Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
make
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"make"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 279 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
make
f.
yapmak
2
Yaygın Kullanım
make
f.
etmek
General
3
Genel
make
i.
verim
4
Genel
make
i.
biçim
5
Genel
make
i.
şekil
6
Genel
make
i.
yapılış şekli
7
Genel
make
i.
randıman
8
Genel
make
i.
mamulat
9
Genel
make
i.
yapılış
10
Genel
make
i.
yapım
11
Genel
make
i.
üretim
12
Genel
make
i.
marka
13
Genel
make
i.
yapı
14
Genel
make
i.
cins
15
Genel
make
i.
huy
16
Genel
make
i.
tabiat
17
Genel
make
i.
karakter
18
Genel
make
i.
yaratılış
19
Genel
make
i.
yapma
20
Genel
make
i.
imal etme
21
Genel
make
i.
verim
22
Genel
make
i.
randıman
23
Genel
make
i.
hasılat
24
Genel
make
i.
koz atma/çıkarma
25
Genel
make
i.
(devre/sistem) kapanma
26
Genel
make
i.
muadil
27
Genel
make
i.
bir kimsenin bedensel, zihinsel veya manevi yapısı
28
Genel
make
i.
yapılma miktarı
29
Genel
make
i.
yapılma sayısı
30
Genel
make
i.
akran
31
Genel
make
i.
yaşıt
32
Genel
make
i.
yoldaş
33
Genel
make
i.
arkadaş
34
Genel
make
i.
mizaç
35
Genel
make
i.
ev yapımı proje
36
Genel
make
f.
çevirmek
37
Genel
make
f.
ulaşmak
38
Genel
make
f.
varmak
39
Genel
make
f.
yaptırmak
40
Genel
make
f.
kazanmak
41
Genel
make
f.
göstermek
42
Genel
make
f.
almak (yol)
43
Genel
make
f.
becermek
44
Genel
make
f.
yetişmek
45
Genel
make
f.
olarak atamak
46
Genel
make
f.
ilişki kurmak
47
Genel
make
f.
gitmek
48
Genel
make
f.
atamak
49
Genel
make
f.
tutmak
50
Genel
make
f.
başarıya ulaştırmak
51
Genel
make
f.
katetmek
52
Genel
make
f.
zorlamak
53
Genel
make
f.
düdüklemek
54
Genel
make
f.
olmak
55
Genel
make
f.
yol almak
56
Genel
make
f.
devirmek
57
Genel
make
f.
hazırlamak
58
Genel
make
f.
anlamak
59
Genel
make
f.
anlam çıkarmak
60
Genel
make
f.
tamamlamak
61
Genel
make
f.
girişmek
62
Genel
make
f.
kılmak
63
Genel
make
f.
düzenlemek
64
Genel
make
f.
kapatmak (devreyi)
65
Genel
make
f.
düzeltmek
66
Genel
make
f.
hesap etmek
67
Genel
make
f.
erişmek
68
Genel
make
f.
akdetmek
69
Genel
make
f.
inşa etmek
70
Genel
make
f.
eylemek
71
Genel
make
f.
yaratmak
72
Genel
make
f.
sağlamak
73
Genel
make
f.
elde etmek
74
Genel
make
f.
mecbur etmek
75
Genel
make
f.
somurtmak
76
Genel
make
f.
imal etmek
77
Genel
make
f.
çiş yapmak
78
Genel
make
f.
işemek
79
Genel
make
f.
meydana getirmek
80
Genel
make
f.
-tirmek
81
Genel
make
f.
-dırmak
82
Genel
make
f.
yapmak
83
Genel
make
f.
başlamak
84
Genel
make
f.
başlıyormuş gibi görünmek
85
Genel
make
f.
neden olmak
86
Genel
make
f.
sebep olmak
87
Genel
make
f.
yol açmak
88
Genel
make
f.
bestelemek
89
Genel
make
f.
(eser) yazmak
90
Genel
make
f.
oluşturup aklında tutmak
91
Genel
make
f.
(ateş) yakmak
92
Genel
make
f.
haline getirmek
93
Genel
make
f.
belirli bir duruma sokmak
94
Genel
make
f.
yasalaştırmak
95
Genel
make
f.
uygulamaya koymak
96
Genel
make
f.
hayata geçirmek
97
Genel
make
f.
kurmak
98
Genel
make
f.
tesis etmek
99
Genel
make
f.
koymak
100
Genel
make
f.
adlandırmak
101
Genel
make
f.
belirlemek
102
Genel
make
f.
ilan ettirmek
103
Genel
make
f.
belirttirmek
104
Genel
make
f.
gözlemletmek
105
Genel
make
f.
istenen verimlilik standardına getirmek
106
Genel
make
f.
(tavlada) kapı almak
107
Genel
make
f.
anlam vermek
108
Genel
make
f.
aklı ermek
109
Genel
make
f.
… olarak görmek
110
Genel
make
f.
… olarak düşünmek
111
Genel
make
f.
bir taraftan öteki tarafa geçerek ulaşmak
112
Genel
make
f.
bir yandan öteki yana geçmek
113
Genel
make
f.
çaba göstererek yapmak
114
Genel
make
f.
yemek yemek
115
Genel
make
f.
karnını doyurmak
116
Genel
make
f.
özünü ortaya çıkarmak
117
Genel
make
f.
meydana çıkarmak için yeterli olmak
118
Genel
make
f.
iki veya daha fazla şeyin bir araya gelmesiyle oluşmak
119
Genel
make
f.
dönüşüp başka hale gelebilmek
120
Genel
make
f.
başka bir şey haline gelebilmek
121
Genel
make
f.
haline gelmek
122
Genel
make
f.
… olarak fayda sağlamak
123
Genel
make
f.
görevi görmek
124
Genel
make
f.
birleştirmek
125
Genel
make
f.
yola çıkmak
126
Genel
make
f.
başlamak
127
Genel
make
f.
ilerlemek
128
Genel
make
f.
yola koyulmak
129
Genel
make
f.
yükselmek
130
Genel
make
f.
artmak
131
Genel
make
f.
ulaşmak
132
Genel
make
f.
yayılmak
133
Genel
make
f.
etkili olmak
134
Genel
make
f.
söylemek
135
Genel
make
f.
ağırlığı olmak
136
Genel
make
f.
pişirmek
137
Genel
make
f.
dönüştürmek
138
Genel
make
f.
çıkarmak
139
Genel
make
f.
yazmak veya düzenlemek
140
Genel
make
f.
işlemek
141
Genel
make
f.
icra etmek
142
Genel
make
f.
(kanun) çıkarmak
143
Genel
make
f.
tayin etmek
144
Genel
make
f.
gelişmek
145
Genel
make
f.
tasarlamak
146
Genel
make
f.
oluşturmak
147
Genel
make
f.
düzenlemek
148
Genel
make
f.
teşkil etmek
149
Genel
make
f.
(fiyat/alışveriş) tutmak
150
Genel
make
f.
(bir sayıya) ulaşmak
151
Genel
make
f.
eşit olmak
152
Genel
make
f.
yaramak
153
Genel
make
f.
hizmet etmek
154
Genel
make
f.
şans getirmek
155
Genel
make
f.
beyan etmek
156
Genel
make
f.
yol almak
157
Genel
make
f.
yanaşmak
158
Genel
make
f.
(zamanında) erişmek
159
Genel
make
f.
(zamanında) ulaşmak
160
Genel
make
f.
(bir pozisyona) yükselmek
161
Genel
make
f.
terfi etmek
162
Genel
make
f.
adı geçmek
163
Genel
make
f.
(manşetleri) işgal etmek
164
Genel
make
f.
bir el kazanmak
165
Genel
make
f.
kartları dağıtmak
166
Genel
make
f.
sayı kazanmak
167
Genel
make
f.
gözükmek
168
Genel
make
f.
görünmek
169
Genel
make
f.
(devre/sistem) kapanmak
170
Genel
make
f.
(devreyi/sistemi) kapamak
171
Genel
make
f.
yapılmak
172
Genel
make
f.
meydana getirilmek
173
Genel
make
f.
kabarmak
174
Genel
make
f.
yükselmek
175
Genel
make
f.
(yüz hareketi) yapmak
176
Genel
make
f.
seks yapmak
177
Genel
make
f.
sevişmek
178
Genel
make
f.
yeltenmek
179
Genel
make
f.
(bir şey yapmaya) davranmak
180
Genel
make
f.
güzel kılmak
181
Genel
make
f.
yemek
182
Genel
make
f.
yerleşmek
183
Genel
make
f.
(takıma/organizasyona) girmek
184
Genel
make
f.
uydurmak
185
Genel
make
f.
uygun hale getirmek
186
Genel
make
f.
zihinde tasarlamak
187
Genel
make
f.
zihinde düzenlemek
188
Genel
make
f.
zihinde hesaplamak
189
Genel
make
f.
bileşenleri bir araya getirmek
190
Genel
make
f.
uygun bir şekilde icra etmek
191
Genel
make
f.
hizaya sokmak
192
Genel
make
f.
tanzim etmek
193
Genel
make
f.
duyurmak
194
Genel
make
f.
temas kurmak
195
Genel
make
f.
irtibat kurmak
196
Genel
make
f.
kadar etmek
197
Genel
make
f.
değerinde olmak
198
Genel
make
f.
eşdeğerde olmak
199
Genel
make
f.
karşılık gelmek
200
Genel
make
f.
çalışarak para kazanmak
201
Genel
make
f.
ticaret yaparak para kazanmak
202
Genel
make
f.
görmek
203
Genel
make
f.
gözüne ilişmek
204
Genel
make
f.
gibi görünmek
205
Genel
make
f.
rotaya dahil etmek
206
Genel
make
f.
seyahat sırasındayken uğramak
207
Genel
make
f.
(bir şeyden) en zevkli veya doyurucu deneyimi elde etmek
208
Genel
make
f.
boyutça büyümek
209
Genel
make
f.
tesir etmek
210
Genel
make
f.
hesaplamak
211
Genel
make
f.
tahmin etmek
212
Genel
make
f.
bir şeyi yapma niyeti ile hareket etmek
213
Genel
make
f.
bir şeyi yaptığını göstermek
214
Genel
make
f.
bilgisini değerlendirmek
215
Genel
make
f.
fikrine önem vermek
216
Genel
make
f.
zamanında varmak
217
Genel
make
f.
derinleşmek
218
Genel
make
f.
temin etmek
219
Genel
make
f.
belirli bir hızda hareket etmek
220
Genel
make
f.
olgunlaşmak
Irregular Verb
221
Irregular Verb
make
f.
made - made
Colloquial
222
Konuşma Dili
make
i.
kimlik tespiti
223
Konuşma Dili
make
i.
teşhis
224
Konuşma Dili
make
i.
kimlik saptaması
225
Konuşma Dili
make
f.
suçlu teşhis etmek
226
Konuşma Dili
make
f.
suçlu tespit etmek
227
Konuşma Dili
make
f.
suçlu olarak tanımlamak
228
Konuşma Dili
make
f.
suçlu kabul etmek
229
Konuşma Dili
make
f.
katılmak
230
Konuşma Dili
make
f.
belli bir hıza ulaşmak
231
Konuşma Dili
make
f.
belli bir hız yapmak
232
Konuşma Dili
make
f.
yer edinmek
233
Konuşma Dili
make
f.
konum edinmek
Trade/Economic
234
Ticaret/Ekonomi
make
i.
imalat tipi
235
Ticaret/Ekonomi
make
i.
yapı
236
Ticaret/Ekonomi
make
f.
imal etmek
237
Ticaret/Ekonomi
make
f.
yapmak
Technical
238
Teknik
make
i.
elektrik devresinin kapanması
239
Teknik
make
f.
meydana getirmek
240
Teknik
make
f.
yapmak
Computer
241
Bilgisayar
make
i.
marka
242
Bilgisayar
make
i.
büyük uygulamaları otomatik olarak geliştiren bir program desteği
243
Bilgisayar
make
expr.
yap
Electric
244
Elektrik
make
f.
devreyi kapatmak
Automotive
245
Otomotiv
make
i.
marka
Marine
246
Denizcilik
make
f.
suya bırakmak
247
Denizcilik
make
f.
suya indirmek
Mining
248
Maden
make
f.
(madende cevher) ortaya çıkmak
249
Maden
make
f.
(madende cevher) görülmek
Agriculture
250
Tarım
make
f.
(mahsul) yetiştirmek
251
Tarım
make
f.
(saman) kestirip kurutturmak
252
Tarım
make
f.
(otu) kurutup olgunlaştırmak
Sport
253
Spor
make
f.
(bowling) atış sonrası ayakta kalan lobutları kareye çevirmek
254
Spor
make
f.
(bowling) atış sonrası ayakta kalan lobutların tamamını ikinci atışta devirmek
255
Spor
make
f.
(golf) topu çukura sokmak
256
Spor
make
f.
sayı yapmak
Weight Lifting
257
Halter
make
i.
çeşit
Card
258
İskambil
make
i.
(briç ve vistte) kozların deklarasyonu
259
İskambil
make
f.
(oyun kartlarını) karıştırmak
260
İskambil
make
f.
(kart oyununda) belirli kart veya puanları kazanmak
261
İskambil
make
f.
(kart oyununda) oyunu tamamlamak
262
İskambil
make
f.
tanımak
263
İskambil
make
f.
uğramak
264
İskambil
make
f.
yakalamak
265
İskambil
make
f.
kart hilesi ile kazanmak
Archaic
266
Eski Kullanım
make
f.
şiir yazmak
Slang
267
Argo
make
i.
askeri terfi
268
Argo
make
i.
askeri tayin
269
Argo
make
f.
çiş yapmak
270
Argo
make
f.
işemek
271
Argo
make
f.
tespit etmek
272
Argo
make
f.
belirlemek
273
Argo
make
f.
baştan çıkarmak
274
Argo
make
f.
ilişkiye girmek
275
Argo
make
f.
tadını çıkarmak
276
Argo
make
f.
rol yapmak
277
Argo
make
f.
taklit yapmak
278
Argo
make
f.
birini ömrü boyunca mafyaya üye yapmak
279
Argo
make
f.
birinin ömrü boyunca mafyada kalmasını sağlamak
"make"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
make up
f.
uydurmak
2
Yaygın Kullanım
make thin
f.
inceltmek
3
Yaygın Kullanım
make an effort
f.
çaba göstermek
4
Yaygın Kullanım
make real
f.
gerçekleştirmek
5
Yaygın Kullanım
make an effort
f.
gayret etmek
6
Yaygın Kullanım
make an effort
f.
çabalamak
7
Yaygın Kullanım
make a mistake
f.
hata yapmak
8
Yaygın Kullanım
make smaller
f.
küçültmek
9
Yaygın Kullanım
make out
f.
idare etmek
10
Yaygın Kullanım
make love
f.
sevişmek
11
Yaygın Kullanım
make think
f.
düşündürmek
12
Yaygın Kullanım
make happy
f.
sevindirmek
13
Yaygın Kullanım
make peace
f.
barış yapmak
14
Yaygın Kullanım
make happy
f.
mutlu etmek
15
Yaygın Kullanım
make an effort
f.
çaba harcamak
16
Yaygın Kullanım
make use of
f.
faydalanmak
17
Yaygın Kullanım
make peace
f.
barışmak
18
Yaygın Kullanım
make a baby
f.
çocuk yapmak
19
Yaygın Kullanım
make life easier
f.
hayatı kolaylaştırmak
20
Yaygın Kullanım
make life easier
f.
yaşamı kolaylaştırmak
21
Yaygın Kullanım
make sure
f.
emin olmak
22
Yaygın Kullanım
make a decision
f.
karar vermek
23
Yaygın Kullanım
make flexible
f.
esnekleştirmek
24
Yaygın Kullanım
make regress
f.
geriletmek
25
Yaygın Kullanım
make a soup
f.
çorba yapmak
General
26
Genel
contracts for make wills
i.
miras sözleşmeleri
27
Genel
make fit for domestic life
i.
ev hayatı için uygun hale getir
28
Genel
make central
i.
merkezileştirmek
29
Genel
contracts to make wills
i.
miras sözleşmeleri
30
Genel
the struggle to make a living
i.
geçim derdi
31
Genel
make-up
i.
uydurma hikaye
32
Genel
make-up
i.
yapı
33
Genel
make-up
i.
doğa
34
Genel
make-up artist
i.
makyajcı
35
Genel
make-up
i.
bileşim
36
Genel
make-believe
i.
hayal ürünü
37
Genel
make-up
i.
huy
38
Genel
make-up
i.
düzenleme
39
Genel
make-up
i.
mizanpaj
40
Genel
make-up
i.
makyaj
41
Genel
make-up
i.
yurt
42
Genel
make-up
i.
makyaj malzemesi
43
Genel
make-up
i.
plan
44
Genel
make-ready
i.
baskıya hazırlama
45
Genel
make-up
i.
düzen
46
Genel
make-up room
i.
makyaj odası
47
Genel
make-believe
i.
hayal
48
Genel
make-up
i.
yaradılış
49
Genel
make-up
i.
terkip
50
Genel
make-up
i.
yapılış
51
Genel
make-up base
i.
makyaj bazı
52
Genel
eye make-up
i.
göz makyajı
53
Genel
make-up
i.
süs
54
Genel
make-up
i.
kişilik
55
Genel
make-up remover
i.
makyaj temizleyicisi
56
Genel
make-up examination
i.
bütünleme
57
Genel
make-up
i.
yapım
58
Genel
make-up
i.
maya
59
Genel
make-up
i.
tasarım
60
Genel
make-up
i.
tertip
61
Genel
make-up
i.
telafi çalışması
62
Genel
make up water
i.
katma suyu
63
Genel
make up water
i.
ilave su
64
Genel
cultural make up
i.
kültürel doku
65
Genel
features that make life easier
i.
yaşamı kolaylaştıran özellikler
66
Genel
make-up news
i.
uydurma haber
67
Genel
make-up news
i.
şişirme haber
68
Genel
heavy make-up
i.
ağır makyaj
69
Genel
make-up man
i.
erkek güzellik uzmanı
70
Genel
make-up man
i.
erkek makyöz
71
Genel
ambition to make money
i.
para kazanma hırsı
72
Genel
make up kit
i.
makyaj seti
73
Genel
make up kit
i.
makyaj takımı
74
Genel
make-work
i.
angarya
75
Genel
make-up table
i.
makyaj masası
76
Genel
woman make-up artist
i.
kadın makyöz
77
Genel
woman make-up artist
i.
kadın makyöz
78
Genel
vehicle make
i.
araç markası
79
Genel
make-up artist
i.
makyöz
80
Genel
make-up artist
i.
makyör
81
Genel
make-up artist
i.
makyaj sanatçısı
82
Genel
make-up bag
i.
makyaj çantası
83
Genel
make [dialect] [uk]
i.
denk
84
Genel
make [dialect] [uk]
i.
eş
85
Genel
make [dialect] [uk]
i.
eşlik eden kimse
86
Genel
make [dialect] [uk]
i.
refakatçi
87
Genel
make [dialect] [uk]
i.
karı kocadan her biri
88
Genel
make [dialect] [uk]
i.
hayat arkadaşı
89
Genel
make [dialect] [uk]
i.
yarım peni
90
Genel
make believe
i.
gerçek olmayan şey
91
Genel
make believe
i.
sahte şey
92
Genel
make-belief
i.
inanmış gibi görünme
93
Genel
make-belief
i.
inanıyor gibi yapma
94
Genel
make-believe
i.
yalandan inanma
95
Genel
make-believe
i.
inanıyormuş gibi yapma
96
Genel
make-believe
i.
mış gibi yapan kimse
97
Genel
make-do
i.
temin edilemeyen bir şeyin ikamesi
98
Genel
make-do
i.
geçici çare
99
Genel
make-work
i.
birini oyalamak için yaratılmış önemsiz iş
100
Genel
make fun
f.
eğlenmek
101
Genel
make amends
f.
telafi etmek
102
Genel
make a reduction
f.
iskonto yapmak
103
Genel
make a night of it
f.
sabaha kadar eğlenmek
104
Genel
make somebody forget
f.
unutturmak
105
Genel
make clear
f.
netleştirmek
106
Genel
make trouble
f.
bela çıkarmak
107
Genel
make a noise
f.
şamata yapmak
108
Genel
make the water
f.
su almak
109
Genel
make narrow
f.
darlaştırmak
110
Genel
make sacrifices (for the sake of something/someone)
f.
fedakarlıktan kaçınmamak
111
Genel
make a photocopy
f.
fotokopi çekmek
112
Genel
make inbales
f.
balya yapmak
113
Genel
not to make a noise
f.
ses çıkarmamak
114
Genel
make a written statement
f.
yazılı açıklamada bulunmak
115
Genel
make a row
f.
çıngar çıkarmak
116
Genel
make submissive
f.
uysallaştırmak
117
Genel
make the big buck
f.
çok para kazanmak
118
Genel
make something work
f.
çalıştırmak
119
Genel
make somebody sick
f.
hasta etmek
120
Genel
make awry
f.
çarpıtmak
121
Genel
make modest
f.
sadeleştirmek
122
Genel
make prize of
f.
ganimet almak
123
Genel
make a name for oneself
f.
sükse yapmak
124
Genel
make acquainted with
f.
tanışmak
125
Genel
make a game of
f.
alay etmek
126
Genel
make mouldy
f.
küflendirmek
127
Genel
make somebody live happily
f.
gün göstermek
128
Genel
make a boner
f.
pot kırmak
129
Genel
make great efforts
f.
canını dişine takmak
130
Genel
make shift
f.
var olanla idare etmek
131
Genel
make something clear
f.
bir şeyi belli etmek
132
Genel
make lukewarm
f.
ılıştırmak
133
Genel
make fun of
f.
dalga geçmek
134
Genel
make something tingle
f.
bir şeyi çınlatmak
135
Genel
make food
f.
yemek yapmak
136
Genel
make progress
f.
ilerleme kaydetmek
137
Genel
make obeisance
f.
hürmet etmek
138
Genel
make larger
f.
genişletmek
139
Genel
make linear
f.
doğrusal hale getirmek
140
Genel
make fun of
f.
matrağa almak
141
Genel
make oneself acquainted with
f.
öğrenmek
142
Genel
make sense
f.
anlamı olmak
143
Genel
make coarse
f.
kabalaştırmak
144
Genel
make legal
f.
yasallaştırmak
145
Genel
make do with
f.
ile yetinmek
146
Genel
make legendary
f.
efsaneleştirmek
147
Genel
make love
f.
aşk yapmak
148
Genel
make limp
f.
aksatmak
149
Genel
make mention of
f.
sözünü etmek
150
Genel
make a hash of
f.
yüzüne gözüne bulaştırmak
151
Genel
make money
f.
para kazanmak
152
Genel
make a formal protest
f.
protesto çekmek
153
Genel
make it possible
f.
imkan vermek
154
Genel
make care
f.
bakmak
155
Genel
make an application
f.
başvuruda bulunmak
156
Genel
make sense out of
f.
anlam çıkarmak
157
Genel
make fixed
f.
sabitleştirmek
158
Genel
make somebody yawn
f.
esnetmek
159
Genel
make an end of
f.
sona erdirmek
160
Genel
make willing
f.
istekli hale getirmek
161
Genel
make into
f.
biçim vermek
162
Genel
make amends
f.
özür dilemek
163
Genel
make eyes at somebody
f.
göz süzmek
164
Genel
make one’s case
f.
kendini ortaya koymak
165
Genel
make fun of
f.
ile eğlenmek
166
Genel
make systematic
f.
sistemli hale getirmek
167
Genel
make feeble
f.
kuvvetsizleştirmek
168
Genel
make high
f.
yükseltmek
169
Genel
make impersonal
f.
kişisel olmayan bir hale getirmek
170
Genel
make concessions to
f.
tavizde bulunmak
171
Genel
make to look antique
f.
antika görünümlü yapmak
172
Genel
make one's eyes water
f.
gözlerini yaşartmak
173
Genel
make a law
f.
kanun koymak
174
Genel
make understand
f.
sezdirmek
175
Genel
make cliche
f.
klişe yapmak
176
Genel
make a dent in
f.
azaltmak
177
Genel
make both ends meet
f.
geliri gidere denkleştirmek
178
Genel
make somebody scapegoat for something
f.
hedef göstermek
179
Genel
make a jest of
f.
alay etmek
180
Genel
make things worse
f.
kaş yapayım derken göz çıkarmak
181
Genel
make someone turn in his grave
f.
mezarında birinin kemiklerini sızlatmak
182
Genel
make go with
f.
yakıştırmak
183
Genel
make a distinguished name for oneself
f.
adından söz ettirmek
184
Genel
make a crashing sound
f.
kütürdemek
185
Genel
make somebody print
f.
bastırmak
186
Genel
make clear
f.
belli etmek
187
Genel
make a loss
f.
zarar etmek
188
Genel
make a mountain out of a molehill
f.
habbeyi kubbe yapmak
189
Genel
make sick
f.
kusturmak
190
Genel
make a mistake
f.
sürçmek
191
Genel
make a high pitched cry
f.
çok tiz sesle bağırmak
192
Genel
make something stick
f.
kanıtlamak
193
Genel
make one's day
f.
sevindirmek
194
Genel
make an idol of
f.
tapmak
195
Genel
make a design of
f.
dizayn etmek
196
Genel
make free with
f.
izin almadan kullanmak (başkasının malı olan bir şeyi)
197
Genel
make a contract
f.
kontrat yapmak
198
Genel
make a formal request
f.
istemde bulunmak
199
Genel
make somebody thirsty
f.
hararet vermek
200
Genel
make sense
f.
anlam taşımak
201
Genel
make public
f.
halka açık hale getirmek
202
Genel
make a report
f.
rapor vermek
203
Genel
make accessible
f.
ulaşılabilir hale getirmek
204
Genel
make a mistake
f.
hata işlemek
205
Genel
make a mess of
f.
allak bullak etmek
206
Genel
make a lot of money
f.
altın kesmek
207
Genel
make an application
f.
başvurmak
208
Genel
make up
f.
toplamak
209
Genel
make concessions to
f.
taviz vermek
210
Genel
make reference to
f.
söz etmek
211
Genel
make mention of
f.
bahsetmek
212
Genel
make safe
f.
emniyet altına almak
213
Genel
make a sacrifice
f.
özveride bulunmak
214
Genel
make a visit
f.
ziyaret etmek
215
Genel
make weak
f.
kuvvetsizleştirmek
216
Genel
make room for someone
f.
biri için yer açmak
217
Genel
make glad
f.
memnun etmek
218
Genel
make face
f.
surat etmek
219
Genel
make angry
f.
sinir bozmak
220
Genel
make fast
f.
sağlamlaştırmak
221
Genel
make rings round somebody
f.
taş çıkartmak
222
Genel
make a dash
f.
atılmak
223
Genel
make round
f.
yuvarlaklaştırmak
224
Genel
make fun
f.
alay etmek
225
Genel
make fun of
f.
kıtıra almak
226
Genel
make somebody believe
f.
yutturmak
227
Genel
make sure
f.
sağlama bağlamak
228
Genel
make friends
f.
dost edinmek
229
Genel
make something rustle
f.
hışırdatmak
230
Genel
make lively
f.
canlılık kazandırmak
231
Genel
make defective
f.
kusurlu hale getirmek
232
Genel
make satisfied
f.
tatmin etmek
233
Genel
make known
f.
sızdırmak
234
Genel
make formless
f.
şekilsizleştirmek
235
Genel
make swollen
f.
şişkin hale getirmek
236
Genel
make progress
f.
aşama kaydetmek
237
Genel
make calm
f.
sakinleştirmek
238
Genel
make capital of
f.
istismar etmek
239
Genel
make public
f.
ortaya dökmek
240
Genel
make clean
f.
temizlemek
241
Genel
know how to make somebody work efficiently
f.
adam kullanmak
242
Genel
make merry over
f.
eğlenmek
243
Genel
make a point of
f.
özenmek
244
Genel
make sheep's eyes at somebody
f.
göz süzmek
245
Genel
make a sharp sound
f.
keskin ses çıkarmak
246
Genel
make functional
f.
çalışır duruma getirmek
247
Genel
make war
f.
savaşmak
248
Genel
make a fair copy of
f.
temize çekmek
249
Genel
make friends
f.
dost olmak
250
Genel
make sad
f.
hüzün vermek
251
Genel
make bitter
f.
acılaştırmak
252
Genel
make restitution
f.
tazmin etmek
253
Genel
make official
f.
resmileştirmek
254
Genel
make one feel better
f.
yüreğine su serpmek
255
Genel
make ill
f.
hasta etmek
256
Genel
make an assault
f.
hücum etmek
257
Genel
make out
f.
seçmek
258
Genel
make short work of
f.
çabucak yenmek
259
Genel
make proud
f.
gurur vermek
260
Genel
make a fire
f.
ateş yakmak
261
Genel
make away with
f.
öldürmek
262
Genel
make sure
f.
garantilemek
263
Genel
make someone drool
f.
ağzını sulandırmak
264
Genel
make hard to see
f.
görülmesi zor hale getirmek
265
Genel
make insensitive
f.
duygusuzlaştırmak
266
Genel
make suggestion
f.
öneride bulunmak
267
Genel
make one's appearance
f.
görünmek
268
Genel
make two
f.
ikilemek
269
Genel
make angry
f.
öfkelendirmek
270
Genel
make a lasting impact
f.
kalıcı etki bırakmak
271
Genel
make something happen
f.
mümkün kılmak
272
Genel
make sense
f.
anlam kazanmak
273
Genel
make havoc of
f.
mahvetmek
274
Genel
make up
f.
sallamak
275
Genel
make bright
f.
parlatmak
276
Genel
make a mess of
f.
yüzüne gözüne bulaştırmak
277
Genel
make a dash
f.
fırlamak
278
Genel
make faces
f.
alay ederek yüzünü gözünü tuhaf şekillere sokmak
279
Genel
make fiercer
f.
şiddetlendirmek
280
Genel
make ugly
f.
çirkinleştirmek
281
Genel
make a pause
f.
ara vermek
282
Genel
make mention of
f.
söz etmek
283
Genel
make a hash of
f.
karman çorman etmek
284
Genel
make somebody throw
f.
attırmak
285
Genel
make rare
f.
seyreltmek
286
Genel
make firm
f.
sağlamlaştırmak
287
Genel
make sure
f.
unutmamak
288
Genel
make denser
f.
daha yoğun hale getirmek
289
Genel
make moldy
f.
küflendirmek
290
Genel
make one
f.
ortak olmak
291
Genel
make one's mouth water
f.
ağzını sulandırmak
292
Genel
make an objection to
f.
itiraz etmek
293
Genel
make over
f.
yenilemek
294
Genel
make unfit
f.
yetersiz hale getirmek
295
Genel
make giddy
f.
sersemletmek
296
Genel
make something tingle
f.
bir şeyi tatlı bir şekilde ürpertmek
297
Genel
make quite a name for oneself
f.
adını duyurmak
298
Genel
make music
f.
müzik yapmak
299
Genel
make private
f.
özelleştirmek
300
Genel
make imperceptible
f.
görülemez hale getirmek
301
Genel
make a sour face
f.
yüzünü buruşturmak
302
Genel
make rare
f.
seyrekleştirmek
303
Genel
make happy
f.
yüzünü güldürmek
304
Genel
make inroads in
f.
ilerleme kaydetmek
305
Genel
make no pretensions to
f.
iddiasında olmamak
306
Genel
make tight
f.
sıkılaştırmak
307
Genel
make a bargain
f.
anlaşmaya varmak
308
Genel
make mellow
f.
olgunlaştırmak
309
Genel
make a breach in
f.
gedik açmak
310
Genel
make rich
f.
zenginleştirmek
311
Genel
make a scene
f.
çıngar çıkarmak
312
Genel
make impure
f.
kirletmek
313
Genel
make coffee
f.
kahve yapmak
314
Genel
make friends
f.
arkadaşlık kurmak
315
Genel
make a bundle
f.
çok para kazanmak
316
Genel
make a lion of
f.
ünlü muamelesi yapmak
317
Genel
make up one's mind
f.
karara varmak
318
Genel
make one's hair stand on
f.
tüylerini diken diken etmek
319
Genel
make a brief visit to
f.
uğramak
320
Genel
make watery
f.
sulandırmak
321
Genel
make noise
f.
gürültü yapmak
322
Genel
make hard
f.
sertleştirmek
323
Genel
make a deal
f.
kontrat yapmak
324
Genel
make somebody cry
f.
ağlatmak
325
Genel
make something bitter
f.
acılaştırmak
326
Genel
make love
f.
seks yapmak
327
Genel
make headway
f.
ilerleme kaydetmek
328
Genel
make way
f.
yol vermek
329
Genel
make advances to somebody
f.
asılmak
330
Genel
make oneself accepted among
f.
kendini kabul ettirmek
331
Genel
make the money fly
f.
har vurup harman savurmak
332
Genel
make fast
f.
sıkmak
333
Genel
make somebody drink
f.
içirmek
334
Genel
make one's name
f.
isim yapmak
335
Genel
make a bargain
f.
mutabık kalmak
336
Genel
make the big buck
f.
parsayı götürmek
337
Genel
make ready
f.
hazırlamak
338
Genel
make somebody a present of
f.
hediye etmek
339
Genel
make lean
f.
abandırmak
340
Genel
make stiff
f.
katılaştırmak
341
Genel
make the bed
f.
yatağını toplamak
342
Genel
make powerless
f.
güçsüzleştirmek
343
Genel
make a scene
f.
olay çıkarmak
344
Genel
make a decision about
f.
karara bağlamak
345
Genel
make a careless mistake
f.
acemilik etmek
346
Genel
make swoon
f.
bayıltmak
347
Genel
make mouths
f.
surat etmek
348
Genel
make an animal bellow
f.
böğürtmek
349
Genel
make amends
f.
tazmin etmek
350
Genel
make short work of
f.
bir çırpıda yemek
351
Genel
make a break
f.
fasıla vermek
352
Genel
make short work of
f.
çabucak bitirmek
353
Genel
make a bed
f.
yatak yapmak
354
Genel
make legal
f.
meşrulaştırmak
355
Genel
make an enemy of somebody
f.
düşman etmek
356
Genel
make disconnected
f.
ayırmak (bağlantısını)
357
Genel
make known
f.
ilan etmek
358
Genel
make good
f.
başarılı olmak
359
Genel
make short work of
f.
problemini çabucak halletmek
360
Genel
make a hit
f.
üstün başarı sağlamak
361
Genel
make an attempt at
f.
teşebbüs etmek
362
Genel
make one's weight felt
f.
ağırlığını hissettirmek
363
Genel
make good
f.
ödemek (zararı)
364
Genel
make false
f.
hata yapmak
365
Genel
make radioactive
f.
radyoaktifleştirmek
366
Genel
make prepared
f.
hazır hale getirmek
367
Genel
make a vow
f.
yemin etmek
368
Genel
make prosperous
f.
abad etmek
369
Genel
make a sound
f.
tınmak
370
Genel
make do
f.
yetinmek
371
Genel
make record
f.
albüm yapmak
372
Genel
make oneself at home
f.
abayı sermek
373
Genel
make suds
f.
köpürmek
374
Genel
make a compromise
f.
uzlaşmak
375
Genel
make gloomy
f.
sıkıcı hale getirmek
376
Genel
make use of an advantage
f.
avantajdan faydalanmak
377
Genel
make collections
f.
tahsilat yapmak
378
Genel
make care of
f.
bakmak
379
Genel
make propaganda
f.
propaganda yapmak
380
Genel
make a present
f.
peşkeş çekmek
381
Genel
make harder
f.
daha sert hale getirmek
382
Genel
make things hum
f.
hareketlendirmek
383
Genel
make a statement
f.
açıklama yapmak
384
Genel
make somebody look for
f.
aratmak
385
Genel
make an impression
f.
intiba bırakmak
386
Genel
make a change
f.
yenilik yapmak
387
Genel
make much of something
f.
izam etmek
388
Genel
make hopping mad
f.
kudurtmak
389
Genel
make an appointment
f.
sözleşmek
390
Genel
make shift
f.
idare etmek
391
Genel
make something into
f.
bir şeyi başka bir şeye dönüştürmek
392
Genel
make fun of
f.
ile alay etmek
393
Genel
make opaque
f.
donuklaştırmak
394
Genel
make things into a bundle
f.
çıkın etmek
395
Genel
make a bonfire of
f.
kurtulmak
396
Genel
make friends with
f.
dost olmak
397
Genel
make a wound
f.
yara açmak
398
Genel
make more powerful
f.
gücünü artırmak
399
Genel
make somebody speak
f.
konuşturmak
400
Genel
make a hole
f.
delik açmak
401
Genel
make burst
f.
patlatmak
402
Genel
make up
f.
makyaj yapmak
403
Genel
make used
f.
kullanılmış hale getirmek
404
Genel
make out
f.
geçinmek
405
Genel
make play
f.
oynatmak
406
Genel
make oneself understood
f.
derdini anlatmak
407
Genel
make inroads on
f.
bir payını elde etmek (bir piyasanın)
408
Genel
make undone
f.
tamamlanmamış hale getirmek
409
Genel
make mechanical
f.
mekanikleştirmek
410
Genel
make a motion
f.
önerge vermek
411
Genel
make calm
f.
durgunlaştırmak
412
Genel
make a go of
f.
bir işyerini başarılı bir şekilde idare etmek
413
Genel
make a plea
f.
dava açmak
414
Genel
make a man
f.
adam etmek
415
Genel
make pure
f.
saflaştırmak
416
Genel
make decision
f.
karar vermek
417
Genel
make water
f.
su dökmek
418
Genel
make use of an opportunity
f.
değerlendirmek (bir fırsatı vb)
419
Genel
make much of
f.
fazlasıyla üstünde durmak
420
Genel
make available
f.
bulunur hale getirmek
421
Genel
make possible
f.
olanak tanımak
422
Genel
make feel
f.
sezdirmek
423
Genel
make a fuss
f.
yaygara koparmak
424
Genel
make ineffective
f.
etkisiz hale getirmek
425
Genel
make little of
f.
önemsememek
426
Genel
make debut
f.
görücüye çıkmak
427
Genel
make an adjustment
f.
ayarlama yapmak
428
Genel
make difficult
f.
güçleştirmek
429
Genel
make do
f.
idare etmek
430
Genel
make something creak
f.
gıcırdatmak
431
Genel
make a brief visit to
f.
kısa ziyarette bulunmak
432
Genel
make dizzy
f.
sersemletmek
433
Genel
make standard
f.
standardlaştırmak
434
Genel
make oneself at home
f.
rahatına bakmak
435
Genel
make equal
f.
eşitlemek
436
Genel
make a clean breast of
f.
her şeyi itiraf etmek
437
Genel
make a declaration
f.
ilan etmek
438
Genel
make long
f.
uzunlaştırmak
439
Genel
make a display
f.
gösteriş yapmak
440
Genel
make unwilling
f.
isteksizleştirmek
441
Genel
make away with
f.
yok etmek
442
Genel
make a concoction
f.
tertip etmek
443
Genel
make somebody look younger
f.
gençleştirmek
444
Genel
make a living
f.
geçinmek
445
Genel
make dissimilar
f.
farklılaştırmak
446
Genel
make or break
f.
batmak ya da çıkmak
447
Genel
make poor
f.
fakirleştirmek
448
Genel
make amends to someone for something
f.
bir şeyin zararını telafi etmek
449
Genel
make content
f.
hoşnut kılmak
450
Genel
make record
f.
kaset yapmak
451
Genel
make up
f.
uyduruvermek
452
Genel
make dim
f.
loşlaştırmak
453
Genel
make up
f.
kafadan uydurmak
454
Genel
make a deal
f.
uzlaşmak
455
Genel
make use of
f.
istifade etmek
456
Genel
make a survey of
f.
araştırmak
457
Genel
make something clear
f.
bir şeyi belirtmek
458
Genel
make a mistake
f.
şaşırmak (karıştırmak veya yanlış yapmak anlamında)
459
Genel
make indistinct
f.
belirsizleştirmek
460
Genel
make a bid
f.
pey sürmek
461
Genel
make capital of
f.
kendi çıkarına kullanmak
462
Genel
make somebody eat humble pie
f.
burnunu sürtmek
463
Genel
make similar
f.
benzer hale getirmek
464
Genel
make one's water mouth
f.
ağzını sulandırmak
465
Genel
make much of somebody
f.
birisi için bayram yapmak
466
Genel
make a deal
f.
anlaşma gerçekleştirmek
467
Genel
make an exhibition of oneself
f.
elaleme maskara olmak
468
Genel
make both ends meet
f.
kazancı masrafına yetişmek
469
Genel
make a fool of
f.
birini maskaraya çevirmek
470
Genel
make little of
f.
önem vermemek
471
Genel
make certain
f.
garantilemek
472
Genel
make up with
f.
barışmak
473
Genel
make a comment
f.
laf atmak
474
Genel
make a card index of
f.
fişlemek
475
Genel
make the first sale of the day
f.
siftah yapmak
476
Genel
make it attractive
f.
cazip kılmak
477
Genel
make believe
f.
gibi davranmak
478
Genel
make preparations
f.
hazırlık yapmak
479
Genel
make solid
f.
katılaştırmak
480
Genel
make leeway
f.
sürüklemek
481
Genel
make up
f.
karar vermek
482
Genel
make into a rule
f.
kurallaştırmak
483
Genel
make empty
f.
boşaltmak
484
Genel
make one's name
f.
adını duyurmak
485
Genel
make somebody's blood boil
f.
tepesinin tasını attırmak
486
Genel
make a present of
f.
takdim etmek
487
Genel
make a study of
f.
incelemek
488
Genel
make a hit with somebody
f.
olumlu bir izlenim bırakmak
489
Genel
make friendship with
f.
arkadaşlık kurmak
490
Genel
make good
f.
yerine getirmek
491
Genel
make reference to
f.
başvurmak
492
Genel
make fast
f.
hızlandırmak
493
Genel
make much of
f.
önemsemek
494
Genel
make touch
f.
dokundurmak
495
Genel
make a formal salute to
f.
asker selamı vermek
496
Genel
make flustered
f.
şaşırtmak
497
Genel
make dots
f.
nokta koymak
498
Genel
make headway
f.
gelişmek
499
Genel
make young
f.
gençleştirmek
500
Genel
make public
f.
aleniyete vurmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of make
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy