|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
güçlü kuvvetli |
sturdy s.
|
|
2 |
Yaygın Kullanım |
hayal gücü kuvvetli |
imaginative s.
|
|
General |
|
3 |
Genel |
kuvvetli bir çeşit mukavva |
tagboard i.
|
|
4 |
Genel |
kuvvetli güneş ışığı |
sunburst i.
|
|
5 |
Genel |
kuvvetli hafıza |
retentive memory i.
|
|
6 |
Genel |
önce kuvvetli sonra yavaş |
forte piano i.
|
|
7 |
Genel |
ağır yük arbasına koşulan kuvvetli beygir |
drayhorse i.
|
|
8 |
Genel |
kuvvetli darbe (kılıç, bıçak vb ile indirilen) |
slash i.
|
|
9 |
Genel |
kuvvetli rüzgar |
gust i.
|
|
10 |
Genel |
kuvvetli vuruş |
swipe i.
|
|
11 |
Genel |
kuvvetli tepki |
revulsion i.
|
|
12 |
Genel |
kesik ve kuvvetli |
staccato i.
|
|
13 |
Genel |
kuvvetli rüzgar |
whole gale i.
|
|
14 |
Genel |
kuvvetli fırtına |
violent storm i.
|
|
15 |
Genel |
kuvvetli darbe |
bash i.
|
|
16 |
Genel |
kuvvetli sav |
trenchant argument i.
|
|
17 |
Genel |
kuvvetli bir duyguya kapılma |
transports i.
|
|
18 |
Genel |
kuvvetli çekiş |
tug i.
|
|
19 |
Genel |
kuvvetli dozda bir ilaç |
stiff dose of i.
|
|
20 |
Genel |
kuvvetli rüzgar |
gale i.
|
|
21 |
Genel |
kuvvetli bir darbenin sesi |
wham i.
|
|
22 |
Genel |
kaya gibi kuvvetli şey |
rock i.
|
|
23 |
Genel |
kuvvetli inanç |
strong belief i.
|
|
24 |
Genel |
kuvvetli akıntı |
violent stream i.
|
|
25 |
Genel |
koku (kuvvetli ve hoş) |
aroma i.
|
|
26 |
Genel |
daha kuvvetli geliş |
grow stronger i.
|
|
27 |
Genel |
kuvvetli darbe |
wham i.
|
|
28 |
Genel |
onun kuvvetli tarafı |
his strong point i.
|
|
29 |
Genel |
daha kuvvetli bir ışık altında mum ışığının görülememesi durumu |
shadowing i.
|
|
30 |
Genel |
kuvvetli delil |
strong evidence i.
|
|
31 |
Genel |
kuvvetli ışık |
intense light i.
|
|
32 |
Genel |
güney afrika'da görülen kuvvetli güneydoğu rüzgarı |
cape doctor i.
|
|
33 |
Genel |
kuvvetli arzu |
earnest desire i.
|
|
34 |
Genel |
kuvvetli darbe |
swipe i.
|
|
35 |
Genel |
çenesi kuvvetli |
spouter i.
|
|
36 |
Genel |
çenesi kuvvetli |
chatterbox i.
|
|
37 |
Genel |
çenesi kuvvetli |
chatterer i.
|
|
38 |
Genel |
çenesi kuvvetli |
prater i.
|
|
39 |
Genel |
çenesi kuvvetli |
magpie i.
|
|
40 |
Genel |
çenesi kuvvetli |
babbler i.
|
|
41 |
Genel |
hayal gücü kuvvetli insan |
imaginist i.
|
|
42 |
Genel |
kuvvetli eller |
strong hands i.
|
|
43 |
Genel |
kuvvetli şüphe |
strong doubt i.
|
|
44 |
Genel |
kuvvetli zeka |
cerebricity i.
|
|
45 |
Genel |
kuvvetli destek |
ringing endorsement i.
|
|
46 |
Genel |
ızgara yüzeyindeki kömürü düzelten küçük ve kuvvetli bir alet |
firing hoe i.
|
|
47 |
Genel |
kuvvetli iştah |
twist [brit] i.
|
|
48 |
Genel |
kuvvetli kanaat |
article of faith i.
|
|
49 |
Genel |
işitsel belleği kuvvetli kimse |
auditive i.
|
|
50 |
Genel |
kuvvetli darbe |
zap i.
|
|
51 |
Genel |
bıçakla yapılan kuvvetli darbe |
knife thrust i.
|
|
52 |
Genel |
keskin ve sivri bir araçla yapılan kuvvetli darbe |
knife thrust i.
|
|
53 |
Genel |
kuvvetli ve cesur kadın |
virago i.
|
|
54 |
Genel |
görsel belleği kuvvetli kimse |
visualizer i.
|
|
55 |
Genel |
görsel belleği kuvvetli kimse |
visualiser i.
|
|
56 |
Genel |
kuvvetli arzu |
vote i.
|
|
57 |
Genel |
kuvvetli rüzgar |
waff i.
|
|
58 |
Genel |
kuvvetli darbe |
whap i.
|
|
59 |
Genel |
kuvvetli darbe |
whop i.
|
|
60 |
Genel |
kuvvetli kimse |
hard rock i.
|
|
61 |
Genel |
kuvvetli kimse |
mighty i.
|
|
62 |
Genel |
düşük kuvvetli şey |
faint i.
|
|
63 |
Genel |
kuvvetli bira |
hummingale i.
|
|
64 |
Genel |
kuvvetli fiziksel yatkınlık |
desire i.
|
|
65 |
Genel |
kuvvetli yakınlık hissi |
oneness i.
|
|
66 |
Genel |
kuvvetli şüphe |
strong suspicion i.
|
|
67 |
Genel |
hayal gücü kuvvetli kimse |
fancier i.
|
|
68 |
Genel |
kuvvetli yazım üslubu |
penmanship i.
|
|
69 |
Genel |
kuvvetli kimse |
samson i.
|
|
70 |
Genel |
kuvvetli arzu |
flame i.
|
|
71 |
Genel |
kuvvetli olma |
puissantness i.
|
|
72 |
Genel |
kuvvetli darbe |
scat [dialect] i.
|
|
73 |
Genel |
kuvvetli darbe |
smash i.
|
|
74 |
Genel |
güçlü kuvvetli insan |
bear cat i.
|
|
75 |
Genel |
kuvvetli güneş ışığı yayılması |
sunshine [obsolete] i.
|
|
76 |
Genel |
çok kuvvetli kimse |
superheavyweight i.
|
|
77 |
Genel |
kuvvetli adımlarla yürümek |
tramp f.
|
|
78 |
Genel |
kırmak (kuvvetli bir darbeyle) |
smash in f.
|
|
79 |
Genel |
iletişimi kuvvetli olmak |
have strong communication skills f.
|
|
80 |
Genel |
kuvvetli (hafıza) |
retentive s.
|
|
81 |
Genel |
güçlü kuvvetli |
beefy s.
|
|
82 |
Genel |
çok kuvvetli |
overwhelming s.
|
|
83 |
Genel |
en kuvvetli |
strongest s.
|
|
84 |
Genel |
çok kuvvetli (bir neden) |
overpowering s.
|
|
85 |
Genel |
iradesi kuvvetli |
strong minded s.
|
|
86 |
Genel |
kuvvetli ve hoş (koku) |
aromatic s.
|
|
87 |
Genel |
yumruğu kuvvetli |
hardfisted s.
|
|
88 |
Genel |
sezgileri kuvvetli |
perceptive s.
|
|
89 |
Genel |
kuvvetli çekişi olamayan |
tugless s.
|
|
90 |
Genel |
çok kuvvetli (bağ) |
tenacious s.
|
|
91 |
Genel |
kuvvetli (darbe) |
lusty s.
|
|
92 |
Genel |
kuvvetli (yağmur/rüzgar/fırtına) |
heavy s.
|
|
93 |
Genel |
hayal gücü kuvvetli |
imaginative s.
|
|
94 |
Genel |
daha kuvvetli |
stronger s.
|
|
95 |
Genel |
kuvvetli (kanıt) |
strong s.
|
|
96 |
Genel |
arkası kuvvetli |
heavyweight s.
|
|
97 |
Genel |
güçlü kuvvetli |
hardy s.
|
|
98 |
Genel |
herkül gibi kuvvetli |
herculean s.
|
|
99 |
Genel |
güçlü kuvvetli |
strapping s.
|
|
100 |
Genel |
güçlü kuvvetli |
burly s.
|
|
101 |
Genel |
dolgun ve kuvvetli (ses) |
rotund s.
|
|
102 |
Genel |
çok kuvvetli |
fortissimo s.
|
|
103 |
Genel |
güçlü kuvvetli (kimse) |
stalwart s.
|
|
104 |
Genel |
çok kuvvetli |
sledgehammer s.
|
|
105 |
Genel |
daha kuvvetli |
superior s.
|
|
106 |
Genel |
kuvvetli ve hoş kokusu olan |
aromatic s.
|
|
107 |
Genel |
çok kuvvetli |
overpowering s.
|
|
108 |
Genel |
kuvvetli (bir şey) |
smart s.
|
|
109 |
Genel |
düşük kuvvetli |
low power s.
|
|
110 |
Genel |
çok kuvvetli |
irresistible s.
|
|
111 |
Genel |
güçlü kuvvetli |
hefty s.
|
|
112 |
Genel |
çok kuvvetli (his) |
uncontainable s.
|
|
113 |
Genel |
güçlü kuvvetli |
able-bodied s.
|
|
114 |
Genel |
güçlü kuvvetli |
red-blooded s.
|
|
115 |
Genel |
iradesi kuvvetli |
strong-minded s.
|
|
116 |
Genel |
iradesi kuvvetli |
strong-willed s.
|
|
117 |
Genel |
kuvvetli yönleri olan |
compelling s.
|
|
118 |
Genel |
kuvvetli (hafıza) |
recollective s.
|
|
119 |
Genel |
sezgileri kuvvetli |
needle-sharp s.
|
|
120 |
Genel |
işitsel belleği kuvvetli |
auditory s.
|
|
121 |
Genel |
aşırı kuvvetli |
ultrapowerful s.
|
|
122 |
Genel |
çok kuvvetli |
energic s.
|
|
123 |
Genel |
görüşü kuvvetli |
eye-minded s.
|
|
124 |
Genel |
çok kuvvetli |
big s.
|
|
125 |
Genel |
çok kuvvetli |
big s.
|
|
126 |
Genel |
kuvvetli rüzgara maruz bırakılan |
blasty s.
|
|
127 |
Genel |
kuvvetli rüzgarlı |
blasty s.
|
|
128 |
Genel |
dinç ve kuvvetli |
hard s.
|
|
129 |
Genel |
kuvvetli bir şekilde vurulmuş |
hard-hit s.
|
|
130 |
Genel |
fazla kuvvetli |
hell-for-leather s.
|
|
131 |
Genel |
oldukça kuvvetli |
herculean s.
|
|
132 |
Genel |
oldukça kuvvetli |
high-voltage s.
|
|
133 |
Genel |
çok kuvvetli |
mortal s.
|
|
134 |
Genel |
çok kuvvetli |
bull s.
|
|
135 |
Genel |
kuvvetli bir güçten etkilenen |
obsessed s.
|
|
136 |
Genel |
kuvvetli bir güç tarafından kontrol edilen |
obsessed s.
|
|
137 |
Genel |
aşırı kuvvetli |
overlusty s.
|
|
138 |
Genel |
aşırı kuvvetli |
overmighty s.
|
|
139 |
Genel |
fazla kuvvetli |
overpotent s.
|
|
140 |
Genel |
çok kuvvetli |
overpowered s.
|
|
141 |
Genel |
çok kuvvetli |
overstrong s.
|
|
142 |
Genel |
güçlü kuvvetli |
robustious s.
|
|
143 |
Genel |
güçlü kuvvetli |
rugged s.
|
|
144 |
Genel |
iletişimi kuvvetli |
communicatory s.
|
|
145 |
Genel |
zihni kuvvetli |
ingenious [obsolete] s.
|
|
146 |
Genel |
dorlar gibi kuvvetli olan |
doric s.
|
|
147 |
Genel |
güçlü kuvvetli |
feirie [scotland] s.
|
|
148 |
Genel |
ani kuvvetli rüzgarlar içeren |
flawy s.
|
|
149 |
Genel |
çok kuvvetli |
shattering s.
|
|
150 |
Genel |
kuvvetli darbeler indiren |
slashing s.
|
|
151 |
Genel |
fazla kuvvetli |
supervirile s.
|
|
152 |
Genel |
kuvvetli bir biçimde |
forcibly zf.
|
|
153 |
Genel |
daha kuvvetli bir şekilde |
superiorily zf.
|
|
154 |
Genel |
daha kuvvetli bir sebebten |
a fortiori zf.
|
|
155 |
Genel |
kuvvetli inançla |
pietistically zf.
|
|
156 |
Genel |
çok kuvvetli bir biçimde |
overwhelmingly zf.
|
|
157 |
Genel |
kuvvetli bir şekilde |
sappily zf.
|
|
158 |
Genel |
daha kuvvetli bir sebepten |
a fortiori zf.
|
|
159 |
Genel |
kuvvetli olarak |
doughtily zf.
|
|
160 |
Genel |
kuvvetli bir şekilde |
acutely zf.
|
|
161 |
Genel |
kuvvetli bir darbeyle |
wham zf.
|
|
162 |
Genel |
kuvvetli bir şekilde |
stanchly zf.
|
|
Phrasals |
|
163 |
Öbek Fiiller |
kuvvetli savunmalarla (karşı tarafı) susturmak |
threap down [scottish] f.
|
|
164 |
Öbek Fiiller |
kuvvetli bir şekilde kırmak |
bust up f.
|
|
Colloquial |
|
165 |
Konuşma Dili |
kuvvetli/yoğun bir uyuşturucu kafası |
joyride i.
|
|
166 |
Konuşma Dili |
kuvvetli/yoğun bir uyuşturucu kafası |
joy ride i.
|
|
167 |
Konuşma Dili |
(bir şeyi) çok kuvvetli bir şekilde yapmak |
let (something) rip f.
|
|
168 |
Konuşma Dili |
çok kuvvetli bir şekilde yapmak |
let her rip f.
|
|
169 |
Konuşma Dili |
çok kuvvetli bir şekilde yapmak |
let it rip f.
|
|
170 |
Konuşma Dili |
çekebildiğin kadar kuvvetli bir şekilde çek |
pull as hard as you possibly can expr.
|
|
171 |
Konuşma Dili |
çok kuvvetli |
something fierce expr.
|
|
Idioms |
|
172 |
Deyim |
güçlü kuvvetli herkes |
all able-bodied people i.
|
|
173 |
Deyim |
çenesi kuvvetli |
firm jaw i.
|
|
174 |
Deyim |
en güçlü/kuvvetli aday |
shoo-in i.
|
|
175 |
Deyim |
en güçlü/kuvvetli aday |
a shoo-in i.
|
|
176 |
Deyim |
güçlü/kuvvetli kimse |
an iron man i.
|
|
177 |
Deyim |
kalemi kuvvetli |
(someone) who writes well i.
|
|
178 |
Deyim |
güçlü kuvvetli adam |
powerhouse i.
|
|
179 |
Deyim |
iri yarı kuvvetli adam |
powerhouse i.
|
|
180 |
Deyim |
birinin kuvvetli noktası olmak |
be somebody's strong point f.
|
|
181 |
Deyim |
bir şeyi daha güçlü/kuvvetli/gür hale getirmek/yapmak |
put balls on something f.
|
|
182 |
Deyim |
birinin kuvvetli noktası olmak |
be somebody's strong suit f.
|
|
183 |
Deyim |
algıları kuvvetli olmak |
look through a millstone f.
|
|
184 |
Deyim |
iç görüsü kuvvetli olmak |
look through a millstone f.
|
|
185 |
Deyim |
sezgileri kuvvetli olmak |
look through a millstone f.
|
|
186 |
Deyim |
güçlü kuvvetli olmak |
be (as) hard as nails f.
|
|
187 |
Deyim |
güçlü kuvvetli olmak |
be (as) solid as a rock f.
|
|
188 |
Deyim |
güçlü kuvvetli olmak |
be (as) sound as a dollar f.
|
|
189 |
Deyim |
güçlü kuvvetli olmak |
be (as) tough as nails f.
|
|
190 |
Deyim |
güçlü kuvvetli olmak |
be (as) tough as old boots f.
|
|
191 |
Deyim |
güçlü kuvvetli olmak |
be (as) tough as shoe leather f.
|
|
192 |
Deyim |
(birinin) kuvvetli noktası olmak |
be (someone's) strong suit f.
|
|
193 |
Deyim |
en güçlü/kuvvetli aday olmak |
be a shoo-in f.
|
|
194 |
Deyim |
kuvvetli/güçlü olduğu nokta olmak |
be your strong point f.
|
|
195 |
Deyim |
kuvvetli yönü/tarafı olmak |
be your strong point f.
|
|
196 |
Deyim |
kuvvetli/güçlü olduğu nokta olmak |
be your strong suit f.
|
|
197 |
Deyim |
kuvvetli yönü/tarafı olmak |
be your strong suit f.
|
|
198 |
Deyim |
çok kuvvetli |
plenty rugged s.
|
|
199 |
Deyim |
güçlü kuvvetli |
built like a tank s.
|
|
200 |
Deyim |
kaya gibi kuvvetli |
built like a tank s.
|
|
201 |
Deyim |
ciğeri kuvvetli |
leather-lunged s.
|
|
202 |
Deyim |
(bir şey) çok kuvvetli |
you could cut (something) with a knife expr.
|
|
Trade/Economic |
|
203 |
Ticaret/Ekonomi |
kuru yükselme eğilimi gösteren kuvvetli para birimi |
hard currency i.
|
|
204 |
Ticaret/Ekonomi |
kuvvetli yönler |
strengths i.
|
|
205 |
Ticaret/Ekonomi |
kuvvetli sermaye |
capital leverage i.
|
|
206 |
Ticaret/Ekonomi |
satınalma eğiliminden kuvvetli olduğu piyasa |
weak market i.
|
|
Law |
|
207 |
Hukuk |
kuvvetli karine |
violent presumption i.
|
|
208 |
Hukuk |
kuvvetli ihtimal |
presumption of fact i.
|
|
Politics |
|
209 |
Siyasal |
kuvvetli bir devletin güçsüz bir devleti silah kullanmadan nüfuzu altına alması |
peaceful penetration i.
|
|
Technical |
|
210 |
Teknik |
metalin içinden geçen kuvvetli bir akımın meydana getirdiği ısı ile yapılan elektrikli kaynak işlemi |
thomson process i.
|
|
211 |
Teknik |
çift kuvvetli basgaç |
toggle-joint press i.
|
|
212 |
Teknik |
çift kuvvetli basgaç |
knuckle press i.
|
|
213 |
Teknik |
çift kuvvetli basgaç |
toggle press i.
|
|
214 |
Teknik |
düşük kuvvetli mastar |
low force gauge i.
|
|
215 |
Teknik |
kuvvetli akım |
high current i.
|
|
216 |
Teknik |
kuvvetli alkalin yağ |
strong alkaline oil i.
|
|
217 |
Teknik |
kuvvetli lehim |
hard solder i.
|
|
218 |
Teknik |
kuvvetli asit |
strong acid i.
|
|
219 |
Teknik |
kuvvetli patlayıcı madde |
block buster i.
|
|
220 |
Teknik |
kuvvetli mineral asitlerle dağlanarak makroskopik muayene |
macroscopic examination by etching with strong mineral acids i.
|
|
221 |
Teknik |
kuvvetli ışıtan |
transilluminator i.
|
|
222 |
Teknik |
kuvvetli inorganik asitler |
mineral acids i.
|
|
223 |
Teknik |
kuvvetli patlayıcı madde |
high explosive i.
|
|
224 |
Teknik |
kuvvetli elektrolit |
strong electrolyte i.
|
|
225 |
Teknik |
kuvvetli ışıkla aydınlatma |
transillumination i.
|
|
226 |
Teknik |
kuvvetli akım |
high-tension current i.
|
|
227 |
Teknik |
kuvvetli rüzgar |
high winds i.
|
|
228 |
Teknik |
kuvvetli akım |
power current i.
|
|
229 |
Teknik |
kuvvetli sıçrama |
strong jump i.
|
|
230 |
Teknik |
merkezkaç kuvvetli hız regülatörü |
flyweight speed governor i.
|
|
231 |
Teknik |
pikrik asit ile yapılan kuvvetli bir patlayıcı madde |
maximite i.
|
|
232 |
Teknik |
son derece kuvvetli bir yapıştırıcı |
loctite i.
|
|
233 |
Teknik |
kuvvetli sosyal beceri gerektiren işler |
emotional labour i.
|
|
234 |
Teknik |
(buharlı lokomotif) bacadan yukarıya doğru yönlendirilen kuvvetli buhar akışı |
blast i.
|
|
235 |
Teknik |
genelde ksenonla dolu olup yüksek voltajlı elektrik sinyali ile ateşlendiğinde kısa ve kuvvetli ışık parlaması oluşturan boşalım borusu |
flash tube i.
|
|
236 |
Teknik |
kuvvetli veya dayanıklı yapmak |
consolidate f.
|
|
237 |
Teknik |
çok kuvvetli |
extra strong s.
|
|
238 |
Teknik |
düşük kuvvetli |
low-power s.
|
|
239 |
Teknik |
kuvvetli olmayan |
feeble s.
|
|
240 |
Teknik |
(kristal bilimi) çift kırma kuvvetli |
idiocyclophanous s.
|
|
Construction |
|
241 |
İnşaat |
kuvvetli tuğla |
engineering brick i.
|
|
Lighting |
|
242 |
Aydınlatma |
kuvvetli ışık üreten ve film yapımında kullanılan güçlü bir karbon elektrik ark lambası |
klieg light i.
|
|
243 |
Aydınlatma |
çok kuvvetli bir ışık yayan aydınlatıcı |
light cannon i.
|
|
244 |
Aydınlatma |
kireci ısıtarak elde edilen kuvvetli ışık |
lime light i.
|
|
Automotive |
|
245 |
Otomotiv |
kuvvetli alkalin yağ |
strong alkaline oil i.
|
|
Marine |
|
246 |
Denizcilik |
kuvvetli fırtına |
storm i.
|
|
247 |
Denizcilik |
kuvvetli rüzgar |
strong breeze i.
|
|
248 |
Denizcilik |
üst kısmı kuvvetli rüzgarla ileriye doğru itilen derin deniz dalgası |
comber i.
|
|
Mining |
|
249 |
Maden |
kuvvetli ışık altında bakıldığında kızıl yansımalar görülen, yarı saydam ve mavimsi beyaz (taş) |
girasol s.
|
|
250 |
Maden |
kuvvetli ışık altında bakıldığında kızıl yansımalar görülen, yarı saydam ve mavimsi beyaz (taş) |
girasole s.
|
|
251 |
Maden |
kuvvetli ışık altında bakıldığında kızıl yansımalar görülen, yarı saydam ve mavimsi beyaz (taş) |
girosol s.
|
|
252 |
Maden |
(kristal bilimi) çift kırma kuvvetli |
idiophanous s.
|
|
Medical |
|
253 |
Medikal |
kasların kuvvetli olması |
somatotonia i.
|
|
254 |
Medikal |
kuvvetli mitojen |
potent mitogen i.
|
|
255 |
Medikal |
sempatik sinir sisteminin kuvvetli olması |
sympathicotonia i.
|
|
256 |
Medikal |
bazı omurgalıların merkezi sinir sistemini ve bazı embriyoları çevreleyen kuvvetli bir bağdokudan oluşan kılıf |
primitive meninx i.
|
|
257 |
Medikal |
tıpta faydalanılan ve hayvan yemi olarak kullanılan kuvvetli bir östrojen |
diethylstilboestrol i.
|
|
258 |
Medikal |
tıpta faydalanılan ve hayvan yemi olarak kullanılan kuvvetli bir östrojen |
des i.
|
|
259 |
Medikal |
tıpta faydalanılan ve hayvan yemi olarak kullanılan kuvvetli bir östrojen |
diethylstilbesterol i.
|
|
260 |
Medikal |
fazla kuvvetli olma |
sthenia i.
|
|
261 |
Medikal |
tıpta faydalanılan ve hayvan yemi olarak kullanılan kuvvetli bir östrojen |
des (diethylstilboestrol) kısalt.
|
|
Psychology |
|
262 |
Psikoloji |
işitsel belleği kuvvetli kimse |
audile i.
|
|
263 |
Psikoloji |
işitsel hafızası kuvvetli |
ear-minded s.
|
|
264 |
Psikoloji |
işitsel belleği kuvvetli kimselere ait |
audile s.
|
|
265 |
Psikoloji |
işitsel belleği kuvvetli kimselerle ilgili |
audile s.
|
|
Physiology |
|
266 |
Fizyoloji |
işitme duyusu kuvvetli |
ear-minded s.
|
|
267 |
Fizyoloji |
işitme hafızası kuvvetli |
ear-minded s.
|
|
Pharmaceutics |
|
268 |
Eczacılık |
etkisi kuvvetli tıbbi madde |
drastic i.
|
|
Gastronomy |
|
269 |
Mutfak |
marsanne üzümünden yapılan kuvvetli bir beyaz şarap |
marsanne i.
|
|
Math |
|
270 |
Matematik |
sıfır kuvvetli matris |
nilpotent matrix i.
|
|
271 |
Matematik |
sıfır kuvvetli |
nilpotent s.
|
|
Logic |
|
272 |
Mantık |
(tartışma veya anlaşmazlıkta) kuvvetli yön |
logic i.
|
|
Statistics |
|
273 |
İstatistik |
en kuvvetli kritik saha |
most powerful critical region i.
|
|
274 |
İstatistik |
en kuvvetli test |
most powerful test i.
|
|
Physics |
|
275 |
Fizik |
atomsal kuvvetli ses mikroskopisi |
atomic force acoustic microscopy i.
|
|
Chemistry |
|
276 |
Kimya |
dinamit benzeri maddelerde ve roket iticilerde kullanılan kuvvetli bir patlayıcı sıvı |
nitroglycerin i.
|
|
277 |
Kimya |
dinamit benzeri maddelerde ve roket iticilerde kullanılan kuvvetli bir patlayıcı sıvı |
nitroglycerine i.
|
|
278 |
Kimya |
dinamit benzeri maddelerde, roket iticilerde ve damar genişleten ilaçlarda kullanılan kuvvetli bir patlayıcı sıvı |
nitroleum i.
|
|
279 |
Kimya |
dinamit benzeri maddelerde, roket iticilerde ve damar genişleten ilaçlarda kullanılan kuvvetli bir patlayıcı sıvı |
nitrospan i.
|
|
280 |
Kimya |
asetik asidin klorlanması ile elde edilen kuvvetli bir asit |
trichloracetic acid i.
|
|
281 |
Kimya |
asetik asidin klorlanması ile elde edilen kuvvetli bir asit |
trichloroacetic acid i.
|
|
282 |
Kimya |
asetik asidin klorlanması ile elde edilen kuvvetli bir asit |
trichloracetic acid i.
|
|
283 |
Kimya |
dinamit benzeri maddelerde, roket iticilerde ve damar genişleten ilaçlarda kullanılan kuvvetli bir patlayıcı sıvı |
trinitroglycerin i.
|
|
284 |
Kimya |
dinamit benzeri maddelerde, roket iticilerde ve damar genişleten ilaçlarda kullanılan kuvvetli bir patlayıcı sıvı |
nitrostat® i.
|
|
285 |
Kimya |
dinamit benzeri maddelerde, roket iticilerde ve damar genişleten ilaçlarda kullanılan kuvvetli bir patlayıcı sıvı |
glyceryl trinitrate i.
|
|
286 |
Kimya |
dinamit benzeri maddelerde, roket iticilerde ve damar genişleten ilaçlarda kullanılan kuvvetli bir patlayıcı sıvı |
trinitroglycerine i.
|
|
287 |
Kimya |
kuvvetli asit |
strong acid i.
|
|
288 |
Kimya |
kuvvetli patlayıcı madde |
trotyl i.
|
|
289 |
Kimya |
bağları kuvvetli veya son derece stabil olan atom çekirdeklerinin nötron veya proton sayıları |
magic number i.
|
|
290 |
Kimya |
sakızağacının çözünmez kalıntısından elde edilen kauçuğa benzer beyaz, amorf ve kuvvetli bir madde |
masticin i.
|
|
291 |
Kimya |
pil, kibrit yapımında kullanılan, kristal veya toz halinde olabilen, siyahımsı renkte kuvvetli bir yükseltgen madde |
manganese dioxide i.
|
|
292 |
Kimya |
pikrik asitten elde edilen bal rengi kuvvetli bir patlayıcı madde |
melenite i.
|
|
293 |
Kimya |
bitki öldürücü ve kurutucu olarak kullanılan kuvvetli fakat kısa ömürlü bir ilaç |
diquat i.
|
|
294 |
Kimya |
tıpta faydalanılan ve hayvan yemi olarak kullanılan kuvvetli bir östrojen |
des (diethylstilbestrol) kısalt.
|
|
Astronomy |
|
295 |
Gökbilim |
yerçekimi alanındaki büyük bir gelgit dalgasının neden olduğu dikey ve yatay nesnelerin kuvvetli bir şekilde gerilmesi |
noodle effect i.
|
|
296 |
Gökbilim |
yerçekimi alanındaki büyük bir gelgit dalgasının neden olduğu dikey ve yatay nesnelerin kuvvetli bir şekilde gerilmesi |
spaghettification i.
|
|
297 |
Gökbilim |
4-10 milyar ışık yılı uzaktaki kuvvetli radyo dalgaları yayan gök cisimleri |
quasars i.
|
|
298 |
Gökbilim |
çok güçlü bir manyetik alan tarafından şekillendirilen aşırı kuvvetli plazma çıkışı |
relativistic blade i.
|
|
299 |
Gökbilim |
nebulayı oluşturan küçük yıldızları kuvvetli bir teleskopla görüntülemek |
resolve a nebula f.
|
|
Zoology |
|
300 |
Zooloji |
tibet ve butan ülkerine özgü, küçük ve kuvvetli bir midilli |
tangun i.
|
|
Botanic |
|
301 |
Botanik |
kuvvetli çok yıllık bitki |
hardy perennial i.
|
|
302 |
Botanik |
ağaç gövdesindeki halkalarda kuvvetli rüzgarların neden olduğu boşluk |
anemosis i.
|
|
303 |
Botanik |
marihuananın kuvvetli bir çeşidi |
mexican green i.
|
|
Tobacco |
|
304 |
Tütün |
kuvvetli nesic |
rother strong bodied i.
|
|
Forestry |
|
305 |
Ormancılık |
odundaki yaş halkaları arasında kuvvetli rüzgar nedeniyle oluşan çatlak |
wind shake i.
|
|
306 |
Ormancılık |
odundaki yaş halkaları arasında kuvvetli rüzgar nedeniyle oluşan çatlak |
windshake i.
|
|
307 |
Ormancılık |
odundaki yaş halkaları arasında kuvvetli rüzgar nedeniyle oluşan çatlak |
wind shock i.
|
|
Education |
|
308 |
Eğitim |
kuvvetli akım tesisatı |
heavy current installations i.
|
|
Linguistics |
|
309 |
Dilbilim |
kuvvetli olmayan bir sesle telaffuz edilen ünsüz harf |
media i.
|
|
Environment |
|
310 |
Çevre |
kuvvetli yer hareketi |
strong motion i.
|
|
311 |
Çevre |
kuvvetli rüzgar afeti |
strong wind disaster i.
|
|
312 |
Çevre |
kuvvetli deprem |
strong earthquake i.
|
|
313 |
Çevre |
kuvvetli yer hareketi kaydı |
strong motion record i.
|
|
314 |
Çevre |
kuvvetli deprem hareketini gözleme |
observation of strong earthquake motion i.
|
|
315 |
Çevre |
kuvvetli yer hareketi kayıtçısı |
strong motion seismograph i.
|
|
Geography |
|
316 |
Coğrafya |
orta asya'da esen kuvvetli ve boğucu rüzgar |
tebbad i.
|
|
317 |
Coğrafya |
kuvvetli fırtına |
strong gale i.
|
|
318 |
Coğrafya |
kuvvetli rüzgar |
gale i.
|
|
319 |
Coğrafya |
sahara çölünden gelen kuvvetli ve sıcak rüzgar |
samiel i.
|
|
320 |
Coğrafya |
kuvvetli rüzgar |
rig [dialect] [uk] i.
|
|
Meteorology |
|
321 |
Meteoroloji |
orta asya'da esen kuvvetli ve boğucu rüzgar |
tebbad i.
|
|
322 |
Meteoroloji |
kuzeybatıdan esen kuvvetli rüzgar |
nor'wester i.
|
|
323 |
Meteoroloji |
ani kuvvetli yağmur |
rain gush i.
|
|
324 |
Meteoroloji |
kuvvetli rüzgar |
high wind i.
|
|
325 |
Meteoroloji |
kuvvetli fırtına |
strong gale i.
|
|
326 |
Meteoroloji |
kuvvetli oraj |
severe thunderstorm i.
|
|
327 |
Meteoroloji |
kuvvetli türbülans |
heavy turbulence i.
|
|
328 |
Meteoroloji |
ulusal kuvvetli fırtına laboratuvarı |
national severe storm laboratory i.
|
|
329 |
Meteoroloji |
ulusal kuvvetli fırtına tahmin merkezi |
national severe storm forecast center i.
|
|
330 |
Meteoroloji |
doğudan esen kuvvetli rüzgar |
easter i.
|
|
331 |
Meteoroloji |
kuvvetli rüzgar |
mackerel breeze i.
|
|
332 |
Meteoroloji |
ani ve kuvvetli rüzgar |
windflaw i.
|
|
333 |
Meteoroloji |
kuvvetli rüzgar |
rig [obsolete] i.
|
|
334 |
Meteoroloji |
sert ve kuvvetli (rüzgar, yağmur) |
driving s.
|
|
Geology |
|
335 |
Jeoloji |
kuvvetli hareket kayıtları |
strong motion records i.
|
|
336 |
Jeoloji |
sismo-tektonik ve kuvvetli yer hareket özellikleri |
seismo-tectonic and strong motion characteristics i.
|
|
Military |
|
337 |
Askeri |
düşman radarında parazit yapan kuvvetli bir radar vericisi |
tuba i.
|
|
338 |
Askeri |
hassas kuvvetli patlayıcı |
primary high explosive i.
|
|
339 |
Askeri |
kuvvetli bir patlayıcı |
tnt i.
|
|
340 |
Askeri |
kuvvetli patlayıcı madde |
high explosive i.
|
|
341 |
Askeri |
kuvvetli bir askeri güç ile zayıf bir gerilla gücü arasındaki savaş |
asymmetrical warfare i.
|
|
342 |
Askeri |
kuvvetli bir askeri güç ile zayıf bir gerilla gücü arasındaki savaş |
asymmetric warfare i.
|
|
343 |
Askeri |
pikrik asitten elde edilen bal rengi kuvvetli bir patlayıcı madde |
melinite i.
|
|
344 |
Askeri |
kuvvetli savunma avantajına sahip bir konuma yerleşmek |
trench f.
|
|
Hunting |
|
345 |
Silah/Atıcılık |
kuvvetli bir silindirik kestane fişeği |
m-80 i.
|
|
Sport |
|
346 |
Spor |
beysbol, softbol ya da krikette vuruşları çok kuvvetli olan ve uzağa giden oyuncu |
power hitter i.
|
|
347 |
Spor |
kuvvetli vurucu |
power hitter i.
|
|
348 |
Spor |
yumruğu kuvvetli (boksör) |
ringwise s.
|
|
Card |
|
349 |
İskambil |
(pokerde) eli kuvvetli olup tuzağa çekme amaçlı pasif oynayan kimse |
sandbagger i.
|
|
Music |
|
350 |
Müzik |
(müzik yönergesi olarak) kuvvetli |
stark s.
|
|
351 |
Müzik |
çok kuvvetli çalarak |
very loudly zf.
|
|
352 |
Müzik |
çok kuvvetli çalarak |
fortissimo zf.
|
|
353 |
Müzik |
daha kuvvetli bir şekilde |
stark zf.
|
|
Archaic |
|
354 |
Eski Kullanım |
kuvvetli rüzgar |
noser i.
|
|
355 |
Eski Kullanım |
kuvvetli ateş |
bale i.
|
|
356 |
Eski Kullanım |
kuvvetli mücadele |
contention i.
|
|
Slang |
|
357 |
Argo |
(skank gibi) kuvvetli ot |
chronic i.
|
|
358 |
Argo |
kuvvetli kimse |
iron man i.
|
|
359 |
Argo |
kuvvetli kimse |
ironman i.
|
|
360 |
Argo |
kuvvetli adımlarla yürümek |
trampoose [obsolete] f.
|
|
361 |
Argo |
kaya gibi kuvvetli olmak |
be built like a brick shithouse f.
|
|
362 |
Argo |
kuvvetli (içki vb) |
kick s.
|
|
363 |
Argo |
güçlü kuvvetli |
built like a brick outhouse s.
|
|
364 |
Argo |
kaya gibi kuvvetli |
built like a brick outhouse s.
|
|
365 |
Argo |
güçlü kuvvetli |
built like a brick shithouse s.
|
|
366 |
Argo |
kaya gibi kuvvetli |
built like a brick shithouse s.
|
|
Star Wars |
|
367 |
Star Wars |
kuvvetli üs |
resolute base i.
|
|