hafifçe - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

hafifçe



"hafifçe" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 21 sonuç

Türkçe İngilizce
General
hafifçe slightish s.
hafifçe dulcetly zf.
hafifçe light zf.
hafifçe slightly zf.
hafifçe cushily zf.
hafifçe feebly zf.
hafifçe wanly zf.
hafifçe softly zf.
hafifçe faintly zf.
hafifçe subduedly zf.
hafifçe lightly zf.
hafifçe non-exhaustively zf.
hafifçe faint zf.
hafifçe fairly [obsolete] zf.
hafifçe dolcemente zf.
hafifçe slight zf.
hafifçe small zf.
Technical
hafifçe lightly i.
hafifçe gently i.
Music
hafifçe grazioso zf.
Modern Slang
hafifçe aloue zf.

"hafifçe" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 391 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
hafifçe vuruş rap i.
hafifçe vurma tapping i.
hafifçe vurmak rap f.
hafifçe dalgalanmak ripple f.
hafifçe vurmak tap f.
General
hafifçe kokutma whiffing i.
hafifçe vurma touch i.
boya (saçı hafifçe boyamak için kullanılan) rinse i.
hafifçe sarsma joggle i.
hafifçe yaralama scotching i.
hafifçe dokunma tip i.
hafifçe üfleme whiffing i.
hafifçe vurma clap i.
el ile hafifçe dokunma stroking i.
titreme veya hafifçe dalgalanma (rüzgarda) flutter i.
elle hafifçe vurma (takdir/sevgi belirtisi olarak) pat i.
hafifçe dalgalanma ripple i.
hafifçe yakma singe i.
üstü hafifçe örtülmüş çukur pitfall i.
hafifçe dürtme nudge i.
hafifçe sallama joggling i.
hafifçe kişneme nicker i.
hafifçe dürtme nudging i.
hafifçe vurma jog i.
hafifçe vurma pat i.
hafifçe tokmaklama punning i.
gaz pedalına hafifçe basma tip-in i.
gaz pedalını hafifçe bırakma tip-out i.
hafifçe yükselen sıcaklıklar slightly increasing temperatures i.
hafifçe okşama/vurma love tap i.
hafifçe okşama/vurma lovetap i.
hafifçe dokunuş gentle touch i.
bir bacağı göğse doğru çekip diğer bacağı uzatıp bedeni hafifçe geriye yaslayarak yapılan bir su atlayışı can opener i.
hafifçe vuran kimse tapper i.
dirsekle yapılan hafifçe bir itme noodge i.
hafifçe seğirmek thrip i.
hafifçe vurma tip-tap i.
hafifçe vurarak çıkarılan ses tip-tap i.
ayak parmağıyla hafifçe tutunma toehold i.
hafifçe girme toehold i.
şapkayla hafifçe verilen selam half cap i.
hafifçe dudak bükme moue i.
hafifçe dudak bükme wry face i.
geçerken hafifçe dokunma brush i.
hafifçe dudak bükme mouth i.
hafifçe dalgalanan hareket rippling i.
hafifçe dalgalanan ses rippling i.
hafifçe dokunan kimse dabber i.
hafifçe dokunan şey dabber i.
hafifçe vuran kimse dabber i.
hafifçe vuran şey dabber i.
yemi hafifçe suya bırakarak balık tutan kimse dapper i.
yüzeye hafifçe sürtme graze i.
hafifçe dudak bükme murgeon [scotland] i.
hafifçe parlayan ışık owllight i.
hafifçe vurmayla yanan toz percussion powder i.
hafifçe dizginleme snaffle i.
hafifçe batırmak prickle f.
hafifçe dürtmek nudge f.
bir yandan bir yana hafifçe sallanarak gitmek/ilerlemek (motorlu araç) careen f.
hafifçe pırıldamak glimmer f.
hafifçe inlemek whimper f.
elle hafifçe vurmak (takdir/sevgi belirtisi olarak) pat f.
hafifçe vurmak tap on f.
hafifçe dokunmak kiss f.
hafifçe vurmak flick f.
hafifçe havaya yayılmak tinge with f.
kokusu hafifçe havaya yayılmak tinge with f.
hafifçe delmek prick f.
hafifçe ıslanmak daggle f.
hafifçe yayılmak tinge with f.
hafifçe dokunmak brush f.
hafifçe kişnemek whinny f.
hafifçe dokunmak tap f.
hafifçe karıştırmak (bir yiyeceği bir sıvıyla) toss in f.
titremek veya hafifçe dalgalanmak (rüzgarda) flutter f.
hafifçe sarsılmak joggle f.
hafifçe vurmak touch f.
hafifçe boyamak tinge with f.
hafifçe vurmak pat f.
hafifçe dokunmak dab f.
hafifçe sallanmak jiggle f.
hafifçe itmek jog f.
hafifçe sallanmak wigwag f.
hafifçe boyamak tint f.
hafifçe dalgalandırmak ripple f.
hafifçe havaya yayılmak (koku vs) tinge with f.
hafifçe sulamak dabble f.
hafifçe ıslatmak damp f.
hafifçe sürmek dab f.
hafifçe vurmak clap f.
motorlu araç bir yandan bir yana hafifçe sallanarak ilerlemek careen down the road f.
hafifçe sarsmak joggle f.
hafifçe yaralamak scotch f.
hafifçe sallanmak joggle f.
hafifçe inlemek (rüzgar) sigh f.
hafifçe vurmak dab f.
topa hafifçe vurmak putt f.
hafifçe ıslatmak dabble f.
salatanın malzemelerini hafifçe karıştırmak toss a salad f.
hafifçe yıkamak rinse f.
hafifçe renklendirmek tinge with f.
başını hafifçe kaldırarak öfkesini veya beğenmediğini belli etmek bridle f.
hafifçe renklendirmek tincture f.
hafifçe boyamak tincture f.
hafifçe vurmak tap f.
müzik aletini hafifçe çalmak tweedle f.
hafifçe kişnemek nicker f.
hafifçe değmek brush f.
hafifçe sallamak joggle f.
elle hafifçe vurmak pat f.
hafifçe ateşte kaynatmak stew f.
hafifçe yakmak scorch f.
hafifçe boyamak tinge f.
hafifçe fırça yemek get slap on the wrist f.
hafifçe dudak bükmek moue f.
hafifçe dudak bükmek wry face f.
hafifçe dudak bükmek pout f.
hafifçe vurarak okşamak pat f.
hafifçe değmek touch slightly f.
hafifçe dokunmak touch slightly f.
(ceza olarak) birinin bileğine hafifçe vurmak slap someone on the wrist f.
(ceza olarak) birinin bileğine hafifçe vurmak slap someone's wrist f.
hafifçe azarlamak admonish f.
hafifçe karıştırmak tickle f.
(zili hafifçe) çınlatmak tingle f.
hafifçe vurmak tip-tap f.
bilardo toplarına hafifçe vurmak nurse billiard balls f.
hafifçe yaralamak tweag [dialect] f.
hafifçe yaralamak tweak f.
kart destesini masaya/sıraya hafifçe vurup kenarını düzeltmek jog f.
hafifçe vurmak knap f.
hafifçe esmek whiffle f.
hafifçe sekerek yürümek link f.
hafifçe hareket etmek whiffle f.
hafifçe esmek whimple f.
hafifçe kişnemek whinner f.
hafifçe mızıldanmak whinner [dialect] f.
hafifçe yakınmak whinner [dialect] f.
hafifçe inlemek whinner [dialect] f.
hafifçe kişnemek wigher f.
hafifçe dalgalandırmak wimple f.
hafifçe vurmak bob (against) f.
hafifçe vurdurmak bob (against) f.
(at) aşındıracak şekilde hafifçe dokunmak brush f.
hafifçe kişnemek hinniate f.
hafifçe kişnemek hinny f.
hafifçe zıplamak hop-skip f.
hafifçe parıldamak gloom f.
hafifçe dalgalanmak riff [dialect] f.
(saça) hafifçe renk vermek rinse f.
hafifçe çizmek ripple [dialect] [uk] f.
hafifçe silmek dab f.
(bir şeyi) bir yere hafifçe bastırmak dab f.
hafifçe ıslanmak dag f.
hafifçe suya daldırmak dap f.
hafifçe dokunmak graze f.
hafifçe ovmak graze f.
hafifçe zamklamak gum up f.
hafifçe altın sarısına boyamak overgild f.
hafifçe vurmak bepat f.
hafifçe vurmak drub f.
(topa veya hokey pakına) hafifçe ve dikkatle vurmak feather f.
(yağmur) hafifçe yağmak pitter-patter f.
hafifçe dürtüklemek potter [dialect] f.
hafifçe yakmak scouther [scotland] f.
hafifçe yakmak scowder f.
hafifçe yakmak scowther f.
geçerken hafifçe dokunmak shave f.
hafifçe sarsmak shoggle f.
hafifçe inlemek simper [dialect] [uk] f.
hafifçe dokunmak skiff [scotland] f.
hafifçe yerleşip yayılmak slump f.
hafifçe boyamak smoosh f.
hafifçe vurmak snap f.
(deriyi) pürüzlerden arındırmak için hafifçe parlatmak snuff f.
hafifçe inlemek snuffle f.
(omuz, kol) tutarak hafifçe sıkmak squeeze f.
hafifçe dürtülmüş jogged s.
hafifçe sıyırmış slightly deranged s.
hafifçe benzeyen adumbrant s.
hafifçe bağlı tangental s.
hafifçe bağlı tangential s.
ortadaki hafifçe tümsek yapan üç loba sahip toadback s.
hafifçe renklendirilmemiş untinged s.
hafifçe boyanmamış untinged s.
kum veya çakıldan oluşan geniş ve hafifçe eğimli bir alana sahip (kıyı) beachlike s.
hafifçe temas eden libant s.
hafifçe parıldayan şey glimmering s.
hafifçe parlayan glimmering s.
hafifçe dalgalanan ripply s.
keskin ve sert uçlarla hafifçe pürüzlendirilmiş muriculate s.
başka bir renk tonu ile hafifçe renklendirilmiş off s.
gri ile hafifçe renklendirilmiş off s.
hafifçe akan dulcifluous s.
hafifçe kemerli köprüsü olan roman s.
hafifçe ve düzensiz şekilde titreyen shivering s.
hafifçe (esen) gently zf.
hafifçe sallanarak jiggly zf.
canı hafifçe yanan çocuğa söylenen bir teselli ifadesi diddums [uk] ünl.
hafifçe anlamını veren bir ön ek mio- ök.
hafifçe anlamını veren bir ön ek mi- ök.
hafifçe anlamını veren bir ön ek meio- ök.
Phrasals
tıslama sesiyle hafifçe yandıktan sonra sönüp gitmek fizzle out f.
bir ucunu kaldırarak hafifçe çevirmek tip up f.
(birine/bir şeye) hafifçe çarpmak bump (up) against (someone or something) f.
(birine/bir şeye) hafifçe çarpmak bump (up) against someone or something f.
birine hafifçe dokunmak poke at someone f.
birine hafifçe dokunmak prod at someone f.
hafifçe çarpmak brush up against f.
hafifçe geçmek segue into something f.
hafifçe vurmak tap on f.
hafifçe vurmak tap down f.
hafifçe vurmak tap at f.
(hafifçe dokunmak brush up against f.
yanında geçerken hafifçe dokunmak brush past f.
(bir şeyi bir şeyden) hafifçe dokunarak temizlemek dab (something) off of (something) f.
(bir şeyi bir şeye) hafifçe sürmek dab (something) onto (something) f.
(bir şeye) hafifçe dokunmak dab at (something) f.
hafifçe vurmak dab at (something) f.
bir şeyi hafifçe temizlemek dab off f.
bir şeyi hafifçe sürmek dab on f.
(bir şeye) hafifçe dokunmak dab at something f.
hafifçe vurmak dab at something f.
(bir şeyi bir şeyden) hafifçe dokunarak temizlemek dab something off (of) something f.
(bir şeyi bir şeye) hafifçe sürmek dab something on something f.
(bir şeyi bir şeye) hafifçe sürmek dab something to something f.
(bir şeyi bir şeye) hafifçe sürmek dab something on f.
hafifçe vurarak düzleştirmek/yatıştırmak pat down f.
bir şeyi elle hafifçe vurarak düzleştirmek/sıkıştırmak pat something down f.
hafifçe vurarak düzleştirmek/sıkıştırmak/şekil vermek (elle veya düz bir aletle) pat down f.
(kapıya, pencereye) hafifçe vurmak rap at (something) f.
(birinin/bir şeyin bir yerine/bir şeyine) hafifçe/hafif hafif vurmak pat (someone or something) on (something or some place) f.
birinin/bir şeyin bir şeyine hafifçe/hafif hafif vurmak pat someone or something on something f.
(birine/bir şeye bir şeyle) hafifçe vurmak tap (someone or something) with (something) f.
(birine/bir şeye bir şeyle) arka arkaya hafifçe vurmak tap (someone or something) with (something) f.
bir şeye bir şeyle hafifçe vurmak tap something with something f.
bir şeye bir şeyle arka arkaya hafifçe vurmak tap something with something f.
hafifçe vurarak içinden çıkarmak tap out f.
hafifçe vurarak içini boşaltmak tap out f.
bir şeyi hafifçe vurarak temizlemek tap something out f.
(birinin/bir şeyin) bir yerine hafifçe vurmak tap on (someone or something) f.
birinin/bir şeyin bir yerine hafifçe vurmak tap someone or something on something f.
bir şeye hafifçe vurmak tap on something f.
birine/bir şeye hafifçe dokunmak brush (up) against someone or something f.
(birine/bir şeye) hafifçe dokunmak brush against (someone or something) f.
-e hafifçe çarpmak bump against f.
(birine/bir şeye) hafifçe vurmak bump into (someone or something) f.
eliyle yavaşça/hafifçe vurmak clap on f.
-e hafifçe dokunmak dab at f.
'-e hafifçe vurmak dab at f.
hafifçe ıslatmak dampen off f.
hafifçe sulamak dampen off f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden hafifçe vurarak gidermek/temizlemek flick something off someone or something f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden hafifçe vurarak gidermek/temizlemek flick something off f.
(bir şeyi bir şeyle) hafifçe vurmak/çarpmak flick (something) with (something) f.
üstünden hafifçe vurarak gidermek/temizlemek flick off f.
ile hafifçe vurmak/çarpmak flick with f.
-e hafifçe dokunmak prod at f.
(birine/bir şeye) hafifçe dokunmak prod at (someone or something) f.
hafifçe silmek rag off f.
-e hafifçe vurmak rap at f.
(bir şeye) hafifçe vurmak rap at (something) f.
hafifçe geçmek segue into f.
(bir şeye) hafifçe vurmak tap at (something) f.
ile hafifçe vurmak tap with f.
ile arka arkaya hafifçe vurmak tap with f.
Colloquial
hafifçe çömelmiş durumdayken ileri doğru yapılan hoplama/zıplama bunny hop i.
pedallar üzerinde dururken bisikleti hafifçe zıplatma bunny hop i.
hafifçe vurma tunk [dialect] i.
hafifçe vurma tonk [dialect] i.
hafifçe gelen kötü (bir şey) kokusu a whiff of (something) i.
hafifçe çömelmiş durumdayken ileri doğru yapılan hoplamak/zıplamak bunny hop f.
pedallar üzerinde dururken bisikleti hafifçe zıplatmak bunny hop f.
hafifçe vurmak con [uk] f.
Idioms
hafifçe şaha kalkmak beat the dust f.
hafifçe ısıtmak take the chill off f.
(birinin/bir şeyin) yanından hızla hafifçe dokunarak geçmek brush past (someone or something) f.
(bir çocuğun) hafifçe çenesinin altını gıdıklamak/sevmek chuck someone under the chin f.
(bir şeyi/bir yeri) hafifçe ısıtmak take the chill off (of) (something or some place) f.
Technical
hafifçe renklendirme tinging i.
hafifçe emprenye edilmiş polietilen tereftalat tekstil manşon lightly impregnated polyethylene terephthalate textile sleeve i.
sıcak hava fırını dış çerçevesinin hafifçe sivrilen üst kısmı bonnet i.
kusurları test etmek için (bir şeye) çekiçle hafifçe vurmak tunk f.
kusurları test etmek için (bir şeye) çekiçle hafifçe vurmak tonk f.
hafifçe yakmak scorch f.
hafifçe boyamak tincture f.
hafifçe vurmak tip f.
hafifçe yakmak singe f.
hafifçe yakmak sear f.
hafifçe boyamak tinge f.
gölgeleri önlemek için yüz tuğlasına hafifçe meyil vermek hack f.
hafifçe kişnemek wicker f.
(iki yumuşak düz yüzeyi) elle bastırıp hafifçe döndürerek birleştirmek wring together f.
(testerenin dişli noktalarını) hafifçe bükmek set f.
(testerenin dişli noktalarını) hafifçe eğmek set f.
Textile
liflerin hafifçe bükülmesi ve yuvarlanmasıyla oluşturulan tekstil lifi roll i.
(yün yumağı) çekerek hafifçe bükmek slub f.
Dyeing
hafifçe maviye çalan bir gri tonu moonbeam i.
hafifçe maviye çalan bir gri tonu pearl blue i.
hafifçe maviye çalan bir gri tonu granite blue i.
hafifçe renklendirilmemiş untinctured s.
hafifçe boyanmamış untinctured s.
Furniture
hafifçe ovarak mobilya üzerinde gölgeli etki yaratan kimse duller i.
Automotive
hafifçe boyama livery painting i.
hafifçe sallayın shake gently expr.
Marine
denizin hafifçe dalgalanması lipper i.
hafifçe karışmış tip akıntı weakly mixed type current i.
geminin dibini hafifçe ve zarar vermeden karaya dokundurmak touch and go f.
fırtınalı denizlerde bağlantı parçaları hafifçe gevşeyecek şekilde zorla yol almak work f.
Medical
hafifçe çıkık çenelilik mesognathism i.
teşhis amaçlı vücudun bir bölümüne hafifçe vurma plessimetry i.
teşhis amaçlı vücudun bir bölümüne hafifçe vurma pleximetry i.
hafifçe çıkık çeneli mesognathic s.
hafifçe çıkık çeneliliğe ait mesognathous s.
hafifçe çıkık çenelilik ile ilişkili mesognathous s.
terlemeyi hafifçe artıran diapnoic s.
Anatomy
kürek kemiğini omurgaya ve hafifçe yukarı doğru çeken kas rhomboid minor muscle i.
kürek kemiğini omurgaya ve hafifçe yukarı doğru çeken kas lesser rhomboid muscle i.
Pharmaceutics
bağırsakları hafifçe uyaran aperient s.
Printing
hafifçe renklendirilmiş kağıt toned paper i.
daha yumuşak veya bulanık etki için intaglio baskı plakasının mürekkebi hafifçe bulaştıracak şekilde silinmesi retroussage i.
Gastronomy
az tuzla hafifçe salamura edilmiş ve tütsülenmiş somon balığı nova i.
az tuzla hafifçe salamura edilmiş ve tütsülenmiş somon balığı nova lox i.
az tuzla hafifçe salamura edilmiş ve tütsülenmiş somon balığı nova salmon i.
az tuzla hafifçe salamura edilmiş ve tütsülenmiş somon balığı nova scotia lox i.
az tuzla hafifçe salamura edilmiş ve tütsülenmiş somon balığı nova scotia salmon i.
az tuzla hafifçe salamura edilmiş ve tütsülenmiş somon balığı nova style salmon i.
hafifçe una bulama dredging i.
hafifçe sotelenmiş dana etinin soğan sosu ve peynirli beşamel sosuyla fırınlandığı bir yemek escalope de veau orloff i.
hafifçe kahverengileştirilip limon suyu ve maydanoz ile tatlandırılan tereyağı meuniere butter i.
sığır etinin hafifçe tuzlanıp kuruması için asılmış kısmı hung beef i.
hafifçe una bulamak dredge f.
rengini değiştirmek için hafifçe ve yüzeysel bir şekilde yakmak blacken f.
(süt, bira) hafifçe ekşimek blink f.
(sıvıyı) yemeğin üzerine hafifçe dökmek drizzle f.
Geometry
hafifçe bağlı tangential s.
Chemistry
az miktarda başka kimyasal maddeler içermesinden ötürü saflığı hafifçe bozulmuş (madde) technical grade s.
az miktarda başka kimyasal maddeler içermesinden ötürü saflığı hafifçe bozulmuş (kimyevî madde) technical-grade s.
Zoology
hafifçe havaya atlamasıyla bilinen bir güney afrika ceylanı antidorcas euchore i.
hafifçe havaya atlamasıyla bilinen bir güney afrika ceylanı springbuck (antidorcas marsupialis) i.
hafifçe havaya atlamasıyla bilinen bir güney afrika ceylanı springbok i.
Botanic
merkezi eksen etrafında hafifçe dönmek circumnutate f.
uçları hafifçe dışa eğimli lituate s.
hafifçe geriye kıvrık squarrulose s.
Fishery
suya hafifçe atılan yem dap i.
yemi hafifçe suya atarak balık tutmak dap f.
olta mantarını hafifçe suya daldırıp çıkararak balık tutmak dib f.
Sport
(golf, futbol, vb.) topa hafifçe dokunarak kolayca yapılan sayı tap-in i.
krikette sert vuruş yapmak yerine topun hafifçe yönünü değiştirerek yapılan skor nurdle i.
el ve ayakları hafifçe hareket ettirerek su içinde dik durma treading water i.
hem ön hem de arka uçları hafifçe yukarı doğru eğimli olan kar kayağı twin-tip skis i.
hem ön hem de arka uçları hafifçe yukarı doğru eğimli olan kar kayağı twin tips i.
(golfte) topu deliğe sokmak için yokuştan yuvarlanacak şekilde hafifçe vurma downhiller i.
topu yerden hafifçe yükseltecek şekilde tasarlanmış demir golf sopası driving iron i.
topu yerden hafifçe yükseltecek şekilde tasarlanmış demir golf sopası number one iron i.
(teniste, badmintonda) hafifçe vurulduğu için fileyi sıyırıp geçtikten sonra masaya düşen top drop shot i.
(hentbol gibi sporlarda) hafifçe vurulduğu için ön duvara çarptığı gibi yere düşen top drop shot i.
topa hafifçe vurmak tip f.
(körling) buzu hafifçe fırçalamak clean f.
(körling taşını) hafifçe kaydırmak draw f.
(eskrim) kılıcı hafifçe batırmak pink f.
(topu) hafifçe kaldırarak ilerletmek spoon f.
Basketball
ribaunddan dönen topa hafifçe dokunarak sayı yapmak tap in f.
Football
topa kafayla hafifçe vurmak glance f.
topu hafifçe havalandırmak dink f.
Tennis
(topa) filenin dibine düşürüp sayı alacak şekilde hafifçe vurmak dink f.
hafifçe vurmak spoon f.
hafifçe çarpmak spoon f.
Baseball
kaleye giderken topa hafifçe vurma drag bunt i.
Music
(gitarda) sağ elle klavye üzerine hafifçe vurarak notaları çalma finger tapping i.
daha sonra çalınacak notaları önceden hafifçe çalma anticipation i.
nota veya parçanın hafifçe tekrarlanmasına verilen ad echo i.
bir dizi hafifçe kırıp diğer bacağı öne veya arkaya uzatarak yapılan bir salon dansı figürü dip i.
hafifçe ıslık çalmak whiffle f.
bir dizi hafifçe kırıp diğer bacağı öne veya arkaya uzatmak dip f.
çok hafifçe çalarak very softly zf.
Theatre
sahne platformunu seyirci görüş alanından çıkacak şekilde hafifçe büküp yükseltmek trip f.
Photography
fotoğrafa sanatsal etki kazandırmak için görüntüyü oluşturan ışığın bir kısmının hafifçe dağıtılması diffusion i.
Librarianship
el yazması sayfanın kenarına hafifçe yazılmış başlık catch title i.
Mythology
hafifçe ve narince fairily zf.
Bookbindery
deri kenarların sayfaları hafifçe kapattığı bir kitap ciltleme türü yapp i.
deri kenarların sayfaları hafifçe kapattığı bir kitap ciltleme türü yapp [brit] i.
deri kenarların sayfaları hafifçe kapattığı bir kitap ciltleme türü circuit binding i.
deri kenarların sayfaları hafifçe kapattığı bir kitap ciltleme türü yapp binding i.
deri kenarların sayfaları hafifçe kapattığı bir kitap ciltleme türü divinity circuit binding i.
Archaic
hafifçe vurarak sevmek cherish f.
hafifçe parlamak glimpse f.
hafifçe belirmek glint f.
(bir şeye) parmaklarla hafifçe dokunmak paddle f.
Slang
hafifçe uyuşturucunun etkisinde olan blixed s.