|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
karşılık vermek |
respond f.
|
|
General |
|
2 |
Genel |
aynen karşılık verme |
reprisal i.
|
|
3 |
Genel |
karşılık olarak verilen örnek |
counter example i.
|
|
4 |
Genel |
karşılık gelme |
correspondence i.
|
|
|
5 |
Genel |
günaha karşılık ceza (kilise) |
penance i.
|
|
6 |
Genel |
küstahça karşılık verme |
back talk i.
|
|
7 |
Genel |
karşılık (verilen bir şeye) |
quid pro quo i.
|
|
8 |
Genel |
karşılık verme |
reciprocation i.
|
|
9 |
Genel |
nesnel karşılık |
objective correlative i.
|
|
10 |
Genel |
karşılık gelen meblağ |
corresponding sum i.
|
|
11 |
Genel |
karşılık olarak yapılan değiştirme |
intermutation i.
|
|
12 |
Genel |
yaptığı ev işlerine karşılık bir aile yanında kalan kız |
au pair i.
|
|
13 |
Genel |
aynen karşılık |
tit-for-tat strategy i.
|
|
14 |
Genel |
karşılık pimi |
pushrod i.
|
|
15 |
Genel |
teknik karşılık |
technical reserve i.
|
|
16 |
Genel |
ani karşılık verme |
immediate response i.
|
|
17 |
Genel |
karşılık verme |
back chat i.
|
|
18 |
Genel |
yapılan bir işe karşılık verilen hediye |
cumshaw i.
|
|
19 |
Genel |
karşılık verme |
answering back i.
|
|
20 |
Genel |
küstahça karşılık |
back chat i.
|
|
21 |
Genel |
karşılık beklememe |
disinterestedness i.
|
|
22 |
Genel |
(çek defteri gibi) kopya olarak başka bir şeye karşılık gelen herhangi bir şey |
tally i.
|
|
23 |
Genel |
suçlamaya suçlama ile karşılık veren kimse |
recriminator i.
|
|
24 |
Genel |
yumruğa, tekmeye karşılık verme |
recussion i.
|
|
25 |
Genel |
selama karşılık verme |
regreet [obsolete] i.
|
|
26 |
Genel |
semitik alfabelerde ibranilerin thau harfine karşılık gelen harf |
thau i.
|
|
27 |
Genel |
uzay ve zamanda belirli bir noktanın koordinatlarına karşılık gelen karmaşık bir değişken |
twistor i.
|
|
28 |
Genel |
yaptığı ev işlerine karşılık bir aile yanında kalan yabancı kız |
au pair girl i.
|
|
29 |
Genel |
düşünmeden veya otomatik olarak karşılık veren kimse |
machine i.
|
|
30 |
Genel |
selamet ordusu üyelerinin birlikte söylediği kısa karşılık (amin) |
volley i.
|
|
31 |
Genel |
özel karşılık veya ayrıcalıklar için onaylanmış kişi veya kuruluşlar listesi |
whitelist i.
|
|
32 |
Genel |
kişinin durumları nasıl yorumladığını veya karşılık verdiğini belirleyen karakteristik zihinsel tutum |
mentality i.
|
|
33 |
Genel |
nükteli bir şekilde karşılık verme |
wordplay i.
|
|
34 |
Genel |
homolog karşılık |
homology i.
|
|
35 |
Genel |
gemle yapılan yönlendirmelere karşılık verme (at) |
mouth i.
|
|
36 |
Genel |
küstahça karşılık verme |
mouth i.
|
|
37 |
Genel |
kaybedilen toprakların geri kazanılması amacıyla verilen karşılık |
revanche i.
|
|
38 |
Genel |
ani karşılık |
ripost i.
|
|
39 |
Genel |
(eskrimde) çabuk karşılık |
riposte i.
|
|
40 |
Genel |
karşılık olarak önerme |
obtension i.
|
|
41 |
Genel |
karşılık olarak ileri sürme |
obtension i.
|
|
42 |
Genel |
(hanedan armalarında) karakteristik formu ve pozisyonu bakımından daha geniş geometrik şekillere karşılık gelen şekil |
diminutive i.
|
|
43 |
Genel |
kadının kur yapana karşılık vermesi |
rush i.
|
|
44 |
Genel |
karşılık beklememe |
disinterest i.
|
|
45 |
Genel |
karşılık gelen tür |
countertype i.
|
|
46 |
Genel |
karşılık gelen ses |
countretaille i.
|
|
47 |
Genel |
söze verilen kaba karşılık |
sass i.
|
|
48 |
Genel |
karşılık gelme |
correspondency i.
|
|
49 |
Genel |
elliye karşılık gelen sıra sayısı |
fiftieth i.
|
|
50 |
Genel |
önceden yapılan eleştiriye, yoruma karşılık olarak patlak verme |
flareback i.
|
|
51 |
Genel |
yaklaşık bir sepete karşılık gelen eski bir ağırlık birimi |
prickle i.
|
|
52 |
Genel |
bir derecelik açının 3600'de birine karşılık gelen açı |
second of arc i.
|
|
53 |
Genel |
bir dakikanın altmışta birine karşılık gelen açı |
second of arc i.
|
|
54 |
Genel |
sahte karşılık |
false friend i.
|
|
55 |
Genel |
kesin karşılık |
crusher i.
|
|
56 |
Genel |
(sözlü) sert karşılık |
squelcher i.
|
|
57 |
Genel |
sert karşılık vermek |
talk back to f.
|
|
58 |
Genel |
karşılık vermek |
answer back f.
|
|
59 |
Genel |
karşılık yapmak |
return f.
|
|
60 |
Genel |
karşılık vermek |
respond to f.
|
|
61 |
Genel |
karşılık vermek |
riposte f.
|
|
62 |
Genel |
soğuk bir karşılık almak |
get the cold shoulder f.
|
|
63 |
Genel |
karşılık vermek |
give back f.
|
|
64 |
Genel |
karşılık vermek |
counteract f.
|
|
65 |
Genel |
karşılık vermek |
talk back f.
|
|
66 |
Genel |
karşılık vermek |
speak in response f.
|
|
67 |
Genel |
karşılık vermek |
spoken in response f.
|
|
68 |
Genel |
suçlamaya karşılık vermek |
recriminate f.
|
|
69 |
Genel |
karşılık vermek |
retort f.
|
|
70 |
Genel |
karşılık vermek |
reciprocate f.
|
|
71 |
Genel |
karşılık vermek |
reply to f.
|
|
72 |
Genel |
birinin ateşine karşılık vermek |
shoot back at someone f.
|
|
73 |
Genel |
karşılık vermek |
repay f.
|
|
74 |
Genel |
karşılık vermek |
come back f.
|
|
75 |
Genel |
karşılık vermek |
counter f.
|
|
76 |
Genel |
karşılık vermek |
hit back f.
|
|
77 |
Genel |
karşılık vermek |
spoke in response f.
|
|
78 |
Genel |
karşılık vermek |
answer f.
|
|
79 |
Genel |
biri bağırdığında ona bağırarak karşılık vermek |
yell back f.
|
|
80 |
Genel |
karşılık vermek |
answerback f.
|
|
81 |
Genel |
aşkına karşılık bulmak |
(one's love) be reciprocated f.
|
|
82 |
Genel |
aşkına karşılık vermek |
requite one's love f.
|
|
83 |
Genel |
aşkına karşılık vermek |
reciprocate one's love f.
|
|
84 |
Genel |
aynı şekilde karşılık verilmek |
retaliate f.
|
|
85 |
Genel |
kötülüğe kötülükle karşılık vermek |
retaliate f.
|
|
86 |
Genel |
karşılık beklemek |
expect something in return f.
|
|
87 |
Genel |
karşılık beklemek |
expect something in return from someone f.
|
|
88 |
Genel |
karşılık beklemek |
wait for a response f.
|
|
89 |
Genel |
karşılık beklemek |
expect a response f.
|
|
90 |
Genel |
karşılık yazmak |
write back f.
|
|
91 |
Genel |
karşılık gelmek |
equal f.
|
|
92 |
Genel |
karşılık gelmek |
correspond f.
|
|
93 |
Genel |
karşılık gelmek |
correspond to f.
|
|
94 |
Genel |
karşılık görmeksizin sevmek |
carry a torch for f.
|
|
95 |
Genel |
karşılık vermek |
react f.
|
|
96 |
Genel |
karşılık vermek |
return f.
|
|
97 |
Genel |
karşılık vermek |
respond f.
|
|
98 |
Genel |
karşılık vermek |
reply f.
|
|
99 |
Genel |
-e karşılık vermek |
reciprocate f.
|
|
100 |
Genel |
çabalarına karşılık görememek |
get no return on /for one's efforts f.
|
|
101 |
Genel |
çabalarına karşılık görememek |
get no returns on one's efforts f.
|
|
102 |
Genel |
karşılık olarak vermek |
render f.
|
|
103 |
Genel |
tedaviye karşılık vermek |
respond to the treatment f.
|
|
104 |
Genel |
ateşe ateşle karşılık vermek |
fight fire with fire f.
|
|
105 |
Genel |
aynı şekilde karşılık vermek |
give somebody a dose of their own medicine f.
|
|
106 |
Genel |
aynı şekilde karşılık vermek |
give somebody a taste of their own medicine f.
|
|
107 |
Genel |
beklentilere karşılık vermek |
live up to expectations f.
|
|
108 |
Genel |
karşılık beklemeden hareket etmek |
act charitably with no thought of personal gain f.
|
|
109 |
Genel |
saldırıya karşılık vermek |
turn an attack f.
|
|
110 |
Genel |
aşkına karşılık almak |
be loved in return f.
|
|
111 |
Genel |
aşkına karşılık bulmak |
be loved in return f.
|
|
112 |
Genel |
aşkına karşılık bulmak |
be loved back f.
|
|
113 |
Genel |
aşkına karşılık almak |
be loved back f.
|
|
114 |
Genel |
(sözle vb.) karşılık vermek |
answer back to someone f.
|
|
115 |
Genel |
(sözle vb.) karşılık vermek |
answer someone back f.
|
|
116 |
Genel |
(sözle) karşılık vermek |
argue back f.
|
|
117 |
Genel |
birine vurarak karşılık vermek |
hit back at someone f.
|
|
118 |
Genel |
küstahça karşılık vermek |
backtalk f.
|
|
119 |
Genel |
suçlamaya karşılık vermek |
make a countercharge against an accuser f.
|
|
120 |
Genel |
karşılık görmemek/bulamamak |
get rejected f.
|
|
121 |
Genel |
ihtiyacına karşılık vermek |
respond to the need of f.
|
|
122 |
Genel |
meydan okumaya karşılık vermek |
take a dare f.
|
|
123 |
Genel |
(el sallayarak/selam vererek) karşılık vermek |
acknowledge f.
|
|
124 |
Genel |
karşılık vermek |
react to f.
|
|
125 |
Genel |
karşılık vermek |
regest f.
|
|
126 |
Genel |
(aşka, sevgiye) karşılık vermek |
relove [obsolete] f.
|
|
127 |
Genel |
karşılık gelmek |
answer f.
|
|
128 |
Genel |
hevesle karşılık vermemek |
underreact f.
|
|
129 |
Genel |
karşılık gelmek |
make f.
|
|
130 |
Genel |
sempatiyle karşılık vermek |
vibrate f.
|
|
131 |
Genel |
karşılık gelmek |
marrow [dialect] [uk] f.
|
|
132 |
Genel |
öfkeyle karşılık vermek |
huff f.
|
|
133 |
Genel |
(eskrimde) çabuk karşılık vermek |
ripost f.
|
|
134 |
Genel |
ani karşılık vermek |
ripost f.
|
|
135 |
Genel |
pat diye karşılık vermek |
ripost f.
|
|
136 |
Genel |
(eskrimde) çabuk karşılık vermek |
riposte f.
|
|
137 |
Genel |
ani karşılık vermek |
riposte f.
|
|
138 |
Genel |
pat diye karşılık vermek |
riposte f.
|
|
139 |
Genel |
karşılık olarak önermek |
obtend f.
|
|
140 |
Genel |
karşılık olarak ileri sürmek |
obtend f.
|
|
141 |
Genel |
karşılık vermek |
chop [obsolete] f.
|
|
142 |
Genel |
abartarak karşılık vermek |
overrespond f.
|
|
143 |
Genel |
karşılık vermek |
countermand f.
|
|
144 |
Genel |
soruya soruyla karşılık vermek |
counterquestion f.
|
|
145 |
Genel |
karşılık vermek |
countervail f.
|
|
146 |
Genel |
(karşılık bekleyerek) hediye vermek |
potlatch f.
|
|
147 |
Genel |
(haritayı) herhangi iki nokta arasındaki yön çizgisi doğadaki konumuna karşılık gelene kadar döndürmek |
orient f.
|
|
148 |
Genel |
ufak bir karşılık vermek |
scantle f.
|
|
149 |
Genel |
(iyiliğe vb.) karşılık vermek |
requite f.
|
|
150 |
Genel |
karşılık veren |
respondent s.
|
|
151 |
Genel |
karşılık gelen |
related s.
|
|
152 |
Genel |
karşılık gelen |
equaled to s.
|
|
153 |
Genel |
karşılık veren |
responsive s.
|
|
154 |
Genel |
çok çalışmaya karşılık az kazanç sağlayan |
hardscrabble s.
|
|
155 |
Genel |
karşılık görmeyen |
unrequited s.
|
|
156 |
Genel |
karşılık olan |
corresponding s.
|
|
157 |
Genel |
karşılık vermeyen |
irresponsive s.
|
|
158 |
Genel |
karşılık beklemeden yapılan |
disinterested s.
|
|
159 |
Genel |
pozitif tamsayılara birebir karşılık olarak getirilebilen |
enumerable s.
|
|
160 |
Genel |
fiş ve priz gibi karşılık gelen kısma oturan |
mating s.
|
|
161 |
Genel |
çabuk karşılık veren.
tepkisel |
responsive s.
|
|
162 |
Genel |
karşılık veren |
meeting [obsolete] s.
|
|
163 |
Genel |
karşılık gelen |
homologous s.
|
|
164 |
Genel |
karşılık verilebilir |
revengeable s.
|
|
165 |
Genel |
karşılık için yapılan |
onerous s.
|
|
166 |
Genel |
karşılık için verilen |
onerous s.
|
|
167 |
Genel |
karşılık beklemeden yapılan |
disinterest [obsolete] s.
|
|
168 |
Genel |
hızla karşılık verebilen |
flying s.
|
|
169 |
Genel |
karşılık olarak |
for a consider zf.
|
|
170 |
Genel |
karşılık olarak |
back zf.
|
|
171 |
Genel |
buna karşılık |
on the other hand zf.
|
|
172 |
Genel |
karşılık olarak |
in return zf.
|
|
173 |
Genel |
buna karşılık |
on the contrary zf.
|
|
174 |
Genel |
karşılık olarak |
in lieu zf.
|
|
175 |
Genel |
buna karşılık |
in return zf.
|
|
176 |
Genel |
buna karşılık |
conversely zf.
|
|
177 |
Genel |
buna karşılık |
instead zf.
|
|
178 |
Genel |
buna karşılık |
again zf.
|
|
179 |
Genel |
karşılık olarak |
per contra zf.
|
|
180 |
Genel |
karşılık olarak |
in consideration of ed.
|
|
181 |
Genel |
karşılık olarak |
in return for ed.
|
|
182 |
Genel |
-e karşılık olarak |
in return for ed.
|
|
183 |
Genel |
-e karşılık |
in response to ed.
|
|
184 |
Genel |
-e karşılık |
in return for ed.
|
|
185 |
Genel |
-e karşılık |
in exchange for ed.
|
|
186 |
Genel |
-e karşılık olarak |
in response to ed.
|
|
187 |
Genel |
karşılık olarak |
in exchange for ed.
|
|
188 |
Genel |
-e karşılık |
as opposed to ed.
|
|
189 |
Genel |
karşılık gelen |
corresponding to ed.
|
|
190 |
Genel |
karşılık gelen |
for ed.
|
|
191 |
Genel |
karşılık gelen anlamı veren ön ek |
counter- ök.
|
|
Phrasals |
|
192 |
Öbek Fiiller |
aynen karşılık vermek |
turn on f.
|
|
193 |
Öbek Fiiller |
ateşle karşılık vermek |
fire back f.
|
|
194 |
Öbek Fiiller |
birine sözle karşılık vermek |
mouth off at someone f.
|
|
195 |
Öbek Fiiller |
karşılık gelmek |
correspond to f.
|
|
196 |
Öbek Fiiller |
karşılık gelmek/uymak |
match up to something f.
|
|
197 |
Öbek Fiiller |
karşılık vermek |
strike back f.
|
|
198 |
Öbek Fiiller |
(bir şey ile) karşılık vermek |
counter with something f.
|
|
199 |
Öbek Fiiller |
(saldırıya/sataşmaya) karşılık vermek |
bite back f.
|
|
200 |
Öbek Fiiller |
birine sözle veya şiddetle karşılık vermek |
lash back at someone f.
|
|
201 |
Öbek Fiiller |
(birine) sözle veya şiddetle karşılık vermek |
lash back (at someone) f.
|
|
202 |
Öbek Fiiller |
(birine) minnetten, saygıdan, takdirden yoksun bir karşılık vermek |
repay (one) with (something) f.
|
|
203 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye bir şeyle) karşılık vermek |
return (something) for (something) f.
|
|
204 |
Öbek Fiiller |
karşılık vermek |
key in f.
|
|
205 |
Öbek Fiiller |
(birine) karşılık vermek |
answer (one) back f.
|
|
206 |
Öbek Fiiller |
(birinin) sözüne karşılık vermek |
answer back to (one) f.
|
|
207 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) karşı aynı şekilde karşılık vermek |
avenge (oneself) against (someone or something) f.
|
|
208 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) karşı (bir şey) için aynı şekilde karşılık vermek |
avenge (oneself) against (someone or something) for (something) f.
|
|
209 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye) aynı şekilde karşılık vermek |
avenge (oneself) for (something) f.
|
|
210 |
Öbek Fiiller |
ile karşılık vermek |
counter with f.
|
|
211 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) ateşle karşılık vermek |
fire (something) back (at someone or something) f.
|
|
212 |
Öbek Fiiller |
ateşe ateşle karşılık vermek |
fire (something) back (at someone or something) f.
|
|
213 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) hemen karşılık vermek |
fire back at (someone or something) f.
|
|
214 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) hemen karşılık vermek |
fire back to (someone or something) f.
|
|
215 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye şiddetle, olumsuz şekilde) karşılık vermek |
hit back (at someone or something) f.
|
|
216 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) saldırısına karşılık vermek |
hit back (at someone or something) f.
|
|
217 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) karşılık olarak saldırmak/vurmak |
hit back (at someone or something) f.
|
|
218 |
Öbek Fiiller |
şiddetle karşılık vermek |
lash back f.
|
|
219 |
Öbek Fiiller |
-e karşılık gelmek/uymak |
match up to f.
|
|
220 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) karşılık gelmek/uymak |
match up to (someone or something) f.
|
|
221 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye) karşılık (bir şey) teklif etmek |
offer (something) for (something) f.
|
|
222 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) karşılık vermek |
react to (someone or something) f.
|
|
223 |
Öbek Fiiller |
(birinin yaptığı iyiliğe) saygısızlıkla karşılık vermek |
repay (one) for (something) f.
|
|
224 |
Öbek Fiiller |
(birine) hak etmediği şekilde karşılık vermek |
repay (one) for (something) f.
|
|
225 |
Öbek Fiiller |
(birine) minnetten, saygıdan, takdirden yoksun bir karşılık vermek |
repay (one) for (something) f.
|
|
226 |
Öbek Fiiller |
(yapılan iyiliğe) saygısızlıkla karşılık vermek |
repay for f.
|
|
227 |
Öbek Fiiller |
hak etmediği şekilde karşılık vermek |
repay for f.
|
|
228 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) karşılık vermek |
reply to (someone or something) f.
|
|
229 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) karşılık vermek |
respond to (someone or something f.
|
|
230 |
Öbek Fiiller |
-e karşılık vermek |
return for f.
|
|
231 |
Öbek Fiiller |
(birine) sert/kaba bir şekilde karşılık vermek |
talk back (to one) f.
|
|
232 |
Öbek Fiiller |
(birine) saygısızca cevap/karşılık vermek |
talk back (to one) f.
|
|
233 |
Öbek Fiiller |
(birine) terbiyesizce/küstahça cevap/karşılık vermek |
talk back (to one) f.
|
|
234 |
Öbek Fiiller |
(bir borca) karşılık (değerli bir şey) teklif etmek/sunmak/vermek |
tender (something) for (something) f.
|
|
235 |
Öbek Fiiller |
el sallayan birine karşılık olarak el sallamak |
wave back f.
|
|
236 |
Öbek Fiiller |
karşısında/karşılık olarak el sallamak |
wave back f.
|
|
237 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) bir şekilde karşılık vermek |
welcome (someone or something) with (something) f.
|
|
238 |
Öbek Fiiller |
karşılık vermek |
come back f.
|
|
239 |
Öbek Fiiller |
karşılık vermek |
find out f.
|
|
Phrases |
|
240 |
İfadeler |
buna karşılık olarak |
in return for this expr.
|
|
241 |
İfadeler |
buna karşılık olarak |
in response to this expr.
|
|
242 |
İfadeler |
iltifata karşılık daha sevecen bir teşekkür etme |
why thank you expr.
|
|
243 |
İfadeler |
karşılık olarak |
in reply to expr.
|
|
244 |
İfadeler |
karşılık olarak |
as cover expr.
|
|
245 |
İfadeler |
karşılık olarak |
in recompense expr.
|
|
246 |
İfadeler |
coşkulu bir ifadeye karşılık olarak verilen bir cevap |
truth, justice, and the american way (tjataw) expr.
|
|
247 |
İfadeler |
(bir şeye) karşılık |
as against (something) expr.
|
|
248 |
İfadeler |
bir şeye karşılık |
as against something expr.
|
|
249 |
İfadeler |
(birine/bir şeye) karşılık |
in exchange (for someone or something) expr.
|
|
250 |
İfadeler |
(bir şeye) karşılık olarak |
in return for (something) expr.
|
|
Proverb |
|
251 |
Atasözü |
karşılık beklemeden yardım etmek |
cast one's bread upon the waters
|
|
252 |
Atasözü |
nazikçe sorulan sorulara aynı şekilde karşılık verilmelidir |
a civil question deserves a civil answer
|
|
Colloquial |
|
253 |
Konuşma Dili |
küstahça karşılık |
backchat i.
|
|
254 |
Konuşma Dili |
birinden kendi hakkında duyduğu iltifata karşılık olarak o kişi hakkında duyulmuş iltifatı söyleme |
trade-last [us] i.
|
|
255 |
Konuşma Dili |
buna karşılık |
in contrast with i.
|
|
256 |
Konuşma Dili |
buna karşılık |
over against i.
|
|
257 |
Konuşma Dili |
fikrini değiştirme ihtimaline karşılık |
in case you change your mind i.
|
|
258 |
Konuşma Dili |
tam karşılık |
full measure i.
|
|
259 |
Konuşma Dili |
duygusal karşılık |
warm fuzzy i.
|
|
260 |
Konuşma Dili |
hassas/içli karşılık |
warm fuzzy i.
|
|
261 |
Konuşma Dili |
küstahça karşılık verme |
guff i.
|
|
262 |
Konuşma Dili |
küstahça karşılık |
guff i.
|
|
263 |
Konuşma Dili |
hakaretlerle dolu karşılık |
mouthful [uk] i.
|
|
264 |
Konuşma Dili |
iltifata iltifatla karşılık vermek |
return the compliment f.
|
|
265 |
Konuşma Dili |
karşılık vermektense olumlu düşünmek |
go high f.
|
|
266 |
Konuşma Dili |
kaba bir şekilde karşılık vermek |
smart off f.
|
|
267 |
Konuşma Dili |
saygısızca karşılık vermek |
smart off f.
|
|
268 |
Konuşma Dili |
densiz bir cevap/karşılık vermek |
smart off f.
|
|
269 |
Konuşma Dili |
küstahça karşılık vermek |
smart off f.
|
|
270 |
Konuşma Dili |
münasebetsiz bir cevap/karşılık vermek |
smart off f.
|
|
271 |
Konuşma Dili |
birbirine karşılık gelmek |
cancel each other out f.
|
|
272 |
Konuşma Dili |
karşılık vermek |
rise (to) f.
|
|
273 |
Konuşma Dili |
karşılık bile veremem şimdi |
I can't even expr.
|
|
274 |
Konuşma Dili |
aşkıma karşılık ver |
love me back expr.
|
|
275 |
Konuşma Dili |
karşılık beklemeden |
for love expr.
|
|
276 |
Konuşma Dili |
karşılık beklemeden |
(just) for love/for the love of something expr.
|
|
Idioms |
|
277 |
Deyim |
küstahça karşılık |
back talk i.
|
|
278 |
Deyim |
tam karşılık |
a roland for an oliver i.
|
|
279 |
Deyim |
iş işten geçtikten sonra akla gelen cevap/karşılık |
l'esprit de l'escalier (the wit of staircase) i.
|
|
280 |
Deyim |
ingilizce "the wit of staircase" ifadesine karşılık gelen fransızca ifade |
l'esprit de l'escalier (the wit of staircase) i.
|
|
281 |
Deyim |
birine aynı şekilde karşılık verme |
a dose of (one's) own medicine i.
|
|
282 |
Deyim |
karşı tarafın da aynı şekilde karşılık verebileceği bir durum |
a game at which two can play i.
|
|
283 |
Deyim |
karşı tarafın da aynı şekilde karşılık verebileceği bir durum |
a game that two can play i.
|
|
284 |
Deyim |
aynen karşılık |
a roland for an oliver i.
|
|
285 |
Deyim |
(birine) aynı şekilde karşılık verme |
a taste of (one's) own medicine i.
|
|
286 |
Deyim |
aynı şekilde karşılık verme |
a taste of own medicine i.
|
|
287 |
Deyim |
iyiliğe haince/namertçe karşılık veren kimse |
a viper in (one's) bosom i.
|
|
288 |
Deyim |
birine aynı şekilde karşılık verme |
dose of one's own medicine i.
|
|
289 |
Deyim |
tam karşılık |
full measure i.
|
|
290 |
Deyim |
karşı tarafın da aynı şekilde karşılık verebileceği durum |
game that two can play i.
|
|
291 |
Deyim |
dualarına bir karşılık |
the answer to (one's) prayer i.
|
|
292 |
Deyim |
dualarına bir karşılık |
an answer to (one's) prayer i.
|
|
293 |
Deyim |
dualarına bir karşılık |
the answer to (one's) prayers i.
|
|
294 |
Deyim |
dualarına bir karşılık |
an answer to (one's) prayers i.
|
|
295 |
Deyim |
duygusal karşılık |
warm and fuzzy i.
|
|
296 |
Deyim |
hassas/içli karşılık |
warm and fuzzy i.
|
|
297 |
Deyim |
hakarete öfkeyle karşılık vermemek |
pocket an insult f.
|
|
298 |
Deyim |
(birinin) boş tehditlerine karşılık vermek |
buy a woof ticket f.
|
|
299 |
Deyim |
(birinin) hava atmasına/caka satmasına karşılık vermek |
buy a woof ticket f.
|
|
300 |
Deyim |
(birinin) boş tehditlerine karşılık vermek |
buy one's woof ticket f.
|
|
301 |
Deyim |
(birinin) hava atmasına/caka satmasına karşılık vermek |
buy one's woof ticket f.
|
|
302 |
Deyim |
açılan ateşe cevap/karşılık vermek |
fire something back at someone f.
|
|
303 |
Deyim |
ateşe ateşle karşılık vermek |
fight fire with fire f.
|
|
304 |
Deyim |
ateşe ateşle karşılık vermek |
fire something back at someone f.
|
|
305 |
Deyim |
aynı şekilde karşılık vermek |
give someone a taste of their own medicine f.
|
|
306 |
Deyim |
aynı şekilde karşılık vermek |
give someone a dose of their own medicine f.
|
|
307 |
Deyim |
aynı şekilde karşılık vermek |
give as good as one gets f.
|
|
308 |
Deyim |
birine karşılık vermek |
give someone static f.
|
|
309 |
Deyim |
göze göz dişe diş karşılık vermek |
give someone tit for tat f.
|
|
310 |
Deyim |
fazlasıyla karşılık vermek |
give back with interest f.
|
|
311 |
Deyim |
iyiliğine karşılık vermek |
return the favor f.
|
|
312 |
Deyim |
iyiliğe karşılık vermek |
return the favour f.
|
|
313 |
Deyim |
iyiliğe karşılık vermek |
return the favor f.
|
|
314 |
Deyim |
iltifata iltifatla karşılık vermek |
return someone's compliment f.
|
|
315 |
Deyim |
kötülükle karşılık vermek |
do evil in return f.
|
|
316 |
Deyim |
kötülüğe kötülükle karşılık vermek |
return evil for evil f.
|
|
317 |
Deyim |
(birine) onun yöntemlerini kullanarak karşılık vermek |
play the same game (as somebody) f.
|
|
318 |
Deyim |
meydan okumaya karşılık vermek |
take up the gauntlet f.
|
|
319 |
Deyim |
meydan okumaya karşılık vermek |
pick up the gauntlet f.
|
|
320 |
Deyim |
birine sinirli/kızgın bir şekilde karşılık vermek |
take (one's) head off f.
|
|
321 |
Deyim |
daha beter kötülükle karşılık vermek |
return it with interest f.
|
|
322 |
Deyim |
daha beter karşılık vermek |
return it with interest f.
|
|
323 |
Deyim |
bir şeye daha beter kötülükle karşılık vermek |
pay something back with interest f.
|
|
324 |
Deyim |
bir şeye daha beter karşılık vermek |
pay something back with interest f.
|
|
325 |
Deyim |
bir şeye daha beter kötülükle karşılık vermek |
return something with interest f.
|
|
326 |
Deyim |
bir şeye daha beter karşılık vermek |
return something with interest f.
|
|
327 |
Deyim |
harcadığı para için iyi bir karşılık/hizmet almak |
bang for one's the buck f.
|
|
328 |
Deyim |
harcadığı paranın üstünde bir karşılık/hizmet almak |
bang for one's the buck f.
|
|
329 |
Deyim |
harcanan para için iyi bir karşılık/hizmet almak |
bang for the buck f.
|
|
330 |
Deyim |
harcanan paranın üstünde bir karşılık/hizmet almak |
bang for the buck f.
|
|
331 |
Deyim |
(birine) bağırıp çağırarak karşılık vermek |
bite (one's) head off f.
|
|
332 |
Deyim |
(birine) ters bir cevap/karşılık vermek |
bite (one's) head off f.
|
|
333 |
Deyim |
birine bağırıp çağırarak karşılık vermek |
bite somebody's head off f.
|
|
334 |
Deyim |
birine ters bir cevap/karşılık vermek |
bite somebody's head off f.
|
|
335 |
Deyim |
birine bağırıp çağırarak karşılık vermek |
snap somebody's head off f.
|
|
336 |
Deyim |
birine ters bir cevap/karşılık vermek |
snap somebody's head off f.
|
|
337 |
Deyim |
birine bağırıp çağırarak karşılık vermek |
bite someone's head off f.
|
|
338 |
Deyim |
birine ters cevap/karşılık vermek |
bite someone's head off f.
|
|
339 |
Deyim |
birine bağırıp çağırarak karşılık vermek |
bite somebody's head off f.
|
|
340 |
Deyim |
birine ters cevap/karşılık vermek |
bite somebody's head off f.
|
|
341 |
Deyim |
birine bağırıp çağırarak karşılık vermek |
snap somebody's head off f.
|
|
342 |
Deyim |
birine ters cevap/karşılık vermek |
snap somebody's head off f.
|
|
343 |
Deyim |
öfkeyle karşılık vermek |
bristle with anger f.
|
|
344 |
Deyim |
öfkeyle karşılık vermek |
bristle with indignation f.
|
|
345 |
Deyim |
öfkeyle karşılık vermek |
bristle with rage f.
|
|
346 |
Deyim |
gözdağına karşılık vermek |
buy a wolf ticket f.
|
|
347 |
Deyim |
tehdide düşmanca karşılık vermek |
buy a wolf ticket f.
|
|
348 |
Deyim |
gözdağına karşılık vermek |
buy one's wolf ticket f.
|
|
349 |
Deyim |
tehdide düşmanca karşılık vermek |
buy one's wolf ticket f.
|
|
350 |
Deyim |
gözdağına karşılık vermek |
buy someone's woof ticket f.
|
|
351 |
Deyim |
tehdide düşmanca karşılık vermek |
buy someone's woof ticket f.
|
|
352 |
Deyim |
gözdağına karşılık vermek |
buy wolf ticket f.
|
|
353 |
Deyim |
tehdide düşmanca karşılık vermek |
buy wolf ticket f.
|
|
354 |
Deyim |
gözdağına karşılık vermek |
buy wolf tickets f.
|
|
355 |
Deyim |
tehdide düşmanca karşılık vermek |
buy wolf tickets f.
|
|
356 |
Deyim |
karşılık beklemeden yardım etmek |
cast bread upon the waters f.
|
|
357 |
Deyim |
karşılık beklemeden yardım etme |
cast your bread upon the waters f.
|
|
358 |
Deyim |
aynı şekilde karşılık görmek |
get a dose of (one's) own medicine f.
|
|
359 |
Deyim |
(birine) aynı şekilde karşılık vermek |
give (one) a dose of (one's) own medicine f.
|
|
360 |
Deyim |
(birine) aynı şekilde karşılık vermek |
give (one) a taste of (one's) own medicine f.
|
|
361 |
Deyim |
(birine) göze göz dişe diş karşılık vermek |
give (one) tit for tat f.
|
|
362 |
Deyim |
karşılık vermemek |
give (one's) head for the washing f.
|
|
363 |
Deyim |
birine aynı şekilde karşılık vermek |
give somebody a taste of their own medicine f.
|
|
364 |
Deyim |
birine aynı şekilde karşılık vermek |
give somebody a dose of their own medicine f.
|
|
365 |
Deyim |
soğuk bir karşılık almak |
get the cold shoulder f.
|
|
366 |
Deyim |
birine karşılık vermek |
give static f.
|
|
367 |
Deyim |
(birine) misliyle karşılık vermek |
pay (one) back with interest f.
|
|
368 |
Deyim |
aynı şekilde karşılık vermek |
pay in someone's own coin f.
|
|
369 |
Deyim |
birine aynı şekilde karşılık vermek |
pay someone back in their own coin [old-fashioned] f.
|
|
370 |
Deyim |
birine onun yöntemlerini kullanarak karşılık vermek |
play somebody's game f.
|
|
371 |
Deyim |
birine onun yöntemlerini kullanarak karşılık vermek |
play the same game (as somebody) f.
|
|
372 |
Deyim |
sinirli/kızgın bir şekilde karşılık vermek |
take head off f.
|
|
373 |
Deyim |
öyle olmasına karşılık |
be that as it may expr.
|
|
374 |
Deyim |
(birine) onun yöntemlerini kullanarak karşılık verme |
at (one's) own game expr.
|
|
375 |
Deyim |
ismin ne? sorusuna karşılık kafiye oluşturan anlamsız çocukça bir cevap |
pudding and tame (childish rhyme) [obsolete] expr.
|
|
376 |
Deyim |
(birinin) emeklerine karşılık |
for (one's) pains expr.
|
|
377 |
Deyim |
(birinin) çabalarına karşılık |
for (one's) pains expr.
|
|
378 |
Deyim |
(birinin) çalışmasına karşılık |
for (one's) pains expr.
|
|
379 |
Deyim |
(birinin) çektiği sıkıntılara karşılık |
for (one's) pains expr.
|
|
380 |
Deyim |
karşılık beklemeden |
for love/for the love of something expr.
|
|
381 |
Deyim |
birinin çektiği zahmete karşılık |
for one's trouble expr.
|
|
382 |
Deyim |
birinin emeklerine karşılık |
for one's trouble expr.
|
|
383 |
Deyim |
birinin çabalarına karşılık |
for one's trouble expr.
|
|
384 |
Deyim |
birinin çalışmasına karşılık |
for one's trouble expr.
|
|
385 |
Deyim |
birinin çektiği sıkıntılara karşılık |
for one's trouble expr.
|
|
386 |
Deyim |
birinin çektiği zahmete karşılık |
for one's pains expr.
|
|
387 |
Deyim |
birinin emeklerine karşılık |
for one's pains expr.
|
|
388 |
Deyim |
birinin çabalarına karşılık |
for one's pains expr.
|
|
389 |
Deyim |
birinin çalışmasına karşılık |
for one's pains expr.
|
|
390 |
Deyim |
birinin çektiği sıkıntılara karşılık |
for one's pains expr.
|
|
391 |
Deyim |
çektiği zahmete karşılık |
for your pains [uk] expr.
|
|
392 |
Deyim |
emeklerine karşılık |
for your pains [uk] expr.
|
|
393 |
Deyim |
çabalarına karşılık |
for your pains [uk] expr.
|
|
394 |
Deyim |
çalışmasına karşılık |
for your pains [uk] expr.
|
|
395 |
Deyim |
çektiği sıkıntılara karşılık |
for your pains [uk] expr.
|
|
396 |
Deyim |
aynı şekilde karşılık verir |
gives as good as (one) gets expr.
|
|
397 |
Deyim |
bu karşı tarafın da aynı şekilde karşılık verebileceği bir durum |
that's a game that two can play expr.
|
|
398 |
Deyim |
yanlışa yanlışla karşılık vermek doğrudur |
two wrongs make a right expr.
|
|
Speaking |
|
399 |
Konuşma |
bana karşılık verme! |
don't give me any of your lip! expr.
|
|
400 |
Konuşma |
bana karşılık verme! |
don't talk back! expr.
|
|
401 |
Konuşma |
bana karşılık verme! |
don't give me any of your lip! expr.
|
|
402 |
Konuşma |
sen de gör (bless you ya karşılık olarak) |
thank you expr.
|
|
Trade/Economic |
|
403 |
Ticaret/Ekonomi |
banka karşılık oranı |
bank liquidity requirement i.
|
|
404 |
Ticaret/Ekonomi |
bankaların merkez bankasına yatırmaları gereken karşılık |
reserve requirement i.
|
|
405 |
Ticaret/Ekonomi |
bankaların verdikleri kredilere karşılık tutmaları gereken nakit veya kolayca nakde dönüştürülebilir araçlar tutarı |
bank liquidity requirement i.
|
|
406 |
Ticaret/Ekonomi |
bir şirket aktifinin başka şirketin hisse senetlerine karşılık devri ve ortaklara kar hissesi olarak dağıtılması |
spinoff i.
|
|
407 |
Ticaret/Ekonomi |
birbirine karşılık gelen hesap |
contra account i.
|
|
408 |
Ticaret/Ekonomi |
bir hizmete karşılık verilen para |
remuneration i.
|
|
409 |
Ticaret/Ekonomi |
borçlar için ayrılan karşılık |
liability reserve i.
|
|
410 |
Ticaret/Ekonomi |
borca karşılık teminat |
indemnity against liability i.
|
|
411 |
Ticaret/Ekonomi |
bir şirket veya sanayide yapılan hizmetlere karşılık verilen ücret veya tazminat cetvellerinin periyodik olarak gözden geçirilmesi |
wage-survey i.
|
|
412 |
Ticaret/Ekonomi |
bir firmanın faaliyetlerinin diğer firmalar üzerinde yarattığı ve onların buna karşılık bir ödemede bulunmadıkları olumlu etkiler |
external economies i.
|
|
413 |
Ticaret/Ekonomi |
cari masraflar için gelecekte toplanacak vergileri karşılık göstererek borç alma |
anticipatory borrowing i.
|
|
414 |
Ticaret/Ekonomi |
dönemin karşılık giderleri |
provision expenses of current year i.
|
|
415 |
Ticaret/Ekonomi |
ilerde toplanacak vergileri karşılık göstererek borçlanma |
anticipatory borrowing i.
|
|
416 |
Ticaret/Ekonomi |
ileriye dönük karşılık ayırma |
forward looking provision i.
|
|
417 |
Ticaret/Ekonomi |
işçiye parça başına yaptığı işe karşılık ödenmesi garanti edilen asgari kazanç |
guaranteed earnings i.
|
|
418 |
Ticaret/Ekonomi |
karşılık oranı |
request ratio i.
|
|
419 |
Ticaret/Ekonomi |
karşılık olarak verilen |
consideration i.
|
|
420 |
Ticaret/Ekonomi |
karşılık ilkesi |
reciprocity principle i.
|
|
421 |
Ticaret/Ekonomi |
karşılık prensibi |
reciprocity principle i.
|
|
422 |
Ticaret/Ekonomi |
karşılık giderleri |
provision expenses i.
|
|
423 |
Ticaret/Ekonomi |
karşılık hesabı |
reserve account i.
|
|
424 |
Ticaret/Ekonomi |
karşılık fonu |
contingency fund i.
|
|
425 |
Ticaret/Ekonomi |
karşılık olarak ayrılan para |
fund i.
|
|
426 |
Ticaret/Ekonomi |
karşılık olarak tutulan döviz |
reserve currency i.
|
|
427 |
Ticaret/Ekonomi |
kanuni karşılık oranı |
legal reserve ratio i.
|
|
428 |
Ticaret/Ekonomi |
karşılık hesabı |
reserve account i.
|
|
429 |
Ticaret/Ekonomi |
karşılık yeterliği |
reserve adequacy i.
|
|
430 |
Ticaret/Ekonomi |
kaldıraca dayalı zorunlu karşılık uygulaması |
leverage-based required reserves system i.
|
|
431 |
Ticaret/Ekonomi |
karşılık yardımlar |
matching grants i.
|
|
432 |
Ticaret/Ekonomi |
karşılık oranı |
reserve ratio i.
|
|
433 |
Ticaret/Ekonomi |
karşılık paralar |
counterpart monies i.
|
|
434 |
Ticaret/Ekonomi |
karşılık teminatlı ikraz |
collateral loan i.
|
|
435 |
Ticaret/Ekonomi |
karşılık giderleri |
provisions i.
|
|
436 |
Ticaret/Ekonomi |
karşılık varlıklar |
reserve assets i.
|
|
437 |
Ticaret/Ekonomi |
karşılık hesapları |
collateral accounts i.
|
|
438 |
Ticaret/Ekonomi |
karşılık fonlar |
counter part funds i.
|
|
439 |
Ticaret/Ekonomi |
konusu kalmayan karşılık |
provisions no longer required i.
|
|
440 |
Ticaret/Ekonomi |
mali varlıklar karşılık gösterilerek çıkartılan tahviller |
collateral trust bonds i.
|
|
441 |
Ticaret/Ekonomi |
nakit karşılık |
cash reserve i.
|
|
442 |
Ticaret/Ekonomi |
nakit karşılık |
cash cover i.
|
|
443 |
Ticaret/Ekonomi |
misliyle karşılık verme |
reprisal i.
|
|
444 |
Ticaret/Ekonomi |
munzam karşılık oranı |
required reserve ratio i.
|
|
445 |
Ticaret/Ekonomi |
olası zararlara karşılık olarak ayrılan fon |
contingency fund i.
|
|
446 |
Ticaret/Ekonomi |
olası zararlar için ayrılan karşılık paralar |
reserve for contingencies i.
|
|
447 |
Ticaret/Ekonomi |
net karşılık |
net reserve i.
|
|
448 |
Ticaret/Ekonomi |
otomatik karşılık |
automatic response i.
|
|
449 |
Ticaret/Ekonomi |
parasal karşılık |
money equivalent i.
|
|
450 |
Ticaret/Ekonomi |
para olarak karşılık |
money equivalent i.
|
|
451 |
Ticaret/Ekonomi |
parasal karşılık |
money's worth i.
|
|
452 |
Ticaret/Ekonomi |
parasal karşılık |
monetary equivalent i.
|
|
453 |
Ticaret/Ekonomi |
satınalma emri karşılık mesajı |
purchase order response message i.
|
|
454 |
Ticaret/Ekonomi |
sabit değerlerin bakım ve onarımı için muhasebe defterlerinde ayrılan karşılık |
maintenance reserve i.
|
|
455 |
Ticaret/Ekonomi |
şirketin borçlarına karşılık olarak alacaklılarına verdiği hisse senetleri |
stock for debt i.
|
|
456 |
Ticaret/Ekonomi |
stok değer düşüklüklerinin karşılık ayırmak suretiyle zarar kaydedilmesi |
inventory reserve procedure i.
|
|
457 |
Ticaret/Ekonomi |
toplam karşılık |
total consideration i.
|
|
458 |
Ticaret/Ekonomi |
tl zorunlu karşılık tutarlarının ortalaması |
the average of tl required reserves i.
|
|
459 |
Ticaret/Ekonomi |
varlıkların yenilenmesi için ayrılan karşılık |
renewal provision i.
|
|
460 |
Ticaret/Ekonomi |
varlıkların yenilenmesi için ayrılan karşılık |
asset renewal provision i.
|
|
461 |
Ticaret/Ekonomi |
zorunlu karşılık oranı |
required reserve ratio i.
|
|
462 |
Ticaret/Ekonomi |
zorunlu karşılık tesis dönemi |
maintenance period i.
|
|
463 |
Ticaret/Ekonomi |
yetersiz karşılık |
insufficient funds i.
|
|
464 |
Ticaret/Ekonomi |
zorunlu karşılık |
minimum reserve i.
|
|
465 |
Ticaret/Ekonomi |
zorunlu karşılık yükümlülüğü |
required reserve liability i.
|
|
466 |
Ticaret/Ekonomi |
zorunlu karşılık oranı |
required reserve ratio i.
|
|
467 |
Ticaret/Ekonomi |
zorunlu karşılık |
required reserve i.
|
|
468 |
Ticaret/Ekonomi |
yüzde yüz karşılık bulundurma sistemi |
one hundred percent reserve system i.
|
|
469 |
Ticaret/Ekonomi |
romanya ve moldova'da bir leyin yüzde birine karşılık gelen para birimi |
bani i.
|
|
470 |
Ticaret/Ekonomi |
güney kore wonu'nun yüzde birine karşılık gelen bir para birimi |
jeon i.
|
|
471 |
Ticaret/Ekonomi |
kısmi karşılık bankacılık sistemi |
fractional reserve banking system i.
|
|
472 |
Ticaret/Ekonomi |
eski bir dikdörtgen japon madeni parasına karşılık geren değer birimi |
bu i.
|
|
473 |
Ticaret/Ekonomi |
karşılık ayırmak |
make provision f.
|
|
474 |
Ticaret/Ekonomi |
karşılık vermek |
render f.
|
|
475 |
Ticaret/Ekonomi |
karşılık vermek |
rejoin f.
|
|
476 |
Ticaret/Ekonomi |
karşılık vermek |
respond f.
|
|
477 |
Ticaret/Ekonomi |
karşılık gelen |
corresponding s.
|
|
478 |
Ticaret/Ekonomi |
karşılık görmeyen |
unrequited s.
|
|
Law |
|
479 |
Hukuk |
aynıyla karşılık verme |
taliation i.
|
|
480 |
Hukuk |
avukat ve müvekkil arasındaki davanın kazanılmamasına karşılık ücret ödememe anlaşması |
no-win no-fee i.
|
|
481 |
Hukuk |
adab kurallarına dayanarak verilen karşılık |
good consideration i.
|
|
482 |
Hukuk |
aynen karşılık verme |
retaliation i.
|
|
483 |
Hukuk |
ayniyle karşılık verme |
retaliation i.
|
|
484 |
Hukuk |
bir tarafın sorumluluğu diğer tarafın sorumluluğuna karşılık gelen akit |
cumulative contract i.
|
|
485 |
Hukuk |
kanuni karşılık |
legal refund i.
|
|
486 |
Hukuk |
kanuni karşılık |
lawful return i.
|
|
487 |
Hukuk |
kanuni karşılık |
legal cover i.
|
|
488 |
Hukuk |
karşılık mukabilinde bir suçluyu izlemekten vazgeçme |
compounding a felony i.
|
|
489 |
Hukuk |
kanuni karşılık |
legal reserve i.
|
|
490 |
Hukuk |
muaşeret kurallarına itimaden verilen karşılık |
good consideration i.
|
|
491 |
Hukuk |
özel karşılık |
special provision i.
|
|
492 |
Hukuk |
tam karşılık |
valuable consideration i.
|
|
493 |
Hukuk |
karşı tarafının savunmasına yeni bir kanıtla karşılık verme |
avoidance i.
|
|
494 |
Hukuk |
devlet arazisinin bir bölümüne karşılık gelen bedeli almaya yetkili memura verilen vesika |
land scrip i.
|
|
495 |
Hukuk |
bazı geçici meselelerle ilgili iskoç mahkemesine gönderilen yazılı beyannameye karşılık mahkemenin emir ve gerekçelerini bildiren cevap |
minute i.
|
|
496 |
Hukuk |
büyük britanya'da yerel emniyet amirine karşılık gelen bir bucak memuru |
borsholder i.
|
|
497 |
Hukuk |
çeke karşılık verilen çek |
cross-bill i.
|
|
498 |
Hukuk |
gerçeğin gizlenmesine karşılık otoriteden rüşvet alma |
subreption [scotland] i.
|
|
499 |
Hukuk |
suçlamaya karşılık vermek için mahkemeye çıkmamak |
bail f.
|
|
500 |
Hukuk |
suçlamaya karşılık vermek için mahkemeye çıkmamak |
forfeit bail f.
|
|