|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
| Common Usage |
|
| 1 |
Common Usage |
kullanmak |
use v.
|
|
Why cannot we just use the Treaty as it is?
Neden Antlaşmayı olduğu gibi kullanamıyoruz?
More Sentences
|
| General |
|
| 2 |
General |
kullanmak |
wield v.
|
|
All the soldiers in the troop wield special battle rifles.
Birlikteki tüm askerler özel savaş tüfekleri kullanmakta.
More Sentences
|
| 3 |
General |
kullanmak |
take advantage of v.
|
|
If you're using Office 365 Pro Plus, Office 2013, or Excel 2013, you can take advantage of Power Map for Excel.
Office 365 Pro Plus, Office 2013 veya Excel 2013 kullanıyorsanız Excel için Power Map'ten yararlanabilirsiniz.
More Sentences
|
| 4 |
General |
kullanmak |
make use of v.
|
|
Norway has set a good example by saying that it does not intend to make use of its sinks in the same way.
Norveç, lavabolarını aynı şekilde kullanmayı düşünmediğini söyleyerek iyi bir örnek oluşturmuştur.
More Sentences
|
| 5 |
General |
kullanmak |
tap v.
|
|
These days, Spain wants to tap half of the Ebro's water to promote tourism in southern Spain.
Bugünlerde İspanya, güney İspanya'da turizmi teşvik etmek için Ebro'nun suyunun yarısını kullanmak istiyor.
More Sentences
|
| 6 |
General |
kullanmak |
exercise v.
|
|
People forget to exercise their right to stay silent.
İnsanlar sessiz kalma haklarını kullanmayı unutuyorlar.
More Sentences
|
| 7 |
General |
kullanmak |
take v.
|
|
The main roads are busy, try taking the highway.
Ana yollar kalabalık, otobanı kullanmayı dene.
More Sentences
|
| 8 |
General |
kullanmak |
utilise v.
|
|
This extensive information will be utilized in the new project.
Bu kapsamlı bilgi yeni projede kullanılacak.
More Sentences
|
| 9 |
General |
kullanmak |
ply v.
|
|
The old tailor was plying the needle.
Yaşlı terzi iğneyi ustalıkla kullanıyordu.
More Sentences
|
| 10 |
General |
kullanmak |
ride v.
|
|
She said that one day a woman riding a motorcycle hit her car.
Bir gün motosiklet kullanan bir kadının arabasına çarptığını söyledi.
More Sentences
|
| 11 |
General |
kullanmak |
pilot v.
|
|
The luxurious yacht was piloted by a rich man.
Lüks yat zengin bir adam tarafından kullanılıyordu.
More Sentences
|
| 12 |
General |
kullanmak |
draw on v.
|
|
We draw on our 80 years of expertise in energy generation for the benefit of your projects.
Enerji üretimindeki 80 yıllık uzmanlığımızı projelerinizin yararına kullanıyoruz.
More Sentences
|
| 13 |
General |
kullanmak |
operate v.
|
|
Do you need a license to operate a crane?
Vinç kullanmak için lisansa ihtiyacınız var mı?
More Sentences
|
| 14 |
General |
kullanmak |
drive v.
|
|
Which super fast car do you wanna drive?
Hangi süper hızlı arabayı kullanmak istersin?
More Sentences
|
| 15 |
General |
kullanmak |
apply v.
|
|
He applied the money to the payment of debts.
Parayı borçlarını ödemek için kullandı.
More Sentences
|
| 16 |
General |
kullanmak |
exploit v.
|
|
That is something we need to try to exploit together in the most effective way possible.
Bu, birlikte mümkün olan en etkili şekilde kullanmaya çalışmamız gereken bir şeydir.
More Sentences
|
| 17 |
General |
kullanmak |
employ v.
|
|
Which stained glass method do you employ?
Hangi vitray yöntemini kullanıyorsunuz?
More Sentences
|
| 18 |
General |
kullanmak |
manipulate v.
|
|
You were manipulating Tom.
Tom'u kullanıyordunuz.
More Sentences
|
| 19 |
General |
kullanmak |
handle v.
|
|
Notice how someone likes to handle information.
Birinin bilgiyi nasıl kullanmayı sevdiğine dikkat edin.
More Sentences
|
| 20 |
General |
kullanmak |
utilize v.
|
|
This extensive information will be utilized in the new project.
Bu kapsamlı bilgi yeni projede kullanılacak.
More Sentences
|
|
|
| 21 |
General |
kullanmak |
exert v.
|
|
He exerted all his influence to be on the cover of the magazine.
Derginin kapağında yer almak için tüm nüfuzunu kullandı.
More Sentences
|
| 22 |
General |
kullanmak |
use v.
|
|
If today we give up any coordination of economic policies, what will be left of our ability to use the euro?
Eğer bugün ekonomi politikalarının koordinasyonundan vazgeçersek, Avro'yu kullanma becerimizden geriye ne kalacak?
More Sentences
|
| 23 |
General |
kullanmak |
redeem v.
|
|
You can redeem your coupon at the bookstore.
Kuponunuzu kitapçıda kullanabilirsiniz.
More Sentences
|
| 24 |
General |
kullanmak |
play (on) v.
|
|
We should not be playing off the free movement of goods against the balance of the ecosystem.
Malların serbest dolaşımını ekosistemin dengesine karşı kullanmamalıyız.
More Sentences
|
| 25 |
General |
kullanmak |
practice [obsolete] v.
|
|
If you don't practice a word at least once, you can't learn it.
Bir kelimeyi en az bir kez kullanmazsan, onu öğrenemezsin.
More Sentences
|
| 26 |
General |
kullanmak |
deploy v.
|
|
My current position allows me to deploy all of my creative talents.
Şu anki konumum tüm yaratıcı yeteneklerimi kullanmama imkan veriyor.
More Sentences
|
| 27 |
General |
kullanmak |
deployed v.
|
|
The managers plan to deploy new software technology.
Yöneticiler yeni yazılım teknolojisini kullanmayı planlıyor.
More Sentences
|
| Phrasals |
|
| 28 |
Phrasals |
kullanmak |
pander to v.
|
|
That party is always pandering to the middle class.
O parti her zaman orta sınıfı kullanıyor.
More Sentences
|
| Trade/Economic |
|
| 29 |
Trade/Economic |
kullanmak |
make use of v.
|
|
Not very many firms would make use of it solely as a way of behaving responsibly.
Pek çok firma bunu yalnızca sorumlu davranmanın bir yolu olarak kullanmayacaktır.
More Sentences
|
| 30 |
Trade/Economic |
kullanmak |
employ v.
|
|
This is a fight against terrorism, but we could employ diplomatic means to find a solution.
Bu terörizme karşı bir mücadeledir, ancak bir çözüm bulmak için diplomatik yolları da kullanabiliriz.
More Sentences
|
| Technical |
|
| 31 |
Technical |
kullanmak |
exert v.
|
|
If it is to exert that power, it must be allowed all the room for man?uvre it needs.
Eğer bu yetkiyi kullanacaksa, ihtiyaç duyduğu tüm manevra alanının kendisine tanınması gerekir.
More Sentences
|
| 32 |
Technical |
kullanmak |
handle v.
|
|
With the SoundGate App, hearing aid handling has never been easier.
SoundGate Uygulaması ile işitme cihazı kullanımı hiç bu kadar kolay olmamıştı.
More Sentences
|
| 33 |
Technical |
kullanmak |
adopt v.
|
|
Mr Coelho adopts a fully justified tone of impatience.
Bay Coelho tamamen haklı bir sabırsızlık ton kullanıyor.
More Sentences
|
| 34 |
Technical |
kullanmak |
wear v.
|
|
Do you remember the first perfume you ever wore?
İlk kullandığınız parfümü hatırlıyor musunuz?
More Sentences
|
| 35 |
Technical |
kullanmak |
utilize v.
|
|
The project utilizes Linux Containers technology to achieve this.
Proje bunu başarmak için Linux Containers teknolojisini kullanıyor.
More Sentences
|
| 36 |
Technical |
kullanmak |
use v.
|
|
Why are we not allowed to use them when we, in actual fact, have major costs for the programmes to which we have agreed?
Gerçekte kabul ettiğimiz programlar için büyük maliyetlerimiz varken neden bunları kullanmamıza izin verilmiyor?
More Sentences
|
| 37 |
Technical |
kullanmak |
utilise v.
|
|
Failure to utilise women's decision-making abilities is an unacceptable waste.
Kadınların karar verme yeteneklerinin kullanılmaması kabul edilemez bir israftır.
More Sentences
|
| General |
|
| 38 |
General |
kullanmak |
put to use v.
|
|
| 39 |
General |
kullanmak |
head v.
|
|
| 40 |
General |
kullanmak |
engage v.
|
|
|
|
| 41 |
General |
kullanmak |
dispose of v.
|
|
| 42 |
General |
kullanmak |
turn to account v.
|
|
| 43 |
General |
kullanmak |
got round v.
|
|
| 44 |
General |
kullanmak |
govern v.
|
|
| 45 |
General |
kullanmak |
run v.
|
|
| 46 |
General |
kullanmak |
smoke v.
|
|
| 47 |
General |
kullanmak |
get round v.
|
|
| 48 |
General |
kullanmak |
roll v.
|
|
| 49 |
General |
kullanmak |
put upon v.
|
|
| 50 |
General |
kullanmak |
manage v.
|
|
| 51 |
General |
kullanmak |
put account v.
|
|
| 52 |
General |
kullanmak |
dispose v.
|
|
| 53 |
General |
kullanmak |
call forth v.
|
|
| 54 |
General |
kullanmak |
make use v.
|
|
| 55 |
General |
kullanmak |
draw upon v.
|
|
| 56 |
General |
kullanmak |
economize v.
|
|
| 57 |
General |
kullanmak |
economise v.
|
|
| 58 |
General |
kullanmak |
applicate v.
|
|
| 59 |
General |
kullanmak |
bear v.
|
|
| 60 |
General |
kullanmak |
ure v.
|
|
| 61 |
General |
kullanmak |
man v.
|
|
| 62 |
General |
kullanmak |
man [dialect] v.
|
|
| 63 |
General |
kullanmak |
bisie v.
|
|
| 64 |
General |
kullanmak |
have v.
|
|
| 65 |
General |
kullanmak |
help v.
|
|
| 66 |
General |
kullanmak |
rock v.
|
|
| 67 |
General |
kullanmak |
run out v.
|
|
| 68 |
General |
kullanmak |
fee [dialect] [uk] v.
|
|
| 69 |
General |
kullanmak |
involve v.
|
|
| 70 |
General |
kullanmak |
play (upon) v.
|
|
| 71 |
General |
kullanmak |
flex v.
|
|
| 72 |
General |
kullanmak |
sue [obsolete] v.
|
|
| 73 |
General |
kullanmak |
navigate v.
|
|
| 74 |
General |
kullanmak |
stow [obsolete] v.
|
|
| 75 |
General |
kullanmak |
spend v.
|
|
| Phrasals |
|
| 76 |
Phrasals |
kullanmak |
call upon v.
|
|
| Trade/Economic |
|
| 77 |
Trade/Economic |
kullanmak |
consume v.
|
|
| Technical |
|
| 78 |
Technical |
kullanmak |
base v.
|
|
| Computer |
|
| 79 |
Computer |
kullanmak |
hit v.
|
|
| Archaic |
|
| 80 |
Archaic |
kullanmak |
occupy v.
|
|
|
|
| 81 |
Archaic |
kullanmak |
improve v.
|
|
| 82 |
Archaic |
kullanmak |
subserve v.
|
|
| Slang |
|
| 83 |
Slang |
kullanmak |
fuck over v.
|
|
| 84 |
Slang |
kullanmak |
frack over v.
|
|
| 85 |
Slang |
kullanmak |
frack (fuck) v.
|
|
|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
| Common Usage |
|
| 1 |
Common Usage |
kötüye kullanmak |
abuse v.
|
|
However, you should not abuse the fruits.
Ancak meyveleri kötüye kullanmamalısınız.
More Sentences
|
| 2 |
Common Usage |
oy kullanmak |
vote v.
|
|
I voted against the Labour candidate.
İşçi Partisi adayının aleyhine oy kullandım.
More Sentences
|
| 3 |
Common Usage |
kendi çıkarı için kullanmak |
exploit v.
|
|
| 4 |
Common Usage |
kendi çıkarına kullanmak |
exploit v.
|
|
| General |
|
| 5 |
General |
kötüye kullanmak |
betray v.
|
|
The politician did not bother to apologize for betraying our trust.
Politikacı güvenimizi kötüye kullandığı için özür dileme zahmetinde bulunmadı.
More Sentences
|
| 6 |
General |
uyuşturucu kullanmak |
use drugs v.
|
|
Limit the amount of alcohol you drink, and don’t use drugs.
İçtiğiniz alkol miktarını sınırlayın ve uyuşturucu kullanmayın.
More Sentences
|
| 7 |
General |
kullanmak (gemi) |
sail v.
|
|
I need you to sail my ship through the Bosporus.
Gemimi kullanarak Boğaz'dan geçirmeni istiyorum.
More Sentences
|
| 8 |
General |
daktilo kullanmak |
type v.
|
|
I learned to type at the age of nine.
Daktilo kullanmayı dokuz yaşında öğrendim.
More Sentences
|
| 9 |
General |
ilaç kullanmak |
be on medication v.
|
|
Tom is on medication.
Tom ilaç kullanıyor.
More Sentences
|
| 10 |
General |
uyuşturucu kullanmak |
be on drugs v.
|
|
Sami was on drugs.
Sami uyuşturucu kullanıyordu.
More Sentences
|
| 11 |
General |
uyuşturucu kullanmak |
take drugs v.
|
|
It is their choice whether they take drugs in prison.
Hapishanede uyuşturucu kullanıp kullanmamak onların tercihidir.
More Sentences
|
| 12 |
General |
yanlış kullanmak |
misuse v.
|
|
The report reflects options selected on a party political basis and misuses the concept of human rights.
Rapor, parti politikaları temelinde seçilen seçenekleri yansıtmakta ve insan hakları kavramını yanlış kullanmaktadır.
More Sentences
|
| 13 |
General |
araba kullanmak |
drive v.
|
|
Every year, thousands of people drive across the continent on holiday.
Her yıl binlerce insan tatil için kıta boyunca araba kullanıyor.
More Sentences
|
| 14 |
General |
yerine kullanmak |
substitute v.
|
|
Try substituting ground coconut for flour.
Un yerine öğütülmüş hindistan cevizi kullanmayı deneyin.
More Sentences
|
| 15 |
General |
aleyhinde oy kullanmak |
vote against v.
|
|
We have voted against this measure.
Biz bu tedbirin aleyhinde oy kullandık.
More Sentences
|
| 16 |
General |
kötüye kullanmak |
misappropriate v.
|
|
Moreover, such aid is often also misappropriated by the local administration.
Ayrıca, bu tür yardımlar genellikle yerel yönetim tarafından kötüye kullanılmaktadır.
More Sentences
|
| 17 |
General |
karşı oy kullanmak |
vote against v.
|
|
That is why I am voting against urging that the Intergovernmental Conference safeguard it constitutionally.
Bu nedenle Hükümetlerarası Konferans'ın bunu anayasal güvence altına alması çağrısına karşı oy kullanıyorum.
More Sentences
|
| 18 |
General |
oy kullanmak |
vote v.
|
|
The parliament voted for extra funding for the project.
Parlamento projeye ek finansman sağlanması yönünde oy kullandı.
More Sentences
|
| 19 |
General |
kullanmak (içki/sigara/uyuşturucu) |
touch v.
|
|
It is possible to provide this clean image with the materials and small touches you use in your bathroom.
Banyonuzda kullandığınız malzemeler ve küçük dokunuşlarla bu temiz görüntüyü sağlamanız mümkün.
More Sentences
|
| 20 |
General |
araba kullanmak |
drive a car v.
|
|
When can I start driving a car?
Ne zaman araba kullanmaya başlayabilirim?
More Sentences
|
| 21 |
General |
kötüye kullanmak |
misuse v.
|
|
We cannot allow history to be misused as an obstacle to enlargement.
Tarihin genişlemenin önünde bir engel olarak kötüye kullanılmasına izin veremeyiz.
More Sentences
|
| 22 |
General |
kano kullanmak |
canoe v.
|
|
Tom and Mary were paddling a canoe down the river the last time I saw them.
Onları son gördüğümde Tom ve Mary nehirde kano kullanıyorlardı.
More Sentences
|
| 23 |
General |
idareli kullanmak |
husband v.
|
|
We need to husband our stocks very carefully in this time of war.
Savaşta olduğumuzdan stoklarımızı idareli kullanmamız gerek.
More Sentences
|
| 24 |
General |
karşı oy kullanmak |
vote against v.
|
|
That is why I am voting against this.
Bu yüzden buna karşı oy kullanıyorum.
More Sentences
|
| 25 |
General |
alkollü araç kullanmak |
drink and drive v.
|
|
Don't drink and drive.
Alkollü araç kullanma!
More Sentences
|
| 26 |
General |
internet kullanmak |
use the internet v.
|
|
We need more secure systems if we are to boost consumer confidence in using the Internet.
Tüketicilerin interneti kullanma konusundaki güvenini artırmak için daha güvenli sistemlere ihtiyacımız var.
More Sentences
|
| 27 |
General |
traktör kullanmak |
drive tractor v.
|
|
But I can teach him that girls can drive tractors, too.
Ama ona kızların da traktör kullanabileceğini öğretebilirim.
More Sentences
|
| 28 |
General |
tekne kullanmak |
sail a boat v.
|
|
Tom said he wanted to learn how to sail a boat.
Tom tekne kullanmayı öğrenmek istediğini söyledi.
More Sentences
|
| 29 |
General |
bisiklet kullanmak |
ride bicycle v.
|
|
Elephants can't ride bicycles.
Filler bisiklet kullanamaz.
More Sentences
|
| 30 |
General |
yeniden kullanmak |
reuse v.
|
|
Reusing plastic bottles is good for the environment.
Plastik şişeleri yeniden kullanmak çevre için iyidir.
More Sentences
|
| 31 |
General |
araç kullanmak |
drive v.
|
|
You are allowed to drive, no one is stopping you from doing so, and no measures are taken.
Araç kullanmanıza izin veriliyor, kimse bunu yapmanıza engel olmuyor ve hiçbir önlem alınmıyor.
More Sentences
|
| 32 |
General |
bisiklet kullanmak |
ride a bicycle v.
|
|
I taught him to ride a bicycle.
Ona bisiklet kullanmayı öğrettim.
More Sentences
|
| 33 |
General |
nakit kullanmak |
use cash v.
|
|
I don't use cash for anything anymore.
Artık hiçbir şey için nakit kullanmıyorum.
More Sentences
|
| 34 |
General |
sigara kullanmak |
smoke v.
|
|
I don't smoke.
Sigara kullanmıyorum.
More Sentences
|
| 35 |
General |
uyuşturucu kullanmak |
do drugs v.
|
|
I wasn't drinking or doing drugs anymore.
Artık içki içmiyor ve uyuşturucu kullanmıyordum.
More Sentences
|
| 36 |
General |
alkol kullanmak |
use alcohol v.
|
|
Do not use alcohol in the first week.
İlk hafta alkol kullanmayınız.
More Sentences
|
| 37 |
General |
alkol kullanmak |
drink alcohol v.
|
|
Don’t smoke or drink alcohol at least 2-3 hours before going to bed.
Yatmadan en az 2-3 saat önce sigara veya alkol kullanmayın.
More Sentences
|
| 38 |
General |
merdivenleri kullanmak |
use the stairs v.
|
|
You will have to use the stairs.
Merdivenleri kullanmak zorunda kalacaksınız.
More Sentences
|
| 39 |
General |
insülin kullanmak |
use insulin v.
|
|
High levels of this hormone make it harder for your body to use insulin.
Bu hormonun yüksek seviyeleri vücudunuzun insülin kullanmasını zorlaştırır.
More Sentences
|
| 40 |
General |
toplu taşıma kullanmak |
use public transportation v.
|
|
I don’t have a car, I use public transport.
Arabam yok, toplu taşıma kullanıyorum.
More Sentences
|
| 41 |
General |
prezervatif kullanmak |
use condom v.
|
|
So using condoms with your implant is the best way to prevent infections.
Bu nedenle implantınızla birlikte prezervatif kullanmak enfeksiyonları önlemenin en iyi yoludur.
More Sentences
|
| 42 |
General |
eroin kullanmak |
use heroin v.
|
|
Layla started using heroin.
Layla eroin kullanmaya başladı.
More Sentences
|
| 43 |
General |
plastik poşet kullanmak |
use plastic bag v.
|
|
I think people should stop using plastic bags from supermarkets.
Bence insanlar süpermarketlerdeki plastik poşetleri kullanmayı bırakmalı.
More Sentences
|
| 44 |
General |
telefonu kullanmak |
use the phone v.
|
|
She was not allowed to use the phone.
Telefonu kullanmasına izin verilmedi.
More Sentences
|
| 45 |
General |
telefonu kullanmak |
use the telephone v.
|
|
He was not permitted to use the telephone.
Telefonu kullanmasına izin verilmedi.
More Sentences
|
| 46 |
General |
orantısız güç kullanmak |
use disproportionate force v.
|
|
He has once again used disproportionate force.
Bir kez daha orantısız güç kullanmıştır.
More Sentences
|
| 47 |
General |
tuvaleti kullanmak |
use the toilet v.
|
|
Teaching your child to use the toilet takes time, understanding, and patience.
Çocuğunuza tuvaleti kullanmayı öğretmek zaman, anlayış ve sabır gerektirir.
More Sentences
|
| 48 |
General |
banyoyu kullanmak |
use the bathroom v.
|
|
May I use the bathroom?
Banyoyu kullanabilir miyim?
More Sentences
|
| 49 |
General |
tuvaleti kullanmak |
use the bathroom v.
|
|
They come in to use the bathroom.
Tuvaleti kullanmak için geliyorlar.
More Sentences
|
| 50 |
General |
lavaboyu kullanmak |
use the bathroom v.
|
|
Please wash your hands after using the bathroom.
Lavaboyu kullandıktan sonra lütfen ellerinizi yıkayın.
More Sentences
|
| 51 |
General |
deodorant kullanmak |
use a deodorant v.
|
|
What Can You Do If You Don't Want to Use a Deodorant?
Deodorant Kullanmak İstemiyorsanız Ne Yapabilirsiniz?
More Sentences
|
| 52 |
General |
program kullanmak |
use a program v.
|
|
You can use a program like Photoshop.
Photoshop gibi bir program kullanabilirsiniz.
More Sentences
|
| 53 |
General |
bilgisayarı kullanmak |
use the computer v.
|
|
It works fastest if you do not use the computer during this process.
Bu işlem sırasında bilgisayarı kullanmazsanız en hızlı şekilde çalışır.
More Sentences
|
| 54 |
General |
uçak kullanmak |
fly a plane v.
|
|
Do you have a license to fly a plane?
Uçak kullanma ehliyetin var mı?
More Sentences
|
| 55 |
General |
tekrar kullanmak |
recycle v.
|
|
The automobile companies keep going to recycle the same designs.
Otomobil şirketleri aynı tasarımları tekrar kullanmaya devam ediyor.
More Sentences
|
| 56 |
General |
gelecekte kullanmak için ayırma |
keeping n.
|
|
| 57 |
General |
bir kızın evlendiğinde kullanmak üzere biriktirdiği eşyalar |
trousseau n.
|
|
| 58 |
General |
mutasarrıfa tarım ve marangozluk için kullanmak üzere tahsis edilmiş ormanlık arazi |
cartbote [obsolete] n.
|
|
| 59 |
General |
balo, karnaval gibi eğlencelerde kullanmak üzere içine konfeti konularak hazırlanmış yumurta kabuğu |
cascaron n.
|
|
| 60 |
General |
yeni elde edilmiş kaynakları daha önceki bir açığı kapatmak için kullanmak |
lap n.
|
|
| 61 |
General |
sermaye olarak kullanmak için alınan borç |
leverage n.
|
|
| 62 |
General |
mücevherat yapımında kullanmak üzere altın veya gümüşü eriten ve kalıba döken kimse |
melter n.
|
|
| 63 |
General |
(kumarda) daha sonra kullanmak için kartları saklama |
holdout n.
|
|
| 64 |
General |
ceza kovuşturmasında kullanmak üzere alçıdan kalıp yapma |
moulage n.
|
|
| 65 |
General |
bir şeyi kullanmak için restore eden kimse |
reviver n.
|
|
| 66 |
General |
dini mahkemede yargı yetkisini kullanmak üzere atanan kimse |
principal n.
|
|
| 67 |
General |
kullanmak (bir taşıtı) |
take v.
|
|
| 68 |
General |
aklını kullanmak |
use one's mind v.
|
|
| 69 |
General |
inisiyatifini kullanmak |
take the initiative v.
|
|
| 70 |
General |
uçak kullanmak |
aviate v.
|
|
| 71 |
General |
kullanmak (kaynak vb) |
utilize v.
|
|
| 72 |
General |
kullanmak (uçak) |
pilot v.
|
|
| 73 |
General |
kötüye kullanmak |
misemploy v.
|
|
| 74 |
General |
bir hizmet veya işte kullanmak |
employ v.
|
|
| 75 |
General |
erotizmi kullanmak |
erotise v.
|
|
| 76 |
General |
kötü kullanmak |
misspend v.
|
|
| 77 |
General |
dümen kullanmak |
coxswain v.
|
|
| 78 |
General |
kuvvet kullanmak |
use forcible means v.
|
|
| 79 |
General |
dümen kullanmak |
be on one's guard v.
|
|
| 80 |
General |
kötüye kullanmak |
defile v.
|
|
| 81 |
General |
kötüye kullanmak |
trespass up v.
|
|
| 82 |
General |
paravan olarak kullanmak |
use as a screen v.
|
|
| 83 |
General |
jartiyer kullanmak |
garter v.
|
|
| 84 |
General |
kaçak elektrik kullanmak |
use electricity illegally v.
|
|
| 85 |
General |
ileride kullanmak üzere tutmak |
keep for future use v.
|
|
| 86 |
General |
latince sözcükler kullanmak |
latinise v.
|
|
| 87 |
General |
hor kullanmak |
mishandle v.
|
|
| 88 |
General |
idareli kullanmak |
save on v.
|
|
| 89 |
General |
potansiyelini hakkıyla kullanmak |
fulfill v.
|
|
| 90 |
General |
idareli kullanmak |
harvest v.
|
|
| 91 |
General |
sesli harf yerine kullanmak |
vocalize v.
|
|
| 92 |
General |
idareli kullanmak |
spare v.
|
|
| 93 |
General |
sal kullanmak |
raft v.
|
|
| 94 |
General |
idareli kullanmak |
eke out v.
|
|
| 95 |
General |
kötüye kullanmak |
trespass on v.
|
|
| 96 |
General |
kendi yararına kullanmak |
capitalize v.
|
|
| 97 |
General |
amacının dışında kullanmak |
misemploy v.
|
|
| 98 |
General |
kötüye kullanmak |
presume on v.
|
|
| 99 |
General |
bir miktarı çıkarıp kullanmak (para fonundan/malzemeden) |
indent on v.
|
|
| 100 |
General |
çok iyi biliyormuş gibi kullanmak (bir sözü) |
bandy about v.
|
|
| 101 |
General |
çoğul olarak kullanmak |
pluralize v.
|
|
| 102 |
General |
dümen kullanmak |
conn v.
|
|
| 103 |
General |
her çareyi kullanmak |
go to all lengths v.
|
|
| 104 |
General |
iradesini kullanmak |
will v.
|
|
| 105 |
General |
latince sözcükler kullanmak |
latinize v.
|
|
| 106 |
General |
askeri hizmette kullanmak üzere el koymak |
commandeer v.
|
|
| 107 |
General |
oy kullanmak |
go to polls v.
|
|
| 108 |
General |
kaynak göstermeden bir kitabın belirli bir kısmını kullanmak |
plagiarize v.
|
|
| 109 |
General |
aşırı kullanmak |
use excessively v.
|
|
| 110 |
General |
ehliyetine geçici olarak el konulmuş olmasına rağmen araç kullanmak |
be driving on a suspended driving licence v.
|
|
| 111 |
General |
dümen kullanmak |
con v.
|
|
| 112 |
General |
kano kullanmak |
paddle v.
|
|
| 113 |
General |
kötüye kullanmak |
make a draft on v.
|
|
| 114 |
General |
iyi niyetini kötüye kullanmak |
take advantage of v.
|
|
| 115 |
General |
uçak kullanmak |
pilot v.
|
|
| 116 |
General |
(ileride kullanmak üzere) bırakmak |
reposit v.
|
|
| 117 |
General |
kötüye kullanmak |
impose v.
|
|
| 118 |
General |
kullanmak (birisini vb) |
exploit v.
|
|
| 119 |
General |
hurda olarak kullanmak |
scrap v.
|
|
| 120 |
General |
bir şeyi başka bir şeyin yerine kullanmak |
substitute v.
|
|
| 121 |
General |
karşı oy kullanmak |
vote out v.
|
|
| 122 |
General |
fazla kullanmak (tuzu/baharatı) |
overdo v.
|
|
| 123 |
General |
cebir kullanmak |
use force v.
|
|
| 124 |
General |
hak kullanmak |
exercise a right v.
|
|
| 125 |
General |
lastikli sözcükler kullanmak |
equivocate v.
|
|
| 126 |
General |
maşa gibi kullanmak |
use somebody as a tool v.
|
|
| 127 |
General |
bir miktarı çıkarıp kullanmak (para fonundan/malzemeden) |
indent upon v.
|
|
| 128 |
General |
karşı oy kullanmak |
blackball v.
|
|
| 129 |
General |
hor kullanmak |
be hell on v.
|
|
| 130 |
General |
son çare olarak kullanmak |
resort to v.
|
|
| 131 |
General |
dirgen kullanmak |
pitchfork v.
|
|
| 132 |
General |
aleyhine kullanmak |
use against v.
|
|
| 133 |
General |
avantaj kullanmak |
use one's advantage v.
|
|
| 134 |
General |
kötü kullanmak |
mistreat v.
|
|
| 135 |
General |
oyunu kullanmak |
poll v.
|
|
| 136 |
General |
aygıtları kullanmak |
apply v.
|
|
| 137 |
General |
idareli kullanmak |
economise v.
|
|
| 138 |
General |
gerekenden az bir miktarı kullanmak |
skimp on v.
|
|
| 139 |
General |
iyi kullanmak |
make good use of v.
|
|
| 140 |
General |
kötüye kullanmak |
encroach v.
|
|
| 141 |
General |
hor kullanmak |
misuse v.
|
|
| 142 |
General |
her çareyi kullanmak |
go to any length v.
|
|
| 143 |
General |
gemi kullanmak |
navigate v.
|
|
| 144 |
General |
az kullanmak |
underutilize v.
|
|
| 145 |
General |
idareli kullanmak |
scamp v.
|
|
| 146 |
General |
idareli kullanmak |
eke something out v.
|
|
| 147 |
General |
idareli kullanmak |
economize v.
|
|
| 148 |
General |
elle tutup kullanmak |
wield v.
|
|
| 149 |
General |
iznini kullanmak |
take one's vacation v.
|
|
| 150 |
General |
bir şeyi kendi yararına kullanmak |
trade on v.
|
|
| 151 |
General |
kürekle kano kullanmak |
paddle v.
|
|
| 152 |
General |
zor kullanmak |
lay hands on v.
|
|
| 153 |
General |
alkollü araba kullanmak |
drink and drive v.
|
|
| 154 |
General |
otomobil kullanmak |
drive a car v.
|
|
| 155 |
General |
yeteneğini vb'ni kendine layık olmayan bir işte kullanmak |
prostitute v.
|
|
| 156 |
General |
zor kullanmak |
use force v.
|
|
| 157 |
General |
hor kullanmak |
mistreat v.
|
|
| 158 |
General |
kötü kullanmak |
mishandle v.
|
|
| 159 |
General |
en iyi şekilde kullanmak |
optimize v.
|
|
| 160 |
General |
kötüye kullanmak |
exploit v.
|
|
| 161 |
General |
taksi kullanmak |
hack v.
|
|
| 162 |
General |
birinin üzerinde otoritesini kullanmak |
pull rank v.
|
|
| 163 |
General |
direksiyon kullanmak |
steer v.
|
|
| 164 |
General |
hatalı kullanmak |
misuse v.
|
|
| 165 |
General |
kendi çıkarına kullanmak |
make capital of v.
|
|
| 166 |
General |
lazer ışığı kullanmak |
lase v.
|
|
| 167 |
General |
ileride kullanmak üzere tutmak |
kept for future use v.
|
|
| 168 |
General |
amaç dışında kullanmak |
misuse v.
|
|
| 169 |
General |
kötüye kullanmak (yetkiyi/görevi) |
abuse v.
|
|
| 170 |
General |
aletleri kullanmak |
apply v.
|
|
| 171 |
General |
kullanmak (kendi çıkarı için) |
exploit v.
|
|
| 172 |
General |
izin almadan kullanmak (başkasının malı olan bir şeyi) |
make free with v.
|
|
| 173 |
General |
dümen kullanmak |
cox v.
|
|
| 174 |
General |
sandığa gitmek (oy kullanmak amacıyla) |
go to polls v.
|
|
| 175 |
General |
şiddet kullanmak |
use violence v.
|
|
| 176 |
General |
az kullanmak |
underuse v.
|
|
| 177 |
General |
kafasını kullanmak |
use one's life v.
|
|
| 178 |
General |
erotizmi kullanmak |
erotize v.
|
|
| 179 |
General |
ustalıkla kullanmak |
wield v.
|
|
| 180 |
General |
her çareyi kullanmak |
go to great lengths v.
|
|
| 181 |
General |
idareli kullanmak |
be sparing of v.
|
|
| 182 |
General |
ihtiyatlı kullanmak |
economise v.
|
|
| 183 |
General |
görevi kötüye kullanmak |
misconduct v.
|
|
| 184 |
General |
adam kullanmak |
know how to make somebody work efficiently v.
|
|
| 185 |
General |
hoyratça kullanmak |
be hell on v.
|
|
| 186 |
General |
doğru olmayan bir şekilde kullanmak |
abuse v.
|
|
| 187 |
General |
kullanmak (sigara/içki vb'ni) |
use v.
|
|
| 188 |
General |
kendi çıkarları için kullanmak |
manipulate v.
|
|
| 189 |
General |
kötüye kullanmak |
trespass on something v.
|
|
| 190 |
General |
amacının dışında kullanmak |
misapply v.
|
|
| 191 |
General |
amacının dışında kullanmak |
misuse v.
|
|
| 192 |
General |
kullanmak (güç) |
exert v.
|
|
| 193 |
General |
sermaye olarak kullanmak |
capitalize v.
|
|
| 194 |
General |
hünerle kullanmak |
manipulate v.
|
|
| 195 |
General |
manivela gibi kullanmak |
lever v.
|
|
| 196 |
General |
manivela kullanmak |
lever v.
|
|
| 197 |
General |
doğal güçleri kullanmak |
harness v.
|
|
| 198 |
General |
çekimser oy kullanmak |
abstain from a vote v.
|
|
| 199 |
General |
çekimser oy kullanmak |
refrain from a vote v.
|
|
| 200 |
General |
evet oyu kullanmak |
vote in favor v.
|
|
| 201 |
General |
bir şeyi yararına kullanmak |
feed off v.
|
|
| 202 |
General |
zamanını iyi kullanmak |
make the best of one's time v.
|
|
| 203 |
General |
uyuşturucu kullanmak |
toke v.
|
|
| 204 |
General |
güç kullanmak |
use force v.
|
|
| 205 |
General |
dini kullanmak |
exploit the religion v.
|
|
| 206 |
General |
doğru kullanmak |
use something properly v.
|
|
| 207 |
General |
doğru şekilde kullanmak |
use something suitably v.
|
|
| 208 |
General |
doğru şekilde kullanmak |
use something properly v.
|
|
| 209 |
General |
doğru kullanmak |
use something suitably v.
|
|
| 210 |
General |
temel olarak kullanmak |
use something as base v.
|
|
| 211 |
General |
cop kullanmak |
use baton v.
|
|
| 212 |
General |
araç olarak kullanmak |
use as a means of v.
|
|
| 213 |
General |
yem olarak kullanmak |
use something as bait v.
|
|
| 214 |
General |
amacı dışında kullanmak |
misuse v.
|
|
| 215 |
General |
amacı dışında kullanmak |
misapply v.
|
|
| 216 |
General |
amacı dışında kullanmak |
use for the wrong purposes v.
|
|
| 217 |
General |
amacı dışında kullanmak |
apply incorrectly v.
|
|
| 218 |
General |
avantajını kullanmak |
take the advantage of v.
|
|
| 219 |
General |
nüfuz kullanmak |
exert influence v.
|
|
| 220 |
General |
nüfuzunu kullanmak |
use one's influence v.
|
|
| 221 |
General |
nüfuzunu kullanmak |
wield one's influence v.
|
|
| 222 |
General |
izin kullanmak |
take one's vacation v.
|
|
| 223 |
General |
kapasite kullanmak |
use capacity v.
|
|
| 224 |
General |
nüfuzunu kullanmak |
exert one's influence v.
|
|
| 225 |
General |
nüfuzunu kullanmak |
exercise one's influence v.
|
|
| 226 |
General |
çekmece veya gardırop kullanmak yerine giysileri yere koymak |
floordrobe v.
|
|
| 227 |
General |
fiziksel güç kullanmak |
use physical force v.
|
|
| 228 |
General |
koz olarak kullanmak |
use a trump v.
|
|
| 229 |
General |
koz olarak kullanmak |
trump v.
|
|
| 230 |
General |
fiziksel güç kullanmak |
resort to physical force v.
|
|
| 231 |
General |
yetki kullanmak |
exercise one's authority v.
|
|
| 232 |
General |
yetki kullanmak |
use power v.
|
|
| 233 |
General |
motor kullanmak |
ride motorbike v.
|
|
| 234 |
General |
motor kullanmak |
ride motorcycle v.
|
|
| 235 |
General |
bilgisayar kullanmak |
use computer v.
|
|
| 236 |
General |
vekaleten oy kullanmak |
vote by proxy v.
|
|
| 237 |
General |
kokain kullanmak |
cocainise v.
|
|
| 238 |
General |
kokain kullanmak |
cocainize v.
|
|
| 239 |
General |
yıllık izin kullanmak |
take annual leave v.
|
|
| 240 |
General |
koz olarak kullanmak |
use as a trump card v.
|
|
| 241 |
General |
yeniden kullanmak |
redispose v.
|
|
| 242 |
General |
tekrar kullanmak |
redispose v.
|
|
| 243 |
General |
bütçe kullanmak |
use budget v.
|
|
| 244 |
General |
bebek arabası kullanmak |
push a pushchair v.
|
|
| 245 |
General |
bebek arabası kullanmak |
push along a pushchair v.
|
|
| 246 |
General |
nüfuzunu kullanmak |
pull the wires v.
|
|
| 247 |
General |
güç kullanmak |
bear down v.
|
|
| 248 |
General |
aleyhinde oy kullanmak |
blackball v.
|
|
| 249 |
General |
inisiyatif kullanmak |
use initiative v.
|
|
| 250 |
General |
hayal gücünü kullanmak |
use one's imagination v.
|
|
| 251 |
General |
kaba kuvvet kullanmak |
use brute force v.
|
|
| 252 |
General |
(araba) kullanmak |
drive v.
|
|
| 253 |
General |
kafayı kullanmak |
use one's head v.
|
|
| 254 |
General |
birini maşa olarak kullanmak |
use someone as a cat's paw v.
|
|
| 255 |
General |
kılavuz kullanmak |
jig v.
|
|
| 256 |
General |
gücünü ... üzerinde kullanmak |
exercise one's strength over v.
|
|
| 257 |
General |
yetki kullanmak |
exercise power v.
|
|
| 258 |
General |
tekrar kullanmak |
reutilize v.
|
|
| 259 |
General |
yeniden kullanmak |
reutilize v.
|
|
| 260 |
General |
kaynak olarak kullanmak |
use as a source v.
|
|
| 261 |
General |
kaynak olarak kullanmak |
use as a reference v.
|
|
| 262 |
General |
hor kullanmak |
ill-use v.
|
|
| 263 |
General |
hor kullanmak |
ill-treat v.
|
|
| 264 |
General |
(sonra kullanmak üzere) ayırmak |
set-aside v.
|
|
| 265 |
General |
ihtiyaç halinde kullanmak için hazırda tutmak |
put somebody on stand-by v.
|
|
| 266 |
General |
(yasaları vb) dolambaçlı yoldan istediği yönde kullanmak |
get round v.
|
|
| 267 |
General |
zamanı kullanmak |
use the time v.
|
|
| 268 |
General |
ilk kez kullanmak |
christen v.
|
|
| 269 |
General |
tarak makinesi kullanmak |
dredge v.
|
|
| 270 |
General |
(birisi üzerinde) otoritesini kullanmak |
pull rank on someone v.
|
|
| 271 |
General |
sıfatını kullanmak |
pull rank on someone v.
|
|
| 272 |
General |
kötü kullanmak |
misuse v.
|
|
| 273 |
General |
yanlış kullanmak |
misapply v.
|
|
| 274 |
General |
yanlış yerde kullanmak |
misuse v.
|
|
| 275 |
General |
beceriyle kullanmak |
manipulate v.
|
|
| 276 |
General |
bir şeyi iyi kullanmak |
make good use of something v.
|
|
| 277 |
General |
idareli kullanmak |
save v.
|
|
| 278 |
General |
dümen kullanmak |
steer v.
|
|
| 279 |
General |
(sonradan kullanmak için) bir tarafa koymak |
lay aside by v.
|
|
| 280 |
General |
bir eseri eleştirirken şeref kırıcı ifade kullanmak |
libel of review v.
|
|
| 281 |
General |
kötüye kullanmak |
trespass upon v.
|
|
| 282 |
General |
kendi yararına kullanmak |
avail oneself of v.
|
|
| 283 |
General |
kendi çıkarına kullanmak |
avail oneself of v.
|
|
| 284 |
General |
susma hakkını kullanmak |
use the right to remain in silence v.
|
|
| 285 |
General |
susma hakkını kullanmak |
use the right to remain silent v.
|
|
| 286 |
General |
konuşmama hakkını kullanmak |
use the right to remain in silence v.
|
|
| 287 |
General |
konuşmama hakkını kullanmak |
use the right to remain silent v.
|
|
| 288 |
General |
imtiyazı kullanmak |
exercise a privilege v.
|
|
| 289 |
General |
hakkı kullanmak |
exercise a privilege v.
|
|
| 290 |
General |
üstünde kullanmak |
use on something v.
|
|
| 291 |
General |
üstünde kullanmak |
use on someone v.
|
|
| 292 |
General |
üzerinde kullanmak |
use on something v.
|
|
| 293 |
General |
üzerinde kullanmak |
use on someone v.
|
|
| 294 |
General |
dikkatli kullanmak |
use cautiously v.
|
|
| 295 |
General |
birisinin iyiliğini kötüye kullanmak |
trespass on someone's kindness v.
|
|
| 296 |
General |
sakınarak kullanmak |
use cautiously v.
|
|
| 297 |
General |
yıllık izin kullanmak |
use annual leave v.
|
|
| 298 |
General |
senelik izin kullanmak |
use annual leave v.
|
|
| 299 |
General |
bilinçli kullanmak |
utilize something consciously v.
|
|
| 300 |
General |
bilinçli olarak kullanmak |
utilize something consciously v.
|
|
| 301 |
General |
bilinçli kullanmak |
use something consciously v.
|
|
| 302 |
General |
bilinçli olarak kullanmak |
use something consciously v.
|
|
| 303 |
General |
yetkilerini kötüye kullanmak |
misuse one's power v.
|
|
| 304 |
General |
yetkilerini kötüye kullanmak |
misuse one's authority v.
|
|
| 305 |
General |
yetkilerini kötüye kullanmak |
abuse one's power v.
|
|
| 306 |
General |
sistem kullanmak |
use a system v.
|
|
| 307 |
General |
mümkün olan her aracı kullanmak |
use every means possible v.
|
|
| 308 |
General |
küfürlü dil kullanmak |
utter profane language v.
|
|
| 309 |
General |
hakkını kullanmak |
exercise a right v.
|
|
| 310 |
General |
tasarruflu kullanmak |
use something economically v.
|
|
| 311 |
General |
toplu taşıt kullanmak |
use public transportation v.
|
|
| 312 |
General |
inisiyatif kullanmak |
take initiative v.
|
|
| 313 |
General |
idareli kullanmak |
nurse v.
|
|
| 314 |
General |
terbiyesiz kelimeler kullanmak |
use vulgarities v.
|
|
| 315 |
General |
sakınarak kullanmak |
scamp v.
|
|
| 316 |
General |
idareli kullanmak |
skimp v.
|
|
| 317 |
General |
sakınarak kullanmak |
economize v.
|
|
| 318 |
General |
sakınarak kullanmak |
skimp v.
|
|
| 319 |
General |
biraz hızlı sürmek/kullanmak |
drive a bit fast v.
|
|
| 320 |
General |
zamanı kullanmak/değerlendirmek |
treat time v.
|
|
| 321 |
General |
eldiven kullanmak |
use a glove v.
|
|
| 322 |
General |
uzun cümleler kullanmak |
use long sentences v.
|
|
| 323 |
General |
aleyhinde kullanmak |
hold against v.
|
|
| 324 |
General |
yarım gün izin kullanmak |
take a half day off v.
|
|
| 325 |
General |
doğum kontrol hapı kullanmak |
be on the birth control pills v.
|
|
| 326 |
General |
bir şeyi model olarak kullanmak |
use something as a model v.
|
|
| 327 |
General |
alternatif olarak kullanmak |
use as an alternative to v.
|
|
| 328 |
General |
alternatif olarak kullanmak |
substitute v.
|
|
| 329 |
General |
hor kullanmak |
batter v.
|
|
| 330 |
General |
kablosuz kulaklık kullanmak |
use a wireless headset v.
|
|
| 331 |
General |
bir yerde kullanmak |
find a use for something v.
|
|
| 332 |
General |
lavaboyu kullanmak |
use the toilet v.
|
|
| 333 |
General |
banyoyu kullanmak |
use the toilet v.
|
|
| 334 |
General |
zamanını iyi kullanmak |
use one's time well v.
|
|
| 335 |
General |
ihtiyatlı kullanmak |
economize v.
|
|
| 336 |
General |
sermaye olarak kullanmak |
capitalise v.
|
|
| 337 |
General |
yeniden kullanmak |
reutilise v.
|
|
| 338 |
General |
çoğul olarak kullanmak |
pluralise v.
|
|
| 339 |
General |
kaynak göstermeden bir kitabın belirli bir kısmını kullanmak |
plagiarise v.
|
|
| 340 |
General |
tekrar kullanmak |
reutilise v.
|
|
| 341 |
General |
kendi yararına kullanmak |
capitalise v.
|
|
| 342 |
General |
en iyi şekilde kullanmak |
optimise v.
|
|
| 343 |
General |
sakınarak kullanmak |
economise v.
|
|
| 344 |
General |
az kullanmak |
underutilise v.
|
|
| 345 |
General |
sesli harf yerine kullanmak |
vocalise v.
|
|
| 346 |
General |
potansiyelini hakkıyla kullanmak |
fulfil v.
|
|
| 347 |
General |
kullanmak (kaynak vb) |
utilise v.
|
|
| 348 |
General |
zamanı iyi kullanmak |
use the time well v.
|
|
| 349 |
General |
fazla kullanmak |
overutilize v.
|
|
| 350 |
General |
çok kullanmak |
overutilize v.
|
|
| 351 |
General |
verimli kullanmak |
use efficiently v.
|
|
| 352 |
General |
verimli kullanmak |
use productively v.
|
|
| 353 |
General |
aspirin kullanmak |
use aspirin v.
|
|
| 354 |
General |
(bir şeyi) etkin kullanmak |
deploy v.
|
|
| 355 |
General |
kaynakları etkin kullanmak |
deploy resources v.
|
|
| 356 |
General |
zararlı böcek veya bakterileri öldürmek için kimyasal madde, duman yada gaz kullanmak |
fumigate v.
|
|
| 357 |
General |
yeteneklerini kullanmak |
use one's abilities v.
|
|
| 358 |
General |
yeteneklerini kullanmak |
use one's skills v.
|
|
| 359 |
General |
güvenini kötüye kullanmak |
abuse one's trust v.
|
|
| 360 |
General |
vapur kullanmak |
take a ferry v.
|
|
| 361 |
General |
yelkenli kullanmak |
sail a sailboat v.
|
|
| 362 |
General |
sonuna kadar kullanmak |
leverage v.
|
|
| 363 |
General |
doğru biçimde kullanmak |
use to great effect v.
|
|
| 364 |
General |
fayda doğuracak biçimde kullanmak |
use to great effect v.
|
|
| 365 |
General |
gereğinden fazla kullanmak |
overuse v.
|
|
| 366 |
General |
motorlu araç kullanmak |
drive a motor vehicle v.
|
|
| 367 |
General |
motorlu taşıt kullanmak |
drive a motor vehicle v.
|
|
| 368 |
General |
ayrı ayrı kullanmak |
use separately v.
|
|
| 369 |
General |
bir toplantıya katılmak veya oy kullanmak yahut oyunda yer almak üzere bir yere gitmek |
turn out v.
|
|
| 370 |
General |
oy kullanmak için kuyrukta beklemek |
wait in queue for voting v.
|
|
| 371 |
General |
oy kullanmak için sırada beklemek |
wait in queue for voting v.
|
|
| 372 |
General |
i̇nternet kullanmak |
use internet v.
|
|
| 373 |
General |
kredi kartı kullanmak |
use a credit card v.
|
|
| 374 |
General |
beraber kullanmak |
use with v.
|
|
| 375 |
General |
aşırı kullanmak |
abuse v.
|
|
| 376 |
General |
kullanmak için topun toparlağını çıkarmak |
unlimber v.
|
|
| 377 |
General |
kullanmak için paketinden çıkarmak |
unlimber v.
|
|
| 378 |
General |
slogan kullanmak |
sloganize v.
|
|
| 379 |
General |
slogan kullanmak |
sloganise v.
|
|
| 380 |
General |
kabalistik dilini kullanmak |
cabalize v.
|
|
| 381 |
General |
anlaşılması zor bir dil kullanmak |
cabalize v.
|
|
| 382 |
General |
gizemli dil kullanmak |
cabalize v.
|
|
| 383 |
General |
(indirim vb) kod kullanmak |
redeem code v.
|
|
| 384 |
General |
(kaynakları) kullanmak |
absorb v.
|
|
| 385 |
General |
daktiloda ve bilgisayarda tabülatör (tab) tuşunu kullanmak |
tabulate v.
|
|
| 386 |
General |
tırmık kullanmak |
rake v.
|
|
| 387 |
General |
kötüye kullanmak |
caperclaw v.
|
|
| 388 |
General |
kötüye kullanmak |
rape v.
|
|
| 389 |
General |
oy kullanmak |
cast [obsolete] v.
|
|
| 390 |
General |
aklını kullanmak |
cerebrate v.
|
|
| 391 |
General |
(ilacı) sonradan kullanmak için yanak içine saklamak |
cheek v.
|
|
| 392 |
General |
özenle kullanmak |
nurse v.
|
|
| 393 |
General |
kelimeleri yeni anlamda kullanmak |
neologize v.
|
|
| 394 |
General |
kelimeleri yeni anlamda kullanmak |
neologise v.
|
|
| 395 |
General |
thou kelimesini söylemde kullanmak |
thou v.
|
|
| 396 |
General |
zaman paylaşımlı olarak (bir bilgisayarı) kullanmak |
time-share v.
|
|
| 397 |
General |
zaman paylaşımlı olarak (bir tatil mülkünü) kullanmak |
time-share v.
|
|
| 398 |
General |
çok fazla kullanmak |
tire v.
|
|
| 399 |
General |
kendi yararına kullanmak |
advantage one's self of v.
|
|
| 400 |
General |
başkasına ait telgrafın içeriğini kendi çıkarına kullanmak |
milk a telegram v.
|
|
| 401 |
General |
sabitleyici olarak kullanmak |
have at one's retinue v.
|
|
| 402 |
General |
kendi çıkarına kullanmak |
serve one's self of v.
|
|
| 403 |
General |
fazla kullanmak |
torture v.
|
|
| 404 |
General |
düzenli kullanmak |
trade [obsolete] v.
|
|
| 405 |
General |
kötüye kullanmak |
transpose [obsolete] v.
|
|
| 406 |
General |
kötüye kullanmak |
trench v.
|
|
| 407 |
General |
tedavülden kalkmış ifadeler kullanmak |
archaize v.
|
|
| 408 |
General |
tedavülden kalkmış ifadeler kullanmak |
archaise v.
|
|
| 409 |
General |
yetersiz kullanmak |
underexploit v.
|
|
| 410 |
General |
(bir kişinin) etkisini gizlice kullanmak |
underpull v.
|
|
| 411 |
General |
(bir kişinin) nüfuzunu gizlice kullanmak |
underpull v.
|
|
| 412 |
General |
görevini kötüye kullanmak |
job v.
|
|
| 413 |
General |
gelecekte kullanmak üzere saklamak |
bank v.
|
|
| 414 |
General |
yakarak ve dumanını soluyarak saf kokain kullanmak |
base v.
|
|
| 415 |
General |
renk anahtarı kullanmak |
key v.
|
|
| 416 |
General |
delgi makinesi kullanmak |
keypunch v.
|
|
| 417 |
General |
şahsi kazanç elde etmek için resmi işi kötüye kullanmak |
job v.
|
|
| 418 |
General |
doping kullanmak |
juice v.
|
|
| 419 |
General |
arazi doldurmak için kullanmak |
landfill v.
|
|
| 420 |
General |
kötüye kullanmak |
maletreat [obsolete] v.
|
|
| 421 |
General |
yanlış kullanmak |
malappropriate v.
|
|
| 422 |
General |
hacamat bardağı kullanmak |
ventouse [obsolete] v.
|
|
| 423 |
General |
tepe tepe kullanmak |
wear through v.
|
|
| 424 |
General |
(bir şeyi) delininceye kadar kullanmak |
wear through v.
|
|
| 425 |
General |
anlamsız kelimeler kullanmak |
weasel v.
|
|
| 426 |
General |
bir kimseye karşı gücünü veya statüsünü hakimiyet kurmak için kullanmak |
bigfoot v.
|
|
| 427 |
General |
(scrabble) bir turda yedi taşının tamamını kullanmak |
bingo v.
|
|
| 428 |
General |
patlayıcı kullanmak |
blast v.
|
|
| 429 |
General |
kaçınmayı kullanmak |
blanch v.
|
|
| 430 |
General |
güçlendirmek için battaniye dikişi kullanmak |
blanket stitch v.
|
|
| 431 |
General |
yürürken bacakları kullanmak |
leg v.
|
|
| 432 |
General |
çıkar için kullanmak |
leverage v.
|
|
| 433 |
General |
dikkatlice kullanmak |
manage v.
|
|
| 434 |
General |
idareli kullanmak |
manage v.
|
|
| 435 |
General |
savaş hilesi kullanmak |
manoeuver v.
|
|
| 436 |
General |
binek atı olarak kullanmak |
hackney v.
|
|
| 437 |
General |
çatışmada yeni bir silah kullanmak |
blood v.
|
|
| 438 |
General |
elleri kullanmak |
handle v.
|
|
| 439 |
General |
ilk kez kullanmak |
handsel [uk] v.
|
|
| 440 |
General |
ilk kez kullanmak |
hansel [uk] v.
|
|
| 441 |
General |
saman yapımında veya otlak olarak kullanmak |
meadow v.
|
|
| 442 |
General |
mikroenjeksiyonda kullanmak |
microinject v.
|
|
| 443 |
General |
(bir şeyi) belirli amaç için kullanmak |
harness v.
|
|
| 444 |
General |
(kaynağı) gelecekte kullanmak üzere toplamak |
harvest v.
|
|
| 445 |
General |
antik yunanların dilini ve kültürünü kullanmak |
hellenize v.
|
|
| 446 |
General |
antik yunanların dilini ve kültürünü kullanmak |
hellenise v.
|
|
| 447 |
General |
kullanmak (doğal kaynağı) |
mine v.
|
|
| 448 |
General |
kendine aitmiş gibi kullanmak |
borrow v.
|
|
| 449 |
General |
kullanmak üzere çıkarmak |
break out v.
|
|
| 450 |
General |
kullanmak üzere gemideki istiften çıkarmak |
break out v.
|
|
| 451 |
General |
kullanmak üzere açmak |
broach v.
|
|
| 452 |
General |
(yiyecek) kullanmak |
brook [obsolete] v.
|
|
| 453 |
General |
(bir şeyin) kontrolünü izinsiz ele geçirip kendi amaçları için kullanmak |
hijack v.
|
|
| 454 |
General |
olması gerekenden daha uzun kullanmak |
hog v.
|
|
| 455 |
General |
tehdit olarak kullanmak |
hold v.
|
|
| 456 |
General |
(tütün yapraklarını) bağlayıcı olarak kullanmak için hamur halinde öğütüp tabaka halinde sıkıştırmak |
homogenise v.
|
|
| 457 |
General |
(tütün yapraklarını) bağlayıcı olarak kullanmak için hamur halinde öğütüp tabaka halinde sıkıştırmak |
homogenize v.
|
|
| 458 |
General |
hassas delik oluşturmak için bileme taşı kullanmak |
hone v.
|
|
| 459 |
General |
av köpeği kullanmak |
hont v.
|
|
| 460 |
General |
en yüksek mesafeyi kat etmek için yokuş aşağı inerken vitesi boşa almak gibi sürüş tekniklerini kullanmak |
hypermile v.
|
|
| 461 |
General |
hipnoz kullanmak |
hypnotise v.
|
|
| 462 |
General |
kötüye kullanmak |
misguide [scotland] v.
|
|
| 463 |
General |
hor kullanmak |
misentreat [obsolete] v.
|
|
| 464 |
General |
uygunsuz şekilde kullanmak |
misimprove v.
|
|
| 465 |
General |
noktalama işaretlerini yanlış kullanmak |
mispunctuate v.
|
|
| 466 |
General |
yanıltıcı tabir kullanmak |
misnomer v.
|
|
| 467 |
General |
yanlış şekilde kullanmak |
misimprove v.
|
|
| 468 |
General |
kötüye kullanmak |
misimprove v.
|
|
| 469 |
General |
kötüye kullanmak |
misname v.
|
|
| 470 |
General |
yeteneklerini uygunsuz şekilde kullanmak |
misplace v.
|
|
| 471 |
General |
karıştırıcı (alet) kullanmak |
mix v.
|
|
| 472 |
General |
mikser kullanmak |
mix v.
|
|
| 473 |
General |
daha büyük bir yapının parçası olarak kullanmak |
model v.
|
|
| 474 |
General |
deniz motoru kullanmak |
motorboat v.
|
|
| 475 |
General |
nüfuz kullanmak |
mould v.
|
|
| 476 |
General |
farklılaşmış şekliyle yeniden kullanmak |
rework v.
|
|
| 477 |
General |
yeniden kullanmak |
revoke [obsolete] v.
|
|
| 478 |
General |
(yelpazeyi) modaya uygun bir şekilde kullanmak |
gallant [obsolete] v.
|
|
| 479 |
General |
lehine kullanmak |
husband v.
|
|
| 480 |
General |
deniz uçağı kullanmak |
hydroplane v.
|
|
| 481 |
General |
dudaklarını kullanmak |
lip v.
|
|
| 482 |
General |
sesleri veya kelimeleri ifade etmek için harfleri kullanmak |
literation v.
|
|
| 483 |
General |
buldozer kullanmak |
bulldoze v.
|
|
| 484 |
General |
(alev, yakma aleti) yakıt olarak kullanmak |
burn v.
|
|
| 485 |
General |
kanundaki açıkları kullanmak |
game v.
|
|
| 486 |
General |
optik cihaz kullanmak |
glass v.
|
|
| 487 |
General |
(bir şeyin) üzerinde güç kullanmak |
muscle v.
|
|
| 488 |
General |
mahlas kullanmak |
by-line v.
|
|
| 489 |
General |
araba kornası kullanmak |
claxon v.
|
|
| 490 |
General |
korna kullanmak |
claxon v.
|
|
| 491 |
General |
(özellikle parçalarını tekrar kullanmak için) parçalara ayırmak |
deconstruct v.
|
|
| 492 |
General |
(vakum tüpünün boşaltılmasında) alıcı olarak kullanmak |
getter v.
|
|
| 493 |
General |
aceleyle kullanmak |
grab v.
|
|
| 494 |
General |
çengelli demir kullanmak (arama sırasında) |
grapple v.
|
|
| 495 |
General |
(birine karşı) göz yaşartıcı bomba kullanmak |
grenade v.
|
|
| 496 |
General |
çiğnerken diş yerine diş etlerini kullanmak |
gum v.
|
|
| 497 |
General |
ibranice deyişler kullanmak |
hebraize v.
|
|
| 498 |
General |
ibranice deyişler kullanmak |
hebraise v.
|
|
| 499 |
General |
tarihi detayları kullanmak |
historicise v.
|
|
| 500 |
General |
tarihi detayları kullanmak |
historicize v.
|
|