdan dolayı) iltifatta bulunmak amacıyla söylenen söz |
you are scholar and a gentleman expr.
|
|
408 |
Konuşma |
(kavga/tartışma amacıyla) dışarı çıkalım istersen? |
do you want to step outside? expr.
|
|
Trade/Economic |
|
409 |
Ticaret/Ekonomi |
gelecekteki fiyat değişikliklerini öngörmek amacıyla geçmiş fiyat değişikliklerinin analizi |
technical analysis i.
|
|
410 |
Ticaret/Ekonomi |
gelecekteki fiyat değişikliklerini öngörmek amacıyla geçmiş fiyat değişikliklerinin analizi |
technical analysis of stock trends i.
|
|
411 |
Ticaret/Ekonomi |
(karlı satış için fiyat yükseltmek amacıyla) malları önceden satın alan kimse |
regrater i.
|
|
412 |
Ticaret/Ekonomi |
(karlı satış için fiyatları yükseltmek amacıyla) malları önceden satın alma |
regratery i.
|
|
413 |
Ticaret/Ekonomi |
(karlı satış için fiyatları yükseltmek amacıyla) malları önceden satın alan kimse |
regrator i.
|
|
414 |
Ticaret/Ekonomi |
satış amacıyla yetiştirilen sebzeler |
troke [scottish] i.
|
|
415 |
Ticaret/Ekonomi |
abd'de çoğunlukla ticari bankalardan oluşan ve bankaların diğer bankalardan genellikle gecelik ödünç alma amacıyla kullandıkları özel bir piyasa |
federal funds market i.
|
|
416 |
Ticaret/Ekonomi |
ailenin hasta olan bir ferdine bakmak amacıyla alınan izin |
nursing leave of absence i.
|
|
417 |
Ticaret/Ekonomi |
belirli amaç doğrultusunda bazı belirgin soruların cevaplarını aramak amacıyla yapılan mülakat |
objective interview i.
|
|
418 |
Ticaret/Ekonomi |
bir malı sadece temlik amacıyla muhafaza eden yediemin |
bare trustee i.
|
|
419 |
Ticaret/Ekonomi |
bir üniversitenin bilgi ve becerilerini ticarileştirmek amacıyla kurulan şirket |
spin-off i.
|
|
420 |
Ticaret/Ekonomi |
bsp uyarınca aşağıdakiler dahil, çeşitli işlevler görmesi amacıyla atanan banka veya başka bir kuruluş, anlamında iata terimi |
claring bank i.
|
|
421 |
Ticaret/Ekonomi |
bir dergi veya kitaptan reklam amacıyla seçilip kesilen sayfa |
tearsheet i.
|
|
422 |
Ticaret/Ekonomi |
bir şirketin çevresel sorumluluğa sahip olduğu imajını vurgulamak amacıyla yaydığı yanlış bilgi |
greenwashing i.
|
|
423 |
Ticaret/Ekonomi |
bir şirketin maliyetlerini azaltmak amacıyla üretimin bazı aşamalarını ülke dışında gerçekleştirmesi |
offshoring i.
|
|
424 |
Ticaret/Ekonomi |
bir şirketin çevresel sorumluluğa sahip olduğu imajını vurgulamak amacıyla yaydığı yanlış bilgi |
greenwash i.
|
|
425 |
Ticaret/Ekonomi |
bir üründen çok kurumun itibarını yükseltme amacıyla yapılan reklam |
institutional advertising i.
|
|
426 |
Ticaret/Ekonomi |
bir görevi gerçekleştirmek amacıyla kısa süreliğine göreve getirilmiş yönetici |
bungee boss i.
|
|
427 |
Ticaret/Ekonomi |
bir dergi veya kitaptan reklam amacıyla seçilip kesilen sayfa |
tear sheet i.
|
|
428 |
Ticaret/Ekonomi |
çarpan etkisi yapması amacıyla düzenlenen etkinlik |
multiplier event i.
|
|
429 |
Ticaret/Ekonomi |
dengeleme amacıyla eksiltme |
offset i.
|
|
430 |
Ticaret/Ekonomi |
dengeleme amacıyla azaltma |
offset i.
|
|
431 |
Ticaret/Ekonomi |
döviz kurlarını istikrarlandırmak için merkez bankasının piyasaya yapacağı müdahalelerde kullanılmak amacıyla tutulan döviz fonu |
exchange stabilization fund i.
|
|
432 |
Ticaret/Ekonomi |
emre yazılı bir senedin devredilebilirliğini artırmak amacıyla üçüncü bir kimsenin ona imza koyması |
accommodation endorsement i.
|
|
433 |
Ticaret/Ekonomi |
ekonomiyi durgunluktan kurtarmak ve ekonomik faaliyetleri canlandırmak amacıyla devletin piyasaya para pompalayarak satınalma gücünü artırmaya yönelik yaptığı harcamalar |
pump priming i.
|
|
434 |
Ticaret/Ekonomi |
fon oluşturmak amacıyla çıkarılan tahvil |
sinking fund bond i.
|
|
435 |
Ticaret/Ekonomi |
firmaların birbirlerinin çalışanlarını ayartıp kendi bünyelerinde çalıştırmalarını engellemek amacıyla imzaladıkları anlaşma |
no-poaching agreement i.
|
|
436 |
Ticaret/Ekonomi |
genel dağıtım amacıyla broşüre basılmış reklam |
broadside i.
|
|
437 |
Ticaret/Ekonomi |
genel olarak avrupa birliği'ni ya da topluluk bürokrasisi ve karar alma mekanizmasını ifade amacıyla kullanılan terim |
brussels i.
|
|
438 |
Ticaret/Ekonomi |
her bir değişkenin etkilerini belirlemek amacıyla bu değişkenlerin ayarlanmasına olanak sağlayan özel bilgisayar yazılımları |
spreadsheets i.
|
|
439 |
Ticaret/Ekonomi |
ithalatı azaltmak amacıyla alınan geçici ve tercihli önlemler |
safeguards i.
|
|
440 |
Ticaret/Ekonomi |
işletme faaliyetlerinin geliştirilmesi amacıyla çıkarılan tahvil |
extension bond i.
|
|
441 |
Ticaret/Ekonomi |
işleri hızlandırmak amacıyla yapılan ödeme |
facilitation payment i.
|
|
442 |
Ticaret/Ekonomi |
işe uymayan adayları belirlemek amacıyla yapılan kısa mülakat |
screening interview i.
|
|
443 |
Ticaret/Ekonomi |
kara para aklama sırasında tespit edilmeme amacıyla aklanan meblağı küçük hesaplara bölerek kaçırma |
smurfing i.
|
|
444 |
Ticaret/Ekonomi |
karı arttırmak amacıyla düşük faizle para alıp yüksek faizle işletme |
trading on the equity i.
|
|
445 |
Ticaret/Ekonomi |
kar amacıyla ekonomik faaliyetlerde bulunan kuruluş |
business firm i.
|
|
446 |
Ticaret/Ekonomi |
kar amacıyla işletilen sigorta şirketi |
stock insurance company i.
|
|
447 |
Ticaret/Ekonomi |
kayıt amacıyla kullanılan ulusal para |
reporting currency i.
|
|
448 |
Ticaret/Ekonomi |
müşteri çekmek amacıyla maliyetinin altında satışa sunulan ürün |
drawing card i.
|
|
449 |
Ticaret/Ekonomi |
müşteri çekmek amacıyla maliyetinin altında satışa sunulan ürün |
loss leader i.
|
|
450 |
Ticaret/Ekonomi |
net kardan firmanın diğer finansman gereksinimlerini karşılamak amacıyla tekrar işe yatırılan miktar |
retained earnings i.
|
|
451 |
Ticaret/Ekonomi |
özellikle ingiltere'de yeni mezunlara şirketlerinin reklamını yapmak amacıyla her yıl şirket mensuplarının üniversitelere yapmış olduğu ziyaret |
milk round i.
|
|
452 |
Ticaret/Ekonomi |
prestij artırmak amacıyla yapılan reklam |
prestige advertising i.
|
|
453 |
Ticaret/Ekonomi |
piyasada yapay bir faaliyet yaratmak amacıyla yapılan düzmece işlemler |
cross trades i.
|
|
454 |
Ticaret/Ekonomi |
promosyon amacıyla verilen hediye |
give away i.
|
|
455 |
Ticaret/Ekonomi |
satışları geliştirmek amacıyla daha ucuz fiyatlar tespit ederek müşterileri cezbetme tekniği |
load factor pricing mechanism i.
|
|
456 |
Ticaret/Ekonomi |
sabit varlıkların yenilenmesi amacıyla ayrılan fon |
renewal fund i.
|
|
457 |
Ticaret/Ekonomi |
rakipleri saf dışı etmek amacıyla uygulanan aşırı fiyat kırmaya dayılı fiyat politikası |
predatory pricing i.
|
|
458 |
Ticaret/Ekonomi |
satılmakta olan bir malın öncelikle satın alınması amacıyla açılan dava |
action for preemption i.
|
|
459 |
Ticaret/Ekonomi |
sınır ötesi finansal kiralama işlemlerinde, ilgili ülke yasaları açısından, vergi amacıyla hem kiraya verenin hem de kiralayanın, kiralanan malın sahibi olarak kabul edilmesi durumu |
double dip lease i.
|
|
460 |
Ticaret/Ekonomi |
sendika aidatını vermeyen işçiyi cezalandırmak amacıyla eşyalarının sendika mensuplarınca saklanması |
rattening i.
|
|
461 |
Ticaret/Ekonomi |
sermayeyi takviye etmek amacıyla çıkarılan tahvil |
adjustment bond i.
|
|
462 |
Ticaret/Ekonomi |
şirketlerin veya devletlerin birbiriyle rekabet ederken birbirine karşı avantaj elde etmek amacıyla bazı avantajlarını veya karlarını düşürecek eylemlere yönelmesi |
race to the bottom i.
|
|
463 |
Ticaret/Ekonomi |
şirkete ileride yönetici olması amacıyla yetiştirilmek üzere alınmış yönetici adayı |
trainee manager i.
|
|
464 |
Ticaret/Ekonomi |
tahvil fiyatlarında kısa süreli değişmelerden kar sağlamak amacıyla tahvil alım ve satım faaliyeti |
barter i.
|
|
465 |
Ticaret/Ekonomi |
tarım ürünlerini pazarlamak amacıyla kurulan kooperatif |
marketing co-operative i.
|
|
466 |
Ticaret/Ekonomi |
tanıtım amacıyla yapılan müşteri ziyareti |
customer call i.
|
|
467 |
Ticaret/Ekonomi |
taahhütlerinden kurtulmak amacıyla kaçma |
run away from its commitments i.
|
|
468 |
Ticaret/Ekonomi |
ticari amaçla elde tutulan finansal varlık veya borçlar alım satım amacıyla elde tutulan finansal varlık veya borçlar |
trading financial asset or liability held for trading i.
|
|
469 |
Ticaret/Ekonomi |
toplam talebi artırma veya azaltma amacıyla para ve maliye politikalarının kullanılması |
demand management i.
|
|
470 |
Ticaret/Ekonomi |
ticaret amacıyla elde tutulanlar |
held for trading i.
|
|
471 |
Ticaret/Ekonomi |
ticaret amacıyla kurulmuş şirket |
civil corporation i.
|
|
472 |
Ticaret/Ekonomi |
vergi avantajı sağlamak amacıyla temettü ödemesinden hemen önce hisse alıp ve bu ödeme sonrası bu hisselerin satılması |
dividend stripping i.
|
|
473 |
Ticaret/Ekonomi |
vadeye kadar tutma amacıyla yapılan yatırım |
held-to-maturity investment i.
|
|
474 |
Ticaret/Ekonomi |
vergi kaçırma amacıyla kurulan şirket |
shell corporation i.
|
|
475 |
Ticaret/Ekonomi |
vergi yükünün daha adil dağıtılması amacıyla gayrimenkullerin yeni bir değerlendirmeye tabi tutulması |
equalization of assessment of property i.
|
|
476 |
Ticaret/Ekonomi |
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza |
charity shop i.
|
|
477 |
Ticaret/Ekonomi |
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza |
thrift shop i.
|
|
478 |
Ticaret/Ekonomi |
yeniden satım amacıyla elde tutulanlar |
held for resale i.
|
|
479 |
Ticaret/Ekonomi |
yabancı hükümetlerin veya resmi mali kurumların abd'de dolarla ödeme yapmak amacıyla federal rezerv bankası'nda tuttukları,genellikle çek hesabı şeklindeki fonlar |
foreign official deposits i.
|
|
480 |
Ticaret/Ekonomi |
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza |
resale shop i.
|
|
481 |
Ticaret/Ekonomi |
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza |
op shop i.
|
|
482 |
Ticaret/Ekonomi |
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza |
thrift store i.
|
|
483 |
Ticaret/Ekonomi |
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza |
hospice shop i.
|
|
484 |
Ticaret/Ekonomi |
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza |
second-hand store i.
|
|
485 |
Ticaret/Ekonomi |
yatırımın korunması amacıyla eldeki menkul değerlerin değiştirilmesi |
switching i.
|
|
486 |
Ticaret/Ekonomi |
daha fazla yatırımcı çekebilmek amacıyla finansal verilerin olduğundan daha iyi gösterilmesi |
earnings management i.
|
|
487 |
Ticaret/Ekonomi |
müşteri çekmek amacıyla maliyetinin altında satışa sunulan ürün |
leader i.
|
|
488 |
Ticaret/Ekonomi |
vergi avantajı sağlamak amacıyla tahvillerde yapılan işlemler |
bond washing i.
|
|
489 |
Ticaret/Ekonomi |
(şirketler hukukunda) hisselerin satın alma fiyatını belirlemek amacıyla ifade edilen gerçek değeri |
fair market value i.
|
|
490 |
Ticaret/Ekonomi |
genellikle verilen kötü hizmetleri protesto amacıyla kiracıların birlik olup kirayı ödememesi |
rent strike i.
|
|
491 |
Ticaret/Ekonomi |
fiyatı manipüle etmek için aktif ticaret görüntüsü yaratmak amacıyla yapılmış bir dizi işlem |
daisy chain i.
|
|
492 |
Ticaret/Ekonomi |
ingiltere bankası'nın ekonomiye para ve kredi arzını düzenlemek amacıyla devlet tahvillerini serbest piyasada alıp satması |
open-market operations i.
|
|
493 |
Ticaret/Ekonomi |
federal rezervin para arzını kontrol etmek amacıyla menkul kıymet alım satımı |
open-market operations i.
|
|
494 |
Ticaret/Ekonomi |
devletin enflasyonu dizginlemek amacıyla uyguladığı, kamu harcamaları için gerekenden fazla menkul kıymet satma politikası |
overfunding [uk] i.
|
|
495 |
Ticaret/Ekonomi |
muhtemel zararı karşılamak amacıyla birtakım ihtiyatları saklamak suretiyle yapılan kendi kendini sağlama alma eylemi |
self insurance i.
|
|
496 |
Ticaret/Ekonomi |
abd'de vergi masraflarını azaltmak amacıyla şirket birleşme ve satın almalarıyla gerçekleştirilen bir kurumsal yeniden yapılanma |
tax inversion i.
|
|
497 |
Ticaret/Ekonomi |
abd'de vergi masraflarını azaltmak amacıyla şirket birleşme ve satın almalarıyla gerçekleştirilen bir kurumsal yeniden yapılanma |
corporate inversion i.
|
|
498 |
Ticaret/Ekonomi |
hızlı kar amacıyla aynı gün içinde alış satış yapma |
day-trade i.
|
|
499 |
Ticaret/Ekonomi |
(koruma amacıyla) paydaşlara ait tüm hisseleri geri almak için yapılan teklif |
self-tender i.
|
|
500 |
Ticaret/Ekonomi |
şirketlerin daha fazla gelir elde etme amacıyla sosyal konularda duyarlı davranması |
woke-washing i.
|
|