boyunca - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

boyunca



"boyunca" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 42 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
boyunca along zf.
boyunca throughout zf.
boyunca during ed.
boyunca through ed.
General
boyunca livelong s.
boyunca over the course of s.
boyunca along with zf.
boyunca along zf.
boyunca throughout zf.
boyunca all along zf.
boyunca all through zf.
boyunca thruout [dialect] zf.
boyunca traverse [obsolete] zf.
boyunca alength zf.
boyunca through zf.
boyunca by ed.
boyunca across ed.
boyunca in the course of ed.
boyunca round ed.
boyunca down ed.
boyunca pending ed.
boyunca over ed.
boyunca during ed.
boyunca throughout ed.
boyunca for ed.
boyunca alongst ed.
boyunca doon [scotland] ed.
boyunca doun [scotland] ed.
boyunca cross ed.
boyunca as long as bağ.
boyunca long (along) kısalt.
Phrases
boyunca during the course of ed.
boyunca as so long as expr.
Colloquial
boyunca right along ed.
boyunca in the course of ed.
Idioms
boyunca along the way zf.
Technical
boyunca throughout ed.
boyunca along ed.
boyunca through expr.
Latin
boyunca sic passim zf.
Archaic
boyunca whereby zf.
boyunca thorough ed.

"boyunca" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
General
hristiyanlarda kutsal hafta boyunca sadece belirli gıdaların alınması xerophagy i.
dağ sırtı boyunca uzanan yol veya patika ridgeway i.
kıyı boyunca işleyen ticari gemi coaster i.
bir siper veya asker saffı boyunca ateş etme enfilading i.
ekvatoryal karşı akıntının orta afrika'nın kuzeybatı kıyısı boyunca güneye doğru akan uzantısı guinea current i.
yaz boyunca erimeden kalan buz kitlesi taryn i.
kayalık uçurum dizisi (ırmak boyunca uzanan) palisades i.
hindistan’da 600 yıl boyunca varlığını sürdüren bir katiller ve hırsızlar tarikatı thuggee i.
roman katoliklerinin dokuz gün boyunca yaptığı bir ibadet novena i.
gün boyunca uyuma diurnation i.
ırmak boyunca giden yol river road i.
(bütün) ömrü boyunca one's entire lifetime i.
bir kişinin hayatı boyunca alkol, sigara ve uyuşturucudan uzak yaşamayı seçmesi straight edge i.
abd'de şükran günü'nden sonraki ilk cuma günü kutlanan gün boyunca tüketicilerin hemen hemen tüm ürünleri son derece indirimli fiyatlarla aldıkları gün black friday i.
eskiden abd'deki catawba nehri boyunca uzanan topraklarda yaşayan kızılderili halkının üyesi catawba i.
eskiden abd'deki catawba nehri boyunca uzanan topraklarda yaşayan kızılderili halkı catawbas i.
hudson nehri boyunca uzanan asma köprü tappan zee bridge i.
bütün yol boyunca the entire way i.
bütün yol boyunca the whole way i.
uzun süre boyunca ısısını koruyan malzemeden üretilmiş, ısıyı saklamakta kullanılan alet thermophore i.
hindistan'da 600 yıl boyunca varlığını sürdüren bir katil ve hırsız tarikatı thuggeeism i.
boylu boyunca geçme trajection i.
bir kalkan boyunca uzanan yatay şerit trangle i.
sınır boyunca uzanan toprak parçası march i.
halat bükümlerinin uçlarını sonraki iki halat gövdesi boyunca birbirine tutturarak yapılan boşa cevizi düğümü matthew walker i.
halat bükümlerinin uçlarını sonraki iki halat gövdesi boyunca birbirine tutturarak yapılan boşa cevizi düğümü matthew walker knot i.
eskiden güney-orta kuzey dakota'nın güney ve orta kesimlerinde missouri nehri boyunca sıralanan köylerde yaşayıp günümüzde sakakawea gölü çevresinde bulunan amerikan yerli halkına mensup kimse mandan i.
(demiryolu hattı boyunca yer alan) küçük ve önemsiz kasaba whistle-stop i.
20 veya daha fazla yıl boyunca kesintisiz kullanıldığından yasalarla korunan pencere light i.
at sırtının orta çizgisi boyunca uzanan koyu renkli şerit list i.
kıyı veya nehir boyunca görülen batık çamurdan sahil mudbank i.
su akıntısını yakalayıp tekneyi akıntı boyunca ilerleten cihaz mule i.
nehir boyunca inşa edilen yol riverwalk i.
nehir boyunca uzanan tahta kaldırım riverwalk i.
sdizgin yularları boyunca uzanan sıkıp gevşetme halkası button i.
paralel çizgiler boyunca hareket eden eşdeğer iki zıt kuvvet couple i.
gösterinin belirli bir dönem boyunca oynatılması playdate i.
elektronik devreyi kısa süre boyunca çalıştıran sinyal gate i.
(yün dokumada) kumaş boyunca tek bir motifin tekrar etmesi gate [uk] i.
taşınabilir sunağın ön yüzü boyunca uzanan resim veya heykel predella i.
kolumbiya nehri boyunca geniş bir bölgeye yayılmış yerli bir amerikan halkı shahaptian i.
kolumbiya nehri boyunca geniş bir bölgeye yayılmış yerli bir amerikan halkı shahaptin i.
bir hikaye boyunca ana karakterin gelişimi ve değişimi hero's journey i.
derinliği olmayan ve hikaye boyunca değişime uğramayan karakter shallow character i.
derinliği olmayan ve hikaye boyunca değişime uğramayan karakter flat character i.
derinliği olmayan ve hikaye boyunca değişime uğramayan karakter one-dimensional character i.
ana kalıp veya cetvelin kenarının, bir geminin kavisli bir parçası boyunca yer alan noktalara olan mesafelerini gösteren sayılar spiling i.
boyunca gitmek run along f.
boyunca devam etmek (belirli bir süre) stretch f.
boyunca gitmek range f.
boylu boyunca uzanmak recline f.
sahil boyunca gitmek coast f.
belirli bir yer boyunca yayılıvermek (ağrı) shoot f.
safha safha vermek (bir olayın tarihini belirli bir süre boyunca) trace f.
(sahil) boyunca seyretmek range f.
yol boyunca yürümek walk along the road f.
nehir boyunca yuva yapmak nest along the river f.
hayatı boyunca tekerlekli sandalyede olmak be in a wheelchair one’s entire life f.
hayatının geri kalanı boyunca belden aşağısı felç olarak kalmak be paralyzed from the waist down for the rest of one's life f.
(nehir, sahil vb.) boyunca tadını çıkararak yürümek stroll along (a river, a beach) f.
(cadde vb.) boyunca dolaşmak reel [obsolete] f.
boyunca geçmek thoroughfare f.
boylu boyunca geçmek traject f.
boylu boyunca uzanmak bestride f.
boyunca akmak lave f.
sınır oluşturacak şekilde boylu boyunca uzanmak margin f.
(bir şey) boyunca hızla taşımak whirry f.
(bir şey) boyunca hızla sürmek whirry f.
düz çizgi belirlemek için bir şey boyunca bakarak hedef almak bone f.
boylu boyunca dalgalanmak break f.
uzun bir süre boyunca ilgi veya etkiyi sürdürmek hold up f.
bir yer boyunca yerleştirmek line f.
bir yer boyunca yerleştirilmek line f.
kenarları boyunca kesmek butt f.
(karkası) omurga boyunca kesmek chine f.
hat boyunca yönlendirmek direction f.
çok uzun süre boyunca saklamak overkeep f.
boyunca bulunmak interlard f.
… boyunca yerleştirmek distribute f.
boylu boyunca uzatmak distribute f.
boyunca gitmek crosscut f.
boyunca ilerlemek crosscut f.
odun veya kütükten boylu boyunca köprü yapmak corduroy f.
(yol, rota) boyunca yürümek follow f.
(yol, rota) boyunca ilerlemek follow f.
(gece) boyunca uyumak outsleep f.
kavisli çizgi boyunca kesmek scoop f.
(sakal gibi) kıyı boyunca uzanarak çevrelemek beard f.
boyunca uzanmak span f.
(naaşı) boylu boyunca uzatmak streek f.
(içine, boyunca) yayılmak interpenetrate f.
boylu boyunca uzanmış recumbent s.
bir siper veya asker saffı boyunca ateş edilmiş enfiladed s.
gece boyunca (süren) nightlong s.
gece boyunca süren nightlong s.
yıl boyunca devam eden yearlong s.
çağlar boyunca eonian s.
tüm hafta boyunca weeklong s.
uzun zaman boyunca edinilegelmiş inbred s.
bütün yıl boyunca year-round s.
tüm yıl boyunca year-round s.
bir dilin tarih boyunca ne kadar değişime uğradığını ortaya istatistik lexicostatistical s.
çağlar boyunca aeonian s.
sınır boyunca transborder s.
medyan düzlemi boyunca geçen transmedian s.
medyan düzlemi boyunca geçen transmedial s.
yıl boyunca aktif year-around s.
yıl boyunca çalışan year-around s.
yıl boyunca açık year-around s.
yıl boyunca hizmet veren year-around s.
yıl boyunca açık year-round s.
yıl boyunca hizmet veren year-round s.
sene boyunca çiçek açan everblooming s.
yarışma boyunca birinci olan wire-to-wire s.
bir yarışma boyunca liderlik eden wire-to-wire s.
bir nesnenin veya yerin genişliği boyunca yönlendirerek widthwise s.
(bir şey) boyunca homojen yapı veya bileşimde olan homogeneal s.
belirli süre boyunca yaşamış olan old s.
bir yıl boyunca saklanan overyear s.
bir yıl boyunca muhafaza edilen overyear s.
eyalet boyunca counterstate [dialect] [us] s.
(özellikle uzun süre boyunca) popüler olan favorite s.
(özellikle uzun süre boyunca) popüler olan favourite s.
boyunca ilerleyen percurrent s.
elektrik dağıtımın farklı bölgelerde çeşitli süreler boyunca durdurulduğu (kesinti) rolling s.
kıyı boyunca uzanan shory s.
kırsal kesim boyunca cross-country s.
yıl boyunca olan year-round s.
boylu boyunca from end to end zf.
gece boyunca nightlong zf.
yıl boyunca all the year round zf.
sistem boyunca systemwide zf.
yol boyunca enroute zf.
boylu boyunca en nihayet at length zf.
gece boyunca throughout the night zf.
gece boyunca all night long zf.
bütün hayatım boyunca in all my experience zf.
uzun yıllar boyunca through long ages zf.
hiç bitmeyecekmiş gibi gelen gece boyunca at the livelong night zf.
bütün gün boyunca all day long zf.
hiç bitmeyecekmiş gibi gelen bir gece boyunca all the livelong night zf.
yol boyunca along the way zf.
kıyı boyunca alongshore zf.
boylu boyunca lengthwise zf.
çap boyunca diametrically zf.
tarih boyunca throughout history zf.
sıra boyunca all along the line zf.
tüm yıl boyunca all the year round zf.
boylu boyunca at full length zf.
belli bir süre boyunca part time zf.
boylu boyunca at length zf.
tüm gün boyunca daylong zf.
bütün yıl boyunca year by year out zf.
gece boyunca all night zf.
boylu boyunca lengthways zf.
sabah boyunca all morning zf.
kıyı boyunca coastwise zf.
hayatı boyunca throughout one's life zf.
boylu boyunca along the whole length of zf.
hafta sonu boyunca over the weekend zf.
gün boyunca around the clock zf.
yıllar boyunca over the years zf.
tüm yıl boyunca all year round zf.
yol boyunca all the way zf.
yol boyunca beside the road zf.
yol boyunca throughout the journey zf.
yol boyunca along the road zf.
birinin tüm yetişme çağı boyunca throughout one's entire upbringing zf.
birinin yetiştirilme çağı boyunca throughout one's entire upbringing zf.
bir saat boyunca for an hour zf.
sahil boyunca along the beach zf.
deniz kıyısı boyunca along the seashore zf.
çağlar boyunca down the ages zf.
bütün yıl boyunca year round zf.
gün boyunca all day long zf.
gün boyunca throughout the day zf.
çalıştığı süre boyunca for the duration of his/her service zf.
yüzyıllar boyunca for centuries zf.
asırlar boyunca for centuries zf.
sahil boyunca along the shore zf.
yüzyıllar boyunca throughout the centuries zf.
yıllar boyunca throughout the years zf.
sahil boyunca coastwise zf.
boyunca/süresince all the way through zf.
insanlık boyunca throughout the human history zf.
insanlık tarihi boyunca throughout the human history zf.
nesiller boyunca for generations zf.
tarih boyunca historically zf.
önümüzdeki uzun yıllar boyunca for years to come zf.
kıyı boyunca along the shore zf.
yıllar boyunca over the course of many years zf.
başparmak boyunca thumb lengthwise zf.
tüm yıl boyunca for a whole year zf.
bütün bir yıl boyunca for a whole year zf.
gün boyunca during the day zf.
hayat boyunca for life zf.
bütün yaşamı boyunca for life zf.
insanlık tarihi boyunca throughout the history of mankind zf.
tüm yıl boyunca during the entire year zf.
boylu boyunca along [obsolete] zf.
bir yazı boyunca under zf.
yıl boyunca yearlong zf.
bir nesnenin veya yerin genişliği boyunca yönlendirerek widthways zf.
saatler boyunca for hours at a time zf.
geçen sene boyunca yesteryear zf.
hatırı sayılır bir süre boyunca much zf.
bir süre boyunca right along zf.
bir süre boyunca o'er zf.
sezon dışı boyunca off-season zf.
şeklin çapı boyunca diametrically zf.
tüm gün boyunca all day long zf.
kırsal kesim boyunca cross-country zf.
kasaba boyunca crosstown zf.
boylu boyunca flatling zf.
yassı tarafı boyunca flatlong zf.
tüm alan boyunca over zf.
gece boyunca over zf.
süresi boyunca in the course of ed.
süresi boyunca during ed.
(zaman aralığı) boyunca in ed.
boyunca anlamı veren ön ek per- ök.
belirli bir alan veya bölge boyunca uzanan wide snk.
belirli bir alan veya bölge boyunca etkili olan wide snk.
Phrasals
kenarı boyunca yırtmak tear along f.
boyunca gitmek/ilerlemek tear along f.
boylu boyunca uzatmak lay out f.
yük parçasını sıkıca tutarak güverte boyunca koşmak run away with f.
boyunca hızla gitmek bucket along f.
boylu boyunca uzanmak stretch out f.
boyunca uçmak fly along f.
boyunca gitmek sail along (something) f.
boyunca hızla gitmek rush along f.
boyunca uzanmak extend across f.
boylu boyunca yatmak lie down f.
boylu boyunca uzanmak lie down f.
boyunca uzanmak extend along f.
boyunca uçmak fly through f.
boyunca hızla gitmek belt along f.
boyunca süzülmek/kaymak slide along f.
boyunca hızla gitmek pelt along f.
boyunca hızla gitmek cannonball along f.
boyunca uzanmak stretch across (something) f.
boyunca/içine serpiştirmek intersperse throughout f.
ilerlemek (bir alan vb. boyunca) move across f.
süresince/boyunca uyumak sleep through something f.
(boylu boyunca) uzanmak stretch away f.
(boylu boyunca) kesmek cut through something f.
(bir yer) boyunca çabucak seyahat etmek cruise through (something) f.
bir yer boyunca çabucak seyahat etmek cruise through f.
tekerlekli bir araçla bir yer boyunca gitmek roll down f.
boyunca sürmek/itmek roll down f.
bir aracı bir yol boyunca sürmek drive up f.
bir araçla bir yol boyunca seyahat etmek drive up f.
aracı bir yol boyunca sürmek drive up f.
araçla bir yol boyunca seyahat etmek drive up f.
(bir şeyi bir şey/yer) boyunca dağıtmak diffuse (something) through (something) f.
(bir şeyi bir şey/yer) boyunca yaymak diffuse (something) through (something) f.
(bir şey/yer) boyunca hızla ilerlemek hurtle through (something) f.
son hızla bir yer boyunca ilerlemek hurtle through something f.
kontrat süresi boyunca bir şeyi garanti etmek lock in f.
(bir durumda) boylu boyunca yatmak/uzanmak repose in (something) f.
(bir şeyin) içine boylu boyunca yatırmak/uzatmak repose in (something) f.
bir süre boyunca dayanmak last out f.
boyunca akın etmek pour through f.
boyunca izdiham oluşturmak pour through f.
boyunca kalabalık bir şekilde hareket etmek pour through f.
(bir şeyle bir şey) boyunca bir çizgi yaratmak seam (something) with (something) f.
(bir şey) boyunca ıslanmak splatter up (something) f.
(bir şey) boyunca ıslatmak splatter up (something) f.
boylu boyunca düşmek drop across (someone or something) f.
boylu boyunca yerleştirmek drop across (someone or something) f.
boylu boyunca sermek drop something across something f.
boylu boyunca yerleştirmek drop something across something f.
boylu boyunca düşmek drop across someone or something f.
boylu boyunca yerleştirmek drop across someone or something f.
boylu boyunca akmak flow across (something) f.
boylu boyunca akmak flow across something f.
(bir şeyi bir şeye ya da bir yere) boylu boyunca serpmek spread across (something or some place) f.
bir yeri boylu boyunca yürümek trek across something f.
(bir şey/yer) boyunca duyulmak resound through (something or some place) f.
(bir şey/yer) boyunca çınlamak resound through (something or some place) f.
(bir şey/yer) boyunca yankılanmak resound through (something or some place) f.
bir şey boyunca yankılanmak resound through something f.
bir şey boyunca yankılanmak resound throughout something f.
(bir şey/yer) boyunca hızla hareket etmek swarm through (something or some place) f.
bir şey boyunca hızla hareket etmek swarm through something f.
(bir şey/yer) boyunca çınlamak resound throughout (something or some place) f.
(bir şey/yer) boyunca yankılanmak resound throughout (something or some place) f.
boyunca akmak pour along f.
… boyunca zıplamak bounce along f.
… boyunca hoplamak bounce along f.
boyunca sıraya girmek line up along f.
boyunca sıra oluşturmak line up along f.
boyunca sıraya sokmak line up along f.
boyunca sıra yapmak line up along f.
(bir şey) boyunca yukarı çekmek/kaldırmak pull up along (something) f.
(bir şey) boyunca hızla çekmek pull up along (something) f.
(bir şey) boyunca park etmek pull up along (something) f.
(bir şey) boyunca dizilmek pull up along (something) f.
(bir şey) boyunca arka arkaya/yan yana durmak pull up along (something) f.
(birini) yol/süreç boyunca teşvik etmek urge (one) along f.
birini yol/süreç boyunca teşvik etmek urge someone along f.
boyunca devam etmek carry through f.
boyunca sürmek carry through f.
birini (bir şey) boyunca ayakta tutmak carry someone through (something) f.
birini (bir şey) boyunca geçindirmek carry someone through (something) f.
birinin (bir şey) boyunca dayanmasını sağlamak carry someone through (something) f.
(bir şey) boyunca sürünerek ilerlemek/yürümek crawl across (something) f.
boyunca emeklemek crawl along f.
boyunca sürünmek crawl along f.
boyunca yavaşça sürünmek/hareket etmek creep along f.
(bir şeyi/yeri) boylu boyunca kesmek cut across (something) f.
(bir şey) boyunca kesmek cut along (something) f.
boyunca dağıtmak diffuse through f.
boyunca yaymak diffuse through f.
(bir şey) boyunca uzanmak extend across (something) f.
(biri/bir şey) boyunca yayılmak extend over (someone or something) f.
üzerinden/vasıtasıyla/boyunca yavaşça süzülmek float through f.
üzerinden/vasıtasıyla/boyunca yavaşça ilerlemek float through f.
(bir şeye/bir şey boyunca) zor dayanmak flounder through (something) f.
boylu boyunca akmak flow across f.
boyunca akmak flow along f.
boyunca akıp gitmek flow along f.
boyunca devam etmek go along f.
boyunca gitmek/ilerlemek go along f.
birine/bir şeye (bir şey/yer) boyunca eşlik etmek guide someone or something across (something) f.
birine/bir şeye (bir şey/yer) boyunca yol göstermek guide someone or something across (something) f.
birine/bir şeye (bir şey/yer) boyunca rehberlik etmek guide someone or something across (something) f.
boyunca hızla ilerlemek hurtle through f.
(bir şeyi bir şey) boyunca serpiştirmek/serpmek intersperse (something) throughout (something) f.
(birine bir süre boyunca) yetecek olmak last (one) (up) until (something) f.
(bir süre boyunca) yeterli olmak last (up) until (something) f.
boyunca sıralanmak/dizilmek line up on f.
boyunca sıralamak/dizmek line up on f.
(izlediği/okuduğu/dinlediği bir şey) boyunca kafa sallamak nod through f.
(birine/bir şeye bir şey) boyunca bakmak nurse (someone or something) through (something) f.
(birine/bir şeye bir hastalık) boyunca bakmak nurse (someone or something) through (something) f.
(bir şeye bir yer/bir şey boyunca) kılavuzluk/pilotluk/kaptanlık etmek pilot (something) through (something or some place) f.
(bir şeye bir yer/bir şey boyunca) rota vermek pilot (something) through (something or some place) f.
(bir şeyi bir şey/bir yer boyunca) yönlendirmek pilot (something) through (something or some place) f.
boyunca kılavuzluk/pilotluk/kaptanlık etmek pilot through f.
boyunca rota vermek pilot through f.
boyunca yönlendirmek pilot through f.
(belirli bir süreyle/süre boyunca) pompalamak pump for f.
(belirli bir süre boyunca) basmak/basıp basıp çekmek pump for f.
(belirli bir süre boyunca/süredir) pompalayarak çekmek pump for f.
(belirli bir süredir/süre boyunca) emerek/vakumlayarak çıkarmak pump for f.
(bir şey) boyunca koşmak race through (something) f.
boyunca duyulmak resound through f.
(bir şey) boyunca koşmak run through (something) f.
(bir şey) boyunca çizgi halinde var olmak run through (something) f.
(bir şey) boyunca yayılmak run through (something) f.
(tekneyle/uçakla) bir rota boyunca gitmek sail along f.
(bir süre) boyunca dayanmak see out f.
(bir şey) boyunca kaymak skid across (something) f.
(bir şeyin) yüzeyi boyunca kaymak skid across (something) f.
(bir şey) boyunca kaydırmak skid across (something) f.
(bir şeyin) yüzeyi boyunca kaydırmak skid across (something) f.
aşağı doğru/boyunca akın etmek stream down f.
(bir şey/bir yer boyunca) ağır adımlarla yürümek tramp through (something or some place) f.
(bir şey/bir yer) boyunca seyahat etmek travel across (something or some place) f.
(bir şey/bir yer) boyunca seyahat etmek travel through (something or some place) f.
(bir şey/bir yer) boyunca yürüyerek seyahat etmek trek across (something or some place) f.
(bir şey/bir yer) boyunca yürümek trek across (something or some place) f.
(bir şey/bir yer) boyunca yürüyerek seyahat etmek trek through (something or some place) f.
(bir şey/bir yer) boyunca yürümek trek through (something or some place) f.
(bir şey) boyunca dengede yürümek trip along f.
(bir şey/bir yer) boyunca grup halinde/grupça/topluca yürümek troop across (something or some place) f.
boyunca grup halinde/grupça yürümek troop across f.
Phrases
uzun tarihi boyunca during its long history zf.
bütün haziran boyunca all through june zf.
gemi boyunca fore and aft zf.
bütün sene boyunca all year long expr.
bütün yıl boyunca all the year round expr.
çalıştığı süre boyunca during his/her service expr.
dolaşım süresi boyunca during its currency expr.
hayatı boyunca man and boy expr.
günler boyunca for days and days expr.
geçerlilik süresi boyunca during its currency expr.
önümüzdeki bir kaç yıl boyunca/süresince for the next few years expr.
müfredat boyunca across the curriculum expr.
mevsim boyunca throughout the season expr.
sezon boyunca ortalama sadece 2 gün average of only 2 days during the season expr.
tüm yıl boyunca all year long expr.
tüm sene boyunca all year long expr.
yıl boyunca all the year round expr.
yüzyıllar boyunca through the centuries expr.
boyunca (uzun bir zaman/dönem) down through (something) expr.
uzun bir süre boyunca down through something expr.
gelecek yüzyıl boyunca during the next century expr.
hayatı boyunca to the end of (one's) days expr.
bir süre boyunca/bir süredir biriyle/bir şeyle çalışan with (someone) for (some amount of time) expr.
bir süre boyunca/bir süredir biriyle/bir şeyle iş yapan with (someone) for (some amount of time) expr.
gelecek yüzyıllar boyunca for centuries to come expr.
gelecek asırlar boyunca for centuries to come expr.
gelecek onyıllar boyunca for decades to come expr.
çağlar boyunca for eons expr.
aradan geçen yıllar boyunca over the intervening years expr.
Proverb
boyunca kaz hate begets hate
Colloquial
yamaçta su akışını sağlamak için yol boyunca yapılmış küçük bir sırt veya boşluk thank-you-ma'am i.
pasifik okyanusu boyunca yer alan bölge the coast [usa] i.
kuzey kutup dairesi'nin kuzeyinde yaz boyunca günün her saati güneş ışığı alan ülke land of the midnight sun i.
kasaba boyunca ilerleyen otobüs crosstown i.
boylu boyunca uzanmak measure one's length f.
boylu boyunca yatmak measure one's length f.
altı ay boyunca haftada üç kere three times a week for six months expr.
geçtiğimiz yıl boyunca over the past year expr.
evliliğim boyunca all the years I've been married expr.
gün boyunca all the livelong day expr.
kariyerim boyunca for all of my career expr.
uzun yıllar boyunca for many years expr.
dört mevsim boyunca all year round expr.
dört mevsim boyunca all year round expr.
(bir süre boyunca/bir süredir biriyle/bir şeyle) çalışan with (someone or something) for (some amount of time) expr.
(bir süre boyunca/bir süredir biriyle/bir şeyle) iş yapan with (someone or something) for (some amount of time) expr.
Idioms
kıyı boyunca yelken açmak run down a coast f.
boylu boyunca yere serilmek measure out one's length f.
birini hayatı boyunca unutamayacağı bir şekilde etkilemek mark someone for life f.
hastalığı boyunca birine bakmak see somebody through one's illness f.
hastalığı boyunca birine destek olmak see somebody through one's illness f.
hafta boyunca bir şey yapmak make a day/night/week of it f.
gün boyunca bir şey yapmak make a day/night/week of it f.
gece boyunca bir şey yapmak make a day/night/week of it f.
bir sırrı hayatı boyunca saklamak take a secret to (one's) grave f.
bir sırrı hayatı boyunca saklamak take the secret to (one's) grave f.
bir sırrı hayatı boyunca saklamak take a secret to the grave f.
bir sırrı hayatı boyunca saklamak take the secret to the grave f.
bir yol boyunca hızla uçmak wing one's way f.
bir yol boyunca hızla uçmak wing its way f.
içinde boylu boyunca uzanmak lie in f.
(birini) hayatı boyunca unutamayacağı bir şekilde etkilemek mark (one) for life f.
hayatı boyunca unutamayacağı bir şekilde etkilemek mark for life f.
boylu boyunca yatmak measure your length [obsolete] f.
boylu boyunca uzanmak measure your length [obsolete] f.
boylu boyunca yere serilmek measure your length [obsolete] f.
boyunca dikkatle ilerlemek work (one's) way along f.
boyunca sistemli bir şekilde ilerlemek work (one's) way along f.
boyunca ilerlemek work way along f.
uzun süreler boyunca no end zf.
tüm yıl boyunca all round the year [brit] expr.
yıl boyunca round the year [brit] expr.
boylu boyunca at full length expr.
bütün hayatı boyunca man and boy expr.
bütün hayatı boyunca in all (one's) puff expr.
hayatının/ömrünün geri kalanı boyunca till (one's) dying day expr.
hayatının/ömrünün geri kalanı boyunca to (one's) dying day expr.
hayatının/ömrünün geri kalanı boyunca until (one's) dying day expr.
bir süre boyunca/bir süredir biriyle birlikte with someone for some amount of time expr.
bir süre boyunca/bir süredir biriyle ilişki içerisinde with someone for some amount of time expr.
bir süre boyunca/bir süredir biriyle sevgili with someone for some amount of time expr.
bir süre boyunca/bir süredir biriyle beraber with someone for some amount of time expr.
bir süre boyunca/bir süredir biriyle bir beraberlik içinde with someone for some amount of time expr.
(belli bir zaman) boyunca at a clip expr.
hayatı boyunca in all (one's) (born) days expr.
bütün hayatı boyunca in all (one's) (born) days expr.
hayatı boyunca in all one's born days expr.
bütün hayatı boyunca in all one's born days expr.
bütün hayatı boyunca in all your puff [uk] expr.
ayın ilk sabahında uyanınca söylenen ve o ay boyunca şans getireceğine inanılan bir ifade rabbit, rabbit(, rabbit) expr.
hayatının/ömrünün geri kalanı boyunca to your dying day expr.
Speaking
bana hayatım boyunca iyi davrandın you've been good to me my whole life expr.
bu hayatım boyunca yaptığım en kötü şey this is the worst thing i've ever done expr.
cadde boyunca ilerle go along the street expr.
hayatım boyunca through all my life expr.
hayatım boyunca all my life expr.
gün boyunca yağmur yağdı it rained all day expr.
gün boyunca yağmur yağdı it has rained all day expr.
gün boyunca yağmur yağdı it rained all day long expr.
hayatım boyunca all through my life expr.
koridor boyunca git go along the corridor expr.
seyahat boyunca uyudum I slept through the entire flight expr.
Trade/Economic
kişinin yaşam süresi boyunca belirli bir muafiyet kapsamına girmeyen, bağış olarak belirlenen ve dolayısıyla miras vergisi yükümlülüğü doğuran değer aktarımı chargeable transfer i.
dönem boyunca adi hisse senetlerinin ağırlıklı ortalama sayısı weighted average number of common shares during the period i.
hayat boyunca irat life annuity i.
hayat boyunca gelir income for life i.
hayat boyunca mülk sahibi life tenant i.
satıcının alıcıya tedarik ettiği malın belirli bir süre boyunca çalışacağını garanti eden teminat mektubu retention bond i.
şirketle ilişkisi kesilen çalışanın belirlenen süre boyunca (rakip bir şirkette çalışmaya hemen başlamaması için) maaşı ödenir garden leave i.
vade boyunca tedavülde bulunan ortalama tahvil miktarı average float i.
yararlanacak kişiye hayat boyu veya belirli süre boyunca taksitli olarak belli bir paranın ödenmesini öngören sigorta poliçesi annuity agreement i.
yaşamı boyunca bir maldan yararlanma hakkına sahip olan life tenant i.
belirli dönem boyunca toplanan makbuzlar pickup i.
üyelerin büyüme mevsimi boyunca düzenli hasat payı almak için işletmeciye üyelik harcı ödediği çiftlik sistemi csa (csar-capable assets) i.
Law
kadının kocasının mallarının belli bir kısmından yaşamı boyunca yararlanması hakkı dower by the common law i.
ömür boyunca irtifa hakkı sahibi life tenant i.
ömür boyunca birine mal ettirilen mülk life estate i.
ömür boyunca devam eden ölüm sigortası whole life assurance i.
ömür boyunca gelir sözleşmesi life annuity contract i.
ömür boyunca gelir life annuity i.
ömür boyunca mülk sahibi life tenant i.
ömür boyunca birine mal ettirilen mülk estate for life i.
20 veya daha fazla yıl boyunca kesintisiz kullanıldığından yasalarla korunan pencere ancient light i.
(bazı avrupa birliği üyesi ülkelerde) sanatçı veya mirasçılarının, sanatçının yaşamı boyunca veya ölümünden sonraki 70 yıl içinde yeniden satılan sanat eserinden pay alma hakkı droit de suite i.
ağır suçtan yargılanan kişinin yargılandığı süre boyunca kefaletle bırakılamaz şekilde hapiste kalması preventive detention i.
Politics
(abd'nin bazı yerel yönetim bölgelerinde) bölgede yerel mülk sahibi olup belirli bir süre boyunca burada ikamet etmiş kayıtlı seçmen freeholder i.
(belirli bir sürenin) tamamı boyunca hükmetmek outreign f.
Industry
sahil şeridi boyunca bulunan petrol ve gaz tesisleri offshore assets i.
sahil şeridi boyunca bulunan madencilik ve endüstriyel tesisler offshore assets i.
sahil şeridi boyunca bulunan okyanus termal enerji dönüşüm tesisleri offshore assets i.
sahil şeridi boyunca bulunan derin su limanları offshore assets i.