yumuşak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

yumuşak



"yumuşak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 106 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
yumuşak soft s.
General
yumuşak limp i.
yumuşak smoother i.
yumuşak wooly s.
yumuşak softer s.
yumuşak mellow s.
yumuşak supple s.
yumuşak flabby s.
yumuşak effeminate s.
yumuşak mellifluent s.
yumuşak yielding s.
yumuşak pliable s.
yumuşak benignant s.
yumuşak velvet s.
yumuşak kindly s.
yumuşak woolly s.
yumuşak easy s.
yumuşak bland s.
yumuşak flaccid s.
yumuşak flexible s.
yumuşak pulpy s.
yumuşak squishy s.
yumuşak easygoing s.
yumuşak soft s.
yumuşak floppy s.
yumuşak ductile s.
yumuşak fluffy s.
yumuşak sweet s.
yumuşak placid s.
yumuşak mellifluous s.
yumuşak genial s.
yumuşak malleable s.
yumuşak lenient s.
yumuşak lax s.
yumuşak balmy s.
yumuşak pliant s.
yumuşak spongy s.
yumuşak favonian s.
yumuşak mild s.
yumuşak gentle s.
yumuşak light s.
yumuşak feathery s.
yumuşak featherlike s.
yumuşak easy-going s.
yumuşak kid-glove s.
yumuşak soft-boiled s.
yumuşak clement s.
yumuşak creamy s.
yumuşak tender s.
yumuşak subdued s.
yumuşak canny [scotland] s.
yumuşak nesh [dialect] s.
yumuşak remiss [obsolete] s.
yumuşak quiet s.
yumuşak unseamed s.
yumuşak lash s.
yumuşak malmy [dialect] [uk] s.
yumuşak saft [scotland] s.
yumuşak loose s.
yumuşak womanish s.
yumuşak mellowy s.
yumuşak woolsey [obsolete] s.
yumuşak lythe [obsolete] s.
yumuşak moy s.
yumuşak mucksy s.
yumuşak muxy s.
yumuşak dough-kneaded s.
yumuşak pappy s.
yumuşak sart [dialect] [uk] s.
yumuşak pultaceous s.
yumuşak sequacious [obsolete] s.
yumuşak siddow s.
yumuşak silken s.
yumuşak sinky s.
yumuşak founderous s.
yumuşak sothe s.
yumuşak sotto voce s.
yumuşak squashable s.
Colloquial
yumuşak doux s.
yumuşak soft-core s.
yumuşak squooshy s.
yumuşak on fleek expr.
Technical
yumuşak mild s.
yumuşak tender s.
yumuşak gentle s.
yumuşak lithe s.
Textile
yumuşak tozy s.
yumuşak smooth s.
yumuşak soft s.
Botanic
yumuşak membranaceous s.
Linguistics
yumuşak soft s.
yumuşak lenis s.
Geography
yumuşak unctuous s.
Geology
yumuşak rotten s.
Music
yumuşak grazioso s.
yumuşak douce s.
yumuşak pianissimo assai s.
Archaic
yumuşak tid s.
yumuşak ductible s.
yumuşak softly s.
yumuşak sooth s.
Slang
yumuşak nancy i.
yumuşak finocchio i.
British Slang
yumuşak poncey i.
yumuşak poncy i.
yumuşak squidgey i.

"yumuşak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
yumuşak bir maddeden yapılmış koruyucu şey pad i.
yumuşak ve nazik gentle s.
General
içine bu tür biber katılmış çok yumuşak bir peynir pimento cheese i.
yumuşak omlet fluffy omelet i.
yumuşak davranış easiness i.
yumuşak ve çikolatalı şekerleme fudge i.
yumuşak damak velum i.
bazı hayvanların yumuşak tabanı pad i.
yumuşak ve yapışkan gumminess i.
yumuşak huylu kimse heartthrob i.
bazı yumuşak tüylü hayvanlara ait tüyler fur i.
yumuşak huylu deboner i.
yumuşak ince ipek sarcenet i.
yumuşak başlılık complaisance i.
yumuşak soğuk moderately cold i.
yumuşak yüzgeçliler malacopterygii i.
bir tür yumuşak beyaz peynir cream cheese i.
yumuşak meyve berry i.
yumuşak başlılık dovishness i.
yumuşak maden kömürü soft coal i.
yumuşak anahtar soft key i.
yumuşak doku pith i.
yumuşak bir ipek sarcenet i.
yumuşak başlılık peacefulness i.
çok yumuşak supersoft i.
kabartma çizgili yumuşak ipekli kumaş faille i.
yumuşak başlılık amiableness i.
yumuşak şankr soft chancre i.
yumuşak lens soft lens i.
yumuşak başlılık docility i.
yumuşak mıknatıs soft magnet i.
yumuşak halde iken deliklerden geçirilen demir çubuklar extruded rods i.
yumuşak yapı soft structure i.
yumuşak iniş soft landing i.
yumuşak para soft currency i.
yumuşak kredi soft loan i.
yumuşak ses soft sound i.
yumuşak başlılık amiability i.
halı gibi yumuşak ev eşyaları soft furnishing i.
yumuşak tüy down i.
bir çeşit yumuşak şekerleme fudge i.
yumuşak su fresh water i.
çok yumuşak extra mild i.
yumuşak toprak gumbo i.
yumuşak tüy fluff i.
tüylü yumuşak kumaş flannel i.
yumuşak tokmak mallet i.
yumuşak oturak pouf i.
ince yumuşak kağıt tissue i.
yumuşak iklim mild climate i.
yumuşak huyluluk tender-mindedness i.
yumuşak huyluluk tendermindedness i.
yumuşak başlılık tendermindedness i.
yumuşak başlılık tender-mindedness i.
yumuşak tavır soft attitude i.
yumuşak deterjan mild detergent i.
yumuşak güvenlik konusu soft security issue i.
yumuşak dondurma soft ice cream i.
yumuşak paket (sigara) soft pack (cigarette) i.
yumuşak havlu soft towel i.
yumuşak havlu fluffy towel i.
boynunun yumuşak kavisi soft curve of one's neck i.
yumuşak renk tonları muted colors i.
yumuşak g g-breve i.
yumuşak tabanlı ayakkabı shoe with soft sole i.
yumuşak karın the soft belly i.
yumuşak taşıma çantası/kabı soft carrying pouch i.
yumuşak sarı velvet yellow i.
yumuşak dokunuş gentle touch i.
koyun veya keçiden yapılan bir tür yumuşak deri napa i.
koyun veya keçiden yapılan bir tür yumuşak deri nappa i.
yumuşak geçiş smooth transition i.
geniş, yumuşak, rulo şeklindeki bir Britanya ekmeği bap i.
yumuşak kürk soft fur i.
kumaş ve benzeri ince ve yumuşak malzeme kesme aleti band knife i.
yumuşak kat soft storey i.
yumuşak oyuncak soft toy i.
eldiven ve ayakkabı yapımına uygun yumuşak koyun derisi cabretta i.
yumuşak ve yapışkan şey gooey thing i.
yumuşak banyo havlusu terry towel i.
yumuşak bisküvi fluffy biscuit i.
yumuşak etli bir zeytin türü calamata olive i.
yumuşak başlı acquiescent i.
yumuşak başlılık agreeability i.
yumuşak başlılık agreeableness i.
peluş ve yumuşak malzemelerle doldurulmuş oyuncak ayı teddy i.
yumuşak giriş (konu, ders) gentle introduction i.
yumuşak kalplilik tenderheartedness i.
yumuşak kalplilik tender-heartedness i.
yumuşak karın underbelly i.
yumuşak olmama unsuppleness i.
kuş tüyünün yumuşak bölümü web i.
yumuşak ev terliği bedroom slipper i.
yumuşak toprak chessom [obsolete] i.
oğlak derisinden elde edilen yumuşak deri cheveril [obsolete] i.
kemik gibi sert bir yüzey üstündeki yumuşak bölge facette i.
yumuşak karın weakness i.
yumuşak ve pohpohlayıcı konuşma blandiloquence i.
(bebek dilinde) yumuşak battaniye blanky i.
mantarlar nedeniyle oluşan yumuşak, sulu sebze veya meyve küfü leak i.
koyu renkli ve buruşuk kabuğu olan büyük, tatlı ve yumuşak bir hurma medjool date i.
tatlı ve yumuşak akış mellifluence i.
yumuşak ve nemli arazi mesh i.
(yumuşak veya lapa benzeri) hazırlanmış yiyecek mess i.
ağızda acı tat bırakmayan zengin ve yumuşak koyu bira milk stout [uk] i.
daha yumuşak bir metaldeki tasarımın ters kopyasını basmak için kullanılan sertleştirilmiş kabartmalı çelik silindir mill i.
yumuşak sabun mild soap i.
yumuşak kumaştan kep bunnet [scotland] i.
(özellikle hava) yumuşak bir hareket breathing i.
zeminde yumuşak malzeme ile dolmuş oyuk hole i.
amerikan yerlilerince soğuk havalarda giyilen, topuksuz ve yumuşak deriden yapılan bir çizme moc i.
amerikan yerlilerince soğuk havalarda giyilen, topuksuz ve yumuşak deriden yapılan bir çizme mocassin i.
yumuşak düzleştirici fırça lure i.
eskimo botuna benzeyip dolaşırken giyilen yumuşak tabanlı bir bot mukluk i.
genellikle ördek derisinden yapılan yumuşak deri tabanlı ve birkaç çift çorap üzerine giyilen mukluk benzeri bir bot muckluck i.
genellikle ördek derisinden yapılan yumuşak deri tabanlı ve birkaç çift çorap üzerine giyilen mukluk benzeri bir bot mucluc i.
küçük, yumuşak tabanlı, şişirilebilir bir tür bot bushwhacker i.
sümüksü yumuşak çamur glaur [scotland] i.
yumuşak parlaklık glory i.
yumuşak bir şekilde gizlice atma lob i.
(mesane) az çok kasılabilen çeşitli organların duvarlarında bulunan yumuşak kas tabakası muscularis i.
mukoza zarının bir kısmını oluşturan ince yumuşak kas tabakası muscularis i.
mukoza zarının bir kısmını oluşturan ince yumuşak kas tabakası muscularis mucosae i.
yumuşak gel-git düzlüğünde midyelerin gizlendiği bölüm clam-flat [new england] i.
yumuşak ve etli kitle mummy [dialect] i.
yumuşak tüy oose [dialect] [scotland] i.
yumuşak, ıslak ve bükülebilir çim parçası ooze i.
fransa'nın rouen şehrinde üretilen süslü çini ve yumuşak porselen rouen i.
yumuşak tuğla rubber i.
alçak, yumuşak ve belirsiz ses rumor [us] i.
alçak, yumuşak ve belirsiz ses rumour [uk] i.
yumuşak hava weather mild i.
yumuşak peyzaj softscape i.
yumuşak erkek cockney [obsolete] i.
elde tutulan içeceği soğuk tutan yumuşak yapıdaki silindirik kap cozy i.
karıştırma ve sertleştirme işlemlerinde oluşan yumuşak kütle dough i.
kuş tüyünden yapılmış yumuşak ev tekstil ürünü down i.
dalgalanan ince veya yumuşak şey drift i.
yumuşak ve damlamaya meyilli olma drippiness i.
(ayaklara) basıncı azaltmak için belirli bir yere sabitlenen yumuşak malzeme pad i.
yastığa benzer yumuşak kütle pad i.
brezilya çamının sarıya çalan kahverengi yumuşak odunu paraná i.
brezilya çamının sarıya çalan kahverengi yumuşak odunu paraná pine i.
(pamuklu vb.) yumuşak tıkaç pad i.
yumuşak yiyecek tender food i.
bir tür yumuşak odun peeler i.
yumuşak porselen porcelain i.
kabarık liflerden yapılmış yumuşak küremsi nesne powderpuff i.
yumuşak deriden yapılmış ayakkabı pabouche [uk] i.
saten gibi yumuşak olan şey satin i.
yumuşak ve alçak sesli ötüş coo i.
yumuşak ve yağlı vücut dokusu flab i.
yumuşak doku kalsifikasyonu ossification i.
gemilerde kullanılan yumuşak dolgu malzemesi pudding i.
at bacağında yumuşak tümör puff i.
(damar-duvar arasında veya fay boyu görülen) yumuşak killi madde pug i.
bitki gövdesinde yumuşak doku pulp i.
(seramik) kalıpla veya elle şekillendirilmiş uzun ince bir yumuşak kil parçası rope i.
yumuşak dokulu şapka crush hat i.
yumuşak muamele free ride i.
tok ve yumuşak düşme sesi slump [scotland] i.
yumuşak çamurda veya karda yürüme sesi slush i.
geniş kenarlı yumuşak fötr şapka smasher [africa] i.
geniş kenarlı yumuşak fötr şapka smasher hat i.
yumuşak nesne soft i.
yumuşak parça soft i.
yumuşak bölüm soft i.
yumuşak kısım soft i.
yumuşak malzeme soft i.
yumuşak materyal soft i.
yumuşak politomi soft polytomy i.
yumuşak şey softling i.
soyu tükenmiş canlıların yumuşak dokulardan yoksun ve sıska bir şekilde tasvir edilmesi shrink-wrap i.
yumuşak diyet pap i.
yumuşak dolu snow pellet i.
sabunsu bir his veren yumuşak ve kompakt bir talk çeşidi soaprock i.
sabunsu bir his veren yumuşak ve kompakt bir talk çeşidi soap-rock i.
yumuşak diyet soft diet i.
yumuşak diyet spoon food i.
(yumuşak ve ağır nesne) ani düşüş squash i.
(yumuşak ve ağır nesne) yere çakılma squash i.
fay, damar veya duvar boyu görülebilen yumuşak kil yapılı madde sticking i.
yumuşak kıvamlı gıda supping [dialect] [uk] i.
yumuşak bir tavırla söylemek mince matters f.
doldurmak (yumuşak bir madde ile) pad f.
yumuşak bir tonda çalmak (flüt) tootle f.
yumuşak ve titrek bir ışıkla parıldamak shimmer f.
yaraları sarmak için kullanılan yumuşak bir madde lint f.
yumuşak davranmak handle with kid gloves f.
yumuşak bir şeyle parlatmak buff f.
yumuşak hale getirmek unstarch f.
yumuşak ve nazik hale getirmek unsteel f.
(su, dalga) yumuşak seslerle çarpmak lap f.
(su, dalga) yumuşak seslerle bir yere vurmak lap f.
(kauçuğu) diğer malzemelerle karıştırmadan önce, daha yumuşak ve biçimlenebilir hale getirmek için makinede işlemek masticate f.
(yumuşak taneciklerin) bir araya gelmesini ve yumuşak bir yarı katı kütle oluşturacak şekilde birbirlerine yapışmasını sağlamak mat f.
yumuşak başlı olmak meeken f.
yumuşak kumtaşı parçasıyla ovalamak holystone f.
yumuşak kumtaşı parçasıyla ovmak holystone f.
kazı veya maden kazısı sırasında çıkan (yumuşak toprak, killi toprak, çakıl, taş) malzemeyi temizlemek muck f.
yumuşak bir şekilde okşamak gentle f.
(mermi) yumuşak bir hedefe çarptığında mantar şeklini almak mushroom f.
yumuşak ses çıkaran kıyafet giymek rustle f.
yumuşak iniş yapmak soft-land f.
yumuşak iniş yaptırmak soft-land f.
yumuşak lehim ile kaynaştırmak soft-solder f.
yumuşak lehim ile birleştirmek soft-solder f.
yumuşak lehim ile onaylamak soft-solder f.
(yumuşak ağır kütle) yere çakılmak squash f.
(yumuşak ve ağır nesne) sertçe düşmek squash f.
(yumuşak ve ağır nesne) çakılmak squash f.
(yumuşak ve ağır nesne) çat diye inmek squash f.
yumuşak başlı bland s.
yumuşak başlı flexile s.
yumuşak (konusma/ses/ müzik vb) mellifluous s.
yumuşak (iklim) benign s.
yumuşak (hava) genial s.
yumuşak (iklim) genial s.
yumuşak başlı lamblike s.
yumuşak başlı pliant s.
yumuşak başlı biddable s.
kadar yumuşak as smooth as s.
yumuşak başlı meek s.
tüy gibi yumuşak fluffy s.
yumuşak başlı compliant s.
kadar yumuşak as soft as s.
yumuşak başlı malleable s.
yumuşak (toprak) mellow s.
en yumuşak huylu olan wooliest s.
yumuşak başlı kind s.
kadar yumuşak as gentle as s.
daha yumuşak laxer s.
yumuşak (öksürük) loose s.
yumuşak başlı dovelike s.
yumuşak (hava) soft s.
yumuşak başlı easygoing s.
daha yumuşak softer s.
yumuşak başlı toward s.
yumuşak huylu quiet s.
yumuşak kalpli softhearted s.
yumuşak (dokunuş) delicate s.
yumuşak başlı sweet s.
yumuşak başlı tractable s.
yumuşak huylu benign s.
yumuşak başlı soft s.
yumuşak başlı docile s.
yumuşak (hava) benign s.
en yumuşak softest s.
yumuşak davranan lenient s.
yumuşak başlı pliable s.
yumuşak başlı amenable s.
daha yumuşak huylu woolier s.
yumuşak başlı flexible s.
yumuşak ve kenarları sarkık floppy s.
yumuşak başlı obedient s.
yumuşak ve ılık (hava) balmy s.
yumuşak huylu as gentle as a lamb s.
yumuşak başlı blancmange s.
en yumuşak smoothest s.
yumuşak ve esnek supple s.
yumuşak başlı mild s.
daha yumuşak smoother s.
yeterince yumuşak soft enough s.
yumuşak başlı accommodating s.
en yumuşak laxest s.
ılımlı olarak yumuşak semisoft s.
çok yumuşak too soft s.
yumuşak başlı olmayan noncomplying s.
yumuşak başlı amiable s.
yumuşak (ses) mellifluous s.
(hava) yumuşak balmy s.
yumuşak başlı good-tempered s.
yumuşak sesli (kimse) soft-spoken s.
yumuşak ve sarkık floppy s.
yumuşak başlı tame s.
yumuşak huylu tender-minded s.
yumuşak huylu tenderminded s.
yumuşak başlı tenderminded s.
yumuşak başlı tender-minded s.
yumuşak huylu mild-mannered s.
yumuşak vurgulu soft-indicating s.
yumuşak akışlı (müzik) cantabile s.
yumuşak başlı soft-minded s.
yumuşak yüzgeçleri olan soft-finned s.
yumuşak yüzgeçli soft-finned s.
yumuşak ama aynı zamanda sakız kıvamında olan fudgy s.
yumuşak başlı mild tempered s.
yumuşak huylu tame s.
yumuşak başlı lamblike s.
yumuşak başlı lamb-like s.
yumuşak kalpli tender-hearted s.
yumuşak kalpli tenderhearted s.
yumuşak kalpli soft-hearted s.
yumuşak huylu treatable [obsolete] s.
yarı yumuşak semisoft s.
aşırı yumuşak ultrasoft s.
yumuşak huylu olmayan unbenign s.
yumuşak huylu olmayan unbenignant s.
yumuşak başlı olmayan uncompliant s.
yumuşak başlı olmayan undocile s.
yumuşak başlı olmama unmalleable s.
yumuşak olmayan (renk, ses) unmellow s.
(yumuşak bir madde ile) doldurulmamış unpadded s.
yumuşak başlı olmayan unpliable s.
yumuşak başlı olmayan unpliant s.
yumuşak olmayan unsoft s.
yumuşak olmayan unsupple s.
yumuşak olmayan untender s.
(kurşun kalem) çok yumuşak uçlu bb [uk] s.
yumuşak oğlak derisinden yapılmış cheveril [obsolete] s.
pürüzsüz ve yumuşak velvet-textured s.
yumuşak ve sessiz bir tonda söylenen whispered s.
yumuşak ve nazik meek s.
yumuşak ayaklı soft-footed s.
hoş bir şekilde yumuşak honied s.
yumuşak başlı yielding s.
(hareket) yumuşak ve rahat liquid s.
(kağıt, kumaş ve deri) yumuşak ve parlak glossy s.
(ses) yumuşak rich s.
yumuşak başlı buxom [obsolete] s.
(tını veya rezonans bakımından) zengin ve yumuşak golden s.
yumuşak (toprak) omy s.
fazla yumuşak overmild s.
aşırı yumuşak oversoft s.
yumuşak ciltli velvety-skinned s.
yumuşak başlı (kadın) commode [obsolete] s.
yastık gibi yumuşak cushiony s.
yumuşak ve cansız doughy s.
(yastık gibi) yumuşak ve rahat padded s.
yumuşak ve ufalanan (seramik fırını tuğlası) samel s.
yumuşak ve ufalanan (seramik fırını tuğlası) sammel s.
ipek gibi yumuşak sarcenet s.
ipek gibi yumuşak sarsenet s.
saten gibi yumuşak ve pürüzsüz satin-smooth s.
yumuşak ve itaatkar soft and submissive s.
hafif, şeffaf ve yumuşak filmy s.
yumuşak dokulu fine-textured s.
yumuşak ve hafif fleecy s.
tüy gibi yumuşak fluey s.
hafif, tatlı ve yumuşak (içki) plum [dialect] [uk] s.
yumuşak ve dolgun plummy s.
peluş gibi yumuşak plush-like s.
yumuşak ve tüylü plushy s.
yumuşak ve net silvery s.
(ekmek içi gibi) yumuşak crumby s.
büyük versiyonuna oranla daha ufak boyutlu ve yumuşak çizgilerden oluşan (harf) small s.
yumuşak (ses) small s.
yumuşak yüz hatlı smock-faced s.
yumuşak hatlı smock-faced s.
daha yumuşak smooth s.
yumuşak gövdeli smooth-bodied s.
(özellikle kumaş) yumuşak dokulu smooth-faced s.
yumuşak sayılan smoothish s.
yumuşak kabuklu smooth-shelled s.
yumuşak ciltli smooth-skinned s.
yumuşak derili smooth-skinned s.
yumuşak tonlu soft s.
yumuşak renkli soft s.
(gözler) yumuşak bakışlı soft s.
yuvarlak ve yumuşak hatlı soft s.
(kağıt) yumuşak dokulu soft s.
yumuşak tüylü soft-haired s.
yumuşak saçlı soft-haired s.
yumuşak kıllı soft-haired s.
yumuşak kabuklu soft-shell s.
yumuşak odundan yapılan softwood s.
yumuşak keresteden yapılan softwood s.
yumuşak odunlu softwood s.
yumuşak keresteli softwood s.
yumuşak dokulu softwood s.
(kar) yumuşak sticky s.
yumuşak sesli submiss s.
yumuşak kare biçimli subquadrate s.
yumuşak başlı succumbent s.
çok yumuşak supersmooth s.
aşırı yumuşak supersoft s.
çok yumuşak supersoft s.
yumuşak başlı supple s.
yumuşak (ses) fruity s.
yumuşak bir şekilde flaccidly zf.
yumuşak başlı bir şekilde flexibly zf.
yumuşak bir biçimde gently zf.
yumuşak bir halde silkily zf.
yumuşak başlı bir halde pliantly zf.
yumuşak bir şekilde floppily zf.
yumuşak başlı bir halde complaisantly zf.
yumuşak bir şekilde mellowly zf.
yumuşak başlı bir şekilde biddably zf.
yumuşak bir biçimde mellifluously zf.
yumuşak başlı bir şekilde accommodatingly zf.
yumuşak ve nazik bir şekilde gently zf.
yumuşak ve kibar bir şekilde tenderly zf.
yumuşak başlı bir şekilde compliantly zf.
yumuşak bir şekilde balmily zf.
yumuşak başlı bir şekilde blandly zf.
yumuşak başlılıkla acquiescently zf.
yumuşak başlılıkla amenably zf.
yumuşak başlılıkla compliantly zf.
yumuşak başlı olmadan unpliably zf.
yumuşak olmadan untenderly zf.
yumuşak bir şekilde mellifluently zf.
yumuşak bir şekilde mellowingly zf.
yumuşak bir şekilde dolcemente zf.
yumuşak bir halde flabbily zf.
yumuşak anlamına gelen bir ön ek malac- ök.
yumuşak anlamına gelen bir ön ek malaco- ök.
yumuşak doku anlamı veren ön ek metro- ök.
miksoma veya yumuşak ur anlamlarını veren bir ön ek myx- ök.
miksoma veya yumuşak ur anlamlarını veren bir ön ek myxo- ök.
Phrasals
daha yumuşak bir tavır sergilemek ease back f.
(birine/bir şeye) çok yumuşak/nazik davranmak handle (someone or something) with gloves f.
Proverb
yumuşak atın çiftesi pek olur still waters run deep s.
yumuşak atın çiftesi pek olur an iron hand
yumuşak atın çiftesi pek olur an iron fist
yumuşak atın çiftesi pek olur an iron hand in a velvet glove
yumuşak atın çiftesi pek olur an iron fist in a velvet glove
yumuşak atın çiftesi pek olur an iron fist in the velvet glove
yumuşak atın çiftesi pek olur an iron hand in a velvet glove
yumuşak atın çiftesi pek olur an iron fist in the velvet glove
yumuşak atın çiftesi pek olur an iron hand in a velvet glove
Colloquial
iyi huylu/yumuşak kalpli kimse carebear i.
yumuşak parlak plastik sandalet jellies i.
yumuşak huylu erkek pussycat i.
yumuşak ve temiz kar bölgeleri arayıp duran kayakçı powder monkey i.
yumuşak ayak parmağı nasırı soft corn i.
yumuşak davranmak go easy f.
birine yumuşak davranmak go easy on someone f.
yumuşak/konforlu bir şeyin üstüne yatmış pillowed s.
yumuşak başlı downbeat s.
yumuşak huylu downbeat s.
(şarap) yumuşak içimli gluggable s.
yumuşak kalpli soft-boiled s.
yumuşak huylu soft-boiled s.
yumuşak davran take it easy expr.
Idioms
yumuşak başlı ve kolay etkilenen kimse nose of wax i.
yumuşak bir dokunuş a light touch i.
yumuşak başlı/huylu kişi a soft touch i.
yumuşak/hassas yaklaşım soft touch i.
yumuşak bir dokunuş light touch i.
yumuşak huylu, mülayim kimse carebear i.
yumuşak karın soft spot i.
yumuşak karın weak spot i.
yumuşak satış soft sell i.
yumuşak karın weak part i.
yumuşak karın achilles' heel i.
yumuşak başlılık a soft touch i.
yumuşak huy a soft touch i.
yumuşak başlılık an easy touch i.
yumuşak huy an easy touch i.
birinin yumuşak karnı a chink in someone's armour i.
yumuşak dil a silver tongue i.
yumuşak dil a smooth tongue i.
yumuşak karın a soft spot i.
yumuşak başlı/huylu kimse a soft/an easy touch i.
yumuşak başlılık a soft/an easy touch i.
yumuşak huy a soft/an easy touch i.
aşırı yumuşak kalpli kimse bleeding heart i.
yumuşak başlı good sport i.
yumuşak tabanlı ayakkabıyla yapılan tap/step dansı soft-shoe i.
yumuşak karın soft underbelly i.
yumuşak kalp warm heart i.
birine yumuşak davranmak grow soft on someone f.
birine yumuşak davranmak be soft on someone f.
birine yumuşak davranmak get soft on someone f.
ipek gibi yumuşak smooth as silk f.
ipek gibi yumuşak as smooth as silk f.
ipek gibi yumuşak as smooth as a baby's bottom f.
ipek gibi yumuşak smooth as a baby's bottom f.
yumuşak ve nazik bir şekilde yönetmek rule with a velvet glove f.
yumuşak karnına vurmak aim below the belt f.
yumuşak karnına vurmak hit below the belt f.
yumuşak karnına vurmak be below the belt f.
yumuşak davranmak handle with gloves f.
aşırı yumuşak yüzlü olmak go soft f.
(birine) yumuşak davranmak go soft on (someone) f.
(birinin) yumuşak karnına dokunmak catch (one) on the raw [uk] f.
(birinin) yumuşak karnına dokunmak catch somebody on the raw [uk] f.
(birinin) yumuşak karnına dokunmak touch somebody on the raw [uk] f.
(birine/bir şeye) iyi/yumuşak bakmak look kindly upon (someone or something) f.
(birine/bir şeye) iyi/yumuşak yaklaşmak look kindly upon (someone or something) f.
(birine/bir şeye) iyi/yumuşak bakmak look kindly on (someone or something) f.
(birine/bir şeye) iyi/yumuşak yaklaşmak look kindly on (someone or something) f.
yumuşak başlı olmak be a sport f.
yumuşak başlı olmak be (as) quiet as a mouse f.
yumuşak karnına vurmak hit below the belt f.
birinin yumuşak karnına dokunmak catch/touch somebody on the raw [uk] f.
birisine nazik/yumuşak davranmak go easy on somebody f.
(birine) kötü bir haberi nazikçe/sakince/yumuşak bir şekilde vermek break it (to one) gently f.
(birine/bir şeye) yumuşak davranmak handle (someone or something) with kid gloves f.
birine yumuşak davranmak treat someone with kid gloves f.
yumuşak huylu olmak not say boo to a fly [australia] f.
yumuşak huylu olmak not say boo to a goose [uk] f.
yumuşak tabanlı ayakkabıyla tap/step dansı yapmak soft shoe f.
(birine/bir şeye) yumuşak davranmak treat (someone or something) with kid gloves f.
kadife gibi yumuşak soft as a baby's backside s.
bebek poposu gibi yumuşak (as) smooth as a baby's bottom s.
bebek cildi gibi yumuşak (as) smooth as a baby's bottom s.
bebek poposu gibi yumuşak (as) soft as a baby's backside s.
bebek cildi gibi yumuşak (as) soft as a baby's backside s.
bebek poposu gibi yumuşak (as) soft as a baby's bottom s.